Felsefeye Giriş Birinci Kısım (Tabiat İlimleri Felsefe ve Metodolojisi) [PDF]

  • 0 0 0
  • Suka dengan makalah ini dan mengunduhnya? Anda bisa menerbitkan file PDF Anda sendiri secara online secara gratis dalam beberapa menit saja! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

ANKARA UN İ VERS İ TESI



ILÂHİYAT FAKÜLTESI YAYINLARINDAN İL!



FELSEFEYE K İ R İŞ BIRTNGI KISIM ( TABIAT ILIMLER' FELSEFE



ve METODOLOESI )



HİLMİ ZIYA ÜLKEN Ankara Üniversitesinde Sistematik Felsefe Ord. Profesörü



İkinci Baskı



ANKARA ÜNIVERSITESI BASTMEVI — 1953 Tel. :105404



ANKARA ÜNIVERSITESI



ILAHIYAT FAKÜLTESI YAYINLARINDAN İİİ XLV



FELSEFEYE G İ R İŞ Bİ RİNCİ KISIM



TAB İAT İL İMLER İ FELSEFE ve METOPOLOJ İS İ )



HİLM İ ZIYA ÜLKEMAnkara Üniversitesinde Sistematik Felsefe Ord. Profesörü



İkinci Baskı



ANKARA ÜNIVERSITESI BASTMEVI-1963



FELSEFEYE GIRI Ş (Tabiat İlimleri Felsefe ve Metodolojisi)



MÜELL İ FIN AYNI KONUDA BA Ş KA ESERLERI



Umumi Ruhiyat (Arap harflerile 1927) Metafizik (Arap harflerile 1928) Felsefe ve İçtimaiyat Dergisi (1927-1929) A şk Ahlâk ı (193o) İkinci bask ı (1959) Felsefe Y ıllığı (Cilt I ve II 1931-1935) İnsani Vatanperverlik (1932) Telifçiliğin Tenakuzları (1933)



Ilim ve Felsefe (Schlick'ten 1934) Yirminci As ır Filozofları (1936) Mantık Tarihi (1942) Lojik Prensipleri ve Muas ır Tenkid (Reymond'dan 1942) İlliyet Meselesi ve Dialektik (1942) Ahlâk (1946) Etika (Spinoza'dan 1945-1947) Tabiat Kanunlarının torunsuzluğu (Boutroux'tan 1947) Tarihi Maddeciliğe Reddiye (1951) İ kinci baskı (1963 ) Felsefeye Giriş, cilt 1. Birinci bask ı (ı957) İkinci bask ı (1963) Felsefeye Giriş, cit 2, Birinci bask ı (1958) Türk Tefekkürü Tarihi, Cilt z ve 2 (1931-33) Türk Mi stisizmini Tetkike Giri ş ( 1953 ) İslâm Düşüncesine Giriş ( 1956 ) İslâm Felsefesi Tarihi, Cilt z ( 1957 ) İslâm Medeniyetinde Tercümeler ve Tesirler ( 1957 ) IV



