Hazreti Muhammed ve Hayatı [PDF]

  • 0 0 0
  • Suka dengan makalah ini dan mengunduhnya? Anda bisa menerbitkan file PDF Anda sendiri secara online secara gratis dalam beberapa menit saja! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

ill! W iw t ig f f ln



HAZRET 1



MUHAMMED VE HAYATI A~:



NÎÇİN VE NASIL ÇIKIYORUZ



Okuyucu



Mektupları Saym Okuyucu : Yandaki Önsözde de belirttiğimiz gibi niyetimiz İslâmiyet, ve HAZRETÎ MUHAMMED (S.A.) in hayatı, Hadîsleri hakkmda en doğru bilgileri ver­ mek. Mecmuamızı okuyacaksınız. Birçok şeyler öğre­ neceksiniz. Amma gene de işitmediğiniz veya tered­ düt ettiğiniz şeyler olacaktır. İşte bunlar hakkında daha geniş bilgi almak isterseniz bize yazın. Bu say­ fayı size ayırdık. Böylece mecmua ile siz okuyucu­ larımız arasında canlı ve faydalı bir bağ doğmuş olacak. HAZRETÎ MUHAMMED (S.A.) in hayatî, sözleri, nasihatleri hakkında, İslâmiyet hakkmda daha geniş, daha derin bilgilere sahip olabileceksi­ niz. Mektuplarınız için adresimiz : «TEMEL YAYINLAR, P.K. 1316 - İSTANBUL» dur. Temel Yayınlar



si I s 1cinli n il



HAZRETÎ MUHAMMED (S.A.)... insanların en büyük rehberi, Peygamberlerin en kudretlisi* Islâm dininin ölümsüz kurucusu... O, Ulu Tanrının Resûlüdür. Bunu hepimin yor ve içimizden gelen bir duygu ile buna inanıyo­ ruz. Şimdiye kadar hiç kimse O’nun varlığından şüphe etmemiştir. Ancak çoğumuz HAZRETİ MU­ HAMMED (S.A.) ve O’nun hayatı hakkında ya pek az bilgiye sahibiz veya hafızalarımızda parça par­ ça ve zaman zaman işittiklerimiz var. Aklımızda kalanların çoğu da rivayete bağlı kalan hurafe ka­ bilinden şeyler. Doğuda ve batıda birçok bilgin tarafından bu güne kadar yüzlerce, binlerce eser yazılmıştır. F a­ kat bunların büyük bir kısmı çeşitli tesirler altında ve maksatlı olarak kaleme alınmıştır. HAZRETİ MUHAMMED (S.A.) in tam ve hakikî kişiliğini be­ lirtmek, mevcut kaynaklara göre, hiç bir zaman mümkün olamayacaktır. Bu bakımdan en emin kaynak KUR’AN-I AZÎM Ü ŞAN ve SÎYER-1 NEBEVİ kitapları olmakla bera ber aranan bilgiler bunlarda da pek azdır, çok sın dır. Bununla beraber bütün bunlardan, en eski Arap kaynaklarından ve zamanımıza kadar bu konu ile ilgilenmiş mütehassıs kişilerin meydana çıkardıkla­ rı bilgilerden istifade ederek HAZRETÎ MUHAM­ MED (S.A.) ve hayatı hakkmda mümkün olduğu ka­ dar hakikata uygun bir sonuca varm ak mümkün­ dür. Biz uzun ve yorucu bir çalışma ile, ehliyetli kimselere titizlikle inceleterek bu mecmuaya, doğ­ ruluğunda şüphe edilmeyen bilgileri ve olayları top­ ladık. Ayrıca yine ehliyetli ressam lara bu bilgilerin ve olayların bir kısmını resimletmeye çalıştık. Bu şekilde herkesin anlayabileceği, az okuma - yazma bilenlerin, hatta okuma - yazma bilmeyenlerin bile merakla ve zevkle takip edebilecekleri faydalı bir mecmua meydana getirdiğimizi düşünüyoruz. Bu iyi niyetimize ve titizliğimize rağmen hata­ sız olabileceğimizi iddia etmiyoruz. Gayemiz gerçe­ ğe yönelmek ve inananlara bu gerçeği duyurmaktır.



Temel Yayınlar



-K V -



SAHİBİ : Tem el Y ayınlar NEŞRİYAT MÜDÜRÜ : İsm ail E ren er SORUMLU MÜDÜR : İsm ail E ren er BASILDIĞI YER : D uran Ofset ADRES : Tem el Y ayınlar, P.K. 1316 — İstan b u l



F iatı : 100 K uruş



4 M art 1969 S eri — I



C ilt —- 1



Sayı — 1



Bu m ecm uada y ay ın lan an yazı v e resim le r kısm en d ahi ıktibâs edilem ez.



