Herkes İçin Postmodernizm [PDF]

  • 0 0 0
  • Suka dengan makalah ini dan mengunduhnya? Anda bisa menerbitkan file PDF Anda sendiri secara online secara gratis dalam beberapa menit saja! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

POSt£ £ d ern * m '' i n



S a y ın



eay,



K o k e n le ri



l W ektuptı £ ° 2 e[ n 'z rn '- te r im - ■



I S



da İL



F ^ S



^ olnZ., S -te rsine S



70 ferde ■■p/' şm a m n



( s i y ® ol'an ZYmfdern'^"?Jnl?'i'9,JSU‘



m



m



m



rn



s s



0'dU 9 u n a i „ k,ik ve y â ' , : p °st/norfe m “ s " "



^er>’.vatJranma^ad,r f bo2u'nundî?‘ârnin îen



o



ititeme|



£3



. '



" te ır tg P ij~ r



9'b,ad' -



©İ SSSsîSİ Sa Şş Sâ S'S SÎ ps HS İ: ' s ö z c ü k v e lcn



Gİ‘ V‘ rn k i



M * hSs



m



s



n



^ yü*



m



s



m



s



i



^ B z p £ i% charlEs



Jencks Londn



Postm odern m im ari ve sanat konusunda bir oto rite olan Charles Jencks, p o s tm o d e rn te rim i üzerine yararlı bir özet yap m ış. Peki te rim pratikte ne a n lam a geliyor? G ü n ü m ü zd e yaşad ıklarım ızı ta m olarak ö zetle ye b iliy o r m u? Yoksa bizi gerçek tarihsel koşullarımız konusunda aydınlatm ayan, m oda bir sözcükten ibaret mi?



Önce S Ö Z C Ü Ğ Ü ele a l a l ı m . . . P o stm o d e rn ne anlam a g eliyor? Karışıklığa yolaçan, "m o d e rn " sözcüğünden önce gelen "p o s t" öneki. P ostm odernizm kendini, o lm a d ığ ı b ir şeyle ta n ım lıy o r. O artık m o d e rn d e ğ il. A m a ta m o la ra k h a n g i a n la m d a post? -M o d e rn iz m in b ir sonucu o lm a sı a n la m ın d a mı? -M o d e rn iz m in b ir devam ı o lm a sı a n la m ın d a mı? -M o d e rn iz m d e n sonra doğm uş o lm a sı a n la m ın d a mı? -M o d e rn iz m in gelişm iş hali o lm a sı a n la m ın d a mı? -M o d e rn iz m in b ir inkârı o lm a sı a n la m ın d a mı? -M o d e rn iz m in b ir reddi o lm a sı a n la m ın d a mı? T e rim b u n la rın h e p s in in ya da b ir kısm ın ın karışım ı o la ra k ç e ş itli ş e k ille rd e k u lla n ıld ı. P o s tm o d e rn iz m a rtık şu iki m u a m m a d a n k a yn a kla n a n b ir a n la m la r kargaşası için d e : -M o d e rn iz m in anlam ına karşı d ire n iy o r ve bu a nlam ı g iz liy o r. -Y e n i bir çağ ta ra fın d a n aşılan m o d e rn 'in ta m b ir b ilg is in i im a e d iy o r. Y en i b ir çağ mı? B ir çağ (h e rh a n g i b ir çağ) b izim g ö rm e , d ü ş ü n m e ve ü re tm e ta rzım ızd a ki ta rih s e l d e ğ iş ik lik le rle ta n ım la n ır. Bu d e ğ iş ik lik le ri sa na t, te o ri ve e k o n o m i ta rih i a la n la rın d a s a p ta yıp , p o s tm o d e rn iz m in p ra tik b ir a n la m ın a u la ş m a y a ç a lış a b iliriz . Postm odern sanatın soyağacını izle ye re k b a ş la y a lım bu a ra ş tırm a y a .