ÖNSÖZ



İ nsan kendisi, âlem ve kaderi üzerinde dü şünmeye başlıyalı beri felsefe vard ır. Bu düşüncenin varl ık derecelerinden her birinde ayr ı metod ve ölçülerle derinle şmesi, pratik ihtiyaçlarımıza kadar inmesi ilimleri doğurduğu için, felsefe ve ilimler birbirlerinin geli şmesine kar şılıklı yardım etmişlerdir. Felsefe ilimlerin birle şik kaynağını te şkil etti ği için, ilimlerin gelişmesi de felsefi dü şünceye yeni veriler getirmekten geri kalmam ıştır. Böyle olduğu halde yine de felsefe ve ilimler aras ında çatışma, hele son yüzyıllarda göze çarpmaktad ır. Bu çat ışma yalnız felsefeyle ilim aras ında değil, akılla inanç, âlemle âlemin-ötesi, sonlu ile sonsuz has ılı özce birbirine irca edilmez görünen bütün alanlar aras ında vard ır. Ilim çoktan beri kendi sağlamlığını ve objektifliğini, hükümlerine bütün insanlar ın katılmalarında bulmakta ,felsefeyi de çat ışkan görüşlere ula ştığı için bo şuna bir zihin işleyişi sa .ymakta idi. Halbuki felsefenin çat ışan görü şleri, aslında filmin emeklediği devre ait verilerden do ğmu ş olduğu gibi bugün de yine teknik alandaki büyük ba şarıları ile öğünen ilmir verilerine dayanmaktad ır. Meselâ unsurlar ın birle şmesile mi bütüne var ılmaktad ır; yoksa bütün parçalar üstünde onlara irca edilemez yeni bir şey midir? Alemi tümel mekanizm ile mi aç ıklamalı, yoksa orada her şey gayelere göre mi düzenlenmi ştir? Bu sorular felsefeyi oldu ğu kadar ve ayn ı önemle ilimleri de uğraştırmaktad ır. Onlar kar şısında yalnız psikoloji ve biyoloji de ğil asıl madde ilimleri de ilgisiz kalam ıyorlar. Hele bugün kesinlik ve müsbetlik bakımından bütün bilgilere örnek vazifesini görmek iddias ında olan fizikte cisimcikle dalgan ın, sürekli ile süreksizin, determinizm ile indeterminizm'in ne kadar iç içe girdiklerini, filmin pratik alan ına nüfuz eden bitmez tükenmez tart ışmalar doğ urduklar ını gördükten sonra, Descartes ilminin ideali olan mekanizm ve dete ı minizm şeklindeki açık ve seçik görüşe tereddütsüz kat ılmanın güçlü ğü daha çok kendini belirtmektedir. İ nsan zilıni pratik alan ın biraz üstünde bu fikir çat ışmaları ile karşılaşalı beri onu hal için büyük çabalar sarfetmi ştir ve etmektedir. Aristo'dan gelen felsefe, çeli şmel eri çözme gayreti gibi anla şıldıkça, mant ığın bütün problemleri çözecek kudretine elbette güvenilecekti. Böyle bir anlay ış içinde akl ın halledemediği hiçbir problem olmamak gerekir. Fakat modern felsefe ve ilim içinde de canlanan bu görü ş, eskiden ve bugün kavranmaz varlık'm dayanmalarma u ğramıştır. Acaba bu çat ışkan problemler zihnin icad ı mıdır? Eğer böyle ise, onlar ı akılyürütmelerle halledebilmeli de ğilmiyiz? Aksi halde, varlığın akılla nüfuz edilmez özüne ba şka yollardan yaklaşmak gerekmez mi? Bu dü şünce insanları eskiden beri mysticisme'e, V



