Kitle İçinde Parti Çalışması [4 ed.] [PDF]

  • 0 0 0
  • Suka dengan makalah ini dan mengunduhnya? Anda bisa menerbitkan file PDF Anda sendiri secara online secara gratis dalam beberapa menit saja! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview





KITLE İÇİNDE PARTI ÇALIŞMASI •



LENİN •



KİTLE İCİNDE PARTİ ÇALIŞMASI



KİTLE İÇİNDE PARTİ ÇALIŞMASI ARALIK- 1989 5. BASKI



BIRINCI BASKI: Mart 1971 IKINCI BASKI: Kasım 1974 QÇÜ�CÜ .BASKI: Eylül 1975 DORDUNCU BASKJ: Ni.san 1977



SER YAYI NEVI



EKIM�!;tJ'



�TIM



·



Yöneten: Abdullah NEFES



Yazışma: PK 328 Yenişehir-ANKARA Tel: (9.4) ı ı 7 97 4 7 Ankara *



ISBN 89.06.Y.0072.0102 *



Genel Dağı lun: VERSO A.Ş. Konur Sok. 1 3/7 Ankara *



Oizgi: B.D. Tanılım Hizmetleri Baskı: MAYA Maıbaacılık







LENIN



*















l{ITLE IÇINDE PARTI ÇALIŞMASI •



*



Türkçesi: Cengiz HAKSEVER



ıı.:



CJ.'\Jtm



ı: yayıruan



"1\İTLE İÇİNDE PARTi ÇALIŞMASI" Progress Publis­ hers yayınlan arasulcia çıkan ve ille IJasum SER YA)·­ INE\Tİ'nce 1 969 yılıncia yapılan "LENİN-Party Work in Uıe



Masses"



adlı



kitabın



ingilizce



basımından



Türkçeye çevrilmiş ve 1975 yılında Progress Publis­ hers larafınclan yapılan ikinci basımıyla karşılaştı­



rılarak BEŞiNCİ Tiirkçe basuna hazırlanmıştır.



İÇİNDEKİLER



BÖLÜM 1



Hareketimizin Acil Görevleri (Aralık 1900)



BÖLÜM ll



Sosyal-Demokrat Hareketin Görevleri Ü zerine (Kasım 1902)



17



BÖLÜM lll



Yeni Görevler ve Yeni Güçler (8 Mart 1 905]



2:!



BÖLÜM IV



Politika lle Pedagojinin Kanştınlması Üzerine (Haziran 1905)



:I3



BÖLÜM V



Moskova Ayaklanmasının Dersleri (29 Agustos 1 906]



BÖLÜMVJ



Hurjuva Partilerinin ve Işçilerin Partisinin Duma Se\:irnlcrine Karşı Tavırları (3 1 Aralık 1906] 49



BÖLÜM VII



Rus Sosyal-Demokrat Işçi Partisi 5. Kongresi Için Karar Tasanlan"ndan (15-18Şubat 1907) S7



BÖLÜM VIII



Mevcut Durumun Degeriendirmesi



(1 Kasım 1 908)



61



llÖLÜM IX



Yolda (28 Ocak 1909)



78



13ÖLÜM X



Bir Kere Daha Particilik ve Ademi-Particilik Üzerine ( 1 4 J::ylül 1 909)



8-)



Dördüncü Duma Seçimleri Arifesinde (:10 'lbnmuz 19 12)



m



BÖLÜM Xl



9



BÖLÜM XII



Köylü Milletvekilleri Kon�resi (16 Nisan 1917)



DÖLÜM Xlll



!talyan, Fransız ve Alman Komünistlerine Selam Adlı Makaleden (lO Ekim 1 919)



100



1 05



BÖLÜM XIV



Koıııünist Entcrryasyonalin Ikinci Kongresinin Temel Görevleri Uzerine Tezler ı 13 (4 Temmuz 1920)



BÖLÜM XV



Komünist Entcrnasyonalin Ikinci Kongresinde Komünist Parlinin l�olü Uzerine Konuşma (5 Ağustos 1920) 135



BÖLÜMXVI



Komünist enlcrnasyoııalin Ikinci Kongresinin ulu­ sal ve Sömürge Sorunları Komisyonunun Haporu



(7 Ağustos 1920)



141



BÖLÜM XVII



Avusturyalı Komünisllere Mektup ( 1 5 Ağustos 1920)



1 48



BÖLÜM XVIII



Komünist Enternasyonalin Üçüncü Kongresinde Komünist Enternasyonal Taktiklerini Savu nma Konuşırıası 1 52 (I Temmuz 1 92 1 )



BÖLÜM:



I



HAREKETİMİZiN ACİL GÖREVLERİ



Rus Sosyal-Demokrasisi, bir Rus İşçi sınıfı partisi­ nin acil görevinin, otokrasinin yıkılması. siyasi özgürlügünün kazanılması oldugunu defalarca belirt­ miştir. Bu. on beş yıl önce. Rus Sosyal-Demok­ rasisinin temsilcilert -Emegin Kurtuluşu grubu- ta­ rafından ortaya atıldı. Bu. 1898 baharında Rus Sos­ yal-Demokratik İşçi Partisini kuran Rus Sosyal­ Demokratik örgütleri temsilcileri tarafından da ileri sürülmüştü. Fakat bu, pek çok kez tekrar edilen, açıklamalara ragmen, Rusya'da Sosyal-Demokrat­ ların politik görevleri sorunu bugün yine önem ka­ zanmıştır. Hareketimizin pek çok temsilcisi. sorunun yukarıda sözü edilen çczümünün dogrulugundan kuşkuludurlar. Ekonomik mücadelenin yüksek önemi oldugu iddia edilmektedir; proletaryanın poli­ tik görevleri arka plana itilmiş, daraltılmış ve sınırlandırılmıştır. Hatta Rusya'da bagımsız bir işçi sınıfı partisi kurmaktan bahsetmenin sadece başka­ larının sözlerini tekrarlamak oldugu söylenmiştir. Yani işçiler sadece ekonomik mücadele vermeli ve po­ litikayı liberaller ile ittifak halinde bulunan aydınlara bırakmalıdırlar. Yeni inanışın en son



9



iman iknırı (meşhur Credo).1ll Rus proletaryasının



henüz



Sosyal-Demokratik programı tamamen red­



dedecek olgunluga erışmedigini ilan etmek anlamına



gelmektedir. aşagı



Rabochaya Mysl



yukarı



aynı



özellikle



tutumdadır.



Ayn



Rus



Ek'inde Sosyal­



Demokrasisi bir kararsızlık ve kendini inkara yak­ laşan bir hocalama devresi geçirmektedir. Bir taraf­ tan işçi sınıfının hareketi sosyalizmden tecrit edil­ mekte;



işçilere



sadece



ekonomik



mücadelelerini



yürütmekte yardımcı olunmakta, fakat bir b ütün ola­ rak



hareketin



politik



görevlerini



ve



sosyalist



amaçlarını açıklamak Için hiçbirşey yapılmamakta. ya da çok az şey yapılmaktadır. Diger taraftan da sos­ yalizm. işçi hareketinden tecrit edilmektedir; Rus sos­ yalistleri. işçilerin kendilerini ekonomik mücadeleye hasrettiklerinden. yönetime karşı mücadelenin ta­ mamen aydınlar tarafından yürütülmesi zorunlu­ lugundan yine



her



gün



daha



fazla



söz



etmeye



başlıyorlar. Kanımızca üç koşul bu esef verici olaylar için ge­ rekli zemini hazırlamıştır. Birincisi. ilk faaliyetleri sırasında,



Sosyal-Demokratlar



kendilerini



yalnız



propaganda alanında çalışınakla sınırlamışlardır. Kitleler arasındaki ajitasyonu başlattıgımızda. ken­ dimizi



diger



aşırı



alıkoyamıyorduk.



uca



İkincisi,



gitmekten



her



zaman



"politika" denildiginde.



işçi sınıfı hareketinden kopuk bir faaliyeti anlayan ( 1)



10



Credo (iman sembolü, dünya görüşü) - l889"da yayımlanan ve geçen yüzyıl sonunda Hus Sosyal-Dcmokratları"nın bir kesimi arasında ortaya çıkan bir oportünist e�ilim olan Ekonomiz­ min ana önerilcrini açıklayan bir dokümanın baslıgı. Ekono­ ınisllcr çarlıga karşı politik mücadelenin esas olarak liberal burjuvazi tarafından verilmesi gerektiğini ve işçilerinse ken­ dilerini daha iyi çalışma koşulları, daha yüksek ücretlcr. vs. için ekonomik mücadele ile sınırlamaları gerekligini iddia ediyordu. Ekonomistler. bağımsız bir işçi sınıfı siyasi partisi­ nin kurulmasına karşı çıkıyor ve işçi hareketi Için devrimci bir teorinin önemini Inkar ediyorlardı. Lenin, 1902 yılında yayımlanan Ne Yapmah? adlı kitabında ve diger eserlerinde EKonomislierin görüşlerinin tamamen saçma ve zararlı oldugunu lspalladı.



ve politikayı tamamen gizli mücadeleye indirgeyen Narodnaya



Volya



taraftarlarına121 karşı, llk. çalış­



malanmız sırasında sık sık var olma hakkımız için



mücadele etmek ?..orunda kaldık. Bu ıtlp politika an­ layışını reddederken Sosyal Demokratlar. politikayı tamamen



arka



plana



itmek



aşırılıgına



kaydılar.



Üçüncüsü, küçük yerel işçi çevrelerinin tecrit edil­ mişilgi



Içinde



çalışan



Sosyal-demokratlar. yerel



grupların tüm faaliyetlerini birleştirecek ve devrimci hareketi



dogru



çizgilerle



örgütlemeyi



mümkün



kılacak bir devrimci parti örgütleme zorunluluguna dikkat etmediler. Ekononomik mücadelenin egemen durumda olması dogal olarak tecrit edilmiş çalışma­ nın egemen durumda olmasına baglıdır.



Bu koşullar hareketin tek tarafta yogunlaşmasına



sebep oldu. "Ekonomist': egilim (yani, eger buna "egUtm" dlyebillrsek) bu dar görüşlülügü yeni bir teori



düzeyine yükseltıneye çabalamış ve pek moda olan



Bernstetnciligt131 ve eski buıjuva fikirleri yeni bir eti­ ket . altında



satan,



pek moda



olan



"Marksizm'in



eleştirisi"ni bu amaç için kullanmaya çalışmıştır. Bu çabalar yalnız,



Rus işçi sınıfı hareketiyle.



politik



özgürlük için yapılan mücadelenin öncü müfrezesi olan



Rus



Sosyal-Demokrasisi



arasındaki



bagın



zayıflaması tehlikesini ortaya çıkarmıştır. Hareke(2)



(3)



Nuodaa,.a Volya (Hallua İradesil 1879 yılında kurulan dev-



rimci bir gizli örgllt. Üyeleri çarlıga karşı mllcadelelcrinde bi· reysel terörcil metotlara başvurmakta, çarlık memurlannı ö ldı1rme teşebbı1slerinde bulunmaktaydılar. 1 Mart lBB I 'de Car Ikinci Aleksandr'ı öldürdüler. Küçllk bir grup devrimcinin, d evri m c i kitle hareketine d ay anmaksızın Iktidarı ele �eçln:bilecej!lnl ve otokrasiyi yıkabllcceğini düşündüklcrin· d en hatalıycfılar. 1880'lerin sonunda örgüt ortadan kalktı.



Bem1telalzm



Esas o larak devrimci Marksizm'in sosyalist devrim ve proletarya diktataryası konusundaki temel il k eleri· nin revlzyonunu ve Iptalini Isteyen Alman Sosyai·Dcmokratı Bcrnsteln'ln başlattıj!ı, Alman ve uluslararası sosyalist hare· keUndekl oportünlst D ir egillm. Bu eğillm esas olarak Sosyal· f Demokrallann sosyaliz m için mücaceleyl reddetmeleri ve sa· decc kapitalist toplum yapısı içinde bazı reformlar için çaba harcamalan iste�lndcn başka bir şey dcgildl. -



ll



timizin en



acil görevi bu bagı güçlendirmektir. Sosyal-Demokrasi. işçi sınıfı hareketıyle sosyaliz­ min bir bileşimidir. Görevi, işçi sınıfı hareketine ayrı ayrı aşamalannda, pasif bir şekilde hizmet etmek degn, fakat bir bütün olarak hareketin çıkarlarını temsil etmek, bu harekete en asli hedefini ve politik görevlerini gösterrnek ve onun politik ve ideolojik bagımsızlıgını korumaktır. İşçi sınıfı hareketı, Sos­ yal Demokrasi'den tecrit edildigi takdirde küçülecek ve kaçınılmaz bir şekilde buıjuvalaşacaktır. Sadece ekonomik mücadeleyi yürütürse. işçi sınıfı politik bağ;ımsızlıgını yitirerek diğ;er partilerin kuyrugu ha­ line gelir ve büyü k ilkeye ihanet eder: "İşçi sınıflarının kurtuluşu, işçi sınıflannın kendileri ta­ rafından kazanılmalıdır. "141 Her ülkede, işçi sınıfı hareketinin sosyalizmden ayrı olarak var oldugu, her birinin kendi yolunda gittigi bir dönem vardır: ve her ülkede bu ayrılık hem sosyalizmi ve hem de işçi sınıfı hareketini zayıflatmıştır. Bütün ülkelerde ancak sos­ yalizm ve işçi sınıfı hareketinin birleşmesi her ikisi için de saglam bir temel yaratmıştır. Fakat sosyalizm ve işçi sınıfı hareketinin bu bileşimi her ülkede, ha­ kim yer ve zaman koşullarına uygun olarak birbirine benzemeyen yollarda tarihi olarak gelişmiştir. Rus­ ya'da sosyalizm ve işçi sınıfı hareketinin birleştiril­ mesi zorunlulugu çok önce teorik olarak ortaya atıldı, fakat ancak bugün pratige aktarılmaktadır. Bu çok çetin bir süreçtir, bu nederıle, bu sürecin beraberinde kararsızlıklar ve kuşkulann da gelmesinde şaşılacak bir şey yoktur. Geçmişten nasıl bir ders çıkarılabilir? Tüm Rus sosyalizm tarihi, en ac11 görevin otokra­ tik yönetime karşı mücadele ve politik özgürlügün ka­ zanılması koşuluna yönelmiştir. Sosyalist hareketi(4)



12



Lenin b u rada, Marx tarafından yazılan Enternasyonal Işçi Birllj;,'i'nin Ana Tüzuğ:ü' nün baş önerisini aktarmaktadır. (Bk. Marx ve Engels, Seçme Eserler, CIIt 1, Moskova 1962, s. 386).



miz, tabir caizse edilmiştir. Diger



.



otokrasiye karşı mücadeleye teksif



taraftan tarih göstermiştir ki.



sos­



yalist düşüncenin işçi sınıilarının öncüsünden tecrit edilmesi Rusya'da her ülkede oldugundan daha geniş çapta olmuştur ve eger bu durum devam ederse, Rus­ ya'daki devrimci hareket kısırlaşmaya mahkumd ur. Bu koşu ldan Rus Sosyal-D emokrasisi'nin proJetar­ yayı sosyalist fikirler ve politik bilinç ile donatma ve işçi sınıfının kendilfginden hareketine ayrılmaz bir



şekilde baglı devrimci partisini örgütleme görevi or­ taya çıkar. Rus Sosyal Demokrasisi bu yönde pek çok şey yapmıştır, fakat geride hala vardır.



yapılacak pek çok şey



Hmeketin büyü m e si ile



So syal-D e mo k rat



­



ların çalışma alanı daha da genişler: eylem çeşitl ilik kazanır, sayılan her gün biraz daha artan h areket



içindeki milltanlar ç ab alarını gündelik propaganda



ve aj itasyon ih tiyacından dagan çeşitli özel görevle ­



rin yerine getirilmesinde yogunlaştınr. Bu olgu pek



dogal ve kaçınılmazdır, fakat bu olgu. bu özel çalış­ maların ve mücadele yöntemlerinin kendi içlerinde amaçlar haline gelmesine ve hazırl ık dönemindeki eylemin ana ve yegane çalışma olarak kabul edilme­



sine engel olmaya özellikle dikkat etmemize sebep olur. Bizim başlıca ve temel görevimiz. işçi sınıfının ' politik



örgütle nmesi



laştırnıaklır .



Bu



ve



politik



g ö revi



arka



ge l işimini plana



kolay­ itenle r.



mücadelenin h er türlü özel yöntemlerini ve d iğe r bütün görevlerini buna bağımlı kılınayı redded enler



yanlış bir yol izlemekte ve harekete ciddi zararlar vennektedlrler. Ve bu, birinci olarak yönetime karşı girişilen mücadelede işçi sınıfı hareketinden kopuk. tecrit edilmiş , g izli çevrelerin güçlerini kullanmak için devrimcilere başvuran kimseler tarafındem ikin­ ci plana itılmekted ir. İkinci olarak da. politik propa­ ganda.



aj it asyon



ve



ö rgütle nmenin



alanını



ve



13



içerigini sınırlayanlar:



sadece hayatlannın istisnai



nnl arında bayram gibi özel günlerde, işçiJerin politik .



egitimini yapmayı dogru ve uygun bulanlar: otokra­ siye karşı yapılan mücadelede ondan kısmi tavizler için taleplerini büyük bir hevesle otokrasiye karşı politik mücadele yerine koyanlar: ve bu kısmi taviz taleplerini bir devrimci partinin, bir işçi sınıfı partı­



sinin otokrasiye karşı sistemli ye amansız mücade­ lesi düzeyine yükseltmeyi saglamak için gerekenleri yapmayanlar tarafından ikinci plana itilmiştir.