Modern Nedir? Esk in in Şoku Modern sözcüğü, Latincede "tam şim d i" demek olan m odo'dan gelir. Peki biz ne zamandan beri moderndik? Aşağıdaki örnekte görüleceği gibi, şaşılacak kadar uzun bir zamandan beri. 1127 dolaylarında A bbot Suger Paris'teki St. Deniş manastır bazilikasını restore etmeye başladı. M im ari fikirleri ona daha önce hiç görülmemiş, ne klasik Yunan, ne Roma ne de Romanesk tarzında "yeni bir bakış" kazandırmıştı. Suger önceleri buna ne ad vereceğini bilemedi. Sonunda, Latince opus modernum (modern yapıt) demeye karar verdi.



Suger, G otik diye anılacak olan yaygın bir mim ari tarzın oluşmasına katkıda bulundu.



İtalyan Rönesans ku ra m cıla rının b u ld u ğ u G otik te rim in in aslında k ü ç ü ltü c ü b ir a n la m ı va rd ı. K uzeyli ya da G e rm e n barbar tarzı a n la m ın a g e liy o rd u . R önesans m im a r ve s a n a tçıla rın ın id e a li, kla sik Y un a n ta rzıyd ı -y a da kendi d e y iş le riy le antica e buona m aniera m oderna (eski ve iyi m o d e rn tarz).



M im a rla r o za m a n d a n b e ri, kalıcılığı en iy i h a n g i tarzın te m s il e ttiğ in i ta rtış m a k ta d ırla r -k la s ik m i, g o tik m i, m o d e rn m i, yoksa p o s tm o d e rn m i?



D iya le k tik Antagonizm a En azından Ortaçağdan bu yana, "o zamanlar"la "şim d i" arasında, eski ile modern arasında harekete geçirici bir antagonizma yaşandı. Batf'nın tarihsel dönemleri, geçmişte olup bitm işlerden hoşlanmayış tem elinde birbirini izledi. Kişinin bir önceki kuşağı reddedişi, neredeyse içgüdüsel bir kuşak çatışması halindeydi. Bu tarihsel diyalektiğin (Yunancada "tartışm a" ve "söylev" anlamlarına gelir) sonucu, Batı kültürünün hiçbir gelenek tanımaması oldu. Tarih, anlayışların farklılaşmasına göre dönem lere ayrıldı:



583ar oh ve başkaları. Bu b irbiriyle uzlaşmaz dönem ler Batı kültürünün gelenek kümeleriydi -geleneklerin bir tü r "periyodik tablo"sunu oluşturuyorlardı. Batı'da gelenek, kendisiyle çatışma içindeki şey tarafından kurulup gene ondan güç almaktaydı.



Batı kültürünün bir başka özelliği de güçlü bir tarihselcilik önyargısına sahip olmasıydı. Bu inanca göre, şeylerin nasıl olduğumu ve nasıl olması gerektiğini tarih belirliyordu.



T a rih s e lc iliğ in klasik fo rm ü lü , Kari M a rx 'ın d iyalektik m ateryalizm in d e d ile g e ld i. M a rksizm to p lu m u n g e le n e kse l ya da k ü ltü re l k u ru m la rıy la e k o n o m ik ü re tim g ü çle ri arasında yapısal b ir fa rklılık o ld u ğ u n u ö ne s ü rd ü . A ltyapıdaki, y a n i e k o n o m ik ü re tim e tk in lik le ri a la n ın d a k i hızlı d e ğ iş im üstyapıya, y a n i d in , sanat, p o litik a , h u ku k ve b ü tü n geleneksel tu tu m la rı içe re n to p lu m s a l alana tem el o lu ş tu ru yo r, am a zamanı gelince de onu alaşağı e diyord u . Ü styapı d e ğ iş im le re e k o n o m ik a lty a p ıd a n daha fazla d ire n ç g ö s te riy o r ve daha ya va ş g e liş iy o rd u . Ö zellikle de m o d e rn sanayi k a p ita liz m i ça ğın da bu b ö y le y d i.



D ü ş ü n m e b iç im le rim iz -y a da daha d o ğ ru s u , d ü ş ü n m e d e n k a b u lle n d iğ im iz v a rs a y ım la r- üstyapısal ideolojiler ta ra fın d a n b e lirle n m iş ti. ÇOK KABA. ÇOK MEKANİK. DÜŞÜNCE BÜTÜNÜYLE İDEOLOJİ TARAFINDAN BELİRLENMİŞSE, BİLİMSEL DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ NEREDEN GELMİŞ OLABİLİR?



