SORU KİTABI SERİSİ MİKROBİYOLOJİ [11 ed.]
 978605366454 [PDF]

  • 0 0 0
  • Suka dengan makalah ini dan mengunduhnya? Anda bisa menerbitkan file PDF Anda sendiri secara online secara gratis dalam beberapa menit saja! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ --------------------------------------------------------------------



MİKROBİK DÜNYA >____________________________________________________________* 1.



Aşağıdaki özelliklerden yanlıştır?



hangisi



Dikkat gerektiren sorulardandır. Bakteriler sitoplazmik membranlarında sterol bulundurmazlar. Tek istisnası Mycoplasma’dır. Soruda da sadece A ve D seçeneği bakteridir.



prionlar için



B) İnflamasyona neden olmazlar.



Bakterilerde (prokaryot) sitoplazmik membran fosfolipidler, proteinler ile az miktarda karbonhidrattan ve trigliseritten oluşur. Lipoprotein ve sterol içermez. Bir tek Mycoplasma’nın sitoplazmik membranı sterol içerir.



C) İnterferon salmımına neden olurlar. D) Tanıda serolojik yöntemler faydasızdır.



B, C ve D seçenekleri ökaryotik canlılardır ve hücre zarında sterol bulundururlar.



A) DNA ve RNA içermezler.



E) Spongiform ensefalopati tipik lezyondur. Sorunun amacı prionların protein yapıda olmalarına rağmen proteinlerin sahip olduğu özellikleri taşımadığının bilinmesidir.



Doğru cevap: A



3.



Prionlar protein yapıda olmalarına rağmen antijenik özellik göstermezler, immün yanıt, antikor cevabı, interferon salınmasına neden olmazlar. Prionlar DNA ve RNA içermeyen, nükleazlara dirençli özel protein yapılı etkenlerdir. Prionlar ısı ve dezenfektanlara çok dirençli, immün yanıt ve antikor oluşturmayan protein yapılardır. Nöronlarda vakuolizasyon ve amiloid plak birikimi ile karakterize olan süngerimsi (sponjiyoform) ensefalopati tipik lezyondur. insan prion hastalıkları sterilize edilmeyen beyin elektrodları ve diğer cerrahi aletlerle, kornea transplantasyonu ile, insan dokularından hazırlanan büyüme hormunu ve gonadotropin ile enfekte dokunun yenilmesi ile bulaşabilmektedir. Tanısında serolojik yöntemlerin faydası yoktur. İnsanda yaptığı başlıca klinik tablolar; • Creutzfeldt-Jakob (en sık) • Kuru • Fatal familial insomnia • Gerstmann-Straussler-Scheinker hastalığı Doğru cevap: C



2.



Aşağıdakilerden hangisinin oluşturması beklenmez? A) Bakteri



İnsan patojenlerinin bilinmesi istenen temel bilgi somlarındandır. Viroidier,_kapsidsiz tek telli RNA viruslarıdır, otonom olarak hücre çekirdeğinde replike olabilirler ve bitki hastalıklarına yol açarlar. Diğer çıplak RNA’ların aksine nükleazlara dirençlidir. Prionlar, insanda Kuru, Creutzfeld-Jacop, Fatal familyal insomnia, Gerstmann-Straussler-Scheinker hastalığı yapan etkenlerdir. Diğer seçenekler de insan enfeksiyonlarına yol açan etkenlerdir. “Tıbbi önem taşıyan mikroorganizmaların karşılaştırılması’’ başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: B



4.



Ökaryotik hücrede bulunmaz?



A) Chlamydia trachomatis



C) Mitokondri



E) Sporothrix schenkii



D) Protozoon E)Fungus



A) Lizozom



D) Mycoplasma pneumoniae



hastalık



B) Viroid



C) Prion



Aşağıdakilerden mikroorganizmalardan hangisi sitoplazmik membranda sterol yapısı içermez?



B) Giardia intestinalis C) Candida albicans



insanda



aşağıdakilerden



hangisi



B) Hücre duvarı D) Mitotik bölünme E) Ribozom



Ökaryotik ve prokaryotik hücre organalleri mikrobiyolojinin en temel konularındandır. Hücre duvarı bakterilerde yani prokaryotik hücrede bulunan yapıdır. Ökaryotları çevreleyen hücre membranı peptidoglikan içermez ve hücre duvarı yoktur. Ökaryotik hücrelerde nükleus, nükleus membranı ve birden fazla kromozom mevcuttur. Ökaryot hücre sitoplazmasında lizozom, endoplazmik retikulum, mitokondri, ribozom (80 S büyüklüğünde) ve golgi bulunur. “Prokaryot ve ökaryot hücrelerin özellikleri" başlıklı tabloya ve “Ökaryot ve prokaryotların başlıca özellikleri" başlıklı şekile bakınız. |



P rokaryot ve ö ka ryo t h ü c re le rin ö z e llik le ri



Özellik



Prokaryot Hücre (Bakteri)



ı



Ökaryot Hücre (Mantar, parazit, insan hücresi)



Gerçek çekirdek



Yok



Var



M itotik bölünme



Yok



Var



Histonlarla eşleşmiş DNA



Yok



Var



Kromozom sayısı



Tek (Haploid)



Birden fazla (Diploid)



Mitokondri



Yok



Var



Endoplazmik retikulum



Yok



Var



Lizozom



Yok



Var



70 S (50S+30S)



80 S (60S+40S)



Doğru cevap: B



5.



Ribozomun büyüklüğü Peptidoglikan hücre duvarı



hastalıklardan



hangisinin



etkeni



A) Progresif multifokal lökoensefalopati B) Subakut sklerozan panensefalit



Var



Yok



Hücre zarı ile



Mitokondrilerle



Hücre zarında sterol



Yok (mikoplazma ureaplazma hariç)



Var



Çekirdek zarı



Yok



Var



Solunum



Aşağıdaki priondur?



C) Creutzfeldt-Jacobs hastalığı D) Kaposi sarkomu E) Zona zoster Soru hastalıkların etkenlerini sorgulayan direkt ezber sorusudur. Prionların özellikleri ve yaptıkları hastalıklar sınavlarda sık karşılaşılan sorulardandır. Spongioform (süngerimsi) ensefalopati yapar diye de sorulabilir. Creutzfeldt - Jacobs oluşturulur. Progresif virüstür.



multifokal



hastalığı,



prionlar tarafından



lökoensefalopati,



etkeni



JC



Subakut sklerozan panensefalit, kızamık sonrası oluşan tablodur. Kaposi sarkomu, etkeni HHV-8’dir. Zona zoster, tablosudur. Doğru cevap: C



VZV’ninoluşturduğu



latant



enfeksiyon



T ıb b i önem taşıyan m ikroorganizm a ların karşılaştırılm ası Ö z e llik le r



V irü s le r



B a k te r ile r



M a n ta r la r



P ro to z o o n la r



-



Var



Var



Var



0.02-0.2



1-5



3-10



15-25



Hücreler Ortalama ölçüler (um) Nükleik asit



DNA ya da RNA



DNA+RNA



DNA+RNA



DNA+RNA



Çekirdek tipi



Yok



Prokaryotik



Ökaryotik



Ökaryotik



Ribozom



Yok



70 S



80 S



80 S



Mitokondri



Yok



Yok



Var



Var



Dış yüzey yapısı



Protein kapsid ve lipoprotein zarf



Peptidoglikanlı sert duvar



Kitinli sert duvar



Esnek membran



Hareket



Yok



Bazılarında var



Yok



Pek çoğunda var



Çoğalma şekli



Replikasyon



İkiye bölünerek eşeysiz



Bölünerek, eşeyli veya eşeysiz



İkiye bölünerek eşeyli veya eşeysiz



7. Prionların İnsanda Yaptığı H astalıkları;



Prion proteini PrPscSC ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?



j



• Kuru • Creutzfeldt-Jakop • Fatal familyal insomnia



A) Daha çok a heliks şeklinde katlanma gösterir. B) Proteazlara dirençlidir. C) Hücre yüzeyinde saptanır. D) Amino asit dizilimi hücresel PrPc”den farklılık gösterir.



• Gertsman Straussler Sendromu



6.



Aşağıdakilerden hangisi mikroorganizmalardan biridir?



E) Antijenik yanıta neden olur.



prokaryot



Daha önce prionların özellikleri ile ilgili sorulara karşılaşmıştık ama bu soruda bilinmesi gereken ek bir bilgi daha var. Soru ancak PrP nin patojen, PrPc’nin sellüler prion proteini olduğu bilinirse yapılabilir.



A) Toxoplasma gondii B) Mycoplasma pneumoniae C) Saccharomyces cerevisiae



Patojen prionlar proteazlara dirençlidir.



D) Enterobius vermicularis E) Candida albicans Bakteriler prokaryottur temel bilgisiyle kolaylıkla yapılabilecek sorudur. Şıklardaki tek bakteri Mycoplasma pneumoniae’dır. Toxoplasma gondii ve Enterobius vermicularis parazit, Saccharomyces cerevisiae ve Candida albicans mantardır.



Bakteriler



prokaryot



hücre



yapısına



sahip



Sellüler prionlar daha çok a heliks şeklinde katlanma gösterir. İnsanların sinir hücrelerinde, özellikle beyin ve serebellumda, hücre yüzeyinde bulunurlar. Aminoasit dizilimleri patojen prionlarla a yn ı özelliktedir. PATOJEN PRİONLAR (SCRAPIE PRİON PROTEİNLERİ, PRPSC) •



PrP (sellüler prionlar) ile aynı a m in o a s it dizilimindedirler.







Aminoasit farklılığı bulunmadığı için, insanda bunlara karşı antikor veya enflamasyon gelişimi söz konusu değildir.







Helikal yapısı düzleşmiş ve sertleşm iş, beta yaprak oranı artmıştır.







Kıvam ve üç boyut (konform asyon) farkları nedeniyle doğal proteazlara dirençli hal alırlar ve merkez sinir sisteminde birikirler.







İnsan prion hastalıkları (C re u tzfe ld t-Ja ko b h a s ta lık la rı, Kuru h a sta lığ ı, Fatal Fam ilial İnsomnia, Gerstman-Straussler-Scheinker).



canlılardır. golgi aygıtı, mitokondri gibi zarlı organeller bulunmaz. Temel organel ribozom ve sitoplazmik membrandır. Prokaryotlarda



v



J



Doğru cevap: B



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



J



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ







Direnç özellikleri: Kuru hava ile sterilizasyona, deterjanlara, 138 C’da 60 dakikada ve 121 C’da 4.5 saatte otoklav sterilizasyonuna dirençlidirler. Kontamine tıbbi aletlerin priondan arındırılması için en az bir saat 2 N NaOH içinde bekletilmesi ve sonra bir saat otoklav sterilizasyonundan geçirilmesi gerekir.



------------------------------------------------------------------- \



BAKTERİLERİN YAPISI VE SINIFLANDIRILMASI V___________________________________________________________________ i



1.



Sellüler prionlar (PrPc)



Aşağıdaki bakterilerden hangisinin porin defekti ile antibiyotik direnci geliştirebilme olasılığı en fazladır?







insanda, 20. kromozomun kısa kolundaki PRNP geni tarafından kodlanırlar.



A) Staphylococcus aureus B) Streptococcus pneumoniae







İnsanların sinir hücrelerinde, özellikle beyin ve serebellumda, hücre yüzeyinde bulunurlar.



C) Enterokok







Helikal, yumuşak amiloid proteinlerdir. Çok sayıda alfa sarmal, az oranda düzleşmiş kısımlar (beta yapraklar) içerirler.



E) Pseudomonas aeruginosa







Kas ve sinapslardaki repolarizasyon eyleminin sürdürülmesinde, uyku düzenlenmesinde, hormonal etkinliklerde ve beyinde bakır bağlanmasını sağlayarak, antioksidanlara benzer etki ile yaşa bağımlı bunamanın önlenmesinde rol oynarlar.







Biyolojik ömrünü tamamladıktan sonra sialik asitlerini kaybederler; proteazlarca kolayca parçalanırlar, ortamdan uzaklaştırılırlar.







Tüm insanlarda aynı m oleküler yapıdadırlar; im m ünojenitesinden söz edilemez; a n tik o r sentezini uyarmazlar.



Doğru cevap: B



Patojen prionların aminoasit dizilimi sellüler prionlarla aynı olduğu için insanda bunlara karşı antikor veya enflamasyon gelişimi söz konusu değildir!!!



V



J



S ellüler ve pato jen prio n lar arasındaki fa rk la r



Sellüler (PrPc)



Patojen (PrPsc)



Şekil



Çoğunlukla helikal Fazlaca düz (a sarmal) (6 yaprak) bölgeler yapıdadır içerir



Yapı



Yumuşak amiloid



Sert amiloid



İnsan proteazlanna



Duyarlı



Dirençli



D) Corynebacterium jeikeium Porin yapısının gram negatif bakterilerde bulunduğunun bilinmesiyle yapılabilecek bir sorudur ve sorudaki tek gram negatif bakteri Pseudomonas aeruginosa’dır. Gram negatif bakteri duvarında bulunan dış membran yapısı iipopolisakkarit tabakanın altında bulunur. Dış membranda bazı proteinler (porin, integral proteinler) bulunur ve hidrofobik yapıları dışarı atabilme yeteneğine sahiptir. Böylece hücreyi dış ortamın safra tuzu ve hidrolitik enzimlerinden korur. Dış membrandaki porinler, şeker, aminoasit, vitamin, gibi zorunlu maddelerin ve antibiyotiklerin hücre içine girişine izin vermektedir. Bazı büyük moleküllü antibiyotiklerin (vankomisin) ve lizozimin geçişi bu porinlerdeki defektler sayesinde engellenebilir ve direnç gelişebilir. Porin değişikliği ile karbapenem gibi küçük moleküllü antibiyotiklerin de girişi engellenebilir (Pseudomonas aeruginosa). Bazı antibiyotikler (aminoglikozid, polimiksin) LPS tabakadaki kalsiyum, magnezyum gibi yapılara bağlanarak hücre içine ulaşabilmektedir. Omp A dış membrandaki en büyük protein olarak göze çarpar ve dış membranı peptidoglikan tabakaya bağlar, Fpilusu için reseptör olduğu düşünülmektedir. Dış membran proteinleri aynı zamanda fajlar, bakteriyosinler ve piluslar için reseptör görevi de görürler. ‘‘Gram negatif bakterinin hücre duvar yapısı" başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: E



2.



Salmonella bakterilerindeki H antijeninin kaynağı aşağıdakilerden hangisidir? A) Flajellin B) LPS C) Fimbria D) Haptojenik oligosakkarid E) Pilus



Flagella, (kirpik, kamçı) protein yapıda ve bakterinin hareketinden sorumludur. Flajellar antijen ‘H antijeni’ olarak adlandırılır.



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



LPS, sadece gram negatif bakterilerde bulunur ve bakterinin parçalanması ile açığa çıkar. Endotoksin özellik gösteren tabakadır. Fimbria ve Pilus, küçük, protein yapıda, sitoplazma zarından kaynaklanan bakterinin yapışma (adezyon) işlevini sağlayan tüycüklerdir. Başlıca gram (-) bakterilerde bulunurlar. Piluslar yapı olarak aynı olmakla beraber adezyon yanında konjugasyon ile gen aktarımından da sorumludur (seks pilusu). Gonokokların başlıca virülans faktörüdür. Esherichia coli pilusları özellikle üriner sistem enfeksiyonları açısından en önemli virülans faktörlerindendir. Doğru cevap: A



3.



Aşağıdaki bakteri eşleşmelerinden hangisinin tanısında kapsül tiplendirmesi kullanılabilir? A) Pnömokok - Stafilokok B) Streptokok - Meningokok



Aşağıdakilerden hangisi sadece gram pozitif bakteri hücre duvarı yapısında bulunur?



C) Pnömokok - Klebsiella



A) L-alanin



D) Streptokok - Stafilokok E) Enterik bakteriler - Pseudomonas



C) L-lizin



Sorunun amacı bilinmesidir.



aslında



4.



kapsüllü



bakterilerin



Seçeneklerde Pnömokok ve Klebsiella türleri kapsül yapısı bulundurduğu için tanılarında kapsül tiplendirmesi (şişme testi, quellung testi) çok güvenilir bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Doğru cevap: C



B) D-glutamik asid D) D-alanin E) Mezodiamonopimelik asid



Bakteriler hücre duvarı yapısındaki farklılıklar sebebi ile gram pozitif ve gram negatif olmak üzere iki ana gruba ayrıldığından bu farklılıkların bilinmesi önemlidir. L-lizin sadece gram pozitif bakterilerde bulunur. Peptidoglikan yapı iki ana kısımdan oluşur; 1) Glikan bölümü: N-asetil muramik asit (NAMA) ve Nasetil glukozamin (NAGA) kompleksinden ibarettir. Bu yapılar birbirlerine peptid bağları ile (beta 1-4 glikozid) bağlanmış durumdadırlar. Bu bağlar lizozimin hedef bölgesidir. 2) T e tra p e p tid le r: Glikan yapıya bağlanan aminoasitler (L-alanin, D-glutamik asit, L-lizin/ diaminopimelikasit, D-alanin, D-alanin) tetrapeptit yapıyı oluşturur.



r



i i / Braur&o Lipoproteini Lipopolisakkarit



Dış membran



Periplazmik boşluk ve peptidoglikan



V



Fosfolipid



\ Peptidoglikan Integral protein



Gram negatif b akterin in hücre duvar yapısı



Plazma membranı



L-lizin sadece gram pozitif bakterilerde bulunur. Diaminopimelik asit daha sık olarak gram (-) bakterilerde lipoprotein tabakayı bağlar ve sadece prokaryot hücre duvarında bulunur. D-alanin tetrapeptidler arası çapraz bağlanmayı sağlar. Tetrapeptidler arasındaki çapraz bağlar yapının dayanıklılığını sağlar ve peptidoglikan yapının en sağlam bağlarıdır. Uçtaki iki D-Alanin vankomisin ve teikoplaninin başlıca etki bölgesidir.



Fimbria ve pilus küçük, protein yapıda, sitoplazma zarından kaynaklanan bakterinin yapışma (adezyon) işlevini sağlayan tüycüklerdir. Doğru cevap: C



6.



D - glutamik asid



Sadece gram negatif bakterilerde bulunan ve belirli substratları bağlayan molekülleri, transport için hazır hale getiren enzimleri ve beta laktamaz gibi antibiyotikleri parçalayan çeşitli enzimleri yapısında bulunduran bakteriyel komponent aşağıdakilerden hangisidir?



L-lizin/



A) Periplazmik aralık



B) Dış membran



C) Sitoplazmik membran



D) Peptidoglika



Doğru cevap: C



e



Flagellum (Kirpik, kamçı) flagellin denilen protein alt ünitelerden oluşurlar. Bakterinin hareketiyle ilgilidirler (kemotaksi).



\



L- alanin



Diaminopimelik asid



D- alanin



E) Kapsül Sadece gram negatif bakteri sorulduğu için C, D ve E şıkkı doğru olamaz. Bu yapılar hem gram pozitif hem de gram negatif bateriler de bulunabilir. Periplazmik aralık, sadece gram negatiflerde bulunur. Bu bölgelerde belirli substratları bağlayacak moleküller, transport için hazır hale getiren enzimler ve beta laktamaz gibi bazı antibiyotikleri parçalayan enzimler bulunur.



5.



Aşağıdaki bakteri yapılarından hangisi protein içermez? A) Sitoplazmik membran



B) Mürein



C) Endotoksin



D) Fimbria E) Flajella



Endotoksinler lipopolisakkarit yapıdadır. Protein içermez. Etkilerini lipid A kısmı ile oluştururlar. Makrofajlar, monositler ve diğer retiküloendotelyal sistemi uyararak sitokinleri salgılatır. Makrofajlardan IL-1 ve T lenfositlerinden İL - 2 ve diğer sitokinlerin salgılanmasını, kompleman sisteminin alternatif yoldan aktive edilmesini (C3a ve C5a oluşumuy­ la) sağlarlar. Sonuçta ateş, lökositoz/lökopeni, hipotansi­ yon, hipotermi, DIC,... gibi sepsis ve septik şok kliniği olu­ şur. Vücut sıvılarında ve intravenöz sıvılarda endotoksin varlığı Lymulus lisat testi ile anlaşılır. Sitoplazmik membran iki lipid tabakası içinde (fosfolipid, fosfotidil kolin, serebrozid, trigliserid) proteinlerden oluş­ maktadır. Peptidoglikan (Mürein) Arkebakteriler dışında, hücre duvarı bulunan tüm bakterilerde sağlamlık, direnç ve şekli sağlayan en önemli hücre duvarı katmanıdır. Glikan ve protein birimlerden oluşmaktadır.



Dış membran, gram negatiflerin hücre duvarının en dışında fosfolipid ve lipopolisakkaritten oluşan bir tabakadır. Dış membranda porin gibi bazı proteinler bulunur ve hidrofobik yapıları dışarı atabilme yeteneğine sahiptir. Dış membran porinlerinin yapısındaki defektlerle bazı büyük moleküllü antibiyotiklere karşı direnç gelişebilir. Ayrıca dış membran proteinleri aynı zamanda fajlar, bakteriosinler ve piluslar için reseptör görevi de görürler. Dış membran ile sitoplazmik membran arasındaki boşluğa periplazmik aralık adı verilir. Sitoplazmik membran, ökaryotik canlılardan farklı olarak yapısında sterol içermez (Mycoplasma hariç). Selektif geçirgenlik ve maddelerin transportunda kilit görev alır. Hücre duvarının protein sentezi için gerekli enzimler burada sentezlenir. Beta laktamaz gibi maddeleri parçalayan enzimler burada yapılır. Pekçok duysal ve kemotaktik protein de sitoplazma zarı ile ilişkilidir. Bakterilerde solunum işlevini gören sitokromlar da sitoplazma zarında bulunur. Kapsül, fagositozu önleyen virülans için çok önemli bir yapıdır. Ayrıca kapsül bakterilerin adezyonunda da rol alır. Peptidoglikan (Mürein), Arkebakteriler dışında, hücre duvarı bulunan tüm bakterilerde sağlamlık, direnç ve şekli sağlayan en önemli hücre duvarı katmanıdır. Glikan ve protein birimlerden oluşmaktadır. “Bakterilerin yapısı" başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: A



Kimyasal kompozisyon



Yapı



Fonksiyon



Esansiyel komponentler Peptidoglikan



Belkemiği şekerdir, yan zincir olan peptid çapraz bağlanmıştır



Sert yapı sağlar. Osmotik basınca karşı korur, penisilin ve sefalosporinlerin etki alanıdır. Lizozimle yıkılır.



Gram (+) bakterilerin yüzey lifleri



Teikoik asit



Majör yüzey antijenidir. Faj reseptörüdür.



Gram (-) bakterilerin dış membranları



Lipit A



Endotoksinin toksik komponentidir.



Polisakkarit



Majör yüzey antijenidir (0 antijeni). Laboratuvar tanıda sıklıkla kullanılır.



Periplazmik aralık



Dış membran ve plazma membranı arasında yer alır



Bazı hidrolitik enzimler ve beta laktamaz içerir



Sitoplazmik membran



Lipoprotein, sterol içermez



Oksidatif ve transport enzimlerinin bulunduğu bölge



Ribozom



RNA, 50S ve 30S subunitelerindeki protein



Protein sentezi; aminogtikozid, tetrasiklin, eritromisin, kloramfenikolün etki alanıdır.



NUkleozid



DNA



Genetik materyal



Mezozom



Plasma membranının invajinasyonu



Hücre yapılarına ve sekresyona katılır. DNA bağlanır, bölünmede rolü var.



Kapsül



Polisakkarit



Fagositoza karşı korur



Pilus ve Fimbria



Glikoprotein



iki tip tir: 1-hücre yüzeyine tutunmayı sağlar. 2-sex pilus konjugasyonda iki bakterinin tutunmasını sağlar



Nonesansiyel komponentler



Flagella



Protein



Hareketi sağlar



Spor



Dipikolinik asit, keratin tabaka



Dehidratasyon, ısı ve kimyasal maddelere karşı direnç sağlar



Plazmid



DNA



Toksinler ve antibiyotik rezistansı için bir tü r gen içerir



Granül



Glikojen, lip it, polifosfatlar



Glikokaliks



Polisakkarit



7.



Aşağıdaki bakteri hücre bileşenlerinden hangisi gram pozitif bakterilerde bulunmaz? A) Kapsül B) Peptidoglikan C) Dış membran D) Hücre membranı E) Plazmidler



Dış membran, periplazmik aralık ve lipopolisakkarit tabaka sadece gram negatif bakteri duvarında bulunan yapılardır. Dış membran, gram negatiflerin hücre duvarının en dışında fosfolipid ve lipopolisakkaritten oluşan bir tabakadır. Dış membranda porin gibi bazı proteinler bulunur ve hidrofobik yapıları dışarı atabilme yeteneğine sahiptir.



Sitoplazmadaki besin depolarıdır | Yüzeylere yapışmada görevli



Sitoplazmik membran ökaryotik canlılardan farklı olarak yapısında sterol içermez (Mycoplasma hariç). Selektif geçirgenlik ve maddelerin transportunda kilit görev alır. “Gram pozitif ve gram negatif bakterilerin hücre duvarları” başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: C



8.



Aşağıdakilerden hangisi gram (-) bakterilerin duvar yapısında ver almaz? A) Peptidoglikan tabaka B) Dış membran C) Teikoik asid D) Lipopolisakkarid E) Lipoprotein



Kapsül fagositozu önleyen virülans için çok önemli bir yapıdır.



Teikoik asitin sadece gram pozitif hücre duvarında bulunduğunu bilmek soruyu doğru cevaplamak için yeterlidir.



Plazmidler bakteri sitoplazmasında bulunan çift iplikli, çember şeklinde ve kendi kendine çoğalabilen DNA yapılarıdır. Bulunduğu hücrelere zarar vermezler. Başka hücrelere aktarılabilirler.



Teikoik asit, gram negatif bakterilerde bulunmaz sadece gram pozitif bakterilerde mevcuttur.



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



B a k te rile rin yapısı



Peptidoglikan hem gram pozitif hem de gram negatif bakterilerde bulunabilen yapıdır (Mikoplazma ve Klamidya hariç). Lipopolisakkarit ve dış membran, gram negatif bakteri duvarında bulunan komponentlerdir.



Periplazmik aralık, gram negatiflerde bulunan bir boşluktur. Belirli substratları bağlayacak moleküller, transport için hazır hale getiren enzimler ve bazı antibiyotikleri parçalayan beta laktamaz gibi enzimleri içerirler. Ayrıca peptidoglikan tabakadan bu boşluğa uzanan penisilin bağlayan proteinler de bulunurlar.



Lipoprotein, maddedir.



Septal mezozom, nükleoidin (DNA) tutunma yeridir ve bakterinin bölünmesinde rol oynar.



sitoplazmik



zarın



yapısında



bulunan



Dış membran, gram negatiflerin hücre duvarının en dışında fosfolipid ve lipopolisakkaritten oluşan bir tabakadır.



Gram p o z itif ve gram n eg atif b a k te rile rin fark la rı



Özellik



Gram Pozitif



Gram Negatif



Dış zar



Yok



Var



Hücre duvarı



Kalın



İnce



Yok



Var



Teikoik asit



Var



Yok



Spor



Bazılarında var



Yok



A) Seçici geçirgenliği sağlar. B) Solunum işlevini gerçekleştirir.



Kapsül



Bazılarında var



Bazılarında var



C) Ekzotoksinlerin sentez yeridir.



Lizozime duyarlılık



Duyarlı



Dirençli



D) Endotoksin özelliği gösterir.



Ekzotoksin üretimi



Bazılarında var



Bazılarında var



E) Sitoplazma zarının mezozom adını alır.



Penisilin hassasiyeti



Daha duyarlı



Daha dirençli



I



I



I Lipopolisakkarit



ı



Ribozom, protein sentezi yapılan organeldir. Doğru cevap: C



10. Aşağıdakilerden hangisi sitoplazma zarının bir özelliği değildir?



Sitoplazmik membran görevleri şöyle özetlenebilir:



Gram p ozitif bakterilerinin hücre duvarında üç yapı dikkat çekicidir. Teikoik asit dışında, Streptococcus pyogenes'de M proteini ve Staphylococcus aureus'da A proteini virülansda en önemli yapılardır ve bakteriyi fagositoza karşı korurlar.



J



Doğru cevap: C



9.



yerler



Sitoplazmik membran ekzotoksinlerin sentez ve salgı birimidir. Endotoksinler gram negatif bakterilerin yapısında bulunan organeldir.



Gram pozitif bakteri = Teikoik asit dersek süper olur.



V



içe kıvrım yaptığı



Beta laktamaz ve IgA proteaz gibi enzimlerin sentezini gerçekleştiren bakteriyel komponent aşağıdakilerden hangisidir?







Selektif geçirgenlik ve maddelerin transportunda kilit görev alır. Seçici geçirgen özelliği nedeniyle ozmotik basıncı ayarlayarak hücreyi korur.







Hücre duvarının sentezi, fosfolipid sentezi için gerekli enzimler (PBP) burada yapılır (biyosentez)







Maddeleri parçalayan hidrolitik enzimler (beta laktamaz, Ig A proteaz,...) burada yapılır.







Ekzotoksinlerin de sentez/salgı birimidir.







Pekçok duysal ve kemotaktik protein de sitoplazma zarı ile ilişkilidir.







Bakterilerde solunum işlevini gören sitokromlar sitoplazma zarında bulunurlar ve bu özelliği ile sitoplazma zarı ökaryotların mitokondri işlevini görmektedir denilebilir.







Elektron transport sistemi ve oksidatif fosforilasyon zarda gerçekleşir.



A) Ribozom B) Septal mezozom C) Sitoplazmik membran D) Dış membran E) Periplazmik aralık Sitoplazmik membran, hücrede kritik birçok işi yapar. Selektif geçirgenlik ve madde transportunda kilit rol alır. Ozmotik basıncı düzenleyerek hücreyi korur. Hücre duvarının protein sentezi için gerekli enzimler hep burada yapılır. Beta laktamaz ve IgA proteaz gibi hidrolitik enzimlerin sentezini sağlar. Mitokondrinin işlevini üstlenmiştir.



Sitoplazmik



membran



ökaryotların



mitokondri



işlevini görmektedir. Beta-laktamaz ve IgA proteaz gibi enzimleri ve ekzotoksinleri sentezler.



V



Doğru cevap: D



hidrolitik



J



Aşağıdaki bakterilerden bulunmamaktadır?



hangisinin



kapsülü



Teikoik asitin görevleri; •



Gram pozitif bakterilerin yüzey antijenitesini sağlar



A) Bacillus anthracis B) Neisseria meningitidis







C) Haemophilus influenzae B







Makrofajı uyarır, sitokin salınımına neden olur, antikor yanıtı oluşturur. Ribitol ve gliserolden oluşurlar.



D) Neisserria gonorrhoeae







E) Streptococcus pneumoniae Aynı soru tanısında kapsül şişme reaksiyonu kullanılan bakteriler olarak da sorulabilir. Neisserria gonorrhoeae kapsül yapısı içermeyen bakteridir. Pilileri en önemli virulans faktörleridir. Bunlarla tutunma, penetrasyon, sitotoksite ve fagositoz inhibisyonu yapar.







Gram pozitif bakterilerin fajları için reseptörleri taşırlar. Bakteriyi lizozimin etkisinden korur.



Doğru cevap: B



13. Bakterilerde hareketi aşağıdakilerden hangisidir? A) Pili (fimbria)



sağlayan



yapı



B) Flajeila



C) Mezozom



D) Glikokaliks E) Kapsül



Diğer seçeneklerin hepsi kapsüllü bakteridir.



Flagellum (Kirpik, kamçı), flagellin denilen protein alt ünitelerden oluşurlar. Bakterinin hareketiyle ilgilidirler (kemotaksi). Fimbria ve pilus, küçük, protein yapıda, sitoplazma zarından kaynaklanan bakterinin yapışma (adezyon) işlevini sağlayan tüycüklerdir. Kapsül, fagositozu önleyen virülans için çok önemli bir yapıdır. Mezozomlar, sitoplazma zarının kıvrımlı girintileridir. Septal ya da lateral bölgede oluşabilir. Septal mezozom nükleoidin tutunma yeridir. Bakterinin bölünmesinde rol oynar. Lateral mezozomlara plazmidler tutunabilir, spor oluşumunda ve ayrıca sekresyonda rol alırlar. Virülansla ilgileri yoktur.



Doğru cevap: D 12. Aşağıdakilerden hangisi gram pozitif bakterilerin hücre duvarındaki teikoik asitin yapısında mevcuttur? A) Dipikolinik asit B) Ribitol fosfat C) N-Asetil muramik asit D) N-Asetil glukozamin E) D glutamik asit Teikoik asit sadece gram (+) bakterilerin hücre duvarında vardır ve yapısında ribitol fosfat bulunur. Dipikolinik asit bakteri sporunun yapısında bulunur. N-Asetil muramik asit , N-Asetil glukozamin ve D glutamik asit peptidoglikan yapıda bulunur.



Glikokaliks, tam ve homojen olmayan fakat bakteriyi çevreleyerek koruyan yapıdır. “Slime” faktörü (biyofilm tabaka) adını da alır. Bu yapı plazma koagülaz negatif stafilokoklarda (Staphylococcus epidermidis) belirgin bir özelliktir ve bakterilerin yabancı cisimlere tutunarak enfeksiyon yapma yeteneklerinin en önemli nedenidir. Bakterilerde flagella yapıdadır.



(kirpik,



kamçı)



protein



Bakterinin hareketinden sorumludur ve antijenik özellik (H antijeni) gösterir. Doğru cevap: B 14. Aşağıdaki bakterilerden hangisinin hücre duvarı yoktur? A) Clostridium



B) Brucella



C) Salmonella



D) Shigella E) Mycoplasma



Mikoplazma ve Ureaplasma’ların en temel iki özelliği hücre duvarının bulunmaması ve hücre zarında sterol içeren yegane bakteri olmalarıdır. Hücre duvarı olmayan diğer bakteriler ise L form bakterilerdir. Doğru cevap: E



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



11.



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



10



15. Aşağıdakilerden hangisi sporların özelliklerinden değildir? A) Isıya duyarlıdırlar.



Peptidoglikan hücre duvarının dayanıklılığını sağlayan esas yapıdır. Bakteriyi osmotik basınca karşı korur. Okazaki fragmanı, bakteri replikasyonu sırasında karşı zincirde oluşan DNA dizileridir.



B) Dipikolinik asit içerirler.



ç.



C) Metabolik aktivite göstermezler. D) Toprakta uzun yıllar yaşayabilirler. E) Dezenfektanlara karşı rezistandırlar.



Septal mezozom bakteri bölünmesi sırasında DNA'nın tutunma yeridir. Lateral mezozomlara plazmid tutunabilir.



Bakteri sporları ısıya karşı yüksek rezistandırlar. 100°C’de kaynatmayla ölmezler. Ancak 121°C'de otoklav’da öldürülebilirler. Birçok dezenfektana karşı rezistandırlar. Bazı bakteriler ısı, beslenme gibi şartlarla karşılaştığında adına spor denen daha sağlam, metabolizması yavaş ve dayanıklı bir yapıya dönüşür. Toprakta uzun yıllar yaşayabilirler. Daha sonra uygun şartlarda bu yapı vejetatif şekle dönebilir (germinasyon).



Mezozom plazma zarının virülans faktörü değildir.



kıvrımlı



J



girintileridir,



Doğru cevap: B



17.



Spor oluşturma özelliği tıbbi olarak önemi olan iki gram (+) çomakta izlenir. Bunlardan Bacillus cinsi bakteriler aerop ve Clostridium cinsi bakteriler anaerop üreme özelliğindedir.



Bakteri sporunda bulunmayan aşağıdakilerden hangisidir? A) DNA C) Ribozom



yapı



B) Flavoproteinler D) Depo ATP E) Enzimler



Vejetatif şekilden farklı olarak sporlarda su çok az orandadır. Metabolik özellikleri, sentez, buna bağlı m-RNA oranları çok düşüktür. Yüksek oranda kalsiyum iyonları mevcuttur ve normalde bulunmayan dipikolinik asit (Ca şelatörü) bulunur. Metabolik yavaşlık ve direnç dipikolinik asidi ile ilgili bulunmuştur. Bakterilerde dış ortama ve dezenfektanlara en dayanıklı form spor en zayıf form v e je ta tif formdur.



Bakterilerin en dayanıklı formu olan spor yapısının özelliklerinin bilinmesi önemlidir. Bakteri sporları ATP deposu bulundurmaz. Spor yapısında kısa bir elektron transport zinciri (sitokrom yok) mevcuttur ve ATP dışı enerji kaynaklarını (3-fosfogliserat) tercih eder. Yüksek oranda kalsiyum iyonları mevcuttur ve normalde bulunmayan dipikolinik asit (Ca şelatörü) bulunur. Doğru cevap: D



Bacillus (aerop) ve Clostridium (anaerop) sporlu bakterilerdir.



V ............... ........................



J



Doğru cevap: A



18.



L form’ bakteriler ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) L formlar kuvvetli antijeniktir.



16. Bakteri kromozomunda replikasyonun başladığı orjin noktasının ilişkili olduğu bakteri organeli aşağıdakilerden hangisidir?



B) Antibiyotiklerin etkisiyle oluşabilir. C) Duvarsız bakterilerdir. D) Patojeniteleri tartışmalıdır.



A) Ribozom C) Nükleus zarı



B) Mezozom D) Peptidoglikan E) Okazaki fragmanı



Sorunun amacı mezozomun bakteri bölünmesi ile ilgili organel olduğunun bilinmesidir. Mezozom, sitoplazma zarının kıvrıntısıdır. Septumda (septal) ya da başka bir bölgede (lateral) oluşabilirler. Septal mezozom nükleoidin (DNA) tutunma yeridir ve bakterinin bölünmesinde rol oynar. Lateral mezozomlara plazmidler tutunabilir, spor oluşumunda ve ayrıca sekresyonda rol alırlar. Virülansla ilgileri yoktur. Ribozom, protein sentezinde görev yapan organeldir. Nükleus zarı, ökaryotlarda bulunur. Bakterilerin çerçek çekirdek ve çekirdek zarı yoktur.



E) Fiziksel ve kimyasal etkilerle oluşabilirler. Hücre duvar yapısı bulundurmayan bakteriler Mycoplasma ve ‘L form’ bakterilerdir. L form bakterilerin antijenik özelliği zayıftır. L formu bakteriler lizozim ile ya da hücre duvarına etkili antibiyotiklerle karşılaştıklarında hücre duvar yapılarını kaybederek hipertonik ortamda yaşamlarını devam etti­ rebilirler. Uygunsuz durum ortadan kalkınca normal hale dönebilirler (Mikoplazmalar hiçbir zaman duvar kaza­ namaz). Üreme ve bölünme yeteneğine sahiptirler. Zayf antijenik özellik gösterirler. Gram (-) bakteriler gibi boyanırlar, penisilinlere dirençlidirler, daha yavaş ürerler ve zar/ filtrelerden süzülebilirler.



L form bakteri gram (+) duvar yapısındaysa protoplast, gram (-) hücre duvar yapısındaysa sferoplast adı verilir. Sferoplastlarda protoplastlardan farklı olarak dış membran kalıntıları bulunmaktadır. L-formu ile (özellikle endokarditlerde) kronik enfeksiyonlar ve nüksler olabilir.



20. Germinasyon (sporun vejetatif hücreye dönüşümü) işlemi için aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) Spor oluşumundan çok daha yavaştır. B) Spor oluşumundan çok daha hızlıdır.



Doğru cevap: A



C) Suya ihtiyaç göstermez.



19. Bakteriyel kapsül için hangisi doğru değildir?



aşağıdaki



A) Yapısındaki şeker yapı taşları tür serotiplerin belirlenmesinde yardımcıdır. B) Fagositozu arttırır.



önleyerek



bakterinin



D) Tek aşamada meydana gelir. E) İki aşamada oluşan bir reaksiyondur.



ifadelerden içindeki



virulansını



C) Özgün homolog antikor varlığında kapsülün şişmesine “öuellung reaksiyonu” adı verilir. D) Bacillus anthracis’in polisakkarit kapsülü hastalığın başlangıcında önemlidir ancak nihayi etki toksin üretimine bağlıdır. E) Streptococcus pneumoniae aşısında 23 serotipe ait kapsüler polisakkarit bulunur.



Germinasyon, sporulasyondan çok daha hızlıdır. Besinden zengin bir ortamda germinasyonun başlaması ile bölünme arasında ancak 90 dakika vardır. Germinasyon üç basamakta gelişir: Aktivasyon, germinasyon ve büyüme. Bazı bakteriyel sporlar uygun ortamda kendiliğinden aktive olurken, bazıları fiziksel ya da kimyasal travma ile aktivasyona ihtiyaç duyar. 2. basamaktaki germinasyon içinse su ve türe göre değişen bir germinasyon ajanı (örn. alanin, Mn2+, dipicolinate vs.) gereklidir. “Spor yapısı ve sporogenesis, endospor oluşum süreci" başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: B



Bacillus anthracis’in kapsülü protein ( poly- D glutamik asit) yapıdadır. Kapsül, bakterinin tamamını saran çoğunlukla polisakkaritten oluşmuş bir tabakadır. En önemli istisnalardan birisi B anthracis’in protein yapıda kapsüle sahip olmasıdır. Bakteriyi fagositozdan koruyan en önemli komponenttir. Ayrıca kapsül bakterilerin adhezyonunda da rol alırlar. Kapsülün kaybı genelde virulansın da kaybı anlamına gelir. Kapsül yapısı negatif boyama (ortamı boyama) yöntemiyle gösterilebilir. Bunun için genelde çini mürekkebi (ya da nigrosin) boyası kullanılır. Kapsüllü bir maya olan Cryptococcus neoformans klinik örneklerde bu yöntemle gösterilebilir. Muir yöntemi de kapsülü boyamak için kullanılan bir yöntemdir. Ayrıca kapsül serolojik ayrım amacıyla kullanılır. Kapsül şişme deneyi (Öuellung) ile kapsüllü bakteriler tiplendirilebilirler. Pnömokok tanısında en iyi yöntem kapsül şişme deneyi (Ouellung)’dir.



21. Bakteriyel hücre duvarının dışında bulunan aşağıdaki yapılardan hangisi bakterilerin hücre yüzeylerine yapışmasında rol alır? A) Lipopolissarit C) Pil



B) Flagella D) Mezozom E) Peptidoglikan



Pili, bakterinin yapışmasını ve kolonizasyonunu sağlar. Peptidoglikan, bakterilerde sağlamlık ve direnci sağlayan en önemli hücre duvarı tabakasıdır. Bakterilere özgü bir yapıdır, diğer canlılarda bulunmaz. Flagella (Flajel), bakterinin hareketini sağlar. Protein yapıdadır. Mezozom, sitoplazma zarının kıvrıntısıdır. Septumda (septal) ya da başka bir bölgede (lateral) oluşabilirler. Septal mezozom nükleoidin (DNA) tutunma yeridir ve bakterinin bölünmesinde rol oynar. Lateral mezozomlara plazmidler tutunabilir, spor oluşumunda ve ayrıca sekresyonda rol alırlar. Virülansla ilgileri yoktur. Lipopolisakkarit, gram negatif bakterilerde endotoksik aktiviteden sorumlu yapıdır. Doğru cevap: C



Doğru cevap: D



22.



Aşağıdakilerden hangisi bakterinin komponentlerinden değildir? A) Ribozom C) Periplazmik aralık



esansiyel



B) Flajel D) Peptidoglikan



E) Sitoplazmik membran



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



11



r



B) Sitoplazmik membran



Peptidoglikan



DNA Germinasyon (90 dak.) Septum



Spor yapısı



(Lipoprotein) tabaka (Keratinimsi) Dış membran Korteks (Zayıf Peptidoglikan) Spor duvarı Membran Kor (Dipikolinikasid)



HOOC



JCX



Sporulasyon (6-8 saat)



Endospor



COOH



Dipîkolinik asid



Flajel (kamçı), bakterilerin hareketinde görev alan protein yapılardır. Nonesansiyel komponentler arasında yer alır. Diğer seçenekler bakterinin esansiyel yapısını oluşturan komponentlerdir. “Bakterilerin yapısı” başlıklı tabloya bakınız.



Serbest endospor



ID;06s 170



RNA oranları çok düşüktür. Yüksek oranda kalsiyum iyonları mevcuttur ve normalde bulunmayan dipikolinik asit (Ca şelatörü) bulunur. Metabolik yavaşlık ve direnç dipikolinik asidi ile ilgili bulunmuştur. Doğru cevap: C



Doğru cevap: B 23. Bakteri sporların ısıya dayanıklılığını sağlayan esas vapı aşağıdakilerden hangisidir? A) Kalın spor duvarı B) Azalmış enzimatik aktivite



24. Aşağıdakilerden hangisi bakteri hücre duvarındaki peptidoglikanın yapısında ver almaz? A) N-asetilmuramik asit C) Gliserol fosfat



B) D-alanin



D) Diaminopimelik asit E) L-lizin



C) Kordaki yoğun Ca-dipikolinat



Gliserol fosfat teikoik asitin yapısında bulunur.



D) Kodeksteki değişik peptidoglikan E) Ekzosporium



Peptidoglikan yapı iki ana kısımdan oluşur;



Spor yapısının metabolik yavaşlığından ve dirençli olmasından sorumlu esas yapı kalsiyum dipikolinattır. Bazı bakteriler ısı, beslenme gibi şartlarla karşılaştığında adına spor denen daha sağlam, metabolizması yavaş ve dayanıklı bir yapıya dönüşür. Daha sonra uygun şartlarda bu yapı vejetatif şekle dönebilir (germinasyon). Spor oluşturma özelliği tıbbi olarak önemi olan iki gram (+) çomakta izlenir. Bunlardan Bacillus cinsi bakteriler aerop ve Clostridium cinsi bakteriler anaerop üreme özelliğindedir. Vejetatif şekilden farklı olarak sporlarda su çok az orandadır. Metabolik özellikleri, sentez, buna bağlı m-



1) Glikan bölümü: N-asetil muramik asit (NAMA) ve N-asetil glukozamin (NAGA) kompleksinden ibarettir. Bu yapılar birbirlerine peptid bağları ile (beta 1-4 glikozid) bağlanmış durumdadırlar. Bu bağlar lizozimin hedef bölgesidir. 2) Tetrapeptidler: Glikan yapıya bağlanan aminoasitler (L-alanin, D-glutamik asit, L-lizin/diaminopimelika sit, D-alanin, D-alanin) tetrapeptit yapıyı oluşturur. L-lizin sadece gram pozitif bakterilerde bulunur. Diaminopimelik asit daha sık olarak gram (-) bakterilerde lipoprotein tabakayı bağlar ve sadece prokaryot hücre duvarında bulunur.



1



B a k te rile rin yapısı Yapı



Kimyasal kompozisyon



Fonksiyon



Esansiyel komponentler Peptidoglikan



Belkemiği şekerdir, yan zincir olan peptid çapraz bağlanmıştır



Sert yapı sağlar. Osmotik basınca karşı korur, penisilin ve sefalosporinlerin etki alanıdır. Lizozimle yıkılır.



Gram (+) bakterilerin yüzey lifleri



Teikoik asit



Majör yüzey antijenidir. Faj reseptörüdür.



Gram (-) bakterilerin dış membranları



Lipit A



Endotoksinin toksik komponentidir.



Polisakkarit



Majör yüzey antijenidir (0 antijeni). Laboratuvar tanıda sıklıkla kullanılır.



Dış membran ve plazma membranı arasında yer alır



Bazı hidrolitik enzimler ve beta laktamaz içerir



Sitopiazmik membran



Lipoprotein, sterol içermez



Oksidatif ve transport enzimlerinin bulunduğu bölge



Ribozom



RNA, 50S ve 30S subunitelerindeki protein



Protein sentezi; aminoglikozid, tetrasiklin, eritromisin, kloramfenikolün etki alanıdır.



Nükleozid



DNA



Genetik materyal



Mezozom



Plasma membranının invajinasyonu



Hücre yapılarına ve sekresyona katılır. DNA bağlanır, bölünmede rolü var.



Periplazmik aralık



Nonesansiyel komponentler Kapsül



Polisakkarit



Fagositoza karşı korur



Pilus ve Fimbria



Glikoprotein



İki tip tir: 1-hücre yüzeyine tutunmayı sağlar. 2-sex pilus konjugasyonda iki bakterinin tutunmasını sağlar



Flagella



Protein



Hareketi sağlar



Spor



Dipikolinik asit, keratin tabaka



Dehidratasyon, ısı ve kimyasal maddelere karşı direnç sağlar



Plazmid



DNA



Toksinler ve antibiyotik rezistansı için bir tü r gen içerir



Granül



Glikojen, lip it, polifosfatlar



Sitoplazmadaki besin depolarıdır



Glikokaliks



Polisakkarit



Yüzeylere yapışmada görevli



D-alanin tetrapeptidler arası çapraz bağlanmayı sağlar. Tetrapeptidler arasındaki çapraz bağlar yapının dayanıklılığını sağlar ve peptidoglikan yapının en sağlam bağlarıdır. Uçtaki iki D-Alanin vankomisin ve teikoplaninin başlıca etki bölgesidir.



26. Hareketsiz bir mikroorganizmayı en ivi ifade eden seçenek aşağıdakilerden hangisidir? A) Monotrichia B) Amphtrichia



“Peptidoglikan (mürein)” başlıklı şekile bakınız.



C) Atrichia D) Lephotrichia



Doğru cevap: C



E) Peritrichia



25. Bir bakteri hücresinde, aşağıdakilerden hangisi kesinlikle bulunmaz? A) Mezozom B) Nükleus membranı C) Lizojenik faj D) Konjugatif plazmid E) Transpozon Bakteriler prokaryot canlılardır. Prokaryotlarda gerçek çekirdek ve çekirdek zarı bulunmaz. Mezozom, lizojenik faj, plazmid ve transpozonlar ise bakterilerde bulunabilen yapılardır. Doğru cevap: B



Flagellalar özel bir şekilde yapılanmış, flagellin denilen protein alt ünitelerden oluşurlar. Bakterinin hareketiyle ilgilidirler (kemotaksi). Flagellaların sayısı ve çıktıkları yere göre özel isimler verilmektedir. Tek bir kutupta tek flagellum varsa monotriş, her iki kutupta birer tane ise amfitriş, bir kutupta ya da her iki kutupta çok sayıda ise lobotriş, tüm çevrede bulunuyorsa peritriş hiç yoksa atriş diye tanımlanır.



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



13



14



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



L- alanin D - glutamik asid L- lizin/



Diaminopimelikasid



D- alanin



Atrikoz (Shigella, Klebsiella) Monotrikoz (Vibrio, Campylobacter) Amf İtri koz Lofotrikoz (Plesiomonas) Peritrikoz (Salmonella, Escherichia coli)



Doğru cevap: C



27.



Aşağıdaki bakteri komponentlerinden hangisinin antijenik özelliği yoktur? A)



Kapsül



C) Pili



D) Hücre duvarı E) Ribozom komporıentler



çoğunlukla



bakteri



cevap: D



29. Gram negatif bakteriler lizise uğradıkları zaman ortama salman ve hayvanlarda toksik olan madde aşağıdakilerden hangisidir? A) Peptidoglikan



Diğer seçenekler antijenik özellik gösterir.



B) Lipopolisakkarit



Doğru cevap: E



C) Fosfolipid D) Lipoprotein



Aşağıdakilerden hangisi sınıflandırılmasında kullanılmaz? A) Motilite B) Bakteriyel morfoloji C) Gram boyaması D) Doku tropizmi E) Endospor üretimi



bakterilerin



amacıyla



Günümüzde bu konuda en duyarlı test DNA-rRNA karşılaştırmasıdır. Çünkü rRNA mutasyondan en az etkilenen genetik materyaldir. Bu amaçla araştırılan 16 s RNA, rRNA 30 S alt ünitesinde yer alan bir dizidir.



Bakteriyel ribozomların antijenik özelliği bulunmaz.



28.



sınıflandırılması



Bakteriler morfolojik özellikleri, üreme özellikleri, enzimatik aktiviteleri, nükleer materyal yapısı (Guanin/Sitozin oranı, G/C oranı) gibi pek çok özellikleriyle sınıflandırılmıştır. Fakat günümüzde bu sınıflamada genetik bilginin önemi artmıştır. Hibridizasyon yöntemleriyle DNADNA karşılaştırması, DNA-tRNA karşılaştırması, DNArRNA karşılaştırması en sık kullanılan karşılaştırma yöntemleridir. Genetik dizi > %70 homoloji gösteriyorsa aynı tür olarak kabul edilmektedir.



Do^nı



B) Flajel



Bakterilerde esansiyel antijenik özellik taşımaz.



Doku tropizmi kullanılmaz.



E) Membran derive oligosakkarit Gr (■) bakterilerin endotoksik aktivitesinden sorumlu kısmının lipopolisakkarit olduğunu mutlaka hatırlayalım. Gram negatif bakteriler parçalanınca lipopolisakkarit yapı ortaya çıkar. Endotoksik etki gösteren yapıdır. Doğru cevap: B



30. Aşağıdaki bakterilerden hangisinin kapsülü poliD-glutamik asit yapısındadır?







A) Bacillus anthracis







B) Klebsiella pneumoniae C) Streptococcus pneumoniae D) Streptococcus pyogenes E) Neisseria meningitidis Sorunun amacı istisna bakterilerin bilinmesidir.







kapsül



yapısına



sahip



Spor yapıları doğada yıllarca canlı kalabilirler. Standart dezenfektanlara dirençlidir. Spor yapısı gram pozitif bakterilerde mevcuttur. Vejetatif şekilden farklı olarak sporlarda su çok az orandadır.







Germinasyon ile vejetatif şekle dönüşebilir







Normalde bulunmayan d ip ik o lin ik a s it (Ca şelatörü) bulunur. Metabolik yavaşlık ve direnç dipikolinik asidi ile ilgili bulunmuştur.



Doğru cevap: D



Bacillus anthracis kapsülü D-glutamik asit yapısındadır. S.pyogenes kapsülü hyaluronik asit yapısında diğer şıklardaki bakterilerin kapsülleri polisakkarit yapıdadır. Kapsül yapısı farklı olan bakteriler;



33. Aşağıdakilerden hangisi kapsül incelemesinde kullanılan bir negatif boyama yöntemidir? A) Gram boyası



• Bacillus anthracis............... D glutamik asit



B) Laktofenol pamuk mavisi



• Streptococcus pyogenes.... Hyaluronik asit



C) Çini mürekkebi



• Streptococcus agalactiae... Sialik asit



D) Giemsa



• Haemophilus influenzae..... Poliribozil fosfat



E) Potasyum hidroksit



Doğru cevap: A



Kapsül yapısı negatif boyama (ortamı boyama) yöntemiyle gösterilebilir. Bunun için genelde çini mürekkebi (ya da nigrosin) boyası kullanılır.



31. Aşağıdaki bakterilerden hangisi terminal spor oluşturur?



Kapsüllü bir maya olan Cryptococcus neoformans klinik örneklerde bu yöntemle gösterilebilir.



A) Clostridium botulinum Gram boyama, bakterinin hücre duvar yapısındaki farklılıkları göstermek için kullanılır.



B) Clostridium tetani C) Bacillus cereus



Laktofenol pamuk mavisi, kültürde üreyen mantarı boyamak için kullanılır.



D) Bacillus anthracis E) Clostridium perfringens



Giemsa, yöntemi hücre içi etkenlerin boyanmasında kullanılır.



Bazı gram pozitif bakteriler ısı, beslenme gibi şartlarla spor denen daha sağlam, metabolizması yavaş ve dayanıklı bir yapıya dönüşür. Spor oluşturma özelliği tıbbi olarak önemi olan iki gram pozitif çomakta izlenir.



Potasyum hidroksit, dermatofitlerin tanısında keratini eritmek için kullanılan maddedir.



Spor oluşturabilen bakteriler:



Doğru cevap: C



• Bacillus (aerop) • Clostridium (anaerop) Spor ortada (santral, B. anthracis), uçta (terminal, C. tetani - davul tokmağı) ya da uca yakın (subterminal, C. botulinum) oluşabilir. Doğru cevap: B



34. Aerobik aktinomiçes grubunda yer alan aşağıdaki bakterilerden hangisi Kinyoun yöntemi ile boyama yapıldığında aside dirençli boyanma özelliği gösterir? A) Streptomyces B) Nocardiopsis



32. Bakteri sporları ile ilgili olarak ifadelerden hangisi doğrudur?



aşağıdaki



A) Gram (-) bakterilerde bulunur. B) Düşük düzeyde kalsiyum içerir. C) Vejetatif şeklin bol sıvı içeren formudur. D) Standart dezenfektanlara dirençlidir. E) Germinasyon ile bir spordan iki vejetatif bakteri oluşur.



C) Rhodococcus D) Actinomadura E) Dermatophilus Aktinomiçesleri Nocardia’dan ayıran en temel özellik Nocardia’ların EZN boyanabilme özelliği göstermesidir.



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



15



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



16



Rhodococcus ve Nocardia aside dirençli boyanma özelliği gösterir. Ama Aktinomiçes grubundan aerop bakteri sorulduğu için cevap Nocardia’dır. Hatta Aktinomiçesleri Nocardia’dan ayıran en belirgin özellik Nocardia’ların EZN yöntemi ile boyanabilmesidir. Mycobacterium tuberculosis gibi bazı bakteriler özel hücre duvarı yapıları nedeniyle özel boyalarla boyanabilirler. Erlich-Ziehl-Neelsen (EZN) yöntemi ile boyanma; lipidden zengin hücre duvarı yapısı ve bu duvarda yer alan mikolik asit nedeniyle önemli bir tanım vasıtasıdır.



Mikobakteriyel inceleme yapılacak preparatlar ZiehlNeelsen boyası ya da Kinyoun boyası ile boyanabilir. Ziehl Neelsen boyamasında karbolfüksin ve Loeffler metilen mavisi kullanılır. Auramine-rhodamine boyası aside dirençli boyamadan daha spesifiktir ancak floresan mikroskopisi gerekir. PAS ve methenamine gümüş nitrat, mantar ya da parazitlerin bulunduğu dokuların boyanmasında kullanılır. Mantarları morfolojileriyle ayırdetmek için laktofenol pamuk mavisi kullanılır.



EZN boyanabilen bazı mikroorganizmalar; • Mycobacterium tuberculosis • Legionella micdadei • Rhodococcus equi • Nocardia • Cryptosporidium • Cylospora • Isospora belli



Doğru cevap: D



Doğru cevap: B 35. Bakteri hücre duvarı ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?



37.



A) Tüm bakteriler hücre duvarı içerir. B) Hücre duvarı gram pozitif bakterilerde daha karmaşık yapıdadır.



A) Bakır sülfat solüsyonu B) Gümüş tuzları C) Tannik asit tuzları



C) Teikoik asit yalnızca gram negatif bakterilerde bulunur. D) Peptidoglikan tabakası gram negatif bakterilerde daha kalındır. E) Dış membran yalnızca gram negatif bakterilerde bulunur. Dış membran, mevcuttur.



sadece



gram



negatif



bakterilerde



Tüm bakteriler hücre duvarı içermez. L-form bakteri ve Mycoplasmalarda duvar yoktur. Hücre duvar yapısı gram negatif bakterilerde daha karmaşıktır.



Aşağıdaki maddelerden hangisi bakteri flajelini boyamak amacıyla kullanılır?



D) Feulgen boyası E) Nigrasin Flagellayı, boyamak için kullanılan tannik asit tuzlarıdır. Bakır sülfat solüsyonu, bakterilerde enzim aktivitesini bozarak bakterisit veya bakteriyostatik etki gösterirler. Feulgen boyası, kullanılmaktadır.



DNA’nın



boyanmasında



Nigrasin veya nigrosin, çini mürekkebi gibi kapsül boyamak için kullanılmaktadır. Doğru cevap: C



Tekoik asit, gram negatif bakterilerde bulunmaz sadece gram pozitif bakterilerde vardır. Petidoglikan tabaka, her iki grupta da vardır ve gram pozitiflerde daha kalındır. Doğru cevap: E 36. Aside dirençli bakterilerin boyanmasında aşağıdaki boyalardan hangisi kullanılır? A) PAS B) Kristal viole C) İyot D) Karbolfüksin E) Methenamin gümüş nitrat



38.



Gram boyamada, gram pozitif bakterilerin mavi-mor boyanmasına neden olan boya aşağıdakilerden hangisidir? A) Kristal viyole B) Etil alkol C) Fuksin D) Metilen mavisi E) Feulgen



17



Gram pozitif hücre duvar yapısına sahip bakterilerin hücre duvarı kristal viyoleyi tutma özelliğine sahiptir ve alkolle yapılan renk giderme basamağında kristal viyoleyi bırakmadıklarından mor-mavi boyanırlar.



BAKTERİLERİN ÇOĞALMASI, METABOLİZMA VE LABORATUAR TANISI V_______________________________________________________________________



Gram negatif hücre duvar yapısına sahip bakterilerin hücre duvarı kristal viyoleyi tutamaz, alkol aşamasında bu boyayı kaybederler ve safranin boyası ile kırmızı boyanır.



Bakterilerin en küçük ve antibiyotiklere en duvarlı olduğu üreme dönemi aşağıdakilerden hangisidir?



Hücre duvar yapısındaki farklılık nedeniyle bakteriler Gram boyama yöntemiyle farklı renklerde boyanır.



A) Lag fazı C) Log fazı



B) Akselerasyon fazı D) Stasyoner faz E) Retardasyon fazı



Gram boyama yönteminde;



K1: Jansiyen moru (kristal viyole) (2 dak.) L2: Lugol (2 dak) A3: % 95 alkol ile renk giderilir. S4: Sulu fuksin ya da safranin (1 dak) ile boyanır.



Bakterilerin en hızlı olduğu üreme dönemi logaritmik dönem olduğu için antibiyotiklerin de en etkili BAKTERİLERİN ÇOĞALMASlolduğu dönem logaritmik dönemdir. Bakterilerin antibiyotiklere en duyarlı oldukları dönem; en hızlı üredikleri logaritmik dönemdir. B A K T E R İLE R D E Ü R EM E BEŞ FAZDAN O LU ŞU R ;



1.



Latent faz (Lag fazı): Bakterilerin çoğalmaya başlamadan önce yeni ortama uyum dönemidir. Bu dönemde bakteri çoğalmaz; hacmi artar. Enzim ve ara maddeler sentezlenir.



2. Üremenin hızlandığı faz: Bakteriler artan bir hızla üremeye başlarlar. Faz sonunda her bakteri için jenerasyon zamanı minimuma iner. 3. Eksponansiyel faz (log faz): Bakteri sayısı süratle maximuma ulaşır. Hücrelerin üreme hızı sabittir. Hücre boyutları diğer fazlara göre en küçük standarttadır. Antibiyotiklere en hassas oldukları dönemdir. 4. Durağan faz: Bu fazda oksijen ve besin maddeleri azalır. Toksik ürünler artar. Bakterilerin çoğalma ve ölümü denge halindedir.



Doğru cevap: A



5. Azalma ve ölüm fazı: Biriken toksik ürünlerle hücreler ölür. Canlı bakteri sayısı hızla azalır. Bakteriler için ölüm üreme yeteneğinin geri dönüşümsüz şekilde kaybıdır. “Bakterilerin çoğalması" başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: C



2.



Bakterilerin hangisidir?



çoğalma



A) Replikasyon C) Binary fission



şekli



aşağıdakilerden



B) Mitoz bölünme D) Mayoz bölünme



E) Sporlanma Virüsler replikasyonla, bakteriler ise binary fission (ikiye bölünme) ile çoğalırlar. Sporuiasyon bakteriler için bir üreme şekli değildir. Sporuiasyon ile üreme mantarlarda görülür.



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ







“Gram boyama mikrobiyolojinin en KLAS (Kristal viyole, Lugol, Alkol, Safranin) boyasıdır. ”



r



-\



Birtary Fision (İkiye Bölünme)



Her zaman bir hücre iki hücreye bölünür Generasyon zamanı (daima log fazı dikkate alınır): Bir hücrenin ikiye bölünmesi için geçen süre 1— > 2 — > 4 — > 8 — > 16 — > 32 — > 64 — > 128 gibi



Büyüme Eğrisi



Protozoonlar ve helmintler mitoz ile çoğalırlar. Mantarlar da protozoon ve helmintler gibi ökaryotiktir, mitoz ve sporulasyon ile ürerler. Doğru cevap: C



3.



Aşağıdaki bakterilerden hangisi sadece hücre kültürlerinde üretilebilen ve enerji üretimi için konak hücre enzimlerini kullanan bir bakteridir? A) Ricketsia typhi B) Coxiella burnetti C) Chlamydia trachomatis Campylobacter jejuni E) Enterokok D)



Enerji paraziti olması ile bilinmesi gereken yegane bakteri Chlamydia trachomatis’dir. Riketsiya ve Chlamydia zorunlu hücre içi parazitlerdir ve ancak canlı hücrelerin varlığında (hücre kültürü, embriyonlu yumurta) üreyebilirler. Bu bakteriler içinde Chlamydia cinsi bakteriler enerji paraziti olmaları ile ve hücre duvarında peptidoglikan yapı taşımamaları ile ayrılabilirler. Doğru cevap: C



4.



Bakterilerin aerob şartlarda üreyebilmeieri için aşağıdakilerden hangisine sahip olmaları gereklidir? A)



Aril sülfataz



B) Myeloperoksidaz C) Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz D)



Süperoksit dismutaz ve katalaz



E)



DNaz



Oksijenli ortamda üremeleri (aerop) için oksijenin ortaya çıkardığı toksik radikalleri parçalayan enzime ihtiyaçları vardır. Bu enzimler katalaz ve süperoksit dismutaz enzimleridir. Aerob bakteriler süperoksit dismutaz ve katalaz enzimleriyle toksik 0 2 ürünlerinden korunur. Süperoksit dismutaz serbest 0 2 radikallerini yıkar. Katalaz ise hidrojen peroksiti yıkarak oksijenli ortamda üremeyi sağlar. “Aerop ve anaeroplar” başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: D



:



Aerop ve anaeroplar Mikroorganizma



Tanımlama



Örnek



Anaeroplar



- Yalnızca ferm entatif yollan kullanırlar - Çoğu anaeroplarda katalaz ve süperoksid dismutaz enzim leri yoktur - O ksijen v a rlığ ın d a ö lü rle r. Son e le k tro n alıcısı C,N,S gibi moleküllerdir - Aerotoleran anaeroplar aerobik yol enzimlerine sahip değildirler ancak oksijeni tolere edebilirler.



Aktinomyces Bacteroides Clostridium



Fakültatif anaeroplar



- Aerobik solunum ve fermentasyon yapabilirler (Aerop ve “ ferm entatif” olan bakteriler oksijen yokluğunda fermentasyon yapabilir)



Çoğu patojen bakteriler (streptokoklar, enterokoklar....vs.)



Mikroaerofilik



- Düşük seviyede oksijene ihtiyaç duyarlar (%5-10 0 2).



Campylobacter Helicobacter



Kapnofil



- Düşük seviyede karbondioksite ihtiyaç duyarlar (%5-10 C02).



Brucella spp Neisseria gonorrhoea



Zorunlu aeropiar



- Sadece a e ro b ik solunum y a p a b ilirle r. Son e le k tro n alıcısı oksijendir.



Pseudomonas spp M.tuberculosis Bacillus spp



5.



Bakteriyosin için aşağıdaki tanımlardan hangisi en doğrudur?



ise hidrojen peroksiti yıkarak oksijenli ortamda üremeyi sağlar. En iyi örnek M. tubercülosis’dir.



A) Bakteri RNA özelliğidir.



Fakültatif anaerop, oksijen varlığında ya da yokluğunda kolayca üreyebilirler. Enterik bakterilerin çoğu böyledir. Oksijen varlığında aerop üreme tercih edilir. Bu şekilde ATP kazancı çok daha fazladır. Bunun sonucu olarak fermentasyon kullanıldığında glikoz ihtiyacı artacaktır, buna Pasteur etkisi denilir.



B) Bir bakteri tarafından salınıp diğer bakterileri öldüren maddedir. C) Bir tip bakteri virüsüdür D) Bakterilerin özel bir enzimidir. E) Bakteri mRNA’sıdır. Bakteriosin ya da kolisin, bakterilerin çoğalması sırasında bakteri tarafından salgılanıp, diğer bakteriler için toksik olan maddelere verilen isimdir. Değişik mekanizmalarla etki gösterebilir. Kolisinleri kodlayan genetik materyal (kol faktör) plazmidler gibi bakteriler arasında aktarılabilir. Kol faktörler yalnızca kolisinleri değil, bakteriyi kolisinin etkisinden koruyan proteini de kodlar.



Mikroaerofil, ancak belirli oranda oksijen varlığında ürerler. Campylobacter, Helicobacter gibi. Doğru cevap: C



Doğru cevap: B



İnsanda hastalığa yol açan bakterilerin sıcaklık tercihlerine göre yeraldıkları grup aşağıdakilerden hangisidir?



6.



A) Psikrofiller C) Mezofiller



Son elektron alıcısı olarak yalnız moleküier oksijen kullanan organizmalar aşağıdakilerden hangisidir? A) Zorunlu anaerop C) Zorunlu aerob



B) Fakültatif aerob D) Aerotolerant anaerob



E) Psikrofik bakteri Bakteriler, oksijene gereksinimlerine göre 4 gruba ayrılırlar; Zorunlu anaerop, son elektron alıcısı C, N, S gibi moleküller kullanır. Oksijen çoğu için toksik etkilidir. Çünkü bu bakterilerde oksijen varlığında ortaya çıkan toksik ürünleri ortadan kaldıracak katalaz, süperoksid dismutaz gibi enzimler yoktur. Zorunlu aerop, oksijen varlığında ürerler. Son elektron alıcısı oksijendir. Taşıdıkları süperoksit dismutaz enzimi sayesinde 0 2, ‘nin toksik etkisinden korunurlar. Katalaz



7.



B) Termofiller D) Kriyofiller E) Halofiller



insan sağlığı için önemli olanlar en iyi 20° - 45°C’de üreyen mezofil bakterilerdir. Listeria monositogenes ve Yersinia enterocolitica gibi soğukta iyi üreyebilirken (psikrofil) bazıları yüksek ısılarda iyi ürer (termofil). Bazı bakteriler (V.cholerae hariç diğer vibriolar) ise yüksek tuz yoğunluklarında iyi ürerler (halofil). Doğru cevap: C



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



19



20



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



8.



Bakterilerin laktoz şekerine etki edip etmediklerini göstermek için aşağıdaki besiyerlerinden hangisi kullanılmaktadır? A) Kanlı ağar



B) Mc Conkey ağar



C) Çukulata ağar



D) Löffler serumu



Çukulata ağar, zengin besiyeridir. Haemophilus'ler dahil pek çok bakterinin üretilmesinde kullanılır. “Sık kullanılan besiyerleri” başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: B



E) Lovvenstein-jensen Mac Conkey besiyeri, koliform basilleri üretmek ve laktozu fermente edenler ile, etmeyenleri ayırt etmek amacıyla kullanılır. Nötral renk indikatöründen dolayı, örneğin Salmonella kolonisi renksiz iken, laktozu fermente eden E. coli kolonisi pembe gül kırmızısı renginde görünür.



Conkey ağar gr (-) b a k te rile rin laktoza etkilerinin saptandığı ishal ayırıcı tanısında kullanılan besiyeridir.



M ac



J



Löffler besiyeri difteri tanısında kullanılır.



9.



Thayer Martin besiyeri aşağıdaki enfeksiyonların hangisinin tanısında kullanılır?



Lovvenstein-jensen, Tüberküloz basili için uygun yumurta bazlı besiyeri.



A) C)



Dermatofit Mikoplazma



E) Mycobacterium



Kanlı ağar, genel kullanım besiyeridir. Daha çok hemolitik streptokokların ayırt edilmesinde kullanılır. |



B) Neisseria D) Vibrio



Sık kullanılan b esiyerleri



Besiyeri



Özellik



Kanlı Ağar



Genel kullanım besiyeridir. Daha çok hemolitik streptokokların ayırt edilmesinde kullanılır.



Çikolatamsı Ağar



Zengin besiyeridir. H a em o philus'ler dahil pek çok bakterinin üretilm esinde kullanılır.



Bordet-Gengau besiyeri



Bordetella pertussis , B.parapertussis izolasyonu için ku lla n ılır (Nazofarenks sürüntüsü)



Lowenstein-Jensen besiyeri



Tüberküloz basili için uygun yumurta bazlı besiyeri. Bu bakteri için ağar bazlı Middlebrook besiyerleri de vardır



Löffler besiyeri



Difteri basili için serumlu besiyeridir. Tellürit içeren besiyerlerinde (Tindal) de üretilebilir. PAİ besiyerinde de üretilebilir. Toksin yapım ı Elek yöntemi ile besiyerinde araştırılabilir



BCYE ağar



Legionella cinsi bakterileri üretir. Sistein ve aktif kömür kullanılır.



PPLO besiyeri



Mycoplasma cinsi için uygun besiyeri. Mycoplasmalar agarlı besiyerinde“ sahanda yumurta” şeklinde koloniler oluşturur. Kolesterol katılıır.



Chapman besiyeri



Tuzlu - mannitli ağar. Yüksek tuz yoğunluğu ve manniti kullanabilme özelliği ile S. aureus için seçici besiyeridir.



Endo besiyeri / EMB besiyeri



Laktoza etkilerine göre gram (-) bakterileri ayırır. E. coli metalik parlaklıkta koloniler yapar.



Mac Conkey ağar



Enterik bakterileri laktoza etkilerine göre ayırmaya yarar



Sorbitollü Mac Conkey



EHEC için seçici ve ayırt edici besiyeridir.



Mueller Hinton ağar



Antibiyogramlar için kullanılan standart besiyeri



TCBS besiyeri (Tiosülfat Citrat Bile Sucrose)



Patojen vibriolar için uygun besiyeri. V. cholera tipik sarı koloniler oluşturur.



SS ağar



Salmonella ve Shigella cinsi bakterileri dışkıdan ayırmada



Thayer Martin besiyeri



Gonokok ve meningokokların selektif üretilmesinde kullanılır New York City besiyeri de aynı amaçla kullanılabilir



Selenit ağar



Salmonella cinsi bakterilerin dışkıdan ayrılmasında



TSİ (Tri sugar Iron Ağar)



Gram negatif çomakların ayrımında kullanılır



CİN ağar (Cefsulodin Irgasan Novobiosin ağar)



Yersinia enterocolitica ve Aeromonas cinsi bakterilerin üretilmesinde kullanılır. Yersinia cinsi bakteriler “öküz gözü” görünümünde koloniler oluşturur



CCFA ağar (Cycloserin Cefoksitin Fruktoz ağar)



Clostridium difficile sarı koloniler oluşturur.



Thayer - Martin, gonokok ve meningokokların üretilmesinde kullanılan besiyeridir. Dermatofit tanısında Sabauroud besiyeri Vibrio tanısında TCBS besiyeri (Tiosülfat Citrat Bile Sucrose) Mikoplazma tanısında PPLO besiyeri (içinde kolesterol mevcut) Mycobacterium tanısında Lovvenstein-jensen besiyeri kullanımı uygundur.



kolesterol ihtiyacı gösteren tek bakteri Mikoplazma’dır. İnvitro üretmek için besiyerine kolesterol eklenmesi gereken bakteri hangisidir diye soru yapılabilir!!! Mikroorganizmaların invitro üretilmesinde kolesterole gerek yoktur (Mycoplasma hariç). Besiyerinde bulunması gerekenler; Hidrojen verici ve hidrojen alıcı maddeler, Karbon kaynağı (Protein, polisakkarid, lipid), Azot kaynağı (Nitrit, Nitrat), Mineraller, Vitaminler, Oksijen, karbondioksit (C02) ve sudur. Doğru cevap: D



Doğru cevap: B



10. Aşağıdaki bakteri türlerinden hangisinde “pastör etkisi” görülür?



12. Optimal kültür şartlarında tüberküloz basilinin en kısa ikiye katlanma süresi nedir? A) 20 dakika



A) Zorunlu anaeroblar



B) 1 saat



B) Fakültatif anaeroblar



C) 3 saat



C) Zorunlu aeroblar



D) 5-6 saat E) 14-15 saat



D) Mikroaerofilikler E) Heterotroflar Glukozun aerobik glikoliz ile yıkımından elde edilen enerji anaerobik glikoliz ile elde edilen enerjiden çok daha fazla olduğu için anaerobik ortamda çoğalabilen fakültatif anaeroblar anaerobik ortamdan aerobik ortama geçirilirse glukoz harcanması azalır. Bu duruma pastör etkisi denir. Zorunlu anaerop, son elektron alıcısı C, N, S gibi moleküller kullanır. Oksijen çoğu için toksik etkilidir. Çünkü bu bakterilerde oksijen varlığında ortaya çıkan toksik ürünleri ortadan kaldıracak katalaz, süperoksid dismutaz gibi enzimler yoktur. Zorunlu aerop, oksijen varlığında ürerler. Son elektron alıcısı oksijendir. Taşıdıkları süperoksit dismutaz enzimi sayesinde 0 2‘nin toksik etkisinden korunurlar. Katalaz ise hidrojen peroksiti yıkarak oksijenli ortamda üremeyi sağlar. En iyi örnek M. tubercülosis’dir. Mikroaerofil, ancak belirli oranda oksijen varlığında ürerler. Campylobacter, Helicobacter gibi.



Sorunun amacı jenerasyon zamanı en uzun olan bakteri M.tuberculosis’in hatırlanmasıdır. Tüberküloz basilinin kültürde üremesi oldukça yavaştır.Optimal kültür şartlarında 14-15 saatte ikiye katlanır.Deneysel olarak enfekte edilen hayvanlarda da ikiye katlanma zamanı aynıdır. Organizma yavaş ürediğinden 37 derecede inkübe edilen kültür ortamında büyüme 10-20 günden önce görünür hale gelmez. Doğru cevap: E



13. Aşağıdaki bakterilerden hangisi üretilmek için spesifik besiyerine gereksinim gösterir? A) Staphylococcus aureus B) Streptococcus pyogenes C) Klebsiella pneumoniae D) Pseudomonas aeruginosa E) Bordetella pertussis



Heterotroflar, çoğalabilmek için organik karbon kaynağı gereksinimi gösterenlerdir.



Bordetella pertussis, besiyerinde ürer.



Doğru cevap: B



Diğer şıklardaki bakteriler kanlı ağar gibi genel kullanım besiyerlerinde ürerler.



Bordet-Gengou



spesifik



Doğru cevap: E



11. Aşağıdakilerden hangisi mikroorganizmaların in vitro üretilmesinde gerekli değildir? A) Riboflavin



B) Kükürt



C) Nitrat



D) Kolesterol E) C 02



Sorunun amacı mikroorganizma üretmek için nelerin gerekli olduğu değil mikroorganizma üretmek için kolesterole gerek olmadığının bilinmesidir. Üremek için



14. Aşağıdaki mikroorganizmalardan hangisi için Lovvenstein-Jensen besiyeri iyi bir izolasyon besiyeridir? A) Neisseria meningitidis



B) Candida albicans



C) Mycobacterium tuberculosis D) Salmonella typhii E) Treponema pallidum



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



21



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



22



Dikkat!!! Birbakterirıin Löwenstein-Jensen besiyerinde üreyebilmesi için hücre duvarında mikolik asit içermesi gerekir. Hücre duvarında mikolik asit içeren bakteriler aynı zamanda EZN boyanırlar. O halde EZN boyanan bakterilerin (Nocardia, Rhodococcus) hepsi bu besiyerinde üreyebilirler. Lövvenstein-Jensen tuberculosis



besiyeri,



Mycobacterium



Kültürü Yapılamayan B akteriler;



• • • •



v



Mycobacterium leprae (Cüzzam) Treponema pallidum (Sifiliz) Spirillum minus (Fare ısırığı hastalığı) Callymatobacterium (Klebsiella) granulomatis (Granüloma inguinale)



J



Thayer Martin besiyeri, Neisseria meningitidis 17.



Sabauroud besiyeri, Candida albicans Mac Conkey besiyeri, Salmonella typhii Treponema pallidum, invitro kültürü yapılamaz.



Aşağıdaki anaeroptur?



bakterilerden



hangisi



A) Nocardia



B) Mycobacterium



C) Corynebacterium



D) Actinomyces



zorunlu



Doğru cevap: C



E) Listeria Actinomyces, anaerop grubu bir bakteridir. Diğer anaerop bakteriler B.fragilis ve Clostridiumlardır.



15. Aşağıdaki bakterilerden hangisini kültür ortamında üretebilmek için L-sistein mutlaka gerekmektedir?



Mycobacterium, zorunlu aerop üreme özelliği gösterir. Nocardia, gösterir.



aerop



üreme



özelliği



B) Haemophilus influenzae



Listeria, için önemli olan soğukta üreme özelliği olmasıdır (Yersinia da böyle)



C) Listeria monocytogenes



Doğru cevap: D



D) Mycoplasma pneumoniae E) Chlamydia pneumoniae



18.



A) Legionella pneumophila



Legionella pneumophila, üremek için L-sistein ve aktif kömür içeren özel besiyerlerine ihtiyaç duyar. BCYE ağar kullanılan özel besiyeridir. Haemophilus influenzae, çikolata besiyerinde iyi ürer. Besiyerine X ve V faktörleri eklenerek ya da satellitizm fenomeni yaparak da ürer. Listeria monocytogenes, kanlı besiyerinde ürer. Mycoplasma pneumoniae, besiyerinde iyi ürer.



kolesterol



içren



PPLO



Chlamydia pneumoniae, virüsler için hazırlanmış özel hücre kültürü ortamında üretilebilir. Doğru cevap: A



16.



Corynebacterium,



Aşağıdaki bakterilerden hangisi koşullarda kültürde üretilemez?



in



vitro



Bakterilerde, substrat fosforilasyonu ile karakterize metabolik enerji oluşturma mekanizması aşağıdakilerden hangisidir? A) Fotosentez C) Fermentasyon



B) Solunum D) Asimilasyon E) Disimilasyon



Bakterilerde substrat fosforilasyonu ile karakterize metabolik enerji oluşturma mekanizmasına fermentasyon denir. Doğru cevap: C



19.



Bakteri sitoplazmik membranında aşağıdaki transport sistemlerinden hangisi enerjiye gereksinim olmadan gerçekleşir? A) Taşıyıcı protein aracılı transport B) Grup translokasyonu C) Kolaylaştırılmış difüzyon



A) Neisseria gonorrhoeae



D) Proton gradienti aracılı transport



B) Mycoplasma pneumoniae



E) Sodyum gradienti aracılı transport



C) Mycobacterium leprae D) Actinomyces israelii E) Brucella melitensis Mycobacterium lepraee invitro yapılamayan bakterilerdendir. Doğru cevap: C



ortamda



kültürü



Bakteri sitoplazmik membranında gerçekleşen transport sistemlerinden enerji gereksinimi göstermeyenler; basit difüzyon (0 2, C 02, su) ve kolaylaştırılmış difüzyondur (Gliserol). Doğru cevap: C



23



NORMAL FLORA



V____________________________________________ 1.



Aşağıdaki yapılardan hangisi bakteriyel virülansla ilgili değildir? A) Kapsül C) Peptidoglikan



B) M proteini D) Pili E) Hyalüronidaz



Ribozom, mezozom, peptidoglikan gibi yapılar bakterinin yaşamında önemli yeri olan (esansiyel) ancak konağa karşı bir silah gibi kullanmadıkları yapılardır. 20. Bakterilerde pofisakkarit, nükleik asit, lipid ve pek çok amino asidin sentezinde kullanılan temel metabolit aşağıdakilerden hangisidir? A) a -ketoglutarat



B) Okzaloasetat



C) Glukoz 6-fosfat



D) Fosfoenolpirüvat E) Asetil-KoA



Bir mikroorganizmanın hastalandırıcı yeteneği virulans olarak tanımlanmaktadır. Virulans faktörleri arasında adherans faktörleri (Pili/fimbria, kapsül, glikokaliks, lipoteikoik asit), invazyon faktörleri (M proteini, A proteini), toksinler (ekzotoksinler, endotoksin), enzimler (kollagenaz, hyalüronidaz...), IgA proteazlar, siderofor yapımı sayılabilir.



İnsan hücresinde olduğu gibi bakteriler de enerji eldesi ve makromolekül sentezinde glukozu temel madde olarak kullanırlar.



“Bakteriyel patogenezde önemli yüzey virulans faktörleri” ve “Bakterilerin yapısı” başlıklı tabloya bakınız.



Monosakkarid olarak hücreye giren glikoz burada önce Embden - Meyerhof yolu ya da bazen Etner Doudorof yolunu izleyerek piruvik aside parçalanır.



Doğru cevap: C



Oksijen varlığında piruvik asit asetil koenzim A haline çevrilerek trikarboksilik asit (TCA- Krebs) döngüsüne katılır. Oksijen yokluğunda ise bakteriler son elektron alıcısı olarak inorganik bileşiklerin kullandıldığı bir yolu kullanırlar. Burada sitokrom oksidaz yerine nitrat redüktaz gibi bazı başka enzimler görev alırlar.



2.



Aşağıdakilerden özellik değildir?



hangisi



endotoksine



ait



bir



A) Gram(-) bakterilerin hücre duvarında bulunur. B) Toksoidi yoktur. C) Toksik özelliği lipit A kısmı oluşturur.



Doğru cevap: C



D) Termolabildir. E) Lipopolisakkarit yapısındadır.



21. Aşağıdaki bakterilerden hangisi mikroaerofilik kültürde ürer?



Endotoksinler ısıya dirençli yapılardır. • Endotoksin gram negatiflerde Lipopolisakkarit yapıdadır.



A) Yersinia enterocolitica B) Haemophilus influenzae



V



E) Bacillus anthracis







Ekzotoksinin bütün özellikleri protein olması ile ilgilidir. Protein olduğu için antijenik, ısıya duyarlı, reseptörlere bağlanabilen, aşı oluşturabilen toksinlerdir. • Ekzotoksin, endotoksin gibi makrofajları uyarmadığı için ateş oluşturma olasılığı düşüktür ve bu özelliği sorularda sürekli kullanılmakta. Kolera, d ifte ri, botulizm, tetanoz gibi ekzotoksine bağlı klinik tablolarda ateş tipik değildir.



bakteriler



Yersinia enterocolitica’nın, psikrofil üreme (soğukta) özelliği önemlidir. Haemophilus influenzae’nın, en iyi çikolata besiyerinde üremesi, besiyerine X ve V faktörleri eklenerek üremesi ya da satellitizm fenomeni (süt anne) yaparak üremesi önemlidir. Streptococcus pneumoniae, fakültatif anaerop üreme özelliği gösterir. Bacillus anthracis, genellikle aerop üreme özelliği gösterir. Doğru cevap: D



J



• Ekzotoksin protein yapıdadır ve canlı bakteriden salınır.



C) Streptococcus pneumoniae D) Campylobacter jejuni Mikroaerofil, üreme özelliği gösteren Campylobacter ve Helicobacter’dir.



bulunur.



v Doğru cevap: D



J



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



------------------------------------------------------------------- (



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



24



f



B a k te rile rin yapısı Yapı



Kimyasal kom pozisyon



Fonksiyon



Esansiyel k o m p o n e n tle r



Peptidoglikan



Belkemiği şekerdir, yan zincir olan peptid çapraz bağlanmıştır



Sert yapı sağlar. Osmotik basınca karşı korur, penisilin ve sefalosporinlerin etki alanıdır. Lizozimle yıkılır.



Gram (+) bakterilerin yüzey lifleri



Teikoik asit



Majör yüzey antijenidir. Faj reseptörüdür.



Gram (-) bakterilerin dış membranları



Lipit A



Endotoksinin toksik komponentidir.



Polisakkarit



Majör yüzey antijenidir (0 antijeni). Laboratuvar tanıda sıklıkla kullanılır.



1



...



Periplazmik aralık



Dış membran ve plazma membranı arasında yer alır



Bazı hidrolitik enzimler ve beta laktamaz içerir



Sitoplazmik membran



Lipoprotein, sterol içermez



Oksidatif ve transport enzimlerinin bulunduğu bölge



Ribozom



RNA, 50S ve 30S subunitelerindeki protein



Protein sentezi; aminoglikozid, tetrasiklin, eritromisin, kloramfenikolün etki alanıdır.



Nükleozid



DNA



Genetik materyal



Mezozom



Plasma membranının invajinasyonu



Hücre yapılarına ve sekresyona katılır. DNA bağlanır, bölünmede rolü var.



1



Nonesansiyel k o m p o n e n tler Kapsül



Polisakkarit



Fagositoza karşı korur



Pilus ve Fimbria



Glikoprotein



iki tip tir: 1-hücre yüzeyine tutunmayı sağlar. 2-sex pilus konjugasyonda iki bakterinin tutunmasını sağlar



Flagella



Protein



Hareketi sağlar



Spor



Dipikolinik asit, keratin tabaka



Dehidratasyon, ısı ve kimyasal maddelere karşı direnç sağlar



Plazmid



DNA



Toksinler ve antibiyotik rezistansı için bir tü r gen içerir



Granül



Glikojen, lip it, polifosfatlar



Sitoplazmadaki besin depolarıdır



Glikokaliks



Polisakkarit



Yüzeylere yapışmada görevli



3.



Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde profajlarla kazanılan bir özellik hastalık oluşumundan sorumludur?



5.



A) Pnömokok pnömonisi B) Botulismus C) Staphylococcus aureus besin zehirlenmesi D) Toksik şok sendromu



A) Lymulus lizat B) Koaglütinasyon C) Gram boyama



E) EIEC Lizojenik dönüşümde bakteriyofajlar rol almakta ve enfekte ettikleri hücrelere ekzotoksin yapımı başta olmak üzere bazı özellikleri taşımaktadırlar. Difteri, kolera, botulismus, kızıl ve EHEC ekzotoksinleri gibi. B a k te riy o fa jla rc a kodlanan b a k te ri to k s in le ri B a k te ri



T oksin



Corynebacterium diphtheriae



Difteri ekzotoksini



Streptococcus pyogenes



Eritrojenik toksin



Clostridium botulinum



Botulizm nörotoksini



Enterohemorajik Escherichia coli



Shiga-like toksin



Vibrio cholerae



Kolerajen



İntravenöz sıvı tedavisi uygulanan hastada titreme, ateş ortaya çıkıyor ve bu reaksiyondan sıvıların içindeki endotoksinlerin rolü olduğu düşünülüyor. İntravenöz sıvılarda endotoksin varlığı aşağıdaki testlerden hangisi ile saptanır?



D) Lam aglütinasyonu E) Quellung reaksiyonu Steril intravenöz sıvılarda bulunan endotoksin yapıları uygulama sırasında ciddi reaksiyonlara yol açmaktadır. Bunun için birdeniz canlısından elde edilen lymulus lizat kullanılır. Endotoksine karşı antikor yanıtı belirgin değildir ve antikor yanıtı ölçen lam aglütinasyonu, koaglütinasyon gibi yöntemlerle saptanmaz. Gram boyama ile ancak sağlam bakteriler görülebilir, endotoksin tanısında faydalı değildir. O uellung reaksiyonu (kapsül şişme reaksiyonu) kapsüllü bakterilerin tanımlanmasında kullanılmaktadır. Doğru cevap: A



6.



Aşağıdaki bakteriyal enfeksiyonlardan hangisinin patogenezinde ekzotoksinler rol oynamaz?



Doğru cevap: B



A) Şarbon 4.



Aşağıdaki ekzotoksinlerden hangisi süperantijen özellik gösterir?



B) Kolera



A) Botulinum toksin B) Protektif antijen



C) Difteri D) Tüberküloz



C) Tetanus toksin



E) Botulizm



D) Toksik şok sendromu toksini E) Pertusis toksin



En önemli iki süperantijen toksik şok sendromu toksini ve kızılın eritrojenik toksinidir. Botulinum toksini, Nörotoksindir. Periferik sinapslara etki eder. Nörotransmitter salınımını inhibe eder. Flask paralizi yapar. Verotoksin, Protein sentezi inhibisyonu yapar. EHEC tarafından salgılanır. Tetanus toksin, Nörotoksindir. Santral Sinir Sistemi’nde etki eder. GABA salınımını inhibe eder. Rigid spazm oluşturur. Pertusis toksini, B kompenenti ile respiratuar mukozaya tutunur. ADP ribozilasyonu ile Gl inhibisyonu yapar. Sonuçta siklik AMP artar ve respiratuvar yollarda sekresyon ve mukus artışı olur. Fagositik fonksiyon azalır. Toksik şok sendromu toksini, bir süper antiijendir. 5. aureus’dan salgılanır. T hücre reseptörleri ve MHC ile bağlanır. Çok sayıda hücreyi stimüle ederek sitokin salınımına sebep olur. “Ekzotoksin ve endotoksinlerin (lipopolisakkaritler) özellikleri” ve “Majör bakteriyeI toksinler: etki mekanizmaları ve etkileri” başlıklı tablolara bakınız. Doğru cevap: D



Hücre içi bakterilerin patogenezinde ekzotoksinlerin rolü yoktur.



çoğunlukla



Tüberküloz fakültatif hücre içi bakteridir. Patogenezinde toksinlerin rolü yoktur. Diğer şıklardaki bakterilerin patogenezinde ekzotoksinler rol oynamaktadır. Doğru cevap: D



Hücre içi e tk e n le rin o rta k ö z e llik le ri • Çoğunda granutomatoz enflamasyon oluşur • Virülanslarında invazyon faktörleri e tkili (bakteri) • Hücresel immünite etkili • Antikor yanıtı etkisiz • Genellikle ekzotoksin, enzim, kapsül içermezler • AIDS te sıklığı artar • Tip IV aşırı duyarlılık reaksiyonu oluşur • HSM, LAP, kemik iliğini in filtre ederler • Birçoğu konjenital enfeksiyona yol açabilir • Birçoğunun tedavisinde tetrasiklin, streptomisin



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



25



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



26



|



Ekzotoksin ve e n d o to k sin le rin (lip o p o lis a k k a ritle r) ö z e llik le ri Ekzotoksin ler



Endotoksinler Gram negatif bakterilerin hücre duvarlarının bir parçasıdır. Bakterinin ölümünden sonraya da bakteri ürerken ortaya çıkar.



Canlı hücrelerden salınır. 1 Gram p o z itif ve gram n e g a tif b a k te rile r tarafın da n yapılır.



Sadece gram negatif bakterilerde vardır.



P o lip e p tid y a p ıs ın d a d ır. M o lekül a ğ ırlığ ı 10.000900.000'dir.



LPS kompleksinin lip it A bölümü etkilidir.



Isıya dayanıksızdır. 60°C üstünde ısıtmakla hızla harap olur.



Isıya kısmen da ya n ıklıd ır. 60°C üstünde ısıtm akla toksik etkisini kaybetmeden saatlerce dayanır.



1 A n tije n ik özelliği ku vve tlid ir. Yüksek titre d e antitoksin yapımını stimüie eder. Antitoksin, toksini nötralize eder.



Zayıf im m ünojendir, antikorlar antitoksik ve koruyucudur. Hastalıktan korunma ile antikor titre le ri arasındaki ilişki ekzotoksinlerdeki gibi açık değildir.



Formalin, asit ve ısı ile antijenik, toksik olmayan forma döner. Toksoidler aşılamada k u lla n ılır (Örnek; Tetanoz toksoidi).



Toksoid hale dönmez.



K uvve tli to k s ik tir Hayvanlarda mikrogram ve daha az düzeylerde öldürücüdür.



Orta derecede toksiktir, 10-100 mikrogramı hayvanlar için öldürücüdür (schvvartzman reaksiyonu).



Genellikle hücrelerdeki spesifik reseptörlere bağlanır.



Hücrelerde spesifik reseptörleri bulunmaz.



Genellikle konakta ateş yapmaz.



lnterlökin-1 ve diğer mediyatörlerin salınması ile konakta ateş yapar.



Protein yapısındadır (Polipeptid).



Lipopolisakkarit yapıdadır.



K rom ozom , b a k te riy o fa j veya p la zm id ta ra fın d a n kodlanabilir.



Sadece kromozom tarafından kodlanır.



Serbest salınımı vardır.



Serbest salınımı yoktur.



Bakteri cinsine özel etki türü vardır.



Tüm gram negatiflerde aynı etki türüne sahiptir.



7.



Plazmada plazminojen sistemini aktive eden enzim aşağıdakilerden hangisidir? A) Streptokinaz B) Lipaz



C.botulinum toksini nörotoksindir. Sinir-kas kavşağında periferik sinirlerin akson uçlarından asetilkolin salınmasını inhibe ederek flask paraliziye yol açar. C.diptheriae toksini protein sentezini inhibe eder.



C) Hyalüronidaz



S.aureus TSST-1 süperantijen özelliğindedir.



D) DNA’az C.perfringens alfa toksini lesitinaz aktivitesi gösterir.



E) Koagulaz



Doğru cevap: D



Birçok hemolitik streptokok, streptokinaz üreterek plazminojenin plazmine dönüşümünü arttırır. Fibrinolizin adı da verilen bu enzim pıhtılaşmış plazmayı eritir ve streptokokların dokuların arasına yayılmasına yardımcı olur.



Aşağıdakilerden hangisinin ekzotoksini asetilkolin blokajı yaparak etki gösterir? A) C.diptheriae C) E coli



Koch postulatları kullanma amacı aşağıdakilerden hangisidir? A) Bakteri virulansı tayini



Doğru cevap: A



8.



9.



B) Enfeksiyon etkeni mikroorganizmanın tespiti C) Bakterinin tip tayini D) Direnç mekanizmaları tespiti E) Hepsi



B) S.aureus D) C.botulinum E) C.perfringens



Bir mikroorganizmanın etken olduğunu gösteren bulgulara KOCH postulatı adı verilir.



M ajör b a k te riy e l to k s in le r: e tk i m ekanizm aları' ve e tk ile ri (Devamı) Ekzotoksinler (Yaşayan hücrelerden salınırlar)



Corynebacterium diphtherrae



Pseudomonas aeruginosa



Difteri toksini



Difteri toksini reseptörleri kalp ve sinirlerde yaygın olarak bulunur. Toksinin A parçası ökaryotik hücrelerde ADP ribozilasyonuyla EF-2 inhibe ederek protein sentezini inhibe eder.



Boğaz ağrısı, hafif ateş, boğazda psödomembran, nörolojik ve kardiyak semptomlar, taringeal spazma bağlı asfiksi veya kalp yetmezliğine bağlı ölüm olabilir.



Ekzotoksin A



EF-2nin ADP ribolizasyonu sonucu özellikle karaciğer hücrelerinde olmak üzere protein sentez inhibisyonu yapar.



Sarılık ve ekzotoksin A septisemisine bağlı ölüm riski yüksektir.



Protein sentezi inhibisyonu yapanlar (A-B toksinleri)



Shigella dysenteria tip-1



Shiga toksin (ST)



‘A” komponenti ve 60 S ribozomları ayırarak protein sentez inhibisyonu yapar.



Shigella'ların çoğunluğu shiga toksin üretmeksizin dizanteriye sebep olurlar. Shiga toksin salgılayanlar kolon mukozasında daha fazla hasara ve daha sık HÜS'a sebep olurlar.



Enterohemorajik E.coli (EHEC)



Verotoksin (Shiga like toksin)



ı‘A” komponeti ve 60 S ribozomları ayırarak protein sentez inhibisyonu yapar.



Hemorajik kolit ve HÜS



Helicobacter pylori



Sitotoksin



Virülansm “ cag A” ve Vac A geni ile kodlandığı düşünülmektedir.



C.difficile



Sitotoksin



Toksin A ve B ile hastalık ortaya çıkar.



Enterotoxic E.coli (ETEC)



V. cholerae



E.coli labil toksin (LT) ısıya duyarlı



Aşırı sıvı ve elektrolit kaybı; sulu-mukuslu dışkı. Kaybedilen sıvı yerine konmazsa ağır dehidratasyon ve hipovolemik şok B parçasi ile ince bağırsak gangliozid reseptörlerine bağlanır ve aktif A parçası ile adenilat siklaz aktivasyonunu sağlar. Sonuçta c AMP artarak hızla su kaybedilir ve ishal oluşur.



Kolera ekzotoksin



Toksinin 2 komponenti vardır (A,B)



Antraks toksini (üç alt üniteli tek ekzotoksin)



Toksinin üç farklı komponenti vardır: - Protektif Antigen (PA) - Ödem faktör (EF) - Letal faktör (LF) EF adenilatsiklazdır. LF letal etkilidir. EF veya LF tek başlarına etki oluşturamazlar, mutlaka PA ile birlikte etki gösterirler.



Bordetella pertussis



Pertussis toksin



Pertussis toksin B komponenti ile respiratuvar mukozaya tutunur. ADP ribozilasyonu (Adenilat siklazın negatif regülatörüdür) ile Gi inhibisyonu yapar. Bunun sonucunda cAMP artar.



Clostridium tetani



Tetanoz toksini



SSS'de etki ederek inhibitör bir nörotransmitter olan GABA salınımını inhibe eder.



Rijid spazm



Clostridium botulinum



Botulinum toksin



Periferik sinapslara etki ederek Ach salınımını inhibe eder.



Flask paralizi



B. cereus



Enterotoksin



Toksik etkinin toksinin MSS'ne direkt etkisinden kaynaklandığı kabul edilir.



Enterotoksin ısıya dirençlidir. Sıklıkla kavrulmuş pirinçle bulaşır.



Toksik etkinin toksinin MSS'ne direkt etkisinden kaynaklandığı kabul edilir.



Enterotoksin ısıya dirençlidir. Sıklıkla mayonez, krema gibi besinlerde görülür. En sık enterotoksin A (ısıya dirençli) sorumludur.



cAMP'i artırarak etki edenler (A-B toksinleri) Bacillus anthracis



Nörotoksinler



A komponenti ile ADP ribozilasyonu yaparak adenilat siklazı aktive eder. Buna bağlı aşırı cAMP artışı olur.



Mide mukozasında sitotoksisite ve vakulolizasyona neden olur Bu toksinler sitotoksik etki ederler ve böylece sıvı alımı kontrolü bozulur.



S. aereus



Enterotoksin



Malign püstüle sebep olur. Önce vezikül olarak başlayıp sonra püstül gelişir (Tümöre benzer görünümü vardır). Daha sonra çevresi siyah nekrotik hale gelir. Respiratuvar sistemde septik şok tablosu oluşturur. Respiratuvar sekresyon ve mukus artışı; üst solunum yolarında fagositik fonksiyon azalır; ensefalopati eşlik eder. Paroksismal öksürük nöbetlerinden toksin sorumlu olmayabilir.



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



27



28



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



KOCH P O STU LA TLA R I



1. Aynı hastalığa sahip bütün hastalardan aynı mikroorganizma izole edilebilmeli 2. İzole edilen mikroorganizma saf şekilde kültürde üretilmeli 3. Kobaya verildiğinde aynı hastalığı yapabilmeli 4. Hastalığın bulaştırıldığı hayvandan aynı mikroorgan­ izma izole edilmelidir. Bu postulatlar bir hastalığın sebebinin hangi mikroorganizma olduğunu sapta­ mada kullanılır.



Pseudomonas aeruginosa’nın A ekzotoksini, C diptheriae ile aynı reaksiyonu katalizler. (EF-2'yi inhibe ederek protein sentezini bloke eder). Farklı hastalık tabloları oluşturmaları ise bakterilerin farklı doku tercihleri bulunması ile açıklanmaktadır. B.anthracis , B.pertusis aktivasyonu yapar.



toksini



adenilat



siklaz



C. botilinum toksini asetil kolin salınımım inhibe eder. E.coli verotoksini protein sentezini inhibe eder.



Doğru cevap: B



Doğru cevap: D



10. Patojen bir mikroorganizmanın değişik suşlarının insanda yapmış olduğu hastalığın derece farkını gösteren terim aşağıdakilerden hangisidir?



13. Aşağıdaki bakterilere ait ekzotoksinierden hangisi ani bebek ölümü sendromuna (sudden infant death syndrome) yol açabilmektedir?



A) Patojenite



B) Simbiyozite



A) C. diptheriae



B) C.tetani



C) Toksijenite



D) Invazivlik



C) C.botulinum



D) C.difficile



E) Virulans Patojenite, bir mikroorganizmanın hastalık ya da ilerleyici lezyon oluşturabilme yeteneğidir. Virulans, patojenitenin derecesini belirler; örneğin virülansı yüksek olan mikroorganizmalar çok küçük sayılarda hastalık oluşturabilir. Toksijenite toksik madde üretebilme; invazivlik, mikroorganizmanın konakçı dokuları içine girebilme ve çoğalabilme yeteneğidir.



E) B.anthracis Botulinum toksini bilinen en potent toksinlerden biridir. Bebeklerin sindirim kanalında kolonize olan bakteriler toksin oluşturarak gevşek bebek tablosu oluşturabilirler. Ani beşik ölümü ile ilgisi olduğundan ve kontamine balın ve hazır bebek mamalarının bulaşta rol oynayabileceği düşünüldüğünden 1 yaş altı çocuklara (özellikle kabız çocuklara) bal önerilmez. Doğru cevap: C



Doğru cevap: E



11.



Aşağıdaki bakterilere ait ekzotoksinierden hangisi adenilat siklazı uyararak etki göstermez? A) E.coli labil toksin



B) E.coli stabil toksini



C) V.cholerae toksini D) B.pertussis toksini E) Bacillus anthracis toksini E. coli’nin düşük molekül ağırlıklı ısıya dirençli toksini (stabil toksin), guanilat siklazı uyararak etki gösterir. Şıklarda belirtilen diğer toksinler adenilat siklazı aktive eder. Doğru cevap: B



14. Glisin salınımım inhibe ederek etki eden toksin aşağıdakilerden hangisidir? A) Shiga toksin C) Verotoksin



B) Tetanoz toksin D) Pertussis toksin E) Botulinum toksin



Tetanoz toksini; glisin salınımım inhibe eder. Botulinum toksini; asetil kolin salınımım inhibe eder. Verotoksin; E. coli tarafından üretilir. Enterositlere toksiktir. Toksin protein sentezini peptid uzaması aşamasında inhibe eder. Pertussis toksini; adenilat siklaz aktivasyonu ile cAMP’yi artırarak etki eder. Shiga toksini; nörotoksik, sitotoksik, enterotoksiktir. Şiga toksini ile verotoksinin etki mekanizması aynıdır.



12.



Aşağıdaki bakterilere ait ekzotoksinierden hangisi C.diptheriae ekzotoksini ile aynı etkiye sahiptir? A) B.anthracis toksini B) B.pertusis toksini



Doğru cevap: B



15. Deri normal florasının en önemli üyesi olan bakteri aşağıdakilerden hangisidir?



C) C.botilinum toksini



A) S. aerogenes



D) Pseudomonas ekzotoksin A E) E.coli verotoksini



C) Micrococcus luteus D) S. epidermidis E) S.haemolyticus



B) S. aureus







Hücre duvarında bulunan lip o p o lis a k k a rit, endotoksin etkisi yapmaz. Ekzotoksini de yoktur.







Beta-laktamaz salgılar.







Enfeksiyonları endojen kaynaklıdır.







Sıklıkla beyin ve GIS apselerine yol açar.



S.epidermidis normal insan derisinin florasında bulunan bir bakteridir. Ancak konakçı bağışıklığı baskılandığında patojenik olabilir. Yapay kalp kapakçıkları, intravasküler kataterler gibi yabancı cisimleri özellikle enfekte eder. Sentetik materyallere yapışmasını sağlayan yapıya slime faktör ismi verilir. Doğru cevap: D







PID’nin önde gelen nedenidir.







Özellikle diabetlilerde sellülite yol açar.







Barsak perforasyonu sonucu gelişen intraabdominal enfeksiyonların (peritonit vs) en sık etkenidir.







Genellikle diyafragma altında enfeksiyona neden olur.



16. Aşağıdaki mikroorganizmalardan boğazda normal flora elemanı değildir?



hangisi



A) Neisseria türleri B) Haemophilus influenza C) Pseudomonas aeruginosa D) Viridans streptokoklar E) Streptococcus epidermidis Boğazda normal florada viridans streptokoklar, Neisseria türleri, S. epidermidis ve Haemophilus influenzae bulunur.



Tedavi



• • • •



Çoğu metronidazole hassastır. En etkili sefalosporin sefoksitindir. Yapı itibariyle kinolon ve am inoglikozidler etkisizdir. Sellülit vakalarında debridman ve drenaj önemlidir.



Doğru cevap: C



Doğru cevap: A



17. Aşağıdaki ağız florası üyelerinden hangisi diş çürüğünden sorumludur?



19. Aşağıdaki bakterilerden hangisinin oluşturduğu bakteriyemi sırasında endotoksik şok görülmez?



A) Streptococcus pyogenes B) S. mutans C) Bacteroides D) Peptostreptokoklar E) Fusobacterium Viridans streptokoklardan biri olan S. mutans, diş çürükle­ rinin öncülü olan diş plağında çok sayıda bulunur. Enamei yüzeyindeki plak, bakteri tarafından salgılanan jelatinöz, yüksek molekül ağırlıklı glukanlardan oluşmuştur. Plak içine hapsolmuş bakteriler enameli demineralize edip çü­ rüğü başlatan büyük miktarda asit üretir.



A) Escherichia coli B) Neisseria meningitidis C) Klebsiella pneumoniae D) Salmonella typhii E) Staphylococcus aureus Endotoksik şok terimi gram (-) bakterilerin parçalanması sonucu lipopolisakkarit tabaka tarafından oluşturulan tabloyu tanımlamakta kullanılır. Gram (+) kok olan stafilokoklar için bu söz konusu değildir. “Önemli bakteriyeI ekzotoksinler” başlıklı bakınız.



tabloya



Doğru cevap: B Doğru cevap: E



18. Kolon normal florasında en fazla bulunan anaerop bakteri aşağıdakilerden hangisidir? A) Bacteroides fragilis B) Clostridium perfringens C) Escherichia coli D) Eubacterium E) Bacteroides melaninogenicus Bakteriodes fra g ilis



20. Aşağıdakilerden hangisi zoonozenfeksiyonlardan biri değildir? A) Şarbon



B) Tularemi



C) Bruselloz



D) Trişinelloz E) Difteri



Mikroorganizmaların doğal rezervuarları, insanlara bulaşma koşulları ve yolları, enfeksiyon hastalıklarının tanısında önemli bir yere sahiptir.







Gram (-) çomaktır, sitoplazmasında vaküoller vardır.



Difteri, sadece insanda görülen enfeksiyondur.







Zorunlu anaeroptur.



Bruselloz, bir zoonozdur. Bakteriler hayvanlarda plasenta ve meme bezlerinde yerleşirler. İnsana ülkemizde en sık olarak kontamine süt ve taze peynir, krema gibi süt ürünleri ile bulaşır. Veteriner hekimlere, hayvancılıkla uğraşanlara direkt deri yolu ile bulaşabilir. Laboratuvar kaynaklı enfeksiyonlar arasında ilk sırada yer alır.







Kolon florasında en fazla bulunan bakteridir







Hareketsizdir.







Polisakkarit kapsül önemli bir virulans faktörüdür.







Kollajenez ve hyaluronidaz enzimleri vardır.



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



29



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



30



i



Ö nem li b a k te riy e l e kzo to ksin le r Bakteri



Hastalık



Etki şekli



Toksoid



Gr (+) koklar S.aureus



1.Toksik şok sendromu



Süper antijendir,Clas II MHC proteinine ve T hücre reseptörlerine bağlanır.lL-1 ve IL-2 salınımına neden olur.



Yok



2.Gıda zehirlenmesi



Süperantijendir, sadece GIS’de lokal etki gösterir.



Yok



3.Haşlanmış deri sendromu



Proteazdır,desmozomlarda desmogleini ayırır.



Yok



S.pyogenes



Kızıl



Süperantijendir,S.aureusun toksik şok sendromu toksinine benzer etki gösterir.



Yok



C.difteria



Difteri



ADP ribolizasyonu ile EF-2 inaktivasyonu



Var



C.tetani



Tetanoz



ilg ili proteinin proteolitik ayrılması ile inhibitör bir nörotransmitter olan Glisinin saliminim inhibe eder.



Var



C. difficile



Psödomembranöz enferokolit



Ekzotoksin B ile Aktin filamentlerinin disagregasyonu ile enterositlere sitotoksik etki eder.



Yok



C.perfringes C. botulinum B. anthracis



Gazlı gangren



Toksin lesitinazdır.Enterotoksini süperantijendir.



Yok



Botulizm



Asetil kolin blokajı



Var



Antrax (şarbon)



Toksinlerinden biri adenilat siklazdır.



Yok



I.Sulu diyare



Labil toksini ADP ribolizasyonu ile adenilat siklazıstimüle eder.Stabil toksiniyle de guanilat siklazı stimüle eder.



Yok



2.Kanlı diyare



Verotoksin,28S rRNA ayrılması ile enterositlere sitotoksik etki



Yok



Kolera



ADP ribolizasyonu ile adenilat siklazı stimüle eder.



Yok



Boğmaca



ADP ribolizasyonu ile adenilat siklazı stimüle eder, kemokin reseptörleri inhibe eder.



Yok



Gr (+) basiller



Gr (-) basiller E.coli V.cholerae B.pertussis



Tularemi, “avcı hastalığı” olarak da isimlendirilen zoonozdur. Etken küçük, Gram ile iyi boyanmayan bakteridir. Bakteri kemirgenlerle direkt temas ya inhalasyonla, bazen kenelerin sokması ile bazen kontamine su ile bulaşabilmektedir.



bir bir da de



Bazı fa k ü lta tif ve zorunlu hücre içi mikroorganizmalar Zorunlu hücre içi bakteriler



• Riketsiya • Klamidya



Şarbon, aslında ot yiyen hayvanların hastalığıdır, insan için bir zoonozdur.



Fakültatif hücre içi bakterler



Trişinelloz, domuzlarda yaygındır.



• Brucella Doğru cevap: E



• Francisella tularensis • Yersinia pestis



21. Aşağıdaki vücut bölgelerinden hangisinin florası, yaş ve buna bağlı hormonal değişiklikler nedeniyle değişim gösterir? A) Deri



B) Göz



C) Üretra



D) Vajina



• Listeria monocytogenes • Salmonella typhii • Legionella pneumophila • Mycobacterium tuberculosis/lepra



E) Bağırsak Fakültatif hücre içi mantar



Vajina florası yaşa bağlı olarak değişir.



• Histoplasma capsulatum



Doğru cevap: D



Fakültatif hücre içi parazit



22. Aşağıdaki bakterilerden hangisi hücre içi üreyerek insanlarda enfeksiyona neden olur?



• Toxoplasma gondii • Leishmania spp. • Trypanosoma spp.



A) Mycobacterium tuberculosis B) Bacillus anthracis C) Corynebacterium diphtheriae D) Clostridium difficile E) Vibrio cholerae



t



^



Mycobacterium tubercufosis fakültatif hücre içi üreyen bakteridir. Diğer seçenekler ekzotoksinleriyle hastalık oluştururlar. Doğru cevap: A



23. Aşağıdakilerden hangisi florasında bulunmaz?



normal



Ekzotoksinler protein yapıda olduğundan ısıya duyarlı toksinlerdir. Ekzotoksinler •



Canlı bakterilerden salınır.







Hem gram pozitif hem de gram negatif bakteriler tarafından salınabilir.







Polipeptid yapıdadır.







Protein olduğu için a n tije n ik, ısıya duyarlı, reseptörlere bağlanabilen, aşı oluşturabilen toksinlerdir.







Ekzotoksinler , endotoksin gibi makrofajları uyarmadığı için ateş oluşturma olasılığı düşüktür. Bu nedenle kolera, difteri, botulizm, tetanoz gibi ekzotoksine bağlı klinik tablolarda ateş tipik değildir.



bağırsak



A) Campylobacter



B) Enterokoklar



C) Fusobacterium



D) Bacteroides



E) Streptokoklar Campylobacter normal florada bulunmaz. Bağırsağın normal florasında en çok bulunan aerop bakteri E.coli anaerop bakteri B.fragilis’tir. Şıklardaki diğer bakterilerde normal florada bulunabilirler.



“Ekzotoksin ve endotoksinlerin (lipopolisakkaritler) özellikleri” başlıklı tabloya bakınız.



“Klinik önemi olan normal flora üyeleri" başlıklı tabloya bakınız.



Doğru cevap: B



Doğru cevap: A



24.



Ekzotoksinler ile hangisi yanlıştır?



ilgili



aşağıdaki



ifadelerden



hangisi



enterotoksin



A) Staphylococcus aureus



A) Canlı bakteri hücresinden dış ortama salınırlar. B) Genellikle 80°C sıcaklığa dirençlidirler. C) Toksoidlere dönüştürülüp aşılamada kullanılabilirler. D) Çok küçük miktarları ile toksik etkileri ortaya çıkabilir. E) Genellikle konak hücresi reseptörlere bağlanırlar.



25. Aşağıdaki bakterilerden salgılamaz?



üzerinde



özgül



B) Corynebacterium diphtheriae C) Escherichia coli D) Vibrio cholerae E) Vibrio parahaemolyticus Enterotoksin salgılayan bakterilerin besin zehirlenmesi ve ishal tablosu yapması önemlidir.



K lin ik önem i olan norm al flo ra ü ye le ri Lokalizasyon



En sık görülen mikroorganizmalar



Daha az bulunan mikroorganizmalar



Deri



Staphylococcus epidermidis



S.aureus,Difteroidler,Streptokok türleri P.aeruginosa, Anaeoroplar (Propionibacterium acnes) Mantarlar (C.albicans), Acinetobacter



Burun



Staphylococcus epidermidis Staphylococcus aureus



Difteroidler,Streptokok türleri, Neisseria türleri



Ağız



Streptococcus viridans



Streptokok türleri, Eikenella corrodens



Dental plak



Streptococcus mutans



Prevotella intermedia Porphyromonas gingivalis



Diş etleri



Anaerob türleri (Bacteriodes, Fusobacterium, Actinomyces)



Boğaz



Streptococcus viridans



Streptokok türleri Neisseriae, H.influenzae, S.epidermidis



İnce barsaklar Kolon



Laktobasiller B. fragilis E. coli



Enterokoklar, Bacteroides Bifidobacterium , Öbakteriler, Fusobacterium Laktobasil, Aerobik G r(-)’ler, Enterococus fecalis



Vajina



Laktobasiller



Streptokok türleri Gr(-) basiller, B.fragilis, Difteroidler C.albicans, Gardnerella vaginatis



Üretra



S.epidermidis, Difteroidler, Streptokok türleri, E.coli, gr(-) basiller, Mycobacterium smegmatis



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



31



32



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



Corynebacterium diphtheriae, ekzotoksini EF-2 inhibisyonu ile protein sentezini durdurur. Enterotoksin özelliği yoktur.



27. Aşağıdakilerin hangisinde bir bakteri virülans faktörü ile birlikte verilmemiştir? Bakteri



Virülans faktör



Diğer şıklardaki bakteriler enterotoksin yaparlar.



A) Bacteroides fragilis



Kapsül



Doğru cevap: B



B) Clostridium perfringens C) Neisseria meningitidis



Lesitinaz



D) Actinomyces 26. Aşağıdakilerden değildir?



hangisi



A) Kolera toksini C) Kızıl toksini



AB



modeli



toksin



B) Tetanoz toksini D) Botulinum toksini E) Difteri toksini



Ekzotoksin hastalıklarının çoğunluğunda A-B toksin modeli bulunur. Kızıl toksini süperantijen özelliği gösterir.



Lipooligosakkarit Ekzotoksin



Fibronektin bağlayan protein Actinomyces, normal ağız, burun, diş eti, diş cebi, gastrointestinal sistem ve kadın genital sistem florasında bulunan, gram pozitif, anaerop bakterilerdir. Bakteri fırsatçı bir patojendir. Travmalar sonucunda mukozalarda meydana gelen çatlaklardan içeri girer. Florada yer alan diğer bakterilerle birlikte, yavaş seyirli, endojen, mikst enfeksiyonlar oluşturur. E) Streptococcus pyogenes



Bacteroides fragilis, anaerop kapsüllü bakteridir.



Sıklıkla ekzotoksin üreten bakteriler Clostridium tetani, Corynebacterium diphtheriae, Clostridium botilinum, Clostridium perfringens, Staphylococcus aureus, Bacillus cereus, Escherichia coli’nin bazı türleri, Yersinia enterocolitica, Vibrio parahemolyticus, Streptococcus türleri ve Shigella dysenteriae’dır. Doğru cevap: C



Clostridium perfringens’in, gazlı gangren yapan toksini lesitinaz aktivitesi gösterir. Neisseria meningitidis, gram negatif bakteridir ve hücre duvarında bulunan lipooligosakkarit yapı endotoksin etkisi gösterir. Streptococcus pyogenes, yapısındaki fibronektin bağlayan protein virülans faktörü olarak görev yapar. Doğru cevap: D



j



Ekzotoksin ve e n d o to ksin le rin (lip o p o lis a k k a ritle r) ö z e llik le ri Ekzotoksinler



Endotoksinler



Canlı hücrelerden salınır.



Gram negatif bakterilerin hücre duvarlarının bir parçasıdır. Bakterinin ölümünden sonra ya da bakteri ürerken ortaya çıkar.



Gram p o z itif ve gram n e g a tif b a k te rile r tarafın da n yapılır.



Sadece gram negatif bakterilerde vardır.



P o lip e p tid 900.000'dir.



LPS kompleksinin lip it A bölümü etkilidir.



y a p ıs ın d a d ır. M o le kü l a ğ ırlığ ı



10.000-



Isıya dayanıksızdır. 60°C üstünde ısıtmakla hızla harap olur.



Isıya kısmen d a ya n ıklıd ır. 60°C üstünde ısıtm akla toksik etkisini kaybetmeden saatlerce dayanır.



A n tije n ik özelliği ku vve tlid ir. Yüksek titrede antitoksin yapımını stimüle eder. Antitoksin, toksini nötralize eder.



Zayıf im m ünojendir, antikorlar antitoksik ve koruyucudur. Hastalıktan korunma ile antikor titre te n arasındaki ilişki ekzotoksinlerdeki gibi açık değildir.



Formalin, asit ve ısı ile antijenik, toksik olmayan forma döner. Toksoidler aşılamada k u lla n ılır (Örnek; Tetanoz toksoidi).



Toksoid hale dönmez.



K uvvetli to k s ik tir. Hayvanlarda mikrogram ve daha az düzeylerde öldürücüdür.



Orta derecede to ksiktir 10-100 mikrogramı hayvanlar için öldürücüdür (schwartzman reaksiyonu).



Genellikle hücrelerdeki spesifik reseptörlere bağlanır.



Hücrelerde spesifik reseptörleri bulunmaz.



Genellikle konakta ateş yapmaz.



interlökin-1 ve diğer mediyatörlerin salınması ile konakta ateş yapar.



Protein yapısındadır (Polipeptid).



Lipopolisakkarit yapıdadır.



Krom ozom , b a k te riy o fa j veya p la zm id ta ra fın d a n kodlanabilir.



Sadece kromozom tarafından kodlanır.



Serbest salımmı vardır.



Serbest salımmı yoktur.



Bakteri cinsine özel etki türü vardır.



Tüm gram negatiflerde aynı etki türüne sahiptir.



vermezler. Başka hücrelere aktarılabilirler. Bakteri kro­ mozomu ile birleşebilenlere epizom adı verilir.



BAKTERİ GENETİĞİ V________________________________________________________________________



1.



Günümüzde bakterilerin sınıflandırılmasında ve isimlendirilmesinde kullanılan en duvarlı test aşağıdakilerden hangisidir? A) Gram boyama



B) 16 s r RNA dizi analizi



C) Enzimatik aktivite D) Faj tiplendirme E) Antibiyotik duyarlılığı



Antibiyotik direnci dışında dezenfektanlara direnç, redüktaz enzimi ile civa, gümüş gibi ağır metallere direnç, uv ışınlarına direnç, virülans faktörleri (pili,...), toksin yapımı (E.coli labil ve stabil enterotoksinleri, S. aureus eksfolyatif toksin, C. tetani tetanospazmin,...), bakteriyo­ sin yapımı, biyokimyasal özellikler, bitkilerde farklı etkilere yol açan (tümör oluşumu, azot tutulumu,...) özellikler de plazmidle aktarabilmektedir.



Bakteriler günümüzde en duyarlı yöntem olarak rRNA-DNA dizi analizleri ile sınıflandırılmakta ve isimlendirilmekte ve yeni cinsler tanımlanmaktadır. Çünkü rRNA mutasyondan en az etkilenen genetik materyaldir. Bu amaçla araştırılan 16 s RNA, rRNA 30 S alt ünitesinde yer alan bir dizidir. Doğru cevap: B



2.



Aşağıdaki genetik birimlerden hangisi plazmid ve bakteriofaj DNA’ları içinde veya bu DNA’lar arasında bir noktadan diğerine kolayca hareket edebilir? A) Profaj



B) Transpozon



C) F faktör



D) Replikon E) Operon



Transpozonlar oldukça hareketli genetik birimlerdir. Profajlara, plazmidlere, bakteriyel kromozomlara ve bakteriyofaj DNA’larının içine girebilir. Birçok transpozon antibiotik direnç genlerini ve kendi rekombinasyonunu uyaran genleri taşır. Transpozonların türe özgünlüğü çok zayıftır ve aynı transpozonlar değişik mikroorganizma türlerinde bulunabilir. Profaj hücreye girip bakteri DNA’sına integre olabilen fajlardır. Replikon bakteri replikasyonunda replikasyonu başlatan bölgedir. Operon replikasyonla ilişkili proteinleri kontrol eden gen topluluğu bölgesidir. Doğru cevap: B



3.



Aşağıdakilerden hangisi fonksiyonlarından değildir?



plazmidlerin



4.



Herhangi bir bakteriyel genin bir faj partikülünün içine paketlenip enfeksiyonla başka bir bakteriyi enfekte etmesi ve alıcı bakterinin fenotipinde değişikliğe yol açması olayına ne ad verilir? A) Genelleşmiş transformasyon B) Özelleşmiş transdüksiyon C) Konjugasyon D) Seksdüksiyon E) Genelleşmiş transdüksiyon



Sorunun amacı genetik bilgi aktarım şekillerinin bilin­ mesidir. Faj aracılığı ile olan aktarım transdüksiyondur. Soruda herhangi bir gen denildiği için genelleş­ miş transdüksiyon sorulmaktadır. Bazı genler alınmış deseydi özelleşmiş transdüksiyon olurdu. Transdüksiyon, bir hücreden diğerine virüs aracılı (bak­ teriyofaj) DNA transferidir. Genel transdüksiyonla, herhangi bir gen alınabilir.



A) Ekzotoksin üretimi B) Bakteriyosin üretimi C) Nitrojen tutucu enzimler D) Endotoksin üretimi E) Antibiyotik rezistansı Aslında bu soruyu cevaplarken plazmid fonksiyonlarında genel mantığının bilinmesi esastır. Bakterilerin esansiyel yapılarının kromozomlar tarafından sağlandığını bilen bu soruyu kolaylıkla cevaplayabilir. Plazmidler, çoğunlukla bakteri sitoplazmasında bulu­ nan çift iplikçikli, çember şeklinde ve kendi kendine çoğalabilen DNA yapılarıdır. Bulunduğu hücreye zarar



Özelleşmiş transdüksiyonla bazı genler alınır. Transformasyon, başka bir bakteri ya da plazmid DNA parçasının bakteriye dolaysız aktarımıdır. Bu aktarım ortamda DNAse enzimi varsa oluşturulamaz. Genelde aynı cins bakteriler arasında olur. Alıcı bakterinin DNA alabilme yeteneği (kompetans faktörü) en önemli be­ lirleyicidir. Konjugasyon, canlı iki bakteriden, piluslarla teması so­ nucu, F+olandan F‘ olana gen aktarımı olayıdır. ‘‘Genetik bilgi aktarımı” başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: E



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



33



r TRANSFORMASYON D



Uygun Alıcı Bakteri



u



0



D



Rekombinasyon



0



DNA fragmanını alır



0



DNA fragmanları



Donör bakteri



D



Rekombinasyon



0



KONJUGASYON



D



5.



D



0



0



Donör Bakteri



Alıcı Bakteri



Dönerden Alıcıya direkt A* DNA transferi w



Al



Bir bakteri programlı rearanjman sayesinde kendi içinde DNA transferi yapabilir. Bu sayede pek çok kere antijenik değişiklik gösterebilir. Aşağıdakilerden hangisi bu şekilde antijenik yapısını değiştirir? A) Neisseria gonorrhoeae B) Staphylococcus aureus C) Clostridium perfringens D) Toxoplasma gondii E) Enterococcus faecalis



0



Birleşen bakterilerin ayrılması



0



Rekombinasyon



Konjugasyonda, transformasyondan farklı olarak hüc­ relerin çift oluşturarak birbirlerine değmesi gerekir. Bazı bakterilerde konjugasyon, seks pilileri aracılığı ile olur ve pililerin ucuna yönelik bakteriofaj varlığı çift oluşturmayı engelleyebilir. Böylece, seks pililerine bağlanan bakteriofajlar transformasyonu değil konjugasyonu durdurabilir. Transformasyon, hücrelerin birbirine değmesini gerek­ tirmediğinden alıcı ve verici kolonilerin ayrı tutulmasının transformasyona etkisi yoktur.



Neisseria gonorrhea ve Borrelia recurrentis antijenik değişiklikler yapması ile bilinmesi gereken en önemli iki bakteridir. Antijenik değişiklikleri sık oluşturdukları için tekrarlı enfeksiyonlara neden olmaları da önemlidir. Doğru cevap: A Doğru cevap: B



6.



Bakterilerin transformasyonu hangisi ile bloke edilebilir?



aşağıdakilerden 7.



A) Ortamda RNAaz bulunması



Aşağıdaki bakterilerden hangisi F faktöre bağlı konjugasyonda alıcı olarak rol oynarlar?



B) Ortamda DNAaz bulunması



A) Hfr bakteriler



C) Bakteriofaja karşı antiserum



C) F’ bakteriler



D) Seks pilusundan giren bakteriofaj E) Verici ve alıcı kültürler arasında hücreden hücreye temasın engellenmesi Transformasyon, bir bakteriden diğerine, çıplak DNA’nın aktarılmasıyla gerçekleşen genetik bilgi naklidir. DNA, RNAaz’a dirençli olduğundan transformasyon ortamdaki RNAaz’dan etkilenmez. Ancak ortamdaki DNAaz, serbest DNA materyalini tahrip ederek bakterinin transformasyonunu bloke eder. Bakteriofaja karşı antiserum, transdüksiyonu inhibe eder.



B) F+ bakteriler D) F' bakteriler E) Seks pilusu



F* bakteriler seks pilusu oluşumunu sağlayan fertilite faktörünü taşır. Pilus F üzerindeki reseptöre bağlandığında hücreler birbirine çekilir. F* erkek bakteriden F- dişi bakteriye F faktörü bir konjugat köprüsünden aktarılır. F faktörü alan dişi bakteri, F+ bakteriye dönüşmüş olur. “Konjugasyon, transdüksiyon ve transformasyonun karşılaştırılması” başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: D



K o n ju g a s y o n ,tra n s d ü k s iy o n v e tr a n s fo r m a s y o n u n k a r ş ıla ş tırılm a s ı Transfer şekli



Olaya katılan hücre ç e ş itle ri



Proces



Transfer ed ile n DNA’nın yapısı ......................



Konjugasyon



Bir bakteriden diğerine seks pilusu aracılığı ile DNA transferi



Prokaryotik



Kromozom veya plazmid alınır.



Transdüksiyon



Bir hücreden diğerine bakteriyofaj DNA transferi



Prokaryotik



Genel transdüksiyonla herhangi bir gen alınabilir. Özelleşmiş transdüksiyonla bazı genler alınır.



Transformasyon



Çıplak DNA parçalarının hücre tarafından alımı (aracısız)



Prokaryotik veya Ökaryotik



Herhangi bir DNA alınır. Kompetans belirleyicidir.



bakteriyofaj aracılığı bakteriye genetik madde aktarılmasıdır.



T ran sd ü k s iy o n ,



1



ile bakteriden



DNA’yı oluşturan nükleotit dizisinin RNA polimeraz enzimi tarafından bir RNA dizisi olarak kopyalanması sürecidir. Başka bir deyişle, DNA’dan RNA’ya genetik bilginin aktarımıdır.



T ran s k rip s iy o n



transkripsiyon sonucu oluşan mRNA’lardaki koda uygun olarak ribozomlarda geçrekleştirilen amino asit zinciri veya polipeptit sentezi sürecidir, daha sonra üretilen amino asit zinciri veya polipeptit uygun bir şekilde katlanarak etkin bir protein haline gelir. T ran slasyo n



Doğru cevap: A



8.



D N A ’da purin ye rin e p irim id in g eçm esi şe k lin d e o lu şan m u ta s y o n a ş a ğ ıd a k ile rd e n h ang is id ir? A)



Transizyon



C)



Insersiyon



B)



Delesyon



D)



Transformasyon



E) Transversiyon



10. Bakteriler arasında konjugasyonun gerçekleşebilmesi için aşağıdakilerden hangisi gereklidir? A)



B a k te rile rd e 4 tip m u tasyo n görülür.



D)



: Bir veya daha fazla nükleotidin eklenmesi



A d is y o n D e lesyo n



: Bir veya daha fazla nükleotidin kaybı



T ran sizyo n



: Purin yerine pirimidin geçmesi şeklinde olan mutasyondur. Doğru cevap: E



K o n ju g a s y o n , canlı iki bakteri arasında , pilus teması sonucu, F* plazmidi olandan olmayana gen aktarımı olayıdır.



DNA içinde ya da DNA-plazmid, plazmidplazmid arasında yer değiştirebilen (sıçrayıcı) küçük DNA parçalarıdır.



T ran sp o zo n ,



D N A ’nın k o m p etan b akteri ta ra fın d a n d oğ ru d an hücre için e alın m ası a ş a ğ ıd a k ile rd e n h a n g isid ir? A)



Transformasyon



B)



TranslasyonV



C)



Konjugasyon



D)



Transkripsiyon



bakterilerde sitoplazmada bulunan taşınabilir DNA parçalarıdır (Plazmid, transpozon gibi) İn teg ro n ,



Flajel, bakteride hareketi sağlayan organeldir.



E) Transdüksiyon Kompetans faktörünün transformasyonla olduğunu mutlaka bilelim. Kompetans



Flajel



E) Bakteriyofaj Konjugasyonun plazmidle olan gen aktarımı olduğunu mutlaka bilelim.



: Purin yerine yine bir purin geçmesi



T ra n sversiyo n



9.



Transpozon



B) F plazmidi C) integron



faktörü ile tra n s fo rm a s y o n denir.



aracısız



gen



ilişkili



aktarımına



K o n ju g a s y o n canlı iki bakteriden, piluslarla teması sonucu, F+ olandan F- olana gen aktarımı olayıdır.



B akteriyo faj, ancak kendilerine özgül bakterileri enfekte edebilen DNA yapısında elemanlardır.



Doğru cevap: B



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



35







ANTİMİKROBİYAL İLAÇLARI VE BAKTERİ AŞILARI s_____________________________________________ 1.



Bakteride ribozomun SOS alt ünitesinde meydana gelen bir değişimle aşağıdaki antibiyotiklerin hangisine direnç gelişebilmektedir? A) Florokinolonlar C) Aminoglikozidler



B) Vankomisin D) Eritromisin



E) Rifampin A n tib iy o tik le re D irenç M ekanizm aları



Oksazolidinonlar grubu içinde linezolid ve eperozolid yer almaktadır. Oksazolidinonlar, protein sentezini ilk aşamalarda inhibe ederek bakteriostatik etki gösterir. Oksazolidinonlar, gram pozitif mikroorganizmalara karşı etkilidir. Gram negatif bakteriler endojen eflüksleri nedeniyle doğal olarak dirençlidirler. İlacın klinik kullanım endikasyonlarıalternatiftedavilerin bulunmadığı durumlarla sınırlandırılmalıdır. Bunlar vankomisine dirençli veya orta derecede duyarlı Staphylococcus aureus kökenleriyle oluşan infeksiyonlar, vankomisine dirençli enterokok infeksiyonları ve vankomisine yanıt alınamayan ya da vankomisini tolere edemeyen hastalarda oluşan metisiline dirençli stafilokok infeksiyonlarıdır. Doğru cevap: A



1. İlacın hedefinde değişiklik olması I • • •



Aminoglikozitler: Ribozomal proteinlerde değişiklik Beta laktamlar: PBP değişikliği ya da yeni PBP sentezi Eritromisin ve klindamisin: Ribozomal RNA’nın metilasyonu • Florokinolonlar: DNA giraz enziminde değişiklik • Rifampin: RNA polimeraz enziminde değişiklik • Sülfonamidler: İlaçtan etkilenmeyen yeni dihidroproteaz enzimi sentezi • Trimetoprim: İlaçtan etkilenmeyen yeni dihidrofolat redüktaz sentezi • Vankomisin: Hücre duvarındaki pe ptitte değişiklik



2. Bakterinin ilacı inaktive eden enzimler sentezlemesi • • •



Aminoglikozitler: Asetiltransferaz, nükleotidiltransferaz ve fosfotransferaz Beta laktamlar: Beta laktamazlar Kloramfenikol: Asetiltransferaz



3. Bakteri içine giren ilaç miktarının azaltılması a) Duvar permeabilitesinin azalması veya dış membran proteinlerindeki değişiklikler • Beta laktamlar, kloramfenikol, kinolonlar, tetrasiklin, trim etoprim b) A ktif pompalama ile ilacın dışarıya atılması veya yenibir membran transport sistemi • Eritromisin, tetrasiklin



Antibiyotiklere direnç mekanizmaları sık sorular arasındadır. Antibiyotiklerin etki bilinerek de bu sorulara cevap verilebilir. antibiyotiğin etki ettiği yerdeki mutasyon o antibiyotiğe karşı direnç gelişmektedir. mekanizmaları aşağıda tablo ile özetlenmiştir.



3.



Aşağıdaki aşılardan hangisi organizmada T hücresinden bağımsız yanıta neden olmaktadır? A) Tetanoz toksoid aşısı



C) Pnömokok aşısı D) Kabakulak aşısı E) Hepatit B aşısı Konjuge polisakkarit aşılar antijen olarak yardımcı T lenfositlere sunulmazlar ve ömür boyu bağışık yanıt oluşmaz. Kapsüllü bakteri aşıları polisakkarit aşılardır ve aşının sürekli rapellerle desteklenmesi gerekmektedir. Canlı (attenüe aşılar), multipl, sürekli antijenikstimülasyon, uzun süreli bağışıklık , uyarılmış hücresel immünite nedeniyle avantajlı ancak virulans kazanma riski vardır. Canlı aşıların birçoğu çocuk aşılarıdır. BCG, tifo, çiçek, kızamık, kızamıkçık, kabakulak (MMR), polio (sabin), VZV, sarı humma gibi. Yandaki şekile bakınız. Doğru cevap: C 4.



Sefalosporinlerin invitro olarak etki göstermediği mikroorganizmalar aşağıdaki hangi seçenekte verilmiştir?



sorulan yerleri Çünkü sonucu Direnç



A) Leptospira-Stafilokok B) Legionella-Meningokok



Aminoglikozitlerin ribozomal proteinlerde değişiklik yanında enzimatik aktivite ile de direnç geliştirmesi sık sık sorulmaktadır.



Antibiyotiklerin doğal mikroorganizmalar önemlidir.



Doğru cevap: C



2.



B) Kızamık aşısı



C) Borrelia-Treponema D) Enterokok-Listeria E) Salmonella-Shigella dirençli



Sık görülen intrensek dirençler



Vankomisine dirençli enterokokların tedavisinde kullanılabilecek protein sentezi inhibitörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Linezolid



B) Seftriakson



C) Gentamisin



D) Teikoplanin E) Kolistin



Gram negatif bakteriler vankomisine Enterokoklar, Listeria ve Legionella sefalosporinlere Anaeroplar aminoglikozidlere Stenotrophomonas karbepeneme doğal



dirençlidir. Doğru cevap: D



olduğu



Z a y ıf la t ı lm ı ş



P a to je n in m ik r o b iy a l p a r ç a la r ı v e y a ü r ü n le r i



Ö lü P a t o j e n



P a t o je n



* Z a y ıfla tılm ış p a to je n k o n a k vü cu d u n d a m u ltip l a n tije n ik stim ü la syo n u n d eva m ın ı sağlar.



. Ö lü p a t o j e n m u lt ip l u y a r ı s a ğ la m a z . A ş ı n ı n a n t ije n ik iç e riğ i im m ü n c e v a b ı b e lirle r.



» Tek doz aşı ile uzun süreli im m ü n ite s a ğ la n ır (yıllarca )



. D ozla rın te kra rla n m a sı gerekir.



. G e n e llikle h ücrese l im m ün ite yi uyarır.



• B ütü n o rg an izm a n ın ye rin e p a to je n in a n tije n ik parçala rı ve ya ü rü nle ri aşı hazırlam a d a ku lla nıla b ilir. B akteri kü ltürlerind e n filtra syo n ile ve ya D N A re ko m bina syo n • T eknikleri ile hazırlanır. • Toksinlere karşı aşı hazırlan ab ilir.



■H ücre sel im m ü n ite yi ço k az uyarır.



Z a y ıf la t ı lm ı ş P a to je n



T ifo id a te ş B C G , T u la re m i B A K T E R İY E L H A S T A L IK L A R I



Ö lü P a to je n



P a to je n in m ik r o b iy a l p a r ç a la r ı v e y a ü r ü n le r i A s e lü le rp e rtu s is ( B . p e r tu s s is a n tije n i) Ş a rb o n (k ü ltü rd e n iz o le e d ile n n on in fe k tif) D ifte ri (to k s o id ) T e ta n o z (to k s o id ) Lym e h a s ta lığ ı (re k o m b in a n ta ş ı) M e n in g o k o k a l e n fe k s iy o n la r P n ö m o k o k a l e n fe k s iy o n la r H. In flu e n z a tip B e n fe k s iy o n la rı lx



Boğm aca K o le ra V eb a T ifo id a te ş Q a te şi



____________L



V İR A L H A S T A L IK L A R



K ız a m ık K a b a k u la k P o lio (s a b in ) V a ric e lla -z o s te r A d e n o v iru s in fe k s iy o n la rı S a rı h u m m a K ız a m ık ç ık Su ç iç e ğ i



P o lio ( s a lk ) H e p a titA T ü m v ir ü s K uduz Ja p o n e n s e fa liti



H e p a tit B (in a k tiv e y ü z e y a n tije n i, re k o m b in a n + a n tije n In flu e n z a (h e m o g lü tin in )



K o n ju g e P o lis a k k a r id a ş ıla r A n tije n ik p o lis a k k a ritle rin p ro te in ile k o v a le n t b a ğ la n m a s ı ile im m ü n c e v a p o lu ş tu ru la b ilir. 2 ya ş a ltın d a k i ç o c u k la rd a c e v a p iy i d e ğ ild ir. ___ _____



5.



