Din Üzerine [1 ed.] [PDF]

  • 0 0 0
  • Suka dengan makalah ini dan mengunduhnya? Anda bisa menerbitkan file PDF Anda sendiri secara online secara gratis dalam beberapa menit saja! Sign Up
File loading please wait...

Table of contents :
BÖLÜM I SOSYALiZM VE DİN . .. . . . . .. 9
BÖLÜM II RUS DEVRİMİNİN AYNASI
OLARAK LEO TOLSTOY . . . 17
BÖLÜM III İŞÇi PARTİSİNİN DİN KONUSUNDAKi
TUTUMU . . . . . . 25
BÖLÜM IV SINIFLARlN VE PARTiLERiN
DİN İLE KİLiSE KARŞISINDAKi
TUTUMLARI . . . 42
BÖLÜM V MAKSİM GORKİ'YE . . . . . . . . . . . . 56
BÖLÜM VI MAKSİM GORKİ'YE ........ 􀇳... 62
BÖLÜM VII EMEKÇi KADlNLAR BİRİNCİ
GENEL KONGRESiNDEKi
KONUŞMA . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 67
BÖLÜM VIII PARTi P􀁄OGRAM TASLAGINDAN
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 71
BÖLÜM IX GENÇLİK DERNEKLERİNİN
GÖREVLERİ . . . . . . . . :;...... ..... 73
BÖLÜM X MiLiTAN MADDECİLİGİN Ö-
NEMİ KONUSUNDA 96

Citation preview





1



DiN



LENİN • DiN ÜZERİNE



Ser Yayınevi GENEL



:



7



DAGITIM



:



-ANKARA DAGITIM Bayındır Sok. 38/3 Yenişehir - Ankara Tel: 17 53 39



Kasım 1975



Birinci Basım Dizgi- Baskı- Cilt



:



Ünal Matbaası - ANKARA



V. i. Lenin •



DiN



ÜZERiNE • Türkçesi :



Seçkin CILIZ OGLU



yayt�evi



Bu derleme, Progress Publishers ta:ı;afından



On Re­



ligion



197l'de



adıyla yayınlanan İngilizce metnin



yapılan üçüncü basımından çevrildi. P:mgress Publishers metninin çevirileri, Lenin'in, ay­



nı yayınevi tarafından yayınlanan Toplu Eserler'inin İngilizce basımından alınmış ve Rusça basıına gö­ re düzeltilmiştir.



İÇİNDEKİLBil



BÖLÜM



I



BÖLÜM



II



BÖLÜM



III



SOSYALiZM VE DİN . . . . . . . . . RUS



DEVRİMİNİN



AYNASI .



17



İŞÇi PARTİSİNİN DİN KONUSUNDAKi TUTUMU



25



SINIFLARlN VE PARTiLERiN DİN İLE KİLiSE KARŞISINDAKi TUTUMLARI ..



42



MAKSİM GORKİ'YE



...........



56



OLARAK



LEO



TOLSTOY



. .



. . . . . .



BÖLÜM



IV



9



.



BÖLÜM



V



BÖLÜM



VI



MAKSİM GORKİ'YE ........ �...



62



BÖLÜM



VII



EMEKÇi KADlNLAR BİRİNCİ GENEL KONGRESiNDEKi KONUŞMA



67



.



. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .



BÖLÜM VIII



PARTi P�OGRAM TASLAGINDAN



71



GENÇLİK DERNEKLERİNİN GÖREVLERİ :;...... .....



73



MiLiTAN MADDECİLİGİN ÖNEMİ KONUSUNDA



96



. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .



BÖLÜM



IX



. . . . . . . .



BÖLÜM



X



BÖLÜM : I SOSYALiZM VE DiN



Bugünkü toplum, tamamen geniş emekçi kit­ lelerin nufusumin ufak bir azınlığı; yani toprak sa­ hipleri ve kapitalistler sınıfı tarafından sömürüi­ mesi esası üzerine kurulmuştur. Bütün yaşamları boyunca kapitalistler hesabına çalışan «Özgür» işçi lere sadece kazanç sağlayan kölelerin yaşamını sürdürmeye, kapitalist köleliğin günverrini ve .sürek­ liliğini sağlamaya yetecek oranda geçim olanağı nı zçr­



la polise casusluk etirmek isteyenlere karşı· çıkıyor­



lar. Biz sosyalistler, bu hareketi desteklemeli, kilise­ nin dürüst ve içten üyelerine doğru sonuca ulaşma­



ları konusunda yardımcı olmalı, onların



isteklerini sürdürmelerini



özgürlük



sağlamalı ve kilise



ile



polis arasındaki ilişkiyi koparmalarını onlardan is- .



