Batı Anadolu’da Gazi Beylikler, Bizans ve Haçlılar [PDF]

  • 0 0 0
  • Suka dengan makalah ini dan mengunduhnya? Anda bisa menerbitkan file PDF Anda sendiri secara online secara gratis dalam beberapa menit saja! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

B a t i A n a d o l u 'd a G â z î B e y i.İ k lk r , B İZ A N S VE H A Ç L IL A R



1300 tarihlerine do ğ ru Balı A nadolu’da kurulan beylikler kendi hafif donanm alarıyla, b aşta Venedik ve Ceneviz olm ak ü zere D o ğ u A kde­ n iz'd e Latin egem enliği altındaki ad a la r için büyük b ir tehlike o lu ş­ tu rd u . Bu d eniz gâzîleri (guzâl fi'i-b a h r), Ege D enizi’n d e ve Balkan tarih in d e yeni bir d ö n em açacakları gibi, so n ra d a n 14. yüzyıl so n la ­ rında Osm anlı egem enliği altına girerek O sm anlı d eniz g ü c ü n ü n ç e ­ kirdeğini o lu ştu racak lard ır (1 3 8 9 -1 3 9 0 ). 1 2 9 1 'd c P apa’nın, D oğu A kdeniz’d e İslâm ülkelerine karşı abluka ilân etm esinden sonra. H ıristiyan donanm aları A nadolu kıyıları b o ­ y unca karakol gezm ekteydiler. 1293 tarihinde 2 0 kad ırg ad an o lu ş­ m uş b ir Venedik d onanm ası Alanya’yı ele geçirdi. Alanya I. Alâeddin Keykubad taralın d an fethedilm işti (1223). K aram anlılar kısa zam an so n ra şeh ri geri aldılarsa da. Latin deniz devletleri, bu a ra d a R o­ d o s’ta yerleşm iş olan H ospitallcr savaşçı tarikati, A nadolu kıyıların­ da. T c k e ’d e M akrİ K örfezi'nden Çukurova (Kilikya)'ya k ad ar birçok önem li d eniz üslerini zapt ettiler. Meselâ. Kaş kasahası karşısında küçük M eis Adası (Castcllo R osso). Rodos şövalyeleri tarafından. R odos'la bu ileri karakollar arasında ulaştırm ayı devamlı şekilde kontrol etm ek için işgal edilm işti. Batı A nadolu'nun 12 9 0 -1 3 0 4 ta ­ rihleri arasın d a tüm üyle Tiirkm enlerin egemenliği altına d ü şm esin ­ den sonra D e n i/ kA/İIciiiiiu akutları, büyük ölçüde ve başarılı biçim-



12 Batt Anadolu 'da G âzî Beylikler, Bizans ve ilaçlılar dc, yeniden başladı. Batı A nadolu’daki G âzî T ü rk m en beyliklerinin ilki olan M enteşe Bcyliği’nin, G üney A n ad o lu ’d an Selçuldu Sahil Beyi {melikli ’s-sevâhit) unvanını taşıyan biri tarafın d an k u ru lm u ş o l­ m ası kayda değer. O n u n , bu T eke kıyılarını dah a 1269 yılına doğru tam am ıyla kendi k o n tro lü altına aldığını, b u arad a Strobilos, Stadia ve T rac h ia lim anlarını ele geçirdiğini biliyoruz. Bu bölgede M enteşe Bey, kışlak için h e r m evsim T o ro sla r’d an sahil ovalarına inen T ü rk m enleri örg ü tley erek , güçlü bir deniz beyliği k u rm u ştu r. Ç ağdaş bir B izans kaynağı olan G e o ıg io s P achym eres (eseri 1 3 0 7 ’ye k a d a r g e ­ lir) açık ça y azar ki, M enteşe Bey ak m larm d a, T eke (Caria) lim anlarını kullan m ıştır. D aha kuzeyde E p h esu s (S elçuk) körfezinde A naea (Aniya) bu d ö n em d e h e r m en şed en k o rsa n ın to p lan m a yeri olup. T ü rk k o rs a n la n 1 2 7 8 ’e d o ğ ru b u ra d a sağlam b ir şekilde y er­ leşm iş b u lu n u y o rlard ı. Batı A nadolu, T ü rk m e n gazilerinin eline g eçm ed en ön ce, Bizans id aresin d e, deniz kuvvetlerinin büy ü k b ö lü m ü , E g e ’de, M arm ara D e n iz i’n d e ve K a rad e n iz ’de belli lim an lard a b u lu n u y o rd u . Bu d u ­ ru m , bu lim anların ü st tarafın d a gem i yapım ı için gerekli ağacı sağ la­ y acak o rm a n la rın bulunm asıyla belirlenm iştir. Bu lim an lard a g em ici­ ler, k o rs a n la r vc gem i yapım ında u stalar to p lan m ış b u lu n u y o rd u . A çıkça g ö rü y o ru z ki, G âzî beylikler k u ru ld u ğ u z am a n o n la rın filoları d a, L a sk arid ler z a m a n ın d a (1 2 0 8 -1 2 5 9 ) o ld u ğ u gibi, aynı lim anlarda o rta y a çıkm ıştır. Bu lim anlar, sırasıyla Ege D e n iz i’n d e Aniya, E p h e su s, S m y rn a, A d rem ittyon; M arm ara D e n izi’n d e ise K aram ides (K e m e r? ), Pegai (K ara-B ig a), C yzicus (A ydıncık), C ios (G em ilik, G em lik) idi. 1284 yılında B izans idaresi ta s a rru f için b u lim an lard ak i d o n a n m a la rı kald ırd ığ ı z am a n bu R um gem iciler, gem i yapıcıları ve e s n a f işsiz kalm ışlardı. G em icilerin ço ğ u k o rsa n o lm u ş ve zengin İtalyan tü c c a r g em ilerin e karşı k o rsan lığ a başlam ıştı. İşte T ü rk b ey ­ likleri, d e n iz a k m la rm d a bu işsiz g ü ç sü z yerli R u ın lara istih d am , g e ­ çim ve e k o n o m ik faaliyet sağladılar. O n ları k en d i h izm etlerin e a ld ı­ lar. Z a m a n la b u n la rın ço ğ u efen d ilerin in d in in i k ab u l ettiler. Bu li­ m a n la r, şim di d en izc i gâzîlerin üsleri ve aynı z a m a n d a ö n em li ticaret m e rk e z le ri d u ru m u n a geldi. Bu lim a n la rd a n E p h esu s, A k d e n iz ’de en ö n e m li tic a re t m e rk e zi hâlini aldı. İzm ir o z am a n G â zî U m u r Bey’in d e n iz a k m la rm d a bir g a zâ ü ssü d u ru m u n d a y d ı. K arşıda Y cni-Foça, tic a rc t lim anı o la ra k faaliyetteydi.



Halil İnalcık



13



Aydınoğlu Um ur Bey ve ilk Osmanlı deniz kuvvetlerinde, donan­ m alarda profesyonel tayfa yerli Rumlardan, savaşçı gâzîler ise Türklerden oluşmaktaydı. Batı Anadolu’nun iç bölgelerinde, sınırlardaki yerli Rum tekfurları Türkm en uc beyleriyle işbirliğine gittikleri gibi, bu limanlarda Rum ileri gelenleri ve korsanlan da gâzî beylerle işbir­ liğini seçtiler. Aslında, Rumlar olsun Tiirkmenlcr olsun, aynı ortak düşm ana karşı savaşmakta ve yağma akınları yapmaktaydılar. Bu düşm an, Ege adalarını, M ora’yı ve Yunanistan’ı egemenlik altma alan ve söm üren Latin soyundan efendiler Venedik, Cenevizlilerdi. Yerli Rumlar, Katolik olan efendilerden nefret etmekte ve Girit ada­ sında gördüğüm üz gibi, sık sık isyan ediyorlardı. Kuşkusuz, T ürk­ m en beylerinin yerli Rum halkına “istimâletle” uzlaşıcı bir tavır alma­ ları, bu Rumların onlarla işbirliğini kolaylaştırıyordu. Beylerin başarı­ lı deniz akınları için Türkmen gazilerini ve Yunanlı gemicileri örgüt­ lemesi, bu limanlarda yeni işlerlik kazanmış bir topluluğun ortaya çıkm asında kesin bir rol oynamıştır. 1260-1310 döneminde, çökmekte olan Bizans egemenliğinin ye­ rini, işte bu işbirliği sonucu ortaya çıkan Türkmen deniz beylikleri doldurm uştur. Şimdi bölgedeki mücadele, bir yandan tüccar çıkarla­ rını ve Katolik Latin feodal senyörleri temsil eden İtalyan denizci cum huriyetleri (ki bunlar klasik haçlı döneminin kalıntılarıydı), öbür yandan dem ografik ve ekonomik baskılar altında batıya yayılmak için gazâ yapan Türkm enler arasındaydı. Türkm enler Batı Anadolu’yu istilâ ederken Cenevizliler Doğu Ege adalarını, Sakız, Midilli ve öteki adaları B izans’tan alıp işgal etmekte ve bir bakıma Bizans devletinin ekonom ik ve siyasî çöküşüne ayrıca katkıda bulunm aktaydılar.1 Bu Latin devletleri arasında başta gelen iki tüccar ve denizci İtalyan dev­ leti, Venedik ve Ceneviz arasında Ege deniz yolları için amansız m ü­ cadele, korsanlığın görülmemiş derecede artışı ve nihayet yerli Rum ­ ların Lâtin efendilerine karşı düşmanlığı, Ege dünyasında Türkm en yayılışım hazırlam ış ve kolaylaştırmıştır. Ege Denizi’nde adalar ve kıyı bölgelerinde egemenlik sorunu, 14. yüzyılın ilk yarısında en önem li m illetlerarası sorun hâline gelmiş ve sonuçta haçlı faaliyetle -



1 Enerjik Bizans im paratoru genç III. Andronik’in (1328-1344) Sakız ve öteki adala­ rı, G âzî Beylikler ile İttifak ederek geri alma girişimi kalıcı bir sonuca ulaşam am ış­ tır. bkz. A. l.aiou, Consuıntinople and llıe I.atins, Cambı idge, Mass. 1972.