Temiz cerrahi yara oluşturabilecek bir operasyona alınacak 25 yaşındaki bir hastaya perioperatif antibiyotik profilaksisi planlanıyor. Bu hasta içi tercih edilmesi gereken en uygun antimikrobiyal ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Sefazolin



B) Sefotaksim



C) Sefoperazon



D) Sefoksitin E) Ko-trimoksazol



Operasyonlara bağlı olarak gelişen cerrahi girişim yeri infeksiyonlarının önlenmesinde antimikrobiyallerin, bakteriyel inokülasyondan birkaç saat önce (asla saatler önce veya sonra değil) verilmesinin etkin bir koruma sağladığı ortaya konmuştur. Bu sayede sadece cilde yapılan cerrahi keşi sırasında değil, tüm operasyon süresince meydana gelmesi olası kontaminasyonlardan kaçmılabilir. Çok önemli bir ilke; profilaktik antimikrobiyal kullanımının, sadece intraoperatif olarak cildin kapatıldığı, elektif operasyon planlanan olgularda söz konusu olması gerektiğidir. Uygun antimikrobiyallerle profilaksi, temiz ve temiz kontamine yaralar için önerilmektedir. Kontamine ya da kirli-infekte yaralarda “ profilaktik” antimikrobiyal kullanımı önerilmez. Bu tip yaralarda perioperatif dönemde başlatılan “ tedaviye yönelik” antimikrobiyal kullanımı, gerekli yaklaşımdır. Antimikrobiyal, en ideali anestezi indüksiyonu sırasında uygulanır. Genelde tek doz halinde verilse de, iki saatten daha uzun sürecek operasyonlarda ikinci infüzyon da yapılır. Sezaryen operasyonunda ise



umbilikal kordun klampe edilmesinden hemen sonra uygulanır. Seçilecek olan antimikrobiyalin çeşidi ve dozu, planlanan operasyonun türüne ve süresine göre değişmektedir. Birinci kuşak sefalosporinler, birçok gram pozitif ve negatif mikroorganizmaya etkilidir. Güvenli ve ucuzdurlar. Sefazolin, birçok temiz kontamine operasyon için yeterli profilaksi sağlar. Distal ileum ve kolon operasyonları planlandığında, operasyondan bir gün önce katartikler, lavmanlar, %10 mannitollü elektrolitli sıvılarla veya polietilen glikol ile total gastrointestinal temizlik gibi mekanik yöntemlerden birisi kullanılmalı ve ek olarak hastaya oral yoldan neomisineritromisin-metronidazol (veya tetrasiklin) kombinasyonu verilmelidir. Vankomisin, sadece MRSA sıklığı fazla olan kliniklerde mediastinit veya metisilin dirençli koagülaz negatif stafilokokların neden olabileceği insizyonel yüksek riskli olgularda kullanılabilir. Doğru cevap: A



6.



Peptidil transferaz enzimi blokajı yaparak protein sentezini önleyen antimikrobiyal ajan aşağıdakilerden hangisidir? A) Tetrasiklin C) Klindamisin



B) Aminoglikozid D) Kloramfenikol E) Kinolonlar



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



37



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



38



Kloramfenikol bakteri ribozomlarının 50 S alt birimine bağlanarak peptidil transferaz enzimini peptid bağı olu­ şumunu ve protein sentezini inhibe eder, bakteriyostatik etkilidir. Tetrasiklinler gibi geniş spektrumludur.



9.



Aşağıdaki antimikrobiyaf lerden hangisi aminoasiltRNA’ dan aminoasit transferini önleyerek etkili olmaktadır? A) Mupirosin



Eritromisin, klindamisin ve linkomisin ile beraber kullanıl­ mamalıdır, ribozomlara bağlanmayı inhibe ederek birbir­ lerinin etkinliklerini azaltır.



B) Polimiksin C) Nalidiksik asit D) Fusidik asit E) Eritromisin



Doğru cevap: D



7.



Aşağıdaki mikroorganizmalardan hangisinin empirik tedavisinde penisilin tedavisi uygun bir seçenek değildir? A) Bacillus anthracis



Fusidik asit MRSA tedavisinde önerilen, aminoasiltRNA’dan aminoasit transferini önleyerek etkili olur. Mupirosin MRSA taşıyıcılığı tedavisinde ve lokal stafilokok ve streptokok infeksiyonlarında etkili, isölösin t-RNA sentetaz inhibisyonu ile etki eder.



B) Treponema pallidum Polimiksinler hücre membran işlevini bozarlar. Nalidiksik asit nükleik asit metabolizmasına etkilidir.



C) Bacteroides fragilis D) Neisseria menengitidis E) Streptococcus pyogenes Penisilin kullanımını sınırlayan en önemli faktörlerden birisi beta laktamaz (penisilinaz) üretimidir. Penisilinaz üreten bakteriler arasında S.aureus, koagulaz negatif stafilokoklar, H.influenzae, H.ducrei, Bacteroides fragilis, N.gonorrhoeae, moraxella (Branhamella) catarrhalis sayılabilir. Penisilinaz üreten bakterilerin tedavisinde penisilin ve ampisilin tedavide kullanılmaz. Pnomokoklarda penisilin direnci penisilinaz enzimi ile değil PBP direnci şeklinde olabilir. Bacillus anthracis, Treponema pallidum, Neisseria menengitidis, Streptococcus pyogenes tedavisinde penisilin önemli bir yer tutmaktadır. Doğru cevap: C



8.



Aşağıdaki direnç mekanizmalarından gram (-) bakterilere özgüdür?



hangisi



A) Beta laktamaz üretimi B) Hedef bölgede değişiklik C) Porin defekti D) Aminoglikozid direnci



Eritromisin ribozomun 50 S alt ünitesini etkileyerek protein sentezini bozan antibiyotiklerdir. Doğru cevap: D)



10. Vankomisine dirençli enterokok infeksiyonlarında kullanılabilen, protein sentezi inhibitörü antibiyotik aşağıdakilerden hangisidir? A) Teikoplanin C) Kolistin



B) Seftriakson D) Linezolid E) Kotrimoksazol



Vankomisine dirençli enterokoklar (VRE), ciddi olarak artış gösteren önemli nozokomiyal patojenlerdir. Bunların tedavisinde linezolid (oksazolidinon) ve kinopristin/ dalfopristin (streptogramin) önerilmektedir. Bu iki ilaç protein sentezini bozarak etki göstermektedir. Yapılan incelemede van B tipi direnç gösteren VRE olgularında teikoplanin kullanılabileceği saptanmıştır. Sefalosporinler, ko-trimoksazol enterokok infeksiyonlarında zaten kullanılmayan, etkisiz antibiyotiklerdir. Doğru cevap: D



E) Tolerans Porin defekti sadece gram (-) bakterilere özgü bir mekanizmadır. Tolerans tüm bakterilere özgü MIK/minimal bakterisidal konsantrasyonu çok yüksek (>32) olmasını tanımlayan bir kavramdır. Beta laktamaz özellikle penisilinaz üretimi, hedef bölge değişimi (MRSA, VRE, penisiline dirençli pnömokok,...) Gram (+) bakterilerde sık rastlanan mekanizmalardır. Aminoglikozit direnci de transferaz enzimleri ile, sitoplazmik zar geçirgenliği değişikliği ile Gram (-) ve (+) bakterilerde oluşabilir. Doğru cevap: C



11. Pseudomonas aeruginosa infeksiyonlarında öncelikle tercih edilmesi gereken sefalosporin aşağıdakilerden hangisidir? A) Sefotaksim B) Sefazolin C) Sefoksitin D) Sefaklor E) Seftazidim a)



I. K uşak: sefaleksin, sefadroksil, sefalotin, sefazolin,sefasetril, sefapirin,... - Sefazolin cerrahi profilakside en çok kullanılan antibiyotiktir.



b) II. Kuşak: sefaklor, sefiksim, sefprozil, lorakarbef, sefuroksim ,...Bu grupta yer alan sefoksitin, sefotetan, sefmetazol anaerobik etkinlikleri ile önem kazanırlar. Sefuroksin hem oral, hem de porenteral kullanılabilen bir 2. kuşak sefalosperindir.



Penisilin, Sefalosporin, peptidoglikan sentezinde transpeptidaz (PBP) inhibisyonu ile hücre duvar sentezini inhibe ederler. Vankomisin, peptidoglikan sentezinde D-alaninin yerine bağlanarak çapraz bağ yapımını engellerler.



c) III. Kuşak: sefotaksim, seftriakson, sefaperazon, seftizoksim, seftazidim, moksolaktam,... Bu grupta Gram (-) etkinlik çok fazla Gram (+) etkinlik hemen hiç yoktur. Sefaperazon, seftazidim Pseudomonaslara en etkili sefalosporinlerdir. Seftriakson en uzun etkili sefalosporindir.



Sikloserin, peptidoglikan sentezinin ilk aşamasında sitoplazmada pentapeptid birimleri oluşturulmaktadır. Bu aşamada alaninin analoğu olan sikloserin peptidoglikan sentezini inhibe eder.



d) IV. Kuşak: Sefepim



Doğru cevap: E



Doğru cevap: E



14. Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi antianaerobik ve antiprotozoal etkilidir? 12.



Bir yaşındaki bir çocukta gelişen pnömonide etken Chlamydia trachomatis olarak belirleniyor. Bu çocuk için en uvaun tedavi yaklaşımı aşağıdakilerden hangisidir? A) Penisilin B) Eritromisin



C) Sulbaktam-ampisilin D) Seftriakson



E) Tetrasiklin Eritromisin; Lejyoner hastalığı, difteri, boğmaca, mikoplazma, özellikle bebeklerdeki klamidya infeksiyonlarında ilk tercihken penisilin allerjisi varlığında alternatif ilaç olarak kullanılır. Chlamidya enfeksiyonlarında kullanılan tetrasiklin 8 yaşın altındaki çocuklarda kontraendikedir. Diş minelerinde kalıcı renk değişikliği yapabilir.



A) Metronidazol C) Seftriakson



B) Vankomisin D) Gentamisin E) Ciprofloksasin



Metronidazol imidazol türevi anaerob ve antiprotozal etkili bir antibiyotiktir. Vankomisin; sadece Gram pozitif bakterilere etkinliği olan bir ajandır. Metisilin rezistan stafilococcus aureus enfeksiyonlarında kullanılır. Seftriakson; üçüncü kuşak bir sefalosporindir. Gram negatif etkinliği çok fazladır. Buna karşılık Gram pozitif etkinliği hemen hemen hiç yok gibidir. Gentamisin; aminoglikozid grubundandır. Aerob Gram negatif bakterilere etkilidir. Ciprofloksasin kinolon grubu antibiyotiktir. Özellikle idrar yolu enfeksiyonlarında tercih edilir. Doğru cevap: A



15. Aşağıdakilerden hangisinin antibakteriyel özelliği lizozime benzerlik gösterir?



Hücre İç i Mikroorganizmalara Etkili Antibiyotikler



A) Polimiksin • Tetrasiklin (riketsiya, klamidya)



B) Penisilin C) Kloramfenikol



• Streptomisin (brucella.tularemi, veba) • Ğentamisin • Eritromisin (gebe, emziren, küçük çocuk)



D) Tetrasikilin



E) Siprofloksasin



• Siprofloksasin • Rifampisin V



J



Doğru cevap: B



13.



Aşağıdaki antimikrobiyal ilaçlardan hücre duvarı sentezini inhibe etmez?



hangisi,



A) Penisilin B) Vankomisin



Lizozim mukus, tükrük, gözyaşı gibi vücut salgılarında bulunan ve hücre duvarındaki peptidoglikanın glikozil bağlarını yıkarak antibakteriyel etkinlik gösteren bir enzimdir. Penisilin de hücre duvarındaki peptidoglikan sentezini bloke ederek etkisini gösteren bir antibiyotiktir. Doğru cevap: B



16. Bakteride DNA ya bağımlı RNA polimeraz enzimine bağlanarak RNA sentezini durduran antibiyotik aşağıdakilerden hangisidir?



C) Sefalosporin D) Sikloserin



A) Rifampin



E) Tetrasiklin



B) izoniazid C) Streptomisin



Tetrasiklinler, ribozomal 30S alt üniteye etki ederek protein sentezini durdururlar.



D) Siprofloksasin E) Sikloserin



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



39



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



40



Rifampisin, DNA’ya bağımlı RNA polimeraz inhibisyonu ile mRNA sentezini engeller. İzoniazid, mikolik asid sentezini engelleyerek üreyen basillere bakterisidal, üremeyen basillere ise bakteriyostatik etkinlik gösterir. Streptomisin, durdurur.



protein



sentezini



30S



basamağında



A) imipenem B) 3. jenerasyon sefalosporin C) Vankomisin D) Amikasin



Siprofloksasin, DNAgiraz inhibisyonu yapar. Sikloserin, hücre duvarı sentezini bozar. Doğru cevap: A



17.



18. Metisiline dirençli Staphylococcus aureus enfeksiyonlarında tercih edilmesi gereken antibiyotik aşağıdakilerden hangisidir?



E) Sulbaktam ampisilin Beta laktamaza dayanıklı penisilinler olan metisilin ve oksasilin stafilokokların beta laktam direncini ölçen indeks antibiyotiklerdir. Bu ilaçlara dirençli stafilokoklar tüm beta laktamlara dirençlidir.



Aşağıdakilerden hangisi canlı aşıdır?



MRSA tedavisi vankomisindir.



A)



Kuduz aşısı



B) Su çiçeği aşısı



Doğru cevap: C



C)



Tetanoz aşısı



D) Hepatit B aşısı



E) Hepatit A aşısı Su çiçeği canlı, Kuduz ve hepatit A ölü, tetanoz toksoid, HBV rekombinant aşıdır. “Bakteri aşıları" başlıklı tabloya bakınız.



19. İki yaşın altındaki çocuklarda aşağıdaki aşılardan hangisine yetersiz immün yanıt oluşur? A) Haemophilus influenzae konjuge aşı B) Kızamık aşısı C) Pnömokok kapsül polisakkarit aşısı D) inaktif Bordetella pertussis aşısı E) Rekombinant hepatit B aşısı Sorunun amacı kapsül aşılarının polisakkarit yapıda olduğu için zayıf immünojen olduğunun bilinmesidir. Pnömokok kapsül polisakkarit aşısı, iki yaşın altında yeterli immün yanıt oluşturmadığından iki yaşından sonra yapılır. Günümüzde kullanılan konjuge pnömokok aşısı iki yaşın altında da yapılabilir!!! Hepatit B aşısı da 2000 gr altındaki prematürelerde yeterli yanıt oluşturmadığından bebeğin 2000 gr olması beklenilir. Doğru cevap: C



Doğru cevap: B



20. DNA girazın a subünitine bağlanıp nükleik asit sentezini inhibe ederek antibakteriyal etki gösteren antibiyotik aşağıdakilerden hangisidir?



-



Kızamıkçık aşısı sonrası en az 4 hafta ay gebe kalmamalıdır.



Doğru cevap: B



A) Rifampin B) Metronidazol C) Gentamisin



22. Penisilin aşağıdaki bakterilerden hangisine karşı antimikrobiyal etki göstermez?



D) Siprofloksisin A) Neisseria meningitidis B) Streptococcus pneumoniae



E) Doksisiklin Siprofloksisin, DNA giraz (topoizomeraz II) inhibisyonu yaparak nükleik asit sentezini inhibe eder. Nalidiksik asit ve novobiosin de aynı etki mekanizmasına sahiptir. Rifampin, DNA’ya bağımlı RNA polimeraz inhibisyonu yaparak mRNA sentezini bozar. Metronidazol, redüksiyon gücünü azaltır, metabolitleri DNA yapısını bozar. Gentamisin, protein sentezini 30S basamağında inhibe eder. Doksisiklin, protein sentezini 30S basamağında inhibe eder.



C) Actinomyces israelii D) Mycoplasma pneumoniae E) Bacillus anthracis Hücre duvarı olmayan bakteri tedavisinde penisilin verilmez mesajı verilmek istenen sorulardan biri !!! Duvarı olmayan bakteriler gram boyama ile boyanmaz, betalaktam grubu antibiyotikler tedavide kullanılmaz ve lizozim enziminden etkilenmez. Mycoplasma’nın hücre duvarı yoktur. olmayan bakteriye penisilin etki etmez.



Hücre duvarı



Doğru cevap: D



Doğru cevap: D



21. Aşağıdaki aşılardan hangisi bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde kullanılmamalıdır?



23. Karbapenem antibiyotiklerin etki mekanizması aşağıdakilerden hangisidir? A) Sitoplazmik membranı inhibe etme



A) İnfluenza aşısı



B) DNA bağımlı RNA polimeraz enzimini inhibe etme



B) Rubella aşısı C) HBV aşısı D) Boğmaca aşısı



C) Ribozomal 30S alt üniteye etki etme D) Ribozomal 50S alt üniteye etki etme E) Transpeptidaz enzimini bloke etme



E) Pnömokok aşısı Canlı aşılar kullanılmaz !!!



gebelerde



ve



immünsüpresiflerde



Karbapenemler, beta laktam grubu antibiyotiklerdir ve hücre duvarı sentezinde transpeptidasyon (PBP) basamağını inhibe etmek suretiyle hücre duvar sentezini bozarlar.



Rubella aşısı canlı olduğu için immünsüpresiflerde ve gebelerde kullanılmaz.



Sitoplazmik membranı inhibe ederek etki edenler, polimiksinler (kolistin)



İnfluenza (ölü), HBV (rekombinant), Boğmaca (toksoid), Pnömokok (polisakkarit) gebelerde ve immünsüpresiflerde kullanılabilen aşılardır.



DNA bağımlı RNA polimeraz enzimini inhibe ederek etki eden, rifampisin



C A N LI (A TTEN Ü E A ŞILA R ):



Ribozomal 30S alt üniteye etki ederek protein sentezini durduranlar, aminoglikozidler, tetrasiklinler



-



Multipl, sürekli antijenik stimülasyon, Uzun süreli bağışıklık



Doğru cevap: E



-



Uyarılmış hücresel immünite (sitotoksik T hücre yanıtı)



-



!!! Virülans kazanma riski!!! BCG, tifo, çiçek



24. Penisiline direnç gösterebilen aşağıdaki bakterilerden hangisi fî-laktamaz üretimi açısından klinik olarak diğerlerine göre daha az önemlidir?



-



Kızamık, kızamıkçık, kabakulak (MMR), polio (sabin), VZV, sarı humma,



-



İmmünsupresiflere, gebelere yapılmamalıdır.



-



Ailesinde immünsupresif varsa oral poliomyelit aşısı yapılmamalıdır.



A) Streptococcus pneumoniae B) Haemophilus influenzae C) Staphylococcus aureus D) Moraxella catarrhalis E) Neisseria gonorrhoeae



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



41



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



42



Streptococcus pneumoniae penisilin direnci oluşturabilen bir bakteridir ama bunu penisilinaz ile değil penisilin bağlayan proteinlerde (PBP) yapısal değişiklik sonucu oluşturur. Diğer şıklardaki bakteriler beta laktamaz üretimi yapanlar arasında sık görülenlerdir.



Vankomisine direnç penisilin bağlayan proteinde değişiklik ile değil hücre duvar peptidlerinde değişiklik ile oluşur. Çünkü vankomisin peptidoglikanda D-alaninin yerine bağlanarak çapraz bağ oluşumunu önler. PBP sentezi basamağına etkisi yoktur.



Sıklıkla betalaktamaz üreten bakteriler



Doğru cevap: E



• Staphylococcus spp. • Moraxella catarrhalis • Bacteroides fragilis • Neisseria gonorrhoeae • Haemophilus influenzae • Haemophilus ducreyi



27. Aşağıdaki antibiyotiklerden sentezine etki etmez?



hangisi



protein



A) Amikasin B) Tetrasiklin C) Kloramfenikol D) Azitromisin



Doğru cevap: A



E) Piperasilin 25.



Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi bakteri hücre duvarı sentezi sırasında D-Ala-D-Ala yapısına bağlanarak yeni ünitelerin duvara eklenmesini inhibe eder? A) Glikopeptidler B) Makrolidler



Doğru cevap: E



E) Lipopeptidler Vankomisin ve teikoplanin glikopeptid yapılı antibyotiklerdir. Hücre duvar sentezini inhibe ederler. Peptidoglikan tabakayı oluşturan son aminoasit Dalaninin yerine bağlanarak çapraz bağ yapımını önlerler. Transpeptidasyon basamağında etkileri yoktur. Makrolidler, ribozomal 50S alt üniteye etki ederek protein sentezini durdururlar. Beta-laktamlar, peptidoglikan sentezinde transpeptidaz (PBP) inhibisyonu ile hücre duvar sentezini inhibe ederler. Streptograminler, ribozomal 50S alt üniteye etki ederek protein sentezini durdururlar. Lipopeptidler, sitoplazmik membrana bağlanarak hücre iyon dengesini bozarlar.



28. Penisilin alerjisi olan bir kişide A grubu beta hemolitik streptokokkal tonsilitin tedavisi için en uvaun antibiyotik aşağıdakilerden hangisidir? A) Eritromisin B) Sulfadiazin C) Ampisilin D) Tetrasiklin E) Klindamisin Penisilin alerjisi olan hastalarda kriptik tonsilitin tedavisinde makrolid grubu antibiyotik tercih edilir. Öncelikle eritromisin tercih edilir. Doğru cevap: A



29. Aşağıdaki bakteri aşılarından hangisi virülansı azaltılmış canlı mikroorganizmalarla hazırlanır?



Doğru cevap: A



Aşağıdakilerin hangisinde bir antibiyotik, direnç mekanizması ile birlikte verilmemiştir? Antibiyotik A) Sefoperazon



Direnç mekanizması Beta-laktamaz yapımı



B) Klaritromisin C) Doksisiklin



23S rRNAda değişiklik



D) Siprofloksasin E) Vankomisin



Tetrasiklin, ribozomal 30S alt üniteye etki ederek protein sentezini durdururlar. Kloramfenikol, Amikasin, Azitromisin, ribozomal 50S alt üniteye etki ederek protein sentezini durdururlar.



C) Beta-laktamlar D) Streptograminler



26.



Piperasilin, penisilin grubundandır ve hücre duvar sentezini bozarak etki gösterir.



Efluks mekanizması DNA giraz değişikliği Penisilin bağlayan proteinde değişiklik



A) Tifo aşısı B) BCG aşısı C) Boğmaca aşısı D) Veba aşısı E) Difteri aşısı BCG canlı, tifo polisakkarit, difteri ve boğmaca toksoid, veba aşısı ölü aşıdır. Doğru cevap: B



30. Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi izotonik bir ortamda gram negatif bakterilerden protoplast, gram pozitif bakterilerden ise sferoplast yapılarının oluşmasına neden olur? A) Kloramfenikol C) Klaritromisin



B) Ofloksasin



D) Trimetoprim E) Penisilin



Hücre duvarını kaybetmiş bakterilere protoplast ve sferoplast denir. Sorunun amacı bakteri hücre duvarına etkili ilaçların bilinmesidir. Gram pozitif bakterilerde hücre duvarı içermeyen formlara protoplast , gram negatif bakterilerde ise sferoplast adı verilir. Hücre duvarı sentezini bozan antibiyotikler bu duruma neden olabilir. Bunlar beta laktam grubu (penisilinler sefalosporinler, karbapenemler, aztreonam), vankomisin, teikoplanin, sikloserin, basitrasin, ristosetin, fosfamisin gibi ilaçlardır.



I



Virüs a şıla rın ın tip le ri ve uygulam a ş e k ille ri Hastalık



Aşı tipi



Uygulama şekli



Poliomyelit



Canlı atenüe (Sabin) Ölü (Saik)



Oral deri altı



Kızamık



Canlı atenüe



Deri altı



Kabakulak



Canlı atenüe



Deri altı



Rubella



Canlı atenüe



Deri altı



Su çiçeği



Canlı atenüe



Deri altı



Hepatit A



Ölü



Kas içi



Hepatit B



Rekombinant



Kas içi



influenza



Ölü



Kas içi



Kuduz



Ölü



Kas içi



Adenovirüs



Canlı atenüe



Oral



Çiçek



Canlı vaksinya virüsü



Deri içi (deriyi çizerek)



Doğru cevap: E



31. Aşağıdaki aşılardan hangisi intradermal yolla uygulanır? A) BCG aşısı C) Tetanoz aşısı



B) Poliomyelit aşısı D) Hepatit B aşısı E) Hepatit A aşısı



BCG aşısı, deri içine (intradermal) Poliomyelit aşısı, OPV (Sabin) oral, IPV (Saik) deri altına Tetanoz aşısı, kas içine



32. Aşağıdaki antimikrobiyal ajanlardan hangisi 50S ribozomal ünite üzerinden protein sentez inhibisyonu yapar? A) Aminoglikozidler



B) Makrolidler



C) Tetrasiklinler



D) Kinolonlar



E) Glikopeptidler Kloramfenikol, eritromisin, diğer makrolidler, Linkozamidler, streptograminler, oksazolidinonlar, ketolidler, ribozomun 50S alt birimine bağlanıp protein sentezini bozarlar. Aminoglikozidler ve tetrasiklinler, ribozomun 30S alt birimine bağlanıp protein sentezini bozarlar.



Hepatit A aşısı, kas içine Hepatit B aşısı, kas içine uygulanır.



Kinolonlar, DNA sentezini bozar. Doğru cevap: A



Glikopeptidler, hücre duvar sentezini bozar. B akteri aşıla rın ın uygulanm a y o lla rı Bakteri



Doğru cevap: B



Uygulama şekli



B. pertussis



Kas içi



Y pestis



Kas içi



C. tetani



Kas içi



C. diphtheriae



Kas içi



M. bovis (BCG)



Deri içi (intradermal)



F. tularensis



Deri içi (deriyi çizerek)



S. pneumoniae



Deri altı



N. menengitidis



Deri altı



H. influenzae tip B



Deri altı veya kas içi



S. typhii



Deri altı



B. anthracis



Deri altı



V. cholerae



Deri a ltı, intradermal



33. Aşağıdaki hastalıkların hangisinde toksoid aşı yapılır? A) Boğmaca C) Kolera



B) Tetanoz D) Tüberküloz E) Salmonella enfeksiyonu



Difteri ve tetanoz formaldehid ile muamele edilmiş toksinleri ihtiva eder (toksoid), boğmaca ise inaktive edilmiş Bordatella pertussis süspansiyonudur (ölü aşı). 7 yaşından büyüklerde boğmaca çıkarılır ve erişkin tipte difteri aşısı içeren Td yapılır ve her 10 yılda bir tekrarlanır. Tedavi edilen difteri ve tetanoz enfeksiyonları bağışıklık bırakmayacağından bu hastalığı geçiren kişiler tekrar



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



43



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



44



immünize edilmelidir. Ancak boğmaca geçiren çocukların tekrar aşılanmasına gerek yoktur, çünkü kalıcı bağışıklık bırakır.



Asetiltransferaz, nükleotidiltransferaz fosfotransferaz, aminoglikozitlere karşı dirençlerde görev yapan enzimlerdir.



ve gelişen



Kolera, inaktif ölü aşı,



Beta laktamazlar, beta laktam grubu antibiyotiklere karşı gelişen dirençlerde görev yapan enzimdir.



Tüberküloz, atenüe canlı aşı, D o ğ ru



cevap: B



Salmonella enfeksiyonu, inaktif ölü ve kapsül aşısı yapılır. D o ğ ru



A n tib iy o tik le re d ire n ç m ekanizm aları



cevap: B



1. İlacın hedefinde değişiklik olması 34. Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi bakteride bulunan PBP’lere (penisilin bağlayan proteinler) bağlanarak etki göstermez? A) Glikopeptidler



• •



Beta laktamlar, PBP değişikliği ya da yeni PBP sentezi







E ritro m is in ve klin d am is in , metilasyonu







Florokinolonlar, DNA giraz enziminde değişiklik







Rifampin, RNA polimeraz enziminde değişiklik



D) Karbapenemler







Sülfonamidler, enzimi sentezi;







Trimetoprim, ilaçtan etkilenmeyen yeni dihidrofolat redüktaz sentezi







Vankomisin, hücre duvarındaki peptitte değişiklik



Seçeneklerde verilmiş tüm ilaçlar bakteri hücre duvarını inhibe eden ilaçlardır ama betalaklam antibiyotikler PBP’lere bağlanarak etki ederken, glikopeptidler peptigoglikanda çapraz bağların oluşmasını engeller. Vankomisin ve teikoplanin glikopeptid yapılı antibiyotiklerdir. Hücre duvar sentezini inhibe ederler. Peptidoglikan tabakayı oluşturan son aminoasit Dalaninin yerine bağlanarak çapraz bağ yapımını önlerler. Transpeptidasyon basamağında etkileri yoktur. Hücre duvarı sentezini bozan antibiyotikler;



*



R ibozom al R N A 'nın



B) Penisilinler C) Sefalosporinler E) Monobaktamlar







Aminoglikozitler, ribozomal proteinlerde değişiklik



Penisilin bağlayan proteinlere (PBP) bağlanarak etkili olanlar beta laktamlar (penisilin, sefalosporinler, aztreonam, karbapenemler) Direkt olarak hücre duvarını sentezini bozanlar, vankomisin, teikoplanin, basitrasin, fosfomisin, ristosetin



D o ğ ru c e v a p :



A



35. Kloramfenikol direncinden sorumlu olan enzim aşağıdakilerden hangisidir? A) Fosforilaz B) Asetil transferaz C) Esteraz D) Nükleotidil transferaz E) Fosfotransferaz



Asetiltransferaz, kloramfenikole karşı gelişen dirençlerde görev yapan enzimdir.



ilaçtan etkilenmeyen yeni dihidroproteaz



2. Bakterinin ilacı inaktive eden enzimler sentezlemesi • Aminoglikozitler, asetiltransferaz, nükleotidiltransferaz ve fosfotransferaz • Beta laktamlar, beta laktamazlar • Kloramfenikol, asetiltransferaz



3. Bakteri içine giren ilaç miktarının azaltılması*• •



Duvar permeabilitesinin azalması veya dış membran proteinlerindeki değişiklikler -







Beta laktamlar, kloramfenikol, kinolonlar, tetrasiklin, trimetoprim



Aktif pompalama ile ilacın dışarıya atılması veya yeni bir membran transport sistemi -



Eritromisin, tetrasiklin



"



f



3.



STERİLİZASYON VE DEZENFEKSİYON ____________________________________________________________ 1.



Hidrojen peroksit % 6 ve %7.5’lik konsantrasyonlarda Cryptosporidium parvum ookistlerini inaktive eden tek sterilan olarak bulunmuştur. Klorlama ile Hepatit A virüsü, Cryptosporidium kistleri ve giardia kistleri öldürülemez. Doğru cevap: C Endoskopik aletlerin ve ventilatör apereylerin sterilizasyonunda aşağıdakilerden hangisi en uvaun yöntemdir? A) Etilen oksit C) Deterjanlar



B) Glutaraldehit D) Basınçlı buhar (otoklav)



E) Işınlama Steril bölgelere temas eden araçlara kritik araçlar adı verilmektedir. Kritik araçların steril edilmesi gerekmektedir. Tek kullanımlık olarak sağlanamadığında ya da ısı ile steril edilemediğinde etilen oksit ya da glutaraldehit kullanılır. Plastik tüpler, eldivenler, ameliyat ipliği gibi hastane aletleri etilen oksitle; endoskopik aletler ve ventilasyon apereyleri ise glutaraldehit ile sterilize edilirler. Pastör fırınları ile cam eşya, metal gereçler sterilize edilirken, otoklav ile genellikle pansuman malzemeleri, besiyeri sterilizasyonu gerçekleştirilir. Işınlama ile sterilizasyon genellikle tek kullanımlık aletlerin sterilizasyonunda kullanılmaktadır. Süzme ile sterilizasyon sterilizasyonunda kullanılır.



ısıya



dayanıksız



es Endoskopik a le tle r ve ventilatör aparatlarının sterilizasyonunda ise glutaraldehit kullanılır. Doğru cevap: B



D) Çamaşır suyu E) Metilen mavisi hücre zarında



( & H IV , HBV gibi zarflı viruslar dezenfektanlara duyarlıdır. Kontaminasyon durumunda sodyum hipoklorit kullanılabilir. Dirençli viruslar HAV, poliovirus. (zarfsız viruslar)



V



J



Doğru cevap: A



4.



Isı ve radyasyon ile cerrahi aletlerin sterilizasyonu yapılamadığı durumlarda aşağıdakilerden hangisi kullanılır? A) Etilen oksit B) Borik asit C) Hegzaklorofen D) AgN03 E) Klor -



Kimyasal maddeler sterilizasyondan çok dezenfeksiyon amacıyla kullanılırlar. Dezenfeksiyon yöntemi ve kullanılan madde kullanılan araçlara göre değişir. Buna göre araçlar kritik (Steril bölgelere temas), yarı kritik ya da kritik olmayan araç olarak ayrılırlar. Kritik araçları steril etmek gerekir. Tek kullanımlık olarak sağlanamadığında ya da ısı ile steril edilemediğinde etilen oksid ya da glutaraldehit kullanılır. Plastik tüpler, eldivenler, ameliyat ipliği gibi hastane aletleri etilen oksitle genelde endoskopik aletler glutaraldehit ile steril edilirler. Bakteri sporlarını da etkileyebilen dezenfektanlara yüksek düzey dezenfektan adı verilir (glutaraldehit, formaldehit, parasetik asit, hidrojen peroksit).



sıvıların



es H astanelerde a le tle r te k kullanım lık olarak sağlanamadığında ya da ısı ile steril edilemediğinden etilen oksit ya da glutaraldehit kullanılır. Plastik tüpler, eldivenler, ameliyat ipliği gibi hastane aletleri etilen oksitle steril edilir.



V



B) Ağır metaller C) NaOH



Polimiksinler dezenfektan özelliklerini deterjan etkisi yaparak gösterirler.



D) Shigella dizanterisi E) Escherichia coli ishali Kanalizasyon sisteminin olmadığı ve sağlıksız suyun olduğu bölgelerde bireysel klorlama ile Cryptosporidium parvum infeksiyonu engellenemez.



2.



A) Deterjanlar



Kanalizasyon sisteminin olmadığı ve sağlıklı suyun sağlanamadığı bir yerde bireysel klorlama ile aşağıdaki hastalık etkenlerinden hangisi önlenemez? A) Kolera B) Tifo C) Cryptosporidium parvum ishali



Aşağıdaki dezenfektanlardan hangisi polimiksin gibi etki yaparak bakterileri öldürür?



J



Su dezenfeksiyonunda klor kullanılır; fakat HAV , Giardia kistleri, Cryptosporidim ookistlerini öldüremediğinden bu mikroorganizmaların infeksiyonlarını önleyememektedir. “Dezenfektanlar ve Antiseptikler” başlıklı bakınız. Doğru cevap: A



tabloya



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



45



46



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



D e ze n fekta nlar ve A n tis e p tik le r Sterilizasyon: Herhangi bir yerdeki sporlar dahil tüm mikroorganizmaların öldürülmesidir. Çok çeşitli maddelerle yapılır, radyasyon, kimyasal maddeler, filitrasyon ve çeşitli gazlar ile yapılabilir. Dezenfeksiyon: Cansız ortamlardaki mikroorganizmaların öldürülmesidir. Antisepsi: Hem canlı hem de cansız ortamlardaki bakteri üremesinin inhibe edilmesidir. - Dezenfeksiyonların ve antiseptiklerin selektif toksiteleri yoktur. - Antiseptikler yara iyileşmesini geciktirebilir. ÖNEMLİ ANTİSEPTİK VE DEZENFEKTANLAR Alkol: Isapropanol (%70-90), Etanol (%70) mikroorganizmalardaki proteinleri prensipite eden deri dezenfektanıdır. Formaldehit: Bu da proteinleri presipite eder fakat oldukça irritandır. Bu yüzden cansız alanların dezenfeksiyonunda kullanılır. Asetik asit (%1): cerrahi giysilerin dezenfeksiyonunda kullanılır. Salistik asit: Dermatitlere karşı etkilidir. İyot povidon: Halojendir, preoperatif deri dezenfektandır. Gram (-) bakteriler bu solüsyonda çoğalabilmektedir. İyod: Halojendir ve bu grupta en sık kullanılan antiseptiktir. Virüsler dahil bütün mikroorganizma türleri ve sporlarını öldürebilir. Klor: Suda çözüldüğünde oluşan HCl antimikrobiktir. Organik maddeler kloru bağlar ve antimikrobiyal etkiyi önler. Bir çok bakteriyi ve entomoeba kistini öldüremez. Gümüş nitrat: Protein presipitantıdır ve mikrobiyal metabolizma inhibitörüdür. Dokuları irrite eder neonatal gonokokal oftalmianın önlenmesinde ve yanık tedavisinde kullanılır. Gümüş sülfadiazini: Yanıkta bakteri kolonizasyonunu azaltır. Hekzaklorofen: Fenol dokulara irritan olduğundan geliştirilmiş dezenfektandır. Preoperatif tem izlikte kullanılır. Tekrarlanan kullanımlarda deriden emilir ve SSS beyaz cevher dejenerasyonuna neden olabilir. Klorheksidin: Antiseptik sabunların içerisinde bulunur. Psödomonas serrataya karşı pek etkili değildir. Lindan: Mite infestasyonlarında ve tarımda insektisid olarak kullanılabilir. Deriden geçer ve toxic etkilere neden olur. Benzalkolyum klorid: Cerrahi aletler ve derinin antiseptiğinde kullanılabilir. Nitrofarazon: Deri lezyonlarında antimikrobiyal olarak kullanılır. Yara iyileşmesini geciktirmez ancak allerjik reaksiyonlar yapabilir. Rivanol: Sarı renkli boyadır, cilt antiseptiği olarak kullanılır. Özellikle gram (+)’ler üzerine etkilidir. Kükürt: Sodyum tiyosülfat elementar kükürt salar ve zayıf antiseptik özellik gösterir. Cilt antiseptiği olarak kullanılır. Fungosid ve parazitisid etkileri de vardır. İhtamol: Zayıf antiseptiktir, kükürt içerir. Merbromin: Civalı bileşiklerdir. Diğerleri timerasol, fenilmerküri nitrat, asatat ve nitromersoldür. Amerikan tendürdiyoru olarak adlandırılırlar. Zedelenmiş cilt üzerine uygulandığında yanma yapmazlar fakat tıpkı cıva bileşikleri gibi bu bileşiklerin de antiseptik özellikleri klorlu ve iyotlu bileşiklerden daha zayıftır ve ciltte allerji yapabilirler. ID:06İ031



5.



Aminoasit ve vitaminlerin sterilizasyonunda aşağıdakilerden hangisi kullanılır?



Basınçlı buharlama (Otoklavlama): buharda 15 dk bekletilir.



A) Filtrasyon



Basınçsız buharlama: Koch fırınında yapılır 100°C’de 30 dk tutulur.



B) Radyasyon C) Tindalizasyon D) Pastörizasyon E) Kuru sıcaklık Filtrasyon: Yüksek ısıda bozulan serum, aminoasit ve vitamin çözeltileri gibi sıvılar için kullanılır. Bu filtreler virüsleri tutamazlar.



121 °C



basınçlı



Kuru sıcaklık: Pastör fırınında 175°C 1 saat tutulur. Cam ve metal aletlerde kullanılır. Besiyerleri ve sıvılar kuru sıcak hava ile steril edilemez. Kaynatma ile sterilizasyon: 100°C’de 30 dk tutmak gereklidir.



47



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



Steri lizasyon ve dezenfeksiyon Sterilizasyon, bir ortamdaki tüm mikroorganizmaların yok edilerek, ortamın steril hale getirilmesidir. Bu amaçla kullanılan yöntemler: 1) Basınçlı buharlama (Otoklavlama): 12TC basınçlı buharda 15 dk bekletilir. 2) Basmçsız buharlama: Koch fırınında yapılır 100°C’de 30 dk tutulur. 3) Kuru sıcaklık: Pastör fırınında 175°C 1 saat tutulur. Cam ve metal aletlerde kullanılır. Besiyerleri ve sıvılar kuru sıcak hava ile steril edilemez. 4) Kaynatma ile sterilizasyon: 100°C’de 30 dk tutmak gereklidir. 5) Tindalizasyon: 3 gün üst üste 58-100°C arasında 15-30 dk tutulur. 1. gün vejetatif şekiller, 2. ve 3. gün ise oda ısısında vejetatif şekle geçen sporlar ölür. 6) Filtrasyon: Yüksek ısıda bozulan serum, aminoasit ve vitamin çözeltileri gibi sıvılar için kullanılır. Bu filtreler virüsleri tutamazlar. 7) Radyasyon ve ultrasonik dalgalarla da sterilizasyon yapılabilir. Dezenfeksiyon ise hastalık oluşturabilecek patojenlerin vejetatif formlarının yok edilmesidir. Pastörizasyon herhangi bir sıvının 63-65°C’de en az 30 dk tutularak birden soğutulması ile yapılır. Bu şekilde patojenler ölür, ancak patojen olmayanlar ölmeyebilir. Başlangıçta 100.000/ml olan bakteri sayısı pastörizasyondan sonra 500/ml’ nin altına inmelidir. Diğer dezenfeksiyon yöntemleri olarak %5’ lik fenol, etilen oksit, gluteraldehit, formaldehit, hekzoklorofen ve diğer halojenler sayılabilir. Kimyasal dezenfektanlar 3 mekanizma ile etki gösterir. 1- Hücre membranını bozanlar: Alkoller lipid yapısını bozarlar. Deterjanlar yüzey gerilimini düşürerek membran yapısını bozarlar. Fenoller hem zarları bozarlar hem de proteinleri denatüre ederler. 2- Proteinleri denatüre edenler: Klor, İyot, Ağır metaller, Hidrojen, Formaldehit ve Gluteraldehit, Etilen oksit 3- Nükleik asitleri değiştirenler: Jansiyen moru, malaşit yeşili vs.



Tindalizasyon: 3 gün üst üste 58-100°C arasında 15-30 dk tutulur. 1. gün vejetatif şekiller, 2. ve 3. gün ise oda ısısında vejetatif şekle geçen sporlar ölür. Radyasyon ve ultrasonik dalgalarla da sterilizasyon yapılabilir.



fjss Klorlama



V 7.



‘‘Sterilizasyon bakınız.



ve



dezenfeksiyon" başlıklı



tabloya



ile Hepatit A virüsü, Cryptosporidium kistleri ve oiardia kistleri öldürülemez.



J



Aşağıdakilerden hangisinin sporisidal etkinliği vardır? A) % 60 izopropil alkol B) % 2 hidrojen peroksit



Doğru cevap: A



6.



Aşağıdakilerden hangisi dezenfeksiyona dirençlidir?



alkolle



yapılan



A) Aside dirençli bakteriler B) Lipofilik virüsler C) Gram (-) bakteriler D) Gram (+) bakteriler



C) % 2 glutaraldehit D) % 2 fenol E) % 70 etil alkol Y üksek düzey dezenfektan soruluyor. düzey dezenfektanlar bakteri s p o rla rın a dezenfektanlardır.



Gluteraldehit (%2-3,5), hidrojen yüksek düzey dezenfektandır.



E) Bakteri sporları Bakteri sporları ısı, kuruma, ışın alkol ve kimyasal maddelere karşı dirençlidir. Doğru cevap: E



Doğru cevap: C



peroksit



Yüksek da



e tk ili



(%3-25)



48



GENEL MİKROBİYOLOJİ VE BAKTERİYOLOJİYE GİRİŞ



Sodyum etkilidir.



hipoklorit



protein



denatürasyonu



yaparak



DEZENFEKTANLARIN ETKİ M EKANİZM ASI Sitoplazm ik membrana etkili olanlar: Deterjanlar, sabunlar, fenollü bileşikler, eriticiler (alkol (dezenfeksiyon için % 70 çözelti en uygun), eter,...) Protein denatüre ediciler: 8.



Aşağıdakilerden hangisi yüksek dezenfeksiyonda kullanılan bir biyosittir?



düzey



A) İyodofor B) % 7.5 lik hidrojen peroksit C) Fenol D) % 70 lik etil alkol E) Didesidildimetil amonyum klorür Gluteraldehit ve hidrojen peroksit en sık sorulan yüksek düzey dezenfektanlardır.



Asit ve alkaliler. Enzim işlevini bozanlar: Alkilleyiciler (etilen oksit, formol, beta-propionolakton), glutaraldehit, oksidanlar, ağır metaller (altın, gümüş, çinko,...) (Ağır metallerin bu etkisine oligodinamik etki denir.) Nükleik asitlere etkili olanlar: Boyalar (Metilen mavisi, malaşit yeşili,...) Doğru cevap: A



Doğru cevap: B



9.



Canlı doku üzerinden mikroorganizmaları uzaklaştırma ya da üremelerini baskılama işlemine ne ad verilir? A) Sterilizasyon B) Dezenfeksiyon C) Sanitizasyon D) Antisepsi E) Preservasyon



Antisepsi, doku ve deri dezenfeksiyonudur. Dezenfeksiyon, hastalandırıcı mikroorganizmaların yok edilmesidir. Sterilizasyon, tüm mikroorganizmaların yok edilmesidir. Sanitizasyon, halk sağlığını korumak amacı ile yüzeylerden gıda kalıntıları, mikroorganizmalar, yabancı maddeler ve temizlik maddeleri kalıntıları gibi kirlerin uzaklaştırılması için alınan önlemlerin tümüdür. Doğru cevap: D



10. Yaygın kullanılan dezenfektanlardan biri olan sodyum hipoklorit, mikroorganizmalar üzerindeki etkisi aşağıdakilerden hangisidir? A) Proteinleri oksitleyerek B) DNA ya bağlanarak C) Lipidleri eriterek D) Hücre duvarını parçalayarak E) Hücre membranını parçalayarak



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR / -------------------------------------------------------------------------- \



GRAM-POZİTİF KOKLAR



S a d e c e S. a u r e u s ’ta b u lu n u r. İ ğ le r in F c r e s e p tö r le r in e



(STAPHYLOCOCCUS, STREPTOCOCCUS)



b a ğ la n a ra k b a k te riy i fa g o s ito z d a n ve k o m p ie m a n e tk is in d e n



s,_____________________________________________________ ,



1.



Bir domuz yetiştiricisi hızla ilerleyen nekrotizan pnömoni nedeniyle kaybediliyor. Balgam kültüründe toplum kaynaklı metisiline dirençli Staphylococcus aureus ürüyor. Bu hastada klinik seyirden sorumlu en önemli virulans faktörü hangisidir? A) Enterotoksin



B) Kapsül



C) Panton-Valentin toksini



D) Penisilinaz



E) Eksfolyatin Panton Valentin toksini (lökosidin) son yıllarda önemli bir sorun olan toplum kaynaklı metisiline dirençli S.aureus olgularında mutlaka bulunan, tanımlayıcı ve nekrotik lezyonlar oluşturan bir virulans faktörü olarak önem kazanmaktadır. Penisilinaz virulans faktörü değildir. Eksfolyatin haşlanmış deri sendromu, büllöz impetigo, Ritter sendromu gibi tablolara yol açar. Enterotoksin besin zehirlenmesine neden olur. D o ğ ru cevap: C



2.



Protein - A:



Aşağıdakilerden hangisi Staphylococcus aureus’un virulans faktörlerinden birisi değildir? A) Katalaz



B) Koagülaz



C) Panton-Valentin toksini D) Lesitinaz E) Eksfolyatin Lesitinaz (alfa toksin) öncellikle Clostridium perfringens’in önemli virulans faktörüdür, bazı diğer klostridium ve Bacillus cinsi bakterilerde de varlığı belirtilmektedir. Panton Valentin toksini (lökosidin) son yıllarda önemli bir sorun olan toplum kaynaklı metisiline dirençli S.aureus olgularında mutlaka bulunan, tanımlayıcı ve nekrotik lezyonlar oluşturan bir virulans faktörü olarak önem kazanmaktadır. Staphylococcus Aureus’un Yapısal Elemanları Kapsül ve Glikokaliks Bazı S. aureus kökenlerinde en dışta polisakkarid bir kap­ sül yapısı bulunur. Koagülaz negatif stafilokoklarda (S. epidermidis) ise glikokaliks bir yapı salgılanır. “ Slime faktör” adı da verilen b u y a p ı k a te te r b a ş ta o lm a k ü z e re y a b a n c ı c is im le re tu tu n m a y ı v e a n tib iy o tik e tk is in d e n o rg a n iz m a y ı k o ru m a y ı sa ğ la r.



Ayrıca spesifik Ig Glerin Fc kısımıyla stafilokoklar bağlanarak lateks aglütinasyon yöntemi geliştirilmiştir. B u



k o ru r.



y ö n te m e K o -a g lü tin a s y o n y ö n te m i d e n ilm e k te d ir.



Teikoik asit: Özgül reseptörler (fibronektin) yardım ıyla hücreye yapışmayı sağlar. F a jla r iç in re s e p tö r g ö r e v i g ö rü r. Teikoik asit türe özgü farklılıklar gösterir (S. aureus: ribitol teikoik asit, S epidermidis: gliserol teikoik asit taşır). Kümeleyici faktör: Fibrinojeni bağlayarak etkili olur.



TOKSİNLERİ Sitolitik toksinler: Alfa, beta, gama ve delta toksinler irinleşmeden sorumludur. Hemoliz etkileri vardır. Lökosidin: Nötrofil ve makrofajları eritir. Sitolitik bir toksindir (PantonValentin toksini). Enterotoksin - A-E: Enterotoksin - A, MSS irritasyonu ön planda olarak kusmanın belirgin olduğu bir besin zehirlenmesi tablosuna yol açar. Isıya dirençlidir. Bu etkinin MSS'deki kusma merkezine toksik etkisiyle olduğu sanılmaktadır. Enterotoksin - B stafilokoksik enterokolite yol açar. C ve D, süt ürünleriyle ilgili zehirlenmelerde sık bulunur. B e s in z e h ir le n m e s in e y o l a ç a r.



Eksfolyatif toksin: H a ş la n m ış d e r i s e n d r o m u ’n a y o l a ça r. S tra tu m g ra n ü lo s u m ü z e rin e to k s ik e tk i e tm e k te d ir.



Toksik şok sendromu toksini - 1 (TSST-1): Süper antijen özelliğindedir ve toksik şok sendromuna neden olur. Enzimleri: Koagülaz (S. aureus’da bulunur,protrombin ile bağlanarak plazmayı koagüle eder), katalaz, lipaz, stafilokinaz (fibrinolizin), DNAse, lipaz enzimleri ile klinik bulgulara yol açar. Hyalürinidaz ile yayılma gösterir. Penisilinaz hücre dışına salınarak penisilini hidrolize eder (Penisilinaz bir virulans faktörü değildir.). Doğru cevap: D



50



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



3.



Tanı, balgam kültürü ve Ouellung reaksiyonu (en iyi tanı yöntemidir) ile tiplendirmeyle konulur (TUS Nisan’90). Son yıllarda tanıda örneklerde pnömokok antijenlerine bakılan hızlı tanı yöntemleri de (latex aglütinasyon, immunoelektroforez) kullanılmaktadır (TUS Eylül’94). Balgam yaymasından yapılan gram boyamada bol lökosit ve gram (+) diplokoklar görülebilir.



Aşağıdakilerden hangisi Staphylococcus aureus’a ait bir ekzotoksin değildir? A) Hemolizinler (Alfa, Beta, Delta, Gama toksinler) B) Eritrojenik toksin C) Toksik şok sendromu toksini 1 D) Eksfoliatif toksin



‘‘Gram (+) kok identifikasyonu” başlıklı şekile bakınız.



E) Enterotoksinler (A, B, C, D, E) Eritrojenik toksinin S. pyogenes tarafından yapıldığının bilinmesi yeterlidir. Staphylococcus aureus’un salgıladığı alfa, beta, gama ve delta toksinler (hemolizinler) eritrositlere, ayrıca lökositler, makrofajlar ve trombositler gibi çok sayıda hücreye toksik etkilidir. Eksfoliatif toksin, toksik şok sendromu toksini ve enterotoksinler ise sırasıyla stafilokoksik soyulmuş deri sendromu ve büllöz impetigo, toksik şok sendromu ve besin zehirlenmelerinden sorumludur. Eritrojenik toksin, S. pyogenes’in, salgıladığı kızıl hastalığının patogenezinden sorumlu olan ekzoîoksindir.



ve bir



Doğru cevap: B



4.



O Pnömokok tanısında Gram (+) ve kapsüllü ikili koklar değ e rlid ir ancak tanıyı kesinleştirmez. Optokin duyarlılığı pratik tanıda en çok kullanılır. Hızlı tanıda (menenjitlerde) lateks aglütinasyon yöntemi te rcih edilir. Lateks aglütinasyon tanı kesinleştirir. Ancak kapsüllü bakterilerin serotipi kapsül şişme reaksiyonu ile belirlenir.



v Doğru cevap: E



7.



Tekrarlayan menenjit olgularının ilk epizotunda en sık belirlenen etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Meningokok



Menenjit: Erişkinlerde en sık etken S. pnömonia’dır Tüm yaş gruplarında tekrarlayan m enenjitin başlıca nedenidir. İntrakranial bir odaktan yayılan menenjitin en sık nedenidir. Pnömokok menenjitinde nörolojik sekeller (özellikle duyma kaybı) daha fazla görülür.



Aşağıdaki ekzotoksinlerden özelliklidir?



hangisi



pirojenik



A) Difteri ekzotoksini B) Tetanospazmin C) Tetanolizin D) Eritrojenik toksin E) Pestisin-VVV



B) Pnömokok



C) Haemophilus influenzae tip b D) Pseudomonas E) Escherichia coli



J



Eritrojenik toksin süperantijendir. Eritrojenik ekzotoksinin 3 serolojik tipini salgılarlar. Kızıl döküntüsüne yol açan bu toksinlerin sentezi için lizojenik faja ihtiyaç vardır. Pirojeniktir. Doğru cevap: D



Doğru cevap: B



8. 5.



Protez kapak takılan bir hastada protez kapakta ilk 6 ayda endokardit gelişmişse en olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Viridans streptokoklar B) Staphylococcus epidermidis C) Enterokoklar



Hastanın bu tablosundan sorumlu olabilecek en olası etken aşağıdakilerden hangisidir?



D) E.coli E) S.pyogenes



A) Pseudomonas aeruginosa



Protez kapak endokarditinde ilk bir yıl içinde en sık etken 5. epidermidis, sonra S.aureus iken bir yıl sonunda streptokoklar daha sık rastlanan etkendir. Doğru cevap: B



6.



Üç yaşındaki bir çocuk yüksekten düşüyor, ancak önemli bir travmatolojik patoloji belirlenmediği için sadece 24 saatlik gözleme alınıyor. Olaydan 5 gün sonra ortaya çıkan şuur problemi nedeniyle hastaneye getiriliyor. Fizik muayenede ve tetkiklerde akut pürülan menenjit tanısı konuluyor. Hastanın beyin tomografisinde kribriform laminada çoğul kırıklar belirleniyor.



Aşağıdaki testlerden hangisi pnömokoklar için en spesifik tanı testidir? A) Safrada erime



B) Optokin testi



C) CAMP testi



D) Gram boyama E) Kapsül şişme testi



B) Haemophilus influenzae tip b C) Pnömokok D) Meningokok E) Serratia marcescens



Menenjit: Erişkinlerde en sık etken S. pnömonia’dır. Tüm yaş gruplarında tekrarlayan menenjitin başlıca nedenidir. İntrakranial bir odaktan yayılan menenjitin en sık nedenidir. Pnömokok menenjitinde nörolojik sekeller (özellikle duyma kaybı) daha fazla görülür.



Gram (+) kok



Katalaz pozitif



Katalaz negatif



• S ta p h y lo c o c c u s a u re u s (koagülaz pozitif, küm eli kok)



(P) • A . G ru b u streptokok -S. pyogenes- (Basitrasin duyarlı, TM P -S X T dirençli, PYR testi (+))



• S ta p h y lo c o c c u s e p id e rm id is (kateter infeksiyonu, glikokaliks)



(P) • B g ru b u streptokok-S. agalactiae- (Basitrasin dirençli, CA M P pozitif, hippurat hidrolizi, yenidoğan)



• S ta p h y lo c o c c u s s a p r o p h y tic u s (Ü riner infeksiyon, novobiyosin direnci) ( a ) • Pnömokok (Kapsüllü ikili kok, Optokin duyarlı, Safrada erime) • D g ru b u streptokok (Safra/eskülin hidrolizi, ısı direnci) M ic ro c o c c u s (B asitrasin duyarlı, Furazolidon dirençli, Non-ferm entatif) • Enterokok (% 6,5 NaCI’de ürem e, PYR testi (+), safra / eskülin hidrolizi) • Viridans streptokok (O ptokin dirençli, safrada erim e negatif, diş çekim i, endokardit)



o Pnömokokiarda Penisilin bağlayan protein (PBP) ile penisilin direnci hızla yayılmakta. Yüksek düzey direnç yoksa lokal enfeksiyon (sinüzit, o tit media)‘larda penisilin dozu a rtırılarak tedavi edilebilir ancak menenjitlerde genellikle ampirik tedaviye başlandığı için penisilin direnci olasılığı düşünülerek seftriakson veya vankomisin verilir.



J



Üç



O Pnömokok



D o ğ ru cevap:



D o ğ ru cevap:



B



10. Aşağıdaki enzimlerden hangisi stafilokoklardan salınmaz? A) Katalaz C) Streptolizin



meşhur PBP direnci



O Metisilin dirençli Staphylococcus aureus O Enterokok



V



aynı bakteri tarafından TŞST ile özellikle vajinal tampon kullanan menstruasyon dönemindeki bayanlarda görülen bir tablodur.



B) Koagülaz D) Enterotoksin



E) Toksik şok sendromu toksini-1



J



Streptolizin streptokok tarafından salınır. Diğer seçenekler stafilokoklar tarafından salgılanır. D o ğ ru cevap:



C



C 11. Aşağıdakilerden hangisi geçirilmiş A grubu streptokok deri infeksivonunu gösterebilir?



9.



Genç bir kadın sağlıklı bir çocuk doğurmuştur. Taburcu edilen infantın evde sol kalçası çiziliyor ve hafif bir kızarıklık oluşuyor. Annesi lezyon üzerine antibakteriyel pomad sürüyor. Bir hafta sonra infantın el ve ayaklarındaki derisi kavlamağa başlıyor, infant hastaneye yatırılıyor, kültürleri alınıyor ve tedaviye başlanıyor. Bu hastada hangisidir?



en



olası



tanı



aşağıdakilerden



A) Sistemik viral infeksiyon B) Haşlanmış deri sendromu C) Toksik şok sendromu D) Fungal infeksiyon E) Kızamık Yukarıda tanımlanan tablo tipik bir haşlanmış deri sendromu tablosudur. But tablo S.aureus’un exfolyatif toksin salan kökenleri tarafından genellikle de bir enfeksiyonu takiben oluşur. Toksik şok sendromu yine



A) Antistreptolizin O (ASO) B) Anti tip B DNAaz antikoru C) Anti kapsül antikorları D) Antistreptolizin S E) Anti eritrojenik toksin antikorları Dikkat!! Streptokoksik cilt enfeksiyonları sonrası ASO türesi yükselmez. Anti tip B DNAaz antikoru apse içinde bulunan serbest DNA’yi depolimerize ederek apsenin yapışkanlığının azalmasını ve streptokokların yayılmasını sağlar. A, B, C ve D olmak üzere dört tipi vardır ve insan için immünojeniktir. Özellikle tip B DNAaz’a karşı antikorların saptanması, geçirilmiş A grubu beta hemolitik streptokok deri infeksiyonunun göstergesidir. Doğru cevap: B



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



51



12. Altmışbeş yaşında bir erkek hasta, sağ ayak bileğinde şişlik, kızarıklık, ağrı ve titreme ile yükselen ateş yakınmaları ile acil servise başvuruyor, iki yıl önce koroner by-pass operasyonu geçirdiği ve bu nedenle sağ saphen veninin çıkarıldığı, sonra da antibiyotik tedavisine alındığı öğreniliyor. Fizik muayenede yüksek ateş ve sağ saphen venektomi trasesinde eritemli ve yaygın ödemli bir alan bulunuyor. Her iki ayak parmaklarında tinea pedis belirleniyor. Yukarıdaki hastadaki sellülit ve lenfanjit tablosundan sorumlu olma olasılığı en yüksek mikroorganizma aşağıdakilerden hangisidir? A) Non A grubu beta hemolitik streptokoklar B) Erysipelothrix rhusiopathiae C) C. albicans D) Trichophyton interdigitale



S. aureus: en sık stafilokok enfeksiyonuna yol açan türdür. Kanlı ağarda altın sarısı pigment yapar, sarıpembe koloniler meydana getirir. S.aureus mannitolü fermente, eritrositleri hemolize (beta hemoliz) ederken diğerleri bunu yapmaz. Koagülaz pozitif tek stafilokoktur. DNA’az pozitiftir. Hücre duvarının teikoik asitleri N-asetilglukozaminin ribitol fosfat polimerleridir (S. epidermidis’de ise gliserol teikoik asit bulunur.) Doğru cevap: C



15. Yüksek ateş, halsizlik yakınması olan hastada yapılan incelemede 3/6 sistolik bir üfürüm tesbit ediliyor, ekokardiografi incelemede mitral kapakta vejetasyonlar saptanıyor. Alınan üç hemokültürde Gram (+) diplokoklar görülüyor, ancak kanlı ağar besiyerinde üreme olmuyor. Bu hastada en hangisidir?



E) E. coli Sellülit, subkutan bölgeye yayılım gösteren akut bir cilt infeksiyonudur. Sellülitlerin çok özel, ancak nadir bir formu, koroner by-pass operasyonlarında greft amacı ile saphen venanın çıkarıldığı yerde gelişen sellülitlerdir. İnsizyon yerinde ödem, eritem ve hassasiyet görülür. Diğer bir özelliği aynı yerde tekrarlı ataklar görülmesidir (soruda söylendiği gibi). Etken, genellikle A grubu dışında kalan (B, C ve G grubu) beta hemolitik streptokoklardır. Doğru cevap: A



13. Üriner sistem infeksiyonu yakınmaları ile başvuran kadın hastada yapılan idrar kültüründe kanlı plakta gram (+) , katalaz (-), beta hemolitik diplokoklar ürüyor.



olası



etken



aşağıdakilerden



A) Viridans streptokoklar B) Enterokok C) Staphylococcus epidermidis D) Abiotrophia (nutrient variant streptokok) E) Staphylococcus aureus Endokardit saptandığında en olası etken viridans grubu streptokoklardır. Akut infeksiyon varlığında ve özellikle sağlam kapakta S.aureus nadiren HACEK grubu bakteriler, Abiotrophia akla gelmelidir. Protez kapak varlığında ise PK(-) stafilokokların olasılığı daha ön plandadır.



B) Streptococcus agalactia



Kan kültüründe Gram (+) diplokoklar görülüp standart kanlı ağarda üreme saptanamadığmda anaeropları, nutrient varyant streptokokları (Abiotrophia) düşünmek gerekir. Nutrient varyant streptokoklar (Abiotrophia) S.aureus varlığında satellit koloniler oluşturarak ya da pridoksinli besiyerlerinde üretilebilir.



C) Staphylococcus aureus



Doğru cevap: D



Bu hastada hangisidir?



en



olası



etken



aşağıdakilerden



A) Staphylococcus saphrophyticus



D) Viridans streptokok E) Staphylococcus epidermidis Üriner sistem infeksiyonlarında en sık etken E. coli’dir. Özellikle genç kadınlarda ikinci sıklıkta etken S. saphrophyticus (katalaz pozitif, novobiosine dirençli) olarak hatırlanmalıdır. Kadınlarda ürogenital sistemden izole edilen, nadiren üriner infeksiyon oluştururken yenidoğana bulaşarak ciddi infeksiyonlara yol açan bakteri ise S. agalactiadır. Burada katalaz (-) oluşu ve beta hemolitik olması en önemli belirleyici özelliktir. Doğru cevap: B



14. Aşağıdakilerden hangisi aureus’un staphylococcus ayrımını sağlar?



staphylococcus epidermidisten



A) Katalaz



B) Oksidaz



C) Koagülaz



D) Lizostafin E) CAMP



16. A grubu beta hemolitik streptokok aşağıdaki testlerden hangisi ile diğer streptokoklardan ayrılır? A) Safrada erime



B) Basitrasin duyarlılığı



C) inülin fermentasyonu



D) Eskulin hidrolizi



E) CAMP testi S. pyogenes bu grubun prototipidir. Diğerstreptokoklardan basitrasin’e duyarlı olması ile ayırd edilir. Hücre duvarında Grup A spesifik karbonhidrat, çeşitli antijenik proteinler (M, T ve R antijenleri) bulunur. Bu grupta insanlar için patojen streptokoklar bulunur. Tamamı beta hemolitiktir. Hippurat ve %40 safralı eskülini hidrolize etmezler. Pyrolydonyl aminopeptidase reaksiyonu (PYR) pozitiftir. Basitrasine d uyarlıdır. Doğru cevap: B



S tre p to ko k in fe ksiyo n la rın d a patogenez ö z e llik le ri Organizma



Tipik Hastalık



Patogenez Tipi 1. Pyojenik a. Lokal b. Dissemine



Hastalık bölgesi (H), Kolonizasyon (K), Normal Flora (NF)



Impetigo, selülit, Farenjit



Deri (H) - Farinks (H)



Sepsis Kızıl



Kan doalaşımı (D)



Toksik şok



Multiorgan tutulumu (H)



3. immün aracılı (post-streptokokal, nonsupüratif)



Romatizmal ateş Akut glomerulonefrit



Kalp, eklemler (H) Böbrekler (H)



S. agalactial (grup B)



Pyojenik



Yeni doğan sepsisi, menenjit



Vajen (K)



E. fecalis (grup D)



Pyojenik



Üriner sistem enfeksiyonu, endokardit



Kolon (NF)



S.bovis (grup D)



Pyojenik



Endokardit



Kolon (NF)



S.pneumoniae



Pyojenik



Pnömoni, o titis media, menenjit



Orofarinks (K)



S.viridans



Pyojenik



Endokardit



Orofarinks (NF)



S.pyogenes (grup A)



2. Toksijenik



Deri (H)



İD :06t081



17. A grubu beta hemolitik streptokokların kanlı ağardaki yüzeyel beta hemolizinden aşağıdakilerden hangisi sorumlu üründür? A) Streptodornaz C) Streptolizin O



B) Streptokinaz D) Streptolizin S E) Katalaz



S treptokokların toksinleri -



-



-



-



-



O L is te r ia m onositogenes ve C ryp to co ccu s neoformans hücresel immunite baskılandığında sıklıkla menenjite neden olur.



Eritrojenik toksin (pirojenik) A grubu beta hemolitik streptokokların %90’mda bulunur. Isıya dirençlidir. Süperantijen özelliğindedir. Toksini üreten bakteriler özel birfaj ile lizojenik durumdadır. Gr (-) bakterilerin endotoksin etkilerini potansiyelize eder. Sitotoksik bir ekzotoksindir. Kızıl'daki döküntülere neden olur. S. pyogenes’in toxinidir. Streptolizin O. K u vve tli a n tije n ik tir. Derin hemolizden sorumlu antijendir. Grup A, C ve G streptokoklarda bulunur, insan hücre membranın da kolesterole bağlanarak geçirgenliği artırır. Organizmada kendisine karşı Anti Streptolizin-0 antikoru (ASO) oluşur. ASO, streptolizin O’nun hemolitik etkisini bloke eder. ASO titresinin yüksek olması yakın zamanda (3-4 hafta) geçirilmiş A grubu streptokok enfeksiyonun kanıtıdır. (TUSNisan’91) ASO, asla akut dönemde saptanmaz. Streptolizin S: A ntijenik değildir. Lökositleri, trombositleri ve eritrositleri eritir. Kanlı ağarda yüzeysel hemolizden sorumludur. Pirojenik ekzotoksin A: Stafilokokların toksik şok sendromu toksinine benzer. Süperantijendir ve büyük miktarda sitokin salınımına neden olur. Ekzotoksin B: Nekrotizan faciitise neden olur. S. pyogenes şuşları tarafından üretilir.



“Streptokok infeksiyonlarında patogenez özellikleri” ve “Stafilokokların sınıflandırılması ve önemli özellikleri” başlıklı tablolara bakınız.



|



Streptococus pyogenes’ in viru la n s fa k tö rle ri Virülans Faktörü



B iy o lo jik Etki



Kapsül



Antifagositik



Lipoteikoik asit



Epitelyal hücrelere bağlanır



M proteini



Adezin; antifagositik; kompleman kompanenti C3,6'yi azaltır



M -proteinine benzer p ro te in ler



immunglobulin M ve G ve a2 makroglobulin (proteaz inhibitöru ne bağlanır



F proteini



Epitelyal hücrelere adezyona aracılık eder



Pirojenik eksotoksinler



Pirojenisiteyi düzenler, geç tip hipersensitiviteyi ve endotoksinlere duyar­ lılığı a rtırır; sitotoksisiteyi, T hücreleri için B-hücre fonksiyonlarının immun supresyonunu a rtırır ve kızıla benzer döküntüye neden olur.



S treptolizin S



Lökosit, platelet ve eritro sitleri lizise uğratır; lizozomal enzimlerin salınımına yol açar; immünojenik değildir



S treptolizin 0



Lökosit, platelet ve eritro sitleri lizise uğratır; lizozomal enzimlerin salınımına yol açar; immünojenik değildir



Streptokinaz



Kan pıhtılarını e ritir; bakterinin doku­ da yayılımını kolaylaştırır



DNAz



Pürülan materyaldeki hücresiz DNA'yı depolimerize eder



C5a peptidaz



Kompleman komponenti C5a'yı parçalar



Doğru cevap: D



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



53



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



54



S ta filo k o k la rın s ın ıfla n d ırılm a s ı v e ö n e m li ö z e llik le r i KoagUlaz pozitif



ÖZELLİK DNAase



KoagUlaz negatif



S.aureus



S.epidermidis



S.saprocphyticus



(+)



(-)



Mannitol



(+)



(-)



(-)



Hemoliz



Beta



Yok



Yok



Protein A



Var



Yok



Yok



Lipaz



Tamamında var



%30 var



%30 var



Novobiosine duyarlılık



Duyarlı



Duyarlı



Dirençli



Yaptığı Hastalık



Süpüratif hastalık



Yabancı cisim enfeksiyonları



Üriner infeksiyon



^ . ____ ___



18. Endokardit tanısı alan hastanın yapılan kan kültüründe alfa hemolitik, gram pozitif, katalaz negatif, eskülini hidrolize etmeyen, optokine dirençli, %6.5 NaCI içeren besiyerinde üremeyen kok morfolojisinde bakteri izole edilmiştir. Yukarıdaki tanımlamaya uygun en olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Streptococcus pneumoniae B) Enterococcus faecalis C) Staphylococcus aureus D) D grubu streptokok



E) Viridans streptokok Bu soru endokardit sorusu gibi görülse de aslında mikrobiyolojik tanı ile ilgili bir soru. Gram pozitif ve katalaz negatif tanımlaması streptokok lehinedir. Alfa hemolitik olması size S.pyogenes, C ve G grubu streptokokları eleyebilir. Geriye pnomokoklar, viridans streptokoklar, D grubu streptokoklar ve enterokoklar kaldı. Optokine dirençli olması ile pnomokoklar, eskülin hidrolizi olmaması ile D grubu streptokoklar ve enterokoklar, % 6.5 NaCI’lü ortamda ürememesi ise yine enterokokları elemektedir. Geriye viridans streptokoklar kalmıştır. Viridans streptokok tanısı genellikle bu şeklide indirekt olarak konmaktadır.



20. Aşağıdaki bakterilerin hangisinin virulansında kapsül yapısı en az etkilidir? A) Streptococcus pneumoniae B) Neisseria menengitidis C) Salmonella typhi D) Staphylococcus aureus E) Haemophilus influenzae Birçok bakteri türünde kapsül yapımı görülebilmektedir. Özellikle enterobacteriaceae ailesi üyeleri kapsüllü veya kapsülsüz olabilmektedir. Sıklıkla kapsül oluşturan ve bu nedenle virulansında kapsülün önemli olduğu bakteriler arasında Streptococcus pneumoniae, Neisseria menengitidis, Salmonella typhi (Vi antijeni), Haemophilus influenzae, Bacteroides fragilis ve Klebsiella türlerinin virulansında kapsül önemlidir. Staphylococcus aureus kapsül yapabilir ancak diğerleri gibi sıklıkla yapmadığı için virulansında önemli yertutumaz. S. aureus virulansında A proteini en önemli yapıdır. Ayrıca enzim ve toksinleri de virulansında önemlidir.



=



......... =



O Staphylococcusaureus'un A proteini, Streptococcus pyogenes'in M proteini antikomplementer özelliği ile fagositozu önleyen en önemli virulans faktörleri. D o ğ ru cevap:



D



Doğru cevap: E



19. Aşağıdaki koşullardan hangisinde olası menenjit etkeni olarak pnömokok düşünülmez ? A) Rinore B) Sinüzit C) Kafa tabanı kırıkları D) Erken membran ruptürü E) Splenektomi



21. Hastane çalışanlarının burunlarında kolonize olup hastane infeksiyonu yapan bakteri aşağıdakilerden hangisidir? A) E. coli C) S. epidermidis



B) Pseudomonas D) S. aureus



E) Vibrio parahaemolyticus Pnomokoklar üst solunum yollarının en önemli flora elemanlarındandır. Ayrıca kapsüllü olmaları bu flora elemanının uygun koşullarda enfeksiyon yapmasına da olanak sağlamaktadır. Bu nedenle sinüzüt, otit, pnomoni ve menenjitin bakteriyel etkenleri arasında genellikle ilk sırayı almaktadır. Erken membran rüptürü üç bakteri için özellikle risk oluşturmaktadır: B grubu streptokoklar, Listeria monositogenes ve E. coli. Doğru cevap: D



S .aureus, özellikle m etisilin dirençli S.auresu (MRSA)özellikle sağlık çalışanları burunlarında kolonize olarak hastanede infeksiyonlar ve salgınlar oluşturur. Bu tür bir salgında odak kişi bulunmalı ve nazal mupirosin ile taşıyıcılık tedavisi yapılmalı, bu arada servisten uzaklaştı rılmalıdır. Doğru cevap: D



22. Genitoüriner girişim sonrası endokardit gelişmişse en aşağıdakilerden hangisidir? A) S. viridans



bir hastada olası etken



B) S. epidermidis



C) Enterokoklar



D) E. coli E) S. pyogenes



25. Aşağıdakilerden hangisi vankomisin dirençli enterokok türlerinin infeksiyon oluşturduğu düşünülen bir hastanede kaynağın belirlenmesine yönelik olarak alınması en uvaun kültür örneğidir? A) Deri C) Dışkı



En sık etkenler: • • • • • • •



Doğal kapak...S.aureus Akut... S. aureus Subakut... Viridans streptokok Genitoüriner girişim... Enterokok Protez kapak (Erken dönem).... S.aureus Protez kapak (Geç başlangıç)...S.epidermidis İntavenöz ilaç bağımlısı... S. aureus



D o ğ r u cevap: C



B) Nazofarinks D) Burun E) İdrar



Son yıllarda vankomisin dirençli enterokokların neden olduğu infeksiyonlar özellikle ABD başta olmak üzere tüm dünyada hastanelerde önemli hastane infeksiyon etkeni olarak saptanmaktalar. Vankomisin dirençli enterokokları taşıyan hastalar ve personelin saptanıp gerekli önlemler alınması dirençli kökenlerin yayılımını önlemek açısından önemlidir Enterokokların en sık kolonize olduğu yer gastrointestinal sistemdir ve kolaylıkla saptanabileceği örnek dışkı örneğidir. D o ğ r u ce va p : C



23. Haşlanmış deri sendromuna yol açan mikroorganizma aşağıdakilerden hangisidir? A) S .aureus



B) S. epidermidis



C) S. pneumoniae



D) H. influenzae E) S. pyogenes



Deri ve mukozada rastlanan abse, büllöz impedigo, folikülit, panaris, hordoleum, sycosis barbae, hidradenit, karbonkülün en sık etkeni S. aureustur. Haşlanmış deri sendromu: yenidoğanda görülür, nikolsky bulgusu (+)’tir. Eksfoliyatif toksinin stratum granülozum üzerine toksik etkisinden dolayı oluşan klinik bir tablodur. Erişkindeki şekli büllöz impetigodur. Yenidoğanda döneminde gelişen ağır formuna Ritter sendromu denir. D o ğ r u ceva p : A



24. Aşağıdaki Streptokok türlerinden hangisi toksijenik infeksiyonlara neden olabilir? A) Streptococcus agalactia B) Streptococcus bovis C) Streptococcus pyogenes D) Streptococcus pneumoniae E) Streptococcus viridans Soruda aslında pekçok streptokok türünün toksijenik infeksiyon yapmadığını size göstermektir. Sorunun doğru seçeneğinden ziyade yanlışlar önemli. Streptococcus pyogenes dışında diğer streptokoklar pyogenik(iltihabi) infeksiyona neden olurlar. Streptococcus pyogenes diğer ünlü namıyla A grubu beta hemolitik streptokoklar impetigo, selülit ve farenjit gibi pyogenik; kızıl ve toksik şok sendromu gibi toksijenik; romatizmal ateş ve akut glomerulonefrit gibi immün aracılı infeksiyonlara neden olurlar. Doğru cevap: C



26. Enterokoklar ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) % 6.5 NaCI ortamda üreyebilme B) Eskülin hidrolizi C) Tedavisinde sefalosporinler tercih edilir D) Önemli bir hastane infeksiyonu etkenidirler. E) Glikopeptidlere direnç kazanabilirler. Enterokoklar sefalosporinlere doğal dirençlidir. Daha önce D grubu streptokoklar arasında sayılırken DNA/ DNA çalışmalar ile ayrı bir cins olarak ayrılmıştır. En önemli türler E. faecium ve E. fecalistir. Alfa, beta ,gama hemolitik olabilirler. Diğerlerinden ayırımda eskülini hidrolize etmeleri, % 6.5 NaCI buyyonda üreyebilmeleri, ısıya dirençli olmaları ve PYR (+) olmaları kullanılabilir. Doğal olarak pek çok antibiyotiğe dirençlidir. Beta laktamlara direnci farklı bir PBP (PBP 5) taşımasından dolayıdır. Sefalosporinlere doğal olarak dirençlidir. Ayrıca beta laktamaz üreterek de direnç geliştirebilir. Aminoglikozidlere yüksek düzey direnç oluşturabilir. Günümüzde giderek artan ve kaygılandırıcı bir sorun vankomisine dirençli enterokok (VRE)artışıdır. Bu direnç Van A-E isimli genlerle bakteriler arasında aktarılır. Van A direncinde hem vankomisin hem de teikoplanine direnç varken Van B direncinde teikoplanine duyarlı bulunmaktadır.Tedavisinde önerilen ampisilin+aminoglikozid kombinasyonudur. Sefalosporinler, kotrimaksozol duyarlı görülse bile kullanılmamalıdır. Ampisilin direnci varsa vankomisin + aminoglikozid kullanılabilir. D o ğ r u ce va p : C



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



55



L.



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



56



27. Oral kavitede bulunan ve subakut bakteriyel endokarditin en sık etkeni olan bakteri aşağıdakilerden hangisidir? A) Staphylococcus aureus B) Viridans streptokoklar C) Enterokoklar D o ğ r u ce va p : D



D) Haemophilus influenzae E) Pnömokok Subakut bakteriyel endokarditin en sık etkeni viridans streptokoklardır. Oral kavitenin normal florasında bulunurlar.



30. Streptokokal farenjit tanısında aşağıdakilerden hangisi faydasızdır? A) Kan sayımı B) ASO titresi C) Fizik muayene D) Boğaz kültürü E) Latex aglütinasyon testi



D o ğ r u ce v a p : B



28. Gram pozitif, beta hemolitik, katalaz negatif ve basitrasine dirençli bakteri aşağıdakilerden hangisidir? B) S. epidermidis



ASO titresi streptokokal farenjit tanısında faydasızdır. ASO, enfeksiyonun başlamasından sonra ikinci haftada pozitifleşir ve 4-6 haftada en yüksek değerine ulaşır. ASO titresi geçirilm iş bir streptokokal enfeksiyonu gösterir. Romatizmal ateş tanısında kullanılır.



C) Streptococcus pyogenes



D o ğ r u ce va p : B



A) S. aureus



D) Streptococcus agalactia E) Staphylococcus saprophyticus Streptococcus agalactia Gram(+) katalaz (-) basitrasine dirençli bir bakteridir. Zaten stafilokoklar katalaz (+) olmaları ile streptokoklardan ayrılırlar. Geriye sadece iki şık kalıyor. Streptococcus pyogenes A Grubu betahemolitik bir streptokoktur. Basitresine duyarlıdır. S. agalactiae ile ayrımı basitrasin testi ile yapılır. Ayrıca B Grubu streptokoklar CAMP deneyi pozitifliği ve Hippuratı hidroliz etmesi ile diğerlerinden ayrılırlar. D o ğ r u ce v a p : D



29. Aşağıdakilerden etkeni değildir?



hangisi



besin



zehirlenmesi



31. Grup A streptokokların antifagositik özelliklerini sağlayan bileşen aşağıdakilerden hangisidir? A) M proteini



B) Streptolisin O



C) Streptolisin S



D) Hyaluronidaz E) DNAaz



Grup A streptokoklar hyaluronik asit ve M proteini olmak üzere iki antifagositik yüzey maddesi üretirler. Streptolizinler fagositik hücrelerin membranını bozarak (streptolizin O) veya fagositozdan sonra lökotoksik etki göstererek öldürebilir. DNAaz, proteinaz ve RNAaz gibi streptokokal ekstraselüler ürünler de lökositlere zararlı etkide bulunabilir. Hyaluronidaz ve streptokinaz organizmanın vücutta yayılımında rol oynayan virulans faktörleridir. D o ğ r u ce va p : A



A) Campylobacter



B) Salmonella



C) Stafilokok



D) Enterokok E) Yersinia



32. Aşağıdaki bakteri-virulans eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?



Salmonella enteriditis tavuk yumurtasının kabuğundan yada trans ovaryan geçişle yumurtaya bulaşır. Mayonez gibi çiğ yumurtadan hazırlanan besinlerle insana bulaşır. Campylobacter ve Stafilokok ise enterotoksinleri ile besin zehirlenmesi yaparlar. Yersinia özelliklede Y. enterocolitica önemli bir enterocolit etkenidir. Akut apandisit tablosunu taklit eder. Enterokoklar besin zehirlenmesi etkeni değildirler. Eskülini hidrolize etm eleri, % 6,5 NaCI buyyonda üreyebilm eleri, ısıya dirençli olm aları ile diğer streptokoklardan ayrılırlar. (Önceden D grubu streptokoklarda sayılırlardı şimdi ayrı bir grup olarak ele alınıyorlar.) En önemli özellikleri ise doğal olarak pek çok antibiyotiğe dirençli olmalarıdır. Tedavilerinde ampisilin aminoglikozid kombinasyonu önerilir.



A) E. coli-protein pili B) Listeria monositogenes kapsül C) Salmonella typhi-polisakkarit kapsül D) S.aureus-Protein A E) Streptococcus pyogenes-M proteini Listeria monositogenes kapsül yapısı içermez. Bazı bakterilerin önem li virulans faktörleri: •



Streptococcus pyogenes-M proteini



• •



Streptococcus pneumoniae-Polisakkarit S. aureus-Protein A







Bacillus antracis-Polipeptid kapsül



faktörü



Hemofilus İnfluenza-Polisakkarit kapsül E. coli-Protein pilus







Y.pestis-V ve W proteinleri



• •



S.typhi-Polisakkarit kapsül Klebsiella pneumoniae-Polisakkarit kapsül







Neisseria meningitis-Polisakkarit kapsül



35. Akut romatizmal ateş etyolojisinde rol alan mikroorganizma aşağıdakilerden hangisidir? A) Streptococcus agalactia B) Streptococcus pyogenes C) Streptococcus pneumoniae D) Streptococcus fecalis E) Streptococcus aureus



D o ğ r u ce v a p : B



33.



İmpetigonun hangisidir?



en



sık



sebebi



aşağıdakilerden



A) Bacillus antrasis B) H.influenza C) Staphylococcus aureus D) Streptococcus agalactie E) Streptococcus pyogenes



D o ğ r u ce va p : B



Grup A (Prototip: S.pyogenes) • Sellülit (en sık sebep) • Farenjit • Kızıl • Impetigo (en sık sebebi) • ARA



36. Lancefield klasifikasyonu streptokokların hangi yapısına göre değerlendirilir? A) C antijeni



D) Protein A E) Toksin tipine göre



Streptokoklar Lancefield sınıflam asına göre 21 tipe ayrılırlar. Bu sınıflama hücre duvarı karbonhidratları veya teikoik asitlerinden meydana gelen gurubu özgül antijenlere (C antijeni) göre yapılır. Ancak bütün streptokoklarda gruba özgül hücre duvarı antijeni bulunmayabilir, a Streptokoklar ayrıca alfa, beta ve gama hemolitik olarak da sınıflandırılırlar.



Endokardit M proteini taşır (en önemli virülans faktörü) Beta-hemolitiktir Streptolizin S ve O üretir Eritrojenik egzotoksinler üretir Basitrasine duyarlıdır Hippuratı hidrolize etmez Kapsülleri immünojenik değildir.



D o ğ r u ceva p : A



37. Aşağıdakilerden dirençlidir?



Streptolizin 5’de immünojen değildir Deri enfeksiyonlarından yükselmez.



B) Hemoliz



C) M proteini



A kut glom erülo nefrit • • • • • • • •



Akut romatizmal ateş, genetik yatkınlığı olan kişilerde Grup A streptokoklara bağlı boğaz enfeksiyonunu takiben gelişir. Streptokok M proteini ile insan kas proteini arasında yapısal benzerlik vardır. Bu nedenle M proteinine karşı oluşan antikorlar kas proteinleri ile çapraz reaksiyona girerler. Romatizmal ateş sadece streptokoksik farenjitten sonra ortaya çıkar, deri enfeksiyonlarından sonra görülmez.



sonra



kanda



ASO



hangisi



titresi



Streptokinaz bakterinin vücutta yayılmasını sağlar. Ayrıca pulmoner emboli ve myokard enfarktüsü tedavilerinde saflaştırılarak kullanılır. Tip DNAaz karşı gelişen antikorlar deride A grubu streptokok enfeksiyonunu gösterir.



A) S.aureus C) S.saprophyticus



B) S.pyogenes D) S.epidermidis



E) S.pneumonia S. sa p ro cp h yticu s koagulaz negatif, non-hemolitik koktur. Novobiosin'e dirençlidir ve bu özelliğiyle S. epidermidisten ayrılır. Normal üretral florada bulunur. İdrar yolu enfeksiyonuna yol açar.



D o ğ r u ce v a p : E



D o ğ r u ce va p : C



34. Aşağıdakilerden hangisi streptococcus pyogenes tarafından üretilen toksinlerden değildir?



38. Penisilinaz üretmeyen aşağıdakilerden hangisidir?



A) Streptolizin S C) C5a peptidaz



B) Streptodornaz D) Katalaz E) Hiyaluronidaz



Bütün Streptokoklar katalaz negatiftir. Streptokoklar ile Stafilokoklar arasındaki en büyük fark Streptokokların katalaz (-), Stafilokokların katalaz (+) olmasıdır. Doğru cevap: D



novobiosine



A) S. aureus C)P. aeruginosa



mikroorganizma



B) S. epidermidis D) S. pyogenes



E) Bakteroides fragilis S. pyogenes (Agrubu beta hemolitik streptokok) penisilinaz üretmez. Boğaz kültürlerinde izole edildiğinde antibiyogram yapılmaksızın tedavide penisilin önerilebilir.



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



• •



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



58



r



basamak, hücre duvarının gruba özgün karbonhidratlarına özgü antiserumla presipitin analizidir. Benzer yöntemle streptokokların M p ro te in le rin in tip ie n d irm e s i yapılabilir.



Penisilinaz enzimi üreten bazı bakteriler O Staphylococcus spp. O Enterococcus spp. (?) O Haemophilus influenzae



D o ğ r u ce va p : A



O Haemophilus ducrei O Moraxella catarrrhalis



J



O Bacteroides fragilis O Neisseria gonorrhoea



42. Aşağıdakilerden hangisi stafilokokların ürettiği bir enzim ya da toksin değildir? A) Koagulaz C) IgA proteaz



B) Hyaluronidaz D) Penisilinaz



E) Panton-Valentine toksini



D o ğ r u ce v a p : D



39. Aşağıdakilerden hangisi faktörü değildir?



bakteriyel patojenite



A) Koagulaz



B) IgA proteaz



C) Kapsül



D) Toksin üretimi E) Beta laktamaz üretimi



Stafilokoklar, koagulaz (S.aureus koagulaz (+), S.epiderm idis veS.saprophyticus koagulaz (-), hyaluronidaz ve penisilinaz enzimlerini üretirler. Toksin olarak ise eksfoliatif toksin (haşlanmış deri sendromundan sorumlu), enterotoksinler, pirojenik toksinler (toksik şok sendromundan sorumlu), Panton-Valentine toksini (lökositleri tahrip eder) ve hemolizinleri salgılar. D o ğ r u ce va p : C



Bir bakterinin beta laktamaz üretmesi onun daha kolay veya daha şiddetli enfeksiyon yapmasını sağlamaz. Beta laktamaz üretiyorsa tedavide beta laktam içeren antibiyotikler verilemez.



43. Aşağıdaki stafilokokal bulaşıcı olan hangisidir?



enfeksiyonlardan



A) Follikülit C) Karbunkül



D o ğ r u ce v a p : E



en



B) Fronkül D) impetigo E) Konjunktivit



40. IV ilaç bağımlılarında en sık endokardit sebebi aşağıdakilerden hangisidir? A) S.viridans C) S.epidermidis



B) S.aureus D) Enterokok E) S.pneumonia



D o ğ r u ce va p : D



IV ilaç bağımlılarında en sık endokardit etkeni S. aureus’dur. En sık triküspit kapak tutulur. D o ğ r u ce v a p : B



44. Hematojen orijinli S.aureus septik artriti en sık hangi eklemi tutar? A) Kalça C) Omuz



41. Oniki yaşında erkek çocuğunda ateş ve boğaz ağrısı var. Boğaz kültüründe kanlı ağarda 24 saatte berrak hemoliz oluşturan küçük koloniler ürüyor. Basitrasin diskleri çevresinde üreme olmuyor. Bu hastada hangisidir?



İmpetigo, streptokok ya da stafilokoklara bağlı, krutlu yüzeyel deri püstülleridir. Çoğunlukla okul öncesi yaşlarda görülür ve oldukça bulaşıcıdır. Stafilokoksik cilt enfeksiyonlarının en şiddetlisi karbunküldür.



en olası



etken



aşağıdakilerden



B) Diz D) Çene E) Atlanto-aksial



S.aureus’un neden olduğu septik artrit çoğunlukla kalıcı eklem hasarı yapar. En sık tuttuğu eklem kalçadır. S.aureus osteomyeliti ise en sık uzun kemiklerin metafizini tutar. Burada görülen apselere Brodie apsesi denir.



A) Grup A Beta-hemolitik streptokoklar B) Grup B Beta-hemolitik streptokoklar



D o ğ r u ce va p : A



C) Grup C Beta-hemolitik streptokoklar D) Hemolitik S.aureus



45. Toksik şok sendromu için aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?



E) Corynebacterium diphtheriae Beta hemolitik streptokoklar içinde grup A, diğer gruplara ait suşlar içinde basitrasin’e daha duyarlıdır. C. diphtheriae hemolitik değildir. Stafilokoklar büyük, altın renkli koloniler oluşturur. Etken organizmanın tanımlanmasında bir ileri



A) Çoğunlukla vajinal tampon kullanan kadınlarda görülür B) Etken organizma S.aureus’tur C) Kusma, diare ve deri döküntüleri görülebilir D) Genellikle ateşsiz seyreder E) Hipotansif şoka neden olabilir



Toksik şok sendromu, S.aureus’un piro je n ik to ksini (enterotoksin F) ile oluşur. Büyük çoğunlukla vajinal tampon kullanan kadınlarda görülmekle birlikte erkeklerde de olabilir. Yüksek ateş, kusma, diare, periferal dolaşım yetm ezliği, hipotansif şok ve deride kızıl benzeri deskuamasyonlar görülür. Genellikle fatal seyirlidir.



49. Pnömokokları fagositozdan koruyan ve özgün antijenik tiplerin sınıflandırılmasında kullanılan ana antijen aşağıdakilerden hangisidir? A) Somatik karbonhidrat



B) Nükleoprotein yapısı



C) Flajel karbonhidratı



D) Termolabil lökosidin



E) Kapsül polisakkariti



D o ğ r u ce v a p : D



A) Üzüm salkımı gibi gruplar oluşturur



Kapsül polisakkariti, fagositozu önleyerek pnömokokun patojenitesine katkıda bulunur. Kapsül polisakkkariti ile pnömokokları 84 tipe ayırmak mümkündür. Serum ve idrarda bulunan bu antijenler anti-kapsüler antikorları nötralize ederek antikorun bakterisidal etkisini önler.



B) Kanlı ağar ve mannitol tuz ağarında üreyebilir



D o ğ r u ce va p : E



46. Aşağıdakilerden hangisi S.aureus’u stafilokoklardan ayıran bir özelliktir?



diğer



C) Mannitol pozitiftir



L



D) Katalaz pozitiftir



50. Patojen stafilokokları saprofitlerden ayırmak için aşağıdaki testlerden hangisi yapılır?



E) Novobiosin’e duyarlıdır İnsanda patojen olan stafilokoklar S.aureus, S.epidermi ve S.saprophyticus’tur. Bu üçü içinde en önemlisi S.aureus olup, koagulaz ve mannitol pozitif olması ile diğerlerinden ayrılır. S. saprophyticus'u diğer koagülaz negatif stafilokoklardan ayıran özellik ise novobiyosine dirençli olmasıdır. D o ğ r u ce v a p : C



47. Streptococcus pneumoniae diğer alfa hemolitik streptokoklardan ayıran test aşağıdakilerden hangisidir? A) Gram boyaması C) Klinik hastalık



B) Hemoliz tipi D) Büyüme karakterleri



A) Plazma koagulaz B) Laktoz fermentasyonu C) Sükroz fermentasyonu D) Oksidaz testi E) Katalaz testi Koagülaz, serumdaki bir faktörle reaksiyona girerek protrombinin trombine aktivasyonuna benzer şekilde esteraz ve koagulasyon aktivitesi kazanır. Koagulaz, plazma pıhtılaşma sistemini bypass eder. Stafilokokların yüzeyinde bir fibrin birikimi oluşmasını sağlayarak fagositozdan korur. Koagülaz üretimi, organizmanın patojenlik potansiyelini gösterir. D o ğ r u ce va p : A



E) Safrada çözünebilme Pnömokoklar viridans streptokoklardan farklı olarak peptidoglikandaki muramik asit ve alanin arasındaki bağı koparan otolitik amidaza sahiptir. Amidaz, safra ve safra tuzları gibi yüzeyel aktif ajanların varlığında aktive olarak organizmayı eritir. Katı besiyerde pnöm okoklar o p to k in le inhibe edilirken, viridans streptokoklar inhibe olmaz. D o ğ r u ce v a p : E



51. Streptococcus pneumoniae’yı streptokoklardan ayırmak için testlerden hangisi kullanılır?



diğer aşağıdaki



A) Oksidaz testi B) İnülin fermentasyonu C) Peroksidaz testi D) Mannitol fermentasyon testi E) Adonital testi



48. S. aureus’un besin zehirlenmesinden sorumlu olan toksin aşağıdakilerden hangisidir? A) Hemolizin



B) Letal toksin



C) Enterotoksin



D) Lökosidin E) Endotoksin



Enterotoksin, kaynatmaya 30 dakika ve gastrointestinal enzimlere dayanıklıdır. Stafilokoksik besin zehirlenmesine neden olur. Karbonhidrat ve protein içeren yiyeceklerde üreyen S. aureus’ un bazı suşları özellikle enterotoksin üretirler. Doğru cevap: C



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



59



S.pneumoniae, diğer streptokoklardan optokine duyarlılık, safrada erime ve inülin fermentasyonu özellikleri ile ayrılır. D o ğ r u ce va p : B



52. Patojen stafilokokların aşağıdaki toksinlerinden hangisi ısıya dayanıklıdır? A) Stafilotoksin C) Lökosidin



B) Enterotoksin D) Hemolizin E) Nörotoksin



S tafilokokların klinik ve antijenik olarak beş ayrı enterotoksini (A-E) vardır. Bunlar ısıya ve tripsine



d ire n ç lid ir. Bu toksinlerin etki mekanizması IL-1 indüksiyonu, barsak peristaltizmini arttırıcı ve santral sinir sistemine etki ile diyare ve kusma oluşumudur. Toksinin cAMP'ye etkisi yoktur.



Grup A ve B streptokoklar ve S.aureus beta hemolitiktir. Ancak streptokoklar katalaz negatiftir. Yalnızca S.aureus beta hemolitik ve koagulaz pozitifdir. D o ğ r u ce v a p : C



D o ğ r u ce v a p : B



53. Streptococcus hastalıklardan sayılabilir?



pneumoniae aşağıdaki hangisinin özgül etkeni



A) Lober pnömoni



56. Aşağıdaki organizmalardan hangisi beta-laktamaz üretir? A) C. diphteriae



B) N. meningitidis



C) S. aureus



D) T. pallidum E) S. pyogenes



B) Membranlı angina



Beta laktamaz üretimi S.aureus enfeksiyonunda önemli bir problemdir. Antibiotik duyarlılık testleri aksini göstermediği sürece tedaviye penisilinaza dirençli antibiotiklerle başlanır.



C) Psödomembranlı angina D) Psödomembranlı tonsillit E) Farenjit Pnöm okoksik pnöm oni çoğunlukla lober pnöm oni şeklinde ortaya çıkar. Lober pnömoni görüldüğünde ilk düşünülen organizma S.pneumoniae olmasına karşın diğer pekçok bakteri de etken olabilir. Ayrıca pulmoner enfarkt, atelektazi, neoplazi ve konjestif kalp yetmezliği de ayırıcı tanıda ekarte edilmelidir. D oğru cevap: A



D o ğ r u ce va p : C



57. Aşağıdaki bakterilerden hangisi S.pneumoniae gibi Gram (+), genellikle diplokok şeklinde, alfa hemolitik ve boğaz florası elemanıdır? A) S.pyogenes C)S.viridans



B) S.aureus D) S.agalactiae E) S. salivarius



54. Aşağıdakilerden hangisi %40 safrada üreyebilir? S.viridans, normal flora üyesi bir streptokoktur. Genellikle diplokok şeklinde bulunur ve ağarda alfa hemoliz yapar. Diş çürüğü ve bakteriyel endokarditin en sık nedenidir. S. pneumoniae’dan optokine direnci ile ayrılır.



A) Grup D streptokoklar B) Streptoccus pneumoniae C) Grup C streptokoklar D) Viridans streptokoklar



D o ğ r u ce va p : C



E) Grup B Streptokoklar. G rup D stre p to k o k la r, grup D antiserumuna karşı reaktiviteleri, basitrasine dirençleri, %40 safra ya da pH 9,6’da üreyebilmeleri ile diğerlerinden ayrılabilir. Grup D streptokoklar, enterokoklar ve enterokok olmayanlar şeklinde ikiye ayrılabilir. Yukarıda sayılan özellikler bu iki tür için de geçerli olmasına karşın, enterokoklar %6,5’luk tuz solüsyonunda üreyebilmeleri ve enterokok olmayanlar da penisiline duyarlılıkları ile birbirinden ayrılabilir. Grup D streptokokların prototipi Streptococcus faecalis’dir. Normal oral flora ve barsak florasında yeralırlar. Endokardit, İYE ve septisemi yapabilir. D o ğ r u ce v a p : A



55. Enfekte sivrisinek ısırıkları bulunan çocuğun lezyonlarından, Gram pozitif, beta hemolitik, katalaz pozitif, koagulaz pozitif koklar izole ediliyor.



58. Aşağıdaki enfeksiyonların hangisinin teşhisinde gram boyaması yararlı değildir? A) Akut bakteriyel menenjit B) Streptokokal farenjit C) Bakteriyel pnömoni D) Gazlı gangren E) Erkekte N.gonorrhoeae üretriti S treptokoka l fa re n jitin tanısında Gram boyasının yararı yoktur. Streptokoklar normal boğaz florasında bulunduklarından, Gram boyamasında görülmeleri, etken mikroorganizma olduklarını göstermez. Hastalığın kesin teşhisi kanlı ağara kültür ve basitrasin duyarlılık ya da serolojik testlerle yapılabilir. D o ğ r u ce va p : B



Bu hastada en olası hangisidir?



etken



A) Grup A streptokoklar B) Grup B streptokoklar C) Staphylococcus aureus D) Staphylococcus epidermidis E) Streptococcus faecalis



aşağıdakilerden 59. Aşağıdakilerden hangisi S. sarophyticus’un meydana getirdiği enfeksiyonlardan birisidir? A) Enterokolit



B) Sistit



C) Osteomyelit



D) Konjunktivit E) Menenjit



Staphilococcus sarophyticus pigmentsiz, novobiosine dirençli, hemolitik olmayan bir organizmadır. Genç kadınlarda üriner sistem enfeksiyonu yapar. En sık üriner enfeksiyon yapan stafilokok türüdür.



anti-streptolizin O (ASO) oluşumuna neden olur. Oksijen varlığında inaktive olduğundan sadece anaerob ortamda üretilen bakterilerin hemolizinden sorumludur. D o ğ r u ce va p : A



D o ğ r u ce v a p : B



60. Aşağıdakilerden fakültatif intraselüler oimavan patojen hangisidir?



64. Erizipel sıklıkla aşağıdaki etkenlerden hangisi ile oluşur? A) Stafilococcus aureus



A) Listeria monocytogenes B) Histoplasma capsulatum C) Mycobacterium tuberculosis



B) H. influenza C) E. coli D) Streptococcus pyogenes



D) Staphylococcus aureus E) Brucella abortus



E) Streptococcus viridans



Stafilokoklar intraselüler patojenler değildir. Genellikle süpüratif enfeksiyona yol açarlar. D o ğ r u ce v a p : D



61. Streptococcus pneumonia için aşağıdakilerden hangisi doğru deâildir?



Erizepel, derinin akut enfeksiyonudur. Lenfatikler de olaya katılmıştır. Grup A streptokoklar en sık etken olmakla birlikte S.aureus da izole edilmiştir. Selülitten farkı sınırlarının belirgin olmamasıdır. D o ğ r u ce va p : D



65. Infantlarda pnömotoraks, pnömatosel ve ampiyem, aşağıdaki etkenlerden hangisinin meydana getirdiği pnömoninin sık komplikasyonlarındandır?



A) Alfa hemoliz yapar B) Optokine duyarlıdır C) Lanset şeklinde diplokoktur D) Hyaluronik asid kapsülü vardır E) Polisakkarit kapsülü vardır Streptococcus pneumoniae’nın virulansı büyük ölçüde antifagositik kapsülüne bağlıdır. Kapsül polisakkarit yapıdadır. Tipe özgün anti-polisakkarit antikorlar enfeksiyondan koruyucu rol alır. D o ğ r u ceva p : D



62. Aşağıdakilerden hangisi en sık puerperal sepsis etkenidir?



A) Haemophilus B) Stafilokoklar C) Klebsiella D) Mycoplasma E) Streptokoklar Infantlarda primer stafilokokal pnömonide abse formasyonu ve nekroz akciğer parankiminin her tarafında meydana gelebilir. Bu abseler bronşial veya plevral kaviteye açılabilir ve sonuçta piyopnömotoraks meydana gelir. D o ğ r u ce va p : B



A) S. aureus



B) C. tetani



C) E. coli



D) Gonokok E) B grubu streptokoklar



Puerperal sepsis, düşük ya da doğumdan sonra streptokokların endometrium ve çevre dokuları, sonra lenfatikleri invaze ederek kana geçmesi ile oluşur. Pelvik selülit, septik pelvik tromboflebit, peritonit ve pelvik apse gelişebilir. En sık etken grup B streptokoklardır.



66. Cinsel aktif genç kadınlarda idrar yolu enfeksiyonu yapabilen, koagulaz negatif, katalaz pozitif ve Novobiosine dirençli Gram (+) kok hangisidir? A) Enterococcus B) E. coli C) S. saprophyticus



D o ğ r u ceva p : E



D) S. aureus E) S. agalactia 63. Aşağıdaki streptokok metabolitlerinden hangisi antijenik değildir? A) Streptolizin S



B) Streptolizin O



C) Eritrojenik toksin



D) Streptokinaz



E) Streptodornaz Streptolisin S, hemolitik ve sitotoksik olmasına karşın antijenik değildir. Streptolizin O ise immünojendir ve



Staphylococcus saprophyticus genç kadınlarda İYE yapabilir. Enterokoklar ise sıklıkla kateteri olanlarda İYE yapabilir. Doğru cevap: C



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



61



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



62



67. Altı ay önce miksomatöz dejenerasyon nedeniyle mitral kapağı homograft ile değiştirilen hastanın 2-3 haftadır ateşi mevcut. Başka bir semptom tariflemiyor. Alınan 3 kan kültüründe koagulaz (-) stafilokok ürüyor. Bu hasta için aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) Stafilokok kontaminasyondur ve kan kültürleri tekrarlanır B) Ek kan kültürleri alınıp Vancomycin ve gentamisin başlanır C) Kan kültürleri alınır, transtorasik ekokardiografide valvular vejetasyon görülürse antibiotik başlanır D) Hasta sonunda mutlaka kapak replasmanına ihtiyaç duyacağından cerrahi yardım istenir E) Başka bir enfeksiyon odağı aranır Koagulaz (-) stafilokokların bakteremisi önem taşımaz ve kontaminasyon lehine yorumlanır. Intravasküler prostetik cihazlı kimselerde ise bu bakteriler gerçek patojen olarak kabul edilir. Soruda tanımlanan hasta ise koagulaz (-) stafilokoka bağlı geç dönem prostetik kapak endokarditi vardır. Bu noktada ek kan kültürleri almak ve daha çok veri elde edilesiye kadar vancomisin ve gentamisin başlamak gerekir.



70. Stafilokok enfeksiyonlarında endotoksin benzeri aktivite gösteren virülans faktörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Teikoik asit C) Epidermolitik toksin



B) Protein A D) Stafilokinaz



E) Peptidoglikan Aslında temel mikrobiyoloji sorusudur. Gram negatif bakterilerde lipopolisakkarit endotoksik aktivite gösterir. Gram pozitif bakterilerde endotoksin etkisi yoktur ama teikoik asit antijenik yapıdadır ve makrofajı uyarma etkisi gösterir. Gram pozitif bakterilerde endotoksin benzeri aktivite gösteren yer hücre duvarındaki teikiok asittir. Gram pozitif bakterilere karşı gelişen enflamasyon teikoik asitin makrofajı uyarması sonucu oluşur. Protein A, sadece S. aureus’ta bulunur. Ig lerin Fc reseptörlerine bağlanarak bakteriyi fagositozdan ve kompleman etkisinden korur. Epiderm olitik toksin, haşlanmış deri sendromundan sorumludur. Stafilokinaz, trombolitik aktivite gösterir. Peptidoglikan, hücre duvarının ana yapısını oluşturur.



Doğru cevap: B



Doğru cevap: A



68. Altmış iki yaşında alkolik erkekte akut bakteriyel menenjit etkeni olabilecek mikroorganizma hangisidir? A) Streptococcus pneumoniae B) Neisseria meningitidis C) Haemophilus influenza D) Staphylococcus aureus E) Listeria monocytogenes Streptococcus pneumoniae erişkinlerde en sık bakteriyel menenjit etkenidir. Altında genellikle alkolizm, DM, kronik kortikosteroid kullanımı gibi predispozan faktörler vardır. Doğru cevap: A



69. Staphylococcus epidermidis’in virülans faktörü hangisidir?



bilinen



tek



A) Katalaz B) Koagulaz C) Eksfoliatin D) Enterotoksin E) Slime faktör S. epidermidisin yapay materyallere yapışmasını sağlayan polisakkarit yapısındaki kapsüle slime faktör denir. Doğru cevap: E



81. Aşağıdaki testlerden hangisi mikrokoklar ile stafilokokların ayrımında kullanılır? A) Katalaz testi C) Glukoz fermantasyon testi



B) Gram boyama D) Koagülaz testi



E) Mannitol fermantasyon testi



Mikrokoklarla ilgili sorulara şimdiye kadar TUS sınavlarında rastlamadık ama stafilokoklara çok benzemeleri ve onlardan nonfermenter olmalarıyla ayrılmalarını bilmek önemlidir!!! Mikrokoklar stafilokoklara çok benzer özelliklerde bakterilerdir. Stafilokoklar en önemli ayırımı şeker fermentasyon testleriyle olur. Mikrokoklar nonfermenter olmasıyla stafilokoklardan ayrılır. Doğru cevap: B



82. Normal koşullarda inkübe edildiğinde aşağıdaki streptokok gruplarından hangisi, CAMP faktörü üretir? A) Grup A C) Grup C



B) Grup B D) Grup D



Enfeksiyon hastalıklarına eşlik eden özel risk faktörünün ve tanıda kullanılan testlerin bilinmesi amacıyla sorulmuştur. D a la ğ ı o lm a y a n hastalarda k a p s ü llü b a k te rile re karşı yatkınlık artar. Şıklarda kapsüllü tek bakteri p n ö m o k o k la rd ır. Pnömokoklar s a fra d a e rim e ö z e lliğ i gösterirler. Kapsüllü bakteriler sınavlarda sık karşılaştığımız sorulardandır. Aşağıda tablo halinde verilmiştir. Dalağı olmayan hastalarda kapsüllü bakterilere karşı yatkınlık artar. S.pneumoniae gram pozitif kapsüllü diplokoktur. Toplum kaynaklı pnömoninin en sık etkenidir. Safrada erime testi ve optokin duyarlılığı tanı için genellikle yeterli kriterlerdir ama kesin tanısı Kapsül şişme reaksiyonu (Ouellung) ile konulur. Doğru cevap: D



E) Grup E Bakterilerin ayırıcı tanılarında kullanılan özel deneyler önemli!!! CAMP faktörü üreten, hippurat hidrolizi yapan... B grubu Basitrasin duyarlı.. A grubu Optokin duyarlı... Pnömokok Safralı besiyerinde D grubu, Enterokok



üreme,



Eskülin



hidrolizi...



% 6,5 NaCI üreme.., Enterokok PYR testi.. A grubu, Enterokok Doğru cevap: B



83. Beta hemolitik streptokoklar arasında pozitif PYR reaksiyonu veren grup aşağıdakilerden hangisidir? A) Grup A C) Grup C



B) Grup B D) Grup F



E) Grup G Ayırıcı tanıda kullanılan özel testlerin öneminden sıkça bahsettik. Aynı bilgi size vaka sorularında da çok yardımcı olacaktır. PYR testini pozitifleştiren streptokoklar A gubu beta hemolitik streptokoklar (S.pyogenes) ve Enterokoklardır. Doğru cevap: A



84. Solunum yolu enfeksiyonu tanısı ile izlenen asplenik bir hastada balgam kültüründe üreyen bakteride safrada erime testi pozitif bulunuyor. Bu hastada etken olarak öncelikle aşağıdaki Streptokok türlerinden hangisi düşünülmelidir? A) Streptococcus pyogenes B) Streptococcus oralis C) Streptococcus bovis D) Streptococcus pneumoniae E) Streptococcus sanguis



85.



Toplumdan kazanılmış pnömoni etkeninin en sık görülen özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Koagülaz testinin pozitif olması B) Üremesi için X ve V faktörlerine gereksinim göstermesi C) Optokine duyarlı olması D) indol testinin pozitif olması E) DNAaz testinin pozitif olması



Pnömokokların özellikleriyle ilgili benzer sorularla daha önce defalarca karşılaşmıştık. Optokin duyarlı olmalarını asla unutmayalım!!! Toplum kaynaklı pnömoninin en sık etkeni pnömokoklardır. Alfa hemolitik, kapsüllü, örneklerde tipik mum alevi şeklinde diplokoklar ve kısa zincirler oluşturur. Diğer alfa hemolitik streptokoklardan inülini hidroliz etmeleri, optokine duyarlı olmaları, safra tuzlarında erimeleri ve fare patojenitesi ile ayrılabilirler. Ayrıca kapsül şişme reaksiyonu (Ouellung) ile serotipleri de belirlenebilir. Doğru cevap: C



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



63



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



64



86. Kanlı ağara düz bir hat boyunca (3-hemoliz yapan Staphylococcus aureus ve arkasından bu hatta dik olarak test edilen bir Streptokok türü ekilmektedir. Normal atmosferde inkübasyon sonrasında her iki çizginin kesiştiği bölgede test edilen bakteriye doğru hemoliz artışı izlenmektedir. Test edilen hangisidir?



Streptokok türü



aşağıdakilerden



A) Streptococcus bovis



A) Staphylococcus epidermidis



aureus



-



B) Staphylococcus pneumoniae



epidermidis



C) Staphylococcus pyogenes



aureus



Staphylococcus -



Streptococcus Streptococcus



B) Streptococcus pyogenes



D) Streptococcus pyogenes - Enterococcus faecalis



C) Streptococcus agalactiae



E) Enterococcus faecalis - Staphylococcus aureus



D) Streptococcus pneumoniae E) Streptococcus anginosus Streptokokların ayırıcı tanısında kullanılan test bu kez ismiyle değil yapılış şekli verilerek sorulmuştur. Soruda CAMP deneyi anlatılmaktadır. CAMP deneyi pozitif olan streptokok B grubu (S.agalactiae) dur. Doğru cevap: C



87.



88. Koagülaz testi, aşağıdaki bakterilerden hangilerinin birbirinden ayırt edilmesinde kullanılır?



Stafilokoklarda, IgG molekülünün Fc parçası ile birleşebilen yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) Protein A B) Teikoik asit C) Clumping faktör D) Spor E) Hyalüronik asit



Stafilokokların ayırıcı tanısında bilinmesi gereken en önemli iki enzim katalaz ve koagülazdır. Katalaz tüm stafilokoklarda bulunurken koagülaz sadece S.aureus’ta mevcuttur. S.aureus’u diğer stafilokoklardan ayıran en önemli test koagülaz testidir. Koagülaz (+) olana S.aureus, negatif olanlar koagülaz negatif stafilokoklar (KNS) denmektedir. Bunlar arasında S. saprophyticus genç kadın hastada idrar yolu enfeksiyonuna neden olur. S.epidermidis ise deri kaynaklı enfeksiyonlarında en sık etkendir.



yabancı



cisim



iki KNS bakteyi ayırmak için yapılan test Novobiyosin direncidir. S. saprophyticus novobiyosin dirençli olmasıyla S.epidermidis’den ayrılır. D o ğ ru cevap: A



Stafilokokların immünsistemden kaçma mekanizması ile ilgili en önemli yapısı olan A proteini önemli. Daha önce S.aureus’da bulunan protein diye de sorulmuş­ tu. Protein - A, sadece S. aureus’ta bulunur. Ig ‘lerin Fc reseptörlerine bağlanarakbakteriyi fagositozdanve kompleman etkisinden korur. Ayrıca spesifik Ig G ‘lerin Fc kısımıyla stafilokoklar bağlanarak lateks aglütinasyon yöntemi geliştirilmiştir. Bu yönteme Ko-aglütinasyon yöntemi denilmektedir. Teikoik asit, hücre duvarında bulunur. Spor yapısı içermez. Doğru cevap: A



89. Hippurat testi, aşağıdaki bakterilerden hangisinin tanısında ayırt edici bir test olarak kullanılır? A) Helicobacter pylori B) Streptococcus pneumoniae C) Gardnerella vaginalis D) Streptococcus agalactiae E) Staphylococcus aureus Benzerine defalarca rastladığımız, bakterilerin ayırıcı tanısında kullanılan testlerin bilinmesi amacıyla sorulmuştur. Streptococcus agalactiae, (B grubu) hippuratı hidrolize eden türdür. Bu bakterinin CAMP deneyi de pozitiftir. Helicobacter pylori, üreaz enzimi (+). Streptococcus pneumoniae, optokin duyarlı safralı besiyerinde erime. Gardnerella vaginalis, gram boyamada clue celi. S.aureus, katalaz ve koagülaz (+). Doğru cevap: D



e -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------\



Aşağıdaki cinsel temasla bulaşan etkenlerden hangisi en kısa inkübasyonludur?



birarada olabilir. Ateş ve döküntü (peteşi, maküler döküntü) varlığında önce meningokoksemi hatırlanmalı ve dışlanmalıdır. Hastalık seyrinde sürrenal içine kanama ile ani ölüm olasılığı (VVaterhause Friderichsen sendromu) vardır. Nadiren, pnömoni, artrit, üretrit, proktit de oluşturabilir.



A) Ureaplasma urealyticum



Doğru cevap: A



GRAM-NEGATİF KOKLAR V____________________________________________________________ ^



1.



B) Neisseria gonorrhoeae C) Chlamydia trachomatis



4.



D) Hepatit C Virüsü E) İnsan immünyetmezlik virüsü En kısa inküğbasyon süreli (3-5 gün) cinsel temasla bulaşan hastalık N. gonore’dir.



Purpurik döküntülerle hastaneye başvuran 25 yaşında bir kadının ateşi 38°C, kan basıncı 70/40, nabız 140, solunum hızı 24 olarak belirleniyor ve hasta septik şok ön tanısı ile hastaneye yatırılıp kan kültürleri alınıyor. Bu hastada aşağıdaki mikroorganizmalardan hangisinin etken olma olasılığı en azdır?



Doğru cevap: B



A) Neisseria meningitidis 2.



B) Clostridium perfiringens



KOAH akut alevlenmesi tanısıyla hospitalize edilen hastanın balgam incelemesinde çok sayıda Gram (-) diplokoklar görülüyor.



C) Corynebacterium diphteria D) Escherichia coli E) Staphylococcus aureus



En olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Haemophilus influenzae B) Pnömokok



Corynebacterium diphteria 2-8 yaş arası çocuklarda görülen, ekzotoksinle oluşan ve en kısa inkübasyon süresine sahip difteri hastalığının etkenidir.



C) Moraxella catarrhalis D) N. gonorrhoeae



Difteri en sık boğaz, burun, yara, vulva-vaginada görülür.



E) P. aeruginosa Moraxella (Branhamella) catarrhalis; Neisseria görüntüsünde, Gram yöntemiyle kolay renk giderilemeyen ve başlıca solunum yollarını tutan bir patojendir. KOAH hastalarında akut alevlenme ve pnömoni etkenidir. Sinüzit ve otitlerin 3.en sık nedenidir. DNAaz enzimi ile benzerlerinden ayrılır. Yüksek oranda beta laktamaz yapmaktadır.



Toksini ile miyokardit, nöropati, ve tübuler nekroz oluşumuna neden olabilir ancak septik şoka neden olmamaktadır. Diğer tüm etkenler sepsis etkenidir. Soru en olası etken şeklinde olsa idi döküntüler gözönüne alınarak Cevap Neisseria menengitidis olacaktı. Doğru cevap: C



Doğru cevap: C



5. 3.



Epidemik menenjit hangisidir? A) Meningokok



etkeni



aşağıdakilerden



B) Pnömokok



C) Escherichia coli D) Listeria monositogenes E) Streptococcus pyogenes N. menengitidis gram(-) hareketsiz, kapsüllü diplokoktur. Glukozu ve maltozu farmente eder. (N. gonorrhea ise yalnızca glukozu fermente eder.) Epidemik menenjitin etkenidir. Damlacık yolu ile bulaşır. Nazofarenks mukozasında kolonize olur. Meningokok toplu yaşanılan yerlerde (kışla, okul,...) salgınlar oluşturabilir. Epidemik menenjit etkenidir. Antikor yanıtı yetersiz 2 yaş altı çocuklar, kompleman sistemi bozuk (C5-9: Membran atak kompleks eksikliğinde), splenektomili kişilerde hastalık riski yüksektir. İnsanda önce nazofarenkse yerleşerek oradan sistemik dolaşıma katılır. Meningokoksemi, pürülan menenjit ya da ikisi



Yirmiüç yaşında bir kadın mukopürülan vajinal akıntı, alt abdomende ağrı ve menstrüel periodun bitimine doğru yükselen ateş yakınmalarıyla hekime başvuruyor. Akıntıdan yapılan incelemede Lökositlerin içerisinde Gram negatif ikili kok morfolojisi saptanıyor. Bu olguda hangisidir?



en



olası



etken



aşağıdakilerden



A) Gardnerella vajinalis B) Chlamydia trachomatis C) Neisseria gonore



D) Haemophilus ducreyi



E) Trichomonas vaginalis Cinsel yolla bulaşan hastalıkların etiyolojisinde ilk sırada klamidyalar gelmektedir. Bu etkenin neden olduğu tabloda akıntının mukopürülan olma olasılığı düşüktür. Boyamada bakteri görülmez ve klasik kültürlerde üreme saptanmaz. Ancak inklüzyon cisimciği bakılarak veya floresan antikor tekniği ile tanı konulabilir. İkinci sırada düşünülmesi gereken N.gonore’dir. Akıntı hiperpürülandır ve boyamada gram negatif ikili kok



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



65



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



O



1 6



görülmesi tipiktir. Diğer bir etken C.albicans’dır. Bu etkene bağlı tabloda beyaz peynirimsi akıntıda maya ve pseudohifa yapıları önemlidir. * Trichomonas vaginalis tablosunda akıntı sarıyeşil ve köpüklüdür. Mikroskopide dalgalanan zarı ve kamçısı olan tipik protozoon görülmeli. * Gardnerella vaginalis enfeksiyonunda akıntı tipik değil ancak KOH ile muamelede balık kokusu ve epitel hücrelerine invaze olmuş bakteri görüntüsü tipik(clue celi). * H.ducreinin neden olduğu enfeksiyonda genital bölgede ağrılı şankr lezyonu ve boyamada gram negatif ince basiller görülmelidir. * Treponem a pallidum lezyonu ise ağrısız ve genellikle tektir. Karanlık alanda spiral bakteri görülmesi altın testtir.



Lövvenstein-jensen besiyeri: Mycobacterium türleri TCBS: V. cholera Çikolata ağar: H. influenza SS, Hektoen enteric: izolasyonunda kullanılır.



Salmonella



ve



Shigella



Doğru cevap: A



8.



Neisseria meningitidis için aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru değildir? A) Kapsül polisakkariti invazifliğe katkıda bulunur B) Endotoksinler diğer gram negatiflerinkine benzer C) Üst solunum yolu ile vücuda girer D) Nazofarenksde membran oluşturur E) BOS’un gram boyamasında karakteristik Gram (-) diplokokların görülmesi meningokokal enfeksiyon tanısında yeterli değildir.



Meningokok enfeksiyonlarının tanısı, enflamatuar sekresyonların Gram boyamasında karakteristik diplokokların görülmesi ile hızla konabilir. Doğru cevap: C



O Neisseria gonorrhoea'nın neden olduğu sistemik tablodan sıklıklaLOS yapısı sorumludur.



6.



Bir bakteri programlı rearanjman sayesinde kendi içinde DNA transferi yapabilir. Bu sayede pek çok kere antijenik değişiklik gösterebilir. Aşağıdakilerden hangisi bu şekilde antijenik yapısını değiştirir?



V



J



Doğru cevap: E



9.



Aşağıdakilerden hangisi N.menengitidis’in toksik etkilerinden sorumludur? A) Kapsül C) IgA proteaz



A) Neisseria gonorrhea B) Staphylococcus aureus



E) Polisakkarit



C) Clostridium perfıringens D) Toxoplazma gondi E) Enterococcus faecalis



Neisseria gonorrhea gen rearanjmanı yaparak antijenik d e ğ iş ik lik g ö s te rir. Gen rearanjmanı yapan diğer organizmalar: • Borrelia recurrentis • Trypanosoma • Influenza virüsü • Plazma hücreleri • B lenfositler D oğru



7.



cevap: A



Thayer-Martin besiyeri aşağıdaki bakterilerden hangisinin izolasyonunda kullanılır? A) N. gonorrhea C) C. diphteriae



B) M. tuberculosis D) V. cholera E) H. influenza



Löfler besiyeri: C diphteria



B) Lipopolisakkarit D) Pili



N.menengitidis’in lipooligosakkariti enterik basillerin lipopolisakkaritleri gibi toksiktir. Geniş doku nekrozu, kanama, dolaşım kollapsı, intravasküler koagülasyon ve şoka neden olabilir. Dermal Svvartzman reaksiyonunu enterik basillerin lipopolisakkaritlerinden 10 kat daha az dozda ortaya çıkarır. Lipopolisakkarite karşı oluşan antikorun koruyucu özelliği gösteriimemiştir. Kapsül polisakkariti fagositozu önler. IgA proteaz, kolonizasyonu kolaylaştırır. Doğru cevap: B



10. Neisseria ile morfolojik ve metabolik benzerlik gösteren, normal flora üyesi, ağır menenjit ve endokardit yapabilen bakteri aşağıdakilerden hangisidir? A) S.pneumoniae B) Moraxella catarrhalis C) Haemophilus influenza D) Listeria monocytogenes E) Grup B streptokoklar



67



Normal flora elemanı olmasına rağmen oldukça ağır seyirli menenjit ve endokardite yol açabilir. Otitis media, maksiller sinüzit ve pulmoner hastalığa neden olabilir. Üretriti gonoreden ayrılamaz. Doğru cevap: B



14. Meningokokiar için vanlıs aşağıdakilerden hangisidir?



A) S .aureus B) N.meningitidis



B) Vücuda nazofarinksten girer C) Thayer-Martin besiyerinde üretilir



D) Nazofarinks taşıyıcıları hastalığı yayar E) Protein sentezini inhibe eden bir toksin üretir



Meningokokların patogenezinde toksin üretimi yoktur. Sadece kolonizasyonu kolaylaştıran IgA proteaz salgılarlar. cevap: E



15. Aşağıdaki enfeksiyonların hangisinde evrede peniste ülsere lezyon görülmez? A) HSV Tip 2



C) S.pyogenes D) Shigella enterocolitica



C)



VVaterhouse-Friderichsen sendromu, yüksek ateş, DIC, kanama, yaygın purpura, dolaşım ve adrenal yetmezlikle giden fulminan meningokoksemidir. Doğru cevap: B



12. Aşağıdakilerden hangisinin primer izolasyonunda C 0 2 gereklidir? A) Yersinia pestis B) Mycobacterium tuberculosis



B) Sifilis



Şankroid



D) Granuloma inguinale



Peniste ülsere lezyon, HSV-2, sifilis, şankroid, granuloma inguinale gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklarda görülebilir. Gonore’de peniste ülser görülmez. Erkekte gonore enfeksiyonu mukopürülan akıntı ve meatusta enflamasyonla seyreder. Enfeksiyon geriye doğru yayılarak posterior üretra, epididim, prostat ve seminal veziküllere yayılabilir. Tedavi edilmemiş kronik enfeksiyonlarda üretral striktürler ve sterilite görülebilir. D oğru



cevap: E



16. Aşağıdakilerden hangisi non-gonokoksik üretrit etkeni değildir? A) Chlamydia trachomatis



C ) Treponema pallidum D) Neisseria gonorrhoeae ve Brucella abortus



B) Ureaplasma ureolyticum



E) Mycobacterium leprae



C) Candida albicans



N.gonorrhoeae ve B. abortus’un klinik örneklerden primer izolasyonunda C 02’ye ihtiyaç duyulur. T.pallidum ve M.leprae yapay besiyerlerde üretilemez. Y. pestis ve M.tuberculosis’in izolasyonunda C 02 gerekmez. Doğru cevap: D



13. Meningokoksik hastalıkla ilişkili maküler döküntü ve peteşial hemorajilere aşağıdakilerden hangisi neden olur? A) Kapsüler polisakkarit B) Protein endotoksin



D) Trichomonas vaginalis E) Herpes simpleks virüs



Chlamydia trachomatis gonokoksik olmayan üretritlerin %3060'ını oluşturan en sık nedendir. Ureaplasma ureolyticum daha az, Herpes simpleks virüs ve T. vaginalis ise ender non-gonokoksik üretrit nedenidir. Candida albicans, kadında vajinit erkekte balanit yapmakla birkikte non-gonokoksik üretrit nedeni değildir. D oğru



cevap: C



17. Aşağıdaki organizmalardan hangisi akut ya da kronik salpenjit yapmaz?



D) Dış membran proteini



E) Hyaluronidaz Meningokok enfeksiyonlarının toksik etkilerinden lip o o lig o s a k k a rit sorumlu tutulmaktadır. Bakteremi sırasında görülen maküler döküntü ve peteşiler, lipopolisakkarite bağlıdır. Doğru cevap: C



akut



E) Gonore



E) Salmonella paratyphi



C) Lipopolisakkarit



ifade



A) Glukoz (+), maltoz (-)



D oğru



11. VVaterhouse-Friderichsen sendromu aşağıdaki organizmaların hangisinin enfeksiyonunda görülür?



olan



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



Branhamella catarrhalis eskiden Neisseria catarrhalis olarak adlandırılıyordu. Metabolik ve morfolojik olarak patolojik olmayan N eisseria’larla büyük benzerlik göstermesine rağmen DNA baz dizini ile ayrı bir tür olarak sınıflandırılmıştır.



A) Neisseria gonorrhoeae B) Chlamydia trachomatis C) Bacteroides türleri



D) Aerobik gram (-) çomaklar E) Staphylococcus aureus



1



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



68



Klasik N. gonorrhoeae akut, C. trachom atis kronik salpenjit etkeni olarak bilinir. Ayrıca aerobik Gram (-) çomaklar ve anaeroblar kronik salpenjite neden olabilir. Staphylococcus aureus çok nadiren salpenjit yapar. Doğru cevap: E 18. Dissemine gonokokal enfeksiyon olmayan ifade hangisidir?



için



doğru



20. Üretritli bir erkek hastadan yapılan üretral sürüntü örneğinin Gram boyamasında bol polimorf çekirdekli lökosit ve gram (-) diplokoklar görülüyor. Bu hastanın tedavisinde öncelikleasaaıdakilerden hangisi kullanılmalıdır? A) Penisilin B) Seftriakson C) Trimetoprim-sulfametoksazol D) Tetrasiklin



A) Çoğunlukla kadınlarda görülür. B) Yaygın püstüler döküntüler vardır. C) Eklem sıvısının Gram boyamasında genellikle etken organizma görülür. D) Çoğu hasta kültür-negatiftir E) Hızla enfektif endokardite ilerleyebilir. Yaygın gonokokal enfeksiyon çoğunlukla asemptomatik enfeksiyonu olan kadınlarda gelişir. Klinik tabloda ekstremitelerde püstüler, nekrotik lezyonlar mevcuttur. Bu lezyonların yaşı genelde 20’yi geçmez. Tenosinovit görülebilir; daha sonra monoartiküler artrit gelişir. Kültür ve Gram boyası çoğunlukla negatif sonuç verir. Teşhis klinik bulgularla konur. Bazen çok agresif ve hızlı seyirli bir endokardit formu gelişebilir.



E) Amikasin Gonore her özelliğiyle defalarca karşımıza çıkmıştı şimdi de tedavisi bilinmesi isteniyor. Üretritli erkek hastanın üretral akıntısından yapılan gram boyamada gram (-) diplokoklar N.gonorrhoeae tanısı koymak için yeterlidir ve bu hastaya tedavi başlanmalıdır. Gonokoklar penisilinaz üretebilen bakterileridir. Penisilinaz üretimi nedeniyle tedavide penisilin ve ampisilin tercih edilmez. Tedavide öncelikle kullanılan ajan seftriaksondur (tek doz). Genellikle hastalara 7 gün süresince de tetrasiklin, doksisiklin önerilir. Dikkat!!! Gonore mutlaka eş tedavisi yapılması gereken hastalıktır.



Doğru cevap: C Doğru cevap: B 19. Üretral akıntı şikayetiyle başvuran 26 yaşındaki erkek hastanın yapılan kültüründe Neisseria gonorrhoeae üretilmiştir. Aşağıdakilerden hangisi bu tanımlanmasında yol göstermez?



bakterinin



A) Penisiline direnç görülmesi



E) Çikolata ağarda 22 °C de ürememesi Dikkat!!! Neisseria ailesindeki bakterilerin şekere etkileri önemlidir. Gonokoklar glukozu meningokoklar hem glukozu hem de maltozu fermente ederler. Gonokok tanımlanmasında maltoz fermentasyonu kullanılmaz. Gonokoklar glukozu fermente ederler.



Doğru cevap: C



bu



bakterinin



A) Pili B) lgA1 proteaz C) V ve W antijen proteini



B) Oksidaz (+) olması C) Maltozu fermente etmesi D) Nutrient ağarda 35 °C de ürememesi



Diğer seçenekler kullanılabilir.



21. Aşağıdakilerden hangisi Neisseria meningitidis’in virülans faktörü değildir?



tanımlanmasında



D) Polisakkarit kapsül E) Endotoksin Benzer sorularla daha öncede karşılaşmıştık. N. meningitidis’in virülans faktörlerini tekrar hatırlayalım. V ve W antijenleri, Yersinia pestis virülansında rol oynayan antijenlerdir. Neisseria meningitidis çok sayıda pilileri bulunan gram (-) diplokoktur. Bu pililer tutunma, penetrasyon, sitotoksisite, fagositoz inhibisyonu yaparak virülansta önemli rol oynarlar. Dış membran proteinleri Por (protein I; serotiplendirme), Opa (protein II; birbirine ve makrofaja yapışma) ve Rmp (protein III; antikor etkisini önler) önemli bir virülans faktörüdür. Pilin, Opa ve LOS antijenlerini sıklıkla değiştirerek savunma sistemlerinden kaçabilir Ig A proteaz lokal savunma sisteminden kaçışını sağlar. LPS hücre duvarı endotoksik aktivite gösterir. Doğru cevap: C



69



Beyin omurilik sıvısı ve kan kültüründe aynı morfolojide organizmalar üreyen bu hastada etken olarak öncelikle aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir?



e--------------------------------------------------------------------------- '



GRAM POZİTİF ÇUBUKLAR (B A C IllU S , CLOSTRIDIUM, CORYNEBACTERIUM, LİSTERİA)



____________________________________________________________/ 1.



Altmışbeş yaşında baş ağrısı, bulantı-kusması olan hastada BOS beyaz küresi 2000 mm3 ve yapılan gram boyamada gram pozitif basiller saptanıyor.



A) Streptococcus pneumoniae



Bu hastada en olası hangisidir?



B) Klebsiella pneumoniae C) Mycobacterium tuberculosis



A) Listeria monocytogenes C) Klebsiella pneumoniae



E) Listeria monocytogenes



Beyin omurilik sıvısında gram negatif diplokokların görül­ mesi meningokok lehinedir. Neisseria meningitidis, gram (-) diplokoktur. Menenjit ve sepsisin önemli bir etkenidir. Polisakkarid bir kapsül ile fagositozdan korunur. Meningokok toplu yaşanılan yerlerde (kışla, okul,...) sal­ gınlar oluşturabilir (Epidemik menenjit). Antikor yanıtı yetersiz 2 yaş altı çocuklar, kompleman sistemi bozuk (C5-9: Membran atak kompleks eksikliğinde), splenektomili kişilerde hastalık riski yüksektir. insanda önce nazofarinkse yerleşip oradan sistemik dola­ şıma katılır. Meningokoksemi, pürülan menenjit ya da ikisi birarada olabilir. Ateş ve döküntü (peteşi, maküler döküntü) varlığında önce meningokoksemi hatırlanmalı ve dışlanmalıdır. Has­ talık seyrinde sürrenal içine kanama ile ani ölüm olasılığı (VVaterhouse Friederichsen Sendromu) vardır. BOS’da gram pozitif diplokok deseydi Streptococcus pneumoniae BOS’da gram pozitif basil deseydi Listeria monocyto­ genes BOS’da gram negatif kapsüllü hareketsiz basil desey­ di Klebsiella pneumoniae BOS’da EZN (+) boyanmış basil deseydi Mycobacteri­ um tuberculosis Doğru cevap: D



aşağıdakilerden



B) Corynebacterum diptheriae



D) Neisseria meningitidis



Dikkat !!! Gram negatif diplokok vaka sorusu tekrar karşımızda. Daha önce de bahsettiğimiz gibi BOS’da gram negatif diplokok meningokok, üretra ya da eklem sıvısında gonokok, balgamda Moraxella catarrhalis.



etken



D) Haemophilus influenzae E) Streptococcus agalactiae Sorunun amacı menenjit ayırıcı tanısının yapılmasıdır. Menenjit yapması ile en çok bilinmesi gerekenler A, D ve E seçenekleridir. Mikroskobik farklılıkları ile birbirlerinden ayırmak önemlidir. Listeria monocytogenes yaşlı ve immünsüpresif hastada menenjit yapan gram pozitif basildir. Haemophilus influenzae çocuklarda menenjit yapabilen gram negatif ince basildir. Streptococcus agalactiae yenidoğanda en sık menenjit etkeni gram pozitif koktur. Corynebacterum diptheriae difteri etkeni gram pozitif basildir. Klebsiella pneumoniae pnömoni yapan gram negatif basildir. Doğru cevap: A



2.



İmmünitesi bozuk kişilerde meningoensefalite neden olabilen beta hemolitik, CAMP deneyi pozitif, düşük ısılarda hareketi belirginleşen ve takla atar gibi hareketi tipik olan gram pozitif çomak aşağıdakilerden hangisidir? A) Escherichia coli B) Streptococcus pyogenes C) Listeria monocytogenes D) Streptococcus pneumoniae



E) Streptococcus agalactiae Listeria monocytogenes yenidoğan, yaşlı, immünitesi bozuk hastalarda meydana gelir (immün yetmezliklerde en sık menenjit etkenidir). CAMP deneyi (+) tir. Soğuk zenginleştirme ile karışık ortamlardan ayrılabilir. Düşük ısılarda hareketi belirginleşir (oda ısısında hareketli 37 derecede hareketsiz) ve takla atar gibi hareket tipiktir Escherichia coli laktoz pozitif, indol pozitif oksidaz negatif bir gram negatif çomaktır.



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



22. Otuz beş yaşında bir kadın hasta yüksek ateş, baş ağrısı öyküsü ve bilinç kaybı nedeniyle hastaneye getiriliyor. Hastanın beyin omurilik sıvısının mikroskobik incelemesinde gram (-) diplokoklar görülüyor ve 3200/mm3 polimorfonükleer lökosit sayılıyor.



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



70



Streptococcus agalactiae yenidoğanda sepsis ve menenjitin en sık etkenidir. CAMP ve hippurat testleri pozitif gram pozitif koktur.



Streptococcus pyogenes gram pozitif koktur.



Tanıda dışkıda toksinin gösterilmesi anlamlıdır. Bunun için hücre kültürlerinde sitotoksite deneyleri altın (Toksin-B) standart durumundadır. Pseudomembranöz enterokolit tablosunda sigmoidoskopik görünüm tipiktir. Tedavide hafif olgularda antibiyotiği kesmek, daha ağır olgularda metronidazol kullanımı ve gereğinde vankomisin (oral) tercih edilir.



Doğru cevap: C



Doğru cevap: D



3.



5.



Streptococcus pneumoniae erişkin menejitlerinin en sık etkeni optokin duyarlı gram pozitif koktur.



Clostridium difficile aşağıdaki mekanizmalardan hangisi ile ishal oluşumuna neden olur? A) cAMP artışı B) Osmotik basınçta bozulma C) Sitotoksik etkili toksinler



Bu hastada en olası etken hangisidir?



D) GİS blokajı



A) Clostridium tetani



E) Asetilkolin blokajı



B) Clostridium difficile



Sorunun amacı ekzotoksin etki mekanizmalarının bilinmesidir. C.difficile Hastanelerde nozokomiyal ve antibiyotiğe bağlı ishalin en önemli nedenidir. Her antibiyotik kullanımı sonrasında ishal gelişebilme riski varken bu risk; klindamisin, amoksisilin, ampisilin ve sefalosporinlerde daha yüksektir. Tablo basit bir ishalden ölümcül pseudomembranöz enterokolite kadar uzanabilir. Toksin A ve B ile hastalık ortaya çıkar. Bu toksinler sitotoksik etki ederler ve böylece sıvı alımı kontrolü bozulur. Doğru cevap: C



4.



Kriptik tonsillit nedeniyle üç gündür ampisilin kullanan bir hastada ateş, ishal, karın ağrısı bulguları başlıyor. Dışkının mikroskopik incelemesinde eritrosit ve bol miktarda lökosit görülüyor. Bu hastada hangisidir? A) Shigella



en olası



Ayakta ezilme şikayeti ile gelen hastada nekrotik enfeksiyon ve dokuda krepitasyon saptanıyor. Hızla genel durumu bozulan hastanın yara örneğinin gram boyamasında az sayıda lökosit, çok sayıda gram (+) çomaklar görülüyor.



etken



aşağıdakilerden



C) Clostridium botulinum D) Clostridium perfringens E) Corynebacterium diphtheriae Gazlı gangrenin tipik vaka sorusudur. Clostridium perfringens gazlı gangrenin en sık etkenidir. Kontamine yaralarda, im enjeksiyonlar, postoperatif olarak ortaya çıkabilir. Ağrı, ödem, kötü kokulu seröz akıntı, çoğu kere dokuda gaz oluşumu gözlenir. Hızla ilerleyerek ölüm sıktır. Spontan gazlı gangrenin en sık etkeni C.septicum’dur. C. septicum kanda saptandığında ise sindirim sistemi kaynaklı bir malignite düşünülmelidir. Gazlı gangren tanısında klinik seyir, gram sürüntüsünde lökositlerin olmayıp çok sayıda tipik bakterilerin görülmesi ve kültür kullanılabilir. Clostridium botulinum besin zehirlenmesi yapar. Clostridium difficile hastane kaynaklı ishalin en sık etkenidir. Clostridium tetani tetanoz etkenidir. Corynebacterium diphtheriae difteri etkenidir.



B) Salmonella



C) Esherichia coli D) Clostridium difficile E) Clostridium perfringens Sorunun amacı antibiyotik kullanım öyküsü sonrası ishal etkeninin bilinmesidir. Antibiyotiye bağlı ishalin en önemli nedeni Clostridium difficile’dir. Tablo basit bir ishalden ölümcül pseudomembranöz enterokolite kadar uzanabilir. Toksin A ve B ile hastalık ortaya çıkar. Bu toksinler sitotoksik etki ederler. Yenidoğanlarda yüksek oranlarda (% 70) barsaklarda bulunurken erişkinde bu oran düşüktür. Bebekler ve küçük çocuklarda toksinler için bağlayıcı reseptör yoktur. Bu yaş grubunda PME gelişiminde 5. aureus enterotoksin-B düşünülmelidir. Her antibiyotik kullanımı sonrasında ishal gelişebilme riski varken bu risk; klindamisin, amoksisilin, ampisilin ve sefalosporinlerde daha yüksektir.



Doğru cevap: D



6.



Koltuk altında yüzeyel deri lezyonu belirlenen hastanın UV ışık altında incelemesinde kırmızımsı floresans saptanıyor. Direkt mantar incelemesinde ise mantar saptanmıyor. Kültürde gram (+) çomaklar üretilen hastada en olası etken hangisidir? A) Corynebacterium minutissimum B) Erysipelothrix rhusiopathiae C) Archanobacterium haemoyticum D) Rhodococcus equii E) Corynebacterium jeikeium



Eritrasma hastalığının tipik vaka sorusudur. Corynebacterium minutissimum koltuk altı, kasık gibi kıvrım yerlerinde kırmızı-kahverengi lezyonlar oluşturur (Eritrasma). Mantar enfeksiyonları ile karışabilir. Tanıda uv lambası (VVood ışığı) altında kırmızı floresans faydalıdır. Tedavide eritromisin önerilir. Erysipelothrix rhusiopathiae Erizepeloid (yılancıksı) denilen cilt enfeksiyonu ve bazen sepsis ve endokardit oluşturur. Deride koyu menekşe renkli lezyonları karakteristiktir. Archanobacterium haemoyticumA grubu beta hemolitik streptokok ile karışabilen, bakteriyel farenjit etkenlerinden birisidir. Nadiren osteomiyelit, yara enfeksiyonu gibi hastalıklarda oluşturabilir.



Legionella pneumophila Gram ile iyi boyanmayıp, gümüş boyaları, Gimenez, Warthin - Starry boyalarıyla boyanabilir. Balgam örneğinde lökositler varken bakteri görülmez. Üremek için L-sistein ve aktif kömür içeren özel besiyerlerine ihtiyaç duyar. BCYE ağar kullanılan özel besiyeridir. İdrarda antijen tayini hızlı ve spesifik sonucu nedeniyle çok tercih edilir. Doğru cevap: A



8.



Doğru cevap: A



bakteri



aşağıdakilerden



A) Streptococcus pyogenes B) Staphylococcus aureus C) Corynebacterium minitissimum



Rhodococcus equii özellikle atlar ve diğer hayvanlarda hastalık etkenidir. AIDS olgularında ve immünsüprese hastalarda pnömoni etkeni olarak göze çarpar. Corynebacterium jeikeium hastanede uzun süre yatan, immünsüprese ve antibiyotik tedavisi gören hastalarda, özellikle nötropenik hastalarda fırsatçı enfeksiyonlar yapar. Glikopeptidler dışında pek çok antibiyotiğe dirençlidir.



Eritrazma etkeni hangisidir?



D) Corynebacterium diphtheriae E) Calymmatobacterium granulomatis Hastalık etken ilişkisinin sorulduğu direkt ezber sorusudur. Corynebacterium minitissimum, eritrazma etkenidir. Streptococcus pyogenes impetigo, selülüt, lenfanjit, erizipel etkenidir. Staphylococcus aureus apse, fronkül, karbonkül gibi deri ve mukoza enfeksiyonları yapar.