temeliyiz. Ya içtenlikli ve dürüstsünüzdür, ki o za­



man kilise ile devletin ve kilise ile okulun kesinlik­



y



le birbirlerinden a rılmasından, dinin tamamen ki­



şisel bir sorun olarak kabul edilmesinden yana olur­



sunuz. Ya da özgürlük konusunda bu tutarlı istekle­







ri benimsemezsiniz, ki o zaman da e gizisyon gele­



leklerinin hala tutsağı demeksinizdir; rahat memu­



riyetlerinize ve hükümet kaynaklı gelirlerinize bağ­ lısınız demektir; silahınızın ruhsal gücüne inanmı­



yorsunuz ve devletten rüşvet almayı sunuz demektir.



sürdürüyor-



O takdirde de bütün Rusya'daki sı­



nıf bilinçli işçiler size amansız bir savaş açacak-.



lardır. 12



Sosyalist proletaryanın



�i



açısından



dJlı



kişisel 'bir konu değildiı;. Partimiz, işçi sınfmın kur­



-tuluşu adına bir araya gelmiş sınıf bilinçli, ileri sa­



vaşcıların toplandıkları bir yerdir. Böylesi bir birlik i dinsel inanç biçiminde ortaya sürülen sınıf bilinci yoksunluğuna, bilgisizliğe ve geri kafalılığa kayıtsız



kalamaz ve kalmamalıdır. Din. diye tanımlanan ve



halkın üzerine indirilen koyu sisle, sözlerimizi ve ya­ zılarımızı kullanarak tamamen



ideolojik silahlarla



savaşabilmek için kilisenin kaldırılmasını istiyoruz. Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisini, işçilerin



her



türlü dinsel uyutmacadan kurtulması adına mücade­



le etmek için kurduk. Bi:dm. için ideolojik mücade­ le kişisel bir sorun değil, bütün proletaryanın sorunudur.



Partinin,



bütün



Madem ki durum böyledir, o halde Programı­



mızda ateist olduğumuzu neden açıklamıyoruz? Hı­



hstiyanların ve öteki diniere inananların Partimize girmesini neden yasaklamıyoruz?



Bu soruya verilecek cevap, din sorununun bur­



juva demokratları tarafından ortaya konuluşu



ile



Sosyal Demokratlar tarafından ortaya konuluşu ara­ sındaki ayırımı belirleyecektir.



· Bizim Programımız tamamen



bilimsel,



dahası



materyalist dünya görüŞü temeli üzerindedir.



nedenle Programızm açıklanması demek,



Bu



din sisi­



nin gerçek tarihsel ve ekonomik kökenierinin açık­



lanmasını da zorunlu kılacak demektir. Propaganda­



mız kaçınılmaz olarak ateizm propagandasını, .



.



ı



ge-



rekli bilimsel yayımların yapılmasını, otokrat feodal



hükümetin bugüne kadar yasakladığı ve kovuştur­ duğu yazıların Parti çalışmalarimızın bir dalı



ha-



13



line getirilmesini de içermektedir. Bir zamanlar En­



gels'in Alman Sosyalistlerine verdiği öğüdü bizim



izlememiz



gerekebilir:



Onsekizinci



şimdi



yüzyıl



Fransız Aydınlanma dönemi düşünür ve ateistleri­ nin yazıları çevirilmeli ve geniş ölçüde dır.l



yayılmalı­



Ancak, hiçbir koşulda din sorununti burjuva ra­



dikal demokratlarının sık sık yaptığı gibi, soyut, ül



kücü bir biçimde, sınıf mücadelesinden kopuk «en­ telektüel» bir sorun gibi ortaya koyma







düşmememiz gerekir. Aşırı baskı temeline



yaniışına



oturan



ve işçilerin eğitilmediği bir toplumda, dinsel önyar­ gıların sadece propaganda



yöntemleriyle yokedile­



bileceğini sanmak budalalık olur. İnsanlığın üzerin-:



deki din boyunduruğunun,



toplumdaki



boyunduruğun bir sonucu ve yansıması



ekonomik olduğunu



akıldan çıkarmak burjuva dar görüşlülüğünden baş­



ka birşey değildir. Proletarya kapitalizmin karan­ lık güçlerine karşı kendi mücadelesiyle



aydınlan-



madıkça, ne kadar bildiri dağıtılırsa dağıtılsın, kadar söz söylenirse söylensin proletaryayı



ne



aydın­



latmak olanaksızdır. Bizim açımızdan ezilen sınıfın; bu dünyada bir cennet yaratmak adına gerçek dev­ rimci mücadelede birleşmesi,