14 Batı Anadolu 'da Gâzİ Beylikler. Bizans ve Haçlılar rinin Suriye, Filistin ve M ısır’d an Ege D e n iz in e kaym asına sebep olm uştur. U m u r G â z î’d cn önce T ürkm enlerin d en iz a k ın lan n ın hareket n o k tala n ü zerinde bilgimiz kısıtlıdır; zira b u a k ın lar hak k ın d a bilgi veren tek kaynağım ız Batılı raporlar olup bu n lard a ak ın yapanların nereden geldikleri bildirilm em iştir. Aziz Yahya (H ospitalter) Şövalyeleri’nin R odos’ta yerleşm esinden önce, bu ad an ın M enteşe Türkm cnleri tarafından işgal edilcccği yakın b ir olasdık olarak g ö rü ­ n ü yordu. Batı kaynaklarına g ö re .2 Ege ad aların a karşı ilk ciddi T ü rk m e n istilâsı. Kphesus ve K örfez bölgesinde S asa Bey idaresinde M enteşe T ürkm enlerinin idaresi kurulcuğu zam an. 1304 yılında kendini gösterm iştir. Bu şeh ir vc bölge, a z z am an s o n ra Aydın-ili beyi M ehm et Bey’in idaresindeki Türkrncnlerin egem enliği altına g eçm iştir; bu n d an sonra R odos'un. Sakız'ın ve M idilli’nin T ü rk m en »kınlarına he d e f olduğunu göreceğiz. M idilli'nin, 1307’d e “K hlam ouz" kum andasındaki T ürkm enler tarafından istilâ ve yağma edildiği haberi verilm ektedir. Rum kaynaklarında Kulumuz adıyla alınan bu bey, açıkça Karasi Türkm enlerinin beyi olan Kalem Bey’d ir. 1300-1329 dönem inde D oğu Ege D eniz’d e çö km ekte olan Bizans egem enliğinin yerini alm ak için yapılan m ücadelede. T ü rk ­ m enlerin başlıca rakipleri Cenevizliler »e Rodos şövalyeleriydiler. Ç ağdaş ta rih li Pachym eres. d urum u şöyle anlatır: "h aly an lar, II. A n dronicus’un Sakız ve Midilli adalarının savunm asında ihmal g ö s­ terdiğini ve bu ad a la r T ürklerce işgal edilirse kendi duru m ların ın kötüleşcccğini gördüklerinden, im paratordan bu adaların gerektiği gibi savunulm asını, eğ er bu olm azsa bu adaların gelirleri ile bir d o ­ nanm a y ap arak savunulm ası işinin kendilerine bırakılm asını istedi­ ler." Sakız, 1304 tarihinde Cenevizli I. B enedetto Zaccaria tarafın­ d an işgal edildi. R odos, bir Ceneviz korsanının işbirliği ile Aziz Y ah­ ya şövalyelerinin eline geçti (15 Ağustos 1308). T ü rk lcr A nadolu tarafını istilâ edip karada yerleşirken gö rd ü ler ki. denizde kontrol kurm adan adaları işgal etm ek ç o k tehlikelidir. I a lin milletleri, 23 T em m uz 1310 d e n k savaşında üstünlüklerini kanıtlam ış bulunuyorlardı. Bu savaşta M ehıned Bey ku m an d asın d a



llatı vc Bizans kuyruklarına göre en son ııynıılılı ever: Kenneth Scttoıı, The Pa/my and the leımıt, I. Philadelphia...? 1*30-1550 dönemi için özellikle, P Icııınlı*. l.'âminn d'Aydın, ftyramvrı I'Ocadmr, Paris Iliıika gütm ekle.



Haiti htaletk



16 Batı Anadolu 'da Gâzî Beylikler. Bizans ne Haçlılar dolayısıyla gittikçe daha çok Ceneviz desteğine bağlı kalm aktaydı. 1322’de Bizans diplom asisi tam am ıyla ters bir tu tu m a girdi: C en e­ vizlilere fazlasıyla bağım lı olduklarım ve T ü rk tehlikesinin büyüm ekte olduğunu gören Bizans İm paratoru, Papa ile görüşm eye başlayıp kiliselerin birleşm esi politikasını benim sedi: V enedik’c ve öteki LâtinIcre yaklaşm a politikasını ele aldı. Yeni Bizans İm paratoru Hl. A ndıonicus (1 3 2 8 -1 3 4 1 ). Dngn Hge'de Bizans egem enliğini yeniden canlandırm ak ve T ü rk lerin iler­ leyişini d u rd u rm a k için azim li bir politikaya yöneldi. Biliyoruz ki. tahla gelişinden az sonra Mayıs I3 2 9 ’da O sm anlılara karşı Pelakanon'da (G ebze kıyısında) başarısızlıkla sonuçlanan b ir savaş verdi. Bu enerjik politikayı yürütebilm ek için Batı Hıristiyan milletleri ile uzlaşm a ve ittifakı zorunlu görüyordu. Aynı zam anda V enedik de. Bizans dâhil Ege’deki devletleri bir ittifak hâlinde birleştirm eyi g e­ rekli görüyordu. Bu am açla Venedik, n hâyet Papalık ve Fransız s a ­ rayı ik* B izans’a karşı D o ğ u ’da l^ tin hâkim iyetini yeniden ku rm a ve kiliselerin birleşm esi konularında ısrar etm em eleri n oktasında a n laş­ tı. T orsello’n u n anlattığına göre. Ege’de T ü rk tehlikesi ilk ve en âcil problem olarak görülüyor ve buna karşı genel bir H açlı seferi ö rg ü t­ lem ek gereği kabul ediliyordu.1 G erçekte Venedik. D o ğ u A kde­ niz’deki çıkarlarını savunm ak üzere Ban H ıristiyan dünyasını h a re ­ kete geçirm ek için yeni bir politika tespit etm iş b ulunuyor ve bu yeni aşam ada ay rılım » (şizm atik) Bizanslüarın yerine 1 u rkleri koyuyor­ du. D aha 1317 yılına do ğ ru , Cenevizli Zaccarialar, Sakız ve İzm ir k a ­ lesine sahip oldukları için, T ürklere karşı deniz akınlarını d u rd u rm a k bakım ından cn etkin kuvvet »ayılmaktaydı. Diı lıa^tı seferi planı h a ­ zırlam akta başı çeken D om inikcn keşiş Adam d e G uillaum c şunu önerm ekteydi: H açlılar ilkin Çeşm e (Aerythrca) yarım adasını İşgal edeceklerdi. Burası. T ürklere karşı Sakız ile berab er A n adolu’nun yeniden ele geçirilm esi için m ükem m el bir ü s olabilirdi. İstan b u l’da Iü tin İm p arato rlu ğ u ’nu yeniden diriltm e planında Philip d e T aran to . Sakız’a sahip M artino Z accaria’yı “küçük Asya’nın Kralı ve D esp o ­ tu" olarak adlandırm akta ve onun ülkesine Midilli, S am o s, Kos. Tcncdos. Icaria ve M arm ara adalarını katm aktaydı. Uiou. "Marino Sañudo Torsdlo. Bjvoıntiuın and ihc Turki“. Specuttun. 45 (1970). 574-592.



17



Aydınoğulları d o nanm asını. Ceneviz ve R o d o s birleşik d o n a n m a ­ sının Sakız açıklarında bozg u n a u ğ ratm ası (23 T em m u z 1319). T ürkleri d en iz ak ın lan n d a an cak geçici bir d ö n e m için engellem işti. Kuvvetli b ir garn izo n tarafın d an savunulan İzm ir kalesi, iki bu çu k yıl d ayandıktan sonra so n u n d a M artin o Z accaria tarafın d an U m ur Bey‘e teslim edildi. Aydın Beyi M ehm cd in enerjik oğlu U m u r Bey, M a rtin o ’yu. d estan ın anlattığına g ö re “tavladı", yani bir genel ziya­ fetle o n u rlan d ırd ı ve M artino ona tabii olarak geri Sak ız’a gitti. Desta n ’ın ifadesiyle, “ada ¡İlik“ oldu. İtlik terim i, bu d ö n em T ü rk kay­ naklarında D â ru ’l-İslâm oldu, dem ektir. Y ani M artino, U m u r beyin bir haraçgiizâr tâbii olmayı kabul etti. P. Lem erl’e g ö re ,4 D oğu E ge’d e Bizans egem enliğini yeniden kurm aya azim li olan yeni İm p a­ ra to r III. A n d ro n icu s'u n en trikalarından k u şkulanan M artino, İzm ir'i bu şekilde boşaltm ayı vc o rad a tu ttu ğ u g arn izo n u Sakız sav u n m a­ sında kullanm ayı zorunlu g ö rm ü ştü r. Fakat işaret ettiğim iz gibi, şim di S ak ız’d a M artino, Aydın beyliğinin ü stü n egem enliğini ta n ı­ m ıştır. D â ru ’l-İslâm ’a dahil olan yerlerin savunm ası M üslüm an d ev ­ let için bir ödevdir. Başka deyimle, şimd: M artin o BizanslIlara karşı U m u r'u n ittifak ve himayesini kabul etm iş b u lunm aktadır. Bu d u ­ ru m . 13 29 yılından so n ra U m u r’un Bizanslılara karşı neden d ü ş ­ m anca hareketlere giriştiğini açıklar. Andronİcus. M a rtin o ’yu b o z ­ guna u ğ ratıp e sir ettikten sonra Sak ız’ı d o ğ ru d an do ğ ru y a Bizans idaresi altına soktu. U m ur Bey, şim di Bizans egem enliği altına girm iş bulu n an Sak ız'a saldırm ış vc on d an sonraki yıllarda B izans’a ait G e ­ libolu ve T rakya'ya (1 331) ve M ora'daki Y unan to p rak ların a (1332) seferler yapm ıştır. Kaynağımız D estan'ın açıkça söylediğine göre. Bifconshlarla U m u r bey urasındaki düşm anlık. 1329 son b ah arın d a Birgi’d e o tu ra n U m u r’u n babası M ehm et Bey ile İm p a rato r arasında bir antlaşm a im zalandıktan so n ra da devam etm iştir. K an tak u zcn o s’a g ö re 5 Aydınoğlu M ehm et Bey. yıllık bir haraç ödem e vaadi üzerine İm p arato ru n to p rak ların a saldırm am ayı kabul etm iştir. B urada g ö rü ­ yoruz ki, U m u r bey Aydın Beyliği’nin uc bölgesinde g azâ seferlerini örgütleyen vc bağım sız hareket eden bir gazâ lideri d u ru m u n d ay d ı ve Saruhanoğlıı ile ittifak hâlinde Bizanslıfera karşı savaşa devam e t­ m ekteydi. U m ur. Kıbası ile yaptığı tartışm ada, kâfirlere karşı gazâyt 1 l.'i-'mirat d'Aydııı. Hy/nm*1 ol l’lKtııknt“. Paris 1957, 54-58. *l.cmcrtc. 67.