Rabochaya Mysl her alandaki işçilere ''Örgütlenin" diye tekrar tekrar sesleniyor ve bu sesieniş "ekono­ mist" grup taraftarlarınca tekrarlanıyor. Şüphesiz ki biz de bu çagnya tamamen katılıyoruz. fakat şunu da hemen eklemek zorundayız: örgütlenin, fakat yalnızca ortak çıkar birligine dayanan derneklerde. grev fonu ve işçi çevrelerinde degil, siyasi bir parti içinde de örgütlenin: kapitalist toplumun bütününe ve otokratik yönetime karşı verilecek kararlı mücadele için örgütlenin. Böyle bir örgütlenme olmaksızın pro­ letarya hiçbir zaman sınıf bilinçli mücadele seviye­ sine yükselemeyecektir: böyle bir örgüt olmadıgı sürece işçi sınıfı hareketi kısır kalmaya mahkümdur. Yalnızca çalışma çevreleri. fonlar ve ortak çıkar bir­ ligine dayanan dernekler yoluyla işçi sınıfı -kendini ve bütün Rus halkını ekonomik ve politik kölelikten



kurtarn1ak olan büyük ta rihi görevini gerçekleş­ tirmeye



muktedir



olamayacaktır.



Tarihte



hiçbir



sınıf. bir hareketi örgütlerneye ve yönetmeye mukte­ dir sivrilmiş temsilciler ve politik liderler yetiştir­ meksizin iktidara gelmemiştir. Ve Rus işçi sınıfı böyle erkekler ve kadınlar çıkarabilecegini çoktan göstemıiştir. Son beş-altı yıl içinde büyük bir hızla gelişen mücadele. işçi sınıfının potnnsiyel devrimci gücünfı göstem1işlir: ve yine göstermiştir ki. yöneli­ min 14



başvurdu_ı%u en merhametsiz eziyetler. sosyalizm.



politik



bilinç



ve



politik mücadele i�in



savasan



işçilerin sayılarını azaltmamış. tam tersine ço­ galtmıştır. Yoldaşlanmızın 1898'de topladıgı kong­ re, görevlerinlizi dogru bir şekilde tanımladı ve sadece başkalannın sözlerini tekrarlamadıgı gibi. sadece "entelektüellertn" coşkusunu da dile getirmedi. .. Par­ ti'nin, program, örgütlenme ve taktik sorunu günümüze uygun bir şekilde ortaya koyarak. bu görevleri gerçekleştirmek için kararlılıkla çalışmaya koyulmalıyız.



Programımızın



temel



varsayımlan



üzerindeki düşünceleiimizi zaten belirtmiş bulunuyo­ ruz ve dogaldır ki bunlann detayına inmenın yen bu­ rası degildir. Gelecek sayılarda bir dizi makaleyi yüz yüze oldugumuz sorunların en önemlisi olan örgütlenme sorununa ayırınayı öneriyoruz. Bu konu­ da Rus devrim hareketi içindeki eski işçilerin ol­ dukça gertsindeyiz. Bu eksikligi açık kalpiilikle ka­ bul etmeli ve bütün çabalarımızı, çalışmada daha büyük gizlilik yöntemleri pulmaya, uygun çalışma yöntemlerini jandamıayı atıatmak ve polis tuzak­ larından kurtulmak için uygun yöntemleri sistemli bir şekilde çogaltmaya yöneltmeliyiz. Sadece boş za­ manlannı degil, bütün hayatlarını devrime adayacak kişiler



yetiştirmeliyiz;



çahşmalarımızın



çeşitli



biçimlerinde çok sıkı bir iş bölümünü mümkün kılacak genişlikte bir örgüt kurmalıyız. Son olarak taktik sorunları konusunda dikkatimizi aşagıdaki sorunları çözmek için toplamalıyız: S osyal­ Demokrasi eli kolu bagh durmaz. o faaliyetlerini daha önceden kararlaştırılmış herhangi bir plan veya politik mücadele yöntemi ile sınırlamaz: Par­ ti'nin elindeki güçlere uygun olması ve varolan koşullar altında mümkün olan en iyi sonucun elde edilmesini kolaylaştırmak koşuluyla her türlü mücadele yöntemini tanır. Eger güçlü bir şekilde örgütlenmiş bir partiye sahip olursak. tek bir grev 15



dahi, politik bir gösteri ve hükümete karşı ka­ zanılmış politik bir zafer haline dönüşebilir. Eger güçlü bir şekilde örgütlenmiş bir partiye sahip olur­



sak, tek bir bölgede ortaya çıkan ayaklanma muzaffer bir devrim halinde gelişebilir.



Unutmamalıyız ki,



kısmi talepler için yönetimle yaptıgımız mücadeleler



ve belirli tavizlerin kazanılması. aslında ileri kara­ kolların



karşılaşması



niteligindeki,



düşmanla



yapılan küçük çatışmalardır, oysa tayin edici savaş henüz başlamamıştır. Önümüzde, üzerimize kurşun ve gülle yagdıran ve en iyi savaşçılanmızı biçen düşman kaleleri bütün güçleriyle durmaktadır. Bu kaleleri zaptetmeliyiz. Ve eger biz bütün Rus devrimcilerinin



güçleriyle. uyanan proletaryanın güçlerini, Rusya'da



namuslu ve hayati olan ne varsa kendisine çekecek



olan tek bir parti içinde birleştirirsek; bu kaleleri



zaptedecegiz. İşte ancak o zaman Rus devrimci işçisi '



.



Pyotr Alekseyev'in büyük kehaneti gerçekleşmiş olacaktır: "Çalışan milyonların adaleli kolları kalkacak ve asker süngüleri ile korunan despotizmin boyundu­ rugu atomlarına kadar parçalanacaktır."



1900 Aral ı[Jında Iskra'nın 1 . sayısında yayınlanmıştır.



16



BÖLÜM:



U



SOSYAL DEMOKRAT HAREKETiN GÖREVLERİ ÜZERİNE



Hem işçi sınıfı hem de "legal" muhalefetle iki yüzlü



bir şekilde flört ediş Val veya Obelensky tipinde ken­ dini



kaybetmiş



alçak



güruhu



tarafından



elele



yürütülüyorsa, bu demektir ki, hükümet, yok etmeye gücünün



yetmedigi kitleleri



ve



halk



kesimlerini



bölmek ve bozmak amacını gütmektedir ve bu görevi kolaylaştırmak için de, sayıları az da olsa, devrimci güçleri, bu alçak günılıunu kavalatarak saptırmak is­ temektedir.



Hükümet



üyelerinin



birinin



veya



digerinin genel anlamda bu durumun farkında olup olmadıgı, ya da ne derece farkında oldugu önemli degildir. Önemli olan, hükümetin muazzam politik deneyi ve polis içgüdü�ü ile başvurdugu taktiklerdir ki bunlar, gerçekten çok önemlidir. Devrimci hareket,



halkın gerçek devrimci sınıflarına yayıldıgı, üs telik



çok



yakında



yenilmez bir



güç



halinde gelişmeyi



gösterir biçimde, derinligine ve genişligine büyüdügü zaman, hükümet, en iyi devrimci güçleri, en insafsız şiddetin sıradan liderlerini kavalatmak için provoke etmeyi daha avantajlı bulur. Fakat biz, provokasyona kapılmamıza



izin



vermemeliyiz.



Halktan



gelen



gerçek devrimci gök gürültüsünün ilk gürlemesiyle



17



aklımız başımızdan gitmemeli. tedbiri elden bırak­



mamalı



ve düşünmeyi



ve btltnct gevşetmemeli, Avru­



pa ve Rusya'nın tüm deneyini, tüm az veya çok kesin



sosyalist inançları. temelde tutarlı ve maceracı ol­ mayan taktikleri bir yana atmamalıyız. Kısaca. Na­ rodnaya Volya hareketinin restore edilmesi girişi­



minin gerçekleşmesine ve Sosyalist Devrimciler'inisı



yükümlendigi ve daha ileriye götürmekte ısrar ettigi



bu hareketin teorik ve pratik hatalarının tekrarlan­



masına izin vermemeliyiz. Bizim. devrimcileri pro­ voke etme ve kitleleri çürütme çabalarına cevabımız. son derece zararlı eski hatalara ve yeni ideolojik ka­ rarsızlıklara



yol



zayıflıgımızın



ve



açacak kararlı



bir bir



"program"la mücadeleye



veya



derhal



başlamadaki yeteneksizligimizin esas kaynagı olan. devrimcilerin kitlelerden tecrit edilmişligini derin­ leştirmeye yönelen taktiklerle verilmemelidir. Ceva­ bımızı devrimci güçlerle halk kitleleri arasındaki ilişkiyi güçlendirerek vermeliyiz ve bu ilişki. bugün ancak Sosyal-Demokrat işçi hareketini geliştirmek ve güçlendirmekle kurulabilir. Gerçekten devrimci ve ileri olan. varolan. sosyal ve politik düzenin çök­



mesinden dolayı hiçbir kaybı olmayacak olan. bu düzenin son ve kaçınılmaz ürünü, mutlak ve uzlaşmaz düşmanı olan sınıf. ancak işçi



sınıfı hareketı ile



harekete geçirilebilir. A ncak devrimci Marksist teo­ riye, uluslararası Sosyal-Demokrasi'nin deneylerine (5)



18



Sosyalist-devrimciler (S.D.) 1 90 1 sonlan ile 1 902 başlannda Rusva'da ortaya çıkan bu küçük burjuva demokrat partisinin üyeleri, Otokrasiye karşı mücadeleler1nde, devrimci harekete büyük zararlar veren ve kitlelerin devrimci mücadele için örgütle n mesini e n gelleyen bireyel terörist tak tikler kul­ landılar. ı 905- ı 907 devrimi yenildii!indc S. D.' nin çoğunluğu burjuva l iberalleri tarafına geçti. s. D. Iıderleri, 19 ı 7 ô urjuva demokratik devriminden sonra burjuva Geçici Hükümetine girdiler, köylü hareketini bastırma polilikası izlediler ve bir sosyalist devrim için hazırlanan işçi sınıfına karşı mücadele eden burjuvaziyi ve toprak ağalannı bütünüyle desteklediler. Sosyalist Devrimciler Ekim Devrimi'nden so nra karşı­ devrimci burjuvazinin ve toprak ağalarının Sovyet halkına karşı giriştiği silahlı mücadelede yer aldılar.



dayanarak devrimci harekettınizle işçi hareketini kaynaştırabılir ve yenilmez bir Sosyal-Demokrat ha­ reket yaratabilirlz. Ancak gerçek bir işçi partısı adına, düşüncelerimize olan inancı yitirmeden. ülkedeki bütün ilerici unsurlan devrimci eylemimize katılmaya, bütün çalışan, ıstırap çeken, baskı gören halkı sosyalizmi desteklemeye çagırabiliriz.



1902 Kasım'mıri sonlarında yazılmıştır. nk defa 1 939'da Proletarskaya Revolutsia dergisinin 1. sayısında yayımlanmıştır.



19



BÖLÜM: lll YENİ GÖREVLER VE YENİ GÜÇLER



Rusya'da işçi sınıfı kitle hareketinin gelişimi Sos­ yal-Demokrasi'nin gelişimine baglı olarak üç önemli geçiş ile bellidir. Bunlardan birincisi, dar propagan­ dist çevrelerden kurtulup kitleler arasında geniş ekonomik ajitasyona geçiş: ikincisi, geniş ölçüde po­ litik ajitasyona ve açık sokak gösterilerine geçiş: üçüncüsü. gerçek iç savaşa, dolaysız devrimci müca­ deleye, silahlı halk ayaklanmasına geçiş. Bu geçiş­ lerden her biri, bir yandan, başlıca bir tek yönde işleyen sosyalist düşünce, diger yandan işçi sınıfının gittikçe genişleyen tabakasının daha bilinçli ve aktif mücadele için harekete geçirilmiş olması gerçegi yanında, işçi sınıfının düşünce yapısının tümünde ve hayat koşullannda meydana gelen köklü degişmeler tarafından hazırlandı. Bazen bu degişiklikler prole­ taryanın güçlerini perde arkasında heyecana kapıl­ madan taparlaması ile, farkedilmez bir biçimde oldu, böylece entelektüeller kitle hareketinin sürekli nite­ liginden ve canlı gücünden sık sık şüpheye düşmüşlerdir. İşte bu anda bir dönüm noktasına ge­ linecek ve devrimci hareketin tümü, eskiden oldugu gibi, birdenbire yeni ve daha yüksek bir aşamaya 20



yüksclecektir. Proletarya ve onun öncü kolu Sosyal· Demokrasi, ugraşılacak yeni prati k görevlerle karşılaşacak ve dönüm noktasından kısa bir zaman öncesine kadar hiç kimsenın varlıgından haberdar olmadıgı yeni güçler. yerden fışkırırcasına ortaya çıkacaktır. Fakat bütün bunlar birdenbire ol­ mamıştır, kararsızlıklar, Sosyal-Demokrat hareket içinde akımların mücadelesi, öldü diye düşünül­ melertnden ve gömülmelerinden bu yana çok uzun za­ man geçmiş olan eskimiş fikirlere dönüşler olmuştur. Sosyal-Demokrasi Rusya'da bir kere daha böyle bir kararsızlık devresi geçinnektedir. Politik ajitasyo­ nun, oportünist teorileri yıkarak geçmek zorunda kaldıgı yeni görevlerin üstesinden gelemeye­ cegimizden korkuldugu, "sınır· sıfatının aşırı tek­ rarının veya Parti'nin sınıf konusundaki tutumunun bir aşırılıga varan yorumunun Sosyal-Demokrat­ ların proletaryanın taleplerinin çok gerisinde kaldıgı gerçegini tspatlamak için kullanıldıgı oldu. Hareke­ tin akışı. bütün bu dar görüşlü korkulan ve tutucu görüşleri süpürüp bir kenara atmıştır. Yeni ayaklan­ maya, biraz degişik bir biçimde olmakla beraber, modası geçmiş egilimlere ve çevrelere karşı mücadele ile bir kere daha ulaşılmıştır. Rabocheye Dyelocular. 161 Yeni Iskracılarl7l da yeniden hayat buldular. Tak­ tigimizi ve örgütümüzü yeni görevlere uygun hale ge­ tirmek için "daha üst seviyede bir gösteri" (Zemstvo kampanyası planı) veya "süreç olarak örgütlenme" oportünist teorilerinin direnişini kırmak zorun(6)



Rabocbeye Dyelocular - Ekonomistler Rabocbeye Dyelo Ekonomistler tarafından yayımlanan d er •



(7)



­



gi.



Yeni Iskracılar - Menşevikler. Iskra (Kıvılcım) 1900'de Lenin'In kurdugu ilk bütün - Rusya Marksist devrimci gazete. R.S.D.I.P.'nin l903'tckl Ikinci Kong­ resi'nde Parti, devrimci (bolşevik) ve oportünlst (McnşeviK:) e�ilimlere bölündü ve Iskra Menşevikler'ln eline geçti. Daha sonra Lenin'in eski Iskra'sının aksi olarak Novaya Iskra (Yeni Iskral adı verildi. -



21



dayız: "ayaklanma saatinin tespiti"ne veya proletarya



ile köylülügün devrtmcı demokratik diktatörlügüne



karşı duyulan gerici korkuyla mücadele etmek zorun­



dayız. Bir kere daha, "sınıf' kelimesinin aşırı (ve çogu zaman budalaca) tekran ve sınıf konusunda Parti'nin görevlerinin küçümsenmesi, Sosyal-Demokrasi'nin proletaryanın acil ihtiyaçlarının gerisinde kaldıgı gerçegini tspatlamak için kullanılmaktadır. "İşçi­ lerin bagımsız faaliyeti" sloganını, daha düşük sevi­ yedeki çalışma biçimlerine tapan ve gerçekten Sos­ yal-Demokrat bagımsız faaliyetin daha yüksek faa­ liyet



biçimlerini,



proletaryanın



kendisinin



olan,



gerçek-ten devrimci insiyatifi, ihmal edenler rafından kötüye kullanılmaktadır.



ta­



Hareketin kendi akışı içinde bütün bu eskimiş ve cansız düşünce kalıntılarını süpürüp bir kenara ata­ cagına en ufak bir şüphe dahi yoktur. Ancak, pöyle bir kenara atış, sadece eski hataların reddedilmesi duru­ muna indirgenmemelidir, fakat karşılaştırma kabul etmeyecek kadar önemli olan şey. bunun yeni görevlerin yerine getirilmesine yönelik, bugün muaz­ zam kitleler halinde devrimci alana gelmekte olan yeni güçlerin Parti'mize çekilmesine ve bunlardan ya­ rarlanmaya yönelik yapıcı devrimci çalışma şeklini alması gerektigidir. Önümüzdeki Üçüncü Kongre'nin tartışmalannda ana konu bu yapıcı devrimci çalışma sorunlan olmalıdır; tüm parti üyeleri yerel ve genel çalışmalarında bu sorunlar üzerinde yogunlaş­ malıdırlar. Karşılaştıgımız yeni görevlere gelince, genel tertmlerle bunlardan birkaç kere söz etmiş bulu­ nuyoruz. Bunlar; ajıtasyonumuzu şehirdeki ve kır kesimindeki yoksul halkın yeni tabakasına yaymak; daha geniş, daha esnek ve daha güçlü bir örgüt kur­ mak; ayaklanmayı hazırlamak ve halkı silah­ landırmak ve bu amaçlar için devrimci demokratlar­ la anlaşmalar yapmaktır.