öteki dünya cenneti



(1) Sözü e dilen yazı Diderot, Holbach Helvetius ve diğer Fransız düşünürleriyle· ilgili «Flühtlings- Literatur» başlıklı yazıdır. Engels bu yazıda, «Fransız ruhunun gerek öz gerek biçim aÇısından en büyük başarısı olan ve o zamanki bilim düzeyi göz önünde tutulduğunda bugün bile ·çok yüksek düzeyde özü ve eşsiz biçimi olan onsekizinci yüzyıl Fransız materyalistle­ rinin yazılarının işçi kitlesi arasında yayılmasına önem verilmesi geirektigini» yazmıştır. 14



konusunda p�oletaryanın görüş birliğine gelmesin­ den daha önemlidir.



-İşte bu nedenle Programızıda ateist olduğumuzu



belirtmiyoruz ve böyle davranmak zorundayız. İş­



'te bu nedenle,



eski önyargılarını henüz sürdüren



proleterlerin partimize katılmalarını



engellemiyo­



ruz ve engellemernek zorundayız. Biz her zaman bi­ limsel



dünya görüşünü öğütleyeceğiz



ve çeşitli «Hı­



ristiyanlar»ın tutarsızlıklarıyla savaşacağız. Fakat bu hiçbir zaman, yeri olmadığı halde



din sorununun



birinci plana alınması demek· değildir. Yine bu hiç-·



bir zaman, gerçekten devrimci ekonomik ve siyasal mücadele güçlerinin üçüncü sınıf görüşler ya anlamsız fikirler nedeniyle



sına, siyasal önemlerini



birbirlerinden



kaybetmesine,



da



kopma­



ekonomik



gelişim karşısında bir yana itilivermesine göz yum­ mamız da demek değildir.



Her yerde ve şimdilerde



de Rusya'da



reaksi­



yoner burjuvazi, gerçekten önemli, temel ekonomik



ve siyasal sorunlardan,



yani



Rus



prolateryasınıİi



devrimci mücadelede birleşmesiyle bugünlerde zümlenmeye başlanmış olan sorunlardan



çö­



kitlelerin



dikatini uzaklaştırmak amacıyla din adına mücade­ leyi kendine uğraş edinmiştir. Bugün kendini Kara­



Yüzler kıyımlarında gösteren ve



devrimci mücadele­



yi bölmeyi amaçlayan bu reaksiyoner tutum, yarın çok başka ve çok ustalıklı biçimler alabilir.



Biz, du­



rum ne olursa olsun, bu reaksiyoner tutum karşısın­



da serinkanlı, dirençli olacağız ve temelde olmayan ayrımların



etkilerneyeceği



bir



öğretiyi,



dünya görüşünü ve proleter dayanışmasını



bilimsel öğrete­



ceğiz.



ıs



Dinin· devletten ayrılması



açısından,



proleterya dini gerçekten kişisel



devrimci



bir sorun duru­



muna getirmeyi başaracaktır. Ve ortaçağ



küflenmiş görüşlerden arınmış bu siyasal



kalıntısı



düzende,



proletarya, din aldatmacasının gerçek kaynağı olan



ekonomik köleliğin kalkması için mücadele verecektir.



Novaya Zihn Sayı: 28 3.12.1905



16



açık ve yaygın



Toplu Eserler (İng) C. 10 S. 83 - 87



BÖLÜM : II RUS DEVRİMİNİN AYNASI OLARAK LEO TOLSTOY



Büyük sanatçıyı, kesinlikle anlayamadığı ve ke­



sinlikle uzak olduğu devrimle özdeşleştirmek, ilk ba­



kışta tuhaf ve yapay görünebilir. Eşyayı doğru yan­



sıtmayan bir aynaya ayna denilemez. Ne var ki, bi­



zim devrimimiz fazlasıyla karmaşık birşeydir. Doğ­



rudan doğruya devrimi yapan ve devrime katılan



kitle içinde, ne olup bittiğini aynı biçimde anlaya­



mamış ve olayların karşılarına çıkardığı gerçek ta­ rihsel ödevlerinden aynı biçimde uzak kalmış çok



sayıda toplum unsuru. vardır. Üstelik, karşımızdaki gerçekten büyük bir sanatç:ı ise, o takdirde en azın­



dan devrimin temel yönlerinden birkaçını yapıtla­ rında yansıtmış demektir.