18 Batı Anadolu 'da Gâzî Beylikler. Hizam iv Haklılar Halil İnalcık önlem enin T a n n ’nın em irlerine karşı geline anlam ına geleceğini söy­ lüyordu. G â z î Uc beyi ile m erkez arasında bu çeşit bir gerginlik. O sm anlı D e v le tin d e B ursa'da oturan Sultan O rh an ile uçların k u m an ­ danı Rumeli fatihi Süleym an Paşa a ra s n d a aynı biçim de o rtaya çık* m ıştır. B undan başka, herhalde Rum aja ıla rı aracılığıyla, U m u r Gâzî bölgedeki Hıristiyan milletler arasında bir haçlı seferi hazırlıkları hakkında haber alm ış ve Bizans İm paratorunun T ürklere karşı ittifak g örüşm elerine katıldığını öğrenm işti. U m ur, babasının İm parator ile uzlaşm a politikasına karşı, kendisi Batı A nadolu deniz gazileriyle Gelibolu’d a vc Sam o trak i adasında Yunanlılara saldırm ış vc T rakya’da P orou’d a karaya çıkm ıştı (1531 veya 1332). U m ur. 1332’de Agriboz’a ye Thessaly’d a V enedik'e ait B odonİtsa kalesine karşı seferlerinde, Venedik’e bağlı adalara yaptığı a kınlarda. Batı A nadolu’dan gelen öbür T ü rk gazileriyle işbirliği y a ­ pıyordu. Ş u da ilginçtir ki. Venedik daha 1332 T e m m u z ’un d a Bi­ zans ile bir ittifak için görüşm elere başlan ış ve lu rk m e n G âzî beyle­ rine karşı kurulan ittifaka Bizans da dahil o lm u ştu r. Ege D enizi’nde T ürklere karşı bu ilk H ıristiyan ittifakı. V enedik’ten başka Rodos, Kıbrıs, Bizans. Papa ve Fransa kralını içeriyordu. M üttefiklerin m ey­ dana getirdikleri 4 0 kadırgadan oluşan güçlü filo. Karesi uc bölgesi B ergam a em îri Ş ücaeddin Y ahşi-H an’ın 2 5 0 gem iden o luşan filosu­ nu Edrem it körfezinde tahrip etti (1334). Kaynağımız olan D estan. Hıristiyan don anm asının İzm ir'e çıkarm a y apm ak için girişim lerde b u lu nduğunu fakat bu saldırıların T ürkm en okçu lar tarafın d an püsk ü rtüldüğünü anlatm akladır. 1334 yılında U m ur. Ulu-Beg sıfatıyla Aydın Bcyliği’nin m erkezi Birgi d e o turm akta olan babası M ehm ed Bev’in ölüm ü ü zerin e Ayd m -iii’nin baş hüküm darı olarak tahta geçti. Bu d u ru m , haçlılara karşı beyliğin b ü tün kuvvetlerini gazâ am acında kullanm ak im kânını sağladığı için onun faaliyetlerinde yeni bir dön ü m noktası o lu ştu r­ m aktaydı. O . b ir gâzî bey sıfatıyla ilk ödevinin, m erkezi Birgi’ye y a­ kın bir Bizans şehri olarak kalm ış olan Alaşehir’i (Philadclphia) al­ m ak olduğunu hissediyordu. Şehri kuşattı ve an cak kendisine haraç ödenm esi şartıyla kurutm ayı kaldırm aya la/.ı oldu. Bu sırada Bizans diplom asisi bir kere daha yön değiştirdi ve Ege D e n iz in d e egem en olan Lâtin m illetlerine karşı Türklerle bir ittifak aradı. Bu değişiklik, k u rn az Büyük D om cstikos loannes. K an tak u /en o s’u n politikası olup o n un tarafından bölgedeki Bizans politikasının tem el prensibi olarak



19



so n u n a k a d a r izlenm iştir. Şim di Bizans h ü k ü m eti. Sakız a karşı sü rm ek te olan Ceneviz tehdidi ve o sırada M idilli’nin. Foça hâkim i D om enico C attan eo tarafından işgali üzerine U m u r Bey le bir a n t­ laşm a yapm aya çalıştı. III. A ndronicus. U m u r Bey ve kardeşi H ızır ile Ç eşm e yarım adası yakınında b uluşup g ö rü şm eleri başlattı, im p a ­ rato r, bir anlaşm aya varm ak İçin U m u r Bey’e b ü y ü k b ir para (D e s­ tan a g ö re 100 .0 0 0 altın) vermeyi önerm ekteydi. Bu gö rü şm eler hakkında destan bize, bazı ilginç ayrıntılar sağ lam ak tad ır: U m u r Bey bu parayı reddetti; o n u n yerine Sakız ve A laşehir için yıllık bir haraç ödenm esi k o n u su n d a ısrar etti. Bunun karşılığında U m u r Bey, Bi¿ans ile genel bir bartş k o n u su n d a gaıanti verm eye ve Bizans ın d ü şm anlarına karşı ask eri yardım gönderm eye h azır o ld u ğ u n u bil­ dirm ekteydi. S o n u n d a İm p arato r, D estaa’ın söylediğine g ö re, "S a ­ kız'ı U m u r’a bağışlam ayı” vc yıllık bir “m âl-i h a ra ç ” ödem eyi kabul etti. Bu koşulla. İslâm huk u k u n a göre. Sakız adası tek ra r D â ru ’lİslâm ’ın bir parçası hâline geliyordu. Ö tü r tara fta n . İm p a rato r İçin bu garanti, U m u r Beyi, adayı Lâtinlcrin saldırılarına karşı korum a zo runluluğu altına sokm aktaydı. Bizans, bu korum ayı sağlayacak d u ru m d a değildi. D estan ’ın ifadesiyle, an tlaşm a “yem inle tasdik" edildi. Böylece, U m u r’un M artin o Zaccaria zam an ın d an beri başlıca kaygısı olan Sakız so runu, so n u n d a Aydın Beyi lehine b ir çözüm e ulaşm ış b u lunuyordu. B undan başka, bu do stça gö rü şm elerin so ­ n u n d a. D estan ’ın anlattığına göre. U m ur Bey vc İm p a rato r “kardeş o ld u lar“. Bu olay ü zerinde D estan ın verdiği ayrıntılar yanında, Bi­ zans kaynakları G reo g o ras ve K antakuzenos, U m u r Bey ile beraber S a ru h an o ğ lu ’nu n da İm paratorla ittifak yaptığını. F oça’yı egem enlik altına sokm ak ve Midilli'yi K attan en o d an geri alm ak için İm ­ p a ra to r'u n çabalarında kendisi ile ask erî bakım dan işbirliği yapm aya k arar verdiklerini kaydederler. U m u r Bey açısından bu antlaşm a, gerçekten önem li b ir dip lo m a­ tik başarıydı. Ç ü n k ü , böylece Hıristiyan ittifakının katılım cılarından biri kendisiyle ittifakı hâline geliyor ve Sakız adası ü zerindeki eg e­ m enlik hakkı yeniden tanınm ış oluyordu. Bir haçlı »«ferinin tehdidi altında b u lu n an U m u r Bey için. Bizans ile barışı yeniden kurm ak m antıklı bir siyasetti. U i/anslılara gelince. U m ur ile ittifak değerli bir ask erî yardım sağladığım la». III. A n d ro ricu s’a İm p arato rlu ğ u n b aş­ ka taraflarında B i/aııs egem enliğini yeniden canlandırm a fırsatı v er­ m iş oluyordu ll»ıvlr»»\ Hi/aııs İm paratoru yalnız F g e 'd e değil.



20 Halt Anadolu'da Câzî Beylikler. Bizans iv Haçlılar A cam ania vc A rnavutluk gibi Bizans’ın uzak vilâyetlerinde d c askeri harekâtta bu lunm ak şansını elde e tm işlr. Fakat ç o k geçm eden. Bi­ zans için bir talihsizlik eseri olarak. III. A n d ro n icu s'u n ölüm ü (1341) üzerine B izans'ta iç savaş patlak verm iş ve bu iç savaş s ü re ­ since K antakuzcnos. rakiplerine karşı ‘sâdık d o s tu ” U m u r Bey'in sağladığı askerî yardım dan fazlasıyla yararlanm ıştır. D urum dan yararlanan Aydın Beyi, bölgedeki k ü çü k I lıristiyan devletleri kendi haraçgüzârları veya müttefikleri hâline g etirerek . Ege D enizi’n de gerçek bir M üslüm an deniz İm paratorluğu ku rm a yoluna girdi. D estan tarafından verilen ayrıntılı bilgiler, Fransız Bizantinisti Paul Lem erle tarafından ç ok kez reddedilm ekte ya d a yanlış y o ru m ­ lanm aktadır. Bu yanılgılar, şu anlayıştan kaynaklanm akladır. H ıristi­ yan devletlerin ödediği yıllık haraç o n lar tarafından, T ü rk m en akınla* rım d u rd u rm a k için verilmiş önem siz bir fidye o larak yorum lanır; buna karşı M üslüm anlar ödenen haracı, o devletin M üslüm an e g e ­ m enliğini tanım ış olm ası ve D â ru ’l-İslâm 'ın bir parçası hâline gelm e­ si biçim inde yorum lam aktadırlar. U m ur Bey'in K atalanlarla İttifakı nasıl A griboz ve Y unanistan seferlerini kolaylaştırm ış ise. BizanslIlar­ la yaptığı ittifak da onun ön ü n d e Balkan Y a rım ad asın ı açm ıştır. Bi­ zanslIlarla ittifak sayesinde U m ur, şim di gem ilerini T rak y a kıyıların­ da d o st bir to p rakta karaya çekip akınlara girişebilm ekteydi. Ö b ü r yandan, bölgedeki H ıristiyan devletler arasındaki rekabetler, özellikle V enedik ile Katalanlar, CencvizJer ile Bİzanslıtar arasındaki a n la ş­ m azlıklar, Venedik ve Papalığın o rtak bir cephe k u rm a çabalarını engellem ekteydi. Bayrağı alu n a koşuşan kızıl börklü Türkm en azeplcri sayesinde a skeri gü c ü ziyadesiyle artan U m ur Bey K antakuzcnos ile İttifakın* d an yararlanarak 1341 -1345 yılları arasında yalnız E ge'de değil, Balkanlarda da önem li bir rol oynamaya başladı. G erçi Aydın beyi, gâzîlcri için ganim et sağlam akla yetinerek to p rak kazançları elde e t­ m eye çalışm adı am a bölgede egem en askeri bir rol oynam aya b aşla­ dı. İlkin 1341’de, Bulgarların Bizanslılara karşı hareketlerini önledi; so n ra III. A ndronicus'un ölüm ü üzerine (1 3 4 1 ) B izans’ta iç savaşın patlak verm esi üzerine K antakuzenos’j İstan b u l’daki rakiplerine karşı destekledi. K antakuzenos’ıın bir taraftan İstan b u l'd ak i rakiple­ ri, ö b ü r taraftan T rakya’da Bulgarlar vc S ırplara karşı m ü cadelele­ rin d e U m u r u n . "sâdık d o stu n u n ”, yardım ları son d erece önem li o l­ m uştur. Aydın Beyliği bakım ından bu po itik a, I-âtin ve Rom a Papası