7.



Elek testi aşağıdaki mikroorganizmalardan hangisinin tanısında kullanılır?



Corynebacterium diphtheriae difteri etkenidir.



A) Corynebacterium diphtheriae



Calymmatobacterium inguinale etkenidir.



granulomatis



granuloma



B) Listeria monocytogenes C) Streptococcus pneumoniae D) Yersinia pestis E) Legionella pneumophila Tanı yönteminin özel isimle sorulduğu direkt ezber sorusudur. Corynebacterium diphtheriae tanısında membranların Gram, Neisser boyamasında tipik bakteriler görünmesi yardımcıdır. Sitoplazmada metakromatik cisimcikleri (Babes Ernst granülleri) belirgindir. Serumlu besiyerlerinde (Löffler by) iyi ürer. Tellüritli besiyerlerinde siyah koloniler oluşturur. Koloni yapıları ile gravis, mitis ve intermedius türleri ayrılır. Elek testi ile difteri tanısı kesinleştirilir. Kişinin difteriye bağışıklığı Schick testi ile araştırılabilir.



Doğru cevap: C



9.



Difteriye duyarlılığı hangisidir? A) Dick testi C) Tine testi



saptamada



en__iyi



test



B) Tzank testi D) Mantoux testi



E) Schick testi Immünitesi olan yani toksine karşı antikoru bulunan kişilerde difteri toksininin intradermal enjeksiyonu lokal reaksiyon oluşturmaz. Ancak difteriye duyarlı kişilerde enjeksiyon bölgesinde belirgin reaksiyon gözlenir (Schick testi). Dick testi, aynı prensiple Streptococcus pyogenes’in sebep olduğu kızıla (eritrojenik toksine) duyarlılığı gösterir.



Listeria monocytogenes tanısında kültürde üretilmesiyle yapılabilir. CAMP deneyi (+) tir. Soğuk zenginleştirme ile karışık ortamlardan ayrılabilir. Düşük ısılarda hareketi belirginleşir (oda ısısında hareketli 37 derecede hareketsiz) ve takla atar gibi hareket tipiktir.



Tine ve Mantoux testleri çeşitli mikobakterilere duyarlılığı gösterir.



Streptococcus pneumoniae tanısında gram boyama ve kültür kullanılır.



Tzank testi genital herpesvirüs enfeksiyonuna duyarlılığı gösterir.



Yersinia pestis örnekte bakteriler kutupsal boyanma (çengelli iğne görüntüsü) özellikleriyle tanınabilirler. Besiyerlerinde 28-30 0 C ‘de iyi üreyen bakteriler hareketsizdir.



Doğru cevap: E



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



71



72



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



mm



10. Tetanozda aşağıdaki klinik bulguların hangisinin görülme olasığı en azdır?



13. Hangi bakterinin, hücrelere raket görünümü veren terminal endosporları vardır?



A) Trismus



B) Ateş



A) Bacillus anthracis



C) Risus sarconicus



D) Rijidite



B) Clostridium botulinum C) Clostridium perfiringens



E) Konvülsiyon Toksin hastalıklarının çoğunluğunda ateş belirgin klinik tablo değildir. Tetanozda yara yerinde ağrı, rahatsızlık hissi gibi prodromal belirtiler olabilir. Trismus, risus sardonicus (sırıtma) ve opistotonus görülür. Trismus çene kaslarında kasılma sonucu ağzı açamama bulgusudur. İlk ortaya çıkan, en uzun süren ve en son kaybolan bulgudur. İlk, en sık ve en uzun tutulan kaslar masseterlerdir. En önemli komplikasyon aspirasyon pnömonisidir. İnterkostal kasların da olaya katılması ile gelişen asfiksi, başlıca ölüm nedenleridir. Şuur tüm evrelerde açıktır ve ateş görülmez. Doğru cevap: B



D) Bacillus subtilis E) Clostridium tetani Sorunun amacı sporlu bakterilerin spor yapısının özelliklerinin bilinmesidir. Clostridium tetani gram hareketli, ince bir çomaktır. olup hücreye davul tokmağı Genç sporlar oval şekildedir. gelişme gösterirler.



pozitif, zorunlu anaerob, Sporları sferik ve terminal ya da raket görünümü verir. Kültürde ince filamentöz bir



Bacillus anthracis sporlu aerop basildir. Sporları santral yerleşmim özelliği gösterir. Doğru cevap: E



11. Aşağıdakilerden hangisi hem besin zehirlenmesi hem de gazlı gangren etkenidir? 14. Tetanoz hakkında aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?



A) Clostridium septicum B) Clostridium tetani C) Clostridium botilinum D) Clostridium perfringens



A) Hastalığın etkisinden, Clostridium tetani’nin periferik sinirleri invaze ederek aksonal yolla spinal korda çıkması yol açar.



E) Clostridium difficile Clostridium perfringens gazlı gangrenin en sık etkenidir. Besin zehirlenmesi, bakteriyemi gibi başka klinik tablolar da ortaya çıkarabilir.



B) Ateş oluşması belirgin klinik tablosudur. C) Tetanoz geçirenlerde oluşur.



ömür boyu bağışıklık



Clostridium tetani tetanoz etkenidir.



D) Tetanozda en önemli ölüm nedeni aspirasyon pnömonisidir.



Clostridium septicum spontan gazlı gangrenin en sık etkenidir.



E) Tedavide yara temizliği yeterlidir.



Clostridium botilinum besin zehirlenmesi yapar. Clostridium difficile nozokomiyal ishalin en sık etkenidir. D oğru



cevap: D



12. Aşağıdaki anaerop bakterilerden hareketsiz, ve sporlu yapıya sahiptir?



hangisi



A) Clostridium septicum B) Clostridium perfringens



C) Clostridium histolyticum D) Clostridium noyvi E) Clostridium botulinum Clostridium p e rfrin g e n s , Clostridium türleri içinde tek h a re k e ts iz olandır. Diğerlerinin heps, hareketli ve sporludur. Doğru cevap: B



C.tetani gram pozitif sporlu anaerop basildir. Sporları toprakta bulunur ve genelde kirli yaralarla bulaşır. Uygun ortam sağlanırsa orada gelişir ve toksinleriyle hastalık oluşur. Hijyenik olarak kesilmeyen/bakılmayan göbek yenidoğan tetanozu için giriş yeri olabilir. Tetanospazmin retrograd olarak aksonlar yoluyla MSS’ne ulaşarak özellikle medulla spinalis ön boynuz afferent motor nöronları etkiler ve inhibitör nörotransmitter (Glisin, GABA) salınımım inhibe ederek spastik bir felç oluştururlar. Tetanospazmin kobaya verildiğinde asendan tarzda felçler ortaya çıkarken insanda desenden (inici) tarzda bir klinik ortaya çıkar. Tetanolizin ise patogenezde rol oynamayan bir hemolizindir. Generalize tetanoz: En sık görülen tetanoz tablosudur. Yara yerinde ağrı, rahatsızlık hissi gibi prodromal belirtiler olabilir. Trismus, risus sardonicus (sırıtma) ve opistotonus görülür. Trismus çene kaslarında kasılma sonucu ağzı açamama bulgusudur. İlk ortaya çıkan, en uzun süren ve en son kaybolan bulgudur. İlk, en sık ve en uzun tutulan kaslar masseterlerdir. En önemli komplikasyon aspirasyon pnömonisidir. İnterkostal kasların da olaya katılması ile gelişen asfiksi, başlıca ölüm nedenleridir. Şuur tüm evrelerde açıktır ve ateş görülmez.



Tanı Yara yerinden yapılan kültürlerde terminal sporları ile rakete benzeyen (davul tokmağı) C. tetani tanınabilir. Bakteri saptanması ve üretilmesi sık değildir ve tanı genelde klinik olarak konur. Tedavi •



Hasta öncelikle gürültü, ışık, sıcak, soğuk gibi uyaranlardan uzaklaştırılır.







Yaranın uygun şekilde debridmanı ve irrigasyonu yapılır.







Kasılm alar başladıktan sonra tetanoz hiperimmünglobülin (THIG, antitoksin) kullanımı tartışmalıdır. %90 mortaliteye sahip yenidoğan tetanozunda antitoksin hayat kurtarıcıdır.







Metronidazol (7-10 gün) kullanılır. Penisilinler, santral etkili birGABAantagonisti olarak kabul edilir, klinik tabloyu kamçılayabilirler; tetanoz tedavisinde tercih edilmezler.







Hastalık sırasında kanda, immünositleri uyarmaya yetecek miktarda serbest toksin bulunmaz. Bu nedenle hastalığı geçirenlere simültane tetanoz toksoid aşısı yapılır.



16. Difteri olduğu düşünülen bir hastanın boğazından alınan sürüntü örneğinde Corynebacterium diphtheriae üretiliyor. Bu hastada aşağıdakilerden hangisi ile kesin tanı konulabilir? A) Löffler besiyerinde üreme B) Metilen mavisi ile boyamada X, Y, Z şeklinde görünüm C) Neisser ile boyamada Babes Emst cisimcikleri olması D) Katalaz, oksidaz ve üreaz aktivitesi E) Elek testi Toksin hastalıklarının en iyi tanısı toksin gösterilme­ sidir. Difteride toksin göstermek için yapılan test Elek testidir. Difteri tanısında membranların Gram, Neisser boyamasın­ da tipik bakteriler (pleomorfik görüntü) ve Babes Ernst cisimcikleri görünmesi yardımcıdır. Serumlu besiyerlerinde (Löffler by) iyi ürer. Tellüritli besiyerlerinde siyah koloniler oluşturur. Difterinin kesin tanısı Elek testi (immünodifizyon-presipitasyon ile toksin gösterilmesi) ile konur.



Korunm a Tetanoz toksoid aşısı ile üç doz ile aşılanır ve her 10 yılda bir tekrar doz uygulanır. Hamilelerde uygulanan 2 doz aşı yenidoğan tetanozunu ileri ölçüde engeller. Doğru cevap: D



15. Aşağıdaki Clostridium türlerinin hangisinin sebep olduğu bakteriyemi, malignensi işareti olabilmektedir?



Doğru cevap: E



17. Otuz iki yaşında bir kasabın sol elinin sırtında 2x1 cm boyutlarında kalın siyah kabuklu, etrafı ödemli ağrısız bir lezyon oluşmuştur. Kabuğun altından alınan eksudanın mikroskobik incelemesinde az sayıda lökosit ve gram (+) iri bakteriler gözlenmiştir. Bu hastada öncelikle aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir?



A) Clostridium perfringens B) Clostridium septicum



A) Stafilokoksik piyodermi



C) Clostridium difficile D) Clostridium botulinum



C) Fare ısırığı hastalığı



B) Kandida piyodermisi



E) Clostridium tetani Sorunun amacı tümör markerı olarak clostridium türünün bilinmesidir.



kullanılan



Clostridium septicum Spontan gazlı gangrenin en sık etkenidir. Kanda saptandığında ise sindirim sistemi kaynaklı bir malignite düşünülmelidir. Clostridium etkenidir.



perfringens



Clostridium etkenidir.



difficile



gazlı



gangrenin



nozokomiyal



en



sık



ishalin en sık



Clostridium tetani tetanoz etkenidir. Clostridium botulinum besin zehirlenmesi etkenidir.



D) Deri ieyşmaniyazı E) Deri şarbonu Tipik bir şarbon vaka sorusudur. Şarbon etkeni bakteri Bacillus anthracis’dir. Şarbonun klinikte en sık görülen formu deri şarbonudur. Giriş yerinde papül, püstül sonrası nekrotik ülser (Malign püstül) oluşur. Bu lezyonun ağrısız olması tipiktir. Şarbon tanısında lezyondan alınan seröz sıvıda az sayıda lökosit ve kapsüllü büyük gram (+) çomaklar görülebilir. Stafilokoksik piyodermi, pozitif koktur.



apse oluşu gözlenir. Gram



Kandida piyodermisi, mantara bağlı görülen cilt apsesi. Fare ısırığı hastalığı, ısırık yerinde enflamasyon ve sistemik belirtiler olur.



Doğru cevap: B



Deri İeyşmaniyazı kronik ülsere kabuklu lezyonlardır. Kabuk kaldırılırsa çivi belirtisi tipiktir. Doğru cevap: ???



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



73



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



74



18. Aşağıdakilerden hangisi besin zehirlenmesine neden olan mikroorganizmalardan biri değildir? A) Campylobacter jejuni B) Clostridium perfringens C) Clostridium difficile D) Enterohemorajik Escherichia coli E) Bacillus cereus Soru C. difficile’hin psödomembranöz enterokolit yaptığının hatırlanması ile cevaplanabilir. Clostridium difficile, psödomebranöz enterokolit etkenidir. Besin zehirlenmesi tablosu yapmaz. Diğer şıklardaki bakteriler besin zehirlenmesi yapan etkenlerdir.



Listeria monocytogenes, fakültatif hücre içi parazitidir. Beta hemolitiktir. Bu özelliği sağlayan hemolizin (Listeriolizin O) hücre içinde canlı kalabilmesinden sorumludur. Fagolizozom oluşumu sonrası membranı eriterek kurtulur. Mononükleer hücreler içinde yaşamını sürdürür ve aktin flamanlarını yeniden organize ederek hücre dışına hiç çıkmadan hücreler arasında yayılabilir ve böylece savunma sisteminden kaçabilir. Neisseria gonorrhoeae, virüiansında en çok LOS tabakası görev yapar ve yaptığı antijenik değişikliklerle immün sistemden kaçar (B.recurrentis gibi). Mycobacterium leprae, Mycobacterium tuberculosis fakültatif hücre içi bakterilerdir. Virülanslarında invazyon faktörlerini kullanırlar. M.leprae virüiansında antifagositik protein kapsülde son derece önemlidir.



Doğru cevap: C



Streptococcus pneumoniae, fagositozdan korunur.



I



Doğru cevap: B



Gıda ze h irle n m e sin e neden olan e tk e n le r Patojen



kapsül



yapısı



ile



Gıda



Staphylococcus aureus



Krema, salata, et ürünleri, soğuk yiyecekler



Bacillus cereus



Kavrulmuş pirinç, sebze, et



Clostridium perfingens



Pişmiş et, et suyu



Vibrio cholerae, Vibrio parahaemolyticus, Vibrio vulnificus



Kabuklu deniz ürünleri



Campylobacter jejuni



Süt ve kümes hayvanlan



Salmonella enteritidis



Yumurta, kümes hayvanı, diğer et ürünleri



Shigella spp.



Salata, süt, soğuk yiyecek



Yersinia enterocolitica



Süt, domuz ürünleri



Escherichia coli



Biftek, süt, salata



Listeria monocytogenes



Peynir, süt, salata



Clostridium botulinum



Et, sebze, meyve



Hepatit A ve enterik virüs



Kabuklu deniz ürünleri ve çeşitli gıdalar



20. Aşağıdaki bakterilerden menenjite neden olur? A) Staphylococcus aureus



hangisi



neonatal



B) Bacillus cereus



C) Yersinia enterocolitica D) Brucella canis E) Listeria monocytogenes Aynı soru !!! Yenidoğanda menenjit etkenlerini bir kez daha hatırlayalım. Yenidoğanda menenjit yapan en sık etkenler grup B streptokoklar, E.coli ve Listeria monocytogenes’dir. Staphylococcus aureus, kafada penetran yaralanma sonrası menenjitin en sık etkenidir. Bacillus cereus, pirinçli gıdalarla oluşan kısa inkübasyon süreli besin zehirlenmesi yapar. Yersinia enterocolitica, soğukta jüreme özelliği gösteren besin zehirlemesi etkenidir. Brucella canis, köpeklerden bulaşarak bruselloz tablosu oluşturur. Doğru cevap: E



19. Aşağıdaki bakterilerden hangisi salgıladığı hemolizin proteinlerle fagozom membranını hasara uğratarak sitoplazmaya geçebilmekte ve enfeksiyona neden olabilmektedir? A) Neisseria gonorrhoeae B) Listeria monocytogenes C) Mycobacterium leprae D) Streptococcus pneumoniae E) Mycobacterium tuberculosis Soru aslında temel mikrobiyoloji bilgisi ile yapılabilecek özelliktedir. Fagolizozomu delerek hücreden hücreye kaçabilen iki bakteri; Listeria ve Shigella önemli!!!



21. Aşağıdaki bakterilerden hangisi, koyun kanlı ağarda çift hemolize yol açar? A) Staphylococcus aureus B) Listeria monocytogenes C) Streptococcus agalactiae D) Bacillus cereus E) Clostridium perfringens Sorunun amacı bakterilerin ayırıcı tanısında kullanılan mikrobiyolojik testlerin bilinmesidir. Clostridium perf­ ringens kanlı ağarda çift hemoliz zonu oluşturan ve sütü pıhtılaştırma etkisi olan bakteridir. Tüm Clostridium’lar içinde hareketsiz olan tek tür C.perfringens’dir. Clostridium perfringens, kanlı ağarda çift hemoliz zonu oluşturan ve sütü pıhtılaştırma etkisi (stormy fermentasyon,



fırtına etkisi) olan bakteridir. Gazlı gangrenin en sık etkeni bakteridir. Staphylococcus aureus, kanlı ağarda beta hemoliz yapar. Listeria monocytogenes, beta hemoliz yapan, CAMP deneyi pozitif gram (+) basildir. Streptococcus agalactiae, beta hemoliz yapan , CAMP deneyi pozitif gram (+) koktur. Bacillus cereus, hemoliz özellikleri belirgin değildir. Doğru cevap: E



22. Gri renkli, balık kokulu vajinal akıntısı olan genç bir kadın hastada akıntının mikroskobik incelemesinde geniş epitel hücreleri ve gram (-) veya gram değişken basiller görülmektedir. Bu hastada etken olarak aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir? A) Trichomonas vaginalis B) Gardnerella vaginalis C) Treponema pallidum D) Candida albicans E) Lactobacillus



23. Farenjitli bir hastanın boğaz kültüründe (3-hemolitik koloniler, mikroskobik incelemede ise gram(+) basiller gözlenmiştir. Katalaz negatif reaksiyon gösteren mikroorganizma aşağıdakilerden hangisidir?



bu



A) Archanobacterium haemolyticum B) Corynebacterium ulcerans C) Listeria monocytogenes D) Capnocytophaga E) Cardiobacterium Dikkat !!! Archanobacterium haemolyticum aynen A grubu streptokoklara benzer farkı; streptokok adı üzerinde kok, Archanobacterium basildir. Archanobacterium haemolyticum, A grubu beta hemolitik streptokok ile karışabilen, bakteriyel farenjit etkenlerinden birisidir. Nadiren osteomyelit, yara enfeksiyonu,gibi hastalıklar da oluşturabilir. Geçici bir döküntü oluşabilir. Hemolizin, fosfolipaz - D, nöraminidaz gibi virülans faktörleriyle etkili olduğu sanılmaktadır. Besiyerlerinde beta hemoliz yapan, katalaz (-) pleomorfik gram (+) çomaklar şeklinde görülür. Corynebacterium ulcerans, hayvanlarda difteri benzeri tablo yapar. Listeria monocytogenes, meningoensefalit yapar.



immünsüpresif hastalarda



Capnocytophaga, köpek ısırığı sonucu sepsis yapabilir. Bakteriyal vajinozun tipik vaka sorusu. Genital akıntıda balık kokusu, tanısında gram boyama kullanılması, gram boyamada vajen epitelinde bol miktarda basiller görülmesi. Bakteriyal vajinozun etkeni Gardnerella vaginalis’tir. Vajen normal flora bakterisi olduğu için kültürde üretmenin tanıda değeri yoktur.



Cardiobacterium, grubundan).



endokardit



etkenidir



(HACEK



Doğru cevap: A



Gardnerella vaginalis,normal vaginal florada bulunabildikleri gibi çok artarak bakteriyel vajinoz oluşumuna yardımcı olabilenbakterileridir. Vajen akıntısında balık kokusu bakteriyal vajinozda tipik bulgudur. Tanısında akıntının Gram boyamasında epitel hücrelerine yapışmış bol miktarda gr (+, iabil) kokobasii tanısal değere sahiptir (Clue cells). VVhiff testi: Vajinal sekresyona %10 KOH damlatıldığında, bol miktarda bulunan amin nedeniyle balık kokusu oluşmasıdır. Normal florada bulunduğu için kültürün faydası yoktur.



24. Aşağıdaki Corynebacterium türlerinden hangisi özellikle immün sistemi baskılanmış olanlarda ciddi enfeksiyonlara neden olur?



Trichomonas vaginalis, vajinit, servisit ve üretrit yapabilen parazittir. Sarı yeşil köpüklü akıntı yapar. Cinsel ilişkiyle bulaşır.



Dikkat!!! İmmunsüprese hastalarda fırsatçı enfeksiyon yapan ve sadece vankomisine duyarlı bulunan gram (+) basil diye de sorulabilir.



Treponema pallidum, sitiliz etkeni spirokettir.



C. jeikeium hastanede uzun süre yatan, immünsuprese ve antibiyotik tedavisi gören hastalarda, özellikle nötropenik hastalarda fırsatçı enfeksiyonlar yapar. Glikopeptidler dışında pek çok antibiyotiğe dirençlidir. Özellikle yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarda sıklıkla kolonize olur.



Candida albicans, vulvovajinitin en sık etkeni mantardır. Vajende beyaz renkli akıntı ve kaşıntı yapar. Lactobacillus, vajen normal florasında en sık bulunan gr(+) basillerdir. Doğru cevap: B



A) Corynebacterium ulcerans B) Corynebacterium pseudotuberculosis C) Corynebacterium urealyticum D) Corynebacterium jeikeium E) Corynebacterium amycolatum



Doğru cevap: D



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



75



76



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



25.



Aşağıdaki Clostridium türlerinden hangisi gazlı gangrene neden olmaz?



28. Aşağıdakilerden hangisi difteri ekzotoksininin etki mekanizmasıdır?



A) Clostridium perfringens



A) Nükleik asit sentezini bozar.



B) Clostridium septicum C) Clostridium botulinum



B) Protein sentezini bloke eder. C) Hücre membranını bozar.



D) Clostridium novyi



D) Hücre çekirdeğini etkiler.



E) Clostridium sporogenes



E) Sinir iletimini etkiler. Aynı soru defalarca karşımıza çıktı.



C. botulinum, botilismus tablosu yapar. Gazlı gangren etkenleri: C.perfringens (en sık), C.novyi, C.septicum (spontan en sık) , C.histolyticum, C.bifermentas, C. sporogenes.



Difteri ekzotoksini protein sentezini önleyerek etki eder. Bu etkisini Elongasyon faktör - 2 (EF-2) (tRNA translokaz ) inhibisyonu ile sağlar. Bu etki P. aeruginosa eksotoksin -A etkisiyle aynıdır.



Doğru cevap: C



Doğru cevap: B



26. Aşağıdaki Clostridium türlerinden hangisi gazlı gangrene en sık yol açar? A) Clostridium barati



anthracis’in



B) Spiral şekilli olması C) Sporlu olması D) Kapsülsüz olması



E) Clostridium perfringens



E) Hareketli olması



Gazlı gangrenin en sık e tk e n i.... C.perfringens gangrenin



Bacillus



A) Gram (-) bir bakteri olması



B) Clostridium surdellii C) Clostridium novyi D) Clostridium septicum



Spontan gazlı C.septicum’dur.



29. Aşağıdakilerde hangisi özelliklerinden biridir?



en



sık



etkeni....



Dikkat!!! Sorunun asıl amacı şarbonun sporlu basil olduğunun bilinmesidir. Sporlu olarak sorutabilecek diğer önemli bakteri Clostridium’dur.



aşağıdaki



B.anthracis, Şarbon etkeni gram (+) basildir. Örnekte belirlendiğinde büyük, bambu kamışı gibi dizilim gösteren çomaklar şeklindedir. En önemli virülans özellikleri kapsül ve toksinidir. Bu virülans faktörleri plazmidlerle kodlanırlar. Spor makrofajlar tarafından alınır ve hastalık oluşumunda makrofajlar önemli rol oynar. Kapsül; glutamik asit yapısında olup diğer bakteri kapsüllerinden farklı olarak protein yapısındadır.



Doğru cevap: E



27. Listeria cinsi bakteriler ile ifadelerden hangisi yanlıştır?



ilgili



A) 4 °C de üreyebilir. B) Oda sıcaklığında hareketsizdir. C) Gram (+) kokobasildir.



Doğru cevap: C



D) Sıklıkla iki bakteri bir arada bulunur. E) Zayıf p-hemoliz oluşturur. Sorunun amacı Listeria’mn oda ısısında hareketli 37°C’de hareketsiz bakteri olduğunu sorgulamaktır. Diğer şıklar biraz özensiz hazırlanmakla beraber Listeria için doğrudur. Listeria fakültatif hücre içi gram pozitif basildir. Yenidoğan, yaşlı, immünitesi bozuk hastalarda meningoensefalitlere yol açar (immünyetmezliklerde en sık menenjit etkeni). Gebelerde amnionit ve buna bağlı düşükler ve ölü doğumlara oluşturabilir. Yenidoğanda yaygın granülomatöz odaklarla karakterize, öldürücü bir klinik form oluşabilir (Granülomatozis infantiseptica). Kanlı ağarda ürediğinde kolonilerin çevresindeki hafif beta hemoliz zonu tipiktir. CAMP deneyi (+) tir. Soğuk zenginleştirme ile karışık ortamlardan ayrılabilir. Oda ısısında hareketli 37°C’de hareketsizdir. Doğru cevap: B



30. Aşağıdaki bakterilerden olduğu enfeksiyonlarda kullanılmalıdır?



hangisinin neden antitoksin tedavisi



A) Treponema pallidum B) Legionella pneumophila C) Pseudomonas aeruginosa D) Clostridium botulinum E) Brucella melitensis Dikkat!!! Ekzotoksinlerin oluşturduğu klinik durumlarda antitoksin tedavisi uygulanır. Tetanozda antitoksin uygulaması hayat kurtarıcı olabilir. Difteride de esas tedavi yaklaşımı antitoksin vermektir. Clostridium botulinum, botulismus etkenidir. Toprakta yaygın olan sporların besinlere bulaşmasıyla, bunlarla uygun olmayan tarzda yapılan konservelerle bulaşır. Bu besinlerde gelişen bakteriler toksin üretir ve bu



toksin alındığında hastalık ortaya çıkar. Toksin üretimi faj kontrolündedir. Nöromuskuler bileşkedeki kolinerjik reseptörlere, postganglionik parasempatik sinir uçlarına, otonomik ganglionlara bağlanır, sinir hücresine girer ve dönüşümsüz olarak asetil kolin salınımını inhibe eder. Sonuçta paralizi (özellikle kafa çiftlerinde) gelişir. Botulinum toksini bilinen en güçlü toksindir. Tedavide antitoksinler, destek tedavisi önemlidir. Doğru cevap: D



31. Aşağıdaki Clostridium türlerinden hangisi nörotoksini ile insanda flask (gevşek) paralizilere neden olmaktadır? A) Clostridium histolyticum B) Clostridium botulinium C) Clostridium septicum D) Clostridium difficile



Burun, yara, vulva-vagina difterisi olabilir. Larinks tutulumu varlığında boğulma olabileceğinden dikkatli olunmalıdır. Toksin tüm vücudu etkileyebilir fakat miyokardit, nöropati (kranial nöropati, periferik nörit, motor defekt, total paralizi) ve tubuler nekroz en sık oluşan komplikasyonlardır. Erizipeloid, deride koyu menekşe renkli lezyonlarla karakterize cilt enfeksiyonudur. Boğmaca, özellikle aşısız çocuklarda ağır klinik tablo oluşturur. Yaklaşık 7 - 1 0 gün kuluçka sonrası 1 - 2 hafta süren kataral dönemi, paroksismal öksürük nöbetleri ve tipik atakların izlendiği dönem gelir. Bu dönemde öksürükler sırasında kusma, subkonjunktivai kanama, prolapsus, konvülsiyon sıktır. Lenfositoz belirgin olarak izlenir. Lejyoner hastalığı, L.pneumophila’nın oluşturduğu atipik pnömoni tablosudur. Streptokoksik farenjit, ateş, boğaz ağrısı, LAP, boğazda kript oluşumu vardır. Doğru cevap: D



E) Clostridium perfringens C. botulinium, Zehirlenmelerin konserve edilen ahırımdan 18-36



botulismus denen tabloyu oluşturur. büyük bölümü evlerde hazırlanmış besinlerle meydana gelmektedir. Besin saat sonra nörolojik belirtiler gözlenir.



Bunlar karakteristik olarak çift taraflıdır, başlangıçta ağız kuruluğu, çift görme, akomodasyon kaybı, pitozis ve ışık refleksi kaybolması daha sonra bulber paralizi görülür. Nörolojik bulgulardan önce bulantı-kusma, kramp ve ishal görülür. Clostridium perfringens, gazlı gang renin en sık etkenidir. Et ve et suyu kaynaklı besin zehirlenmesi de yapar. Clostridium difficile, hastane kaynaklı ishalin en sık etkenidir. Antibiyotik alım öyküsü sonrası ishalin en sık etkenidir. Clostridium septicum, spontan gazlı gangrenin en sık etkenidir. Clostridium histolyticum, gazlı gangren etkenidir. Doğru cevap: B



32. Tonsiller ve yutakta yalancı zar oluşumu ile karakterize olan hastalık aşağıdakilerden hangisidir? A) Erizipeloid B) Boğmaca C) Lejyoner hastalığı D) Difteri E) Streptokoksik farenjit Difteride, boğazda kaldırılmaya çalışılınca kanayan gri beyaz membranlar (psödomembran) izlenir. Servikal lenf bezlerindeki büyüme sonrası boğa boynu görüntüsü ortaya çıkar. Hafif bir ateş izlenir ya da ateş görülmez. Genelde yumuşak damak felcine bağlı besinlerin ve suyun burundan gelmesi saptanabilir.



33. Dört günlük menenjitli bir bebeğin BOS kültüründe gram (+) kısa basiller üremiştir. Annesinin pastörize edilmemiş sütten peynir yediği öğrenilmiştir. Bu bebeğin aşağıdakilerden hangisi ile enfekte olduğu düşünülmelidir? A) Brucella melitensis B) Corynebacterium diphtheriae C) Staphyiococcus aureus D) Listeria monocytogenes E) Legionella pneumophila Daha önce benzerleriyle sık olarak karşılaştığımız tipik Listeria vaka sorusu. Listeria monocytogenes, pastörize edilmemiş süt içme ve kirli sebzelerin yenilmesiyle bulaşıp ağır meningoensefalit, sepsis, düşük, erken ve ölü doğum yapabilen hücre içi gram pozitif basildir. CAMP deneyi (+) tir. 22oC hareketli, 37oC hareketsizdir. Düşük ısılarda hareketi belirginleşir ve takla atar gibi hareket tipiktir. Soğukta (4oC) zenginleştirme yöntemi ile izole edilir. Brucella melitensis, süt ve süt ürünlerinden bulaşan gram (-) kokobasildir. Corynebacterium diphtheriae, difteri etkeni gram (+) basildir. Staphyiococcus aureus, gram (+) koktur. Legionella pneumophila, atipik pnömoni etkenidir. Doğru cevap: D



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



77



78



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



'



------------------------------------------------------------------------ ^



3.



SİNDİRİM KANALIYLA İLGİLİ NEGATİF ÇUBUKLAR



\ _____________________ I______________________ , 1.



Gruber Widal testinde Salmonella’larm O antijenlerine karşı yüksek düzeyde antikorların saptanması aşağıdakilerden hangisinin göstergesidir?



Bu hastada aşağıdaki hangi grup antibiyotiğin ampirik olarak kullanımının tedavide yararsız olacağı öngörülmelidir?



A) Hastalığın prodrom dönemi B) Tifonun erken dönemleri C) Zamanı belirlenemeyen geçirilmiş infeksiyon D) Portörlük



A) Sefalosporinler



E) Diğer bakterilerle çapraz reaksiyon



C) Beta laktam + Beta laktamaz inhibitörü



B) Üçüncü kuşak kinolonlar D) Karbapenemler



Sorunun amacı bakteriyal enfeksiyonların tanısında kullanılan serolojik deneylerin yorumlanmasıdır. Salmonella’ların O somatik antijenlerine karşı insanda oluşan antikorlar genellikle IgM yapısındadır ve hastalığın genellikle erken-aktif döneminde yükselirler. es O antijenine karşı antikorlar a k tif hastalık, H antijenine karşı antikorlar bağışıklık, Vi antijenine karşı antikorlar portörlük açısından faydalıdır.



v



J



Doğru cevap: B



2.



Genişlemiş Spektrumlu 3 Laktamaz (ESBL) üreten suşların yaygın olduğu bilinen bir üniversite hastanesinin Üroloji servisinde yatmakta olan ve üriner kateteri olan altmış yaşındaki bir erkek hastada ateş yüksekliği ortaya çıkıyor. Ateşin etiyolojisini araştırmak için alınan idrar kültüründe iri mukoid koloniler oluşturan, laktoz pozitif, hareketsiz, gram negatif basiller saptanıyor.



Üç gündür yüksek ateşi olan ve tifo düşünülen bir hastada etkeni göstermek için alınması gereken en uvaun örnek aşağıdakilerden hangisidir? A) Boğaz kültürü B) Nazofarenks aspirasyon materyali almak



E) Dördüncü kuşak kinolonlar Sorunun amacı gram negatif bakterilerde plazmid kaynaklı oluşan ESBL tedavisinin bilinmesidir. Klebsiella pneumoniae laktoz pozitif, hareketsiz besiyerinde mukoid koloni oluşturan gram negatif basildir. Hastane kökenleri çoklu antimikrobiyal direncine sahiptir. Hemen hemen tüm kökenleri ampisilin ve amoksisiline dirençlidir. Bazı kökenlerinde genişlemiş spektrumlu p laktamaz (ESBL) sentezleme özelliği vardır. Bir hastanede ne kadar çok sefalosporin kullanılıyor ise ESBL gelişme şanssızlığı o kadar fazladır. Bu kökenlerce meydana getirilen infeksiyonların tedavisinde, sefalosporinler dahil pek çok p laktamlı (BL) antimikrobiyal kullanılamaz. Bunlardan bazıları BL+BL inhibitörlerine ve kinolonlara duyarlıdır. Bazılarında ise karbapenemler kullanılmak zorunda kalınabilir. Doğru cevap: A



C) Dışkı kültürü D) idrarda antijen aramak E) Hemokültür almak Sorunun amacı enfeksiyon hastalıklarında uygun zamanda uygun örnek alınmasının bilinmesidir. Tifoda ilk hafta içinde hemokültür (özellikle kemik iliği), 3. haftadan sonra özellikle dışkı örneklerinde kültürün faydası vardır. Serolojik tanıda Gruber Vidal deneyi kullanılır. Bu şekilde geçirilen infeksiyon belirlenebilir. Akut infeksiyonlarında O antijenine karşı antikorlar belirlenir. Sadece H antijenine karşı antikorlar saptanıyorsa eski infeksiyon ya da aşı olduğu anlamlarına gelebilir. I.hft sonundan itibaren O aglütinin (IgM), 2.hft sonuna doğru H aglütinin (IgG) ortaya çıkar. Anti-H aşılılarda, uzun yıllar önce hastalığı geçirenlerde pozitif olabilir. Anti-H yalancı+/çapraz reaksiyonlar verebilir. Tek başına pozitifliğinin değeri yok. Ancak ilkinden 2 hft sonra anlamlı düzey artışı varsa ve anti-0 titre artışı ile birlikte ise değerli.(1/100-1/160) Doğru cevap: E



4.



Escherichia coli’nin, üroepitelyuma yapışmasını sağlayarak piyelonefrit gelişimine neden olan virülans faktörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Mannoz sensitif fimbria B) K100 antijeni C) Peritrikoz flajellalar ile akıma ters yönde hareket D) Asiditeye direnç E) P fimbriası



E. coli’nin çok sayıda virülans faktörü vardır. Dokulara tutunmasını sağlayan K1 kapsül antijeni yenidoğan menenjitlerine neden olan E. colı”lerin %80’inde bulunur. Ayrıca Tip I fimbria, Tip II fimbria, S fimbria beyin ventrikülleri ve damar endotelinde bulunan reseptörlere bağlanmayı sağlar. P fimbria üropatojen E. colflerde bulunur, pyelonefritlere yol açar. X faktör (Üropatojen E. coli’lerde bulunur. D kan grubu antijenlerine tutunmayı sağlar)’de dokulara tutunmayı sağlar. Doğru cevap: E



5.



Piyelonefriti olan ve genel durum bozukluğu nedeniyle hastaneye yatırılan 67 yaşındaki bir hastanın alınan öyküsünde idrar çıkışının gittikçe azaldığı anlaşılıyor. Yapılan fizik muayenede glob vesicale saptanan hastaya üriner sonda takılarak, antibiyotik ve destek tedavisine alınıyor. Yatışından üç gün sonra ateş daha da yükseliyor, düzelmekte olan genel durum bozulmaya başlıyor. Hepatosplenomegali, mezokardiyak odakta sistolik üfürüm; nötrofilik lökositoz, anemi, trombositopeni, mitral kapak atriyal yüzde vejetasyonlar belirleniyor. Bu hastanın kan kültüründe izole edilme olasılığı en yüksek olan mikroorganizma aşağıdakilerden hangisidir?



diyare görülür, dışkıda lökosit genellikle azdır. Hastalıktan EHEC’in salgıladığı ve Shigella dysanteriae’nin toksinine benzer Vero hücrelerine sitotoksik etkili Shiga-benzeri toksin (verotoksin) sorumludur. Enterotoksijenik E. coli (ETEC) gelişmekte olan ülkelerde çocuk ishallerinin en önemli nedenidir. Su kaynaklı salgınlar oluşturabilir. Turist ishalinin de önemli nedenlerinden birisidir.Plazmidle kodlanan labil toksin (LT) ve stabil toksin (ST) oluşturarak ishal oluşturur. LT adenilat siklaz, ST guanilat siklaz aktivitesiyle cAMP miktarını arttırarak ishal oluşturur. LT etkisi ile kolera toksinine benzer (adenilat siklaz aktivasyonu, GM1 gangliozide bağlanarak etkinlik). Enteropatojenik E. coli (EPEC) ince bağırsak mukozasına tutunarak, mukozada mikrovilluslarda bozulma oluşturarak etkili olur. İnflamatuvar yanıt oluşturabilir. Gelişmekte olan ülkelerde, infantlarda etkenin alınmasından 2-3 hafta sonra görülen sulu ishale neden olabilmektedir. Uzun süreli ishallere neden olabilmektedir.



A) Enterococcus faecalis B) Staphylococcus epidermidis C) Staphylococcus aureus D) Pseudomonas aeruginosa E) Streptococcus mutans Sorunun amacı endokarditlerde kaynağının bilinmesidir.



enfeksiyonun



Üriner infeksiyonlar, enterokokların en sık sorumlu olduğu hastalık grubudur. Çoğunlukla hastane kaynaklıdırlar, intraabdominal polimikrobiyal apseler, cerrahi alan infeksiyonları, özellikle üriner girişim ler sonrası endokarditler, sepsis ve hastane kaynaklı pnömoni, özellikle altta yatan ciddi bir hastalığı olan, immün yetmezlikli ve yaşlılarda bakteriyemi, süperinfeksiyonlar, kolesistit gibi hastalıklara yol açarlar. Doğru cevap: A



Enteroaggregatif E. coli (EAggEC) bağırsak mukozasına yaygın tutulum, bakterilerin kümeler oluşturarak agregasyon oluşturmaları ile karakterizedir. Uzun süreli ishallere neden olabilmektedir, invazyon-enflamasyon oluşmaz. Kimi kökenler diffüz olarak hücreleri etkileyebilirler (Diffüz agregativ E. coli) (DAEC) Enteroinvaziv E. coli (EİEC) besin kaynaklı yayılma olabilir. invazyon proteinlerini kodlayan plazmid taşırlar. Shigella benzeri tablo oluşturur. İnvazyon hücre kültürlerinde ya da tavşan göz ön kamerasına uygulanarak konjunktivit oluşumu varlığı (Sereny testi) ile tanımlanabilir. Doğru cevap: D



6.



Yaz aylarında, diyare yakınması ortaya çıkan dört yaşındaki bir çocuğun yapılan dışkı mikroskopisinde az sayıda lökosit ve bol eritrosit saptanıyor, parazit gözlenmiyor. Dışkı kültüründe florada bulunabilen bakteriler izole ediliyor. Ancak bu bakterilerden bir türün Vero hücrelerine sitotoksik etkili bir ekzotoksin salgıladığı saptanıyor. Bu hastada diyarenin en aşağıdakilerden hangisidir?



olası



etkeni



A) Enterotoksijenik E. coli (ETEC)



7.



Enterobacteriaceae üyesi gram negatif çomakların identifikasyonunda kullanılan en temel testler aşağıdakilerden hangisidir? A) Katalaz testi, karbonhidrat fermentasyonu B) Oksidaz testi, karbonhidrat fermentasyonu C) Gram boyama, katalaz testi D) Laktoz fermentasyonu, indol testi E) indol testi, glukoz fermentasyonu



B) Enteropatojenik E. coli (EPEC) C) Enteroaggregatif E. coli (EAggEC) D) Enterohemorajik E. coli (EHEC) E) Enteroinvaziv E. coli (EİEC) Sorunun amacı ishal ayırıcı tanısının bilinmesidir. Enterohemorajik Escherichia coli (EHEC) infeksiyonları sıcak mevsimlerde ve beş yaşın altındaki çocuklarda sıktır. Daha çok az pişmiş etler ve nadiren pastörize edilmemiş süt ve ürünleri ile bulaşır. İnfeksiyon kalın barsakları tutar. Şiddetli karın ağrısı, önce sulu, ardından bol kanlı



Enterobacteriaceae grubu gram negatif çomakların identifikasyonunda en temel testler gram boyama yanında, oksidaz testi ve karbonhidrat fermentasyonudur. Enterobacteriaceae oksidaz negatif, pseudomonas aeruginosa ise oksidaz pozitiftir. “Gram (-) çomak identifikasyonu” başlıklı bakınız. Doğru cevap: B



şekile



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



79



r



-\



GRAM NEGATİF ÇOMAK



I



f Oksidaz negatif



Oksidaz pozitif • PSEUDOMONAS AERUGİNOSA - Non-fermentatif, mavi - yeşil pigment,



• ENTEROBACTERİACEA (Fermentatif) - E. coli (Laktoz, indol (+), metalik refle) - Salmonella (Laktoz negatif, H2S (+), hareketli) - Shigella (laktoz negatif, H2S (-), hareketsiz) - Klebsiella (kapsüllü, hareketsiz) - Proteus (Laktoz neg, üreaz (+), svvarming) - Serratia (kırmızı, dezenfektan direnci)



v e n tila syo n p n o m o n i



• BURKHOLDERIA CEPACIA - Kistik Fibrozis terminal dönem



• CAMPYLOBACTERJEJUNİ M ikroaerofil, 42 °C de üreme, bakteri filtresi ile tanı. Martı kanadı, ishal, tavuk, guillain-barre snd



• ACİNETOBACTER BAUMANİİ



. HELİCOBACTER PYLORİ (üreaz)



- Non-ferm entatif, hareketsiz, k oko b asii, S A M a duyarlı



• STENOTROPHOMONAS MALTOPHİLA - Non-ferm entatif, hareketli, imipeneme dirençli, TMP-SXT duyarlı



8.



Aynı sınıfa devam eden üç okul çocuğunda 2-5 gün süren ishal saptanıyor. Yapılan kültürde mikroaerofil olarak üreyen, oksidaz pozitif, glukoz negatif, kıvrık, çomak şeklinde görülen bir bakteri izole ediliyor. Bu hastada hangisidir?



en olası



etken



aşağıdakilerden



A) Staphylococcus aureus B) Vibrio cholerae C) Campylobacter jejuni D) Escherichia coli E) Bacillus cereus Tipik bir Campylobacter vaka sorusudur. Campylobacter jejuni kıvrık, spiral şeklinde, boyalı preparatlarda “martı kanadı, spiral şekilli, tek kıvrımlı" görünümünde, hızlı, tirbüşon gibi hareketli, mikroaerofil (% 5 - 1 0 oksijen) ortamda üreyebilen, bazıları termofil (C. jejuni 42 °C’de iyi üreyen) bakterilerdir. Tavuk kaynaklı ishal etkenidir. Staphylococcus aureus en kısa inkübasyonu olan besin zehirlenmesine yol açar (0-6 saat). En sık enterotoksin A sorumludur. Toksik etkinin toksinin MSS’ne direkt etkisinden kaynaklandığı kabul edilir. Enterotoksin ısıya dirençlidir. % 10 NaCI kadar yoğun tuzlu gıdalarda bile üreyebilir. Sıklıkla mayonez, krema gibi besinlerde görülür. Kusma ön plandadır. Vibrio cholerae koleranın etkenidir. Çok hızlı hareket edebilen, hafif kıvrık, gram (-) çomaklardır. Enterotoksin bir ekzotoksin yapısındadır. B parçası ile ince bağırsak



yanık,



kistik fibrozis, otitis ekste rn a, le n s keratiti,



Vibrio Aeromonas Plesiomonas



Halofil, deniz ürünleri ishal



gangliozid reseptörlerine bağlanır ve aktif A parçası ile adenilat siklaz aktivasyonunu sağlar (E.coli LT etkisi gibi) . Sonuçta c AMP artarak hızla su kaybedilir ve ishal oluşur. Bağırsakta invazyon yapmaz. Kolera yaklaşık 2-3 günlük kuluçka sonrası hızla gelişen bol ishal, kusma ile karakterize bir klinik tablodur. Genelde çok sayıda, su ile birlikte alındığında ve mide asiditesi bozulduğunda hastalık oluşmaktadır. “Pirinç yıkantı suyu “ görünümünde ishal, ishal örneğinde lökosit bulunmaması tipiktir. Escherichia coli ishal etkeni oksidaz negatif basildir. Bacillus cereus olasılıkla merkezi etki ile kusma oluşturur. Kuluçka süresi 1 - 2 saat kadardır. Özellikle pirinçli gıdalarla oluşan besin zehirlenmelerinde etkili olur. Süperantijendir. Doğru cevap: C



9.



Aşağıdakilerden bakterilerden hangisinin yaptığı ishalde dışkıda lökosit görülmez? A) Enteroinvazif Escherichia coli B) Campylobacter jejuni C) Vibrio cholerae D) Shigella flexneri E) Salmonella enteritidis



Sorunun amacı noninvaziv ishal etkenlerinin bilinmnesidir. En meşhur sulu ishal etkenleri V.cholerae ve ETEC’dir.



r



10. Ekzotoksin-A ile insan dokularının onarımında rol alan uzama faktörü-2’yi inhibe ederek uzun süreli doku hasarına yol açan bakteri aşağıdakilerden hangisidir?



İs h al etkenleri İn vaziv ishal etkenleri



- Enteroinvaziv E.coli (laktoz ve indol poz., hareketi i) - Shigella (laktoz neg, hareketsiz, konvülzyon, insan kaynaklı) - Salmonella ( laktoz neg, hareketli, hayvan kaynakl ') - Campylobacter (mikroaerofil, 42 dercede üreme, martı kanadı, tavuk eti) -Yersinia enterocolitica (soğukta üreme, mezenter lenfadenit) - EHEC (kanlı-sulu ishal, HUS, Verositotoksin, Hamburger) - Vibrio parahemoliticus (deniz ürünü, ishal) - Vibrio vulnificus (deniz ürünü, ishal, sepsis, yara enfeksiyonu) - Aeromonas (deniz ürünü, ishal, sepsis) -Plesiomonas (deniz ürünü, ishal, sepsis) - Schistosoma (mansoni/japonicum) - Trichinella spiralis (kas ağrısı, periorbital ödem) - Strongyloides stercoralis (yaygın tutulum, pnomoni eozinofili, AIDS) - Entamoeba histolytica (dışkıda e ritro s it yutmuş tro fo zo it)



A) Pseudomonas aeruginosa B) Proteus mirabilis C) Staphylococcus aureus D) Bordetella pertussis



E) Proteus vulgaris Sorunun amacı ekzotoksinlerin etki mekanizmalarının bilinmesidir. Difteri ve pseudomonas ekzotoksinleri EF-2 inhibisyonu yaparak protein sentezini bozar. Pseudomonas aeruginosa ekzotoksin A protein sentezinin inhibisyonu (EF-2 inhibisyonu, difteri toksisine benzer etki). Staphylococcus aureus süperantijen özelliğinde toksinleri mevcuttur.



ve enterotoksin



Proteus mirabilis, Proteus vulgaris özellikle üriner sistemde enfeksiyon oluştururlar. Üreyi yıkarak alkali idrar oluşumuna ve magnezyum-amonyum fosfat taşları (sütrivit) oluşumuna yol açar. Bordetella pertussis boğmaca etkenidir. Solunum yolları silialı epiteline yapışarak lokal hasar ve toksinleri ile sistemik etki ile hastalık oluşturur. Silialı epitele bağlanmadan filamentöz hemaglütinin ve pertussis toksini sorumludur. Pertussis toksini ADP-ribozun G protein inhibitör bölümüne bağlanarak adenilat siklazın uyarılmasını sağlar. Ayrıca toksinin lenfositoz oluşturma etkisi de vardır. Bu etki lenfositlerin lenfoid dokuya girişini engellemesiyle ilgilidir. Toksin hipoglisemi de oluşturur.



Sulu ishal etkenleri - V.cholera



- ETEC (laktoz-indol pozitif) - EPEC (2-3 hafta ishal) - C.perfringens (et suyu)



Doğru cevap: A



- Bacillus cereus 11. Orak hücreli anemili olan beş yaşındaki hasta ateş, derin kemik ağrısı ve lokal hassasiyet şikayetleriyle geliyor. Laboratuvar testleri sonucunda sağ femurda osteomyelit tespit ediliyor.



- Rotavirus (çocuk ishali, kış) - Norwalk ajanı (erişkin ishali) - Cryptosporidium parvum (EZN+) - Giardia intestinalis (Steathore)



Bu hastada etyolojide en sık rastlanan etken aşağıdakilerden hangisidir?



A ntibiyotik ilişkili ishal etkenleri - Clostridium d iffic ile (sitotoksin) - Clostridium perfringens - S.aureus (yenidoğan)



A) Salmonella typhi B) Haemophilus influenza C) Pseudomonas aeruginosa



Enterik ateş benzeri tablo - Yersinia pseudotuberculosis -Yersinia enterocolitica (mezenter lenfadenit) - Campylobacter



D) Salmonella typhimurium E) Streptococcus pyogenes



Enterik ateş yapanlar - Salmonella typhi/paratyphi



V



Doğru cevap: C



J



Dikkat gerektiren sorulardandır. Orak hücreli anemili hastalarda osteomyelitin en sık etkeni S.aureus’tur. Salmonella enfeksiyonlarından tifo dışı salmonella türlerine yatkınlık artmıştır. Orak hücreli anemi ve diğer hemoglobinopatiler özellikle Staphylococcus aureus , non-typhii Salmonella ya da daha nadir S. pneumoniae ile osteomiyelite yol açarlar.



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



81



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



82



Pseudomonas osteomyeliti sıklıkla ayağın delici yaralarından sonra (ince tabanlı lastik ayakkabı giyenlerde) ya da intravenöz ilaç bağımlılığında oluşur. Haemophilus influenza çocuklarda osteomyelite yol açabilir. Doğru cevap: D



15. Bir balıkçının, tuttuğu balığı çıkarırken eline olta iğnesi battıktan sonra ateşi yükseliyor, iğne batma yerinde ağrı ve hiperemi gözleniyor. Genel durumu ilerleyen günlerde daha da bozulan hastada sepsis gelişiyor. Kan kültüründe gram negatif, laktoz ve oksidaz pozitif, çok hareketli bakteriler belirleniyor. Bu hastada en olası hangisidir?



12. Uzun süreli mekanik ventilasyonda olan ve daha önce antibiyotik tedavisi almış bir hastada gelişen nozokomiyal pnömoniye aşağıdaki bakterilerden hangisinin neden olma olasılığı en yüksektir?



etken aşağıdakilerden



A) Vibrio vulnificus B) Vibrio parahaemolyticus C) Bacillus anthracis



A) Haemophilus influenzae



D) Erysipelothrix rhusiopathiae



B) Proteus vulgaris C) Streptococcus pneumoniae



E) Plesiomonas shigelloides



D) Metisiline duyarlı Staphylococcus aureus (MSSA) E) Pseudomonas aeruginosa P.aeruginosa; yoğun bakım ünitelerinde ventilasyondaki hastalarda, immünsupresyonda, nötropenide, daha önce antibiyotik kullananlarda yamık ünitesinde en sık etken olarak hatırlanmalıdır. Özellikle uzun süreli ventilasyonlarda gelişen pnömonilerde ilk sıralarda anımsanmalıdır. Diğerleri sıklıkla toplum kökenli infeksiyonlara neden olurlar. Doğru cevap: E



13. Aşağıdaki organizmalardan hangisi sadece insan infeksiyonuna neden olur? A) Salmonella typhi C) Salmonella gallinarum



Vibrio parahaemolyticus midye, istiridye başta olmak üzere deniz ürünleriyle bulaşarak gastroenteritlere yol açar. Klinik tabloyu ekzotoksini oluşturur. Aynı zamanda bir hemolizin olan toksin beta hemoliz oluşturur ve bu kökenlere Kanagavva (+) kökenler denir. Bacillus anthracis deride papül, püstül sonrası nekrotik ülser (malign püstül) oluşur. Bu lezyonun ağrısız olması tipiktir. Çevrede belirgin ödem, lenfadenit gelişir. Genelde bakteriyemi olmaz. Kanlı eksudada çok az hücre, birkaç lökosit ve eritrosit ile bol basil bulunur.



B) Salonella enteritidis D) Salmonella pullorum



E) Salmonella typhimurium Sorunun amacı olduğunun ve bilinmesidir.



Vibrio vulnificus Liman vibriosu olarak tanımlanır. Deniz ürünleri temas hikayesi sonrasında sepsis, ishal ve yara enfeksiyonu oluşturabilir. Yara enfeksiyonları oldukça ağrılı ve büllerle karakterizedir. Özellikle kronik karaciğer hastaları ve düşkün hastalarda ortaya çıkar. Gram negatif oksidaz pozitif ve çok hareketli bakteridir.



tifonun sadece insan kaynaklı insanda enfeksiyon yaptığının



S.typhii sadece insanda hastalık oluşturan bir türdür. Diğer salmonella türleri hayvanlarda ve insanda hastalık oluşturma yeteneğindedir. Bu salmonellalar insana sıklıkla hayvansal besinlerle (yumurta) bulaşır. Son yıllarda sürüngenler (su kaplumbağası, iguana, yılan) ile oluşan salgınlar artmaktadır. Doğru cevap: A



Erysipelothrix rhusiopathiae gram (+), pleomorfik, katalaz (-), mikroaerofil, hareketsiz ve H2S (+) (H2S üreten tek gram pozitif bakteridir) bir bakteridir. Domuzlarda sık rastlanır, insanda nadiren etken olarak belirlenir. Kasaplar başta olmak üzere hayvanlarla uğraşanlarda risk fazladır. Deriden bulaş olmaktadır. Erizepeloid (yılancıksı) denilen cilt enfeksiyonu ve bazen sepsis ve endokardit oluşturur. Deride koyu menekşe renkli lezyonları karakteristiktir. Plesiomonas shigelloides karides, midye, istiridye gibi deniz ürünleri ile bulaşır. Şhigellalar ile ortak antijenleri vardır ve ishal etkenidir. Diğer vibriolardan bir uçta bir küme halinde flagellaları (lofotrik) olması ile ayrılır. İnositolllü besiyerlerinde tipik koloniler oluşturarak ürer. Doğru cevap: A



14. Aşağıdaki yapılardan hangisi Shigella cinsi bakterilerde bulunmaz? A) Peptidoglikan tabaka B) Endotoksin C) Ekzotoksin D) Flagella E) Antijeni Sorunun amacı shigellanın hareketsiz olduğunun bilinmesidir.



16. Aşağıdaki bakterilerden pnömonisinin etkenidir?



bakteri



Şhigellalar hareketsiz bakterilerdir. Flagella bakterilerde hareketten sorumlu yapıdır. Şhigellada bulunmaz. Diğer şıklardakiler şhigellanın yapısında bulunabilir. Doğru cevap: D



hangisi



A) Pseudomonas aeruginosa B) A grubu beta hemolitik streptokok C) Pnömokok D) Klebsiella pneumoniae E) Serratia marcescens Direkt ezber sorusudur.



Friedlander



K. pneumoniae pnömonisi (Friedlander prıömonisi): Lober pnömoni oluşturur. Esas olarak alkolik, KOAH’lı, diyabet gibi hastalıkları olanlarda 2 yaşından küçüklerde ve immün yetmezli kişilerde görülür. Aiveollerde nekroz, apse, kavite oluşumu ve kanlı balgam ile seyreder. Kuş üzümü jölesi görünümünde kanlı balgam görülür.



18. Bel ağrısı şikayetiyle başvuran 50 yaşındaki kadın hastada yapılan incelemede vertebral osteomyelit saptanıyor, yapılan kemik biopsisi ve kan kültüründe gram (-), fermantatif oksidaz (-) bakteriler üretiliyor. Laktozu fermante etmeyen hareketli ve H2S (+)’den bu bakteriler en büvük olasılıkla aşağıdakilerden hangisi olabilir?



Pnömokok toplum kaynaklı pnömoninin en sık etkenidir. Lober pnömoni yapar.



A) Pseudomonas aeruginosa



Pseudomonas aeruginosa daha yok alet ilşkili pnömoni etkeni gram negatif nonfermenter basildir.



B) E. coli C) Salmonella enteritidis D) Shigella sonnei E) Aeromonas hydrophilia



Doğru cevap: D



17. Tifoid ateşte görülebilecek en önemli komplikasyon aşağıdakilerden hangisidir? A) Miyokardit B) ileum perforasyon C) Flebit D) Menenjit



Vertebral osteomiyelitte S. aureus yanında ülkemizde Tbc, bruselloz salmonella infeksiyonlarını hatırlamak gerekir. Salmonellalar arasında en sık bu klinik tablolarda S. enteritidis, S. typhimurium karşımıza çıkmaktadır. Özellikle orak hücrelilerde osteomyelit varlığında nontifoidal salmonellalar etken olarak hatırlanmalıdır. Salmonella’nın en önemli özellikleri gram negatif, laktoz negatif, H2S (+) olmasıdır.



E) Artrit Tifoid ateşin en önemli komplikasyonları; gastrointestinal hemoraji (%2-10) ve perforasyondur (%13) ve 2. haftanın sonu ile 3. haftanın başlarında görülürler. İntestinal perforasyon, en önemli ölüm nedenlerinden birisidir. Perforasyon genellikle terminal ileum ve çekumda olur.



“Nonfermentatif gram bakınız.



(-) basiller”



Doğru cevap: C



Doğru cevap: B



r NONFERMENTATİF GRAM NEGATİF ÇOMAK



i OKSİDAZ



/ m



\



\



Acinetobacter spp • Hareketsiz • Kok/kckobasil görünümünde (bazen gram +) • Sulbaktam duyarlı Stenotrophomonas maltophilia • Hareketli • DNAze (+) • Lizin dekarboksilaz (+) • Karbapenem dirençli, Kotrimoksazol duyarlı '



Nonfermentatif gram (-) basiller



Pseudomonas aeruginosa • Yeşil Pigment • Üzüm/çiçek kokusu Diğer Pseudomonaslar Burkhoideria cepacia Chryseobacterium • Sarı pigment • Geç oksidaz (+)



başlıklı



şekile



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



83



19. Hastanede yatmakta olan bir hastanın hemokültüründe gram (-), oksidaz (-) glukoz fermente etmeyen çomaklar ürüyor. Hastanın 5 gündür imipenem kullandığı öğreniliyor. Bu hastada en hangisidir?



olası etken



aşağıdakilerden



A) Pseudomonas aureginosa B) Klebsiella pnemoniae C) Escherichia coli D) Acinetobacter baumanii E) Stenotrophomonas maltophilia Sorunun amacı nonfermenter bakterilerin ayırıcı tanısının yapılmasıdır. Hastanede yatan hastalarda antibiyotik tedavisi altında infeksiyon geliştiğinde öncelikle P.aureginosa düşünülmelidir. Fakat bu bakteri oksidaz (+) olması ile ayrılabilmiştir. Karbapenemlere direnç nedeniyle bu durumda öncelikle Stenotrophomonas düşünülmelidir. A. baumanii böyle bir hastanede önemli bir etken olarak belirlenebilir ve biyokimyasal özellikleri de uyum göstermektedir. Fakat karbapenem kullanım bilgisi nedeniyle stenotrophomonas seçilmelidir. Stenotrophomonas oksidaz (-), hareketli bir bakteridir. Karbapenemlere doğal dirençli iken kotrimaksazol, kloramfenikol siprofloksasine duyarlıdır.



21.



Aşağıdakilerden hastalığıdır?



hangisi



primer



bir



kolon



A) Tifoid ateş B) Giardiyaz C) Şigelloz D) Kolera E) Botulizm Şigelloz kalın barsakta invazyonla karakterizedir. Basili dizanteride denir. Shigella virulansı yüksek bir bakteridir. Gayta yaymasında eritrosit lökosit, görünümüyle karakterize tabloya yol açar., Tifoid ateş peyer plaklarını tutar. İnce barsak hastalığıdır. Giardiazis özellikle duodenumu tutar. Kolera ince barsakları tutar, pirinç suyu şeklinde diyare tipiktir. Botulizm botulismus toksini ile meydana gelir. Clostridium botulinum sebep olur. Doğru cevap: C



22. Besiyerlerinde ürediğinde kırmızı pigment oluşturabilen, hastane enfeksiyonu salgınlarına yol açabilen, gram (-), fermentatif, enterik basil aşağıdakilerden hangisidir?



Doğru cevap: E



A) Pseudomonas aeruginosa B) Providencia 20. İshal yanında ağrılı büllerle karakterize yara infeksiyonu tesbit edilen ve deniz ürünleri yediği öğrenilen bir hastanın mikrobiyolojik analizinde glukozu fermente eden ve oksidaz pozitif gram negatif kıvrık şekilli bakteriler izole edilmiştir. Yukarıda bahsedilen olguda aşağıdaki bakterilerden hangisi en olası etkendir? A) Vibrio cholera B) Vibrio parahemolyticus C) Escherichia coli D) Vibrio vulnificus E) Shigella dysenteria



C) Proteus vulgaris D) Acinetobacter E) Serratia marcescens Sorunun amacı bakterilerin besiyerinde oluşturdukları koloni özelliklerinin bilinmesidir. Besiyerinde kırmızı pigment oluşturabilen hastane enfeksiyonu salgınlarına yol açan gram negatif bakteri serratia marcescens’dir. Koloni yapıları ile ayrım Metalik ro fle ............... ... E.coli



İlk bakışta hepsi de cevap olabilir gibi görünse de deniz ürünü yeme hikayesi öncelikle bize vibrio türlerini düşündürmelidir.



Laktoz (+) koloni.......... ... E.coli



Soruyu mikrobiyolojik analiz ile çözebiliriz. Glukozu fermente eden ve oksidaz pozitif olan grup vibriolardır. Vibrio cholera genellikle su ile bulaşmaktadır. Burada teorik olarak V. vulnificus’un ishal yanında ağrılı büllerle karakterize yara infeksiyonuna neden olduğunu bilmek gerekiyor. Sistemik belirtiler V.vulnifucus’u V. parahemolyticus’tan ayırmamızı sağlar.



Yayılan koloni (swarming) Proteus



E.coli ve shigella ise oksidaz negatif ishal etkenleridir. Doğru cevap: D



Laktoz (-) koloni........... ... Salmonella, Shigella Mukoid koloni (kapsül)...... Klebsiella Kırmızı pigment............ . Serratia Yeşil pigment................ .. Pseudomonas aeruginosa Doğru cevap: E



23. Ateş bulantı, kusma ve kansız ishal şikayeti ile hastaneye getirilen bir hastada dışkı kültürlerinde laktoz pozitif, oksidaz negatif gram negatif çomaklar izole ediliyor. Histolojik değerlendirmede barsak mukozasında mikrovilluslarda bozulma ve inflamasyon saptanıyor. Bu hastada en olası ishal etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Enteroaggregatif Escherichia coli B) Enteropatojenik Escherichia coli C) Enterotoksijenik Escherichia coli D) Enterohemorajik Escherichia coli E) Shigella dysenteria Soru biraz dikkatli okunursa ve bakterilerin adları ile karşılaştırıra bile seçeneklerin çoğunluğu elenebilir. Kansız ishal en önemli klinik bulgudur. Bu bulgu ile Shigella (kanlı ve mukuslu ishal), Enterohemorajik Escherichia coli(kanlı ve sulu ishal) elenebilir. Laktoz pozitif ve oksidaz negatif olması bakterinin Escherichia türlerinden biri olduğunu teyid etmekte ancak çok kritik bilgi değildir. Histolojik bulgu soruda anahtar rol oynamaktadır.



insandan insana bulaşırlar. Bağırsak bakterileri arasında virülansı en yüksek olanıdır. Kuluçka süresi 2-4 gündür. Kana yayılmaz, taşıyıcılık görülmez. Tüm şigellaların oluşturduğu tablo basilli dizanteridir. Kalın bağırsakta invazyonla karakterize bir tablodur. Dışkıda bol lökosit ve eritrosit izlenir. Sereny testi (+) tir. Salmonella enteritidis kanlı mukuslu ishal yapar. Laktoz (-), H2S (+) ve hareketli bakteridir. Salmonella typhi tifo etkenidir. Belirgin tablosu ishal değil kabızlıktır. Escherichia coli ishal etkeni olabilen laktoz (+) hareketli basildir. Aeromonas sulardan bulaşarak ishal yapabilen oksidaz pozitif bakteridir. Doğru cevap: C



Azalmış NaCI emilimi EPEC



Mikrovilluslar kaybı (Malabsorbsiyon)



NaCI



Enteropatojenik Escherichia coli ince bağırsak mukozasına tutunarak, mukozada mikrovilluslarda bozulma oluşturarak etkili olur. İnflamatuvar yanıt oluşturabilir. Gelişmekte olan ülkelerde, infantlarda etkenin alınmasından 2-3 hafta sonra görülen sulu ishale neden olabilmektedir. Uzun süreli ishallere neden olabilmektedir.



Intimin



F-Aktin * l Ca!* Hücre içi kalsiyum konsantrasyonu artışı



Artmış k l sekresyorıu



Enteroaggregatif Escherichia coli bağırsak mukozasına yaygın tutulum, bakterilerin kümeler oluşturarak agregasyon oluşturmaları ile karakterizedir. Uzun süreli ishallere neden olabilmektedir, invazyon-enflamasyon oluşmaz. Kimi kökenler diffüz olarak hücreleri etkileyebilirler (Diffüz agregativ E. coli) (DAEC)



o



r



Intestinal epitelyal hücre



06s319



EPEC’in neden olduğu ishalin patojenik mekanizması



Doğru cevap: B



J 24. Yüksek ateş, ishal yakınmasıyla başvuran 7 yaşındaki hastada dışkı incelemesinde bol lökosit ve eritrositler görülüyor. Dışkı kültüründe laktoz (-), fermentatif, oksidaz (-), hareketsiz gram (-) çomaklar üretiliyor. Bu hastada hangisidir?



en olası



A) Salmonella enteritidis



etken aşağıdakilerden B) Salmonella typhii



C) Shigella flexneri D) Escherichia coli E) Aeromonas Sorunun amacı ishal ayırıcı tanısının yapılmasıdır. Laktoz negatif ishal etkenleri içinde Shigella hareketsiz olmasıyla kolayca tanınabilen ishal etkenidir. Shigella flexneri Türkiyede en sık görülen Shigella türüdür. Laktoz (-),H2S (-), hareketsiz bakterilerdir.



25. Aşağıdakilerden değildir?



hangisi zoonotik enfeksiyon



A) Bruselloz



B) Tifo



C) Şarbon



D) Veba E) Leptospiroz



Sorunun amacı enfeksiyon etkenlerinin kaynaklarının bilinmesidir. Tifo etkeni olan salmonella typhi özellikle insanlarda hastalık yapar. Brusella, hayvanlardan bulaşır. Etkeni B. abortusdur. Özellikle brusellozisli hastalarda taze peynir hikayesi veya hayvancılıkla uğraşma bulunur. Veba, fare, çakal, kurt gibi hayvanlardan bulaşır.



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



85



86



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



Leptospiralar da yine kenelerden bulaşan birzoonozdur. Şarbon etkeni bacillus anthracis’tir. Özellikle hayvanlardan bulaşan bir zoonozdur. Spor oluşturabilirler. B. anthracıs şarbon etkeni iken B. cereus daha çok besin zehirlenmelerine yol açar. Doğru cevap: B



26. Üriner sistem infeksiyonlarında en sık etken mikroorganizma aşağıdakilerden hangisidir?



üreaz (+) olması ile ayrılabilir. Pek çok klinik tablo ile ilişkisi ileri sürülmüş olsa da günümüzde antral gastrit, mide ülseri, mide kanseri ve MALToma’nın etkeni olduğu kesin olarak kabul görmüştür. Campylobacter jejuni Kıvrık, spiral şeklinde, boyalı preparatlarda “martı kanadı, spiral şekilli, tek kıvrımlı” görünümünde, hızlı, tirbüşon gibi hareketli, mikroaerofil (% 5 - 1 0 oksijen) ortamda üreyebilen, bazıları termofil (C. jejuni 42 °C'de iyi üreyen) bakterilerdir. Tavuk kaynaklı ishal etkenidir. Escherichia coli laktoz pozitif gram negatif basildir.



A) Enterokok B) Staphylococcus saphrophyticus



Spiriilum minör fare ısırığı hastalığı etkenidir.



C) Escherichia coli



Vibrio cholerae kolera etkeni oksidaz pozitif gram negatif basildir.



D) Staphylococcus aureus E) D-grubu streptokok



Doğru cevap: B



D ir e k t e z b e r s o r u s u d u r .



Üriner sistemde hem hastane kökenli hem toplum kökenli tüm yaş gruplarında izole edilen en sık enfeksiyoz ajan E. coli dir. Staphylococcus saphrophyticus özellikle genç bayanlarda idrar yolu enfeksiyonu yapan katalaz pozitif koagülaz negatif gram pozitif koktur. Staphylococcus aureus nadiren idrar yolu enfeksiyonu yapabilir.



Koloni yapıları ile ayrım



f



]



es H. pylorinin virulansında fla g e lla la rı ve ü r e a z enzimi önemli rol oynamaktadır. Üreaz tanıda da çok değerli bir te s ttir. Altın te s t kültür ancak %15 p ozitif saptanır.



J



28. Escherichia coli ile Vibrio cholerae’nın ayrımı için en basit test aşağıdakilerden hangisidir?



Enterokok D-grubu streptokok idrar yolu enfeksiyonu yapabilen katalaz negatif gram pozitif koklardır.



A) Oksidaz



B) Katalaz



C) Kanlı ağar



D) Glikoz



Doğru cevap: C



E) Gram boyama S o r u n u n a m a c ı is h a l y a p a b ile n b a k t e r ile r in e n b a s it



27.



A ktif kronik gastritli hastaların gastrik antral epitel yüzeyinde görülen, tek tarafta yumak şeklinde polar flajelleri bulunan, mikroaerofilik, dokuda kıvrık, kültürde çomak ya da U şekilli olan mikroorganizma aşağıdakilerden hangisidir? A) Campylobacter jejuni B) Helicobacter pylori



E) Vibrio cholerae S o ru n u n



am acı



g a s t r it le



E. coli ile V. cholerae arasındaki en basit ayırım oksidaz pozitifliğidir. Vibrio cholerae oksidaz pozitif, glukozu fermente eden, çok hareketli, alkali ortamlarda iyi üreyen, hafif kıvrık Gram (-) bir çomakdır. Kolera etkenidir. E. coli ise bağırsakta bulunan en yoğun aerob bakteridir. Hareketli, laktoz ve indol pozitif, oksidaz negatif bir bakteridir.



C) Escherichia coli D) Spiriilum minör



m id e m u k u s



a y ı r ı m t e s t le r in in b ilin m e s id ir .



d ir e k t



iliş k is i



s a p ta n m ış



t a b a k a s ı a ltı n d a y a ş a y a b ile n



Doğru cevap: A



h a r e k e t li



b a k t e r in in b ilin m e s id ir . 29.



Helicobacter pylori midede mukus tabakası altında, hücre yüzeyinde bulunan, bir uçtaki kirpiğiyle hareketli bir bakteridir. Üreaz ve hareketi önemli virülans faktörleridir. Hücre duvarı ve porinleri yanında fosfolipaz, proteaz ve özellikle üreaz enzimi ile mide asiditesinden korunduğu ve hastalık oluşturduğu düşünülür. Virülansın “cag A” ve Vac A geni ile kodlandığı düşünülmektedir Şekil ve yapı özellikleri Campylobacter cinsine benzer. Nitratı redükte etmemesi ve sefalotine duyarlı bulunması,



Uyumlu klinik ve tam idrar bulguları varlığında, idrar kültüründe belirlenmesi halinde koloni sayımı gözetilmeksizin patojen kabul edilen bakteri hangisidir? A) Escherichia coli B) Proteus mirabilis C) Klebsiella pneumoniae D) Staphylococcus aureus E) Serratia marcescens



İdrar kültürü eğer tekniğine uygun alınmış ve kültürde proteus mirabilis üremiş ise bu, hastada tedaviye başlama gerekliliğini gösterir. Koloni sayısı diğer bakterilerde önemli olmakla birlikte proteus enfeksiyonlarında koloni sayısı gözetilmeksizin patojen kabul edilir.



Salmonella ve Shigella'm n önem li ö zellik le rin in karşılaştırılması



Özellikler



Shigella



Salmonella typhii dışı Salmonellalar



S. typhii



İnsan



Hayvanlar



İnsan



Düşük



Yüksek



Yüksek



Rezervuar



Doğru cevap: B



30. Salmonella ve Shigella’yı diğer gram (-) enterik basillerden ayıran en önemli özellik hangisidir? A) Laktozu fermente etmemeleri B) H2S üretmeleri C) Hareketsiz olmaları D) Koloni morfolojileri E) Üreyi parçalamaları



Enfeksiyon dozu (ID50) Diyare



Evet



Evet



Hayır



Kan dolaşımı invazyonu



Hayır



Evet



Evet



Kronik taşıyıcılık



Hayır



Nadiren



Evet



Laktoz fermentasyonu



Hayır



Hayır



Hayır



Hayır Hayır



Evet



Evet



Aşı



Hayır



Evet



Hareket



Hayır



Evet



Evet



H,S üretimi



S o r u n u n a m a c ı is h a l y a p a n b a k t e r ile r in t e m e l a y ır ım



_



k r it e r l e r in in b ilin m e s id ir .



Salmonella ve Shigella’yı diğer enterik basillerden ayıran en önemli özellik laktozu fermente etmemeleridir. Ayrıca salmonella hareketli, H2S(+) iken Shigella hareketsiz ve H2S(-)’dir. “ G ra m



(-)



çom ak



id e n tifik a s y o n u ”



başlıklı



31. Aşağıdaki organizmalardan hangi ikisi neonatal menenjitin başlıca etkenleridir? A) Escherichia coli K1 ve S.pneumoniae B) Listeria monocytogenes ve Haemophilus influenzae C) Neisseria meningitidis ve Streptococcus agalactiae D) Escherichia coli K1 ve grup B streptokoklar



şekile



bakınız. Doğru cevap: A



E) Listeria monocytogenes ve Escherichia coli 0157:H7 r



GRAM NEGATİF ÇOMAK



\



t



* Oksidaz pozitif



Oksidaz negatif • ENTEROBACTERİACEA (Fermentatif) - E. coli (Laktoz, indol (+), metalik refle) - Salmonella (Laktoz negatif, H2S (+), hareketli) - Shigella (laktoz negatif, H2S (-), hareketsiz) - Klebsiella (kapsüllü, hareketsiz) - Proteus (Laktoz neg, üreaz (+), svvarming) - Serratia (kırmızı, dezenfektan direnci) • ACİNETOBACTER BAUMANİİ - Non-fermentatif, hareketsiz, kokobasil, SAM'a duyarlı



• PSEUDOMONAS AERUGİNOSA - Non-fermentatif, mavi - yeşil pigment, yanık, kistik fibrozis, otitis eksterna, lens keratiti, ventilasyon pnomoni • BURKHOLDERIA CEPACIA ■Kistik Fibrozis terminal dönem • CAMPYLOBACTERJEJUNİ Mikroaerofil, 42 °C de üreme, bakteri filtresi ile tanı, Martı kanadı, ishal, tavuk, guillain-barre snd • HELİCOBACTER PYLORİ (üreaz)



• STENOTROPHOMONAS MALTOPHİLA - Non-fermentatif, hareketli, imipeneme dirençli, TMP-SXT duyarlı



Gram (-) çomak identifikasyonu



Vibrio I Halofil, Aeromonas deniz ürünleri Plesiomonas ishal



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



87



Direkt ezber sorusudur.



P seudo m onas



Yenidoğan menenjitlerinin en sık üç etkeni sırasıyla; Grup B streptokok (S.agalactiae), E.coli ve Listeria monocytogenes’dir.



aeruginosa



besiyerinde



mavi



yeşil



pigment oluşturur. Doğru cevap: C



Doğru cevap: D 34. Tifo basilinin hastalık yapma yeteneği aşağıdaki antijenlerden hangisi ile ilgilidir? 32. Salmonella’yı Shiaella’dan avıran en temel özellik aşağıdakiierden hangisidir?



A) Vi antijeni



B) H antijeni



C) O antijeni A) Gram boyama



B) Motilite



C) Kapsül varlığı



D) M proteini E) A proteini



D) Laktoz fermentasyonu E) Oksidaz testi



Sorunun amacı ishal yapan bakterilerin temel ayırım kriterlerinin bilinmesidir. Her iki bakteride ishal yapabilen oksidaz, laktoz negatif gram negatif basillerdir. En önemli ayırımları Salmonella hareketli ve H2S(+) iken Shigella hareketsiz ve H2 S(-)’dir.



Sorunun amacı tifoda virülanstan sorumlu antijenin bilinmesidir. Vi antijeni polisakkarit yapıda bir yüzey antijenidir. Virülansla ilişkili antijendir. Önemli bir nokta O antijenlerini örterek serotiplemeye engel olmasıdır. Ancak ısıtılarak tekrarlandığında aglütinasyon belirlenebilir. Vi antijenine karşı antikorlar portörlük açısından faydalıdır.



Doğru cevap: B



O somatik antijenleri lipopolisakkarit yapısındadır. Bu antijene karşı hastalığın erken-aktif döneminde IgM tipinde antikorlar oluşur.



33. Kültürlerinde kanlı ağarda “ Svvarming hareketi” yapan bakteri aşağıdakiierden hangisidir?



H kirpik antijenleri protein yapısındadır ve ısıya duyarlıdır. Buna karşı oluşan antikorlar IgG tipindedir ve genellikle geçirilmiş hastalığı gösterir.



A) Klebsiella pneumoniae B) Serratia marcesens



Doğru cevap: A



C) Proteus D) Escherichia coli E) Pseudomonas aeruginosa



35. Salmonella typhii enfeksiyonunda sıklıkla saptanan bulgu aşağıdakiierden hangisidir?



Sorunun amacı bakterilerin besiyerinde oluşturdukları koloni özelliklerinin bilinmesidir.



A) Taşikardi C) Lenfositoz



Proteus çok hareketli bir bakteridir. Kültürlerinde swarming denilen dalgalanmalar (buğu hareketi) yapar.



B) Lökopeni D) Hipobilirubinemi



E) Transaminazlarda düşme Tifoda en önemli klinik bulgular; ateş, diskordans (rölatif bradikardi), splenomegali, taş rose denilen döküntüler, şuur bozukluklarıdır. Sıklıkla kabızlıkla nadiren ishal tabloya eşlik eder. Anemi, trombositopeni ve lökopeni olması önemlidir. Doğru cevap: B



36. Kolerada aşağıdakiierden hangisi görülmez? A) Kusma



B) Konvülsiyon



C) Hipoglisemi



D) Diyare E) Gaytada lökosit



E. coli besiyerinde metalik refle verir. B. anthracis kültürde caput medusa oluşturur. Serratia marcesens oluşturur. Klebsiella yapar.



besiyerinde



kırmızı



pigment



pneumoniae besiyerinde mukoid koloni



Sorunun amacı koleranın noninvaziv ishal yaptığının bilinmesidir. Kolerada; •



Ani başlayan bulantı-kusma ile birlikte diyare vardır







Gayta bol sulu pirinç suyu şeklinde tarif edilir







Gaytada eritrosit ve lökosit bulunmaz







Kanlı ağara ekildiğinde saç büküntüsü şeklini alır. Bunlara kossel büküntüleri adı verilir







TCBS besiyerinde sarı koloniler oluşturur







Hipoglisemi ve konvülsiyon kötü prognoz belirtile­



40. Aşağıdakilerden hangisi Pseudomonas aeruginosa’ya ait bir toksin değildir? A) Ekzotoksin A C) Kollajenaz



ridir Doğru cevap: E



B) Elastaz D) Fosfolipaz C E) Hyaluronidaz



Hyaluronidaz stafilokoklar tarafından üretilen enzimdir.



37. Aşağıdaki Shigella türlerinden hangisi nörotoksin salgılar? A) Shigella dysenteriae



B) Shigella flexneri



C) Shigella boydii



D) Shigella sonnei



Pseudomonas aeruginosa’nın ürettiği toksinler arasında ekzotoksin A, proteazlar, lökosidin, fosfolipaz C, elastaz ve kollajenaz vardır. Hyaluronidaz stafilokoklar, clostridium, streptokoklar ve pnömokoklar tarafından üretilen bir enzimdir.



E) Grup D shigella Pseudomonasların virü la n s fa k tö rle ri Shigellalar somatik O antijenindeki değişiklerle 4 gruba ayrılır. Grup A, Shigella dysenteriae’nın tip 1’i enterotoksin ve nörotoksin özelliği gösteren bir toksin salgılar.



Viriilans faktörü



Biyolojik etkileri



Pili



Epitete yapışma



Doğru cevap: A



Kapsül



Epitele yapışma (özellikle kistik fibrozis), fagositozun önlenmesi



38. Aşağıdakilerden hangisi Vibrio cholerae’yı enterik bakterilerden ayıran bir özelliktir?



Endotoksin



Sepsis



A) Glukoz fermentasyonu B) Mannoz fermentasyonu C) İndol üretimi D) Oksidaz pozitifliği E) Üreaz etkinliği Sorunun amacı ishal ayırıcı tanısı yapılırken V. choleranın oksidaz pozitif ishal etkeni olduğunun bilinmesidir. Vibrio cholerae biokimyasal olarak enterik bakterilere benzemekle birlikte oksidaz pozitifdir ve en iyi pH 9,0-9,5’da ürer. Yeteri kadar triptofan ve nitrat bulunan peptonlu besiyerde indol üretir ve nitratı indirger. Sülfirik asit eklenmesi ile kırmızı bir renk oluşur (kolera kırmızısı testi). Glukoz bu reaksiyonu engeller. Vibrioların tanınmasında anahtar test oksidaz pozitifliğidir. Doğru cevap: D 39. Aşağıdakilerden hangisi fırsatçı bir Gram (-) bakteri değildir? A) Escherichia coli



B) Shigella



C) Klebsiella



D) Serratia E) Proteus



Shigella normal patojendir.



flora



üyesi



olmadığından



primer



Fırsatçı gram (-) bakteriler normal florada bulunan enterik bakterilerdir. Konakçının immün sistemi baskılanmadığı sürece patojen değildirler. Çoğunlukla hastane enfeksiyonu şeklinde görülürler. İdrar yolu enfeksiyonu, yara enfeksiyonu, pnömoni, menenjit, septisemi ve gastrointestinal bozukluklara yol açabilirler. “Enterobactericea” başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: B



Ekzotoksin A



Protein sentezinin inhibisyonu (EF-2 inhibisyonu, d ifteri toksisine benzer etki) pulmoner enfeksiyon, yanık enfek, korneat ülser



Ekzoenzim S



Protein sentezinin inhibisyonu



Elastaz



Vasküler doku hasarı (ektima gangrenosum etkeni)



Alkalin proteaz



Doku hasarı



Fosfolipaz C



Doku hasarı



Lökosidin



Lökositlerin inhibisyonu



Doğru cevap: E



41. Travma nedeniyle 25 gündür Yoğun Bakım Ünitesi’nde yatan ve ventilatöre bağlı olan hastada pnömoni gelişiyor. Alınan endotrakeal aspiratta bol Gram (-) çomaklar görülüyor, kültürde yoğun nonfermentatif, oksidaz (-), hareketsiz Gram( -) çomaklar ürüyor. Yukarıda tanımlanan hastada en olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Acinetobacter baumannii B) Stenotrophomonas maltophilia C) Pseudomonas aeruginosa D) Klebsiella spp. E) Serratia marcessens Sorunun amacı nonfermenter bakterilerin tanısının bilinmesidir.



ayırıcı



Acinetobacter baumanni nonfermentatif, oksidaz (), hareketsiz gram ( - ) önemli hastane enfeksiyonu etkenidir.



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



89



r



~\



Stenotrophomonas maltophilia nonfermentatif, oksidaz (-), hareketli gram (-) basildir.



Pseudomonas aeruginosa •



Gram(-), küçük, polar fla je lli, çok hareketli bir çomaktır







Zorunlu aerobtur







Oksidaz (+)’tir







Kollagenaz ve elastaz (+)’tir. Elastaz IgA, IgG ve kompleman birim lerini parçalar



Pseudomonas aeruginosa nonfermentatif, oksidaz (+) gram (-) basildir. Doğru cevap: A



42. Malign otitis eksternanın aşağıdakilerden hangisidir?



etkeni



bakteri



A) S. aureus B) E. coli C ) P. aureginosa D) Enterokok E) S. pyogenes Malign otitis eksterna diabetik hastalarda gelişen hızlı, destrüktif tarzda ilerleyen ağır bir kulak infeksiyonudur. Etken P. aureginosa’dır. Otitis externaya en sık neden olan mantar etkeni aspergillustur. •







Glukozu fermente etmez







Pyosiyanin (+)’dir







Mavi-yeşil püy oluşumu karakteristiktir







Ekzotoksin A EF-2’yi inhibe eder







Dış ortam koşullarına, dezenfektanlara ve antibiyotiklere çok dirençlidirler.







Sağlıklı insanlarda hastalık oluşturmaz.







Yüzücülerde en sık external otit sebebidir (Svvimmer’s ear)







Ayaktaki ostekondritin en sık sebebidir







Malign external otitin en sık sebebidir.







Kontakt lens kullananlarda en sık keratit nedenidir







Yanık hastalarında önemli bir sepsis etkenidir, en önemli ve en sık yanık yarası enfeksiyonu sebebidir







Kistik fibrozis hastalarında en sık akciğer enfeksiyonu etkenidir



P. aureginosa non-formentatif, oksidaz (+)’tir.







Eksternal otitin en sık sebebidir







Alginat yapısında kapsül içerir







Kistik fibrozis hastalarında en sık sinüzit etkenidir







Ekzotoksin A, difteri toksini gibi EF-2’yi inhibe eder.







En sık nozokomial pnömoni etkenidir







Nekrotizan alveolitin en sık sebebidir







Prognozu en kötü sepsis etkenidir.



Doğru cevap: C







En e tkili penisilin tikarsilindir







En e tkili sefalosporin seftazidimdir ID:06i054



43. Yoğun Bakım Ünitesinde yatmakta olan bir hastada sepsis kliniği gelişiyor, alınan hemokültürlerinde nonfermentatif, oksidaz (+), yeşil pigment yapan bir gram (-) çomak üretiliyor. Bu hastada hangisidir?



en olası



etken



A) Escherichia coli C) Pseudomonas aeruginosa



aşağıdakilerden



B) Acinetobacter D) Klebsiella



E) Aeromonas P. aeruginosa nonfermenter oksidaz pozitif bakteridir. En belirgin özelliği oluşturduğu mavi-yeşil pigmenttir (pyosiyanin) ve bu pigment P. aeruginosa’ya özgüdür. Besiyerinde ürerken oluşan aminoasetofenona bağlı olarak meyve kokusu tipiktir. Aynı şekilde besiyerlerinde oluşan pigment de oldukça uyarıcıdır. Kanlı ağarda beta hemoliz oluşturur. Bazı suşlaralginat yapısında kapsül ve buna bağlı mukoid koloniler oluştururlar. Bu suşlar kistik fibroz, bronşektazi hastalarında sıklıkla hastalık etkeni olarak belirlenir, eradikasyon çok güçtür. Ekzotoksin A protein sentezini tıpkı difteri toksini gibi elongasyon faktör - 2 inhibisyonu ile engelleyerek etkili olur. Çevrede, suda hatta dezenfektanlar içinde bile üreyebildiği için hastane ortamında kolayca yerleşebilir. Antibiyotik direnci de önemli bir özelliğidir. Bu nedenlerle önemli bir hastane infeksiyonu etkenidir. Özellikle nötropenik, kateteri olan, ventilasyon uygulanan hastalarda önemli etkendir. Prognozu en kötü sepsis etkenidir. Doğru cevap: C



45. Hastanede yatan diabetli hastada kanlı balgam, ateş ve göğüs ağrısı gelişiyor. Balgam kültüründe gram (-), kapsüllü, laktoz pozitif hareketsiz mikroorganizmalar görülüyor. Bu hastada hangisidir?



en olası



etken



aşağıdakilerden



A) Proteus mirabilis B) Klebsiella pneumoniae C) Pseudomonas aeuroginosa D) Enterobacter E) Proteus vulgaris Klebsiella kapsüllü, hareketsiz gram negatif basildir. Çoğu Mac Conkey besiyerinde mukoid koloniler oluşturarak ürer. En önemli tür K.pneumoniae'dir. Bu bakteri Friedlander basili olarak da anılır. Özellikle alkoliklerde ve diyabetiklerde pnömoni oluşturabilir. Ampiyem ve apse gelişimi sıktır ve ağır seyreder. Klebsiella türleri üst solunum yolu içeriğinin aspire edilmesi nedeni ile akut, hemorajik, nekrotizan, kaviteleşmeye ve apseleşmeye eğilimli, kanlı balgama yol açan, ağır seyirli, %60-80 mortaliteli lober pnömoniye (Friedlander pnomonisi) yol açarlar. Ayrıca bu bakteri önemli bir hastane enfeksiyonu etkenidir ve özellikle yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde salgınlar oluşturur. Pseudomonas aeuroginosa hastane kaynaklı pnömoni yapabilen nonfermenter oksidaz pozitif basildir. Proteus mirabilis, Proteus vulgaris, Enterobacter idrar yolu enfeksiyonu yapar. Doğru cevap: B



44. Tularemide ilk seçilecek ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Streptomisin B) Sefoksitin C) Sefazolin



46. Yüzde 50 infektif dozu (ID50) en düşük olan bakteri aşağıdakilerden hangisidir? A) Shigella sonnei C) Salmonella typhi



E) Brucella



D) Ampisilin E) Penisilin G Sorunun amacı tülaremi tedavisinde beta laktam grubu ilaçların yararsız olduğunun bilinmesidir. Tülareminin bütün klinik formlarının klasik tedavisinde ilk seçenek ilaç streptomisindir. Streptomisin yan etkileri sebebiyle günümüzde pek tercih edilmediğinden günümüzde ilk seçenek antibiyotik gentamisin olmuştur. Florokinolonların invitro bakterisidal etkisi oldukça iyidir. Doksisiklinde fare modellerinde bakterisidal etki gösterir. F.tularensis kökenleri betalaktamaz ürettikleri için penisilin ve sefalosporinler tedavide etkisizdir. Doğru cevap: A



B) Vibrio cholera D) Campylobacter jejuni



Sorunun amacı shigellanın virülansı en yüksek ishal etkeni olduğunun bilinmesidir. Shigellaiar enterik bakteriler içinde en etkin patojenlerdir. 100 kadar mikroorganizmanın alınması hastalığa neden olabilir. Salmonella ve Vibriolar için bu rakam en az 100.000’dir. Doğru cevap: A



47. Enterobakterilerin antijenik yapılarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) O somatik antijeni alkol ve ısıya dayanıklı değildir. B) H antijeni flajele yerleşmiştir ve bu antijen bakterilerce yapılabilir. C) K antijeni bakterinin virulansını sağlar. D) K antijeni bazılarında O antijeninin dışında yer alır. E) GIS ve üriner sistem epiteline tutunmada E. colinin K antijeni rol oynar.



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



91



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



92



Soru aslında yanıtlanabilir.



mikrobiyoloji



bilgisiyle



O somatik antijeni polisakkarit yapıda olduğu için ısıya dayanıklıdır. H antijeni hareketten sorumlu bakterilerin çoğunda bulunur.



antijendir.



50. Aşağıdaki etkenlerden hangisinin yaptığı ishalde gaytada lökosit görülür? A) Campylobacter jejuni C) Staphylococcus aureus



Sorunun amacı invaziv ishal etkenlerinin bilinmesidir.



A



Campylobacter jejuni dışkıda lökosit ve eritrosit ile karakterize invaziv ishal etkenidir. Diğer seçenekler toksinleri ile ishal yaparlar ve gaytada lökosit görülmez. D o ğ ru cevap:



48. Enterobacteriaceaeailesinde ver almayan bakteri aşağıdakilerden hangisidir? A) Campylobacter



B) Citrobacter



C) Morganella



D) Providencia E) Serratia



Campylobacter enterobacteriaceae ailesinde bulunmaz. Oksidaz pozitif olası ile bu aileden ayrılır. Enterobacteriaceae ailesinde Citrobacter, Enterobacter, Escherichia, Klebsiella, Morganella, Proteus, Providencia, Salmonella, Serratia ve Shigella bulunur. D o ğ ru cevap:



B) Rotavirus D) ETEC



E) Vibrio cholera



Enterik



Kapsül antijeni bakterinin adezyonu yanında virülansında da önemli rol oynar. S.typhii kapsül antijeni bazen O antijeninin üstünü örterek serotiplendirmeye engel olabilir. Bu durumda serum ısıtılarak test tekrar edilir. D o ğ ru cevap:



t



temel



51. Onaltı yaşındaki bayan hasta sık ve ağrılı idrar yapma şikayeti ile başvuruyor. İdrar kültürüne 100.000 E. coli ve 1000 Staphylococcus epidermidis ürüyor. Bu hastaya en uvaun yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir? A) Staphylococcus epidermidis için tekrar kültür B) Takip C) Staphylococcus epidermidis için tedavi D) Eschericria coli için tedavi E) Sistoskopi İdrar yolu enfeksiyonlarının tanısında kültür sonucu kantitatif olarak değerlendirilir ve belli sayıda bakteri olması tedavi gerektirir.



A



49. Shigella cinsi bakterilerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



A



olarak



A) Sporsuz ve kapsülsüzdür. B) Hareketsizdir. C) Gram (-) boyanırlar. D) Aerob ve fakültatif anaerobdurlar. E) Shigella enfeksiyonları daima GIS’te sınırlı kalmayıp sıklıkla kan dolaşımına da geçerler.



E. coli hem hastane içi hem hastane dışında en sık üriner sistem enfeksiyonu sebebidir. Semptomatik hastada E.coli için 100.000/mL’den fazla organizma idrar yolu enfeksiyonunu gösterir. Normal yolla alınan idrarda Staphylococcus epidermidis ve diğer üretral flora kontaminasyonu normal sayılır. Periüretral bölgenin dikkatli temizliği ve orta idrarın alınması kontaminasyon miktarını azaltır. Bu yöntem, iatrojenik enfeksiyon riski bulunduğundan kateterizasyona tercih edilir. Tedavi, üriner enfeksiyonun etkenine (soruda E.coli) yönelik olmalıdır.



Shigella bakterileri kana yayılmaz ve kronik taşıyıcılığı görülmez.



D o ğ ru cevap:



Shigella laktoz (-), H2S (-), hareketsiz bakterilerdir. S.sonnei laktozu geç fermentleyebilmesi, indol oluşturabilmesi, ornitin dekarboksilaz (+) olması, bomba koloniler oluşturması ile diğerlerinden farklılıklar gösterir.



52. Rickettsialar ile ortak antjeni olan ve Weil-Felix reaksiyonunda antijen olarak kullanılan bakteri aşağıdakilerden hangisidir?



insandan insana bulaşırlar. Bağırsak bakterileri arasında virülansı en yüksek olanıdır. Kuluçka süresi 2-4 gündür. Kana yayılmaz, taşıyıcılık görülmez. Tüm şigellaların oluşturduğu tablo basilli dizanteridir. Kalın bağırsakta invazyonla karakterize bir tablodur. Dışkıda bol lökosit ve eritrosit izlenir. Sereny testi (+) tir. Doğru cevap: E



D



A) Escherichia coli B) Shigella flexneri C) Staphylococcus aureus D) Proteus vulgaris E) Streptococcus pyogenes P.vulgaris O (0X2, 0X19, Oxk) antijenleri ile riketsiya antijenleri çapraz reaksiyon verdiklerinden serolojik tanıda kullanılırlar (Weil - Felix aglütinasyon deneyi). Doğru cevap: D



>



SOLUNUM YOLUYLA İLGİLİ GRAM NEGATİF ÇUBUKLAR s_____________________________________________ 1.



Kalp yetersizliği nedeni ile hastanede yatan bir hastada, yatışının 7, günü ateş, yan ağırısı, dispne ve kanlı balgam yakınmaları ortaya çıkıyor Balgamı kuş üzümü jölesi görünümünde olan hastanın balgam ve kan kültürlerinde gram negatif, hareketsiz, laktozu fermente eden ve EMB besiyerinde aerop koşullarda M koloniler oluşturan bir basil üretiliyor. Bu hastada hangisidir?



en



olası



etken



aşağıdakileden



A) Streptococcus pneumoniae B) Escherichia coli C) Bacteroides fragilis D) Haemophilus influenzae E) Klebsiella pneumoniae Klebsiella pneumoniae gram negatif hareketsiz basildir. IMVİC (--++) basillerdir. Hiçbiri H2S yapmaz. M koloni oluştururlar. Laktozu fermente eder. K. pneumoniae, normal populasyonun %5’nin üst solunum yolları ve gaytasından izole edilebilir. Nozokomiyal ve fırsatçı enfeksiyonlara yol açarlar. Geniş polisakkarit kapsülü en önemli virulans faktörüdür, fagositozdan korur , tiplendirilmesini sağlar . Kapsüllü tiplerden 1 ve 2 şiddetli bir pnömoni etkenidirler. Klebsiella barsaklarda kolonize olur. Nadiren barsak hastalığına neden olurlar. Hastane dışı enfeksiyon şeklinde de gelişebilir. Tedavide kinolonlar, aminoglikozitler ve karbapenemler kullanılabilir. K. pneumoniae pnömonisi (Friedlander pnömonisi): Lober pnömoni oluşturur. Esas olarak alkolik, KOAH’lı, diyabet gibi hastalıkları olanlarda 2 yaşından küçüklerde ve immün yetmezli kişilerde görülür, infekte oroforingeal sekrosyonların aspirasyonu ile oluşur. Klinik olarak pnömokoksik pnömoniden ayırdedilemez. Lezyon sıklıkla sağ üst lobdadır, tedavi edilmezse diğer loblara yayılır. Alveollerde nekroz, apse, kavite oluşumu ve kanlı balgam ile seyreder. Kuş üzümü jölesi görünümünde kanlı balgam görülür. Akciğer apsesi ampiyem ve nekrotik lezyon riski daha yüksektir pnömokoksik pnömoniye göre çok daha sıktır. K. pneumoniae katateri olanlarda idrar yolu enfeksiyonu, yara enfeksiyonu ve bakteriyemiye yol açar.



bakteriden kolayca ayırt edilebilir. Endotoksini ve daha da önemlisi kapsülü, en önde gelen virülans faktörleridir. Yoğun bakım ünitelerinde, özellikle de ventilatör tedavisi altındaki hastalarda akut alt solunum yolu infeksiyonlarına (Friedlander pnömonisi) neden olur. Hemorajik, nekrotizan, kaviteleşmeye ve apseleşmeye eğilimli, ağır seyirli bir lober pnömoni tablosudur. Kanlı, kiremit renkli balgam tipiktir. Diğer gram negatif bakteri nedenli pnömonilere göre mortalitesi oldukça yüksektir (%60-80). Bu tablonun görüldüğü hasta­ larda çoğunlukla patolojinin gelişmesini kolaylaştıran, altta yatan ağır primer bir hastalık, ileri yaş ve diyabet gibi başka risk faktörleri de bulunur. Benzer tablolar hastane dışında da gelişebilir. Özellikle alkoliklerde, diyabetiklerde, KOAH’lılarda, iki yaşın altıdaki çocuklarda ve immün yetmezliği olanlarda üst solunum yolu içeriğinin aspire edilmesi ile hastane dışında da şiddetli lober pnömoni tablolarına yol açabilir. Diğer seçeneklerde verilen etkenler hem mikrobiyolojik ola­ rak, hem de neden oldukları klinik özellikler açısından soruda aranan özelliklere uymamaktadır; örneğin Escherichia coli ve Pseudomonas aeruginosa hareketlidir, Nocardia asteroides ve Staphylococcus aureus gram pozitiftir. D o ğ ru cevap:



3.



B



Ateş, nefes darlığı şikâyetleriyle başvuran 4 yaşındaki bir çocukta klinik olarak epiglottit düşünülmektedir. Bu hastaya yaklaşımda aşağıdakilerden hangisi uygun değildir? A) Etken hemokültür ile büyük olasılıkla gösterilebilir B) En olası etken Haemophilus influenzae tip b’dir C) Acil tedavi gerektiren akut bir tablodur D) Tedavide antibiyoterapi ve destek tedavisi uygulanır E) Boğaz kültürü tanıda mutlak gerekli bir uygulamadır



Epiglottit çocuklarda krup (trakeobronşit) ile karışabilen bir klinik tablodur. Akut, ani başlayan ve hızlı ilerleyen tablo olması nedeniyle hızla tanı ve tedavi girişimleri uygulanmalıdır. En olası etken H.influenza tipB’dir. Etkeni özellikle hemokültürde göstermek başarılıdır (%90). Boğaz kültürü uygulaması asfiksi riski nedeniyle kontraendikedir. Doğru cevap: E



Doğru cevap: E



2. Ventilatör tedavisi altındaki yoğun bakım hastalarında, alkoliklerde ve kronik obstüktif akciğer hastalığı olanlarda apse formunda kaviter lezyonlarla seyreden çok ağır pnömoni tablolarından sorumlu gram negatif, laktoz pozitif, kapsüllü ve hareketsiz bakteri aşağıdakilerden hangisidir? A) Escherichia coli B) Klebsiella pneumoniae C) Nocardia asteroides D) Pseudomonas aeruginosa E) Staphylococcus aureus Klebsiella pneumoniae; normal barsak ve üst solunum yolu florasında bulunan bir Enterobacteriaceae üyesidir. Gastrointestinal sistem dışı bölgelerde fırsatçı infeksiyonlara neden olur. Hareketsiz ve laktoz pozitif olmaları ile çoğu enterik



4.



BOS’dan izole edilen Gram (-) bir bakteri, zenginleştirilmiş çikolata ağarında ürediği halde, kanlı ağarda yalnızca Stafilokok kolonilerinin yanında üreyebiliyor. Bu organizma aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Neisseria meningitidis B) Neisseria gonorrhoeae C) Hemophilus influenzae D) Streptococcus pneumoniae E) Listeria monocytogenes



Haemophilus türü organizmalar küçük, Gram (-), hareketsiz, kompleks üreme ihtiyaçları olan sporsuz bir basildir. H.influenzae kanda bulunan ısıya dayanıklı faktöre (X faktörü) ihtiyacı vardır. Hematin ve nikotinamin adenin dinükleotid (V faktörü), X faktörünün yerine geçebilir. V



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



93



94



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



faktörü dışarıdan eklenebildiği gibi stafilokok gibi bakteriler tarafından da üretilebilir (uydu fenomeni). Hemophilus türlerinin ekildiği plağa çapraz ekim yapılırsa stafilokokun ürettiği V faktörü sayesinde stafilokok kolonileri etrafında hemofilus üreyebilir. Buna süt anne fenomeni denir. Doğru cevap:



5.



Yumuşak şankrlı hastada yayma aşağıdaki mikroorganizmalardan görülmesi kesin tanı koydurur?



preparatında hangisinin



Yumuşak şankrın etkeni Haemophilus ducreyi’dir. H. ducreyi, Gram (-) basildir ve lezyonda zincirler şeklinde bulunur. Doğru cevap: D



Aşağıdakilerden hangisi L. pneumophilia pnömonisi için bir risk faktörü değildir? A) Diabet B) Kronik bronşit C) Humoral immün yetmezlik D) Sigara E) Steroid kullanımı



L.pneumophilia’nın yol açtığı Lejyoner hastalığı, etkenin çevresel kaynaklardan (havalandırma sistemleri, duşlar vs.) inhalasyonla alınması ile oluşur. Genellikle sigara, diabet, kronik akciğer hastalığı, T hücre defekti, steroid ya da immün supresif ilaç kullanımı gibi altta yatan bir predispozan faktör vardır. O Legionella pnömonisinde kinolonlar levofloksasin) tercih edilmektedir. f



O Legionella dikkat!!!



D o ğ ru cevap:



pnömonisindeki



AlDS’lilerde görülen basiller anjiyomatozis etkeni bakteri aşağıdakilerden hangisidir? A) Bordetella pertusis B) Klamidya psittachi C) P. aeruginosa D) Bartonella hanselea E) Sipirillum minus



D



A) Gram pozitif, kapsüllü kok B) Gram negatif, kapsüllü basil C) Gram negatif koklar D) Zincir yapan gram negatif basiller E) Balık sürüsü gibi gram pozitif streptobasiller



6.



8.



İmmün sistemi baskılananlarda basiller anjiyomatozis etkeni olan Bartonella hanselea, immün sistemi normal olanlarda kedi tırmığı hastalığına neden olur. Basiller anjiyomatoziste papül şeklinde başlayan lezyonlar birkaç cm çapında ülserlere dönüşür. Klinik görünüm olarak kaposi sarkomuna benzer. Doğru cevap:



9.



BOS’tan izole edilen bakteriler ile klinik durumlar arasındaki eşlemelerden hangisi doğru değildir? A) Listeria monocytogenes - yaşlı, bağışıklığı baskılanmış hasta B) Staphylococcus epidermidis - ventriküler şant C) Bacteroides - interventriküler rüptür olan beyin apsesi D) Haemophilus influenza - yenidoğan E) Streptococcus pneumoniae - orak hücreli anemi



H.influenza 2. aya kadar çok az rastlanan bir menenjit et­ kenidir. BOS’tan bakteri izolasyonu her zaman önem taşır. BOS’tan Bacteriodes veya karışık mikroorganizmaların izolasyonu ya da 50.000 hücre/mm3’den fazla hücre sayımı interventriküler rüptürlü beyin apsesi ve sekonder menenjit düşündürür. Yaşlılarda, kanser tedavisi nedeniyle immünosüprese hastalarda, bağ dokusu hastalıklarında, transplan­ tasyon hastalarında ve alkoliklerde Listeria monocytogenes ya da Gram (-) bakteriler özellikle araştırılmalıdır.



(özellikle



hiponatremiye



C



Ventriküler şantlı hastalar S.epidermidis açısından büyük risk taşırlar (%75 vakada izole edilir). Bu hastalar için S. aureus”ta önemli bir patojendir. Şantlı hastalarda, kranial cerrahi ya da travma geçirmiş hastalarda ve yenidoğanlarda Gram (-) organizmalar önemli patojenlerdir. S.pneumonia enfeksi­ yonu, pnömokoksik pnömoni, sinüzit ya da otitis media’dan sonra gelişir. Splenektomili, rinoreli ve alkolik hastalarda S.pneumonia ilk sırada düşünülmelidir. 40 yaşın üzerindeki hastaların %40’ında menenjit etkeni S.pneumoniae’dır. Doğru cevap:



7.



Haemophilus influenza şüphesi olan vakada kültür olarak aşağıdakilerden hangisi seçilmelidir? A) Kanlı ağar C) Mac Conkey



B) Brain-Heart infüzyonu D) Çukulata ağar E) Bordet- gengau



Haemophilus influenzae kültürü için kullanılan çukulata ağarında 36-48 saatte 1 mm'lik koloniler oluşturur. Ortamdaki isovitalex üremeyi kolaylaştırır. Beyin-kalp infüzyon kanlı ağarında 24 saat içinde gözle görülebilen koloniler oluşur. Eğer kanlı ağar kullanılacaksa hemoliz yapan S.aureus ile birlikte ekilir. Doğru cevap: D



D



D



HAYVANSAL KAYNAKLARLA İLGİLİ GRAM NEGATİF ÇUBUKLAR 1.



Kedi ısırık yada tırmalama bölgesinin lenf bezlerinde kronik adenopati ile kendini gösteren kedi tırmığı hastalığının iki etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Rochalima quintana - Afipia felis B) Rochalima hanselae - Rickettsia conori



Rose-Bengal testi; Brucelia tanısında kullanılan lam aglütinasyon testidir. Tarama için kullanılabilir. VVright testi; tüp aglütinasyon testidir. Belli bir titre üzerinde antikor pozitifliği değerlidir. Ring testi; sütün enfekte olup olmadığını anlamada kullanılır. Spot test; Rose bengal testinde kullanılan brucelia antijenleri yerine tam kan kullanılırsa spot test denir. D o ğ ru cevap:



4.



C) Rochalima hanselae - Afipia felis D) Pasteurella multocida - Afipia felis



D o ğ ru cevap:



Tam kan sayımında lökopeni ve lenfomonositoz vardır. Normokrom normositer anemi vardır. D o ğ ru cevap:



A) Kültür



B) Boyama



C) Seroloji



D) Hibridizasyon E) Polimeraz zincir reaksiyonu



Brucella’da etkeni üretmek tanıyı koydurur. Tanıda kültür altın testtir. Kan ya da daha iyisi kemik iliği örneklerinde üretilebilir. Kültürde üretmek zordur ve bu durum pratik tanıda bu yöntemi kullanmayı zorlaştırır. Klinikte en sık serolojik tanı yöntemleri kullanılır. VVright tüp aglütinasyon deneyi ya da rose bengal lam aglütinasyon deneyi kullanılabilir. Tanıda moleküler yöntemler pahalı ve pratik olmadığından pek tercih edilmemektedir. C



O Brucelia hücre içi üreyen ve virulansının temelde bu özelliği ile ilgili olduğu bir bakteridir. Tüm RES hücrelerini tutabildiğinden karşınıza her bulgu ile gelebilir. Ateş ve eklem ağrısı değerli bulgulardır. RES yerleşimi nedeniyle tanıda kemik iliği aspirasyonu değerlidir. Çok benzer bulguları infeksiyoz mononükleozda da saptarız. Fark peynir yapımı.



3.



A



C



Brucelia infeksiyonlarının pratik tanısında aşağıdaki tanı yöntemlerinden hangisi en sık kullanılır?



D o ğ ru cevap:



B) S.aureus D) S.pneumonia E) P.aeroginosa



Brucella’da tanı, uzamış klinik bulgular, serolojik aglutinasyon reaksiyonu ve kan kültürü ile konulur.



5. 2.



Aşağıdakilerden hangisinde lökopeni görülür? A) B.melitensis C) B. cereus



E) Rochalima quintana - Pasteurella multocida Bartonella henselae: Pleomorf gram-negatif çomaklardır. Bartonella henselae (eski adı Rochelimaea henselae) Basiller anjiyomatoz ve kedi tırmığı hastalığı’nın nedenidir. Organizma bir çok kedide normal ağız florası üyesidir. İnsana bulaşmada ana yol, özellikle yavru kedilerin karıştığı, kedi tırmığı veya ısırığıdır. Kedi tırmığı hastalığının diğer etkeni ise Afipia felis’dir.



A



Rose-Bengal testi aşağıdaki hangisinde tanı amaçlı kullanılır? A) Brucelia C) Salmonella



hastalıkların



B) Lenfogranuloma venerum D) Echinococcus granulosus E) Shigella



Aşağıdakilerden hangisi virulans faktörüdür?



Yersinia



pestis’in



A) K antijeni B) Endotoksin C) V ve W antijeni D) Lesitinaz E) Eritrojenik toksin V ve W antijenleri lipoprotein kompleksi olup, Yersinia pestisin fagositoza karşı direncinden sorumludurlar. Bunlar Yersinia pestis direnç faktörü olarak bilinirler, çünkü V ve W antijenik yapılarına karşı immunite oluşur. D o ğ ru cevap: C



6.



Kırk beş yaşında bir çiftçi ağız içinde çıkan hassasiyete neden olan lezyonu ihmal ediyor. Hasta bir süre sonra tıbbi tedavi gerektiren büyümüş bir apse ile başvuruyor. Alınan örnekte bol miktarda gram negatif çomaklar saptanıyor ancak yapılan aerop kültürde üreme saptanamıyor. Bu aşamada en uvaun yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir? A) Kültür tekrarlanmalıdır. B) Kültür farklı ısılarda inkübe edilmelidir. C) Örnekten anaerop kültür yapılmalıdır D) Spor varlığı araştırılmalıdır E) Asit fast boyama yapılmalıdır



Ağız içi infeksiyonlarda öncelikle anaeroblar akla gelmelidir. Ağız florasında bulunan Actinomyces ve Fusobakteriler travma sonrası anaerobik infeksiyonlara neden olmakta. Diş çekimi sonrası servikofasiyal lokalizasyonlu fistülize olan infeksiyonlarda gram boyamada filamenter yapılı gram pozitif çomaklar Actinomyces israelii’yi düşündürmelidir.



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



95



Soruda aerobik rutin kültürlerde üreme olmadığı bildirilmektedir. Böyle bir olguda ilk yaklaşım anaerobik kültür alınmasıdır.



• • •



C



D o ğ ru cevap:



7.



Brucella



• Süt ürünleri ve deri yoluyla bulaşır • Katalaz ve oksidaz (+)’ dir • Endotoksini yoktur • E ritrito l’e afinitesi vardır • Tiyamin ve bazik fuksin türlerini ayırmada kullanılan boyalardır



Veba tedavisinde kullanılan ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Penisilin G C) Tetrasiklin



B) Tiamfenikol D) Streptomisin E) Basitrasin



• Enfeksiyonlarında pedro-pans belirtisi oluşabilir. • Korunmada en e tkili yöntem pastörizasyondur • Makrofajlar içinde in tra sellüle r çoğalma gösterir • Hayvanlarda asemptomatik geçmesine rağmen düşük ve steriliteye yol açar, insanlarda ise e ritro l bulunmadığından abortusa neden olmaz.



Veba sepsisi; •



Bubonuk yada pnömonik vebaya sekonder gelişir.



• •



Tedavide I.V. streptomisin başlanır. Alternatif ilaç tetrasiklin’dir.







Sepsis sonucunda m enenjit kloramfenikol tercih edilir.



D o ğ ru cevap:



8.







Brusella enfeksiyonlarında hücresel bağışıklık yanıtı daha önemlidir.



• •



KC, kemik iliği ve lenf nodlarında granülom lar yapar Brusellozda interm itan ateş ve ateş nabız uygunsuzluğu ayrıca terleme, yorgunluk, a rtralji, m yalji, karın ağrısı, başağrısı görülür.







Hücre içinde heksoz monofosfat şantınm aktivasyonunu engellerler Lökopeni görülür, banu karşılık lenfositoz vardır. Prognozu endokardit olup olmadığı etkiler (en fatal komplikasyonu endokardittir.) Tanıda kullanılan testler; - En sık aglünitasyon testi kullanılır. - Rose-Bengal testi, lam aglütinasyon testidir - Wright testi; tü p aglütinasyon testidir(Aglutinasyon titresi 1/160 veya daha fazla ise tanı konur) - Ring testi; sütün enfekte olup olmadığım anlamak için kullanılır - Spot test; Rose-Bengal testinde brucella a n tije n le ri kullanılır, eğer bunun yerine tam kan kullanılıyorsa spot test denir - Brusellamn kesin tanısı k ü ltü rle konur. Akut brusellozda kan, kronik brusellozda kemik iliği kültürü yapılır. Bruselloza yol açan tü rle r; - B.suis Domuzlardan bulaşır - B.melitensis Endemik brucelladan sorumludur Koyun ve keçiden bulaşır Malta hummasına sebep olur En sık komplikasyonu o ste om yelittir Ciddi kom plikasyonları: m enenjit, a rtrit, osteomyelit ve endokardittir. (endokardit en fatal komplikasyondur) - B.abortus İneklerden bulaşır Plesentayı enfekte edebilir M ikro aero filiktir. Diğerleri aeropturlar İdrarla a tılır Tedavide tetrasiklin+streptom isin ku lla n ılır - Rifampisin + Doksisiklin’de kullanılabilir. - Tedavi en az 6 ay sürmelidir.



gelişmişse



D



Yersina pseudotuberculosis insanda en sık hangi hastalığı yapar? A) Bronşit



• • •



B) İdrar yol enfeksiyonu C) Endokardit D) Akut mezenter lenfadeniti E) Safra kesesi iltihabı Yersinia pseudotuberculosis, ileuma yerleşerek çoğalır. Buradan mesenterik lenf nodlarına ulaşır. Apendisit benzeri bir tabloya yol açar. Enfeksiyon, enfekte hayvanların dışkılarıyla kontamine yiyeceklerin alnıması sonucu oluşur. “Burucella” başlıklı tabloya bakınız.



• D o ğ ru cevap:



D •



9.



Soğukta zenginleştirme tekniği bakterilerden hangisinde kullanılır?



aşağıdaki



A) Shigella dysenteriae B) Yersinia enterocolitica C) Treponema pallidum D) Corinebacterium diphteriae E) Campylobacter jejuni Gayta örneğinin şalin süspansiyonunda +4oC’de 2-4 hafta tutulmasıyla, fekal organizmaların çoğu ölürken, Yersinia enterocolitica ürer. Daha sonra bu vasattan MacConkey ağarına kültürler alınır. Böylece gaytada az sayıda bulunan yersinia çoğaltılmış olur. L.monocytogenes’in izolasyonunda da soğukta zenginleştirme yapılır. Doğru cevap: B



Gram(-) kokobasildir Zoonotik bir hastalıktır Ç iftlik hayvancılığı ve etle uğraşanlarda daha çok hastalık yapar



• • • • •



• • • • •



10. Malta humması etkeni bakteri aşağıdakilerden hangisidir? A) S. faecalis C) F. tularensis



B) B. cereus D) B. melitensis E) B. subtilis



Malta humması, Brucelloz’dur. En sık brucelloz etkeni B. melitensisdir.



Borrelia burgdorferi kene ile, Rickettsia rickettsi ise bitlerle bulaşır. D o ğ r u ce va p : E



15. Sığırları enfekte eden, insanlarda hastalık yapabilen, kültürlerde %5-10 C02’e ihtiyaç duyan, eritriol adlı maddeye afinitesi olan bakteri aşağıdakilerden hangisidir?



D o ğ r u ce v a p : D



A) Pastocella multocida 11. Halka testi aşağıdaki bakterilerin besinde bulunduğunu gösterir? A) Yersinia C) Neisseria



hangisinin



B) Yersinia enterocolitica C) Bordetella bronchiseptika



B) Brucella D) Salmonella E) Shigella



Halka testi (ring testi) brusella tanısında kullanılır. Halka testi ile sütte hayvana ait antikorlar aranır. Süte ait bir testir, insan kanıyla ilgisi yoktur. D o ğ r u ce v a p : B



D) Listeria monocytogenes E) Brucella abortus Brucella gram (-) zoonotik bir basildir. Sığırların plasentasında bulunan eritriyole afinitesi vardır. Bu nedenle sığırlarda düşüklere neden olur. İnsanlarda RES hücrelerinde intraselüler çoğalırlar. Lokalize granülomlar yapar. Tanıda kültür, biyopsi ve serolojik testlerden yararlanılır. D o ğ r u ce va p : E



12. Yersina pestis ile ilgili aşağıdakilerden hangisidir? A) Bipolar boyanması C) Flajella



tanısal



özellik



B) Büyük kapsül D) Kısa ve kalın pili



E) Sideroforlar Yersina enfeksiyonlarında tanı en iyi organizmanın klinik örneklerden izolasyonu ile konur. Lenf nodu biopsisi ya da kan kültürleri yapılabilir. Küçük, gram negatif, bipolar boyanan kokobasillerdir. Y. pseudotuberculosis hariç hareketsizdirler. D o ğ r u ce v a p : A



13. Aşağıdaki bakterilerden hangisi özellikle kedi köpek ısırığı ile bulaşır? A) Eikenella corrodens



B) Streptococcus bovis



C) Pasteurella multocida



D) Spirillum minör



E) Staphylococcus aureus Pasteurella multocida kedi köpek ısırığı sonrası, Spirillum minör fare ısırığı sonrası, Eikenella corrodens ise insan ısırığı sonrası en çok bulaşan etkenlerdir. D o ğ r u ce v a p : C



14. Aşağıdaki mikorganizmalardan hangisi pirelerle bulaşır? A) Borrelia burgdorferi



B) Rickettsia rickettsi



C) Bacillus anthracis



D) Pseudomonas mallei



E) Yersinia pestis Yersinia pestis, VVayson boyası ile bipolar boyanır. Veba etkenidir ve pire ısırığı ile bulaşır.



16. Akut Apandisit semptomları ile en çok karışan tabloya yol açan bakteri aşağıdakilerden hangisidir? A) Salmonella B) Veillonella C) Yersinia enterocolitica D) EHEC E) Entamoeba histolytica Yersinia enterocolitica ve Yersinia pseudotuberculosis klinik olarak akut apandisitten ayırt edilemeyen mezenterik lenfadenite neden olurlar. D o ğ r u ce va p : C



17. Bruceliosis hakkında hangisi doğru değildir?



aşağıdaki



ifadelerden



A) Mezbahane çalışanları risk grubundadır. B) Veterinerler, çiftlik çalışanları ve diğer risk grupları aşılanmalıdır. C) Tedavide günde 2 g tetrasiklin ve 1x1 gr streptomisin 6 hafta süreyle kullanılır. D) Klinik seyir sinsi olup, semptom olarak sadece hafif ateş, halsizlik, terleme, splenomegali ve lenfadenopati görülebilir. E) Seroloji ile tanı konabilir. İnsanda bruceliosis Gram(-) bir kokobasil olan Brucella’nın 4 türünden biri tarafından oluşturulur. Koyun, keçi, köpek ve inekler enfeksiyonun başlıca rezervuarlarıdır. Mezbahane çalışanları enfekte dokularla temas ederek bakteriyi alabilir. Hayvancılıkla ilgili uğraşlar ve kontamine süt alımı diğer bulaş yollarıdır. Bilinen bir aşısı yoktur.



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



97



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



98



Bakteri makrofajlar içinde ürer. Akut brusellosis pekçok ateşli hastalığı taklit edebilir ve fizik muayene bulguları çok az olabilir. Ölüm oranı çok düşük olmakla birlikte en sık ölüm nedeni endokarditdir.



-------------------------------------------------------------------.



MYCOBAKTERİIER VE ACTINOMYCESLER V_______________________________________________ z



Doğru ce v a p : B



18. Aşağıdaki gastroenterit etkeni bakteri enfeksiyonlarının hangisinden sonra reaktif artrit ve Reiter sendromu görülebilir?



1.



Fenolik glikolipid örtüsü ile insan fagositlerinin fagozom kesesi içindeki serbest radikallere direnç gösterebilen, cilt ve periferik sinirlerle sınırlı infeksiyonlara neden olabilen aside dirençli mikroorganizma aşağıdakilerden hangisidir?



A) Vibrio cholerae B) Neisseria gonorrhoeae C) Yersinia enterocolitica D) Enteroagregan E. coli E) E. jejuni



A) Legionella micdadei B) Listeria monocytogenes C) Campylobacter jejuni D) Mycobacterium leprae E) Nocardia asteroides



Yersina enfeksiyonunda %20-25 vakada eritema nodosum, reaktif artrit ve bazen hastalıktan sonra Reiter sendromu gelişebilir. Salmonella, Shigella ve Helicobacter enfeksiyonları da reaktif artrite neden olabilir.



NÖTROFİL FAGOSİTOZUNA DİRENÇ Fagosit kem otaksisinin önlenm esi (C5a peptidaz):



Doğru ce v a p : C



19. Francisella tularensis enfeksiyonu aşağıdakilerden hangisi doğrudur?



için



A) Şüphelenilen vakalarda bir hastane laboratuvarında kültür yapılmalıdır B) Aşısı olmasına karşı ancak yüksek risk gruplarına yapılır C) F. tularensis invaziv olmayan fokal bir enfeksiyon yapar D) Tedaviden sonra relaps görülmez E) F.tularensis enfeksiyonunun tipik özelliği bölgesel bubonlardır Koyun yetiştiricileri, kürk üreticileri ve laboratuar çalışanları gibi yüksek risk grubundakiler için aşı önerilmektedir. Bu or­ ganizma invitro üretildiğinde oldukça bulaşıcı olup hastane laboratuarlarında değil, özel ekipmanın bulunduğu labora­ tuarlarda üretilmelidir. Makrofaj ve mononükleer fagositlerin içine yerleşen Francisella, intraselüler organizmaların eradikasyonu tam olmadığında relapsa yol açabilir. Doğru ce v a p : B







Streptococcus pyogenes







Streptococcus agalactiae



Fagosit yapışm asının uzantılar, enzimler):



önlenm esi



(kapsül,



dış







Bazı kapsüllü bakteriler (ör. meningokok, pnömokok, Hib)







Streptococcus pyogenes (lipoteikoik asit, M proteini)







Staphylococcus aureus (protein-A)







Mycobacterium tuberculosis (kord faktör)







Pnömokok, meningokok, Haemophilus influenzae (lgA1 proteaz)



Fagozom-lizozom füzyonunun engellenmesi: •



Brucella melitensis







Legionella pneumophila







Mycobacterium tuberculosis



• •



Chlamydia türleri Toxoplasma gondii



Fagozomdan kaçış: •



Listeria monocytogenes







Mycobacterium leprae



• •



Rickettsia türleri Trypanosoma türleri



Lizozomal ortama (enzimlere, pH’a) direnç: •



Yersinia pestis







Salmonella typhimurium



• • •



Coxiella burnetii Flelicobacter pylori (amonyak üretimi) Leishmania türleri



Dış örtüsü ile serbest radikallere direnç: •



Mycobacterium leprae (fenolik glikolipid örtü)



IFN-gamma ile fagositlerin uyarılm asını engelleme: •



Mycobacterium tuberculosis (lipoarabinomannan salgısı)



Doğru cevap: D



2.



Bir erişkinde yapılan PPD deri testi pozitif sonuç veriyor. Bu test sonucu ile ilgili en uvaun yorum aşağıdakilerden hangisidir? A) M. tubercülosise karşı Ig G sınıfı antikor varlığını gösterir.



M ycobacteria tuberculo sis • Zorunlu aerob, sporsuz, hareketsiz • Mikolik asit aside dirençli olmasını sağlar • Ziehl-Nelsen ile boyanırlar • Lowenstein-Jehnsen besiyerinde ürer



B) Aktif tüberkülozu gösterir. C) Hücresel immun yanıt geliştiğini gösterir.



• Corynebacterium ve Nocardia türleri ile benzerdir



D) M.tubercülosise gösterir.



• İnsandan insana aerosoller ile bulaşır



karşı



IgM



sınıfı



antikorları



E) Prognozun kötü olduğunu gösterir.



• inkübasyon peryodu en uzun olan (3-4 hafta) bakteridir • Definitif tanımlanmasında niasin ve n itra t redüktaz üretimi karakteristiktir Duvar yapısı (içten dışa)



(pürifiye protein deriveleri) ile yapılan test (+) sonuç verdiğinde bu bakteri ile karşılaşıldığını ve bu bakteriye karşı hücresel immun yanıt (tip 4 aşırı duyarlık) geliştiğini gösterir. Aktif infeksiyon ya da prognoz konusunda fikir vermez. P PD



• Kord faktör, virülan M. tuberculosis suşları için tipiktir.



Beyin omurilik sıvısında örümcek ağı gelişiminde aşağıdakilerden hangi menenjit türü öncelikle düşünülmelidir? A) Tüberküloz C) Pnömokoksik



B) Meningokoksik D) Herpetik E) Listeria



Tüberküloz menenjitte BOS bulguları şunlardır: Hücre sayısı 100-600/mm3 (mononükleer), protein artmış, aynı sıvıdaki glukoz konsantrasyonu da aynı anda alınan kan örneğindekinin yarısından daha düşüktür. BOS basıncı artmıştır. Görünümü berrak veya ksantokromik olabilir. Bu bulgular viral menenjitin BOS bulgularına en çok uyan bulgulardır (TUS Eylül’89). Bakteriyel menenjitlerde BOS şekeri düşer, tüberkülozda ise daha çok düşer (TUS Eylül’91). Tüberküloz menenjitli hastadan alınan BOS örneği oda ısısında bekletildiğinde fibrin oluşumuna bağlı örümcek ağı görüntüsü ortaya çıkar. BOS’da NaCI düzeyi de düşüktür. D o ğ r u ce v a p : A



4.



Plörezi nedeniyle başvuran hastada plevral mayii alınmış, yapılan incelemede eksüda karakterisinde olduğu saptanmıştır. Çukulatamsı ağar kültüründe üreme olmamış, Gram ve EZN preparatlarında etken gösterilmiştir. En olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Haemophilus influenzae B) Mycobacterium tuberculosis C) Mycoplasma pneumoniae D) Pnömokok E) S.aureus



Eksüdatif plörezi, bilinen malignite, pnömokok odak dışında hemen her zaman tüberküloz lehine yorumlanır. EZN ile etken gösterilmemesi tanıyı değiştirmez. Çoğu kez klinik tanı ile kara verilir. Doğru cevap: B



- Arabinogalaktan mikolat tabaka - Serbest lipidler (mycosides, kord faktörü, waxes) - Polypeptidler (PPD üretilen kısım)



D o ğ r u ce v a p : C



3.



- Sitoplazmik membran - Peptidoglikan tabaka



• Basiller hücre içinde yaşadıkları için immün sistemden korunurlar. (Makrofajlarda fagolizozom füzyonunu inhibe ederler) • Barsakta en sık ileoçekal bölgeye yerleşir • En çok görülen tü b e rkü lo z form u sekonder akciğer tüberkülozudur • Özellikle vertebral kemiği tutmasına Pott hastalığı denir • Exüdatif plörezinin en sık sebebidir • M enenjitinde BOS be kletilince örümcek ağı görünümü oluşur • Böbrek tüberkülozunda; kültürde üreme saptanamayan steril pı'yüri, hematüri ve proteinüri vardır. • Skrofuloderma; c ilt altında bulunan bir tüberküloz odağının deriye açılmasıyla karekterizedir. • Lupus Vulgaris; Deri tüberkülozdur. Lezyonu kırm ızıkah vere ngi, yum uşak papül ş e k lin d e d ir. Bu lezyon prekanseröz’dür. • AIDS’ ti h astalard a tü b e rk ü lo z d iğ e r enfeksiyonlarından daha erken ortaya çıkar.



fır s a tç ı



• Kadın genital sisteminde en çok granülomatöz enfeksiyon etkenidir • Flinktenli konjonktivitine neden olur • İlk olarak ghon odağına yerleşir • Bu odak gene llikle subplevral ye rleşim d ir ve o rta -a lt loblarda bulunur. • Ghon odağından hiler ve paratrakeal lenf bezlerine yayılım sonucu gelişen lezyona primer kompleks denir. • Bu evrede basil çoğalması kontrol altına alınımazsa akciğer dokusu harap edilir ve primer tüberküloz tablosu ortaya çıkar. • Hücresel immünite bu aşamada da kontrol edemezse kazeöz materyalin erimesi ve kavite oluşumu meydana gelir. (Basil sayıca en fazladır) • Pulmoner ven duvarındaki kazeöz odağın açılması yada direk konu yayılım ile milier ve dissemine tüberküloz gelişebilir. • Erişkin dönemde fibröz duvarla çevrilerek kontrol altına ba sillerin reaktivasyonu yada dışardan basil alınması sonucunda sekonder tüberküloz gelişir. Genellikle subapikal yerleşimdir ve en sık görülen tüberküloz formudur. • PPD testi sadece bakteri ile karşılaşılıp, karşılaşılmadığı hakkında bilgi verir • Tüberkülozda prognozu etkileyen en önem li fa k tö r yaygınlıktır ID:06İ047



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



99



100



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



5.



Aşağıdakilerden hangisi Mycobacterium tuberculosis’in virülans faktörünü belirler? A) Wax-D



B) Kord faktör



C) Mikolik asid



D) Fosfoprotein



Yaklaşık 20 tür mikobakteri Tüberküloz dışı mikobakteri olarak adlandırılır. Bunlarda en iyi bilinenleri: •



E) Polipeptid •



Kord faktörü (trehaloz dimikolat mikolat): Mitokondri zarlarını tahrip ederek respirasyon ve oksidatif fosforilasyonu bozar antifagosifiktir. Tüberküloz basillerine küme oluşturma yeteneği kazandırır. Adjuvan aktiviteye sahiptir. Alternatif kompleman yolunu aktive eder. Lökosit göçünü önler. Granülom oluşumunda rol oynar. Antitümör özelliği vardır. Organizmanın virulansını belirler. Bakterilerin hücre çeperindeki kord faktör ayrılırsa bakteriler virulanslarını önemli ölçüde kaybederler.



• • • •



D o ğ r u ce v a p : B



M.avium-intracellulare: AlDS’lilerle mikobakterilere bağlı bakteriyeminin en sık etkenidir. HIV pozitif olmayan hastalarda ise en sık tuttuğu organ akciğerlerdir. M. ulcerans: Deri tüberkülonuzunun en sık etkendir. M. marinum: Yüzme havuzu-akvaryum granüloması yapar. M. bovis: Pastörize olmayan sütlerle bulaşır. En sık ile o-çekal bölgeyi tutar. M. sc ro fu la c e u m : Çocuklarda görülen mikobakteriyel lenfodenitim en sık etkenidir. M. fortitium: Kardiyak cerrahi sonrası osteomyelit ve yumuşak doku enfeksiyonu yapar.



D o ğ r u ceva p : B



6.



Aşağıdaki bakteri eşlemelerinden hangisinde toksinler bir virülans faktörü değildir?



8.



A) Vibrio cholera-Clostridium perfiringens B) Mycobacterum tuberculosis- Brucella mellitensis



A) Arabinogalaktan



C) Shigella dysenteria- Bordefella pertussis



B) Serbest lipidler



D) Bacillus anthracis- Corynebacterum diphteria



C) Peptidoglikan D) Polipeptidler



E) Enterohemorajik escherichia botulinum



coli-



Clostridium



Endotoksin sadece Gram negatif bakterilerde bulunan lipopolisakkarit yapıda toksindir. Ekzotoksin ise gram pozitif ve negatif bakterilerde bulunan protein yapıda toksindir. Ekzotoksinlersalındıkları bakterinini virulansında önemli bir yere sahiptir. Vibrio cholera, Clostridium türleri, Shigella türleri, Bordetella pertussis, Bacillus anthracis, Corynebacterum diphteria, Escherichia coli türleri, S.aureus (toksik şok snd toksini, eksfolyatif toksin), Streptococcus pyogenes (eritrojenik toksin), Listeria monositogenes (Hemolizin-O), Pseudomonas aeruginosa (ekzotoksin A)ekzotoksinlerinin virulansında önemli bir yer tuttuğu bakterilerdir. Mycobacterum tuberculosis, Brucella mellitensis toksin üretimi olmadan hastalık yapabilen ve hücre içi çoğalabilmelerinin en önemli virülans faktörü olduğu iki önemli bakteridir. D o ğ r u ce v a p : B



7.



Aşağıdakilerden hangisi M.tuberculosisde PPD oluşumundan sorumludur?



Akvaryum temizlerken parmağı kesilen bir hastada, kesik bölgesinde kronik granülomatöz bir lezyon gelişmiş, yapılan incelemede EZN ile aside dirençli bakteriler görülüyorsa en olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Pasteurella multocida B) Mycobacterium marinum C) Sporothrix schenckii D) Staphylococcus aureus E) Rhodococcus equi



E) Sitoplazmik membran PPD, bakteri hücre duvarı polipeptidlerden hazırlanır. Tüberkülin deri testi immüniteyi değil, basille daha önce karşılaşıldığını ve oluşan aşırı duyarlılık reaksiyonunun derecesini gösterir. D o ğ r u ce va p : D



9.



Diş absesi nedeniyle 3 ay önce dişi çekilen hasta, 40°C ateş ve karın ağrısı şikayetiyle geliyor. Biyopsi materyalinin anaerobik kültüründe gram pozitif, aside dirençli olmayan, dallanan filamentleri olan organizmalar üremiştir. Karaciğer abse örneği ise sarı granüller içeriyor. 2 ay boyunca günlük 6 milyon ünite penisilin tedavisiyle tam remisyon sağlandığına göre hastalığın en olası etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Actinomyces israelii B) Fusobacterium nucleatum C) Mycobacterium kansasii D) Bacteroides fragilis E) Nocardia asteroides



Sorunun altın kelimeleri diş çekimi hikayesi, anaerobik kültürde flamenter bakteri üremesi;sarı granüllü karaciğer apsesi ve penisilin ile tedavidir. Yine bir apse etkeni olan ve filamenter yapılı nokardia akla gelmeli ancak EZN pozitif olması önemli. Actinomyces: Anaerop, Gram (+), sporsuz dallanan çomaklar şeklinde görülen bakterilerdir. Aktinomikoz endojen olarak gelişir. En sık servikofasiyal tutulum yapar.



Sonra torasik, daha az abdominal ve pelvik aktinomikoz görülür. Pelvik aktinomikoz rahim içi araç kullananlarda sıktır. Beyin abseleri oluşturabilir. Klasik bulgu, içinden sülfür granülleri gelen kronik sinüslerle karakterize bir inflamasyondur. Yaradan sülfür granüllerini görmek tanıda önemlidir. Tedavi debridman ve penisilindir.



Nocardia ve A ctinom yces • Nocardia asteroides Gram(+), aerob basildir. 40°C’ nin üzerinde üreyebilir, yavaş ürerler M ikolik asit varlığı nedeniyle aside d ire n çlid ir



D o ğ ru cevap: A



Bu yüzden M.tuberculosise benzerlik gösterirler Koagulaz ve üreaz (+)dir



|



Flamentöz toprak bakterileridir



T ü b e rkü lo z dışı m ik a b a k te rile r Grup



I



Üreme Işıkta hızı pigment



Yavaş



Karanlıkta pigment



Prim er olarak akciğeri tu ta r ve buradan yayılım ile santral sinir sistemi ve deri enfeksoyanları oluşturur. Santral sinir sistemi enfeksiyonları genellikle apseyle karakterizedir.



Açıklama Fotokromojen M. kansasii: AC inf yapar M. marinum: Yüzme ha- ; vuzu granülomu, akvar­ yum yarası infeksiyonu etkenidir. Minosiklin önerilir.



+



En s ık n e d e n o ld u ğ u pnöm onidir



III



IV



Yavaş



+



+



Yavaş



Hızlı



10. Aşağıdaki üretilemez?



-



-



-



etkenlerden



Tedavide ilk tercih sulfonam iddir (kotrimoksazol) Gerekirse cerrahi girişim uygulanır.



M.scrofulaceum: Lenfadenit tbc (sırca) etkenidir. Cerrahi tedavi yeterlidir. Non-kromojenM. a v iu m - in tr a c e llü la re (MAI, MAC): AIDS olgularında önemli patojen. Antitbclere dirençlidir. Klaritromisin ve minör tbc ilaçları kombinasyonu kullanılır. < 7 gün koloni oluşur. M. fo rtu itu m chelonei: Amikasin+ doksisiklin klaritromisin kullanılabilir. M. smegmatis: Sünnet derisi florasında bulunur.



hangisi



lo b e r



N. Brasiliensis; genellikle deri enfeksiyonlarına yol açar. Bakterinin travmayla c ilt altına girmesiyle primer deri nokardiyozu ve miçetoma oluşur.



Skotokromojen. II



h a s ta lık k r o n ik



invitro



• Actinomyces israelli -



Aside dirençli değildir, gram(+) bakteridir



-



A na ero biktir



-



Dokularda dallanabilir ve çomak şekline dönüşebilir



-



Sert koloni yaparlar



-



Ağız ve vajen florasında bulunur



-



S ü lfü r g ra n ü lle ri oluştururlar. Bunlar enfeksiyon bölgesinde oluşan Actynomyces kolonileridir.



-



Ö zellikle yumuşak dokuda k ro n ik granulom atöz enfeksiyona yol açar



-



S e rv ik o fa s iy a l a k tin o m ik o z aktinomikan şeklidir)



-



Serviko-facial osteom yelitin en sık sebebidir



-



En sık mandibulada görülür



-



Çoğunlukla dental girişimlerden sonra görülür



-



Torasik aktinom ikoz



-



Akciğer ve kaburgaları tutar



-



Abdominal aktinom ikoz



-



Ülser yada apandisit performasyonu sonucu



-



A ctino m yces’ le rin karın boşluğuna yayılm asıyla oluşur. Pelvik aktinom ikaz



A) M. avium intracellulare



B) M. leprae



-



C) M. tuberculosis



D) M. hominis



-



E) Mycoplasma pneumonia M. leprae, insana özgü hastalık yapar, kültürde üretilemez. Sadece ardilloların ayak tabanında üretilebilirler. Cüzzam (lepra, hansen hastalığı) hastalığı etkenidirler. Deri histiyositleri, endotel, Schvvann hücrelerini infekte eder. Hücre içinde çoğalırlar.



(en sık gö rü le n



-



Rahim içi araç kullanan kadınlarda görülür. Tedavide nekrotik dokuların cerrahi debridmanı ve penisilin G kullanılır ID:06İ059



11. Yaklaşık 15 gündür başağrısı yakınması olan hastada menenjit bulguları gelişmesi üzerine yapılan lumbal ponksiyonda BOS ksantokromik, 800 hücre (% 80 lenfosit) görülmüş, şeker düşük, protein yüksek olarak bulunmuştur. En olası etken hangisidir? A)



N. meningitidis



B) Mycobacterium tuberculosis



C) S. aureus D) S.pyogenes E) P.aeruginosa



Doğru cevap: B



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



101



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



102



Tüberküloz menenjit: Kronik menenjitlerde en sık etkendir. Bazal tutulum yapar,kafa çiftleri (6., 4. sinir) felçleri sıktır. BOSda şeker ve tuz oranları düşük bulunur. EZN ile görülme oranı % 10-20’dir. Bekletilen BOS içinde fibrin artışından dolayı örümcek ağı tarzında yapı görülür. Lenfositoz vardır. Menenjitteki BOS bulguları çok önemli ayırıcı tanı için mikrobiyolojik, biyokimyasal analizleri yapılmalıdır. Çünkü tedavi etkene göre değişir ve tedavide zaman kaybedilmemelidir. Doğru cevap: B



12. Aşağıdakilerden hangisi Nocardia için yanlıştır? A) Actinomyces hücre bulundurmaz. B) Nocardia hücre bulundurur.



Actinomyces



duvarında duvarında



ve



peptidoglikan



14. Tüberkülozda yapılan Mantoux testinde PPD injeksiyonundan ne kadar sonra reaksiyon ölçülür? A) 12 saat



B) 24 saat



C) 8 gün-72 saat



D) 3-5 gün E )10 gün



5 ünite (0,1 mİ) PPD, ön kola ve deri içine uygulanır. Testin uygulanması sırasında enjeksiyondan sonra deride 6-10 mm çapında bir kabarıklık gelişmişse solüsyon deri içine değil, deri altına verilmiş demektir. Testin uygulandığı yerde oluşan reaksiyon 48-72 saat sonra okunur. Doğru cevap: C



peptidoglikan PPD'nini değerlendirmesi



C) Actinomyces anaerobiktir. D) Nocardia aerobiktir. E) Actinomyces ve Nocardia prokaryotik hücrelerdir. A ctin o m y c e s genusuna ait türler anaerobik veya mikroaerofiliktir. Nocardia ise aerobiktir. T io g likola t anaerobik veya mikroaerofilik bakterilerin üremesi için uygun sıvı besiyeridir. Actinomyces ve nokardia mikroorganizmaları prokaryotturlar. Bu nedenle her ikisi de hücre duvarlarında peptidoglikan bulundurur.