22



Bütün



Rusya'da



genel



grevler, grevler ve gençlik arasındaki bu genel olarak



demokrat aydınlardaki ve hatta buı:Juvazinin birçok kesimlerindeki devrimci hava konusundaki haber­ ler, bu görevleri yerine getirrnek üzere yeni güçler



dogdugunun açık ifadesidir. Bu muazzam taze güçlerin varlıgı ve işçi sınıfı ve köylülük arasındaki engin parlayıcı madde stokunun bugüne kadar sadece küçük bir kısmının Rusya'daki eşi görülmemiş devrimci maya ile etkilendiginin olumlu teminatı yeni görev­ lerin mutlaka yerine getirilebilecegi ve getirilecegi konusunda güvenilir bir garantidir. Şimdi ise karşı­ mıza çıkan pratik sorun, ilk olarak, bu yeni güçlerin



nasıl yararlı hale getirilebilecegi, nasıl yönetilecegi, nasıl birleştirilecegi ve nasıl örgütlenecegi sorunudur; karşılaştıgımız ve kapitalist sömürü dünyası var ol­ dugu sürece de karşılaşacagımız eski, sıradan görev­ leri de bir an unutmaksızın Sosyal-Demokrat çalış­ mayı günün yeni ve daha yüksek görevlerinde



nasıl



yogunlaştıracagımız sorunudur. Bu pratik sorunları çözmekte kullanılacak çeşitli yöntemleri gösterrnek için, bireysel fakat kanaati­ mizce oldukça karakteristik bir örnekle başlayaca­ gız. Kısa bir süre önce, devrimin patlamasının arife­ sinde. liberal buıjuva



Osvobozhdeniye (sayı 63) Sos­



yal-Demokratların örgütsel çalışmaları sorununa degindi. .Sosyal Demokrasi içindeki iki egilimin mücadelesini yakından izleyen



Osvobozhdeniye. yeni



Iskra'nın Ekonomizm'e dönüşünü, Ekonomizm pren­ siplerine karşı duydugu kendi derin sevgisini ("bir İşçi"nin demagojik broşürüyle birlikte) vurgulamak­ ta.



tekrar



tekrar



kullanmak



için



hiçbir



fırsatı



kaçırrnadı. Bu liberal yayın organı. broşürün (konuy­ la ilgili olarak



Vperyod Sayı 2 'ye bakınızf1 devrimci



Sosyal-Demokrasi'nin rolünJ}n kaçınılmaz inkarını veya küçümsenmesini ima etttgine



(•)



Bk. Toplu Eserler, Cilt 8,



s.



haklı



olarak



56-62. Ed.



23



işaret etmiştir. "Bir lşçi"nin ortodoks Marksist'lerin zaferinden bu yana, ekonomik mücadelenin ihmal edildi�i hakkındaki tamamen yanlış iddiasına deginerek Osvobozhdeniye şöyle demektedir: "Bugünkü Sosyal-Demokrasi'nin hatası, onun, egitim çalışmasına, legal mücadele biçimlerine, Ekonomizme, işçi hareketinin p olitik olmayan biçimlerine karşı duydugu korkuda ve sadece egitimsel çalışmanın, legal ve p olitik olmayan mücadele biçimlerini, devrimci adına yaraşır, bir işçi sınıfı hareketi için yeteri kadar güçlü ve geniş bir te­ mel yaratabilecegini anlayamamasında aranmalı­ dır." Osvobz hdeniye, taraftarlarını Sosyal-Demok­ rasi'ye muhalefet ederek degil, onunla elele "bir sen­ dikal hareket yaratmakta insiyatifi bizzat ellerine al­ maya" teşvik etmekte ve bu durumla Alman işçi ha­ reketımie Sosyalistlere Karşı Olaganüstü Kanun'un uygulanması sırasındaki durum arasında bir paralel çizmekte. Bütünüyle yanlış olan bu benzetme üzerinde dur­ manın yeri burası degil. Herşeyden önce, Sosyal­ Demokratlar'ın işçi sınıfı hareketinin legal biçim­ lerine karşı tutumu konusunda gerçegi yeniden belirt­ mek gereklidir. l802'de biz "Ne Yapmalı?"da "Rusya'da Sosyalist ve politik olmayan işçi sendikalarının, le­ galleştirilmesi başladı. Bundan böyle bu egilimi de he­ saba katmak zorundayız." diye yazmıştık. Bunu nasıl hesaba katacagız?" Sorun orada ortaya atıldı ve yalnız Zubatov teorilerinin degil, "Sınıf lşbirligi" konusunda atılan bütün liberal ahenk nutuklarının da teşhir edilmesi geregine atıfta bulunularak cevap­ landırıldı. (Osvobozhdeniye, Sosyal-Demokratları işbirligine davet ederken, birinci görevi tamamen ka­ bul etmekle beraber ikincisini göz ardı etmektedir.) "Bunu yaparken. .." diye devam ediyor broşür, "uzun



vadede



işçi



sınıfı hareketinin legalleştirilrnesının



Zubatov'un degil, bizim lehimize olaca�ını unutma­ mak gerekir." Zubatovizrni ve liberalizmi legal top­ lantılarda teşhir ederken darıyla bugdayı birbirinden ayınyoruz. "Bugdaydan kastımız en geri kesimleri de dahil olmak üzere, daha büyük sayılarda işçilerin dikkatini sosyal ve politik sorunlara çekmek ve ken­ dimizi. yani devrimcileri, gelişmesi bize ajitasyon için kaçınılmaz olarak gittikçe artan ölçüde materyal saglayacak olan. esasta legal fonksiyonlardan (legal kitapların dagıtılması, karşılıklı yardım, vb.)



kur­



tarmaktır." Buradan açıkça anlaşılacagı gibi hareketin legal biçimlerine



d u y u l an



"korku"



ile



"yanılmadan" ötürü tedirgin olan varsa o d e n iy e n i n '



kendisidir.



Devrimci



ilgili



bir



Osvobozh­ S o s y a l­



Demokratlar. bu legal biçimlerden korkmak şöyle



bugdayların oldugu kadar danların da varlıgını açıkça belirtmişlerdir. Sonuç olarak, Osvobozhdentye bu tartışmasıyla. devrimci Sosyal-Demokrasi liberalizmin sınif özünü teşhir edecek diye liberallerin duydugu gerçek (ve esaslı) kor­ kuyu örtbas etmektedir. dursun, kendi içlerindeki



Fakat bizi, bugünkü görevler açısından. en çok ilgi­ lendiren, devrimcileri bazı fonksiyonlarından kur­ tarmak sorunudur. Şu anda devrimin başlangıç de­ neyini yaşamakta olmamız gerçegi, bunu özellikle güncel ve büyük ölçüde önemli kılmaktadır. "Ne Yap­ malı?"da. "Devrimci mücadelemlzi ne kadar eneljik bir



şekilde



yürütürsek.



hükümet



de



sendikal



çalışmaları legalize etmeye o kadar zorlanmış ola­ cak, bu suretle yüküroüzün bir kısmı hafifleyecektir" demiştik.



Fakat



eneljik



bir



devrimci



mücadele



yükümüzü bunun yanı sıra birçok başka konularda da hafifletecektir. Bugünkü durum eskiden yasak­ lanmış olan şeylerin legalize edilmesinden çok daha



25



fazla



şeyler



elde



etmiştir.



Hükü metin



le­



galleştirmeleri b ir yana. bugünkü durum hareketi öylesine yaymıştır ki, eskiden sadece devrimcilerce yapılabilir kabul edilen gerçekte de öyle olan şeyler, pratik alanına girmiş ve kitlelerce kullanılabilir ve olagan hale gelmiştir. Sosyal-Demokrasi'nin tüm ta­ rihi gelişme süreci, bütün engeller karşısında. çarlık kanuniarına ve polis önlemlerine ragmen kendine daha çok eylem özgürlügü kazanrnakta oluşu ile ka­ rakterize edilir.



Devrimci proletarya,



eskiden de



oldugu gibi kendisini, gerek işçi sınıfı, gerekse de diger sınıflardan gelen. hükümetin tasavvur dahi edeme­ yecegi belli bir destek ve sempati atmosferi ile kuşatmıştır (ki, tabii, bunlar işçi sınıfı demokrat­ larının taleplerinin çok azını karşılar). Hareketin başlangıç aşamalannda, bir Sosyal-Demokrat aşagı yukarı kültürel çalışma demek olan muazzam bir çalışma yürütmek ya da özellikle ekonomik ajitasyon üzerinde yogunlaşmak zoruda kalıyordu. Şimdi bu görevler. birer birer. harekete katılan yeni güçlerin ve daha geniş kesimlerin ellerine geçmektedir. Devrimci örgütler, gerçek politik liderlik fonksiyonu üzerinde,



Sos­ yal-Demokrat sonuçlar çıkarmak üzerinde günden



işçilerin protestolan ve yaygın hoşnutsuzluktan güne



daha



çok



yogunlaşmışlardır.



Başlangıçta



işçilere, hem gerçek. hem de mecazi anlamda. alfabeyi ögretmek zorundaydık. Bugün politik okur-yazarlık standardı öyle muazzam yükselmiştir ki, bütün çabalarımızı devrimci akıma örgütlü bir yön vermeyi hedef almış Sosyal-Demokrat amaçlar üzerine top­ layabiliriz ve toplamalıyız. Şimdiye kadar üzerinde o kadar çaba harcadıgımız "hazırlık" çalışmalannın büyük bir kısmını, şimdi liberaller ve legal basın yap­ maktadır. Bugün, artık zayıflamış yönetimin baskı altında tutamadıgı demokratik fikirlerin ve taleple­ rin



26



açık



propagandası



öylesine



geniş



bir



alana



yayılmış bulunuyor kı, biz hareketin bu yepyeni sey­ rine ayak uydunnayı ögrenmek zorundayız. Tabii. bu hazırlık çalışması içinde hem danlar hem de bugdaylar vardır. Tabii, şimdi Sosyal-Demokratlar buıjuva demokratların işçiler üzerindeki etkisine karşı mücadeleye daha fazla dikkat etmek zorunda kalacaklardır. Fakat bu çaba bizim. politik bilinçten yoksun kitleleri uyandırmayı başlıca hedef alan önceki görevimizden çok daha fazla gerçek Sosyal­ Demokrat içerige sahip olacaktır. Halk hareketi yayıldıkça. farklı sınıfların gerçek yapılan daha çok açıklıga kavuşacak ve Parti'nin. olayların arkasından sürüklenecegine, sınıfın lider­ ligindeki, örgütlenmesindeki görevi daha agır basa­ caktır. Bagımsız devrimci faaliyetin her çeşidi her alanda ne kadar çok gelişirse. Rabocheye Dyelo'riun Yeni Iskra'cılar tarafından pek benimsenen genel an­ lamda bagımsız faaliyet hakkındaki p ar lak sözlerinin boşlugu ve anlamsızlıgı o kadar açıga çıkacak. Sosyal-Demokrat bagımsız faaliyetin an­ lamı o kadar çok önem kazanacak ve olayların dev· rimci insiyat ifimize karşı yarattıgı talepler o kadar büyüyecektir. Sosyal hareketin yeni akımları ne ka­ dar çok genişlerse. bu yeni akımlar için yeni kanallar yaratmaya muktedir, güçlü bir Sosyal-Demokratik örgütün varligının önemi o kadar büyük olacaktır. Bizden bagımsız olarak yürütülen demokratik propa­ ganda ve ajitasyon ne kadar çok bizim yararımıza işlerse. işçi sınıfının bagımsızlıgını burjuva demok­ ratlarından koruyacak örgütlü bir Sosyal-Demokrat liderligin önemi o derece büyük olacaktır. Bir ordu için savaş ortamı ne ise, devrimci bir dönem de Sosyal-Demokratlar için odur. Ordumuzun kadrolarını genişletmeli ve onları barış gücünden savaş gücüne dönüştürmeli. yedek güçleri seferber et27



meli. terhis edilmiş güçlerı silah altına çagırmalı ve



yenı yardırncı birlikler, müfrezeler ve hizmetler mey­ dana getirmeliyiz. Savaşta az egitilrniş erlerle yetin­ menin ve sık sık subayların yerine sıradan askerler koymanın ve askerleri subay rütbesine yükseltme işlemini basitleştirrnenin ve hızlandırmanın bizim için zorunlu ve kaçınılmaz oldugunu unutmamalıyız. Benzetmeleri bir yana bırakıp, daha basit bir an­ latımla söylersek: halkın yüz misli güçlenmiş olan devrimci ene:rjisine ayak uydurabilmek için tüm Par­



U ve Parti'ye baglı örgütlerin üyelerini çogaltmalıyız. Söylemeye gerek yoktur ki bu, Marksist dogrularda tutarlı ve sistematik bir egitim ve ögretimin bir tarafa bırakılacagı anlamına gelmez. Fakat şunu da hatırlamalıyız ki, şu anda egitim ve ögretim sorunun­ da egitilmernişlere kesinlikle ve tamamtyle bizim an­ ladıgımız anlamda



öğretecek olan, askeri harekat­



ların çok büyük önemi vardır. Ve yine hatırlamalıyız ki, Marksizm'e olan "doktriner" baglılıgımız. şimdi her yerde kitlelere, somut dersler saglayan, devrimci olayların ilerleyişi ile güçlendirilmektedir ve bu ders­ ler dogmamızı kesinlikle dogrulam�ktadır. derken,



Bunu



dogrnayı terketmekten veya yabani ente­



lektüellere ve kısır kafalı devrimcilere karşı güvensiz ve şüpheci tumumuzu gevşetmekten bahsetmiyoruz. Tam tersi. Biz, bir Sosyal-demokrat'ın unutınası aiTe­ dilemeyecek olan, dogmayı ögretmenin yeni yön­ temlerinden söz ediyoruz.



Eski, "dogmatik" ders­



lerimizi, örnegın pratikte terörü kitlelerin ayaklan­ masıyla birleştirmek gerektıgini, ya da Rus okumuş toplumunun liberalizminin arkasında yatan. burju­ vazimizin sınıf çıkarlarını farkedebilmeyi -geçmişte oldugu gibi etüd çevrelerine degil de kitlelere- aktar­ makla büyük devrimci olayların somut derslerinin



günümüz için önerninden bahsediyoruz. ( Vperyod Sayı



28



3'te Sosyalist-devrimciler'le bu sorun



üzerindeki



pole ­



migimize bakınız). ı·ı Böylece , Sosyal-Demokrat tittzligimizi ve uzlaş­ mazlıgırnızı gevşetmek sözkonusu olmayıp, her ikisi­ ni de yeni yollar ve yeni egitim metodları ile kuvvet­ lendtrmek söz konusudur. Savaş sırasında acemiler, egitimleri için gerekli dersleri doğrudan doğruya askeri harekatlardan almalıdırlar . Öyleyse yol­ daşlar. yeni egitim metodlarını daha cesaretle ele alalım! ilerleyelim v e daha fazla müfreze örgüt­ leyelim. muharebeye gönderelim, daha fazla genç işçiyi ordumuza yazalım, tüm Parti örgütlerinin nor­ mal yapısını komitelerden fabrika gruplarına , za­ naat birliklerine ve ögrenci çevrelerine genişletelim. Unutmamalıyız ki. bu görevde her anlık gecikme , Sosy a l - D emokrasi



düşmanlarını n



y aranna



ola­



caktır; çünkü yeni akımlar acil bir çıkış noktası ara­ maktadır ve eger bunlar Sosyal-Demokratik bir ka­ nal bulamazlarsa Sosyal-D emokratik olmayan bir kanala akacaktır. Şunu da hatırlamalıyız ki, devrim­ ci harekette atılan her pratik adım, kesinlikle ve kaçınılmaz olarak, harekete yeni katılan genç acemi­ lere Sosyal-Demokrasi biliminde bir ders verecektir; çünkü bu bilim, çeşitli sınıfların egilim ve güçlerinin obj ektif olarak dogru tahmini temeline dayanır. Za­ ten devrimin kendisi, eski üst yapıların yıkılınası ve yeni üst yapıyı kendi yoluyla kurmaya çalışan çeşitli sınınann bagımsız eyleminden başka birşey değildir. Fakat devrim bilimini sadece kitap dogması seviye­ sine



indlrmeyin,



onu



süreç olarak taktikler . süreç



olarak örgüt üzerine adi ifadelerle, karşılıkları . ka­ rarsızlıklan ve insiyatif eksikliğini haklı göster­ meye çabalayan ifadelerle adileştirmeyin.