Halil İnalcık



21



yandaşı o lan İstanbul h ü k ü m etin in b o k u n a u ğratılm asını hedefli­ yordu. 1343 yılında İstan b u l’d a n İtalya'ya giden Bizans elçileri, U m u r’a karşı b ir haçlı seferi gönderilm esini ısrarla istem ekteydiler. Agriboz ve Kiklad adaların d a T ü rk akm larına hed ef o lan V enedik, 1541 ‘den beri böyle bir haçlı seferi için en b ü y ü k çabayı gösterm ekteydi. Bu politikaya destek olm ak ü zere, Bizans ile Papa a rasın d a Lâtin ve Yu­ nan kiliselerinin birleşm esi k o n u su n d a görüşm eler tek ra r hararetle ele alındı. Bu d ö n em d e Ege'deki g erç e k d u ru m u anlam ak için şunu belirtm ek g erek ir ki, bu d en izd e tam egem enlik iddiasında o lan Ve­ nedik. Foça ve S ak ız’d a Ceneviz egem enliğine son verm eyi am açlı­ yordu. V enedik, Sakız'ın tek rar d ü şm an lan eline d ü şm esi olasılığın­ d an kaygılanm aktaydı. Nİhâyet. İstan b u l’da K a n ia k u z e n u s u n rak ip ­ leri Sırp kralı Stcfan D uşan ile işbirliğine yaklaştıkları hâlde. V ene­ dik. D u şa n 'ın İstan b u l'u zapt etm e planlarından dolayı kaygı için ­ deydi. E g e’de bu dö n em d e T ü rk m en gü cü n e karşı V enedik, ask eri bir güç o larak h e r biri 2 0 0 a sk er taşıyan 3 0 kadırgalık bir filonun yete­ ceğini d ü şü n ü y o rd u . O sırada Aydın*ili’nin iç tarafların d a Birgi’de bulu n an U m u r’a K antakuzcnos, bir haçlı do n an m asın ın saldırıda b u lunm ak ü zere o lduğunu bildirm eye çalıştıysa da. geç kaldı; P a p a ­ lık, Venedik. Kıbrıs Krallığı ve Rodos gem ilerinden o lu şan 2 0 kadirgalık bir haçlı d onanm ası İzm ir lim anındaki hisara bir baskın saldırı­ sında b u lu n d u ; hisarı ve lim anı ele geçirdi (2 8 Ekim 1344). Papa, İzm ir lim anının elde tutulm asını. Turklcre karşı A nadolu’d a H ıristi­ yan kuvvetlerin yeni ilerlem eleri için bir başlangıç sayıyordu. Bir a r a ­ lık bu H ıristiyan başarıları. Batı dünyasında "Büyük A vrupa Haçlıları zam anını hatırlatan" genel b ir coşku d o ğurm uştu. Bununla beraber, bu co şk u sadece O rtaçağ Avrupa şövalye sınıfının paylaştığı geçici bir harek et o larak kaldı. Bu haçlı coşkusunu, Fransız kralm ın vârisi olan H u m b e rt’in Ege’d e 1345‘teki haçlı seferi tem sil etm iş ise de, bu sefer acıklı bir şekilde sona erm iştir. Papa, ne kad ar çalışsa da. böyle bir haçlı seferinin b üyük güçlerini temsil edecek Fransa ile İngiltere arasında ve M acaristan ile Venedik ara sn d a k i çatışm aları d u rd u r­ m ak için yeterli nüfuz ve güce sahip değildi. 1344 ve 1 3 4 5 ’teki haçlı seferlerinin önem li sonucu. Avrupa'ya karşı T ü rk yayılış hareketi ön plana çıkm ış vc İttik lerin halıya doğru ilerlem elerini d u rd u rm ak , bu n d an sonraki lunjı sHcılcrinin başlıca hedefi o lm u ştu r. Aşağı-



22 Balı Anadolu 'da Gâzî Beylikler. Bizans w Haçlılar İzm ir (Sm yrna ¡nferiores)'de hisar ve lim anın, haçlılar tarafından işgali ve o rad a U m u r’un deniz üssünün tahriki, artık Aydın gazileri­ nin denizaşırı seferler yapm alarına engzl olm u ştu r. Şim di U m u r için bu seferlere devam etm ek im kânı, ancak S aru h an ve Karesi beylikleri ile işbirliği yapm ak ve Çanakkale Boğazı’na giderek o rad a n T ra k ­ ya'ya geçm ekle m üm kündü. İzm ir’in haçlılar eline düşm esi, öyle g ö rü n ü y o r ki, İslâm dü n y a­ sında geniş yankılar d o ğurm uştur. 133 i veya 1332 yılında Aydın Beyliği'ni ziyaret eden İbn Batuta. İzm ir hisarının d ü şü şü n ü (28 likim 1344) vc U m u ru n bu hisarı almak için yaptığı savaşta ö lü m ü ­ nü (M ayıs 1348), eserinde önem li olaylar arasında zikretm ektedir. O . bu olayları galiba. 1348’de Suriye’den d ö n ü ş seyahatinde işitmiş olm alıdır. Keza, O rta A nadolu’n u n gü jlü em îri E retna, U m u r a İz­ m ir hisarının duvarlarını yıkm ak için m ancınık yapm akta u sta iki uzm anını gönderm iştir. Sonraları. 1402 tarih in d e T im u r’u n gelip İzm ir'i alm ası da sem bolik bir olaydır. T im ur, böylece İslâm d ü n y a ­ sına gösterm ek istem iştir ki, haçlılara karşı M üslüm anları himaye edecek tek M üslüm an hüküm darı kendisidir. H er ne kadar İzm ir hisarının düşm esi, haçlıların d ah a sonraki saldırılarına bir köprübaşı olm adıysa da, U m u r’un İslâm dünyastnda başlıca gazâ önderi imajını sarsm ıştır. O nun 1348 M ayıs ında İzm ir H isarı’m kuşatırken ölüm ü destanda t i r şehidin ölüm ü olarak c o ş ­ kuyla anlatılm ıştır. S o n ra la n 1350’lerde, Rum eli’deki O sm anlı G azi­ leri kendilerine U m urca Gazileri adını verecekler: U m u r. Balkan­ la r’m ilk fatihi olarak anılacak ve buradaki gazâ akınlarının m anevî ö nderi kabul edilecektir. 1 344‘te İzm ir’in haçlılar eline düşm esinin d o ğ u rd u ğ u so n u ç la r­ dan biri dc. arlık U m u r'u n korum asından yoksun kalan Bizans elin ­ deki S akız’ın tek rar ¡¿tin le rin eline geçm esidir. 1346 yılında II. H u m b e rt Viennois, "T ürklere karşı Hıristiyan haçlı o rd u su n u n b a ş ­ k u m andanı” sıfatıyla, Sakız’ı askeri harekâtta bir üs o larak kullan­ m ak için Bizans hüküm etinden m üsaade isteyecektir. Fakat bu a ra ­ d a, am iral S im onc V ignoso kum andasındaki Ceneviz d o n an m ası, bir baskınla adayı ele geçirecektir (15 H a z ira n -12 Eylül 1346). Vaktiyle Ceneviz kolonileri olan Anadolu yakasındaki Eski Foça ve Yeni F o ­ ç a 'd a da. kısa zam an so n ra Ceneviz egemenliği yeniden yerleşecek­ tir. E ge'de T ürkm en gazilerinin faaliyetlerini engelleyen bir başka H ıristiyan başarısı da, 1347 ilkbaharında Bozcaada (İm broz) yakın



Halil İnalcık



23



larında bir H ıristiyan d o n anm asının, Batı A nadolu beyliklerinin o rtak filosunu bozg u n a u ğ ratm ış olm asıdır. Bu d u ru m karşısında, Un ıu r’un halefi Aydın Beyi H ızır Bey. yeni bir haçlı saldırısını önlem ek am acıyla d ü şm anlarına bartş önerdi. H ıristiyan devletlerle kesin bir barış antlaşm ası yapm a, böylece Ege’deki H ıristiyan ittifakına son verm e girişim inde başarısızlığa uğrayan H ızır Bey. nihayet Papa ya b ir elçi heyeti gön d erd i; g ö rü n ü şe bakılırsa, b u elçi heyeti d e Papalık sarayından eli b oş d ö n d ü . 18 A ğustos 1 3 4 8 ’d e İzm ir’d e veya E p h esu s’da im zalanm ış olan ön antlaşm a suya d ü ştü ve Papa 1351 O cak ayında T ü rk lere karşı yeni bir ittifak m eydana g etirm ek için Ege’deki devletler y anında girişim de bulundu. Bu d u ru m karşısında H ızır Bey, saldırı siyasetine d ö n d ü ve deniz g azilerine, E ge'deki V e­ nedik to praklarına ak ın yapm a izni verdi. Aynı zam an d a Hıristiyan güçler elindeki A şağı-lzm ir'i ele geçirm ek için K ara vc D eniz kuvvet­ lerini h azır vaziyete soktu. Kayda değ er ki. H ızır aynı zam an d a V e­ nediklilerle savaş hâlinde olan Cenevizlilere yaklaştı; o n lara k a p itü ­ lasyon m ü saadeleri bağışlayarak haçlı ccphesindc bu lu n an bir H ıris­ tiyan devletle ittifak yapm ayı başardı G erçekte, kapitülasyon (ahdnâm e veya şu rû t) bir H ıristiyan devletine karşı sad ece ticaret garantileri verm ekten ö te bir anlam taşım akta, d o stlu k ilişkisinin ifa­ desi sayılm aktaydı.6 O sm anlı Sultanı O rh an (1 3 2 4 -1 3 6 2 ), E ge'de U m u r G âzî'n in b a ­ şarılarından çok yararlanm ıştır. Kaynaklarda iki ta ra f a rasın d a bir ittifak yapıldığına d air açık bir kayıt olm am akla beraber, bu iki G âzî beylik iki ayrı cep h ed e faaliyetleri ile bir ittifak hâlinde g ö rü n m e k te ­ dirler. O rh a n Bey, 1326’d a B ursa’yı aldıktan so n ra h erhalde O sm an G âzî d ö nem inde 1300’d e başlayan İznik ablukasını sıkı bir k u şa tm a ­ ya d ö n ü ştü rm ü ş olm alıdır. Bizans İm paratoru U l. A ndronicus, İznik 'in yardım ına koşm ak üzere acele b ir ordu toplayıp harek ete g e ç ­ ti. O rh a n , bu o rd u n u n yolunu kesm ek üzere G ebze sahilinde P elck an o n 'a geldi ve geçit yeri Eskİhisar sırtlarına o rd u su n u yerleşti­ rerek Bizans o rd u su n u bekledi. Pelekanon’da (I lam m er ve ondan so n ra yazan tarihçilerde yanlış olarak M altepe). Bizans o rd u su n u bozguna u ğrattı. İm p arato r yaralı olarak İstanbul’a kaçtı (H aziran 1329). O n d a n iki yıl so n ra 13 3 1’di* l/n ik teslim olm ak z o ru n d a kal­ dı. Bursa ve İznik’iıı düşm esiyle Bitlıynüı'da Bizans egem enliği son ‘ Rkz “Imliya/at", /■.mycloftnluı of lxUım