-m



mm. ^ ■



Anadolu yaylalarında bir köydeyim. Yaz tati­ limi geçiriyorum. Köyde geçen ilk günlerimden bi­ rimleydi. On beş yaşlarmda kadar görünen bir ço­ cuğa sormuştum. — Dinin nedir, senin oğlum? — Müslüman. — Müslümanlık ne demektir? — Allah’a, Peygambere inanmak. — Ne millettensin? — Türküm. — Her Türk müslüman mıdır? — Evet. — Öyleyse her müslüman da Türktür. Doğru mu? Çocuk bu soruya cevap veremedi. Sustu. Önüne baktı, düşünmeye başladı. Konuşamıyordu. Sorumu kendim cevapladım. — Hayır oğlum. Bütün müslümanlar Türk değil. Hatta bütün Türkler de müslüman değildir. Yer yü­ zünde müslüman olmamış Türkler var. Belki az. Amma var. Pek çok müslüman da vardır ki Türk değildir. — Kimlerdir onlar? Nece konuşurlar? Diye çocuk merakla sordu. — Onlar Hindlidir, Çinlidir, İndonezyalıdır, Araptır, tranlıdır. Daha başka milletlerden de var. Hepsi kendi dillerini konuşurlar, kendi âdetlerini güderler. — Bu kadar ayrı milletler nasıl bir dinden ol­ muş? — Müslümanlık bütün yer yüzünün dinidir de ondan. Diye cevap verdim ve ekledim. _ Bu dini ALLAH bir millete değil, bütün insan­ lara göndermiş. — Dilleri ayrı dediniz bu insanların. Nasıl an­ lamışlar ö y ley e0



— ALLAH’ın emirlerini her millet kendi dU anlatmış halkına. Sorularım güçtü. Çocuğun bunlara inanıp i madiğini, kamp kanmadığım anlamak için beı niden sordum. — Müslümanlık nereden çıkmış? — Mekkeden. — Mekke nerede? — Kıble yönünde. — Şimdi orada ne memleketi var? Çocuk yine duraladı. Cevap vermedi. Beı soruyu değiştirip tekrar devam ettim. — Müslümanların kitabı var mı? — Var ya... KUR’AN... — KUR AN hangi dildedir? — Arapça imiş. — Arapça kimlerin dili? — Her halde Araplarm. — Onlar nerede otururlar biliyor musun? — Arabistan denen memlekette. İşte nri ra anlık ta oradan çıkmış. Oradan yayılmış bt dünyaya. Biliyor musun neden böyle olmuş? Çocuk yine karşüıksız bıraktı sorumu. Kolay değil tabiî. Ben de olsam onun gib yaşta, cevap veremezdim. Neden Türkistandan. den Hindistandan, veya neden Pakistandan deği Arabistandan... Sözü bir az araladım. Onun düşünmesini onun bulmasını bekledim bu karşılığı. Durdu, şündü. Cevap vermekle sormak arası bir hali i dı. Fazla da beklemedi. — Peykamberimiz de orada yaşıyormuş. E ondan. — Evet, ALLAH, emirlerini O na gönden: O non elçiliği ile çağırmış insanları musltunajıh



O zam anlar iArabistan halkı da çok kötü imiş, çok karışıkmış. ALLAH ta oradaki insanları yola getirsin diye HAZRETÎ MUHAMMED’i (S.A.) seç­ miş. ♦ ** îşte biz, bu zeki köylü çocuğu ile birlikte, böylece konuşmağa dalmışken yanımıza daha başka­ ları da gelmiş, ikindi vakti bir çınar gölgesinde genç ithiyar, sekiz on kişilik bir topluluk yapmıştık. Öyle oldu ki artık çocukla konuşmamız kesildi ve gençlerin, yaşlıların ardı arkası kesilmeven soru­ ları başladı, çok noşlarma gitmişti ou konuşmala­ rımız. Artık aralıksız soruyorlardı. Cevaplarım ise adeta hemen kesiliyordu. Ne sormuyorlardı kiî... Neler öğrenmek istemiyorlardı ki!.. — Ne biçim yaşarmış o zamanki insanlar? — Nasd bir yer orası? — Ne zaman dünyaya gelmiş Peygamber? — Ne biçim bir insanmış? — Dinsiz mi yaşarmış o zamanki insanlar? — KA’BE ne biçim bir yer? _ ............... 9 _ ............... 9 _ ...............