Değişik



gruplara ve çevrelere, örgütlerimizden ayrı olarak ve bunları bir yana bırakarak. daha fazla fırsat verme­



(•)



Bk. Toplu Eserler,



Cflt 8, s. 83-89. Ed. 29



liyiz. zira hat ırdan olayların



çıkarmamak gerekir ki. devrimci



iledeyişinin



aman



tanımayan gerekleri



bunlan dogru çizgide tutacaktır. Politikada kişinin çogu kere düşmandan çok şey ögrenmesi eski bir ku­ raldır. Ve devrimci anlarda düşman, daima kendisine özgü ögretici ve hızlı biçimiyle bizi dogru kararlar al­ maya zorlar. Ö zet olarak , yüz misli süratle gelişen hareketin, çalışmanın, yeni temposunu, daha özgür atmosferini ve daha geniş faaliyet alanını hesaba katmalıyız. Çalışma tamamen farklı bir amaca yöneltilmelidir. Eğitim yöntemlerin de dikkat noktası barışçı ögretimden, askeri harekata kaydırılmalıdır. Genç savaşçılar örgütlerimizin saflarına



tümünün ve her çeşidinin



daha cesaretle,



geniş



ölçüde ve



hızla



alınmalıdır. Amacımız için, bir an bile gecikmeksi­ zin.



y üzlerce yeni örgüt kurulmalıdır. Evet yüzlerce:



abartmıyorum. Hiç kimse böyle geniş bir örgütsel ' çalışmanın ele alınması için "geç kalındı" demesin. Hayır. örgütlenmek için asla çok geç kalınmamıştır. Kanunların verdigi özgürlügü ve kanunlara ragmen kullandıgımız



özgürlügü



Parti



örgütlerinin



her



çeşidinin sayısını artırmak ve güçlendirmek için kul­ lanmalıyız. Devrimin gidişi ve sonucu ne olursa ol­ sun, şu veya bu vesile ile ne kadar önceden kontrol edilebilirse edilsin, devrimin tüm gerçek kazançları proletaryanın örgü tlendigi oranda sağlamlaştırı­ labilir ve güvenilir hale getirilebilir. İ kinci Kongr e ' d e çog unluk tara ftarlarının açıklanmasını istedikleri,



tam anlamıyla formüle



edilen "örgütlenin" sloganı şimdi derhal uygulamaya konulmalıdır. Yeni örgütler kurmakta cesur bir in­ siyatif gösteremezsek, öncü rolü konusundaki tüm id­ dialardan asılsız diye vazgeçmek zorunda kalacağız. Ulaşılmış sınırlarda. şekillerde ve komiteler. gruplar, toplantılar ve çevrelerin sınırlarında acz içinde du-



30



rursak. sadece kendı yeteneksızııgımızi kanıtlamış oluruz. Bugün binlerce degişik çevreden insanlar, bi­ zim yardımımız olmadan. kesin bir program ve amaç saptamadan. sadece olayiann etkisiyle her yerde or­ taya çıkmaktadır. Sosyal-Demokratlar bu çevrelerin mümkün oldugu kadar çoguyla dogrudan ilişki kur­ mayı ve güçlendirmeyi. bunlara yardım etmeyi. kendi b ilgi ve kendi



d eneylerinden onları yararlandırmayı ve



d e vrimc i



insiyatifleri



ile



onları



harekete



geçinneyi görev edinmelidirler. Açıkça anti Sosyal­ Demokrat olanlar h ariç, böyle çevrelerin ya dogrudan dogruya



Parti'ye katılmalarını. ya



Parti ile aynı çizgiye getirmelerini



da



kendilerini



saglayın. İ kinci



durumda onlardan. programımızı kabu l etmelerini veya bizimle mutlaka örgütsel ilişkilere girmelerini istememeliytz . Sosyal-demokratların bunlar arasın­ da etkin bir şekilde çalışmalan şartıyl a . bu nların u l u slarara sı devrimci Sosyal-Demokrasi



davasına



sempatileri ve protesto havalan yalnız başına bile ye: terlidir, çü nkü bu



sempatizan



çevreleri olayların et­



kisi altında önce demokratik yardımcılar ve daha sonra da Sosyal-Demokrat işçi sınıfı partisinin inan­ mış üyeleri haline geleceklerdir. Yıgınlarla insan var, fakat biz çok azız: bu çelişkili form ü l . t iyaçları



S o sya l - Demokra t için varolan



Parti'nin



örgü tsel



örgüt s e l



hayatı



ih­



arasındaki



çelişkiyi çok kapsamlı bir şekilde b elirtmekted ir. Bugün bu çelişki, her zamankinden daha çok göze çarpmaktadır: sık sık her yandan yeni g üçler için şiddetli istekler, örgütlerde insan gücü eksikliginden şikayetler işitirke n . aynı zamanda d a h e r yerd e , özellikle işçi sınıfı içinden . artan genç güçlerden. sayısız yardım teklifi alırız. Bu koşullar altında hala adam yoklugundan yakınan pratik örgütç ü , l 793'te Büyük Fransız Devrimi zirvesindeyken.



Fransa'da



adam yok. her tarafı cüceler kuşatmış diye yazan



31



madam Roland'ın düştü�ü yanlışlıga düşmektedir. Böyle konuşanlar agaçları gö rü p ormanı göre­ ,



meyenJerdtr; olaylar tarafından kör hale getirildikle­



rini ve olaylan düşünce ve fiilde kontrol eden devrim­ ciler olduklannı degıı, olayiann kontrolu altına gir­ diklerini ve olaylar içinde kaybolduklarını kabul ediyorlar. Böyle örgütçülerin



emekliye aynlmalan



ve



meydanı deneyimsizliklerinden dogan sakıncaları gayretli çalışmalarıyla telafi edecek olan daha genç güçlere bırakmalan daha iyi olur. Hiç de insan kıtlıgı yoktur; devrimci Rusya daha önce hiç görmedlgi kadar ınsan bolluguna sahiptir. Hiçbir devrimci sınıf. geçici müttefikler, bilinçli dost­ lar ve bilinçsiz yardımcılar bakımından, bugünkü Rus proJetaryası kadar zengin olmamıştır. Yıgınla in­ san vardır; bütün yapılması gereken şey, kuyrukçu dü şünce ve h ükümlerden kurtulmak, insiyatif ve girişme. "planlara" ve "yüklenmelere" bütün alanı açmak. böylece büyük devrimci sınıfın temsilciligine layık oldugumuzu göstermektir. O zaman Rus prole­ taryası,



Büyük Rus devrimini



başladıgı gibi kahra­



manca tamamlayacaktır.



8 Mart (23 Şubat)



ı 905 Vperyod Sayı.: 9



32



BÖLÜM IV POLİTİKA İLE PEDAGOJİNİN KARlŞTlRlLMASI ÜZERİNE



İ şçilerin



kapitalistlerle



mücadelelerinden



veya



herhangi



h ükümetle



birinde



bir



olan



terslige



ugradıgı zaman karamsarlıga kapılan ve kitleler üzerindeki etki derecemizin



yetersizligine işaretle



işçi sınıfı hareketinin büyük ve yüce amaçlanru alay­ la küçümseyen bazı Sosyal- Demokratlar var. "Biz kim oluyoruz da bu çeşit eylemiere girişiyoruz?" di­ yorlar. Kitlelerin havasını dahi bilmezken, onlarla kaynaşmaya ve



çalışan kitleleri



ayaklandırmaya



muktedir degilken Sosyal-Demokrasi'nin devrimde öncü rolünden sözetmek anlamsız olur! Geçen



ı



Mayıs'ta Sosyal-Demokratlann ugradıgı terslikler bu havayı yogunlaştırdı. Tabiatıyla Menşevikler veya Yeni I skracılar; sanki geçici bir devrimci ·h ükümet veya devrimci demokratik diktatörlük vs. düşünen ve bundan sözeden varmış gibi, buna ragmen ve buna ce­ vap olarak "Kitlelere!" özel sloganını ortaya atmak ·



için bu açıgı yakaladılar. İ tiraf edilmelidir ki, bu karamsarlıkta, Yeni Isk­ ranın



aceleci



yayınlarının



bu



karamsarlıktan



çıkardıklan sonuçlarda, Sosyal- Demokrat harekete büyük zararlar verebilecek, oldukça



tehlikeli bir 33



konu vardır. Kuşkusuz özeleştiri her zinde ve mert



parti için hayati önem taşır. Aptalca iyimserlikten daha saçma bir birş ey yoktur. Kitleler üzerindeki et­ kirnizi, tam anlamıyla Marksist olan propaganda ve aj itasyonumuzu, işçi sınıfının ekonomik m"Çıcadele­ siyle olan çok sıkı ilişkimizi vs. derinleştirme ve genişletmenin , genişletme ve derinleştirmenin degiş­ mez, zorunlu geregine ısrarla dikkat etmekten daha garantıli bir şey yoktur. Ancak, böyle bir ısrar her za­ man, bütün koşullarda ve her durumda garantıli ise de, bq ne özel sloganlar haline getirilmeli, ne de Sos­ yal-demokrasi



içinde



özel



bir



egılim



yaratma



gırışimlerını haklı göstermelidir. Burada bir sınıf çizgisi vardır: sınırların aşılması itiraz götürmez de­ recede meşru olan ısrarı, hareketin amaç ve hedefini daraltarak



günümüzün



esas



ve



hayati



politik



görevlerine karşı doktriner bir körlüge sürükleyecek­ Ur . Kitleler içindeki çalışmamızı ve etkimizi daima genişletmek ve şiddetlendirrnek görevimizdir. Bunu yapmayan bir Sosyal-demokrat,



Sosyal-Demokrat



degildir. Bu sonuca ulaşmak için düzenli ve devamlı bir şekilde çalışmayan hiçbir grup, çevre veya kol bir Sosyal-Demokrat örgüt olarak nıtelenemez. Proletar­ yanın farklı ve bagımsız partisi olarak kesinlikle ayrılıgımızın amacı, büyük ölçüde her zaman ve sap­ madan , tüm işçi sınıfını mümkün oldugu kadar Sos­ yal-Demokrat bilinç seviyesine



çıkarma Marksist



çalışmasını, bizi bu acil görevden uzaklaştıracak po­ litik fırtınalara, izin



hele



vermeksizin



ortamda politik degişmelere,



yürütmemiz



gerçegindedir .



Bu



çalışma olmaksızın . politik çalışma kaçınılmaz bir şekilde, bir oyun halinde dej enere olurdu. Çünkü bu faaliyet,



ancak



belirli



bir



sınıf



kitlesini



ayak­



landırdıgı, onun ilgisini kazandıgı ve onu olaylarda aktif ve en önde yer almak üzere harekete geçirdi.gi za-



34



man ve bunu yaptıgı ölçüde proletarya için gerç ek bır önem kazanır. Söyledıgımız gibi, b u çalışma her za ­ man gereklidir. Ne zaman bir terslikle karşılaşsak yine bunu hatırlamalıyız ve buna agırlık vermeliyiz ,



çünkü bu çalışmada zayıflık, daima proletaryanın ye­ nilgisinin nedenlerinden biridir. Aynı şekilde buna, her zaferimizden sonra da dikkat çekmeli ve önemini ısrarla belirtmeliyiz. Aksi takdirde kazanılan zafer aldatıcı bir zafer olacak ve meyvalan garantıli ol­ ma yacak



ve



onun



nihai



hedefimiz



için



b ü yük



mücadeledeki anlamı önemsiz ve hatta olumsuz ola­ caktır. ( Ö zellikle böyle kısmi bir zafer. bizim uyanıklıgımızı gevşetecekse, güvenilmez müttefiklere karşı duydugumuz güvensızllgi unutturacaksa ve bizi düşman üzerıne yapacagımız yeni ve daha şiddetli bir saldırı için dogru zamanı seçmekten alakoyacaksa l . Fakat



kitleler



üzerindeki



etkimizi



şid det ­



lendirrnek ve genişletmek daima gerekli oldugundan. her yenilgiden sonra oldugu gibi her zaferden sonra, devrimin fırtınalı dönemlerinde oldugu gibi politik sükunet sırasında da bu çalışma üzerindeki ısran özel bir slogan haline getirmemeli ya da demagoji düzeyine alçalma riskine katlanmak, ileri ve tek gerçekten devrimci sınıfın amaçlarını alçaltmak Is­ temiyorsak, bunun üzerine özel olarak egilmemeliyiz. Sosyal- Demokrat Parti'nin politik faaliyetinde pe­ dagojık bir unsur vardır ve daima olacaktır. Biz ücretli işçi sınıfının tümünü insanoglunun tüm baskılardan egıtmeliyiz.



kurtuluşu



için



savaşçılar



olarak



Bu sınıfın _gıtgıde daha çok kesimini



sürekli olarak egıtmeliyiz: bu sınıfın, hayat bilimi­ mizden en az etkilemniş olan, en geri ve en az gelişmiş üyelerine, onlarla yakınlaşmak. onlarla konuşabil­ mek , onları sabırla ve sürekli olarak Sosyal­ Demokrat bilinç düzeyine yükseltmek için doktrini­ mizde kupkuru bir dogma yaratmadan yaklaşınayı 35



sadece kitaplarda de gil az ge liş miş tabakalarının



ö�renmeliyiz. Ö�retmek letaryanın bu geri ve



,



lıklarını sürdürmek için verdikleri günlük



pro­ var­



haya t



mücadelelerinde yer alarak yü rütülmelidir . Günlük her faaliyet içinde belli bir pedagojik unsurun var oldugunu tekrar belirtiriz. Bu faaliyeti gözden kaçıran Sosyal-demokrat, Sosyal-demokrat olmaktan çıkar . B u dogrudur. Fakat bugü nlerde bazılarımız, pali­ takının görevlerini pedagojiye indirgeyen bir Sosyal­ demokrat'ın farklı bir nedenden dolayı da olsa, yine Sosyal-demokrat olmaktan çıkacagını sık sık unut­ maktadırlar. Bu "pedagoji"yi özel bir slogan haline ge­



tirmeyi, onu "politika"nın karşısına çıkarmayı, bu­



nun üzerinde özel bir e gilim yaratmayı ve Sosyal­



Demokrasi politikacılarına karşı bu slo gan altında kitlelere gitmeyi düşünenler, der hal ve kaçınılmaz bir şekilde demagoj iye düşeceklerdir. Karşılaştırmaların igrenç oldugu eski bir aksiyom­ dur. Her karşılaştırmada, karşılaştırılan fikir ve ob­ jelerin diger yanları deneme kabilinden ve şartlı bir ' şekilde soyutlanarak, bu obje ve Cikirierin bir veya birkaç yanına göre benzerlik çıkarılır. Şimdi bu çok bilinen, fakat sık sık bilmezlikten gelinen gerçegi okuyucuya hatırlattıktan



sonra,



Sosyal-Demokrat



Parti'yi ilk, orta ve yüksek kısımlardan ibaret büyük bir okul ile karşılaştıralım . Bu büyük okulda, al­ fabe' nin ögretilmesi,



bilginin



ilk



temellerinin



ve



bagımsız düşünmenin ögre tilmesi hiçbir zaman ve hiçbir ko$ul altında ihmal edilemeyecektiL Fakat eger herhangi bir kişi, alfabeyl ögretme geregini, bir araç



yapmaya



çalışmış,



eger



bu



(alfabeyi



ögrenenlerden çok daha küçük bir çevrenin insanlan için



ulaşılabilir



olan)



yüksek



ög renimin



geçici,



şüp heci ve "dar" sonuçlarını ilkokulun sürekli, derin , kapsamlı



ve



somut



sonuçlarıyla



telafi



etmeye



girişmişse, inanılmaz bir kısa görüşlülük göstermiş



36



olacaktır.



Hatta bu kimse



büyük okulun bütün



amaçlannı saptırabilir, yüksek ögrenimi ihmal ede­ rek, şarlatanlar, demagoglar ve gericilerin sadece al­ fabeyi ögrenmiş olan halkı yanlış yola sevketmeleri­ ni kolaylaştırmış olur. Şimdi de gelin Parti'yi bir ordu ile karşılaştıralım. Ne savaş, ne de barı ş sırasında acemilerin yetiştirilmesini, tüfek talimle­ rini



veya



askerlik



biliminin



temel



bilgilerin i



mümkün oldugu kadar yogun v e kapsamlı bir şekilde kitleler arasında yaymayı ihmal edemeyiz.



Fakat



eger manevraları ve meydan savaşlannı yöneten­ ler . ı·ı . .



1 905 Haziran'ında yazılmış nk defa 1 926'da Lenin Çeşitli Yazılar Vde yay ımlanmış tır.



(•)



El yazısı burada kesilmektedir.



·



Ed.



37



BÖLÜM: V MOSKOVA AYAKLANMASININ DERSLERİ



1 905 Aralık'ında Moskova (Moskova 1 90 6) kitabı bundan daha uygun bir zamanda yayımlanamazdı. Aralık ayaklanmasının ısı derslerini sindirmek . işçilerin partisinin acil bir görevidir. Yazık ki, bu ki­ tap tıpkı bir kaşık dolusu katranla ziyan edilen bir fıçı bala benziyor; -tamamlanmamışlıgına ragmen­ en



ilgi



çekici



materyal



ve



inanılmaz



derecede



düzensiz, inanılmaz derecede bayat sonuçlar . Bu sonuçları bir başka v esile ile ele alacag ız : 1"1 şimdi ise dikkatimizi günün en önemli politik sorunu üzerinde toplayacagız. Moskov a ayaklanmasından al ınacak dersler üzerinde. Moskova'daki Aralık hareketinin başlıca eylemle­ ri barışçı grevler ve gösterilerdi ve bunlar geniş işçi çogunlugunun aktif



bir rol



aldıgı tek



mücadele



(8)



Aralık Ayaklanması Moskova işçilerinin 1 905'te otokrasiye karşı girişti ğ i ayakl a n m a . I ş çi l er Mo skova Sosy a l ­ demokratları (Bolşevikler) önderliğinde çarlık askerlerine karşı dokuz gün barikatlarda kahramanca çarpı ştılar. Hükümet ayaklanmayı ancak St. Petersburg'tan yeni birlikle­ rin gelmesi y le merhametsizce bastırabildi. I şçi mahalleleri kana boguldu: şehirde ve banliyölerde binlerce işçi katiedildL



(•)



Bk. Toplu Eserler, Cilt l I. sayfa 1 89 - 1 93. Ed.



38



-



biçimleriydi.



Anc ak



M oskova'daki Ara lık eylemı.



,



genel grevin, bagunsız ve mücadelenin hakim b içimi



olarak, modası geçmiş oldugunu ve hareketin esaslı ve karşı konulmaz bir güçle bu dar sınırlardan çıkmakta ve mücadelenin en üst biçimini -ayaklanmayı- or­ taya çıkarmakta oldugunu parlak bir şekilde göster­ miştir.



Grev çagnsıyla, bütün devrimci partiler, Mosko­ va'daki bütün sendikalar, hareketin kaçınılmaz bir -



şekilde ayaklanma halinde gelişmesi gerektigini far­ kettiler ve hatta sezinlediler. 6 Aralık'ta İşçi Milletve­



killeri



S ovyeti



"grevi



silahlı



bir



ayaklanmaya



dönüştü rmeye çalışma" kararı almışlardı. Bununla



beraber, aslında, örgütlerin hiçbiri buna hazırlanmış degildi. Hatta, Gönüllü Çarpışma Müfrezeleri Birleşik



Konseyir9ı bile ayaklanmadan çok uzak bir şeyden söz eder gibi söz ediyordu (9 Aralık'ta) ve pek açık bir şekilde belli ki, yapılan sokak çarpışmalan ile ilgile­



ri ya da bunlar üzerinde kontrolleri yoktu. Örgütler hareketin gelişmesine ve genişligine



ayak uydunnayı



başaramadılar.