IWkı İt I )



24 Batı Anadofu 'da G fct Beylikler, Bizans ı* Haçlılar bulm uş oluyordu. Beri tarafta O sm anlıların bu zaferleri. U m u r'u n işine yaradı. Y ukarıda anlattığım ız gibi adanın hâkim i M artino. U m u r G âz î’nin haraçgüzânydı ve onun himâyesi altındaydı. A ndronicus adayı ele geçirdikten so n ra U m ur, Bizans’a karşı savaş d u ru m u n a geçti. B izans'ın deniz üssü G elibolu'ya karşı bir sefer yaptı; T ra k y a ’ya çıktı (1331)- O n u n bu seferi öncesinde 2 M art 1331’d e İznik şchı i O ıh a n G â z î’yc teslim olm uştu. Bu zam anlam a, iki T ü rk m en G âzî önderi a rasında bir anlaşm a olasılığını g ü cen d irm ek ted ir. Kayda d e ğ e r b a ş ­ ka bir olay I 3 3 4 ’te U m ur ve O rh a n 'ın aynı zam an d a B izans’la barış yapm alarıdır. Büyük dom estikos Kantakuzcnos. U m u r ile ittifak e d e ­ rek gerek İstanbul’daki karşıtlarına, gerekse T rak y a’d a S ırp ve Bulgarlara karşı m ücadelesinde 1 u rk beyliklerinin a sk erî desteğini temel politika olarak benim sem iştir. T ürk “d o stla n ” sayesinde K antakuzcnos bu işbirliğinin yalnız kendi lehine tek yanlı işleyeceğini um uyordu. Fakat ilkin U m ur. 1334-1344 d ö n em inde. 1344’ten s o n ­ ra da O rhan bu işbirliğinden ç o k yararlanm ışlar. Balkan poli­ tikasında ö n safta rol alınışlar, bir yandan İstan b u l’d a U tin le r (haçlı­ larla) işbirliği yapan Bizans hüküm etine, ö b ü r yandan B alkanlar da S ırp vc Buigarlara karşı başanlı bir m ücadeleyi y ü rü tm e fırsatı elde etm işlerdir. S on u n d a O sm anlılar Balkan yarım adasında y erleşm iş­ lerdir (1352).



F Â T İH V E E G E D E N İZ İ İstanbul’un fethi haberi b ütün A vrupa’da korku ve heyecan u y an d ır­ dı. R oına’da panik baş gösterdi. Papalık gem ilerinin 'Kürklerce ele geçirildiği ve Sultan ın iki ay içinde İtalya’yı istila cdcccği söylentileri yayıldı. Bu haberleri Venedik, Ceneviz ve Rodos kaynakları teyit e d i­ yordu. H a b e r 8 T c m m u z ’da R om a'da duyuldu. F ransız, İspanyol A ragón ve Burgundiya han ed an ların ın İstanbul üzerinde hâkim iyet iddiaları O rtaçağ’d an beri s ü rü p geliyordu. T ürklerin fethi. A vrupa'da D oğu Roma İm p arato rlu ğ u ’n un çöküşü olarak kabul ediliyordu. Venedik, Ceneviz ve R odos şövalyeleri g e r­ çek d u ru m u daha realist bir şekilde yorum luyorlardı. F âtih 'in ilk h e ­ d e f olarak K aradeniz ve E ge'de hâkimiyet kurm ak istediğini ve b u ­ n u n için donanm asını harekete geçirdiğini görm ekteydiler. O nlar O sm anlı’nın büyük kuvvetleri karşısında dayanabilm ek için A vru­ p a ’nın bir Haçlı seferi hâlinde harekete geçm esini zo ru n lu Uıluvor-



Hatıl ¡nalcık



25



lar, Papa ite tem as ediyorlar vc S u ltan ’ı dip lo m asi yoluyla d u rd u rm a ­ ya çalışıyorlardı. E ge’deki koloni sahibi devletler bu m aksatla O sm anii k o rk u su n u ab artarak yaym aktaydılar. Bir bakım a haklıydılar. Ç ü n k ü Fâtih İstanbul’u aldıktan so n ra o n u n a n ası o larak algıladığı R om a’yı d a alm ayı fetihlerinin bir hedefi o la ra k tespit etm işti. Bunu F âtih’in çağdaşı S ag u n d in o nakletm ektedir. Fâtih, fetihten so m a biı donanm aM iu E g e’y e g ö n d ererek , Rodos Şövalyeleri’ni ve S ak ız’d a Ceneviz M ahone'sini O sm antı hâkim iyetini tanım aya ve h araç ödem eye davet edecektir. P a p a ’nın em rin d e olan R odos şövalyeleri için S u lta n 'a h araç ödem ek, tarikatın kendi varlı­ ğını in k âr etm esi dem ek o lurdu. Ö b ü r taraftan R odos, 1450 yılında II. M u ra d 'd a n bir kapitülasyon elde etm i; ve A nadolu ile ticareti g e ­ lişmiş bulu n u y o rd u . Bu sebepten h araç ödem e yerine h er yıl bağlılı­ ğını g ö ste n n e k ü zere S u ltan ’ın hu zu ru n a hediyelerle bir elçi heyeti g önderm eyi önerdiler. Midilli’de G attikısiler F âtih 'e karşı daha uyum lu bir tu tu m izlediler. Fâtih, Ege'deki b ü tü n ad a la r üzerinde egem enlik iddiasında bulunuyordu. E g e’d e duı^ım , P ap a’nın girişimiyle I 4 5 6 ’d a bir H açlı d o n a n m a ­ sının gelm esi so n u cu tem elinden değişti. R odos, H açlı A vrupa’sının b ir ileri karakolu d u ru m undaydı. Rom a Papaları F âtih’in ölüm üne k ad ar A vrupa’d a b ir H açlı donanm asını harekele geçirm ek için ç a ­ lışm aktan hiçbir zam an geri kalm adılar. Papalığın teşviki ile . birinci­ si 1 456'da. İkincisi 1472’d e iki Haçlı d o nanm ası Ege D cn izi'n e g ir­ m iş ve O sınanlılarla m ücadele etm iştir. Buna 1 4 6 3 -1 4 7 9 dönem inde V enedik’te savaşı eklem ek gerekir. Başka bir deyişle Fâtih, 1456'dan 1479’a k a d a r Hıristiyan A vrupa’nın d o n am n alan n a karşı sürekli m ü ­ cadele hâlinde kalm ıştır. İstanbul’un fethinden sonra Haçlı fikri yeni bir İçerik kazanm ıştır. Bu tarihten İtibaren Hıristiyan Batı, H açlı s e ­ ferlerini Batı Hıristiyan dünyasını korum a* için bir savunm a şeklinde algılayacaktır. İstan b u l'u n işgali. Türklerin tam am ıyla A vrupa’dan çıkarılm ası. İlaçlı A vrupa’sının 1. D ünya H arbi’n e k ad ar tem el siyasetini olu ştu racak tı. Batılı devletler. 1914 yılında I. D ü n y a Savaşı’n d an ö n ce İstan b u l’u Çarlık Rusya’sına bırakm ayı d ahi kabul e t­ m iştir. Bu u zu n tarih î gelişim in ağırlığını Türkiye b ugün bile h isset­ m ektedir. Ö b ü r taraftan , Papn'm n ila ç lı teşebbüslerini finanse etm ek için yüklediği m alî külfetler Papalığın Hıristiyan dünyasında nüfuzuna z a ra r verm iş vc Papalık tarihçisi Pastor'u g öıe A lm anya'da Rom a'ya



26 Batı Anadolu'da Gâzî Beylikler. Bizans w Haçtılar karşı Protestanlığın ortaya çıkm asına yardım etm iştir. A vrupa’daki bu gelişm eler gösteriyor ki. İstanbul'un fethi Avrupa için yeni bir ç a ­ ğın başlangıcı olm aktadır. Fâtih’e gelincc; İstanbul’u n fethinden sonra 1453*1456 yıllarında izlenen siyaset şu noktalarda toplanabilir: Fâtih. Hıristiyan B atfn ın bir H açlı seferiyle İstanbul üzerine gcleceğini önem le hesaba k a t­ m aktadır. Nitekim , aşağıda anlatacağım ız ü zere, 1 4 5 6 ’d a Papalık donanm ası boğazların etrafındaki adaları ele geçirm ek için harekete geçecektir. Fâtih 1455‘te Ege Denİzi’nde hâkim iyetini k u rm ak üzere Ege D enizi’nc bir donanm a gönderm işti. Özellikle Venedik. Ege’deki kolonileri için kaygı içindedir. 14531454 yılında V enedik donanm ası (32 kadırga) Boğaz’ın açıklarında devriye gezm ektedir. V enedik Agribcz adası için özellikle kaygı duym aktadır. İstanbul düştükten sonra Ağustos ayında V enedik am i­ rali 17 T ü rk fustasını ele geçirm iştir. Venedik, bir H açlı seferi ö rg ü t­ lemesi için Papa üzerinde de baskı yapm aktadır. Haçlı seferi için y a­ pılan planda, hem en 5 0 kadırganın donatılm ası vc b u n u n için 2 4 0 .0 0 0 düka toplanm ası teklif edildi. V enedik, fetihten sonra E ge’de savunm a için Hıristiyan dünyasından yardım görm ediğini P ap a’ya anlattı; Agriboz adasını korum ak için E ge’d e 12 kadırgasını devam lı hazır tutuyordu, Y unanistan kıyılarında ve E g e’de Venedik kalelerini tahkim etm ek İçin yeni önle.nler alıyor ve yeni gem ilerin inşasına k arar veriliyordu. F âtih’in Ege’d e hâkim old u k tan sonra İtalya'ya çıkartm a yapm ası ihtimali öne sürü lü y o rd u . V enedik aynı z am anda İstanbul'da en iyi şartlarla b irb a n ş antlaşm ast y apm ak için diplom atik girişim lerini sürdürüyordu . 1454 T em m u z’u n d a İstan ­ bul’a B artolom eo M arcello’yu balyoz elarak tayin etti. Venedik için özellikle M ora y anm adast önem taşıyordu. B urada M o ra'm n g ü n e ­ yinde iki önem li kale, Koron (C oroıı) ve M odon V enedik’le Ege a ra ­ sında ulaştırm a yolu üzerinde hayatî bir önem deydi. Bu sebeple V e­ nedik. S u lta n ’ın m üdahatesini önlem ek için M o ra’daki d iğer güçler arasındaki anlaşm azlıkları giderm ek için çaba h arcıyordu. O sm anlI­ lara karşı yarım adayı savunm ak İçin cn önem li kalelerin V cncdik’c terk edilm esini istedi. Özellikle K orint vc P a tra s’ı ele geçirm eye çalış­ tı. Agriboz’da savunm ayı güçlendirm ek için tedbirler alıyor, M ora'd a k i Palcologlar’d an iki despot arasındaki anlaşm azlıkları g id er­ m eye çalışıyordu. Buna karşı Fâtih 1458-1460 seferlerinde M onı'yı tam am ıyla kendi hükm ü altına alacaktır.