X.



_b



YANİ ELEŞTİRME ÖZGÜRLÜĞÜNÜN



f



KUYRUK KOPEGİ SALLAMAZ.



"İn s a n lık h er zam an ancak ç ö ze b ile ce ğ i s o ru n la rı ö n ü n e k o y m u ş tu r... Hep şu n u g ö rü rü z ki, s o ru n u n ke n d isi ancak, o s o ru n u n ç ö z ü m ü n ü n m a d d i ko şu lla rı zaten v a r o ld u ğ u ya da en azından o lu ş m a y a b aşlad ığı zam an o rta ya çıka r." [K ari M a rx, Ekonom i Politiğin Eleştirisine Katkı'ya önsöz (1859)]



M O D E R N İ Z M Nedir? M a rx 'ın fo rm ü lü , to p lu m u n g elen e ksel ve ü re tic i a la n la rın d a k i fa rklı d e ğ iş im p a rk u rla rın ı a n la m a kta hâlâ y a ra rlıd ır. A lty a p ıs a l ü re tim a la n ın d a m o d e rn iz m , n e re d e yse b ir yü zyıl önce b aşlaya n S anayi D e v rim in in ikin ci g e lg it d a lg a s ın d a , kitle se l te k n o lo jik y e n ilik le re ta n ık o la n 18901 90 0 'le rd e başladı.



B ilim • G e n e tik bilim i k u ru ld u ( 1 9 0 0 ’ler) • F re u d p sik a n alizi o rta y a attı (1 9 0 0 ’ler) • B e cq u e rel ve C u r ie ’le r u ra n y u m ve ra d y u m ra d y o a k tiv ite s in i b u ld u la r (1 8 9 7 -9 ) • R u th erfo rd ’un devrim niteliğindeki yeni a to m m o d eli k lasik fiz iğ in y e rin i aldı (1911) M ax P la n c k ’ın k u a n tu m teo risi (1 9 0 0 ) N iels B o h r ve R u th e rfo rd ta ra fın d a n d ü z e ltild i (19 1 3 ) • E in s te in ’ın ö zel ve g e n el g ö re lilik teo rileri (1 9 0 5 ve 1916)



Yeni T eknoloji • İç te n p a tla m a lı ve d izel m o to rla r; b u h a r g ü c ü y le e le k trik ü re te n je n e ra tö rle r • Y eni g ü ç k a y n a k la n o la ra k e le k trik ve p e tro l • O to m o b il, o to b ü s, trak tö r, uçak • M o d e rn b ü ro v e siste m y ö n e tim in in p a rç a la rı o la ra k te le fo n , d a k tilo ve e le k trik li d a k tilo • K im y a sa n a y iin in ü re ttiğ i se n tetik m addeler: boya, sentetik e ly a f ve plastikler • Yeni m ü h e n d islik m a lz e m e le ri: G ü çlendirilm iş beton, alü m in y u m ve krom a la şım la rı



K itle İletişim ve E ğlence



Bu yeniliklerin bilim ve enform asyon alanlarındaki postm odern gelişmelerle mantıksal bağlantılarını görmek güç değildir. İşte iki örnek: 1. Postmodern kozm olojinin tem elleri (atom teorisi, kuantum ve görelilik teorileri) 1890'larla 1916 arasında atıldı. 2. Modern telefon sistem lerinin yerini alan fiber-optik kablolu sistemler, birim zamanda iletilebilecek veri miktarını 250.000 kat artırdı (bu yöntem le Oxford Bodleian Kütüphanesindeki bütün bilgi 42 saniyede başka bir yere aktarılabilir).



• R e k la m ve kitle se l g a z e te le r (1 8 9 0 ’lar) • G ra m o fo n (1 877); L u m ie re k a rd eşle rin sinem ayı, M a rco n i’nin telsiz telgrafı keşfi (1 8 9 5 ) • M a rc o n i’nin ilk ra d y o y ay ın ı (19 0 1 ) • İlk f i lm le r - P itts b u r g h N ic k e lo d e o n (1 9 0 5 )



Kültürel ya da üstyapısal alandaki modernizm de 1900'lerin aynı dönem ine denk gelir: Edebiyat, müzik, görsel sanatlar ve m im aride ilk cesur m odernist deneyler bu yıllarda yapıldı.