Grev, esas olarak Ekim'denrıoı sonra yaratılan ob­ jektif koşulların baskısının bir sonucu olarak ayak­ lanma halinde gelişiyordu. Bir genel grev, hükümeti (9)



Çarpışma Müfrezeleri 1905 devriminde Rusya' nın büyük şehirlerinde ve endü s tri merkezlerinde çarlığa karşı çarpışmak için kurulan silahlı işçi müfrezeleri. Bunlar Mos­ kova ve diğer şehirlerdeki silahlı Aralık ayaklanmasına katıldılar. Gönüllü Çarpışma Müfrezeleri Moskova Birleşik Konseyi Sos­ yal Demokratlar, Sosyalist Devrimciler ve diğer partilerin üyelerinin kurduğu, gönüllü müfrezeler temsilci1erinden mey­ dana geliyordu . -







-



(lO) 1905 Ekim'inde Rus devrimci proletaryası ulus çapında bir po­



litik greve girişti. B ü tü n atölyeler, fabrikalar ve demiryolu u laşımı d u rd u . Genel grev işçi sınıfının büyük gücünün tartışıl maz kanıtı oldu. Çar 17 Ekim'de bir anayasa ve konuşma, toplanma ve basın özgürlüğü vadeden bir Manifesto yayınılamak zorunda kaldı. Çarın vaadlerinin bir aldatmaca olduğu ortaya çıktı ve hiçbir zaman yerine getiri lnıedi.



39



bir daha böyle hazırlıksız yakalayamaz: Onlar karşı­



devrim gü('lerini örgütlemiş bulunuyordu ve askeri bir eylem



ıçın hazır durumdaydılar.



Rus devriminin



Ekim'den sonraki tüm akışı ve Aralık ayında Mosko­ va'da meydana gelen olaylar dizisi Marks'ın temel önerilerinden birini çarpıcı bir şekilde dogrulamıştır: Devrim. kuvvetli ve birleşik bir karşı-devrimi yarata­ rak ilerler, yani devrim, düşmanı gitgide daha aşın savunma tedbirlerine başvurmaya zorlar ve böylece çok daha güçlü saldın vasıtaları bulur. ıı ıı 7 ve 8 Aralık;



Barışçı bir grev ve barışçı kitle



gösterileri; B'in akşamı: Akvaryum'un kuşatılması: 9



Aralık sabahı; Strastnaya Meydanı'ndaki kalabalık agır süvarinin saldınsına ugrar. Akşam: Fiedler bi­ nası basılır. Gerginlik artmaktadır. örgütlenmemiş sokak kalabalıkları. tamamen kendiliginden ve ka­ rarsız bir şekilde, ilk bartkatlan kurar. 1 0 Aralık'ta barikatlar ve caddelerdeki kalaba­ lıklar üzerine agır ateş açılır. Barikatlar daha bilinç­ li, kopukluk olmadan,· gerçekten kitle ölçüsünde ku­ rulur. Bütün halk sokaklardadır; şehrin kilit merkez­ lerı barikatlar agıyla kaplanmıştır . Gönüllü çarpış­ ma birtmleri birkaç gün süreyle süvarilere karşı on­ lan bitiren ve Dubasov takviye birlikleri için yalvar­ maya zorlayan çetın bir gerilla savaşı verdi. Sadece 1 5 Aralık'ta hükümet kuvvetlerinin üstünlügü kesinleşti ve



1 7 Aralık'ta



Semyonovsky



Alay1 1 21



ayaklanma­



nın son kalesi olan Presnya Mahallesi'ni ezdı. Ayaklanma, bir grevden ve gösterilerden. tecrit edilmiş barikatlara , barikatların



kitleler



tecrit edilmiş barikatlardan, tarafından



kurulmasına



ve



( 1 1) Bk. K. Marx 1 848'den 1 8!50'ye kadar Fransa'da Sınıf Mücadeleleri. (Marx ve Engels, Seçme Eserler, Cilt 1 , Moskova 1962, s. 139. ( 1 2) 1 905 Aralık ayında, Semyonovsky Muhafız Alayı askerleri St. P e tersburg ' ta n Moskova'ya işçilerin ayaklan masını bastırmak için gönderildi.



40



süvarilere karşı girişilen sokak çarpışmaianna ka ­ dar uzanan mücadeleden dogdu . Proletarya kitle mücadelesi, örgüt yöneticilerini aşarak bir grevden bir ayaklanmaya gelişmiştir.



B u . Rus devriminin



1 905 Aralık'ında ulaştıgı en büyük tarihi kazançtır: ve bu tıpkı bundan önceki kazançlarda oldugu gibi, muazzam fedakarlıklar pahasına alınmıştır. Hare­ ket .



politik b ir



yükseltilmiştir.



grevden



daha



Hareket ,



ü st



gericiliğ;i



bir



aşamaya



direnişinin







noktasına ulaşınaya zorladı v e böylece devrimin d e saldırı



araç larını



ku llanmakta







noktasına



ulaşacagı anı çok yaklaştırdı. Gericilik barikatlara, kalabalıga ve binalara kurşun yagdırmaktan öteye gidemez. Fakat devrim. Moskova gönüllü çarpışma b irimlerinden



çok



daha



ileriye .



derinlikte



ve



genişlikte çok, ama çok ileriye gidebilir. Ve devrim Aralık ayından bu yana çok ilerledi. Devrimci krizin temeli muazzam ölçüde · genişlemiştir -şimdi bıçagın agzı daha da keskinleştirilmelidir. Proletarya. mücadelesinin objektif koşullarındaki değ;işikligi



ve



grevden



bir



ayaklanmaya



geçişin



geregini liderlerinden daha çabuk anladı. Her zaman oldugu gibi , pratik teoriyi geçti. Barışçı bir grev ve gösteriler bile



işçileri tatmin etmez oldu: sordular:



Bundan sonra ne yapılmalıdır? Ve daha kararlı ey­ lemler istediler. Barikatlar kurulması talimatı, semt­ lere çok geç, şehrin merkt..zinde barikatlar kurulduk­ tan



sonra



ulaştı.



koyuldular. Fakat mek istiyorlardı:



sayılarla



işe



bu bile onları. tatmin etmedi:



I şçile r



bil­



Bundan



b üyük



sonra ne yapılmalıdır?



Aktif önlemler istediler. Aralık ayında biz, Sosyal­ D emokrat



proletarya



liderleri,



birçogunuri savaşta aktif



tıpkı



birliklerin i .



rol almasına meydan ver­



meyecek şekilde düşüncesizce yaşayan bir başku ­ mandana benziyorduk.



Işçi kitleleri,



kararlı kitle



eylemine girişrnek için gerekli talimatı istediler. fa-



41



kat bu taıımatı alamadılar.



Bu



nedenle. Plekhanov'un. bütün oportünistlerin



dört elle sarıldıklan.



grevin zamansız oldugu ve



başlatılınaması gerektigi ve "silaha sarılınamaları gerekttgl" görüşlerinden daha kısa görüşlü birşey ola­ mazdı.



Tam



tersine,



d aha



kararlı.



enerjik



ve



saldırgan bir şekilde silaha sarılmalıydık; kitlelere hedefleri barışçı bir grevle sınırlamanın imkansız oldugunu ve korkusuz. amansız bir silahlı çatışma ge­ rektigini açıklamalıydık. Hiç degilse şimdi açıkça ve herkesin önünde itiraf etmeliyiz ki politik grevler ye­ tersizdir: ajitasyonu yürütmeli ve bunu "hazırlık aşamaları" konuşmalarıyla veya herhangi bir şekilde içinden çıkılmaz bir hale sokmamalıyız. Biz eger yak­ laşan devrimci eylemin acil görevi olarak.



kanlı,



dehşet verici bir imha savaşının gerekliligini kitle­ lerden saklarsak,



hem



kendimizi



hem de



halkı



kandırmış oluruz. Bunlar, Aralık olaylarının ilk dersleri. Diger bir ders. ayaklanmanın niteligi , yönetim metodu ve askerleri halkın tarafına geçmeye sevkeden koşul­ larla ilgilidir. Partimizin sag kanadında. bu ikinci mesele üzerinde fevkalade tek yanlı bir görüş egemen­ dir. Modern askeri birliklerle çarpışmanın imkansız oldugu; bu birliklerin devrimci olmaları gerektigi id­ dia edilmektedir. Şüphesiz devrim bir kitle karakteri kazanmadıkça ve askeri birlikleri etkilemedikçe. cid­ di bir mücadeleden söz edilemez . Askeri birlikler arasında çalışmamızın şart oldugunu söylemeye bile gerek yoktur. Fakat onları bir hamlede ikna etmenin veya kendiliklerinden davaya inanmalarının sonucu olarak, bizim tarafa geçeceklerini hayal etmemeliyiz. Moskova ayaklanması. bu görüşün ne kadar kişi­ leşmiş ve ölü bir görüş oldugunu açıkça ortaya koy­ muştur . Aslında askeri birliklerin tereddüt göster­ mesi, ki bu her gerçek halk hareketi içinde kaçı-



42



nılmaz b ir olaydır,



devrimci mücadelenin şiddet­



lendigi h er zaman askeri birlikler için gerçek bir



mücadeleye yol açar. Moskova ayaklanması. devrim



ve gericilik arasında bocalayan askeri b irlikler için, kanlı ve çılgın bir mücadelenin mükemmel bir örnegi olmuştur.



Bizzat D ubasov, Moskova garnizonunu



oluşturan on beş bin kişi içerisinde sadece beş bin kişinin güvenilebilir oldugunu açıklamıştır. Hükü ­ met kararsıziara çok çeşitli ve korkunç yollarla engel oldu: Onlara ricada bulundular. övdü ler, rüşvet ver­ diler, kol saatleri, paralar, vs. hediye ettiler, votkayla uyuşturdular, yalan söylediler, tehdit ettiler, kışlaya hapsedip silahlannı aldılar ve en az güvenilir olduk­ lanndan şüphelenilenleri ise ihanet ve şiddet kullan­ arak tasfiye ettiler. Bu durumda hükümetten çok geri kaldıgımızı , açıkça ve çekinmeden itiraf etmek cesa­ retini göstermeliyiz. Biz kararsız askeri b irlikler için hükümetin giriştigi ve kazandıgı böyle saldırgan, ve­ rimli, cesur ve aktif bir çarpışmada emrimize arnade güçlerden faydalanmayı başaramadık. Ordu içinde çalışmalar yaptık ve gelecekte bu çalışmaları. askeri birlikleri için



iki



ideoloj ik misline



olarak



"tarafımıza



çıkartacagız.



kazanmak"



Fakat



ayaklanma



sırasında. askeri birlikler için maddi bir mücade­ lenin zorurılulugunu unutacak olursak, sefil bilgiçler durumuna düşertz. Aralık ayında , Moskova proJetaryası bize askeri birlikleri ideoloj ik olarak " saflarımıza kazanmak" konusu nda Aralık'ta zak'ları



muhteşem



Strastnaya çevirdi ,



onları



dönmeye ikna etti.



dersler verd i .



Meydanı'nda



ıO



kard eşçe



Örneğ;in,



kalabalık kaynaşıp ,



8



Ka­ geri



Aralık'ta Presnya Ma halle­



sinde on bin kişilik bir halk kitlesi önünde ellerinde kızıl



b ir



bayrak



taşıyan



iki



işçi



kız



Kazak'l arı



"öldürü n bizi, bayragı ölmeden teslim etmeyecegiz!' d iy e



h aykırarak



karşıl a d ıgı



zam a n .



Kazaklar



43



şaşkına dönmüş. kalabalıktan gelen "Yaşasın Ka­ zak'Iar.. bagınşlan a rası nda dört nala oradan uzak­ laşmıştı. Bu cesaret ve kahramanlık örnekleri prole­ taryanın bellegınde ebediyete kadar derin izler olarak kalmalıdır. Ş im d i



de.



bizim



h ü kü m e t t e n



nasıl



geride



oldugumuzu gösteren örnekler verelim . 9 Aralık'ta askerler devrimcilere katılmak üzere



Marsetllatse't



söyleyerek Bolshaya Serpukhovskaya Caddesi'nden aşagı yürüyorlardı. İşçiler onları karşılamak için de­ legeler gönderdi . Malakhov'un bizzat kendisi onlara dogru tehlikeli b ir şekilde at sürdü . İşçiler çok geç kalmıştı.



Malakhov daha önce



u laştı.



M alakhov,



askeri kararsızlıga düşüren çok heyecanlı bir konuş­ ma yaptı,



askerleri agır süvariler kuşattı, kışlaya



gönderdi ve orada hapsetti. İki gün içinde yüz elli bin kişinin



çagrımız üzerine



ayaklanmasına ragmen,



askerlere önce biz degil Malakhov ulaştı, oysa bunlar devriye kollan olarak örgü tlenebilirlerdi ve örgütlen­ meliydiler. Malakhov askerleri agır süvarı birlikleri ile kuşattı. oysa biz Malakhov'u bomba atıcıları ile çe­ virmedik. Bunu yapabilirdik ve yapmalıydık; ve çok önce Sosyal-Demokrat basın (eski



Iskral



bir ayaklan­



ma sırasında sivil ve askeri şefleri acımadan yok et­ menin görevimiz olduguna işaret etmişti. Bolshaya Serpukhovskaya Caddesi'nde olanlar. ana çizgileri ile Nesvizhskiye Kışiasında ve Krutitskiye Kışiasında da tekrarlandı ve yine



işçiler Ekat erinoslav Alayı'nı



"geri çekmeye giriştikleri zaman ve Alexandrov'daki istihkamcılara delegeler gönde-rildigi zaman ve Ros­ tov topçu birligı Moskova yolundan geri döndürüldügü zaman



ve



Kolomna ' daki



landırıldıkları



zaman



ve



istih kamc ılar benzeri



silah sız­



olaylarda,



aynı



şeyler yaşandı. Ayaklanma sırasında biz kararsızlık gösteren askeri birlikler için yaptıgımız mücadelede yeterli olmadıgımızı ispat ettik. 44



Aralık ayı olaylan. Marx'ın oportü nistlerin unu t ­ tugu bir diger temel önerisini daha, yani devrimin bir sanat oldugunu ve bu sanatın başlıca kuralının kor­ kunç cesur ve geri dönmeyecek derecede kararlı bir taarruz oldugunu dogrulamıştır. Biz bu gerçegi yeterli ölçüde hazmedemedik. Biz bu sanatı, her ne pahasına olursa olsun aldırmak kuralını. ne kendimiz hak­ kıyla ögrendik ne de kitlelere ögrettik. Bu eksikligi gi­ dermek için var gücümüzle çalışmalıyız. Politik slo­ ganlar sorununda taraf tutmak yeterli degildir; si­ lahlı bir ayaklanma sorununda ise taraf tutmak zorunludur. Buna karşı olanlar, buna hazırlanma­ yanlar, gözünün yaşına bakılmaksızın devrim taraf­ tarlan saflarından atılmalı, devrimin düşmanları olan



hainler



ve



korkaklar



paçavraları



arasına



gönderilmelidirler; çünkü, mücadelenin koşullan ve olayların zorlaması karşısında düşmanla dostu bu kurala göre ayırdetmeye mecbur olacagımız gün yak­ laşmaktadır. Tavsiye edecegimiz şey, pasiflik, askeri birliklerin "tarafımıza geçmesi" gerçekleşinceye ka­ dar "beklemek" degildir. Hayır! Biz cesur bir taarruz ve silahlı bir saldırının geregini, böyle zamanlarda düşmanın kumanda mevkiinde olanların imhasının ve kararsızlık içindeki



askerler



için



enerj ik



bir



mücadelenin geregini damlardan haykırmalıyız. Moskova'nın ögrettigi üçüncü büyük ders de, bir ayaklanma için güçlerin örgütlenmesi ve taktiklerle ilgilidir. Askeri taktikler, askeri teknik seviyesine baglıdır. Bu açık gerçegi Engels göstermiş ve yurdu­ muzdaki bütün Markıst'lere iletmiştir. Bugünkü aske­ ri teknik, on dokuzuncu yüzyılın ortalarındaki tek­ nikle aynı degildir. Barikatları revolverlerle savun­ mak, topçu ateşine karşı da insan yıgınlarıyla karşı durmak budalalık olacaktır. Kautsky, Moskova ayak­ lanmasından sonra Engels'in sonuçlarını 1 1 31 gözden geçirmenin tam sırasıdır ve Moskova



"yeni barikat



45



taktikleri" yaratmıştır. diye yazarken haklıydı. Bu taktikler gerilla savaşı taktiklerldir. Bu taktiklerın gerektırdıgı örgüt serı hareket edebilen, revkalade küçük, on. üç ve hatta iki kişinin oluşturdugu birim­ lerdir. Sık sık, beş veya üç kişilik birimlerden söz edildiginde alayla gülen Sosyal-Demokratlara rastlı­ yoruz. Fakat alay, modem askeri teknıgın zorladıgı koşullar altında yapılan bir sokak çatışmasında or­ taya çıkan mal



yeni



etmenın



örgütlenme ve taktık sorunlarını ih­



kolay



bir



yoludur.