t/aiıt fnaletk



27



V enedik, M o ra 'd a M anya’d aki dağlı halktan ücretli a sk er to p la­ m aya çalıştı. A ndrea Z e n o ad ın d a bir Venedikliye ait A ndros adasını d o ğ ru d an d oğruya Venedik idaresine aldı. 146 0 'u ı F âtih ’in o rd u su M ora'ya g irdiğinde K oron ve M o d o n ’d a savunm a tedbirleri artırılır. A griboz’u savunm ak için o lağ an ü stü önlem ler g ü n dem e geldi. O sm anlı askeri bu seferinde M odon önlerine k a d a r ilerlem iştir. O sm a n ­ lI do n an m asın ın h arek âtı yakından takip ediliyordu. Fakat 1461’de bu d o n an m an ın Ç anakkale’den çıkışını ö n lem ek için sald ın planı reddedildi. Z ira Sultan ordusuyla M ora'yi b ırak ıp çekilm iştir. V ene­ dik gem ileri Fâtih'in 1455 yazında gönderdiği d o n an m an ın h a re k â ­ tım yakından izlem iştir. 1456 kışında E ge’de h afif O sm anlı gem ileri­ nin V enedik kolonilerine b üyük zara rla r verdiği haberi geldi. 1456 K asim 'ında Papalık Haçlı do n an m ası Ege’ye hareket ettiği zam an Venedikliler, A griboz'da bunları iyi karşıladı. Kuzey E ge’de k u m la r elindeki bazı adalarının (İm roz ve Limni) V enedik’e bırakılm ası için görüşm elere girişiyorlardı. Bu m aksatla Fâtih’in kendisine d ahi te k ­ liflerde bulundular. Bu a ra d a F âtih ’in d o k to ru Yahudi asıllı b ir İtalyan olan Yakup (P a şa )’ya F âtih ’i izlemek ü zere rüşvet teklif etm işlerdir. Fakat Fâtih Y akup'a Paşa unvanı vererek yüksek m evkilere getirm iş vc kom ployu önlem iştir.



IİA ÇL1LA R, O S M A N L IL A R VE FRANSA 1525 tarihinde Fransa kralı, İm p arato r Şarlkcn (V. Kari) tarafından lutsak edildiği zam an Fransa m onarşisi daha önceki İtalyan devletle­ rinin politikasına başvurm uştur. 1. Franço.s (F ransuva) M ad rid ’de esir b u lu n d u ğ u sırada, an n esi kraliçe Osm anlı padişahı Sü ley m an ’a başvurm uş ve Süleym an’ı İm p arato r aleyhine harekete geçm eye te ş ­ vik etm iştir. Süleym an’ın b una karşıltk gönderdiği m ek tu p m etni aşağıdadır: Ben ki Sultânü’s-salâtîn ve burhânü” havâkîn tâc-bahş-i husrevân-i rûy-i zemîn zıllulâh fil- ardayn. Akdeniz’in ve K ara­ deniz’in ve Rumeli'nin ve Anadolu’nun vc Karaman'ın vc Rûm’un vc vilâyet-i Zulkadriyyenin vc Diyarbckrm ve Kürdistan’ın ve Azerbaycan'ın ve Şflın’ın vc Haleb'in vc Mısır’ın ve M edine'nin ve K udüs'ün ve külliyen diyAr i Arab'ın ve Ycmcn’in ve dahi nice memleketlerin ki fibây-i kııAın vc caliU li i/üınım cnârallâhu berâhinehum kuvvet-i kAhırrkıı ılr Irtlı eyledikleri ve ccnâb-i



28 Ban Anadolu’da Gâzî Beylikler. Bizans



Halil İnalcık



Haçlılar



celâlet-meâbım dahi tiğ-i ateş-bâr vc şcmşîr-i zafcr-nigârım ile feth eyledüğüm nice diyarın sultanı ve pâdişâhı Sultân Bayezid han oğlu Sultân Selitn hân oğlu Sultân Süleyman Hân'ım . Sen ki França vilâyetinin kıralı Françeskosun. Dcrgâlı-i selâtin-pcnâhım a yarar adamım Frankipan ile mektup gönderip ve ba/,ı ağız haberi dahi ısmarlayıp memleketinize d ü ş­ man müstevli olup, el-ân habsde ¡düğünüzü i'lâm edüp halâsınız husûsunda bu cânibden inayet vc medet istİd’â cylcmişsiz, her ne ki demiş iseniz benüın pâye-i serîr-i âlem -m asîrim e arz olunup 'alâ-sebîli’t-tafsîl İlm i şerifim muhî: olub tamâm m alu m oldu. İmdi padişahlar sınmak ve habs olunmak 'aceb değildir, gönlünü­ zü hoş tutup azürde-hâtır olmayasız. Öyle olsa bizim âbây-i kirâm vc ccdâd-i izâmımız nevvcraliâhu m erâkidehum daim a d e f-i düşm an ve feth-i memâlik için seferden hâli olmayup biz dahi a n ­ ların tarîkine sâlik olup her zamanda memleketler ve sa’b ve hasîn kaleler feth eyleyüp gece gündüz atımız cğerlenmiş ve kılıcımız kuşanılmıştır. Hak subhânc ve ta’âlâ hayırlar müyesser eyleyüp meşiyyet ve iradetı neye m üteallik ol nuş ise husûle gele. Bakî a h ­ vâl ve ahbâr ne ise m ezkûr âdeminizden istintak olunub m alûm unuz ola, şöyle bilesiz. Tahriren fi evâil-i şehr-i Rebîü’l-âhir li-seneti isneyn ve selâsîn ve tis‘a mia Bi-makâm-i dâru ’s saltanatü’l-’alyye mahmiyye al-m ahrûsa



al-Kostantaniyye



al-



Bu nâm enin giriş kısm ında Süleym an padişahlığının azam etini belirt­ m ekte vc ülkesi yanında F ran sa’yı bir vilâyet ve h ü k ü m d arın ı d a u n ­ van kullanm adan bayağı bir kral olarak zikretm ektedir. D üşm anın yararlanm asını önlem ek için, verilen kararlar hakkında sadece elçi ile “ağız haberi" gönderilm iştir. Süleym an sözünde d urm uştur. Dönem in saray tarihçisi, N asuh M artakî’ye göre, Süleym an 1526 M ohaç seferine şu nedenle k arar verm iştir: Esir düşen “Efrenc vilâyetinin kralı izhâr-i ‘ubudiyet ile” S ultana “ilticâ” etm iş ve elçi g önderip S u ltan d an Ş a rlk e n ’in m ü ttefi­ ki olan M acaristan kralı üzerine sefer yapm asını istem iştir. M atrakÇi’ya göre, Kral “itâ ’ate boyun verüb serefkcndelcrinden o lu ru z ” d e ­ m iş. O sm anlı sarayı, Ş arlken (V. Kari) ve F ran ço is'm n Avru|>a’da "Ç asarlık” için m ücadele ettiklerini biliyordu. 15 2 6 - 1547 dönem inde



29



İm p arato r vc Papa ile O sm anlı devleti arasın d ak i çetin m ücadele iki cephede; o rta A vrupa’d a k ara cephesi vc A k d en iz’d e d en iz cep h esin ­ de sü recek ve O sm an lı’ya karşı İ5 3 8 ’de P a p a ’nın çabalarıyla bir Kutsal Liga (ittifak) kurulacaktır. O sm anlı divanında H absburglara karşı savaşı Akdeniz ccphcsindc mi, yoksa O rta A vrupa’da mı yapm anın daha iyi olacağı tartışılm ış ve H absburg him âyesi altında olan M acaristan ü zerin e b ü yük bir sefer yapm aya k a ra r verilm iştir. Tabiî. O sm anlı divanı A vrupa'daki bu iç ç atışm anın O sm anlı siyaseti için n e kadar yararlı o ld u ğ u n u tespit etm işti. B undan so n ra d a O sm anlı, H ab sburglara karşı yükselen miUî devletlerin girişlikleri m ücadelenin A vrupa'da O sm anlı hedefleri için hazırladığı im kânları hakkıyla tespit etmiş b u lu n m ak tad ır. Bu siyaset, yüzyıllarca O sm antıların A vrupa’da izledikleri politikanın tem el p re n ­ sibi olacaktır. A vrupa’yı tek elde toplam ak isteyen büyük bir güce. İm p arato rlu k idealine karşı O sm anlı daim a k arşı güçleri desteklem e politikasını g ü decektir. Bu bakım dan Fransa ile başlayan ve fiilen bir ittifak hâlini a lan ilişkiler, O sm anlı’nın Avrupa politikasının tem el taşı olacaktır. Ö te yan d an parçalanm ış İtalya’yı İst:lâ am acını g ü d e n İspanya, Fransa vc Avusturya karşısında O sm anlı d a 1 4 8 0 ’d en beri İtalya’yı istilâ siyasetini A vrupa’d a esas hedeflerinden biri olarak benim sem iş­ tir. B unun m enşeine gelince; II. M ehmed D oğu Rom a İm paratorluğ u 'n u n m erkezi K onstantinopolis’i fethettiğinden beri, kadîm Roma İm p arato rlu ğ u ’nu ihya etm ek em elini besliyordu. Kendisi Kayser-i Rûm unvanını sultan ve hakan unvanlarına eklem işti. B alkanlar’d a ve Ege D enizi’ndc tam egem enliğini kurduktan so n ra İtalya istilâsının zam anı geldiğine hükm etm iş ve 1480 yılında b ir d o n an m asın ı Rodos ü zerine sevk ederken ö b ü r tarafta Avlonya’d an G edik A hm et Paşa k um andası altında b ir kuvveti O tran to ’ya çıkarm ış ve N apoli krallı­ ğındaki bu kaleyi felhetm işti. Fakat ertesi bah ar â n i ölüm ü ve O sinanlı tahtı için ortaya çıkan iç kargaşalık dolayısıyla G edik Ahmet Paşa İtalya’d a ileri harekâtı d u rd u rm ak zorunda kaldı. O tra n to kale­ sinde bıraktığı 500 k ad ar Osm anlı askeri Napoli kralının hizm etine girdi ve İtalya h arplerinde çok yararlı bir rol oynadı. Bir köp rü b aş o larak O tra n to ’nun O sm anlılar eline geçmesi, İtalya’d a bir panik havası d o ğ u rm u ştu r. R om a'da papa l*ın»sa‘ya kaçm ak için h azırlık ­ lara girişm iştir.