Temsilin K r iz i Bazı sanat tarihçileri, bir ölçüde haklı olarak, fotoğrafın icadıyla resim sanatının gerçekliği yeniden üretme yetkesinin sona erdiğini söylerler. Onlara göre, bu andan sonra "gerçeklik"in resmini yapmak, modası geçmiş bir şeydir. Altyapıdaki teknolojik yenilik, görsel sanatların üstyapısal geleneklerini geçersiz hale getirm iştir. Kitle üretim i (fotoğraf) el yapımı o rijinalliğin (sanat) yerini almıştır.



Ne var ki kriz, bu kaba ama etkili senaryonun akla getirdiğinden daha derindi. Gerçekçilik öğretisinin kendisi sona ermekteydi. Gerçekçilik, bilginin ayna teorisine, özellikle de zihnin gerçekliği ayna gibi yansıttığı anlayışına dayanıyordu. Zihnin dışındaki nesneler yeterli, kesin ve doğru bir şekilde temsil edilebilirdi; yani bir kavram ya da sanat yapıtı tarafından yeniden üretilebilirdi.



Cezanne: G ö r ü n tü , Göreni İçerir Paul Cezanne (1839-1906) gerçekçiliği bütünüyle reddetmemekle birlikte, onu gözden geçirerek, şeyleri algılayışımızın kesinsizlik içerdiğini savundu. Ona göre tem sil, görm e ile görülen nesne arasındaki karşılıklı ilişkinin doğurduğu etkiden; görülen şeydeki kuşku olasılıkları ve görüş açısındaki değişikliklerden de sorum lu olmalıydı.



iz le n im c ilik , görünüşlerin



IŞIKLA NASIL DEĞİŞTİĞİNİ VE HAREKETTEN NASIL ETKİLEN­ DİĞİNİ GÖSTERDİ... AMA BU YETERLİ DEĞİL! NESNELERİ SABİT DEĞİL, KAYAR HALDE GÖRÜRÜZ. BAKIŞIM HAFİFÇE KAYDIĞINDA, GÖRDÜĞÜM AĞAÇ DEĞİŞİR.



Cezanne g e rç e k liğ i d e ğ il de, o nu alg ılam anın s o n u c u n u re s m e d e re k , y e n i ve d e v rim c i b ir yö n tu ttu rd u .



Cezlanne'm am acı, g e rç e k liğ in p a rça la n m ış, öznel b ir g ö rü n tü s ü n ü y e n id e n ü re tm e k d e ğ ild i. O, a lg ın ın d e ğ iş k e n liğ in in a ltın d a ya ta n b ir "b irle ş ik a la n " k u ra m ın ın p e ş in d e y d i ve bu te m e li e le m e n te r g e o m e trik katı c is im le rd e b u lu y o rd u . 1904'te yazdığı ünlü m e ktu b u n d a şunu ö ğ ü tle m işti: "...D o ğ a y ı s ilin d ir, küre ve k o n ile rle ele a lın ."



K ü b izm " B i l i m i " *



V-



ı •



‘A



‘D



* / ,



,.B



4ıKESİNSİZLİK İLKESİ BENİM WDEĞİL, FİZİKÇİ WERNER HEISENBERG'İN (1901-76) BULUŞU. HEISENBERG BU İLKEYİ, BİZİM ALBERT KUANTUM MEKANİĞİNİN SONUÇLARINDAN BİRİ OLARAK 192TDE FORMÜLE ETTİ. EN BASİT İFADESİYLE, ŞU ANLAMA GELİYOR: BİRLEŞİK ALAN KURA­ BİR PARCACIĞIN KONUMUNUN M I DA BENİM BÜTÜN DOGA EŞZAMANLI ÖLÇÜMLERİNDE GÜÇLERİNİN TEKBİR HER ZAMAN KESİNSİZLİK BÜTÜNLÜKTEN VE TEK BİR VARDIR... HAREKET YASASINDAN NASIL f TÜREDİKLERİNİ GÖSTERMEK ) NASIL BU KADAR KİSİN', İÇİN YAŞAMIM BOYUNCA KUR­ | KONUŞABİLİYORSUN? MAYA ÇALIŞTIĞIM BİR ŞEYDİ!