Şu populasyonlarda >5mm endurasyonlar © kabul edilir. • infekte kişilerle kontak kurmuş bireyler • Anormal göğüs grafisine sahip kişiler • HIV infekte ve diğer immünsüpresif kişiler



Şu populasyonlarda >10mm endurasyon © kabul edilir • Yüksek prevalansa sahip bölgelerden göç etmiş yabancılar



/T



• Sağlık personeli



İn v itro üretilem eyenler



O Actinomyces anaerop, Nocardia aeroptur.•



• Toplu yaşanılan yerlerde kalanlar (Yurtlar, bakımevleri)



J



Doğru cevap: A



• Diğer medikal risk faktörleri olan kişiler



Şu populasyonlarda >15 mm endurasyon © kabul edilir • Risk faktörü olmayan kişiler İD :0 6 t0 3 4



13. Aşağıdakilerden hangisi primer tüberkülozun özelliği değildir? A) Çocuklukta görülür B) Kazeifikasyon vardır C) Fibrozis görülür



D) Subplevral yerleşir



E) Lenfohematojen yayılır Post-primer pulmoner tüberküloz (Erişkin tüberkülozu) veya reenfeksiyon tüberkülozu, yıllarca inaktif olarak kalmış primer enfeksiyon şekillerindeki (endojen) veya nadiren dışarıdan gelen basillerle (egzojen) gelişebilir. Çoğunlukla üst lobların posterior segmentlerinde, primer enfeksiyon veya hematojen yayılım sırasında oluşmuş kontrol altındaki odaklardan kaynaklanır. Hastalık apekslerde röntgen ile görülen küçük, kalsifiye ve fibrotik odaklar (Simen odakları), düzensiz bulut ya da tüllenme şeklindeki lezyonlardan (fresh infiltrate) veya mikroskopik Gkislerden (puhl odakları) başlayabilirler. Doğru cevap: C



15. Servikofasiyel hangisidir?



osteomyelitin



A) N.asteroides C) C. perferinges



en



sık



sebebi



B) S.epidermiditis D) B. fragilis E) A. israelli



A ctinom yces israelli aside dirençli değildir, gram(+) bakteridir, anaerobiktir, dokularda dallanabilir ve çomak şekline dönüşebilir. Sert koloni yaparlar, ağız ve vajen florasında bulunur. Sülfür granülleri oluştururlar. Bunlar enfeksiyon bölgesinde oluşan Actynomyces kolonileridir. Özellikle yumuşak dokuda k ro n ik g ra n u lo m a tö z enfeksiyona yol açar. Servikofasiyal aktinomikoz (en sık görülen aktinomikan şeklidir). Serviko-facial osteomyelitin en sık sebebidir. En sık mandibulada görülür. Çoğunlukla dental girişimlerden sonra görülür. Torasik aktinomikoz. Akciğer ve kaburgaları tutar.



A b d o m in a l a k tin o m ik o z . Ülser ya da apandisit performasyonu sonucu Actinomyces’lerin karın boşluğuna yayılmasıyla oluşur. Pelvik aktinomikoz rahim içi araç kullanan kadınlarda görülür. Tedavide nekrotik dokuların cerrahi debridmanı ve penisilin G kullanılır.



Tüberkülin reaksiyonuna proteinler, erken hipersensitivite reaksiyonuna polisakkaritleri, hücre duvarı parçaları gecikmiş hipersensitiviteye, lipidler aside dirence ve virulans faktörü olan kord faktörünün üretimine neden olur. D o ğ ru cevap: A



D o ğ ru cevap: E



18. Lepra için aşağıdakilerden hangisi doğrudur? 16. Leprada en sık tutulan sinir aşağıdakilerden hangisidir? A) N.radialis



B) N.temporalis



C) N.maxillaris



D) N.auricularis



A) Hastalık sindirim yolundan çocuğa bulaşır B) Kuluçka dönemi kısadır C) Sinir dokusunu tutmaz D) Genellikle çocukluk çağında bulaşır



E) N.mandibularis



E) Deride beslenme bozukluğu görülmez



Lepra sinir hücrelerini tutan intraselüler bir enfeksiyondur. Leprada en sık tutulan sinir N. auricularis'dir. N. ulnaris tutulmasıyla pençe eli görülür. D o ğ ru cevap:



D



17. Mycobacterium tuberculosis’in polisakkaritleri aşağıdakilerden hangisini indükler?



Lepra her yaşta görülebilmekle birlikte 1 yaşın altında enderdir. Yaşa özgün insidans çocuklukta zirve yapmaktadır. Vakaların %20’si 10 yaşın altındadır. Lepra basilinin tek rezervuarı insandır. Hastalığın kuluçka süresi ortalama 2-4 yıldır. D o ğ ru cevap: D



19. Hangisi lepramatöz lepranın özelliği değildir?



A) Erken tip hipersensitivite B) Geç tip hipersensitivite



A) Hipopigmentasyon



C) Virulans



C) Keskin sınırlı lezyon D) Çok sayıda basil E) Yaygın lezyon



D) Deri testi



B) Hafif eritem



E) Hiçbiri i



Lepra fo rm la rın ın ö z e llik le ri Lepramatöz



Tüberküloid



Deri ve sinir Sayı



ve yayılım



Yaygın



Bir ya da birkaç bölge, asim etrik



Deri lezyon lan Tanım Sınırın keskinliği Sınırın deriden kabarıklığı Renk Koyu deri Açık deri Yüzey Merkezi iyileşme Ter ve kıl gelişimi Duyu kaybı



Keskin değil Kabarık değil Hafif hipopigmentasyon Hafif eritem Düzgün, parlak Yok Geç dönemde bozulur Geç (yanma tarzında)



Keskin Sık Belirgin hipopigmentasyon Bakır rengi veya kırmızı Kuru, kepekli Yaygın Başlangıçta bozulur Erken ve bariz



P erife rik sin irlerd e kalınlaşma



Yok



Var



Basil (Bakteriyel indeks)



Çok sayıda (5 veya 6’dan fazla)



Yok (0)



Doğal sonuç



İlerleme



İyileşme



Hücresel im m ün yan ıt



Zayıf



Güçlü



Serum im m ünglobülin m iktarı



Poliklanal hipergamaglobülinemi



Normal



B ulaştırıcılık



Yüksek



Düşük



Langhans hü crele ri



Yok



Var



Virchovv hücreleri



Var



Yok



Lepromin deri testi



Negatif



Pozitif



Tedavi



Dapson + Rifampisin + klafazimin



Dapson+Rifampisin



Diğer dokular



Üst solunum yolu mukozası, göz, testisler, kemikler, kas



Yok İD :0 6 t0 6 0



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



103



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



104



Lepromatöz lepra hücresel immünitesi kötü, hormonal immünitesi güçlü olan kişilerde görülür. Tüberküloid lepraya göre prognozu ve seyri daha kötüdür. Lezyonlarda bol miktarda basil bulunur ve çok bulaştırıcıdır. Simetrik, nodüler cilt ve sinir lezyonları ile karakterizedir. Leprom denen tümoral gelişimler oluşur. Yüzdeki lepromlar nedeniyle aslan yüzü (femores leorides) gelişir. Sürekli bakteriyeei görülür. Hipopigmentasyon ve çok sayıda yaygın eritemler görülür. D o ğ ru cevap: C



23. Mycobacterium dışında aşağıdaki bakterilerden hangisi aside dirençlidir? A) Nocardia C) Listeria



Mycobacterium tuberculosis’i mikobakterium türlerinden ayırmaya biyokimyasal test hangisidir?



Nocardialar filamentöz toprak bakterileridir. Gram pozitif ve kısmen aside dirençlidir. Pulmoner hastalık ve mycetoma oluşturabilir. A



diğer yarayan O H ücre içi y e rle ş im li b a k te rile r (B ru c e lla , mycobacterium tü rle ri, francisella tularensis ve Yersinia pestis)sıklıkla lenfoid dokulara yerleşirler. Sarsaklarda yerleşim için en uygun bölge ilioçekal bölgedir.



A) Eritritol fermentasyonu B) Mikolik asit hidrolizi C) Fotokromatojenik reaksiyon D) Niasin oluşumu E) Ziehl-Neelsen reaksiyonu M.tuberculosis niasin üretirken diğer bakterilerin hemen hemen hiçbiri niasin üretmez. D o ğ ru cevap:



D) Mycoplasma E) Streptokok



D o ğ ru cevap: 20.



B) Actinomyces



D



J



v



24. Mycobacteria türleri yapılarındaki hangi madde nedeniyle asidorezistan boyanırlar? A) Lipopolisakkarit



B) Lipoteikoik asit



C) Periplasma



D) Mikolik asitler E) Polisakkarit



21. Pott hastalığının etkeni hangisidir? A) Actinomyces israelii B) Haemophilus influenzae C ) Treponema pallidum D) Mycobacterium tuberculosis E) Coccidioides immitis Omurga tüberkülozu olan Pott hastalığı, sıklıkla orta torasik vertebraları tutar. Organizma hematojen yolla ya da plevral boşluktan paravertebral lenf nodlarına lenfatiklerle taşınabilir. Erozyon sonucu vertebra gövdesinin çökmesine yol açar. D o ğ ru cevap:



D



Mikobakteriler, hücre duvarında bulunan m ik o lik a s it adı verilen uzun zincirli yağ asitleri nedeniyle asit alkole tabi tutulduğunda bile karbol fuksin boyasını tutar. Bu nedenle aside dirençli basil adı verilir. D o ğ ru cevap:



D



25. AIDS hastalarından fırsatçı enfenksiyon nedeniyle en cok izole edilen Mycobacterium türü aşağıdakilerden hangisidir? A) Mycobacterium kansasii B) Mycobacterium avium-intracellulare kompleksi C) Mycobacterium leprae D) Mycobacterium phlei E) Mycobacterium scrofulaceum



22. Aşağıdakilerden hangisi burundan kazıntı yapılarak aside dirençli boyama ile görülmeye çalışılır? A) Mikobacterium tuberculosis B) Difteri



Mycobacterium avium intracellulare kompleksi AIDS hastalarında bakteriyel orjinli en sık fırsatçı enfeksiyon etkenidir. D o ğ ru cevap:



B



C) Atipik mikobakteri D) Morganella kataralis E) Lepra



26. Nocardia brasiliensis hakkında ifadelerden hangisi doğru değildir?



aşağıdaki



A) Aerobik, Gram pozitiftir.



Nazal mukoza veya deriden yapılan kazıntı ya da kulak memesi derisinden yapılan deri biopsisinin ZiehlNielsen tekniği ile boyanması ile Lepra teşhisi konulabilir. Serolojik testlerin fazla bir yararı yoktur.



C) Sporothrikosise benzeyen lenfokutanöz lezyonlar oluşturur.



Doğru cevap: E



D) Deri apseleri ve mycetomaları oluşturur.



B) Aside dayanıklı basildir.



E) Sulfonamidlere direnci ile N. asteroides’ten ayrılır.



M. Brasiliensis travma yoluyla cilt altı dokulara girerek hastalık oluşturur. Nokardiyaların hepsinde tercih edilen antibiyotik sülfonamidlerdir. (Yada Tmp/Smx). D o ğ ru cevap:



E



27. Normal vücut ısısı aşağıdaki mikobakterilerden hangisinin visseral organlara yayılımına engel olur? A) M.tuberculosis C) M.kansasii



B) M.ulcerans D) M.avium-intracellulare E) M.bovis



M.leprae ve M.ulcerans 30-33°C’de ürer. Normal vücut sıcaklığı 37°C olduğundan bu mikroorganizmaların IV enjeksiyonu bile lepra ya da deri ülserleri oluşturmaz. D o ğ ru cevap:



Kompleman, pozitif PPD testi gibi hücresel immün reaksiyonlarda rol oynamaz. Bu nedenle kompleman sisteminin bazı inaktivatör enzimleri (örneğin C3b inaktivatörü) reaksiyon bölgesinde bulunmaz. Soruda sıralanan diğer faktörler sensitize edilmiş lenfositlerden salınan lenfokinlerdir. Lenfokinler diğer lenfositleri ya da makrofajları etkiler. D o ğ ru cevap: E



31. Aşağıdakilerden hangisi dissemine (ekstrapulmoner) tüberküloz için risk faktörü değildir? A) 2 yaşından küçük hasta B) HIV enfeksiyonu C) Solid organ transplantasyonu D) Hipogammaglobulinemia



B



E) İleri yaş 28. Aşağıdakiler hangisi M. tuberculosis’in izoniazide dirençli olup olmadığını gösteren bir testtir? A) Lüsiferaz testi



B) Mantoux testi



C) Niasin üretimi



D) BACTEC E) ELISA



Lüsiferaz ateş böceklerinden elde edilmiş bir enzimdir. Eğer izole edilen M.tuberculosis, INH’e dirençli ise yaşamaya ve ATP üretmeye devam eder. Lüsiferaz ATP varlığında ateş saçar. Eğer organizma duyarlı ise lüsiferaz daha az ışık yayar. D o ğ ru cevap:



A



Hücresel immünite bozukluklarında ekstrapulmoner tüberküloz daha sıktır. Hipogammaglobulinemide hücresel immünite bozulmaz. D o ğ ru cevap:



D



32. IV ilaç kullanan HIV (+) hastada ateş ve diffüz bilateral pnömoni gelişiyor. Aşağıdakilerden hangisi etken olarak düşünülmemelidir? A) Mycobacterium tuberculosis B) Mycobacterium avium-intracellulare C) Pneumocystis carinii D) Cytomegalovirus E) Histoplasma capsulatum



29. Çok sayıda basil ve hücresel immünite bozukluğu ile giden lepra tipi hangisidir? A) Polar tüberküloid C) Lepramatöz



B) Borderline tüberküloid D) Üç tipte de görülür



E) Subklinik enfeksiyon



M. avium-intracellulare, ileri evre AIDS hastalarının çoğundan izole edilebilir. Organizma bu hastalarda görülen ateş, diare ve pansitopeniden büyük ölçüde sorumlu tutulmaktadır. Ancak AIDS hastalarında pulmoner hastalık yapması beklenmez; diğer patojenler interstisyel pnömoni yapabilir. D o ğ ru cevap:



Çok sayıda mikobakteria ve hücresel immün cevap eksikliği lepramatöz lepranın özellikleridir. Tüberküloid leprada (polar ya da borderline) mikroorganizma klinik örneklerde daha az görülür ve bu hastalarda bağışıklık yanıtı daha iyidir. Güçlü immün cevap nedeniyle tüberküloid lepranın erken evresinde palpabl sinirler vardır.



B



33. Aşağıdaki durumların hangisinde kortikosteroid kullanımı için rölatif endikasyon vardır? A) Tüberküloz menenjit B) Dissemine histoplazmosis



D o ğ ru cevap: C



C) Primer akciğer tüberkülozu 30. Pozitif PPD testi bölgesinde maddelerden hangisi bulunmaz? A) Migrasyon inhibisyon faktörü B) Transfer faktörü C) Makrofaj aktive edici faktör D) Makrofaj kemotaktik faktör E) C3b inaktive edici faktör



aşağıdaki



D) Dissemine blastomikoz E) Milier tüberküloz Tüberküloz menenjit ve perikarditin komplikasyonlarının önlenmesinde glukokortikoidlerin ampirik kullanımı önerilmektedir. Milier tüberküloz için steroid kullanımına dair deliller daha zayıftır. Adrenal yetmezlik yoksa dissemine histoplazmosis ve blastomikoz ile steroid kullanımının yeri yoktur. Doğru cevap: A



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



10>5



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



106



34. Mycobacterium tuberculosis izolasyonunda aşağıdaki besiyerlerden hangisi kullanılır?



(-------------------------------------------------------------------------- 'i



MİKOPLAZMALAR V_______________________________________________________________________________ Z



A) Adi jeloz



B) Mac Conkey



C) VVİlson Blair



D) Francis E) Lovvenstein-Jensen



1.



Hücre duvarı olmayan ve tekrarlayan pasajlarda hücre duvarı oluşturmayan bakteri hangisidir?



Tüberkülozun kesin tanısı klinik örneklerde tbc basilinin varlığının gösterilmesi ile konur. İncelenmesi istenen örnekler (balgam, bronş lavajı, brankoalvoler lavaj sıvısı, plevra sıvısı, BOS, idrar, kan vb.) Lövvenstein-Jensen besiyerinde ortalama 2-3 haftada ürer. D o ğ ru cevap:



B) S.formu C) L.formu D) Ureoplasma urealyticum



E



35. Aşağıdakilerden hangisi, anatomik bariyerleri geçerek üreyebilir? A) Actinomyces israelii B) Mycobacterium leprae C) Mycobacterium kansaii D) Mycobacteium tuberculosis E) M.avium intracellulare Actinomyces israili dokularda sürekli üreyerek anatomik bariyerleri geçer; kemiklere yayılabilir. En sık görülen aktinomikoz şekli servikofasiyal aktinomikoz'dur. RIA kullanan kadınlarda pelvik aktinomikoz gelişebilir. Tedavide cerrahi debridman ve penisilin kullanılması gerekir. (4-12 ay) D o ğ ru cevap:



A) Neisseriae gonorrhea



E) Mycobacterium tuberculosis Mycoplasmalar (mallikütler, ureaplasma dahil) hücre duvarı olmayan bakterilerdir. Pasajlarla bu özelliklerini değiştirmezler. Gram (-) ve (+) bakteriler hücre duvarlarını kaybedip sferoplast ve protoplast haline gelebilirler ve hipertonik ortamda yaşamlarını sürdürebilirler. (L. formu). Bu bakteriler uygun koşullarda normal yapılarına kavuşabilirler. D o ğ ru cevap:



2.



Aşağıdakilerden hangisi pneumoniae için doğru değildir?



Etiolojik ajan aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Erysipelothrix rhusiopathiae B) Actinomyces israelii



Mycoplasma



A) Primer atipik pnömoni etkenidir. B) M.pneumoniae yüzeyel mukus membran enfeksiyonları oluşturur, diğer dokulara yayılmaz. C) M.pneumoniae kültürde 1-3 haftada ürer.



A



36. Elliüç yaşında tip I DM’İ bulunan bayan hasta, yakın zamanda sağ akciğer üst lobunda bir pnömoni geçirmiş ve iyileşmiş. Şu anda bilinç bulanıklığı ve ateşi mevcut. Beyin CT’sinde sol frontal hemisferde multiloküle bir kitle ve çevreleyen beyin dokusunda ödem izleniyor.



D



D) M.pneumoniae tanısında kullanılan serolojik testler kompleman fiksasyon ve soğuk aglutinasyondur. E) M.pneumoniae’nin yüksektir.



insidansı



yaşlılarda



en



M.pneumoniae’nın en yüksek insidansı genç (5-15) yaş grubudur. D o ğ ru cevap: E



3.



Atipik pnömoninin en sık nedeni aşağıdakilerden hangisidir?



C) Streptococcus pneumoniae A) S. pneumania C)P. carini



D) Nocardia asteroides E) Echinococcus granulosus



B) M. pnömoni D) Klebsiella



E) C.monocytogenes Multiloküle beyin apsesi etkeni olan Nocardia asteroides, çoğunlukla immün sistemi baskılanmış kimselerde hastalık yapar. Serebral tutulum, uzak bir bölgeden (genellikle akciğerler) kaynaklanan bakteremi ile oluşur. Profilaktik TMP/SMX kullanan transplantasyon hastaları ve diğer immün yetmezlikli kişilerde çok ender görülür. Organizma aerobiktir ve yavaş gelişir. Rutin, mikobakteriyel ya da fungal kültürlerde izole edilebilir. Doğru cevap: D



M.pneumonia -



-



Zorunlu aerobtur. En sık atipik pnömoni etkenidir. Yavaş başlangıçtı ateş, zonklayıcı başağrısı, halsizlik, myalji ve kuru öksürükle karakterizedir. İnterstisyel veya bronkopnömonik pnömoni gelişir. En sık 5-15 yaş arası çocuklarda görülür. En önemli komplikasyonu plevral effüzyondur. Tanıda soğuk aglütininler önemlidir. IgM tabiatındadır.



-



Non-spesifiktir. Kültürde sahanda yumurta görünümündedirler. Giamsa boyamayla küçük pleomorfik bakteriler gözlenir. Peroksidaz(+)’tir. Hemolitik anemiye sebep olabilir. Kompleman fixasyon testi de tanıda yardımcıdır. Tedavide uzun süreli eritromisin veya tetrasiklin kullanılır.



3. ve 4. haftada maksimuma çıkarken, 1:64'ün üzerinde bir titre M. pnemoniae tanısı koydurur. Beyin, akciğer ve karaciğer hücrelerine karşı da otoantikorlar oluşabilir. Bu antikorlar akciğer dışı belirtilerin nedeni olabilir. D o ğ ru cevap: E



6.



Katı besiyerinde sahanda yumurta görünümü veren mikroorganizma hangisidir? A) Staphylococcus aureus B) A grubu beta hemolitik streptokok C) Listeria monocytogenes D) Bacillus anthracis E) Mycoplasma pneumoniae



Mycoplasma pneumoniae, çeşitli lipidleri içeren besiyerde 1 haftada sahanda yumurta görünümü veren koloniler yapar. Kolonilerin merkezi yüksek, dış kenarları incedir. D o ğ ru cevap: E



7. D o ğ ru cevap:



4.



B



Mikoplazmalar diğer bakterilerden aşağıdakilerden hangisinin yokluğu ile ayrılır?



Lober pnömoni, kuru öksürük, mukoid balgam, serumda yüksek titrede soğuk aglutininler, ve ağarda “sahanda yumurta” benzeri koloni oluşturan mikroorganizma aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Streptococcus pneumoniae



A) Flajel



B) ATP sentezi



B) Klebsiella pneumoniae C) Mycoplasma pneumoniae



C) Kapsül



D) Hücre duvarı



D) Streptococcus pyogenes E) Legionella pneumophila



E) Lipopolisakkarit Mikoplazmalar kendi kendine çoğalabilen en küçük prokaryotlardır. Hücre duvarları yoktur. L-formları ise sadece antibiotik varlığında hücre duvarından yoksundur; daha sonra tekrar duvar kazanabilir. Çoğu mikoplazma türü fakültatif anaerob olmalarına karşın, M. pneumoniae zorunlu aerob'dur. Üremeleri için ortamda mutlaka sterol bulunmalıdır. Mukus membranlarını enfekte ederler, invazyon yapmazlar. D o ğ ru cevap:



D



Mycoplasma enfekte hastaların %10’ndan azında alt solunum yolu enfeksiyonu bulguları görülür. Klinik, genellikle viral pnömonilere benzer. Kuru öksürük tipiktir. Akciğer dışı bulgular arasında myaljiler, artraljiler, deri lezyonları (döküntü, eritema nodosum, eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromu) ve nörolojik komplikasyonlar (menenjit, ensefalit, transvers myelit, nöropati) sayılabilir. Serumda soğuk aglutininler gösterilebilir. Kompleman fiksasyon testi ile tanı doğrulanır. Tedavide eritromisin ya da tetrasiklin kullanılır. D o ğ ru cevap: C



5.



Soğuk aglutinasyon testi aşağıdaki infeksiyonlardan hangisinde kullanılır? 8. A) Pnömokoksik pnömoni B) Stafilokoksik sinüzit C) Meningokoksik menenjit D) Streptokoksik tonsillitis



Mycoplasma pneumonia aşağıdaki hastalıklardan hangisine vol açmaz? A) Pneumonia C) Myoperikardit



E) Mycoplasma pnömonisi Tedavi edilememiş M. pneumoniae enfeksiyonlarında %50 hastada 0 grubu insan eritrositlerine karşı soğuk hemaglütininler ortaya çıkar. Bu antikorlar alyuvarları 37 °C'de aglutine etmezken, 4 °C'de aglutinasyon izlenir. Titre



B) Hemolitik anemi D) Gastroenterit E) Meningoensefalit



Mycoplazma pneumonia bir dizi respiratuar enfeksiyona yol açar: Pnömoni, trakeobronşit, menenjit, farenjit ve rinit. Bazen meningoensefalit, myoperikardit, hemolitik anemi, makülopapüler ya da veziküler döküntü gibi komplikasyonlar görülebilir. Gastroenterit görülmez. Doğru cevap: D



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



107



108



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



--------------------------------------------------------------



SPİROKETLER



_________________________________________ 1.



Derede balık avladıktan sonra ateş, sarılık, yaygın ağrılar nedeniyle doktora başvuran hastada yapılan incelemede transaminazlar, bilirubinler ve kreatinin fosfokinaz çok yüksek bulunuyor. İdrar incelemesinde karanlık alanda spiroketler saptanıyor. Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Lyme hastalığı



B) Dönek ateş



C) Leptospiroz



D) Sitiliz E) Pinta hastalığı



Leptospirozda ikte rik form (Weil hastalığı), sıklıkla icterohaemorrhagiae serovarı ile oluşur. Leptospiremik fazda (3-7 gün ) leptospiralar kanda, sonraki dönemde idrarda saptanabilir.



L.ichterohaemorrhagiae’nın etken olduğu weil hastalığı sarılığın eşlik ettiği ciddi bir leptospirozdur. Trombositobarin antikoru oluşturur. Hastalık tipik olarak “bifazik” olup erken evrede görülen ateş, titreme ve şiddetli başağrısını bu organizmaların kandan temizlenmesi ile gelişen belirtilerin kaybolduğu kısa bir iyileşme evresi izler. İkinci “bağışık” faz, çoğunlukla aseptik menenjit ve ağır olgularda karaciğer harabiyeti ve böbrek işlevinde bozulma ile karakterizedir. Enfeksiyon sırasında serovara özgül bağışıklık gelişir. Organizmanın karaciğere girmesi ile sarılık, (sarılığın ortaya çıktığı durumlarda mortalite %5-10’dur) böbreğe girmesi ile nefrit gelişir. Böbrek bulgulan aylarca sürebilir. Ölüm böbrek yetmezliğine bağlıdır. Myokardite sebep olur VVeil hastalığı leptospirozlu hastaların %10’unda görülür. D o ğ ru cevap:



4.



Akut hepatit kliniğinde nötrofilik lökositoz varlığında kreatinin fosfokinaz artışında akla gelmelidir. Laboratuvar tanısı için idrar alkali hale getirilmelidir. Tanı leptospiraların karanlık sahada görülmesi, kültürleri ama çoğu kez serolojik olarak konulur. Mikroaglütinasyon (MAT) en sık kullanılan testtir. Kobaya verilerek araştırılabilir. D o ğ ru cevap:



E



Yaklaşık bir ay önce kene ısırığı hikâyesi olan hastada yüz felci gelişmiş, yapılan incelemede BOS örneğinde aseptik menenjit bulguları ve spiroketler görülmüştür. Bu tabloya yol açması aşağıdakilerden hangisidir? A) Leptospira C) T. pallidum



C



en



olası



etken



B) B. burgdorferi D) Meningokok E) B. recurentis



2.



Meningokok ve gonokokun ortak virulans faktörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Kapsül C) Ig A proteaz



B) Beta laktamaz D) Oksidaz E) Hyalürinidaz



D ikkatli okuma gerektiren sorular arasındadır. Pnömokok ve meningokokların ortak virulans faktörü kapsül iken gonokokiarda kapsül yapısı bulunmaz. Meningokok için en önemli virulans faktörü kapsül ve endotoksin iken gonokok için piluslardır. Her ikisinin virulans faktörleri içinde ortak olan Ig A proteazdır. Ig A proteazlar: Mukozal Ig A yıkımı ile infeksiyona zemin hazırlarlar. N. gonorrhoeae, N. m eningitidis, S. pneum oniae, H. infiuenzae gibi bakterilerin önemli bir virulans faktörüdür. D o ğ ru cevap:



C



Aseptik menenjit leptospira, B.burgdorferi, T.pallidum seyrinde saptanabilecek bulgulardır. BOS bulgulan, yüz felci tablosu ve BOS’da spiroketlerin görülmesi B.burgdorferi (LYME) hastalığı lehinedir. B. burgdorferi ilk dönem lezyonu eritema kronikum migrans, 2. dönem lezyonu artrit, A-V blok ve nörolojik tutulumlardır. 3. evrede hastada kronik atrofik dermatit görülür. Fakat asıl önemlisi bulaşta kenelerin rolünün hatırlanması önemli bir ipucudur. Pseudomonas aeruginosa deride ektima gangrenosuma neden olabilmektedir. Calymmatobacterum granulomatis granuloma inguinale etkenidir. Tanıda donovan cisimcikleri faydalıdır. Listeria monositogenes özellikle hayvanlardan bulaşan bir gastroenterit etkenidir. Hamile bayanlarda bebekte kolonize olarak düşük ve ölü doğumlar yanında Granulomatozis infantiseptika ve yenidoğan meningoensefalitine neden olabilmektedir. D o ğ ru cevap:



3.



Çoğunlukla bataklık ve çeltik işçilerinde görülebilen; yüksek ateş, ikter, genel durum bozukluğu, ciltte peteşial kanamalar ve böbrek yetmezliği ile seyreden Weil Hastalığının etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Legionella micdadei B) Pasteurella multocida C) Pseudomonas pseudomallei D) Coxiella burneti E) Leptospira icterohaemorrhagiae



5.



B



Sifilizde en erken pozitifleşen antijen belirleme testi aşağıdakilerden hangisidir? A) FTA-ABS C) VDRL



B) PCR D) MHA E) RPR



Spesifik serolojik testler: T. pallidum antijenlerine karşı immünfloresan yöntemlerle (FTA-ABS) veya



109



DİKKAT! Nörosifiliz tanısında! Serolojik testler: Nontreponemal testler (reaoinict: Ucuzdurlar, taramada kullanılır. Testte kullanılan antijen, sadece hasta reaginik antikorunu saptayan inek lap kardiolipinilesitindir. Yüksek sensitiviteye (hasta olguların çoğuna saptar) ancak düşük spesifiteye (diğer hastalıklarıda (+) olabilir) sahiptir. Nontreponemale antikor fitreleri, antibiyotik tedavisiyle veya geç latent evrede spontan olarak düşer.



Doğru cevap: A



Nontreponemal testler: 1. VDRL (Venereal Disease Reseagin Test)



S e ro lo jik te s tle rin yalancı p o z itifliğ in e neden olan d u ru m la r Nontreponemal Testler



Tropenemal Testler







V ira l in fe k s iy o n la r







P yoderm a







R om a toid A r t i r i t







D eri n e o p la z m la rı







SLE







A kne v u lg a ris







A k u t ve ya k ro n ik h a s ta lık la r







M ikozis







K ru ra l ülserasyon







H a m ile lik







R om a toid a r t ir it







im m u n y e tm e z lik







Psöriazis







İlaç b a ğ ım lılığ ı







SLE







L e pra







H a m ile lik







M a la rya







G e n ita l herpes e n fe k s iy o n u



ID:06t039 | 6.



Primer (birincil) sifilizin tanısında aşağıdaki yöntemlerden hangisi en güvenilirdir? A) VDRL testi B) FTA-ABS testi C) Mikrohemagglutinin testi D) Şankr materyalinin karanlık saha incelemesi E) Treponema pallidum immobilizasyon testi



Şüpheli erken dönem sifilitik şankrdan alınan taze lenfin karanlık saha incelemesinde karakteristik hareket gösteren spiroketler görülür, bu kesin tanıda en önemli kriterdir. Karanlık saha incelemesinde serumda VVasserman antikorları görünmeden önce pozitif sonuçlar elde edilebilir. Spiroketler mükoz membanlardaki sekonder sifilitik lezyonlarda geçici olarak gösterilebilir. VDRL; nörosifiliz, konjenital sifilis tanısında ve sifilizin tedavi takibinde en yararlı tanı veya takip yöntemidir. Doğru cevap: D



7.



2. RP (Rapid Plasma Reagin Test) 3. ART (Automated Reagin Test)



Nörosifiliz tanısında en yararlı test asaâıdakilerden hangisidir? A) TPHA (Treponema pallidum hemaglütinasyon) B) FTA-ABS (Floresan treponema antikorabsorbsiyon) C ) MHA-TP (Mikrohemaglütinasyon- Treponema pallidum) D) VDRL (Venereal Disease Research Laboratory) E) TPI (Treponema pallidum immobilizasyon)



Bu testler primer sifilizlerin çoğunda, sekonder sifilizlerin tümünde pozitiftir. Nörosifiliz düşünülen hastaların BOS’unda antikor aramaya yönelik tek test VDRL’dir. Non-treponemal testler şankrın ortaya çıkışından 2-3 hafta sonra pozitifleşmeye başlarlar, çok erken dönemde negatiftirler. Bu non-spesifik antikorların fitresi tedavi ile azalır. Tedavinin izlenmesinde önemlidir. Lepra, Hepatit B, EMN ve bazı otoimmün hastalıklarda yanlış pozitiftir. Nörosifiliz düşünülen hastaların aramaya yönelik tek test VDRL’dir.



BOS’unda



antikor



Doğru cevap: D



8.



Çeltik işçisi olan 25 yaşında bir erkek hasta yüksek ateş, ikter, genel durum bozukluğu, ciltte peteşial kanamalar, skleral hemoraji ve böbrek etmezliği ile has,taneye başvurmuştur. Hastanın yapılan tetkiklerinde nötrofilik lökositoz ve kreatin fosfokinaz artışı saptanmıştır. Hastalığın en hangisidir?



olası



etkeni



aşağıdakilerden



A) Francisella tularensis B) Pasteurella multocida C) Yersinia pestis D) Coxiella burneti E) Leptospira icterohaemorrhagiae Sorunun altın kelimeleri hastanın çeltik işçisi olması, sarılığı ve nötrofilik lökositozunun olmasıdır. Leptospira icterohaemorrhagiae adından da anlaşıldığı gibi sarılık ve kanamalara neden olmaktadır. Özellikle skleral hemoraji tipik bir bulgudur. Leptospiremik fazda (3-7 gün ) leptospiralar kanda, sonraki immün dönemde idrarda saptanabilir. Akut hepatit kliniğinde nötrofilik lökositoz varlığında CPK artışında akla gelmelidir. Laboratuvar tanısı için idrar alkali hale getirilmelidir. Tanı leptospiraların karanlık sahada görülmesi, kültürleriama



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



hemaglütinasyon (TPHA, MHA, TP) yöntemleriyle spesifik antikor aranır. FTA-ABS ilk pozitifleşen çok güvenilir bir testtir. Yalancı (+) sonuç vermez. Spesifik testler tedaviden sonra bile ömür boyu pozitiftir. En spesifik tanı PCR ile T. pallidum’un gösterilmesidir. Bu nedenle tedaviye cevabı ve reinfeksiyonu değerlendirmede kullanılmaz. Pahalı ve uygulaması zor olduğu için tarama testi olarak da kullanılmaz. Sifilizde en kesin tam VVestern Blotting’dir.



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



110



çoğu kez serolojik olarak konulur. Mikroaglütinasyon (MAT) en sık kullanılan testtir. Tedavide seçkin ilaç penisilindir. Hafif olgularda ampisilin, doksisiklin kullanılabilir. Doğru cevap: E



9.



Periplazma kamçıları hangisinde bulunur?



aşağıdaki



bakterilerden



A) Mycoplasma



B) Mycobacterium



C) Borrelia



D) Brucella E) Streptokok



Flagellalar özel bir şekilde yapılanmış, flagellin denilen protein alt ünitelerden oluşurlar. Bakterinin hareketiyle ilgilidirler (kemotaksi). Bakteri sitoplazma zarına bleforastlarla tutunmuşlardır. Flagellaların sayısı ve çıktıkları yere göre özel isimler verilmektedir. Tek bir kutupta tek flagellum varsa monotriş, her iki kutupta birer tane ise amfitriş, bir kutupta ya da her iki kutupta çok sayda ise lobotriş, tüm çevrede bulunuyorsa peritriş hiç yoksa atriş diye tanımlanır. Genelde kok morfolojisinde bakterilerde bulunmaz. Treponema ise hareketini aksiyal Flamanlarla sağlar. Doğru cevap: C



10. Kenelerin ısırması ile bulaşan, ısırık yerinde başlayıp halkalar halinde yayılan kızarıklık, ileri dönemlerde menenjit, kardit ve daha sonra artritle seyreden hastalık hangisidir? A) Babesyoz



B) Mikoplazmoz



C)Veba



D) Lyme hastalığı E) Şarbon



Sekonder sifiliz; Hepatit, menenjit, lenfadenopatiler (epitroklear lenfadenopati), yaygın deri döküntüleri (rozeol) (pek çok şekilde olabilir), kondiloma lata, ağız içinde plak müköz sık rastlanan klinik bulgulardır, ilk iki dönem deri ve mukoza lezyonlarında bol miktarda bakteri belirlenebilir.Bu dönem sonunda latent dönem gelişir. Klinik bulgular ortadan kaybolur. Bu grupta % 20-25 olguda relapslar gözlenmektedir. Tersiyer sifiliz; Geç dönemde (yaklaşık 3-5 yıl sonra kronik dönem lezyonları ortaya çıkar Bu lezyonlar bakteri içermez ve gom olarak tanımlanan spesifik granülomatöz odaklardır. Geç dönemde kardiovasküler tutulum en sık arkus aortadadır ve aortit, anevrizmalar, aort yetmezliği gelişir. Nörosifiliz tablosunda kişilik bozuklukları, paralizi jeneral, hallüsinasyonlar, ortaya çıkabilir. ArgylRobertson pupillası izlenir. Medulla spinalis arka kökleri tutulumunda tabes dorsalis ortaya çıkar, Romberg bulgusu (+) tir. Doğru cevap: C



S ifiliz ’ de laboratuar bulguları' Enfeksiyonun evresi



FTA-abs



Çok erken primer



-



Erken primer



+



Primer



+



Sekonder veya latent



+



Geç latent



+



Tedavi edilmiş



+



Biyolojik yalancı (+)



-



TPHA



VDRL











I



4 I + ..+ t _ +n * I *



1







i + ID :1 2 t0 6 8|



Kene ısırığıyla bulaşan halkalar şeklinde yayılan, hastalığa lyme hastalığı denir. Bu hastalığın etkeni B. burgdorferi denen bir spiroketdir. Hastalık ısırıktan 7 gün sonra başlar. Bu lezyon, geniş boyutlara ulaşabilen ortası soluk, bir deri döküntüsüdür. Bu lezyon kendiliğinden iyileşir, ikinci dönemde nörolojik tutulum (beli paralizisi), ansefalit, artralji - artrit, miyozit, kalp tutulumu görülebilir.



12. Aşağıdakilerden hangisinin incelenmesi karanlık alan mikroskopisi önerilir? A) Mycoplasma



B) Ricketsia



C) Treponema



D) Mycobacterium



için



E) Streptokok



Doğru cevap: D



11. Geç dönem sifiiizde aşağıdakilerden hangisi saptanır? A) Plak müköz C) Aortit



B) Yaygın deri döküntüleri D) Hepatit E) Lenfadenopatiler



Sifilizin evrelerini inceleyecek olursak; Primer sifiliz; Vücuda girdiği yerde 2-10 haftada önce papül, sonra ağrısız bir ülser gelişir (şankr). Şankr kendi kendine iyileşir ve sonra hematojen yayılma sonucu klinik tablolar ortaya çıkar



Treponema pallidum sifiliz etkenidir. Tanısında karanlık saha mikroskobisi önerilir. Mycoplasma, ricketsia, mycobacterium, streptokok gibi mikroorganizmaların böyle bir özellikleri yoktur. Doğru cevap: C



13. Primer sifiliz tanısında en sensitif ve spesifik serolojik test hangisidir? A) VDRL



B) RPR



C) Otomatik reagin testi



D) MHA-TP



E) Sedimentasyon



111



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



f Ürogenital Enfeksiyonlar O Treponema pallidum......................................Ağrısız şankr, karanlık alan mik spiroket O Haemophilus d u c re i......................................Ağrılı şankr, Gr(-) ince kokobasil O Chlamydia trachom atis(A -C )...................... İnklüzyon cis, purulan ürogeni akıntı, Gram boya ve kültür sonuçsuz O Chlamydia trachomatis (L s e ro v a r)........... LG\! (anogenital s trik tü r) O Neisseria gonorrhoeae................................. Hiperpurulan akın tı. Gram neg ik ili kok, eklem ve deri tutulumu O Herpes simplex tip 2 ...................................Ağrılı veziküler lezyon O İnsan papilloma virus(HPV)......................... Condyloma accuminata, serviks kanseri O Trichomonas vaginalis...................................Sarı-yeşil, köpüklü akıntı, hareketli parazit tro fo zo it Q Sardnerella vaginalis.................................... Ürogenital akıntı, clue celi pozitif, akıntıda laktobasil ve lokosit yok O Candida albicans.......................................... Beyaz ürogenital akıntı, mikroskopide maya ve pseudohifa yapıları O Molloscum contagiosum ............................... Pox virüs, göbekli deri lezyonu O Callymatobacterium granulomatis.............. Sranuloma inguinale, donovan cisimciği O Mycoplasma ve ureoplasma......................... Ü re trit (gram boyama sonuçsuz)



J



V Sitiliz tanısında iki tür test kullanılır. Non-spesifik serolojik testler; Non-treponemal antijenleri içerir. VDRL ve RPR bu testlerdendir. Tedavi ile antikor titreleri azalır. Spesifik serolojik testler T. pallidum antijenlerine karşı antikor aranır. FTA-ABS, TPHA, MHA-TP, gibi. Bu testler tedaviden sonra bile ömür boyu pozitiftir. En spesifik tanı PCR ile T.pallidum'un gösterilmesidir.



S ifiliz iç in diyagnostik te s tle r



Mikroskop Kültür



A) Kültür yapılır B) Şankırdan gram boyama C) VDRL testinin tekrarı D) Karanlık saha mikroskobisi E) RPR testi yapılır Non-spesifik testler enfeksiyon başlangıcından 2-3 hafta sonra pozitifleşir. Başlangıç döneminde bu testler negatif olabilir. Bu nedenle en uygun yaklaşım karanlık alan mikroskobisidir.



Doğru cevap: D



Diyagnostik Test



14. Genital bölgesinde şankırı olan hastanın VDRL testi negatif ise hangi yaklaşım daha uygundur?



D o ğ ru cevap:



Kullanılan Metod I



D



I K a ra n lık alan m ik ro s k o b is i F luoresan



15. VVasserman reaksiyonu hangisinin ölçümüne dayanır?



a n tik o r te s ti (FAT)



aşağıdakilerden



Ü re tile m e z



A) Protektif antikorlar N o n tre p o n e m a l te s t le r • V e n e re a l D is e a s e L a b o ra to ry (VDRL)



R e s e a rc h



• Rapid plasm a re a g in (RPR)



Seroloji



T re p o n e m a l te s t le r •



L



F lu o re s c e n t tre p o n e m a l a n tib o d y a b s o rp tio n (FTA-ABS)



• T .P a llid u m iç in m ik ro h e m a g lu tin a s yon te s ti (MHA-TP) İD :06t036 II



B) Nötralizan antikorlar C) Reaginik antikorlar



D) Gama globulin titresi E) Aglutine edici antikorlar VVasserman reaksiyonu sifiliz için kullanılan non-spesifik bir kompleman fixasyon testidir. Non-spesifik kardiolipinlesitin antijen olarak kullanılır. Bu antijene karşı üretilen ve reagin adı verilen antikor titresi ölçülür. Doğru cevap: C



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



112



16. Sifilis’li hastada karanlık alan mikroskopisi için aşağıdaki materyallerden hangisi kullanılır? A) Burun akıntısı B) Arter kanı C) Venöz kan



19. Otuz altı yaşında bir erkek hasta sağ alt kadran ağrısı ve sarılık şikayeti ile hastaneye başvurmuştur. Yapılan tetkiklerde hepatit virüs markerleri ve heterofil antikor testi negatif bulunmuştur. Hastanın ayrıca skleral hemorajisi olduğu saptanmıştır. Periferik yaymada nötrofilik lökositoz belirlenmiştir.



D) Bölgesel lezyon sıvısı



Bu hastada en olası hangisidir?



E) Beyin omurilik sıvısı Sifilis’in yüzeyel lezyonlarından alınan doku sıvısı ya da eksuda, ince bir tabaka şeklinde yayılarak karanlık alan mikroskopisinde incelendiğinde tipik hareketli spiroketler görülebilir.



A) Treponema pallidum



Doğru cevap: D



E) Toksoplasma gondi



17. Borrelia bulaşır?



recurrentis



insanlara



hangi



yolla



A) Pyomotes ventricasus ile B) Sarcoptes scabeii ile D) Bitin cilt yüzeyinde ezilmesi ve ciltte bir giriş kapısının varlığı ile E) Bitin dışkısı ve ciltte bir giriş kapısının varlığı ile Borrelia recurrentis, epidemik dönek ateş etkenidir. Bitle bulaşır. Kan emerek enfekte olan bitin, başka bir konakta deri üzerinde ezilmesi ve ciltte açık bir giriş yerinden organizmanın alınması ile bulaşır. Doğru cevap: D



hangisi



Sarılık şikayeti ve hepatit bulguları ile gelen bir hastada öncelikle HAV, HBV, HCV, HDV gibi hepatit virüs infeksiyonları ekarte edilmelidir. Yine aynı bulgulara neden olabilen ve mononükleoz etkeni olan EBV, CMV unutulmamalıdır.



Bütün bu etkenler ekarte edildiğinde leptospiralar akla getirilmeli ve hastanın skleral hemoraji, nötrofilik lökositoz ve fare idrarı ile kirlenmiş su içme hikayesi pozitif bulgular olarak alınmalıd Doğru cevap: B



20. Akrodermatitis kronika atrofikans etkenlerin hangisinde görülür?



yalnızca



A) Sitiliz B) Brusellosis C) Yersinia pestis D) Tularemi E) Pasteurella multocida Brusella, Yersina pestis, Francisella tularensis ve Pasturella multocida zoonozdur. Treponema pallidum yalnızca insanda enfeksiyon oluşturmakla birlikte tavşanda deneysel olarak deri lezyonları yapabilmektedir. Doğru cevap: A



B) Leptospira ichterohemorragica C) Sitomegalovirus (CMV) D) Epstein-Barr virüs (EBV)



EBV infeksiyonunda heterofil antikor testi pozitifliği altın testtir.



C) Pire ısırığı ile



18. Aşağıdaki hastalıklardan insanlarda görülür?



etken aşağıdakilerden



aşağıdaki



A) B. burgdorferi



B) L.donovani



C) C. perferinges



D) R.akari E) S.pyogenes



Evre 1'de: •



Eritema kronikum migrans tipik deri bulgusudur. Lezyondan bakteri izole edilebilir.







Halsizlik, yorgunluk, başağrısı, ateş, titreme ense sertliği ve ağrılar görülür



Evre 2'de: • • •



• •



Evre 1’den haftalar ya da aylar sonra ortaya çıkar En sık belirtiler artrit ve artraljilerdir. Nörolojik tutulum (en sık meningoradikülonevrit şe klin d e d ir = Banvvarth sendrom u ile Bell paralizisi) Kranial nöropati (fasial paralizi, Bell’s palsi) Kalp tutulum (en sık kalp blokları)



Evre 3'de: • • • • •



Eklem problemleri görülür Yaptığı artrit romatoid artride benzer Lyme ensefaliti Dilate kardiyomyopati 3. dönem en sık görülen tutulumdur







Akrodermatitis kronika atrofikans; geç dönem deri bulgusudur



Doğru cevap: A



113



Hastalık 3 evreye ayrılır Evre 1 Eritema kronikum migrans tipik deri bulgusudur. Lezyondan bakteri izole edilebilir. Halsizlik, yorgunluk, başağrısı, ateş, titreme ense sertliği ve ağrılar görülür



A) Bağışıklık sisteminin baskılanması B) Antibiotiklere dirençli olması C) Hücrede antijenik değişiklik



Evre 2



D) Sitotoksik etki göstermesi E) Otoenfeksiyon yapması Borrelia recurrentis enfeksiyonu seyri sırasında bakterinin antijenik yapısı değişir ve daha önce bu yeni antijenik yapıya karşı antikor bulunmadığından organizma çoğalma fırsatı bulur. Tümüyle iyileşme birçok antijenik yapıya karşı antikor gelişmesi ile 3-10 relapstan sonra görülür.



Evre 1’den haftalar yada aylar sonra ortaya çıkar. En sık belirtiler artrit ve artraljilerdir. Nörolojik tutulum (en sık meningoradi külonevrit şeklindedir = Banvvarth sendromu = Bell paralizisi). Kranial nöropati (fasial paralizi, Bell’s palsi) Kalp tutulum (en sık kalp blokları) Evre 3



Doğru cevap: C



Eklem problemleri görülür. Yaptığı artrit romatoid artride benzer. Lyme ensefaliti. Dilate kardiyomyopati. 3. dönem en sık görülen tutulumdur



22. Aşağıdaki etken - hastalık -tedavi eşleşmelerinden hangisi doğru değildir?



Akrodermatitis kronika atrofikans; geç dönem deri bulgusudur.



AjTreponema pallidum - sifilis- bilateral supuratif inguinal lenfadenopati- tetrasiklin B) Haemophilus ducreyi - süpüratif ağrılı LAP eritromisin CjChlamydia trochomatis - ağrısız herpetiform lezyonlar - sulfadiazin D) Calymmatobacterium granulomatis - granuloma inguinale - ağrısız ülsere inguinal deri lezyonları E) Chlamydia trachomatis venereum- tetrasiklin



-



lenfogranuloma



Sifilis, ağrısız ülsere papül ve ağrısız süpüratif olmayan lenfadenopati ile seyreder. Primer sifiliste tedavide tetrasiklin kullanılabilir. Karanlık saha mikroskopisi tanıda yardımcı olabilir. Şankroid (H.ducreyi) çoğunlukla unilateral ağrılı ülsere lezyonlar ve süpüratif LAP ile gider. Ülseratif lezyonları sifilis veya granuloma inguinale ile karışabilir. Kültürü zordur. Klam idya enfeksiyonları çok değişik şekillerde kendini gösterir. Lenfogranuloma venerum, kültür ya da karakteristik intraselüler inklüzyon cisimcikleri ile gösterilebilir. Granuloma inguinale geniş ülesere deri lezyonlarına yol açabilir ve karsinoma ile karıştırılabilir. Teşhis biopsi ve mikroskopide Donovan cisimciklerinin görülmesi ile konur. 10 gün süreyle günde 2 g tetrasiklin tedavisi verilir. Doğru cevap: A



23. Lyme hastalığında hangisidir? A) Ulnar sinir C) Fasiyel sinir



en



sık



tutulan



sinir



B) Axiller sinir D) Femoral sinir E) Maxiller sinir



B. burgdorferi, Lyme hastalığı etkenidir. Keneler ile bulaşır. Sinirler kalp ve eklem gibi dokulara yayılan bir kan enfeksiyonudur.



Tanı BOS ve kandan alınan materyalde antikor aranabilir. Tanıda en çok serolojik yöntemler kullanılmaktadır. (ELISA, indirek floresan antikor testi) Tedavi Erken dönemde doksosiklin veya ampisilin. Geç dönem ve nörolojik tutulum; I.V. penisilin veya seftriaksonda tercih edilebilir. Doğru cevap: C



24. Sifilizde inkübasyon periyodunun ortalama süresi ne kadardır? A) 1 hafta



B) 3 hafta



C )3ay



D) 6 ay E) 1 yıl



Primer sifliz, bulaştırıcılığın en fazla olduğu dönemdir. Mikroorganizmanın vücuda girişinden ortalama 3 hafta sonra giriş yerinde önce ağrısız, kenarları sert ülser halini alır (sert şankr). Sert tabanlı, etrafı kırmızıdır. Ortalama bir hafta sonra bölgesel, ağrısız lenfodenopati gelişir. Primer lezyon bir kaç hafta içinde, skar bırakmadan, genelde hipopigmente bir leke bırakarak iyileşir. Lenfadenopati ise uzun süre kalıcıdır. Şankr bulaşıcıdır, lezyonda bol miktarda T.pallidum bulunur. Doğru cevap: B



25. Otuzaltı yaşında leptospirosis enfeksiyonu bulunan hastaya yüksek doz IV ampisilin tedavisi başlandıktan sonra ani olarak ateşi yükseliyor ve nabzı hızlanıyor. Daha sonra ateşi normal olarak seyrediyor. Bu olayın muhtemel nedeni nedir? A) İlaç ateşi



B) Jarisch-Herxheimer reaksiyonu



C) Yanlış teşhis D) Dirençli organizma E) Ateş yanlış ölçülmüş



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



21. Dönek ateşte ateşli ve ateşsiz dönemlerin birbirini izlemesinin nedeni hangisidir?



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



114



Jarish-Herxheimer reaksiyonu çoğunlukla sifilis tedavisinden sonra görülmekle birlikte her türlü spiroket enfeksiyonunda meydana gelebilir. Hastada geçici ateş, halsizlik, titreme, başağrısı ve myaljiler görülebilir. Reaksiyonun akut döneminde geçici nötrofilositoz meydana gelir ve 24 saat içinde geçer. Bu reaksiyonun görülmesi tedavinin kesilmesini gerektirmez.



CHLAMYDİA VE RİCKETTSİAELAR



V_____________________________________________t 1.



Aşağıdakilerden bakteridir?



hangisi



A) Bacillus anthracis C) Rickettsia rickettsii



Doğru cevap: B



zorunlu



hücre



içi



B) Neisseria gonorrhoeae D) Proteus mirabilis



E) Brucella abortus



26. Sifilis, yaws ve pinta hastalıkları hakkında doğru olmayan ifade hangisidir?



B) Ayırımları klinik bulgulara göre yapılır



Riketsiyalar zayıf gram (-), zorunlu hücre içi bakterleridir. Hücre duvarına sahip olmaları, hem DNA hem RNA içermeleri ile virüslerden ayrılırlar.



C) Hepsi trepanomalar tarafından oluşturulur D) Hepsi cinsel yolla bulaşır.



Üretikleri fosfolipaz A ile fagolizozom membranını eriterek sitoplazmaya geçerler.



A) Bu hastalıklar kronik seyididir.



E) Sadece sifilis fataldir. Yaws ve pinta yakın temasla, sifilis cinsel yolla bulaşır. Ayırıcı tanı tümüyle klinik bulgulara göre yapılır. Bu trepanomal hastalıklardan sadece sifilis fataldir. Treponema pallidum alt tür pallidum sifilis, T.pallidum alt tür pertenue yaws, T.pallidum carateum pinta etkenidir.



Ricketsiyalar (R.ricketsi, R. provazaki, R. tifi): Tifüs, lekeli humma ve çalılık hummasına yol açar. Coksiella burnetti: Q hummasına yol açar. Vakuoller içinde yaşar. Ehrlichia: Erlihyoza yol açar.



Doğru cevap: D



27. Obliteratif endarterit sifilisin hangi döneminde görülür? A) Primer



Rochalimaea: Siper ateşine sebep olur. Yapay besiyerinde üretilebilir. Artık riketsia ailesinde yer almamaktadır (Bortanella).



B) Sekonder



C) Tersiyer



D) End-stage E) Hepsi



Evresi ne olursa olsun, sifilitik lezyonların histolojik bulgusu plazma hücre infiltrasyonu ile obliteratif endarterittir. Etkilenen arteriollerde endotel hücrelerinin şişme ve proliferasyonu ile karakteristik soğan zarı görünümü ortaya çıkar. Doğru cevap: E



O Gom granülomatoz reaksiyondur. İmmün sistem] hücrelerinin mikrooganizmaları granülomlar içine hapsetm esidir. Bu lezyonda m ikroorganizma görüntülenemez.



v



J



28. Aşağıdakilerden hangisinin varlığında sifilis için VDRL ve RPR testlerinde en yüksek oranda biyolojik yalancı pozitiflik görülür? A) Malaria C) SLE



B) Lepra D) Lenfogranuloma venereum E) Leptospirosis



Sifilis için flokülasyon esasına dayalı VDRL testi ve agglütinasyon esasına dayalı lipid antijenleri ile reaksiyon veren RPR (rapid plazma reagin) testi birçok durumda biyolojik yalancı pozitiflik gösterir. Bunların arasında malaria varlığında %100’e yakın yalancı pozitiflik görülürken, lepra %60 oranında, çeşitli hastalıklarda %5 ila 20 arasında pozitiflik görülür. Doğru cevap: A



Doğru cevap: C



2.



Aşağıdakilerden hangisi tekrarlayan şeklidir?



epidemik



tifüsün



A) Brill-Zinser Hastalığı B) Tifobasilloz C) Kronik Tifüs D) Osgood-Schlatter Hastalığı E) Tsutsugamuchi Hastalığı Epidemik tifüs: Etken R.provazeki’dir. Bitle bulaşır, vaskülittir. Gövdede başlayan döküntü daha sonra eksteremitelere yayılır. Ekstremitelerin periferinde gangren, böbrek ve kalp yetmezliği ve şok görülebilir. Damar çevresinde Fraenkel nodülüne sebep olur. Yüksek mortalite oranına sahiptir. İlk enfeksiyondan yıllar sonra daha hafif bir klinik tablo olan Brili-Zinsser hastalığına yol açar. Rekürren enfeksiyonda W. Felix testi negatifdir. D o ğ ru cevap:



3.



A



Coxiella burnetii için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) İnsandan insana bulaşma aerosolle kontamine sütle olmaktadır B) Atipik pnomoni etkenidir. C) Hastalığın kliniğinde döküntü yoktur



veya



D) Weil-felix deneyi en sık kullanılan tanı yöntemidir. E) Rezervuar koyun, sığır gibi hayvanlardır. Coxiella burnetii Q ateşi (balkan gribi) etkenidir. Rezervuar koyun, sığır gibi çiftlik hayvanlarıdır. Artropodlar bu hayvanlar arasında yayılmayı sağlamaktadır, insana bulaşma aerosollerle solunumla ya da kontamine sütle olmaktadır. Akut dönemde atipik pnomoni ve granülomatöz hepatiti etkenidir. Döküntü olmaması ve insanlara artropodlarla bulaşmaması ile diğer riketsiyalardan ayrılmaktadır. Kronik dönemde endokardit etkenidir. Weil -fe lix deneyi tanıda kullanılmaz. D o ğ ru cevap:



4.



D



Artropod vektör kullanmadan, insana veya oral yoldan bulaşan aşağıdakilerden hangisidir?



insandan Rickettsia



A) Rickettsia typhi B) Rochalima quintana C) Rickettsia rickettsii D) Coxiella burnetii E) Rickettsia tsutsugamushi Riketsiyozlar zoonotik hastalıklardır, insana bulaşma da artropodlar vektördür (Coxiella burnetti hariç). Riketsiyal enfeksiyonlar benign ve kendiliğinden geçen hastalıktan, fulminan ve fatal seyirli hastalığa kadar büyük klinik farklılıklar gösterir. Doğru cevap: D



R ickettsia • Zoonotik bir hastalıktır • İnsana bulaşmasında artropodlar vektördür (Coxiella hariç) • Gram boyaması ile zayıf boyanırlar • Kapitlerlerin endotel hücrelerine karşı özel bir seçiciliği olan intraselüler bakterilerdir • Zorunlu hücre içi parazitlerdir • Hücre içinde fosfolipaza ihtiyaç duyarlar • Giemsa ve gimenez boyaları ile boyanır • Vaskülit en önemli patolojik bulgularıdır • Proteus antijenleri (w e il-fe lix testi), immun flolerans reaksiyonları ve kompleman fiksasyon testleri ile tanı konabilir • Rickettsialarda sulfonamid kullanımı kon tre nd iked ir • Tanıda Nill-Mooser testi kullanılabilir • Genel rike ttsiya l b e lirtile r Ani başlangıçtı yüksek ateş, titrem e Baş ağrısı, myalji Birkaç gün sonra hemorajik döküntü, stupor, deliryum ve şok gelişebilir • Tedavilerinde tetrasiklin ilk tercihtir. Kloram fenikol de etkilidir. • R.prowazakii - Bitle bulaşır - Epidemik tifü s e tke n id ir • Extremitelerin periferinde gangren • H itolojik olarak damar çevrelerinde Frankel nodülü deniler tifüs nodülleri gözlenir. • Böbrek ve kalp yetmezliği ve şok gelişebilir • Epidermik tifüste avuç içi, ayak tabanı ve yüzde döküntü görülmez. • M ortalite oranı yüksektir • ilk enfeksiyondan yıllar sonra Brill-Zinsser hastalığı şeklinde tekrar aktive olabilir • R.typhi Pirelerle bulaşır Endemik tifüs e tke n id ir Neil-Mooser reaksiyonu ekenidir Döküntüleri gövdeden başlar ve ekstremitelere yayılır • R. ricke ttsii Kenelerle bulaşır Kayalık dağlar lekeli ateşi etke n id ir • Döküntü önce ekstremitelerde görülür sonra gövdeye yayılır Herhangi bir toksini yoktur. Fulminan vaskülit • R.akari Akarlarla bulaşır Rickettsia çiçeği hastalığı e tk e n id ir • Su çiçeğine benzer döküntü, adenopati ve skar oluşturur • Coxiella b u rn e tti Tozlarla bulaşır Q ateşi etkenidir • Döküntü yapmaz • Weil-Felix reaksiyonu bu hastalıkta bullanılmaz • Atipik pnömoniye benzer pnomoni ve hepatite yol açar • Aylar sonra subakut bakteriyel endokardite sebep olabilir Spor(+)’tir. ID:06i056



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



115



116



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



5.



Brill-Zinser hangisidir?



hastalığı



etkeni



aşağıdakilerden



8.



C. trachomatis’in hangi tipi cinsel yolla bulaşan enfeksiyona vol açmaz?



A) Riketsia riketsii



B) R. typhi



A) Tip C



C) R. akari



D) Coxiella burnetti



C) Tip E



E) R. provvazeki



D) Tip F E) Tip K



Riketsia’ların alt grupları karışık ve yaptıkları hastalıklarda hem ender görülen hemde birbiri ile karışabilecek konulardandır. Ama bulaş yolları ve bazı önemli özellikleri bilinmeli. İşte bunlardan R. provvazeki (Brill-Zinser hastalığı etkeni)’nin önemini vurgulamaya yönelik bir soru. R. provvazeki epidemik tifüs etkenidir. Vücut biti ile bulaşır. Bitki dışkısında bulunan bakterilerin derideki lezyonlardan girmesi ile bulaşır. Damar çevresinde oluşturduğu fraenkel nodülü tip ik tir. Bazen hastalık tamamen iyileştikten sonra reaktive olabilir. Bu daha hafif klinik bir tablodur.Bu tabloya Brill - Zinser hastalığı denir. Not: Coxiella Burretti, bulaşması için vektör gerektirmeyen tek riketsiyondur. D o ğ ru cevap:



B) Tip D



E



C. trachomatis tip A, B, Ba, C keratokonjunktivit; tip D-K cinsel yolla bulaşan hastalık ve bazen birlikte inklüzyon konjunktiviti yapar. L1, L2 ve L3 serovarları ise Lenfogranüloma venerum etkenidir. D o ğ ru cevap: A



9.



Aşağıdakilerden bulaşmaz?



hangisi



artropodlar



A) Coxiella burnetti



B) R.akarı



C) R.typhi



D) R.rickettsis



ile



E) R.provvazakii R.provvazakii bitle bulaşır. Epidemik tifüs etkenidir Extremitelerin periferinde gangren oluşturur.



6.



Aşağıdakilerden hangisi özelliklerinden değildir?



Klamidyaların



Histolojik olarak damar çevrelerinde Frankel nodülü denilen tifüs nodülleri gözlenir.



A) Hem RNA hem DNA içermeleri



Böbrek ve kalp yetmezliği ve şok gelişebilir



B) Bölünerek çoğalmaları C) Ribozomları olması



Epidermik tifüste avuç içi, ayak tabanı ve yüzde döküntü görülmez. • Mortalite oranı yüksektir • İlk enfeksiyondan yıllar sonra Brill-Zinsser hastalığı şeklinde tekrar aktive olabilir



D) Antibakteriyel ajanlarla inhibe edilmeleri E) Hücre duvarlarında muramik asit bulunması Klamidyalar zorunlu hücre içi parazittirler. Bakteri hücre duvarına benzeyen ama muramik asit bulunmayan katı bir hücre duvarları vardır. Lizozime duyarlı değildirler. Diğer bakteriler gibi hem DNA hem RNA taşırlar, ribozomları vardır, ikiye bölünerek çoğalırlar, tetrasiklin, doksisiklin ve eritromisin gibi antibiotiklere duyarlıdır. D o ğ ru cevap:



E



R.typhi • •



R.rickettsii •



7.



Pirelerle bulaşır. Endemik tifüs etkenidir. NeilMooser reaksiyonu etkenidir Döküntüleri gövdeden başlar ve ekstremitelere yayılır



Aşağıdaki hastalıklardan hangisi Chlamydia trachomatis tarafından oluşturulmaz?



Kayalık doğlar lekeli ateşi etkenidir. •



A) Non-gonokoksik üretrit B) infant pnömonisi C) Lenfogranüloma venereum



Kenelerle bulaşır



Döküntü önce ekstremitelerde görülür sonra gövdeye yayılır. Herhangi bir toksini yoktur. Fulminan vaskülit oluşturur.



R.akari • • •



D) Sebebi bilinmeyen ateş E) Trahom Ateş, psittakozin primer semptomları arasındadır.



Akarlarla bulaşır Rickettsia çiçeği hastalığı etkenidir Su çiçeğine benzer döküntü, adenopati ve skar oluşturur



Coxiefla burnetti f o İnklüzyonlu konjuktivitin etkeni klamidya, purulan konjuktivitin etkeni N . gonorrhoea, dendritik ülserasyonlarla seyreden k e ra to k o n ju k tiv it etkeni HSV tip 2. seröz konjuktivit nedeni ise AgNO, dür



V



Doğru cevap: D



J



• • • •



Tozlarla bulaşır, Q ateşi etkenidir. Döküntü yapmaz Weil-Felix reaksiyonu bu hastalıkta kullanılmaz Atipik pnömoniye benzer pnömoni ve hepatite yol açar. Aylar sonra subakut bakteriyel endokardite sebep olabilir. Spor(+)’tir.



Doğru cevap: A



10. Klamidya ile virüslerin en önemli ortak özelliği aşağıdakilerden hangisidir?



Siper ateşi etkeni olan ve riketsiyalar içinde gruplan­ dırılan Rochalimaea quintana hücresiz yapay besiyerde üretilebilmiştir.



A) Her ikiside bölünerek çoğalır D o ğ ru cevap:



B) Sterol halka içermeleri



D



C) Zorunlu hücre içi parazit olmaları D) DNA ve RNA içermeleri



13. Rickettsia türlerinin hücre içinde canlı kalabilmesi aşağıda belirtilen mekanizmalardan hangisine bağlıdır?



E) Hücre duvarı içermeleri Klamidyalar zorunlu hücre içi parazitleridir. İhtiyaç duydukları enerjinin tümünü bağımsız olarak üretme yeteneğinden yoksundurlar. Hücre duvarları Gram negatiflere benzemekle birlikte muramik asit bulunmaz.



A) Fagozom oluşumunun önlenmesi B) Koruyucu bir mukopeptid kapsül C) Konak hücrenin protein sentezinin durdurulması



Doğru cevap: C



D) Sitotoksik lipopolisakkarit salınımı E) Fosfolipaz A oluşumu



11. Q ateşinin etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Rickettsia quintana C) Mycoplasma hominis



Rikettsia'lar fagosite edildikten sonra salgıladıkları fosfolipaz A ile fagozomu parçalar ve sitoplazmaya geçerek serbest halde çoğalır.



B) Rickettsia conorii D) Chlamidia psittaci



D o ğ ru cevap:



E) Coxiella burnetti Q ateşi Coxiella burnetti tarafından oluşturulan bir enfeksiyondur. Tifustan çok bakteriyel enfeksiyon, viral pnömoni, hepatit ya da ensefalopatiye benzer. Deri döküntüsü yoktur. Nadiren enfektif endokardit gelişir. WeilFelix negatiftir. Mezbahanelerde kurumuş idrar, gayta ya da süt içindeki organizmanın toz olarak inhalasyonu ile bulaşır.



E



14. Aşağıdaki hastalıklardan Klamidya değildir?



hangisinin



etkeni



A) Trahom B) Bejel hastalığı C) İnklüzyonlu konjunktivit



Doğru cevap: E



D) Psittakoz E) Lenfagranuloma venerum



12. Kanlı ağarda kültürü yapılabilen aşağıdakilerden hangisidir?



rickettsia



Trahom, inklüzyonlu konjunktivit lenfangranuloma venereum ve psittakoz klamidyal enfkesiyonlardır. Bejel ise Treponemal bir hastalıktır.



A) Rickettsia provvazeki B) Coxiella burnetti C) Rickettsia typhi



D) Rochalimaea quintana



D o ğ ru cevap:



B



E) Rickettsia acari K lam idyaların a y ırıc ı ta n ıla rı ve ö z e llik le ri Özellik



Chlamidya trachomatis



Konak



Esas olarak insan



Esas olarak insan



Biyo değişkenler



LGV ve trahom



TVVAR



Pek çok



Hastalıklar



LGV; lenfogranutoma venorum Trahom: Oküler trahom, okulogenital hastalık, infant pnömonisi



Bronşit, pnömoni, sinüzit, farenjit, koroner arter hastalığı (?)



Pnömoni (psittacosis)



Chlamydya pneumoniae



Chlamydya psittaci Esas olarak hayvan; nadiren , insanları tutar



Elementer çişimin morfolojisi İnklüzyon cisminin morfolojisi



Yuvarlak; dar periplazmik alan



inci şekilli, geniş periplazmik alan



Yuvarlak, dar periplazmik alan



Her hücrede, tek, yuvarlak inklüzyon



Multiple, her hücrede uniform inkluzyonlar



Her hücrede, m ulltiple, değişken boyutta inklüzyonlar



Plazmid DNA'sı



Evet



Hayır



Evet



Evet



Hayır



Hayır



Evet



Hayır



Hayır



İnkluzyonlarda, iyotla boyanan glikojen Sulfonamidlere duyarlılık



İD :06t089



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



117



118



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



15.



Klamidyalar hakkında hangisi doğru değildir?



aşağıdaki



ifadelerden



A) Klamidyalarda bakterilerde olduğu gibi hem DNA hem de RNA vardır B) Klamidyalara antibiotikler etkilidir C) Zorunlu hücre içi parazitidirler D) Ribozomları vardır E) Hücre içi çoğalmaları virüslere benzer Klamidyalar elementer cisim olarak tümüyle hücre içine girer. Daha sonra metabolik olarak aktif olan retiküler çişime dönüşür. Bu retiküler cisim tekrar ikiye bölünerek çoğalır. Oluşan organizmalar elementer cisim olarak salınır. Bu yaşam döngüsü virüslerden farklıdır. Doğru cevap: E



Doğru cevap: B



19. Aşağıdakilerden hangisi Chlamydia trachomatis enfeksiyonu ile ilgili değildir? A) Reiter sendromu B) Bakteriyel olmayan prostatit C) Folliküler konjunktivit, korneal pannus ve görme kaybı D) Endometrit E) Neonatal pnömoni



16. Klamidya enfeksiyonlarında enfeksiyöz partikül aşağıdakilerden hangisidir? A) Spor C) Retiküler cisim



Rickettsia q u in tan a siper ateşi etkenidir. Kene tifüsü ya da Kayalık Dağlar ateşi, Rickettsia rickettsii tarafından oluşturulur.



B) Bakteri hücresi D) Elementer cisim E) Hiçbiri



Klamidyalar elementer cisim olarak salınır ve bu formuyla bulaşır. Doğru cevap: D



17. Kadınlarda genital mukozanın N.gonore ve C. trachomatis enfeksiyonundan sonra görülebilen en ciddi komplikasyon aşağıdakilerden hangisidir? A) Konjunktivit B) Üretrit C) Pelvik inflamatuar hastalık D) Salpenjit E) Proktit Gonokokal servisit hastalarının %20’sinde PID gelişir. PID genellikle menstruasyonun başlangıcına yakın ortaya çıkar. Endometrit, salpenjit ve pelvik peritonite neden olabilir. Salpenjit nedeniyle tüp kapanması ve kısırlık gelişebilir. Gonokokal hepatit (Fitz-Hugh-Curtis sendromu) PID’nin bir komplikasyonu olarak görülebilir. C. trachomatis, non-gonokokal üretritlerin %30-50’sini oluşturur. PID’li hastaların %25’inde N.gonorrhoea, %25’inde C. trachomatis ve %25’inde her iki mikroorganizma da vardır. Bu iki mikroorgnanizma ilk PID atağında daha sık karşılaşılan etkenler olmalarına rağmen, tekrarlayan akut PID atakları ve RIA kullananlarda görülen PID’de vajen florasının virülan elamanları önem kazanır.



Chlamydia trachomatis yenidoğan, çocuk ve yetişkinlerde değişik hastalık tablolarına yol açar. Neonatal afebril pnömoni, endometrit, salpenjit ve trahoma (dünyada körlüğün birinci nedeni) yol açabilir. Chlamydia enfeksiyonlarında özellikle gonokokal olmayan üretritte Reiter sendromu görülebilir. Sık karşılaşılan bir genital patojen olmasına karşın, gonokoksik olmayan prostatit yaptığı gösterilmemiştir. Doğru cevap: B



20. Aşağıdaki hastalıklardan hangisi insanlara çiğ süt yoluyla bulaşır? A) Epidemik tifüs



B) Kayalık dağlar benekli ateşi



C) Endemik tifüs



D) Q ateşi



E) Brill-Zinsser hastalığı Sorunun amacı Q ateşi etkeni bakterinin Riketsiya ailesinde olmasına rağmen farklı özellikler göstermesinin bilinmesidir. Seçeneklerdeki tüm enfeksiyonlar riketsiya ailesi bakterileri tarafından oluşturulur. Q ateşi hariç artropod bulaşı vardır. Q ateşi, etkeni Coxiella burnetti’dir. Rickettsiae ailesinden bakteridir. Rezervuar koyun, sığır gibi hayvanlardır. Artropodlar bu hayvanlar arasında yayılmayı sağlar. İnsana bulaşma aerosollerle solunumla ya da kontamine sütle olmaktadır. Diğer şıklardaki hastalıkların etkeni bakterileridir ve artropodlarla bulaşırlar. Epidemik tifüs, etkeni bulaşır.



Rickettsiae



R. provvazeki’dir. Vücut biti ile



Doğru cevap: C



18. Aşağıdaki Rickettsia türleri ve sebep oldukları hastalıklar arasında yapılan eşleşmede doğru olmayan ikili hangisidir? A) Rickettsia typhi pire tifüsü B) Rickettsia quintana kene tifüsü C) Rickettsia rickettsii Kayalık Dağlar ateşi D) Rickettsia tsugsugamushi Çalılık ateşi E) Rickettsia provvazekii Epidemik tifüs



Kayalık dağlar benekli ateşi, etkeni R. rickettsii’dir. Kenelerle bulaşır. Endemik tifüs, etkeni R. typhi’dir. Pire dışkısı ile bulaşır. Brill-Zinsser hastalığı, epidemik tifüsde bazen hastalık tamamen iyileştikten yıllar sonra reaktivasyon sonrası daha hafif bir klinik tablo oluşabilir. Bu tabloya Brill-Zinsser hastalığı denilir. Doğru cevap: D



Rickettsia enfeksiyonlarının başlıca özellikleri ij



Hastalık Epidemik tifüs



Rezervuar



Primer kompleks1



Vektör



DöküntU



%40’a yakın



-



Nadir



Sık



Bronşlar, myokard, bevin. deri



%2-123



Makulopapuler



-



Deri, meninksler



Nadir



Sık



Makulopapuler



Seyrek



Bronşlar, mvokard. beyin, deri



Nadir



Akar



Genelde



Makulopapuler



-



-



Nadir



Bit



-



Makulopapuler



-



-



Nadir



-



Morbilliform Hemorajik



Pire



-



Hafif



lxodid kenesi



Sık



Morbiliform Hemorajik



lxodid kenesi



Genelde



Çalılık tifüsü akarlar



Kemirgenler,



Trombiculid akar



Rickettsia çiçeği



Evcil fare



Siper ateşi



insan



Endemik Sıçan tifüs Kayalık Kemirgenler, dağlar lekeli köpek, kene ateşi Diğer kene Kemirgenler, köpek, kene tifuslar



Mortalite



Bevin. deri. bronşlar, mvokard



Bit



İnsan



Hedef organlar



Gangren



'Isırık yerinde skar ve lokal lenfadenopati



Sık



2 Bebekler, yaşlılar, debil hastalar hariç



3En sık erişkin erkeklerde İD :0 6 t0 4 5 |



• Coxiella burnetti; Rickettsiae ailesinden olmasına rağmen fa rklı özelliklere sahiptir. Bu ailede olma­ sına rağmen; artropodlarla bulaşmaz, vaskiilit ve döküntü yapmaz , Weil Felix deneyini pozitifleş­ tirmez.



V



J



21. Epidemik tifüs insanlara aşağıdaki vektörlerden hangisi aracılığıyla bulaşır? A) Bit C) Mayt



B) Tatarcık D) Kene E) Pire



Epidemik tifüs etkeni, bulaşır.



R. prowazeki’dir. Vücut biti ile



Kayalık dağlar benekli ateşi, etkeni R. rickettsii’dir. Kenelerle bulaşır. Endemik tifüs, etkeni R. typhii'dir. Pire dışkısı ile bulaşır. Doğru cevap: A



22. Aşağıdakilerden hangisi Klamidya ve Riketsiya cinsi bakterilerin ortak özelliklerinden biri değildir? A) Zorunlu hücre içi paraziti olmaları B) Duvar yapılarının gram(-) bakterilere benzemesi C) Giemsa yöntemi ile boyanmaları D) İnsanlara artropodlar aracılığıyla bulaşmaları E) Tetrasiklinlere duyarlı olmaları Doğru cevap: D



23. Klamidyal keratokonjunktivit şüphesi olan bir hastadan alınan konjunktival kazıntı örneği laboratuvara gönderilmiştir. Bu örnekte, etkenin saptanabilmesi için aşağıdaki yöntemlerden hangisi uvaun değildir? A) Giemsa ile boyanarak incelenmesi B) Zenginleştirilmiş kanlı ağara ekilmesi C) Duyarlı hücre kültürlerine ekilmesi D) Floresan işaretli özgül antikorla boyanması E) Moleküler yöntemlerle nükleik asit araştırılması Sorunun amacı Klamidya’nın zorunlu hücre içi bakteri olduğunun ve zorunlu hücre içi bakterilerin rutin besiyerlerinde üretilemediğinin bilinmesidir. Klamidya tanısında hücre kültüründe üretilmesi altın standart olsa da kolay olmadığından fazla önerilmez. Antijen varlığı, ELİSA, DFA ile aranabilir. Moleküler yöntemlerle nükleik asit araştırılması yapılabilir. Antikor yanıtı ve iyotla boyayarak hücre sitoplazmasında tipik inklüzyon cisimlerini aramak tanıda yardımcı olabilir, iyotla boyanma özelliği gösteren C.trachomatis’dir. Diğer klamidyalarda inklüzyon cisimleri glikojen içermediğinden iyotla boyanmazlar. Doğru cevap: B



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



119



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



120



TIBBİ ÖNEM TAŞIYAN BAKTERİLERİN ÖZETİ G R Â M -P O Z İT İF K O K L A R



STAFİLOKOKLAR S .aureus: ÖZELLİKLERİ: Ka ta la z(+), k o a g ü la z(+)’tir.Üzüm salkımı kümeler oluşturur, beta hemoliz, sarı-pembe koloni yapar. . k a p s ü l(+ ) m ik r o k a p s ü ld ü r ,s ilm e fa k tö r( + ), p r o te in A ( + ) 'd ir...mannitolu fermente eder, novobiyosine duyarlıdır... e n z im le r i,h g a lü r o n id a z ,lip a z ,fib r in o lız tn ( s ta filo k in a z ) ,p r o t e a z ,n ü k le a z d ır ..teikoik asit ribitol fosfat polimerleridir, mukoza hücrelerine yapışmadan sorumludur, bakteriofaj için reseptördür.. .k o a g ü la z ,p r o tr o m b in i e tk in le ş tir e r e kp la z m a y ıp ıh tıla ş tır a n e n z im d ir ...katalaz: H20 2i 0 2 ve H20 ’ ya yıkar nötrofillerin öldürme yeteneği inhibe olur, önemli bir virulans faktörüdür... Protein A, IgG ye kompleman bağlanma bölgesinden bağlanır, C 3 b o lu ş a m a z(Ig G3 h a r iç t ü m Ig le r it e r s t e n b a ğ la d ığ ın d a n o p s o n ız a s y o n a d ir e n ç lid ir ) ... Peptidoglikan tabakası endotoksin benzeri etki yapar; makrofajları sitokin üretmek üzere stimüle eder, kompleman kaskadınt aktive eder... İN-



FLA M A SY O N İLE YAPTIĞI HASTALIKLAR; f r o n k ü l,k a r b o n k ü l,p a r o m ş y a ,m a s tıt,b le fa r it,c e r r a h ıy a r a e n f.,a p s e ,p e r ın e fr itik a p s e .m e ta s ta tik a p s e ,p y o je n ik e n fe k s iy o n ( iv ila ç k u lla n a n la r d a s a ğ ta r a fe n d o k a r d iti,o s te o m y e lit) ,n a z o k o m iy a lp n ö m o n i,b ü llö z ,im p e tig o d u r ...TOKSİNLERİ VE TOKSİNE BAĞLI HASTALIKLARI: eksfoliatif toksin ( epidermolitiktir,haşlanmış deri send.dan sorumludur). e n te r o to k s in ( s ü p e r a n tiie n d ir .g ıd a z e h ir le n m e s iy a p a r ,k u s m a n ın is h a ld e n d a h a b e lir g in o lm a s ı k a r a k te r is tik tir ) .lökosidin (alfa toksindir, nekroz ile apse oluşumuna sebep olur), T S S T -1 fs ü p e r a n tiie n d ir .to k s ik ş o k s e n d r o m u n d a n s o r u m lu d u r ) ...0-4 yaş grubunda clostridium difficle ye ait reseptör yoktur, bu grupta antibiyotiğe bağlı diare s. aureus enterotoksin B ye bağlıdır... ŞU HASTALIKLARIN EN SIK ETKENİDİR: a k u ts ü p ü r a tif tır o id it,a k u tm a s tit,e n fe k s iy o n b ö lg e s in d e s e llü litv e a b s e ,T Ş S , n o z o k o m ıy a lg r(+ )p n ö m o n i,h a ş la n m ışd e r is e n d r .,fr o n k ü l, k a r b o n k ü l,fo llik ü lit,R itte rh a s t.,a k u t/k r .b a k te r ıy e lk o n ju k tiv it,fe lo n v e p a r o n iş i,b ü llö zim p e tig o ,a m p iy e m /a b s e /p n ö m a to s e l o lu ş u m u g ö r ü le n p n ö m o n ile r .h ip e r a k u td ik işe n d o k a r d iti,a ç ık k a fa tr a v m a la r ın a s e k o n d e rm e n e n jitç o c u k la r d as e r v ik a la d e n it, ç o c u k la r d a o s te o m y e lit,b e s in z e h ir le n m e s i,a k u ts ü p ü r a tifp a r o tıt,ç o c u k la r d a p ü r ü la n p e r ik a r d ıt,a k u tın fe k tife n d o k a r d ıt,iv ila ç k u lla n a n la r d a p n ö m o n iv e e n d o k a r d it,r e n a lk a r b o n k ü l,b a k te r ıe ltr a k e it( p s ö d o m e m b r a n ö zk r u p ) ,s e p tikt r o m b o fle b it,p o lım y o z it,h ıd r a d e n itiss u p u r a tiv a ,p y o m y o z it,p a n a r ıs ...Toksik Şok Sendromu: ateş, hipotansiyon,deride kepeklenme ile



birlikte yaygın makuler, güneş yanığı tipi döküntü, KC,böbrek, GIS, MSS kas tutulumunu içerir.., TEDAVİ:



d a n fa z la s ıP e n G y e d ir e ç lid ir( b e t a la k ta m a zü r e tir ) ;d ir e n ç lis u ş la rm e tis ilin ,n a fs ilin ,k lo k s a s ilm ile t e d a v ie d ilir ,p e n is i­ lin b a ğ la y a n p r o te in le r d e (PBP) d e ğ iş ik liky a p a r a k b u ila ç la r a d a d ir e n çk a z a n a n s u ş la r d a v a n k o m ıs ın k u lla n ılır ,v a n k o m is in r e z ıs ta n ts u ş la r d a t e d a v iç o k z o r d u rs tr e p to g r a m in le rfk in u p r is tın -d a lfo p r ıs tın S y n e r c id )d e n e n m e k te d ir ...Streptograminler S.aureııs için bakterisidaldir... i m p e tıg o n u n te d a v is in d e m u p ır o s ın k u lla n ılır...nazal taşıyıcılık intranazal mupirosin, veya siproflaksasin veya TMP-SMX’/« oral kullanımıyla azaltılabilir....s ta filo k o k s ikc e r r a h iy a r a e n fe k s iy o n u n u n p r o fila k s is in d e p e r io p e r a tifs e fa z o lin k u lla n ılır ... % 90



S. evidermidis: ÖZELLİKLERİ.Kume y a p a r ,k a ta la z( + ), k o a g ü la z( -) 'tir...Novobiosine duyarlıdır... d e r iv e m u k o z a la r d a n o r m a l flo r aü y e s id ir ...hemoliz yapmaz., g lik o k a lik s(s lim e ) t a b a k a s ıv a r d ır ...beta laktamaz ü retir....HASTALIKLARI: g e n e llik len a z o k o m iy a ld ir ,E n d o k a r d it,k a lç ap r o t e ze n fe k s iy o n u ( e n s ıke t k e n ) ,d a m a riç ik a ta te re n f.,y e n id o ğ a n s e p s is i, BOS ş a n te n fe k s iy o n u ( e n s ıke t k e n )y a p a r ....protez kalp kapakçığı olanlrda infektif endokarditin en sık etkenidir ( ilk I yıl)... p e r ito n d iy a liz iy a p ıla n b ö b r e k y e tm e z lik lıo lg u la r d a p e r ito n itin e s a sn e d e n id ir ...TEDAVİ: antibiyotiğe ileri derecede dirençlidir...suşların çoğu beta laktamaz üretir. . .ç o ğ u m e tis ilin /n a fs ilin ed ir e n ç lid ir ...seçilebilecek ilaç vankomisindir, rifampin eklenebilir...



S. saprophuticus: ÖZELLİKLERİ: N o v o b io s in e d ir e n ç lid ir .,koagülaz ( - ) , katalaz ( + ), hemoliz (-),tir...HASTALIKLARI: C in s e l o la r a k a k tifg e n ç k a d ın la r d a id r a ry o lu e n fe k s iy o n y a p a r( h a s t a n e d ış ıİYE'd e E .c o lid e n s o n r a 2 .s ır a d a ) ... .TEDAVİ: norfloksasin gibi bir kinolon veya TMP-SMX ile yapılır...



STREPTOKOKLAR



S .puoaenes: ÖZELLİKLERİ A grubudur ... z in c iry a p m ışg r(+ ) k o k la r d ır ,b e t a h e m o litik ,k a ta la z(-)d ir.basitrasine duyarlıd ır ....L ip o te ik o ika s itv e Mp r o te in iile k a p lıp ili:d o k u y a y a p ış m a d a n s o r u m lu d u r ,hyalürotıik asit kaplı kapsülü vardır (hyalürotıidaz dokuda yayılımdan sorumludur)... M p r o te in i tip e ö z g ü lb a ğ ış ık lığ ıs a ğ la r ,a n tifa g o s itik tır ,e n ö n e m li v ir u la n s fa k tö r ü d ü r ,b e lir liMp r o t.tip in le r in iü r e t e n s u ş la rn e fr ito je n ik ik e n d iğ e rMp r o te in iü r e t e n s u ş la rh e m a to je n ik tir ... beta hemoliz yapan streptokokların grubu C karbonhidrata göre belirlenir... HASTALIKLARI: ı n fla m a s u o n ile u a p tıa ı h a s ta lık la r :faranjit (en sık etkenidir) ve sellülit...boğaz ağrısının en sık bakteriyel etkenidir... ım m ü n o liik o la r a k u a p tıa ıh a s ta lık la r :akut romatizmal ateş (farenjitten sonra gelişir), akut glomerulonefrit (deri enfeksiyonlarından sonra gelişir).... t o k s in le r iv e u a p tıa ıh a s ta lık la r :s tr e p to k ın a z(filo rin o liz in ), DNA az (streptodomaz) (pyodermiden sorumludur), h y a lü r o n id a z(s e llü litte n s o r u m lu ) ,eritrojenik toksin (kızıldan sorumludur), p ir o je n ık e k z o to k s in A (TŞST'e b e n z e rta b lo o lu ş tu r u r ) ,ekzotoksin B (nekrotizan fasiitten sorumludur), s tr e p to liz in O( o k s ije n e d u y a r lıd ır )v e s tr e p to liz in S( o k s ije n e d ir e n ç lid ir )h e m o liz ın le r d irv e b e t a h e m o liz d e n s o r u m lu d u r la r , .A grubu streptokok enfeksiyonlarından sonra streptolizin O ya karşı antikorlar gelişir (ASO- ateşli romatizma tanısında önemlidir).. .im p e tig o ,b a k te r ıe m i, le n fa n jit,d o ğ u m s o n r a s ıe n d o m e tr itv e s e p s is ( lo h u s a h u m m a s ıv e p u e r p e r a ls e p s is )y a p a b ilir .. AGN’e en sık neden olan tipi: M protein tip-49'dur...ARA'da ASO t itr e s i;A G N 'd e A n tiD N A a zB tü r e s iy ü k s e lm iş tir.TEDAVİ: A grubu streptokokların tümü pen G’ye duyarlıdır.. ılımlı suşlarda oral pen V, penisiline allerjisi olan kişilerde eritromisin/ azitromisin kullanılır...



S .aaalactia: ÖZELLİKLERİ: B grubudur... b a s itr a s in e d ir e n ç lid ir ,h ıp p ü r a tıh id r o liz e e d e r ,CAMP te s ti( + ) 'tir( k o y u n k a n lıa ğ a r d a .a u r e u s u n b e t a h e m o liz in iile b ir le ş tir ild iğ in d e h e m o liz ia rttırr ) ,to k s in ( -) tir... beta hemoliz yapar...Y a ğ m a d a k o lo n iz a s y o n y a p a r ,d o ğ u m s ır a s ın d a b u la ş g e r ç e k le ş ir ... HASTALIKLARI: ııeonatal menenjit ve sepsisten sorumludur-, membranların 18 saatten uzun süre yırtık kalması ve bebeğin 37 haftadan küçük olması predispozan faktörlerdir...e r iş k in le r d e



S



pnömoni, endokardit, artrit ve osteomyelite neden olur., postpartum endometrit yapabilir... en önemli predispozan faktör diabettir...TEDAVİ: Pen G (+/-aminoglikozid)...37. haftadan önce doğumu başlamış kadınlarda profilaktik olarak parenteral ampisilin kullanılabilir... Enteracoccus faecalis:



ÖZELLİKLERİ: % 6 ,5 N a C l'd e ü r e r ,P e n G 'y e d ir e n ç lid ir ...%40 safrada eskülini hidrolize e d e r . . .HASTALIKLARI: Enterokoklar üriner, bilier ve kardiovasküler enfeksiyonlar yaparlar... GIS v e y a GÜS o p e r a s y o n u g e ç ir m işk iş ile r d e e n d o k a r d ity a p a b ilir ...anaeroplarla birlikte karın içi ve pelvik enfeksiyonlara da neden olur... Özellikle hastane infeksiyonları yaparlar. TEDAVİ: p e n is ilinv e y a v a n k o m ıs ın+ /- g e n ta m is in ...Enterokoklar pek çok ilaca karşı dirençlidirler: penisilinler, aminoglikozidler, vevankomisin... Vankomisine dirençli suşlar için (VRE): Linezolid (zyvox) ve guinupristin/dalfopristin (synercid) deneme aşamasında ilaçlardır... S. bovis: ÖZELLİKLERİ: D g r u b u d u r ,e n te r o k o k d e ğ ild ir ...genelde alfa hemoliz yapar... % 6 ,5 Na C l'd e ü r e m e z ,Pen G’ye dirençsizdir... Hemakültürde saptandığında kalın barsak kanseri düşünülmelidir. TEDAVİ: Pen G iledir. V iridans streptokoklar



(Strev mutans, strep mitis, strep. sanguis):



ÖZELLİKLERİ alfa hemoliz yapar, safrada çözünmez ve optokinle inhibe olmaz . ..g lik o k a lik sta b a k a s ıv a r d ır ... Orofarengeal florada bulunur, diş tedavisi ile kana geçer... HASTALIKLARI: E n d o k a r d ity a p a rS u b o k u tb a k te r iy e l



e n d o k a r d itin e n s ık e tk e n id ir le r .P r o te z k a p a k ta g e ç d ö n e m d e e n d o k a r d ite tk e n id ir le r .M u k o z itio la n n ö tr o p e n ik h a s ta la r d a ö n e m li b a k te r ıy e m ie tk e n id ir le r ...Dekstranlar adheransını şiddetlendirir (s.mutans)... S. m u ta n s ,d iş p la ğ ın d a b u lu n u rS .m itis v e S .s a n g u isis e a ğ ızv e k o lo n d a b u lu n u r .TEDAVİ yapay kalp kapağı bulunanlarda diş müdahalesinde: preoperatif amoksisilin-, GIS ve GÜS girişimlerinde preoperatif ampisilin ve gentamisin



profilakside kullanılır...



s. vneumoniae: ÖZELLİKLERİ: Mum alevi şeklinde, diplokoktur..



o p to k in lein h ib eo lu r ...polisakkarit



a lfah e m o lizy a p a r ;s a fr av e y ad e o k s ik o la ttaliz isy a p a r ,



kapsülü en önemli virulans fakt.dür, guellung reaksiyonu (kapsül şişme reaksiyonu) tanı koy durucudur... l ıp o te ik o ika s its ito k inü r e tim in iu y a r ır ,k o m p le m a n ıa k tiv e e d e r ...pnömolizin alfa



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



121



fıemolizdetı sorumludur... I g A p r o t e a zileü s ts o lu n u m y o lu m u k o z a s ın alo k a liz e o lu r ...akciğerlerde konsolidasyona yapar . HASTALIKLARI: p n ö m o n ı,b a k te r iy e m i,m e n e n jit,o tit,s in ü z it(ÜSYE) e tk e n id ir ...kafa travması geçiren, BOS sızıntısı olanlarda en sık menenjit sebebidir...p r e d is p o z a n fa k t ö r le r ,ö k s ü r ü k r e fle k s in in b a s k ıla n m a s ı( ila ç z e h ir le n m e s i,



a lk o l,s e r e b r a lb o z u k lu k la r ) ,s o lu n u m y o lu a n o r m a llik le r i( v ir a le n fe k s iy o n m u k u s g ö lle n m e s i,ir r ita n la r ,a k c iğ e rk o n je s y o n u ,k a lp y e tm e z liğ i,s p le n e k to m ı,o r a kh ü c r e lia n e m i,n e fr o zg ib ik r o n ikh a s ta lık la r ,k a fa tr a v m a la r ı(B O S s ız ın tıs ı) ...TEDAVİ: a ğ ır o lg u la r d a P e n G, h a fifo lg u la r d a o r a lP e n V. Penisiline alerjisi olan kişilerde eritromisin/ azitromisin kullanılır... d ir e n ç p e n is ilin b a ğ la y a n p r o te in le r d e (PBP) d e ğ iş ik lik ile o lu r ...Penisilin rezistant pnömokoklarda vankomisin tercih edilir... Po lis a k k a r itaşı ile p r o fila k s ig e r e k e n k iş ile r .6 5 y a şü s t ü ,2 6 4 y a şa r a s ın d a o lu p s p le n e k to m iy a p ılm ışo la n la r ,HIV ile e n fe k t e o la n la r ,k e m o te r a p iv e y aim m u n s u p r e s y o n a la n la r ...hipogammaglobulinemik veya splenektomik küçük çocuklarda aşıya az yanıt verdiğinden oral penisilin ile profilaksi yapılır...



GRAM NEGATİF KOKLAR Neisseria meninaitidis-.



ÖZELLİKLERİ: K a h v e ta n e s iş e k lin d e d ip lo k o k la r d ır ,o k s id a z( + ), I g A p r o t e a z(+)'tir.PNL'ler içinde diplokoklar görülür..büyük polisakkarit kapsülü vardır: antifagositerdir, BOS da saptanır, serolojik gruplan belirleyen antijendir, aşıdaki antijendir... maltoz fermentasyonu ( + ) . . . g lik o zfe r m e n ta s y o n u ( + ) ...n e is s e r ia la r ın y a ğ a s itle r i to k s ik ize le m e n tle r ita r a fın d a n in h ib e e d ilir ...En iyi 3 7 °Cda, %5 C 0 2ortamda çukulata ağarda ürer... nazofarenks mukozasına yerleşir, Ig A proteaz solunum mukozasına tutunmayı sağlar... endotoksini (lipopolisakkarit) ile septik şoka sebep olur... HASTALIKLARI: 2 - 1 8 y a şm e n e n jitte s ıke tk e n d ir ...ö z e llik le A g r u b u o la n la rm e n e n jit e p id e m ile r in e n e d e n o lu r la r .Waterhous-Friderichsen sendromu (ateş, şok, purpura, DIC, böbrek yetmezliği), DİC’e sebep olabilir...C 5 9 e k s ik liğ in d e a ğ ırb a k te r iy e m iy a p a b ilir ...TEDAVİ: Pen G iledir., penisiline direnç nadirken sulfonamidlere direnç sıktır... m e n e n jitile k a r ş ıla ş m a d a r ifa m p ın ile p r o fila k s iy a p ılır ...M e n in g o k o k s ik a ş ıg r u p A ,C , Y v e W -1 3 5



s u ç la r ın ın k a p s ü lp o lis a k k a r itle r in iiç e r ir le r(B g r u b u n u iç e r m e z ) ...



Neisseria aonorrhoae:



ÖZELLİKLERİ K a h v e ta n e s iş e k lin d e d ip lo k o k la r d ır ...PN L le riç in d e g ö r ü lü r le r ...g lu k o zfe r m e n ta s y o n u (+ ) m a lto z fe r m e n ta s y o n u (-) Ig A p r o t e a z( + ) tir ...en önemli virülans fak. pilidir... h ü c r e d u v a r ın d a 2 v ir ü la n sfa k tö r ü :e n d o to k s in ( L ip o o lig o s a k k a r it)v e d ış z a rp r o te in le r id ir ...d ış z a rp r o te in le r i3 ta n e d ir ,P r o te in II h ü c r e le r e b a ğ la n m a d a a r a c ılık e d e rv e a n tije n ik d e ğ iş ik likg ö s te r ir ...sadece insanda hastalık yaparlar; doğum sırasında veya cinsel yoldan bulaşır...s e r u m u n b a k te r is id a le tk is in e d ir e n ç lid ir ...C 6 -C 9 e k s ik liğ i,g e b e lik v e m e n s t r .d ö n e m ie n fe k s iy o n a y a tk ın lık o lu ş tu r u r ...HASTALIKLARI: erkekte dizüri ile üretrit, kadında salpenjit, PID en sık sebep olduğu klinik tablolardır (steriliteye neden olabilir)... a r tr it,fa r e n jit,te n o s in o v it,ın fe r tilite ,p r o k tit,o fta lm ia n e o n a to r u m a s e b e p o la b ilir ...c in s e ly ö n d e n a k tifk iş ile r d e



s e p tika r tr itın e n s ıkn e d e n id ir ...TEDAVİ: k o m p lik a s y o n s u zv a k a la r d a s e ftr ia k s o n ,p e n is ilin e d u y a r lık iş ile r d e s p e k tin o m is in v e y a s ip r o fla k s a s in k u lla n ılır...C . tr a c h o m a tisile m ik se n fe k s iy o n la r d ate tr a s ik lin k u lla n ılır... GRAM-POZİTİF BASİLLER Bacillus anthracis:



ÖZELLİKLERİ A e r o p ,h a r e k e ts iz( c in s ind iğ e rü y e le r ih a r e k e tlid ir ) ,s a n tr a ls p o r lu d u r ...poli-D glutamat kapsülü h a y v a n ü r ü n le r in d e k is p o r la r la b u la ş ır ...d e r i,m u k o z a v e s o lu n u m y o lu n d a n b u la ş ır ...HASTALIKLARI: Ş a r b o n ,



vardır...



e tk e n id ir ..Koruyucu antijen+letal faktör + ödem faktörü ( adenilat siklaz)= şarbon toksini... le ta lfa k tö r ,s in y a l ile tim in d e g ö r e v liM A P K 'l a k tiv e e d e n fo s fo k ın a z ıp a r ç a la y a n b irp r o te a z d ır ... M align püstül (siyah, nekrotik, ağrısız ülser, lokal ödem), akciğer şarbonu (yüncü hastalığı), sindirim sistemi şarbonu yapar... g a s tr o e n te r it,p n ö m o n iy e s e b e p o lu r ...TEDAVİ: P e n G ile d ir .S ip r o flo k s a s in Basillus cereus:



ÖZELLİKLERİ: ik ie n te r o to k s in d e n b ir is ü p e r a n tije n d ird iğ e r ik o le r a ile b e n z e r(AD P r ib o z ille r ,e n te r o s itiç in d e CAMP a r tış ın a y o la a ç a r,sporları buharda ve kızarmış prinçte hayatta kalır... HASTALIKLARI: gıda zehirlenmesi yapar... İk ik lin ik fo r m u v a r d ır1- Stafilokok benzeri gıda zehirlenmesi (bulantı-kusma baskındır) ,2- Koleraya benzeyen sulu kansız ishal... t e d a v is e m p to m a tik tir ...



CLOSTRİ DYUMLAR: C. tetani: ÖZELLİKLERİ



A n a e r o p ,s p o ro lu ş tu r a n b a s ille r d ir ...terminal sporlu (tenis raketi görünümü), hareketlidir... e k z o to k s in i( te ta n o s p a z m in ;b irp r o te a z d ır )g lis in v e G A B A s a lın ım ın ıin fıib e e d e r ..HASTALIKLARI: tetanoz etkenidir... s p a s tikp a r a liz i, tr is m u s ,r is u ss a r d o n ic u s ,o p ıs to to n u stip ikb u lg u la r d ır ...ateş yok, bilinç açıktır... TEDAVİ: y a r a te m iz liğ i+THIG+a ş ı+ m e tr o n id o z o l( v e y a Pe n G) k la s ikte d a v id ir ...tedavi uyutma ile başlar... spazmları önlemek için benzodiazepinler verilebilir... C. botulinum:



ÖZELLİKLERİ: A n a e r o p ,s u b te r m ın a ls p o r lu d u r ...konserve gıdada toksinler üretilir... B o tu lin u m to k s in ia s e tilk o lin s a lın m a s ın ıb lo k e e d e r ,liz o je n ik fa jile k o d la n ır ,to r tik o lisv e b le fa r o s p a z m ın te d a v is in d e k u lla n ılır...toksin relatif olarak ısıya dayanıksızdır... HASTALIKLARI: b o tu liz m e s e b e p olur...diplopi, disfaji, solunum kaslarında yetmezlik, proksimalden distale ilerleyen felç tipik klinik tablodur... a t e ş y o k tu r ...yara botulizmi, sporların yarayı kirletmesi ile-, bebek botulizmi, organizmayı taşıyan bal yenmesi ile bulaşır... TEDAVİ: s o lu n u m d e s t e ğ iv e tr iv a la n a n tito k s in (A, B v e E) y a p ılır ... C. perfirinaens: ÖZELLİKLERİ A n a e r o p ,h a r e k e t s iz ,s p o r lu b a k te r ile r d ir , kanlı ağarda çift hemoliz yapar-, lesitinaz varlığı yumurta sarısı ağarda gösterilir (Nogler reaksiyonu)... ş e k e rfe r m a n ta s y o n u v e o r g a n ika s itü r e tim iy a p a r ...enterotoksini süperantijendir, besin zehirlenmesine sebep olur... a lfa to k s in (le s itin a z ) ile h e m o liz v e n e k r o zy a p a r ,.,dokuları yıkan enzimler gaz oluşturur... HASTALIKLARI: g a z lıg a n g r e n e (m y o n e k r o z )n e d e n o lu r ...ağn, ödem, selülit, krepitasyon tipik bulgulardır... k a n lıe k s u d a s y o n ,h e m o lizv e s a r ılık d a s ık tır ...ateş beklenenden düşüktür, derin anemi vardır... ö lü m o r a m y ü k s e k tir ...gıda zehirlenmesi yapar.... gazlı gangren yapan diğer ajanlar: c. histolyticum, C septicum ve C. novyi... TEDAVİ: P e n Gv e y a r a d e b r id m a n ıy a p ılır ...besin zehirlenmesinde semptomatik tedavi verilir... C. difficile: ÖZELLİKLERİ: E k z o to k s in A is h a le y o la ç a n e n te r o to k s ın d ır ...Ekzotoksin B, psödomembran oluşturan sitokosindir; aktini dopolimerize eden GTP bağlayıcı proteini (=Rho) ADP riboziller... HASTALIKLARI: A n tib iy o tiğ e b a ğ lı p s ö d o m e m b r a n ö zk o lite s e b e p o lu r ...günümüzde en sık neden olan antibiyotik 2. ve 3 .kuşak sefalosporinlerdirisayı olarak) (kullanıldığında en sık psödomembranöz kolit yapan ilaç ise klindamisindir).... i s h a lin e n s ık n o z o k o m ıy a l e tk e n id ir ...dışkıda nötrofiller bulunur.... to k s ikm e g a k o lo n o lu ş a b ilir . TEDAVİ: metronidazol veya vankomisin verilir, sıvı açığı kapatılır....



SPOR OLUŞTURMAYAN GRAM-POZİTİF BASİLLER Corunebacterium diphteria-.



ÖZELLİKLERİ Y a p r a kv e y a V, L ş e k lin d ed iz ilm işla b u t, h a lte rş e k lin d eb a s ille r d ir ...aerobik, sporsuzdur... Metakromatik boyanan granülleri (volutin ) vardır (ileri derecede polimerize polifosfat granülleri)... e k z o to k s in i



( d ifte r ito k s in i)ik id o m e n lid ır ,b ir ih ü c r e y ü z e y in e g lik o p r o te in r e s e p tö r le r in d e n b a ğ la n ır k e n d iğ e r iu z a tm a fa k tö r ü -2 ( E F 2 ) y ıAD P r ıb o z ille y e r e k p r o te in s e n te z in iin h ib e e d e r ...D ifte r ito k s in iılım lıb irb a k te r ıy o fa jın g e n e tik m a te r y a lin in b irk ıs m ıd ır. Bu faj tarafından lizojene edilmeyen C. diphteria hücreleri ekzotoksin üretmez ve patojen değildir... HASTALIKLARI:



d ifte r ie tk e n id ir ...ateş, boğaz ağrısı ve servikal adenopati... b o ğ a z d a k a r a k te r is tikk a tı,y a p ış ık ,g r ib irp s ö d o m e m b r a n o lu ş tu r a n fib r in ö zb ır e k s u d a v e in fla m a s y o n tip ik tir ...üç temel komplikasyon görülür-, 1 - myokardda yağlı dejenerasyon, aritmi... 2 p e r ife r ik n ö r it,y u m u ş a k d a m a k ,fa r e n k sk a s la r ın ın fe lc i.. 3 - membranın trakea ve larinkse yayılıp obstrükte etmesi... s h ic kte s tiile b a ğ ış ık lıkb a k ılır ...difteride bakteremi olmaz... TEDAVİ: A n tito k s in v e r ilir ...Pen G veya eritromisin verilebilir... t a ş ıy ıc ıla r a m a k r o lid g r u b u v e r ilir ... Listeria Monocutoaenes-. ÖZELLİKLERİ: hareketlidir, difteroidlere benzer... t a k la a tm a h a r e k e ti( k o r in o b a k te r ile r d e n a y ır d e d ic i)tip ik tir ,a k tın fla m a n la r ıile h ü c r e d e n h ü c r e y e a tla r ...dar beta hemoliz alanı yapar... g r ik o lo n iy a p a r ...h ü c r e iç in d e ü r e r ...Plasentadan



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



123



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



b ö b r e k n a k liy a p ıla n la r ,im m u n s u p r e s e h a s ta la rr is k a ltın d a d ır .. hücresel immünite önemlidir... L is te r io liz ino b irs ito liz in / fıe m o liz in d ir ... esas olarak pastörize edilmemiş peynir yemekle görülür... m o n o n ü k le e r fa g o s ıte rh ü c r e le r iiş g a le d e r ... HASTALIKLARI: Lis te r iy o ze tk e n id ir ...Yenidoğanda, immunsupresede menejit, sepsis... ateşli gastroenterit salgınları yapar... e r k e n ( in tr a u te r in )g e ç işile g r a n u lo m a to z isin fa n tis e p tik a ,g e ç( d o ğ u m k a n a lın d a n )b u la şile m e n in g o e n s e fa litg e liş ir ...TEDAVİ: İn v a z ifh a s ta lık ta a m p is ilin v e / v e y a g e n ta m is in k u lla n ılır...TMPveya doğumda geçebilir...



SMX de etkilidir...



SİNDİRİM KANALI İLE İLGİLİ GRAM NEGATİFLER Enterobacteriaceae: Tümü fakültatif anaeroptur, glukozu fermente eder, sitokrom oksidaz bulunmaz (oksidaz negatiftirler ), nitratları indirgerler. Escherichia coli:



ÖZELLİKLERİ F a k ü lta tifa n a e r o p ;la k to z u fe r m e n t e e d e r ...(salmonella ve shigella'dan ayırıcıdır) kolon, vajen ve üretrada kolonizedir,... O ( h ü c r e d u v a r ıa n tije n i) ,H (k a m ç ıa n tije n ) ,K ( k a p s ü la n tije n i) ...pili, kapsül, endotoksin, 2 ekzotoksin (enterotoksinler)i vardır... L a b ilto k s in a d e n ila ts ik la z ı;s ta b ilto k s in g u a n ila ts ik la z ıu y a r ır ...indol üretir... liz in id e k a r b o k s ile e d e r ...a s e ta tık a r b o n u n t e k k a y n a ğ ıo la r a k k u lla n ır ...hareketlidir... p e m b e r e n k lik o lo n i,m e ta lik y e ş ilr e fle ... üriner sistem epiteline tutunma, galaktoz dimerlerinden (Gal-Gal dimerleri) oluşan reseptörler aracılığıyla olur... HASTALIKLARI: İ d r a ry o lu e n fe k s iy o n u ,S e p s is ,n e o n a ta lm e n e n jit,tu r is tis h a li...EHEC: kanlı ishal, verotoksin (0 157 H7 serotipi), hemolitik üremik sendrom... O 1 5 7 : H 7 s e r o tıp ık a n lıis h a ly a p a ra n c a k in fla m a s y o n o lu ş tu r m a z ... ETEC: turist ishali, ... EPEC: K a n lıis h a l( s h ig e lla y ab e n z e r ) ...055 ve 0111 serotipleri neonatal ishal salgını yaparlar... TEDAVİ: K o m p lik a s y o n s u za ltü r in e re n f.d a TMP-SMX v e y a o r a lp e n is ilin ( a m p is ilin ) ...sepsisde 3. kuşak sef. (sefotoksim) ve/veya gentamisin verilir... N e o n a ta lm e n e n jitte d a v is in d e a m p is ilin v e s e fo to k s in b ir lik te k u lla n ılır...



( L is te m o la s ılığ ıy ü z ü n d e n )



Salmonella enfeksiyonları: Orak hücreli anemi ve kanser zemininde osteomyelit; pnömoni, menenjit., anevrizma ve infarktüs alanına metastatik apse yapar... Salm onella tuphi:



ÖZELLİKLERİ: f a k ü lta tifa n a e r o p ,la k to z u fe r m e n t e e tm e z ...H2S oluşturur... fekal oral bulaşır... V( k a p s ü la n tije n i, e n d o to k s ım v a r ...ekzotoksin yok... m id e a s id in d e k ia z a lm ar is kfa k tö r ü d ü r ...REST tutar... s a fr ak e s e s in d e ta ş ıy ıc ılık ... Widal testi ile tanı konur... HASTALIKLARI:Tz/o. 1 .hafta diskordans, tifo dili, dikrot nabız... 2 h a fta r o z e o lle r ( g ü lr e n g im a k û lle r ) ,y ü k s e k a t e ş ,b a tın d is ta n s iy o n u ,HSM... 3. hafta GIS komplik, ölüm haçı... 4 .h a fta tr o m b o fle b ıt, m e n e n jit...TEDAVİ: Tifo d a s e p ftr ıa k s o n ,k in d a n la re n e tk iliila ç tır... durumu hafif olan hastalarda ampisilin ve TMPSMX kullanılabilir... K lo r a m fe n ik o lv e a m p is ilin e d ir e n ç p la z m id le k o d la a n a s e tille y ic ie n z im le rv e b e ta A a k ta m a za r a c ılığ ıy la o lu r ... Salm onella enteridis:



ÖZELLİKLERİ: L a k to z ufe r m e n tee t m e z ,H2S( + ), h a r e k e tlid ir ...Enf. için I05 organizma yeterlid ir ... HASTALIKLARI: En te r o k o lit,n a d ir e nm e ta s ta tika p s e ,s e p s is ... enterokolitte bakteremi olmaz... TEDAVİ: S emptomatiktir... Salm onella cholerasuis:



HASTALIKLARI:



S e p tis e m i...Ateşle



başlar. Kemik, akciğer gibi etkilenen organlara ait fokal belirtiler



görülür...



S hiaella türleri:



la k to zfe r m .( ) ,H2S(~), g a z(-), h a r e k e ts iz ,g lu k o zfe r m e n ta s y o n u (+)... Enfeksiyon için 1-10 ta ş ıy ıc ılıky o k tu r ...sadece insan kolonunda bulunur, hayvan taşıyıcılığı yoktur... Mc Co n k e yv e y aEMB y a r a d aü r e r ...HASTALIKLARI: E n te r o k o lit( d iz a n te r i) ...Shiga toksini nörotoksindir, konvülzif ÖZELLİKLERİ:



organizma yeterlidir...



t e n e z m ,k a n lıis h a lg ö r ü lü r .,infektiftir, sola kayma tipiktir... h e m o litik ü r e m ık s e n d r o m y a p a b ilir ... S ıv ıv e e le k r o litr e p la s m a n d ır . A yır olgularda siproflaksosin kullanılır...



ishale neden olur...



TEDAVİ:



Vibrio cholerae:



ÖZELLİKLERİ:v ir g ü lş e k lin d e b a s ıl...Oksidaz pozitiftir (enterobakterlerden ayırıcı)... fe k a lo r a lb u la ş ır ...G proteinini ADP riboziller, CAMPı/i artırır... T o k s in A -B a ltg r u p ta n o lu ş u r .(B, b a ğ la n ır ;A ,A D P r ıb o z ille r ) ...müsinaz üretir... Mac Conkey ağarda ürer... TCBS ağar, alkali peptenlu suda iyi ürer... HASTALIKLARI: K o le r a pirinç suyu ishal... A s ıd o ı,fıip o k a le m ıy a p a r ..TEDAVİ: S ıv ıe le k tr o lik r e p la s m a m d ır ...tetrasiklin taşıyıcılığı azaltır, diarenin süresini kısaltır... Vibrio vulnificus:



ÖZELLİKLERİ: h a y v a n k e s e r k e n b a tm a h ik a y e s i,ö d e m (-) a s id o z( + )... HASTALIKLARI: Ya r a e n fe k s iy o n u v e s e llü lit y a p a r ...çocukta sulu ishal...H e m r a jik b ü lle rv e h a y a tıte h d ite d ic is e p s is y a p a r ...sirotik karaciğer hastalarında sepsise neden olur... Vibrio parahaemoluticus:



ÖZELLİKLERİ: t u z c u ld u r ,ç iğ y e n e n d e n izü r ü n le r iile b u la ş ırHASTALIKLARI: S u lu is h a l,b u la n tık u s m a ,k a r ın d a k r a m p k lin iğ in e n e d e n o lu r ... K o n a g a w a fe n a m e i(+) Campulobacter leiuni:



M ik r o a e r o filik tir ;...virgül veya S-şeklindedir... c a m p y lo b a c te rje ju n ı4 2 °C d a iy iü r e r k e n(C .fe tu s ) ü r e m e z( a y ır ıc ıta n ı) ...C.jejuni 25°C de üremez, oksidaz ( + ) , nalidiksik asite duyarlıdır... C .fe tu s4 2 °C d e ü r e m e z , n a lid is ika s ite d ir e n ç lid ir ...skirroıv besiyeri kullanılır... e n te r o to k s in iy o k tu r ... HASTALIKLARI: ç o c u k ta e n te r o k o lit, s is te m ike n fe k s iy o n ,b a k te r ie m ıy a p a r ...kanlı dışkı görülür ...G u ıllia n B a r r e s e n d r o m u ile b ir lik te likg ö s te r ir ...C. fetus ÖZELLİKLERİ:



yaşlılarda hastalık yapar... Helicobacter vulori:



v ir g ü lş e k lin d e g r(-) b a s ıl...Ü r e a z( + )... mide mukozasında mukus salgılayan hücrelere ta n ıd a s o lu k ta ü r e a zt e s tik u lla n ılır ...HASTALIKLARLgasfnY v e p e p tik ü ls e r ...mide ca için risk faktörüdür... A m o k s is ilin ,k la r itr o m is in v e b iz m u t( P e p to B is m o l) ...



ÖZELLİKLERİ bağlıdır...



TEDAVİ:



Klebsiella. Enterobacter ve S e rra tia Grubu:



ÖZELLİKLERİ: N a z o k o m iy a le n fe k s iy o n la r d a n s o r u m lu fır s a tç ıe n fe k s iy o n la ry a p a r la r ...Kateterizasyon, entübasyon vs predüspozan faktörlerdir. S.marcescens: kırmızı pigmente koloniler yapar..., ç e v r e d e n ( ö r .s u k a y n a k la r ın d a n ) b u la ş ır ...Her üç organizmada Mac Conkey ve EMB de üreyen laktoz fermente eden koloniler yapar. Serratia



K le b s ie lla ,p r ım e re n fe k s iy o n d ay a p tığ ın d a n fır s a tç ıo la r a k ta n ım la n m a z .TEDAVİ: A n tib iy o tikd ir e n c iy ü k s e k tir ... B ira m ın o g lik o z id (g e n ta m is in )v e s e fa lo s p o r ın ( s e fo t o k s ım )a m p ir ik o la r a kb a ş la n ırv e d u y a r lılıkte s tis o n u c u n ag ö r e d e v a m e d ilir ...Ağır enterobacter enfeksiyonlarında imifenem ve geç fermente ettiğinden negatif reaksiyon verebiler...



gentamisin kombinasyonu kullanılır... Klebsiella vneumoniae:



ÖZELLİKLERİ: K o lo n ile r es ü m ü k s ü g ö r ü n ü m v e r e n ç o kb ü y ü kk a p s ü lü v a r d ır ...laktozu fermente eden renkli koloniler tipiktir hareketsizdir... HASTALIKLARI: i le r iy a ş ,k r o n iks o lu n u m h a s ta lığ ı,d ıa b e tv e a lk o liz m p r e d is p o z a n fa k tö r le r d ir ...Pnömoni, idrar yoluenf., sepsis yapar... k a lın ,k a n lıb a lg a m ,n e k r o z v e a p s e g ö r ü lü r ...K.ozaneae, atrofik rinit etkenidir... K .r h ın o s c le r o m a tis ,n a z o fa r e n g e a ld e s tr ü k tıfg r a n ü lo m y a p a r ... Proteus türleri:



ÖZELLİKLERİ: f a k ü lta tıfa n a e r o p tu r ,ç o k h a r e k e tlid ir ...üreaz ( + ) laktoz fermentasyonu ( » ) . . . r ik e ts ıa la rile ç a p r a z t e p k im e ( o x a n tije n i)( W e ilfe lix r e a k s iy o n u )v e r ir ...kanlı ağarda yayılma etkisi görülür... m a g n e z y u m a m o n y u m h id r o k s itte n o lu ş a n t a ş( s tr u v itta ş la r ı) o lu ş u m u n u a g r a v e e d e r ...alkali idrarda ürer... TSİ a ğ a r d a s a lm o n e lla d a nü r e a zü r e t m e s iile a y r ılır ...P. mirabilis indol ( - ) ; P.vulgaris, M.morganii ve providencia türleri ise indol ( + )tir ...M o r g a n e lla m o r g a n ıi,



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



125



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



126



p r o te u stü r le r in e b e n z e re n te r ık g r(-) b a s ild ir ,İYEv e s e p s isy a p a r ;h a r e k e tlid ir ,ü r e a z( + ) tir;a n tib iy o tik le r e p r o te u s ta n d a h a d ir e n ç lid ir ...HASTALIKLARI: İ d r a ry o lu e n f.,s e p s isy a p a r ...TEDAVİ: TMP-SMX v e y a a m p is ilin ...ağır vakalarda 3. kuşak sefalosporinler... Pseudomonas aeruainosa:



a e r o b ik tir ,la k to z u fe r m e n t e e tm e z ...pili ve kapsülü virülans faktörleridir... P iy o s iy a n in ( m a v iy e ş il) v e p iy o v e r d ın ( flu o r e s s e in ,s a r ıy e ş il)p ig m e n tü r e tir , kolonide sümüksü görünüm (glikokaliks) verir... G lik o k a lik sü r e t e n tü r le rk is tikfib r o z is lih a s ta la r d a k ik r o n ike n fe k s iy o n la r d ab a s k ın d ır ...Ekzotoksin A, EF-2yi ADP riboziller, prot.sent inhibe eder... O k s id a z(+ ) tir...elastaz,. alkalen proteaz: damar endotel harabiyeti yapar... fo s fo lip a zC: m e m b r a n h a r a b iy e tin e n e d e n o lu r ...TSİ ağarda metalik refle, meyve kokusu tipiktir... HASTALIKLARI: S e p s is ,p n ö m o n i,y a r a e n fe k s iy o n u ,id r a ry o lu e n f;y a n ık h a s ta la r ın d a ,k is tik fib r o z is lih a s ta la r d a n a z o k o m iy a le n f.;s a ğ e n d o k a r d it,s e r v ik a lo s t e o m y e lit ; m a lıg n o titıse k s t e r n a ;K O A H 'd an e k r o tiz a n p n ö m o n i,...Kontakt lens kullananlarda kornea enfeksiyonu yapar... TEDAVİ: A n tip s e u d o m e n a lp e n is ilin le r(tic a rc illin ,p ip e r a c illin )v e b ira m in o g lik o z id ( g e n ta m ic in v e a m ik a s in )v e r ilir ... Ö Z E L L İK L E R İ:



Bacteriodes fraailis: Ö Z E L L İK L E R İ a n a e r o b ik tır ...kolonda baskın anaeroptur... k a p s ü llü d ü r ...HASTALIKLARI: k a r ınc e r r a h is i v e p e n e tr a ny a r a la re n f.ap r e d ıs p o z is y o no lu ş tu r u r ...Sepsis, peritonit, abdominal apseler... p e lv ika p s e ,n e k r o tiz a n fa s iit,b a k te r e m ıy a p a r ...TEDAVİ: M e tr o n id a z o l,k lin d a m is in ,s e fo k s itin e tk ilid ir ...pen G, bazı sefolosporinlere ve



aminoglikozidlere direnç yaygındır... Provetalla melaninoaenica■. Ö Z E L L İK L E R İ: B. c o r r o d e n sileb ir lik tea ğ ızb o ş lu ğ u n d ay e ra lır ...B. fragilis diafragma düzeyinin altında ; Provetella melaninogenica diafragma düzeyinin üstünde hastalık yapar... k a r a k te r is tiks iy a hk o lo n ile ry a p a r ...



HASTALIKLARI:



o r o fa r e n g e a lv e a k c iğ e ra p s e le r i..



ESAS OLARAK SOLUNUM YOLUN DA BULUNAN GRAM-NEGATİF BASİLLER Haemophilus influenza:



tip b k a p s ü lü p o lir ib ito lfo s fa ttır ...üremesi için x faktörü (kemin) ve v faktörii(NAD) gerekir... iş g a lc ih a s ta lığ ın % 9 5 ’ik a p s ü le rtip B ile o lu r ...IgA proteaz üretir.... m e n e n jitte k a p s ü llü ,o r ta k u la k e n fe k s iy o n u ,s in ü z it v e p n ö m o n id ek a p s ü ls ü zs u ş la rs ık tır ...stafilokokların ürediği ağarda satellit reaksiyonu (süt anne fenomeni) yapar... t ip le n d ir m e b iy o k im y a s a lt e s t le r ,k a p s ü lş iş m e s iflu o r e s a n a n tik o rb o y a m a ,la te k sa g lü tin a s y o n ,z ıta k ım lıim m ü n e le k t r o fo r e zile y a p ılır ...ekzotoksini yoktur... HASTALIKLARI: M e n e n jit,p n ö m o n is in ü z it,o titism e d ia ...6 ay - 6 yaş enfeksiyonlarının çoğundan sorumludur... e p ig lo ttite tk e n id ir ...Y a ş lıla r d av e k r o n iks o lu n u m h a s ta lığ ıb u lu n a n la r d a p n ö m o n iy a p a r ...TEDAVİ: m e n e n jitp r o fila k s is in d e r ıfa m p in ,...tedavide seftriakson kullanılır... Ö Z E L L İK L E R İ:



Leaionella:



ÖZELLİKLERİ Gie m s a ile z a y ıfb o y a n ır ...Kültürde üreme için demir ve sistein gerekir... s u k a y n a k la r ın d a b u ­ lu n u r ...gümüş çöktürme boyası veya floresan antikorlarla mikroskopi... p n ö m o n is ır a s ın d a HİPONATREMİ y a p a r ... toksini yoktur... HASTALIKLARI:55 yaş üzeri, sigara, aşın alkol, immünsupresyon predispozan faktörlerdir... le jy o n e rh a s ta lığ ı( a tıp ıkp n ö m o n i) .. Pontiac ateşi yapar... p n ö m o n ıs in d e s o ğ u ka g lü tin intıtr e s ia r tm a z . KC v e b ö b r e k fo n k s iy o n la r ıb o z u lu r .BCYEa ğ a r d a ü r e r ..TEDAVİ: e r itr o m is in v e y a a z itr o m is ın ...ağır olgularda rifampin eklenebilir... kinolonlar kullanılabilir... B ordetella pertusis: Ö Z E L L İK L E R İ: k irp ik lis o lu n u m y o lue p ite lin eb a ğ la n ır ,a ltta k id o k u y uın v a z ee t m e z ,k ir p ikh a r e k e tin d ea z a lm a ( s ilie rp a r a liz i) ,e p ite lv eh ü c r e ö lü m ü y a p a r ...boğmaca toksini ve trakeal sitotoksin ekzotoksindir; adenilat siklaz nötrofilin bakterisidal etkinliğini inhibe eder... b o ğ m a c a to k s in icAMPyl a r ttır ır ,le n fo s ito z a y o la ç a r ..Border-Gengov besiyerinde ürer... HASTALIKLARI: B o ğ m a c a e tk e n id ir ...paroksismal öksürük, trakeobronşit, baykuş çığlığı klinik bulgulardır... p e r tu s s ije n ın s ü lin s a lg ıla tır ,h ip o g lis e m iy a p a r ...TEDAVİ: E r itr o m is in ....



ZO O N O ZLA R A NEDEN OLAN GRAM-NEGATİF BASİLLER Brucella: ÖZELLİKLERİ:



R E S 'e y e r le ş ir .,granülomlar, fokal apse yapar... p a s tö r iz e e d ilm e m işs ü t,p e y n irv e y ae n fe k t e h a y v a n la d o ğ r u d a n t e m a s s o n u c u b u la ş ır ...ekzotoksin (-), kapsül (~)tir...in tr a s e llü le r d ır ...(B. abortus CO2'li ortama ihtiyaç duyar)-, hayvan plasentası-memede eritritole baylanır... e k z o to k s ın iy o k tu r ...HASTALIKLARI: B r u s e llo z ( o n d ü la n a t e ş )e tk e n id ir ...hepatosplenomegali, lökopeni, lenfositoz yapar... e n a ğ ırk o m p lik a s y o n e n d o k a r d ittir ...en sık komplikasyon osteonıiyelittir... e n fe k s iy o n a s e m p to m a tik ,a k u t,s u b a k u t,k r o n ik o la b ilir TEDAVİ: T e k r a s ik lin a r tı r ifa m fin d ir ...



Francisella:



ÖZELLİKLERİ y a b a n ih a y v a n la r d a n b u la ş ır( t e m a s ,y e m e v e y a k e n e le r le ) ...RES’e yerleşir... e k z o to k s ın iy o k tu r ... HASTALIKLARI: Tu la r e m ıe tk e n id ir ...ülseroglandüler (% 75) tip, glandüler tip, okuloglandüler tip, tifoidal tip, gastrointestinal tip, pulmoner tip tularemi.... s ü p ü r a tifle n fa d e n ıty a p a r ..TEDAVİ: Streptomisin... Gatomisin. Yersinia vestis:



ÖZELLİKLERİ Wa y s o n b o y a s ıile b ıp o la rb o y a n ır ,ç e n g e lliiğ n e y e b e n z e r ...ID50’si çok küçüktür, 1-10 organizma hastalık yapabilir... F - l z a r fa n tije n ia n tifa g o s ıtik tir ...endotoksin ve ekzotoksini var... V a n tije n i;W a n tije n iv a r ... renkli koloni yapar... p ü r ın s e n t e ze d e r ...tarla faresinden pire ile bulaşır... HASTALIKLARI: V e b a , bubonik veba-, erken karakteristik bubonlar, ağrılı LAP, yüksek ateş ile karakterizedir, % 50’si ölür... a k c iğ e rv e b a s ıd a h a a ğ ırs e y r e d e r ,% 1 0 0 ’ü ö lü r ...TEDAVİ: Streptomisin... birlikte tetrasiklin verilebilir... P asteurella multocida:



ÖZELLİKLERİ ifc k u tu p lu b o y a n ır ,k a p s ü llü d ü r ...deri ve deri altı dokuda hızla yayılır... e k z o to k s ın iy o k .. HASTALIKLARIKedi, k ö p e kıs ırık la rıs o n r a s ıy a r ae n fe k s iy o n u ,s e lü lity a p a r ...k e d iıs ır ık la r ın d ao s te o m y e lite tk e n id ir .. TEDAVİ: P e n G



MİKOBAKTERİLER VE AKTİNOMİÇETESLER Mucobacterium tuberculosis: ÖZELLİKLERİ K e r o p ,a s id ed ir e n ç lib a s ild ir ...hücre duvarında yüksek lipid içeriği (mikolik asit ve wax



H ü c r e s e lb a ğ ış ık lık ,g e ç ık m ışa ş ır ıd u y a rlılıkö n e m lid ir ...granülom ve kazeifikasyon kord faktörü e k z o to k s in (-), e n d o to k s in (-)... Z ie h lH e ls e n ( v e y a K ın y o u n )b o y a n ır ,L ö w e n s te ın J e n s e n b e s iy e r in d e 3 -6 h a fta d a ü r e r ...niasin üretir, katalaz (+ )tir... w a x D ,fr e u n d a c u v a n ın ın e tk in y a p ıta ş ıd ır ....virülan suşlar petek şeklinde ürer... su kaybına dirençli, kuru balgamda hayatta kalır... p la z m ıd ıy o k ,d ir e n çk r o m o z o m a l m u ta s y o n la d ır ... HASTALIKLARI: tü b e r k ü lo ze tk e n id ir .. .parankimal eksüdatif lezyon+lenf düğümü tutulumu= Ghon karması... PPD: r is k fa k tö r ü y o k is e > 15 m m ,r is k fa k tö r ü v a r s a > 10 m m ,A ID S ’l e > 5 m m is e P P D (+ )fır... PJıciğer apeksi, beyin tabanı, renal korteks, kemik iliğinde yerleşir... TEDAVİ: L ü s ife r a zte s tiile ila c a d ir e n ç g ö s te r ilir .6 -9 a yt e d a v iu y g u la n ır .,izonlazid, rifampin ve pyrazinamid üçlüsü kullanılır... a ğ ırv a k a la r d a e ta m b u to le k le n ir ... D) vardır...



( trehalozmikolat) virulansla uyuşur...



Mucobacterium levrae:



a e r o p ,a s ile r e z ıs ta n d ır ...optimum üreme sıcaklığı (30°C) olduğundan deri ve yüzeyel sinir­ d e r ih is tiy o s itle r i,e n d o t e lh ü c r e le r i,s in ir le r in S c h w a n n h ü c r e le r iiç in d e ç o ğ a lır ...invitro kültürü yapılamaz... HASTALIKLARI: le p r a ( c ü z z a m )e tk e n id ir . Tüberküloid lepra:doku harabiyeti az, tek tük lezyon, lepra bulaşıctlığı düşük, hücresel yanıt var, lepromin deri testi pozitiftir... L e v r o m a tö zle v r a :b e lir g in b e lir g in d o k u h a r a b iy e ti,b a s il s a y ıs ıç o k ,le p r a b u la ş tır ıc ılığ ıy ü k s e k ,h ü c r e s e ly a n ıta z a lm ışv e y a y o k ,le p r o m in d e r ite s tin e g a tiftir ...TEDAVİ: T ü b e r k ü lo id fo r m d a d a p s o n v e r ifa m p in k u lla n ılır...lepromatöz formda klofazimin eklenir... ÖZELLİKLERİ:



lerde ürer...



Actinomuces israelii:



ÖZELLİKLERİ: a ğ ızb o ş lu ğ u n u n n o r m a lflo r a s ın d a a n a e r o p tu r ...HASTALIKLARI: A k tin o m ık o ze tk e n id ir ...enfeksiyon alanında sarı filamanlar, sülfür granülleri görülür...



s e r t ,h a s s a so lm a y a n ş iş lik s o n r a s ıs in ü sk a n a lla r ıile iltih a p a ç ığ a



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



127



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



128



ç ık a r ...% 5 0 'd e ilkle z y o n y ü zv e b o y u n d a g e r is ig ö ğ ü sv e k a r ın d a d ır .,uzun süre RİA kullanan kadınlarda da pelvik



aktinomikoz görülebilir... TEDAVİ: S ü lfo n a m id le rk u lla n ılır. N o c a rd ia a s te ro id e s :



ÖZELLİKLERİ: a e r o p tu r ,z a y ıfa s itfa s tb o y a n ır ...normal florası topraktır... k o lo n ile r im e d u z ab a ş ın ab e n z e r ( n o c a r d ia ,ş a r b o n v e v e b a ) ...HASTALIKLARI: "N o k a r d iy o z "( a k c iğ e rv e b e y in a p s e le r i)e tk e n id ir ...immunsupreselerde beyin ve böbreğe yayılır... M iç e to m e tk e n id ir . Apse ile sinüs kanalları oluşur ancak sülfür granülleri bulunmaz... A lD S 'lile rd e k a v ite ra k c iğ e re n fe k s iy o n u y a p a r ...TEDAVİ: P e n is ilin s e ç k in ila ç tır .



MİKOPLAZMALAR M u c o v la s m a v n e u n ıo n ia e :



ÖZELLİKLERİ: s e r b e s ty a ş a y a n e n k ü ç ü k o r g a n iz m a d ır ...hücre duvarı yoktur bu yüzden gram ile boyanamaz... h ü c r e z a r ın d a k o le s te r o liç e r e n t e k b a k te r id ir ....ekzotoksin ( - ) , endotoksin ( -)tir ...S o ğ u k o g lü tin a s y o n ,s p e s ifliIg (ELİS) ileta n ık o n u lu r ...solunum mukozasını invaze etmez-, kirpik hareketi inhibe olur, epitel nekrozu görülür... s o ğ u ka g lü tın in le rv e b e y in ,a k c iğ e rv e k a r a c iğ e rh ü c r e le r in ek a r ş ıo to a n tik o r la rü r e tilir ...HASTALIKLARI: " A tip ik p n ö m o n i” e tk e n id ir ...genç erişkinlerde pnömeninin en sık nedenidir... M y c o p la s m ah o m in is :P ID ... Üreoplasma ürealyticum: nongonokoksik üretrit yapar... TEDAVİ: Eritromisin veya tetrasiklin...



SPİROKETLER T re v o n e m a v a llid u m :



ÖZELLİKLERİ: g r a m b o y a m a d a g ö r ü lm e z ,ın v itr o k ü ltü r ü y a p ıla m a z ..c in s e lt e m a s v e a n n e d e n p la s e n ta y la fe t ü s e b u la ş ır .. .



ince, sıkı spiraller, karanlık alanda görülür, gümüş çöktürme ve immunofluoresan boyama yapılabilir... s ığ ır k a r d ıo lip in ıilete p k im e v e r ir P rozon fenomeni: antikor titresi çok yüksek olduğunda flokulasyon görülmez...



ö z g ü ls e r o lo jik t e s t le r .F T A -A B S, TPH A, M H A -T P y a ş a m b o y u p o z itif...ö z g ü lo lm a y a n te s tle r i:VDRL, R P R t e d a v iile a z a lır ... " F r e n g i(s ifiliz )" e tk e n id ir ... birinci evre: lokal, ağrısız ülser ( şankr) . . . ik in c ie v r e :a v u çiç ia y a k ta b a n ın d a m a k ü lo p a p ü le rd ö k ü n tü le r ,d e r iv e m u k o z a d a n e m lip a p ü lle r ,k o n d ilo m a la ta ,le z y o n la r d a b o ls p ır o k e t,a lo p e s i,LAP, m y a lji,iço r g a n tu tu lu m u ( m e n e n jit,n e fr it,h e p a titv b ) ...latent evrede enfektif değildir... ü ç ü n c ü e v r e ,d e r iv e k e m ik te g r a n ü lo m la r( g o m ) ,M S S tu tu lu m u ( t a b e s ,p a r e z i) ,KVS le z y o n la r ı( a o r tit,ç ık a n a o r tu n a n e v r iz m a s ı) g ö r ü lü r ...} a r ıs h H e n h e ım e r r e a k s iy o n u :s p ır o k e tle r ın ö lü m ü ile a t e ş ,titr e m e v em y a ljig ö r ü lm e s id ir ...Venereal olmayan treponematozlar-. bejel, yaws, pinta’dır... K o n je m ta ls ifiliz d e b e b e k t e M D RL t itr e s ia n n e d e n y ü k s e k tir ..TEDAVİ: P e n is ilin tü m e v r e le r d e e tk ilid ir ... HASTALIKLARI:



T.pallidum yavaş ürediğinden uzun süre etkisi açısından l. ve 2. evrede benzatin pen G kullanılır...



B o r r e lia b u r a d o r fe r i:



ÖZELLİKLERİ: g r a m b o y a m a d a g ö r ü lm e z ...in vitro kültürü yapılabilir... a n a d e p o s u b e y a z a y a k lıfa r e le r d ir ...kene ile bulaşır... D e r id e n g ir ip k a n lak a lp ,e k le m v e M SS t u tu lu m u y a p a r ...HASTALIKLARI: " L y m e h a s ta lığ ı"e tk e n id ir ...



birinci evre: eritema kronikum migrans, ağrısız döküntü, nonspesifik ateş, eklem ağrıları vs... i k in c ie v r e ,m e n e n jit, k a r d it,B e ll'sp a r a lız ıs i,k r a n ıa ln ö r o p a tile r . ücüncü evre: büyük eklem artriti, kronik progresif merkezi sinir sistemi hastalığı yapar... e n d o k a r d ıtu tm a z ...Lyme, vektörle taşınan hastalıklardan en sık görülenidir... TEDAVİ: E r k e n



e v r e d e D o k s is ık lin ,ile r ie v r e le r d e P e n G, s e ftr ia k s o n .. . B o r r e lia re c u rre n tis :



ÖZELLİKLERİ: a n tije n le r id e ğ iş im eu ğ r a r ...insan vücut biti ile bulaşır... B. h e r m is iiis ey u m u ş a kk e n e le r le b u la ş tır ılır ....HASTALIKLARI: " Nükseden ateş" etkenidir... m u ltip le o r g a n d is fo n k s iy o n u y a p a r ... L e p to s p ira in te r ro a a n s :



ÖZELLİKLERİ: k a r a n lıks a h am ık r o s k o b is ın d e g ö r ü lü r ...hayvan idrarı ile bulaşır... h e r h a n g ib irto k s in iv e y a v ir u la n sfa k tö r ü b ilin m e m e k te d ir ...HASTALIKLARI: " le s p to s p ir o z "e tk e n id ir ., birinci evre: bakteriemi, ikinci evre: menenjit ile birlikte immunopatolojik evredir... k a r a c iğ e rtu tu lu m u ( s a r ılık ,k a n a m a ) ,b ö b r e ktu tu lu m u ( ü r e m i) ,M S S tu tu lu m u ( a s e p tik m e n e n jit) ,n ö tr o filiklö k o s ito zg ö r ü lü r ...W e ilh a s ta lığ ıe tk e n id ir .TEDAVİ: Pen C...



C h la m u d ia tra c h o m a tis :



Ö Z E L L İK L E R İ: z o r u n lu h ü c r e iç ib a k te r ile r id ir ..cinsel yolla bulaşan hastalıkların en sık nedenidir... k a tıh ü c r e d u v a r ı,g r a m ( ) le r e b e n z e ra n c a k m u r a m ık a s it(-), p e p tid o g lik a n ta b a k a ( ~ ) d ir ....elementer cisim: hücre dışı, metabolik olarak inert, spor benzeri-, retiküler cisim: hücre içi, metabolik etkin formudur... g ie m s a v e y a ım m ü n o flu r o s e n la h ü c r e iç iın k lü z y o n la r( s to p la z m ikın k lü z y o n la r ,g lik o je n iç e r e n ın k lü z y o n la r )g ö r ü lü r ...gruba özgül lipoposakkarit antijenleri vardır... HASTALIKLARI: " n o n g o n o k o s ıkü r e tr ıt,s e r v is it,in k lü z y o nk o n jo n k tiv iti,le n fo g r a n ü lo m av e n o r u m ,tr a h o m , n e o n a ta lp n ö m o n i'e tk e n id ir ...A, B, C tipleri ile trahom... D-K tip le r iile g e n ıto ü r in e rk a n a le n fe k s iy o n la r ı,e p id id im ıt, p r o s ta tit,p r o k tit,n o n g o n o k o k s ıkü r e tr it,s e r v is it,s a lp e n jit,PID g ö r ü lü r ...neoonatal inklüzyonlu konjonktivit yapar, ... birlikte Reiter sendromu insidansı yüksektir... L1-L3 ı m m ü n o tip le r i,le n fo g r a n ü lo m a v e n e r u m y a p a r ... TEDAVİ:



B ir tetrasiklin (ör: doksisiklin) veya bir marolid (azitromisin ) kullanılır... C h la m u d ia p n e u m o n ia e :



s u ş u o la r a k d a b ilin ir ...inklüzyonları glikojen içermez... e s a so la r a k a k c iğ e rm u k o z a e p ite l HASTALIKLARI: " a tip ik p n ö m o n i"e tk e n id ir ... yetişkinlerde üst ve alt solunum yolu (bronşit ve pnömoni) yapar... TEDAVİ: T e tr a s ik lin ( d o k s is ik lin )



Ö Z E L L İK L E R İ TWAR



h ü c r e le r im e n fe k t e e d e r le r ... enfeksiyonları



C h la m u d ia v s itta c i:



k u r uk u şg ü b r e s is o lu n a r a kb u la ş ır...bilinen p s itta k o ze tk e n id ir ...TEDAVİ: Te tr a k s ik lın ...



Ö Z E L L İK L E R İ:



HASTALIKLARI:



toksin veya virülans faktörü yoktur...