30 Balı Atmdolu'da Gâzî Beylikler. Bizans»« Haçlılar İtalya'nın istilası tasarısı yarım yüzyıl so n ra büyük Süleym an ta ra ­ fından yeniden gündem e getirilecektir. İtalya’yı istilâ etm ek güç bir girişim di. Ç ü nkü, ilkin Venedik. D alnuçya kıyılarında birtakım kale­ leri berkitm ek suretiyle karada bir savunm a hattı m eydana g etirm iş­ tir. İkinci savunm a hattı, denizde güçlü V enedik do n an m ası tarafın ­ d an oluşturuluyordu. Ü çüncü savunma hattı. İtalya kıyılarında boy* dan boya berkitilm iş kalelerdi. Süleyman 1538 yılında İtalya’yı istilâ etm ek için büyük bir o rd u ile harekete geçti; fakat, dah a ilk savunm a hattı ü zerinde Korfu adası üzerinde güçlü bir dirençle karşılaştı ve bu girişim den vazgeçm ek zorunda kaldı. O n u n asıl hedefinin İtalya istilası o lduğunu Batı kaynakları açıklam aktadır. O sm anlılar bu b a şa ­ rısızlığı örtm ek için, seferin sadece Korfu adası o ld u ğ u n u ileri s ü re ­ ceklerdir. 1538'e d o ğ ru İtalya’da durura şu şekildeydi. O sm anlılar kargısında iki tem el etken, Avrupa istiluMin g ü çleştir­ m ekteydi. Birincisi. A vrupa’daki devletlerin papa ve İm p a rato r e tra ­ fında toplanarak büyük bir haçlı cephesi oluşturm ası. İkincisi, o z a ­ m an O sm anlı donanm asının denizaşırı istilâ hareketlerine girişem eyecek kadar kuvvetli olm am ası. Bu yüzden O sm anlılar. S üleym an’ın 1538 yılına k ad ar İtalya istilâsını geciktirm iştir. 1538 yılında B arba­ ro s H ay red d în ’in kum andası altındaki O sm anlı do n an m ası ilk kez denizde Prevczc önlerinde bir İm paratorluk d o n an m asın ı yenilgiye u ğ rata ra k Akdeniz’de egem en durum a gelm iş b u lu n u y o rd u (bkz. aşağıda). İşte Süleym an'ın 1538'de İtalya'yı istilâ için kesin kararına bu d u ru m neden olm uştur. İtalya istilasını İstan b u l'd ak i Venedik bal­ yozu D oça yazdığı m ektupta şu sözleri« belirtm ektedir: "S u ltan S ü ­ leym an daim a R om a’ya. R om a’ya! dem ekte ve İm p a rato ru n Kayser unvanını taşım asından nefret ctm ckted.r. Ç ü n k ü Su ltan kendi kendine Kayser unvanını benim sem iştir.” Bu sözler 1531 'd e söylenm iş­ tir. Kaydedilm esi önem li otan şu d u r ki, o sırada Fransa, Süleym an ile ittifak halindeydi ve K orfu kalesinin kuşatılm ası sırasında bir Fransız d o n an m a birliği O sm anlı donanm asına katılmış b u lu n u y o rd u . Fakat A vrupa'da bu tehdit o kadar büyük bir tepki u y andırm ıştır ki, F ra n ­ sız kralı ister istem ez 1538 T em m uz ayında İm p arato rla Aigues M o rtc s’ta ba rış İmzalam ış, hattâ, onunca b erab er O sm anlılara karşı bir haçlı seferinde harekete geçeceğini vaat etm işti. İşte bu n d an iki ay so n ra S u ltan'ın K aptan-ı D crya’sı Barbaros H ayrcddin P revczc’de büyük bir haçlı donanm asına karşı zafer kazanıyordu (1 5 3 8 ).



Halil İnalcık



31



Bu gelişm eler açıkça gösteriyor ki. Osrr.anlı Devleti İtalya harpleri sırasında öteki Avrupa büyük devletleri gibi a k tif, ü stün b ir güç o la­ rak ortaya çıkm ıştır. Başka deyim le. İtalya’yı ele geçirerek A vrupa’da ü stün bir d u ru m a gelm ek için yapılan m ü cadelede O sm anlı sultanı taraflardan birisi d u ru m u n a gelm iştir. Fransa ittifakının Avrupa poli­ tikasında ne k ad ar önem li o ld u ğ u n u kavrayan O sm an lı sultanı, F ran ­ sa’yı yalnız askeri bakım dan değil, m alî bakım dan da d estek lem ek ­ teydi. 1533 tarih in d e Sultan. Fransız kralına y ü z bin altın g ö n d e re ­ rek İm p arato ra karşı İngiltere ve Alınan prensleri ile bir koalisyon yapm asını istiyordu. İki yıl so n ra F ransız kralı su ltan d an bir milyon altın dükalık bir yardım yapm asını İstemiştir. D a h a sonraları 1555’te Fransa kralı II. H cnry sultanın Yahudi m ültezim i Y usuf N asi’den 150 bin altın b o rç sağlam ıştır. Kralın % I2 ’d c n % 16'ya k a d a r yü k ­ sek faizle giriştiği istikraz faaliyetine O sm anlı ülkesinden birçok kim ­ se para yatırm ıştı. G ö rü lü y o r ki, Fransa, İm paratora karşt yüzyıllarca karşı d u ran bu güçlü m onarşi, kendi varlığını O sm anlı desteğine borçlu olduğu in an an d ay d ı. D aha 1532 y u n d a I. F rançois Venedik elçisine şu itirafta bulunm uştur: “Ş arlk en ’in m uazzam İm p a rato rlu ­ ğu karşısında A vrupa’da devletler ancak O sm anlı gü cü sayesinde varlıklarını güvenceye alabilm ektedir." Özetle bu olaylar g ö ste rm e k ­ tedir ki. O sm anlı İm p aratorluğu bu tarih le rle A v ru p a’d a g ü çler d e n ­ gesi politikasında egem en bir rol oynam aktadır. Bu suretle d e A vru­ pa'd a m illî devletlerin yükselişinde önemli bir rol üstlenm ektedir. O sm an lı'n ın bu ilgisi tabiî kendisinin Avrupa'yı parçalanm ış d u ru m ­ da tu tm ak ve toptan bir haçlı saldırısını önlem ek m aksadına hizm et etm ek içindir. O sm anlı’nın A vrupa'da milli devletlerin yükselm esin­ deki rolü 16. yüzyıl boyunca süregelm iştir. Kudretli İspanyol kralı M absburglardan II. Philip. İngiltere'yi istilâya hazırlanırken w H o l­ lan d a’d a patlak veren isyanı bastırm aya uğraşırken, bu m illetler O sm anlı sultanına gönderdikleri elçiler yoluyla O sm anlı ordularını I labsburglara karşı harekete geçmeye teşvik ediyorlardı. O sm anlI­ ların A kdeniz’d e İm p arato r deniz kuvvetlerine vc İspanya ya karşı luhditleri devam ederken kam liinıfmd.ı OmiuiiiIi u rd u la n l labsburgları A vusturya'da tehdit etm ektedirler. Özetle I labshurglarııı A vrupa'da üstünlük ^iıi'jiml.Tİ karcısında. O sm an lI­ lar. Avrupalı milletlerin direncim le cnim in vrgAıu* desteği d u ru m u n a gelm iştir. O sm an lı'n ın yükselen hu ınıllı devletleri ekonom ik b ak ım ­ d an da desteklem esi, bu devletleıın ekom>mk K elim esinde kesin biı



32 Batt Anadolu'da GÛZÎBeylikler, Biıans tv Haçlılar rol oynam ıştır. O çağda Avrupa ekonom isinde M ısır'dan K aradeniz'e ka d a r oian ülkeler, yani Lcvant denilen bölge, dünya ticaretinde çok önem li bir yer tutuyordu. H int denizi ülkelerinden A vrupa'ya u zanan ve Ü m it B u r n u n u n keşfinden so n ra d a O sm anlı girişim leri sayesinde yeniden canlanan 1lindistan-A vrupa ticaret yolu, O sm anlı pazarlarını A vrupa'da yükselen ekonom iler için vazgeçilm ez bir d u ru m a getir* migei. Bu tarih te İngiltere I.evanf ticaretine b üyük ö n e m veriyordu v r b u m aksatla Levant Com pany adı altında L ondralı b an k erler bir kum panya kurm uşlardı. Osm anlı ülkesinde ticaret yapm ak için sulta* nın özet bir imtiyaz bağışlaması gerekirdi. T icarct için güvence. Batı’da kapitülasyon denilen ahdnâm eler yolu ile sağlanırdı. A hdnâm e. sultanın böyle bir güvenceyi tek taraflı olarak bağışlam asını tem sil ediyordu. K apitülasyon, yabancı tüccarın ülkede serbestçe ticaret yapm asını, canlarını ve m allarını güvence altına alm asını g aran ti eden, yem inle berkitilm iş bir belgeydi O sm anlılar bu gibi ahdnâm eleri yalnız d o st m em leketlere verir­ lerdi. A hdııâuıc ile d a h a ç ok siyasî bir m ak sat güd ü lü y o rd u . K ap itü ­ lasyon alan bir Avrupa devleti, düşm an safına geçtiği a n d a ahdnâm e h üküm süz hâle geliyordu. Böylece ahd n âm e verilmesi b ir Avrupa devleti ile siyasî d ayanışm a anlam ın a gelm ektedir. H ab sb u rg lara k a r­ şı isyan ve m ücadele hâlinde olan HollandalIları d a O sm anlılar aynı şekilde ekonom ik gelişm elerinde 1579’d an beri destekliyorlardı vc nihâyet 1612’d e İngiltere’ye verdikleri a h d n âm e gibi b ir kapitülasyo­ nu HollandalIlara d a bağışladılar. Kapitülasyon an c ak 18. yüzyılda O sm anlı için zoru n lu bir antlaşm a niteliğini k azan acak tır. D ah a ö n ­ ceki tarihlerde kapitülasyon bağışlanm ası o devletle b ir çeşit siyasî dayanışm a, h a ttâ ittifak anlam ını taşım aktadır ve b u n a s u lta n te k ta* raflı o larak k a ra r verm ektedir. İngiltere ve H ollanda, b u ticarct m ü ­ saadeleri sayesinde I.evand ticaretinde Venedik ve F ra n sa ’yı geride b ırak acak k e rte d e b ir gelişm eye s a h b olm uşlardır. B u iki devlet H in t O k y a n u su ’n da koloni girişim lerine b aşlam ad an ön ce, b ü y ü k k u m ­ panyalar yoluyla ilk büyük kapitalist girişim lerini b u a h d n âm eler s a ­ yesinde Levant’ta gerçekleştirm iş olacaklardır. Başka deyim le O sm anlı devleti, İngiltere ve I lollan d a’m n A vrupa’d a kapitalist ve m erkantilist devletlerin ö n safında y er alm alan sürecin d e kesin b ir rol oynam ış b ulunm aktadır. H in t O kyanusu-A kdeniz Levant ricarcti. b ir tara fta n B asra k ö rfe ­ zi. ö b ü r tara fta n Kızıldeniz yolu ile Portekiz ticareti ile rckuİKi lıâlin-



Halıl İnalcık



33



deydi. 1 5 6 0 ’larda O sm anlı ülkesine gelen H in t oky an u su m allan, b aharat, boyalar, kıymetli taşlar, d e ğ e r b ak ım ın d an Ü m it B urnuLizbon yoluyla gelen m allara eşti. İstanbul d ü n y a b ah arat ticaretinde I.izbem ile rekabet halindeydi. Bu sebeple A vrupa’d a b ah arat ticareti­ ni tekelinde tu tan Portekizli Yahudi Dona G ra c ia ve D o n loseph Nasi firm ası m erkezini İstan b u l'a naklctm iştir. B unun başka b ir ne* ileni d e Y ahudilerin o zam an Ocm anlı ülkesinde cam bir güvcuceyc e rişm iş olm alarıdır. Hâlbuki, 16. yüzyıl o rta ların d a p ap alık a ra z isin ­ de H ıristiyanlıktan dö n d ü ğ ü iddiası ile Y ahudiler m eydanlarda y a­ kılm aktaydı.