Legal Rus basını sayfalarını Tolstoy'un sekse­ ninci doğum yıldönümüyle ilgili yazılar, mektuplar



1.7



ve yorumlarla doldurmakla birlikte, Tolstoy'un e­



serlerini Rus



devriminin ve devrimi itici güçleri­



nin yapısı açısından incelemeye hiç yanaşmamakta-. dır. Bu basın tutumu kamuoyunu ikiyüzlülükle, hem



de biri resmi, öteki liberal olmak üzere çifte ikiyüz­



lülükle, uyutınaya yöneliktir. Resmi ikiyüzlülük de­



diğimiz şey, dün aldıkları buyruk üzerine Leo Tols­ toy'u



sever



yıpratmaya, olarak



bugün



göstermeye



ise



onu bir vatan­



çalışan



ve



böyle­



likle Avrupa'nın gözünde



itibar kazanmak isteyen



yazıları karşılığında para



aldıkları herkesin bildiği



kiralık kalemlerin ikiyüzlülüğüdür.



Bu satılıkların



bir gerçektir. Bu nedenle de kimseyi kandıramazlar.



Çok daha ustalıklı, bu nedenle de çok daha zararlı ve tehlikeli olan, liberal ikiyüzlülüktür.



Rech'in2



kadet3 Balalaykin'lerini4 okuyan biri, onların Tols­ toy'a besledikleri sevgi ve yakınlığın mutlak ve iç­ ten



olduğunu sanır. Oysa onların «Tanrıyı arayan



büyük adam» yolundaki çok



hasaplı ve abartmalı



sözleri baştan sona yalandır; çünkü hiçbir Rus libe­



rali ne Tolstoy'un tanrısına inanır, ne de Tolstoy'un



mevcut düzeni eleştirisini kabul eder. Rus liberali,



siyasal sermayesini arttırmak, ulus çapında bir mu­ halefet lideri gibi görünmek için popüler biriyle bağ-



(2) Rech (Söylev) Meşruiyetçi Demokrat Partinin mer­ kez organı. (3) Kadet - Rus liberal manarşist burjuvazi' inin ana partisi olan Meşruiyetçi Demokrat Partinin üyeleri. Bunlar Ekim Sosyaliı3.t Devriminin zaferinden sonrra karşı devriınci burjuvaziye ve toprak ağalarına yar­ dım ederek, Sovyet iktidarına karşı. silahlı mücade­ leyi örgütlediler. ( 4) Balalaykj.n - Saltykov - Shechedrin'in bir eserinde­ ki libe.::al, serüvenci ve yalancı bir kişilik. 18



iantı kurar; «Tolstoyizm»in çelişkilerinin nedeni r..e­ dir ve bunlar devrimimizin hangi kusurlarını ve za­ yıf noktalarını dile getirmektedir?>> sorusunu yal­



taklanmalar ve laf kalabalığı içinde boğmaya çalı­ şır •



Tolstoy'un eserlerindeki, görüŞlerindeki, dotrin­



lerindeki ve ekolündeki çelişkiler gerçekten çarpıcı­



dır. Bir yanda karşımızda sadece R-iıs yaşamının eş­



siz görüntülerini çizmekle kalmayıp, aynı



dünya edebiyatma birinci sınıf



zamanda



katkıda bulunmuş



bir büyük sanatçı var. Öte yandan ise, İsa'ya saplan­ mış bir toprak ağası. Bir yanda toplumdaki aldat­ macalara ve ikiyüzlülüğe karşı son derece



güçlü,



atak ve içten protestolar yağ·dıran bir kişi. Öte yan­



da döiVüne dövüne > birşey söylemek, «gerçek ve haklı olanı» vb. or­ taya koymaktır. Ne var ki, sizin iyi niyetiniz kişi­ sel bir sorun olarak, öznel bir «masum istek» olarak kalmaktadır. Siz düşüncelerinizi bir kere yazdığınız zaman, bu kitlelere yayılır ve sözlerinizin anlamı, önemi si­ zin iyi niyetinizle değil, toplumsal güçlerin ilişkil�ri 63