RİKETSİALAR Ö Z E L L İK L E R İ: z o r u n lu h ü c r e iç ip a r a z iti,g r a m b o y a m a d a k o la yg ö r ü lm e z ... Antijenleri Proteus vulgaris'in ox suşu ile çapraz tepkime verir (Weil-felix rxn.)... D o ğ a ld e p o s u D e r m a c e n to rk e n e le r id ir ....kapillerlerin endoteline saldırarak vaskülit yapar... d ö le tlıy u m u r ta d aü r e tim z o r u n lu d u r ...HASTALIKLARI: R ic k e tts iar ic k e ts ii:" K a y a lık d a ğ la rle k e lih u m m a s ı"e tk e n id ir ...Evidemik tifüs: Ricketsia proıvazekii... E n d e m ıktifü s : R. t u v h i...Çalılık tifüsü: R. tsutsugamushi... Kayalık dağlar lekeli hummmasu vaskülit, kanama, ödem, ekstremitelerden gövdeye yayılan döküntü, başağrısı, delirium, frankel nodülleri görülür... TEDAVİ: T e tr a k s ik lin ... C o x ie lla b u m e t ii:



"Q h u m m a s ı"e tk e n id ir ...ateş, analjeziklere dirençli başağrısı, hevatit+vnömoni kliniği görülür... g e n e ld e a k u ttu r ,k r o n iko la n ıe n d o k a r d itlek a r a k te r ız e d ır ...artropodla bulaşmayan tek riketsiya hastalığıdır, aerosolün inhalasyonu ile bulaşır., h a y v a n la r ınid r a r ,d ış k ı,p la s e n tad o k u s u v e a m n ıy o n s ıv ıla r ın d ay ü k s e kd e r iş ım d e d ır ...inek sütünde pastörizasyona dirençlidir... d ö k ü n tü (-) a tip ikp n ö m o n iy a p a b ilir ...v a s k ü lit(-) d ir ...



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



KLAMİDYALAR



130



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



------------------------------------------------------------- -



3.



MİNÖR BAKTERİYEL PATOJENLER V______________________________________________________________/



1.



Yirmibeş yaşında akut myeloid lösemi (AML) nedeniyle kemoterapi uygulanan, uzun süredir hastanede kalan bir hastada, santral venöz kateter bulunmaktadır. Lökositleri 100 /mm2 3 iken hastanın ateşleri yükseliyor, hemokültürleri alınıyor. Hemokültürde difteroid çomak morfolojisinde, katalaz (+) ve glikopeptidlerle tetrasiklin dışında tüm antibiyotiklere dirençli bir bakteri ürüyor.



Aşağıdaki bakterilerden etkenlerdir?



E) Corynebacterium minuttisimum



ve



Legionella



B) Nocardia asteroides ve Mycoplasma pneumoniae C) Fusobacterium nucleatum ve Peptostreptococcus intermedius D) Clostridium perfringens ve Chlamydia psittaci E) Streptococcus pneumoniae Moraxella catarrhalis



A) Corynebacterium diphteria



D) Corynebacterium jeikeium



hangi ikisi en olası



A) Listeria monocytogenes pneumophila



Bu bakteri en büvük olasılıkla aşağıdakilerden hangisidir?



B) Listeria monocytogenes C) Enterococcus faecalis



Elli yaşında alkolik hasta ateş ve yeşil renkli, kötü kokulu bol balgam şikayeti ile başvuruyor. Yapılan muayenede akciğer apsesinden şüpheleniliyor. Yapılan aerobik kültürlerde üreme saptanmamıştır.



Soruda akciğer apsesinden ve örneğin aerobik kültürlerde üremediğinden bahsedilmekte. Bu verilerle bize anaerop etkenleri düşündürmeli. Seçenekte verilen Fusobacterium ve peptostreptokoklar ağızda bol miktarda bulunmaktadır. Kötü ağız hijyeni, aspirasyon kuşkusu, IV ilaç kullanımı, hastanın alkolik olması anaerobik etkenlerle meydana gelen pnomoni ve apseler için risk faktörleridir.



Febril n ö tro p e n i ateş ve lö k o s itle rin < 500/mm3 olduğunu anlatır. Bu durumda yapılması gereken ilk uygulama uygun örneklerin alınarak hızla ampirik geniş spektrumlu antibiyotiklere başlanmasıdır. Mutlaka bu tedavi P. aeruginosa’yı kapsamalıdır. Eğer kateteri varsa, Gram (+) kok infeksiyonu şüphesi varsa başlangıçta glikopepdit de yer alabilir. Bu hasta grubunda dirençli bakterilerin artışı söz konusudur. C. jeikeium özellikle bu hasta grubunda hastalık oluşturabilen önemli bir patojendir. Antibiyotik direnci önemli bir tanımlayıcı özelliğidir. Tedavide vankomisin kullanılır.



4.



Bu hasta grubunda son yıllarda özellikle mukozit gelişen hastalarda ağır bir sepsis tablosu tanımlanmakta ve bu hastalarda viridans grubu streptokokların sorumlu olabildikleri söylenmektedir.



VVhipple hastalığında yapılan biopsilerde makrofaj içinde basiller görüldü. Yapılan moleküler çalışmalarla bunun Actinomyces grubundan Tropheryma vvhippleii olduğu saptandı.



D o ğ ru cevap:



2.



D



Süt şeklinde vajinal akıntı şikayeti olan bir kadın hastada en olası etken aşağıdakilerden hangisidir?



D o ğ ru cevap: C



VVhipple hastalığının etiyolojisinde aşağıdaki etkenlerden hangisi düşünülmektedir? A) Moraxella



B) Enterokok



CjTropheryma



D) Veillonella E) Bakteroides



D o ğ ru cevap: C



5.



A) Gardnerella vaginalis B) Mycoplasma pneumoniae



Aşağıdaki anaerop bakterilerin hangisi Gram (+)’dir? A)



Bacteroides



C)



Neisseria



B) Propionibacterium D) Veillonella E) Fusobacterium



C) Ureaplasma urealyticum D) Escherichia coli E) Proteus mirabilis



Eubacterium, propionibacterium, peptostreptokoklar ve peptokoklar Gram pozitif sporsuz anaeroplardır. D o ğ ru cevap:



Gram pozitif, sporsuz, kapsülsüz, fakültatif anaerob ve küçük kokobasil şeklinde kümeler oluşturan bir bakteridir. Bakteriyel vaginosis etkenidir. Puerperal ateşe, neonatal septisemiye ve hamile kadınlarda maternal septisemiye yol açabilir. Vajinal akıntıda “clue celi” pozitifliği ve vajen pH’sının4. 7’nin üzerinde olması ile tanınır, %10’luk KOH ile çürümüş balık benzeri koku verir (Whiff reaksiyonu). Beyaz renkli akıntılarda Candida olasılığı da hatırlanmalıdır. Doğru cevap: A



6.



B



Hangi mikroorganizmanın enfeksiyonunda vajen ya da serviksten yapılan yaymalarda “ clue hücreler” görülür? A) Chylamydia trachomatis B) Mycoplasma hominis C) Ureaplasma ureolyticum D) Gardnerella vaginalis E) Neisseria gonorrheae



G. vaginalis ya da Mobiluncus vajinitinde vajinal akıntı incelenerek tanı konulur. Akıntı genelde gri renkli, pH'sı 4,6’dan düşüktür. % 10 Potasyum hidroksit damlatıldığında balık kokusu verir. Mikroskopide Gram negatif ya da değişken Gram özellikte çomaklarla kaplı büyük epitel hücreleri (clue hücreleri) izlenir.



8.



Aşağıdakilerden hangisi insanlara pastörize olmayan sütler veya pastörize olmayan sütlerden yapılmış peynirler ile bulaşmaz? A) Lactobacillus spp. B) Mycobacterium boxis C) Brucella abortus



D o ğ r u ce v a p : D



D) Streptococcus pyogenes E) Listeria monocytogenesis



Sporsuz anaeroblar •



Üreme için düşük oksidasyon-redüksiyon potansiyeline ihtiyaç duyarlar







Normal florada bulunurlar







Kötü kokuludurlar







Bulaşmazlar







Kolon florasında en fazla bulunan bakteridirler







Gram boyamasında genellikle pleomorfiktirler



Sütlerin pastörizasyonu 62 °C’de 30 dk. ısıtmayı takiben hızla soğutulmasından ibarettir, süt sterilize edilmez sütlerin pastörizasyonu sütlerle bulaşarak hastalık yapan tüm organizmaları öldürür. Listede verilen tüm bakteriler insanlara pastörize edilmemiş sütle veya bu sütten yapılmış peynir ile bulaşır. Lactobacillus da pastörize edilmemiş sütte bulunur, fakat hastalık yapmaz.



Bacterioides melaninogenicus (Prevotella melaninogenica) •



Gram(-) kokobasildir







Güçlü bir endotoksin ve kollajenazı vardır







Akciğer absesine yol açar







Metranidazol, klindamisin ve karbapenemler kullanılır



D o ğ r u ce va p : A



9.



Fusobacterim nucleadum •



Gram (-), pleomorfik, uzun, yassı flam entlerdir







Endotoksini vardır.







Ağızda ve bazen gaytada bulunur







Oral spiroketlerle birlikte sinerjistik etkiyle ülsere nekrotizan eingivite (vincent anjini) yol açabilir







Beyin a b se lerin d e n mikroorganizmadır







Tedavide Penisilin G tercih edilir



en



sık



iz o le



e d ile n



Eubacterium







Propionibacterium







Peptostreptococcus







Peptococcus



Aşağıdakilerden hangisi donovan cisimcikleri ile karakterize granülomatöz lezyon yapar? A) Calymmobacterium B) Streptobacillus C) Gardnerella D) Pseudomonas E) Alcaligenes



C a lym m o b a cte riu m g ra n u lo m a tis , granuloma inguinalenin etkenidir. Cinsel yolla bulaşır. Gram negatif, kapsüllü kokobasildir. Lezyondan alınan örnekte makrofajlar içinde organizmanın (Donovan cisimleri) görülmesi ile tanı konur. Doğru cevap: A



D) Bartonella E) Legionella



D o ğ r u ce va p : A



ID:06i026



7.



A) Klamidya B) Riketsiya C) Mycoplasma



TVVAR ajanı atipik pnomoni etkeni olan Chlamidya pneumonia'dır. Klamidyaların enfeksiyöz formu elementer cisimdir.



Gram(+) sporsuz anaeroblar •



TVVAR ajanı aşağıdakilerden hangisidir?



BAKTERİLER VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR



131



/-------------------------------------------------------------------------- V



VİRÜSLERİN YAPISI, ÇOĞALMASI VE KLASİFİKASYONU



2.



Konak hücresine genomu ile birlikte RNA polimeraz enziminin girmesi halinde infeksiyon oluşturabilen RNA virüsleri için aşağıdaki tanımlamalardan hangisi doğrudur?



V_______________________________________________________________________ >



1.



Aşağıdakilerden hangisi segmentli materyal içeren bir RNA virüsüdür?



genetik



A) Rotavirus



B) Paramiksovirusler



C) Poliovirus



D) Rabdovirus E) Flavivirus



R otavirüsler çift sarmallı RNA taşıyan ve segmentli RNA içeren yegane virüslerdir. Diğer virüsler arasında ortomiksovirüsler, bunyavirüsler, arenavirüsler segmentli genetik bilgi içermektedir. D o ğ r u ce v a p : A



A) Latent virüs



B) Provirus



C) Pozitif polariteli virüs D) Negatif polariteli virüs E) Onkojen virüs Kendi RNA’sını aynı zamanda mRNA olarak kullanabilen virüslere pozitif polariteli (kutuplu) RNA virüsleri denir. Picornaviridae, Togaviridae ve Flaviviridae kapsamındaki virüsler pozitif RNA’iı başlıca virüslerdir. Genomlarını mRNA olarak kullanamayan negatif RNA’lı virüsler ise konak hücreye bir mRNA sentezlettirmek zorundadır. Konak hücrede, viral RNA’dan mRNA yapımını sağlayabilecek bir RNA’ya bağımlı RNAp (RNAdRNAp) enzimi bulunmaz. Dolayısıyla virüs, gerekli RNAdRNAp enzimini kendi yapısında bulundurmak zorundadır. “Virüslerin yapısı" başlıklı şekile bakınız. D o ğ r u ceva p : D



Zarfsız



Zarf Kap som er



Nükleik



Nükleik a s i t '‘ kapsid



V M



*i



>MS8888Ö *> M ** .1



Glikoproteinler Lipid tabaka







Çıplak ikosahedral virüs



Helikal ikosahe d ral



1. Yüzey yapıları (Zarflı virüslerde lipid tabakaya gömülü glikoproteinler veya zaıfsız 2. 3.



virüslerde yüzey kapsid proteinleri) konak hücre spesifik reseptörlerine bağlanır. Bu doku tropizmini sağlar. Nükleik asid virüs replikasyonu ve devamından sorumludur. Bazı virüsler (tüm negatif kutuplu RNA virüsleri) enfeksiyon yapabilmek için virüse bağlı polimeraza ihtiyaç duyarlar.



3.



Aşağıdaki viruslardan hangisi formasyonu oluşturabilmektedir?



sinsityum



A) Enterovirüs



B) Herpesvirüs



C) Poksvirüs



D) Adenovirüs E) Rinovirüs



Sinsityum (dev hücre oluşumu) herpesvirüsler, paramiksovirüsler ve retrovirüslerde görülür. Enterovirüs, rinovirüs ve poksvirüsler piknoz, adenovirüsler aggregasyon yaparlar.



Prionlar (CJ etkeni) dezenfektanlara en dirençli yapıdır. Fakat viruslardan ayrı bir gruptadırlar. Viruslar içinde zarflı viruslar dezenfektanlara oldukça duyarlı iken zarfsız viruslar dezenfektanlara daha dirençlidir. Poliovirus ise tüm virüsler arasında dezenfektanlara en fazla direnç gösteren virüstür. Bu şıklar arasında adenovirüs yegane zarfsız virüs olarak göze çarpmaktadır. Doğru cevap: D 7.



Hücrelerde füzyon oluşturmak yoluyla dev hücre oluşumuna sebep olan virüs aşağıdakiierden hangisidir? A) influenza virüs C) Kızamık virüsü



B) Adenovirüs



D) Poliovirus E) Coxackievirus



Füzyon oluşturarak dev hücre oluşumuna yol açan virüsler sonuçta multinükleer dev hücreler varlığıyla tanınabilirler. Bu durumaörnek olan virüsler HIV, Paramiksoviruslar (RSV, Kızamık, Kabakulak, Parainfluenza) ve Herpesviruslardır.



Doğru cevap: B 4.



Aşağıdaki viral yapılardan hangisi virüs tarafından sentezlenmez? A) Glikoproteinler



B) Matrix proteini



C) Kapsid



D) Zarf E) Enzim



Viruslarda genetik yapıyı koruyan bir kapsit yapısı bulunmaktadır. Bazı viruslarda bu yapı dışında bir de zarf yapısı bulunmaktadır. Zarf virusa özgün proteinler ile konak hücre zarından oluşan lipoprotein bir zardır. Yüzeyinde reseptör ve yüzeylere tutunma özelliği olan glikoprotein çıkıntılar bulunmaktadır. Zarflı viruslar dış ortam koşullarına daha duyarlıdır.



Doğru cevap: C 8.



Aşağıdaki viruslardan hangisi bir RNA virüsü olduğu halde nukleusta replike olabilir? A) Poxvirus C) İnfluenza virüs



Doğru cevap: D



B) Herpesvirüs D) HAV E) HEV



5.



Hücre çekirdeğinde replike aşağıdakiierden hangisidir? A) HIV C) EBV



olmayan



virüs



B) Parvovırus D) Rotavirus



HIV ve İnfluenzavirus hariç tüm RNA virusları ve Poxvirus hücre sitoplazmasında, DNA virusları hücre nukleusunda replike olurlar.



Önemli Not: Poxvirus ise DNA virüsü olmasına rağmen sitoplazmada replike eder. Doğru cevap: C



Doğru cevap: D 6.



influenza virüsü bir RNA virüsüdür. Fakat nükleusta replike olması ile diğer RNA virüslerinden ayrılır. NOT: Tabiki, atipikleri adımız gibi bileceğiz çünkü daha önce bir kaç kez bu tür sorularla karşılaştık. O yüzden konulara çalışırken atipik özellikleri üstüne basarak tekrar tekrar vurgulayarak çalışın.



E) VZV



Aşağıdaki viral etkenlerden dezenfektanlara en fazla dirençlidir? A) HIV



B) HBV



C) RSV



D) Adenovirüs E) HCV



hangisi



9.



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



133



Aşağıdakiierden hangisi sonunu gösterir?



edipse



A) Ekstrasellüler virionların gözükmesi B) Viral protein sentezi C) Viral nükleik asit sentezi D) Hücre lizisi E) Komplet virionların gözükmesi



döneminin



L.



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



10. Aşağıdaki virüslerin hangisi genomuna sahip değildir?



Viral replikasyonun önemli bir özelliği konakçı hücre ile etkileşimden kısa süre sonra virion bütünlüğünün bozulması ve ölçülebilir enfektivitenin kaybıdır. Çoğalmanın bu fazına edipse dönemi denir. Sonuçta ilk enfeksiyöz viral partikülleri görülür.



A) Arenavirus



segmentli B) Reovirus D) Bunyavirus



C) Picorna virüs



E) Ortomiksovirusler



“Tıpta önemli virüsler” başlıklı şekile bakınız.



Artropodlarla taşınan virüsler kısaca Arbovirusler olarak bilinir ve genellikle RNA virüslerinden oluşurlar. Bu gruptaki



Doğru cevap: E



T I P T A Ö N E M L İ VİRÜSLER



X RNA



Ç ift ikosahedral za rf sız



DNA



j



Tek sarmallı zarfsız



Tek sarmallı



Zarfsız



Ç ift sarmallı



Zar flı



Adenoviridae Papovaviridae



Zarfsız İkosahedral Arenaviridae Bunyaviridae Filoviridae Ortomyxoviridae Paramyxoviridae Rhabdoviridae



i



Parvoviridae



Reoviridae



Zarfsız İkosahedral



Herpesviridae - Poxviridae



] Zarflı



Caliciviridae Picornaviridae



İkosahedral



İD : 06+112



RNA



J



Flaviviridae Retroviviridae Togaviviridae



Helikal



J J



- Coronoviridae



1. Bağlanma: S pesifik virüs d ış yüzey proteinleri,



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



135



hücre yüzeyindeki



kim yasal gruplara bağlanırlar. 2.



Hücreye giriş: P inositoz veya virüs zarfın ın



sitoplazm ik mem branla



füzyonu ile hücre içine alınır. 3. Soyunm a (nükleik asit serbest kalır) 4. Erken m R NA ve protein sentezi (konakçı sentezini böler ve kendisi için gerekli enzim leri kullanır. 5. Nükleik asit dublikasyonu 6. Geç m R N A sentezi 7. İntrasellüer virüs toparlanm ası 8. Lizis veya e ğ e rz a rflı ise tom urcuklanm a ile salınım



VİRAL ENFEKSİYON BASAMAKLARI: Eclips p e riyo d , virü sü n hücre için e atım ından ilk in tra s e llü e r virü s oluşum una kadar olan p eriyodu (2-6. Basamaklar) kapsar. Bu p e riyo d da v irü s dolaşım ından kaybolur. L a te n t p eriyod ilk enfeksiyon basamağindan ilk e k stra se llü e r virü s ü re tim in e kadar olan p eriyodu kapsar (2-7. Basamaklar)



virüslerin bir çoğu (Arena, Reo, Bunya virüsler) segmentli genoma sahiplerken, diğerleri arasından ortomiksovirusler seğmenledir. Önemli olarak Picorna, Corona, Paramyxo ve Rhabdo virüsler segmente genoma sahip değildirler. Doğru cevap: C



Viral replikasyonun hemen tüm basamakları konakçı hücrenin enerji mekanizmalarını gerektirir. Penetrasyon ve release (salınım) endositoz ve eksositoz aracılığıyla gerçekleşebilir. Sadece virüsün hücre yüzeyindeki reseptöre tutunması enerji gerektirmez. “Vİral enfeksiyon basamakları” başlıklı şekile bakınız.



11. Aşağıdakilerden hangisi DNA tüm ör virüsleri arasında ver almaz? A) Parvovirusler



B) Papova virüsler



C) Herpes virüsler



D) Adenovirusler



E) Epstein-Barr virüs DNA tüm ör virüsleri arasında papova, herpes, adeno, hepadna ve pox virüsler grubundan üyeler vardır. Bunların bir kısmı invitro hücre transformasyonuna yol açarken, bir kısmı hayvan tümörleri yaparlar. İnsanlarda örnek olarak BK, JC virüsleri (papova), human papilloma virüs (papova), human adenovirus (adeno), HSV tip 2, EBV ve CMV (herpes), HBV ve molloscum contagiosum (pox) sayılabilir. Doğru cevap: A



12. Aşağıdaki viral replikasyon hangisi enerji gerektirmez?



basamaklarından



A) Tutunma B) Penetrasyon C) Viral nükleik asitin kılıftan çıkması. D) Sentez E) Salınım



Doğru cevap: A



13. Aşağıdakilerden hangisi bir DNA virüsüdür? A)



Togavirusler



B) HAV



D) Parvovirus



C) Arenavirus E) Rotavirus



Diğerleri birer RNA virüsü iken parvovirus tek zincirli DNA virüsüdür. Doğru cevap: D



14. Aşağıdaki virüslerden hangisi zarfsızdır? A) Herpes virüsler C) Pox virüsler



B) Adeno virüsler D) Toga virüsler



E) Paramyxo virüsler Adeno virüsler ikozahedral yapıda olup zarf içermeyen virüslerdir. Doğru cevap: B



15. Aşağıdaki RNA virüslerinden hangisi zarfsızdır? A) Influenza A virüsü



B) HIV



C) Kuduz



D) Kızamık E) HAV



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



136



Zarflı virü sle r • • • • • • • • • • •



18. DNA virüslerinin erken genlerinin kodladığı primer proteinlerin fonksiyonları aşağıdakilerden hangisi için gereklidir?



Ortomiksovirusler (influenza) Paramiksovirusler (kızamık) Kuduz virüsü Herpes virüsler (HSV, VZV) Poxvirusler (Çiçek, molluscum) Toqavirusler (rubella) Flavivirusler (sarı humma, Danq ateşi) Bunya virüsler (tatarcık ateşi) Robovirusler (Barbura ve ebola) Retrovirusler (HTLV-I, HIV) Hepadnovirusler (HBV)



A) Viral mRNA nın transkripsiyonu B) Kapsid proteinlerinin translasyonu C) Viral DNA nın replikasyonu D) Enfekte virionun soyulması E) mRNA prekürsörlerinin oluşması Daha önce benzer sorularla karşılaşmıştık. DNA virüslerinin replikasyonunda önce e rk e n p ro te in sentezi ile v irü s e a it e n z im le r ve g e n e tik m a te r y a l (viral DNA) sentezlenirken; g e ç p ro te in sentezi ile özellikle k a p s id p r o te in i sentezlenir. Virüs zarfını kendisi sentezleyemez. Konak hücre membranından alır.



Zarfsız virü sle r • • • • • •



Pikornavirusler (entero, rino, coronavirusler) Papova virüsler (HPV) Adenovirusler Parvovirusler Reovirusler (rotavirusler, kalisiviros) HAV, enterovirus Tip 72'dir.



Doğru cevap:



Zarflı virüslerin replikasyonunda önce erken protein sentezi ile virüse ait enzimler ve genetik materyal sentezlenirken; geç protein sentezi ile özellikle kapsid proteini sentezlenir.



E



16. Aşağıdakilerden hangisi bir DNA virüsü değildir?



Z a rf g lik o p ro te in le ri de, replikasyonda sonradan sentezlenen yapılardır. Ancak kapsid sentezi tamamlanmadan sentezlenerek hücre yüzeyine gönderilirler. Zarf glikoproteinleri virüs tarafından sentezlenirken, zarf virüs tarafından sentezlenmez. Viral timidin kinaz, ilk sentezlenen yapılardadır. Zarflı virüslerin replikasyonunda önce erken protein sentezi ile virüse ait enzimler ve genetik materyal sentezlenir.



A) Herpes simpleks virüsü B) Polyama virüsler C) Rubella virüs D) Adenovirusler



RNA polimeraz, enzimi ilk sentezlenen yapılardandır.



E) Parvovirusler



mRNA, ilk sentezlenen viral ürünlerden birisidir.



DNA virüsleri majör olarak Herpes virüsleri (HSV, VZV, EBV, CMV), Papovavirusleri Human (Papilloma virüsler, Polyoma virüsler) A d e n o v iru s ie ri, Pox virüsleriyle P a rv o v iru s le ri içerirken R ubella virüsü bir RNA virüsüdür.



Doğru cevap: C 19. Zarflı virüslerde, ligand görevi gören yüzeyindeki çıkıntılara ne ad verilir? A) Kapsomer



Doğru cevap: C



C) Penton 17.



“Pozitif zincirli” RNA virüsleri için aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Replikasyon için virionda polimeraz bulunması gereklidir. B) Virion RNA’sı mRNA olarak etki edebilir. C ) Virion RNA’sı edilemez.



enfeksiyöz



bir



formda



elde



D) Viral mRNA, virion RNA’sı için komplemanter durumdadır. E) Hepsi zarfsızdır.



zarf



B) Peplomer D) Polimer E) Gangliosid



Sorunun amacı virüsü oluşturan yapıların tanımlarının ve görevlerinin bilinmesidir. Zarflı virüslerde zarfın yüzeyinde spesifik reseptörlere bağlanmaya aracılık eden glikoprotein şeklinde çıkıntılar bulunabilir (PEPLOMER). Zarftaki glikoproteinlerden hemaglütininler eritrositlere tutunarak aglütinasyon oluşumunu, nörom idaz hücreden ayrılmayı sağlar. Peplom erler konak hücreye tutunm a, adsorbsiyon ve penetrasyondan ve tropizmden sorumludur. Bazı virüslerde bu yapılar füzyon, hem oliz oluşumundan sorumludur.



Tek zincirli RNA virüsleri, mRNA olarak etki edebilmelerine göre pozitif veya negatif zincirli olarak ayrılırlar. Retrovirusler hariç virionda polimeraz yoktur. Genomik RNA enfeksiyöz formdadır. Zarflı veya zarfsız olmak ile RNA arasında bir ilişki yoktur.



Penton, adenovirüsün tipe özgü antijenik yapısıdır.



Doğru cevap: B



Doğru cevap: B



Kapsomer, kapsidin alt birimidir ve protein yapıdadır.



20. İnfluenza virüsü aşağıdakilerden konak hücreye tutunur? A) Matriks C) Nükleokapsid



hangisiyle



B) Hemaglütinin D) Kapsid



Helikal simetrili, virüslerden insanlarda hastalık yapanların hepsi zarflı (Paramiksovirüsler, Ortomiksovirüsler vs...) virüslerdir. Çıplak ikozahedral simetrili, DNA virüslerinden parvovirüs, adenovirüs ve papovavirüsler insanda enfeksiyon yapan virüslerdir.



E) Lipid zarf Virüslerin konak hücreye tutunma proteinleri ve konak hücrede hangi virai reseptöre tutunacağı sınavlar için önemlidir. Aynı tip sorular daha önce de karşımıza çıkmıştı.



Zarflı ikozahedral simetrili, Herpes virüs ailesi ve HBV in­ sanda hastalık yapan virüslerdir.



İnfluenza virüsü hemaglütinin proteini ile konak hücredeki sialik asit reseptörlerine tutunur.



Zarflı helikal simetrili, Ortomiksovirüsler, Paramiksovirüsler insanda hastalık yaparlar.



Matriks, zarflı virüslerde zarfın altında matriks proteinleri bulunur ve viral replikasyonda görev alır. M-proteini tomur­ cuklanmada rol oynar. M-proteini kusurlu kızamık virüslerinin tomurcuklanamadığı ve SSPE hastalığı oluşumunda bu olayın sorumlu olduğu düşünülmektedir.



Kompleks yapılı, Poksvirüsler insanda hastalık yaparlar.



Çıplak helikal simetrili, insanda hastalık oluşturmazlar.



Doğru cevap: C



VİRAL PATOGENEZ, LABORATUAR TANISI VE KONAKÇI SAVUNMASI



Kapsid, viral kapsid yapıları genetik yapıyı korur, asıl işlevi ise spesifik reseptörlere bağlanmayı sağlamaktır. Bu spesifik reseptörler organ seçiciliğini (tropizm) de belirler. Lipid zarf, virüse özgün proteinler ile konak hücre zarından oluşan lipoprotein bir zardır. Yüzeyde spesifik reseptörlere bağlanmaya aracılık eden glikoprotein şeklinde çıkıntılar bu­ lunabilir (PEPLOMER). Doğru cevap: B 21. Virüslerde ikozahedral yapı ne demektir? A) Nükleik asit konfigürasyonu B) Özyapı proteinleri C) Kapsid simetrisi D) Zarf yapısı E) Peplomerlerin diziliş şekli Sorunun amacı virüslerin k a p s id yapısını oluşturan kapsomerlerin oluşturduğu yapıya göre s im e tri aldıklarının bilinmesidir. Virüslerde protein örtü (kapsid) kapsomerlerden oluşmuştur. Kapsomerler ya ikozahedral ya da helikal yapıların tekrarlanması ile oluşabilir. Helikal kapsid sadece RNA paketleyebilir. Bazı virüsler daha karmaşık bir yapıya sahiptir (Kompleks virüsler: Poksvirüs, Filovirüs ailesi). Doğru cevap: C



22. Aşağıdaki virüs tiplerinden hangisi insanlarda enfeksiyona neden olmaz? A) Çıplak ikozahedral simetrili B) Zarflı ikozahedral simetrili C) Çıplak helikal simetrili D) Zarflı helikal simetrili E) Kompleks yapılı



1.



Virüs infeksiyonlarıtanı ve takibinde kullanılan nükleik asit amplifikasyon metodlarından hangisinde sinyal amplifikasyonu kullanılmaktadır? A) Hibrid yakalama B) Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) C) in-situ hibridizasyon D) Ligaz zincir reaksiyonu (LCR) E) Nükleik asit sıralı temel Amplifikasyon (NASBA)



Ne yazık ki son zamanlarda son derece teknik ayrıntı sayılabilecek bu tür sorular olabiliyor. Nükleik asit amplifikasyon metodlarında üç kategori tanımlanmıştır: Sinyal amplifikasyon: Hibrid yaklama (capture), branchedDNA (b-DNA) Hedef amplifikasyon: PCR, NASBA, SDA, TMA Prob am plifikasyon: LCR, Cleavase-lnvader, Cycling probe İn situ hibridizasyon ise etkenin varlığının dışında hücrede nereye yerleştiğini de gösteren dokuda uygulanan bir hibridizasyon metodudur. Bu çalışmalarda DNA parçasını sadece belirli dizilerden kesebilen restriksiyon endonükleazlar, RNAyı DNA dizisine çevirebilen revers-transkriptaz enzimini ve yüksek ısılarda bile işlevini kaybetmeyen Taq polimeraz enzimini hatırlamak gerekir. Ayrıca DNA parçalarını membrana aktararak özel DNA yapılarını bulmaya çalışan Southern-blot, RNA parçalarını membrana aktararak özel RNA parçalarını bulmaya çalışan Northern - blot yöntemini de hatırlamak gerekir. (Membrana proteinleri aktarararak özel antikorları araştıran VVesternblot yöntemi de hatırlanabilir.) Doğru cevap: A



Temel viroloji bilgilerinin birkaçının aynı anda bilinmesi gereken zor bir sorudur. Çıplak helikal simetrili virüsler; İnsanda hastalık oluşturmazlar.



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



137



VİRÜSLER VE VIRAL HASTALIKLAR



138



2.



Bir infeksiyon etkeninin doku veya hücreler içindeki yerleşimi aşağıdaki yöntemlerden hangisiyle gösterilebilir? A) Gerçek zamanlı PCR B) Southern blot hibridizasyon



C) Polimeraz zincir reaksiyonu D) İn situ hibridizasyon E) Revers transkripsiyon polimeraz zincir reaksiyon Mikrobiyolojide kullanılan moleküler yöntemler son yıllarda TUS’ta sorulmaya başlanmıştır. Bu nedenle bunlara dikkat çekilmesi açısından bu soru sınavda yer almaktadır. D o ğ r u ce va p : B



İn situ hibridizasyon: Doku, organ ve hücrelerdeki özgül nükleik asitlerin belirlenmesinde kullanılan bir hibrid yöntemidir. RT PCR (revers transkriptaz PCR): RNA içeren tüm mikroorganizmaların (virüs ve bakterilerin) tanısında kullanılır. RNA’nın komplementer DNA'ya çevrildiği ve klasik PCR işleminin devam ettiği yöntemdir.



4.



İnfluenza virusların epitel hücrelerine bağlanmasını sağlayan reseptör aşağıdakilerden hangisidir? A) Fc reseptörü B) Sialik asit



Southern blot hibridizasyon:



C) intraselüler adezyon molekülleri (ICAM)



Herhangi bir kaynaktan elde edilen DNA’nın analizi için kullanılan membran blotlama ve görüntüleme tekniğidir. Çalışılan DNA’nın izolasyonu ve restriksiyon enzimleri tarafından kesimi gerçekleştirilmektedir. Oluşan DNA parçaları, elektriksel ortamda agaroz jelde göç ettirilmektedir (elektroforez). Yürütüldükten sonra nitroselüloz membrana aktarılır (blot). En son olarak özgül DNA veya RNAprobları kulanılarak görüntülenir. D ot/slot blot hibridizasyon: DNA veya RNA’nın elektroforez yapılmaksızın destek membrana damlatılması ve membrana sabitlendikten sonra özgül dizilimlerin belirlenmesini ifade eder. Hızlı, basit. Nükleik asit membrana damlatılır ve leke (dot) oluşur. Bu lekeler işaretli problarla belirlenir.



D) Eritrositler E) Asetilkolin reseptörü Virusların hedef hücreleri ve bağlandıkları reseptörleri o virüsün klinik özellikleri açısından ve tabii ki TUS açısından önemli. Kemik iliği eritroid seri hücreleri Parvovirus B19 için hedef hücrelerdir. HIV virüsü CD4 T lenfositlere, Epstein Barr virüsü B lenfositlere, Kuduz virüsü sinir hücrelerindeki Ach reseptörlerine ve rhinoviruslar burun mukozası intraselüler adezyon moleküllerine tutunarak enfeksiyon yaparlar. İnfluenza virusları epitel hücrelerdeki sialik asit reseptörlerine bağlanarak enfeksiyon yaparlar. “Viral reseptörler” başlıklı tabloya bakınız. D o ğ r u ce va p : B



PCR (polimeraz zincir reaksiyon): DNA çoğaltma yöntemidir. 5.



D o ğ r u ce v a p : D



3.



Epstein Barr Virüsü infeksiyöz mononükleozda ilk saptanabilir antiviral antikor aşağıdakilerden hangisine karşı gelişir? A) Heterofil Antikor



B) VCA-lgM



C) EBNA-lgM



D) VCA-lgG E) EA-lgM



EBV ile oluşan enfeksiyonda ilk ortaya çıkan antijen, EBNA’dır. Belirlenen ilk antikor ise VCA-lgM’dir. VCAlgM erken hastalığı, VCA-lgG ise geçirilmiş enfeksiyonu gösterir. VCA kapsid antijenidir. Replikasyonun başlaması ile gelişen virüslere ait yapısal geç dönem antijenidir. Tanı testlerinde kullanılması nedeniyle en önemli antijendir.



Füzyon yoluyla hücreleri infekte edebilen ve dev hücreler oluşturabilen virüs aşağıdakilerden hangisidir? A) RSV



B) HBV



C) HCV



D) Poxvirus E) HPV



Zarfsız viruslar hücre lizisi ile salınırken bazı zarflı viruslar tomurcuklanarak salınırlar. Herpesviruslar zarfın nukleus zarından aldıklarından tomurcuklanarak ayrılmazlar, hücreyi lizise uğratırlar. Hücre-hücre füzyonu ile multinükleer dev hücreler oluşabilir (Herpesvirus, retroviruslar, Paramiksovirus). Paramiksovirus gurubunda ise kızamık, parainfluenza ve RSV bulunur. Doğru cevap: A



Viral re sep tö rler R e s e p tö r



H ü c re v e y a d o ku



HIV



CD4 molekülü



Yardımcı T lenfositleri; monosit ve makrofajlar; antijen sunucu hücreler



R in o v iru s le r



İntraselüler adezyon Molekülü-1 (ICAM-1)



Burun mukozası



' V irü s



E p s te in -B a rr v irü s ü



Kompleman reseptörü 2 (CR2)



B lenfosit



L a k tik d e h id ro g e n a z (LDH v irü s ü )



Majör doku uygunluk kompleksi molekülleri



Monosit ve makrofajlar; ilişkili hücreler



R e o v iru s



Beta-adrenerjik reseptörler



Miyokart hücreleri



K u d u z v irü s ü



Asetilkolin reseptörleri



Sinir dokusu



B19 p a rv o v iru s



Eritrosit



Eritroid öncü hücreler



B irç o k v irü s



Fc reseptörleri



Monosit ve makrofajlar; ilişkili hücreler



P o lio v iru s



Immünoglobülin süperfamily protein



Epitel hücreleri



İn flu e n z a A v irü s ü



Sialik asit



Epitel hücreleri İD :0 6 t1 04 1



6.



Aseptik menenjitti çocuğun BOS’unda aşağıdaki hücrelerden hangisi görülür? A) Nötrofil C) Monosit



B) Basofil



D o ğ r u ce v a p : D



Aşağıdaki virüslerden hangisi nükleer inklüzyon cisimciği göstermez? A) CMV B) Adeno virüs C) Papova virüs E)



B) 37°C



C) 25°C



D) 4°C E)



-70°C’de virüslerin uzun süreli saklanması mümkündür ancak normal laboratuvar şartlarında en uygun sıcaklık yaklaşık + 4°C’dir. D o ğ r u ce va p : D



Doğumla bulaşan virü sler T ra n s p la s e n ta l (in u te ro )



P e rin a ta l (d o ğ u m s ıra s ın d a )



~ P o stn a ta l (d o ğ u m s o n ra sın d a )



Rubella



HSV-2



HSV



Parvovirus B 19



HBV



HBV



CMV



CMV



CMV HIV



HIV



D o ğ r u ce v a p : E



-20°C



Sıcaklık arttıkça viral titrelerin azalması genel bir kuraldır, ancak -20°C viral örneklerin saklanması için iyi bir sıcaklık değildir. Çünkü yavaş donma ile buz kristalleri meydana gelir ve virüsün yapısını bozar.



D) EBV Pox virüs



Hepsi DNA virüsleri olan yukarıdaki virüsler nükleer inklüzyon cisimciği gösterirken pox virüslere ait Guarneri cisimcikleri sitoplazmada bulunur. Paramiksovirusler ve Herpesvirusler sinsisyum oluşturur. “Viral inklüzyon cisimcikleri” başlıklı tabloya bakınız.



Viral kültür için materyalin laboratuvara taşınmasında en uvaun sıcaklık aşağıdakilerden hangisidir? A)42°C



D) Lenfosit E) Enflamatuar hücre yoktur



BOS Gram boyaması ve kültürünün negatif olduğu menenjite, aseptik menenjit adı verilir. Viral enfeksiyonlar en sık nedendir. BOS pleositozu (10-2000 WBC/ mikrolitrejgörülür. Hastalığın erken döneminde nötrofil hakimiyeti varken, daha sonra mononükleer hücreler ön plana geçer.



7.



8.



Koksaki B virüs



V irüslerde görülen inklüzyon cisim ciklerinin yerleşim i H em N ü k le u s Hem S ito p la z m a d a



S ito p la z m a d a



N ü k le u s ta



Çiçek (G uarnieri)



Herpes Simplex Virüs (Covvdry A)



Kızamık



Kuduz (Negri)



Varicella Zoster Virüs



Sitomegalovirüs (Baykuş gözü)



Parainfluenza



Adenovirusler



Reovirusler Poliyomavirusler



Echo virüs



9.



Aşağıdaki virüslerden hangisinin anne sütünden bebeğe geçme olasılığı yüksektir? A) İnsan herpesvirüs 6 B ) Hepatit C virüsü C) Hepatit E virüsü D) Epstein-Barr virüsü



E) Sitomegalovirüs Sorunun amacı viral hastalıkların geçiş yollarının bilin­ mesidir.



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



139



VİRÜSLER VE VIRAL HASTALIKLAR



140



V iral in klü zyo n c is im cikle ri VİRÜS



il



İnklüzyon Bölgesi



Boyama Özelliği



İnklüzyon Adı



Adenovirus



N ükleus



B a z o fllik



...



Cytomegalovirus



N ükleus



B a z o filik



Bavkus sözü



Herpes simpleks virüs



N ükleus



A s id o filik



Cowdrv



Poksvirüs



S ito p la z m a



A s id o filik



Guarneri cisimcikleri (c ic e k ) M o llu scu m c is im c ik le ri (m o llu s c u m co n ta g io su m )



Kuduz virüsü



S ito p la z m a



A s id o filik



Neeri cisimciâi



Reovirus



S ito p la z m a



A s id o filik



H er ik is i



A s id o filik



Kızamık virüsü



I



En sık konjenital enfeksiyon yapan virüs CMV’dir. Anne sütünden bebeğe geçen viral etkenler arasında önemlidir. P erinatal en feksiyo n lard a başlıca bulaş yolları.



1. Transplasental: CMV, Parovirüs B-19, Rubella, HIV (T. pallidum, listeria, toxoplasma gondii) 2. Doğum sırasında: HBV, HCV, HSV-2, HIV, HPV (Gonokok, C. trachomatis, GBS) 3. Emzirme ile: CMV, HIV, HTLV-I, HSV, HBV, Kokzaki B, Ekovirüs Doğru cevap: E 10. Aşağıdakilerden hangisi cinsel yolla bulaşmaz? A) İnsan papillomavirüs tip 16



B) insan herpes simpleks virüs tip 2 C) Sitomegalovirüs



tiD



A



12. Aşağıdaki virüslerden hangisi hücre kültüründe üremez? A) Ebolavirüs



B) Poksvirüs



C) Poliovirüs



D) Rotavirüs E) Hepatit C virüsü



Sorunun amacı virüs tanısında kullanılan yöntemlerin bilinmesidir. H ü c re k ü ltü rü sık olarak yapılmasa da viral tanı yöntemleri arasında yer almaktadır. H C V hücre kültüründe ü re tile m e y e n virüstür. Reverstranskriptaz içeren virüsler yani H B V ve re tro v irü s te r de hücre kültüründe ü re m e z le r. HCV’nin aşısı yoktur. İmmunglobulinlerin koruyucu etkisi bulunmamıştır diye de sorulabilir. HCV hücre kültürlerinde üretilemez bu nedenle replikasyon aşamaları çok iyi ortaya konamamıştır. En az 6 majör genotipi, çok değişken bir antijenik yapısı vardır. HCV’nin yeni varyantlar oluşturmasının nedeni virüsün RNA polimerazın proofreading aktivitesinin olmamasıdır.



D) İnsan T-hücreli lenfotrofik virüs tip 1 E) Hantavirüs Sorunun amacı viral hastalıkların geçiş yollarının bilin­ mesidir. Hantavirüs solunum yoluyla bulaşır. Diğer şıklardaki virüsler cinsel yolla bulaşabilir.



D o ğ ru cevap: E



13. Aşağıdaki virüslerden hangisi, replike olduğu hücrede “ Covvdry tip A ” olarak adlandırılan intranükleer inklüzyon cisimciği oluşturur?



Doğru cevap: E



A) Herpes simpleks virüsü B) Kızamık virüsü



11. Kadınlarda servikal kansere neden olan insan papillomavirüsünün en sık karşılaşılan tipleri aşağıdakilerin hangisinde birlikte verilm iştir?



C) Nevvcastle hastalığı virüsü D) Norvvalk benzeri virüs E) Hepatit A virüsü



A) Tip 5 ve tip 8 C) Tip 16 ve tip 18



B) Tip 6 ve tip 11 D) Tip 27 ve tip 28



E) Tip 45 ve tip 46 Daha önce de benzer sorularla sık olarak karşlaşmıştık. HPV tip 16 ve 18 servakal kanser yapmasıyla mutlaka hatırlanmalıdır. Servikal kansere en sık neden olanlar; HPV tip 16 ve 18’dir. Doğru cevap: C



Sorunun amacı virüslerin oluşturduğu inklüzyon cisimciklerinin yerinin ve özel adlarının bilinmesidir. HSV ve VZV de “C o vvd ry A ", kuduz da “N e g r i”, CMV’de “B a y k u ş g ö z ü ”, Çiçek’de “G u a rn ie r i” aynı şekilde sorulabilir. Genel olarak DNA virüslerinin çekirdekte, RNA virüslerinin sitoplazmada inklüzyon cisimciği yaptığını bilmek gerekir. Bunun istisnası çiçek virüsü sitoplazmada, kızamık, influenza virüs ve CMV ise hem nükleus hem sitoplazmada inklüzyon cisimciği yaparlar.



HSV, VZV, İntranükleer Covvdry A inklüzyon cisimciği oluşturan virüslerdir. Kızamık virüsü, Hem çekirdekte hem de sitoplazmada inklüzyon cisimciği oluşturur. Doğru cevap: A



14.



AN TİVİR Al İLAÇLAR VE VİRAL AŞILAR



*________________________________________ > 1.



Aşağıdakilerin hangisinde verilen virüs, karşısında belirtilen insan kanserinden sorumlu değildir? Virüs



A) Hepatit B aşısı, grip aşısı B) Kızamık aşısı, Kabakulak aşısı C) Oral polio aşısı, Kuduz aşısı



Kanser



D) Kızamıkçık aşısı, Hepatit A aşısı



A) Herpes simpleks tip 1 virüsü Kaposi sarkomu B) Papillomavirüs C) Hepatit B virüsü D) Epstein-Barr virüsü



Aşağıdaki aşılardan hangileri lösemili bir çocuğa güvenle verilebilir?



Genital karsinom Hepatoselülerkarsinom Nazofarengeal karsinom



E) insan T lenfosit virüsü T hücre lösemisi Daha önce de benzer sorularla sık olarak karşılaşmıştık. Kanser yapan virüsleri tekrar hatırlayalım.



E) Suçiçeği aşısı, saik polio aşısı Aşı soruları direkt canlı atenue, inaktive aşı şeklinde veya hamile ve immün yetm ezliklilere verilmez şeklinde sorulmaktadır. Canlı atenue aşılar bu iki gruba verilmemelidir. Doğru cevap: A



Kaposi sarkomu etkeni HHV 8 ‘dir.



Doğru cevap: A



2.



Aşağıdakilerden hangisi Respiratuvar Sinsityal Virüs bronşiyolitlerinde kullanılan aerosol antiviral ajandır?



15.



A) Ribavirin C) Amantadin



Aşağıdakilerden hangisi virüsle enfekte hücreden salgılanarak diğer hücrelerin virüs enfeksiyonunu engelleyen sitokinlerden biridir? A) İnterlökin-7



B) Gansiklovir D) Rimantadin E) Asiklovir



Destekleyici tedavi uygulanır. Ribavirin ve immünglobülinin birlikte verilmesinin tedavide yararlı olduğu bildirilmektedir. Prematürlerde profilaktik olarak polivizumab kullanılabilir. “Soru 2” başlıklı şekile bakınız.



B) İnterferon-a C) İnterlökin-10 D) İnterlökin-4 E) interlökin-1 Sorunun amacı virüslere karşı gelişen immünyanıtta rol alan sitokinlerin bilinmesidir. Alfa interferon, makrofajlardan salınan virüslere karşı ilk doğal bağışık yanıttır. Virüslerin hücrelere girişini ve replikasyonu önleyen çok önemli bir sitokindir. İnterferon alfa tarafından ilk uyarılan hücre NK’dır. İnterlokin - 7, lenfositlerin gelişmesini uyaran sitokindir.



Doğru cevap: A



İnterlokin - 4, B lenfositlerin proliferasyonunu artıran sitokindir.



çoğalmasını



ve



İnterlokin -1 0 , inhibisyonda görev alan sitokindir. İnterlokin - 1 , enflamasyonda etkin bir sitokindir. Endojen pirojendir. Virüslere doğal yanıtta NK hücreleri uyararak etkin rol oynamaktadır. Doğru cevap: B



3.



Aşağıdakilerden hangisi influenza epidemilerinde kemoprofilaktik amaçla kullanılan, yan etkisi en az antiviraldir? A) Asiklovir C) Rimantadin



B) Amantadin D) Gansiklovir E) Ribavirin



Tedavi semptomatiktir. Tip A’nın tedavi ve proflaksisinde amantadin veya rimantadin kullanılabilir. Tip A ve B’nin proflaksi ve tedavisinde nöraminidaz inhibitörleri olan zanamivir ve oseltamivirde kullanılabilir. Yaygın tip A ve B suşlarını içeren polivalan ölü aşıyla aktif immünizasyon sağlanabilir. Hemaglütinin ve



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



141



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



142



Z a y ı f l a t ı l m ı ş P a t o je n



r



P a to je n in m ik ro b iy a l p a rç a la rı v e ya ü rü n le ri



ö lü P a t o je n



• Z a y ıfla tılm ış p a to jen konak vücudunda multipl antijenik stimülasyonun devamını sağlar.



» ö l ü p a t o je n m u l t i p l u y a r ı s a ğ la m a z . A ş ı n ı n a n t i j e n i k içe riğ i im m ün cevab ı belirle r.



■ Tek doz aşı ile uzun süreli im münite sağlanır (yıllarca)



. Dozların tekrarlanması gerekir.



• Genellikle hücresel im müniteyi uyarır.



■Hücresel im müniteyi çok az uyarır.



Z a y ıfla tılm ış P a to je n



P a to je n in m ik ro b iy a l p a rç a la rı v e ya ü rü n le ri



Ö lü P ato je n



A se lü le r p ertu sis (B. p ertu ssis antijeni) Şarbon (kültürden izole e dilen non infektif) D ifteri (toksoid) T e ta n oz(to kso id) Lym e ha stalığ ı (re ko m b in a n ta şı) M eningokokal e nfe ksiyon la r P nöm okokal e nfe ksiyon la r H. İnfluenza tip B e nfeksiyonları



Boğmaca K olera Veba T ifo id ate ş Q ateşi



T ifo id a te ş BCG, Tularem i BAK TER İYEL HASTALIKLARI



• Bütün organizmanın yerine patojenin antijenik parçaları veya ürünleri aşı hazırlamada kullanılabilir. Bakteri kültürlerinden filtrasyon ile veya DNA rekombinasyon • Teknikleri ile hazırlanır. • Toksinlere karşı aşı hazırlanabilir.



_________



VİRAL HASTALIKLAR



K ızam ık Kabakulak P olio (sabin) V a ricella-zoste r A de n ovirus infeksiyonları Sarı hum ma K ıza m ıkçık Su çiçeği



P o lio (sa lk) H epa titA Tüm virüs Kuduz Japon ense faliti



k



H epatit B (inaktive yüzey antijeni, rekom binan +antijen İnfluenza (hem og lü tin in)



K o n ju g e P o lis a k k a rid a ş ıla r A n tije n ik p o lisakka ritle rin protein ile kovale n t bağlanm ası ile im m ün cevap oluştu ru la bilir. 2 yaş altın d aki ço cuklarda cevap iyi değildir.



nöraminidaza karşı geliştirilmiştir. Aşı yaşlılara, 50 yaş üstü kronik akciğer hastalığı ve kalp hastalığı olanlara rutin olarak yapılmalıdır. Aşı iyi bir immünojen değildir. Çünkü çok az sekretuar IgA yapımına neden olur. Aşının koruyuculuğu 6 aydır. Her yıl grip mevsiminden önce rapeli yapılmalıdır.



5.



Hem influenza A hem influenza B tedavisinde kullanılan ve nöraminidaz inhibitörü olan antiviral ilaç İkilisi aşağıdaki seçeneklerden hangisinde en doğru verilmiştir? A) Amantadin - Rimantadin B) Fomivirsen - Foscarnet



Doğru cevap: C



C) Zanamivir- Oseltamivir 4.



Aşağıdaki antiviral ilaç- kullanıldığı eşlemelerinden hangisi yanlıştır? A) Amantadin- Herpes simpleks ensefaliti B) Asiklovir - Primer varicella enfeksiyonları C) Ribavirin- Hepatit C enfeksiyonu D) Gansiklovir - Sitomegalovirus E) Lamivudin - Hepatit B enfeksiyonu



Seçeneklerdeki ilaçların kullanıldığı alanları bilmeniz şart. Am antadin çağrışım ile yanlış yapmanız için a seçeneğine konuldu. Amantadin ve asiklovir acele ile karıştırmamış iseniz bu soruyu yapmışınızdır. Amantadin ve zanamivir influenza tedavisinde, asiklovir herpes ve varicella zoster virüs tedavisinde; ribavirin HCV, Lassa ateşi, RSV infeksiyonu tedavisinde, azidotim idin HIV tedavisinde, Lamivudin ise revers transkriptaz özelliği içeren enzimleri bulunan iki virusun(HIV, HBV) tedavisinde kullanılır. Ayrıca foskarnet tüm herpes virusların tedavisinde kullanılabileceğini ve asiklovirin CMV tedavisinde kullanılmadığını da bilmeniz gerekli!! Doğru cevap: A



D) Lamivudin - Ribavirin



hastalık



E) Asiklovir - Vidarabin DİKKAT.... Hem influenza A hem influenza B TEDAVİSİ’nde (profilaksi değil...) kullanılanı soruyor. • • •











Amantadin-Rimantadin; influenzaAprofilaksisinde kullanılır. F o m ivirse n - F o sca rn e t; CMV retinitinde kullanılır. Zanamivir - Oseltamivir; hem influenza A hem influenza B tedavisinde kullanılan ve nöraminidaz inhibitörü olan ilaç İkilisidir. L a m ivu d in ; AIDS ve Hepatit B tedavisinde Ribavirin ise ağır RSV ve hepatit C tedavisinde kullanılır. A siklovir-Vidarabin; herpes simpleks tedavisinde kullanılır..



Doğru cevap: C



6.



Aşağıdaki aşılardan hangisi canlı virüs aşısıdır? A) Kızamık



9.



Azidotimidin ve Lamivudin tedavisi altındaki bir İnsan İmmünyetmezlik Virüsü infeksiyonlu hastadan kan alırken eline iğne batmış bir hemşire için yaklaşımınız aşağıdakilerden hangisidir?



B) Kuduz



C) Hepatit A



D) Polio (Saik) E) Hepatit B



A) Üç hafta beklenir ve HIV RNA pozitifleşmiş ise Azidotimidin ve Lamivudin tedavisi başlanır



Canlı aşılar genelde tek doz uygulama ile ömür boyu bağışıklık bırakabilen güçlü aşılardır. En önemli sorun immünitesi düşük olgularda sistemik hastalık tablosuna yol açabilmektedir. Kısa raf ömrü, virüsün virulansını yeniden kazanması gibi riskleri de taşımaktadır. İmmünsüpesiflerde ve gebelerde uygulanmamaları önerilir. Kızamık, kızamıkçık, kabakulak, suçiçeği, poliovirus, adenovirus, sarı humma aşıları bu tür aşılara örnektir. Ölü virüs yada viral yapı aşıları arasında polio (saik), kuduz, influenza, hepatit A, hepatit B ve grip aşıları sayılabilir. M



O Hamile kadınlara canlı (atenue) aşılar yapılmaz. Kızamık, kızamıkçık, kabakulak, su çiçeği ve oral polio aşıları gibi.



V



^



J



D o ğ ru cevap: A



B) Bu şekilde bulaşma çok nadir (%0.3) olduğundan, önemsenmez C) ilk 24 saat içinde Azidotimidin ve Lamivudin tedavisine başlanır, iki ay D) İlk 24 saat içinde Azidotimidin+Lamivudin+ İndinavir tedavisine başlanır, dört hafta sürdürülür E) ilk 24 saat içinde Azidotimidin+Lamivudin+ İndinavir tedavisine başlanır, altı ay sürdürülür Azidotimidin ve Lamivudin nükleozid analoğu revers transkriptaz inhibitörleridir. Azidotimidinin en önemli yan etkisi Lökopeni ve anemidir. Lamivudin ise en az toksik etkisi bildirilen kronik HBV de de kullanılan bir ilaçtır. Tabloda verilen HIV infeksiyonlu hastadan kan alırken eline iğne batmış olan birine ilk 24 saat içinde Azidotimi din+Lamivudin+İndinavir tedavisine başlanır, dört hafta sürdürülür. D o ğ ru cevap:



7.



D



HIV proteaz inhibitörü olarak kullanılan antiviral ajan aşağıdakilerden hangisidir? A) İndinavir



B) Vidarabin



C)Asiklovir



D) Ribavirin



10. Aşağıdakilerden hangisinde tedavisi kullanılmaz? A) HBV C) EBV



E) Foskarnet İndinavir, ritonavir, antivirallerdir.



sakinavir,



HIV proteaz inhibitörü



gamaglobulin



B) Poliomyelit D) Kuduz E) HAV



Gamaglobulin: Vidarabin, adenin analoğudur. Ribavirin guanozin analoğudur. Bir çok sistem üzerinden etki ettiği için direnç gelişimi yoktur. RSV, HCV, influenza ve kızamıkta kullanılabilir. A siklovir guanozin analoğudur. VZV ve HSV enfeksiyonlarında kullanılır. Foskarnet pirofosfat analoğudur. Tüm herpeslere etkilidir. Yan etkilerinin fazla olması nedeniyle dirençli HSV ve CMV enfeksiyonlarında kullanılır. “Antiviral ajanların terapötik kullanımları" başlıklı şekile bakınız. D o ğ ru cevap: A



• • • • •



HAV HBV Poliomyelit Gullian-Barre sendromu Kuduz da kullanılır.



D o ğ ru cevap:



C



11. Aşağıdaki ilaç-virus eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır? A) Asiklovir-Herpes simpleks virüsü



8.



İmmunsuprese bir hastada kullanımı kontrendike olan aşı aşağıdakilerden hangisidir? A) Grip



B) Su çiçeği



C) Hepatit B



D) Pnömokok E) Tetanoz



İmmün süprese hastalarda canlı aşıların kullanılması kontrendikedir. MMR aşısı canlı aşıdır. Bu yüzden immünsüpresiflerde kullanılmaz. Doğru cevap: B



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



143



B) Methisazon-Variola C) Amantadin-Adenovirus D) ldoxuridin-Herpetik keratit E) Azidotimidin-AIDS Amantadin sadece influenza A profilaksisinde kullanılır. Diğer eşleştirmeler doğrudur. D o ğ ru cevap:



C



L



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



144



H ep atit B virüs



İn flu e n za virüs Tip A ve B - Am antadine ■ O seltam ivir



- In te rfe ro n -alfa - Lam ivudine - A defovir



- R im antidine - Zanam ivir



H epatit C virüs



Herpes simpleks virüs Tip 1 ve 2



- In te rfe ro n -a lfa ■ Ribavirin



-



insan Im m ü n Y etm ezlik Virüsleri 1 ve 2



Acyclovir C idofovir Famciclovir Foscarnet



-



Ganciclovir Penciclovir Valacyclovir Vidarabine



Nükleozid analoğu revers trankriptaz inhibitörleri - A b a cavirsulfa te - Didanosirıe -L a m ivu d in e



-S ta vu d in e - Zalcitabine -Z ido vu d in e



Sitom egalovirüs - C idofovir - Foscarnet - Ganciclovir



Nonnükleozid revers transkriptaz inhibitörleri - Delavirdine - Efavirenz - Nevirapine



Proteaz inhibitörleri



Füzyon inhibitörü



- A m prenavir -İn d in a v irs u lfa te - Lopinavir



- Enfuvirtid



- N elfinavir -R ito n a v ir - Saquinavir



V aricella-zoster virüs - Acyclovir - Famciclovir - Valacyclovir



Matürasyon inhibitörü - Bevirim at



12. Aşağıdakilerden hangisi influenza A, B ve RSV tedavisinde etkili bir purin analoğudur? A) Asiklovir B) Amantadin C) Ribavirin D) Vidarabin E)



14. Aşağıdaki viral polimeraz inhibitörlerinden hangisinin etki mekanizması farklıdır? A) Asiklovir



B) Foscarnet



C) Vidarabin



D) Gansiklovir



E) Zidovudin Yukarıda ilk 4 ilaç viral polimeraz inhibitörü olup, zidovudin revers transkriptaz inhibitörüdür. Asiklovir, Vidarabin ve Gansiklovir nükleosit analoglarıdır. Foscarnet ise herpes simpleks virüsü - indüklenmiş DNA polimerazı başka bir yoldan inhibe eder. Etkili olduğu diğer virüsler CMV, VZV ve HlV-l’dir. Sistemik uygulandığında kemikte depolanma gösterir..



İdoksirudi



Ribavirin; • • • •



ID :06s219



İnfluenza A, B Lassa ateşi HCV RSV tedavisinde kullanılır.



“Antiviral ilaçların etki bölgeleri” başlıklı şekile bakınız.



D o ğ ru cevap: C



Doğru cevap: E 13. Aşağıdaki antiviral ajanlardan hangisi nükleosit analogu değildir? A) Asiklovir C) ldoxuridin



B) Didanazin D) Amantadin



E) Gansiklovir Mevcut antiviral ajanların çoğu nükleosit analoglarıdır. Bunlar purin ve primidin oluşumunda metabolik yolları veya nükleik asit replikasyonunda polimerazları inhibe ederler. Bunlar; asiklovir, gansiklovir, zidavudin, idoxuridin, vidarabin, didanazin, zalcitabin, sitarabin ve ribavirin vb'dir. Diğerleri arasında sentetik bir amin olan amantadin spesifik olarak influenza A virüslerini uncoating safhasında inhibe eder. Doğru cevap: D



15. Aşağıdaki antiviral ajanlardan hangisi bir revers transkriptaz inhibitörüdür? A) Zidovudin C) Gansiklovir



B) Foscarnet D) Vidarabin E) İdoxuridin



Revers transkriptaz inhibitörleri HIV enfeksiyonlarında mortalite ve morbiditeyi azaltmak için kullanılmaktadırlar. Bunların arasında en iyi bilinenleri bir timidin analogu olan zidovudin (AZT), zalcitabin, didanozin, stavudin, lamivudin ve nevirapin’dir. Doğru cevap: A



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



145



r



Fomivirsen tarafından bloke edilir (CMV)



PUrin ve pirimidin analogları, revers transkriptaz inhibitörleri.



Metisazon tarafından bloke edilir.



ID :06s218



16.



A s ik lo v irin etki h a n g is id ir? A)



m ekan izm ası



a ş a ğ ıd a k ile rd e n



RNA polimerazı inhibe eder



B) DNA polimerazı inhibe eder C) Viral kapsit yapımını azaltır D) Virüsün yapışmasını engeller E) mRNA yapımını engeller Asiklovir bir guanozin analogu olup herpes virüslerde DNA polimerazı inhibe eder. Diğer DNA virüslerine etkisi çok azdır. D o ğ ru cevap:



17.



B



İn te rfe ro n ’un etki m e k a n izm a s ı h akkın d a a ş a ğ ıd a k ile rd e n hang isi en u y g u n d u r? A)



Hücresel immüniteyi uyarır.



B) Hümoral immüniteyi uyarır. C) Doğrudan viral mRNA üzerinden etki eder. D) Viral replikasyonu inhibe eden proteinlerin sente­ zini arttırır. E) Virüslerin hücre membranından geçişini engeller. İnterferonlar viral enfeksiyonlara yanıt olarak hemen ortaya çıkan proteinlerdir. İnterferonların ilk 48 saatte ortaya çıkmasına ve viral üretimi azaltmasına rağmen, antikor oluşumu günler sonra olur, interferonun



mekanizması halen tam olarak anlaşılmamakla birlikte kendisi birantiviral ajan değildir. Onun yerine hücrelerde viral replikasyonu önleyen proteinlerin sentezini uyarır. Böylece hücre fonksiyonu normal devam ederken, viral replikasyon engellenir. D o ğ ru cevap:



D



18. Attenüe canlı virüs aşısı aşağıdakilerden hangisinin profilaksisinde etkili değildir? A) Kabakulak C) Poliomyelit



B) Kızamık D) Hepatit B E) Rubella



Kabakulak, kızamık, polio, suçiçeği, sarı humma, rubella ve adenovirus aşıları canlı attenüe virüs şeklinde bulunur, insanda kuduz aşısı rekombinant ya da ölü virüs şeklindedir. Hepatit B aşısı persistan viremili hastaların serumlarından pürifiye edilen antijen ya da rekombinant şeklinde bulunabilir. D o ğ ru cevap:



D



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



146



'



V ir ü s a ş ıla r ın ın t ip le r i v e



t



u y g u la m a ş e k ille r i



Asiklovir, viral timidin kinaz ile fosforile edilerek etkin hale gelen antiviraldir. Oseltamivir, nöraminidaz inhibitörüdür.



H a s t a lık



A ş ı T ip i



U y g u la m a Ş e k li



P o ly o m iy e lit



Canlı atenue (Sabin) Ölü (Saik)



Oral Deri altı



K ız a m ık



Canlı atenue



Deri altı



Lamivudin, nükleozid inhibitörüdür.



K a b a k u la k



Canlı atenue



Deri altı



D o ğ ru cevap: E



R u b e lla



Canlı atenue



Deri altı



S u ç iç e ğ i



Canlı atenue



Deri altı



H e p a tit A



Ölü



Kas içi



H e p a tit B



Rekombinan



Kas içi



İn f l u e n z a



Ölü



Kas içi



Kuduz



Ölü



Kas içi



i • -.



1



"



Foskarnet, DNA polimeraz inhibitörüdür.



......



analoğu



revers



transkriptaz



21. Asiklovir, Herpes simpleks virüs enfeksiyonlarının tedavisinde aşağıdaki etkilerden hangisini gerçekleştirmez? A) Viral DNA inhibisyonu B) Viral replikasyonun süpresyonu C) Latent virüsün eliminasyonu D) Klinik bulguların süpresyonu E) Viral direnç indüksiyonu



A d e n o v ir u s



Canlı atenue



Oral



Ç iç e k



Canlı vaksinya virüsü



Deri içi (deriyi çizerek) İD :06t196H



19. Aşağıdaki viral hastalıklarından hangisinde asiklovir kullanılması uygun değildir? A) HSV ensefaliti



Defalarca karşımıza çıkan asiklovirin özelliklerini tekrar hatırlayalım. Asiklovir hem viral timidin kinaz ile özellikle fosforile edilerek etkin hale gelir hem de viral DNA polimerazı inhibe ederek seçici etkisini gösterir. Özellikle HSV ve VZV üzerine etkilidir. CMV, EBV’ye etkili değildir. Latent virüs üzerine hiçbir etkisi yoktur. C



B) Tekrarlayan herpes infeksiyonları C) Su çiçeği



D o ğ ru cevap:



D) Zona infeksiyonu



22. Aşağıdaki antiviral ajanlardan hangisi, HIV virüsü üzerinde secici etki gösterir?



E) CMV retiniti A siklovir HSV ve VZV infeksiyonlarında, ribavirin Respiratuvar sinsisyal virüs (RSV), Hepatit C virüs (HCV), influenza virüs, Kızamık virüsü, Lassa ateşi virüsü, Hantavirus infeksiyonlarında kullanılır. Amantadin ve rimantadin viral M2 proteini işlevini bozarak virüs zarfı ile hücre membranı füzyonunu inhibe ederek etkili olmaktadırlar. Zanamivir ve oseltamivir virüsün enfekte ettiği hücreden salınımını engelleyerek etkili olmaktadır. Gansiklovir CMV infeksiyonları tedavisinde, Lamivudin HIV ve kronik HBV infeksiyonlarında, Foskarnet ise tüm herpes viruslara etkilidir. Foskarnet asiklovire dirençli HSV infeksiyonlarında ve CMV infeksiyonlarında tercih edilmektedir.



A) Viral timidin kinaz inhibitörleri



B) Viral penetrasyon blokörleri C) Viral DNA polimeraz inhibitörleri D) Viral revers transkriptaz inhibitörleri E) Viral mRNA sentezi blokörleri Sorunun amacı antivirallerin etki mekanizmalarının bilinmesidir. Virüslerin replikasyon sırasında kullandığı enzimlerin bilinmesi ile yapılabilecek sorulardandır. HIV virüsü replikasyon sırasında revers transkriptaz enzimi kullanır. Bu nedenle tedavisinde bu enzimi inhibe eden ilaçlar kullanılır.



D o ğ ru cevap: E



Revers transkriptaz inhibitörleri, tedavisinde kullanılan ilaçlardır.



20. Aşağıdaki antiviral ilaçlardan hangisi etkinliğinin ortaya çıkması için viral tim idin kinaz enzimine ihtiyaç duyar?



Viral timidin kinaz inhibitörleri, asiklovir için gerekli enzimdir. HSV ve VZV tedavisinde kullanılır.



A) Oseltamivir



B) Foskarnet



C) Lamivudin



D) Fomivirsen E) Asiklovir



Daha



önce de benzer sorularla karşılaşmıştık. etki mekanizması ve tim id in k in a z ı fosforile ederek etkinlik göstermesini tekrar hatırlayalım.



A s ik lo v irin



HIV enfeksiyonu



Viral penetrasyon blokörleri, amantadin ve rimantadin influenza virüsünün penetrasyonu engelleyen ilaçlardır. Viral DNA polimeraz inhibitörleri, DNA virüslerinin tedavisinde kullanılır. Viral mRNA sentezi tedavisinde kullanılır. Doğru cevap: D



blokörleri,



RNA virüslerinin



3.



DNA VİRÜSLERİ 1.



Aşağıdaki virusiardan hangisinin neden olduğu infeksiyona karşı gelişen bağışık yanıtta salgısal IgA yanıtının etkisi en azdır? A) Parainfluenza virüs B) Rinovirus C) Rotavirus



D) Sitomegalovirus E) Poliovirus Viruslara karşı en etkin bağışık yanıt hücresel bağışık yanıttır. Ancak kuduz gibi bazı viruslara karşı humoral yanıt daha etkindir. Üçüncü grup ise vücuda girdiği yerde kalan ve viremi yapmayan viruslardır. Özellikle solunum ve sindirim yolu ile giren ve viremi oluşturmayan viruslarda en etkin yanıt slgA ya nıtıdır.



tLokal IgA



Yanıtının Etkin Olduğu Bazı Viruslar Respiratuar sinsisyal virüs (Bronşiolit pnömoni) Parainfluenzae virüs (Krup) Rhinovirus (Nezle) Rotavirus Norwalk ajanı



J



v D o ğ ru cevap:



2.



D



Aşağıda verilen bulgulardan hangisi infeksiyoz mononükleoz ile ilişkili değildir? A) Etken virüs latent infeksiyon yapmaz B) Heterofil antikorlar saptanabilir C) Göğüs filminde interstisiyel infiltrasyon görülebilir D) Hemen daima lenfadenopati görülür E) Periferik yaymada atipik lenfositler saptanabilir



Tüm herpesvirüslerde olduğu gibi EBV içinde latentlik söz konusudur. EBV B lenfositlerde latent olarak kalır.



Onbir yaşındaki bir erkek çocuk; ateş, boğaz ağrısı ve bacaklarında güç kaybı nedeni ile yürüyememe yakınmaları ile getiriliyor. Alınan anamnezde ateş ve boğaz ağrısının yaklaşık iki haftadır devam ettiği, bacaklarında güç kaybının ise son iki gün içinde geliştiği öğreniliyor. Yapılan muayenede eksüdatif tonsillitle birlikte ağrılı servikal lenfadenopati, splenomegali ve her iki alt ekstremite distalinde, simetrik, yumuşak paralizi ve duyu kaybı varlığı saptanıyor. Yapılan laboratuvar tetkiklerinde lenfositik lökositoz, %18 oranında atipik lenfositler, heterofil antikor testi pozitif olarak bulunuyor. Bu hastada görülen nörolojik komplikasyon ve etkeni aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?



't!



A) Paralitik polio - Poliovirus B) Bell paralizisi - Epstein-Barr virüsü C) Guillain-Barre sendromu - Sitomegalovirus D) Bell paralizisi - Sitomegalovirus E) Guillain-Barre sendromu - Epstein-Barr virüsü G uillain-B arre sendrom u: Poliomiyelit tehdidinden kurtulduktan sonraki dönemde en çok görülen flask paralizi tablosudur. Otoimmün, tıbbi aciller arasında değerlendirilmesi gereken bir hastalıktır. Postinfeksiyöz demiyelinizan polinöropati ya da akut inflamatuvar polinörit olarak da isimlendirilebilir. Özellikle Campylobacter jejuni en sık infeksiyoz etkendir. Olası diğer infeksiyoz nedenler; mikoplazmoz ve viral infeksiyonlardır (EBV, CMV, HSV). Bunlar dışında cerrahi girişimler, Hodgkin lenfoması, SLE ve aşı uygulamaları gibi pek çok farklı nedenle de ortaya çıkabilir. Olgumuzda mevcut eksüdatif tonsillit, ağrılı servikal lenfadenopati ve splenom egali, h e te ro fil a n tiko r p o z itifliğ i söz konusu ta b lo n u n EBV o ld u ğ u n u vurguluyor. “DNS virüsleri” başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: E



4.



Creutzfeld-Jakob hastalığının etiyolojisinden sorumlu tutulan prionlar ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru değildir? A) Proteazlara dirençlidirler. B) Formaldehid etkilenmezler. C) Nöronlarda oluştururlar.



ve



iyonize



vakuolizasyon



ve



radyasyondan amiloid



plak



D) Konakta immünolojik yanıta yol açarlar. E) Neden oldukları hastalığın inkübasyon periyodu uzundur.



Doğru cevap: A



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



147



Prion Hastalıkları • Creutzfeld-Jacob hastalığı • Kuru • Gerstmann-Straussler -Scheinker hastalığı



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



148



• Fatal familiyal insomnia Prionlar sadece p ro te in d e n o lu şa n nükleik asit içermeyen infektif taneciklerdir. Prionlar antijenik değildir ve inflam asyona neden olm azlar. UV ışın la rı, ısı, dezinfektanlara belirgin olarak daha dayanıklıdır, immün cevabı uyarmazlar. Antikor üretimi ya da belirgin bir iltihabi yanıt oluşturmazlar (DİKKAT! Serolojik tanılarının olmadığı da sorulabilir). Sitopatolojik etkileri yoktur, interferon oluşturmazlar. insan prion hastalıkları sterilize edilmeyen beyin elektrodları ve diğer cerrahi aletlerle, kornea transplantasyonu ile, insan dokularından hazarlanan büyüme hormunu ve gonadotropin ile infekte dokunun yenilm esi ile bulaşabilmektedir. Doğru cevap: D



5.



Herpes simpleks virüsü hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Çift zincirli DNA içeren büyük bir virüstür B) Etkili antiviral tedavi mevcuttur C) Korunmada aşı etkilidir D) Latent enfeksiyon yapabilir E) EBV ile yapısal benzerliği vardır



HSV çift iplikçikli DNA içeren büyük bir virüs olup en belirgin özelliği latent enfeksiyon yaparak immünitenin baskılandığı durumlarda çok sık reaktivasyon göstermesidir. Asiklovir başta olmak üzere birçok antiviral ilaç mevcuttur. Herpes virüsleri arasında bulunan CMV, EBV ve VZV ile yapısal benzerlik vardır. Henüz aşı geliştirilmiş olmamakla birlikte, yüksek antikor düzeylerinde bile rekürrens görülmesi aşının çok etkili olmayacağını düşündürmektedir. “Farenjit ve LAP ile seyreden hastalıklar” başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: C



,



F a re n jit ve LAP ile seyreden h astalıkla r A te ş



F a rin k s /K lin ik



LAP



Kan lö k o s iti



Streptokoksik



Çok yüksek



Hiperemik, noktavi eksüda



Ön servikal, tek tek



Var



N ötrofilik lökositoz



Difteri



Genelde subfebril



Tonsillayı aşan psödomembran



Konglomere, Bull Neck



Yok



Belirleyici özellik yok



EBV mononükleoz



Değişken, yüksek



Çok şiş ve çok ağrılı, gri-beyaz membranlar



Konglomere



Var



Atipik lenfositoz, lökositoz



Adenoviral



Orta düzeyde



Membranlı; ek olarak konjunktivit, rinore, öksürük



Belirleyici değil



Var



Lökopeni, lenfositoz



Rubetta



Subfebril



Farenjit yok; c ilt döküntüleri



Konglomere, Theodor



Var, Forscheimer



Lökopeni, lenfositoz



I



Rubeola



Yüksek



Enantemler, Koplik lekeleri



Belirleyici değil



Yok



Lökopeni, lenfositoz



Hodgkin tenfoması



Dalgalı, PelEpstein



Farenjit yok



Konglomere, lastik kıvamlı



Yok



Değişken, yanıltıcı



6.



Aşağıdaki virüs eşlemelerinden hangisi kemik iliği transplantasyonu yapılan hastalarda graft versus hoşt hastalığına neden olabilir? A) Sitomegalovirus - Herpes simpleks virüs B) Respiratuvar sinsisyal virüs - Epstein barr virüs C) İnsan herpes virüs 6 (HHV 6) - Sitomegalovirus D) Parvovirus B 19 - Respiratuvar sinsisyal virüs E) insan herpes virüs 6 (HHV 6) - insan herpes virüs 8 (HHV8)



Bu sorunun hedefi size HHV 6’nın da CMV ile aynı tabloyu yapabildiğini göstermektir. CMV gerek solid organ transplantasyonlarında gerekse kemik iliği transplantasyonlarında en sık görülen infeksiyondur. Son yıllarda HHV 6’nın da özellikle kemik iliği transplantasyonu yapılan hastalarda graft versus hoşt reaksiyonu, pnomoni ve doku reddi ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Transplantasyon hastalarında pnomonilerde RSV infeksiyonunun da arttığı unutulmamalıdır. O Transplantasyon sonrası infeksiyonlara neden olan viruslar içinde CMV dışında Human Herpes Virusü-6 ve Respiratuar sinsityal virüs de sayılabilir. RSV transplant hastalarında ağır pnömonilere neden olabilir.



J



V D o ğ ru cevap: C



7.



D am ak p e te ş is i



CMV En sık konjenital defekte yol açan virüstür (tüm canlı doğumlarda yaklaşık % 1). infeksiyonla doğan bebeklerin yaklaşık % 10 kadarnda mikrosefali, intraserebral kalsifikasyon, büyüme geriliği, hepatosplenomegali, sarılık, retinit gibi döküntü gibi klinik bulgular söz konusudur (sitomegalik inklüzyon hastalığı), işitme kayıpları gelişebilir. Bu bebekler uzun süreler virüsü yayabilirler, intrauterin infeksiyon tanısı için bebeğin idrarında virüsü göstermek ya da kordon kanında CMV DNA saptamak önerilen yöntemlerdir. Tedavide gansiklovir ve foskarnet kullanılabilir. Ağrı olgularda ve KİT hastalarında hiperimmunglobulin tedaviye eklenebilir. D o ğ ru cevap:



8.



C



Yedi yaşında bir erkek çocuk; yüksek ateş, boğaz ağrısı, nezle, öksürük, göz yaşarması yakınmaları ile polikliniğe başvuruyor. Yapılan değerlendirmede yüksek ateş, konjunktivit, farinks hiperemisi, nazal konjesyon ve servikal lenfadenit belirleniyor. Hastaya üst solunum yolu infeksiyonu tanısı konuyor. Bu hastada tanımlanan tabloya neden olma olasılığı en fazla olan infeksiyöz etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Streptococcus pyogenes B) Rinovirus



Kemik iliği transplantasyonu sonrası CMV ile sistemik infeksiyon gelişen hastada en uygun antiviral tedavi hangisidir? A) interferon alfa



B) Asiklovir



C) Foskarnet



D) Ribavirin E) Azidotimin



C) Mycoplasma pneumoniae D) Corynebacterium diphtheriae E) Adenovirus Farenjit ve/veya servikal LAP ile seyreden hastalıkların ayırıcı tanısı tabloda belirtilmiştir. Doğru cevap: E



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



149



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



150



9.



B lenfositlere afinitesi olan ve lenfositlerde üreyebilen virüs aşağıdakilerden hangisidir? A) Herpes simpleks tip I C) Ebstein Barr



B) Varisella zoster D) Papovavirus



E) Parainfluenza virüs Ebstein Barr virüs özellikle tükrükte bulunur ve tükrükle direkt temas ya da tükrük ile kirlenmiş eşya ile dolaylı temas ile bulaşabilir (öpücük hastalığı). Virüs yüzeyindeki zar glikoproteinleri ile faringeal epitel hücrelerine ve B lenfosit­ lerine CR 2 (CD 21) (kompleman C3b reseptörü) reseptörü ile bağlanarak infekte eder. Genetik ürünlerden bazılarının (EBNA 2) B hücrelerinin immortal hale gelmesinde rolü bulunduğu sanılmaktadır. Bu süreçte uyarılan B hücreleri heterofil, çok sayıda antikor yanıtına neden olurken aynı zamanda sitotoksik T lenfositleri de uyarılırlar. Bu uyarı sonrası lenfositoz ve atipik lenfositler ortaya çıkar, İnfeksiyöz mononükleoz için tipik a tip ik le n fo sitle r (Downey hücreleri) bu uyarılmış sitotoksik T lenfositler­ inden kaynaklanırlar.



Bu soruda tanımlanan özellikler bir latent virüs infeksiyonunu tanımlamaktadır. Latent viruslar arasında herpesviruslar, papovaviruslar en iyi örnekleri oluştururlar. Zarflı DNA virüsü olarak herpesvirusları hatırlamak gereklidir. D o ğ ru cevap:



D



EBV Enfeksiyonu LATENT ENFEKSİYON YAPAN VİRUSLAR DNA Virusları •



H erpes s im p lex virüs







V a ric e lla zo s te r virüs







S itom eg aloviru s







Epstein Barr virüs







HHV-6







HH V-7



.



HHV-8







İnsan p a p illo m a virüsü (HPV)







Polyom a virüs (JC, BK)



RNA Virusları D o ğ ru cevap: C



10. Lenfositik lösemi nedeniyle kemoterapi alan 35 yaşında bir bayan hastanın sol göğsünde aniden gelişen asenkronize ağrılı veziküler döküntüler gelişiyor. Döküntüler 6 gün devam ediyor. Etkilenen bölgedeki veziküller bir süre sonra ülsere ve kabuklu püstüllere dönüşüyor. Hastanın bir yıl önce yine benzer tablosunun olduğu öğreniliyor. Bu hastada hangisidir?



en olası



etken



aşağıdakilerden



A) Varicella zoster virüs B) Herpes simpleks virüs C) Poks virüs D) Kızamık virüsü E) Vaccinia virüs Lösemili hastalarda kemoterapi alımında sıklıkla rastlanılan bir tablo zona’dır. Varicella zoster virüs insanlarda primer olarak suçiçeği adını verdiğimiz asenkronize döküntülerle karakterizedir. Herpesvirus ailesinin en önemli özelliği primer infeksiyonu takiben latent kalması ve immünsistemin baskılandığı du­ rumlarda yeniden aktive olmasıdır. Benzer tabloyu herpes simpleks virüs infeksiyonlarında da görmekteyiz. D o ğ ru cevap: A 1



11. Zarflı bir DNA virüsü konak hücreyi infekte ettikten sonra hücre içinde kalıyor, arada yapılan incelemelerde viral yapı saptanamıyor, ateşli bir hastalık sürecinde yeniden aktive olarak hücre dışına olgun virüs partikülleri çıkarken klinik bulgular da gelişiyor. Bu virüs en büvük olasılıkla aşağıdakilerden hangisidir? A) Adenovirus C) Poksvirus



B) Parvovirus D) Herpes simpleks virüs



E) Papillomavirus







R etro viru slar







K ızam ık ID:06İ069



12. Yakın zamanda böbrek nakli yapan hastada görülen interstisyel pnömoninin en olası nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Respiratuvar sinsisyal virüs (RSV) B) Sitomegalovirus (CMV) C) İnsan Herpes virus-6 D) Parainfluenza virüs E) Varicella zoster virüs CMV Herpesvirus ailesinden bir DNA virüsüdür. En önemli özelliği primer infeksiyondan sonra birçok dokuda latent kalması ve immunsupresyonda , transplant hastalarında, AİDS’Iİ hastalarda aktive olmasıdır.En sık neden olduğu tablo mononükleozdur. Hamile bayanların çocuklarında infeksiyona neden olan virüstür.



en



sık



konjenital



Solid organ veya kemik iliği transplantasyonu hastalarında doku reddi ve pnömoniye en sık neden olan virüstür. Tedavide gansiklovir gibi birçok ilaç verilebilir. CMV aynı zamanda önemli bir hepatit etkenidir. AlDS’lilerde en sık retinite neden olur.Yine AIDS li hastalarda meydana gelen kolitlerde aklımıza önce CMV gelmeli. Seçeneklerdeki RSV ve HHV-6 da transplant hastalarında pnömoniye neden olabilmektedir. D o ğ ru cevap:



B



13. Aşağıdakilerden etkenidir? A) Parvo virüs B-19



hangisi



Roseola



infantum



B) Sitomegalovirus



C) İnsan Herpes virüs 6 D) RSV E) Parainfluenza virüs tip 3



Human Herpes Virüs 6: Ön planda hedefi bölünmekte olan CD4 +T lenfositleri olsa da makrofajları, transforme B lenfositlerini, megakaryositleri, NK hücrelerini, epitel hücrelerini de infekte edebilir. Ekzantema subitum (roseola infantum , 6. hastalık) etkenidir. Yüksek ateş vardır. Tipik olarak ateş düşer ve makülopapüler döküntü gözlenir. Küçük çocuklarda febril konvülziyon, ateş, etkenleri arasında ön sıralarda belirlenir. HIV infeksiyonu tetikleyicisi, bazı hematolojik malignitelerin etkeni olabileceği ve kemik iliği transplantasyonu hastalarında graft-versus hoşt, dokunun reddi ve pnömoni yapabildiği söylenmektedir. Not: Parvovirus B19, 5. hastalık etkenidir. Doğru cevap: C



14. Önceden sağlıklı olan 25 yaşındaki bir kişi ateş ve yüz ile gövdesinde oluşan döküntü nedeniyle başvuruyor. Döküntü kaşıntılı olup muayenede multiple papül ve değişik evrelerde vesiküller bulunuyor. Bir hafta sonra öksürük yakınması başlamış ve akciğer grafisinde infiltrasyon gelişiyor. Bu hastada en olası hangisidir?



etken aşağıdakilerden



A) Streptococcus pneumoniae B) Mycoplasma pneumoniae C) Pneumocystis carinii D) Varicella zoster virüs E) Ebstein-Barr virüsü Varicella pnömonisi erişkinde suçiçeği seyrinde % 20 sıklığında gelişir. Döküntü başlangıcından 3-7 gün sonra gelişir. Suçiçeği raşının özelliği değişik evrelerdeki papül, vezikül ve kabuklanmayı içerir. Ateş, halsizlik ve kaşıntı genellikle klinik tabloda yer alır. Ayırıcı tanıda pnömoni ve veziküler raş ile seyreden bazı coxsackie ve echovirus infeksiyonları düşünülmelidir. Rickettsial pox, riketsiyal bir hastalık olup sıklıkla suçiçeği ile karıştırılır Doğru cevap: D



15. HBV enfeksiyonunda HDV süper enfeksiyonu eşlik ediyorsa aşağıdakilerden hangisinin gelişme riski artar? A) Fulminan hepatit B) Kronik aktif hepatit C) Kronik persistan hepatit D) Asemptomatik taşıyıcılık E) Rezolüsyon HBV+HDV koenfeksiyonu tek başına HBV gibi ya da biraz daha ağır seyirli geçer. Fakat kronik HBV enfeksiyonuna eklenen bir HDV süper enfeksiyonu söz konusu ise fulminan hepatit ve siroz riski artar. Doğru cevap: A



16. Dorsal kök ganglionlarında latent olarak kalan herpes virüs aşağıdakilerden hangisidir? A) HSV-I



B) HSV-II



C) VZV



D) ÖMV E) EBV



HSV I ve II deri - mukoza bileşkelerinde enfeksiyon yaparlar. İlk enfeksiyon sonrası retrograd olarak nöral ganglionlarda latent olarak kalırlar. (Tip I trigeminal Tip II sacral ganglionlarda) VZV deriden girdikten sonra dorsal kök ganglionlarına ulaşarak latent hale gelir. Zona latent VZV infeksiyonu reaktivasyonu ile ortaya çıkar. Dermatomla sınırlı bölgede önce ağrı, kaşıntı gibi bulgular belirir. Eritemli zeminde tipik lezyonlar belirginleşir. Lezyonlar iyileştikten sonra aylarca ağrı sürebilir (postherpetik nevralji). Göz çevresi trigeminus dalları(ganglion geniculi) tutulursa Ramsay-Hunt sendromu görülebilir. Doğru cevap: C



17. Aşağıdaki virüslerden hangisi organizmaya giriş yerinde ilk replikasyonunu yapmadan direkt olarak hedef hücrelere ulaşır? A) Hepatit B Virüsü B) Kızamık Virüsü C) Varicella Zoster Virüs D) Sitomegalovirus E) Herpes Simpleks Virüs Hepatit B virüsü vücuda giriş yerinde replike olmaz önce hepatositlere ulaşır (Hedef hücresine), daha sonra burada replike olur. Diğer şıklardaki virüsler vücuda giriş yerlerinde replike olup daha sonra hedef hücrelerine ulaşırlar ya da orada kalıp lokal enfeksiyon yaparlar. Doğru cevap: A



18. İmmünitesi normal bir çocukta akut febril döküntülü bir hastalığa neden olurken orak hücreli anemililerde geçici aplastik krize neden olan aşağıdakilerden hangisidir? A) Kızamık B) Kızamıkçık C) Adenovirus D) Kızıl E) Parvovirus Parvovirus B19 çocuklarda eritema infeksiyozum etkenidir. Hematolojik hastalığı olan ve bağışıklığı bozuk olanlarda aplastik anemiye yol açabilir. Ayrıca gebelikte non-immün hidrops fetalise yol açabilir. Parvovirus B19 non-immün hidrops fetalisin en sık nedenidir. Doğru cevap: E



VİRÜSLER VE VIRAL HASTALIKLAR



151



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



152



22. EBV dışında enfeksiyöz mononükleozis benzeri hastalık yapabilen virüs aşağıdakilerden hangisidir?



P arvovirus B19 ile ilg ili h astalıkla r S e n d ro m



K o n ak y a d a



K lin ik



ilg ili d u ru m



ö z e llik le r



Beşinci h a sta lık



Çocuklar, yetişkinler



Kutanöz raş, artrit, artralji



T ran sie n t a p las tik k riz



Altta yatan hemoliz



Şiddetli akut anemi



P ü re re d c e li a p la zi



immün yetmezlik



Kronik anemi



Hidrops fe ta lis



Fetus



Fetal anemi



19.



A) Respiratuar sinsisyal virüs B) Herpes simpleks virüs tip II C) Sitomegalovirus D) Rubella virüsü E) Adenovirus



Eritrosit P antijeni reseptörlerine bağlanarak enfeksiyona neden olan virüs aşağıdakilerden hangisidir? A) Ebstein Barr virüsü C) Poliovirus



B) Influenza A virüsü D) Rinovirusler



Sitomegalovirus (CMV) enfeksiyöz mononükleozis benzeri hastalık yapabilir. Ayırım genellikle heterofil antikorların olmaması ile yapılır. Hastalığın oluşumu spontan olarak veya kan transfüzyonundan sonra bildirilmiştir. CMV bu hastalarda periferal kan lökositlerinden izole edilmiştir. Heterofil antikor negatif, yani EBV dışındaki enfeksiyöz mononükleozisin %2050’sinin CMV tarafından yapıldığı düşünülmektedir. a



E) Parvovirus B19 Solunum yoluyla vücuda giren Parvovirus B19’un mitotik aktivite gösteren hücrelere tropizmi vardır. Bu nedenle kemik iliği eritroid seri hücrelerini tutar. Eritrosit P antijenini reseptörlerine bağlanarak bu hücrelerde litik enfeksiyona neden olurlar. Ç 0~İmmun hidrops f etalisin en sık nedeni uygunsuzluğu O Non-immun hidrops fetalisin en sık nedeni -> Parvovirus B19



v



20.



O Sitomegalovirus O Ebstein-Barrvirusü O H IV



D o ğ ru cevap:



A) EBV



C



23. Aşağıdaki virüslerden hangisinin aside dirençli olmasının klinik bir önemi vardır? A) Polio C) Herpes



B) HBV



C) Roseola



D) Kabakulak E) HPV



Periferik yaymada atipik lenfosit; - CMV - HBV - Akut toksoplazmozis -Kabakulak - Roseola - EBV - Rubella'da görülebilir. E



Aşağıdakilerden hangisi CR2 reseptörlerine tutunarak B lenfositlerini infekte etmektedir? A) HSV B) EBV C) HBV D) RSV E) HIV



EBV CD21 (CR2) lenfositlerine ulaşır. Doğru cevap: B



reseptörlerine



bağlanarak



B) Rubella D) Rhinovirus E) Paramyxovirus



Picorna virüsleri zincirli RNAgenomuna sahip ikosehedral, küçük, çıplak virüslerdir. Picorna virüslerinden olan enterovirusler (polio, Coxsackie, Echo virüsler) aside dirençlidirler ve gastrointestinal sistemi enfekte edebilirler. Ayrıca bir zarf yapısının olmaması nedeniyle safra asitlerinin deterjan etkisinden de kurtulurlar. Rhino virüsler de picorna virüsü olmalarına rağmen aside duyarlıdırlar ve üst solunum yolu mukozasını enfekte ederler. D o ğ ru cevap:



21.



J



E



Periferik yaymada atipik lenfosit görülmeyen virüs aşağıdakilerden hangisidir?



D o ğ ru cevap:



Mononükleoz



V -i



D o ğ ru cevap:



V



EBV ve CMV arasındaki farklardan birisi CMV özellikle transplantasyon hastalarında sıklıkla interstisyel pnömoni oluşturur. AIDS'lilerde en sık re tin it etkenidir. J



24.



A



EBV ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) insan herpes virüs grubundandır. B) Genç çocukluk çağında enfeksiyon en şiddetlidir. C) immünosupresyon olmuş kişilerde daha sıktır. D) Burkitt lenfoması ile ilişkilidir. E) Enfeksiyöz mononükleozis etkenidir.



28. Otuz yaşında erkek hasta 40 dereceye çıkan ateş ve gece terlemesi ile başvuruyor. Tetrasiklin tedavisinden sonra avuç içleri ve ayak tabanı hariç tüm vücudunda makülopapüler döküntüler ortaya çıkıyor. Balgamsız öksürüğü, karın ağrısı, sürekli ateşi, splenomegali ve döküntüleri var. ANA, soğuk aglutuninler, Coombs testi, Brucella aglutinasyonu, monospot testi ve toksoplazma serolojisi negatif olarak bulunuyor.



EBV çok yaygın bulunan bir herpes virüsü olup, enfeksiyöz mononükleozise neden olmanın yanısıra, Burkitt lenfoması, nazofaringeal karsinom ve özellikle immün yetmezlikli kişilerde diğer lenfoproliferatif bozukluklarla ilişkilidir. Genç çocukluk çağında çoğunlukla asemptomatik olan etnfeksiyon, genç yetişkinlerde % 3575 oranında semptomatik enfeksiyon geliştirir. Doğru cevap: B



Bu hasta aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru değildir?



25. Canlı attenüe polio aşısının avantajları hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



A) Klinik tablo CMV mononükleozuyla uyumludur B) CMV mononükleozu EBV enfeksiyöz mononükleozuna benzer C ) CMV mononükleozunda hastalarda 3 haftadan fazla süren ateş şikayeti sıktır D) CMV mononükleozlu hastaların önemli bir kısmında enfeksiyon çok ağır geçer ve mortalite yüksektir E) CMV tanısı kolay konulabildiğinden şüphelenildiğinde erken teşhis için gerekli tetkikler hemen yapılmalıdır.



A) Uygulaması kolaydır. B) İmmün yetmezlikte uygulanması gereklidir. C) Gastrointestinal sistemde IgA salınımına yolaçar. D) Kişi yanında toplumsal bağışıklanma sağlar. E) Etkinliği %100’e yakındır. Oral polivalan canlı attenüe polio aşısının avantajları sadece IgM ve IgG antikorları oluşturmayıp, sekretuar IgA salınımı ile virüsün çoğalmasını engellemesi, oral-fekal yoldan zayıf virüslerle toplumsal bağışıklanma sağlaması, kolay uygulama ve %100’e yakın etkinliktir. Ancak immün yetmezlikte ölü saik aşısı kullanılmalıdır. Ölü aşı kanda yeterli antikor oluşturarak santral sinir sistemini korur, ancak virüsün intestinal taşınmasında etkisi azdır.



CMV hastalarının çoğunda enfeksiyonun ağır sistemik belirtileri ve çoklu organ tutulumu ortaya çıkmakla birlikte mortalite oldukça düşüktür. Doğru cevap: D



Doğru cevap: B



f 26. En büvük ve en kompleks vapıva sahip olan virüs aşağıdakilerden hangisidir? A) Parvo virüs C) Herpes virüs



B) Adeno virüs D) Pox virüs E) Hepatit B virüsü



Pox virüsler bilinen en büyük virüsler olup 400 nm boyunda ve 230 nm genişliğindedirler. Daha sonra Paramixovirusler ve Herpes virüsleri gelir. Pox virionları 100’den fazla polipeptid içerirler. Kapsid yapıları kompleks olup iç bölgede çok sayıda enzim içerirler. Transkripsiyon sisteminin tamamen mevcut olması nedeniyle çoğalmanın tamamını sitoplazmada gerçekleştiren tek DNA virüsleridirler. Doğru cevap: D



27. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinin HSV tip I ile oluşma olasılığı en azdır? A) Herpes labialis B) Egzema herpetikum C) Gingivostomatit D) Ensefalit E) Neonatal herpes HSV tip I yukarıdaki tabloların hepsine neden olurken, neonatal herpes daha çok HSV tip II ile görülür. Doğru cevap: E



H erpesvirüs enfe ksiyo n la rı Virüs



Enfeksiyon



Herpesvirüs hominis (Herpes simpleks) Tip 1 Tip 2



Herpes labialis (uçuk) Keratokon j un kti vit Parmak enfeksiyonları (“ dolama” ) Ensefalit Primer stom atit Genital enfeksiyonlar Neonatal enfeksiyonlar (vajinal doğum sırasında alınır)



Sitomegalovirus (CMV)



Konjenital enfeksiyon İmmün yetmezlikli hastalarda: Pnömoni Retinit Enterit Yaygın enfeksiyon



I Enfeksiyöz mononükleoz Burkitt lenfoma Nasofarengeal karsinom Ebstein-Barr virüsü (EBV) Oral tüysü lökoplaki (AIDS has­ talarında) diğer lenfomalar Hodgkin lenfoma ve Kaposi sar­ komu (AIDS hastalarında) Varisella zoster virüsü (VZV)



Suçiçeği Zona (herpes zoster)



İnsan herpesvirüs 6 (HHV 6) ve 7 (HHV 7)



Egzantem subitum immün yetm ezlikli hastalarda enfeksiyon



İnsan herpesvirüs 8 (HHV 8) İD :06t107 |



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



153



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



İz 29. Aşağıdakilerden hangisi kan transfüzyonu ile geçiş gösterir? A) CMV



B)HSV tipI



C) HSV tip II



D)VZV



Poliomyelit bir alt motor nöron hasarı yapar, ancak beyin sapı etkilenmesine sekonder olarak paralizi olmayan kaslarda inkoordine spazmlar olabilir. His kaybı görülürse poliomyelit tanısı oldukça şüpheli olur. Doğru cevap: B



E) HEV CMV’ün kan transfüzyonu ile geçtiği bildirilmiştir. Bu risk %3 civarında zannedilmektedir ancak immün yetmezliği olanlarda önemlidir.



34. Aşağıdakilerden hangisi eiementer lezyonudur?



Doğru cevap: A



30. Kaposi sarkomuyla ilişkili görülen herpes virüs aşağıdakilerden hangisidir? A) HSV



B)CMV



C) EBV



D)HHV8



herpes



A) Makül



B) Papül



C) Püstül



D) Vezikül



virüslerin



E) Eritem Herpes virüslerin deride temel olarak oluşturdukları lezyon veziküldür. Doğru cevap: D



E) HHV 6 HHV-8 antikor pozitifliği endemik AIDS ile ilgili Kaposi Sarkomu olgularının %90’ında gösterilmiştir.



35. Keratokonjunktivit etkeni olarak aşağıdakilerden hangisi en muhtemeldir? A) EBV



Doğru cevap: D



B) HSV tip I



C)VZV



D) HSV tip II E) CMV



31. Ramsay-Hunt sendromunu oluşturabilen virüs aşağıdakilerden hangisidir? A) CMV



B) EBV



C) VZV



D) HSV tip I E) HSV tip li



HSV tip I rekürren keratokonjunktivit yaptığı halde, tip II yapmaz. CMV ise immün suprese kişilerde korioretinit yapar. HSV I ensefalite yolaçarken, menenjite her ikisi yolaçmakla birlikte HSV II daha fazladır. Doğru cevap: B



Herpes virüsleri grubu nörolojik komplikasyon oluşturabilmeleriyle bilinirler. Fasiyal paralizi, dilde 2/3 ön taraf his kusuru ve otik zosterin birlikte olması RamsayHunt sendromu olarak isimlendirilir.



36. Aşağıdakilerden hangisi Varicella tanısında uygulanmayan bir yöntemdir?



Zoster



A) Tavşan inokülasyonu B) Immünofloresan mikroskopi



Doğru cevap: C



C) Kompleman fiksasyonu 32.



Tzanck hücreleri görülür? A) Rubella C) Varicella



aşağıdakilerden



hangisinde



E) Giemsa boyama B) Rubeola D) Kabakulak



E) Molluscum contagiosum Veziküllerin tabanından yayma ile elde edilen multinükleer dev sitoplazmalı virüsleri Tzanck hücreleridir ve herpes hücreleri (HSV, VZV) ile meydana gelen deri enfeksiyonlarında görülür.



Varicella tanısında veziküllerin tabanından yapılan sürüntü ile multinükleer dev hücreler görülür. Giemsa boyası ile bu hücreler boyanır. Vezikül sıvısındaki virüsler insan hücre kültürlerinde 3-7 gün içinde izole edilebilirler. Laboratuar hayvanlarını veya yumurtalarını enfekte etmezler. Serolojik olarak kompleman fiksasyonu, indirekt immünofloresans ve ELISA kullanılabilir. Doğru cevap: A



Doğru cevap: C



33.



D) insan hücre kültürleri



Poliomyelit bulgusu olmayan aşağıdakilerden hangisidir? A)



Ağrılı spazm



B) His kaybı



C)



Kranial tutulum



D) Fasikülasyon



E) Refleks kaybı



37.



Aşağıdakilerden hangisi enfeksiyöz mononükleozis/hepatit ayırımında en cok yardımcıdır? A)



Heterofil antikor



B) Atipik lenfosit



C)



Splenomegali



D) Lenfadenopati



E) Hepatomegali



Heterofil antikor (Paul-Bunnel testi) %95’in üzerinde duyarlı ve spesifiktir. Atipik lenfositler lenfositozun görüldüğü birçok viral hastalıkta bulunur. Splenomegali, LAP ve hepatomegali her ikisinde de görülür.



39. Polio virüslerine karşı en aüclü aşağıdakilerden hangisi ile sağlanır?



immünite



A) Canlı aşı ile oral aşılama B) inaktive aşı ile parenteral uygulama



Doğru cevap: A



C) Canlı aşı ile parenteral uygulama D) Oral polio immünglobulin verilmesi



38.



Enfeksiyöz bulgularından muhtemeldir?



mononükleozisin aşağıdaki hangisinin görülmesi en az



A) Lenfadenopati C) Deri döküntüsü



B) Albüminüri D) Aseptik menenjit E) Sarılık



Enfeksiyöz mononükleozisin en sık bulguları (yüzde olarak); splenomegali (%50), lenfadenopati, hepatit (%20-50), kusma (%20), sarılık (%5), albüminüri (%10) ve deri döküntüleri (%4)’dir. %1’in altında görülen diğer bulgular daha minör belirtiler olarak kabul edilir. Bunların arasında ÜSYE tablosuna rağmen pnömoni, aseptik menenjit, polinörit çeşitleri, üveit, myokardit, hematolojik bozukluklar (hemolitik anemi, trombositopeni) sayılabilir. Doğru cevap: D



Bir DNA virüsü otan EBV çocuklarda EMN’a neden olan bir insan herpes virüsüdür.







2-3 haftalık inkübasyon periyodu vardır.







EMN’un k lin ik bulguları: -



Halsizlik



-



Ülseröz ton sillit



Doğru cevap: A



40. Dovvney hücreleri aşağıdakilerden hangisinde görülür? A) CMV



B) Kızamık



C) ECHO



D) EBV E) Çiçek



Laboratuvarda; Atipik lenfositler (Dovvney hücreleri) (Bunlar D8 supresör T lenfositleridir)



Doğru cevap: D



41. HSV tip 1’in en sık yolaçtığı rekürren hastalık aşağıdakilerden hangisidir?



Yüksek ateş (en sık)



-



Oral polio aşısı hem dolaşımda IgG hem de barsakta IgA antikorlarının oluşumunu sağlayarak en iyi immüniteyi sağlar. Polio antiserumu (Ig) gibi bir kavram yoktur.



Trombositopeni, ANA pozitifliği, soğuk aglütinin pozitifliği, Paul-Bunnel ve monospot test pozitifliği vardır. Tanıda en iyi gösterge Anti-VCA-lg M pozitifliğidir.



EBV Enfeksiyonu •



E) İnaktive aşının oral verilmesi



A) Akut herpetik gingivostomatit B) Herpes labialis



Hepatosplenomegali -



En sık posterior servikalde olan jeneralize LAP



-



Makülopapüler ve ampisilinle provoke olan öküntü



-



Enfeksiyonun seyri sırasında spontan dalak perforasyonu görülebilir



• Toksoplazmozisden ayırte dilem ez (en önem li ayırıcı tanı) • Laboratuvarda;



C) Eczema herpetikum D) Keratokonjunktivit E) Ensefalit İlk enfeksiyon genellikle çocuklarda gingivostomatit ve yetişkinlerde farenjit olmakla birlikte en sık rekürrens herpes labialis olarak görülür.



-



Atipik lenfositler (Dovvney hücreleri) (Bunlar CD8 supresör T lenfositleridir)



Doğru cevap: B



-



Trombositopeni



-



ANA pozitifliği



42. Guarneri cisimciği aşağıdakilerden hangisinde görülür?



-



Soğuk aglütinin pozitifliği



-



Paul-Bunnel ve monospot test pozitifliği vardır.



• Tanıda en iyi gösterge Anti-VCA-lg M po zitifliğidir. • İlişkili olduğu hastalıklar -



B urkitt lenfoma



-



Nazofarinks karsinomu (En önemli faktör)



-



X’e bağlı geçişli im m ünoproliferatif hastalık (Ducan Sendromu)



A) Variola virüs C) EBV



B) Rubella D) Herpes E) influenza tip B



P O X V İR Ü S LE R



-



Enfeksiyöz mononukleoz



-



AIDS hastalarında kaposi sarkoma etiyolojisinde vardır



-



Hodgkin lenfoma I I D: 06İ069



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



155



Tuğla şekilli kompleks virionu vardır. En büyük virüslerdir. Doğrusal çift zincirli DNA ve iki lateral cisimcik içerir. Yüzden fazla polipeptid, birçok enzim ve bir transkripsiyon sistemi içerir. Replikasyon için viral membranın denovo sentezi gerekir. Bu özellik poxviruslerine özgüdür. Sitoplazmada replike olurlar. Işık mikroskobunda görülen tek virüstür. Zarflıdırlar. Enfekte hücrelerde Guarneri



L.



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



15



S cisimcikleri denilen eozinofilik inklüzyonlar ve membran hemaglütininleri oluşur. Rifampisin ve metisazonla inhibe olabilir. Variola virüs Çiçek hastalığı etkenidir. Dünya sağlık teşkilatı’nın aşı programıyla eradike edilmiştir. Embriyonlu yumurtanın korioallantoik zarında ürer. Burada yolaçtığı fokal hücre nekrozu ile kabarcık oluşturur. Vaccinia virüsü, Variola virüsünün bir varyantı olup yalnızca hafif bir hastalık yapar. Immün yetmezliği olanlarda ensefalitin eşlik ettiği ilerleyici bir enfeksiyona (Vaksinya nekrozum) yol açar. Fatal komplikasyonları görülebilir. Çiçek aşısında immunojen olarak kullanılmıştır. Aşı sonrası çok az bir kısmında (milyonda üç) ensefalit görülmüştür. Başka virüslere (örn. HSV tip I ve II) yönelik nötralizan antikor oluşumu için bir aşılama vektörü olarak kullanılma çalışmaları sürmektedir



Orofarinks ve barsaklardan başlayıp aksonlara doğru omuriliğe ulaşır. Enfeksiyon ömür boyu bağışıklığa neden olur. Enfekte bireylerde immün cevabı intestinal IgA ve humoral IgG sağlar. Poliovirus enfeksiyonuna cevap: A se m p to m a tik enfeksiyon (en sık enfeksiyon şekli) Abortif polio, Non-paralitik polio , paralitik polio şeklinde olur. Bulber polio prognozu en kötü olan formudur P ost-polio Sendromu; 30-40 yıl sonra görülen geç komplikasyondur. Doğru cevap: E



M olluscum contagiosum virüsü Yüz, kollar, sırt, gluteal ve genital bölgede küçük, siğil benzeri ortası göbekli, parlak nodül şeklinde lezyonlara neden olur Genelde 6-7 ayda geçmekle birlikte 1-2 yıl da sürebilir Doğrudan yada dolaylı temasla bulaşır. Cinsel yolla da bulaşabilir. Enfekte hücrelerle karakteristik eosinofilik inklüzyon cisimcikleri (Molluscam cisimcikleri) oluşur



45. En sık intrauterin enfeksiyon aşağıdakilerden hangisidir? A) Rubella



B) CMV



C) Toxoplasma



D) HSV tip II



etkeni



E) Treponema pallidum CMV, en sık konjenital enfeksiyon nedeni olan virüstür. Hem primer hem de reaktive maternal enfeksiyonlarda virüs fetüse geçebilir ve gebelik yaşının önemi yoktur.



Doğru cevap: A



43. Aşağıdaki enfeksiyonların hangisinde geçirilmiş bir hastalık hayat boyu immünite bırakmaz? A) HAV



B) Kabakulak



C) Kızamık



D) Kızamıkçık E) Polio



HAV, Kabakulak, Kızamık ve Kızamıkçık virüsleri tek bir antijenik tipe sahipken, polio virüsünün 3 antijenik tipi olması nedeniyle enfeksiyon diğer tiplere karşı immünite sağlamaz. Doğru cevap: E



Doğru cevap: B



46. Herpetik ensefalit hangisini tutar?



en



sık



aşağıdakilerden



A) Occipital



B) Parietal



C) Frontal



D) Pons E) Temporal



HSV ensefalitine çoğunlukla HSV-I neden olur. Lezyonlar genellikle bir temporal lopta sınırlıdır. En kötü seyirli viral ensefalittir (Mortalitesi %50). Doğru cevap: E



44. Poliovirus için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Flask paralizi görülür C) Sitolitik etki yapar



B) Fekal-oral bulaşır D) Asit pH’da stabildir



E) Ön boynuz duyu hücrelerini tutar Poliovirus, asit pH’da (3-5) stabildir. Omuriliğin ön boynuz motor hücrelerinde harabiyete ve sonuçta flask paraliziye yol açar. (Paralitik Poliomyelit)Sensörial kayıp olmaksızın asimetrik flask paraliziler gelişir. Ölü aşı (saik aşısı) ve canlı atenüe trivalan aşı (sabin aşısı) ile aktif bağışıklık sağlanabilir. Sabin aşı intestinal IgA’yı indükler. Epidemiler yapabilir. Fekal-oral yolla bulaşır İnkübasyon süresi 3-6 gündür. Paralitik polio’da paralizilerin başlaması için geçen süre 7-21 gündür. Nörofagositozun başlaması irreversible safhayı gösterir. Başlangıçta “düşme fenomeni”nin olduğu 1-7 günlük paralitik dönem vardır. Landry tipi seyri vardır. En uzun süreli olarak dışkıda izole edilebilir.



47. Aşağıdaki virüslerden hangisi esansiyei olarak lipid içerir?



yapısında



A) Herpes virüs B) Papova virüs C) Adeno virüs D) Reo virüs E) Picorna virüs Herpes virüsler zarflı virüsler olup, zarfın yapısında bulunan lipid etere duyarlılığı sağlar. RNA virüslerinden ise Toga, Flavi, Arena, Corona, Retro, Bunya, Orto/Paramikso ve Rhabdovirusler zarflıdır. Doğru cevap: A



48. Variseila-Zosterde aşağıdaki bölgelerden hangisi en sık tutulur? A) Siyatik sinir



B) Fasiyal sinir



C) Perineal bölge



D) Alt ekstremiteler



E) Gövdenin dorsal sinir kökleri



D o ğ ru cevap: C



Zosterde döküntüler genellikle tek taraflı olup en sık gövde, kafa ve boynu etkiler. Ayrıca trigeminal sinirin oftalmik dalı da sık etkilenir. D o ğ ru cevap :



DNA virüsleri genellikle hücre nükleusunda replike olurlar ve hücre matürasyonu da nükleus içinde oluşur (Papova, Adeno). Herpes virüslerinde ise matürasyon iç nükleer membrandan tomurcuklanma sırasında olur. Poxvirus DNA virüsü olmasına rağmen sitoplazmada replike olur.



53. Papova virüsler aşağıdaki nörolojik tablolardan hangisini oluşturur?



E A) SSPE



49. Aşağıdaki virüslerden “enfeksiyöz RNA” dır? A) Rhabdo virüs



hangisinin



D) Jakob-Creutzfeld hastalığı E) Alzheimer hastalığı



B) influenza



C) Kabakulak



D) Rota virüs E) Polio virüsü



Enfeksiyöz nükleik asit terimi herhangi bir proteine bağlı olmaksızın viral DNA veya RNA’nın enfeksiyöz olmasıdır. Virion içinde herhangi bir polimeraz içermesine gerek olmayan virüslerin nükleik asitleri enfeksiyözdür. RNA virüsleri arasında bu doğrudan mRNA olarak etki edebilen (+) zincirli RNA virüsleri ile mümkündür. Bunlara örnek olarak picorna (polio dahil), toga ve flavivirusler verilebilir. D o ğ ru cevap:



B) Kuru C) Progresif Multifokal Lökoensefalopati



RNA’sı



E



Alzheimer hastalığı hariç yukarıdaki hastalıkların hepsinin yavaş virüs enfeksiyonları sonucunda geliştikleri bilinmektedir. Papova virüslerden JC virüsü özellikle olmak üzere, BK ve SV 40 virüsleri progresif multifokal lökoensefalopati ile ilişkilidir. D o ğ ru cevap: C*•



Papovavirüsler •



50. Aşağıdaki virüslerden hangisi tek zincirli DNA virüsüdür? A) Parvovirus



B) Papova virüs



C) Adenovirus



D) CMV



• Çekirdekte replike olur •



Latent ve kronik enfeksiyona yol açar







İnsan papilloma virüsü -



E) Pox virüs DNA virüslerinin çoğu çift zincirli olup sadece parvovirusler ve bazı bakteriofajlar tek zincirli DNA içerir.



-



D o ğ ru cevap: A



51. Herpetik keratitte karakteristik aşağıdakiierden hangisidir? A) Konjunktival eritem



B) Dendritik ülser



C) Korneal opasite



D) Retina dekolmanı



ikozahedral nükleokapsidli, çıplak, ç ift zincirli çembersel DNA virüsleridir



-



lezyon



-



-



E) Skleral pigment HSV’de primer enfeksiyon genellikle veziküler blefarit veya keratokonjunktivit şeklinde olduğu halde rekürrensler ülseratif keratit olarak görülür. Dendritik ülserler fluoresan boyama ile kolaylıkla belirlenebilir. D o ğ ru cevap:



B







A) Papova virüsler C) Herpes virüsler



B) Adeno virüsler D) Pox virüs



E) Picorna virüsler



11 ) Benign servikal tümörler, vulvar ve penil kanserlerle ilişkili bulunmuştur (HPV 16 ve 18) Epidermodisplazia Verrüformis erken çocuklukta banlayan çok nadir görülen bir hastalıktır. Ancak squamöz hücreli karsinomiara dönüşürler. Tany’da en iyi yöntem insitu hibridizasyon ile dokuda viral nükleik asidin gösterilmesidir.



İnsan poliom avirusler -



52. Aşağıdaki virüslerden hangisinde viral matürasyon iç nükleer membrandan tomurcuklanarak meydana gelir?



Derinin epitel hücrelerinde çoğalır Replikasyon sırasında ko ilo sitik hücreler oluşturur (Balbon hücreleri) insandan insana temasla bulaşır Condiloma accuminata’ya sebep olur Siğil ve laringeal papillomlara yol açar (Tip 6 ve



-



Progresif m ultifokal lökoensefalopati hastalarından izole edilen JC virüsünü içerir O lig o d e n d r o s itle ri e n fe k te e d ip ö ld ü re re k demyelinizasyona yol açar Antiviral tedavisi yoktur Böbrekte latent enfeksiyon oluşturan ancak immünitesi baskılanmış kişilerde üriner enfeksiyona sebep olan BK virüsü de bu gruptadır İdrarda virüsün izolasyonu, üriner sediment hücre­ lerinin Paponicolov yayması, floresan antikor ve immünoperoksidaz boyama ile gösterilebilir ID:06i073



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



15 7



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



54. Aşağıdakilerden hangisi parvovirus B19'un etken olduğu bir tablo değildir? A) Beşinci hastalık



B) Transient aplastik kriz



C) Püre red celi aplazi



D) Keratokonjuktivit



Adenovirus tip 11 ve 21 yukarıdaki tabloyu yapar. Üretrit ve servisit ise tip 37 tarafından yapılır ve genital yoldan bulaşabilir. Hantaan virüsü de hemorajik virüsler grubundadır ve böbrek yetmezliği yapar. Doğru cevap: A



E) Hidrops fetalis P A R VO VİR Ü SLER



• • • • • • • • •







En küçük DNA virüsüdür. Zarfsız, ikozahedral kapsidli tek iplikçiklidir. Adenovirus etrafında satellit oluştururlar. Parvoviros B-19 Eritema infeksiyozum (5. hastalık) Orak hücreli anemi ve herediter sferositozlu hastalarda aplastik anemiye sebep olur. Konjenital anemi yapmaz. Non-immun hidrops fetalisin en sık sebebidir. Parvovirus çoğalması için çok çoğalan hücrelere ihtiyaç duyar. Bu yüzden en çok kemik iliğindeki eritroid hücreler etkilenir Bu nedenle en önemli komplikasyonu anemidir



58. Aşağıdaki virüslerden hangisi viral zarflarında hemaglütinin bulundurmaz? A) Rubeola virüs B) influenza B virüs



C) Parainfluenza virüs D) Toga virüs E) Papova virüs Ortomikso (İnfluenza) ve Paramikso (Parainfluenza, Rubeola)viruslerin yanında Toga virüsler de (örn. Rubella)zarflarında hemaglütinin içerir. Papova virüsün zarfı yoktur. Doğru cevap: E



Doğru cevap: D



55. Aşağıdaki tablolardan hangisi adenovirus ile en uyumludur? A) Gastroenterit C) Ensefalit



B) Faringokonjunktivit D) Aseptik menenjit E) Miyokardit



Adenovirusler sıklıkla faringokonjunktivit yaptığı halde diğerlerini pek yapmazlar. Sadece çok azı gastroenterit yapar. Nörolojik ve kardiyolojik tutulum yoktur. Doğru cevap: B



56. Üretrit, keratokonjunktivit, pnömoni ve diare gibi çok çeşitli hastalıkları oluşturabilen virüs aşağıdakilerden hangisidir? A) RSV



B) Adenovirus



C) Kızamık



D) Herpesvirus E) Parainfluenza



C) Hantaan virüs



C) Fc reseptörü D) P antijeni E) MHC-Class I Virüsler hücre yüzeyine reseptörler aracılığı ile tutunurlar. Pekçok virüs monosit ve makrofajlara Fc reseptörleri aracılığı ile tutunurken, rhino virüs ICAM-1, parvovirus eritrositlere P antijeni, EBV B lenfositlere kompleman reseptörü 2 (CR2) aracılığıyla tutunur. Doğru cevap: B



60. Aşağıdakilerden hangisi ölü saik aşısının bir avantajı değildir?



B) Enteroviruslerle koenfeksiyonun immün yanıtı etkilememesi C) Virülant suşlara dönüşmemesi D) İmmünitenin daha uzun süreli olması



E) Soğuk zincire daha az bağımlı olması



Doğru cevap: B



A) Adenovirus



A) ICAM-1 B) Kompleman reseptörü 2



A) İmmün yetmezliği olanlarda hastalık yapmaması



Adenovirusler farinks, konjunktiva, barsaklar ve bazen diğer organ sistemlerinde epitel hücrelerini enfekte ederler. Solunum sisteminde farenjit, faringokonjunktival ateş, pnömoni, gözde konjunktivit veya keratokonjunktivit, GIS’de diyare, GUS’de servisit, üretrit yapabilir.



57. Genç erkek görüldüğünde düşünülebilir?



59. EBV B lenfositler üzerinde aşağıdaki reseptörlerden hangisine özellikle bağlanır?



çocuklarda hemorajik aşağıdaki hangi viral



sistit etken



B) HSV tip II D) Ebola virüsü E) Lassa ateşi



Oral uygulanan sabin aşının 4 majör dezavantajı vardır; nadiren virüsün virülant hale dönüşerek hastalık yapması, enterik bir enfeksiyonun eşzamanlı olması halinde immünitenin etkilenmesi, immün yetmezlikli kişilerde verilememesi ve virüsün inaktive olmaması için soğuk zincire daha çok bağımlı olmasıdır. Avantajları ise IgA yanıtı oluşturması, aşılanmamış kişilere koruma sağlaması ve uzun süreli immünite sağlamasıdır. Doğru cevap: D



61. Aşağıdaki DNA virüslerinden hangisi replikas-yon için konakçı hücrenin DNA-polimerazını kullanır? A) Adenovirus



B) Parvovirus



C) Herpes



D) Pox virüs E) HBV



etkeni



A) Toksoplazmosis B) Rubella C) Herpes simpleks virüs tip 2



Parvovirusler en basit DNA hayvan virüsleridirler ve genomlarında DNApolimeraz kodlanmamıştır. Bu yüzden replikasyonu konakçıya veya koenfeksiyon gösteren başka bir virüse dayalıdır. Bunun dışında bütün DNA virüsleri kendi DNA polimerazlarını kullanırlar. Doğru cevap: B



62. Aşağıdaki DNA virüslerinden hangisi konakçı RNA polimerazını kullanmaz? A) Adenovirus C) Hepes virüs



65. En sık konjenital enfeksiyon aşağıdakilerden hangisidir?



B) Papova virüs D) Pox virüs



D) Sitomegalovirus E) Sifilis Tüm canlı doğumların %0,5-2,2’sinde görülen sitomegalovirus enfeksiyonu, en sık intrauterin ya da konjenital enfeksiyondur. Konjenital enfeksiyonu bulunan bebeklerin %25’inden azında klinik belirtiler görülür ve bunlar çoğunlukla gebelik sırasında primer enfeksiyon geçiren annelerin bebekleridir. Klasik CMV inklüzyon hastalığı; sarılık, hepatosplenomegali, peteşi tarzı döküntü, mikrosefali, motorbozukluk, korioretinit ve serebral kalsifikasyon ile karakterizedir. Doğru cevap: D



E) HBV Bir istisna hariç bütün DNA virüsleri hücre nükleusunda replike olurlar ve konakçı RNA polimerazını mRNA sentezinde kullanırlar. Pox virüsler ise hücre sitoplazmasında çoğalırlar ve virionda RNA polimeraz içerirler.



66. Ebstein-Barr virüsü hangisine vol açmaz?



aşağıdaki



durumlardan



A) Hairy-cell lösemi B) Nazofarenks Ca C) Burkitt lenfoma



Doğru cevap: D



D) Transplantasyon bozukluklar 63. “Yüzme havuzu konjunktiviti” aşağıdaki virüslerden hangisi ile ilişkilidir? A) Papova virüs C) CMV



B) Adenovirus D) RSV E) HSV



Adenovirus grup B tip 3 ve 7 küçük çocuklarda yaz kamplarında epidemiler halinde yüzme havuzu konjunktiviti yaparken, grup D tip 8 epidemik keratokonjunktivite yol açabilmektedir.



hastalarında



lenfoproliferatif



E) Ağızda tüysü lökoplaki EBV, Doğu Asya'da nazofareks kanseri ile, orta ve güney Afrika’da Burkitt lenfoması ile ilişkilidir. Transplantasyon hastalarında akut ya da reaktivasyon enfeksiyonu ağır lenfoproliferatif bozukluğa yol açabilir. AIDS hastalarında ağızda görülen tüysü lökoplaki, EBV reaktivasyonuna bağlanmaktadır. EBV ile hairy-cell lösemi arasında bir ilişki gösterilmemiştir. Doğru cevap: A



Doğru cevap: B



67. Heterofil-pozitif akut mononükleozla aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? 64. Heterofil antikor testi aşağıdaki viral hastalıklardan hangisinin tanısında kullanılır? A) HSV tip I B) CMV C) Kızamık D) Kızamıkçık E) EBV EBV için en çok kullanılan test heterofil antikor agglütinasyonu için hızlı slide testi olan monotesttir (monospot testi veya heterofil antikor testi). Doğru cevap: E



ilgili



A) Ampisillin kullanımı ile döküntü B) Splenomegali C) Yükselmiş karaciğer enzimleri D) Trombositopeni E) Hepsi Heterofil-pozitif mononükleoz, EBV’nin akut enfeksiyonunda görülür. Tipik olarak ateş, eksudatif tonsillit, anemi, trombositopeni, hepatit, splenomegali ve akut enfeksiyondan sonra uzamış asthenia görülebilir. Akut EBV enfeksiyonu olan hastalar ampisillin kullanıldığında %90 oranında yaygın makulopapuler bir döküntü görülür. Bu olayın mekanizması henüz anlaşılamamıştır. Doğru cevap: E



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



159



VİRÜSLER VE VIRAL HASTALIKLAR



160



68. Çocuklardaki en sık herpes aşağıdakilerden hangisidir?



enfeksiyonu



A) Akut herpetik faringotonsilit B) Akut herpetik gingivostomatit C) Akut herpetik vulvovajinit D) Travmatik herpes E) Herpetik paronychia Akut herpetik gingivostomatit, çocukluktaki en sık herpes enfeksiyonudur. Genellikle 6 ay - 5 yaş arası çocuklarda görülür. En sık rekürren herpes enfeksiyonu ise herpes labialistir. Doğru cevap: B



Doğru cevap: A



72. Aşağıdakilerden hangisi herpes virüs ailesinden değildir? A) Herpes-Simplex 1,2 B) Varicella-Zoster virüsü C) Variola virüs D) Epstein-Barr virüsü E) CMV Yukarıdakilerin hepsi herpes virüs ailesinden olduğu halde, variola virüsü bir pox virüsüdür. Variola virüsü (çiçek) dünyada eradike edilen ilk ve tek virüstür.



t 69. Akut CMV mononükleozu hakkında doğru olmayan ifade aşağıdakilerden hangisidir? A) Boğaz ağrısı sıktır B) Ateş, halsizlik, atipik lenfositoz C) Negatif heterofil aglutinasyon D) Persistan virüri sıktır E) EBV'ye benzer eksudatif farenjit sıktır CMV enfeksiyonunda eksudatif farenjit olağan bir bulgu değildir. Doğru cevap: E



70. Genetik eleman olarak DNA taşıdığı halde replikasyonu sitoplazmada gerçekleşen virüs aşağıdakilerden hangisidir? A) HSV C) Parvovirus



Aktinomisin D, DNA sentezini bloke eden bir ilaçtır, bu yüzden DNA virüslerinin replikasyonuna etki eder, (örn. adenovirus). Ancak RNA virüsleri bu ilaçtan etkilenmezler.



B) CMV D) Poksvirus E) Adenovirus



Genetik eleman olarak DNA taşığıdı halde sitoplazmada replike olan virüs poksvirus’dur. Viruslar içinde en büyük ve en kompleks yapıya sahiptirler. Çift sarmal , lineer DNA içerirler. Hücrelerden salınan partiküllerde bir zarf vardır. Temel yapıda lateral cisimcikler bulunur. Virionda replikasyonda kullanılacak çok sayıda enzim (DNAbağımlı RNA polimeraz, poli A polimeraz, transkripsiyon faktörü,...) bulunmaktadır ve bu yüzden DNA virusları arasında sitoplazmada replikasyonunu tamamlayabilen tek virüs poksviruslardır. ÇOK ÖNEMLİ NOT: RNA virüs olduğu halde çekirdekte replike olan tek virüs (HIV) influenzadır. Doğru cevap: D



71. Aktinomisin D aşağıdaki virüslerden hangisinin replikasyonunu önler? A) Adenovirus



B) HAV



C) Kuduz



D) Polio E) Rubella



Doğru cevap: C



73. Aşağıdaki virüslerden enfeksiyozuma neden olur?



hangisi,



eritema



A) Adenovirüs tip 40 B) İnsan herpesvirüs 6 C) İnsan herpesvirüs 8 D) Parvovirüs B19 E) Poksvirüs Dikkat!!! 5. ve 6. hastalık etkenlerini bilmek önemlidir diye daha önce de bahsetmiştik. Parvovirüs B19, eritema enfeksiyozum (5. hastalık etkeni) Adenovirüs tip 40, mukozaların virüsüdür. İnsan herpesvirüs 6, infantum=Ekzantema subitum)



6.hastalık



(Roseola



İnsan herpesvirüs 8, kaposi sarkomu etkenidir. Poksvirüs, çiçek hastalığı etkenidir. Doğru cevap: D



74. HIV pozitif 45 yaşındaki bir hastada çekilen magnetik rezonans görüntülemede beynin beyaz cevherinde yoğun enflamasyon ve ödem saptanıyor. Beyin biyopsi örneğinde DNA prop ile yapılan incelemede viral genom bulguları belirleniyor. Elektron mikroskop incelemede ise hücre çekirdeklerinin içinde çok sayıda virüs partikülleri görülüyor. Bu duruma aşağıdaki virüslerden hangisinin neden olduğu düşünülmelidir? A) Kızamık virüsü B) Epstein-Barr virüsü C) BK virüs



D) JC virüs E) Kokzaki virüs



Sorunun amacı HIV pozitif hastalarda sık görülen klinik tablo progresif multifokal lökoensefalopatinin bilinmesidir. Etkeni Poiyomavirüs ailesinden JC virüstür. Direkt etken sorusu olarak da karşımıza çıkabilir. JC virüs, immünsüprese konakta (Özellikle HIV +) progresif multifokal ensefalopati oluşturur. Astrositlerde transformansyon, oligodendrositlerde yıkımla demiyelinizasyona yol açar, in situ hibridizasyon ve PCR ile tanı konulabilir, özgül tedavi yoktur. Epstein-Barr virüsü, AİDS’Iİ hastada hairy oral lökopiaki etkenidir. BK virüs, renal transplantlarda üreteral stenoz, KİT hastalarında hemorajik sistite neden olur. Doğru cevap: D



75. Aşağıdaki virüslerden hangisi çocuklarda, sıklıkla jeneralize veziküler ekzantem ve ateşe, yetişkinlerde ise genellikle “ shingles” ile seyreden hastalığa neden olur? A) Sitomegalovirüs



B) Epstein-Barr virüsü



C) Hepatit A virüsü



D) Varicella-Zoster virüsü



E) İnsan herpesvirüs 7 Dikkat!!!! “Shingles" zona hastalığı ile eş anlamlı kelimedir. Bu bilinmese bilinmese bile seçeneklerde veziküler döküntü yapan virüs VZV olduğundan soru kolaylıkla yapılabilir. Veziküler döküntü yapan diğer etkenler; HSV, Eko ve Kokzaki virüs ve poksvirüstür. Varicella-Zoster virüsü, su çiçeği ve zona etkenidir. Sitomegalovirüs, makülopapüler döküntü ile seyreden enfeksiyoz mononükleoz etkenidir. Epstein-Barr virüsü, makülopapüler döküntü ile seyreden heterofil antikor pozitif enfeksiyoz mononükleoz etkenidir. Hepatit A virüsü, kısa inkübasyon süreli hepatit yapar. İnsan herpesvirüs 7, HHV-6’ya benzeyen immünyetmezlikli hastada enfeksiyon oluşturan virüstür. Doğru cevap: D



76. Akut ve geçirilmiş Epstein-Barr virüs enfeksiyonlannı ayırt etmede kullanılabilecek Epstein-Barr virüs belirteçleri aşağıdakilerin hangisinde birlikte verilmiştir? A) Viral kapsid antijen IgM - Viral kapsid antijen IgG B) Epstein-Barr nükleer antijen IgG - Viral kapsid antijen IgG C) Viral kapsid antijen IgM - Erken antijen D) Erken antijen - Viral kapsid antijen IgG E) Viral kapsid antijen IgM Epstein-Barr nükleerantijen IgG



Sorunun amacı EBV tanısında kullanılan serolojik testlerin bilinmesidir. Anti VCA Ig M, ilk yükselen enfeksiyonun en iyi göstergesidir.



antikordur.



Akut



Anti EBNA, EBNA antijeni ilk yükselen antijen olmasına rağmen Anti EBNA en son yükselen antikordur. Ömür boyu yüksek kalır, geçirilmiş enfeksiyonu gösterir. Anti EA-D (erken antijen - D), enfeksiyoz mononükleozda akut dönemde bulunur. Anti EA-R ise Burrkit lenfomalılarda yüksektir. Doğru cevap: E



77. Aşağıdaki virüslerden hangisi böbrek transplantasyonu yapılmış hastalarda en fazla nefropatiye neden olur? A) Varicella-zoster virüsü B) Herpes simpleks virüsü C) Epstein-Barr virüsü



D) Parvovirüs B19



E) BK virüs Daha önce transplantasyon sonrası en sık enfeksiyon yapan etken olarak CMV defalarca sorulmuştu. Böbrek transplantasyonu sonrası en fazla nefropati denince polymovirüs ailesinden BK virüs düşünülmelidir. BK virüs, renal transplantlarda üreteral stenoz, KİT hastalarında hemorajik sistite neden olur. Varicella-zoster virüsü, su çiçeği ve zona etkenidir. İmmünsüpresif hastalarda ağır enfeksiyon tablosu oluşturur. Herpes simpleks virüsü, immünsüpresif hastalarda ağır klinik oluşturabilir. Epstein-Barr virüsü, immün yetmezlikli konakta daha ağır klinik tablolar, aşırı B lenfosit artışı gibi bulgulara (progresif lenfoproliferatif hastalık) yol açar. HIV (+) olgularda hairy oral lökopiaki oluşturabilir. Parvovirüs B19, immünsüprese hastalarda kronik enfeksiyonlar ve anemi, hemolitik anemilerde ciddi aplastik kriz atakları meydana getirir. Doğru cevap: E



78. p53 genine bağlanarak hücreleri transforme eden human papillomavirüs gen bölgesi aşağıdakilerden hangisidir? A) E2



B) E3



C) E4



D) E5



E) E6



HPV 16, 18 virüsünün servikal kanser ile ilişkili olduğu daha önce sık olarak karşımıza çıkmıştı. Bu soruda da kanserden sorumlu gen bölgelerinin bilinmesi isteniyor. HPV enfeksiyonunda kanser gelişiminde E6 ve E7 genlerinin kodladığı E6 ve E7 proteinleri önemli rol oynar. Doğru cevap: E



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



161



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



162



79. Aşağıdaki virüslerden hangisi progresif multifokal lökoensefalopati etkenidir? A) Parvovirüs B19 C) JC virüs



B) İnsan Boca virüsü D) Adenovirüs E) BK virüs



Rubella, makülopapülertarzda döküntü, ağız içi, yumuşak damakta enantemler (Forscheimer) görülebilir. Herpes, genelde HSV tip 2 genital, tip 1 ağız bölgesinde hastalık oluştursa da farklı bölgelerde farklı tiplerle tutulum mümkün olabilir. Genelde veziküler lezyonlar oluştururlar. Doğru cevap: B



Sorunun amacı AİDS’li hastalarda sık görülen klinik tabloların bilinmesidir. Aynı soru daha önce de vaka olarak karşımıza çıkmıştı. JC virüs, immünsuprese konakta (Özellikle HIV +) progresif multifokal ensefalopati oluşturur. BK virüs, renal transplantlarda üreteral stenoz, KİT hastalarında hemorajik sistite neden olur. Adenovirüs, mukozalarda enfeksiyon yapar. Parvovirüs B19, 5.hastalık, aplastik anemi, hidrops fetalis oluşturur. Doğru cevap: C



80. Üç yaşında bir erkek çocukta ateş, yanaklarda ve gövdede makülopapüler döküntü saptanıyor. Dudak çevresi ve çenesinde döküntü olmayıp, solukluk görülüyor. Bu hastada kesin tanı için aşağıdaki testlerden hangisi en değerlidir? A) Varicella zoster IgM



B) Parvovirüs DNA



C) Measles DNA



D) Rubella IgG E) Herpes DNA



Sorunun amacı klinik bulgular ve döküntü şekli ile döküntülü hastalıkların tanısına yaklaşımdır. Parvovirüs B19 tarafından oluşturulan Eritema enfeksiyozum (5. hastalık) çocuklarda yüzde belirgin tokat yemiş gibi döküntüler, artralji ile karakterize bir tablodur. En çok tutulan eklemler metacarpophalangeal ve proksimal interphalangial eklemlerdir. Akut olguların çoğu 5-15 yaşlarındadır. Viremi dönemi döküntüden öncedir. Döküntü ortaya çıktığında çoğu olguda ateş yoktur. Döküntü stres, güneş ışığı gibi uyaranlarla belirip sonra kaybolur. Kaşıntı sıktır. Döküntü en uzun süre devam eden klinik bulgudur. (Ortalama 10 gün bazen haftalar) Varicella zoster, primer olarak su çiçeği tekrarladığında zona oluşturur. Sadece insan da hastalık yapar. Bulaşma solunum yoluyla olur. Derideki lezyonlar da bulaştırıcıdır. Solunum yolundan girip birinci viremi ile RES tutulumu ve buradan ikinci viremiyi yaparak deriye ulaşır. Burada makül, papül, vezikül, püstül oluşturarak su çiçeği tablosuna neden olur. Döküntü gövdede belirgin ekstremitelerde daha azdır. Measles, döküntü kulak arkasından başlar, vücuda ve yüze yayılır. Ateş döküntüler geliştikten sonra düşmeye başlar bir süre daha devam eder.



81. Solid organ transplantasyonu ve kemik iliği transplantasyonu yapılmış hastalarda hemorajik sistitten, nefrite ve organ rejeksiyonuna kadar ilerleyen klinik tabloyu oluşturan virüs aşağıdakiierden hangisidir? A) BK virüs



B) JC virüs



C) Papillomavirüs



D) Parvovirüs E) Rotavirüs



BK virüsün oluşturduğu klinik tablo TUS sınavında henüz çıkmamış olmasına rağmen YDUS sınavlarında sık sorulmuş. TUS sınavında da çıkabilme ihtimali yüksek sorulardandır. BK virüs, renal transplantlarda üreteral stenoz, KİT hastalarında hemorajik sistite neden olur. JC virüs, immünsüpresif hastalarda progresif mutifokal lökoensefalopati Papillomavirüs, genital siğiller, servikal displazi yapar. Parvovirüs, immünsuprese hastalarda kronik enfeksiyonlar ve anemi, hemolitik anemilerde ciddi aplastik kriz atakları meydana getirir. Rotavirüs, çocukta en sık ishal etkenidir. Doğru cevap: A



82. Herpes virüsleri aşağıdaki doku veya organların hangisinde enfeksiyona neden olmaz? A) Göz C) Deri



B) Beyin D) Kalp kası E) Orofarinks



Sorunun amacı virüslerin en sık oluşturdukları organların bilinmesidir.



enfeksiyon



Herpes virüslerinin kalp kasında enfeksiyon yapması beklenmez. Miyokardit en sık olarak Eko ve Kokzaki virüsler tarafından oluşur. Herpes virüsler; dudak, göz, burun, genital bölge gibi deri-mukoza bileşkelerinde enfeksiyonlar yaparlar. Viral ensefalitler arasında en önemli etkendir. Immünitesi baskılanmış olgularda sistemik ve ağır klinik tablolara yol açabilir. Genelde HSV tip 2 genital, tip 1 ağız bölgesinde hastalık oluştursa da farklı bölgelerde farklı tiplerle tutulum mümkün olabilir. Genelde veziküler lezyonlar oluştururlar. Doğru cevap: D



83. Adenovirüsün hücrelere bağlanmasını sağlayan protein aşağıdakilerden hangisidir? A) VP7



85. Aşağıdakilerden hangisi, Herpes simpleks virüs ensefalitinin laboratuvar tanısında günümüzde tercih edilen hızlı, duyarlı ve özgül bir yöntemdir?



B) Fiber proteini



A) Beyin biyopsi örneğinden virüsün izolasyonu



C) Sp70 D) Hemaglütinin



B) Beyin omurilik sıvısında viral DNA’nın saptanması C) Beyin omurilik sıvısında total antikorların tespiti D) Beyin biyopsi örneğinde inklüzyon cisimciğinin görülmesi E) Beyin omurilik sıvısının elektron mikroskobisinde incelenmesi



E) G protein Soru aslında temel viroloji bilgisi ile de cevaplanabilir. Virüsler konak hücrelere tutunurken bazı tutunma proteinlerini kullanırlar. Fiber proteini, Adenovirüsler’in kapsidinden dışarıya olan çıkıntılarıdır. Bu çıkıntılar ile hücrelere tutunma ve hemaglütinasyon belirlenebilir. Hemaglütinin, influenza virüsünün tutunma proteinidir. G proteini, kuduz virüsünün tutunma proteinidir. VP7, rotavirüs için önemli viral tutunma proteinleridir.



HSV meningoensefaliti: Çoğunlukla HSV 1 sorumludur. Ani başlangıçlı, ağır bir meningoensefalit yapar. Sıklıkla fokal nörolojik bulgular ve konvülziyon saptanmaktadır. BOS bulguları değişkendir ve yarısında eritrosit belirlenir. Mortalitesi yüksektir (% 50-70). MR incelemelerinde temporal lop tutulumu çoğu kez tanıya yardımcıdır. Kesin tanı beyin biyopsisi ya da BOS'da HSV varlığı gösterilmesi (PCR) ile konulabilir. Erken başlanan asiklovir tedavisi mortaliteyi azaltabilir. Doğru cevap: B



RNA VİRÜSLERİ



____________________________________________________________



1.



Gastroenterite neden olan viruslar aşağıdakilerden hangisinde birlikte verilmiştir? A) Adenovirus tip 7, insan herpes virüsü tip 6, Hepatit A virüsü B) Adenovirus tip 40, Rotavirüs, Astrovirus C) Poliovirus tip 1, Parvovirus B 19, Reovirus D) Astrovirus, İnsan herpes virüsü tip 8, Hepatit E virüsü E) Rotavirüs, Paramiksovirus, insan herpes virüsü tip 6



Doğru cevap: B



84. Aşağıdaki virüslerden hangisinin biyolojik silah olarak kullanılma olasılığı vardır? A) Hepatit B virüsü



B) Suçiçeği virüsü



C) Çiçek virüsü D) Poliomyelit virüsü E) İnsan immün yetmezlik virüsü Sorunun amacı çiçek hastalığının dünyadan eradike edilmiş hastalık olduğunun bilinmesidir. Çiçek virüsü (Variola); Etkili aşı ile 1980 yılından itibaren çiçek dünyadan eradike edilmiş ve sonrasında aşı uygulaması da sona ermiştir. Aşı ile eradikasyonu sağlanabilen tek hastalık çiçektir. Günümüzde biyolojik savaş nedeniyle yeniden gündeme gelmiş ve riskli grupların aşılanması önerilmiştir. Aşı için vaksinya (vaccinia) virüs intradermal olarak uygulanır ve 7-10 gün içinde bağışıklık gelişir. Doğru cevap: C



G astroenterite Neden Olan Viruslar: • Rotavirüs • Adenovirus • Astrovirus • Norvvalk- like calicivirus • Sappora-like calicivirus • Torovirus • Coronavirus • Sitomegalovirus • İnsan İmmun Yetmezlik Virüsü • Bazı enteroviruslar (Coxackie virüs, Echovirus) D o ğ r u ce va p :



2.