akılda bulamad ığı cevabı inançta aramaya götürmü ştür. Bilme yerine geçen bir inanma ile insan kanacak m ıdır? Madem ki bu çat ışmalar bütün varlık derecelerinde meydana ç ıkıyor, öyle ise nasıl olur da her alana nüfuz eden ve bilginin yerini tutan inanmaya dayanabiliriz? Akl ın bu çıkmazlar ı aşmak için ba şka bir mantıkı, zıdları kuşatan, terkib eden bir mantıkı yok mudur? Bu düşünceler mant ıkın kendi temellerini sarsarak mahiyetine aykırı bir yola girmesine kadar varabilirdi. Halbuki ilim daima aynı kurallara göre, ayn ı mantıki düşünce içinde geli şmiyor mu? Zaten bilgiler de mantıki sistemleşme meziyeti ile övünmüyor mu? Bu taktirde, iki alternativden biri veya öteki lehine sistemle şen, bir değil birkaç ilmin olması gerekmez mi? Nitekim felsefede bitmez tükenmez tart ışma konusu olan bu çatışkan yollar ın ilme her zaman, dün de bugün de, nüfuz etmi ş olduğ unu görmemeye imkan yoktur. Mant ıkçı buna şöyle cevap verebilir: bu çeliş ik manzaralar zihnin icad ı olan dedüktif-farazi sistemlerdir. Onlar ı farazi olarak kabul etti ğimiz zaman, bütün hüküm yürütmelerimiz do ğru, gerçeğe uygun olacaktı r. Çünkü bunlardan pratik sonuçlar elde ediyoruz. Fakat büsbütün z ıt prensiplerden hareket eden bir ilmin de hüküm yürütmeleri pratik sonuçlara uygun ise buna ne demeli? Onlar mevhum (fictij) ve farazi sistemler olsayd ı , zıtlardan her birinin ayn ı derecede gerçeğe uygun olması na imkân olurmu idi? Mesele şurada ki, finalizm dar mekanizm, unsurculuk kadar bütüncülük, determinizm kadar ihtimalcilik, bircilik kadar çokçuluk, hattâ maddecilik kadar hayatc ılık aynı gerçe ği açıklamaya yarı yor. Öyle ise bu görü şlerden hiçbiri mevhum olamaz. Onlar ı zihnin icadı saymaya imkân yoktur. Fakat yine onlar ın çelişik ve çatışkan olmaları bahanesile de kendilerinden vazgeçilemez. Hasılı, varlığa nüfuz için yapt ığımız her hamlede mant ıkımıza mukavemet eden yeni engeller, akl ın kavrayamad ığı yeni özlerle kar şılaşırız. Bununla birlikte, özler bizim için mutlak surette bilinemez sahas ı olarak kalacak mıdı r? Zannetmiyoruz. Çünkü insan zihninin binlerce y ıldan beri yaptığı şey, bu z ıtlı klar üstündeki bütünlüğün manzaralar ından birine yakla şmak ve yalnız onu sistemle ştirmek üzere hakikaten bir manzaras ını elde etmektir. Ancak hakikat ın hiçbir manzaras ına, ötekiler "yokmu ş gibi" bakmad ıkça, yaklaş maya imkân olmadığını gördükten sonrad ır ki, insan düşüncesinin zıt nazariyeler üzerindeki ba şarılı ve ilerleyici med ve cezrini anlamak kabil olur.



y



Bu "Felsefeye Giri ş" kitabında ana problem etrafında toplanan bütün ilim ve felsefe konular ına dokunmaya çal ıştık. Problemleri ve doktrinleri felsefe ve ilmin tarihi geli şmesi içinde birbirine ba ğlı olarak ele aldık. Birinci kısımda felsefenin do ğuşu, mantık problemi, bilgi ve varlık naza-



VI



riyeleri, matematik dü şünce, fiziki ve biyolojik ilimler üzerinde durduk. İ kinci kısımda insan ilimleri, tarih ve tarihi dü şünce, içtimai ilimler, manevi ilimlerden do ğan problemler, en sonra ilimlerin alan ını aşan ve felsefenin as ıl konusunu te şkil eden tabiat, insan, âlem ve öte sorular ı üzerinde duraca ğız. Bu kitab ın matematik ve tabiat ilimlerine ait bahislerinde k ısmen Simon Daval ve Bernard Guillemain'in Philosophie des Sciences, Paul Mouy'nin Logique, Hermann. Weil'in Philosophie der Mathematik und Naturwissenschaft, Lucien Godeaux'nun Les G6metries adlı eserlarindep baz ı şekiller ve izahlar al ınmıştır. 1



5 /2 / ı 963.



( İkinci Bask ı )



H. Z. Ülken



VII



IÇINDEKILER Sayfa I. DÜ Ş ÜNCE VE HAKIKAT PROBLEMI ı. 2. 3. 4. 5. 6.



Felsefe, Hikmet ve Din Primitif Düşünce Mitos Dü şüncesi Akli Dü şünce Tarihi Düşünce Rölatif Bilgi ve İ nanma



1 8 11 13 16 20



'