A V RU PA D E V L E T L E R D E N G E S İS T E M İ V E O S M A N L I 1494* 1559 İtalya H arpleri, A vrupa tarihinde devletlerarası ilişkilerde yeni bir kavram ı g ü n d em e g elirdi. Şim di esas k o n u şuydu: İm p arato r Ş arlkcn (V. K ari), tüm A vrupa'da ü stü n lü ğ ü n ü k urm ak. O rtaçağ A vrupa’sında olduğu gibi A vrupa’yı b ir tek İm p a rato rlu k egem enliği altında birleştirm ek cm clindeydi. Bu siyasî h e d e f için e n ç o k başvu­ ru lan p ro p ag a n d a k o n u su . T ü rk lere k arşı b ir H a ç lı seferi başlatm ak* tı. Asıl m aksat, İtalya'ya sahip olm ak, böylece A vrupa’d a egem en bir d u ru m a geçm ekti. O ysa, o d ö n em d e A vrupa’d a F ran sa. İngiltere gibi m illî devletler o rta y a çıkm ış o lu p , h e r devlet İm p a ra to r karşısında kendi bağım sızlığını savunm ak azmindcydİ. F ran sa. İngiltere, H o l­ lan d a ve Alm an prensleri, İm p arato ra karşı bağım sızlıklarını d e ste k ­ leyecek herh an g i b ir dış güçle ilişkiye girm ekte sakınca g ö rm ü y o r­ lardı. Başka bir deyişle, o zam an A vrupa politikasında bağım sız dev­ letler ara sın d a d en g e politikası, bir devletler sistem i o rtay a çıkm ıştı. Bu dengi* politikasını cn yakından ¡¿leyeıı devletlerden biri İngiltere idi. İngiliz Kralı V III. H enry, b u d enge politikasını, kuvvetliye karşı zayıfın y an ın d a y er alarak baskül siyaseti diye adlandırm aktaydı. İşte d en g e aray an A vrupa yanında. D oğu d a bir dü n y a g ü c ü o larak y ü k ­ selen O sm an lı Devleti, b u devletler sistem inin b ir üyesi o la ra k yer alacaktır. İm p arato r karşısında kendini tehdit altında h isseden h er devlet, d o ğ u d ak i b u s ü p e r g ü c e başvuracak ya da o n u kullanm a te h ­ did in d e bu lu n acak tır. Böylecc, O sm anlı devleti kendiliğinden A vrupa devletler sistem inin bir parçası hâline gelmiş b u lunuyordu. 15251559 dön em in d e Ş arlk en ’in ü rk ü tü cü İm paratorluğu karşısında hrunsa. O sm anlı DcvIctİ’nin m üttefiki olam k bıı dengeyi sağlam aya çalınacaktır.



34 Ban Anadolu 'da Câzî Beylikler. Bizans ve Haçtılar 1557‘dc Osm anlı Devleti Venedik deniz devletiyle savaş h alin ­ deydi. A kdeniz'de m ücadele büyük önem kazanm ıştı. T u n u s'u n düşm esinden sonra Fransa ile diplom atik ilişkilere hız verilmiş ve F ransız elçisi Jcan de l.a Forest, 1535 Ş u b at'ın d a İstanbul’a gelmişti. İttifak m addeleri arasında. Osm anlı donanm asının Fransız deniz kuvvetleriyle birlikte Ş arlken elinde bulunan Sicilya, S ard u n y a. N a ­ poli vc İspanya’ya saldırılar yapm ası ve T u n u s ’u n geri alınm ası vardı. I. François. İtalya’yı istilâ ederek Lom bardiya'ya girecek. O sınanltlar da N apoli’yi istilâ edeceklerdi. Böylece, Osm anlı Devleti İtalya H a rp ­ lerinde ak tif bir rol üstleniyor vc kendi payını belirliyordu. F âtih’in 14 8 0 O tra n to fethinden (1480) beri. O sm anlılar güney İtalya istilâ­ sını planlarında açık tutuyordu. 1537 M ayıs'ında Lütfi Paşa k u m an ­ dasındaki 160 kadırgalık donanm a dem ir alıp A kdeniz’e açıldı. F ran ­ sız ve O sm anlı donanm aları Adriyatik’le buluşacaklar ve padişahın o rd u su Korfu adasına çıkarm a yapacak, o rad an G üney İtalya’yı isti­ lâya gidecekti. Venedik senatosunda Süleym an’ın "R om a ya Rom a’ya!" diye hedef gösterdiği kaydediliyordu. 1 5 3 8 'd e S üleym an'ın İtalya’yı istilâ etm ek kararında olduğana k uşku yoktur. B arbaros, bu harekât sırasında G üney İtalya’da A?ulia’ya saldırm ış ve Fransızlar F.kiırı ayında kuzey İtalya’da Savua’yı işgal etm işlerdi. Aynı tarihlerde Ege D enizi ne gelen Fransız donanm asına İstanbul’d an p a ra vc e r­ zak gönderildi. M ukaddes Liga’ya karşı O sm anlı-F ransız ittifakı a r ­ tık H açlılar dönem inin son bulm uş clduğım u g österiyordu. M u k ad ­ d es Liga donanm ası Ege D enizi’ne varm ak için Preveze önlerine k a ­ d a r ilerledi ve işte orada B arbaros’un A ndrea D o ria'y a karşı büyük deniz zaferi gerçekleşti (27 Eylül 1528). 1538-1571 d ö n em in d e A k­ d e n iz ’de, kesinlikle O sm anlı üstünlüğünden söz edilebilir. A K D E N İ Z ’D E O S M A N I .I - F R A N S I Z İ Ş B İ R L İ Ğ İ O sm anlı devleti, Venedik ile nihâyet b anş yapm ış (Ekim 1540) ve bu devleti Fransız-O sm anlı ittifakına davet etm iştir. Süleym an, karada Şarlken'in kuvvetlerine karşı yeni bir sefere çıkarken (1 5 4 1 ). B arba­ ros denizde F ransız donanm ası ile işbirliği yapm aktaydı. A ndrea D oria kum andasında İm paratorun güçlü d onanm ası karşısında Fransız donanm ası, ancak B arbaros’un işbirliği Uc dayanabilm ektcydi. Kayda değer ki, H ıristiyan Avrupa karşısında İm p arato r vc F rançois karşı karşıya bir propaganda savaşı yapm aktaydılar.



t tali! İnalcık



35



Şarlken F ran sa’yı, Hıristiyanlığın büyük dü şm an ı ile ittifak etm ek ve Hıristiyanlığa ihanet etm ek ile suçluyor, bu m ak satla Fran sızca risa­ leler bastırıp dağıtıyordu. Fransız kralı ittifakı yalanlıyor. Osm anlı divanı ile gizli gö rü şm eler daim a şifahî o la ra k y ü rü tülüyordu. François ile Şarlken arasında bu pro p ag an d a savaşı asıl A lm an­ y a’daki C erm en prenslerini h ed ef alıyordu. Ş arlk en , O sm anlı ya k a r­ şı bu prenslerin ask erî yardım ını sağlam ak için b üyük çaba g ö ste ri­ yor. François ise Süleym an’ı teşvik e d e r h arek etlerd en kaçındığını ilân ediyordu. F rançois N ü m b e rg ’d c toplanan Alm an prenslerine gö nderdiği bir m ektupta (9 O cak 1543), (C harrière. 1, 5 5 8 -5 9 ), “ I.a république chrestienne" dediği Batı Hıristiyan dünyasının birliğini vurguluyor, kendisinin T ü rk tehlikesine karşı 3 0 bin kişilik bir o rdu ile katılmayı vaat ettiğini hatırlatıyor. O sm anlı sultanı ile “ittifak veya İşbirliği*' {alliance or socctété) değil, ancak geçici ateşkes yaptığını beyan ediyordu. Şarlken ise, Kral’ın saldırıları y ü zü n d en T ürklere k arşı savaşı sürd ü rem ed iğ in i vc o n u n Sultanı kışkırttığını söylüyor­ d u. Kral, b u n lan reddederek Ş arlk en ’in şöhret d ü şk ü n lü ğ ü ve ihtirası y ü zünden T ürkleri saldırılan ile tah rik ettiğini ileri s ü rü y o r vc so ­ nu n d a François. C erm en prenslerine vaatle b u lu n arak Très Chrétien unvanının gerektirdiği gibi T ürklere karşı Almanya ile b erab er o lac a ­ ğına söz veriyordu. G erçekten kral, Şarlken ile aralıkla yaptığı barış a n tlaşm alarında İlaçlı seferlerine katılmayı vaat ediyordu. T ü m p ro ­ pagandalara rağm en asıl m ücadelenin Avrupa’d a ü stü n lü k m ücadele­ si o ld u ğ u n d a k uşku yoklu.



BARBARO S H A Y R K D D ÎN PAŞA T O U I.O N 'D A (1 5 4 3 ) 1543 b ah arın d a Sultan Süleym an, tek rar M acaristan üzerine y ü rü ­ m ek ü zere İstanbul’dan hareket ettiği zam an Barbaros kum andası altında O sm anlı donanm ası denize açılacak, İtalya savaştan ve O smanii Fransız ittifakının, ç o k ilginç yeni bir aşam ası başlayacaktı. Süleym an, F ran ço is’nm ikiyüzlü politikasını biliyordu ve m ek tu p ­ larında kralı bu iki taraflı oyu n d an caydırmaya çalışıyor, fakat so ­ n u n d a anlayışlı d avranarak fazla sıkıştırm aktan kaçınıyor, h er şeye rağ m en I lıristiyan dünyasını parçalanm ış b r hâlde tutan bu değerli ittifakı b ozm ak istem iyordu. B arbaros domınnmsı ile o yaz İtalya s a ­ hillerine vardı. Rom a da Papa korku içindi* l-rn ııço isd an aracılığını istedi. Bunun üzerine llay rcd d în do n an m a ı