B



Negatif polariteli RNA virüsü kavramı için aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Revers transkriptaz içeren viruslar B) RNA polimeraz içeren viruslar C) Fragmanlı çift iplikli viruslar D) Çekirdekte replike olan viruslar E) Zarflı virüs genomu



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



163



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



164



RNA virusları RNA bağımlı RNA polimeraz enzimi içermelerine göre pozitif veya negatif iplikli olabilirler. Pozitif



I



iplikti viruslarin genomik viral RNA’sı, mRNA olarak kullanılır. Enzim bulundurmazlar. Bu viruslar direkt olarak infektiftir. Negatif iplikli olanlarda ise RNA bağımlı RNA polimeraz enzimi vardır. Negatif iplikli RNA viruslari direkt olarak infektif değildir.



Coxsackie ve echovirüsler Coxsackie virüs A ve B’nin Bulgulan Klinik bulgu



Coxs A Coxs B + +



Asemptomatik enfeksiyon



+ + +



Nonspesifik fe b ril hastalık



Doğru cevap: B



Solunum yolu enfeksiyonu Exantem



3.



A ş a ğ ıd a k i v irü s le rd e n h an g isi h ücre ç ekird e ğ in d e rep like o lm a z ?



Enantem



+



Hemorajik konjuktivit



+ + + + + + + + +



Herpangina



A) İnsan immün yetmezlik Virusu-1 B) Epstein-Barr virüs



Pleurodyna Miyokardit



C) Rotavirus



Perikardit



D) Parvovirus



Aseptik m enenjit, meningoensefalit Dissemine neonatal enfeksiyon



E) Suçiçeği virüsü



Geçici kas paralizileri



Genel olarak DNA viruslari nükleusta, RNA viruslari sitoplazmada replike olur. Bu durumların istisnaları da mevcuttur. İnfluenza virüsü RNA virüsü olduğu halde çekirdekte, poksvirus DNA virüsü olduğu halde sitoplazm ada çoğalm aktadır. Soru bu şekilde de sorulabilir. Şıklarda HIV-1 ve Rotavirus RNA virüsüdür. HIV -1 revers transkriptaz enzimi içermesinden dolayı hem nükleusta hem de sitoplazmada replike olabildiğinden doğru seçenek olarak işaretlenmemelidir.



Paralitik hastalık -



Öncelikle sindirim sistemini enfekte eder Grip Yüksek ateş (döküntülü yada döküntüsüz) Aseptik m enenjit Akut hemorajik konjunktivite sebep olabilir



|



5.



Kırkiki yaşındaki bir çiftçi; birden yükselen ateş, baş ağrısı, bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal tablosu ile polikliniğe başvuruyor. Yapılan fizik muayenede yukarıdakilere ek olarak cilt ve skleralarda ikter, hepatomegali, koyu kırmızı ve basınca solmayan cilt döküntüleri, dişeti kanaması belirleniyor. İlk adım laboratuvar testlerinde lökopeni, anemi ve ciddi düzeyde trombositopeni bulunuyor.



B) Poliovirus D) Rabiesvirus



Bu hastada hangisidir?



E) Polyomavlrüs



en



Herpanjina: Özellikle 1-7 yaş çocuklarda görülür. İnkübasyon peryodu 3-5 gündür. Etken Coxsackie A’dır. Yüksek ateş, boğaz ağrısı, anoreksi, bulantı, kusma ve yumuşak damakuvula-tonsilla ve dilde veziküllerle karkterize bir hastalıktır. Kendiliğinden iyileşir.



A) Enterik ateş B) EBV mononükleoz



El, ayak ve ağız hastalığı: Etken Coxsackie A ve Enterovirus 71 ’dir. En yaygın belirtisi ağız içi mukozasında enantemdir. Ağız, farinks ülserleri, kol-avuç içi vezikülleri ile görülen hafif ateşli bir tablodur. Nadiren pnomoni gelişebilir.



E) SARS



Hemorajik Konjuktivit: Coxsackie A ve enterovirus 70 akut hemorajik konjuktivite neden olur. Subkonjunktival hemoraji ve konjunktivit ile karakterizedir. 1-2 haftada düzelir. Echovirusda konjuktivite neden olur. Gastrointestinal hastalık: Özellikle Echovirus 18 ve 20, Coxsackrevirus A bebeklerde diareye neden olabilir. Doğru cevap: A



+ +



İD:06İ072



Aşağıdakilerden hangisi plorodini, herpanjina ve myokardite yol açan virusdür? A) Coxsackie Virüs C) Rhinovirus



+



Echovirus enfeksiyonları



D o ğ r u cevap: C



4.



+ + +



olası



tam



aşağıdakilerden



C) Kırım-Kongo hemorajik ateşi D) Lenfositik koriyomenenjit



*



*



* *



Klinik tablo, lökopeni ve anemi sanki enterik ateşi anımsatıyor. Ancak enterik ateşte ishal olduğu kadar kabızlıkta görülebilir; hepatit olsa dahi ikter görülmez. Ayrıca, eksik olan şey, endotoksemi ile ön plana çıkan bir prodromdan söz edilmemiş olmasıdır. EBV mononükleozu hiç düşünmüyoruz; çünkü boğaz ağrısı, membranlı farenjit, servikal konglomere LAP yok. Bunlara ek olarak hastada büyük çoğunlukla lenfositik lökositoz belirlenmelidir. Lenfositik koriyomenenjit olsa primer patoloji menenjit olurdu. SARS diyebilm ek için solunum sistemi semptomatolojisinden söz edilmesi zorunluluğu vardır.



Olgumuzda peteşiyal döküntüler, mukozal kanamalar ve ağır bir trombositopeninin bulunması, ülkemizde de lokal salgınlara neden olan K m m -K ongo hemorajik ateşini destekliyor. Etken; Nairovirustür. Vektörü kenelerdir.



8.



Aşağıdaki viruslardan hangisi latent infeksiyona vol açmaz? A) Herpes Simpleks Virüs



Doğru cevap: C



B) Varicella Zoster Virüs C) Sitomegalovirus (CMV)



6.



D) Ortomiksovirus E) Polyomavirus



İnfluenza virüsünün aşağıdaki hangi elemanına karşı nötralizan antikorlar üretilir? A) Zarf C) Nükleik asit



B) Hemaglütinin D) internal protein E) Nöraminidaz



Virüsün zarfında hemaglütinin (HA) ve nöraminidaz (NA) olmak üzere iki glikoprotein vardır. Hemaglütinin majör antijenik determinanttır ve bu antijene karşı nötralizan antikorlar oluşur. Reinfeksiyondan korunma esas olarak HA’ya karşı oluşan antikorlar ile olur, fakat NA’ya karşı oluşan antikorlarda ayrıca koruyucudur. Doğru cevap: B



Virolojide latent infeksiyona neden olan viruslar da kanser yapan viruslar kadar popüler. Latent viruslarda reaktivasyon olmadığında virüs saptanamamaktadır ancak reaktivasyonda virüs saptanabilmektedir. Latent viruslar arasında özellikle DNA virusları dikkat çekicidir. Herpes viruslar, Varicella zoster virüs, Sitomegalovirus (CMV), Epstein Barr virüs (EBV), Polyomavirus, adenoviruslar sıklıkla latent enfeksiyon yaparlar. RNA viruslarından retroviruslar da latent infeksiyonlar yapabilirler. Ortomiksoviruslar (influenza virüs) parçalı genoma sahiptirler ve bunun sonucu antijenik yapı sıklıkla değişmektedir. Bu kökenler pandemilere yol açmaktadır. Bu viruslarda latent enfeksiyon izlenmemektedir. Doğru cevap: D



7.



Kuş gribi etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) influenza B virüs



B) Rhinovirus



9.



Aşağıdakilerden hangisi segmentli materyel içeren bir RNA virüsüdür?



C) Parainfluenza virüs D) İnfluenza A virüs E) Coronavirus İnfluenza virüs A’nın diğer önemli bir özelliği de farklı türlere özgü alt grupların, birbirinden genetik materyal alışverişine açık ve böylece farklı bir virüsün oluşmasına son derece elverişli olmasıdır. Oluşan yeni virüs, insana özgü bir influenza virustan gen alırsa, insandan insana bulaşma özelliği de kazanabilir. Memeli ve kuş virusları için özgül hücre reseptörlerinin olduğu gösterilmiş olan domuzlar, hem kuş hem de insan ve diğer memeli viruslarıyla oluşabilecek infeksiyonlara duyarlıdır. Kuş gribi: Bu hastalık, influenza virüs A’ya bağlı olarak genellikle kuşlarda ortaya çıkar. Su kuşları virusların doğadaki sürekliliğini sağlar, infeksiyon, yabani kuş topluluklarından kümes hayvanları gibi evcil kuşlara yayılabilir ve bu durum ciddi sonuçlar doğurabilir. Virüs, infekte yabani kuşların dışkılarıyla kümes hayvanlarının arasına girebilir. Kuşa özgü İnfluenza virüs A H5N1 suşunun yayılması: Kuş gribi virusları, kuşları ve daha seyrek olarak domuzları infekte eder. İnfekte kuşlar, virüsü tükürük, burun salgıları ve dışkılarıyla yayarlar. Hastalık, ülkeden ülkeye canlı kümes hayvanlarının ticareti aracılığıyla yayılabilir. Göçmen kuşlar da virüsü uzaklara taşıyabilir; geçmişteki patojenitesi yüksek kuş gribinin uluslararası yayılımı böyle açıklanmaktadır.



A) Rotavirus C) Poliovirus



genetik



B) Paramiksovirusler D) Rabdovirus E) Flavivirus



Rotavirus çocukluk çağı ishallerinin en sık nedenidir. Tekerlek görünümü tipiktir. Anne sütündeki IgA'lar koruyucu etki gösterir.Rotavirusler çift sarmallı RNA taşıyan ve segmentli RNA içeren yegane virüslerdir. Diğer virüsler arasında ortamiksovirusler, bunyavirusler, arenavirusler segmentli genetik bilgi içermektedir.



r



Segmentli viruslar



O Arenavirus O Bunyavirus O Ortomikrsovirus O Reovirus



J



v Doğru cevap: A



10. Hücre çekirdeğinde replike aşağıdakilerden hangisidir? A) HIV C) Ebstein Barr Virüsü



olmayan



virüs



B) Parvovirus D) Rotavirus



Korunma ve kontrol: Kuş gribini kontrol altına almak için hastalıklı ve temaslı kuşları imha edip bunları uygun bir biçimde ortadan kaldırmak, çiftlikleri karantinaya almak ve buralara çok sıkı bir biçimde dezenfeksiyon uygulamak gerekir. Çiğ kümes hayvanlarının işlenmesi sırasında genel hijyen kurallarına uyulması ve etlerin pişirilerek yenmesi riski azaltacaktır.



HIV, İnfluenzavirus hariç tüm RNA virusları ve Poxvirus hücre stoplazmasında, DNA virusları hücre nukleusunda replike olurlar.



Doğru cevap: D



Doğru cevap: D



E) Varisella Zoster Virüsü



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



*



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



11. Hücrelerde füzyon oluşturmak yoluyla dev hücre oluşumuna neden olan virüs aşağıdakiierden hangisidir? A) İnfluenza virüs



B) Adenovirus



C) Kızamık



D) Poliovirus



Doğru cevap: D



E) Kızamıkçık Zarflı bazı virüsler füzyon oluşturarak hücrelerde yayılabilirler. Bunların sonunda multinükleer dev hücreler oluşur. Tanıda kullanılabilir özellikle HIV, herpes virüsler (HSV, VZV) paramikroviruslar (kabakulak, RSV, parainfluenzae ve kızamık) virüsler bu gruba örnektir.



14. Viral etiyolojiye sahip aseptik menenjitlerin en sık görülen nedeni aşağıdakiierden hangisidir?



12. Aşağıdaki RNA viruslarından hangisi yalnızca çekirdekte replike olmaktadır? A) Kızamık virüsü



B) Kabakulak virüsü



C) Kuduz virüsü



D) Retroviruslar E) Coronavirus



Retroviruslar adı gibi ters viruslardır. Retroviruslar revers transkriptaz ile çok özel bir replikasyon stratejisi geliştiren, konak hücre DNA’sına entegre olabilen, diploid, (+) RNA viruslarıdır. Genomun diploid oluşu, hücrenin m RNAişleyici mekanizmalarını kullanan tek viral RNAolması ve (+) RNA olduğu halde m-RNA aktivitesi göstermemesi retroviruslara ait farklılıklardır. Bütün tersliklerinin bilinmesi gerekli.



B) Herpesvirusler



C) Arbovirusler



D) Retrovirusler



Aseptik menenjit meninkslerin akut inflamasyonudur; birçok etkeni olan ve sık görülen bir hastalıktır. BOS genellikle lenfositik pleositoz, normal glukoz, hafif yükselmiş protein düzeyi ve gram boyama ya da kültürde bakteriyel mikroorganizma bulunmaması ile karakterizedir. Tüm aseptik olgularının yaklaşık %85’inin nedeni enteroviruslardır. (en sık nedenidir) Coxsackie ve echovirus tipleri sık görülür. Diğer etiyolojik virüs etkenleri arasında HIV, varicella, EBV, lenfositik koriomenenjit, doğal ya da aşı ile ilişkili olan kızamık, kabakulak, kızamıkçık ya da polio, kuduz, influenza, parainfluenza yer alır. Çeşitli viruslara karşı postinfeksiyöz reaksiyonlar kadar, mikoplazma, klamidya, çeşitli mantar, protozoa ve diğer parazitler de akut aseptik menenjite sebep olurlar. Doğru cevap: A



“Pozitif kutuplu RNA virüsleri’’ ve “Negatif kutuplu RNA virüsleri” başlıklı şekile bakınız. t .



A) Enterovirusler



E) Ortomiksovirusler



Doğru cevap: C



I



infekte bebeklerde yıllar boyunca devam edebilmektedir. Kalıcı bozuklukları arasında katarakt, mikrosefali, mental retardasyon, sağırlık, kardiak anomaliler (PDA, Pulmoner stenoz,...) retinopati en sık belirlenen bulgulardır.



%



Bakteriyel menenjitlerde BOS proteini artar, Glukoz azalır. Mycobacterium tuberculosis menenjitlerde BOS glukoz düşer ve protein artar. Ancak lenf ositoz, ksantokromi ve tüpte örümcek ağı manzarası tipiktir.



Çekirdekte replikasyon O Retrovirüs O Ortomyxovirus O HDV



\



J



Doğru cevap: D



13. Aşağıdakiierden hangisi gebelikte geçirilirse fetal katarakt gelişimine yol açar? A) Toksoplazmoz



B) VZV



C) Sifiliz



D) Rubella



E) Rubeola Kızamıkçık virüsü (Rubella) zarfta hemaglütinin ve kompleman bağlayıcı antijen bulunduran insan tek konağı olan genelde çocuklukta ve hafif seyreden bir hastalık etkenidir. Eğer hamilelikte kızamıkçık geçirilirse konjenital rubella sendromu gelişmesi olasılığı vardır. İlk 20 haftada, özellikle ilk 2 ayda gelişirse konjenital rubella olasılığı çok yüksektir. Gebelerde nadiren reenfeksiyonlar sırasında ya da aşılama sonrası viremi ile infeksiyonlar olabilse de özellikle primer rubella geçirenlerde risk yüksektir. Virüs sitopatik etki göstermezken hücre büyümesini engelleyerek ve hücrenin kromozom yapısını bozarak etkili olmaktadır. Ayrıca antikor yanıtı gelişse bile viral saçılım



J



*=



15. Hem stoplazmada hemde çekirdekte inklüzyon cisimciği yapan virüs aşağıdakiierden hangisidir? A) Kuduz



B) H.simpleks



C) Adenovirus



D) Kızamık E) VZV



Kızamık virüsü hem stoplazma hem de çekirdekte inklüzyon cismi yapabilir. Herpes viruslar (HSV, VZV), intranükleer inklüzyonlar oluşturur. Bu inklüzyonlara CovvdryAcisimcikleri denir. Kuduz virüsü intrasitoplazmik inklüzyon cisimcikleri (negri) oluşturur. Bu bulgu kuduz için patognomoniktir.



Doğru cevap: D



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



167



---------\



f V irü s



RNA yapısı



V irü s b ağ ım lı p o lim eraz



Z a rf



Şekil



Ç oğalm a yeri



H elikal yapı: H N + F gliko p ro te in P a ra m ik so v irü sle r



s s (-) R N A lineer, n o n se g m e n t e



Evet



S to p la z m a



Evet



^



jttfîs rrrr.



Ev e t



Evet



S to p la z m a



lu ı u ı ı m u f i’



R a b ie s V e zik ü le r sto m a tik



Helikal



(-) R N A nonsegmente



ss Filovirü s



lineer,



Ev e t



S to p la z m a



Evet



M a rb u rg Eb ola



Helikal O rto m ik so v irü s



SS (-) R N A lineer, 8 segmentli



Evet



N u k le u s



Evet



Helikal B u n y a v irü s



A re n a v ir ü s



2ss lineer, 3



(-) R N A segmentli



S irkü le r 2 se g m e n tli 1 s s (-)



Evet



Evet



Evet



Evet



€&



S to p la z m a



S to p la z m a



İn flu e n z a



California en sefalit + etkeni H a n ta v irü s L a ss a ateşi L en fositik co rio m e n e n jit ID :06s208



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



168



16. Bronkopnömoni nedeniyle yatan bir bebeğin solunum yolu örneğinde zarflı, zarfında hemaglütinin ve nöraminidaz yapıları belirlenemeyen bir RNA virüsü saptanıyor. Bu virüs aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Kızamık



B) RSV



C) Rhinovirus



D) Parainfluenza 3



E) Adenovirus RSV yapısal olarak diğer paramiksoviruslara benzese de hemaglütinin ve nöraminidaz aktiviteleri yoktur. Sadece solunum yollarında kısıtlı infeksiyonlar oluşturur. Yenidoğan ve süt çocuklarında akut, ağır solunum sistemi infeksiyonları oluşturur. Bağışıklık zayıf ve geçicidir. Daha önce geçirilmiş infeksiyonlar sadece yeni infeksiyonların daha hafif geçmesini sağlarlar. Anneden geçen IgG antikorlar çocuğu korumaz hatta kliniğin daha belirgin olmasına neden olabilir. IgA ise en belirgin koruyucu etkiyi gösterir . Bronşiolit ve pnömoni yapar. Otitis media sıklıkla görülen bir komplikasyondur. Pnömoni 6 aydan daha küçük çocuklarda daha mortal seyreder. Nadiren miyokardit oluşabilir. Erişkinlerde hafif infeksiyonlara neden olurlar. Immünitesi baskılanmış , özellikle KİT hastalarında ağır pnömonilere neden olabilir. Sağlıklı erişkinlerde hafif bir soğuk algınlığı gözlenebilir. Özellikle çocuk servislerinde hastane salgınları bildirilmiştir. Tanıda nazal/nazofaringeal örnekten DFA, ELİSA ile viral antijenler gösterilebilir. Prematüre, AC patolojisi olan, immunsupresiflere ribavirin inhalasyonu uygulanabilir. NOT: Zaten en önemli ipuçları olan hemaglütinin ve nöraminidaz içermemesi altı çizili olarak verilmiş. Diğer önemli ipucu ise bebekte bronkopnömoni tanısının olmasıdır. Doğru cevap: B 17. Aşağıdakilerden hangisi Konjenital Rubella (Kızamıkçık) Sendromu için tipik değildir? A) Mikroftalmi B) Mikrognati C) Korioretinit D) Katarakt E) Foramen ovale açıklığı Kızamıkçık virüsü (Rubella) zarfta hemaglütinin ve kompleman bağlayıcı antijen bulunduran insan tek konağı olan genelde çocuklukta ve hafif seyreden bir hastalık etkenidir. Eğer hamilelikte kızamıkçık geçirilirse konjenital rubella sendromu gelişmesi olasılığı vardır. Ik 20 haftada, özellikle ilk 2 ayda gelişirse konjenital rubella olasılığı çok yüksektir. Gebelerde nadiren reenfeksiyonlar sırasında ya da aşılama sonrası viremi ile infeksiyonlar olabilse de özellikle primer rubella geçirenlerde risk yüksektir. Virüs sitopatik etki göstermezken hücre büyümesini engelleyerek ve hücrenin kromozom yapısını bozarak etkili olmaktadır. Ayrıca antikor yanıtı gelişse bile viral saçılım infekte bebeklerde yıllar boyunca devam edebilmektedir. Kalıcı bozuklukları arasında katarakt, mikrosefali, mental retardasyon, sağırlık, kardiak anomaliler (PDA, Pulmonerstenoz,...) retinopati en sık belirlenen bulgulardır. Ayrıca bu bebeklerde; trombositopenik purpura, düşük doğum ağırlığı, hepatosplenomegali, meningoansefalit, kemik bulguları, ensefalit de saptanabilir ve bu bulgular



bir süre sonra kaybolabilir. Bazen klinik bulgular bir süre sonra ortaya çıkabilir. İleri yaşlarda diabet belirlenebileceği saptanmıştır. Mikrognati bu sendrom için tipik değildir. NOT: Konjenital enfeksiyonlar yine sınavlarda çok sevilen, irdelenen ve belirgin özellikleri sorulduğu için artık çok dikkat etmediğimiz özelliklerinin de soru olarak karşımıza çıktığı bir gruptur. Bu yüzden soru gelebilecek bu gibi konularda soru kaçırmamamız için bir daha okumak yararlı olacaktır. Doğru cevap: B 18. Epitelyal hücrelerin ICAM (Ig süperfamily protein) reseptörüne bağlanarak enfeksiyon yapan virüs aşağıdakilerden hangisidir? A) EBV C) Rabies



B) HIV D) Parvovirus B19 E) Rhinovirus



Rhinovirus epitelyal hücrelerde ICAM reseptörüne, Parvovirus B19 Eritroid prekürsörlerin eritrosit P antijenine bağlanır. EBV B lenfositlerin C3 kompleman reseptörüne, HIV T helper hücrelerin CD4 reseptörüne bağlanır. Rabies nöronların Ach reseptörüne bağlanarak enfeksiyon yaparlar. O Rhinoviruslar burunda I CAM reseptörlerine tutunur.



J



V Doğru cevap: E



19. Sinsisyum (Dev hücre oluşumu) formasyonu aşağıdakilerden hangisinde görülür? A)



Poxvirusler



B) Ortomyxovirus



C) Rhinovirus



D) Adenovirus E)



Paramyxovirus



Virüslerin yaptığı sitopatik etkiler: Piknoz yapanlar: • Enterovirus • Poxvirus • Rhinovirus • Togavirus Aggregasyon yapanlar: • Adenovirus • Herpesvirus • Paramyxovirus (kızamık) Minimal etki yapanlar • Arenavirus • Retrovirus • Koronavirus • Kuduz • Ortomyxovirus Doğru cevap: E



20.



Konjenital rubella'lı yenidoğanda en sık bulgu aşağıdakilerden hangisidir?



23. Aşağıdaki virüsler ile sebep hastalıklardan hangisi yanlıştır?



A) Hemolitik anemi



B) Döküntü



C) Mikrosefali



D) Trombositopenik purpura



A) RSV-bronşiolit B) Parainfluenza-bronşit C) İnfluenza-pnömoni D) Rhinovirus-krup E) Adenovirus-pnömoni B ronşiolit etkenleri; RSV ve parainfluenzadır. Parainfluenza aynı zamanda bronşit de yapabilir. Pnömoni etkenleri; RSV, influenza, parainfluenza ve adenovirustür. Crup etkenleri ise influenza ve parainfluenzadır. Rhinovirus sadece nezle yapar.



E) Hepatit Konjenital rubellada en sık bulgu tro m b o s ito p e n ik purpuradır. Konjenital rubella en sık ilk trimesterde görülür. Retinopati en sık rastlanan göz bulgusudur. Bu çocuklar hastalığı uzun süre bulaştırıcıdırlar. Tanıda yenidoğanda IgM bakılarak tanı konur. Konjenital Rubella'da: • trombositopenik purpura • hepatit • hemolitik anemi • mikrosefali, fontanel kabarıklığı • katarakt • retinopati • konjenital kalp hastalığı (PDA) • düşük doğum ağırlığı görülebilir. Doğru cevap: D



21.



Aşağıdaki virüslerden hangisi pikornavirus ailesine mensup değildir? A) Rotavirus B) Rinovirus C) Poliovirus



Doğru cevap: D 24. Aşağıdakilerden hangisi alt solunum yollarında enfeksiyona neden olmaz? A) İnfluenza virüs



E) Adenovirus Rhinovirusler damlacık yolu ile ve temasta bulaşırlar: lokal üst solunum yolu enfeksiyonları yavaşlar 33°C’de daha iyi replike olurlar.Bu nedenle alt solunum yollarında enfeksiyon oluşturmaz. Doğru cevap: D 25. Coxsackie A virüsü hangisine dahildir? A) Poxvirusler C) Herpesvirusler



P ikornavirusler A) Enterovirusler Poliovirus



gruplardan



B) Adenovirusler D) Picorna virüsler E) Arena virüsler



Doğru cevap: D



Hepatit A virüsü



C) Rhinovirus



26. Aşağıdaki enfeksiyonlardan hangisinde anneden bebeğe geçen IgG tipi antikorlar enfeksiyonun daha ağır geçmesine neden olur?



Doğru cevap: A



22.



aşağıdaki



Picornavirusler majör olarak enterovirusleri ve rinovirusleri içerir. Enterovirusler arasında polio virüsler (tip 1-3), Coxsackie A virüsleri (tip 1-24), Coxsackie B virüsleri (tip 1-6), Echo virüsler (tip 1-34) ve enterovirusler (tip68-71) yeralır.



• Coxoackie virüs • Echo virüs B) Hepornarvirus •



B) Parainfluenza virüs



C) Respiratuar sinsitial virüs D) Rhinovirus



D) Echovirus



E) Ensefalomiyokardit virüsü







oldukları



Multipl skleroz patogenezinde önemli olduğu düşünülen virüs aşağıdakilerden hangisidi? A) Herpes virüs



B) HPV



C) Kızamık



D) Rubella E) İnfluenza



Kızamık virüsünün multipl skleroz patogenezinde önemli olduğu düşünülmektedir. Kızamık ayrıca çocuk ve gençlerde yavaş ilerleyen dejeneratif bir nörolojik hastalık olan subakut sklerozan panensefalite neden olabilir. Doğru cevap: C



A) HAV



B) Kabakulak



C) RSV



D) Kızamıkçık E) Kızamık



Normalde anneden bebeğe geçen IgG tipi antikorlar bebeği korur. RSV’de solunum yolu epiteline verilen hasarda otoimmünitenin önemli bir rolü olduğu görülmüştür. Hatta RSV aşısı hastalığın ciddiyetini daha da artırdığı için kontrendikedir.



rO RSV ve p a ra in flu e n za



r \ virüs ayrım ı önemi Hemaglütinasyon te sti parainfluenza’da pozitif iken RSV'de negatif bulunur.



V ............ ........ Doğru cevap: C



J



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



169



VİRÜSLER VE VIRAL HASTALIKLAR



170



• E n fe k te h ü c re le rd e s i t o l it i k e tk i y a p a rla r



Reoviruslerin bir alt grubu olan rotavirusler, çift zincirli RNA segmentlerinden oluşurlar. Zarf içermeyen rotaviruslerin çift katlı bir kapsidleri vardır. Bebeklerde gastroenterit vakaların %30-40'ından sorumlu olup kışın artış gösterirler. Gaytada antijen çalışması ile kolaylıkla tespit edilebilirler. Doku kültürlerinde sitopatik etki yapmazlar.



• Bu g r u p ta ;



Doğru cevap: B



P iko rn a virü sla r • ik o z a h e d ra l k a p s ü llü , k ü ç ü k ç ıp la k v iru s la rd ır • Tek z in c ir li p o z itif k u tu p lu RNA, k o v a le n o la ra k k ü ç ü k b ir p ro te in e b a ğ la m ış tır • S ito p la z m a d a ç o ğ a lırla r



- P o lio virus - C oxsachie v irü s - Echovirus



28. Özellikle çocuklarda sekel bırakan nörolojik viral hastalık yapan virüs grubu hangisidir?



- R hinvirus - E n te ro v iru s , a s e p tik m e n e n jitin en sık seb ebi



A) Togavirus C) Paramyxovirus



- H e p a tit A virü sü v a rd ır • P o lio v iru s A s it p H ’ da (3 -5 ) s ta b ild ir



I



O m u riliğ in ö n b o y n u z m o to r h ü c re le rin d e h a ra b iy e te ve so n u ç ta fla s k p a ra liz iy e y o l a ç a r (P o lio m y e lit) Ö lü aşı (saik aşısı) ve c a n lı a te n ü e triv a la n aşı (sabin



B) Enterovirus D) Rhinovirus E) Coronavirus



Yukarıda bahsedilen hastalık poliomyelit olup, poliovirusler enterovirusler grubundandır. Ayrıca diğer enterovirusler de SSS’ne yatkınlık gösterirler. Doğru cevap: B



aşısı) ile a k tif b a ğ ış ık lık s a ğ la n a b ilir



29. Coxsackie B virüsleri aşağıdakilerden hangisine vol açmazlar?



Sabin aşı in te s tin a l IgA’ y ı in d ü k le r E p id e m ile r y a p a b ilir



A) Paralitik hastalıklar B) Aseptik menenjit



F e k a l-o ra l y o lla b u la ş ır Inkübasyon süresi 3-6 gündür. P a ra litik p o lio ’ da p a ra liz ile rin başlam ası iç in geçen süre 7-21 gündür.



C) Myokardit



N ö ro fa g o s ito z u n bulaşm ası irre v e rs ib le safh ayı g ö s te rir.



D) Konjonktivit E) Ekzanthemler



B a şla n g ıçta “ d ü ş m e fe n o m e n i” nin o ld u ğ u 1 -7 g ü n ­ lü k p a r a lit ik d ö n e m v a rd ır L a n d ry tip i seyri v a rd ır En uzun s ü re li o la ra k d ış k ıd a iz o le e d ile b ilir. O ro fa rin k s ve b a rs a k la rd a n b a ş la y ıp a k s o n la ra d o ğru o m u riliğ e u la şır E nfeksiyon ö m ü r boyu b a ğ ış ık lığ a n e den olur. E n fe k te b ire y le rd e im m ü n c e v a b ı in te s tin a l IgA ve h ü m o ra l IgG sağlar P olio v iru s e n fe k s iy o n u n a ceva p:



Enterovirusler grubundan olan Coxsackie B virüsleri neredeyse her çeşit viral enfeksiyona yolaçarlar. G Tip olan Coxsackie B virüsleri aseptik menenjit, paralizi, ensefalit, eksantemler (döküntü), plörodini, myokardit, ÜSYE, pnömoni, hepatit (tip 5), febril hastalıklar, yenidoğanda jeneralize hastalık ve hatta diabet (tip 4) ile ilişkilidirler. 24 Tip olan Coxsackie A virüsleri fazladan herpanjina, el-ayak-ağız hastalığı, akut hemorajik konjunktivit (tip 24) yaparlar.



A s e m p to m a tik e n fe k s iy o n (en sık e n fe k s iy o n ş e k li)



Doğru cevap: D



A b o r t if p o lio N o n -p a ra litik p o lio P a ra litik p o lio ş e k lin d e o lu r



30. B grubu Coxsackie virüslerin aşağıdaki hastalıklardan hangisine yol açma ihtimali en yüksektir?



B u lb e r p o lio prognozu en k ö tü o la n fo rm u d u r • R h in o v iru s le r



27.



-



D a m la cık y o lu ve te m a s la b u la ş ır



-



Lokal ü s t solun um y o lu e n fe k s iy o n u y a p a rla r



-



M ide a s id in e d a y a n ık s ız d ır



- İnsan G rib in rotavirusleri en sık s e b e b id ir



ID:06İ075



hakkında aşağıdakilerden



A) Poliomyelit C) Kabakulak



hangisi yanlıştır? A) Sonbahar ve kışta artan bir mevsimsel özellik gösterirler. B) Doku kültürlerinde sitopatik etkileri ile tanınırlar. C) Çift katlı bir kapsid içerirler. D) Gaytada ELISA tekniği ile tespit edilebilirler. E) İnfantil gastroenteritin majör etkenidir.



B) Roseola D) Menenjit E) Bronkopnömoni



Enterovirusler grubundan olan Coxsackie B virüslerinin tamamı ve en çok A7 ve A9 olmak üzere Coxsackie A virüslerinin çoğu aseptik menenjit etkenidirler. Diğer hastalıklar Coxsackie B virüsleri tarafından yapılmayanlardan seçilmiştir. Doğru cevap: D



31. Kızamık ve Kabakulak ailelerden hangisine aittir? A) Paramiksovirusler C) Rhinovirusler



virüsleri



aşağıdaki Ortomiksovirusler



B) Ortomiksovirusler



D) Pox virüsler E) Arena virüsler



Paramiksovirusler



Genom Yapısı



8 parçalı segmente



Tek Parçalı



Boyutlar



80-120 nm



150-300 nm



Çoğalma



Nükleus



Sitoplazma



A ntije n ik değişiklik



Sık



I



Paramiksovirusler çocuklarda ÜSYE oluşturan virüslerdir, influenza virüslerinin aksine paramiksovirusler antijenik olarak stabildirler ve bu yüzden aşılama kolaydır. Kızamık, Kabakulak, Parainfluenza ve RSV bu grupta bulunur.



Nadir



Doğru cevap: A Doğru cevap: B



32. İnfluenza virüsü hücre zarına aşağıdaki hangi protein aracılığıyla yapışır? A) Nöraminidaz



B) Hemagglütinin



C) Matriks proteini



D) Nükleoprotein E) Zarf İnfluenza virüs zarfında bulunan hem agglütinin glikoproteini epitelyal hücrelerde bulunan sialik asit reseptörlerine bağlanır.



J O rtom iksoviruslar ve param iksovirusların karşılaştırm alı ö z e llik le ri Nitelik



Doğru cevap: B



33. Aşağıdaki virüslerden hangisi alındığında midede elimine olur? A) Rhinovirus C) Retrovirus



v



O Adenovirus, Bunyavirus, O rtom iksovirus, Paramiksovirus meşhur ( - ) p o la rite li RNA virusları.



oral



yoldan



B) Echovirus D) Rotavirus E) Rhabdo virüs



Rhinovirusler, enterovirusler gibi picornavirus ailesinden olmasına rağmen aside dirençli olmadıklarından sadece ÜSYE etkenidirler, çok nadiren gaytada izole edilmişlerdir.



Ortomiksoviruslar



Paramiksoviruslar



V iru s la r



in flu e n z a A, B ve C v iru s la rı



K ıza m ık, k a b a k u la k , re s p ira tu v a r sinsiyal ve p a ra in flu e n z a v iru s la rı



G enom



P arça lı (8 p a rça ), eksi k u tu p lu te k ip lik li RNA



Parçasız, eksi k u tu p lu te k - ip lik li RNA



V irio n RNA p o lim e ra z ı



Var



Var



Kapsid



S arm al ş e kild e



S arm al ş e kild e



Z a rf



Var



Var



B üyüklüğü



Daha küçü k (110 nm )



Daha b ü yük (150 nm )



Y üzey d ik e n le ri



F a rk lı d ik e n le rd e h e m a g lü tin in ve n ö ra m in id a z



A ynı d ik e n d e h e m a g lü tin in ve n ö ra m in id a z



Dev h ü c re oluşu m u



Yok



Var



Doğru cevap: A



34. Ortomiksovirusler ile paramiksovirusler arasındaki farklardan aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



İD :06t099 |



A) Ortomiksoviruslerde antijenik değişiklikler sıktır. B) Çift zincirli RNA içerirler. C) Çoğalma hücre nükleusunda olur. D) Daha küçüktürler. E) Segmente genoma sahiptirler. Her ikiside tek zincirli (ss) RNA virüsleri olan orto ve paramiksovirusler arasındaki farklılıklar şu şekilde sıralanabilir.



VİRÜSLER VE VIRAL HASTALIKLAR



171



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



172



O rto m ik s o v irü s le r •



Zarflı, sferik veya filomentöz virüslerdir







Tek zincirli negatif kutuplu RNA taşıyan sekiz helikal nükleokopsidi vardır







Hemaglütinin (H), Nörominidaz (N), zarflı ilgili bir matriks proteini (M), nükleokapsidle ilg ili bir transkriptaz(P) ve RNA’yla ilg ili bir NP taşırlar







H em aglütinin ve nöram inidaz hücre yüzeyinde ayrı çıkıntılar üzerindedir







Soğuğa dayanıklı, ısıya, etere, alkole ve güneş ışığına duyarlıdır







Sitoplazmada birleşmelerine rağmen RNA polimeraz II gibi konakçının çekirdek fonksiyonlarına ihtiyaç duyarlar







G likoproteinler



Çift zincirli RNA virüsü olmaları nedeniyle reovirusler, farklı ve ilginç bir replikasyon mekanizmasına sahiptirler. Viral replikasyon için gerekli tüm enzimler (transkriptaz, replikaz vb. virionda mevcuttur. Replikasyon sırasında tamamen uncoating olmaz. Reovirusler grubundan olan rotavirus granüllü ER içine toplandığı sırada tomurcuklanma ile zarf edinse bile, daha sonra bu psödozarf uzaklaştırılır ve hücre lizisi ile zarfsız virüsler ortaya çıkar. Yukarıdaki diğer tüm virüsler hücre zarından edindikleri bir zarfa sahiptirler. A



D o ğ ru cevap:







-



İnfluenza virüs hem aglütini



-



Antijenik d rift (küçük değişiklikler) influenza epidemi­ lerine neden olur.



36. Aşağıdaki konjenital viral enfeksiyonlardan hangisinin prenatal geçişi natal veya postnatal geçişinden daha çoktur? A) Rubella C) HSV E)



-



Pek çok eritro sit türünü aglütine eder



-



Hemaglütinine karşı nötralizan antikorlar oluşur.



-



Zarfın konakçı hücrenin hücre zarıyla birleşmesini sağlayan füzyon aktivitesine sahiptir



-



Antijenik Shift influenza pandemilerine neden olur (sadece influenza A’da görülür)



-



Antijenik drift (küçük değişiklikler) influenza epidemi­ lerine neden olur.



D o ğ ru cevap:



-



İnfluenza virüs nöram inidazı



-



Oligosakkarit zincirlerinin term inal sialik asit ünite­ lerini koparan bir zarf glikoproteindir



37. Retrovirusler dışında viral transkripsiyon safhası hücre nükleusunda gerçekleşen RNA virüsleri aşağıdakilerden hangisidir?



-



Solunum yollarındaki mukusun koruyucu tabakasını parçalar



-



Enfekte hücrelerden virionların salınımında rol oy­ nar



İnfluenza -



Nükleokapsit antijenlerine göre Tip A, B ve C şeklinde sınıflandırılır



Rubella ve CMV en sık konjenital hasara yol açan virüslerdir. Rubella virüsü prenatal etki ederken, doğum sırasında bulaşma olmaz ve sonrasında nadirdir. Aynı şekilde Varicella-zoster virüsü prenatal daha büyük bir risk oluştrur. CMV, HSV ve HBV ise natal ve postnatal daha büyük bulaşma riskine sahiptirler. A



A) Reo virüsler C) Toga virüsler E)



B) Ortomiksovirüsler D) Paramiksovirusler Rhabdovirusler



Ortomiksovirüsler, hücresel fonksiyonlarla çok yakından ilişkili olmaları ile diğer RNA virüslerinden ayrılırlar. Viral transkripsiyon nükleus içinde olur ve hücre transkripsiyonuna bağlıdır. Bu yüzden influenza virüs replikasyonu, hücresel transkripsiyonu bloke eden dactinomisin ve amantadin ile inhibe olur.



-



Tip A pandemilere, Tip B epidemilere neden olur



-



Solunum yollarında lokal enfeksiyon yapar



-



G u llia n -B a rre olabilir



-



İnkübasyon süresi 2 gündür



-



immünite asıl olarak IgA’ya bağlıdır



-



En sık komplikasyonu pnömonidir



-



En sık görülen klinik tablo; ani başlayan ateş, titrem e ve m yaljidir



A) Enfekte hücrelerin ölümü



-



Korunma ölü influenza aşısı kullanılmaktadır.



B) Kromozal bozukluk yapması



-



Tedavide Amantadin ve rimantadin kullanılabilir



C) Enfekte hücrelerin yavaş çoğalması



ve



Reye



sendrom una



sebep



D o ğ ru cevap:



D) Hücre farklılaşmasının olmaması E)



Aşağıdaki virüslerden hangisi gelişimi sırasında psödozarfa sahiptir? A) Rotavirus C) Delta virüs



B



38. Konjenital rubellamn en önemli malformasyon oluşturma mekanizması aşağıdakilerden hangisidir?



ID:06İ071



35.



B) CMV D) Hepatit B Enterovirusler



B) Retrovirus D) Rhabdovirus E) Herpes virüs



Plasental yetmezlik



Gebeliğin erken döneminde maternal viremi olması sonucu plasenta ve fetus enfekte olur. Az sayıda fetal hücre enfekte olur. Bu enfekte hücreler tahrip olmamasına rağmen büyüme hızlarındaki düşüş organ hipoplazileri ile kendini gösterir. Doğru cevap: C



39. Aşağıdaki virüslerden enfeksiyonlara vol açmaz? A) Rubella C) HIV



hangisi



perinatal



B) Rubeola D) HSV



43. Türkiye’de kullanılan Semple aşısı aşağıdaki kuduz aşılarından hangisine örnektir? A) HDCV



B) Adsorbe kuduz aşısı



C) Sinir dokusu aşısı



D) Ördek embryo aşısı



E) CMV



E) Canlı attenüe aşı



Plasental yolla veya doğum kanalından geçiş sırasında bulaşan virüsler arasında rubeola (kızamık) yoktur. Doğru cevap: B



40. Kuduz virüsü aşağıdaki hangisine aittir? A) Arbovirus C) Rhabdovirus



virüs



gruplarından



B) Toga virüs



Doğru cevap: C



D) Flavivirus E) Arenavirus



Kuduz virüsü (rabies) tek zincirli bir RNA virüsü olup Rhabdovirus grubundadır. Doğru cevap: C



41. Halen kuduz teması sonrasında önerilen aşı rejimi kaç dozdur? A) Beş C)On



Halen en önemli iki aşı HDCV (human diploid celi vaccine) ve adsorbe kuduz aşısıdır (RVA). Sinir dokusundan hazırlanan aşılar koyun, inek beyinlerinden hazırlanabilir ve dünyanın çeşitli yerlerinde kullanılmaktadır. (Türkiye’de Semple aşısı). Ördek embriyo aşısı (DEV) yan etkileri azaltan iyi bir alternatiftir. Canlı attenüe aşılar sadece tabiattaki hayvan rezervuarlarını etkilemek için kullanılabilir.



B) Yedi D) Ondört E) Yirmibir



ABD’de önerilen protokole göre önce yaranın sabun ve su ile iyice temizlenmesi, kuduz immün globulin uygulanması ve deltoid bölgeden 0, 3,7,14 ve 28.günlerde 5 doz HDCV aşısı uygulanmasıdır.



44. Semple aşısının dezavantajları aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



hakkında



A) Ensefalite yolaçması B) Yapım güçlükleri C) Cilt altı endürasyon yapması D) Uzun süreli uygulanması E) Etkinliğinin düşüklüğü Semple aşısının en önemli komplikasyonu sinir dokusuna karşı allerjik bir reaksiyon sonucu postvaksinal ensefalomyelit oluşturmasıdır. Ayrıca gerçek kuduz vakalarında etkinliği %5-50 arasında zannedilmektedir. Karın derisine 14 gün süre ile uygulanır ve endürasyonlara yolaçar. Tek tercih sebebi ucuz ve yapımının kolay olmasıdır. Doğru cevap: B



Doğru cevap: A



42. Aşağıdakilerden hangisi Coxsackie infeksiyonuna ait bir tablo değildir? A) Herpanjina



virüs



B



B) Plörodini



C) Flask paralizi



D) Pankreatit E) Diyabet



Coxsackie virüs enfeksiyonları insan tek doğal kaynaktır. Bulaşma fekal-oral ya da damlacık enfeksiyonuyla gerçekleşir. Boğaz ve gaytadan virüs izole edilebilir. Grup A; Herpanjina, El-ayak-ağız hastalığı Grup B; Spastik paralizi, flask paralizi, plörodini, diyabet, Guillain-Barre sendromu, meningoensefalit, myokardit (en sık sebep), pankreatit ve perikardit. Viral kalp hastalıklarının en sık nedenidir. Doğru cevap: A



45. Yetişkinlerde rhino virüslerle birlikte en sık nezle (common cold) etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Corona virüs C) influenza



B) Adeno virüs D) Parainfluenza E) Coxsackie Çocuklarda nezlenin en sık nedeni Rhino ve adeno virüsler iken, yetişkinlerde rhino ve corona virüsleridir. Doğru cevap: A



46. Aşağıdaki virüslerin hangisinin epidemisi ile Reye sendromu arasında bir ilişki vardır? A) Rhinovirus C) İnfluenza B



B) Coxsackie virüs D) RSV E) Adenovirus



Reye sendromunun sebebi kesin olarak açıklanabilmiş değildir. Fakat influenza B, influenza A, herpes, Varisellazoster enfeksiyonlarından sonra bildirilmiştir. İnfluenza B epidemilerinde birçok vaka görüldüğü bildirilmiştir. Doğru cevap: C



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



173



VİRÜSLER VE VIRAL HASTALIKLAR



174



47. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi hem influenza A hem de influenza B’ye karşı etkilidir? A) Asiklovir C) İdoxuridin



B) Amantadin D) Ribavirin E) Vidarabin Guanozine benzeyen sentetik bir purin analogu olan ribavirin çeşitli DNA ve RNA virüslerine karşı değişik derecelerde etkilidir. İnfluenza A ve B, RSV ve Lassa ateşinde kullanılmaktadır. Amantadin ise sadece influenza A’ya karşı etkilidir. Doğru cevap: D



A) Coxsackie B



B) Polyoma



C) Ortomikso virüs D) Respiratuar sinsisyal virüs E) CMV Epidemik myalji veya Bornholm hastalığı olarak bilinen Plörodynia hastalığı Coxsackie B virüsleri tarafından oluşturur. Ateş ve batıcı göğüs ağrısı tipiktir. Hastalık 2 gün - 2 hafta sürer ve bazen rekürrens olsa bile tamamen iyileşir. Doğru cevap: A



48. Koilositik hücreler aşağıdakilerden hangisinde görülür? A) İnsan papilloma virüs



51. Aşağıdakilerden hangisi plörodynia (Bornholm hastalığı) etkenidir?



52. Aşağıdaki virüslerden etkisi yoktur?



hangisinin



teratojenik



B) Variola virüs A) Rubella C) HSV



C) Rhabdovirusler D) Rubella E) İnsan poliomavirusler İnsan papillom a virüsü Derinin epitel hücrelerinde çoğalır. Replikasyon sırasında koilositik hücreler oluşturur (Balon hücreleri). İnsandan in­ sana temasla bulaşır. Condiloma accuminata’ya sebep olur. Siğil ve laringeal papillomlara yol açar (Tip 6 ve 11). Benign servikal tümörler, vulvar ve penil kanserlerle ilişkili bulunmuştur (HPV 16 ve 18). Epidermodisplazia Verrüform is erken çocuklukta başlayan çok nadir görülen bir hastalıktır. Ancak skuamöz hücreli karsinomlara dönüşürler. Tanfda en iyi yöntem insitu hibridizasyon ile dokuda viral nükleik asidin gösterilmesidir. Doğru cevap: A



49. Aşağıdaki viral etkenlerden enterovirus değildir?



hangisi



bir



A) Polio virüs C) Echo virüs



B) Rota virüs D) Coxsackie A E) Coxsackie B Enterovirusler GIS’de replike olmalarına rağmen, çok azı diyareye yolaçar. Enterovirusler tek zincirli RNA virüsleri iken, çift zincirli RNA virüsü olan rota virüsü reo virüsler grubundan olup çocuklarda en önemli diyare etkenlerinden biridir. Doğru cevap: B



B) CMV D) Coxsackie E) Rhinovirus Transplasental geçişi bilinen en önemli virüs rubella vi­ rüsüdür ve viral fetal ölümlerin majör sebebidir. CMV’ün m ikrosefaliye, herpes virüslerin nörolojik anoma­ lilere ve Coxsackie virüsün kardiak anomalilere yolaçtığı bildirilmiştir. Doğru cevap: E



53. Aşağıdakilerden hangisinin paramiksovirusler tarafından meydana getirilme ihtimali en azdır? A) Kızamık



B) Kabakulak



C) Kızamıkçık



D) Larenjit



E) Bronşiolit Parainfluenza virüsleri larenjit ve RSV bronşiolite yolaçarken, kızamık ve kabakulak virüsleri de paramiksovirusleridir. Rubella (kızamıkçık) ise bir Togavirustür. Doğru cevap: C



54. Aşağıdakilerden hangisi hematolojik bulgusudur?



rubellanın



en



A)Trombositopeni



B) Otoimmün anemi



C) Nötropeni



D) Atipik lenfosit



sık



E) Kemik iliği depresyonu 50. Akut hemorajik konjunktivit aşağıdakilerden hangisidir?



etkeni



A) Corona virüs B) Herpes virüs C) Rhino virüs D) Enterovirus E) Varicella zoster virüs Akut hemorajik konjunktivit ağrı, göz kapaklarında şişlik ve subkonjunktival kanamalarla karakterize bulaşıcı bir göz hastalığıdır. Enterovirus tip 70 ve Coxsackie A virüsü tip 24 ile görüldüğü bildirilmiştir. Doğru cevap: D



Rubellada trombositopeni çok sık rastlanmasına rağmen, nadiren bir klinik öneme sahiptir. Bazı konjenital rubella vakalarında geçici trombositopenik purpura olabilir. Doğru cevap: A



55. Aşağıdakilerden pozitif olmayan hangisidir? A) Toga virüsler C) Flavivirusler



zincirli



RNA



B) Kızamık virüsü D) Retro virüsler E) Poliovirus



virüsü



Kızamık virüsünün dahil olduğu paramiksovirusler negatif zincirli RNA virüsleri iken, polio virüsünün dahil olduğu pikoma virüsler, Toga ve Flaviviruslerin dahil olduğu arboviruslerin çoğunluğu (arbovirus bir grup olmayıp artropodlarla bulaşan virüs anlamındadır) ve retrovirusler pozitif zincirli RNA virüsüdür.



59.



Aşağıdakilerden oluşturulmaz?



prionlar



tarafından



A) SSPE B) Scrapie C) Kuru



Doğru cevap: B



D) Spongiform ensefalopati E)



56. İnfluenza virüsünde hastalığın başlangıcına karşı aşağıdaki antikorlardan hangisi en cok koruyucudur?



Creutfelt-Jacob hastalığı



Prion hastalıkları: • • • • •



A) Zarf antikorları B) Nöraminidaz antikorları C) Hemagglütinin antikorları



Creutz feld-daca hastalığı (insanda) Kuru (insanda) Gertsmann- Strausler sendrom (insanda) Scrapie (boyun) Bovine sporgiform enselfalopati



Doğru cevap: A



D) RNA antikorları E) İnternal protein antikorları Hemagglütinin (HA) ve nöraminidaza (NA) karşı antikorlar influenza immünitesinde önemli iken, diğer virüs proteinlerine karşı antikorlar koruyucu değildir. Enfeksiyonun başlangıcına karşı direnci HA antikorları sağlarken, hastalığın şiddeti ve bulaşıcılığını azaltmada NA antikorları rol oynar.



O İnfluenza virüs zarfında bulunan Hemaglütinin virüsün en antijenik yapısı, sialik asit reseptörlerine tutunmayı sağlayan ve tiplendirmede en önemli yapısı.



J



V



60.



Kızamık hastalığında döküntünün aşağıdakilerden hangisidir?



sebebi



A) Deri hücrelerinin enfeksiyonu ve nekrozu B) Ateş yükselmesine sekonder C) T hücreleri ile enfekte hücrelerin etkileşimi D) Immün kompleks birikimi E) Viral toksin sonucunda Kızamıkta döküntülü dönem vireminin sonunda ve ateşin düşmesi ile başlar. T hücreleri ile enfekte hücrelerin etkileşimi ile döküntü oluşur ve yaklaşık 1 hafta sürer. Hücre­ sel immünitesi bozuk olanlarda döküntü gelişmez. Doğru cevap: C



Doğru cevap: C



57. Kuduzun en karakteristik aşağıdakilerden hangisidir?



semptomu



B) Ateş



C) Kusma



D) Hidrofobi E) Halsizlik



Kuduzun en karakteristik septomu fobbisidir. Bu dönemde artık virüs beyine uluşmış ve enselfalit gelişmiş demektir. Doğru cevap: D



58. Kızamığın komplikasyonu kilerden hangisidir?



olmayan



61.



İnfantlarda RSV’den sonra en sık bronşiolit etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Rhino virüs



A) Öksürük



aşağıda-



A) Bronşit



B) Bronkopnömoni



C) Otit media



D) Ensefalit



E) Orşit Kızamık komplikasyonları genellikle malnütre ve immün yetmezlikli kimselerde görülür ve kızamığın kendisi de enfeksiyonlara yatkınlık yapar. Bunlar arasında pnömoni, bronşit, otit, SSPE, hızlı seyirli ensefalit, perikardit ve hepatit vardır. Orşit ise kabakulak komplikasyonudur. Doğru cevap: E



hangisi



B) Parainfluenza virüs C) İnfluenza virüs D) Adenovirus E) Corona virüs Bronşiolit tablosu genellikle infantlarla sınırlıdır ve diğer yaşlarda nadirdir. Bronşiolit etkenleri RSV ve parainfluenza virüstür. Doğru cevap: B



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



175



VİRÜSLER VE VIRAL HASTALIKLAR



176



62. Yetişkinlerde kış aylarında yaygın olarak görülen soğuk algınlığının en sık sebebi aşağıdakilerden hangisidir? A) Coronavirus C) Adenovirus



B) İnfluenza virüs D) Enterovirus E) Epstein Barr virüs



Kış aylarında epidemiler halinde seyreden ve çocuklardan daha çok yetişkinlerde bulunan virüs coronavirustür. Çocuklarda ise rhino ve adenovirus İkilisi sıktır.



66. Aşağıdakilerden hangisi kuduz virüsünü inaktive etmez? A) UV veya güneş ışığı C) Fenol E) Sıcaklık



B) Eter D) Tripsin



Kuduz virüsü zarflı bir virüs olduğu için deterjanlar, lipid çözücüler (eter, sodyum deoksikolat) ile inaktive olur. UV, güneş ışığı kuduz virüsünü hızlı bir şekilde, 50 °C sıcaklık ise 1 saatte virüsü öldürür. Ayrıca tripsin, aşırı pH değişiklikleri inaktive ederken fenolün etkisi yoktur.



Doğru cevap: A Doğru cevap: C



63. Aşağıdakilerden hangisinde aseptik menenjtin prognozu en ividir? A) Enterovirus tip 71 B) Kabakulak C) HSV tip I D) Coxsackie E) Rhabdo virüs



67. Aşağıdaki değildir?



aşılardan



A) Sarı humma C) Hepatit B



hangisi



ölü



viral



aşı



B) Hepatit A D) Kuduz



Kabakulak meningoensefaliti aseptik menenjit vakalarının %10-15’ini oluşturur. Genellikle parotis iltihabından 5-7 gün sonra görülür ve çoğunlukla sekel bırakmadan kendi kendini sınırlar. HSV tip I mortalitesi ve nörolojik sekelleri çok fazla olan ensefalit yapar. Rhabdo virüs kuduz hastalığını da içerir (%100 fatal). Enterovirusler ve Coxsackie virüsler polio benzeri hafif paralitik hastalık yapabilir. Bunların da genel olarak prognozu iyidir.



E) İnfluenza Canlı attenüe virüs aşısı olmayan aşılar ölü viral aşılar olarak kabul edilir. Ölü aşılar; HAV, HBV, Kuduz, İnfluenza, Polio (Saik) aşıları iken, canlı viral aşılar; Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak, varicella, Polio (Sabin) ve Sarı humma aşılarıdır.



Doğru cevap: B



68. Aşağıdaki viral genomlardan hangisi doğrudan mRNA olarak etki edebilir?



64. Aşağıdakilerden hangisinin inkübasyon süresi en kısadır? A) Kabakulak C) İnfluenza



B) Hepatit B D) Kızamık E) Hepatit C



İnfluenza virüsünün inkübasyon süresi çok kısa olup yaklaşık 2 gündür. Kızamığın inkübasyon süresi 10-14 gün, kabakulak 16-18 gün, Hepatit C 40-120 gün, Hepatit B 60-90 gündür. Doğru cevap: C



Doğru cevap: A



A) Picorna virüs C) Paramikso virüs



Viral RNA’nın mRNA olarak etki etmesi (+) zincirli RNA virüslerine ait bir özelliktir. Doğru cevap: A



69. Aşağıdaki virüslerden hangisi latent durumdan reaktivasyon göstermez? A) CMV C) HSV tip II



65. Rhinovirus enfeksiyonlarına karşı aşı gelişti­ rilmesinde en önemli engel aşağıdakilerden hangisidir? A) Bu virüslere karşı lokal immünitenin olmaması B) Sistemik antikor yanıtı oluşmaması C) Virüslerin sayısı ve antijenik çeşitliliği D) Aşının yan etkileri E) Virüslerin hücre kültürü içinde yetiştirilmemeleri influenza virüsleri gibi sık antijenik varyasyon olmamakla birlikte rhinoviruslerin 100’den fazla serotipi mevcuttur. Ayrıca aşı ile oluşan sistemik immünite, lokal IgA salınımı kadar etkili değildir. Doğru cevap: C



B) Ortomikso virüs D) Rhabdo virüs E) Arena virüs



B) Rubella D) Varicella Zoster E) EBV



Latent durumdan reaktivasyon göstermek herpes virüs­ lerin en önemli özelliklerindendir. Bu arda HIV ve kızamık virüsünün latent enfeksiyon yaptığı söylenebilir. Rubella ise latent enfeksiyona yolaçmaz. Doğru cevap: B



70. Viral kökenli en sık aseptik menenjit etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Enterovirusler C) Arbovirusler



B) Herpes virüsler D) Retrovirusler E) Kabakulak



Çok çeşitli enterovirusler (Coxsackie, echo ve polio) sıklıkla aseptik menenjite yolaçarlar. Herpes ve arbovirusler ise daha çok ensefalit tablosu meydana getirirler.



75.



Aşağıdakilerden hangisi bir solunum sistemi patojeni değildir? A) Coronavirus C) Rhinovirus



Doğru cevap: A



E)



71. Aşağıdaki virüslerden hangisi böbrekleri enfekte edip virüriye yol açar? A) Kızamık C) Kızamıkçık



B) Epstein Barr virüs D) İnfluenza A virüs Poliovirus



BAZI PATOJENLERİN ENFEKSİYON YAPTIĞI BÖLGELER



B) Kabakulak D) HBV E) Varicella



G astrointestinal bölge • • • • • •



Kabakulak çeşitli organların epitel hücrelerini enfekte eden sistemik bir viral hastalıktır. Ancak komplike olmayan vaka­ larda çok az doku hasarı meydana gelir. Sıklıkla böbrek enfeksiyonu sonucu hastaların çoğunda 14 gün boyunca idrarda kabakulak virüsü tespit edilebilir.



Shigella dysenteriae Salmonella typhi Vibrio cholerae Hepatit A virüs Poliovirus Trichinella spiralis



Deri Doğru cevap: B



• • • • •



72. Aşağıdaki virüslerden hangisi hematojen yayılım gösterir? A) Rubella



B) Rota virüs



C) Rhinovirus



D) Papilloma virüs



Solunum Sistemi • • • • • • • •



E) HSV Hematojen yayılım gösteren veya viremi yapan çok sayıda virüs mevcuttur. Bunların arasında Rubella, Hepatit virüsleri, HIV, EBV, Kızamık, CMV, Parvo-virusler vb. sayılabilir. Doğru cevap: A



73. Çift zincirli bir RNA virüsü aşağıdaki bulaşma şekillerinden hangisini gösterir?



• • • •



B) Cinsel temasla C) Kontamine su ve besinlerle



D) Damlacık inhalasyonu ile



Doğru cevap: C



74. Respiratuar sinsisyal virüs tedavisinde ilk tercih aşağıdakilerden hangisidir? A) Amantadin C) Gansiklovir



B) Asiklovir D) Ribavirin E) Azidotimidin Ribavirin RSV tedavisinde ilk tercihtir. Doğru cevap: D



Streptococcus pneumoniae Neisseria meningitidis Haemophilus influenza Mycobacterium tuberculosis İnfluenza virüs Epstein Barr virüs Coccidoides immitis Histoplasma capsulatum



Genital Sistem



A) Kan yoluyla



E) Böcek ısırığı ile İnsanlarda enfeksiyon yapan tek çift zincirli RNA virüsü reovirusler grubundan rotavirustür. Kontamine su ve be­ sinlerle bulaşır ve çocuklarda gastroenterit yapar.



Riketsiya riketsi Kuduz virüsü Trichophyton rubrum (Tinea pedis) Plasmodium vivax Clostridium tetani



Neisseria gonorrhoeae Treponema pallidum Chlamydia trachomatis Candida albicans



Doğru cevap: E



76.



Aşağıdakilerden hangisi krup’a neden olmaz? A)



M.pneumonia



B) İnfluenza A



C)



Parainfluenza tip 3



D) Enterovirus



E) Coxsackie virüs Krup, çocuklarda akut enflematuar olaylar sonucu larinks ve trakea obstrüksiyonuyla giden; öksürük, ses kısıklığı ve nefes almada zorluk gibi belirtilerle kendini gösteren bir durumdur. Çoğunlukla viral orjinlidir. Bakteriyel ajanlardan H.influenza, C.diphteria, M.pnömonia da krupa yol açabilir. Viral etkenlerden parainfluenza tip 3 ve tip 2, enterovirus, influenza A krupa yol açabilir. Coxsackie virüs krupa yol açmaz. Doğru cevap: E



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



177



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



178



77. Aşağıdaki hastalıklardan hangisi grup B Coxsackie virüsün neden olduğu akut enfeksi­ yonlardan biri değildir?



Lenfositik koriomenenjit virüsü, Tacaribe virüsü ve Lassa ateşi etkeni arena virüsler olarak sınıflandırılır. Doğru cevap: E



A) Akut hemorajik konjunktivit B) Myoperikardit C) Aseptik menenjit



D) Pleurodynia E) Myosit



Grup B coxsackie virüsleri myotrofik virüslerdir ve nor­ mal kişilerde myosit ve myokardite yol açabilir. Bu virüsler epidemik pleurodynia (Bornholm hastalığı) ve mevsimsel “aseptik” menenjit etkenidir. Akut hemorajik konjunktivit grup A Coxsackie virüsler tarafından oluşturulur.



80. Aşağıdakilerden hangisinde hastalığın etkeni olan mikroorganizma dorsal ganglionlarda çoğalıp merkezi sinir sistemine ulaşır? A) Tetanoz B) Kuduz C) Botulizm



Doğru cevap: A



D) Poliomyelit E) AIDS



78. Onsekiz yaşında bayan C/S ile sağlıklı görünümde bir bebek doğurduktan sonra yüzünde ve gövdesinde veziküler döküntüler ortaya çıkıyor. Varisella (su çiçeği) teşhisi konuluyor.



Klinik: •



En karakteristik semptom hidrofobi’dir







Prodromal dönemde; uykusuzluk, halsizlik, anoreksia, boğaz ağrısı, öksürük, ateş, bulantı, kusma görülebilir



• •



Ensefalite yol açar Önceden aşılanmamış veya alımdan hemen sonra kuduz immunglobulini ve aşı yapılmazsa ölümle sonuçlanır



C) Bebek tek doz varicella zoster immün globulini (VZIG) ile tedavi edilmeli







Kuduzdan şüphelenilen bir hayvan tarafından ısırıldığında ilk yapılacak olanlar;



D) Anne ya da bebekle teması olmuş bütün sağlık çalışanlarına VZIG verilmeli







Yara yerini hızla sabunlu su, antiseptik solüsyonlar veya su ile yıkamaktır



E) Annenin tedavi edilmesine gerek yoktur.







Yıkamadan sonra antirabies serumunun yarısı yara çevresine, kalan yarısında sistemik olarak (İM) verilir.







Antirabies immünglobülin verilir.







İnsanlarda sample aşısı, ördek embriyosu aşısı ve insan diploid hücre aşısı (HDCV) kullanılmaktadır







HDCV 0, 3, 7, 14 ve 28. günlerde uygulanmalıdır.







Hayvanlarda ise Flury aşısı kullanılabilir



Aşağıdaki ifadelerden hangisi bu vaka için doğru değildir? A) En kısa sürede taburcu edilmelidir B) Taburcu edilinceye kadar ya da tüm lezyonlar kurutlanasıya kadar sıkı izolasyon



Varicella bağışık olmayan kişiler için oldukça bulaşıcı olup, immün yetmezliği olanlar ve yenidoğanlarda oldukça ağır seyredebilir. Bu nedenle hastanede görülen varicella hastaları sıkı izolasyon altında tutulmalıdır. Daha önce varicellla geçirmemiş ve serumunda antikor bulunmayan hastane personeli, temastan sonra 10-21 günler arasında işten uzak tutulur ancak rutin VZIG kullanılmaz. Doğumdan 5 gün önce ya da 48 saat sonra annede varicella enfek­ siyonu gelişirse bebeğe VZIG verilir. Varicella hamilelerde normal kişilere göre daha ağır geçmekle birlikte gebelerde ya da postpartum kadınlarda VZIG kullanımının faydası ispatlanmamıştır.



Doğru cevap: B



81. Aşağıdaki virüslerden hangisi segmente çiftzincirli RNA genomu içerir?



Doğru cevap: D



A) Arena virüsler B) Toga virüsleri



79. Aseptik menenjit aşağıdaki virüslerden hangisi tarafından oluşturulabilir?



C) Bunya virüsler



A) Herpesvirus



B) Coxsackievirus



C) Poliovirus



D) Arenavirus



E) Hepsi Sıralanan tüm virüsler insanda aseptik menenjit etkeni ola­ bilir. Herpesvirusler nörotropik olmamalarına rağmen hem herpes hem varicella virüsleri meningoensefalit yapabilir. Grup B coxsackie virüsler aseptik menenjitli hastaların BOS’ndan sıklıkla izole edilirler. Poliovirusün patojenitesi çoğunlukla sindirim sisteminde sınırlı olmakla birlikte, %1’den daha az bir kısmı paralitik poliomyelit geliştirebilir.



D) Reovirusler E) Picorna virüsler Yukarıdaki bütün virüsler RNA virüsü olmakla birlikte, RNA içerikleri değişiklik gösterir. Tek zincirli pozitif veya negatif RNA virüsleri çoğunlukta iken, reovirusler segmente çift-zincirli RNA genomu içermeleri açısından eşsizdir. Reoviruslerin alt grupları reo, orba ve rota virüsleridir. Doğru cevap: D



82. Aşağıdaki virüslerden hangisi viral miyokardit ve epidemik plörodiniye en sık neden olur? A) Ekovirüs 9 C) Kokzaki A virüs



B) Ekovirüs 11 D) Kokzaki B virüs



E) Enterovirüs 71 Kokzaki virüslerin yaptığı enfeksiyonlar sınavların sık sorusu !!! O zaman aşağıdaki tablo ile hepsini tekrar hatırlayalım. Kokzaki B virüs, plörodini, miyokardit, perikardit, tip I diyabet gibi tablolardan sorumludur. Ekovirüs, soğuk algınlığı, üst solunum yolu enfeksiyonları, konjunktivit, çocuk ishalleri gibi hastalıklara neden olabilir. Özellikle yaz aylarında fazla görülmek üzere, aseptik menenjitlerin başta gelen etkenidir.



çocuklarda daha mortai seyreder. Nadiren miyokardit oluşabilir. Erişkinlerde hafif enfeksiyonlara neden olurlar. Rinovirüs, ÜSYE yapar. İnfluenza virüsü, ÜSYE ve pnömoni yapar. Dev hücre oluşumu gözlenmez. Koronavirüs, SARS etkenidir. Nadirende olsa ishal yapabilir. Parainfluenza etkenidir.



virüsü,



en



sık



Füzyon (Sinsitya) Yapan Bazı Z a rflı Virüsler



• Herpes simpleks virüs • Varicella zoster virüs • Sitomegalovirüs



Enterovirüs 71, aseptik menenjit, ensefalit ve paralizi gibi MSS hastalıklarının önde gelen sebeplerindendir.



• Kızamık virüsü • Kabakulak virüsü



1



• Respiratuar sinsityal virüs



,



Paramiksovirüs



• Parainf luenza virüs *



Doğru cevap: D



• Retrovirüs



-------------------------------



V 83. Solunum sıkıntısı, takipne şikayetleriyle getirilen ve bronşiyolit tablosu gözlenen 5 aylık bir bebeğin solunum sekresyonundan yapılan direkt sitolojik incelemede çok çekirdekli dev hücreler saptanıyor, Bu duruma aşağıdaki virüslerden hangisinin neden olduğu düşünülmelidir?



C) Koronavirüs



krubun



Doğru cevap: E



Kokzaki A virüs, ağız, yüz, gözde veziküler enfeksiyonlara yol açar. Herpanjina ve el-ayak-ağız hastalığının etkenidir. Ayrıca hemorajik konjunktivite neden olabilir. Herpanjinada, ani başlayan ateş, baş ağrısı, karın ağrısı, kusma olur. Yumuşak damakta, tonsillerde veziküler lezyonlar görülebilir.



A) Rinovirüs



çocuklarda



84. Virüsün genomik yapısında mutasyonlar ve rekombinasyonlar sonucu gen değişikliklerinin meydana gelmesi ve pandemilere neden olan yeni bir suşun ortaya çıkması olayına ne ad verilir?



B) influenza virüsü



A) Koenfeksiyon



D) Parainfluenza virüsü



C) Antijenik shift



E) Respiratuar sinsityal virüsü Çocuklarda en sık bronşiyolit yapan virüs RSV’dir. Seçeneklerde verilen İnfluenza virüsü de çocuklarda bronşiyolit yapan virüstür. Ama çok önemli bir ipucu belirtilmiştir. Mikroskobik incelemede dev hücre görülmesi RSV’ye ait özelliktir. İnfluenza virüsü dev hücre oluşturmaz. Dev hücre yapan virüsler aşağıda tablo ile özetlenmiştir. Respiratuar sinsityal virüsü, çocuklarda alt solunum yolu enfeksiyonunun (bronşiyolit ve pnömoni) en sık etkenidir. Dev hücreli pnömoni etkenidir. Yapısal olarak diğer paramiksovirüslere benzese de hemaglütinin ve nöraminidaz aktiviteleri yoktur. Sadece solunum yollarında kısıtlı enfeksiyonlar oluşturur. Viremi yapmaz. Yenidoğan ve süt çocuklarında akut, ağır solunum sistemi enfeksiyonları oluşturur. Çocuklarda virüs yaklaşık 9 gün boyunca yayılırken erişkinler 1-2 gün yayarlar. Bağışıklık zayıf ve geçicidir. Daha önce geçirilmiş enfeksiyonlar sadece yeni enfeksiyonların daha hafif geçmesini sağlarlar. IgA en belirgin koruyucu etkiyi gösterir. Otitis media sıklıkla görülen bir komplikasyondur. Pnömoni 6 aydan daha küçük



B) Süperenfeksiyon



D) Antijenik drift E) Reenfeksiyon Benzer soruyla defalarca karşılaşmıştık!!!! İnfluenza virüslerin genomları 8 parçalıdır (influenza C 7 parçalı). Bu parçalı genomik yapı nedeniyle mutasyonlar ve yeniden karışım (genetik reasortman) olayları sıklıkla yaşanır. Yeniden karışım sonucu antijenik yapı sıklıkla değişebilir ve çok farklı kökenler ortaya çıkarsa buna antijenik shift adı verilir. Bu kökenler pandemilere yol açabilirler. Mutasyonlar sonucu oluşan değişiklikler daha küçüktür ve antijenik drift adı verilir. Bu kökenler epidemilere yol açarlar. Koenfeksiyon, HDV enfeksiyonunda HBV enfeksiyonu varlığına göre farklı klinik tablolar oluşur. Aynı anda enfeksiyon gelişti ise koenfeksiyon adı verilir. Süperenfeksiyon, HDV enfeksiyonu kronik HBV enfeksiyonu üzerine eklenirse süperenfeksiyon denir. Çok daha ağır bir klinik tablo, yüksek oranda kronikleşme ve siroz görülür. Reenfeksiyon, aynı etkenle tekrar enfeksiyon oluşmasına denir. Doğru cevap: C



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



179



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



1



85. Aşağıdaki virüslerden hangisi zarf glikoproteinleri ile antijenik özellik gösterir?



87. İnfluenza virüsüne ait, I. hemaglütinin,



A) Adenovirüs B) Reovirüs C) influenza virüsü



II. nöraminidaz, III. nükleokapsid, IV. RNA polimeraz antijenik yapılarından hangileri, İnfluenza virüsü A, B, C tiplerinin ayrılmasında kullanılır?



D) Rotavirüs E) Rinovirüs İnfluenza virüsünün zarf glikoproteinlerinin öneminden defalarca bahsetmiştik!!! Sorunun kolaylığı seçeneklerde tek zarflı virüs influenzanın olmasıdır. İnfluenza virüs zarfında hemaglütinin (HA) ve nöraminidaz (NA) bulunur ve tiplendirmede bu yapılar kullanılır. HA hücreye yapışmada ve virüsün hücre içine girişinde önemlidir hücre nötralize edici antikorlar bu antijene karşı gelişir. Nöraminidazın asıl etkisi virüsün enfekte hücreden dışarı atılmasını sağlamaktır. Adenovirüs zarfsızdır ancak kapsidinden fiber çıkıntısı olan tek virüstür. Bu özelliği ile hatırlanmalıdır. D o ğ ru cevap:



C) Yalnız III D) I ve II E) II ve IV influenza virüs zarfında hemaglütinin (HA) ve nöraminidaz (NA) bulunur ve tiplendirmede bu yapılar kullanılır. HA hücreye yapışmada önemlidir ve virüsü nötralize edici antikorlar bu antijene karşı gelişir, aşı HA, NA antijenlerini içerir. Bu antijenler ile epitel hücrelerinin sialik asit yapılarına tutunma sağlanır. Nöraminidaz ise virüsün enfekte hücreden salmımını sağlar. Nükleokapsid, kapsididir.



C



86. Koronavirüsler ile ilgili olarak ifadelerden hangisi doğrudur?



A) Yalnız I B) Yalnız II



aşağıdaki



influenza virüsünün



genomu



ve



RNA polimeraz, RNA virüslerinin replikasyonunda en önemli rolü oynayan enzimdir. D o ğ ru cevap:



D



A) Zarfsız bir nükleokapsid yapısına sahiptirler. B) Soğuk algınlığı dışında küçük gastroenterite de yol açarlar. C) Segmentli bir RNAya sahiptirler.



çocuklarda



D) İnsanlarda enfeksiyona yol açan tek bir serogrup vardır. E) Hücre kültürlerinde kolay ürerler. Sorunun amacı önemi bir istisna bilgi olan zarflı olupta ishal yapan tek virüsün bilinmesidir. Rinovirüs zarfsız olmasına rağmen ishal yapmazken, Koronavirüsler zarflı ama ishal yapabilen virüslerdir. Koronavirüsler (+) RNA içeren zarflı bir virüstür. Segment oluşturmazlar. Replikasyon sitoplazmada ve kendine özgüdür. En büyük genoma sahip RNA virüsüdür. Zar sitoplazma içi membrandan (golgi, endoplazmik retikulum) kaynaklanır ve üzerinde büyük sopalara benzeyen çıkıntılar vardır. Hayvanlarda alt türleri pek çok klinik tabloya neden olabilirken insanda sadece nezle etkeni olarak tanımlanmıştır. Günümüzde SARS etkeni olarak tanımlanmış ve öldürücü bir solunum sistemi enfeksiyonuna neden olabildiği gösterilmiştir. Akciğer grafisinde interstisyel buzlu cam manzarası görülür. Sindirim sisteminde yaşayabilir nadiren ishal oluşturabildiği bildirilmektedir. Üst solunum yolları epiteline tutunur ve en iyi 33°C’de üremektedir. Hücre kültüründe güç üretilirler. Tanıda polimeraz zincir reaksiyonu (PZR), serolojik testler kullanılabilir. Doğru cevap: B



88. Aşağıdakilerden hangisi patogenezinde gözlenen değildir?



kuduz virüsünün durumlardan biri



A) Isırık yerinde viral replikasyon B) Merkezi sinir sisteminde replikasyon C) Bağ dokusunda replikasyon D) Nöronlarla perifere yayılma E) Kan yoluyla vücuda yayılma Sorunun amacı kuduz patogenezinde kan yoluyla vücuda yayılma olmadığının bilinmesidir. Kuduz virüsünün kan yoluyla yayılması görülmez. Kuduz virüsü önce ısırılan bölgenin kaslarında çoğalır ve sonra retrograd aksonomik transport ile dorsal kök ganglionlarına ve medulla spinalise taşınır. Kuduz virüsünün inkübasyonu etkileyen en önemli faktör kas dokusunda yavaş replikasyonudur. Sinir dokusuna asetilkolin reseptörleri yoluyla ulaştığı kabul edilmektedir. Sinir dokusuna ulaşınca prodrom dönem bulguları başlar. Yara yerinde kaşıntı-kasılma, iştahsızlık, ateş gibi bulgular gelişir. Bu bulgular omurilik (dorsal kök) ulaşımını gösterir. Virüs beyin dokusuna ulaşınca tipik bulgular gelişir. Hidrofobi, nöbetler, kaslarda fasikülasyonlar,



paralizi, halüsinasyonlar koma ve ölüm gelişir Son dönemde sinirler yoluyla virüs tükrük bezleri, deri, kornea, retina, nazal mukoza, adrenal medulla, renal parankim ve pankreas asiner hücrelerine yayılabilir. Virüs beyinde hipokampus (Ammon boynuzu), beyin kökü, pons, serebellumda yayılma gösterir fakat enflamasyon, histopatolojik bulgular çok az miktarda izlenir. Sitopatik etki yapmaz. Nöronal dejenerasyon olaylardan sorumludur. Hücresel bağışıklığın rolü yokken inkübasyon döneminde antikor oluşursa beyine ulaşma önlenebilir. D o ğ ru cevap:



E



Canlı aşı oral olarak kolayca uygulanır, yaşam boyu bağışıklık bırakır, lokal salgısal Ig yanıtını uyarır, indirekt olarak tüm bireylere yayılabilir ve rapel gerektirmez. Fakat Poliomyelit oluşturma riski vardır ve immünsupresiflerde güvenilir değildir. Ailesinde, çevresinde immünsupresif varsa da kullanılmamalıdır. Ölü aşı ise rutin aşılarla birlikte kullanılabilir, Poliomyelit riski yoktur, immünsupresiflerde güvenle kullanılabilir. Enjekte edilerek uygulanması, rapeller gerekmesi ve bağırsakta lokal yanıt oluşturmaması dezavantajlarıdır. Antikor oluşumuna neden olarak viremiyi önler. D o ğ ru cevap:



D



89. Canlı-atenüe polio aşısı (Sabin) ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) Oluşturduğu bağışık yanıt kısa sürelidir. B) Dondurularak saklanması ve taşınması gerekir. C) immün yetmezliği olan kişilere uygulanabilir.



L 91. Son yıllarda ülkemizde önemli sağlık problemi oluşturan Kırım-Kongo kanamalı ateşi virüsü, aşağıdaki virüs cinslerinden hangisinin üyesidir?



D) IgG, IgM ve salgısal IgA oluşumuna yol açar.



A) Alphavirüs



E) Parenteral yolla birer ay arayla uygulanır.



C) Nairovirüs



Sorunun amacı canlı aşıların genel özelliklerinin bilinmesidir. Canlı polio aşısı Sabin, ölü ise Salk’tır. Canlı aşı oral olarak kolayca uygulanır, yaşam boyu bağışıklık bırakır, lokal salgısal Ig yanıtını uyarır, indirekt olarak tüm bireylere yayılabilir ve rapel gerektirmez. Fakat Poliomyelit oluşturma riski vardır ve immünsupresiflerde, gebelerde güvenilir değildir. Ailesinde, çevresinde immünsupresif varsa da kullanılmamalıdır. Ölü aşı ise rutin aşılarla birlikte kullanılabilir, Poliomyelit riski yoktur, immünsupresiflerde güvenle kullanılabilir. Enjekte edilerek uygulanması, rapeller gerekmesi ve bağırsakta lokal yanıt oluşturmaması dezavantajlarıdır. Antikor oluşumuna neden olarak viremiyi önler. D o ğ ru cevap:



D



B) Flavivirüs D) Orbivirüs E) Arenavirüs



Son yılların moda hastalığı Kırım Kongo kanamalı ateş etkeni direkt olarak sorulmuş. Kırım-Kongo Hemorajik ateşi etkeni; Nairovirüs (Arbovirüs ailesi üyesij’dür. Hastalık koyun keneleri (hyaloma cinsi) ile bulaşır. Alphavirüs; arbovirüs ailesindendir. Venezüella at ensefaliti, Doğu at ensefaliti, batı at ensefaliti gibi klinik tablolar ortaya çıkarır. Vektörü sivrisineklerdir. Flavivirüs; sarı humma , dang ateşi etkeni virüs ailesidir. Vektör sivrisineklerdir. Orbivirüs; arbovirüs ailesindendir. Arenavirüs; robovirüs ailesinde Lassa ateşi, LCMV hastalığı etkenidir. D o ğ ru cevap: C



90. İnaktive polio aşısının (Saik), canlı atenüe polio aşısı (Sabin) ile ortak olan özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Farklı bir olasılığı



enterovirüs



varlığında



interferens



B) Aşıdaki virüsün dışkı ile salınabilir olması



e---------------------------------------------------------------------------\



HEPATİT VİRÜSLERİ s____________________________________________________________________



1.



Hepatit C virüs ve insan immunyetmezlik virüsünün immun yanıttan kaçmada kullandıkları en etkin mekanizma aşağıdakilerden hangisidir?



C) Aşı suşunun virulan forma dönme olasılığı D) Virüsün üç serotipini de içeriyor olması E) Enjeksiyon yoluyla uygulanabilir olması Aşı sorusu tekrar karşımızda!!! Canlı ve ölü aşısının genel özelliklerini mutlaka bilmeliyiz. İki aşının ortak özelliği virüsün her üç serotipini de içermesidir.



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



181



A) Salgısal IgA üretimini artırarak B) Antijenik shift oluşturarak C) İnfeksiyon sonrası genetik değişikliklere neden olarak D) Latent infeksiyona neden olarak E) CD8 pozitif (+) T hücrelerin mekanizmalarını önleyerek Doğru cevap: C



öldürme



VİRÜSLER VE VİRAL HASTALIKLAR



182



4.



,n İmmunsistemden Kaçış • HIV..................... Genetik değişiklik • HCV.................... Genetik değişiklik • Herpes viruslar... Latent infeksiyon • Pox virüs............ IL-1. TNF-alfa inhibisvonu • ABOR................ Segmenti virüs mutasyonu



A) Hepatit A Virüsü B) Hepatit B Virüsü C) Hepatit C Virüsü D) Hepatit D Virüsü ko-infeksiyonu



J 2.



Transfüzyondan sonra akut hepatit tablosu gelişen hastada HBsAg, anti-HAV IgM, anti - HCV ve HCV - RNA negatif sonuç veriyor. Bu hastada etyolojiyi araştırmak için aşağıdaki testlerden hangisi öncelikle istenmelidir?



9



A) Anti- HBs C) Anti-HAV IgG



B) Anti-CMV IgM D) Anti-delta E) Anti-HBc total



Transfüzyon sonrası gelişen hepatitlerde HBV, HCV dışında CMV ve nadiren sifiliz de düşünülmelidir. Akut hepatit sürecinde HCV antikorları oluşamayabileceğinden HCV-RNA da istenmeli ve ayrıca CMV için de test mutlaka



E) Hepatit E Virüsü HCV’nin yaptığı akut enfeksiyon klinik olarak HBV enfek­ siyonundan daha hafiftir. Ateş, iştahsızlık, bulantı, kusma ve sarılığa sık rastlanır. Koyu renk idrar, soluk renkli dışkı ve transaminaz düzeylerinde artış görülür. HBV’ye benzer şekilde, HCV ile kronik bir taşıyıcılık hali görülür. HCV’nin yaptığı birçok enfeksiyon belirtisiz olup sadece antikor varlığı ile saptanır. Ortalama inkübasyon süresi 8 haftadır. “Hepatit virüslerin karşılaştırılmalı özellikleri” başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: C 5.



Doğru cevap: B



3.



C) HBeAg



Aşağıdakilerden hangisi Hepatit B infeksiyonlarında bulaştırıcılık ve replikasyonun en duvarlı göstergesidir? A) HBe Ag C) HBc Ag



HDV enfeksiyonu geçiren bir hastanın, kronik HBV taşıyıcısına süperenfeksiyon veya yeni HBV enfeksiyonu ile birlikte koenfeksiyon olduğu aşağıdakilerden hangisi ile anlaşılır? A) HBsAg



Kronikleşme şansı en fazla olan hepatotrop virüs aşağıdakilerden hangisidir?



B) Anti HBc IgM



D) Anti HBs IgM E) Anti HBs IgG HBsAg hem yeni enfeksiyon hem de kronik taşıyıcıda mevcuttur. HBeAg’i de her ikisini gösterebilir. Anti HBs antikorları her ikisinde de bulunmaz. Anti HBc IgM yeni bir enfeksiyonda bulunurken, kronik taşıyıcılarda görülmez.



B) HBs Ag D) HBV DNA E) Anti-HBc IgM



HBe Ag son yıllara kadar repliakasyonun ve bulaştırıcılığın en belirgin göstergesi sanılıyordu. Ancak yapılan moleküler çalışmalar HBe Ag yokluğunda da replikasyonun devam ettiğini göstermiştir. Bu nedenle altın test PCR ile HBV DNA bakılmasıdır. Anti- HBc IgM akut enfeksiyonu gösteren en iyi serolojik göstergedir. HBc Ag serumda saptanmaz ve pratikte kullanılmayan bir göstergedir. HBs Ag ise en erken saptanan serolojik göstergedir. Altı aydan uzun süre pozitifliği sessiz taşıyıcılığı veya kronik hepatiti göstere­ bilmektedir. İleri tanı karaciğer enzimleri ve kc biyopsisi ile konulmalıdır. Doğru cevap: D 6.



Aşağıdaki antiviral ajan İkililerinden hangisi sırasıyla Hepatit B ve Hepatit C enfeksiyonlarında son zamanlarda etkin şekilde kullanılmaktadır? A) Lamivudine - Gansiklovir B) Sakinavir - Lamivudine C) Ritonavir - Zidovudine D) Lamivudine - Ribavirin E) Ribavirin - Nelfinavir



Son zamanlarda interferon tedavisi yanında Lamivudine hepatit B tedavisinde, Ribavirin ise hepatit C tedavisinde kullanılmaktadır Doğru cevap: D



Doğru cevap: B



H e p a t it v i r ü s le r in k a r ş ıla ş t ır ılm a lı ö z e llik le r i



ı



H ep atit A



H e p atit B



H ep atit C



H ep atit D



Adı



“ infeksiyöz hepatit”



“ Serum hepatit”



“ Non-A- NonB post transfüzyon”



“ Delta ajanı”



V irü s yapısı



Picornavirüs, Zarfsız RNA virüsü



Hepadna virüs, zarftı DNA virüsü



Flavi virüs,RNA virüsü



Viroid benzeri, zarftı sirküler RNA



Calicivirüs benzeri RNA virüsü



İnkübasyon periyodu



15-50 gün



45-160 gün



14-180 gün



15-64 gün



15-50 gün



Bazen ciddi



Genellikte subktinik, % 80 kronik



HBV ite coinfeksiyonda her zaman ciddi, süperinfeksiyonda sıktıkla ciddi



Normal hastalarda hafif, gebelerde ciddi



Yüksek/ çok yüksek



Normal hastalarda % 1-2, gebelerde %20



Ö ze llik



İnfeksiyon şiddeti



Hafif




____________________________________________________________ 'I .



Keratinize dokudan alınan materyalin dermatofit yönünden incelenmesi için aşağıdakilerden hangisi ile muamele edilmesi en uygundur? B) Asetil salisilik asit D) Gram boyama



Kısa süre önce tinea pedis tanısı konularak lokal antifungal ilaçlarla tedavisine başlanan yetişkin bir kadın hasta; ellerinde yeni ortaya çıkan, kaşıntılı kabarcıklar yakınması ile başvuruyor. Yapılan muayenesinde her iki el dorsalinde papül ve veziküller saptanıyor. Lezyonlardan alınan örneklerin mikroskopik incelemesinde herhangi bir fungal yapı görülmüyor.



Laktofenol pamuk mavisi: Kültürde üreyen mantarların boyanmasında kullanılır.



Bu hastada tanımlanan aşağıdakilerden hangisidir?



Calcoflour beyazı: Mantar boyanmasında kullanılır.



klinik



E) Potasyum hidroksit Mantarlarda tanı yöntemleri sık sorulan arasındadır. Aşağıda özetlenmiştir.



sorular



Potasyum hidroksit (KOH): Keratinize doku eritmede kullanılır.



tablo



duvarındaki



kitinin



Çini mürekkebi: Cryptococcus neoformans’ın negatif boyanmasında kullanılır.



A) Tinea manuum B) Tinea corporis



Giemsa: kullanılır.



C) id reaksiyonu D) Tinea unguum E) Maduramikoz



Histoplasma



capsulatum’un



boyanmasında



Doğru cevap: E



3. Tinea pedis’li bazı hastalarda; tinea bölgesi dışında, genellikle el parmaklarında dermatofitid veya kısaca id reaksiyonu adı verilen bir tablo tanımlanmıştır. Ciltte akut veziküler ekzema türünde lezyonlar gelişir. Daha çok el ve ayaklarda küçük folliküler papül, veziküller ve püstüller görülür. Lezyonlarda artrospor veya hif bulunmaz. Tablodan, mantar antijenlerinin tetiklediği immün mekanizmalar sorumludur. Başka bir deyişle mantar antijenlerine karşı gelişen bir hipersensitivite reaksiyonudur. İd reaksiyonlularda intradermal uygulanan trikofitin ile tüberkülin tipi (Tip IV) ADR gelişimi saptanır. Tinea pedis tedavi edilince kendiliğinden iyileşir. “Yüzeyel mikozların özellikleri” başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: C



Tinea versicolor etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Trichophyton rubrum C) Piedra hortae



olan



mantar



B) Sporothrix schenckii D) Mallassezia furfur



E) Aspergillus Etken Mallassezia furfur (TUS)( Pityrosporum orbiculare/ ovale). Normalde deride bulunan, lipofilik bir mantardır. Lezyonlar; deride, özellikle boyun ve göğsün üst kısımlarında hipo-hiperpigmente, bazen kaşıntılı lezyonlar şeklindedir. Lezyonlar kolayca kaşınır ve pullar halinde dökülür (yonga belirtisi). Mikroskopik incelemede çok sayıda küçük kısa hif yapılar ile klamidospor kümeleri tipiktir. Zeytinyağı ile zenginleştirilmiş Sabouroud besiyerinde üretilebilir. Lipid içeriği yüksek sıvılarla parenteral beslenen bebeklerde sıklıkla saptanan sepsis etkenidir. Doğru cevap: D



Yüzeyel m iko zla rın ö z e llik le ri Organizma



Hastalık



Matassezia fu rfu r



Pitriasis versicolor



Exophiala vverneckii



Tinea nigra



Piedra hortae



Siyah piedra



Doku



Klinik Özellikler



Tanı



Deri



Hiperpigmente veya hipopigmente maküler lezyonlar şeklindedir. Özellikle gövdenin üst kısımlarında alacalı görünüm oluşturur.



Alkali ile muamele edilmiş deri örneğinin direkt mikroskopisi ile tanı konur. Tipik olarak “ spagettiköfte” görüntüsü vardır. Tanıda kültür rutin kullanılmaz. Yağ asidinden zengin besiyerinde ürer.



Deri



Avuç içlerinde gri-siyah iyi sınırlı maküler lezyonlar şeklindedir.



Alkali ile muamele edilmiş deri örneğinin direkt mikroskopisi ile tanı konur. Sabouraud dekstroz ağarda sarı pigment oluşturan maya ve küf (dim orfiktir) şeklinde ürer.



Saç



Saç boyunca sert kahverengi-siyah birikim şeklindedir. Bu mantarın seksüel formudur, (ascospor)



Saçın direkt mikroskopisi ile tanı konur. Kültürde aseksüel formu ürer.



Saçta sarı-beyaz krema gibi yumuşak granüller şeklindedir.



Saçın direkt mikroskopik incelemesi ile tanı Sabouraud dekstroz ağarda ürer. Dimorfiktir. Hifa, arthrospor, blastospor şeklinde görülebilir.



i



Trichosporum b e ig e iii



Beyaz piedra



Saç



İD :06t133



MANTARLAR



------------------------------------------------------------------- -



4.



Aşağıdakilerden hangisi insanlarda rastlanan mantar enfeksiyonudur?



MANTARLAR



A) Tinea korporis



en



sık



B) Tinea pedis



C) Tinea unguium



D) Tinea kapitis E) Tinea kruris



Doğru cevap: B



İnsanlarda rastlanan en sık mantar enfeksiyonu tinea pedistir. Ayak parmak arasının infeksiyonudur. T. rubrun, T. mentagrophytes sık etkenlerdir. Selülit için giriş yeri olabilirler. Pek çok lokal ya da sistemik azol türevi tedavide kullanılabilir.



r



Cilt infeksiyonlarında ön planda dermatofitleri ve Candidaları hatırlamak gerekir. Lezyoında psödohif, maya hücreleri saptanması Candida infeksiyonu lehinde bulgulardır. Böyle bir infeksiyonda küf üremesinde dermatofitler (Trichophyton, Epidermophyton, Microsporum) hatırlanmalıdır.



7.



O C a ndida



V



m akro/m ikro konidi içermez. Tanıda Klamidospor kullanılır.



J



A) Aspergillus fumigatus B) Candida albicans



Doğru cevap: B 5.



C) Cryptococcus neoformans D) Sporothrix schenckii



Aşağıdaki mantarlardan hangisi saçı enfekte etmez? A) Trichopyton schönleini B) Trichopyton vialoceum C) Microsporum gypseum D) Microsporum canis E) Candida albicans



Tricopyhton ve microsporium türleri saçı enfekte ederler. Epidermopyhton ve tricophyton türleri ise tırnakta enfeksiyon yaparlar. Her üçünün ortak özelliği ise deriyi enfekte etmeleridir. Candida albicans, saçı enfekte etmez. Fırsatçı bir mantardır.



Eline gül dikeni batan bir bahçıvanın 4 gün sonra batan yerde püstül oluşup ülserleşiyor. Daha sonra lokal lenfatik drenajın olduğu bölgede 3 lenf nodülü büyüdüğüne göre en olası etyolojik ajan hangisidir?



E) Trichophyton rubrum Sporothrix schenckii ağaç kabuklarında, gül dikenlerinde bulunan ve travma sonucu deriden geçen bir subkütan mantar enfeksiyonu etkenidir. Bölgesel lezyonları püstül şeklinde başlayarak abse veya ülsere dönüşür ve lenfatikler boyunca nodüller oluşur. "Dermatofitlerin önemli özellikleri” başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: D



Doğru cevap: E 6.



Koltukaltında kaşıntılı lezyonu olan bir hastadan yapılan lezyon kazıntı incelemesinde mantar elemanları görülüyor. Yapılan mantar kültüründe mikrokonidi oluşturmayan, çok sayıda raket şeklinde makrokonidiler oluşturan bir mantar üretiliyor.



8.



Yirmibeş yaşında bir erkek hasta ayak parmaklarında ağrı, kaşıntı ile doktora başvuruyor. Mantar enfeksiyonu şüphesi ile yapılan kültürde 14. günde yüzeyi beyaz, alt kısmı kırmızı olan bir küf mantarı ürüyor. Yapılan mikroskobik incelemede bol mikrokonidi ve nadir makrokonidiler saptanıyor.



Bu hastadaki klinik tablodan sorumlu olabilecek en olası etken aşağıdakilerden hangisidir?



Bu hastada hangisidir?



A) Trichophyton mentagrophytes B) Epidermophyton floccosum



A) Trichophyton mentagrophytes B) Epidermophyton fullocosum



C) Microsporum audonii



C) Microsporum canis



D) Candida albicans E) Candida tropicalis



D) Trichophyton tonsurans



en olası



etken



aşağıdakilerden



E) Trichophyton rubrum



D erm ato fitle rin önem li ö z e llik le ri



Etken



Makrokonidi



Mikrokonidi



Yerleştiği doku



Floresans



I



Microsporum



Mekik şeklinde



Var



Saç, deri



Var



Trichophyton



Kalem şeklinde



Var



Saç, deri ve tırn a k



Yok



Lobut (raket) şeklinde



Yok



Deri ve tırnak



Yok



Yok



Yok



Deri ve tırnak



Yok



Epidermophyton Candida



İD :06t177



Cilt infeksiyonlarında ön planda d e rm a to fitle ri ve Candidaları hatırlamak gerekir. Lezyonda psödohif, maya hücreleri saptanması Candida infeksiyonu lehinde bulgulardır. Böyle bir infeksiyonda küf üremesinde dermatofitler(Trichophyton, Epidermophyton, Microsporum) hatırlanm alıdır. D erm atofitlerin ayırıcı tanısında MAKROKONİDİ şekli önemlidir. Doğru cevap: E



Trikofiton, Epidermofiton ve Mikrosporum türlerinin yolaçtığı enfeksiyonlar dermatofitozlar olarak bilinir ve kutanöz mikozlar olarak sınıflandırılırlar. Bunlar keratinize dokularda yerleşirler. Fırsatçı bir etken olan Candida da deri ve muköz membranlarda enfeksiyon yapabilir. Tinea versicolor etkeni olan Malassezia furfur ise yüzeyel mikoz olarak kabul edilir. Diğer yüzeyel mikoz etkenleri Exophilia vverneckii, Piedra hortae ve Trikosporum beigelii’dir. Doğru cevap: C



9.



Aşağıdaki mantarlardan hangisi subkütan mikoz etkenidir? A) Blastomyces dermatidis B) Coccoidiodes immitis



12. Aşağıdakilerden hangisinin açması en muhtemeldir?



kalıcı



kelliğe yol



A) Malasezzia furfur B) Tricophyton violaceum



C) Histoplasma capsulatum D) Paracoccoidiodes brasiliensis



C) Tricophyton tonsurans



E) Sporothrix schenkii



D) Microsporum audoinii



Sporothrix schenkii subkutan bir mikozdur. Bu mantar dimorfik bir mantardır. Toprakta, gül, ağaç kabuğu, yosun gibi ortamlarda bulunabilir. Yaralanmalar ile bulaşlarda bu tür ortamlardan vücuda girer. Lenfokütanöz tutulum en sık görülen klinik şeklidir. Diğer şıklardaki mantarlar sistemik enfeksiyon yapar. Doğru cevap: E



E) Tricophyton schönleinii Tinea capitis lezyonları Microsporum ve Tricophyton tarafından meydana getirilir. Microsporum enfeksiyonları genellikle puberte ile iyileşirken, Tricophyton enfeksiyonları tedavi edilmezse kalıcı olabilir. Favus etkeni olan T. shönleinii kalıcı kelliğe yol açabilir. Doğru cevap: E



10. Tinea nigra etkeni aşağıdakilerden hangisidir? 13. Aşağıdaki deri vavoındır?



A) Malassezia furfur B) Aspergillus niger



A) Tinea corporis



C) Cladosporium vverneckii



C) Tinea capitis



D) Sporothrix schenckii E) Phialophora verrucosa Malasseziya furfur tinea versicolor etkenidir. Aspergillus niger otomikoz yapar (Otomikozun en sık etkenidir). Sporothrix schenckii sporotrikozis yapar (subcutan bir mikozdur.) Phialophora verrucosa kromoblastomikoz (sklerotik maddler görünümü tipiktir.)



etkenidir



Cladosporium vverneckii (exophilia vverneckii) tinea nigra etkenidir. Avuç içi yada ayak tabanında kahverengisiyah lekeler oluşturur. Siyah dimorfik yapılar gösteren bir mantardır. Doğru cevap: C 1



11. Aşağıdaki mikoz etkenlerinden hangisinin yol açtığı enfeksiyon en vüzeveldir? A) Trikofiton B) Mikrosporum canis C) Malassezia furfur D) Epidermofiton floccosum E) Candida albicans



tutulumlarından



hangisi



en



B) Tinea pedis



D) Tinea cruris E) Tinea unguium



Parmak aralarını ve ayak tabanlarını tutan Tinea pedis insanlarda en yaygın olarak görülen mantar enfeksiyonudur. Doğru cevap: B



14. Tinea barbae aşağıdakilerden hangisi tarafından en sık meydana getirilir? A) Microsporum canis B) Epidermophyton floccosum C) Tricophyton rubrum D) Microsporum audovinii E) Malasezzia furfur Tinea barbae sakal kıllarının mantar enfeksiyonudur ve en sık Tricophyton türleri (T.rubrum, T.mentagrophytes) tarafından meydana getirilir. Doğru cevap: C



MANTARLAR



215



216



16.



MANTARLAR



Tinea capitis -



Pityriasis hangisidir?



Baş derisi ve saçın enfeksiyonudur. Pediatrik ve erişkin form ları vardır. Wood lambasında inceleme ya da deri ve saç örneklerinin %10 KOH’ dan sonra mikroskopik incelemesi ile tanı konulur. Çocuklarda görülür ve a n tro p o filik tir. Etken M. a u do uin ii’dir.



-



Çoğunlukla inflam atuar değildir ve saçta gri alanlara yol açar.



-



Şapka gibi saça temas eden giyeceklerle bulaşabilir. Bu nedenle okullarda ve kreşlerde epidemilere yol açabi­ lir. Pubertede kendiliğinden iyileşebilir. Oral griseofulvinin yanı sıra, enfektiviteyi azaltmak amacıyla borik asit gibi bir to p ika l fun gustatik bir ajanla tedavi edilir.



B) Triehosporonbeigeli C) Triehopyton verrucosum D) Microspoum canis



Y Ü Z E Y E L M İK O Z L A R



• »



Deri ve saçın en dış tabakasını etkiler Genellikle enfeksiyona karşı hücresel cevap gelişmez • Pityriasis versicolor - Epidermisin stratum korneum tabakasını tutar Etken malassezia furfurdur s Melanin sentezini inhibe eder. Lipofiliktir s Hipo veya hiperpigmente deri lezyonları ile karakterizedir s Deri kepeklerinde kısa kavruk, septalı hifler ve maya benzeri hücreler şeklinde (köfte ve spagetti manzarası) görülür



2. Zoofilik tinea capitis (epidemik olmayan)



-



Primer olarak çocuklarda görülür. Ç oğunlukla ev h a yva n la rın d a n ve bazen ç if t lik hayvanlarından bulaşır. Bulaşma kaynağı olan hayvanın da tedavisi gerekir. En sık M. canis veya Trichophyton mentagrophytes tarafından oluşturulur. Daha in flam atua r karakterdedir. T. mentagrophytes enfeksiyonunda kerion oluşur. Geçici alopesi, kerion, keloid ve inflamasyona yol aça­ bilir. Kendiliğinden geçebilmesine karşın genellikle ağrılı olduğundan oral antifungatlerle tedavisi gerekir.



Deri kepeklerine KOH uygulanarak ve Wood ışığındaki sarı röflesiyle tanınır En kolay tanı selenyum sülfid ile konur v' Selenyum sülfid keratolitik etkilidir M .furfur septisem isi S I.V. lipid desteği verilen hastalarda (özellikle yenidoğan) görülür



3. Siyah nokta tinea capitisi -



Erişkinde, saç kırıkla rıyla karakterize kronik bir en­ feksiyona yol açar. Foliküller koyu renkli konidyalarla dolar.



-



T. tonsurans tarafından oluşturulur. Oral g ris e o fu lv in veya oral k e to ko n a zo lle tedavi edilir.



s



-



Çocuk ve erişkinde görülür. T.schoenleinii tarafından oluşturulur. Tinea capitis’ in ağır bir formudur. Skutulum oluşumu ve skarlaşmayla birlikte kalıcı saç kaybına yol açar. Tedavide griseofulvinin yanı sıra debridman gerekir. Aile üyeleri de tedavi edilmelidir.



-



hangisi



Tinea



capitise



vol



Avuç içinde ve ayak tabanında stratum korneumu tutarak, düz, koyu renkli melanom benzeri benign lezyonlara yol açar Etken Exophiala vverneckiidir



-



Dimorfik bir mantardır



-



Melanin üretir. Bu nedenle kahverengi-siyah görünümdedir



-



Tedavide keratolitik bir ajan olan sa lisilik asit (topikal olarak) kullanılır



I D:06İ012



15. Aşağıdakilerden açmaz?



Lipid infüzyonunun kesilmesiyle septisemi sona erer



T.nigra



4. Favus (tinea favosa) -



Piedra -



Saç gövdesinin mantar enfeksiyonudur



Tricophyton schönleini



-



Saçta kırıklara neden olur



B) Tricophyton mentagrophytes



-



İki tipi vardır



A)



aşağıdakilerden



E) Triehopyton rubrum



-



-



etkeni



A) Malessezia furfur



1. Epidemik tinea capitis



-



versicolor



Beyaz piedra, etken trichosporon beigelii’dir



C) Microsporum canis



s



D) Epidermophyton floccosum E) Microsporum gypseum



v' Siyah piedra, etken piedraia hortaedir



Epidermaphyton floccosumun raket şeklinde makrokonidyaları olan, mikrokonidyası olmayan, deri ve tırnağı tutan ve saç, saçlı deriyi tutmayan bir yüzeyel mantar enfeksiyonu etkenidir. Doğru cevap: D



Doğru cevap: A



17. İd reaksiyonu genellikle aşağıdakilerden hangisi ile birliktelik gösterir? A) Tinea corporis



B) Tinea pedis



Ağır dermatofitid reaksiyonunu önlemek için yavaşça tedavi edilir. Permanganat veya Burrovv solüsyonlarıyla veziküller açılır ve antijenlerini yüzeye salar. Griseofulvin, tedavide tercih edilir.



C) Tinea cruris



D) Tinea capitis



D o ğ ru cevap:



C



E) Tinea unquium Antifungal tedavi ile ölen mantarlardan salman ve dolaşıma katılan dermatofit antijenlerine karşı immün mekanazmaları ile oluşan deri reaksiyonlarına İd reaksiyonu denir. Daha çok T. mentagrophytes ve T. pedis ile görülür. D o ğ ru cevap: B



18. Aşağıdakilerden hangisi keratinaz ve proteolitik enzimlere sahiptir? A)Trikofiton



B) Kandida



C) Actinomyces



D) Kriptokok E) Histoplasma



Yüzeyel keratinize dokuların tutulumunu gösteren dermatofitler (Epidermofiton, Trikofiton, Mikrosporum) keratinize dokuların yıkımında rol oynayan bazı enzimlere sahiptirler. D o ğ ru cevap-. A



19. Aşağıdakilerden hangisi T. pedis etkenidir? A) M.canis C) T. rubrum



B) M.furfur D) Candida E) A. fumigatus



Tinea pedis; ayakta görülen akut veya kronik mantar enfeksiyonudur. Sıklıkla atlet ayağı olarak adlandırılır. En sık T. rubrum, T. mentagrophytes ve E.floccosum tarafından oluşturulur.



20. Aşağıdakilerden hangisi kedi ve köpeklerden çocuklara geçiş gösterir? A) Microsporum C)Mucor



K ronik parmak arası tinea pedisi Ayak parmakları arasında masere doku oluşumuna yol açar (en sık görülen form). Imidazoller veya tolnaftat ile tedavi edilir. Ayakları kuru tutmaya (alüminyum klorid)ve havalandırmaya dikkat edilmelidir. Enfeksiyon sürerse oral griseofulvin veya ketokanazol kullanılır. • Kronik kuru, kepekli tinea pedis • Diz, topuk, ayak tabanı ve ayakların yanlarında hiperkeratotik kepeklenmeye yol açar • VVhitfield merhemi gibi ke ra to litik ajanlar ve griseofulvinle tedavi edilir. . Veziküler tinea pedis • Veziküller ve vezikülopüstüllerle karakterizedir.



B)Epidermophyton D) Tricophyton E) Candida



Dermatofitlerden bazıları sporadik olarak hayvanlardan insanlara geçiş gösterebilir. Zoofilik dermatofitlere örnek olarak Microsporum canis verilebilir. Epidermophyton floccosum ise sadece insanda yerleşir ve antropofilik bir dermatofittir. D o ğ ru cevap: A



21. Malessezia Furfur aşağıdakilerden hangisinin etkenidir? A) Tinea nigra



B) Piedra



C) Kromoblastomikoz D) Tinea Versicolor E) Tinea pedis Malessezia furfur yüzeysel bir mikoz etkeni olup T.versicolor (Pityriasis versicolor)’la yolaçar. T.nigra etkeni cladosporium vverneckii'dir. Tedavide salisilik asit kullanılır. D o ğ ru cevap: D



22. Sadece Makrokonidiumları olan, deri ve tırnakta yerleşen mantar türü aşağıdakilerden hangisidir? A) H.capsulatum



B) Tricofiton



C) Microsporum



D) Epidermofiton



Bakterilerle süperenfekte olabilir. Bu nedenle tinea pedisten önce antibiyotik tedavisi gerekebilir.



MANTARLAR



217



E) Trichosporon cutaneum Dermatofitler arasında Tricofiton ve Microsporumun hem makro hem de mikrokonidiaları vardır. Tricofitonun daha çok mikro, microsporumun ise daha çok makrokonidiaları vardır. Sadece makrokonidiaları olan epidermofiton deri ve tırnak tutulumu yapıp, saç tutulumu göstermez. D o ğ ru cevap: D



23. Aşağıdakilerden hangisi uygun şekilde tanımlar?



id reaksiyonunu



en



A) Sekonder bakteriyel enfeksiyondur B) Dermatofitik antijenlere karşı hipersensitivitedir C) Dermatofitlerden salınan ekzotoksinlere duyarlılık D) Mantar ve bakterilerin mikst enfeksiyonudur E) Dermatofitlerin dermişe invazyonudur



MANTARLAR



218



Dermatomikozların seyri sırasında kişinin fungal antijenlere karşı duyarlı hale gelmesi ile id (dermatofitid) reaksiyonu görülür. Genellikle el üstü olmak üzere gelişen lezyonların özelliği dermatofitlerin burada gösterilememesidir. Zaten mantarlara karşı immünitede hücresel immünitenin önemli bir yeri olduğundan tanıda deri testleri kullanılabilmektedir. Doğru cevap: B



27. Sporotrikozisin deri dışında sistemik tutulumu en sık aşağıdakilerden hangisinde görülür? A) Karaciğer B) Akciğer C) Kemik D) Beyin E) Genitaller



24. Kromomikozlar aşağıdakilerden lokalizasyonda yerleşim gösterir? A) Deri



hangi



Bahçıvanlarda sık görülen ve primer giriş yeri travma ile deri yoluyla olan S.schenckii, nadiren yaptığı sistemik tutulumda en sık kemik ve eklemleri tutar.



B) Epidermis



C) Subkütan doku



D) Mukoza



Doğru cevap: C



E) Sistemik yerleşim Kromomikozlar pigment üreten filamentöz mantarlar tarafından yapılan subkütan enfeksiyonlardır. En sık etkenler F. pedrosoi, F. compacta ve P. verrucosa'dır. Bu mantarlar kültürde siyah koloni oluştururlar. Dokuda ise karakteristik bakır renginde sklerotik (madler) cisimcikler oluştururlar. Tedavide cerrahi eksizyon uygulanır. Doğru cevap: C



28. Deride melanin pigmentinin sentezini inhibe ederek depigmentasyon yapan mantar aşağıdakilerden hangisidir? A) Microsporum canis B) Tricophyton rubrum C) Malassezia furfur D) Epidermophyton floccosum E) Phialophora verrucosa



25. Parenterai yağ emülsiyonları ile beslenen infantlarda aşağıdakilerden hangisine özellikle bir yatkınlık vardır? A) Candida albicans



M.furfur’un sebep olduğu T.versicolor depigmentasyon alanları ile karakterizedir. C14 ve C19 dikarboksilik asitten zengin fungal lipidler melanin sentezinde görevli bir enzim olan tirozinazı inhibe ederler.



B) Malassezia furfur



“Deri altı mikozları” başlıklı tabloya bakınız.



C) Cryptococcus neoformans



Doğru cevap: C



D) Nocardia asteroides E) Actinomyces israelii Normalde T.versicolor etkeni olan M.furfur immün baskılanmış kişilerde döküntü ve fungemiye yol açabilir. Özellikle M.furfurun büyümesi uzun zincirli yağ asitlerine bağlı olduğundan parenterai yağ emülsiyonları alan infantlarda bildirilmiştir. Doğru cevap: B



29. Trichophyton ile enfekte bir kişide vücudun başka bir yerinde primer enfeksiyondan ayırt edilemeyen veziküler lezyonlar ortaya çıktığında görülen durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Dermatofitid



B) Trikofitin



C) Eskar



D) Karbunkül E) Fronkül



26. Aşağıdaki tinea capitis etkenlerinden hangisi Wood ışığında flöresans verir? A) M. audouini B) T.schönleinii C) T.tonsurans D) T.rubrum E) E. floccosum Saçlı deride microsporum türlerini ayırt etmek oldukça kolaydır. Çünkü enfekte saçlar ultraviyole Wood ışığında parlak yeşil flöresans verirler. Diğer dermatofitlerde bu özellik yoktur. Doğru cevap: A



Dermatofitlerin seyri sırasında kişi mantar bileşenlerine karşı hipersensitivite geliştirir ve dermatofitid ismi verilen genellikle veziküler şekilde lezyonlar geliştirir. Bu lezyonlarda mantar gösterilemez, Trikofitin deri testi bu kişilerde belirgin pozitiftir. Doğru cevap: A



30. Tinea nigra etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Malassezia furfur B) Aspergillus niger C) Cladosporium vverneckii D) Sporothrix schenckii E) Phialophora verrucosa



219



T.nigra derinin keratin yüzeyinin bir enfeksiyonu olup, hiflerdeki melanin pigmentinden dolayı kahverengi gözükür. Etkeni Cladosporium vverneckii’dir. Tedavide keratolitik olan salisilik asit kullanılır.



32. T. capitisin hangisidir?



en



sık



sebebi



aşağıdakilerden



MANTARLAR



A) E. floccosum B) Malessezia furfur



Doğru cevap: C



C) Microsporum canis D) Mrichosporan beigelii 31. Aşağıdakilerden hangisinin immün baskılanmış kişilerde artma ihtimali en azdır?



E) Cladosporium vverneckii Tinea capitis en sık M.canis veya Trikofiton tonsurans tarafından meydana getirilir.



A) Cryptococcus B) Histoplasma



Doğru cevap: C



C) Malassezia D) Candida 33. Aşağıdakilerden hangisi bir miçetoma etkenidir?



E) Rhizopus Tinea versicolor etkeni Malassezia furfur ile immün yetmezlikte hastalık artışı arasında bir ilişki gösterilmemiştir.



A)



Rhizopus



B) Sporothrix



C)



Pseudallescheria D) Epidermophyton E) Cryptococcus



Doğru cevap: C Miçetoma, maduramikozisin bir diğer ismi olup sinüslerden drene olan mantarların oluşturduğu lokalize, şiş lezyonlardır. Birçok mantar ve aktinomyces (aktinomiç



Deri a ltı m iko zla rı Genellikle normal saprofitik mantarların travma sonrası implantasyonu ile başlar. Deri ve deri altı dokuda lokalize







Hematojen yayılım olmaz ancak derin dokulara ve kemiğe yayılım görülebilir.



kalırlar. Bazı vakalarda ise lenfatiklerle yavaş ve sınırlı bir yayılım görülebilir.







Klinik tria d ı; önce endüre bir şişlik olur, sonra püyler dolar, fistüolize olarak drene olur. En son olarak da skarlaşarak iyileşir.



Sporotrikoz Etken dimorfik bir mantar olan Sporothrix schenckii’dir. 37°C’de sigara şeklinde tomurcuklanan bir maya şeklinde, 25°C’de sporlanan hifler şeklinde görülür. S. schenckii bitkilerin üzerinde (gül dikeni, bataklık yosunu vs.) bulunur. - iki formu vardır. Lenfokutaneöz form: En sık görülen formdur. - Enfeksiyon genellikle bölgesel lenf düğümlerinde durur. - Lenfotikler kalınlaşır ve sert kordonlar oluşur. - Bahçıvan hastalığı olarak da bilinir.



Ekstrakutaneöz form: En sık görülen formu oseoartriküler sporotrikoz’dur. -



Santral sinir sistemi, pulmoner ve m ultifokal kutaneöz form ları da vardır. Tanı: Örneklerin GMG ile boyanmasıyla oval ya da puro şeklinde mayalar görülür. - Bazen mayayı çevreleyen doku büzüşerek e o zin o filik boyanır. Buna asteroid cisimcik denilir. Bu doku reaksiy­ onuna ise splendori reaksiyonu adı verilir. - Kültürde konidyalar biraraya gelerek çiçek demeti (rozet görünümü) görüntüsü oluşturur. Tedavide potasyum iyodür, itrakonazol kullanılır.



Ömikotik miçetoma Mantarların etken olduğu micetomadır. Şişlik, sinüs yolları oluşumu, sülfür grunülleri (mikrogranüller) ile karakterize deri altı mantar hastalığıdır.







Tanı için SDA besi yerine ekim yapılabilir.







Tedavide, cerrahi eksizyon ve antifungal tedavi gerekir.







Genellikle, tropikal üçüncü dünya ülkelerinin kırsal kesim­ lerindeki tarım işçilerinde görülen bir hastalıktır.



Kromoblastomikozlar •



Fonsecaea, Phialophora ve Clodosporium gibi toprak mantarları tarafından oluşan proeresif eranülomatöz en­ feksiyonlara neden olur. • Koyu renkli mantarlarla oluşan bir grup enfeksiyondur (phaeohyphomycoses). • Genellikle ayaklarda meydana gelen travma sonrası sporların yerleşmesi ile oluşur. • Önce kepekli, daha sonra kabarık, karmbahar benzeri, renkli lezyonlara yol açar. • Tedavi cerrahi eksizyondur.



Rinosporodioz •



Etken Rhinosporodium Seeberi’ dir.







En sık burun ve konjuktiva tutulur.







Siğil benzeri lezyonlarla karekterize kronik granülomatöz







Bir hastalıktır.







Kültürü yapılamaz



Lobomikoz •



Etken Loboa loboi’dir



Toprakta ve bitkilerde bulunan filamentöz mantarlar olan Pseu-







Mikroskopide limon şeklinde büyük mayalar görülür.



dallescheria boydii (en sık etken) madurella mycotomotis ve







Kültürü yapılamaz.



Exophiala Jeanselmei’ nin



travmatik implantasyonu ile bulaşır. ID:06i029



22 0



MANTARLAR



etomA)tarafından yapılabilir. En sık ayakta görülür. En sık etken olan mantarlar arasında Pseudallescheria boydii, Madurella, Phialophora, Acremonium ve Exophida yer alır.



Diğer seçeneklerdeki etkenler ve yaptıkları hastalıklar doğru olarak verilmiştir. Doğru cevap: D



Doğru cevap: C



36. Aşağıdaki mantarlardan hangisi siklohekzimid içeren besiyerlerinde üreyebilir? 34. Özellikle lipidden zengin hiperalimentasyon sıvılarıyla beslenen ve fungemiye neden olan mantar aşağıdakilerden hangisidir?



A) Trichophyton rubrum B) Cryptococcus neoformans C) Aspergillus fumigatus D) Candida krusei



A) Fusarium moniliforme B) Malassezia furfur C) Candida lipolytica



E) Zygomycetes türleri



D) Aspergillus fumigatus



Sorunun amacı mantarların üretilmesinde kullanılan özel yöntemlerin bilinmesidir. Siklohekzimide dirençli mantarlar dermatofitlerdir.



E) Blastomyces dermatitidis Malassezia furfur’ un en tipik özelliklerinin sorulduğu benzer sorulardan birisi daha tekrar karşımızda. Malassezia furfur, damar içi kateterli ve özellikle İV lipid verilen hastalarda sepsis, pnömoni yapabilir. Fusarium moniliforme, özellikle yanık hastalarında ve hematolojik maligniteli hastalarda yaygın enfeksiyonlara yol açabilir. Lens keratitine neden olabilir. Candida lipolytica, immünsüpresif hastalarda fırsatçı mikoz etkenidir. Aspergillus fumigatus, aspergillozun en sık etkenidir. Blastomyces dermatitidis, toprakta bulunan mantarın solunum yoluyla alınmasıyla akciğerlere ulaşır ve oradan yayılır ya da direkt deri yoluyla bulaşabilir. Akciğer, deri, ürogenital tutulum sıktır, gastrointestinal kanalı pek tutmaz. Doğru cevap: B



Dermatofit üretmek için kullanılan besiyerlerinde kontaminant küflerin üremesini engellemek için siklohekzimid kullanılır. Şıklarda tek dermatofit etkeni Trichophyton rubrum’dur. Cryptococcus neoformans, kahverengi koloniler oluşturur.



Fungal enfeksiyon



hangisi birlikte



Etken



A) Favus B) Tinea versicolor



Trichophyton schoenleinii



C) Dermatofitoz



Microsporum audouinii Trichophyton rubrum



D) Beyaz piedra E) Tinea nigra



Malassezia furfur complex



Hortae vverneckii



Mantar hastalıklarının etkenleri ile ilgili benzer sorularla daha önce de sıkça karşılaşmıştık. Ak piedra saç, sakal, bıyıkta beyazımsı nodüller şeklinde hastalık yapar. Etken Trichosporon beigelii’dir.



seed



ağarda



Aspergillus fumigatus, zygomycetes türleri; Sabouroud dekstroz ağar kullanılabilir. Candida krusei, candidalar’da tür ayrımı için mısır unu tvveen 80 gibi özel besiyerlerine gereksinim vardır. Mantarların kültürü için en çok kullanılan besiyeri Sabouroud dekstroz agar'dır. Dimorfizm araştırılacaksa 37° ve 25 C°’lerde iki ayrı inkübasyon gerekir. Üreyen küflerin tanımı önce laktofenol pamuk mavisi ile morfolojilerin değerlendirilmesi ile yapılır. Gereğinde özel besiyerlerine (mısır unlu jeloz, patates dekstroz ağar,...) ekimler ile farklı özellikler araştırılabilir. Doğru cevap: A



35. Aşağıdaki fungal enfeksiyonlardan kendisine ait olmayan etken ile verilm iştir?



niger



221



A) Histoplasma capsulatum - Microsporum canis - Edipermophyton floccosum



39. Malassezia türlerinin üretilmesi için Sabouraud glukoz ağara aşağıdakilerden hangisi ilave edilmelidir? A) Mannitol C) Lipid



B) Microsporum audounii - Coccidioides immitis - Cryptococcus neoformans C) Epidermophyton floccosum - Trichophytonrubrum - Aspergillus niger D) Blastomyces dermatitidis - Aspergillus fumigatus - Histoplasma capsulatum E) Rhizopus arrhizus - Candida albicans - Fusarium solani Sorunun amacı dermatofitlerin özelliklerinin ve mantarların mikroskobik görüntülerinin bilinmesidir. Makro ve mikrokonidi oluşturmak dermatofitlere ait özelliklerdir. Dermatofitlerin üç meşhur örneği; Trichophyton, Epidermophyton ve Microsporum’dur. Histoplasma sistemik mikoz etkenidir ancak tüberküllü makrokonidi ve mikrokonidi oluşturması en önemli özelliğidir.



B) Niasin D) Pepton E) Tiamin



Çok benzer sorularla daha önce de karşılaşmıştık. Mantarların öze! üreme şekillerinin bilinmesi gerekmektedir. Yağ seven mantar Malassezia’yı unutmamak gerekir. Malassezia türleri normal deride bulunabilen lipofilik mantarlardır. Bu nedenle kültür yapılırken besiyerine lipid eklenerek üremeleri kolaylaştırılır. Doğru cevap: C



40. Deri lezyonundan yapılan kazıntının % 10-30 luk potasyum ile hazırlanmış olan preparasyonunda, “ spagetti ve köfteler” olarak adlandırılan tipik mikroskobik görünüm sergileyen mantar aşağıdakilerden hangisidir?



Coccidioides immitis, sferül yapısı oluşturur. Blastomyces dermatitidis, tek tomurcuklu maya hücresi şeklinde görülür. Cryptococcus neoformans, tanıda çini mürekkebi ile kapsüllü mantarların görülmesi ve kültürde üretilmesi yeterlidir. Aspergillus, örneklerde hif yapıları görülerek tanı konulabilir. Düzgün, bölmeli, 45 derece açı ile dallanan hifler görülür (dikotom dallanma). Rhizopus, biopsi örneğinde kalın, düzensiz, bölmesiz, dik açı ile dallanabilen hifler tanıtıcıdır. Doğru cevap: A



38. Genellikle sığırlardan insanlara geçerek enfeksiyon oluşturan 37 °C de kolayca üreyebilen Trichophyton türü aşağıdakilerden hangisidir? A) Trichophyton rubrum B) Trichophyton verrucosum C) Trichophyton violaceum D) Trichophyton tonsurans E) Trichophyton simi



A) Geotrichium C) Trichosporon



B) Trichophyton D) Blastomyces E) Malassezia



Malassezia furfur en sık sorulan yüzeye! mikoz etkenlerindendir. Mikroskobik görüntüsü de tipiktir. Küçük kısa hif yapıları ve klamidospor kümeleri "spagetti ve köfteler” oluşturan mantardır. Doğru cevap: E



41. Onikomikozu olan bir hastanın tırnak örneğinin direkt incelemesinde hif ve sporlar görülmüştür. Kültürde üreyen pamuğumsu, beyaz renkli, kırmızı pigmenti olan koloninin direkt incelemesinde gözyaşı damlası şeklinde mikrokonidyalar görülmüştür. Bu hastada etken olarak aşağıdaki mantarlardan hangisi düşünülmelidir? A) Trichophyton mentagrophytes B) Microsporum canis C) Trichophyton rubrum D) Epidermophyton floccosum E) Trichophyton soudanense



Dermatofitlerin bulaşma yolları ile ilgili sorularla zaman zaman karşılaşabilmekteyiz.



TUS da sorutabilecek dermatofitlerle ilişkili vaka sorusudur. Dermatofit etkenlerinin ve ayırıcı tanılarının bir arada sorulduğu güzel bir sorudur.



Dermatofit etkenleri insandan (andropofilik), hayvandan (zoofilik) ya da topraktan (jeofilik) bulaşabilirler. Zoofilik olanlardan M. canis özellikle kedi-köpekten, T. verrucosum sığır gibi büyük baş hayvanlardan bulaşabilir. Microsporum audouinii ve Trichophyton tonsurans insandan insana direkt temasla bulaşabilir.



Onikomikoz; Tırnağın mantar enfeksiyonudur. T. mentagrophytes, T. rubrum, ... gibi dermatofitler dışında Fusarium, Aspergillus, Acremonium gibi küf mantarları da etken olabilir. Candidalar özellikle el tırnaklarında gelişen onikomikozlarda sık etkenlerdendir.



Doğru cevap: B



MANTARLAR



37. Aşağıdakilerin hangisinde karakteristik makrokonidi oluşturan mantarlar birlikte verilmiştir?



22 2



MANTARLAR



Sorudaki etken kültürde kırmızı pigment yapmış ve mikroskopta gözyaşı damlası şeklinde mikrokonidiler oluşturmuştur denildiği için cevap T.rubrum’dur. Trichophyton mentagrophytes, spiral hifa görüntüsü oluşturur. Microsporum canis, Trichophyton soudanense, tırnakta enfeksiyon yapmazlar. Saçlı deride enfeksiyon oluştururlar. Epidermophyton floccosum, Sadece makrokonidisi vardır. D o ğ ru cevap:



f



mikrokonidi



yapmaz.



C



42. Aşağıdaki mantarlardan unguium’un etkeni değildir?



hangisi



Tinea



44. Aşağıdaki etkenlerden hangisinin enfeksiyonunda deri kazıntısı örneğinin KOH ile mikroskobik incelemesinde spor toplulukları ve kısa hiflerin görülmesi tanı için yeterlidir? A) Exophiala werneckii B) Piedra hortae C) Malassezia furfur D) Exophiala jeanselmei



A) Epidermophyton floccosum B) Trichophyton mentagrophytes C) Microsporum canis



E) VVangiella dermatitidis Dikkat!!! Malassezia furfur’un tüm özelliklerini bilmek önemlidir. Aynı sorular defalarca sorulmuş.



D) Trichophyton tonsurans E) Trichophyton rubrum Sorunun amacı dermatofit enfeksiyonlarını ve bunların etkenlerini bilmektir. Dermatofitlerin yaptığı hastalıklar tinea olarak isimlendirilir. Tinea ungium’un tırnak mantarı olduğunu bilmek soruyu cevaplamak için yeterli bilgidir. Microsporumlar tırnakta enfeksiyon yapmazlar.



Malassezia furfur (Pityrosporum orbiculare/ovale) tinea versicolor etkenidir. Normalde deride bulunan, lipofilik bir mantardır. Mikroskobik incelemede çok sayıda küçük kısa hif yapıları ile klamidospor kümeleri tipiktir. Zeytinyağı ile zenginleştirilmiş Sabouroud besiyerinde üretilebilir. D o ğ ru cevap: C



Microsporumlar saç ve deride enfeksiyon yaparlar. Tırnak enfeksiyonu yapmazlar. Tinea ungium (Onikomikoz); Tırnağın mantar enfeksiyonudur. T. mentagrophytes, T. rubrum, ... gibi dermatofitler dışında Fusarium, Aspergillus, Acremonium gibi küf mantarları da etken olabilir. Candidalar özellikle el tırnaklarında gelişen onikomikozlarda sık etkenlerdendir. Tanıda alınan örnekte KOH ile yapılan incelemede mantar yapıları görülür. Kültürde üretilen mantarlar laktofenol pamuk mavisi ile boyanarak hifler, makro-mikrokonidileri, koloni yapısı, üreme hızı, pigment,... gibi özellikleriyle tanımlanmaya çalışılır. T. rubrum kırmızı pigmenti gözyaşı şeklinde mikrokonidi, kıl delme deneyi ve üreaz testleriyle T. mentagrophytes’ ten ayrılabilir. T. mentagrophyteste spiral hifa tanıda faydalıdır. D o ğ ru cevap:



C



43. Aşağıdakilerden hangisi enfeksiyonuna yol açmaz? A) Microsporum canis



yüzeyel



mantar



B) Piedra hortae



Aynı soru tekrar karşımızda... Microsporum canis dermatofit etkenidir. A



A) Microsporum



B) Trichophyton



C) Epidermophyton



D) Malassezia furfur



E) Rhinosporidium Benzer sorularda daha önce de karşılaşmıştık. Dermatofitlerin etkenleri ve mikroskobik özellikleri bilinmelidir. Microsporum, Trichophyton dermatofit etkeni mantarlardır.



ve



Epidermophyton



Epidermophyton; deri ve tırnağı tutar saçı tutmaz. Raket ya da lobut şeklinde makrokonidisi tipiktir.



C) Malassezia furfur D) Trichosporon beigelii E) Exophiala werneckii



D o ğ ru cevap:



45. Deri ve tırnakta enfeksiyon oluşturduğu halde saçı enfekte etmeyen ve lobut şeklinde makrokonidyumları olan dermatofit aşağıdakilerden hangisidir?



Microsporum, saç ve deriyi tutar. Makrokonidisi mekik şeklindedir. Trichophyton, saç, deri ve tırnağı tutar. Makrokonidisi kalem şeklindedir. Malassezia furfur, yüzeyel mikoz etkenidir. Derinin yüzeyel tabakasında enfeksiyon yapar. Rhinosporidium, enfeksiyon yapar. Doğru cevap: C



subkutan



mikoz



etkenidir.



Deride



46. Dokudaki m ikrobiyolojik incelemesinde puro cisimcikleri şeklinde görülen subkutan mikoz etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Sporothrix schenckii B) Phialophora verrucosa C) Acremonium strictum D) Scedosporium apiospermum E) Basidiobolus ranarum Sorunun amacı deri altı mikoz etkenlerinin mikroskobik görüntüsünün bilinmesidir. Sporothrix schenckii, sporotrikoz etkenidir. Dimorfik bir mantardır. Doğada toprakta, gül, ağaç kabuğu, yosun gibi ortamlarda doğal olarak bulunabilir. Bu yapılarla meydana gelen yaralanmalarda lenfokutanöz bir tutulum en sık görülen klinik şeklidir. Deriden toprakla temas eden yaralanmalarda papül, püstül sonra ülser oluşur.



Dermatofitlerin tanısında alınan örnekte KOH ile yapılan incelemede mantar yapıları görülür. Kültürde üretilen mantarlar laktofenol pamuk mavisi ile boyanarak hifler, makro-mikrokonidileri, koloni yapısı, üreme hızı, pigment,... gibi özellikleriyle tanımlanmaya çalışılır, besiyerlerinde kontaminasyonu önlemede siklohekzimid kullanılır. T. rubrum kırmızı pigmenti gözyaşı şeklinde mikrokonidi, kıl delme deneyi ve üreaz testleriyle T. mentagrophytes’ ten ayrılabilir. T. mentagrophyteste spiral hifa tanıda faydalıdır. Doğru cevap: E



'---------------------------------------------------------------------------



SİSTEMİK MİKOZLAR •.______________________________________________________ >



1.



Lezyondan alınan örneklerde puro sigarası şeklinde maya hücreleri ve bu yapı çevresinde asteroid cisimler (splendori reaksiyonu) görülebilir. Kültürde ürediğinde tipik hifleri ve hiflerin ucunda kasımpatı gibi kümeler oluşturan sporları tipiktir. Dimorfizmi gösterilerek tanı kesinleştirilebilir. Serolojik testler çok faydalı bulunmamıştır. Tedavide oral potasyum iyodür en etkili seçenektir. Bu tedavide kullanılamazsa uzun süreli itrakanazol kullanılabilir.



Aşağıda mantarlardan hangisi doğada; ince, dallanmış septalı hifalar ve ucunda bulunan küresel makro ve mikrokonidyalar halinde bulunur? A) Histoplasma capsulatum B) Cryptococcus neoformans C) Blastomyces dermatitis D) Coccidioides imitis E) Candida krusei



Diğer seçeneklerdeki mantarların yaptığı hastalıklar ve mikroskobik görüntüleri detay bilgidir.



Kültür: Kültürde yuvarlak, tüberküllü makrokonidya (parmak şeklinde uzantılara sahip özel bir şekle sahiptir) ve küçük gözyaşı şekilli mikrokonidya ve hif oluşturur.



Doğru cevap: A



Doğru cevap: A



47. Dermatoloji polikliniğine başvuran 24 yaşında erkek hastaya “tinea unguium” ön tanısı konulmuştur.



2.



Bu hastadan alınması gereken örnek ve yapılması gereken inceleme yöntemi aşağıdakilerin hangisinde birlikte verilmiştir? Örnek



İnceleme yöntemi



A) Deri kazıntısı



Giemsa boyası



B) Saç teli kökü C) Vezikül sıvısı



Laktofenol boyası İmmünofloresan



D) Lezyon sürüntüsü



Gram boyası



E) Tırnak kazıntısı



Potasyum hidroksit



Sorunun amacı aslında T.ungium’un tırnağın mantar enfeksiyonu olduğunun bilinmesidir. Tinea unguium tırnağın mantar enfeksiyonudur. T. mentagrophytes, T. rubrum, ... gibi dermatofitler dışında Fusarium, Aspergillus, Acremonium gibi küf mantarları da etken olabilir. Candidalar özellikle el tırnaklarında gelişen onikomikozlarda sık etkenlerdendir. Tanısında tırnak kazıntısı örneği incelenir.



Coccidioides immitisin aşağıdaki hangi formun inhalasyonu ile bulaşır? A) Makrokonidia



B) Mikrokonidia



C) Maya



D) Artrokonidia E) Hifa



Coccidioides türü dimorfik yapıdadır. Toprakta küf, dokuda sferül şeklindedir. Artrosporlar bulaştırıcı formudur. Kliniğinde eritema nodozum, artralji (çöl romatizması) görülür. Üçüncü trimester gebelikte disseminasyon yapabilir. Doğru cevap: D



3.



37°C’de zenginleştirilmiş besiyerinde, lezyonlardakine benzer bir şekilde kalın duvarlı tomurcuklanan maya görünümü veren mantar aşağıdakilerden hangisidir? A) Histoplasma capsulatum B) Paracoccidiodes brasiliensis C) Blastomyces dermatitidis D) Cryptococcus neoformans E) Candida albicans



MANTARLAR



223



MANTARLAR



37°C’de zenginleştirilmiş besiyerinde B.dermatitidis lezyonlardan alınan enfekte materyale benzer şekilde; tomurcuklanan maya veya kalın duvarlı tekli hücreler şeklinde görülür. Karakteristik olarak tomurcuk ana hücreden geniş bir septumla ayrılmıştır. Bulaşma mikrokonidialar ile olur. Tedavide itrakonazol veya amfoterisin B kullanılır. Doğru cevap: C



4.



Coccidioides immitis rüzgarla inhale edilen artrosporlarla bulaşan ve sporlar içeren sferüllere neden olan bir mantardır. Blastomyces dermatidis adına dikkat ederseniz deriyi de tutan blastlara neden olan bir mantar. Tek tomurcuklu kalın duvarlı maya hücreleri içermektedir. Blastomyces dermatidis toprakta bulunan mantarların solunması ile akciğere ulaşırlar ve oradan yayılarak ya da direkt olarak deriye ulaşır. Akciğer, deri ve ürogenital tutulum sıktır. Gastrointestinal kanalı pek tutmazlar



Histoplasma capsulatum ile enfekte olan dokularda aşağıdakilerden hangisi doğrudur?



Doğru cevap: A



A) Sadece filamentöz form görülür. B) Hem filamentöz, hem maya formu görülür.



7.



C) Kalın duvarlı artrosporlar görülür. D) Bölgesel lenf nodlarında miçellere bağlı oklüzyon olabilir. E) Organizma maya formundadır. H.capsulatum dokularda maya fazındadır ve makrofajlar içinde küçük, oval, maya şeklinde hücreler olarak görülür. Tedavide amfoterisin B kullanılır.



Bu hastada en olası hangisidir?



Doğru cevap: E



5.



Histoplasma capsulatumun küf formu makro ve/veya mikrokonidialar içerir. Histoplasma’nın makrokonidiaları tüberkülat konidia olarak isimlendirilen çok özel bir şekle sahiptir ve parmak şeklinde uzantılar mevcuttur. Enfeksiyonu bir çok açıdan tüberkülozu taklit eder. Doğru cevap: D



6.



Mantarlarda vaka sorularını yapabilmek için en önemli bilmeniz gereken şey mantarların tipik mikroskobik görüntüleridir. Doğru cevap: B



8.



Ellerinden kollarına doğru yayılan mikroapseleri olan bir hastada doku materyalinde tek bir tomurcuk yapmış kalın duvarlı maya hücreleri görülüyor. Bu hastada hangisidir?



en olası



etken



aşağıdakilerden



B) Coccidioides immitis menenjiti C) Cryptococcus neoformans menenjiti D) Histoplasma capsulatum memnjiti E) C.albicans menenjiti



B) Blastomyces D) Histoplasma



E) Epidermophyton



etken



A) Aspergillus fumigatus menenjiti



Makrokonidia formu parmak şeklinde uzantılar gösteren mantar aşağıdakilerden hangisidir? A) Paracoccidioides C) Coccidioides



Gebeliğin 7.ayında subfebril ateş, genel durum bozukluğu, şuur bulanıklığı ve baş ağrısı ile acil servise gelen 32 yaşındaki Amerikalı bir kadında LP yapılıyor. BOS basıncı: 230 mm HzO, rengi bulanık, protein miktarı: 265 mikrogram/dl, glukoz: 23 mg/dl, simültane kan şekeri: 96 mg/dl, lokosit sayısı: 650 /mm3, %75 nötrofil, %25 mononükleer. Mikrobiyolojik boyamalarda birkaç endosporlu sferül görülüyor.



Aşağıdaki sistemik mikozlardan hangisinde mikroskopide tekerlek gibi görünen tomurcuklar vardır? A) Koksidioidomikozis C) Histoplazmozis



aşağıdakilerden



B) Parakoksidioidomikozis D) Blastomikozis



E) Kandidiyaz



A) Blastomyces dermatitidis B) Cryptococcus neoformans



Parakoksidiiyodomikozis, kütürlerde tipik olarak gemici dümeni (tekerlek) görüntüsü oluştururlar.



C) Candida albicans



Doğru cevap: B



D) Histoplasma capsulatum E) Paracoccidioides brasiliensis Primer sistemik enfeksiyon yapan mantarların klinik özellikleri birbirine benzediğinden mikroskobik temel özelliklerinin bilinmesi gereklidir. Cryptococcus neoformans kapsüllü mayadır. Candida albicans pseudohifa, klamidospor, germ tüp oluşumu ve blastokonidi oluşturması ile tanımlanmaktadır. Histoplasma capsulatum dimorfiktir ve hücre yerleşimli maya hücreleri en belirgin özelliğidir.



içi



9.



Mağara hastalığı olarak bilinen hastalığın etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Coccidioides C) Histoplasma



B) Blastomyces D) Paracoccidioides E) Cryptococcus



Histoplasma nemli topraklarda büyüyen bir mantardır; tavuk çiftliklerinde, yarasaların bulunduğu mağaralarda yaygındır. Enfeksiyon inhalasyon yoluyla alınır. Doğru cevap: C



10. Aşağıdakilerden hangisi retiküloendoteiiyal sistemde intrasellüler olarak yerleşen bir mantardır? A) Blastomyces C) Coccidioides



B) Histoplasma D) Paracoccidioides E) Aspergillus



grip benzeri bir hastalık, ateş, öksürük, artralji ve başağrısı yapar. Yine bunların %15’inde döküntü, eritema nodozum ve eritema multiforme şeklinde hipersensitivite reaksiyonu olur. Bu hastalık vadi ateşi veya çöl romatizması olarak adlandırılır. 3. trimesterde gebelerde sık dissemine olur. Doğru cevap: B



Inhalasyon yoluyla alınan Histoplasma alveolar makrofajlar tarafından fagosite edilir. Fakat fakültatif intrasellüler bir organizma olarak yaşar ve çoğalır. Enfeksiyon RES’de kemik iliği, dalak ve karaciğer olmak üzere yayılım gösterir. Doğru cevap: B



13. Cryptococcus dışında en sık SSS tutulumu yapan mantar aşağıdakilerden hangisidir? A) Blastomyces C) Histoplasma



B) Coccidioides D) Paracoccidioides E) Aspergillus



B) Sjögren sendromu



Sistemik mikoz etkenleri arasında coccidioides sık olarak SSS ve kemik tutulumu yaparken, diğerleri nadir olarak menenjit yapar. Kriptokok menenjitinde mononükleer hücre hakimiyeti varken, eozinofili coccidioides için çarpıcı bir özelliktir.



C) SLE



Doğru cevap: B



11. Yaygın sistemik histoplazmozda hastalıklardan hangisi oluşabilir?



aşağıdaki



A) Plummer-Vinson hastalığı



D) Addison hastalığı



E) Romatoid artrit H. capsulatum Küçük, dimorfik, fakültatif intraselüler bir mayadır. Monositlere yerleşerek tüm retiküloendotelial sistemi (RES) dolaşır. Dissem ine Histoplazm oz



14. Babasından kalan uzun süredir bakımsız tavuk çiftliğini işçilerle tamir eden oğlu bir ay sonra öksürük, göğüs ağrısı, dispne geçiriyor. Balgamda birkaç maya hücresi görülüyor. En olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?