Cezanne b ir fizikçi d e ğ ild i; ne m o d e rn ne de başka tü rlü . O nun izle yicile ri ve m irasçıları olan K ü b is tle r de fizikçi d e ğ ild i. Burada sözkonusu olan şey, b ilim le sanatın b irb irin d e n bağım sız olarak b irb irin i ta m a m la y a n tu tu m la r g e liş tird iğ i n a d ir ta rih s e l d u ru m la rd a n b iri.



P ic a sso 'n u n Avignonlu Kadıntar'la b a şla ttığ ı Kübizm daha so n ra k e n d isi, G eo rg e s B ra qu e ve b aşkaları ta ra fın d a n 19071914 a ra sın d a g e liş tirild i. P ic a sso 'n u n M andolinli Kız (1910) adlı tip ik k ü b is t ta b lo s u C ezanne'ın değişkenlik ve durağanlık k u ra m la rın ı gözalıcı b ir m a n tıksa l so n u ca u la ştırd ı.



Basitleştirilip geometrikleştirilmiş, çevresindeki uzamla aynı düzlemde etkileşen ve neredeyse m im ari açıdan ele alınan bu insan figürünün insanlıktan uzaklaştırıldığı söylenebilir. Kübizm, olayların yalıtık halde ele alınabileceğini reddetmesi ve görünüm ün göreni içerdiğini savunması bakımından modern fizikle uyuşuyordu. Bu, insanlıktan uzaklaştırmanın sınırı anlamına gelmeyip, daha çok, insanın gerçekliğin dışında olmadığının bir kabulüydü.



O rijin a l Sanatın Sonu mu? "Yeniden üretilebilen gerçeklik" fotoğrafçılığa terk edilirken, sanat yeni Kübizm tarafına doğru bir kuantum sıçraması yaptı. Kübizm, sanatı modası geçm işlikten kurtararak ona gerçekliği fotoğrafın yapamayacağı bir şekilde tem sil etme yetkesini yeniden verdi. Ne var ki fotoğraf, hem geleneksel hem de avangard sanatı bir başka anlamda tehdit etmeyi sürdürüyordu. Bu durum, Marksist eleştirmen VValter Benjamin'in Mekanik Yeniden Üretim Çağında Sanat Yapıtı başlıklı denemesi 1936'da yayımlanana kadar fark edilemedi.



ORİJİNAL SANAT YAPITLARININ YETKE YA DA ÖZERKLİKLERİNİN, YENİDEN ÜRETİLEMEMELERİNDEN (SAHTELERİNİN YAPILMASI DIŞINDA) KAYNAKLANDIĞINI ANLADIM. BU ONLARA SİHİRLİ BİR AURA, OTANTİK SANAT NESNESİNİ KUŞATAN KARİZMATİK BİR HALE VERİR: ONLAR TEK KERELİK, BİRİCİK, YERİ j DOLDURULMAZ VE DOLAYISIYLA I PAHA BİÇİLMEZ ŞEYLERDİR.



Benjamin bu aura'nın -b u kutsal teklik fe tişin in - artık kitlesel yeniden üretim (özellikle yaygın bir dağıtımı olan kitaplarda, posterlerde, kartpostallarda ve hatta posta pullarında gördüğüm üz, orijinal sanat yapıtlarının fotoğrafları) tarafından ortadan kaldırıldığını söylüyordu. O rijinal sanatın mekanik olarak yeniden üretilebilm esi, kaçınılmaz bir şekilde, "o rijin a llik "in kendisi üzerinde parçalayıcı bir etki yapmaktaydı.



Modern Postmoderndir Modern, tarihsel olarak, kendisinden hemen önce gelenle her zaman savaş içinde olm uştur. Bu anlamda, modern her zaman post-bir şeydir.



BİR DAKİKA! DEMİNDEN BERİ MODERNİZM DİNLİ­ YORUZ. BU KİTAPTA POSTMODERNİZMDEN SÖZ EDİLMESİ GEREK­ MİYOR MUYDU?



W; 'i? ^ -aL i-te'l! ; ‘ fŞ J T11\



T ljr



*y» .'i