ile, sınıfların nesnel ilişkileri ile belirlenir. Din a­ damlarının, Purishkevichlerin, Nicolas II'nin ve Struveslerin görüşüne renkli ve şekerlemeli bir kılıf giydirmiş olmanızın nedeni (sizin iyi niyetinizden ve vicdanınınzdan bağımsız olarak) bu ilişkidir. Çün­ kü uygularnada Tanrı kavramı, bu görüşü savunan­ ların halkı kölelik düzeninde tutmalarına yardımcı olmal�tadır. siz tanrı kavramını güzelleştirmekle, onların cahil işçi ve köylüleri bağladıkları zincirleri güzelle§tirmiş oldunuz. Bu durumda papazlar ve şürekası diyeceklerdir ki, işte bakın, bu ne güzel bir görüştür (tanrı kavramı) ve sizin liderleriniz, de­ mokrat beyler bile bunu benimsemekte, biz (papaz­ lar ve şürekası) de bu kcivr�.ma hizmet etmekteyiz. Tanrının toplumsal duyguları uyaran ve düzen­ leyen görüşlerin birleşimi olduğu doğru değildir. Bu, kavramların maddi kökenini bastırıp gözden u­ zaklaştıran Bogdanov idealizrnidir. Tanrı (tarihte de gerçek yaşamda da) herşeyden önce, insanın bir yandan doğa öte yandan sınıf boyunduruğuna sokul- · masının yarattığı fikirlerin- yani bu bağımlılığı pe­ kiştiren, sınıf mücadelesini . uyutmayı amaçlayan kavramların · bir bileşimidir.Tarihte, bu tür kavra­ ma ve bu kökene rağmen demokrasi mücadelesi ve proletarya savaşının, bir dinsel görüşün bir başka dinsel . görüşle çarpışması biçimini aldığı bir dönem olmuştur. Ama o dönem de çok gerilerde kalmıştır. Şimdiİerde ise gerek Avrupa'da gerek Rusya'da Tanrı kavramını savunmak ya da doğrulamak konu-· sunda en iyi niyetli ve arıtılmış girişim bile bir re­ aksiyoridur. ·



64



Sizin tanımlamanız baştan sona reaksiyoner ve burjuva bir tanımdır. Tanrı = «toplumsal duyguları . uyaran ve örgütleyen, bireyle toplum arasında ba�·· lantı kurmayı ve zoolojik bireyciliği gemlerneyi a­ maçlayan kavramların bir bileşimidir.» Bu tanım neden reaksiyonerdir? Çünkü papaz­ ların ve feodallerin öğütlediği zoolojiyi uyuşturmuş, bunun yerine . ölülerle bir­ likte yaşamı sürdürme fikrini getirmiş ve her zaman (köleliğin en kötü, en umutsuz biçimini) kölelik kav­ ramını ayakta tutmuştlli". Tanrıı kavramı hiçbir za­ man «bireyle toplum arasında bağlantı kurmamış», sadece ezenlerin tanrılığı inancıyla ezilen sınıfların elini ayağını bağlamıştır Tanımlamanız burjuva tavrındadır (bilimsel ve tarihsel değildir) , çünkü belirli bir tarihsel dönem­ deki belirli sınıfları ele almamakta, genel, «Robinson Crusoe» kavramları içinde yuvarlanı:iıaktadır. Zyryane yerlileri vb. (yarı vahşiler de dahil) arasındaki Tanrı kavramı başka birşeydir. Struve ve Şürekasının tanrı kavramı çok daha başka birşeydir. Her iki durumda da, kavramın teme�inde sınıfsal e ­ gemenlik yatar ve bu kavramı destekler. (Tanrı kav­ ramı da sınıfsal egemenliği destekler) . Tanrı ve tan­ rısal konulardaki «popüler» kavram, tıpkı çar konu­ sundaki olanak tanır. Eğer toplumun bir kesimi bütün :!&12rakları elinde tutuyorsa, o _zaman · ortad� sahipleri sıpıfı, bir de kö�lüler sınıfı vardır. Eğer -toplumun bir kesimi fabrikalara, hisse senetlerine ye sermayeye sanıpse, toplumun öteki kesinıi de . bu fabrikalarda çalışıyorsa, o zaman ortada bir kapita= tist sınıf, bir de prolet