1. A kut form : Hemen daima çocuklarda HSM en önemli belirtidir.



A) Pulmoner candidiazis



2. Subakut form: Yetişkinlerde ortaya çıkar ve HSM’ye ek olarak intestinal ülserayonlar görülür 3. Kronik form: Erişkinlerde görülür.HSM ya minimaldir yada yoktur.Oroferinyed ülserler bu formda daha sık görülür.Ayrıca subakut ve kronik formda endokardit,menenjit,Addison hastalığı görülebilir.



C) Histoplasmosis D) Aspergillus



Kapsülü yoktur Kuş veya yarasa gübresi karışmış toprakta, mikrokonidya ve geniş tüberküllü makrokonidyalı filamentöz bir formda bulunur. Doğru cevap: D



12. Aşağıdakilerden hangisinin yaptığı hastalık çöl romatizması olarak isimlendirilir?



B) Pulmoner coccidioidomycosis



E) Aktinomikozis H.capsulatum’un bulunduğu majör rezervuarlar ta­ vuk çiftlikleri ve yarasaların bulunduğu mağaralardır. Inhalasyon yoluyla alınan mantar, ilk olarak pulmoner belirtiler verir ve dokularda maya formunda bulunur. Doğru cevap: C



15. Dissemine histoplazmoziste primer klinik bulgu aşağıdakilerden hangisidir? A) Anemi



B) Hepatosplenomegali



C)Ateş



D) Öksürük E) Deri döküntüleri



A) Blastomyces dermatitidis B) Coccidioides immitis



C) Paracoccidioides brasiiiensis D) Histoplasma capsulatum E) Aspergillus niger Coccidioides ABD’de bazı eyaletlerde ve Güney Amerika’da yaygındır. Çöl toprağında bulunan mantar, küf şeklindeki artrosporiarın inhalasyonuyla vücuda alınır. Akciğerde Sferül şeklinde bulunur. Hastaların 2/3’ünde asemptomatik geçen primer enfeksiyon, diğerlerinde



Histoplazmozisin dissemine formu genellikle infantlarda olmak üzere immün sistemi zayıf olan kişilerde olur. Histoplazmozisin dissemine olduğunu gösteren primer bulgusu hepatosplenomegali ve lenfadenopatidir. Anemi ve ateş eşlik edebilir. Doğru cevap: B



MANTARLAR



22 5



22 6



MANTARLAR



16. Histoplasmozis nedeniyle Amfoterisin B tedavisi alan hastada antihistoplasma kompleman bağlayan antikorlarında artış görülmesi nasıl yorumlanabilir?



Trichophyton rubrum, kırmızı pigmenti, gözyaşı şeklinde mikrokonidisi, kıl delme deneyi ve üreaz testleri tanı için önemlidir. Cryptococcus neoformans, çini mürekkebi ile boyanma, üreaz testi, BOS’da kapsül antijeni tanı için değerlidir.



A) Kötü prognoz gösterir B) İyi prognoz gösterir C) Prognostik değeri yoktur



Doğru cevap: A



D) Tedaviyi durdurmak gerekir



E) Dozu yükseltmek gerekir Kompleman fiksasyonu (KF) histoplasmozisde en iyi serolojik tanı yöntemidir. Kompleman fiksasyon titreleri hastalık inaktifken düşükken hastalık alevlendiğinde yükseldiğinden hastalık aktivitesinin iyi bir göstergesidir.



19. Aşağıdakilerden hangisi sistemik mikoza neden olan dimorfik mantarlardan biri değildir? A) Histoplasma capsulatum B) Blastomyces dermatitidis C) Paracoccidioides brasiliensis



Doğru cevap: A



D) Coccidioides immitis 17. Etkenin oldukça enfektif olan artrokonidyalarının solunmasıyla ortaya çıkan endemik mikoz tablosu aşağıdakilerden hangisidir? A) Koksidiyoidomikoz



E) Sporothrix schenckii Daha önce de defalarca benzer şekilde sorulan mantar hastalıklarının sınıflandırılmasının bilinmesine yönelik sorudur. Sporothrix schenckii, dimorfik mantardır. Doğada toprakta, gül, ağaç kabuğu, yosun gibi ortamlarda doğal olarak bulunabilir. Bu yapılarla meydana gelen yaralanmalarda lenfokutanöz bir tutulum en sık görülen klinik şeklidir.



B) Histoplazmoz C) Aspergilloz



D) Pnömosistoz E) Blastomikoz Seçeneklerde Histoplazmoz, Blastomikoz, Koksidiyoidomikoz endemik mikoz etkenidir. Sistemik mikozlar, küf halinde bulunan difazik mantarların genellikle artrokonidyaların solunmasıyla oluşur. Primer enfeksiyon yerleri akciğerdir. Burada küflerden maya formları oluşarak hastalık meydana gelir. Primer hastalık genellikle hafif belirtilerle seyreder. Koksidiyoidomikoz en çok semptomatik enfeksiyon yapar türdür. Aspergilloz ve Pnömosistoz fırsatçı enfeksiyon yaparlar. Doğru cevap: A



Diğer seçenekler sistemik mikoz etkenidir. Doğru cevap: E



20. Endemik mikozlarla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Sadece bağışıklık sistemi baskılanmış konakta gelişirler. B) Termal dimorfik mantarlara bağlı olarak gelişirler. C) Konağa konidiumların inhalasyonu yoluyla girerler. D) Dünyada belirli coğrafi bölgelerde görülürler.



18. Ekzoantijen testi aşağıdaki fungusların hangisini ayırmak amacıyla kullanılır? A) Coccidioides immitis



yayılan



Sorunun amacı sistemik mikozların ortak özelliklerinin bilinmesidir.



B) Candida albicans C) Aspergillus fumigatus D ) Trichophyton rubrum



E) Cryptococcus neoformans TUS için biraz detay soru olmasına rağmen son yıllarda tanıya yönelik testler sık sorulduğundan bilmekte yarar olduğunu düşünüyoruz. Ekzoantijen testi, Coccidioides kullanılan serolojik deneydir.



E) Akciğerlerden diğer organlara enfeksiyonlara yol açabilirler.



immitis



tanısında



Candida albicans, serumda mannan tayini yapılır. Aspergillus fumigatus, Serumda galaktomannan tayini yapılır.



Sadece bağışıklık sistemi baskılanmış konakta değil immün sağlam konakta da enfeksiyon yaparlar. Fakat immünsüpresiflerde daha ağır enfeksiyon tablosu oluştururlar. Sistemik mikozların hepsi dimorfik yapıda mantarlardır. Flistoplasma capsulatum, Blastomyces dermatitidis ve Paracoccidiodes brasiliensis enfekte ettikleri dokuda tomurcuklanan maya şeklinde, Coccidioides immitis ise sferül şeklinde görülür. Hastalık küf halinde bulunan difazik mantarların genellikle mikrokonidilerinin solunmasıyla oluşur. Primer enfeksiyon yerleri akciğerdir. Burada küflerden maya



OO



9



B



^



rP o



Ç CP m



(yO



H istoplasm a Capsulatum Dimorfik, intrasellüler bir mantardır. Monositler içinde yaşar. Periferik yaymada tüberküliü makro ve mikrokonidiler.



o



Blastom yces d erm atitid is Çift katlı kalın bir hücre duvarı olan, geniş tabanlı tom urcuk yapan, büyük maya hücreleri şeklinde görülen dimorfik bir mantardır. Solda ise mikrokonidyalar görülmektedir.



CP



MANTARLAR



227



Paracoccidioides brasiliensis Dokuda birden fazla tomurcuklanma gösteren maya formuyla B.dermatitidis'den ayrılan dimorfirk bir man­ ta rd ır. Eşeyli üreme form u gösterilememiştir. Gemi dümeni şeklinde mikroskobikyapı.



• f



f-A



C3 CD / < r v



Coccidioides im m itis İç i e n d o s p o r l a r l a dol u s fe r ü l oluşturan dim o rfik bir m antardır. Solda doğada bulunan a rtro s p o rla r gö rülm e kte dir.



C ryptococcus neoform ans Dimorfik olmayan, tomurcuklanarak çoğalan, sadece maya formu bulunan bir mantardır. Çini mürekkebi ile boyanan polisakkarit kapsüle sahiptir.



Sistem ik m ikoz e tk e n le rin in sa p ro fitik ve p a to je n ik fa z la n . A. Histoplasma capsulatum , B. Blastomyces d e rm a titid is , C. Faracoccidioides brasiliensis, d. Coccidioides im m itis , E.Cryptococcus neoform ans



formları oluşarak hastalık meydana gelir. Primer hastalık genellikle hafif belirtilerle seyreder. En çok semptomatik enfeksiyon yapan Coccidioides immitis’dir. İmmün sistemi bozuk kişilerde hastalık yayılır ve erken tedavi edilmez ise hayatı tehdit eder. Hastalık kişiden kişiye bulaşmaz. Sistemik mantarların tedavisinde genel prensip hafif vakalarda azol (itrakanazol), şiddetli vakalarda ise amfoterisin B verilmesidir. “Sistemik mikoz etkenlerinin saprofitik ve patojenik fazları” başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: A



\



f



FIRSATÇI MİKOZLAR _____________________________________________1.



Aşağıdakilerden hangisi karaciğer kanseri ile ilişkili toksini olan bir mantardır? A) Aspergillus fumigatus B) Aspergillus nidulansC) Aspergillus flavus D) Aspergillus niger E) Aspergillus terreus



228



MANTARLAR



A spergillu s fla vu s’un aflotoksini hem karaciğer için potansiyel kanserojendir, hem de akut entoksikasyonlara yol açar.



Aspergillus tü rle rin in sebep olduğu h astalıkla r



D o ğ r u ce v a p : C



2.



Candida albicans kültür preparatının incelenmesinde aşağıdakilerden hangisi görülmez? A) Maya hücreleri C) Artrosporlar



B) Yalancı hif



D) Blastosporlar E) Klamidosporlar



C.albicans ürediğinde maya hücreleri, blastasporlar, psödohif yapıları oluşturan C.albicans, ayrıca mısır unlu jeloz besiyerine ekildi ise klamidosporlar oluştururlar. Artrosporlar ise özellikle C.immitus ve Geothricum candida için tipik yapılardır.



Hastalık



Etyolojik Durum



Mikotoksikozis



Kontamine besinlerin yenmesi



Hipersensitivite Pnömonisi



A lle rjik bronkopulmoner hastalık



Sekonder Kolonizasyon



invazyon yapmaksızın vücut boşluklarında fungal kolonizasyon (pulmoner apse)



Sistemik Hastalık



Çok fazla sporun alınmasıyla invaziv hastalık



D o ğ r u ce va p : E



4.



D o ğ r u ce v a p : C



Bir febril nötropeni hastasında imipenem+ amikasin tedavisi altında ateş 5 gündür düşmüyor. Hastanın nötrofil sayısı 800/mm3, alınan tüm hemokültürlerde üreme olmuyor, deride gelişen nodüler lezyonlar ve batın tomografisinde dalakta küçük apse odakları belirleniyor, alkalen fosfataz yüksek bulunuyor. Yukarıda tanımlanan olgunun en olası tanısı aşağıdakilerden hangisidir?



3.



iki ay önce böbrek transplantasyonu yapılan 43 yaşındaki erkek bir hastada; ateş, öksürük, göğüs ağrısı, nefes darlığı yakınmaları gelişiyor. Çekilen PA akciğer grafisinde sol akciğer alt ve üst loblarda infiltrasyon saptanan hastadan alınan balgam örneğinin incelenmesinde bölmeli hifsel yapılar görülüyor. Alınan kültürlerde plağın yüzeyinde yeşil renkli, kadife şeklinde tabaka oluşturan bir küf mantarı izole ediliyor. Bu tabloya yol açma olasılığı en fazla olan fungal etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Pneumocystis carini/jiroveci B) Aspergillus niger C) Histoplasma capsulatum D) Rhizopus sp. E) Aspergillus fumigatus



immün yetmezliklilerde Aspergillus fumigatus sistemik olarak yayılır. İnvazyon gerçekleşen dokuların başında (%90) akciğer gelir. Mantarlar, epitel hücrelerindeki ilk çoğalmadan sonra damarlara ve sonra da kana invaze olurlar. Çok fatal bir tablodur.



A) Enterokok sepsisi B) İnvaziv aspergiiloz C) Enfeksiyoz mononükleoz D) Hepatosplenik kandidiyaz E) CMV infeksiyonu Bu bir



vaka sorusunda ateşinini nedeni bilinmeyen nötropeni hastasından bahsedilmekte. Febril nötropeni hastalarında enfeksiyon sıklığı artmaktadır. Bu tür hastalarda bakteriyel ve mantar infeksiyonları sürekli gözlenmeli. Bu hasta ampirik olarak verilen antibiyotiklerden fayda görmemesi etkenin mantar olduğunu kuvvetle düşündürmekte. Hepatosplenomegali HIV, CMV ve EBV infeksiyonlarındada görülebilmekte ve bakteriyel kan kültürlerinde üreme olmaması bu etkenleri destekleyebilir. Ancak batın tomografisinde dalakta küçük apse odakları belirlenmesi bizi bu etkenlerden uzaklaştırmakta ve etkenin kuvvetle muhtemel bir mantar olabileceğini düşündürmekte. Bu aşamadan sonra altın kelime deride gelişen nodüler lezyonlardır ve kandida lehinedir. Çizilen vaka bu hasta grubunda görülebilen hepatosplenik kandidiyaz tablosudur. D o ğ ru cevap: D



İmmün detektiflerde; febril nötropeni varlığında yapılan radyolojik incelemede akciğer infiltrasyonu görülmesi ve balgamda etkenin üretilmesi tanısal önem taşır. İmmün yetmezlikli hastalarda Candida’dan sonra ikinci, kemik iliği transplantasyonu yapılmışlarda ise birinci sıklıkta gelişen fungal infeksiyondur. Böbrek transplantasyonu olgularındaki en sık fungal pnömoni etkenidir.



5.



Uzun süreli intravenöz kateterizasyon uygulananlarda septisemilere ve AIDS olgularında mukokutanöz infeksiyonlara yol açan endojen mantar aşağıdakilerden hangisidir? A) Cryptococcus neoformans B) Candida albicans C) Blastomyces dermatitidis



D) Microsporum canis E) Epidermophyton floccosum



Candida türleri endojen mantarlar olup, insanlarda mevcut immünite ile değişebilen klinik tablolara neden olurlar. CD4+ T ve bağıntılı olarak B lenfositler, deri ve mukoza kandidozunu önlerken, başta nötrofiller olmak üzere fagositler ise deri ve mukozalardaki kolonize Candida türlerinin sistemik infeksiyon yapmasını engellerler. IV kateterizasyon sık bir Candida sepsisi nedenidir. Kandida tü r le r i Etyolojik C. C. C. C.



albicans tropicalis parapsilosis kefyr



Makrokonidiler tanıda önemli bir ayrımdır. Microsporum mekik şeklinde, Trichophyton kalem veya puro sigarası şeklinde, Epidermaphyton ise lobut veya raket tarzında makrokonidi oluştururlar. Candida albicans makrokoni ve mikrokonidi içermez. Tanısında klamidospor, blastokonidi, pseudohifa, germ tüp oluşumu önemli morfolojik yapılardır. D o ğ r u ce va p : D



Ajanlar C. C. C. C.



guilliermondii krusei glabrata tusitaniae



7.



A) Pneumocystis carinii (jirovici)



Klinik Kutanöz Mukokutanöz Kronik Sistemik



'



B) Penicillium marfennei intertrigo, onikomikozis Mukokutanöz kandidiyaztis, kronik granülomatöz hastalık Mukokutanöz candidiazis, granülomatoz hastalık : Fungemi, endokardit, pulmoner infeksiyon, üriner trakt infeksiyonu, meninjitis, endoftalm it



Altta yatan durumlar



Geniş spektrumlu antibiyotik kullanımı, OKS, mekanik sebepler (travma, oklüzyon) AIDS, avitaminozlar, gebelik Hücresel immün yetmezlikler Pagositoz bozuklukları immun supresif durumlar (endokrinopatiler, DM, yanıklar) İntra venöz ilaç alışkanlığı, IV kateter



C) Aspergillus fumigatus D) Cryptococcus neoformans E) Candida dubliniensis HİV (+) hastada pnömoni varlığında önce P.carinii (jirovici), menenjit varlığında C.neoformansı hatırlamalıdır. Orofaringeal kandidiyaz olgularında ise yanında C.dubliniensis hatırlanmalıdır.



C.albicans



P.marfennei özellikle Uzak Doğu’da HİV (+) olgularda akciğer infeksiyonları yapan mononükleer hücrelerde maya hücreleri ve besiyerinde kırmızı (gül) renginde küf kolonileri oluşturarak üreyen dimorfik mantarlardır. D o ğ r u ce v a p : B



Makrokonidiumları ve mikrokonidiumları olmayan, deri ve tırnakta enfeksiyona neden olabilen mantar türü aşağıdakilerden hangisidir?



On ay önce böbrek transplantasyonu yapılan ve immünsüpresif tedavi alan 32 yaşındaki bir erkek hastada öksürük ve yan ağrısı başlıyor. Çekilen göğüs radyogramında perihilar bölgeden yayılan bilateral diffüz infiltrasyonlar gözleniyor.



A) Trichophyton rubrum B) Epidermophyton floccosum



Bu tabloya yol açması aşağıdakilerden hangisidir?



C) Microsporum canis



A) Ascaris lumbricoides



D) Candida albicans E) Aspergillus fumigatus



C) Strongyloides stercoralis D) Toxoplasma gondii E) Blastocystls hominis



D o ğ r u ceva p : B



6.



HİV (+) hastalarda etken olarak karşılaşılan, Sabouroud ağarda kırmızı küf kolonileri yapan dim orfik mantar aşağıdakilerden hangisidir?



Dermatofitler derin dokuları etkilemeyip sadece deri, saç, kıl, tırnak gibi keratinize dokuları etkileyen küf mantarlardır. Üç tür (Trichophyton, Microsporum, Epidermophyton) dermatofit enfeksiyonuna neden olabilirler. Kandidalarda tırnak ve deri infeksiyonları nedeniyle bu üçlü ile anılmaktadır. Bu konuda sürekli soru gelmekte ve bilmeniz gereken tek şey; Trichophyton tüm keratinize dokularda yani saç, deri ve tırnakta infeksiyon yapar. Microsporum saç ve deride; Epidermophyton ise deri ve tırnakta infeksiyon yapmaktadır. Zoofilik dermatofitler de soru olarak sorulabiliyor. Özellikle Microsporum.canis kedi ve köpeklerden, Trichophyton verrücosum ise sığır gibi büyük baş hayvanlardan bulaşabilmektedir. Dermatofit etkenlerinin hangi keratinize dokuyu tuttuğunu bilmeniz bazen yetmeyebilir. Bu mantarlar makrokonidi ve mikrokonidi içermektedir.



8.



en



olası



etken



B) Pneumocystis carinii



Perihiler bölgeden yayılan bilateral diffüz infiltrasyon P. carinii pnömonisi için tipiktir. P. carinii günümüzde kanser kemoterapisi gören, immun supresif ilaç kullanan transplant alıcıları ve AlDS’li hastalarda görülür. D o ğ r u ce va p : B



9.



AlDS’li hastalarda sıklıkla kolonize olan ve birçok biyokimyasal ve morfolojik özelliği ile Candida albicans’tan ayırt edilemeyen ancak moleküler yöntemlerle tanı konulabilen maya aşağıdakilerden hangisidir? A) Candida crusei



B) Candida lusitanea



C) Candida dubliniensis



D) Candida guillermondi



E) Candida tropicalis



MANTARLAR



229



MANTARLAR



230



Bütün tanımlamaları ile Candida albicans olarak tiplendirilen mayaların bir kısmının moleküler yöntemlerle C.dubliniensis adı verilen başka bir tür olduğu tesbit edilmiştir. İlginç olan bu maya türünün özellikle AIDS’Iİ hastalarda kolonize olmasıdır. Tanıda ayrıca ısı testi ve kromojenik ağar kullanılabilmekte ise de kesin tanı



Orofaringeal kandida infeksiyonu HIV (+) hastaların en sık fırsatçı infeksiyonudur. En sık etken C.albicans’dır. Germ tüp oluşturma, klamidospor oluşturma özellikleri ile diğerlerinden ayrılabilir. C.dubliniensis özellikle HIV(+) olgularda bu özelliklere sahip üreme yapabileceğinden hatırlanmalıdır.



moleküler yöntemlerdir.



D o ğ r u ce va p : D



D o ğ ru cevap: C



10. HIV (+) bir olguda menenjit bulgulan saptanıyor, yapılan incelemede beyin-omurilik sıvısında polisakkarid kapsül antijenleri tespit ediliyor ve kültürde maya hücreleri üretiliyor. Bu hastada hangisidir?



en



olası



etken



| E ty o lo jik



aşağıdakilerden



A) Candida albicans



:



B) Cryptococcus neoformans C) Blastomyces dermatidis



Kandida tü rle ri A ja n la r



C. albicans



C. guilliermondii



C. tropicalis



C. krusei



C. parapsilosis



C. glabrata



C. kefyr



C. lusitaniae



K lin ik Kutanöz: İntertrigo, onikomikozis



D) Geothricom candidum E) Candida dubliniensis



! M u k o k u ta n ö z : M uko kutan öz granülomatöz hastalık



k a n d id iy a z tis ,



k ro n ik



HIV(+) hastalardaen sık menenjit etkeni. C.neoformanstır. kapsül yapısı bu mantarı tanımlayan en önemli yapısal özelliktir. Kapsül çini mürekkebi ile gösterilebilirken aynı zamanda polisakkarit antijen tayini daha güvenilir bir test olarak ön plana çıkmaktadır.



Sistemik: Fungemi, endokardit, pulmoner infeksiyon, üriner tra kt infeksiyonu, m eninjitis, endoftalm it



D o ğ ru cevap: B







Geniş spektrumlu antibiyotik kullanım ı, OKS, mekanik sebepler (travma, oklüzyon)



11. Hematolojik malignite nedeniyle yatan, cildinde ortası nekrotik lezyonlar gelişen bir hastalık kültüründe bir küf mantarı üretiliyor.







AIDS, avitaminozlar, gebelik







Hücresel immün yetmezlikler







Fagositoz bozuklukları







immun supresif durumlar (endokrinopatiler, DM, yanıklar)







intra venöz ilaç alışkanlığı, IV kateter



En olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Trichophyton rubrum C) Fusarium



B) Malassezia furfur D) Zigomisetler



E) Fansecea pedresi Nötropenik, immünsupresif, yarık hastalarında sistemik hif infeksiyonları olabilir. Sıklıkla ciltte ortası nekrotik lezyonlar izlenir. Hemokültürde etken Zigomisetler, Aspergillus olduğunda çoğu kez üreme saptanamazlar. Fusarium küfler arasında hemokültürde en sık saptanabilen küf mantarıdır. D o ğ ru cevap:



Kronik: Mukokutanöz candidiazis, granülomatoz hastalık



Altta yatan durumlar



13. HIV (+) bir hastada pnömoni gelişiyor, bronkoalveolar lavaj incelemesinde methenamin genişleme yöntemiyle çok sayıda kistler saptanıyor. En olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Penicilium marneffei



B) Pneumocystis carinii



C) Aspergillus fumigatus



D) Zigomisetler



C



E) Candida albicans



12. HIV (+) bir hastanın orofaringeal lezyonları gelişiyor, yapılan incelemede, yalancı hifler ve maya hücreleri saptanıyor, kültürde maya hücreleri üretiliyor ve yapılan incelemede mısır unlu jelozda klamidosporlar oluşturduğu saptanıyor. Bu hastada hangisidir?



en olası etken



A) Cryptococcus neoformans



B) Candida tropicalis



HIV (+), ALL, yenidoğanlarda özellikle interstisyel pnömoni varlığında, ilk akla gelecek etken P.cariniidir. AC biopsisi, BAL ya da uyarılmış balgam örneğinde genişleme, Gamond, Giemsa ile kistlerin görülmesiyle konabilir. D o ğ r u ce va p : B



aşağıdakilerden 14. Aşağıdaki mantar enfeksiyonlarından hangisinde Çini mürekkebi boyası ile kapsüllü mantar saptanır?



C) Histoplasma capsulatum



A) Candida



D) Candida albicans



C) Cryptococcus neoformans D) Aspergillus E) Zigomikoz



E) Mallessezia furfur



B) Dermatofitler



C. neoform ans için en uygun boyama yöntemi çini mürekkebi ile boyamadır. Ayrıca musikarmin de kapsül için kullanılabilir.



olabilirler. Sistemik etkenler Blastomyces dermatitidis, Coccidioides immitis, paracoccidioides brasiliensis ve histoplasma capsulatum’dur.



Mantarlar arasında C. neoformans HIV (+) bir hastada hemen akla gelebilecek kapsüllü bir mayadır. BOS’da kapsül antijen tayini oldukça uygun bir tanı olarak da belirtilmektedir. • C. neoformans polisakkarit kapsül ile çevrilidir. • Genelde güvercin dışkısı ile kirlenmiş toprakta yoğun olarak bulunur. • AIDS olgularında en önemli menenjit etkenidir. • BOS’ta polisakkarit kapsül antijen tayini en hızlı tanı yöntemidir. • Tedavide amfoterisin B (+ Flusitozin) yada flukonazol kullanılır. • Monomorfiktir.



Doğru cevap: C



17. Menenjit ön tanısı ile incelenen bir hastanın BOS sedimentinin çini mürekkebiyle boyanmasında kapsüllü maya hücresi görülüyor. Aşağıdaki etkenlerden hangisi tanımlamaya en uygundur?



yukarıdaki



A) Candida albicans B) Cryptococcus neoformans C) Histoplasma capsulatum D) Blastomyces dermatidis E) Coccidioides immitis



Doğru cevap: C 15. Vankomisin tedavisi alan bir hastada tedavinin beşinci gününde sebat eden yüksek ateşi ve akciğerinde halo bulgusu saptanan infiitrasyonlar belirlenen hastada en olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Candida albicans B) Aspergillus fumigatus C) Malessezia furfur Cryptococcus neoformans E) Trichophyton rubrum D)







Nötropenik ve antibiyotiğe dirençli ateşi olan vakalarda en önemli akciğer tutulum etkeni A. fumigatustur. Düzgün, bölmeli, 45’lik açı yapan hifleri görülür.



Antibiyotik tedavisi ile ateşi düşmeyen ve akciğerde infiltrasyon saptanan bir nötropenik hastada öncelikle mantar infeksiyonu ve özellikle invazif aspergillusu düşünmek gereklidir. Radyolojide periferik nodüller, halo belirtisi gibi bulgular ise özellikle aspergillus infeksiyonlarda görülür. Doğru cevap: B



16. Aşağıdaki mantarlardan hangisinin özellikle immun yetmezlik durumlarında fırsatçı mantar infeksiyonuna neden olma olasılığı en düşüktür? A) Aspergillus fumigatus B) Candida albicans C) Paracoccidioides brasiliensis D) Cryptococcus neoformans E) Pneumocystis carinii Burada terminolojiye dikkat edilmelidir. Fırsatçı mantar etkenler normalde infeksiyon yapmadıkları halde uygun koşullar oluşunca enfeksiyon yaparlar. Sistemik mantar infeksiyon etkenlerinin immün yetmezlik gibi bir fırsata gereksinimleri yoktur. Pler koşulda infeksiyona neden



C.neoformans kapsülü ile; çini mürekkebi boyası ile; hızlı tanıda BOS örneğinde lateks aglütinasyon yöntemi ile kapsülünün gösterilmesi ile; ve AIDS’te en sık menenjit etkeni olması ile sorulmakta. Doğru cevap: B



18. Aspergillus ile gelişen infeksiyonlarda tedavide kullanılabilecek antifungaller aşağıdakilerden hangileridir? A) Amfoterisin B ya da itrakanazol B) Amfoterisin B ya da flukanazol C) Amfotersin B ya da mikonazol D) Flukanazol ya da itrakanazol E) Flukanazol ya da 5-flusitozin A spergillus Hastalıklarında; Örneklerde hif yapıları görülerek tanı konulabilir. Düzgün, bölmeli, 45 derece açı ile dallanan hifler görülür. Hiflerden küflerin tür düzeyinde ayırımı mümkün olmamakla beraber belirli risk grubunda en sık etken olduklarından öncelikle hatırlanmaları gerekir. Konidilerin dizilişi ile tanımlanmaya çalışılırlar, immunsupresif hastalarda galaktomannan antijeni ile tanıya katkı sağlanabilir. Tedavide amfoterisin B kullanılır. Azol türevleri içinde Itrakonazol ve yeni geliştirilen vorikanazol tedavide kullanılabilir. HEPA filtreli odalarla riskli hastaların korunması mümkün olabilmektedir. Doğru cevap: A



19. Aşağıdaki mantar enfeksiyonlarından hangisi BOS’da polisakkarid kapsül antijeni araştırılarak tanınabilir? A) Candida albicans



B) Dermatotifler



C) Cryptococcus neoformans



D) Aspergillus



E) Zigomikoz



MANTARLAR



231



232



MANTARLAR



Mantarlar arasında C. neoformans HIV (+) bir hastada hemen akla gelebilecek kapsüllü bir mayadır. BOS’da kapsül antijen tayini oldukça uygun bir tanı olarak da belirtilmektedir. Doğru cevap: C



II



Doğru cevap: A



Aspergillus türlerinin sebep olduğu hastalıklar -........ — Hastalık Etyolojik Durum ............ — Kontamine besinlerin yenmesi Mikotoksikozis



J



1



1



Hipersensitivite Pnömonisi



AUerjik bronkopulmoner hastalık



Sekonder Kolonizasyon



İnvazyon yapmaksızın vücut boşluklarında fungal kolonizasyon (pulmoner apse)



İD :06t132 1



20. Vaginal akıntı nedeniyle başvuran bir hastada akıntı örneği incelemesinde pseudohifler ve maya hücreleri görülüyor. En olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Aspergillus C) Giardia intestinalis



22. İnsanlarda endojen olarak bulunan ve uzun süreli i.v. kateterizasyon uygulananlarda septisemilere ve AIDS olgularında mukokutanöz infeksiyonlara yol açan mantar hangisidir? A) Cryptococcus C) Blastomyces



B) Candida D) Microsporum



E) Epidermophyton



Çok fazla sporun alınmasıyla invaziv hastalık



; Sistemik Hastalık



Blastomyces dermatitis, Coccidioides imitis, Histoplasma capsulatum, Sporothrix schenckii, paracoccidioides braziliensis dimorfik mantarlardır. Rizopus türleri monomorfik mantarlardır. Dimorfik mantarlar oda ısısında serbest yaşayan, saprofit halinde bulunurken, vücud sıcaklığında maya halinde bulunurlar. Tıbbi önem taşıyan birçok mantar dimorfiktir.



B) Entomoebea D) Trichomonas vaginalis



Candida, özellikle immun sistemi bozulmuş hastalarda enfeksiyonlara neden olan, normalde doğada yaygın olarak bulunan bir mantardır. Normal vücut florasında da bulunur. Sıklıkla AIDS gibi immunsupresif hastalıklar, transplantasyon hastaları, hematolojik malignitesi olan hastalar, steroid kullananlar, geniş spektrumlu antibiyoterapi kullananlar, invazif girişim geçirenler, bu infeksiyonlar için risk grubudurlar. En sık etken C.albicanstır. HIV pozitif hastalarda kronik mukokutanöz candidiazis yaparlar. Doğru cevap:



B



E) Candida albicans Fırsatçı mantar enfeksiyonlarının en sık etkeni candidiasistir. En sık görülen candida grubu ise C. albicanstır. Candida cinsi mayalar, tomurcuklanan maya hücreleri ve bazen psödohif oluşturan maya hücreleri olarak görülebilir. Oral kandidiyaz (pamukçuk) en sık rastlanan klinik tablodur. Dil ve ağız boşluğunda beyaz plaklarla karakterizedir. Vaginit özellikle gebelerde, diabetiklerde ve antibiyotik kullananlarda görülür. Çoğu beyaz, peynirimsi akıntı ile tanımlanır. Deride follikülit, balanit, intertrigo, özellikle el tırnaklarında onikomikoz, paronişi, tinea barbae nedeni olabilir. Dudak kenarları infeksiyonu (perleche: yalama) da yapabilir. İla ç Direnci



C. tropicalis C. krusei



V



C. lusitaniae



ııın*- Ketokanozol m ı*- Flukanozol m ı*- Amfoterisin-B



23. Aşağıdaki mantarlardan hangisi mikotoksin yoluyla klinik tablo meydana getirir? A) Candida parapsilosis B) Aspergillus flavus C) Microsporum canis D) Torulopsis glabrata E) Kriptokokkus neoformans Pekçok mantar akut veya kronik intoksikasyonlara yolaçabilen mikotoksinler üretir. Mikotoksinlerin etki etmesi için hastalığın olması şart değildir. Kontamine besin üzerinde bulunan az miktarda toksin kronik hasara yolaçabilir. Bunların arasında en iyi örnek A.flavus’un yaptığı aflatoksindir. Doğru cevap: B



J



Doğru cevap: E



24. En sık fırsatçı enfeksiyona neden olan mantar aşağıdakilerden hangisidir? A) C. immites C) A. fumigatus



21. Aşağıda verilen mantarlardan hangisi doğada ve insanda aynı formda (monomorfik) bulunur? A) Rhizopus türleri



B) Blastomyces dermatitis



C) Coccidioides imitis



D) Histoplasma capsulatum



E) Sporothrix schenckii



B) C. albicans D) C. neoformans E) H. capsulatum



C A N D ID IA A L B İC A N S



• •



Dokularda pseudohif oluşturur Glukoz ve maltozu fermente eder



233



Blastospor ile ürer En sık rastlanan fırsatçı patojendir







Mannan antijeni bulundurur



• •



Germ tüp oluşturur Normal florada bulunduğu yerler; deri, vajen, ağız ve barsaklardır



Laboratuar tanısı •



Deri, tırnak ve eksuda KOH’la muamele edilir. Pseudohifler gerçek hifler, blastokonidya ve maya hücreleri görülür







Steril bölgelerden kültür alınabilir







Serumda ge rm tü p ve pirinç besiyerinde klamidospor (C.Albicansa özgü) oluşturur. Serolojik testlerde yüksek düzeyde candida presipitinleri ve antijenleri belirlenir



• •



Kandidiazis görülm e sıklığ ın ı arttıran durum lar • • • • • •



Tedavi: • •



25. Akciğerde en sık hastalığa yol açan mantar aşağıdakilerden hangisidir?



Corn meal ağar diğer candidalardan ayırımını en iyi sağlayan besi yeridir



A) Histoplasma capsulatum B) C. neoformans C) Coccidioides immitis



Ağızda pam ukçuk En çok görülen kandida enfeksiyonudur Oral mukokutanöz membranları tutar Ağız boşluğunda beyaz plaklar şeklinde görülür



Vulvovajinit •



Koyu sarı-beyaz akıntı, yanma hissi, vajen mukozasında beyaz plaklar görülür



Deri enfeksiyonunda nistatin veya ketokonazol Ösefagial ve vaginal kandidozda imiddazoller Kandidemide ise Amfoterisin B kullanılır.



Doğru cevap: B



Kandidiazis form ları



• • •



Diabetes mellitus Gebelik AIDS Immunsupresyon Geniş spektrumlu antibiyotik kullanımı Prematür bebekler



MANTARLAR



• •



D) Aspergillus fumigatus E) T.schoenleini En çok akciğer bulgusuna yolaçan mantar Aspergillustur. Bunun sebebi dünya çapında yaygın olarak bulunan mantarlar arasında primer akciğer tutulumu ile giden bir hastalık olmasıdır. Daha sonra Histoplasma yer alır. Doğru cevap: D



Deri kandidiyazisi • • •



Tırnak, deri kıvrımları ve kasıkta görülebilir Nemli şartlarda enfeksiyona eğilim artar Deride, folikülite, balanit, intertripo, paranişya, onikomikoz, perianal kandidiazise sebep olabilir



26. “Fungus topu” aşağıdakilerden hangisi tarafından meydana getirilir? A) Cryptococcus neoformans B) Epidermophyton floccosum



Sindirim sistem i •



C) Aspergillus fumigatus



AIDS hastalarında en sık özefajit sebebidir



D) Mucor



Kandidemi •



Ateş, makronodüler deri lezyonları ve endoftalmit ile kendini gösterir



Endokardit •



• •



Kalp kapakçıklarında hasar bulunan veya kapakçık operasyonu geçirmiş hastalar ve I.V. ilaç bağımlılarında görülür En sık görülen fungal endokardit etkenidir. Kronik akciğer hastalarında görülür. İnatçı öksürükle seyreder



Serebrom eningeal enfeksiyon • •



Altta yatan ağır hastalığı bulunan kişilerde görülür Uygun tedaviye rağmen düzelmez.



K ronik m ukokutanöz kandidiasis: •



Mikroskopik olarak ve Candida antijenlerine karşı immunite yokluğu ile tanınır



E) Rhizopus Pulmoner aspergillozis kendini üç değişik şekilde gösterebilir. Bunlardan biri daha önceden oluşmuş kavitelerde (tüberküloz kaviteleri, paranazal sinüsler ve bronşiektazi) fungus topu olarak da isimlendirilen aspergillomlar oluşturmasıdır. Bunlar çevre dokuya invaziv değildirler ve antifungal tedaviye yanıt vermezler. Asemptomatik oldukları sürece konservatif izlenirler. Massif hemoptiziye yol açtıkları zaman cerrahi rezeksiyon yapılır. Diğer şekiller ise invaziv pulmoner aspergillozis ve allerjik aspergillozis şeklindedir. Doğru cevap: C



O Fungus topu tanısında k ü ltü r ve mikroskopi faydasızdır. Tanıda in d ire k t hemaglütinasyon (İH A ) kullanılır. Tanıda radyoloji faldalıdır.



V



J



234



27. Aşağıdakilerden hangisinin görülme ihtimali en azdır?



aspergilloziste



MANTARLAR



A) Osteomyelit B) Miçetoma C) Allerjik pnömonit



Aspergillus ve Candida en sık otitis externa etkeni mantarlardır. Siyah renkli akıntıya sebep olan etken A. niger'dir. Aspergilluslar özellikle kemik iliği transplantasyonlarında sorun oluşturur. A.flavus hepatoselüler kansere yol açabilir. Doğru cevap: E



D) Invaziv pulmoner lezyon E) Otomikozis Aspergillus türleri neredeyse tüm dokuları invaze edebilir ancak en sık pulmoner tutulum yapar. Pulmoner tutulumun 3 formu allerjik pnömonit, invaziv hastalık ve aspergillomadır. Kulak tutulumu otomikozis olarak isimlendirilir. Osteomyelit olguları rutin klinik tabloda yoktur. Doğru cevap: A



28. BOS’ta kapsül polisakkarit antijeni serolojik olarak tespit edildiğinde aşağıdaki tanılardan hangisi konulmuş olur? A) C. neoformans C)A. israelii



B) H.capsulatum D) C. albicans E) N.asteroides



Menenjit etkeni olan kapsüllü mantar Cryptococcus’tur. Eskiden Çini mürekkebi ile kapsüllü patojen gösterilirken, şimdi kapsül antijeninin tespiti ile tanı konulmaktadır. (Latex)



31. Paranazal sinüslerden kan damarlarını invaze ederek hızla beyine yayılarak kısa sürede ölüme yol açabilen mantar aşağıdakilerden hangisidir? A) Rhizopus



B) Aspergillus



C) Histoplasma



D) Nocardia E) Cryptococcus



Mucormycosis etkenleri Rhizopus ve Mucor özellikle diyabetik ve immün baskılanmış hastalarda kan damarları infiltre ederek tromboz ve enfarktlara yolaçabilirler. Sinüslerde başlayan enfeksiyon hızla cribriform plate aracılığıyla beyine ulaşır ve massif doku hasarına yolaçar. Birkaç gün içinde ölümle sonuçlanabilir. Doğru cevap: A



32. Aşağıdakilerden hangisi Candida enfeksiyonuna yatkınlığı arttırmaz? A) Hiperalimentasyon C) Gebelik



B) İlaç bağımlılığı D) Hipertansiyon



E) Steroid tedavisi



Doğru cevap: A



29. Balgamın mikroskopik incelemesinde septalı, filamentöz yapılar görüldüğünde aşağıdaki yapılardan hangisini destekler? A) Histoplasma



B) Aspergillus



C) Nocardia



D) Pneumocystis



İnsan florasında normal olarak bulunan C.albicans, immün sistemi zedeleyen çeşitli durumlarda opportünistik enfeksiyon yapar. Bunlar arasında candida için (spesifik olanlar) DM, genel düşkünlük, immün yetmezlik, ilaç bağımlılığı, steroid tedavisi, antibiyotik kullanımı, gebelik, hiperalimentasyon ve kateterler sayılabilir. Doğru cevap: D



E) Rhizopus Aspergillus türleri dokularda, eksudalarda ve balgamda dikotom (V şeklindejdallanmalar gösteren septalı, filamentöz yapılar şeklinde görülür. Pulmoner tutulum yapan diğer sistemik mikoz etkenleri dokuda maya formunda bulunurlar.



33. Aşağıdaki tablolardan hangisinin candida tarafından meydana getirilme ihtimali en azdır? A) Oral moniliasis C) Özefageal tutulum



E) Vulvovajinit



Doğru cevap: B



r



7 \ o Aspergillus: Düzgün, bölmeli. 45 derece açı ile dallanan hifler. O M ucor, Rhizopus, A bsidia: Kalın, düzensiz, bölmesiz, dik acı ile dallanan hifler.



30. Otitis eksterna etkeni olup siyah renkli akıntı yapan Aspergillus aşağıdakilerden hangisidir? A) A. fumigatus C) A. flavus



B) Onikomikozis D) T.capitis



B) A. chiari D) A. saprophyticus E) A. niger



Kandidiyozis yukarıdaki yerleşimlerin herhangi birinde olmakla birlikte, tinea capitise yol açmaz. Doğru cevap: D



34. Genel olarak immün yetmezlikli hastalarda ağız mukozasında en sık görülen mantar aşağıdakilerden hangisidir? A) Aspergillus C) Moniliazis



B) Blastomikozis D) Mucormizosis E) Kriptokokkozis



23 5



37. Psödohifa görünümü aşağıdaki mantarlardan hangisine aittir? A) Histoplasma capsulatum MANTARLAR



Candida immün yetmezlikli hastalarda en sık yüzeysel enfeksiyonlar (mukokütanöz) yaparken, diğer fırsatçı mantarlar pulmoner tutulum başta olmak üzere sistemik yayılım gösterme eğilimindedirler.



B) Candida albicans C) Paracoccidioides



Doğru cevap: C



D) Aspergillus fumigatus 35. Cryptococcus neoformansın diğer mantarlardan ayırıcı özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Kapsülünün olması B) Intrasellüler parazit olması C) Septalı hifalarının olması D) Bazidiosporlarının olması E) Solunum yolu ile alınması C.neoformans hem 26°C, hem de S/^C'de tomurcuklanarak üreyebilen kapsüliü maya fazı bir mantardır. Intrasellüler bir parazit olmayıp, septalı hifaları yoktur. Basidiosporlar ve solunum yolu ile enfeksiyon sadece cryptococcus’a ait bir özellik değildir. Kapsülünün olması ise ayırıcı bir özelliktir.



E) Cryptococcus neoformans Doku yaymalarında Candida Gram (+), oval, zincir şeklinde uzamış tomurcuklanan hücreler (Psödohif), gerçek hifalar veya tomurcuklanan mantarlar şeklinde görülebilir. Kültürde ise yüzeysel mantarlar tomurcuklanan hücrelerden oluşurken, daha derindekiler psödomiçelyum görüntüsü verir. Doğru cevap: B



38. Öksürük, ateş ve hemoptizi bulunan renal transplant hastasında akciğer grafisinde sağda coin lezyon saptanıyor. Hastanın balgamında kalın ve düzensiz septalı hifler görülüyor. En muhtemel tanı aşağıdakilerden hangisidir?



Doğru cevap: A



A) Tüberküloz 36. Aspergilloz tedavisinde aşağıdakilerden hangisi kullanılır? A) Ketakonazol C) Potasyum iyodür



B) Amfoterisin B D) Flukonazole



E) Mebendazol A spergillom a Mevcut akciğer kavitelerinde yerleşen, sferik şekilli Aspergillus kolonileridir. Akciğer dokusunu invaze etmez, bu sebeple antifungal ilaçlar tedavide etkisizdir, cerrahi eksizyon gereklidir. Klinikte tekrarlayan hemoptiziyle seyreder. Invazif aspergilloz Genellikle lösemide ağır nötropeni varlığında ve transplant hastalarında görülür. En sık görülen şekli nötrofil sayımı 500 /mm3’den az ve pnömonili hastalarda sebebi bilinmeyen ateştir. Sinüzit ya da akciğer enfeksiyonu şeklinde başlayıp en sık beyin olmak üzere vücudun herhangi bir yerine yayılır. Akciğer biyopsisi materyalinin mikroskopi ve kültürü ile tanı konulur. Am foterisin B veya itrakonazol ile agresif tedavi edilmelidir. Nötrofil sayımı yükselmedikçe oldukça fatal seyididir. Burun ve paranazol sinüslerin invaziv aspergillozun da en sık izole edilen tür A.flavus’tur. Doğru cevap: B



C) Aspergillozis



B) Zygomikozis D) Histoplazmozis E) Candidiazis



Aspergillozisin meydana getirdiği fungal pnömoni tablosu, diğer fungal pnömonilere ve tüberküloza benzer. Fakat aspergillomun oluşturduğu PA/AC grafisi görüntüsü ve balgamda mantara ait bulgular tanıda yardımcıdır. Histoplazmoziste bilateral interstisyel infiltrasyon vardır ve tbc’den ayrılmalıdır. Doğru cevap: C



39. Atopik kişilerde kan ve balgamda eozinofiliye yol açan mantar aşağıdakilerden hangisidir? A) Aspergillus C) C. albicans



B) Blastomyces dermatitidis D) Epidermophyton E) Mucor



Aspergillus, allerjik hipersensitivite bulgularını diğer mantarlara göre daha sık gösterir ve allerjik bronkopulmoner aspergilloziste astım, eozinofili ve artmış IgE düzeyi bulunur. Doğru cevap: A



40. AlDS’de en sık fungal aşağıdakilerden hangisidir? A) CMV C) B. dermatidis



menenjit



etkeni



B) C. neoformans D) C. immites E) C. albicans



Antijenik bir mukopolisakkarit kapsüle sahip bir mayadır. Diğer virülans faktörü ise fenoloksidaz enzimidir. Meyve,



MANTARLAR



süt, toprak ve bitkilerden izole edilebilir. Güvercin dışkısında bulunduğundan, güvercinle uğraşanlarda mesleki bir hastalık nedenidir. Hodgkin, lösemi ve lökosit enzim eksikliği hastalarında fırsatçı enfesiyonlara neden olur. AlDS’de en sık fungal menenjit etkenidir



44. Kan damarlarım tutarak tromboz yapan mantar aşağıdakilerden hangisidir? A) Rhizopus



B) Aspergillus



C) Histoplasma



D) Nocardia E) Paracoccidioides



Üreaz (+)’tir. Seksüel fazı filobasilleda neoformans’tır. Doğru cevap: B



41. Kriptokok kapsül antijeni eaşık aşağıdaki serolojik testlerden hangisi ile tespit edilmektedir?



Doğru cevap: A



A) indirekt fluoresans B) ELISA



45. Lenfomalar ve Hodgkin hastalığında en sık görülen opportünistik mikozlar aşağıdakilerden hangisidir?



C) Latex agglütinasyon D) İndirekt hemagglütinasyon E) RIA BOS, Serum ve idrarda kriptokok kapsül antijeni en sık latex agglütinasyon testi ile tespit edilmektedir ve tanı için yeterlidir.



42. İlaç bağımlılarında aşağıdaki Candida enfeksi­ yonlarından hangisine yatkınlık artar?



C) Tromboflebit



A) Cryptococcus neoformans B) Candida albicans C ) Torulapsis glabrata D) Mucormycosis E) Aspergillus



Doğru cevap: C



A) Oral tutulum



Mucormycosis etkenleri kan damarlarını invaze ederler ve duvarlarında prolifere olarak tromboz yaparlar. Bu en sık rinoserebral mucormycosiste görülür ve karotid arterlere ve venöz sinüslere hızlı bir yayılım ile beyinde iskemik nekroz gelişir.



B) Anal tutulum



Lenfoma ve Hodgkin hastalığında hastalar C.neoformans enfeksiyonuna en yatkınken, lösemilerde ise Mucormycosis ve Aspergillus ilk sırayı alır. Doğru cevap: A



D) Endokardial tutulum E) Nazal tutulum



İntravenöz ilaç bağımlılarında veya prostetik kapakları olanlarda sıklıkla Candida parapsilosise bağlı endokardit görülebilir. Doğru cevap: D



46. Gebeliğin üçüncü trimesterinde aşağıdakilerden hangisinin vajinal enfeksiyon yapma sıklığında artış olur? A) Lactobacillus



B) Candida



C) Epidermophyton



D) Phialophora



E) Pseudoallescheria 43. Pneumocystis carini pnömonisinde aşağıdakilerden hangisi kullanılır?



tedavide



A) Amoksisilin



B) Metronidazol



C) Tetrasiklin



D) Eritromicin E) Kotrimaksazol



C. albicans ağız, vajina ve GIS’in normal florası içinde bulunan bir mantardır. Gebelik, diabet, progesteron ve antibiyotik tedavisi sırasında vajinal asit pH’ın kaybolması candidal vulvovajinite zemin hazırlar. Doğru cevap: B



P. carani •



AIDS hastalarındaki enfeksiyonların en sık etkenidir







Alveolar boşluklarda küçük trofozoitler ve büyük kistler şeklinde görülür







Metanamin gümüş veya Toludine Blue boyalarıyla dokuda gösterilirler



• •



Tedavi ve profilakside kotrimaksazol kullanılır Parenteral pentamidin de etkilidir



Doğru cevap: E



47. Aşağıdakilerden hangisi kemik iliği transplantasyon merkezi için en ciddi tehlikeyi oluşturur? A) Candida



B) Aspergillus



C) Histoplasma



D) Cryptococcus E) Mucor



Bütün mantarlar potansiyel olarak tehlikeli olduğu halde, mantara bağlı en sık enfeksiyon ve ölüm sebebi A spergillustur. Aspergilluslar muhtemelen ortamdan kaynaklanmaktadır. Doğru cevap: B



48. Cryptococcus türlerinin kapsülü ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Tanıda yardımcıdır B) Fagositozu önleyicidir C) Romatoid faktör ile karışabilir D) Hiperimmün tavşan serumu ile reaksiyon verir E) Sadece c. neoformans kapsüllüdür Cryptococcusların karakteristik kapsülü Çini mürekkebi ile boyamada tanının kolayca konulmasını sağlar. Bütün Cryptococcus türleri kapsüllü olduğu halde sadece C. neoformans insanlarda patojendir. Hiperimmün tavşan serumu tanı koymada çok yararlıdır. Latex testinde romatoid faktör ile çapraz reaksiyondan dolayı yanlış sonuç alınabilir.



Hastanın pupil ödemi, negatif CT’si ve BOS bulguları kriptokokal menenjitle uyumlu görülüyor. Sinüs dolgunluğu bu hastalarda sıktır. AIDS ve kriptokokal menenjitli hastaların çoğunda BOS’da inflamasyona dair çok az bulgu vardır. Bulanıklık ise büyük ihtimalle BOS’daki yoğun maya hücrelerinden kaynaklanmaktadır. ABD’de AIDS hastalarının %10’nunda Cryptococcus neoformans menenjiti görülür. Klinik ve laboratuar bulguları pnömokokal menenjitle uyumsuzdur. PML genellikle bilinç bozukluğu ve anormal CT bulguları ile seyreder. Profilaktik TMP/SMX tedavisi alanlarda Toksoplazma ensefaliti beklenmez ve CT’de pozitif bulgulara rastlanır.



Doğru cevap: E



49. Candida parapsilosis kandidiyazislerden hangisini yapar?



aşağıdaki



A) Pamukçuk Doğru cevap: D



B) Vulvovajinal kandidiazis C) Pulmoner kandidiazis



51. Birdseed ağar aşağıdaki mantarlardan hangisinin tanımlanmasında kullanılır?



D) Intertrijinöz kandidiazis E) Endokardit



A) Cryptococcus neoformans



Nadir olmasına rağmen Candida endokarditi özellikle I.V. ilaç bağımlılarında görülebilir. En sık etken patojenler C. albicans ve C. parapsilosis dir.



Candida, endokardit ilişkisi 1. I V ilaç bağımlısında, protez kapağı olanda etken: C. parapsilosis 2. Lösemili hastalarda: C. tropicalis 3. Kemik iliği alıcılarında: C. krusei, C. lusitaniae



V



J



Doğru cevap: E



B) Paracoccidioides brasiliensis C) Sporothrix schenckii D) Aspergillus flavus E) Histoplasma capsulatum Kriptokok’ların hemen her özelliği şimdiye kadar TUS’da sorulmuş olmasına rağmen besiyeri sorusu henüz çıkmadı. Bu nedenle bilinmesi yararlı olacaktır. Bird Seed (Niger seed) ağar kriptokok üretmek için kullanılır. Besiyerinde kahverengi koloni oluşturması tipiktir. Diğer seçenekler özel besiyerine gerek duymazlar. Doğru cevap: A



50. Otuzüç yaşında HIV (+) erkek hasta 1 haftadır süren başağrısı.konfüzyon, subfebril ateş ve sinüslerde dolgunluk şikayetleri ile başvuruyor. Muayenede bilateral pupil ödemi görülüyor. Kontrast madde ile çekilen CT’sinde pozitif bir bulguya rastlanmıyor. LP’de BOS biraz bulanık görülüyor. Glukoz, protein normal, milimetreküpte 10 beyaz küre sayılıyor. Intrakranial basıncın arttığı belirleniyor. Hasta TMP/ SMX ve zidovudine kullanıyor. En muhtemel tanı nedir? A) Pnömokokal menenjit B) Toksoplazma ensefaliti C) İlaç ensefalopatisi D) Kriptokokal menenjit E) Progresif multifokal lökoensefalopati (PML)



52. AİDS’li hastalarda sıklıkla yaygın fırsatçı enfeksiyona neden olan Penicillium türü aşağıdakilerden hangisidir? A) Penicillium brevicompactum B) Penicillium chrysogenum C) Penicillium marneffei D) Penicillium piceum E) Penicillium purpurogenum Penicillium alt türlerinin tümü TUS için detay bir sorudur fakat sorunun doğru cevabı olan Penicillium marneffei’nin AIDS’ti hastalarda enfeksiyon yapabilen dimorfik mantar olduğu önemlidir. Doğru cevap: C



MANTARLAR



237



23 8



53. Aşağıdaki Candida türlerinden hangisi mısır unu ağarda hif ya da psödohif oluşturmaz? MANTARLAR



A) Candida parapsilosis



55.



Aşağıdaki mantarlardan hangisinin olarak Candida albicans’a benzer özellikleri vardır?



B) Candida aibicans



A) Candida tropicalis



C) Candida dubliniensis



B) Candida krusei



D) Candida tropicalis



C) Candida dubliniensis



E) Candida glabrata



D) Cryptococcus neoformans



Sorunun amacı Candida’ların ayırıcı tanısının yapılmasıdır. Aynı bilgi vaka sorularının içinde verilerek de sorulabilir. C .g la b ra ta p s ö d o h if y a p m a y a n



mikolojik fenotipik



E) Rhodotorula rubra Son yıllarda AlDS’li hastalarda sıklığı çok artan C. dubliniensis önemli II!



te k k a n d id a d ır.



Candida dubliniensis aynen C.albicans gibidir. Sadece moleküler yöntemlerle ayrımı yapılabilir.



Candida cinsi mantarlar blastospor yaparak çoğalırlar. Bu yapıların birbirinden kopmaması ile oluşan görüntüye psödohif denir. C. glabrata hariç diğer candidaların hepsi psödohif yapar.



Doğru cevap: C



C.aibicans ve ona çok benzeyen C. dubliniensis gerçek hif (germ tüp) ve klamidospor yapmasıyla önemlidir.



56. Aşağıdaki mantarlardan hangisi hem kapsül oluşturur hem de fenol oksidaz enzim aktivitesine sahiptir?



Doğru cevap: E



A) Candida aibicans B) Rhodotorula rubra



f



DİKKAT!!!! C.albicans ve C.dubliniensis ikiz gibidir. Psödohif, gerçek h if (germ tüp), klamidospor ya­ parlar. C.albicans 45°C'de ürer, dubliniensis üreyemez. Birbirlerinden sadece moleküler yöntemlerle ayrı­ lırlar.



J



V



54. Mısır unu ağarda mikroskobik olarak dev hücre oluşturmasıyla karakterize maya türü aşağıdakilerden hangisidir?



C) Histoplasma capsulatum D) Fusarium solani E) Cryptococcus neoformans Aynı soru !!! Sınavların Cryptococcus neoformans.



vazgeçilmez



mantarı



Doğru cevap: E



57. Klamidospor ve germ tüp oluşturan Candida türleri aşağıdakilerin hangisinde birlikte verilmiştir? A) Candida aibicans, Candida dubliniensis



A) Trichosporon inkin



B) Candida aibicans, Candida glabrata



B) Candida parapsilosis



C) Candida aibicans, Candida krusei



C) Candida krusei



D) Candida tropicalis, Candida krusei E) Candida dubliniensis, Candida tropicalis



D) Candida aibicans



E) Cryptococcus neoformans İkiz gibi olan C.albicans ve C.dubliniensis’i unutma!!!! İlk bakışta TUS için detay gibi görünmekle beraber son yıllarda Candida alt türleriyle ilgili özellikler gündemde olduğu için önemlidir. Candida parapsilosis mısır unu ağarda dev hücre oluşturur. Doğru cevap: B*•



Doğru cevap: A



58. Tipik olarak 45° açı ile dallanan, hif duvarları birbirine paralel, hiyalen, septalı hifler aşağıdaki mantarlardan hangisinin mikroskobik görüntüsüdür? A)



DİKKAT!!!!



Rhizopus



B) Geotrichum



C) Trichosporon



D) Aspergillus



* C.glabrata psödohif yapmaz.



E) Blastomyces



• C.parapsilosis mısır unu ağarda dev hücre oluştu­ rur.



V



J



Aynı soru!!! Tipik Aspergillus mikroskobisi. Doğru cevap: D



23 9



Candida glabrata, üriner sistem enfeksiyonlarından en sık izole edilen psödohif ve hif yapamayan mantardır. Diğer candidalar psödohif yapabilir. Fırsatçı mantar enfeksiyonları arasında en sık etken C. albicans’dır.



Bu hasta için en olası ön tanı aşağıdakilerden hangisidir?



idrar yolu enfeksiyonu C. glabratadır.



A) Rinoserebral aspergilloz



C. parapsilosis, hiperalimentasyon sıvılarına sistemik enfeksiyonlara neden olmaktadır.



B) Sinonazal aspergilloz C) Kutanöz kriptokokkoz D) Rinoserebral zigomikoz E) Kutanöz histoplazmoz Zigomikozların tipik vaka sorusu ve septasız hifleri!!! Aspergillus, septalı 45° açı ile dallanan hifler,



en



sık



etken bağlı



C.albicans ve C. dubliniensis, germ tüp yaparlar. Doğru cevap: E



62. Aşağıdakilerden hangisi Cryptococcus türü mayaların virülans faktörlerinden biri değildir?



Histoplasma, tüberküllü makrokonidiler



A) Polisakkarit kapsül



Kriptokok, kapsül yapısı ile mutlaka hatırlanmalıdır.



B) Melanin üretimi C) Hemolitik aktivite



D o ğ ru cevap: D



yapan



D) Fosfolipaz B salgısı E) Üreaz varlığı



60. Krem rengi kuru yüzeyli, mat maya kolonileri oluşturan ve mikroskobik incelemesinde oval, son derece uzun maya hücreleri gözlemlenen, flukonazole in vitro dirençli Candida türü aşağıdakilerden hangisidir? A) Candida glabrata B) Candida parapsilosis C) Candida krusei



Daha önce de benzer sorularla sık karşılaşmıştık. Cryptococcus türü mantarların tüm özellikleri önemlidir. Cryptococcus türleri hemolitik aktivite göstermezler. Diğer seçenekler özellikleridir.



kriptokok



türü



mantarlarların



Doğru cevap: C



D) Candida guilliermondii E) Candida albicans Aynı soru!!! Antifungal direnç mekanizmaları önemli. C. krusei —> Flukanozole C. tropicalis — >Ketokanozole



63. İnvazif aspergilloz tablosunda en sık izole edilen Aspergillus türü aşağıdakilerden hangisidir? A) Aspergillus flavus B) Aspergillus nidulans C) Aspergillus niger



C. lusitaniae — >Amfoterisin-B’ ye doğal dirençlidir.



D) Aspergillus fumigatus



D o ğ ru cevap: C



E) Aspergillus ustus



61. Özellikle üriner sistem enfeksiyonlarından sıklıkla izole edilen ve gerçek ya da yalancı hif oluşturmaması tipik olan Candida türü aşağıdakilerden hangisidir? A) Candida albicans B) Candida tropicalis C) Candida guilliermondii D) Candida parapsilosis E) Candida glabrata Candida cinsi mantarlarının ayırıcı tanısınının bilinmesi amacıyla sorulmuştur. C.glabta psödohif yapmaz unutma!!!



Aynı soru !!! En sık invazif aspergilloz yapan A.fumigatus’u asla unutma. Doğru cevap: D



64. Parenteral beslenme sıvıları, tıbbi cihazlar ve damar içi kateterler gibi gereçlerin kolonizasyonu nedeniyle fungemi etkeni olarak en sık izole edilen mantar türü aşağıdakilerden hangisidir? A) Cryptococcus albidus B) Candida parapsilosis C) Trichosporon cutaneum D) Blastoschizomyces capitatus E) Malassezia pachydermatis



MANTARLAR



59. Yetmiş beş yaşındaki bir kadın hastanın, diyabetik ketoasidoz tanısı ile hastaneye yatırmışından sonraki 10. günde burun kanatlarından başlayarak, sinüslere yayılan, siyah renkli, nekrotik bir lezyon gelişmiştir. Lezyondan alınan örneğin direkt incelemesinde septasız, geniş hifler görülmüştür.



240



TUS için biraz ayrıntılı sorudur.



MANTARLAR



Fırsatçı enfeksiyonlarda en sık....C.albicans İdrar yolu enfeksiyonunda en sık...C.glabrata Hiperalimentasyon C.parapsilosis D o ğ ru cevap:



sıvılarına



bağlı



enfeksiyonda...



67. Diyabetik ketoasidozu olan bir kişiden paranazal sinüzit ön tanısı ile alınan sinüs biyopsisinin mikroskobik incelemesinde, septasız, düzensiz yapıda hifler görülüyor. Örneğin kültüründe 24 saatte tüm plağı dolduran, pamuk şekeri görünümünde üreme saptanıyor. Bu duruma aşağıdakilerden hangisinin yol açtığı düşünülmelidir?



B



A) Aspergilloz 65. Fenol oksidaz varlığını tarama yöntemi, aşağıdaki mantarlardan hangisinin laboratuvar tanısı için önem taşır? A) Cryptococcus neoformans B) Candida dubliniensis C) Aspergillus flavus D) Fusarium solani



Aynı soru!!! Septasız hifleriyle Mucor, Rhizopus ve Absidia’yı mutlaka hatırlayalım.



68. Sağlık çalışanlarının ellerinden en sık izole edilen Candida türü aşağıdakilerden hangisidir?



Aynı soru!!!! Üreaz ve fenol oksidaz enzimi olan Kriptokoku asla unutmayalım. D o ğ ru cevap: A



66. Aşağıdakilerden hangisi, Candida albicans’ı diğer Candida türlerinden ayırt etmekte kullanılan en hızlı ve basit testtir? B) Fenol oksidaz testi D) Germ tüp testi



E) Laktoz fermentasyonu Candida türü mantarların ayırıcı tanısını bilmek önemlidir. Daha önce de benzer sorularla karşılaşmıştık.



A) Candida albicans B) Candida tropicalis C) Candida glabrata D) Candida parapsilosis E) Candida krusei Candida alt karşılaştığımız verilmiştir.



Üreaz testi, Fenol oksidaz testi; Kriptokok tanısında kullanılır. Dekstroz asimilasyonu Laktoz fermentasyonu; Candida tür ayrımında kullanılabilir. Hızlı tanıda değeri yoktur.*•



Candida albicans ta n ı; • Psödohifa klinik örneklerde görülür, C.glabrata hariç tüm candidalarda vardır. • Gerçek hifa (germ tüp) C.albicans'a özgüdür. Hızlı ve pratik bir laboratuvar te s tid ir • Klamidospor özel besiyerinde görülen eşeysiz üreme sporudur, C.albicans'ın en iyi tanısını koy­ duran te s ttir. V. J



türlerinin önemli özellikleri sık sorulardandır. Aşağıda tablo ile



Sağlık çalışanlarının ellerinde mayaların tanımlanması ile ilgili yapılan çalışmalarda en sık C. parapsilosis izole edilmiştir. Ayrıca kateter yüzeyinde oluşturduğu biyofilm nedeniyle santral venöz kateteri bulunan hastalarda daha sık soyutlanmaktadır. D o ğ ru cevap: D



C.albicans’ın hızlı tanısında germ tüp (gerçek hif) testi kullanılır. Bu test kesin tanıyı koydurmaz. Kesin tanı klamidospor yapısının gösterilmesiyle konur.



Doğru cevap: D



D) Kandidiyazis E) Trikosporonoz



D o ğ ru cevap: C



E) Pneumocystis jirovecii



A) Üreaz testi C) Dekstroz asimilasyonu



B) Fuzaryoz



C) Mukormikoz



241



Malassezia furfur: ÖZELLİKLERİ: Lıp o fılikm a y a y a b e n z e y e n o r g a n iz m a la r d ır ...Melanin sentezinde görevli tirozinazı infı. eder... k ö ft e ~ s p a g e t t ig ö r ü n ü m ü ... HASTALIK: Pit y r ıa s isv e r s ıc o lo r(=Tın e a v e r s ic o lo r ) y a p a r ...gövdede fıipo-fıiperpigmente maküler lezyonlarla karakterizedir... k a te te rs e p s is i,im m ü n y e tm e z lik le r d e p e r ito n it,d ıs s e m ın e e n fe k s iy o n ...T E D A V İ: T o p ık a lm ık o n a z o l... k e to k o n a z o lS e le n y u m Exophilia werneckii: ÖZELLİKLERİ: m e la n in ü r e tir ...( dematosiyöz) HASTALIK: T in e a n ig r a 'y a s e b e p o lu r ...Avuç içi, ayak tabanında stratum comeum'u tutarak sınırlan keskin, kahverengi siyah maküler lezyonlar yapar... T E D A V İ: Ke r a to litik le r( s a lıs ilika s it) ...



" S iy a h p ıe d r a "e tk e n id ir ... b e ig e lii: " B e y a zp ıe d r a ”e tk e n id ir ...



P ie d r a ia h o r ta e : T r ic h o s p o r o n



Epidermophyton floccosum: ÖZELLİKLERİ: S a d e c e d e r iv e tır n a k la r ıtu ta r ,s a ç ıtu tm a z , sadece makrokonidyum yapar...



H A S T A L IK L A R I:



T in e a c r u r ıs( k a s ık m a n ta r ıja s e b e po lu r ...T in e a p e d is( a tle ta y a ğ ı) ,e n s ık d e r m a to fite n fe k s iy o n u d u r ...Lezyondan yapılan kazıntının % 1 0 K O H ’ ile muamelesinden sonra direkt mikroskopide mantar sporları görülerek tam konur... k ıv r ım lık ü fk o lo n ile ry a p a r ...T E D A V İ: Lokal antifungaller... Mikrosporum türleri: ÖZELLİKLERİ: S a d e c ed e r iv e s a ç ıtu ta r k e na s latır n a ğ ıtu tm a z ...çoğunlukla makrokonidyum bazende mikrokonidyum yapar... H A S T A L IK L A R I: E pidemik tinea kapitis, zoofilik tinea kapitis (kafa derisi ve saçta enf.) tinea corporis ( tüysüz deri tineası) yapar... L e z y o n o r ta s ın d ao r g a n iz m ay o k tu r ,le z y o n k e n a r la r ın d a n ö r n e k a lın m a lıd ır ...% 1 0 ’luk K O H 'la muamele edilmiş örneklerin direkt mikroskopisi ile tanı konur... k ü ltü r d e g e v ş e k ,



y ü n g ib ik o lo n ile ry a p a r la r ..W o o d ış ığ ıile y e ş ilflo r e s a n sv e r ir ...T E D A V İ: L o k a la n tifu n g a lle r ... Trichophyton türleri (T.rubrum, T.interdigitale, T.scfıoenlein):



ÖZELLİKLERİ: De r i,tır n a kv e s a ç ıtu ta b ilir le r ...T .in te r d ig ita les p ir a lş e k illim ik r o k o n id y u m y a p a r ...p a m u ğ u m s u k o m p a k tk o lo n ile ry a p a r la r ...T .s c h o e n le ın iıw o o d ış ığ ıile s a r ır e fle v e r ir ...H A S T A L IK L A R I: Z o o filiktin e ak a p itis( k e r io n o lu ş a b ilir ) ,tin e a fa v o s a (T .s c h o e n le m ıe tk e n d ir ,k a lıc ık e lliğ e y o la ç a b ilir ) ,tin e a b a r b a e ( s a k a l,b ıy ık b ö lg e s in d e k r o n ik fo llik ü littir . E tk e n T .r u b r u m ’d u r ) ,tin e a c o r p o r is ,tin e a c r u r is ,tin e a p e d is 'e s e b e p o lu r ...T E D A V İ: T in e ak a p itis te s a ç la rk e s ilir .T o p ik a l a n tifu n g a lla rk u lla n ılır...



SUBKUTAN MİKOZ ETKENLERİ Sporotrbc schenckii: ÖZELLİKLERİ:



D iğ e rd im o r fikm a n ta r la r d a n fa r k lıo la r a ks o lu n u m y o lu n d a n ç o ktr a v m aileım p la n teo lm a s ıd ır ...



genellikle bitkilerin üzerinde bulunur... d o k u d ak ü ç ü k ,y u v a r la k ,p u r o ş e k lin d em a y a la ro la r a kg ö r ü lü r ...asteroid cisimcik yapar... splendori reaksiyonu pozitiftir. Tedaviye oral potasyum iyodür önerilir.



MİÇETOMA (MADURAMİKOZ) ETKEN: F u n g a le tk e n le n ,Pseudallescheria boydii (en sık etken), madurella, aspergillus flavus-nidulans... b a k te r y e le tk e n le r i;A c tın o m y c e s ,n o c a r d ia ...şişlik, sinüs yolları oluşumu, sülfür granülleri ile karakterize



MANTARLAR



TIBBİ ÖNEM İ OLAN MANTARLAR



24 2



MANTARLAR



enfeksiyondur... t r a v m a tiz e b ö lg e d e n o d u l,n o d ü lü n s ü p ü r a s y o n u v e s k a r la ş a r a k iy ile ş m e s iş e k lin d e k is ik lu ss ü r e k lite k r a r la r .. . miçetom apseleri her zaman sterildir... k e m ik d e s tr ü k s iy o n u o la b ilir ..TANI: m ik r o s k o p ik k o n u r ...TEDAVİ: C e r r a h i



d r e n a j+ k e to k o n a z o l...



KROMOMİKOZ: ETKEN: Fonsecacea pedrosi (en sık etki), Philophora, Clodosporium... verriköz, hiperplazik, keratolitik apselerle karakterizedir... lenf damarlarının tıkanmasına bağlı elefantiyazise sebep olabilir... siyah renkli koloniler yapar... sklerotik madler cisimcikleri tipiktir... TEDAVİ: Cerrahi+Flusitozin...



SİSTEMİK MİKOZLAR Histoplasma capsulatum: ÖZELLİKLERİ: D im o r fik ,fa k ü lta tıf,i n t r a s e l l ü l e r k ü ç ü k b irm a y a d ır ... monositlere yerleşir... k ü ltü r d e tü b e r k ü llü m a k r o k o n id y a d o k u d a is e m ik r o k o n id y a ş e k lin d e d ir ...makrofajlar içinde m ayalar görülür... HASTALIK: " H is to p la z m o z = m a ğ a r ah a s ta lığ ı"y a p a r ...tüberkülozu taklid eder... a k u te n fe k s iy o n g r ip g ib id ir ... biler LAP, kalsifikasyon, mediastinal fibrozis, perikardit, ves basısı olabilir... o k ü le rh is to p la z m o ze n fe k s iy o n d e ğ il, a ş ır ıd u y a rlılıkr e a k s iy o n u d u r ...sistemik histoplazmozda HSM, pansitopeni, DİC görülebilir... %50 a d d is o n h a s ta lığ ı g ö r ü lü r ...TEDAVİ: A m fo te r is in B itr a k o n a z o l... Blastomyces dermatidis: ÖZELLİKLERİ: Ç iftk a tlık a lınh ü c r ed u v a r lı,g e n işta b a n lıto m u r c u ky a p a nb ü y ü km a y a la r d ır ...dimorfik mantardır... HASTALIK:" B la s to m ik o z "e tk e n id ir ...Akut enfeksiyon grip gibidir.... K r o n ik p u lm o n e re n fe k s iy o n d a h ile rLAP, k a v ita s y o n v a r d ır ,k a ls ifik a s y o n y o k tu r ...deride hiperplazi yapar, epidermoid karsinom ile karışabilir... p r o s ta tit,e p id id im it,o r ş it,m e n e n jit,b e y in a p s e s iy a p a b ilir ...TEDAVİ: itr a k o n a z o l,a m fo te r is in B Coccidioides imitis: ÖZELLİKLERİ: D im o r fik m a n ta r d ır ...İnsana artrokonidilerle bulaşır... vücutta içinde endosporların geliştiği sferüller şeklindedir... k ü ltü r d ea r tr o k o n id y a la rş e k lin d e d ir ...HASTALIK: "Koksidiodamikoz=çöl romatizması” etkenidir... A k u te n fe k s iy o n g r ip b e n z e r id ir .. kavitasyonla seyreden kronik pulmoner enfeksiyona, menenjite sebep olabilir ( d im o r fik m a n ta r la riç in d e S S S 'ie n s ık tu ta n d ır ) ...oküler enfeksiyona (gerçek enfeksiyon) sebep olur... g e b e lik t e



fu lm ın a n s e y r e d e r ...TEDAVİ: Am fo te r is in B, it r o k a n o z o l,flu k a n a z o l... Paracoccidioides brasiliyensis:



ÖZELLİKLERİ: D im o r fik m a n ta r d ır ...kültürde gemici dümeni şeklindedir (tekerlek şeklinde)... HASTALIK: " P a r a k o k s id ıy o im d o m ik o z "e tk e n id ir ...servikal LAP, pulmoner lezyonlar, dişsiz ağız triadı ile karakterizedir... TEDAVİ: it r a k o n a z o l,k e to k a n a z o l,flu k a n a z o l...



FIRSATÇI MİKOZLAR Candida albicans: ÖZELLİKLERİ: N o r m a lflo r a d a b u lu n u r ...dokuda psödohif, blastokonidya, maya şeklinde görülebilir... k ü ltü r d e k la m id o s p o ry a p a r ...ileri yaş, gebelik, diabet, tetrasiklin kullanımı, steroid kullanımı candida enfeksiyonuna yatkınlığı artırır.... HASTALIK: A ğ ız d a p a m u k ç u k( e n s ık k lin ikta b lo d u r ) ,v u lv o v a jın ıt( s a r ıb e y a za k ın tı) ,m u k o k u ta n ö z k a n d id iy o z(GİS tu tu lu m u s ık .) ,e n d o k a r d it,m e n e n jity a p a b ilir ...AIDS'te e n s ık ö z e fa jite tk e n id ir ,a y r ıc a AIDS'te e n s ıke n f. y a p a nm a n ta r d ır ...Kr. mukokutanöz candiyaz, candida'ya karşı T lenfosit yanıtındaki bozukluğa bağlıdır... TEDAVİ: M u k o k u ta n ö ze n f.d a to p ik a ln is ta tin ,k e to k o n a z o l... kronik mukokutanöz kandidiyoz da ketokanazol, sistemik kandidiyazlarda amfoterisin B kullanılır... C. krusei flukanazole C.lusitania amp-B'ye doğal dirençlidir.



243



Di m o r fikd e ğ ild ir ...sadece maya formu vardır... ç im m ü r e k k e b iileb o y a n a n y u v a r la kk a p s ü lü aglutinasyon testi ile kapsül antijenleri belirlenebilir... m u s ik a r m ink a p s ü lük ır m ız ıb o y a r ... HASTALIK: Kr ıp to k o k k o z 'as e b e p o lu r ...(AIDS’le mortalitesi en yüksek mantar enfeksiyondur... %80 inde enfeksiyon y a p a r . p u lm o n e re n fe k s iy o n a s e m p to m a tik tır . menenjit tipik menenjit bulgularıyla seyreder. (AIDS ve transplant hastalarında sıktır)... o s te o litik k e m ik le z y o n la r ın a s e b e p o la b ilir ...TEDAVİ: Am fo te r ıs in B, Flu k o n a z o l...



ÖZELLİKLERİ:



v a r d ır ...lateks



(+



5 ~ flu s it o z in )



Aspergillus türleri: ÖZELLİKLERİ: Dim o r fik m a n ta r d ır ...A. flavus, A.fumigatus, A.niger... Z a y ıfim m ü m te lile r d e a lle r jik e r a k s iy o n la r a s e b e p o lu r ...HASTALIKLARI: A. fumigatus, aflatoxin salgılayarak hepatomaya sebep olur... a lle r jikp u lm o n e r a s p e r g ıllo z ,a s p e r g ıllo m a ( m a n ta rt o p u )ın v a z ıv a s p e r g ıllo z( s e b e b ib ilin m e y e n a t e ş )y a p a r ...sinüzitin en sık fungal etkeni A.ftavustur... o titise k s te r n a y a p a b ilir[ A .n ıg e rs iy a k ık u la k a k ın tıs ıy a p a r ) ...TEDAVİ: A m fo te r is ın B ..



MUKORMİKOZ: ETKEN: Rf ıiz o p u s ,A b s id ia ,Mu c o re n s ık e tk e n le r d ir . ÖZELLİKLERİ: İmmün yetmezlikti hastalar, kötü kontrollü diabetiklerde enfeksiyon yapar. . .e n s ık fo r m u r in o s e r a b r a le n f.d u r . ağız tavanı, burun deliklerinde mantar kolonileri yaparlar... a s id o z lu d ia b e tik le r d e y ü z ,b a şa ğ r ıs ı,a t e ş ,o r b ita ls e llü lit,p ıto zile s e y r e d e r ...retinal arter, kavernöz sinüs trombozu olabilir... V-VII. k r a n iy a ls ın ırle z y o n la r ıg ö r ü le b ilir ...sinüs biyopsisinde septasız, dik açılarla dallanan hifler görülür... l ö s e m ih a s ta la r ın d a p u lm o n e re n f.y a p a b ilir ...hemoptizi, ateş, dispne ile seyreder., abdominopelvik enfeksiyon, apse yapabilir... TEDAVİ: A m fo te r is ın B Pneumocystis carinii: ÖZELLİKLERİ: Z o r u n luin s a n p a r a z itid ir ...akciğerde alveoler sürfaktan tabakada ekstrasellüler yaşar... y a ln ız c a im m ü n s u p r e s e ,m a ln u tr is y o n lu ç o c u k la rv e n ö tr o fils a y ıs ı2 0 0 /mm3 a ltın d a k iA I D S 'ille r d e p n ö m o n ıy a p a r ...TEDAVİ: T M P -S M X v e p e n ta m id in (proflakside TMP-SMX)„.



MANTARLAR



Cryptococcus neoformans:



/---------------------------------------------------------------------------N



^



,



1.



Helmint infeksiyonlarında önemli rol oynayan antikor aşağıdakilerden hangisidir?



Amfoterisin B’nin paraziter hastalıklarda en önemli endikasyonları primer amebik meningoensefalit ve leishmaniasis tarafından SSS tutulumudur. Hücre membranındaki kolesterol ile etkileşerek hücre membran geçirgenliğini arttırır ve düşük molekül ağırlıklı besinlerin (glukoz, aminoasit) kaybını sağlar. “Paraziter hastalıklar” başU kh tabloya bakınız.



A) Ig A



D o ğ ru cevap:



PARAZİTLERE GİRİŞ, PATOGENEZ, TANI VE ANTİPARAZİTER İLAÇLAR



B) Ig D C) Ig M



D) Ig E E) Ig G



Paraziter enfeksiyonlarda artan IgE dir. Paraziter enfeksiyonlarda eozinofili de görülür. “Tıpta önemli parazitler” başlıklı tabloya bakınız. D o ğ ru cevap:



2.



3.



D



D



Aşağıdaki boyalardan hangisi protozoaların boyanmasında en sık kullanılan özel boyalardan biridir? A) Hematoksilen eozin



B) Trikrom



C) Sudan kırmızısı



D) Çini mürekkebi



Amfoterisin B’nin tedavide kullanılabildiği parazit aşağıdakilerden hangisidir? A)



Giardia



E) Gomori methenamin gümüş Gayta örneklerinde boyama olmaksızın sulandırma ile bakılabilen protozoalar için, kalıcı boyamalı yaymalarda en sık trikrom ve demir-hematoksilen boyaları kullanılır.



B) Trichinella D) Leishmania



C)Trypanosoma



E) Echinococcus



D o ğ ru cevap:



B



T ıp ta önem li p a ra zitle r



KESİN KONAK



:( Artropodları



Helmintler



Protozoonlar



I



Entemoeba histolytica - N eaqleria fow leri Acanthamoeba - S ia rd ia intestinalis ^Trematodlar ) Balantidium coli Faschiola hepatica Dientemoeba fra g ilis Clonorchis sinensis - Cryptosporidium tü rle ri - Schistosom a tü rle ri İsospora belli Fasciolopsis buski - Trichomonas - H eterophyes heterophyes Plasmodium tü rle ri Paragonismus westermani Babesia tü rleri Leishmania tü rle ri - Trypanosoma tü rle ri Toxoplasma gondii Nematodlar - Pneumocystis carinii



KSestodlar -



- Pediculosis Pireler - S ivrisin e k le r Tahtakurusu Keneler Ev tozu a karları Follikül a karları



Taenia saginata Taenia solium Hymenolepis nana Diphyllobothrium latum Dipylidium caninum Echinococcus granulosus



>



■ ^İntestinal nematodlar)



Enterobius verm icularis T ric h u ris trich u ra A sc a ris lum ricoides A. duodenale N. americanus Strongyloides ste rco ralis



p^Doku nematodlarî)



- Toxocara canis Ancylostoma brasiliensis Trich in ella sp iralis Dracunculus medinensis



Filaryol nematodlar )



- VVucherechia bancro fti - Brugia malayi Onchocerca volvulus Loa loa Mansonella tü rle ri - D iro filaria tü rle ri ID :0 6 tl37



245



P araziter h a sta lıkla r En sık protozoa enfeksiyonudur. Kistlerle alınır ve trofozoitleri enfektiftir. En sık duodenumda yerleşir ve enterosit hasarı yapar. Malabsorbsiyon ve pis kokulu ishaller olur. Sık tekrarlıyanlarda Ig A eksikliği düşünülmelidir. Kronik olgularda protein ka yb e ttirici enteropati gelişir.



KANCALI KURTLAR • • • •



KALA-AZAR



Tedavide;



• Leishmania donovani etkendir. Flebotomus papatasei ile bulaşır.



- metranidazol - ornidazol



AMEBİAZİS • • •



• • • • -



Entemeoba histolitika etkendir. Inkübasyon süresi 1-4 haftadır. Klinik bulguları; - karın ağrısı - tenesmus - kanlı ve mukuslu diyare ile birliktedir. Fekal-oral yolla kistlerle bulaşır. Mide ve barsaklarda kistler açılıp tro fo z o itle r çıkar ve kolonu infekte eder. E k s tra in te s tin a l h a s ta lık en sık k a ra ciğ e rd e apse şeklindedir. Apsenin rüptürü ölüme neden olabilir. Tedavide; asemptomatik kist ekstre edenlerde; iodokuinol, paramomisin, diloksanid furoat dizanteri olmadan hafif ve orta semptomlu hastalarda; lüminal am ibisit olarak metranidazol ve türevleri karaciğer apselerinde; m etranidazol, dihidroem etin, klorokin fosfat.



ASKARİAZİS • Askaris lumbirikoides etkendir. • Klinikte; - intestinal obstrüksiyon - tıkanma sarılığı - granülomatöz hepatit - apendisit yapabilir. • En sık paraziter pnömoni (loeffler pnömonisi) nedenidir. • Tedavide mebendazol kullanılır.



ENTEROBİAZİS • • • •



Enterobius vermikülaris etkendir. En sık görülen paraziter hastalıktır. Otoenfestasyon yapması tipiktir. Perianat yerleşir, v a jin it ve tekrarlayan İYE nedeni olabi­ lir. • Tedavide; pirantel pamoat, mebendazol, levamizol kullanılabilir.



Nekator amerikanus ve Ankilostoma duodenaledir. Vücuda giriş deridendir. Demir eksikliği anemisine neden olurlar. Tedavide mebendazol etkilidir.



• H e p a to m e g a li, m assif splenom egali ve pansitopeni vardır. NNN ü re tm e ve a n tik o r ta y in i ile ta n ı konur.



DİFİLOBOTRİUM LATUM • B 12 eksikliği yapan parazittir. • T e d a vid e niklo za m id k u lla n ılır.



STRONGLOİDES STERKORALIS • Duodenumda yaşar • En küçük GIS h e lm in tidir. • Deriden bulaşır. • im m ün y e tm e z lik te dissem ine enfeksiyon görülür. • Tedavide tio b e n d a z o l e tk ilid ir.



MALARYA • • • •



Plazmodium vivax, ovale, falsifarum ve malaria etkenlerdir. Vektörler anofel, ara konak insandır. Anofelde seksüel, insanda aseksüel üreme evresini geçirir. Bulaşma yolu: - insana anofelden sporozoit ile geçer. - Sporozoitler karaciğere gelip trofozoit oluştururlar - Trofozoitten ekstraeritrositer şizont oluşur. - Şizont içinde merozoitler vardır ve bu evreye şizogoni denir. - Şizontlar parçalanarak m erozitler ortaya çıkar ve e ri­ trositleri enfeste eder. Burada önce trofozoide sonra da şizonta döner ve eritrositer şizogoni başlar. - Şizontlar parçalanıp merozoitler serbest kalıp diğer e ri­ trositle ri enfeste eder • Yukarıdaki evreler; - plazmodium falsifarum, ovale ve vivaksta 48 saat (malaria tertiana) - plazmodium malariada 72 saattir (malaria kuartana) • Vivax yalnızca retikütositleri, malaria yalnızca olgun eritrositleri enfekte eder. • Ülkemizde en sık etken vivax’dır. • Klinikte tertian a’da 3 günde bir, kuartana’da 4 günde bir nöbet vardır. • En sık spontan dalak rüptürü nedenidir ve en sık vivax’da görülür. • Dalak rüptürü dışında tüm komplikasyonlar falsifarumda sık görülür. ID:06İ005



4.



Aşağıdaki eşleşmelerden hangisi yanlıştır? A) Lenfogranuloma venerum Frei testi B) Rickettsia enfeksiyonu Weil-Felix reaksiyonu C) Tüberküloz Mantoux testi D) Filariasis Oksidaz testi E) H.pylori Solukta üreaz testi



Frei testi, LGV için intradermal deri testidir. Chlamydia psittaci ve LGV etkeni olmayan C.trachomatis ile çapraz reaksiyon verebilir. Weil-Felix reaksiyonu rickettsialar ile Proteus polisakkaritinin O antijeni arasındaki çapraz reaksiyona dayanır. Ricketsia hastasının serumundaki antikorlar (Ricketsia türüne göre), bazı proteus suçlarını aglutine eder. Mantoux testi tüberküline (PPD solüuyonları) duyarlılığın ölçüldüğü intradermal deri testidir. Filarial



enfeksiyonlarda kandaki microfilariae düzeyi Knott prosedürü ile ölçülür. Oksidaz testi, oksidaz-pozitif olan Pseudomonas aeruginosa’nın tanınmasında kullanılır. H, pylori üreaz pozitiftir. Solukta üreaz testi radyoaktif etiketli üre yedirildikten sonra solukta radyoaktif C 02 tesbiti ile yapılır. Doğru cevap: D



5.



Isospora belli enfeksiyonlarının tedavisinde Mk tercih edilecek ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Metranidazol C) Tinidazol



B) Trimetoprim-sülfametoksazol



D) Paramomisin E) Nitazoksanid



PARAZİTOLOJİ



GIARDIAZIS



PARAZİTOLOJİ



24 6



Sorunun amacı parazit olmasına rağmen tedavisinde antibakteriyal ajan verilen etkenin bilinmesidir.



“İntestinal ve iirogenital parazitler ve yol açtıkları hastalıklar” başlıklı tabloya bakınız.



Trimetoprim-sülfametoksazol, isospora, Cyclospora gibi protozoonların tedavisinde kullanılır.



Doğru cevap: C



Metronidazol ve Tinidazol, Giardia, T. vaginalis, E. histolytica enfeksiyonlarında sıklıkla kullanılırlar.



3.



Paramomisin; güçlü amibisid etkili ajandır.



Aşağıdakilerden hangisi kirpikli olup insanlarda kolite yol açan protozoondur?



Nitazoksanid, çeşitli intestinal protozoonlar, helmintler ve anaerop bakterilere karşı etki gösteren geniş spekturumlu ilaçtır.



A) Giardia intestinalis



Doğru cevap: B



D) Leishmania tropica E) Balantidium coli



İNTESTİNAL VE ÜROGENİTAL PARAZİTLER V____________________________________________ 1.



Entamoeba histolytica’nın neden olduğu karaciğer absesinde en spesifik tanı testi aşağıdakilerden hangisidir? A) Kompleman fiksasyon testi B) Nötralizasyon C) Presipitasyon D) İndirekt hemaglütinasyon E) immunodiffüzyon



Bağırsak içi Entamoeba histolytica’nın en kesin tanısı parazitin gösterilmesidir. Ayırıcı tanıda radyoloji, sigmoidoskopi ve seroloji de kullanılır. Bağırsak dışı amibiyazisde en değerli tanı indirekt hemaglütinasyondur. Ayrıca ağar difüzyonu, floresans verici antikor, lateks aglütinasyon, ELISA testleri de kullanılmaktadır. D o ğ ru cevap:



2.



D



Özellikle çocuklarda diare, malabsorbsiyona neden olabilen, duodenuma yerleşen kamçılı protozoon aşağıdakilerden hangisidir? A) Entamoeba histolytica B) Cryptosporidium parvum C) Giardia intestinalis D) Balantidum coli E) Dientamoeba fragilis



Giardia intestinalis tüm dünyada en sık enfeksiyon yapan parazitlerdendir. Genellikle sularla bulaşmakta, duodenuma yerleşmekte ve özellikle çocuklarda yağ emilimini bozarak malabsorbsiyona neden olabilmektedir. Tanıda armut şeklinde iki nükleuslu ve kamçılı trofozoitler önemlidir. Tedavide metronidazol verilir. Cryptosporidium parvum kronik ishal tablosunu özellikle AIDS'Iİ hastalarda yapmaktadır. Balantidum coli domuzlardan bulaşan silli büyük bir protozoondur. Dientamoeba fragilis ise kist şekli olmayan ishale neden olabilen bir protozoondur. Entamoeba histolytica kanlı mukuslu ishale neden olabilen ayrıca karaciğerde kistlere neden olabilen bir protozoon.



B) Trichomonas vaginalis C) Leishmania donovani



B A LA N TİD U M CO Lİ



Kirpikli protozoonlardandır. İnsanı enfekte eden en büyük ve tek silli protozoondur. Domuzlardan geçer ve dizanteri bulgularına yol açar. Tek konjugasyon yapan protozoondur. Trofozoid ve kist şekli bulunur. Ara konağı yoktur. Genellikle trofozoidler çekuma ve kalın bağırsağın ilk bölümlerine yerleşir. Bağırsak duvarına invaze olarak ülserlere neden olur. Amipli dizanteri benzeri klinik bir tablo oluşturur. İshal kanlı ve mukusludur. E.histolytica’nın yaptığı ülserlere benzer ülserler yapar. Ancak Balantidumda barsak dışı lezyon görülmez. Infekte kişilerin çoğu belirtisiz olup ishal nadiren görülür. Tanı B.coli’nin trofozoid ve tipik V şeklinde çekirdeğe sahip büyük kistlerinin gaytada gösterilmesiyle konur. Silyalı olması, gözle görülebilecek kadar iri olması, sitostam (basit bir ağız yapısı) ile amiplerden ayırdedilebilir. Tedavide tetrasiklin ilk tercihdir. Ayrıca metranidazol ve karbarson da kullanılabilir. Doğru cevap: E 4.



AIDS’e ilerlemiş HIV infeksiyonlu bir hastada; yüksek ateş, genel durum bozukluğu, şuurda bulanma, genel konvülsif ataklar, yaygın lenadenopati, hepatosplenomegali belirleniyor. Hastanın tetkiklerinde lökopeni, anemi, minimal karaciğer disfonksiyonu bulguları, sedimantasyon yüksekliği ve lökosit formülünde monositler içinde bakteriden büyük, birden fazla, 2-3 p.m çapında, oval-yuvarlak, sınırları çok net olarak belirlenemeyen mikroorganizmalar saptanıyor. Bu hastada hangisidir?



en



olası



tam



aşağıdakilerden



A) Serebral toksoplazmoz B) Bartonelloz C) Babesiyoz D) Kriptokokkoz E) Erlişiyoz Toxoplasma ensefaliti, HIV İnfeksiyonu/AIDS olgularında en sık görülen fokal merkez sinir sistemi lezyonu nedenidir. Olguların %30’unda gelişir. Aslında meningoensefalit tarzındadır. Görüntüleme yöntemleri (beyin tomografisi, manyetik rezonans görüntüleme) ile beyinde birden çok odakta apse benzeri lezyonlar saptanır. Yaygın bir



ensefalopati ve çoğunlukla subakut başlangıçlı fokal nörolojik belirtiler söz konusudur. En sık başlangıç tablosu hemiparezi ve/veya konuşma bozukluklarıdır. Lezyon gelişen bölge ile ilgili; kafa çifti tutulumları, nöbetler, görme bozuklukları, serebellar bulgular ve bilinç problemleri ortaya çıkar. Paranoid psikoz, demans, anksiyete ve ajitasyon gibi nöropsikiyatrik bozukluklar görülür. BOS’da lenfositik pleositoz vardır, glukoz normaldir. Bu olgularda beyin tutulumu ile birlikte ya da yalın olarak pnömoni ve koriyoretinit de görülebilir.



6.



Doğru cevap: A



T.vaginalis üretrit, vaginit ve servisite yol açan kamçılı dalgalanan zarı olan bir protozoandır. Tanıda hareketli trofozoitlerini görmek en önemlidir. T.hominis sindirim sisteminde saptanan ve etken olarak kabul edilmeyen bir protozoandır.



5.



Primer amip meningoansefalitinin en sık etkeni ve tanı koydurucu bulgusu aşağıdaki seçeneklerden hangisinde en doğru verilmiştir?



Üretrit nedeniyle başvuran bir erkek hastada Gram incelemede lökositler görülüyor, bakteri görülmüyor, direkt incelemede ise kamçı ve dalgalanan zar ile hareketli protozonlar görülüyor. En olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Trichomanas vaginalis B) Trichomanas hominis C) Giardia intestinalis



D) Balantidim coli



E) Candida



Doğru cevap: A



A) Naeglaria fovvleri / Beyin omurilik sıvısında Giemsa boyamada amipler



7.



C) Trichomonas hominis/hareketli trofozoit



Yirmi sekiz yaşında bir erkek hasta yaz tatili sırasında ateş, ishal, ve şiddetli sağ üst kadran ağrısı gelişiyor. Boyasız dışkı incelemede hareketli trofozoitler ve dört çekirdekli kistler saptanıyor.



D) Babesia microti /seroloji E) Balantidium coli/ kültür



Bu hastada en olası hangisidir?



B) Entamoebea histolytica/ Dört çekirdekli kist



Acanthamooeba ve Nagleria serbest yaşayan amiplerdir. Bakterilerle beslenirler, Acanthamoeba klorlamaya dirençli iken Naegleria fovvleri olduça duyarlıdır. Naeglaria fovvleri göl, havuz gibi durgun sularda yüzenlerde 3 - 7 gün sonra meningoansefalit gelişenlerde akla gelmelidir. Prim er am ip ansefalitinde etken MSS’ne o lfa ktö r bölgedeki nöronlar yoluyla ulaşır. BOS bulanıktır, bol lökosit, eritrosit içerir ve trofozoitler belirlenebilir. Tanıda Giemsa ile boyama faydalıdır. Hızla öldürücü seyreder. Amfoterisin B denenmektedir. Doğru cevap: A



A) Giardia intestinalis



etken



aşağıdakilerden



B) Crptosporidium parvum



C) Entamoeba histolytica D) Schistosoma mansoni E) Trichinella spiralis Entamoeba histolytica birçok özelliği ile soru olarak karşımıza çıkmakta. Amipli dizanteri etkeni olduğu, tanıda dört çekirdekli kist görülmesi, eritrosit yutmuş trofozoit görülmesinin en iyi virulans kriteri olduğu; ekstraintestinal olarak en sık karaciğerde çukulatamsı kistlere neden olduğu ve tedavide metronidazol verildiği bilinmelidir. Diğer etkenlerden C ryptosporidium parvum immun yetmezliklilerde sulu ishale neden olmakta ve EZN pozitif boyanmaktadır.



İn te stin a l ve ü ro g e n ita l p a ra z itle r ve yol a ç tık la rı hasta lıkla r Türler



1



İlgili Hastalık



Bulaşma Şekli



Tanı



Tedavi



Entamoeba histolytica



Amebiyazis (yayılarak dizanteri)



Su, meyve ve sebzeler­ le fekal- oral; kistlerle



Trofozoitler Gaytada kistler; serolojik testler Patolojik görünüm (dibi geniş, ağzı dar lezyonlar)



Metronidazol, iodoquinol, Dilaksonid froat, Emetin



Giardia lamblia



Giardiyazis (diyareyle malabsorbsiyon



Fekal(örn. insan, kunduz) su, yiyecek, oral-anal ilişki, bakım evlerinde; kistlerle



Trofozoitler



Metronidazol Kuinakrin hidroklorid veya metronidazol



Cryptosporodium tü rle ri



Kriptosporidioyozis (sağlıklı kişilerde geçici diyare; immün yetm ezlikli hastalarda ağır diyare)



Az pişmiş et; kistlerle



Gaytada aside dirençli oositler Biyopsi: intestinal salgı bezlerinde lekeler (kistler)



Semptomatik, Spiramisin



Balantidium coli



Dizanteri; kolit; diyareden ağır dizanteriye



Kontamine gıda veya su; kistlerle



Trofozoitler Gaytada kistler



Tetrasiklin, Metronidazol



Trichomonas vaginalis



Trichomoniasis (asemptomatik veya yanma, kaşıntı hissiyle birlikte vajen akıntısı; üretral akıntı)



Cinsel temas; trofozoitle



Hareketli trofozoitler ve metilen mavili preparatta çok sayıda nötrofil



Metronidazol



l



PARAZİTOLOJİ



247



24 8



PARAZİTOLOJİ



Schistosoma mansoni barsak venlerine yerleşir ve ishale neden olabilmektedir. Dışkıda yumurtaları saptanarak tanı konmaktadır. Trichinella spiralis domuzlardan bulaşan bir nematoddur. İnsanı hem son hem ara konak olarak seçmektedir. Erişkini barsaklarda ishale neden olmakta iken larvası kaslarımızda kistlere neden olmaktadır. Hasta genellikle periorbital ödem ve kanlı ishal şikayeti ile gelir. Tanıda kas biyopsisi değerlidir. O E. histolytica tanısındatrofozoidler içinde fagosite



v



edilmiş e ritro s itle r en önemli bulgudur.



J



Bir domuz etkeni olan Balantidium coli, silialı (flajellalı) olması, gözle varlığı anlaşılabilecek kadar iriliği ve basit bir ağız (sitostom) ve anüs yapısı ile amiplerden ayırt edilir. İnsanlarda nadir bir kolit etkenidir. Tedavide tetrasiklinler ya da metronidazol kullanılır. D o ğ ru cevap: E



10. Akuapark ziyareti ardından abdominal kramp, hafif ateş ve bol sulu ishal ile doktora başvuran 10 çocuğun yapılan dışkı incelemesinde aside dirençli boyanan 4-6 mikrometre çapında parazit kistleri saptanıyor. Bu hastada en olası etken aşağıdakilerden hangisidir?



D o ğ ru cevap: C



A) Cyclospora cayatensis 8.



Aşağıdakilerden hangisi agammaglobulinemili bir kişide daha ciddi klinik bulgular ile seyreder? A)Amebiasis C) Giardiasis



B) Cryptosporidiosis D) Larva migrans E) Ascariasis



G İA R D İA İN TE S TİN A LİS



Trofozoid ve kist dönemi vardır. İkiye bölünerek üreyen tro fo z o id le r duodenuma yerleşir. Olgun kistleri 4 çekirdeklidir. Fekal-oral kisti ile bulaşır. İnsanda en sık görülen intestinal protozoondur. Armut şeklindeki simetrik trofozoiti iki çekirdekli, dört çift kamçılıdır. Ilıman ve bol yağışlı bölgelerde daha sıktır. Bulaşma kaynağı kist saçan insanlardır. Kistler dış ortamda 3 ay canlılığını sürdürebilir. Klorlamaya ve mide asiditesine dayanıklıdır. En önemli risk grubu çocuklar (çocuk yuvalarındaki) ve immün yetmezliklilerdir. Giyardiyazizde hümoral ve hücresel bağışıklık gelişir.



C) Entamoeba histolytica D) Balantidum coli E) Cryptosporidium parvum Bu sorunun sorulmasının nedeni Cryptosporidium parvumu sadece AIDS lilerde ishal etkeni diye biliyor olmanız ve bu bilginin değiştirilmesi. Altın kelime aside dirençli boyanma (EZN pozitifedir. Giardia armuta benzer iki nukleuslu trofozoiti ve yağlı ishali ile, E.histolytica 4 çekirdekli kistleri ve eritrosit yutmuş trofozoitleri ile ve Balantidum coli ise tek silli protozoon olması ile sorulabilir. Cyclospora cayatensis ise 8-10 mikrometre çapında daha büyük bir parazit ve aside dirençli boyanmaktadır. D o ğ ru cevap:



E



11. Elli yaşında bir erkek hasta gittiği dağ kampında, seyahatinin ikinci haftasında ishal ve mide krampları gelişiyor. Dışkı örneğinin mikroskobik incelemesinde baykuş benzeri trofozoitler ve kistler saptanıyor. En olası etken aşağıdakilerden hangisidir?



Ağız yolu ile alınan kistler duodenumda açılır ve iki adet trofozoit ortaya çıkar. G.intestinalis emici disk ile duodenum ve jejunumda mukozaya tutunur.



A) Entamoeba histolytica



B) Balantidum coli



C) Dientamoeba fragilis



D) Giardia intestinalis



Patogenezde parazit sayısı önemlidir. Giardiasis kliniği asemptomatik infeksiyon ile gelişme geriliği ve malabsorpsiyon arasında geniş bir spektruma sahiptir. Kendiliğinden iyileşebilirken, bazı hastalarda kronikleşir. Hipogammaglobilinemili kişiler infeksiyona daha duyarlıdır. Uzamış veya ağır geçirilen infeksiyonda altta yatan kronik bir hastalık araştırılmalıdır.



B) Giardia intestinalis



E) Cryptosporidium parvum İshalin steatoretik olması, mikroskopide baykuş benzeri trofozoitler görülmesi altın kelimelerdir. Klinik sorularda malabsorbsiyona ve yağda eriyen vitaminlerin emiliminin bozulmasına neden olan parazit olarak da sıklıkla karşınıza çıkabilir. Tedavisi metronidazoldür. D o ğ ru cevap:



D



D o ğ ru cevap: C



9.



Domuz çiftliğinde çalışan bir işçi; kanlı, mukuslu ishal yakınması ile başvuruyor. Yapılan incelemede dışkıda bol eritrosit ve iri, hareketli, ağız ve anüs yapıları seçilebilen silli protozoonlar görülüyor. Bu tablodan sorumlu olabilme olasılığı en fazla parazit aşağıdakilerden hangisidir? A) Trichinella spiralis



B) Entamoeba histolytica



C) Babesia microti D) Dientamoeba fragilis E) Balantidium coli



12.



Enterobius vermicularis saptanan bir çocukta ishal saptanınca aşağıdaki protozalardan hangisi ön planda düşünülmelidir ve araştırılmalıdır? A) Dientomaebea fragilis kistleri B) Giardia intestinalis C) Ascaris yumurtaları D) Balantidium coli E) Dientomaebea fragilis trofozoitleri



D.fragilis sadece trofozoiti olan, Enterobius vermicularis yumurtaları ile bulaşan, ishal etkeni bir protozondur. D o ğ ru cevap:



E



Yukarıda tanımlanan hastada aşağıdaki etkenlerden hangisinin saptanması en olasıdır?



Entamoeba h is to ly tic a •



A m ib ik d iz a n te r i ve k a ra c iğ e r ab sesi e tk e n id ir.







T ro fo z o it (a m ip ) ve k is t o la ra k ik i fo rm u v a rd ır. -



T r o fo z o it (a m ip ) fo r m u : In te s tin a lv e e k s tra in te s tin a l le z y o n la r ile d iy a re ş e k lin d e k i g a y ta d a b u lu n u r.



-



K is t f o r m u :



K a tı d ış k ıd a b u lu n u r. K is tle r ç e v r e



ş a rtla rın a d a y a n ık lıd ır, k a y n a tm a ile ö lü r fa k a t k lo r ­ lam a ile ö lm e z le r. K istin 4 ç e k ird e k li olm a s ı ta n ıd a ö n e m lid ir. •



E nfeksiyon b a ğ ış ık lık k a z a n d ırm a z . Ü re tile n a n tik o rla r sadece ta n ıd a fa y d a lıd ır.







F e k a l-o ra l y o l ile bu la şır. H ayvan re z e rv u a rı y o k tu r.







K is t l e r ç e k u m dönüşür.







13. Kontakt lens kullanan hasta gözünde batma şikayeti ile doktora başvuruyor. Lens temizleme sıvısının mikroskobik incelemesinde çok sayıda ameboid organizmaya rastlanıyor.



v e k o lo n d a a ç ı l a r a k t r o f o z o i d l e r e



K o lo n d a ü ls e r le r g ö z y a ş ı ( t e a r d r o p , fla s k s h a p e d )



A) Naeglaria



B) Acantamoeba



C) Entamoeba



D) Balantidum coli



E) Dientamoeba fragilis Olguda tanımlanan amip serbest yaşayabilen türlerden olmalıdır. Bu tanımlamaya uyan Naeglaria ve Acantamoeba’dır. Seçenek ikiye indikten sonra sorunun cevabı için teorik ek bilgi gerekmektedir. Naeglaria fovvleri göl, havuz gibi durgun sularda yüzenlerde 3-7 gün sonra meningoensefalit gelişen olgularda akla gelmelidir. Acanthamoeba cinsi ise granülomatöz amip ensefaliti, akciğer ve deride lezyonlar ve özellikle yumuşak lens kullananlarda keratit oluştururlar. Doğru cevap: B



ş e k lin d e d ir. •



E k s tra in te s tin a l o la ra k en sık k a ra c iğ e rd e y e rle ş ir.







K a ra c iğ e r absesi; sağ ü st ka d ra n d a a ğ rı, k ilo k a y b ı, a te ş, hassas h e p a to m e g a li ile k a ra k te riz e d ir.







D iz a n te ri y a p a r. Y a p tığ ı d iz a n te r id e g a y ta d a k ır m ız ı k ü re p o z itif ik e n lö k o s it y o k tu r, (bu b a s ille r d iz a n te ri ile a y ırım ın d a ö n e m lid ir)







D iğ e r a m ip le r d e n i k i ö n e m li k r i t e r i l e a y r ı l ı r : 1 - ç e k ir d e k y a p ıs ı: k ü ç ü k s a n t r a l ç e k ir d e k ç iğ i i le ç e k i r d e ğ i n ç e p e r in d e in c e k r o m a t i n a ğ ı v a r d ır . 2 - k is tin b o y u tla rı daha k ü ç ü k ve 4 ç e k ird e ğ i v a rd ır.







Inva ziv am e b ia z is ta n ıs ın d a i n d ir e k t h e m a g lü tin a s y o n t e s t i fa y d a lıd ır.







A m e b ia z is



te d a v is in d e



k u lla n ıla n



a ja n la r :



1 . m e tro n id a z o l ve b e n z e rle ri 2.



e m e tin ve d e h id ro e m e tin



3.



k lo ro k in fo s fa t



4.



h a lo je n li 8 -h id ro k in o lin le r



5.



a n tib iy o tik le r



-te tra s ik lin -p a ra m o m is in



14. Kanlı ishal yakınması ile başvuran hastada yapılan sigmoidoskopisinde ağzı dar dibi geniş ülserasyonlar belirleniyor. En olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Entamoebea coli B) Trichomonas hominis C) Cryptosporidium



D) Giardia E) Entamoebea histolytica Amipler (sarcodina) arasında yer alır, anaeroptur, rezervuar insandır. Yalancı ayaklarla hareket eden, tek nukleuslu trofozoiti ve olumsuz şartlarda oluşan kistleri vardır, insana bulaşma 4 çekirdekli kistlerle olur. Klinik olarak dizanteri oluşur (amipli dizanteri). Kalın bağırsakta şişe dibi tarzında ülserasyonlar ve bunun sonucu kanlı mukuslu ishal tipiktir. Bazen ameboma denilen kitleler oluşturur ve tümörlerle karıştırabilir. Yayılım sonucu karaciğerde abse gelişebilir. Doğru cevap: E



ö .d ilo k s a n id fu r o a t 7 .o rg a n ik a rs e n ik b ile ş ik le ri



15. Aşağıdaki kolit etkenlerinden hangisinin dışkısında lökosit görülmesi olağan değildir?



Spesifik bazı özellikler: -



K lo ro k in sad ece h e p a tik a m e b ia z is d e e t k ilid ir . H a tta h e p a tik a m ebiazis te ş h is in d e d a h i k u lla n ıla b ilir.



-



M e tro n id a z o l en sık k u lla n ıla n a ja n d ır.



-



E m e tin s is te m ik e tk ili a n tia m ib ik tir. T r o fo z o itle ri ö ld ü re n en gü çlü ila ç tır.



-



h a lo je n li h id r o k s i k in o lin le r ö z e llik le k is tle r e k a rş ı e tk ilid ir le r.



-



P aro m om isin g ü ç lü a m ib is id e tk is i o la n te k a n tib iy o tik tir . A m in o g lik o s id tü re v id ir.



-



D iloksa nid fu r o a t sadece lü m e n d e e tk ilid ir . ID:06i081



A) Enteroinvazif Escherichia coli B) Campylobacter jejuni C) Entamoeba histolytica



D) Shigella flexneri E) Salmonella enteritidis Entam oebea H is to ly tic a : Bir amiptir, anaeroptur, rezervuarı insandır. Yalancı ayaklarla hareket eden, tek nukleuslu trofozoiti ve olumsuz şartlarda oluşan kistleri vardır, insana bulaşma 4 çekirdekli kistlerle olur. Bu kistler özellikle çekum ve rektosigmoid bölge başta olmak üzere



PARAZİTOLOJİ



24 9



PARAZİTOLOJİ



tüm barsaklarda yaygın olarak açılarak önce metakist, sonra metakistik trofozoit ve bunun bölünmesiyle tek nukleuslu trofozoit haline gelirler. Klinik olarak dizanteri oluşur (amipli dizanteri). Kalın barsakta şişe dibi tarzında ülserasyonlar ve bunun sonucu kanlı-mukuslu ishal tip iktir. Bazen ameboma denilen kitleler oluşturur ve tümörlerle karıştırılabilir. Amipli dizanteri tanısı dışkıda tipik hareketli, eritrositleri fagosite etmiş trofozoitler görünerek konulur. Tipik trofozoitleri tanımlayabilmek için dışkı hemen incelenmelidir. Dışkıda eritrositler yoğun iken lökositlerin az olması, Charchot-Leyden kristalleri ve kümeler yapan eritrosit dizileri görülmesi basilli dizanteriden ayrımda yardımcı olabilir. Diğer şıklardaki bakteriler bağırsak mukozasında hasara neden olurlar ve dışkıda lökosit görülmesine yol açarlar. Doğru cevap: C



Asid rezistans boyanan mikroorganizmalar: • Mycobacterium türleri • Nocardia türleri • Cryptosporidium parvum Dışkıda aside rezistan ookistler gösterilmesiyle C parvum tanısı konur. C.parvum özellikle immün sistem defektlerinde ishale neden olur. En sık jejunuma yerleşir. En önemli bulgusu ishaldir. Doğru cevap: C



19. Dışkıda "Charchot leyden kristalleri" hangi parazit enfeksiyonunda görülür? A ) Ascaris lumbricoides B) Giardia Lamblia C) Entemoeba histolytica



16. Aşağıdakilerden hangisi Amebiazis tedavisinde kullanılmaz? A) Paramomisin



B) Diloksanid



C) Emetin



D) Ornidazol E) Mebendazol



Entamoeba histolytica tedavisinde etki bölgesine göre üç tür ilaç kullanılır. İntestinal



Sistemik



Paramomisin



Emetin



Metronidazol



Diloksanid



Dehidroemetin



Ornidazol



lodoquinol Tetrasiklin



D) Cryptosporidium parvum E) P. vivax E. histolyticanın neden olduğu intestinal amebiazisde kolonda charcot leyden kristalleri görülür. Gaytada lökosit görülmemesi tipiktir. Charcot leyden kristalleri ascaris lumbricoidesin akciğerde bulundukları dönemde balgamda da görülür. Doğru cevap: C



İntestinal sistemik



Tinidazol



Doğru cevap: E



20. Cryptosporidium parvum enfeksiyonunda AlDS'li hastalarda en sık görülen bulgu aşağıdakilerden hangisidir? A) Barsak perforasyonu



B) Kanama



C) Sepsis



D) Aşırı sıvı kaybı E) Toksik megakolon



17. Akut intestinal amebiazisde aşağıdakilerden hangisi görülmez?



dışkıda



A) Eritrosit



B) Lökosit



C)Trofozoid



D) Eritrofagositoz



C. parvum jejunuma yerleşir. AlDS'lilerde kronik geçmeyen ishale neden olur. İshal aşırı sıvı kaybına neden olur. Doğru cevap: D



E) Mukus Amebik dizanteride dışkıda lökosit bulunmaz. Basilli dizanteride ise bol lökosit görülür. Çekum intestinal amebiazisde en sık tutulan bölgedir. Ekstra intestinal olarak da en sık karaciğer tutulur. Doğru cevap: B



18. Aşağıdaki diyare etkenlerinden hangisinin tanısında "modifiye kinyon aside dirençli boyası” kullanılır? A) Mycobacterium lepra B) Mycobacterium tüberculosis C) isospora belli D) Nocardia brasiliensis E) Mycoplasma pneumoniae



21. Aşağıdaki parazitlerden yoluyla giriş yapar?



hangisi



vücuda



göz



A) Cyclospora cayetanensis B) Acanthamoeba türleri C) Hymenolepsis nana D) Entamoeba histolytica E) Babesia türleri Acanthamoeba türleri ve Naegleria fovvleri suda serbest halde yaşayan parazitlerdir. Acanthamoeba türleri göz, Naegleria ise burun yoluyla girdikten sonra amebik meningoensefaiit yaparlar. Doğru cevap: B



251



22. Enterotest ile tanı konulan aşağıdakilerden hangisidir?



parazit



Trofozoit ve kist olmak üzere iki formu vardır: Trofozoit formu: armut şeklinde, 2 çekirdeği ve 4 adet flajeli olan, emme diski ile duodenum duvarına yapışan formudur.



B) Schistosoma haematobium



C) Giardia lamblia D) Cryptosporidium E) Echinococcus granulosus Giardiozis tanısında katı gaytada kistler, sıvı gaytada ise trofozoid (armut şeklinde 2 çekirdek ve 4 flajeli var) ve kistlerin (4 çekirdiği var ) görülmesi gereklidir. Ancak kist oluşumu aralıklı olduğundan gaytada tespit edilemeyebilir ve tanı için duodenal aspirasyon veya duodenal kapsül tekniği (EnteroTest) gerekebilir. Tedavi metronidazoldür. IgA eksikliği olanlarda daha sık görülür. Doğru cevap: C



A ) Trofozoit formu sorumludur



hakkında geniş



aşağıdakilerden



intestinal



ülserlerden



B) 4 nükleuslu kist formu bulaştırıcıdır C) Trofozoitler dokuda kist şekline dönüşebilir D) Trofozoit formu organlarda abseler meydana getirir E) Su ve toprak kist formunun başlıca kaynağıdır 2 ve 4 nükleuslu kistler su ve toprakta bulunur ve fekal-oral yoldan bulaşma sağlar. Trofozoit formu litik enzimleriyle intestinal ülserler oluşturmanın yanında, başta karaciğer olmak üzere organ abseleri oluşturur. Organlardaki trofozoit kist formuna dönüşmez. Sadece barsak boşluğunda bulunan trofozoitler prekist haline döner.



Bulaşma yolu gayta ile kontamine su ve yiyecekler ile olur. Bulaşıcı formu 4 çekirdekli kist formudur. Trofozoit formu duodenum duvarına yapışır ve duvarda kalır, invazyon göstermez. Duodenal mukozada inflamasyon sonucu malabsorbsiyon görülür. Gayta yağlı, mukuslu, kötü kokulu ve açık renktedir. Genellikle kan görülmez. Yağda eriye vitaminlerde en sık A vitamini emilimi bozulur. Hastaların çoğunda semptomları 4-6 haftada spontan düzelir, immünglobulin A eksikliği olanlarda daha sık görülür. Suların klorlanması etkisizdir. Bir çok memeli ve hayvanlar reservuardır. KLİNİK kansız, kötü kokulu kronik ishal, bulantı, anoreksi, gaz, abdominal kramplar bulunur, ateş yoktur. TANI: String test (ip testi) kullanılır. Serolojik testi yoktur. TEDAVİ: İlk tercih metronidazoldür. Diğer bir ilaç kinakrin hidrokloriddir. Doğru cevap: D



Doğru cevap: C



24. Aşağıdakilerden bozar?



Kist formu: kalın duvarlı, 4 çekirdekli ve birkaç internal lifi olan kisti vardır.



hangisi A vitamini emilimini



26. Entamoebea histolytica’nın aşağıdakilerden hangisidir?



A) Balantidium coli



A) Kist



B) Giardia lamblia C) Entamoeba histolytica



C) Spor



E) Entamoeba coli Giardiasis enfeksiyonu asemptomatik seyredebilmesine rağmen, duodenal ve jejunal mukozada düşük dereceli enflamasyona sekonder kript hipertrofisi, villöz atrofi ve epitel hücre hasarına yolaçabilir. Bunun sonucunda sulu, kötü kokulu ve yağ ve yağda eriyen vitaminlerin emilim bozukluğu sonucu yağ içeriği artmış gayta oluşur.



B) Ookist D) Tropomostigot



E. histolytica’da insana bulaşma bu çekirdekli kistlerle olur. Bu kistler özellikle çekum ve rektosigmoid bölge başta olmak üzere tüm barsaklarda yaygın olarak açılarak önce metakist, sonra metakistik trofozoit ve bunun bölünmesiyle tek nukleuslu trofozoit haline gelirler. Doğru cevap: A



27. İmmün yetmezlikli bir çocukta aşağıdaki intestinal parazitlerden hangisi en sık beklenir?



Doğru cevap: B



A) Anoreksi



formu



E) Mezozoit



D) Ancylostoma duodenale



25. Giardia lambiiada görülmez?



infektif



aşağıdakilerden B) Diyare



C) Abdominal kramp D) Ateş E) Bulantı



hangisi



A) Ascaris lumbricoides



B) Balantidium coli



C) Entamoeba histolytica D) Giardia lamblia E) Taenia saginata Parazitlere karşı duyarlılık genelde humoral immün yetmezlik durumlarında artar. Bu durumda özellikle



PARAZİTOLOJİ



İnsanda en sık görülen intestinal protozoon'dur.



A) Entemoeba histolytica



23. Amebik dizanteri hangisi yanlıştır?



Giardiazis etkenidir.



25 2



çocuklarda malabsorpsiyona ağırlaştıran etken Giardia’dır.



tabloyu



31. Aşağıdakilerden hangisinde insandan başka ara konak yoktur?



D



D o ğ ru cevap:



PARAZİTOLOJİ



yolaçarak



A) Trichomonas vaginalis



B) Taenia solium



C) Echinococcus alveolaris D) Toxoplasma gondii 28. Cryptosporidium en sık aşağıdaki organlardan hangisine yerleşir? A) Karaciğer



E) Fasciola hepatica T.vaginalis sadece trofozoit formu bulunan, insandan başka konağı olmayan, cinsel yolla bulaşan bir parazittir. Kadınlarda %10-25 oranında bildirilmiştir. Asemptomatik erkekler rezervuar görevini görebilir.



B) Jejenum



C) Dalak



D) Mide E) Sigmoid kolon



Doğru cevap: A



Cryptosporidium: Bağışıklığı baskılanmış hastalarda uzun süren ağır ishallere neden olur. AlDS'li hastalarda gelişen kronik diyarenin en önemli etkenidir. Fekaloral yolla bulaşır. En sık jejunuma yerleşir. Invazyon yapmaz. Hücrede intraselüler-extrasitoplazmik yerleşir. Normal insanlarda hafif gastroenterit yapar. Toxini yoktur. Cryptosporidium klorlamaya dirençli olduğundan, yüksek düzeyde kontamine içme ya da havuz suyuna maruz kalan immün yetmezlikti hastalarda salgınlara yol açabilir. Tanı ookistlerin modifiye kinyoun boyanmasıyla konur. Serolojik tanı yoktur.



asit-fast



B



29. Aşağıdakilerden hangisi kolon duvarında tümör benzeri kitleler oluşturabilir? A) Strongyloidosis



B) Giardiazis



C) Amebiazis



B) Tetrasiklin C) Mebendazol D) Klindamisin E) Metronidazol Protozoaların sporozoalar grubundan olan İsospora belli fekal oral yolla bulaşan kısa süreli diyareye yol açan bir parazittir. AIDS hastalarında önem kazanır. Gaytada aside dirençli kistler vardır. Tedavide trimetoprimsulfametoksazol tercih edilir. Diğer sporozoaların tedavisindeki ajanlar farklıdır. Doğru cevap: A 33. Giardia lamblia’nın bağırsakta yerleştiği bölge aşağıdakilerden hangisidir?



D) Taeniazis



A) Duodenum



E) Ascariazis E.histolytica primer enfeksiyon yerleri olan çekum, appendiks ve asendan kolonun yanında ileoçekal valve, rektum ve sigmoide yayılabilir ve buralarda enflamatuar veya granülomatöz tümör benzeri kitleler (ameboma) oluşturabilir. D o ğ ru cevap: C



C)G.lambia



D) T.trichiura E) T.solium



Giardia insanlar için zayıf bir patojendir ve tamamen asemptomatik seyredebilir. Çocuklarda sulu diyare, yağ malabsorpsiyonuna bağlı kötü kokulu diyare ve malnütrisyona yolaçabilir, fakat kan ve püy yoktur. Doğru cevap: C



D) Kolon E) Rektum



Giardia lamblia yaygın olan intestinal protozoalar arasında duodenum ve jejenumun ilk kısmına yerleşen tek parazittir. Trofozoitler, duodenumda mukozaya sıkı bir şekilde yapışık yaşarlar, barsağın ileri kısmına yayılan kistler gayta ile atılır. f



B) E.histolytica



B) lleum



C) İleoçekal bölge



30. Kötü kokulu gayta aşağıdakilerden hangisini düşündürür? A) T.gondii



ilaç



A) Trimetoprim-sulfametoksazol



ile



Tedavide semptomatik yaklaşım uygulanır. Spiramisin bazı semptomları hafifletebilmektedir. D o ğ ru cevap:



32. İsospora belli tedavisinde tercih edilen aşağıdakilerden hangisidir?



' — .... = % O Ğ ia rd ia kro n ik ishal ve m alnütrisyona, T. trichura ise çekuma yerleşerek ishal, anemi ve rektal prolapsusa neden olur.



j



v D o ğ ru cevap:



34.



A



Babesiosis için doğru aşağıdakilerden hangisidir?



olmayan



ifade ^ w



A) Özellikle splenektomili kişilerde meydana gelir B) Periferik yaymada Plasmodium falciparum enfeksiyonu ile karışabilir C) Babesiosise dirençte dalak fonksiyonu önemlidir D) Akut hastalığın teşhisi, periferik yaymada parazitin görülmesi ile konur E) Eritrositlerin parazitler tarafından invazyonu ve tahribi söz konusudur



Babesia divergens daha çok splenektomili hastalarda görülürken, insanlarda babesiosis etkeni olan B.microtii için splenektomi predispozan bir faktör değildir. Ancak splenektomili hastalarda enfeksiyon daha ağır geçer ve %80 hastada parazitemi gelişir.



37. Rusya seyahatine giden bir kişide dönüşten 2 hafta sonra günde 5-10 kez olan ishal, bulantı, kusma ortaya çıkmıştır. Dışkının trichrom boyamasında Entamoeba histolytica / Entamoeba dispar’a ait kist ve trofozoitler gözlenmiştir.



Hastalık kenelerle bulaşır; 7-10 gün sonra halsizlik, iştahsızlık, yorgunluk, ateş, terleme, myalji, artralji ve depresyonla kendini gösterir. Splenektomili hastalarda hemolitik anemi, sarılık böbrek yetmezliği görülebilir. Klorokin klinik iyileşme sağlamakla birlikte tedavi edici değildir. Klindamisin ve kinin ile tedavi sağlanabilir.



Bu parazitin hastaya bulaşma yolu ve bulaşma şekli aşağıdakilerin hangisinde birlikte verilmiştir? Bulaşma volu



Doğru cevap: A



35. Romano belirtisi aşağıdaki hangisinde görülür?



enfeksiyonlardan



Bulaşma sekli



A) Solunum B) Sindirim



Larva Kist



C) Genital D) Solunum



Yumurta



E) Sindirim



Ookist



Yumurta



Amipli dizanteri ile ilgili hemen tüm özellikler soru olarak karşımıza daha önce de çıkmıştı. Bulaş şekli sindirim yolundan 4 çekirdekli kistlerle olur. Tanısında ise eritrositleri fagosite etmiş trofozoitlerin görülmesi gerekir bilgisini tekrar hatırlayalım.



A) Plasmodium falciparum B) Trypanosoma cruzi C) Trichuris trichiura D) Schistosoma mansoni E) Enterobius vermicularis



Doğru cevap: B



Akut Trypanosoma cruzi enfeksiyonunun, özellikle bebeklerde hemen her zaman görülen belirtisi, Romana belirtisi adı verilen yüz ve göz kapaklarında ödemdir. Tek taraflı, ağrısız, eritematöz palpebral ödemle karakterizedir. Doğru cevap: B



t



Amipli dizanteri sindirim kanalından 4 çekirdekli kist formuyla bulaşır. Amipli dizanteri tanısı dışkıda tip ik hareketli, eritrositleri fagosite etmiş trofozoitler görülerek konulur. J



36. Kronik diyaresi olan immünosüpresif bir hastanın dışkı incelemesinde, lökosit görülmüyor ancak 1-2 pm boyutlarında gram(+) ve aside rezistan boyanan spor benzeri yapılar saptanıyor. Bu hastadaki parazit en aşağıdakilerden hangisidir?



büvük



olasılıkla



38. Aşağıdaki parazitlerden hangisinin insanda bulunmaz? A) Trichomonas C) lodomoeba



kist şekli



B) Enteromonas D) Chilomastix E) Endolimax



A) Isospora belli B) Microsporidia C) Cyclospora D) Sarcocystis E) Cryptosporidium Aynı soru bu kez de parazitin boyutları verilerek sorulmuş. En küçük olan Microsporidia 1-2 mikrometre. İmmünsüpresif hasta, sulu ishal yapan EZN boyanmış parazitleri bir kez daha tekrarlayalım. Cryptosporidium (4-6 mikrometre), Cyclospora (8 mikrometre), Isospora (24 mikrometre) ve Microsporodia (1 mikrometre) immünsüpresif hastalarda ishal etkeni parazitlerdir. Tanılarında dışkıda ookistler EZN yöntemi ile gösterilebilir. Doğru cevap: B



Daha önce de benzer sorularla karşılaşmıştık. Sadece trofozoit formu bulunan Trichomonas vaginalis’i tekrar hatırlayalım. Trichomonas vaginalis’in kist şekli yoktur. Cinsel yolla bulaşır. Vaginit, servisitve üretrit oluşturabilir. Sarı, yeşil köpüklü akıntıya neden olur. Vajende küçük kanama odaklarına bağlı çilek görüntüsü oluşur. Tedavisinde metranidazol kullanılır. Eş tedavisi verilmesi gereken parazittir. Diğer seçeneklerdeki parazitlerin bilinmesi gereksizdir. Doğru cevap: A



f Dikkat Z



İÜ



Trichomonas vaginalis ve Dientamoeba fragilis kist şekli olmayan protozoonlardır.



PARAZİTOLOJİ



253



25 4



PARAZİTOLOJİ



39. İnsanlarda keratit, üveit ve korneal ülserasyon oluşturan protozoon aşağıdakilerden hangisidir?



ELISA, auramine-rhodamine boyama veya immünfloresan yöntemleri de tanıda kullanılmaktadır.



A) Acanthamoeba spp. B) Entamoeba histolytica



Doğru cevap: C



C) Balamuthia mandrillaris



41. Giardiyaz’ın klinik bulguları hangisinde birlikte verilmiştir?



D) Naegleria fovvleri E) Plasmodium malariae Serbest yaşayan am ipler dediğim iz daha çok durgun sularda yaşamasıyla bilinen iki protozoon olan Acanthamoeba ve Naegleria sınavlarda sık karşılaştığımız sorulardandır. Acanthamoeba kontakt lens solüsyonlarında üreyerek keratit yapmasıyla, Naegleria da meningoensafaiit yapmasıyla sorulabilir. Acantham oeba, cinsi amipler granülo m a töz amip ensefaliti, akciğer ve deride lezyonlar ve özellikle yumuşak lens kullananlarda keratit oluştururlar. Dokuda trofozoit ve kist formu görülebilir ve dikensi çıkıntıları ile diğer amiplerden ayrılabilir. Suların klorlanmasına dirençlidir. Entamoeba histolytica, Amipli dizanteri etkenidir. Naegleria fovvleri, Meningoensefalit yapar. Plasmodium malariae, Sıtma etkenidir. Balamuthia mandrillaris, Ensefalit tablosu yapar. Doğru cevap: A



40. Modifiye Sheather şeker yüzdürme yöntemi aşağıdaki parazitlerden hangisi için yaygın olarak kullanılır? A) Giardia intestinalis B) Balantidium coli C) Cryptosporidium parvum D) Trichomonas vaginalis E) Enterocytozoon bieneusi Sheather’in Şekerli Yüzdürme Yöntemi sonrası fazkontrast mikroskopisi Cryptosporidium ookistlerinin araştırılmasında kullanılır(mış). Kriptosporiyoz tanısı, dışkı örneklerinden yapılan boyamalarla ookistlerin veya gastrointestinal mukoza biyopsi örneklerinde intrasellüler merontların gösterilmesiyle konulur. Günümüzde buna yönelik olarak bazı moleküler yöntemler de kullanılmaktadır. Modifiye asit-fast (Kinyoun) yöntemiyle boyanmış dışkı örneklerinde ookistler kırmızıya boyanmış olarak görülebilir. Dışkıya uygulanan yoğunlaştırma yöntemleriyle ookistlerin görülme şansı daha fazladır. Bu amaçla modifiye çinko sülfat santrifüj flotasyon tekniği ve Sheather’in şeker flotasyon yöntemi ve sonrasında uygulanan faz kontrast mikroskopisi iyi sonuç vermektedir. Formol etil asetat sedimentasyon yoğunlaştırma yöntemi de kullanılabilir.



aşağıdakilerin



A) Karın ağrısı, kanlı-mukuslu dışkı, ateş B) Karın ağrısı, steatore, malabsorpsiyon sendromu C) Anüs kaşıntısı, konstipasyon, ateş D) Karın ağrısı, kanlı-mukuslu dışkı, steatore E) Karın ağrısı, diyare, ateş Giardiyaz sınavlarda çok sık karşılaştığım ız paraziterdendir. Bu kez de klinik özelliği sorulmuş. Giardia intestinalis (G. lamblia), insanda en sık rastlanan, kamçılı, ara konağı olmadan bulaşan bir protozoondur. K is tle rle b u la ş ır ve su kaynaklı s a lg ın la r s ık tır. Kistlerin duodenumda açılmasıyla trofozoitler meydana gelir. Trofozoitler burada duodenum bağırsak duvarına tutunarak yaşarlar. Villus yapısında bozukluk oluştururlar. Asemptomatik olabilir ya da ağır büyüme-gelişme geriliği, malarbsorbsiyon sendromlarına yol açabilir. En sık olarak ishal (kronik ya da tekrarlayan) yakınması görülür. Dışkı yağlı, kötü kokulu (steatore) yapıdadır. Uzun süren ishal sonucu yağda eriyen vitaminler (özellikle A vitamini) emilimi bozulabilir. Hipogammaglobulinemi ve immünsupresyon durumlarında tedaviye yanıtsız, kronik enfeksiyonlar izlenebilir. Tanıda dışkıda kistler ( bazen trofozoitler) aranır. Kistlerde oval yapı ve sitoplazma ile kist duvarı arasındaki boşluk ve 4 nukleus tanıda yardımcıdır. Trofozoiti yandan basık, armut görünümünde 2 nukleuslu ve 4 çift kamçılıdır. Bazen duodenal sıvıda saptanarak tanı konulabilir (Enterotest). Dışkıda ELİSA ve İFA yöntemiyle antijen aranması faydalı bulunmuştur. Tedavide metronidazol, ornidazol tercih edilir. Doğru cevap: B



42. Aşağıdaki protozoonlardan hangisinin yalnızca trofozoit şekli vardır? A) Giardia lamblia B) Entamoeba histolytica C) Blastocystis hominis D) Dientamoeba fragilis E) Cyclospora cayetanensis Daha önce T. vaginalis aynı özelliğiyle sorulmuştu. Sadece trofozoit formda bulunan T.vaginalis ve Dientamoeba fragilis önemlidir. Dientam oeba fra g ilis , kist şekli olmayan ameboid bir protozoondur. Günümüzde kam çılılar arasında yer almaktadır. Gastroenterit etkenidir. E nterobius vermicularis yumurtaları ile taşınarak bulaşabilir. Tanıda, çoğu iki çekirdekli trofozoitleri görülerek tanınabilir.



255



Diğer seçeneklerdeki parazitlerin hem kist hem de trofozoit şekli bulunmaktadır.



r--------------------------------------------------------------------------- >|



Doğru cevap: D



V_____________________________________________z 1.



r



Trichomonas vaginalis ve Dientamoeba fragilis kist şekli olmayan protozoonlardır. Dientamoeba fragilis'in Enterobius yumurtaları içinde taşınması da önemlidir.



V



__________



43. Trichomonas vaginalis ile ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Tanısında öncelikle uygulanmaktadır.



ilgili



serolojik



yöntemler



B) Tedavisinde 5-nitroimidazol grubu ilaçlar kullanılır. C) Genital akıntıya neden olur. D) Kontrolünde risk gruplarının takibi önem taşır. E) Tanı konan kişinin eşine de tedavi uygulanmalıdır. Tanısında ilk yapılacak direkt mikroskobidir. Serolojik yöntemler tanı için rutinde kullanılmaz. Trichomonas vaginalis, kist şekli olmayan, kamçılılar arasında yer alan, özellikle cinsel ilişkiyle bulaşan bir protozoondur. Vaginit, servisit ve üretrit oluşturabilir. Tanıda hemen incelenen örneklerde hareketli trofozoitler görülebilir. Özel boyalar (Giemsa, Papanicalau,...) ile boyanabilir. Dalgalanan zarı ve kamçısı tanımda önemlidir. Kültürü yapılabilir. Tedavide m etronidazol, ornidazol kullanılır. Eşlerin birarada tedavisi gereklidir. Doğru cevap: A



C) Hartmanella



B) Naegleria D) VVohlfahrtia E) Balamuthia



B) Sporozoit



C) Ookinet



D) Ookist E) Merozoit



Sıtma döngüsü çok iyi bilinmesi gereken konulardan biridir. Kısaca döngüye göz atacak olursak sivri sineklerden sporozoitler bulaşır. Sporozoitler karaciğer hücrelerine (hepatosit) alınır. Burada merozoitler oluşarak kana karışır (ekzoeritrositer şizogoni). P. ovale ve P. vivax karaciğerde uyuyan şekillere sahiptir ve hipnozoit denilen bu şekiller relapslardan sorumludur. Sonra merozoitlerce infekte olan eritrositler içinde şizogoni ile olgun şizontlar oluşur. Bu olgun şizontlarda çok sayıda merozoitler bulunur. Parçalanan olgun şizontlardan merozoitler kana karışır ve yeni eritrositleri infekte eder. Bazıları eritrosit içi dönem sonunda dönüşerek gametositleri oluşturur. Dişi anofel tarafından kan emilirken bu gametositler alınırsa sivrisinekte seksüel gelişim döngüsü gerçekleşir. Gametositlerden oluşan makrogametler ve mikrogametler birleşerek zigotu oluştururlar. Sonra zigottan ookinet, ookist oluştururlar ve mide duvarına yerleşirler. Bu yapı içinde çok sayıda sporozoit gelişir ve bu oluşum sporokist adını alır. Sporozoitler parçalanan sporokistten yayılarak sivrisineğin tükrük bezine yerleşirler. İnsana bulaşma sporozoitler yolu ile olmaktadır. Doğru cevap: B



2.



45. Aşağıdaki amip türlerinden hangisi primer amebik meningoensefalitin en vavaın etkenidir? A) Acantamoeba



A) Trofozoit



J



aşağıdaki



Sivrisinekten insana geçerek enfeksiyona sebep olan plasmadium formu aşağıdakilerden hangisidir?



Yüksek ateş, hepatosplenomegali, pansitopeni nedeniyle izlenen 4 yaşındaki çocukta yapılan kemik iliği incelemesinde amastigot formunda parazitler saptanıyor. Bu hastada en olası etken ve en uvaun tedavi seçeneği aşağıdakilerden hangisidir? A) Leishmania tropica- Flukonazol B) Leishmania infantum- Amfoterisin-B



Aynı soru daha öncede sorulmuştu !!!



C) Leishmania majör-Antimon bileşikleri



Durgun sularda yaşayan iki amipten Naegleria meningoensefalit Acantamoeba da keratit yapması ile meşhurdur.



D) Toxoplasma gondii- Kotrimoksazol



Doğru cevap: B



E) Trypanasoma cruzi-Antimon bileşikleri Klinik tablo bir kalaazar (viseral leishmania) tablosudur. En olası etken L.infantum ve tedavide önerilenler amfoterisin B, miltefosin ve antimon bileşikleridir. Doğru cevap: B



PARAZİTOLOJİ



KAN VE DOKU PARAZİTLERİ



25 6



PARAZİTOLOJİ



3.



Aşağıdaki parazitlerden hangisi kenelerce insanlara taşınan, miyokardı tutarak kalp yetmezliğine, gastrointestinal sistemin submukozal pleksuslarına da oturarak gastrointestinal tonus bozukluklarına bağlı dilatasyonlara yol açar? A) Ecinococcus granulosus B) Trypanosoma cruzi C) Diphyllobothrium latum D) Taenia solium E) Trypanosoma rhodesiense



Tripanosoma Cruzi: Chagas h a s ta lığ ı e tk e n id ir. Chagas hastalığında akut dönemde yüzde ödem ve ateş, lenfadenopati ve hepatosplenomegalinin eşlik ettiği ısırık yerine yakın bir nodül (chagoma)’den oluşur. Akut dönem yaklaşık iki ayda biter. Hastalık genellikle belirtisiz olarak kalırsa da bazı vakalarda kalp ve M.S.S tutulumu görülür. Kalp kası en sık tutulan dokudur. Böceğin ısırmasından sonra tek taraflı göz çevresinde meydana gelen ödeme Romana b e lirtisi denir. Nöronal hasar (auerbach ve meissner pleksus tutulumu) ile megakolon ve megaözofagusa neden olabilir. Chagas hastalığında ölüm kardiak aritmi ve kalp yetmezliği ile olur. “Hemoflajelliler ve ilgili hastalıklar” başlıklı tabloya bakınız.



4.



Toksoplazmozda doku kistlerinde bulunan etken formu aşağıdakilerden hangisidir? A) Bradizoit



B) Takizoit



C)Trofozoit



D) Sporozoit E) Ookist Toksoplazm a g o n d ii, tüm om urgalıları ve ve tüm çekirdekli hücreleri infekte edebilir. Son konak kedigillerdir ve insana kedilerin dışkılardan çıkan ookistlerle ya da çiğ etlerdeki yalancı kistlerle bulaşır. Anneden bebeğe ve transplantasyon ile de bulaşabilir. Alınan ookistlerden çıkan sporozoitler makrofajlara girerek kan ve lenf yoluyla tüm dokulara yayılabilir. İnsanda muz şeklinde trofozoit (takizoit) ya da bradizoit (kist) formunda görülür. İlk infeksiyon sırasında çoğu parazit ortadan kaldırılırken bazıları beyin, kalp, çizgili kaslarda kistler içinde canlı kalabilir. Kist içinde yavaş çoğalırlar (bradizoit) ve çoğalma sonucu kist içinde binlerce bradizoit oluşabilir. Bu kistlerin rüptürüyle relapslar gelişebilir.



fToksoplazmanın



.................



3 tip ted avisi v a r



O Normal kişilerde primetamin + sülfadiazin O A ID S 'te toksoplazm a e n s e fa litin d e TMP-SXT



J



O Toksoplazmalı hamilelerde spiramisin



V D o ğ r u ce va p : A



D o ğ r u ce v a p : B



H e m o fla je llile r ve ilg ili h astalıkla r Türler



İlgili Hastalıklar



Rezervuar konakçı



Trypanosoma cruzi



Chagas hastalığı (Amerikan tripanosomiyazisi)



Kedi, köpek, armoditlo, opossum



Reduvid böceklerinin ısırdığı yerden feçesle trypomastigotların geçişi



Kan yaymaları; kan veya lenf nodu kültürü; serolojik testler



Nifurtimoks



Trypanosoma brucei gambiense; Trypanosoma brucei rhodesiense



Afrika uyku hastalığı (Afrika tripanosomiyazisi)



Gambia’da çoğunlukla insanlar; Rodezya’ da vahşi hayvanlar



Çeçe sineğinin tükrüğündeki tripomastigotların ısırık yerini kontaminasyonuyla



Kan yaymaları; kan veya lenf nodu kültürü; serolojik testler



Suramin (akut tedavi); melarsaprol (kronik tedavi)



Leishmania donovani



Visceral leishmaniasis (kala-azar, Dumdum humması)



Şehirlerde insanlar; kırsal bölgelerde kemirgenler ve vahşi hayvanlar



Tatarcık* ısırığı



Kan yaymaları; lenf nodu aspirasyonları; BOS; serolojik testler



Stiboglukonat sodyum, Meglumin antimonat



Stiboglukonat sodyum



Stiboglukonat sodyum



Leishmania tropica; Leishmania mexicana; Leishmania peruviana Leishmania ! braziliensis



Yayılma şekli



Tam



Dermal leishma­ niasis



(L. donovani ile aynı)



(L. donovani ile aynı)



Kemik iliği, karaciğer veya dalaktan aspirasyon ya da kültür, serolojik testler



Mukokutanöz leishmaniasis



(L. donovani ile aynı)



(L. donovani ile aynı)



Lezyondan kazıntı veya biyopsi; deri testi



Tedavi



* Phlebotomus tatarcığı Eski Dünya Leishmania’sını; Lutzomyia tatarcığı Güney ve Orta Amerika’ da Yeni Dünya Leismania’sını taşır (Amerika’da L. mexicana, L. braziliensis ve L.donovani). İD :0 6 t 149



257



Toksoplasma gondii’nin aşağıdaki bulaşma yollarından hangisi ile bulaşması en az olasıdır?