Baylar, Moskova



ayaklanmasının hikayesini dikkatle inceleyin ve o zaman "beş kişilik birimler" ile "yenı barikat taktik­ leri" sorunu arasında ne gibi bir ilişkinin var oldugunu daha iyi anlayacaksınız. Bu



taktikleri



Moskova geliştirdi,



fakat



onları



dikkate deger ölçüde, gerçekten kitle ölçüsünde uygu­ lamak üzere yeterli derecede geliştirmeyi başaramadı. Gönüllü çarpışma



müfrezelerı çok azdı,



cesurca



saldırı sloganı işçi kitlelerine ulaştırılmadı ve onlar da bunu uygulamadılar: gerilla müfrezeleri karakter­ lerı açısından birbirinin aynıydı ve yöntemleri ve si­ lahları yetersiz,



kalabalıkları yönetme yetenekleri



hemen hemen hiç gelişmemiştı. Bütün bu eksiklikleri tamamlamalıyız ve bunu . Moskova ayaklanmasın­ dan ögrenerek bu deneyleri kitleler arasında yayarak ve bunları daha da geliştirmek için yaratıcı çabala­ rını teşvik ederek yapacagız. Ve aralık ayından beri bütün Rusya'da hemen hemen aralıksız sürdürülen kitle



terörü



ve



gerilla savaşının kitlelerin bir ayak­



lanmanın taktiklerini dogru bir şekilde ögrenmele­ rine yardım edecegıne şüphe yoktur. Sosyal-Demok( 13) Lenin, Marx"ın, 1 848'den 1 850'ye lıadar Fransa'da Sınıf Mücadeleleri ad lı kllabına Engels'In yazdıgı giri şe atıf yap­ maktadır. 1 895' te yay ı mlanma k Için hazırla ndıgında, Alman Sosyal-Demokratlan bu Giriş'! tahrif ettiler ve sonra da si­ lahlı ayaklan ma n ı n ve barikatlarda çarpışmanın ln karı şeklinde yorumladılar. Giriş' In Engels'In cl yazmalanna göre tam metni ilk defa SSCB'de yayımıandı. (Bk. M a rx ve Engel s, Se çm e Eserler, CIIt 1 , Moskova 1 962, s. 1 1 8- 1 38).



46



rast, ayaklanma sırasında Moskovalı yoldaşlarımı­ zın ve meşhur Letonya Cumhurtyeu114l günlerinde Le­ tonyalılann parlak bir şekilde ve amansızca ugraştı­



gı, gerilla savaşının "sokak çapkınlan" tarafından



saptınlmasını, amansızca ezer ve ortadan kaldırır­



ken. bu kitle terörünü kavramalı ve genel devriınci



mücadelenin ve işçi sınıfı h areketinin çıkarlarına ve koşullarına tabi kılarak, elbette



örgütleyerek



ve



kontrol da ederek, kendi taktikleriyle birleştirmeli­ dir.



Çok



kısa



bir



süre



önce



askeri



teknikte yeni



gelişmeler kaydedilmiştir. Japon savaşı elbombasını yarattı. Küçük silah yapan fabrikalar otomatik silah­ lan piyasaya çıkardı. Bu silahların her iki tipi de .



yeterli olmamakla beraber, Rus devriminde başarılı



bir şekilde kullanılmaktadır. Teknikteki gelişmeler­ den faydalanabiliriz ve faydalanmalıyız. Işçi müfre ­



zelerine çok sayıda bomba yapmayı ögretmeliyiz. on­



lara ve bizim çarpışma müfrezelerimize patlayıcı



madde, fitil ve otomatik tüfek ikmalinde yardımcı ol­



malıyız. Eger işçi kitleleri şehirlerdeki ayaklanma­ larda yer alırsa. düşman üzerine kitle halinde saldırı­ lırsa, Duma, Sveaborg ve Kronstadt'tanıısı sonra eski­



sinden daha da çok kararsızlık içinde bulunan asker­



ler için kararlı ve ustaca bir mücadele verilirse -ve



genel mücadelede kırsal alaniann katılmasını sagla­



yabilirsek-



bundan



sonraki



bütün-Rusya



ayaklanmasında zafer bizim olacaktır.



silahlı



O halde gelin, bir taraftan Rus devriminin büyük



günlerinin derslerini iyice ögrenirken, öte yandan çalışmamızı daha yaygın bir şekilde geliştirelim ve



( 14) 1 905 Aralık ayında bazı Leton kasabalan Isyancı Işçilerin, tanm Işçilerinin ve köylülerin silahlı müfrezelerı tarafından ele gcçirlldi ve sonuç olarak çarlık askerlerine karşı bir genila savaşı başladı. 1 906 Ocak ayında çarh�ın cezalandırma seferi ile bastınldı. ( 1 5) Bu rada, 1906 Temmuz'unda Sveaborg ve Krons\adt kalelennde çıkan ayaklanmalara atıf yapılmaktadır.



47



görevlerımızı daha cesur bır şek1lde belirleyelim. Bugünkü dönüm noktasında ç alışmamızın temeli,



sınıf çıkarlannın ve ulusun gelişiminin dogru bir tahminine dayanmaktadır. Proletaryanın, köylülü­ gün ve ordunun gittikçe artan bir kesirnini, çarlık re­ j imini devirmek ve devrimci bir hükümet tarafından bir kurucu meclis toplamak sloganı altında to­ parlıyoruz ve taparlamaya devam edecegiz. Buraya kadar çalışmamızın temeli ve özü kitlelerin politik anlayışını geliştirmektir. Fakat unutmayalım ki. bu genel, sabit ve temel göreve ek olarak, Rusya'nın bugün içinde bulundugu günler. başka. özel ve ayrı görevleri de wrunlu kılar. Bilgiçlik taslamayalım ve dar kafalı olmayalım, her zaman ve her koşul altında degişmeden kalan. s ürekli görevierimize saçma atıflarda bulunarak. mücadelenin belirli biçimlerine özgü bu görevlerden kaçmayalım. Büyük bir kitle hareketinin yaklaşmakta oldugunu unutmayalım. Bu silahlı bir ayaklanma olacaktır. Bu, mümkün oldugu kadar ani olmalıdır. Kitleler, si­ lahlı, kanlı ve müthiş bir mücadeleye girmekte olduk­ lannı bilmelidirler. Kitleler, ölümü küçümsemeyi, yaygın bir biçimde benimserlerse. zafer kesinleşecek­ tir. Düşman üzerine büyük hırsla saldınlmalı: kitle­ lerin sloganı. savunma degil saldırı olmalıdır: görev­ leri düşmanın insafsızca imhası olmalıdır: mücadele­ nin örgütlenişi hareketli ve esnek olacaktır; askerler arasındaki kararsız unsurların aktif katılmalan sag­ lanacaktır. Ve bu önemli mücadelede sınıf bilincine varmış proletaryanın partisi ödevini tam yapmalıdır.



Proletarya Sayı: 2 29 Ağu sto s 1 906



48



BÖLÜM: VI BURJUVA PARTh..ERİNİN VE İŞÇİLERİN PARTİSİNİN DUMA SEÇİMLERİNE KARŞI TAVIRLARI



Gazeteler seçim1161 h azırlıkları hakkında haber­ lerle dolu. Hemen her gün ya yeni btr grup güvenilmez



vatandaşı seçmen



listelerinden ç ıkaran yeni bir



hükümet "yorumu" ya da yeni işkenceler, mitingierin



yasaklanması, gazetelere baskı ve şüpheli seçmen



veya adayların tevkif haberlerini duyuyoruz. Kara1 0 0 ' l e r 1 171



başlarını



her



zamankinden



daha



da



küstahça h aykırarak kaldırdılar. ( 1 6) Devlet Duması seçimlerine atıf yapılmaktadır. Devlet Dumasa · 1 905 devriminin sonucu olarak çarlık



hükümetinin toplamak zorunda kaldığı temsili meclis; yasal olarak yasama organı idi, fakat e tki gücü yoktu. D u ma seçimleri ne dolaysızdı, ne eşit ve ne de genel. Rus ol mayan milliye tterin olduğu gibi, emekçi halkın seçim haklan da büyük ölçüde kısıtlanınıştı. Işçi ve köylülerin çoğu nun hiç oy hakkı yoktu . 1 l Aralık (24 Aralık)) 1 905 seçim kanununa göre , bir toprak ağasının oyu üç burjuva oyuna, 1 5 köylü v� 45 işçi oyuna eşitti. Birinci D u ma (Nisan-Temmuz 1 906} ve Ikinci Duma (Şubat­ Haziran l 907) çarlık hükümeti tarafından dağıtıldı. 3 Haziran hükümet darbesinden sonra hükümet, Işçilerin, köylülerin ve ş ehir küçük b u rj uvazisinin haklannı d aha da kısıtli�yan ve karşı devrimci toprak allalan ve kapltallsller blokuna Uçüncü ( 1 907- 1 9 1 2) ve Dördüncü ( 1 9 1 2- 1 9 1 7) Dumalarda kesin ege· menilk sağlayan yeni bir seçim kanunu çıkardı. ( 1 7) Kara- lOO'ler Çarlık polisinin devrimci hareketle mücadele et­ mek üzere örgütlendiği monarşis t çete. Kara- I OO'Icr devrimci­ lere sulkas tler ya p makta, ilerici en telektüellere sald ırmakta ve Yahudi katliarnlan örgütlemekteydi. -



49



Hükümetin tutmadıgı p artıler de seçime hazır­



lanmaktadırlar. Bu p artiler seçmen kitlesinin, dilerine karşı yöneitHmiş b üt ü n irili



ken­



ufaklı hile ,



kısıtlama ve küçük oyunlara ragmen gerçek kanaatle­



rini açıklamak için seçimden yararlanacaklanndan



ve söz sırası onlara geldiginden dolayı güvenli, haklı olarak güvenlidirler. Bu güvenin temelinde şu gerçek



yatmaktadır,



en vahşi işkenceler.



en katlanılmaz



eziyetler çok çok yüzlerce. binlerce. diyelim, on bin­ lerce Rus seçmenini saf dışı bırakacaktır. Fakat bütün



bunlar, kitlelerin hükümete karşı olan tutumu ve duy­ gulannı degiştirmeyecektir. D iyelim ki, St. Peters­



burg'da lO ya da 20 bin seçmen liste dışı bırakıldı, fa­



kat bu sadece başkentte 150 .000 seçmenin eskiden oldugu gibi kabuguna çekilmesine ve bir süre gizlen­



melerine sebep olacaktır. Fakat, onlar yok olmaya­



cak, kitle sezişleri degişmeyecek; degişse bile , bu



degişiklik. dogal olarak h ü kümetin lehine o lmaya­



caktır. Bu nedenle seçim kanunu radikal bir biçimde



düzeltilmedikçe ve seçim meşruiyetinin son kırıntıla­



rı da çignenmedikçe (ve seçmenierin sistemli bir şe­



kilde tevfiki yoluyla daha



da çignenebilir:



Stoly­



pin'den daha da kötüsü umulabilir!) -hiç şüphe yoktur ki kitlelerin havası seçimleri tayin edecektir ve bu



karar da tabii ki h ü kümetin ya da Kara- l OO'lerin le­



hine olmayacaktır. Ve bütün



hükümete



karşı



olanlar umutlarını



seçmen kitlelerine baglamaktadırlar. Fakat kitlelere duyulan bu umudun ne anlama geldigini, çeşitli par­ tilerin kitlelere karşı tutumlarını iyice incelerseniz ,



burj uva p artileriyle proletarya partisi arasında çok



büyük bir fark oldugunu görürsünüz. Kadetler1 1 8ı



liberal-buıj uva partilerinin başında



( 1 8) Ka d etler Rus liberal burjuvazisinin 1 905"te kurulan Anayasal Demokratik Partisi. Kadetler Rusya'da anayasal bir monarşi istiyordu. 1 905: 1 907 ilk Rus devrimi sırasında Kadctler, ken­ dilerini "Halk Ozgürlüğü Partisi" diye adlandınyordu, fakat gerçekte ise devrimi boğınak için çarlık hüküme tiyle gizli -



50



gelmektedir. Birinci D uma seçiml eri sırasında onlar mücadeleye utanç verici şekilde ihanet edip. boykota



katılmayı



reddetiler;



bizzat



kendileri



uysallıkl a ,



seçime giderek olgunlaşmış kitleleri arkalarından sürüklediler. Şimdi onlar umutlarını bu kitlelerin durgunluguna ve seçim kampanyalannda sol parti­



lere ve aj itasyona konulan yasaklara baglıyorlar. Ka­



det'in kitlelere olan umudu. kitlelerin bilinçsizligine



ve köleligine olan umuttur. Ve Kadet meseleyi şöyle koymaktadır:_ Kitleler bizim program ve taktikleri­



mizi anlamayacak. barışçı ve legal, en barışçı ve kor­ kak bir protestonun ötesine geçemeyeceklerdir: is­



t e me diklerinden



degil,



fakat



bunu



yapmalarına



müsaade edilmeyecegi için. Bize oy verecekler, çünkü Solcuların gazeteleri, broşürleri. miting yapmak ola­ nakları ve keyfi tutuklama ve eziyetlere karşı hiçbir teminatları yoktur. İşte böyle düşünmektedir Kadet.



Ve gözlerini gururla gökyüzüne kaldırıp: Şükürler ol­



sun sana ki Tanrım, ben şu "aşırılardan" biri degilim. Ben



bir



d evrimci



degilim ;



kendimi



en



itaatkar



b içimde ve alçakça her kudrete uydurabilirim. Hatta seçim



formlarımı1"1 bile Barışçı Yenilikçiler'den( l91



alacagım. Bu



nedenle



Kadetler'in



seçim



kampanyasının



tümü , kitleleri Kara- l OO'ler ve aşırı Sol partiler telı­ görüşmeler yaparak halkın çıkarianna ihanet ediyorlardı. Kadetler iktidar için çaba harcadılar ve çarhğı iç ve dış polHi· kasının ana noktalannda desteklediler. 1 9 1 4 - I 9 1 7 emperya­ list savaşı sırasında aralannda Milyukov'un da bulunduğu Ka­ det liderleri Rus emperyalist b u rj uvazisinin yayılma politi­ kasının baş ideologlanydı. Kadetler 1 9 1 7 Şubat devriminden sonra burjuva Geçici H ükümeti'ne girdiler ve işçilerin ve köylülerin devrimci hareke tlerine karşı mücadele ettiler, büyük mülk topraklardan yanayd ılar. Hal kı, emperyalist savaşa devam etmeye zorladılar, Kadetler Ekim Sosyalist Dev­ rimi'nin zaferinden sora Sovyet Rusya'ya karşı girişilen karşı­ devrimci silahlı eylemde yer aldılar.



(•)



Bkz. Toplu Eserler, Cilt 1 ı . s. 385. Ed.



( 1 9) Barışçı Yenilikçiler Burjuvazi ve toprak ağalannın 1 906'da karşı-devrimci partisi Banşçı Yenilik Partisi'nin üyeleri. -



51



likesiyle korkutmaya. onların küçük buıj uvanın kor­



h.aW.ıgına, dar h.afalılıgına



ve gevşekligine adapte ol­



maya ve Kadetler'in eri emin, en alçak gönüllü , en ma­



kul ve en aklı başında kişiler olduguna onları inan­



dırmaya yönelmiştir. Kadet gazeteleri her gün okuyu­



cuianna sorar: Korkuyor musunuz dar kafalılar? Bize



güvenin.



Sizi



korkutmayacagız,



şiddete



karşıyız,



hükümete itaatkanz: bize güvenin ve biz sizin için



herşeyi "mümkün oldugu kadar" yapacagız! Kadetler,



korkutulmuş dar kafalıların arkasından, hükümeti sadakatlerine , Solcuları özgürlük aşklarına. Barışçı



Yenilikçil eri'de



onların



partisine



ve



seçim



form ­



larına duydugu ilgiye inandırmak için her türlü hile­



ye başvururlar. Ne



kitleleri



aydınlatmak,



ne



kitleleri



ayak­



landırmak için aj itasyon, ne de tutarlı demokratik sloganların açıklanması, -sadece korkutulmuş dar



kafalıların sırtından yapılan koltuk pazarlıgı- işte



partisiz kişilerden ( Yoldaş'ın) Demokratik Reformlar Partisi'ne kadar bütün liberal buıj uvazinin partileri­



nin seçim kampanyaları böyledir. İşçilerin partisinin kitlelere karşı tutumu ise bu­ nun tam tersidir. Bizim için önemli olan uzlaşmalar



yoluyla Duma'da koltuk kapmak degildir. Aksine bu koltuklar.



kitlelerin



politik bilincini



onları daha yüksek bir politik seviyeye



örgütlemeye,



geliştirmey e .



yükseltmeye,



dar kafalı bir mutluluk ugruna degil,



"sükunet", "düzen" ve "barışçı (butj uva) mutl u l u k" ugruna degil, fakat mücadele için, emegin b ü tün sömürü



ve



baskılardan



ku rtu larak



tamamen



özgürleştirilmesi mücadelesine yarayacagı için ve



bunları gerçekleştirdigi ölçüde önemlidir. Sadece bu



amaç için ve sadece bu amaca ulaşmakta yardımcı oldugu ölçüde Duma'daki koltuklar ve



kampanyası bizim için önemlidir.



bütün



seçim



İşçilerin partisi,



bütün umudunu kitlelere baglamıştır: korkmayan,



52



pasif bir şekilde boyun egmeyen. boyunduruklarını alçak gönüllülükle taşımayan, fa kat politik bilince sahip ,



isteyen



ve



militan



kitlelere



baglamıştır.



İşçilerin partisi Kara- l OO'ler tehlikesi şeytanı ile dar kafalıl arı



korkutınayı



yöntemini



amaçlayan.



aşagılarnalıdır.



bütün görevi,



kuvvetleri



b eylik



liberal



S o sya l - D emokratları n



D uma'da yatmayan b u



güçlerin mücadeledeki. Duma müzakerelerinde tam ifadesini bulmayan, gerçek amaçlan ve Rusya'nın ge­ lecegi sorununu D uma dışında çözecek olan gerçek tehlikeden haberdar etmektir. Bu nedenle İşçilerin partisi kitleleri, Kadet b u ıj u ­ vazisinin gizli seçim hilelerin e ,



avukatlar.



profe ­



sörler, aydın toprak agaları: Kara- l OO'ler tehlikesine karşı



mücadeleyi



bize



emanet



e d in ,



şeklindeki



şaşırtıcı feryatlanna karşı uyanr. İşçilerin partisi kitlelere : Sadece kendi sosyalist bilincinize ve sosyalist örgütünüze güvenin, demekte­ dir. Mücadelede önceligi ve liderlik hakkını buıj uva­ ziye teslim



etmek,



özgürlük davasını turnturaklı



sözler. modaya uygun cicili bicili yaftaların bayagı parlaklıkları ugruna satınakla aynı şeydir. D um a ' ­ daki hiç b i r Kara- 1 00 tehlikesi, liberal buıj uvaziyi, onun sloganlarını. adaylarını ve onun politikasını körü



körüne takip



eden kitlelerin zihinlerindeki



çürüme kadar zararlı olamaz. İşçilerin partisinin seslendtgt kitleler arasından sayıca en fazla olanlar köylüler ve küçük buıj uvazi­ nin çeşitli kesimleridir. Onlar Ka d etlerden daha ka­ rarlıdır. daha namusiudur ve bin kere daha fazla dövü şrne yeteneklerine sahiptirler. Fakat politikada onlar çogurılukla Kadet gevezeleri tarafından yöne­ tilirler. Hatta şimdi bile militan proletarya ile uzlaş­ macı b u ıj uva arasında karar verememektedirler. Kadet'lerle birlikte olan blokların savunucuları . sadece proletaryaya ve bütün özgürlük davasına zarar



53



vermemektedirler.



Onlar,



şehir ve



kır yoksull arı



arasındaki politik bilincin gelişmesine de zararlı ol­ maktadırlar. Ve onlar, bu kitleleri liberal buıj uvazi­ nin etkisinden kurtarmak olan acil görevlerini ye­ rine



getirmiyorla r .



Trudovikl ere ,



" H alkçı



Sosya­



listlere" ve Sosyalist- Devrimciler'e1201 bakınız. Onlar da kararsızlık içindedirler ve aynı zamanda. tama­ men Kadetler'le işbirligi planlan ile meşguldürler. Kendilerine ait bir parti kurmayı başaramayan Tru ­ dovikler'in liderleri, kitlelerden Kadetler'e oy verme­ lerini



isteyerek



D um a ' daki hata larını çogaltmak­



tadırlar. (Anikin -gazete muhabirieri vasıtasıyla, Zi­ hilkin-



Yoldaş'ta



vs. ) Bu açıkç a , köylülerin müca­



delesi d avasına ibanettir, bu, açıkça köylüleri, tıpkı



182 ı 'de atalarını " adil bir bedel" ödeyerek iliklerine kadar soydukları gibi, soyacak olan liberal toprak agalarına



satmakt ı r . 12 11



"Halkçı Sosyalistlere" ge­



lince. onlara Kadetler bile gülmekte ve onları "ikinci yedek Kadet'ler" diye isimlendirmektedir. ( Resh' d e Milukov) . Liderleri de (Annensky ve digerleri) Kadet(20) Trudovikler, Trudovik Grubu - Devlet Duma'sında esas olarak köylülerden ve diğer küçük burjuva demokratlardan o luşan bir grup. Trudovikler top rak ağalanna, devlete, manastırlara ve çar allesine ait olan b ü tün topraklann köylülere devredilmesi­ ni ve rütbelertn ve ulusal eşitsizliğin kaldınlmasını ve genel oy hakkının verilmesini Istediler. Fakat Trudovikler sık sık lu­ tarh demokratik ilkelerinden vazgeçmiş ve liberal burjuva­ zinin liderlerini desteklemişlerdir. Halkçı Sosyalistler Sağ kanat Sosyalist Devrimcilerin 1 906'da kurduğu bir parti, Kadetlerlnkine yakın görüşleri vardı. Sosyalist Devrimciler 5 numaralı dipnota bakınız. -



-



(2 1) Lenin burada Kadetler'ln Duma'ya sunduğu ve to p rak ağalanna ait toprakların b i r kısmının zorla ve "a d i l " bir fiyat karşılığında köylülcre verilmesini isteyen tasarıya atıfta bulu­ nuyor; bu "adir· karşılık gerçekte, köylülerin toprak ağalanna toprağın değertnin çok fazlasını ödemek zorunda kalacaklan anlamına gelmekteydi. l 8 6 l 'de yapılan bir refonnla Rusya'da serfiik kaldınldı. Aynı anda da en Iyi topraklar köylülerin elinden alındı ve toprak ağalanna devredildi. Köylüler pay iarına düşenler i ç in toprak ağalanna gerçek değerlerinin çok fazlasını ödeme k zorunda kaldılar.



54



lerle blok kurma egilimindedir. Onların minik parti­ si (ki onlara karşı lehte bir e�ilimi olan Yoldas !!a2e­



tesine göre. Banşçı Soygun partıslnden1221 bile zayıftu­ ve bütün Rusya'da sadece 2000 üyesi vardır) tamamen Kadetler'in bir ekidir. Sosyalist-devrimcilerin duru ­



mu da belirsizdir: Hem Ekim döneminde. hem de Bi­ rinci



D uma



döneminde .



ayrıldıkları gerçegini



Halkç ı



sakladılar;



Sosyalistler' den



onlarla



işbirligi



yapmaya ve birlikte aynı gazetelerı çıkarmaya devam ettiler. Bugün onlar, h erhangi bir açık ve bagımsız



mücadele yürütmemektedirler. "İkinci yedek Kadet­ ler'e" yeteri kadar geniş. açık ve kesin bir şekilde saldırmamaktadırlar, kitleleri, bu partiyi e l e ş U ­ rebilmek için yeterli b ilgiyle donalmamaktadırlar ve



tüm seçim kampanyasının ve genel olarak tüm seçim a nlaşmalarının



maktadırlar.



esasta degerlendirmesinl yapma­



Bağımsız bir işçi sınıfı politik partisi yaratmaya yardım e tmek, işçilerin partisinin büyük tarih i ödevidir. Kadetlerle bloklar kurma taraftan olanlar bunun yerine ge tirilmesine engel olmaktadırlar.



İşçilerin partisinin karşı karşıya oldugu bir diger



büyük ödev de. perişan, sefil ve yok olmaya mahkum şehir küçük burj uvazisi kitlelerini ve köylülügü libe­



ral buıj uvazinin ön yargılannın ve fikirlerinin etki­ sinden kurtarmaktır. Bu ödevin yerine getirilmesi de yine . Kadetler'le b loklar ku rmayı savunanlar ta­



rafından engellenmektedir. Onlar, köyl üleri liberal­ lerden ayırmamakta, fakat özgürlük davası için ve



proletaryanın davası için hayati önemi olan bu dogal



olmayan ittifakı kuvvetlendirmektedirler . O nlar, köylü kitlelerini liberallerin entrika dolu pol itika­ lanna (ya da aslında Duma'daki koltukların dagıtımı (22) Barışçı Soygun Partisi Lenin burada Banşçı Yenilikçi Par­ tfye atıfta bulun maktadır. (Br. 1 9 numaralı dipno t) . Lenin "obnovleniye" (yenileştlrme) ve "ogrableniye" (soygun) kelime­ leriyle bir kelime oyunu yapmaktadır. -



55



için



politik



e ntrika) karşı uyarmamakta . fakat bu



cntrıkada yer alarak onu onaylamaktadırlar. Kahrolsun



tüm



bloklar! İşçilerin partisi, kendi



seçim kampanyasını. sadece sözlerde değ;il, yaşamda



da bagımsız bir şekilde yürütmelidir. O bütün halka ve özellikle proletarya kitlelerine , ilkel cesur ve tutarlı



bir



eleştiri



özgürlü k



modeli



saglamalıdır.



Kitleleri,



Kadet



h ainlerinin yapmacık liberalizmlerinde



değ;il, özgürlük mücadelesinde etkin bir şekilde yer al­



mak üzere taparlamayı ancak bu yolla başarabiliriz.



Temii Truda" Sayı: 2 3 1 Aralık 1 906



56



BÖLÜM: VII



RUS SOSYAL-DEMOKRAT İŞÇi PARTİSİ 5. KONGRESİ İÇİN KARAR



N.



TASARlLARI'NDAN



KİTI.E YOKSULLUGUNUN VE EKONOMİK MÜCADELENİN ŞİDDETLENMESİ



Mademki:



1. Bir takım veriler proletarya arasında yoksul­



lugun ve



prolet aryanın



ekonomik mücadelesinin



aşırı derecede arttıgına tanıklık etmektedir. (Polon­



ya'daki lokavt. St . Petersburg ve Ivanovo-Voznesensk



işçilerinin hayat pahalılıgına karşı giriştikleri hare­ ket. Moskova endüstri bölgelerine geniş grev hareketi,



sendikal



örg ü t l erin



şid d et l i



yaptıkları acil çagrılar, vs. ) :



bir



mücadele



için



2 . Ekonomik mücadelenin bu çeşitli görünümleri



öyle bir birikime ulaşmaktadır ki, bütün ülkede pro­ letaryanın daha önce hiç olmadıgı kadar geniş kesim­



lerini de kapsayan bir ekonomik kitle hareketini um­ mak için gerekli nedenlerin var oldugunu gösteren işaretler vardır:



3. Bü tün Rus devrimi tarihi göstermiştir ki, dev­



rimci hareketin bütün ayaklanmaları ancak böyle



57



ekonomik kitle h areketieri temeli üzerinde başlamış­



tır.



Bu



konferans ilan eder



ki:



1- Bütün Parti örgütleri bu hususlara en ciddi dik­



kati vermeli, bunlar h akkında daha eksiksiz bilgi



toplamalı ve b u sorun 5. Parti kongresi gündemine ko­



nulmalıdır.



2- Mümkün olan en fazla sayıda Parti üyesi, kitle­



ler arasında ekonomik aj itasyon çalışmasında yo­



gu nlaşmalıdır: 3 - Bu ekonomik hareketin, Rusya'da gelişmekte



olan devrimci krizin tamamının ana kaynagı ve temeli oldugu kabul edilmelidir.



V. PARTİSİZ İŞÇİLERİN ÖRGÜTLERİ VE PROLETARYA ARASINDAKİ ANARŞiST SENDiKALİST ECiLiM M ademki:



ı . R. S . D . İ . P . saflan arasında , Yoldaş Axelrod'un



partisiz işçiler kongresinde yaptıgı aj itasyonla ilgili



olarak (Larin, Scheglo, El, Ivanovsky. Mirov ve Odes­



sa'daki yayın organı Osvobozhdeniye Tr uda' nın tem­ sil ettigi) amacı S osyal-D emokrat İşçi Partisini yıkmak ve yerine p roletaryanın part isiz p olitik örgütünü kurmak olan bir egilim ortaya çıkmıştır. 123ı



(23) Burada tasfiyecilige atıf yapılmaktadır. Tasfiyecilik, 1 9051 90 7 devriminin yenilgisinden sonra Menşevik Sosyal­



Demokratlar arasında yaygın olan oportünist bir eğilim. Tas­ fiyeciler, işçi sınıfının devrimci yeraltı partisin i n tasfiyesini Istediler ve işçileri, çarlığa karşı yapılan devrimci mücadeleyi durdurmaya çağırdılar. Devrimci sloganlan terkederek ve sa­ dece çarlık hükümetinin izin verdiği legal faaliyetlere girerek partisiz "Işçiler Kongresi" toplamak ve bir oportü ni st ""Geniş Işçiler Partisi" örgütlernek istediler. Lenin ve diğer Bolşevikler devrim davasına ihanet eden tasfiyecileri ısrarla teşhir ettiler. Tasfiyeciler kitleler arasındaki yerini kaybe tti . Rus Sosyal­ Demokrat Işçi Partisi'nin 19 1 2 Ocağındaki Prag Konferansı tasfiyecileri partiden kovd u .



58



2. Bunun yanı sıra . Parti dışında ve



gerçekt en



Par­



tiye karşı, anarşist sendikalist ajitasyon, proletarya arasında, p artisiz işçi kongresi ve partisiz örgütlerin kullandıklan sloganın aynısı kullanılarak yürütül­ mektedir.



(Sop uznoye Dyelo



ve onun Moskova'daki



grubu, Odessa daki anarşist basın. vs. ) :



3. R. S . D . İ . P. nin Kasım ayı Bütün Rusya kongre­ Partimizde partisiz



sinde alınan karara ragme n . örgütler



kurmakla



ilgili



bir



dizi



yıkıcı



faa l iyet



görülmüştür. 4.



Diger taraftan R. S . D . İ . P .



devrimci ayaklan­



manın az çok yogun dönemlerinde işçi sınıfı arasında Sosyal - D emokrat



etkiyi



genişletmek



ve



S osya l ­



Demokrat işçi hareketini güçlendirmek için İşçi Mil­ letvekilleri Sovyeti gibi belirli partisiz örgütlerden yararlanmak niyetini h içbir zaman inkar etme­ miştir.



(Proletary



Sayı: 3 ve 4'teki St. Petersburg Ko­



mitesi'nin ve M oskova Komitesi'nin işçi kongresi hakkındaki Eylül kararianna bakınız) : 5.



Henüz başlamakta



olan canlanma.



Sosyal­



Demokrat hareketi geliştirmek amacıyla İşçi Millet­ vekilleri Sovyetleri,



İşçi D elegeleri Sovyetleri, vb.



gibi, partisiz temsilcileri olan işçi sınıfı kurumlan örgütlernek veya bunlardan yararlanmak fırsatını yaratmaktadır: aynı zamanda Sosyal-Demokrat p ar­ ti örgütleri unu tmamalıdırlar ki, p roleter kitleler arasında Sosyal-Demokrat faaliyetler hakkıyla. et­ kili ve geniş bir şekilde örgütlendigi takdirde bu çeşit kuruluşlar gerçekten gereksiz hale gelebilir. Bu konferans ilan eder ki: 1-



Proletarya



arasınd aki



anarşist-sendikalist



harekete ve Sosyal-Demokrat Parti içinde Axelrod'un ve



Larin'in



fikirlerine



karşı



en



kararlı



ideoloj ik



mücadele verilmelidir:



2- R. S.D . İ .P . ' rıi içerden zayıflatmak veya onu Sos­ yal-Demokrat Parti yerine partisiz politik proleter



59



örgütleri



kurmakta



kullanmak için yapılan tüm



yıkıcı ve demagoj ik girişimiere mücadele verilmelidir.



karşı



en



kararlı



3- Sosyal-Demokrat Parti örgütleri. gerektigi tak­



tirde, Sosyal- Demokrat İşçi Partisi'ni geliştirmek ve



güçlendirmek amacıyla



kesin olarak Part i çizgi­



lerinde olmak koşuluyla. partiler arası işçi D elegeleri Sovyetleri'n e , İşçi Milletvekilleri Sovyetleri'ne ve bu örgütler temsilcilerinin kongrelerine katılabilir ve bu tür örgütler kurabilirler; 4- Sosyal -Demokrat Partinin geniş proleter kitle­ ler arasındaki e tkisini yaymak ve güçlend irmek amacıyla, bir taraftan sendikalar örgütlernek ve bun­ lar içinde Sosyal-Demokrat propaganda ve aj itasyon



yürütme gayretlerini artırmak ve diger taraftan



da



işçi sınıfının daha geniş kesimlerini her çeşit parti örgütlerinin faaliyetleri içerisine çekmek esastır.



1 5- 1 8 Şubat (28 Şubat-3 Mart) 1 907'de yazıldL Proletary'nın 4 Mart 1 90 7 Tarihli 1 4. sayısında yay ımlandı.



60



BÖLÜM: VID MEVCUT DURUMUN DEGERLENDİRMESİ



Ru s Sosyal-Demokrat İşçi Partisi'nin önümüzdeki Bütün-Ru sya konferansının gündemi "Mevcut d u rum ve Parti'nin p;örevleri" sorunu nu içermektedir. Parti örgütlerimiz (bu konuda Moskova ve S t . Petersburg b ü t ü n diger merkezlerden öndedir) kuşkusuz çok büyük önem taşıyan bu sorunu sistemli bir şekilde tartışmaya şimdiden başlamışlardır. Kurtuluş hareketindeki bugünkü sükunet. başıboş gericilik, ihanetler ve demokratlar kampındaki ka­ ramsarlık. Sosyal-Demokrat örgütler içindeki kısmi parçalanma ve kriz dönemi. devrimimizin ilk kam­ panyasının esas derslerini öncelikle hesaba katmayı, özellikle hayati kılar. t ı k planda kelimenin dar an­ lamıyla taktik derslerin degil, devrimin genel dersle­ rinin sözünü ediyoruz. Ve buna ilişkin olarak, ilk so­ rumuz şu olacaktır. 1 904 ve 1 908 yılları arasında Rus­ ya'da güçlerin politik dengesi ve sınıfların gru plaş­ masında yer alan obj ektif degişiklikler nelerd ı r . 1 2 41 Kanımızca ana degişiklikler şu beş gruba indirgenebi­ llr:



ı - Otokrasinin köylü sorunundaki tarım poli ti­



kasında



esaslı bir degişiklik



olmuştur:



eski



köy



124) Yani 1 905· 1907 dl"vrimlndcn sonra. 61



Immününün gü çle nd ırtlmesı ve desteklenmesi yerine hızlı bir polis tahribatı politikası ve bu komünün ta­ 12 lan edilmesi geçmiştir. 51 2 - Kara- ı oo asillerinin ve büyük buıj u vazinin temsil hazırlıkları ileriye dogru muazzam bir adım atmıştır: Eskiden tüccar ve asille­ rin seçimle kurulan mahalli komiteleri ve bunların bütün Ru sya çapında temsil edilmeleri için yapılan tek tek teşebbüsler yerine . şlmdi tek bir temsil organı.



bu sınıflar için egemenligin garanti edildigi Devlet Duması vardır. Serbest mesleklerin -köylü ve prole­ tarya hariç- temsil edilmeleri bu amacı otokrasiyi



güçlendirmek olan. sözde "anayasa]" kurumda bir uzantı ve b ir safra rolüne indirgenmiştir.



3-



Bu



dönemde ilk defa , sınıflar kesin çizgilerle birbirlerin­



den



ayrılmış



ve



açık



p o litik



mücadelede



şekil­



lenmişlerdir: mevcut açık veya gizli (yarı gizli demek



daha dogru olur, çünkü Rusya'da . devrimden beri tam anlamıyla gizli partiler mevcut degildir) politik par­ tiler, üç yılda, geçen yarım yüzyılda oldugundan yüz



kere daha olgun hale gelen sınıfların çıkarlarını ve



görüşlerini daha önce görü lme d ik bir dogru lukla



açıklamaktadırlar. Kara- 1 00 asilleri, ulu sal "liberal"



burj uvazi, küçü k buıj uva demokratları (Sosyalist Devrimciler'in küçük Sol kanadı ile birlikte Trudo­ vikler) ve proleter Sosyal-Demokrasi. bu nların tümü bu dönem boyunca gelişimlerinin "cenin" aşamasını



tamamlamışlar ve yıllar öncesinden, karakterlerini



kelimelerle



degil,



fa kat



kitle



ha reketlerini



ve



gerçeklerle belirlemişlerdir. 4 - D evrimden önce libe­



ral ve liberal Narodnik "demegi" veya ulusun sözcüsü ve "aydın" kesimi olarak bilinen ne varsa -geniş zen­ ginler, asiller ve e ntelektü eller kitlesinin, zemstvo-



[25) 9 Kasım [22 Kasım) 1 906'da Balkanlar Konseyi başkanı Stolyp i n köylülerin komünlerden ayn i malarına ve ayn çift likler kurma larına izin veren bir toprak kararnamesi çıkardı. Fakir köylüleri tamamıyla fakirleştiren ve kulaklara çıkar sa ğ layan Stoly p i n toprak reformu, kulakları çarlığın kırsal alanlarda­ ki kalesi haline getirmeyi amaçlıyord u . 62



lar' a ,



ü n iversitelere ,



tüm



"nezih"



basına,



vs .ye



yayılan, bütünleyici ve homojen bir şey gıbı görünen "muhalefet"! -büyük ö lçüde , devrtınd e kendilerini buıj uvazinin destekçileri ve ideologlan olarak ortaya koydular ve sosyalist proletaryanın ve demokratik köylülügün kitle mücadelesi konusunda, bugün her­



kesin karşı-devrimci olarak görebileceği bir pozisyo­ na geçtiler. Karşı-devrimci liberal burjuvazi doğmuş­ tur ve büyümektedir- ve bu gerçek. "ilerici" legal basın tarafından inkar edildiÇ}i için veya oportünistlerimiz. yani Menşevikler, bu konuda susuyarlar ve bunu an­ lamıyorlar d iye, gerçek olmaktan çıkmaz. 5Ülkedeki milyonlar, gerçekten kitle mücadelesinin ve dolaysız devrimci mücadelenin, bir "genel grev"i. top­ rak sahiplerinin kovulmasmı. yazlık köşklerinin yakılmasını ve açık silahlt ayaklanmayı içeren, en değişik biçimlerinde pratik d eney kazanmışlardır. Devrimden önce henüz devrimci olmuş kişi veya sınıf bilincine ulaşmış b ir işçi, bir politik krizin gelişim yolu hakkındaki önceki bir dizi kavramları esaslı bir şekilde degiştiren bu gerçegi, bu gelişimin temposunu, pratik içinde kitlelerce yaratılan tarihin diyalek­ tigini anlayamaz. Bu deneyin kitlelerce degerlen­ dirilmesi , sadece politika d a çoc u kluk yaşında ol­ mayıp, bazen de oldukça yaşlı olan çocukları büyü ­ leyen. ülkenin politik h ayatının yüzeyindeki birçok olaydan



çok daha



b üyük bir önemi olan.



gözle



görülmeyen, acı dolu ve yavaş bir süreçtir. Proleter kitlelerin devrim boyunca ve (kronoloj ik sıraya göre) gösterilerinden



b a şlayıp ,



ayaklanmalar



yoluyla



" p a rlamenter" faaliyetlere kadar, mücadelenin her alanındaki lider rolü , bir bütün olarak bakarsak. bu dönemde, görmek isteyenler için çok açık bir hale gel­ miştir. Bunlar. Ekim öncesi1261 Rusya'sıyla bugü nkü Ru sya (26) Yani Ocak 1 905'tekl Bütün-Rusya politik grevi öncesi. 63



arasında bir uçurum yaratan obj ektif degişiklik­ lerdir. Bunlar. tarihimizde olaylarla dolu üç yılın sonuçlarıdır; dogaı olarak b u sonuçlar. söz yerin­ deyse, birkaç kelime ile en önemli ve esas olanların anahatlanyla belirtilebilecegi kadar. özet halinde ve­ rilmiştir. Şimdi b u sonuçlann taktikler alamnda zo­



runlu kıldıgı kararlan inceleyelim. Otokrasinin



tarım



p olitikasındaki



degişikligin,



Rusya gibi "köylü" bir ü lke için fevkalade büyük önemi vardır. Bu d egişiklik bir rasiantı degildir. idari mevzuattan



dogan



bir



kararsızlık



bürokrasinin bir b u l u şu



tarımsal Bonapartizm'e,



sunda



hiç



da



degildir.



degildir. H ayır.



bu



köylü toprak ilişkisi konu­



liberal bir p olitikaya



( ekonomik anlamda



alırsak burj uva demek gerekir) dogru esaslı bir kay­ madır. Bonapartizm eski. ataerkil veya feodal. basit ve katı.



temelini yitirmiş bir monarşinin manev­



rasıdır: düşmernek için cambaz telinde yürümek. yönetmek için ilerlemeler yapmak. taraftar toplamak için rüşvet dagıtmak. sadece süngü gücüne dayanma­ mak



için



toplumu n



h aşarat



t a kımıy l a ,



basit



hırsızlarla ve dolandıncılarla ü lfet etmek zorunda olan bir monarşi. Monapartizm. Marks ve Engels'in Avrupa'nın modem tarihindeki bir dizi gerçeklerle ortaya koydugu. herhangi bir buıj uva ülkede mo­ narşinin obj ektif olarak gerekli olan evrimidir. Ve Stolypin'in, bu noktada hem Kara- 1 00 toprak agaları hem de Oktobrist1271



burj uvazi tarafından tamamen



bilinçle ve azimle desteklenen. tarımsal Bonapar(27) Oktobristler veya 17 Ekim Birli�i · Büyük kapitalistlerin 1 905 Kasım'ında kurulan monarşist partisi. Partinin ismi çarın Rusya için anayasal özgürlükler vadeden ı 7 Ekim ı 905 tarihli Manifesto'suyla dayanışma ifade etmekteydi . Bu parti halka karşı b i r faal iy e t yürütmüş, büyük burjuvazinin ve çiftliklerini kapitalist çizgilerde işleten toprak ağalannın e go ­ ist çıkarlarını savunmuştur. Oktobristler çann gerici iç ve dış politikasını tamamen desteklemişlerdir. Ekim Sosyalist Dev­ rimi'nin zaferinden sonra, O k tobristler, Kadctlerle birlikte ve yabancı emperyalistlerin de yardımıyla Sovyet halkına karşı silahlı mücadele örgütlemişlcrdi r.



64



tizm'i. eger Rusya'da bizzat köy komününün kendisi kapitalist



bir yönde



gelişiyor olmasaydı ve eger



kornündeki otokrasinin "zenginleşin" . "Komünü ta­ lan edin ama beni destekleyin" diye çagnda bulunabi­ lecegi, otokrasinin flörte başlayabilecegi unsurlar ol­ masaydı. dogması ile ölmesi bir olurdu ; iki yıl bile dayanması çoktur. Bu nedenle Stolypin'in tarım poli­ tikası üzerinde yapılacak herhangi bir degerlen­ dirme, bir yandan onun Bonapartist yöntemlerini, diger yandan da onun buıj uva (yani liberal) özünü he­ saba katroadıkça mutlaka hatalı bir yorum olacaktır. Örnegin,



bizim liberallerimiz



Stolypin'in



tarım



politikasının Bonapartizm oldugu hakkında donuk görü şlerini, bu politikanın polis karakterin e . me­ murların köylü işlerine yaptıklan budalaca mü da ­ halelere, vs. vs . . saldırarak açıklamaktadırlar. Fakat Kadetler, "geleneksel" kır hayatımızın temellerinin şiddetle parçalandıgını söyleyerek feryat ederse. on­ lar karş ı-devrimci çıgırtkanlar olurlar.



Eski Rus



kırsal bölgelerinin temellerinin şiddetli. devrimci bir parçalanışı olmaksızın Rusya gelişemez. Mücadele katılaniann bir çogu bunu fark etmese de- sadece , köylülere



karşı



bir toprak agaları manar-şisinin



şiddeti mi, yoksa toprak agalarına karşı bir köylü cumhuriyeti mi olacagı konusunda devam etmekte­ dir. Her iki durumda da Rusya'da . tarımsal devrimin başka



hiçbir



ç e şidi



degil ,



bir



b u rj uva



devrimi



kaçınılmazdır, fakat birinci durumda b u , yavaş ve ıstıraplı, ikinci durumda ise geniş, h ızlı ve rahat ilerleyen bir devrim olacaktır. İşçilerin partisinin bu ikinci yol için mücadelesi tarım programımızda be­ lirlenmiş ve açıklanmıştır- bu programın "beledi­ yeleştirme" anlamsız fikrinin ileri sürüldügü kısmın­ da degil, bütün mülk topraklanna el konulmasından söz eden kısımda. Üç yıllık deneyden sonra, bu el koy­ ma mücadelesi ile cumhuriyet mücadelesi arasındaki



65



ba�ı gö.rmey en kişiler, belki d e , h ala sadece



MenşeVikler arasında bulunabilir. Stolypin'in tanm politikası eger çok uzun bir zaman sürdürülseydi, eger



bu politika kır kesimindeki toprak ilişkilerini tama­ men ve sırf burjuva çizgilerde yeniden kursaydı, bizi b u ij uva toplumunda herh angi bir t arım prog­ ramından vazgeçmeye zorlayabilirdi (bugüne kadar Menşevi.kler bile, hatta Menşevi.kler arasında Cherev­ anınler tanm programımızı reddetme noktasına var­ mamışlardır) . Fakat Stolypin'in politikası, hiçbir şekilde bizi bugÖnkü taktikletimizi degiştirmeye sev­ kedemez. "Mülk topraklara el konulması" programda olduguna göre bundan çıkan devrimci taktikleri (ke­ limenin dolaysız ve dar anlamıyla "devrimci") sadece çocuklar göremez. Ve sonınu , madem ki Stolypin'in politikası "iflas" etmektedir o halde uyanış yakındır şeklinde ortaya koymak yanlıştır. Bonapartist metot­ lann başansızlıga ugraması. köy komününü kulak­ lann talanı politikasının başansızlıgı anlamına gel­ mez. Ve, tam tersine, Stolypin'in şimdi ve gelecek yıllarda kır kesimindeki "başarı"sı köylülük içinde mücadeleyi söndürmeyecek, alevlendirecektir: çünkü "amaç"a yani tamamıyla burjuva köylü ekonomisi­ nin nihai ve kesin pekiştirilmesine ancak uzun, çok uzun bir yolla ulaşılır. Stolypin'in h emen önü­ müzdeki yıllardaki "başarı"sı olsa olsa bilinçli bir şekilde karşı-d evrimci Oktobrist köylüler taba­ kasının ortaya çıkmasına yol açabilir. fakat işte zen­ gin azınlıgın politik olarak bilinçli ve birleşik bir güç haline geldigi. tam böyle bir dönüşümdür ki, demok­ ratik kitlenin böyle bir azınlıga karşı politik bilinci­ nin ve birliginin gelişmesine kaçınılmaz olarak mu­ azzam bir h ız verir. B iz Sosyal-Demokratlar "dolan­ dırıcılar" ile "toplum" arasındaki kendiliginden, dagınık, kör dögüşünün. Oktobristlerle Trudovikler arasında açık ve bilinçli bir mücadeleye dönüş66



mestnden daha 1y1 bir şey umamazdık. Şimdi Duma soru nu



üzerine e�ilelim. Şüphesiz Id



bu Kara - 1 00 "anayasa!" organı mutlak manarşının Bonapartizm ' e



dogru



birer gelişimidir.



Bonapar­



tizm'in yukanda işaret ettigirniz bütün görünümleri, bugünkü seçim kanununda, Kara- 1 00 temsilcileri artı Oktobristler şarlatan çogunlugunda sahte Avrupa taklitçiliginde, harcanışı iddialı bir şekilde "ulusun t e msilcileri" akında ve



t a rafından



Duma



otokrasinin



kontrol



edilen



tartışmalarının ve



pratik



politikasında



kred i lere



kararlarının



katiyen



dikkate



alınmamasında son derece açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Gerçekten hakim Kara- l OO'ler otokrasi­ si



ile



bir



burj uva



"anayasa"sının



gösterm eligi



arasındaki çelişki kendini gitgide daha fazla açıga çıkarmakta ve yeni bir devrimci krizin unsurl arını da bununla birlikte getirmektedir.



Otokrasi, D u ­



ma'nın yardımı ile gizlenecek, süslenip püslenecek, donatılacaktı: gerçekte Kara , l OO-Oktobrist D u ma hergünkü varlıgı ile, devlet gücümüzün gerçek karak­ terini, gerçek sınıf temellerini ve Bonapartizmini or­ taya koymakta , gözler önüne sermekte ve teşhir et­ mekt edir.



Bu



münasebetle



Engels'in



(Bernstein'e



yazdıgı 27 Agustos 1 883 tarihli mektubundal mutlak



monarşiden anayasal monarşiye geçişin anlamı üze­



rinde yaptıgı dikkate deger ölçüdeki derin gözlemini hatıriamamak elde degildir. Genel olarak liberaller ve özellikle Rus Kadetleri böyle bir geçişte kendi dile düşmüş ''banşçı" ilerlemelerinin cevherini ve bunun garantisini göre dursunlar. Engels, anayasal mo­ narşinin, feodaller ile buıjuvazi arasındaki tayin ed(·



ci mücadeleyi kolaylaştıran bir devlet biçimi olarak tarihsel rolüne işaret etmiştir. Engels şöyle yazar: "İşte bu mücadele, feodalizm ve buıjuvazi arasındaki eski mutlak monarşi yürürlükteyken tayin edici sonuçlara götürülemezdi, ancak anayasal monar-



67



şinin yürürlükte oldugu düzende sürdürülebilirdi



ıtngiltere. Fransa 1 789-92 ve 1 8 1 5-30). bu nedenle bur­ j uvazi ve proletarya arasındaki mücadele de ancak bir cumhuriyet içinde yapılabilir . " Burada Engels. gerici karşı - devrimc i b i r yasama meclisi olan meşhur Chambre Introuvable'in, bizim Üçüncü Duma'dan muhtemelen daha az olmayan bir şiddetle. Beyaz Terörü devrime karşı azgın deliler gibi destekledigi



1 8 1 6 Fransa ' sına ,



d igerleri arasında.



anayasal monarşi adını veriyor. Bu ne demektir? En­ gels. mu tlakiyetin devrimcilerle olan mücadelesinde mu tlakiyeti



dest ekleyen



kapital istlerin ve



toprak



agalarımn temsilcilerinin gerici meclislerini gerçek­ ten anayasal kurumlar mı saymaktadır? Hayır. Bu . bir anayasanın asılsız oldugu nu kanıtlayan kurum­ lar, gerçek bir anayasa için verilecek mücadeleyi tutuşturdugunda ve yeni devrimci bulıranların geliş­ mesinde bir aşama oldugunda tarihi koşullar ortaya çıkar anlamına gelmektedir. Devrimimizin ilk kam­ panyasında halkın çogunlugu hala otokrasiyle gerçek bir



anayasada



uzlaşmanın



mümkün



olacagına



inanıyord u ; ve Kadetler tüm politikalarını, bu inancı sistemli bir şekilde halk arasında korumak üzerine kurdu .



Bu



önderligin i ,



konuda



Tru d ovikler



de



Kadetl erin



h iç değ;ilse yarı yola kadar izlediler.



Şimdi otokrasi, Üçüncü D uma'sı ile . pratikte halka hangi "anayasa" ile "uzlaşabileceğ;ini"



göstermekte­



dir. Böylelikle de otokrasiye karş ı dah a kararlı ve daha geniş bir mücadeleyi yakınlaştırmaktadır. Bundan, bu arada, eski "Kahrolsun o tokrasi" slo­ ganımızı



"Kahro lsun



değ;iş t irmenin



çok



Üçüncü



yanlış



D uma"



o la cagı



sloganıyla



ç ı kmakta dır.



"Kahrolsun D uma" gibi bir slogan hangi koş ullar altında anlam kazanabilir? Dolaysız iç savaş nok­ tasına



68



gelişen,



çok



keskin



devrimci



b ir buhran



döneminde, liberal. re l ormc u . uzlaşıcı bir Duma ile karşı karşıya oldugumuzu "a r