7.



Karaciğerden salınıp e ritrositle ri enfekte eden plazm odyum form u aşağıdakilerden hangisidir?



A) Anneden bebeğe intrauterin



A) Sporozoit



B) Kedi dışkısında ookistlerle C) Çiğ etlerde kistler ile



C) Merozoit



B) Gametosit D) Trofozoit E) Ookinet



D) Solunum yolu ile E) Transplantasyon ile Tüm omurgalılar ve tüm çekirdekli hücreleri infekte edebilir. Son konak kedigillerdir ve insana kedilerin dışkılardan çıkan ookistlerle ya da çiğ etlerdeki yalancı kistlerle bulaşır. Anneden bebeğe ve transplantasyon ile de bulaşabilir. Alınan ookistlerden çıkan sporozoitler makrofajlara girerek kan ve lenf yoluyla tüm dokulara yayılabilir. İnsanda muz şeklinde trofozoit (takizoit) ya da bradizoit (kist) formunda görülür. D o ğ r u ceva p : D



Sıtma döngüsü çok iyi bilinmesi gereken konulardan biridir. Kısaca döngüye göz atacak olursak sivri sineklerden sporozoitler bulaşır. Sporozoitler karaciğer hücrelerin (hepatosit) alınır. Burada merozoitler oluşarak kana karışır (ekzoeritrositer şizogoni). P. ovale ve P. vivax karaciğerde uyuyan şekillere sahiptir ve hipnozoit denilen bu şekiller relapslardan sorumludur. Sonra merozoitlerce infekte olan eritrositler içinde şizogoni ile olgun şizontlar oluşur. Bu olgun şizontlarda çok sayıda merozoitler bulunur. Parçalanan olgun şizontlardan merozoitler kana karışır ve yeni eritrositleri infekte eder. Bazıları eritrosit içi dönem sonunda dönüşerek gametositleri oluşturur. Dişi anofel tarafından kan emilirken bu gametositler alınırsa sivrisinekte seksüel gelişim döngüsü gerçekleşir. Gametositlerden oluşan makrogametler ve mikrogametler birleşerek zigotu oluştururlar. Sonra zigottan ookinet, ookist oluştururlar ve mide duvarına yerleşirler. Bu yapı içinde çok sayıda sporozoit gelişir ve bu oluşum sporokist adını alır. Sporozoitler parçalanan sporokistten yayılarak sivrisineğin tükrük bezine yerleşirler. İnsana bulaşma sporozoitler yolu ile olmaktadır.



D o ğ ru ceva p : C



8.



Aşağıdakilerden hangisi için dalak büyümesi karakteristiktir? A) Sıtma C) Tetanoz



B) Sifıliz D) Lyme hastalığı E) Aspergilloz



Dalak büyümesi sıtma için karakteristiktir. 6.



Dişi bir anofel tarafından ısırılan hastaya bulaşarak karaciğeri infekte eden plasmodium formu aşağıdakilerden hangisidir? A) Sporozoit



B) Gametosit



C) Merozoit



D) Trofozoit E) Ookinet



Plazmodiumun insana bulaşan formu sporozoittir. Sporozoid karaciğerde merozoide dönüşüp kana salınır ve bundan sonra eritrositleri infekte eden merozoid şizogoni ile yeni merozoidler oluşturur ve eritrositleri parçalar. P.vivax sıtmasında karaciğerde hipnozoid denilen ve relapslara neden olan form oluşabilir. Eritrositler içerisinde oluşan gametositler sivrisinek tarafından alınırsa eşeyli üremede kullanılır. D o ğ r u ce v a p : A



P. falcifarum sıtması diğer türlerden daha ciddi semptomlara neden olur, (kanama, serebral sıtma, böbrekte hemolize bağlı yaygın hasara bağlı karasu ateşi). Böbrek ve beyin tutulumu ile ölüme neden olabilir. En kısa inkübasyon süresi süresine sahip türdür. P. vivax sadece retikülositleri P. falciparum eritrositlerin tüm evrelerini, P. malariae sadece olgun eritrositleri enfekte eder. P vivax ve P ovale sıtması hypnozoitlerin karaciğerde latent kalmasına bağlı olarak tedaviden sonra tekrarlayabilir. Sıtmada en önemli komplikasyon hiperparazitemi (>%35 eritrositin enfekte olması) ve serebral sıtmadır. Nadiren splenik rüptür gelişebilir. Sıtmada lenfodenopati görülmez. Trombositopeni ve lökopeni saptanabilir ancak eozinofili görülmez. Doğru cevap: A



PARAZİTOLOJİ



5.



258



PARAZİTOLOJİ



9.



İnsan kanından sivrisinek tarafından alınan enfektif plazmodyum formu aşağıdakilerden hangisidir? A) Merozoit



B) Immatür şizont



C)Trofozoit



D) Sporozoit



11.



Sıtma aşağıdaki yollardan hangisi ile bulaşm az?



A) Sivrisinek B ) Transpiasental C) İntravenöz ilaç bağımlılığı



D) Cinsel ilişki E) Kan transfüzyonu



E) Gametosit Merozoitlerce infekte olan eritrositler içinde sizogoni ile olgun şizontlar oluşur. Bu olgun şizontlarda çok sayıda meroziotler bulunur. Parçalanan olgu şizontlardan merozoitler kana karışır ve yeni eritrositleri infekte eder. Bazıları eritrosit içi dönem sonunda dönüşürek gametositleri oluştururlar. Dişi anofel tarafından kan emilirken bu gametositler alınırsa sivrisinekte seksüel gelişim döngüsü gerçekleşir.



S ıtm a'n ın b u laşm a yolları:



- Dişi Anofel tarafından ısırılma - Transplasental - Transfüzyon - i.v. ilaç bağımlılığı Doğru cevap: D



D o ğ r u ce v a p : E



12. 10. Aşağıdakilerden hangisi Plasmodium falciparumun özelliklerinden değildir?



Plasmodium türlerinin form" görülür?



hangilerinde "Hipnozoit



A) P. vivax-P malaria B) P. vivax-P falciparum C) P. falciparum-P ovalle D) P. vivax-P ovale



A) Muz şeklindedir B) Malign tersiyer sıtma etkenidir



E) P. ovale-P malaria



C) Schüffner granülleri görülür D) Hipnozoit şekli yoktur



P. vivax ve P. ovale'nin karaciğer hücrelerine yerleşen latent formu olarak hipnozoitleri vardır. Hipnozoitler yıllar sonra görülen relapslardan sorumludur. Bu sıtmaların tedavisinde klorokine ilave olarak hipnozoitlere de etkili primakin eklenmelidir. “Plazmodyum Türlerinin Özellikleri” başlıklı tabloya bakınız.



E) Tüm yaştaki eritrositleri tutabilir P.vivax..................schüffner grünülleri P. ovale................ schüffer granülleri P. falsifarum......... Mauer lekeleri P. malaria............. Zieman granülleri



D o ğ r u ce va p : D



D o ğ r u ce v a p : C



Plazm odyum T ü rle rin in Ö ze llik le ri P.vivax



P.ovale



P.falciparum



P.malaria



Sıtma Türü



Selim tersiyer sıtma



Selim tersiyer sıtma



Habis tersiye r sıtma



Kuartan sıtma



Enfekte e ritro s itle rin yaşı



Genç eritro sitler



Genç eritrositler



Tüm yaştaki eritrositler



Yaşlı eritrositler



Enfekte e ritro s itin büyüklüğü



Normalden büyük



Normalden büyük



Normal



Normal



E ritro sitte pigment



Schüffner granülleri



Schüffner granülleri



Maurer lekeleri



Zieman granülleri



Kanda parazit sayısı



30.000



10.000



200.000



10.000



Olgun tro fo z it şekil



Halka şeklinde



Halka şeklinde



Halka şe klin d e , b ir eritrositte birden fazla sayıda olabilir



Band şeklinde



G am etositler



Yuvarlak



Yuvarlak



Muz şeklinde



Yuvarlak



Tüm şekiller



Tüm şekiller



Halka şekilleri ve gametositler



Tüm şekiller



Hipnozoit şekli olma­ dığı için relaps görül­ mez, Karasu humma­ sına (hem oglobinüri) ve serebral sıtm aya neden olabilir



Hipnozoit şekli olmadığı için relaps görülmez. Böbrek tutulum u görülebilir.



i Kanda bulunan şe­ k ille r



Önemli öze llikle ri



En sık görülen ve en selim şekil



İl



—I !



25 9



Enfekte dişi Anopheles sivrisineklerinin ısırması, plasenta, kan transfüzyonu, IV ilaç bağımlılığı ile sporozoitler insana bulaşır. Hemoglobin metabolizması ve enfekte eritrositlerin lizisi sonucunda anemi ve eritrositlerin aglütinasyonu gibi me­ kanizmalarla hastalık yapar. Enfekte eritrositlerin lizisi ve yeni merozoitlerin salınması ile nöbe tler (ateş, titrem e, sıtma sertliği) görülür Patolojik bulguların çoğu eritrosit destrüksiyonu ile oluşur. Dalak büyümesi sıtma için karakteristiktir. P. falcifa rum sıtması diğer türlerden daha ciddi semp­ tomlara neden olur, (kanama, serebral sıtma, böbrekte hemolize bağlı yaygın hasara bağlı siyah su ateşi). Böbrek ve beyin tutulum u ile ölüme neden olabilir. P. vivax sadece retikülositleri P. falciparum eritrositlerin tüm evrelerini, P. m alariae sadece olgun e ritro s itle ri enfekte eder. P vivax ve P ovale sıtması hypnozoitlerin karaciğerde latent kalmasına bağlı olarak tedaviden sonra tekrarlayabilir. Tanıda kalın ve ince damla kan yaym aları Giemsa ile boyanır. Kalın damla ile plasmodiumun varlığı, ince yayma ile tip i belirlenir. P. falciparum muz şeklinde diğerleri ise sferiktir. Kemoproflakside mefloquine veya klorokin fansidar kom­ binasyonu kulla n ılır (P.falciparumda). Diğer sıtmalarda klorokin kullanılır. En önemli önleme yolu sivrisineklerle mücadeledir.



A) T. cruzi C) L.donovani



b. A rtro p o d (örn. Anopheles sivrisineği) ise seksüel evrenin (sporogoni) gerçekleştiği konakçıdır. ID:06İ0028



r İnsan vücudu



veya



B) T.rhodesiense D) L.brasiliensis E) T.gondii



Protozoaların üç majör alt grubundan mastigoforalar bir veya daha çok kamçı şeklinde flagellası veya öndülan bir membranı olan (tripanozoma) canlıları içerir. Bunların arasında GIS ve GUS yerleşimli olanların yanında (Giardia, Trichomonas, Dientamoeba, Chilomastix) kan ve doku flagellatları (Trypanosoma, Leishmania) mevcuttur. İnsan hemoflagellatları olanTrypanosomalarve Leishmanialarda amastigot (hücre içi), promastigot ve epimastigot (hücre dışı) formları vardır. Leishmanialarda ilk ikisi, T.cruzi’de her üçü, Afrika Trypanosomalarında son ikisi vardır. Toxoplasma gondii ise farklı bir gruptur. “TRYPANOSOMA” başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: E



14. Sıtmada aşağıdaki ilaçlardan hangisine karşı en fazla direnç söz konusudur? A) Chloroquine C) Primaquine



İki ayrı konakçı vardır: a. Omurgalı (örn. insan) canlı ara konakçıdır. Parazitin yaşam döngüsünün aseksüel fazı (şizogoni) karaciğer ve eritrositlerde geçer.



amastigot



B) Fansidar D) Proguanil E) Artemisinin



Parazitler antiparaziter ilaçlara sıklıkla direnç gösterirler. En çok direnç geliştirenler Plasmodium türleridir. Chloroquine’e karşı çok yaygın bir direnç vardır, ancak komplike olmamış vakalarda ilk basamak olarak denenebilir. Doğru cevap: A Böcek



Enfektif dönem Böceğin dışkısı ile tripomasigot geçer.



PARAZİTOLOJİ



13. Aşağıdakilerden hangisinin trypomastigot formu yoktur?



Plasmodium tü r le r i



260



PARAZİTOLOJİ



15. Afrika trypanozomiazisinde rekürrenslerin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?



19.



U yku h astalığ ı b u laşır?



a ş a ğ ıd a k ile rd e n



A) Konakçı proteinleri ile antijenik benzerlik



A) Anopheles türleri



B ) Konakçı immün yanıtının yetersiz olması C) Yetersiz tedavi



C) Glossina türleri



D) Eritrositlerden periyodik parazit salınması E)



Yüzey proteininde bir dizi antijenik değişiklikler



Afrika trypanozomları immün sistemi atlatmak için bir yol bulmuşlardır. Buna göre dış antijenleri değiştirmeye imkan tanıyan bir genetik mekanizma vardır. Parazitemi “dalga” lar halinde gelişir ve her dalgada bir “değişken yüzey glikoprotein" i içeren parazitler ortaya çıkar. Konakçı antikorları bir antijene karşı gelişene kadar, yeni antijen ortaya çıkmış olur. Parazitemik dalgalar 7-10 günde bir oluşur. Bir parazitin 40 yıla yetecek kadar antijenik repertuarı olduğu bildirilmektedir.



E)



ile



B) Phlebotomus türleri



D ) Culex pipiens Similium türleri



Afrika Trypanozomları olan Trypanosoma brucei gambiense ve rhodiense tsetse sineği olarak bilinen glossina türleri ile bulaşır. Tedavide nufurtimox, suramin ve melarsaprol kullanılır. Doğru cevap: C



20.



D o ğ r u ce v a p : E



K o n jen ital to k s o p la s m o zis d e en bulg u a ş a ğ ıd a k ile rd e n h a n g isid ir?



sık



A) Düşük doğum ağırlığı



B) Hemoliz



C) Hidrosefali



D)



E)



16. Chagas hastalığının etkeni aşağıdakiler hangisidir?



h an g isi



görülen



Hepatomegali



intrakranial kalsifikasyon



Chagas hastalığının etkeni T cruzidir.



İntrauterin geçiş gösteren Toxoplasm a, dokularda bradyzoitler içeren kistler oluşturur. Kistlerin rüptüre olması ile bradizoitler etrafa yayılır ve enflamatuar yanıt sonucu damarlar oklüzyona uğrar ve doku hasarı oluşur. En sık intrakranial kalsifikasyonlar, koryoretinit, prematür veya ölü doğum, hidrosefali veya mikrosefali olurken visseral organ tutulumu daha az görülür.



D o ğ r u ce v a p : A



Doğru cevap: E



17. İnsanda sekonder exoeritrositik şizogoni evresi görülmeyen aşağıdakilerden hangisidir?



21.



A) T. cruzi



B) T.brucei



D) L.braziliensis



C) L.donovani E)



T.gambiense



Leishm ania kültürlerinde aşağıdaki besiyerlerinden hangisi kullanılm aktadır?



A) Plasmodium vivax A) EMB ağar



B) Plasmodium malaria C) Plasmodium falciparum D)



Plasmodium cynomolgi



E)



Plasmodium knovvlesi



B) Çikolatalı ağar



C) NNN besiyeri E)



Dişi anofelin tükürüğündeki sporozoitler ısırma ile kana geçerler ve 30 dk. içinde kandan kaybolarak karaciğere girerler. Böylece primer exoeritrositik şizogoni başlar. Bu şizogoni sonucunda ortaya çıkan merozoitler, eritrositer şizogoni veya sekonder exoeritrositik şizogoni geçirebilirler. P.falciparumda ise sekonder exoeritrositer dönem yoktur.



Bordet-gengou besiyeri Kanlı ağar D)



Leishmania donovani ve L.brasiliensis için alınan kan ve doku (dalak, lenf nodu, kemik iliği) kültürlerinde en sık NNN besiyeri kullanılır. Fakat bifazik bir tavşan kan ağarı olan Tobie besiyeri de oldukça uygundur. Doğru cevap: C



22.



T. g o n d ii'd e ked ilerd en in san a b u laşan in fe k tif fo rm a ş a ğ ıd a k ile rd e n h an g isid ir?



D o ğ r u ceva p : C



A) Bradizoit 18. Sabin-Feldman boya hangisine spesifiktir? A) Entamoeba C) Giardia E)



testi



aşağıdakilerden



B) Toxoplasma



D)



D) Leishmania Trypanosoma



E)



Sabin-Feldman boya testi Toxoplasma gondii’nin alkali metilen mavisine karşı geçirgenliğini bozan antikorlarla yapılır. Şimdi ise bunun yerini IHA, latex, İFA ve ELISA almaktadır. D o ğ r u cevap :



B



B) Trofozoit C) Sporozoitleri taşıyan matür ookist Promastigot Merozoit



Kesin konak evcil kedi ve diğer kedigiller dup insan ve diğer memeliler ara konaktır. İnsanda enfeksiyon az pişmiş et yeme veya kedi dışkısı ile temas etme sonucu kistlerin yutulması ile başlar. Doğru cevap: C



23.



S ıtm a tü rle ri arasın d a en a ş a ğ ıd a k ile rd e n h an g isid ir?



A) P.vivax C)



te h lik e li



olan



B) P.malaria



P.falciparum



D)



P.ovale



E) P.knovvlesi İnsanda enfeksiyon yapan 4 malarya türünden P.falciparum enfekte ettiği eritrositlerin yaptığı çıkıntılar sonucu ortaya çıkan obstrüksiyon ve trom bo z ile çok sayıda komplikasyona yolaçar. Bu yüzden P.falciparum diğerlerinden çok daha ciddi enfeksiyon yapar ve s e re b ra l malarya, malaryal hiperpireksi, GIS bozuklukları gibi fatal komplikasyonlara yol açar.



sindirmeye başlarlar. Erken trofozoit evresi yüzük ring (şeklindedir). Daha sonra trofozoit olgunlaşarak 612 merozoit içeren schizont oluşturur. Her 48 (veya P.falciparum’da 72 saatte bir) eritrositler parçalanarak merozoitleri salar ve siklus devam eder. Az bir kısmı g a m e to s it halini alır. D o ğ ru cevap: A



27.



A)



K a la a za rd a p eriferal kan da b u lu nan p a ra zit fo rm u a ş a ğ ıd a k ile rd e n h an g isid ir? A)



Amastigot



Promastigot



B)



C) Epimastigot



D)



Tripomastigot



E) Trofozoit H em oflajellatlar grubundan le is h m a n ia türlerinde memelilerde sadece flajellası olmayan a m a s tig o t formu bulunurken, vektörde (flebotom, lutzomyia)promastigot formu bulunur. Epi ve tripomastigot ise Trypanosoma türlerinde görülür. Tedavide s o d y u m s tib o g lu k o n a t kullanılır (Beş değerli antimon bileşiği).



D ü ze n s iz ateş, eklem ağ rıları, le n fa d e n o p a ti s o n ra s ın d a u yku su zlu k, b aşağ rısı ve en so n u n d a d erin ko m a ile s o n u ç la n a n h a s ta lık etken i a ş a ğ ıd a k ile rd e n h an g isid ir? A)



Babesia microti



Normalde bir hayvan paraziti olan B a b e s ia m ic ro ti ve d iv e r g e n s insana kenelerle bulaşır. Babesiosis (piroplasmosis) sıtmaya benzer bir h em o litik hastalık yapar ancak eksoeritrositik safha yoktur. Sıtmada sporozoitlerin eşdeğeri vermiküller eritrositleri enfekte ederek trofozoit, schizont ve merozoitleri oluşturur. Spienektom ili hastalarda B .d iv e rg e n s fatal olabilir. O B ab e sia m ic ro ti a r tr o p o d la r la b u la ş ır. Spienektomili hastalarda yaygın infeksiyona neden olur. E ritro sit içi dörtlü bant tanıda değerlidir.



v



J



28.



P lasm o d iu m v iv a x a ş ağ ıd aki hangi kan grubu a n tije n le ri ile e tk ile ş e re k eritro s itle ri en fekte ed er? A)



AB grubu



C) Rh grubu



Plasmodium vivax



B)



0 grubu



D)



Keli grubu



E) Duffy grubu



B) Leishmania donovani C) Trypanosoma gambiense D)



B)



D o ğ ru cevap: B



D o ğ ru cevap: A



25.



Isospora belli



C) Cyclospora cayetansis D) Pneumocystis carinii E) Schistosoma hematobium



D o ğ ru cevap: C



24.



A ş a ğ ıd a k i p arazitlerd en h ang isi s ıtm a b enzeri bir h e m o litik h astalık o lu ştu ru r?



P.vivax’ın eritrositleri invazyonu D uffy grup antijenleri ile etkileşimi sonucu meydana gelmektedir. Bu yüzden bu kan grubundan negatif kişiler Afrika’da sıktır.



Trypanosoma cruzi



E) Isospora belli Yukarıdaki tablo uyku hastalığı ile uyumludur. Derin uyku hastalığın en son safhasıdır. Tsetse s in e ğ i ile bulaşan T.brucei g a m b ie n s e ve T.brucei rh o d e s ie n s e Afrika’da uyku hastalığı etkenidirler. T.cruzi ise Güney Amerika’da Chagas hastalığına yolaçar. D o ğ ru cevap: C



D o ğ ru cevap: E



29.



Ç o c u k la rd a n efro tik sen d ro m a yol açan p arazit aşa ğ ıd a k ile rd e n h an g isid ir? A)



Plasmodium malaria



B)



Schistosoma mansoni



C) Leishmania donovani 26.



S ıtm a n ın e ritro s it için deki a ş a ğ ıd a k ile rd e n h an g isid ir? A)



Yüzük evresi



C) Mikrogametosit



ilk



b asam ağ ı



B)



Şizont



D)



Makrogametosit



E) Hipnozoit Karaciğer hücresinden salınan m e ro z o itle r eritrositlere penetre olurlar ve tro fo z o it haline gelerek hemoglobini



Trypanosoma gambiense E) Babesia microti D)



Plasmodium m a la ria 5 yaşındaki çocuklarda “ q u a rta n n efro sis” olarak bilinen nefrotik sendrom tablosuna yolaçar. Ciddi P.falciparum enfeksiyonlarında renal hasar sonucu oliguri, idrarda, protein ve eritrosit görülebilir. Doğru cevap: A



PARAZİTOLOJİ



261



26 2



PARAZİTOLOJİ



30. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde özefagus ve megakolon görülebilir?



mega-



A) Ascaris lumbricoides B) Strongyloides stercoralis C) Leishmania tropica



Doğru cevap: C



D) Trypanosoma cruzi E) Trichinella spiralis



34.



Chagas hastalığında T.cruzi’nin saldığı toksinler sistemik ve lokal reaksiyonlara yol açabilir. En ciddi etkiler SSS ve kalpte görülür. Özefagus ve kolonda sinir ganglionlarının tahribatına bağlı olarak megaözefagus ve megakolon görülebilir. Akalazya gelişebilir. D o ğ ru cevap:



D



31. Aşağıdaki parazitlerden hangisi infeksiyöz mononükleozis benzeri tablo oluşturabilir? A) Plasmodium C) Leishmania



Transfüzyon nedenli malaryada sporozoit bulunmadığından egzoeritrositik döngü başlatılamaz; sadece e ritro s ite r evre oluşur.



B) Trypanosoma D) Toxoplasma



P lasm o d iu m falc ip a ru m m a la ry a s ın d a klorokin p arazitin hangi ş e k lin e karşı etki g ö s te re m e z ? A)



Genç halkalar



B)



C) Merozoitler E)



Yaşlı trofozoitler



D) Şizontlar Gametositler



K lorokin P.vivax, P.ovale ve P.malariae’nın gametosit-lerini tahrip ettiği halde P.falciparum’un gametositlerine karşı etkisizdir. Primokin ise dört tür üzerine de gametosidal etki gösterebilmektedir. D oğru cevap: E



35. T o xo p lasm a g o n d ii’nin hangi fo rm u in san doku ve o rg a n la rın a y e rle ş e re k to k s o p la zm o za neden o lu r?



E) VVuchereria



Toxoplasma parankimal ve RES hücrelerinde intraekstrasellüler olarak yerleşebilen, takizaitin hücre harabiyetine yolaçtığı bir protozoadır. Asemptomatik veya infeksiyöz mononükleozise benzeyen düşük dereceli lenf nodu enfeksiyonu yapabilir. Oluşturduğu doku kistleri rüptür olduğu zaman çok sayıda bradizoit salınır ve lokal reaksiyona yolaçabilir. Primetamin-sülfadiazin en etkin



tedavi protokolüdür. D o ğ ru cevap:



D



32. Şark çıbanı etkeni aşağıdakilerden hangisidir?



Ookinet



B)



C) Doku kisti



Ookist



Mikrogametosit Sporokist D)



E)



Daha önce de benzer soru ile karşılaşm ıştık Toksoplazmanın 3 şekli vardır. Ookist, trofozoit (takizoit) ve doku kisti (bradizoit). Bulaşma şekilleri de önemlidir. İnsana kedilerin dışkılarından çıkan ookistlerle ya da çiğ etlerdeki yalancı kistlerle bulaşır. A nn ed en bebeğe (takizoit) ve tran sp lan tasyo n (bradizoit) ile de bulaşabilir. Doğru cevap: C



A) Leishmania braziliensis B) Leishmania donovani C) Leishmania mexicana



36.



D) Leishmania tropica E) Trypanosoma rhodiense Leishmania donovani Kala azar olarak bilinen visseral leishmaniasis etkeni iken, L.tropica kutanöz leishmaniasise (Şark çıbanı) yolaçar. Diğerleri de benzer dermatolojik tablolara yolaçarlar. Örneğin L.braziliensis mukokutanöz veya nazofaringeal leishmaniasise yolaçar. D o ğ ru cevap:



A)



D



33. Transfüzyon nedenli malarya enfeksiyonu için aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Sivrisinekten alınan malaryaya göre tedavisi daha zordur



Kan yay m a s ı p re p a ra tla rın d a , tro fo zo itle rd e ç ift h alka fo rm u ile m a k ro g a m e to s itie rd e k i hilal ş e k lin d e yap ı a ş a ğ ıd a k i P lasm o d iu m tü rlerin d en h ang isi için ka ra k te ris tik tir? A)



Plasmodium cynomolgi



Plasmodium falciparum C) Plasmodium vivax B)



D)



Plasmodium ovale



E)



Plasmodium malariaee



Daha öncede defalarca sıtma ayırıcı tanısı ile ilgili sorularla karşılaşmıştık. P .fa lc ip a ru m ’da, m u z (h ila l) ş e k lin d e k i g a m e to s itle r,



aynı eritrositte iki “taşlı y ü z ü k ” manzarası ve eritrositlerde maurer lekeleri bulunur.



B) Falciparum malaryası transfüzyonla geçmez C) Yalnızca eritrositik döngüyü oluşturur



M a la ria e ’da, eritrositlerde Z ie m a n g ra n ü lle ri ş e k lin d e ş izo n tla rı görülür.



D) Gelişmiş ülkelerde malaryanın yollarından biridir.



P .v iv a x v e P .o v a le ’d e , tek taşlı yüzük manzarası ve eritrositlerde Schüffner granülleri bulunur.



E) Sadece kuartan malarya görülür



başlıca geçiş



Doğru cevap: B



ve R ozet



263



P la s m o d iu m v iv a x ’ın ta n ıs ın d a , p erife rik yaym a p re p a ra tla rın d a g enç y ü zü k fo rm u d ışın d a bütün fo rm la rın d a b u lu nan e o zin o filik g ra n ü le r yap ılara ne ad verilir?



39. İmmün yetmezlikti hastalar için aşağıdaki parazitlerden hangisi ölümcül enfeksiyona yol açabilir? A) Toxoplasma gondii



Maurer tanecikleri



A) C)



B)



Charcot-Leyden kristalleri



Schüffner tanecikleri D) Ziemann tanecikleri E)



Hayalet hücre



Benzer sorulardan birisi daha karşımızda !!! Sıtma etkenleri eritrositlerde yaptıkları granüler cisimciklere bakılarak da tanınabilir. S c h ü ffn e r ta n e c ik le ri, M a u re r ta n e c ik le ri,



P.vivax ve ovale’de görülür.



P.falciparum’da görülür.



Z ie m a n n tan ec ik le ri,



P.malariae'da görülür.



C h a rc o t-L e y d e n k ristalleri,



daha çok alerjik hastalarda



saptanır. H a y a le t h ü c r e , enfeksiyon hastalıklarında veya neoplazilerde periferik yaymada görülebilir. D o ğ ru cevap: C



B) Pediculus humanus capitis C) Enterobius vermicularis D) Entamoeba coli E) Sarcoptes scabiei Sorunun amacı immünitesi sağlam konakta belirgin bir enfeksiyon oluşturmazken immünsüpresifler için en önemli etkenlerden biri olan toksoplazma’nın bilinmesidir.



Toxoplasma gondii, immünitesi baskılanmış hastalarda latent enfeksiyonun reaktivasyonu görülebilir. AIDS olgularında gelişen lokal MSS tutulumunda en sık etken T. gondii dir. AIDS’Iİ hastada ensefalitin en sık etkenidir ve ölümcül tablolara yol açabilir.



Pediculus humanus capitis, saç bitlenmesi etkendir. Enterobius vermicularis, kıl kurdu etkenidir. Entamoeba coli, avirülan türdür.



38.



T ro p ik bir b ö lg eye s e y a h a t ettikten so nra 4872 s a a t a ra la r ile yü ks e le n 40 °C ateş, h alsizlik, titre m e ve te rle m e şik a y e tle ri olan h astad a tanı k o y m a k için ö n celikle a ş a ğ ıd a k ile rd e n hangisi y a p ılm a lıd ır? A)



Antijen yakalama testi



B) Gram ile boyanmış preparat Giemsa ile boyanmış kalın damla preparat D) Kromatografik yöntemler



Sarcoptes scabiei, uyuz etkenidir. D o ğ ru cevap: A



40. Preeritrositer şizogoni evresinden sonra tekrar karaciğere dönerek hipnozoit formda kalabilen, bu nedenle de relapslarla seyreden sıtma etkenleri aşağıdakilerin hangisinde birlikte verilmiştir?



C)



A) Plasmodium malariae ve Plasmodium vivax



E)



B) Plasmodium vivax ve Plasmodium ovale C) Plasmodium falciparum ve Plasmodium ovale



Kan kültürü



Soruda iki bilgi aynı anda sorgulanmaktadır. Vakadaki bilgilerin sıtmaya ait olduğunun ve tanısında kalın damla preparat kullanılması gerektiği bilinmelidir. S ıtm a; klinik olarak başağrısı, halsizlik, nöbetler şeklinde gelen ateş, titreme ve terleme gibi semptomlarla başvurur. Sıtma etkenine göre ateş nöbetleri farklıdır. P .v iv a x ’ta 4 8 s a a t, P .o v a le ’d e 4 8 , P .m a la ria e ’d a 72 saat, P .falcip aru m ’da 36-48 saattir. P.falciparum ekvator



ülkelerinde, Afrika’da sıktır. Türkiye’de en sık P.vivax görülür. Tanı periferik yaym ada ya da kalın dam la preparatlarında p la s m o d iu m la rın g ö rü lm e s i ile konulmaktadır. Kalın damla preparatlar, daha fazla kan incelenmesine imkan sağladığından, parazitleri yoğunlaştırabildiğinden taramalarda daha faydalıdır. Klinik tanıda ve tü r tayin in d e in ce ya y m a p re p a ra tla r tercih edilir. D o ğ ru cevap: C



D) Yalnızca Plasmodium falciparum E) Yalnızca Plasmodium malariae Daha önce hipnozoit formun tanımı sorusuyla karşılaşmıştık. Relapslara neden olan bu formun hangi tür sıtma etkenlerinde olduğu da önemlidir.



Plasmodium vivax ve Plasmodium ovale, hipnozoit form relaps yapan türlerdir.



bulunduran dolayısıyla da



Plasmodium malariae da ise yetersiz tedavi sonucu ilk 2 ay içerisinde sıtmanın tekrarlaması yani rekrudesens tablosu olabilir. D o ğ ru cevap:



B



PARAZİTOLOJİ



37.



PARAZİTOLOJİ



41.



Üç yaşındaki bir çocukta günde iki kez yükselen ateş, deride esmerleşme, karında şişme, hepatosplenomegali, lökosit ve eritrosit sayısında azalma mevcuttur. Yapılan kemik iliği biyopsisinin Giemsa ile boyanmasında pembe sitoplazmalı, koyu renk çekirdekli, oval 2-4 pm boyutlarında protozoonlar görülmüştür.



Bu çocuk için en olası tanı ve en uvaun ilaç tedavisi aşağıdakilerin hangisinde birlikte verilmiştir? Tanı A) Malariae B) Leishmaniasis C) Babesiosis D) Amebiasis E) Trypanosomiasis



İlaç Klorokin Pentavalan antimon



Amebiasis, kanlı mukuslu diyare tablosudur. Tedavisi metranidazoldür.



Trypanosomiasis, vektör triatoma cinsi kan emici sineklerdir. Kan emerken dışkılarında bulunan metasiklik tripomastigotları deri üstüne bırakır ve bunlar ısırık yerinden kana ulaşır. RES, kaslar, sinir sistemi başta olmak üzere pek çok sistemi tutabilir. Sinir sistemi tutulumu genelde öldürücüdür. Kronik olgularda kardiyomiyopati gelişebilir. Megakolon, megaözafagus gelişebilmektedir. Buralarda amastigot formları, kanda trimastigot formları görülerek tanı konabilir. Yüzde tek taraflı ödem klinik tanı için oldukça önemlidir (Romana sign). T. cruzi tedavisinde Nifurtimox kullanılır. D o ğ ru cevap: B



Meglumin antimonat Metronidazol Amfoterisin B



Soruda hücre içi etken soruluyor bunun en önemli ip uçları ise hepatosplenomegali, anemi, lökopeni ve tamda kemik iliği biyopsisi kullanılmasıdır. Bu tabloya en çok uyan kalaazar hastalığı etkeni leishmania’dır.



Kalaazar (Visseral Leishmanyaz), etken L. infantum, L. donovani olabilir fakat ülkemizde etken en sık L. infantumdur. Daha çok çocuklarda görülür. Tatarcıklardan (Öz. P.major, P. papatasi) ısırma sırasında promastigotformları insana bulaşır. Önce lokal makrofajlarda ve sonra RES makrofajlarında çoğalarak klinik bulguların oluşmasına neden olabilir. Dalak çok büyüyebilir. Ateş, anemi, trombositopeni, lökopeni görülür. Sedimentasyon çok yüksek bulunur. Gama globulin poliklonal olarak çok artmış olarak saptanır. Tanıda etken gösterilebilir. En sık kemik iliğinde bazen KC ya da dalak aspirasyonunda tipik mononükleer hücreleri tutan ya da serbest görünen amastigotların görülmesiyle tanı konulabilir. Dalak aspirasyonunda görülme olasılığı daha yüksek olsa da bu işlem daha zor olduğu için çok kullanılmaz. Etken NNN (Novyi, McNeal, Nicolle) besiyerinde promastigot formlarında üretilebilir. ELİSA, İFA ... gibi



42. Plasmodium’ların aşağıdaki yaşam formlarından hangisi hem sivrisinekte hem de insanda bulunur? A) Sporozoit C) Hipnozoit



B) Şizont D) Merozoit E) Halka formu



Benzer soru daha önce sivrisinekten insana bulaşan formun sporozoit form diye sorulmuştu.



Sporozoit, sivrisinekten insana bulaşan formdur ve hem insanda hem de sivrisinekte bulunur. Diğer seçenekler insanda bulunan formlardır. D o ğ ru cevap: A



43. Yüzde ve gözde ödem ve raşlarla seyreden Romana belirtisi aşağıdaki parazitlerden hangisinin enfeksiyonunda gözlenir? A) Trypanosoma cruzi B) Trypanosoma brucei C) Leishmania donovani D) Plasmodium falciparum E) Toxoplasma gondii



yöntemlerle serolojik tanı konulabilir.



Formol-gel reaksiyonu pozitif bulunur fakat bu test non-spesifik bir testtir. Gecikmiş aşırı duyarlık deri testi



(Leishmanin, Montenegro) tanısal değer taşımaz. Tedavide 5-değerli antimon bileşikleri (stiboglukonat, Meglubin antimonat) kullanılabilir. Günümüzde amfoterisin B oldukça başarılı bir tedavi seçeneği olarak tercih edilmektedir. Günümüzde miltefosin önerilen tedavi seçeneğidir.



Malariae, klinik olarak en önemli bulgu 72 saatte bir gelişen ateş nöbetleridir. Kronik hale gelirse anemi ve splenomegali belirgin hale gelir. Tedavide klorokin verilebilir.



Babesiosis, sıtmaya benzer hücre içi protozoondur. Sıtmadan farklı olarak karaciğer dönemi bulunmaz. Merozoitler sadece eritrositin içinde çoğalıp onları parçalayarak üşüme, titreme, ateş, terleme nöbetlerine neden olur. Tedavide kiindamisin-kinin ya da pentamidin kullanılabilir.



Sorunun amacı Chagas hastalığında oluşan tipik görüntü Romana belirtisinin bilinmesidir.



Trypanosoma cruzi, Amerika tripanosomiyazı (Chagas hastalığı) etkenidir. Vektör triatoma cinsi kan emici sineklerdir. RES, kaslar, sinir sistemi başta olmak üzere pek çok sistemi tutabilir. Sinir sistemi tutulumu genelde öldürücüdür. Kronik olgularda kardiyomiyopati gelişebilir. Megakolon, megaözafagus gelişebilmektedir. Yüzde tek taraflı ödem klinik tanı için oldukça önemlidir (Romana sign). T.cruzi tedavisinde Nifurtimox kullanılır.



Trypanosoma brucei, afrika tripanomiyazı (Uyku hastalığı) etkenidirler. Leishmania donovani, kala azar etkenidir. Daha çok çocuklarda görülür. Tatarcıklardan (Öz. P.major, P. papatasi) ısırma sırasında promastigot formları insana bulaşır. Önce lokal makrofajlarda ve sonra RES makrofajlarında çoğalarak klinik bulguların oluşmasına neden olabilir. Dalak çok



26 5



Plasmodium falciparum, endotel hasarı ve endotele yapışma sonucu hipoksik bulgular olduğu sıtma etkenidir (malign sıtma). Bu durum en sık beyinde gözlenir (serebral sıtma), intravasküler hemoliz, hemoglobinüri, böbrek yetmezliği ile gelişen tabloya karasu ateşi adı verilmiştir. Toxoplasma gondii, immünitesi sağlam kişilerde % 90 asemptomatiktir. Lenfadenopatiye yol açabilir. Ateş, makülopapüler döküntü, kas ağrıları görülebilir. Lenf foliküilerinde reaktif hiperplazi belirlenir. İmmünitesi baskılanmış hastalarda latent enfeksiyonun



reaktivasyonu görülebilir. AIDS olgularında gelişen lokal MSS tutulumunda en sık etken T. gondii dir.



44. Leishmaniaziste parazitin promastigot şekli aşağıdakilerin hangisinde bulunur? C) Kültür



D o ğ ru cevap: B



46. Toxoplasma gondii’de kedide seksüel çoğalma sonucunda aşağıdaki yapılardan hangisi oluşur? A) Trofozoit



B) Kist D) Gametosit



C) Ookist



E) Merozoit Daha önce de benzer sorularla karşılaşm ıştık. Toxoplasma şekillerini bir kez daha tekrar edelim. Toxoplasma gondii tüm omurgalıları ve tüm çekirdekli hücreleri enfekte edebilir. Makrofajları enfekte eden zorunlu hücre içi parazitidir. Son konak kedigillerdir.



D o ğ ru cevap: A



A) Anofel



P.falciparum ve P.malariae’nın hipnozoit formu yoktur. Hipnozoit formu olup relaps yapanlar; P.vivax ve P.ovale’dir.



B) Makrofaj D) Kan E) Deri lezyonu



Daha önce de benzer soru ile karşılaşmıştık. Bu soruda dikkat edilmesi gereken anofel şıkkıdır. Leishmania’nın vektörde ve besiyerinde bulunan formu promastigottur ama vektörü anofel değil flebotomlardır.



Toksoplazmanın 3 şekli vardır. Ookist, trofozoit (takizoit) (bradizoit).



ve doku kisti



İnsana kedilerin dışkılarından çıkan ookistlerle ya da çiğ etlerdeki yalancı kistlerle bulaşır. Anneden bebeğe



(takizoit) ve transplantasyon (bradizoit). ile de bulaşabilir. D o ğ ru cevap: C



Leishmania’nm amastigot ve promastigot şekilleri bulunur. Memelilerde amastigot, vektörlerde promastigot formları bulunur. Besiyerlerinde ürediklerinde de promastigot formunda görünürler. Klinik tutulumlara göre visseral, kutanöz ve mukokutanöz formları bulunmaktadır. Son konakları pek çok hayvan olabilse de köpekler bu konuda önemli rol oynar, bazen insan-tatarcık-insan olarak siklüs devam edebilir. Vektörü flebotomlardır. D o ğ ru cevap: C



45. I. P. falciparum II. P. malariae III. P. vivax IV. P. ovale



Yukarıda verilen Plasmodium türlerinden hangilerinin neden olduğu sıtmanın kliniğinde hipnozoitlerin rolü yoktur? A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III D) II ve III



E) II ve IV Sıtma etkenleri arasında hipnozoit form oluşturup relaps yapanlar daha önce de sık olarak karşımıza çıkan sorulardandır. Bir kez daha tekrarlayalım.



PARAZİTOLOJİ



büyüyebilir. Ateş, anemi, trombositopeni, lökopeni görülür.



47. Plasmodium vivax’ın etken olduğu sıtmalı bir hastanın periferik kanında, aşağıdaki parazit şekillerinden hangisine rastlanmaz? A) Eritrositler içinde taşlı yüzük şeklindeki parazitler B) Merozoit şekilleri C) Sporozoit şekilleri D) Eritrosit içinde ameboid şeklindeki parazitler



E) Eritrosit içinde şizont şekilleri Sorunun amacı sıtmanın tanısında en sık kullanılan yöntem olan p eriferik yayma özelliklerinin bilinmesidir.



«8



PARAZİTOLOJİ



266



P.vivax, sporozoit formda sivrisinekten alındıktan sonra karaciğere ulaşıp merozoit forma dönüşür. Buradan da eritrositlere gider. Bu nedenle eritrositlerde bulunan form da merozoit formdur. Perifeik yaymada saptanabilirken, sporozoit form görülmez. Sıtma sineklerden sporozoit formda bulaşır. Karaciğer hücrelerince (hepatosit) alınır. Burada merozoitler oluşarak kana karışır (ekzoeritrositerşizogoni). P. ovale ve P. vivax karaciğerde uyuyan şekillere sahiptir ve hipnozoit denilen bu şekiller relapslardan sorumludur. Sonra merozoitlerce enfekte olan eritrositler içinde şizogoni ile olgun şizontlar oluşur. Bu olgun şizontlarda çok sayıda merozoit bulunur. Parçalanan olgun şizontlardan merozoitler kana karışır ve yeni eritrositleri enfekte eder. Bazıları eritrosit içi dönem sonunda dönüşerek gametositleri oluşturur.



Leishmania tropica, vektörü flebotomlardır. Toxoplasma gondii, insana kedilerin dışkılarından çıkan ookistlerle ya da çiğ etlerdeki yalancı kistlerle bulaşır. Anneden bebeğe (takizoit) ve transplantasyon (bradizoit). ile de bulaşabilir. Plasmodium falciparum, Anofel cinsi sivrisinekler son konak ve vektör olarak rol oynar. C



Doğru cevap:



50. Toxoplasma gondii aşağıdaki hangisine girip coöalamaz? A) Makrofajlar



B) Dendritik hücreler D) Eritrositler



C) Hepatositler



D oğru cevap: C



48. Aşağıdaki protozoonlardan hangisi, bir vektör aracılığıyla bulaşır? A) Leishmania donovani B) Entamoeba histolytica C) Trichomonas vaginalis D) Toxoplasma gondii



E) Pneumocystis carini Aynı soruyla daha önce de karşılaşmıştık . Vektör aracılığı ile bulaşan Kalaazar hastalığını bir kez daha tekrar edelim.



E) Lenfositler Sorunun amacı toksoplazm a’nın tüm çekirdekli hücrelerde çoğalabilme özelliğinin bilinmesidir. Toxoplasma gondii’nin hepatositler içinde çoğalabilme özelliği yoktur.



Toxoplasma gondii, tüm omurgalıları ve tüm çekirdekli hücreleri enfekte edebilir. Son konak kedigillerdir ve insana kedilerin dışkılarından çıkan ookistlerle ya da çiğ etlerdeki yalancı kistlerle bulaşır. Anneden bebeğe ve



Bu türün amastigot ve promastigot şekilleri bulunur.



transplantasyon ile de bulaşabilir.



Memelilerde amastigot, vektörlerde promastigot formları bulunur. Besiyerlerinde ürediklerinde de



Alınan ookistlerden çıkan



promastigot formunda görünürler. Klinik tutulumlara göre visseral, kutanöz ve mukokutanöz formları bulunmaktadır. Son konakları pek çok hayvan olabilse de köpekler bu konuda önemli rol oynar, bazen insan-tatarcık-insan olarak siklüs devam edebilir. Vektörü flebotomlardır D oğru cevap:



A



49. Aşağıdaki kan ve doku protozoonlarından hangisi lxodes türü kenelerin ısırmasıyla insanlara bulaşır? A) Trypanosoma cruzi B) Leishmania tropica C) Babesia microti D) Toxoplasma gondii E) Plasmodium falciparum Son yıllarda kene ile bulaşan hastalıklar popüler sorular arasındadır. Babesia microti kene ile bulaşan protozoondur.



Babesia microti, insana lxodes cinsi sert kenelerin ısırmasıyla bulaşır. Eritrositleri halka şeklinde ikişerli ya da dörderli olarak tutar. Özellikle splenektomili, immün supresif hastalarda ağır bir klinik tablo oluşturabilir. Tedavide klindamisin-kinin ya da pentamidin



hücrelerden



sporozoitler makrofajlara girerek kan ve lenf yoluyla tüm dokulara yayılabilir. İnsanda muz şeklinde trofozoit (takizoit) ya da bradizoit (kist) formunda görülür. İlk enfeksiyon sırasında çoğu



parazit ortadan kaldırılırken bazıları beyin, kalp, çizgili kaslarda kistler içinde canlı kalabilir. Kist içinde yavaş çoğalırlar (bradizoit) ve çoğalma sonucu kist içinde binlerce bradizoit oluşabilir. Bu kistlerin rüptürüyle relapslar gelişebilir. D oğru cevap:



D



51. Aşağıdaki vektörlerden hangisi türlerinin bulaşmasında rol oynar?



Leishmania



A)Anopheles



B) Glossina



C) Culex



D) Phlebotomus



E) Aedes Aslında TUS sınavı için biraz zor ve detay sorudur.



Phlebotomus, Leishmania bulaşında rol oynar. Anopheles, Plasmodium bulaşında rol oynar. Glossina (Çeçe sineği), T. gambiance, T. rhodesiense, T. brucei ile oluşan Afrika tripanomiyazı (Uyku hastalığı)



kullanılabilir.



bulaşında rol oynar.



Trypanosoma cruzi, Amerika tripanosomiyazı (Chagas hastalığı) etkenidir. Vektör triatoma cinsi kan emici



Culex ve Aedes, cinsi sivrisinekler arbovirüslerin, filaryazisin bulaşında rol oynar



sineklerdir.



Doğru cevap:



D



52. Plasmodium türlerinin son konağı aşağıdakilerden hangisidir? A) Bit



B) Sivrisinek



C) Pire



D) İnsan E) Tatarcık



Parazitlerin erişkin formunun bulunduğu son konaklardır. Sıtma için son konak sivrisineklerdir. Kolay bir sorudur. Plasmodium, insanda etken olan 4 tür tanımlanmıştır. Ülkemizde ve genel olarak dünyada en yaygın tür P. vivax’dır. Anofel cinsi sivrisinekler son konak ve vektör olarak rol oynar. Sadece dişi anofeller kan emmektedir. Anofel dışında transplasental, IV ilaç b a ğ ım lılığ ı, transfüzyonla da nadiren belirlenebilir.



hücreleri tutan ya da serbest görünen amastigotların görülmesiyle tanıkonulabilir. Dalak aspirasyonunda görülme olasılığıdaha yüksek olsa da buişlem daha zor olduğu için çok kullanılmaz. Etken NNN ( Novyi, McNeal, Nicolle) besiyerinde promastigot formlarında üretilebilir. ELİSA, İFA ... gibi yöntemlerle serolojik tanı konulabilir. D o ğ ru cevap: C



55. Sıtma tanısında, ince kullanılır?



kan yayması



ne için



A) Cins tespiti B) Parazit tespiti C) Kan hücrelerinin tiplerini tespit etmek D) Tür tespiti E) Eozinofili tespiti



D o ğ ru cevap: B



53. Gelişmeyen, dinlenme fazındaki hipnozoitlere sahip Plasmodium türleri aşağıdakilerin hangisinde birlikte verilmiştir? A) Plasmodium vivax - P. falciparum



B) Plasmodium ovale - Plasmodium malariaee C) Plasmodium falciparum - Plasmodium malariaee D) Plasmodium vivax - Plasmodium malariaee E) Plasmodium ovale - Plasmodium vivax Daha önce de aynı soru ile karşılaşmıştık. Sıtmada uyuyan formlar da denilen hipnozoit formlar sadece P.vivax ve P.ovale’de bulunur ve relapslardan sorumludur. P. ovale ve P. vivax karaciğerde uyuyan şekillere sahiptir ve hipnozoit denilen bu şekiller relapslardan sorumludur. Hipnozoitleri olmayan P. falciparum ve P. malariae relapslara neden olmaz. Fakat P. malariae sıtmasında yıllarca kanda parazitler saptanabilir. Bazen kandaki parazitlerden dolayı yetersiz tedavi sonucu ilk 2 ay içinde hastalık tekrarlayabilir. Buna rekrudesens adı verilir ve relapsdan farklıdır. Relaps hipnozoitlerden ve 6- 12 ay sonra görülür. D o ğ ru c e v a p : E



Sorunun amacı sıtma ayırıcı tanısında kullanılan yöntemin ince kan yayması olduğunun bilinmesidir.



periferik yaymada ya da kalın damla preparatlarında plasmodiumların görülmesi ile



Sıtma tanısı



konulmaktadır. Kalın damla preparatlar, daha fazla kan incelenmesine imkan sağladığından, parazitleri yoğunlaştırabildiğinden taramalarda daha faydalıdır. Klinik tanıda ve tür tayininde ince yayma preparatlar tercih edilir. P. falciparum muz şeklindeki gametositleri, aynı eritrositte “iki taşlı yüzük” şeklinin bulunabilmesi ile ayrılabilir. P. malariae’da rozet şizontlar tanımda faydalıdır. En uygun zaman üşüme, titreme, ateşin ortası dönemlerdir. Fakat asla tek bir periferik yayma ile sıtma dışlanmamak ve çeşitli zamanlarda örnekler alınmalıdır D o ğ ru cevap: D



56. Aşağıdaki Plasmodium türlerinden hangisinin gametositleri ince kan yayması preparatlarında muz şeklinde görülür? A) Plasmodium vivax B)



Plasmodium malariaee



C) Plasmodium falciparum D) Plasmodium ovale E) Plasmodium bergeii



54. Leishmania türlerinin insanlarda saptanan formu aşağıdakilerden hangisidir? A) Amastigot



B) Promastigot



C) Kist



D) Trofozoit E) Takizoit



Leishm ania’nın besiyerinde oluşturduğu formun prom astigot olduğu daha önce sorulmuştu. Memelilerdeki formu ise amastigot formdur. Leishmania donovani, kaza azar hastalığı etkenidir. Tanıda etken gösterilebilir. En sık kemik iliğinde bazen KC ya da dalak aspirasyonunda tip ik mononükleer



Daha önce de aynı soru ile karşılaşmıştık. Sorunun amacı sıtma ayırıcı tanısında kullanılan kalın damla ve ince yayma yöntemlerinde sıtma etkenlerinin özelliklerinin bilinmesidir.



P.falciparum’da muz (hilal) şeklindeki gametositler, aynı eritrositte iki “taşlı yüzük” manzarası ve eritrositlerde maurer lekeleri bulunur.



Malarya’da, eritrositlerde Zieman granülleri ve Rozet şeklinde şizontları görülür. P.vivax’da, tek taşlı yüzük manzarası ve eritrositlerde Schüffner granülleri bulunur. Doğru cevap: C



PARAZİTOLOJİ



267



26 8



PARAZİTOLOJİ



57. Aşağıdaki parazitlerden hangisi evriminin bir kısmını makrofajlar içerisinde tamamlar? A) VVuchereria bancrofti B) Plasmodium vivax C) Trypanosoma gambiense



Leishmania türlerinin amastigot ve promastigot şekilleri bulunur. Memelilerde amastigot, vektörlerde promastigot formları bulunur. Besiyerlerinde ürediklerinde de promastigot formunda görünürler. D o ğ ru cevap:



D



D) Plasmodium malariaee E) Leishmania donovani Sorunun amacı hücre içi yerleşme özelliği gösteren ve makrofajları enfekte eden parazitin bilinmesidir. L. donovani, kala azar hastalığı etkenidir. Daha çok çocuklarda görülür. Tatarcıklardan (Öz. P.major, P. papatasi) ısırma sırasında promastigot formları insana bulaşır. Önce lokal makrofajlarda ve sonra RES makrofajlarında çoğalarak klinik bulguların oluşmasına neden olabilir. Dalak çok büyüyebilir. Ateş, anemi, trom bositopeni, lökopeni görülür. Sedimentasyon çok yüksek bulunur. Gama globulin polikionai olarak çok artmış olarak sa p tanır. VVuchereria bancrofti, lenf damarlarını enfekte ederler. Plasmodium vivax, Plasmodium malariaee, eritrositleri enfekte ederler. T rypanosom a edebilirler.



g am bien se,



eritrositleri



enfekte



D o ğ ru cevap: E



58. Leishmania türlerini aşağıdaki eklem bacaklılardan hangisi bulaştırır? A) Tatarcık C) Kene



B) Pire D) Akar E) Sivrisinek



TUS için detay bir soru. Paraziter hastalıkların vektörleri daha çok temel bilimler testinde sorulma adayıdır. Tatarcık, Leishmania donovani bulaşını sağlar. Pire, veba (Yersinia pestis) ve pire tifüsü (Ricketsia typhi) vektörüdür.Bazen H. nana, H. dimunita, D. caninum için ara konak olabilir. Kene, Babesia microti bulaşından sorumludur.



60. Güneydoğu Anadolu bölgesinde mevsimlik işçi olduğu öğrenilen bir hastada 48 saatte bir yükselen ateş ve titreme, splenomegali ve anemi saptanmıştır. Kandan yapılan ince yayma preparasyonda bazı eritrositler içinde, her eritrositte birer tane olmak üzere taşlı yüzük görünümüne rastlanmıştır. Bu hastada enfeksiyona yol açan protozoon aşağıdakilerden hangisidir? A) Plasmodium malariaee B) Leishmania donovani C) Plasmodium vivax



D) Leishmania tropica



E) Toxoplasma gondii Sıtmanın klinik özelliklerinin ve periferik yayma bulgularının bilinm esiyle yapılabilecek vaka sorusudur. Plasmodium vivax, klinik olarak en önemli bulgu belirli aralıklarla gelişen ateş nöbetleridir. P. vivax ve P. ovale yaklaşık 48 saatte bir ateş ataklarına yol açar. Kronik hale gelirse anemi ve splenomegali belirgin hale gelir. Periferik yayamada tek taşlı yüzük manzarası tipiktir. Plasmodium malariae, 72 saatte bir gelişen ateş nöbetleri, anemi ve splenomegali oluşur. Tropikal splenomegali nedenidir, sessiz enfeksiyonlar ile nefrotik sendrom ile sonlanabilir. P. malariae’da rozet şizontlar tanımda faydalıdır. Eritrositlerde Zieman granülleri oluşturur. Leishmania donovani, kala azar hastalığı etkenidir. Daha çok çocuklarda görülür. Tatarcıklardan (Öz. P.major, P. papatasi) ısırma sırasında promastigot formları insana bulaşır. Önce lokal makrofajlarda ve sonra RES makrofajlarında çoğalarak klinik bulguların oluşmasına neden olabilir. Dalak çok büyüyebilir. Ateş, anemi, trombositopeni, lökopeni görülür. Sedimentasyon çok yüksek bulunur. Gama globulin polikionai olarak çok artmış olarak saptanır.



Ev tozu akarları, alerjide önemli rol oynarlar. Sivrisinek, sıtma bulaşından sorumludur. D o ğ ru cevap:



A



59. Leishmania türlerinin vektörden insana geçen formu aşağıdakilerden hangisidir? A) Amastigot



B) Trofozoit



C) Kist



D) Promastigot E) Prekist



Daha önce de benzer sorularla sıkça karşılaşmıştık. Leishm ania bulaş şekillerini b ir kez daha tekrarlayalım.



Leishmania tropica, şark çıbanı etkenidir. Eski dünya kutanöz leishmaniazisi olarak da anılmaktadır. Sadece deride hastalık oluşturur. Toxoplasma gondii, immünitesi sağlam kişilerde % 90 asemptomatiktir. Lenfadenopatiye yol açabilir. Ateş, makülopapüler döküntü, kas ağrıları görülebilir. Lenf foliküllerinde reaktif hiperplazi belirlenir. İmmünitesi baskılanmış hastalarda latent enfeksiyonun reaktivasyonu görülebilir. AIDS olgularında gelişen lokal MSS tutulumunda en sık etken T. gondii ‘dir. Doğru cevap: C



269



Köpekler en önemli kesin konaktır, ara konak genellikle koyundur, insan hemen daima son ara konaktır.



SESTODLAR



1.



E PARAZİTOLOJİ



D o ğ ru cevap:



Aşağıdaki sestodlardan hangisi insandan insana bulaşabilmektedir? A) Echinococcus multilocularis B) Taenia saginata C) Echinococcus granulousus



D) Diphyllobothrium latum E) Hymenolepsis nana



4.



Sestodlar (şeritler) bir yana Hymenolepis nana bir yana. Taenia solium domuzlardan, Taenia saginata sığırlardan, Diphyllobothrium latum balıklardan, E chinoco ccus granulousus köpeklerden bulaşırken; Hymenolepsis nana eklem bacaklılarla bulaşabilmesi yanında insandan insana bulaşabilen tek sestoddur. Cüce şerit adı verilir. Barsakta hem larva hem de erişkin formunun bulunabilmesi ile ve tedavi için 7 günlük bir kür gerekmesi ile diğer sestodlardan ayırt edilmektedir.



D o ğ ru cevap:



2.



Sistiserkus bovis aşağıdaki hangisinin larvasıdır?



C) D.latum



parazitlerden



B) T.saginata D) T.trichura



E) E.granülosus Sistiserkus bovis taenia saginatanın larvasıdır. insandaki parazitten düşen T. saginata halkaları içindeki yumurtalar yayılarak otçul hayvanlara bulaşır. Hayvanda barsaklarda embriyo yumurtadan çıkar dolaşıma geçer. Kaslara yerleşir. İçi sıvı dolu küçük keseler oluşturur. Bu larvalara sistiserkus bovis adı verilir. İnsana bu etler yeterince pişirilmeden bulaşır. D o ğ ru cevap:



3.



B



Aşağıdakilerden hangisinin ara konağı insandır? A) VVuchereria C) Dracunculus



ara



A) Enterobius vermicularis B) Ascaris lumbricoides C) Toxoplasma gondii D) Entamoeba histolytica E) Giardia intestinalis



TOXOPLASMA GONDİİ Kesin konak evcil kedi ve diğer kedigiller olup, insan ve diğer memeliler ara konaktır, insanda enfeksiyon az pişmiş et yeme veya kedi dışkısı ile temas etme sonucu kistlerin yutulması ile başlar. Kist, ince barsakta yırtılır ve barsak duvarına saldırır, buradaki makrofajlar tarafından yutulur, hücreleri öldürüp diğer hücreleri infekte edecek, hızla üreyen trofozoitlere (takizoitler) başkalaşır. Hücresel bağışıklık takizoitlerin yayılmasını sınırlar ve parazitler beyin, kas ve diğer dokularda hücrelere girer ve içinde parazitin yavaş yavaş ürediği kistler gelişir. Bu şekiller bradizoitler denir. Bu doku kistleri hem önemli bir tanı aracı hem de doku kisti immünozorluklu bir hastada yırtıldığında organizma için bir kaynak görevi yapar.



E



A) T.solium



Aşağıda verilen parazitlerden hangisi konakçıya gereksinim duymaktadır?



B) Loa D) T.saginata E) Echinococus



E. granulosus bir skoleks ve sadece 3 proglottiddne oluştuğundan en küçük yassı solucanlardan biridir.



Kedide döngü, içinde kist bulunan örn. fare gibi çiğ etin yenilmesi ile başlar. Barsakta kistteki bradizoitler serbest kalır, mukoza hücrelerini enfekteeder, erkek vedişi gametosit ile kirli toprak kazara yutulursa döngü tamamlanmış olur. İnsan enfeksiyonu genel olarak, kedi dışkısıyla kirli toprakta otlayan; koyun ve domuz gibi hayvanların yeterli pişirilmemiş etlerinin yenilmesi ile oluşur. T gondii fetusa da geçebilir. Diğer plasenta yolu ile bulaşan hastalıklarının ilerlemesi sınırlı kalır. Hücresel bağışıklık’ın rolü büyükse de dolaşımdaki antikor organizmanını öldürülmesini artırır. Başlangıç enfeksiyonlarının çoğu belirtisizdir. Organizmalar dokular içinde kistler halinde bulunur. Yangı olmaz ve bir immün baskılanma kistteki organizmaları etkinleştirinceye kadar kişi sağlıklı olarak kalmaya devam eder. Fetusun konjenital enfeksiyonu sadece anne gebelik sırasında enfekte olursa görülür. Anne gebelikten önce enfekte olmuşsa organizma kist şeklinde olacak ve plasentayı aşacak trofozoitler bulunmayacaktır. Anne gebelik sırasında yeniden enfekte olabilirse de daha önceki enfeksiyona bağlı bağışıklık organizmanın çocuğa bulaşmasını önler. Gebelik sırasında enfekte olan annelerin yaklaşık üçte biri enfekte çocuk doğurursa da bu bebeklerin sadece %10’u belirtiler verir.



27 0



| Bulaşma şekli



Etken



PARAZİTOLOJİ



S estodların genel ö z e llik le ri ı----------------------Hastalık Ara Kesin Dışkıda yapan şekli konak konak yumurta



Ek bilgi



T a e n ia s a g in a ta



S ığır e tin d e k i la rv a n ın yen m esi



E rişkin



inek



insan



Var (n a d ir)



T a e n ia s o liu m



D om uz e tin d e k i la rv a n ın yenm esi



E rişkin



D om uz



İnsan



Var (n a d ir)



D ip h y lo b o th r iu m la tu m



P le ro s e rk o id iç e re n t a t lı su b a lık la rın ın yen m esi



E rişkin



K abu klu ve b a lık la r



insan, köp ek, do m uz



Bol



B 12 v i t . e k s ik liğ i y a p a r. Y u m u rtla m a d e liğ i var. Y u m u rta s ı k a p a k lı. La rvasının ya p ­ tığ ı h a s ta lığ a sparganozis de nir.



E c h in o c o c c u s



Y um u rta



Larva



insan, koyun



K öpek



Yok



İn sa n d a e r iş k in i b u lu n m a z . İ n t r a u t e r in bu la şm a o la b ilir.



E c h in o c o c c u s m u ltilo c u la r is



Y u m u rta



Larva



İnsan, koyun



K öpek



Yok



P e te kli k is t yapar. Tedavi ed ilm ezse KC k o m a s ı v e ö lü m le s o n u ç la n ır. M e b e n d a zo lü n e tk is i y o k tu r



E rişkin



İnsan, b ö c e k le r



Var



En k ü ç ü k s e s to d d u r. C üce sestod. İnsan hem a ra , he m kesin konak o la b ilir, (insa ndan insana bu la şabile n te k se sto d ) D ünvada en vavsm g ö rü le n sestod



H y m e n o le p s is nana



Y u m u rta , S is ti­ s e rk o id iç e re n b ö c e k le rin kaza yla y u tu lm a s ı



İnsan



İD :06t142 ||



Toxoplasma gondii dışındaki parazitlerin arakonak gereksinimleri yoktur. “Sestodların genel özellikleri” başlıklı tabloya bakınız.



7.



hangisi



dışkı



A) Hymenolepsis nana



Doğru cevap: C



5.



Aşağıdaki helmintlerden örneklerinde sautanamaz?



B) Taenia solium C) Diphyllobothrium latum D) Echinococcus granulosus E) Dipylidium caninum



Yetişkin formu köpeklerde olup insanlarda sadece larva formu hastalığa yol açan sestod aşağıdakilerden hangisidir? A) Echinococcus granulosus B) Taenia solium C) Toxocara canis D) Toxoplasma gondii E) Dipylidium caninum



Toxocara bir sestod değil nematoddur ve larvası insanlarda hastalık yapabilir. Dipylidium caninum, insanlarda da köpeklerde olduğu gibi yetişkin formu hastalık yapan bir sestoddur. Echinococcus için yetişkin form köpeklerdedir. İnsan ve otobur hayvanlarda larva formu kistler yapar. Doğru cevap: A



Yukarıdaki helmintlerin hepsi sestod olup, sadece Echinococcusun tanısında gaytada yumurta veya parazit bakılması yer almaz. Echinococcus primer olarak karaciğer, daha sonra akciğerde kistler oluşturur. Doğru cevap: D



8.



Echinococcus granulosus'un aşağıdakilerden hangisidir?



infektif



formu



A) Embriyonlu yumurta B) Sistiserkoid



C) Progolottid 6.



Taenia saginata tedavisinde hangisi tercih edilmelidir? A) Metronidazol C) Mebendazol



aşağıdakilerden



B) Niklozamid D) Dietil karbamazin E) Piperazin tuzları



Taenia tedavisinde, intestinal şerit enfeksiyonlarının çoğunda olduğu gibi niklozamid tercih edilir. Halka düşürme semptomu görülebilir. Etteki insan için enfektif olan formuna sistiserkus bovis denir. Doğru cevap: B



D) Sporganum E) Metaserkarya Tipik yaşam döngüsünde, köpek barsağındaki solucan binlerce yumurta yumurtlar ve bu embriyon içeren yumurtalar koyun veya insan tarafından alınırlar, ince barsakta embriyonlar çıkar ve en çok karaciğere güç ederlerse de akciğer, kemik ve beyine giderler. Doğru cevap: A



271



Aşağıdakilerden hangisinin yaşam döngüsü insana ulaşmadan önce iki ayrı ara konaktan geçmek zorundadır?



12. Aşağıdaki parazitlerden hangisinin dışkı ile dış ortama atılan yumurtası, yumurtlandıgı anda enfestasyon yapmaya hazırdır?



A) Brugia malayi



A) Hymenolepis nana



B) Trichuris trichura C) Fasciola hepatica D) Diphyllobothrium latum



C) Trichuris trichiura



B) Ascaris lumbricoides D) Taenia saginata E) Necator americanus



E) Schistosoma japonicum Az pişmiş veya çiğ balıklar yoluyla hastalığa yolaçan D.latum yumurtaları insan gaytası ile taze sulara ulaştıktan sonra coracidium isminde yüzen embryolar oluşur. Bunları yutan copepodlarda (su piresi) procercoid halini alırlar. Daha sonra copepod’larla beslenen taze su balıklarında plerocercoid formunu alırlar ve besin zincirinde balıktan balığa geçebilirler. Balık etleri ile insana bulaşıp erişkin formu ile yumurta üretir hale gelirler. İnsanda bulunan en uzun parazit olan D.latum'un enfeksiyonlarına ülkemizde rastlanmamıştır.



Nk



tercih



A) Ascaris lumbricoides B) Entamoeba histolytica C) Strongyloides stercoralis D) Trichomonas vaginaiis E) Diphyllobothrium latum Sestodlar olan şeritlerde (Taenia, Diphyllobothrium, Hymenolepsis, Dipylidium) ilk tercih piraziçuantel veya niklozamiddir. Sadece Echinococcus’da albendozol tercih edilir. Diğer şıklar sestod değildir. Doğru cevap: E1



11. Dünyada oldukça yaygın bir intestinal sestod olan ve yumurtasının iç membranında 4-8 filamentten oluşan iki polar uç içeren parazit aşağıdakilerden hangisidir? A) Taenia saginata B) Taenia solium C) Echinococcus granulosus D) Hymenolepsis nana E) Hymenolepsis diminuta Hymenolepsis nana'nın neden olduğu “Cüce şerit” enfestasyonu dünyada oldukça yaygındır ve feçesteki yumurtalar yoluyla bulaşır. Oval bir yumurtanın içinde iç zar iki taraflı polar filamentlere sahiptir. Arakonağa ihtiyacı yoktur. Tedavide prazikuantel kullanılır. Doğru cevap: D



Sorunun amacı bulaşması için yumurtasının olgunlaşmasına gerek olmayan parazitin bilinmesidir. Hymenolepis nana, bulaşı gebe halkadan atılan yumurtalar ile olur. Bu yumurtalar atıldığı anda enfektiftir. İnsandan insana bulaş mümkündür. Ascaris lumbricoides, tek konak insandır. Yumurta ile atılan döllenmiş yumurtalar ancak toprakta belirli bir aşama geçirdiklerinde enfektif olabilirler. Trichuris trichiura, insana dışarıda yaklaşık 10 gün kadar beklemiş ve enfektif hale gelmiş yumurtaların alınmasıyla bulaşır.



Doğru cevap: D



10. Aşağıdakilerden hangisinde pirazi-quantel / niklozamiddir?



PARAZİTOLOJİ



9.



Taenia saginata, insana larva (cysticercus bovis) içeren etlerin yeterince pişirilmeden yenilmesiyle bulaşır. Necator americanus, filariform larvaların cildi delmesiyle bulaşan, insanda hem erişkin hem de larvasıyla hastalık oluşturabilen, sindirim sistemi bulguları ve hipokrom mikrositer anemiye neden olabilen nematoddur. Doğru cevap: A



13. Aşağıdakilerden hangisinde etken insanda yalnızca larva formlarıyla oluşturur?



parazit, hastalık



A) Taenia saginata B) Ascaris lumbricoides C) Hymenolepis nana D) Echinococcus granulosus E) Trichuris trichiura Benzer sorularla daha önce de sık olarak karşılaşmıştık. İnsana ara konak olarak yerleşen parazitlerin insanda sadece larva formu bulunur. E c h in o co ccu s g ra n u lo su s, kist hidatik etkenidir. Erişkin köpek, kurt... gibi köpekgillerin bağırsağında bulunurlar. Normalde köpek - koyun - köpek şeklinde bir döngü süregiderken insan ara konak olabilir. Bulaşma köpekten çıkarılan yum urtaların alınm asıyla olur. Genelde KC tutulur, yaklaşık % 10-30’u akciğerlere ulaşarak orada tutulur. Daha az oranlarda diğer organ/dokulara yayılır (beyin, göz, böbrek, kas, kemikler). Taenia saginata, son konak insan, ara konak otçul h ayvanla rdır, insandaki parazitten düşen halkalar içindeki yumurtalar yayılarak otçul hayvanlara ulaşır. Hayvanda bağırsaklarda hareketli embriyo yumurtadan çıkarak penetre olur ve dolaşıma geçerek kaslara yerleşir. Burada içi sıvı dolu küçük keseler oluşturur ve bu larvalara



1



2 72 ■ n M



mm



PARAZİTOLOJİ



Cysticercus bovis adı verilir, insana, bu etler yeterince pişirilmeden yenildiğinde bulaşır. Ascaris lumbricoides, tek konak insandır. Yumurta ile atılan döllenmiş yumurtalar ancak toprakta belirli bir aşama geçirdiklerinde enfektif olabilirler.



15. İncebağırsağa yerleşen, 3-10 metre boyunda, halkalarının eni boyundan fazla olan, uterus dalları rozet şeklinde görülen, yumurtlama deliği bulunan, yumurtası kapaklı, ovovipar, vücudunda B12 vitamini depo eden ve 2 ara konağı olan sestod aşağıdakilerden hangisidir?



Hymenolepis nana, bulaşı gebe halkadan atılan yumurtalar ile olur. Bu yumurtalar atıldığı anda enfektiftir. insandan insana bulaş mümkündür.



A) Hymenolepis nana B) Diphyllobothrium latum



Trichuris trichiura, insana dışarıda yaklaşık 10 gün kadar beklemiş ve enfektif hale gelmiş yumurtaların alınmasıyla bulaşır.



D) Dracunculus medinensis



Doğru cevap: D



14. İnsanların hem ara konak hem de son konak olduğu sestod aşağıdakilerden hangisidir? A) Taenia saginata B) Diphylbothrium latum C) Dipylidium caninum D) Hymenolepis diminuta E) Taenia solium Sorunun amacı insan bağırsağında hem larva hem de erişkin formu bulunabilen parazitin bilinmesidir. Taenia s o iiu m ’ un, yum urtası yutulm uş ise insan bağırsağında da açılabilir, belirli süre erişkin ve larva aynı bireyin bağırsağında eş zamanlı olarak bulunabilir. Larva daha sonra bağırsak mukozasından içeri girerek sistemik dolaşım yolu ile organ sistiserkozuna yol açabilir. Taenia saginata, son konak insan, ara konak otçul h ayva n la rd ır, insandaki parazitten düşen halkalar içindeki yumurtalar yayılarak otçul hayvanlara ulaşır. Hayvanda bağırsaklarda hareketli embriyo yumurtadan çıkarak penetre olur ve dolaşıma geçerek kaslara yerleşir. Burada içi sıvı dolu küçük keseler oluşturur ve bu larvalara Cysticercus bovis adı verilir. İnsana, bu etler yeterince pişirilmeden yenildiğinde bulaşır. Diphylbothrium latum, insanda erişkin formları bulunan parazitleridir. Dipylidium caninum, insanlara bulaşta köpek ve kediler rol alırlar. Hymenolepis diminuta, sıçan şeridi olarak da bilinir. İnfektif olan sistiserkoid evreye ancak ara konakta ulaşabilir. Ara konak çok çeşitli artropodlar olabilir ve bulaşma raslantısal olarak bu artropodların besinlerle alınmasıyla oluşabilir. Tanıda tipik yumurtalar (polar iplikçiği olmayan, büyük yumurtalar) görülmesi önemlidir. Doğru cevap: E



C) Taenia solium E) Dicrocoelium dendriticum Diphyllobothrium latum’un hemen tüm özellikleri verilerek sorulmuş vaka sorusu. Sestodlar içinde yumurtlama deliği olan ve yumurtasında kapak bulunan tek sestod olması ve vitamin B12 eksikliği sonucu megalobalastik anemi yapamasıyla mutlaka hatırlanmalıdır. Diphyllobothrium latum, yapısal olarak baş kısmında çekmen yoktur fakat boylu boyunca uzanan iki emme çukuru bulunur. H alka la rın d a y u m u rtla m a d e liğ i bulunması ve yum urtalarının kapaklı olması ile diğer sestodlardan farklı bir görünümü vardır. İnsanda bulunabilen parazitlerin en uzunudur (bazen 20 metre). Ara konağı tatlı su balıklarıdır. Göl, nehir çevreleri ve çiğ balık tüketilen toplumların hastalığıdır. Ülkemizde bildirilmemiştir. Dışarıya atılan yumurtalarda ancak su varlığında larvalar (cora cid iu m ) g e lişir. Suda yaşayan yumuşakçalar (Cyclops, Diaptomus) tarafından alınan bu larvalar procercoid haline dönüşürler ve bu yumuşakçalar balıklar tarafından yenildiğinde balığın bağırsağında, oradan dokularına ulaşarak bulaşıcı evreye (pleurocercoid) gelişir. Genelde bu küçük balıkları yiyen büyük balıklarda gelişen pleurocercoidler bulaşmada daha önemlidir. Bu şekilde alınan larvalar bağırsakta erişkin haline gelerek bağırsağa tutunur. Klinikte ishal, karın ağrısı olabilse de çoğu kere asemptomatiktir. B12 vitamini alımı konusunda yarış sonucu insanda B12 yetmezliği anemisi (hiperkrom m a k ro s ite r anem i) s a p ta n a b ilir. Ayrıca bağırsak obstrüksiyonuna neden olabilir. Çok sayıda, tipik, kapaklı yumurtaların görülmesi tanı koydurucudur. Tedavide niklozamid kullanılır. Hymenolepis nana, insandaki en küçük (cüce sestod) ve ara konağa gereksinmeyen sestoddur. İnfekte insan dışkısı ile diğer insanlara bulaşabilir. Fareleri ve artropodları da enfekte edebilir, infekte insan dışkısı ile atılan yumurtanın kontamine besinlerle alınması (direkt evrim) veya evrimini sürdürebildiği pirelerin yutulması (indirekt evrim) ile insana bulaşır. Yumurta duodenumda açılır, içindeki embriyo ince bağırsak villuslarına girerek sistiserkoid haline gelişir. Tekrar bağırsak boşluğuna geçerek ileuma kadar gelir. Çok sayıda sestod bir arada olmak üzere buraya tutunur. Erişkin hale geldikten sonra dışkıya proglottidler atılmaya başlanır. Proglottidler kalın bağırsakta parçalanır. Bu nedenle dışkıda proglottid bulunmaz, sadece yumurta belirlenebilir. Yumurta tipik olarak bipolar saçaklı görünümlüdür. Taenia solium, şeritler olarak da bilinirler. Dolaşım, solunum ve sindirim sistemleri yoktur. Besinlerini kutikül yapısından



emerek alırlar. Baş, boyun ve halkalar görülür. Baş kısmında tutunmayı sağlayan 4 çekmen bulunur (Diphyllobothrium latum hariç) ve bazılarında rostellum denilen bir yapı üzerinde çengeller de bulunur. Tıbbi önemi olanların tümü hermafrodittir. D. latum hariç yumurtalarında kapak yoktur. Dracunculus medinensis, erişkini deri altına yerleşir ve lezyondan sulara larvalarını bırakır. Erişkini bağırsakta bulunmadığından dışkıda paraziti aramak söz konusu değildir. Dicrocoelium dendriticum, ülkemizde otçul hayvanlarda sık fakat insanda çok nadir bir klinik tablodur. Yaşam döngüsü F. hepaticaya benzer. Bitkilere tutunan serkarya karıncalar tarafından alındığında metaserkaryaya dönüşür ve insana bu enfekte karıncalar yenilirse bulaşmaktadır. KC ve safra yollarına yerleşerek klinik tablolar oluşturabilir. Özellikle enfekte KC yenilmesine bağlı yalancı parazitlikler saptanabilmektedir. Doğru cevap: B



Taenia saginata, son konak insan, ara konak otçul hayvanlardır. İnsandaki parazitten düşen halkalar içindeki yumurtalar yayılarak otçul hayvanlara ulaşır. Hayvanda bağırsaklarda hareketli embriyo yumurtadan çıkarak penetre olur ve dolaşıma geçerek kaslara yerleşir. Burada içi sıvı dolu küçük keseler oluşturur ve bu larvalara Cysticercus bovis adı verilir. İnsana, bu etler yeterince pişirilmeden yenildiğinde bulaşır. İnsanda ince bağırsaklara yerleşir ve bulaşmadan yaklaşık 2-3 ay sonra olgun gebe halkalar atılmaya başlar. Bağırsakta genelde tek bir tenya bulunur ve metrelerce uzun olabilir. Yaşam siklusu insan-sığırinsan olarak ilerler. Trichom onas vaginalis, Giardia lamblia, Trichuris trichiura ve Ascaris lumbricoides ara konağa gereksinim göstermeyen parazitlerdir. Doğru cevap: B



18. Hymenolepis nana’nın ara konağı aşağıdakilerden hangisidir? A) Domuz B) Sığır C) İnsan D) Balık E) Koyun



16. Aşağıdaki parazitlerden hangisinin karşısında belirtilen formu insanlar için enfektif değildir? Parazit A) Taenia solium



Form



B) Trichomonas vaginalis C) Enterobius vermicularis D) Strongyloides stercoralis



Trofozoit Yumurta



E) Taenia saginata



Yumurta



Sistiserkus larva



Filariform larva



Sorunun amacı parazitetlerin bulaşma formlarının bilinmesidir. Taenia saginata, sığır etindeki sistiserkus larvalarla bulaşır.



Sorunun amacı ara konağa gereksinim göstermeden insandan insana bu/aşabilen teksestodun Hymenolepis nana olduğunun bilinmesidir. Hymenolepis nana cüce şerit olarak da bilinir. Ara konağa gereksinim göstermeden, insandan insana bulaşabilen tek sestoddur. Dışkıda bulunan yumurtaların yutulması ile bulaşır ve yumurtadan çıkan onkosfer bağırsak villuslarında önce sistiserkoid sonra erişkin hale gelerek bağırsağa tutunur. Atılan gebe halkadan çıkan yumurtalar enfektiftir ve bazen bağırsakta açılarak sistiserkoid larva ve erişkin haline dönebilir (hiperenfeksiyon). Bağırsakta hem larva hem erişkin şekli bulunabilir. Doğru cevap: C



Taenia solium , domuz etindeki sistiserkus larvalarla bulaşır. Trichomonas vaginalis, kist formu olmayan protozoondur. Trofozoit formda bulaşır. Enterobius verm icularis, insana yumurtalarının ağız yoluyla alınmasıyla bulaşır. Strongyloides stercoralis, insana temel olarak deriden filariform larvalar ile bulaşmaktadır. Bulaşmada direkt temas söz konudur.



19. Kist hidatik etkeni Echinococcus granulosus insana hangi formuyla bulaşır?



Doğru cevap: E



17. Aşağıdaki parazitlerden hangisinin, evrimini tamamlaması için zorunlu ara konağa gereksinimi vardır? A) Trichomonas vaginalis C) Giardia lamblia



B) Taenia saginata D) Trichuris trichiura



E) Ascaris lumbricoides



A) Protoskoleks C) Ookist



B) Yumurta D) Sporozoit E) Metaserkarya



Daha önce de benzerleriyle sık olarak karşılaştığımız parazitlerin bulaş formlarının bilinmesi ile ilgili sorudur. Echinococcus granulosus, erişkin köpek, kurt...gibi köpekgillerin bağırsağında bulunurlar. Normalde



PARAZİTOLOJİ



27 3



PARAZİTOLOJİ



2



köpek-koyun-köpek şeklinde bir döngü süregiderken insan arakonak olabilir. Bulaşma köpekten çıkarılan yum u rta la rın alınm asıyla olur._Yumurtalar sindirim sisteminde açılır, onkosfer bağırsağı aşarak dolaşıma geçer. Genelde KC’de tutulur, yaklaşık % 10-30’u akciğerlere ulaşarak orada tutulur. Daha az oranlarda diğer organ/ dokulara yayılır (beyin, göz, böbrek, kas, kemikler). Kist, yerleştiği yerde 1-2 yıl içinde protoskoleksler geliştirir. Berrak kist sıvısı içinde protoskoleksler (hidatid kum), çevrede çimlenme zarı, bunun dışında kütikül tabakası bulunur. En dışta konağın yanıtı sonucunda gelişen bir fibröz kapsül vardır. Doğru cevap: B



3.



Aşağıdaki parazit enfeksiyonlarının hangisinde hemoptizi görülür? A) Par agonimus vvestermani B) Clonorchis sinensis C) Fasciola hepatica D ) Schistosoma hematobium E) Fasciolopsis buski



Paragonimus vvestermani; insanlara tatlı su balıklarındaki enkiste metaserkaryalar ile bulaşır. Bağırsaktan migrasyonla akciğere ulaşır. Asıl semptomu kronik öksürük ve kanlı balgamdır. Tedavide praziquantel verilir. Doğru cevap: A



TREMATODLAR V_____________________________________________________________________________________________________________ 4



1.



4.



Aşağıdaki parazitlerden hangisinin Portal Hipertansiyona neden olma olasılığı en yüksektir?



A) Fasciola hepatica B) Opistorchis felineus C) Clonorchis sinensis



A) Ascaris lumbricoides B) Schistosoma mansoni C) Strongyloides stercoralis D) Fasciola hepatica



D) Echinococcus alveolaris E) Schistosomia hematobium



E) Dracunculus medinensis İlk giriş yerinde kaşıntılı bir deri döküntüsü olabilir, ilerleyen aşamalarda ağır allerjik yanıt oluşabilir. S. mansoni, S. japonicum’da serum hastalığı benzeri gelişen klinik tabloya Katayama ateşi adı verilir. KC tutulumu sonucunda siroz ve portal hipertansiyon gelişebilir. Barsak tutulumu, genital tutulum ile fibrotik değişiklikler izlenebilir. Özellikle S. haematobium infeksiyonlarında mesane lezyonları, hematüri görülür. Mesane kanseri gelişimiyle ilişkili olduğu saptanmıştır. Ayrıca beyin tutulumu, korpulmonale, penis ve skrotumda pseudoelefantiyaz, vulvar ülsere papiiloma da neden olabilir. S. mansoni/japonicum; rektal prolapsus, hemoroid fistüle neden olabilir.



Bithionol aşağıdakilerden hangisinin tedavisinde kullanılmaktadır?



Yukarıdaki parazitlerin hepsi karaciğer tutulumu gösteren parazitlerdir ve ilki hariç hepsinde praziquantel kullanılabilmektedir. Muhtemelen oksidatif fosforilasyonun eşleşmesinde (coupling) etki eden Bithionol ve Rafoxanide antifasciolasis ajanlar olarak bilinir. Doğru cevap: A



5.



Praziquantel aşağıdaki kurtlardan tedavisinde ilk seçenek değildir? A) Schistosoma mansoni B) Opisthorchis felineus



Doğru cevap: B



C) Fasciola hepatica D) Paragonimus vvestermani



2.



E) Fasciolopsis buski



Schistosomanın aşağıdaki formlarından hangisi salyangozlar için bulaşıcıdır? A) Miracidium



B) Serkarya



C) Metaserkarya



D) Yumurta E) Erişkin



Yumurtalar idrar ya da dışkı ile atılınca tatlı suya ulaşan yumurtalardan çıkan miracidiumlar yüzerek uygun bir salyangoza girer. Burada çeşitli aşamalardan geçerek çatal kuyruklu serkarya halinde suya bırakılır. Redia dönemi bulunmaz. Bu serbest dolaşan serkaryalar son konağın derisini delerek bulaşırlar. Diğer trematodlar konağa metaserkarya formunda suların içilmesi ile bulaşırlar. Konağa giren etken dolaşıma karışarak önce akciğerlere oradan karaciğere ulaşır. Karaciğerde kronik inflamasyon fibrozise neden olabilir. Schistosoma daha sonra mesane venlerine yerleşerek mesane lezyonları ve hematüriye neden olabilmektedir.Mesane kanseri ile ilişkili olduğu saptanmıştır.



hangisinin



Praziquantel, Fasciola hariç, bütün önemli trematodların (yassı solucan, fluke)tedavisinde ilk seçenek olan ilaçtır. Yukarıdaki parazitlerin hepsi trematod olup Schistosomalar kan fluke’leri, Opisthorchis türleri ve Fasciola karaciğer flukeleri, Paragonimus akciğer flu ke ’si kelebek ve Fasciolopsis barsak fluke’si olarak geçer.



Anemiye Yol Açan Helmintler O Ancylostoma duodenale O Necator americanus O Trichuris trichuria



V



O Diphyllobothrium latum (hiperkrom megaloblastik anemi)



J



"Paragonimus westermani’nin hayat siklusu” başlıklı şekile bakınız.



Doğru cevap: A Doğru cevap: C



275



Salyangozlarda



Serbest yüzen Cercaria'lar Enfektif evre Penetrasyon sırasında kuyruğunu kaybeder



Salyangozdaki döngü 3-5hafta



İntrahepatik portal/kanda matür kurtçuk



Salyangoz dokularını penetre eder.



Kan damarlarında erişkin kurtçuk



Mirasidium (suda 15 saatten fazla canlı kalır) Diyagnostik evre



Salyangoz'da Sindirim sistemi



‘ Infektif dönem Midede exkist Barsakjdjuvarından penetrasyon Karın .boşluğu Diaframdari, penetrasyon \ Plevrai kavite Akciğer ve diğer dokulardaki kist ^kavitesinde olgunlan bulunur Alındıktan yumurta oluşumuna kadar 2-3 ay Embriyonsuz yumurta(Üı ‘



Miracidium salyangoza penetre olur



Suda embriyonlu yumurta Dışkıda tanısal dönem ID:06s265



PARAZİTOLOJİ



insanlarda



27 6



PARAZİTOLOJİ



6.



Schistosoma haematobiumun rezervuar konakçısı aşağıdakilerden hangisidir? A)



Primatlar



B) Kuşlar



C) Kedi



D) Köpek E) Domuz



Tatlı sularda açılan yumurtalardan çıkan larvalar (mirasidya) salyangozlara girer ve burada serkaryalar üretmek için gelişip, çoğalmaya başlarlar. “Schistosomaların Yaşam Döngüsü” başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: A



Bütün trematodlar kompleks biraseksüel reprodüktif siklus geçirirler. Bir yada birden fazla ara konağa ihtiyaç gösterirler. Taze sularda ilk konakçıları olan salyangozdan itibaren birçok larval evre geçirirler. Suda gelişen salyangozları enfekte eden ilk larva miracidiumdur. Daha sonra diğerleri takip eder. Doğru cevap: A



10. Schistosomiasisde insan vücuduna giriş yapan organizma formu aşağıdakilerden hangisidir? A) Miracidium



B) Sporocyst



C) Rediae



D) Cercaria



E) Metacercaria



f 7.



Aşağıdakilerden bulaşabilir?



hangisi



deriyi



delerek



A) Echinococcus granulosus B) Schistosoma mansoni C ) Trichuris trichiura D) Enterobius vermicularis



E) Trypanosoma cruzi Schistosomalartaze sularda yaşayan trematodlar olarak, su ile uğraşanlarda (balıkçılar vb) deri yoluyla bulaşırlar. Doğru cevap: B



- S erkarya formunda bulaşan



11. Aşağıdakilerden hangisinde yumurtası beklenir?



- Siroza neden olan



8.



Schistosoma türleri dışında cerceria'lar ikinci bir ara konakta ve bitkiler üzerinde kistleşerek metacerceria şekline dönüşür ve kesin konak tarafından alınmayı bekler. Doğru cevap: D



Schistosoma - Deriden giren trematod



v



Konakta bulunan erişkinler tarafından dış ortama salınan yumurtalarda miracidium denilen larva bulunan yumurtada çıkan silli miracidium'lar salyangoza giderek çoğalmaya başlar. Salyangozda sililerini kaybederek sporokiste dönüşür. Bunların içinde insan için enfektif çok sayıda cerceria oluşur. Schistosoma türleri dışındaki trematodlarda redia evresi de bulunur. Cerceria salyangozdan çıkar ve tatlı suda yüzer. Kesin konağına deriden girer. Kuyruğunu kaybederek Schistosoma'ya dönüşür ve karaciğerde gelişimini sürdürür.



- Mesane kanseri yapabilen - İd ra rd a atılan



J



Aşağıdaki parazitlerden hangisi karaciğerde presinüzoidal portal hipertansiyon yapar? A) Schistosomia B) E.histolytica C) Echinococcus alveolaris D) Giardia E) Clonorchis sinensis



Deriyi geçerek vücuda giren schistosoma kan yoluyla intrahepatik portal dolaşıma katılır. Burada parazitlerin büyümesi sonucu portal kan basıncı presinüzoidal olarak artar.



parazit



A) Schistosoma hematobium B) Trichuris trichiura C ) Toxoplasma gondii



D) Hymenolepsis nana E) Trichomonas vaginalis Schistosoma yumurtaları hem gaytada hem de idrarda bulunabilir. S.hematobium genelde idrarda tespit edilir. Doğru cevap: A



12. Aşağıdaki parazitlerden hangisinin bir malignite ile ilişkisi vardır? A) Fasciola hepatica



Doğru cevap: A



idrarda



B) Echinococcus granulosus



C) Clonorchis sinensis D) Trichobilharzia 9.



İnsan trematodlarımn taze sulara bıraktığı yumurtalardan oluşan ilk larva aşağıdakilerden hangisidir? A) Miracidium



B) Sporokist



C) Rediae



D) Cercaria



E) Metacercaria



E) Toxocara canis Karaciğeri tutan bir trematod (fluke yassı solucan) olan Clonorchis sinensis’in kolanjiokarsinom ile ilişkisi gösterilm iştir (Çin). Aynı şekilde M ısır’da Schistosoma hematobiuma bağlı mesane kanseri (epidermoid) en sık görülen kanserdir. Doğru cevap: C



13. Ateş, kanlı ishal veya kanlı idrar ve kilo kaybı aşağıdaki hangi parazit enfeksiyonunu düşündürür? A) Leishmania C) Schistosoma



B) Toxoplasma D) Trichinella E) Strongyloides



Kan trematodları olan Schistosomiada erkek ve dişi parazit eşleştikten sonra, yumurtalar intestinal lümene (S.japonicum ve mansoni) veya GUS’e (S.hematobium) ulaşmak zorundadır. Hastalığın akut döneminde (4-6 hafta) ateş, kanlı gayta veya idrar ve kilo kaybı olur, kronik dönemde S.mansoni ve japonicum başta karaciğer sirozuna yolaçarken ve diğer organlara da yerleşebilirken yerleşirken, S.hematobium hidronefroz ve mesane kanseri yapar. Doğru cevap: C



14. Schistosomiasis tedavisinde hangisi tercih edilmelidir?



aşağıdakilerden



16. Erişkin formu akciğerlere yerleşen; dispne, hemoptizi, öksürük, göğüs ağrısı ve pnömonik infiltrasyona yol açan parazit aşağıdakilerden hangisidir? A) Paragonimus westermani B) Ascaris lumbricoides C) Fasciola hepatica D) Echinococcus granulosus E) Giardia intestinalis Paragonimus vvestermani, bir akciğer trematodudur. iyi pişirilmeden yenen yengeç ve İstakozlar ile bulaşan metaserkaryalar intestinal duvarı delerek peritonu, sonra diafragmayı, sonra da plevral kaviteyi geçerek akciğer parankimine ulaşır ve erginleşir. Akciğer infeksiyonuna yol açar. Kronik bronşit ya da bronşiektazi belirtileri verir. Hemoptizi gözlenebilir. Doğru cevap: A



A) Metronidazol B) Mebendazol C) Praziquantel D) Niclosamide E) Primaquine Fasciola hepatica dışında diğer tüm trematodlarda ilk seçenek Praziquanteldir. Doğru cevap: C 15. Schistosoma mansoni’nin neden olduğu hepatosplenik şistozomiazisli hastalarda tam koymada en uvaun örnek aşağıdakilerden hangisidir? A) Balgam B) Bronkoalveolar lavaj C) Dışkı D) Safra salgısı E) Periferik yayma Sorunun amacı Schistosoma ailesindeki parazitlerin tanısında hangi örneğin alınacağının bilinmesidir. Schistosom a’ların bilinm ektedir: S. S. haematobium.



insanda önemli japonicum , S.



3 türü mansoni,



S. haematobium, mesane venlerine yerleşir. İdrarda yumurtası saptanır. S. japonicum , ince bağırsak, çıkan kolona yerleşir. Dışkıda yumurtası saptanır. S. mansoni, rektum, inen kolona yerleşir. Dışkı, nadiren idrarda yumurtası saptanır. Doğru cevap: C



17. Schistosoma haematobium’un yaşam siklusu aşağıdakilerden hangisidir? A) insan - su yumuşakçası - insan B) İnsan - su yumuşakçası - yengeç - insan C) İnsan - kara yumuşakçası - bitki - insan D) insan - su yumuşakçası - bitki - insan E) İnsan - su yumuşakçası - balık - insan Sorunun amacı termatod ailesindeki parazitlerin yaşam döngüsünde su yumuşakçasının bilinmesidir. Schistosoma’nın serkarya formuyla deri yolundan diğer trematodların ise metaserkarya formunda yutularak bulaştığı da sorulabilir.



PARAZİTOLOJİ



277



PARAZİTOLOJİ



278



Trem atodlar, yapraksı solucanlar olarak da anılırlar. Yaprağa benzer tek parçalı bir yapıdadırlar (Schistosoma daha uzun solucanımsı bir yapıdadır). Bir ya da daha çok sayıda çekmenleri vardır ve sindirim sistemleri kör olarak sonlanır. Schistosoma hariç hermafrodittirler ve kapaklı yumurtalara sahiptirler. Erişkin şekilleri vertebralılarda bulunurken larva dönemleri bir salyongoz cinsinde geçer ve bu salyangoz cinsi coğrafi dağılımlarını belirleyen en önemli belirleyicidir. Yaşam döngüleri karışık fakat genel anlamda birbirine benzerdir. İnsandan atılan yumurtalar içinde mirasidyumlar vardır. Bu mirasidyumlar eğer uygun konak olan yumuşakçaya ulaşırlarsa döngü devam edebilir. Burada sporokist ve redia yapıları oluşur ve bu yapılardan dış ortama serkaryalar salınır. Serkaryalar (cercaria) diğer bir ara konakta ya da su bitkilerinde kistleşerek beklerler (m etaserkarya) ve insan tarafından alınınca erişkin aşamaya gelerek enfeksiyon oluştururlar. Schistosoma serkaryaları ise suda yüzerek deriden insanları enfekte edebilir. D o ğ ru cevap: A



19.



Aşağıdaki parazitlerden hangisi insana serkarya formu ile bulaşır? A) Plasmodium vivax B) Leishmania donovani C) VVuchereria bancrofti D) Schistosoma haematobium E) Trypanosoma rhodensiense



Benzer sorularla daha önce de karşılaşm ıştık. Schistosoma’nın serkarya formuyla deri yolundan diğer trematodların ise metaserkarya formunda yutularak bulaşır. Schistosoma haematobium, serkarya formunda deriden bulaşan tek trematoddur. Plasm odium vivax, sivrisinekten insana sporozoit formunda bulaşan protozoondur. Leishmania donovani, vektörden amastigot formunda bulaşan protozoondur. VVuchereria bancrofti, sivrisineklerden larva formunda bulaşır. Trypanosoma rhodensiense, vektörden trimastigot formda bulaşır.



18. Fasciola hepatica aşağıdaki formlardan hangisinin oral yoldan alınmasıyla bulaşır? A) Mirasidyum B) Sporokist C) Serkarya



Doğru cevap: D



20. Aşağıdakilerden hangisi trematod grubunda yer alan parazitlerden biridir? A) Taenia solium



D) Metaserkarya



B) Necator americanus



E) Operkulum



C) Hymenolepis nana



Benzer sorularla daha önce de karşılaşm ıştık. Trematodların bulaş yollarını tekrar hatırlayalım. S c h is to s o m a ’n ın s e rk a ry a formuyla d e h yolundan d iğ e r t r e m a t o d la r ı n ise m e t a s e r k a r y a formunda y u t u la r a k bulaşır. Fasciola hepatica, koyunların parazitidir. İnsanlar rastlantısal konaktır. Yumurtaları kapaklıdır. Metaserkarya formunda bulaşır. Karaciğer ve sara yollarına yerleşimi sıktır. Safra yollarına yerleşme döneminde; ateş, karın ağrısı, ishal ve eozinofili başlıca semptomdur. Eozinofili, kolanjit ve tıkanma sarılığına neden olur. Biliyer siroz gelişimi sıktır. Koyun karaciğeri yiyenlerin de dışkısında yumurta görülebilir (yalancı parazitlik). Mirasidyum, trematodların insandan atılan yumurtalarında bulunan formdur. S p o ro k is t, m irasidyum lar eğer uygun konak olan yumuşakçaya ulaşırlarsa döngü devam edebilir. Burada sporokist ve redia yapıları oluşur ve bu yapılardan dış ortama serkaryalar salınır. Doğru cevap: D



D) Fasciola hepatica E) VVuchereria bancrofti Parazitlerin sınıflandınlmasının bilinmesi gereken direkt ezber sorusudur. Fasciola hepatica, trematoddur. Taenia solium, Hymenolepis nana, sestoddur. N ecator a m e rica n u s, nematoddur.



VVuchereria



b a n c ro fti,



Doğru cevap: D



21. Schistosoma türlerinin aşağıdakilerden hangisidir? A) Serkarya B) Metaserkarya C) Sporokist D) Mirasidyum E) Filariform larva



enfektif



formu



Benzer sorularla daha önce de karşılaşm ıştık. Schistosoma’nın serkarya formuyla deri yolundan diğer trematodların ise metaserkarya formunda yutularak bulaşır. Mirasidyum, trematodların insandan atılan yumurtalarında bulunan formdur. Sporokist mirasidyumlar eğer uygun konak olan yumuşakçaya ulaşırlarsa döngü devam edebilir. Burada sporokist ve redia yapıları oluşurve bu yapılardan dış ortama serkaryalar salınır. Serkaryaiar (cercaria) diğer bir ara konakta ya da su bitkilerinde kistleşerek beklerler (m etaserkarya) ve insan tarafından alınınca erişkin aşamaya gelerek enfeksiyon oluştururlar. Schistosoma serkaryaları ise suda yüzerek deriden insanları enfekte edebilir. Doğru cevap: A e-------------------------------------------------------------------------- '



NEMATODLAR *___________________________________________________________ / 1.



Ağır hücresel immünite kusuru bulunan hastalarda yüksek mortaliteli hiperinfeksiyonlara neden olan helmint aşağıdakilerden hangisidir?



Kronik Strongyloides stercoralis infeksiyonlarının çoğunluğu asemptomatiktir. Ancak, bir nedenle immünite bozulursa gelişen otoinfeksiyonlar sonucu disseminasyon ile çok şiddetli, fatal olabilen hiperinfeksiyon tabloları ortaya çıkabilir. Hematolojik malignitelilerde sıktır. Oto-infeksiyon gelişen barsak bölgelerinden enterik bakteriyel etkenlerin de kana invazyonu sonucunda sepsis tabloları gelişebilir. Parazit dolaşıma geçerek organ belirtilerine neden olur. Akciğer (sıklıkla bronkospazm), karaciğer, kalp, beyin, böbrek gibi organlara yerleşir. Doğru cevap: E



3.



Akut miyeloblastik lösemi tanısı ile izlenmekte olan ellidört yaşındaki bir erkek hasta; aniden başlayan genel durum bozukluğu ve ateş nedeni ile acil servise başvuruyor. Sonraki dönemlerde ampirik antibiyotik tedavisine rağmen çoklu organ yetmezliği gelişen hasta kaybediliyor. Postmortem inceleme sırasında tüm visseral organların bir helmint larvası tarafından istila edildiği görülüyor. Bu hastada bu tabloya yol açan en olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Trichinella spiralis



A) Ancylostoma duodenale B) Hymenolepsis nana



B) Toxocara can is C) Paragonimus vvestermani



C) Strongyloides stercoralis D) Diphyllobothrium latum



D) Ascaris lumbricoides



E) Ascaris lumbricoides Strongyloides stercoralis infeksiyonunun, kancalı kurtlarda olduğu gibi kutanöz, pulmoner ve intestinal fazları vardır. Üst intestinal kanaldaki irritasyonları sonucunda peptik ülser benzeri belirtilere yol açar. Bu belirtileri olanlarda eozinofili belirlenmesi, tanısal öneme sahiptir. İnfeksiyon kronik hale geldikten sonra, bir nedenle immünite bozulursa gelişen otoinfeksiyonlar sonucu disseminasyon ile çok şiddetli, fatal olabilen hiperinfeksiyon tabloları ortaya çıkabilir. Hematolojik malignitelilerde sıktır. Parazit dolaşıma geçerek organ belirtilerine neden olur. Akciğer (sıklıkla bronkospazm), karaciğer, kalp, beyin, böbrek gibi organlara yerleşir. Larvanın barsak duvarını zedelediği bölgede süperinfeksiyon gelişebilir. Menenjit, peritonit gibi ciddi komplikasyonlarda görülebilir. Mortalite >%80’dir. Doğru cevap: C



2.



AIDS gelişmiş HIV infeksiyonlu hastalarda yaygın organ tutulumları ile seyreden hiperinfeksiyonlarda ilk düşünülmesi gereken intestinal ve doku nematodu aşağıdakilerden hangisidir? A) Necator americanus B) Trichinella spiralis C) VVuchereria bancrofti D) Trichuris trichiura E) Strongyloides stercoralis



E) Strongyloides stercoralis Trichinella spiralis bulaştan sonra ince barsaklara yerleşir. Çiftleşme sonrasında doğurulan larvalar adaleye yerleşir. Toxocara canis visseral larva migrans etkenidir. Yumurtalar köpek dışkısı ile alınır. Barsakta açılan yumurtalardan çıkan larvalar dolaşım ile organ ve dokulara göç eder. Sıklıkla karaciğere, beyne ve göze, bazen de böbrek, merkez sinir sistemi ve kaslara ulaşır. Yerleştiği organ ile ilgili yer işgal eden larva lezyonlarına neden olur. İnsanlarda erişkin forma ilerleyemez. Sonuçta ölürler. Oluşan allerjik reaksiyon ve granülomlar asıl patolojiyi belirler. Paragonimus vvestermani iyi pişirilmeden yenen yengeçler ile bulaşır. Metaserkaryalar, ince barsak duvarını delerek transperitoneal yoldan ulaştıkları diyafragmayı, sonra da plevral kaviteyi geçer. Akciğer parankimine ulaşır. Akciğer parankiminde, fibröz bir kapsül ile çevrelenmiş psödokistler içinde yaşar. Zamanla kistler genişleyince bronşiyollere açılır. Ascaris lumbricoides akciğerde larva foririm sistemine ulaştıktan sonra erişkin formda serbestçe yaşar. Strongyloides stercoralis infeksiyonunda kutanöz, pulmoner ve intestinal fazlar vardır. Peptik ülser benzeri belirtilere ve eozinofiliye yol açar. Kronikleşmeden sonra bir nedenle immünite bozulursa gelişen otoinfeksiyonlar sonucu disseminasyon ile çok şiddetli, fatal olabilen hiperinfeksiyon tabloları ortaya çıkabilir. Hematolojik malignitelilerde sıktır. Otoinfeksiyon gelişen barsak



PARAZİTOLOJİ



279



28 0



Konakçı vücudu



Dış ortam



PARAZİTOLOJİ



Sindirim yoluyla alınma



Mukozayı penetre eder ve gelişir



ö



Erkek Gebe dişi geceleri yumurtaları bırakmak üzere perianal bölgeye hareket eder.



Diyagnostik evre perianal kıvrımların üstündeki yumurtalar,



j ID:06s249



î



Y um urtayla bulaşan nem atodlar ]ı



Tür



;



-----



-



İlgili Hastalık/ Semptom



Bulaşma Şekli



-



.....



Tam



----Tedavi







Enterobius vermicularis (kılkurdu)*



Enterobiyazis (perianal kaşıntı)



Toz veya otoenfeksiyonla yumurtaların yenmesi



Perianal bölgede yumurtaların mikroskopik tesbiti



Trichuris trichiura (kamçı kurdu)



T ric h u ria z is (g e n e llik le asemptomatik; ağır hastalıkta ka rın a ğ rıs ı, k a n lı d iy a re , a p a n d isit, re k ta l prolapsus)



Yumurtaların yenmesiyle (Örn. gübre olarak insan pisliğinin kullanılması, kontamine gıda ve su)



M ikro sko p ta her ik i ucunda tık a ç bulunan fıç ı şeklinde yumurtalarıngörülmesi



Ascaris lumbricoides**



Ascariasis (Pnömonit [akciğerdeki larvalarla]; asemptomatik ya da ağır barsak enfeksiyonu; anestetik maddeler, ateş, ilaçlar, kurtların safra yolları ya da pankreas gibi yerlere göç etmesine neden olabilir. Kurt m iktarı çok fazlaysa çocuklarda barsak tıkanıklığı görülebilir)



Yumurtaların yenmesiyle (Örn. gübre olarak insan pisliğinin kullanılması, kontamine gıda ve su)



Safrayla boyanan yumru şekilli yumurtalar veya radyografi ve kolanjiografide 2070 cm uzunluğunda erişkin kurtların görülmesi; serolojik testlerde Trichuris ile çapraz reaksiyon verir.



Toxocara canis; Toxocara cati***



Toxocariasis (visceral larva migrans)



Yumurtaların yenmesiye Klinik bulgular; serolojik (örn. köpekle uğraşmak, testler pica a lış k a n lığ ı)



Bütün aileye pirantel p a m o a t; tu v a le t b e z le rin in a tılm a s ı



Mebendazol



Pnömonit sırasında destekleyici tedavi; ektopik yerleşimlerde cerrahi; mebendazol



Dietilkarbam azin veya tiabendazol



****



* ABD’ ndeki en sık rastlanan h e lm in t’dir. Boyu 2-5 mm’dir. ** Tüm dünyadaki en sık rastlanan h e lm in t’dir. Erişkinlerin boyu 20-25 cm ’dir. *** Köpeklerin %80’inde bulunur, çocuklara sık geçer. **** Hastalık kendiliğinden geçer, tedavi gerektirmeyebilir. İD :0 6 tl4



bölgelerinden enterik bakteriyel etkenlerin de kana invazyonu sonucunda sepsis tabloları gelişebilir. Parazit dolaşıma geçerek organ belirtilerine neden olur. Akciğer (sıklıkla, bronkospazm), karaciğer, kalp, beyin, böbrek gibi organlara yerleşir. Menenjit, peritonit gibi ciddi komplikasyonlar da görülebilir. Mortalite >%80’dir. Doğru cevap: E



4.



Aşağıdakilerden hangisi bulaşabilen nematoddur?



insandan



insana



A) Hymenolepsis nana B) Enterobius vermicularis C) Taenia solium D) Toxocara canis E) VVuchereria bancofti Kıl kurdu olarakta bilinir. Yaşam döngüsü insanla sınırlıdır. Rezervuar olarak hayvanlar rol almaz. Ortalama yaşam süresi 3-6 hafta arasında değiştir. Yumurtalar atıldığında henüz larva gelişmemiştir. Yumurtaların içinde 6 saatte larva gelişir. Bu formu ile bulaştırıcıdır. Anal bölgenin kaşınması sırasında tırnaklara bulaşır, böylece yakın temasta bulunduğu kişilere ve çevreye yayılır. Kentsel kesimde kırsal kesime göre daha yaygındır. “E. vermicularis’in yaşam döngüsü” başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: B



5.



Deriyi delerek organizmaya giren parazitleri birlikte görmeniz için hazırlanmış bir soru. Soruyu cevapladıktan sonra şıkları inceleyin. Schistosoma trematodlar içinde bulaşma yolu farklı olan tek parazittir. Yumurtalar idrar yada dışkı ile atılınca tatlı suya ulaşan yumurtalardan çıkan miracidiumlar yüzerek uygun bir salyangoza girer. Burada çeşitli aşamalardan geçerek çatal kuyruklu serkarya halinde suya bırakılır. Redia dönemi bulunmaz. Bu serbest dolaşan serkaryalar son konağın derisini delerek bulaşırlar. Diğer trematodlar konağa metaserkarya formunda suların içilmesi ile bulaşırlar. Çengelli solucanlar (Necator americanus, Ancylostoma duodenalejiçin insan tek konaktır. Dışkı ile çıkan yumurta nemli topraklarda içindeki larva oluşarak yumurtadan çıkar. Burada rabditiform ve daha sonra filariform larva oluşur. Filariform larva bulaşıcıdır ve insanın çıplak derisi ile temas ettiğinde deriyi delerek girerler. Kan dolaşımı yoluyla akciğerlere ulaşıp orada döngüyü tamamlayıp yutularak barsaklara ulaşırlar ve ince barsaklara tutunarak kan emmeye başlarlar ve hipokrom mikrositer anemiye neden olurlar. Strongyloides stercoralis insana temel olarak deriden filariform larva ile bulaşmaktadır. İnce barsakta döllenme olmadan yumurtlarlar ve bu yumurtadan larvalar gelişebilir. Larvaları iç otoinfeksiyona ve dış otoinfeksiyona neden olabilirler, immünsüpresif hastalarda sistemik yayılıma neden olabilirler. Taşıdıkları barsak florasına bağlı olarak sepsise neden olabilirler (Hiperinfeksiyon).



Aşağıdakilerden hangisi kaslarda yerleşerek miyalji, vaskülit, ağır psikiyatrik ve dolaşım bozukluklarına yol açabilen intestinal ve aynı zamanda doku nematodudur?



Enterobius vermicularis kıl kurdu olarak da tanınır. En sık rastlanan helmint hastalıklarındandır. insana yumurtalarının ağız yoluyla alınması ile bulaşırlar. Dişileri perianal bölgeye çıkarak yumurtalarını buraya bırakır ve tanıda selofanlı bant metodu ile anal bölgede yumurta aranır.



A) VVuchereria bancrofti B) Strongyloides stercoralis



Doğru cevap: E



C) Trichinella spiralis



D) Necator americanus



E) Trichuris trichiura T.spiralis en sık iskelet kasını tutar. Trişinozis iki durumda hayatı tehdit eder. Birincisi kalp kası tutulumudur. Kalbi en sık tutan helminttir. Ayrıca S.S.S’ni tutarak solunum arrestine neden olabilir. Kas yerleşimi sonucu myalji ve myozit gelişir. İnsan son konaktır. İnsandan insana bulaşmaz. Ateş, kas ağrısı, periorbital ödem, diyare ve eozinofili görülür. IgE artışı karakteristiktir. Kronik dönemde hemoptizi, SSS tutulumuyla menenjit ve ensefalit görülür. Çünkü larva bu dokulara da göç eder. Ölüm kalp yetmezliği ve solunum felci ile olur. Doğru cevap: C



7.



Aşağıdaki parazitlerden hangisi insana çiğ/az pişmiş et yemesiyle bulaşmaz? A) Toxoplasma gondii C) Taenia saginata



B) Enterobius türleri D) Taenia solium



E) Trichinella spiralis Enterobius yumurtaları dientamoeba fragilis bulaşmasında rol oynar. Enterobius insandan insana bulaşırken T.gondii (çiğ et) T.saginata (sığır), T.solium (domuz), T.spiralis (domuz) et ile bulaşan hastalıklardandır. Doğru cevap: B



6.



Aşağıdaki parazitlerden hangisi deriyi delerek organizmaya bulaşmaz? A) Ancylostoma duodenale B) Necator americanus C) Strongyloides stercoralis D) Schistosoma E) Enterobius vermicularis



8.



Deriyi delerek insana bulaşan aşağıdakilerden hangisidir? A) Schistosoma haematobium B) Dranculus medinensis C) Necator americanus D) Ascaris lumbricoides E) Enterobius vermicularis



nematod



PARAZİTOLOJİ



281



PARAZİTOLOJİ



282



Nem atodlar içinde çengelli solucanlar (Necator, Ancylostoma), S.stercoralis deriyi delerek insanı infekte edebilir. Schistosoma serkaryaları da suda insan derisini delerek bulaşır fakat bir trematoddur. D.medinesis deriyi delerek hastalık tablosunu yaratsa da bulaş sindirim sisteminden larvaların alınmasıyla olmaktadır. “Yumurtayla bulaşan nematodlar” başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: C



9.



Aşağıdaki nematodlardan hangisinin döngüsünde akciğer dönemi ver almaz?



yaşam



A) Asgaris lumbricoides B) Necator americanus



Ascaris lumbricoidesin tek konağı insandır. Yumurta ile atılan döllenmiş yumurtalar ancak toprakta belirli bir aşama geçirdiklerinde infektif olabilirler. Böyle bir yumurta ağız yoluyla alınınca ince barsakta larva dışarıya çıkar ve barsağı delerek KC ve oradan akciğerlere ulaşır. AC’Ierde 8-10 gün süren göçü takiben trakeaya gelen larvalar yeniden yutularak barsağa ulaşırlar ve orada bir gömlek daha değiştirerek seksüel olgun erişkin hale gelirler. Ağız yolundan alındıktan yaklaşık 2-3 ay sonra dışkıda yumurtalar görülmeye başlanır. Barsakta yaşam süreleri yaklaşık 1 yıldır. Tam anlamıyla bir toprak parazitidir ve bulaşmasında toprakla temas önemli rol oynar. Klinikte AC göçü sırasında bir yer değiştiren pnömoni (Loeffler pnomonisi) saptanır. Doğru cevap: E



C) Enterobius vermicularis D) Ancylostoma duodenale



12. Özellikle erkeklerde körlüğe yol açan parazit



aşağıdakilerden hangisidir?



E) Strongyloides stercoralis Nem atodlar genellikle yaşam döngülerinde akciğere uğrarlar. En meşhuru Asgaris lumbricoides (löffler pnomonisi), ve kancalı kurtlardır. Enterobius vermicularis ise yumurta olarak alındıktan sonra barsakta açılır ve dişi yumurtalarını anal bölgeye bırakır. Tanıda selofanlı bant yöntemi ile yumurtalar görülerek tanı konur. Tedavisi mebendazoldür. Trichuris trichuria da akciğer döngüsü yapmaz. Doğru cevap: C



A) Onchocerca volvulus B) Loa loa C) Mansonella steptocerca D) Opistorchis felineus E) Toxocara canis Onchocerca volvulus tropikal bölgelerde görülen nehir körlüğünün etkenidir. Bu parazit Simulium cinsi sineklerin sokması ile bulaşır. Mikrofilaryaların yerleşimi ve yayılımı ile klinik bulgular ortaya çıkar. Doğru cevap: A



10. Yumurtalarını perianal bölgeya bırakan parazit aşağıdakilerden hangisidir?



13. Toxocara canis'in bulaş yolu aşağıdakilerden hangisidir?



A) Ascaris lumbrikoides A) Yumurtanın ağızdan alımı



B) Enterobius vermicularis C) Fasciola hepatica D) Strongyloides stercoralis



B) Larvanın ciltten penetrasyonu C) Larva içeren et yenmesi



E) Trichuris trichura



D) Vektör ile alınması E) Larvanın ağızdan alınması



Sorunun cevabı sıkça sorulması ile bilinen bir cevap. Strongyloides dışında diğerlerini yumurtaları dışkı ile atılır ve diğer kişilere ağız yolu ile bulaşır. Strongyloides türlerinde bazı larvalar perianal bölgeye ulaşarak burada filariform larvalar oluştururlar ve deriyi delerek kana geçerler (dış otoinfeksiyon). E. vermicularisin dişisi geceleri perianal bölgeye yumurtalarını bırakmaktadır. Bu nedenle tanıda dışkıda yumurta aranmaz.Tanıda asıl yöntem anal bölgeye selofan bant yapıştırılıp yumurtaların tesbitidir. Doğru cevap: B1



11.



Aşağıdaki etkenlerden bulaşmaz? A) Plasmodium vivax



hangisi



bir



vektörle



B) P. falciparum



C) Babesia microti D) VVuchereria bancrofti E) Ascaris lumbricoides



Parazitlerin Bulaş Yolları: Yumurtanın ağızdan alınması ile bulaşanlar: • Ascaris lumbricoides • Toxocara canis • Trichuris trichura • Enterobius vermicularis İnfektif formu kist olanlar: • E. histolytica • G. lamblia Larvanın ciltten penetrasyonu: • Schistosoma • Strongyloides stercoralis • Kancalı kurtlar • Vektör ile • Oncocerca volvulus • VVucheria bancrofti



28 3



D o ğ ru cevap:



14.



A) E histolytica



A



A)Ascaris



B) E. vermicularis



C) Strongyloides stercoralis D) T trichura E) Loa loa Intestinal nematodlar: • Ascaris lumbricoides • Enterobius vermicularis • Strongyloides stercoralis • Necator ve Ankilostoma • T. trichura Doku Nematodları • Toxocara canis • Ancylostoma brasiliensis • Trichinella spiralis • Dracunculus medinensis Filaryal Nematodlar • VVuchereia bancrofti • Brugia malayi • Onchocerca volvulus • Loa loa • Mansonella türleri • Dicrofilaria türleri Doğru cevap: E



15.



Kalbi en sık hangisidir?



tutan



B



17. Mango sineği ısırığı ile bulaşan, en çarpıcı bulgusu gözde erişkin kurt görülmesi olan parazit hangisidir? A) Onchocerca volvulus B) Loa loa C) Trichinella spiralis D) Dracunculus medinensis E) Trichuris trichura Loa loa; mango sineği ısırığı ile bulaşır. Gözde konjuktivada erişkin kurt görülür. Geçici, lokalize noneritematöz subkutan ödeme neden olabilir. Bu ödeme "Kalabar ödemi" adı verilir. Tanı kan yaymasında mikrofilaryaların görülmesiyle konur. Tedavide dietil karbamazin kullanılır. D o ğ ru cevap:



helmint aşağıdakilerden



B



18. Yumurtası dışkıda çoğunlukla bulunmayan nematod aşağıdakilerden hangisidir? A) T. trichura B) Ascaris lumbricoides C) Ancylostoma duodenale



B) Entemoeba histolytica C) Strongyloides stercoralis



D) Enterobius vermicularis E) Necator ameri canus



D) Enterobius vermicularis E) Asgaris Lumbricoides Trişinozis 2 durumda hayatı tehdit eder. Bunlardan birincisi kalp kası tutulumudur. Kalbi en sık tutan helminttir. Ayrıca SSS'ini tutarak solunum arrestine neden olabilir. T spiralis en sık iskelet kasını tutar. Tanı kas biyopsisi ile yapılır. Periorbital ödem ve eozinofili sık görülür bulgulardır.



İnsan hem son hem ara konak



E vermicularis'in yumurtası dışkıda pek bulunmaz. Tanıda anal bölgeye selofan bant yapıştırılarak yumurtalar saptanmaya çalışılır. D o ğ ru cevap:



D



19. Loeffler pnömonisinin etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Loa loa C)T.spiralis



O Trichinella spiralis: O T. Solium o Hymenolepsis nana (?)



Doğru cevap: A



D) T. trichura E) Ascaris



Gazlı bez üzerine fekaloid materyal koyulup süzülen sıvıda santrifüjle strongyloides izolasyonuna Baermann testi denir. Harada-Mori testinde ise larvaların oluşumunu görmek için gayta inkübe edilip mikroskopta incelenir. D o ğ ru cevap:



A) Trichinella spiralis



V



parazitin



B) Strongyloides



C) Giardia



Aşağıdakilerden hangisi filaryal nematodudur?



hangi



J



B) A. lumbricoides D) A. duodenale E) V.volvulus



A. lumbricoides’in seyrinde akciğer göçü sırasında birkaç yer değiştiren pnömoni (löffler pnömonisi) saptanır.



PARAZİTOLOJİ



16. Baermann tekniği aşağıdaki tanısında kullanılır?



Larvanın ağızdan alınması ile bulaşanlar: • Trichinella spiralis • Tenyalar



N em atodların önem li ö zellik leri



PARAZİTOLOJİ



I



Etken



Bulaştırıcı



Ascaris lum bricoides



Yumurta



Hastalık yapan şekil



Vektör



Yok



Ara konak



Larva (akciğerde) Erişkin (barsaklarda)



Yok



İnsan



Dışkıda yumurta



Var



Ek bilgi



L ö ffle r pnömonisi



I



I



|



I



Kesin konak



Enterobius verm icularis



Yumurta



Yok



Erişkin



Yok



insan



Nadir



Selofanlı bant ile tanısı konur



Trichuris tr ic ­ hura



Yumurta



Yok



Erişkin



Yok



insan



Var



Rektum prolapsusu, yumurtası limon şeklinde



insan, domuz



insan, domuz



Yok



D irekt olarak larva doğurur. Kesin ve ara konağı aynı olan te k nematod budur.



Trichinella spiralis



Larva



Yok



Erişkin (enterit) Larva (Kas ağrısı)



Toxocara canis ve catis



Yumurta



Yok



Larva



İnsan



Köpek ve kedi



Yok



insanda erişkin yok



Strongyloides



Flariform larva



Yok



Erişkin Larva



Yok



İnsan



Nadir



AlDS’ lilerde solucan­ lar fetusa bulaşabilir



Ancylostoma duodenale



Flariform larva



Yok



Erişkin Larva



Yok



insan



Var



Tüm çengelli solucanlar fetusa bulaşabilir



r



I______________ I Ancylostoma braziliensis, ceylanicum



I Flariform larva



Yok



Larva



Yok



Kedi, köpek



Yok



İnsanda erişkin yok, tesadüfen hastalık yapar



Larva



Sivrisinek



Larva erişkin



Sivrisinek



İnsan



Yok



Gece 22’de kan yayması ya p ılır



Dracunculus medinensis (Me­ dine canavarı)



Larva



Yok



Erişkin Larva



Cyclops



insan



Yok



Cyclopsun (küçük deniz kabuklusu) yutulması ile bulaşır



Loa loa



Larva



Sinek



Larva, erişkin



Sinek



insan



Yok j



Onchocerca volvulus



Larva



Sinek



Sinek



insan



Yok



W ucherichia | bancrofti



-------------------L



I!



Larva



Körlük yapar



I ________________ İL ID : 0 6 t l4 7 İ



O Nematodların bir çoğu lavra olarak alındıktan sonra akciğere u ğ rarlar. (E. verm icularis, T . trichura hariç).



V



J



D o ğ ru cevap:



21. Visseral larva migrans aşağıdaki hayvanlardan hangisinin dışkıları ile bulaşır? A) Kuşlar B) Sığır C ) Köpek D) İnsan



B



E) Kemirgenler 20.



Trichuris trichura tedavisinde aşağıdakilerden hangisi kullanılır? A)



Pirantel pamoat



C) Mebendazol



B) Trabendazol D) Metranidazol



E) Tetrasiklin T. trichura tedavisinde mebendazol kullanılır. D o ğ ru cevap: C



Visseral larva migrans, Toxocara canisin oluşturduğu klinik tablodur. İnsanlara köpek dışkısı yolu ile bulaşır. Parazitleri insan dokusunda olgulaşmasa da, larvaları hastalık oluşturabilir. Dışkıda T. Canis yumurtaları bulunmadığından tanıda serolojik testler önemlidir. Doğru cevap: C



22. Aşağıdakilerden hangisi arasında ver almaz?



flajelli



protozoalar



A) Ascaris iumbricoides B) Giardia lambiia C) Leishmania donovani



İnsanda deri altına yerleşen ve ülsere olan lezyonlardan sulara yumurta bırakan D.medinensis siklopslar aracılığıyla aquatik bir siklus geçirir. İçme suyu ile alınan larvalar yaklaşık 1 yıl sonra klasik hastalık tablosunu oluştururlar. Niridazol tedavide yardımcıdır. Parazit deri altından çıkartılır. Doğru cevap: A



D) Trypanosoma cruzi E) Trichomonas tenax G.lambiia, Leishmania, Trypanosoma ve Trichomonas türleri fiajellatlar arasında yer alır. Dientamoeba fragilis de flajelatlar sınıfında yer almasına rağmen, bir flajellumu yoktur ve tek bir düz psödopod ile yavaşça hareket eder. Ascaris ise bir nematoddur.



25. Aşağıdakilerden hangisi nehir körlüğü etkenidir?



Doğru cevap: A



Capillaria hariç yukarıdakilerden hepsi dolaşımdaki mikrofilariaları ile hastalık yapan etkenlerdir. Bunların arasında interstisyel sıvılarda dolaşması nedeniyle en çok zarar veren Onchocerca Afrika’da korkulan nehir körlüğü etkenidir. Bulaşması simulium karasineği ile gerçekleşir.



23. Trichinella spiraliste hangisi ile konur? A) Gayta mikroskopisi C) Aglutinasyon testi



tanı



aşağıdakilerden



B) Kas biopsisi



A) Brugia malayi



B) Loa loa



C) Onchocerca volvulus D) Mansonella perstens E) Capillaria philippinensis



Doğru cevap: C



D) Kan kültürü



E) Gayta kültürü T. spiralis, iyi pişmemiş etlerden (en sık domuz eti) bulaşır. Hayvanlarda çizgili kas içinde yaşar. Yaşam döngüsü için iki konak gereklidir. Nematodlar içinde yalnız Trişinella spiralisin ara konakları aynı zamanda kesin konaklarıdır. Larva bütün organ ve dokularaka yayılabilir. Ancak sadece çizgili ve istemli kaslara ulaşabilenler enfekte larva şekline dönüşür, diğerleri ölürler. Kistler genellikle bir yılda kalsifiye olur. Kas yerleşimi sonucu myalji, myozit vardır. Periorbital ödem görülür. Kan tablosuna eozinofili hakimdir. TANI: Kas biopsisi Bentonit flokülasyon testi %90 hastada pozitif sonuç verir. TEDAVİ: Tiabendazol en etkili ilaçtır. Ağır vakalarda kortikosteroidler kullanılır. En tehlikeli komplikasyonları kalp tutulumu (kardiak arrest, kalp yetmezliği yapabilir) ve beyin tutulumu (solunum arresti yapabilir)



26. Aşağıdakilerden hangisi Ascariasis için beklenen bir bulgu değildir? A) Loeffler sendromu B) Balgamda larva bulunması C) Pruritus ani D) Ürtiker, astım E) Bulantı, kusma Ascaris İumbricoides larval migrasyon safhasında geçici bir pnömoni ve eozinofil infiltrasyonu yapabilir. Bu durum Loeffler sendromu olarak bilinir. Ayrıca hipersensitif hastalarda genel olarak ürtiker veya astım tablosu olabilir. Balgamda larva saptanması halinde tanı koyulabilir. Yetişkin kurtlar bulantı, kusma, intestinal obstrüksiyon yapabilir. Ağır enfeksiyonlarda malnütrisyon görülür. Pruritis ani beklenen bir tablo değildir, (sıklıkla E.vermicularis enfeksiyonunda görülür. Tedavide pirantel pamoat kullanılır. Doğru cevap: C



TİPİK HİKAYE: İyi pişmemiş veya çiğ et tüketiminden 1-2 gün sonra ortaya çıkan gastroenterit atağı. Bu durum kendiliğinden geçer. 1-2 hafta sonra ateş, kas ağrıları, periorbital ödem, eozinofili şeklinde klinik tablo. Doğru cevap: B



27. Aşağıdakilerden hangisi yaşam sırasında akciğerlerden geçmez?



döngüsü



A) Ascaris İumbricoides B) Ancylostoma duodenale C ) Trichuris trichiura



24. Aşağıdakilerden hangisi içme suyunda bulunan siklopslar aracılığıyla bulaşır? A) Dracunculus medinensis B) Loa loa C)Taenia saginata D) Hymenolepsis nana E) Fasciolopsis buski



D) Strongyloides stercoralis E) Trichinella spiralis Akciğerlerden geçişi en iyi bilinen nematodlar (yuvarlak solucanlar) Ascaris ve kancalı kurtlardır. Fakat Strongyloides ve Trichinella için de bildirilmiştir. Doğru cevap: C



PARAZİTOLOJİ



285



286



PARAZİTOLOJİ



28. AIDS hastasında aşağıdakiierden otoenfeksiyon şeklinde görülür? A) Kancalı kurt C) Strongiloides



hangisi



B) Ascaris D) Trichuris E) E. histolitica



32. Strongyloides stercoralis tedavisinde aşağıdakiierden hangisi ilk tercihtir? A) Mebendazol C) Praziquantel



B) Thiabendazol D) Metronidazol E) Pirantel



Strongiloides stercolaris, kontamine toprağın deriye teması, filaryanın oral alınması ya da fekal yolla oto-enfeksiyon şeklinde hastalık oluşturabilir. AIDS hastalarında otoenfeksiyon sık görülür. Gluteal bölgede derinin larva tarafından invazyonu sonucu eritemli kabarık lezyonlar oluşur.



Nematodların (yuvarlak kurtlar) çoğunluğunda (E.vermicularis, T.trichiura, A.lumbricoides, kancalı kurtlar, Trichinella)ilk seçenek Mebendazol veya Pyrantel pamoat iken yine bir nematod olan Strongyloides stercoralis’de ilk tercih thiabendazoldur.



Doğru cevap: C



Doğru cevap: B



t 29. Aşağıdakiierden özelliği vardır?



hangisinin



retroenfeksiyon



A) Diphyllobothrium latum B) Taenia saginata C) Hymenolepsis nana D) Taenia solium



33. Larval migrasyona bağlı retinal granülom oluşturan parazit aşağıdakiierden hangisidir? A) Toxocara canis C) Taenia saginata



E) Toxoplasma gondii



E) Enterobius vermicularis Enterobius vermicularisin perianal bölgeye bıraktığı yumurtalar burada uzun süre kalırsa, yumurtadan çıkan larva anüs yoluyla barsağa geri dönebilir. Bu nadir duruma retroenfeksiyon denir. Ancak kıl kurdu enfeksiyonunun çocuklarda pruritis ani yoluyla kaşıntı yaptıkları ellerini tekrar ağızlarına götürmeleri suretiyle reenfeksiyon yaptıkları bilinen bir durumdur. Doğru cevap: E



B) Trichomonas vaginalis D) Diphyllobothrium latum



Toxocara canis viseral larva migrans etkenidir ve migrasyon sırasında dokularda kanama, nekroz ve granülomlar oluşur. Karaciğer, akciğer ve göz hedef dokular arasındadır. Doğru cevap: A



34. Aşağıdakiierden hangisi bir sporozoa değildir? A) Plasmadium malaria



30. Ascaristeki Löffler pnömonisinde benzer bir tablo aşağıdakiierden hangisinde görülebilir? A) Isospora belli



B) Ancylostoma duodenale



C) Babesia microti



D) Entemoeba coli



B) Isospora belli C) Babesia microti D) Enterobius vermicularis E) Toxoplasma gondii



E) Giardia lamblia Ascaristeki larval migrasyona bağlı löffler pnömonisi diğer birçok nematod’da da görülebilir. Bunların arasında kancalı kurtlar (Ancylostoma ve Necator), Strongyloides ve Trichinella da yeralır.



Sporozoalar arasında Plasmodium, Babesia, Isospora, Surcocystis, Cryptosporidium, Toxoplasma, Cryptosporidium, Cyclospore yeralır. Enterobius ise bir nematoddur. Doğru cevap: D



Doğru cevap: B



31. Aşağıdaki parazitlerden hangisi hidrosele yol açabilir? A) Leishmania tropica B) Trichinella spiralis C) Ascaris lumbricoides D) VVuchereria bancrofti



35. Aşağıdakiierden hangisi bir nematod değildir? A) Trichuris trichiura B) Necator americanus C) Echinococcus granulosis D) Ascaris lumbricoides E) VVuchereria bancrofti



Mikrofilaria etkenlerinden VV.bancrofti, Brugia malayi ve Mansonella ozzardi’nin lenfatik obstrüksiyon sonucu oluşturdukları tablolardan biride hidroseldir.



Nematodlar (yuvarlak solucanlar); Enterobius, Trichuris, Ascaris, kancalı kurtlar (N.americanus ve A. duodenale ), Strongyloides, Trichinella, Filarial nematodlar (VVuchereria, onchocerca, loa, Dirofilaria, toxocara)ve benzerlerini içerir. Echinococcus bir sestod (şerit)’dur.



Doğru cevap: D



Doğru cevap: C



E) Schistosoma japonicum



36. Trichirus trichiura vücutta en sık aşağıdakilerden hangisinde bulunur? A) Duodenum B) Karaciğer



yolaçar. Bunun yanında yaşam siklusu kancalı kurtlara benzeyen strongyloides, deride penetre olduğu yerde kaşıntıya yolaçabilir ve akciğerlerde larval migrasyon sonucu pnömoni yapabilir. D o ğ ru cevap:



B



C) Kolon D) Mesane 40. Onchocerca volvulus enfeksiyonunun bulgularından olmayan hangisidir?



E) Perianal bölge Trichuris trichiura kolonda bulunan bir nematoddur. Çocuklarda rektal prolapsusa yolaçabilir. Tedavide mebendazol kullanılır. C



D o ğ ru cevap:



tipik



A ) Subkutan nodüller B) Kronik dermatit C) Skrotal ödem D) Sklerozan keratit E) Sineklerle yayılım



37. İnce barsakta yaşayan en aşağıdakilerden hangisidir?



büvük



nematod



A) Ancylostoma B) Ascaris C) Trichuris D) Taenia E) Strongyloides Taenia saginata ve solium 5 ila 20 metreye kadar uzayabilmelerine rağmen bunlar sestod’dur (şerit). Yuvarlak solucanlar (nematod)arasında en büyük olanı 30 cm boyuyla Ascaristir. Daha sonra 5 cm boyuyla Trichuris trichiura gelir. Diğerleri yaklaşık 1cm civarındadır. D o ğ ru cevap:



D o ğ ru cevap:



C



41. Dört yaşında erkek çocukta hepatomegali, ateş, eozinofili yapan parazit aşağıdakilerden hangisi olabilir?



B



38. Ascaris lumbricoides’in GIS’te yerleşim hangisidir?



Onchocerciasis (nehir körlüğü) O.volvulus adlı bir filarya tarafından oluşturulur. O.volvulus dünya çapında sklerozan keratit ve körlüğün önde gelen sebeblerinden biridir. Hastalık insanlara Simulium türü kara sineklerin ısırmasıyla geçer. Erişkin kurtlar subkutan ve derin fasialarda gelişir ve subkutan nodüller oluşturur. Mikrofilaryalar konakçının deri ve oküler dokularında göç eder ve deri biopsisi ile kolayca tanımlanabilir. O.volvulus’un mikrofilaryaları kanda görülmez. Kronik prurit ve derm atit onchocerciasis’in tipik özelliklerindendir. Skrotal ödem, lenfatik filariasisin özelliğidir.



yeri



A) Duodenum B) lleum C) Kolon



A) Angiostrogylus cantonensis B) Strongyloides stercoralis C) Ascaris lumbricoides D) Enterobius vermicularis E) Toksocara canis



D) Jejunum E) Apendix vermiformis Ascaris lumbricoides ve Taenia saginata ileumda, Taenia solium jejunumda yerleşir. D o ğ ru cevap:



B



39. İnsanın hem ana hem de ara konakçılık yaptığı otoenfeksiyon yapan helmint aşağıdakilerden hangisidir? A) Trichurus trichiura B) Strongyloides stercoralis C) Ascaris lumbricoides D) Trichinella spiralis E) Echinococcus granulosus Strongyloidesin yumurtaları rektum veya perineumda açılır ve gelişen filariform larvalar otoenfeksiyona



Visceral Larva Migrans (VLM) büyük çoğunluğu Toksocara canis ve helmintleri tarafından oluşturulan bir enfeksiyondur. Genellikle 6 yaşından küçük çocuklarda, ateş, hepatomegali ve eosinofili ile seyreder. Öyküde pica ya da köpek veya kediyle temas vardır. Çoğu hasta tedaviye ihtiyaç duymaz. Toxocara-spesifik IgE (+) yada eozinofil sayısı >500 /mm3 ise mebendazol ya da dietilkarbamazin denenebilir. D o ğ ru cevap:



E



42. Beş yaşında erkek çocukta intestinal obstrüksiyona yol açan parazit aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Angiostrogylus cantonensis B) Strongyloides stercoralis C) Ascaris lumbricoides D) Enterobius vermicularis E) Toksocara canis



PARAZİTOLOJİ



287



288



i



Larvayla bulaşan nem atodlar



PARAZİTOLOJİ



J



|



Tür



İlgili Hastalık/ Semptom



Bulaşma şekli



İnsanda Gelişimi



Necator americanus (Yeni Dünya kancalı kurdu); Ancylostoma duodenale (Eski Dünya kancalı kurdu)



Kancalı kurt enfeksiyonu (Kaşıntı, diyare, kusma, karın ağrısı, demir eksikliği anemisi)



Topraktaki filariform larva, çıplak ayağın sağlam derisini penetre eder (ayakkabı bulaşmayı azaltır)



Larva deriden dolaşıma ve akciğerlere ulaşır. Epiglota çıkar ve oradan yutulur; Erişkin kurtlar ince barsağa tutunur ve yaşar



Gaytada safrayla boyanmayan parçalı yumurtalar; gaytada muhtemelen gizli kan



Mebendazol ve anemi tedavisi



Ancylostoma braziiiense; Ancylostoma caninum



Kutanöz larva migrans



Filariform larva deriyi penetre eder ( köpeklerin dolaştığı plajlar, kum kutularındaki kedi pislikleri)



Larva deriden deri altı dokuya girer; burada olgunlaşmaz ancak dolaşırlar.



Klinik bulgularla tanıdan şüphelenilir. Güvenli bir test yoktur



Tiabendazol



Strongiloides stercolaris



Strongyloidiazis (deride kaşıntı, hafif pnömonit; asemptomatik ya da malabsorbsiyona yol açan ağır diyare)



Filariform larvalar çıplak ayağın sağlam derisini penetre eder; konakçının dışında serbest yaşar



Necator ve Ancylostoma’daki gibi larva deriden kana, oradan akciğer ve barsaklara geçer. Otoenfeksiyon sıktır



Gaytada larva; serolojik testler



Tiabendazol



Trichinella spiralis



Trichinozis (asemptomatik ya da gastrit, ateş, kas ağrıları ve eozinofili)



İyi pişmemiş e tle (ayı, domuz, at etiyle) birlikte kistli larvaların alınması



Larva ince barsaklarda etten ayrılarak erişkin kurtlara dönüşür, bu kurtlar kanla kas dokusuna göç eder.



Tırnak diplerinde splinter hemorajiler; kas biyopsisi; belirgin eosinofili; serolojik testler



Ağır semptomlar için steroid ve mebendazol



Filariasis (asemptomatik veya elefantiyazis)



Enfektif larvalar sivrisinek ısırığıyla bulaşır



Larvalar lenfatiklere girer ve olgunlaşır; erişkin kurtlar lenf nodlarında yaşayarak elefantiasise neden olur.



Kan yaymaları, klinik bulgular



Dietilkarbamazin veya ivermektin



Loa loa (Afrika göz kurdu)



Filariyazis (Subkutan migrasyon, Calabar ödemi)



Chrysops (mango sineği) ısırığıyla e n fektif larvalar alınır



Erişkin Loa Loa subkutan dokuda göç ederek konjunktivayı geçer.



Calabar ödem; Gözde kurtlar; eozinofili; kan yaymaları



Dietilkarbamazin ve cerrahi



Onchocerca volvulus



Nehir körlüğü (subkutan nodüller, derm atit, kırışık deri, göz enfeksiyonları)



Larvalı karasinek ısırığı



Erişkin kurtlar deri altı nodülterinde gelişir; deri ve diğer organlara göç eder.



Deri incelemesinde mikroflaryalar görülür



Subkutan nodüllerin cerrahi çıkarılması ve ivermectin



Drancunculozis (subkutan nodüllerle birlikte bulantı, kusma, ishal ve astım gibi semptomlar)



Larvaları taşıyan Cyclops organizmalarıyla kontamine suyun içilmesi veya kuyu suyundan doğrudan alınır



Alınan larvalar ince barsaklardan ayrılarak olgunlaşır; dişiler yüzeye göç ederek ülserlere neden olur ve hareketli larvalar salar.



Klinik semptomlar veya ülserler yıkanarak kurtların salınması sağlanır



Kurdun yavaşça çıkarılması; metronidazol



W ucherichia j bancrofti; Brugia malayi



Drancunculus medinensis ; (gerçek kurt)



I



Tanı



!



Tedavi



1



jl



___________________



İD :06t148



28 9



Doğru cevap: C



43. İmmün yetmeziikli hasta, uzun süredir şiddetli epigastrik ağrı ve hassasiyet şikayeti ile başvuruyor. Ülseratif enterit teşhisi konuluyor. Gaytada parazit yumurta ya da larvası gözlenmezken, duodenal aspirasyon sıvısında nematod larvaları bulunuyor.



Sorunun amacı filaryal nematodların bilinmesidir. Filaryal nematodlar mikrofilarya oluşturur. Filaryal nematodlar mikrofilarya oluşturur, ancak T.spiralis filaryal nematodlardan değildir. Trichinella spiralis, insanın hem son konak hem de ara konak olduğu bir nematoddur, hem erişkin hem larvasıyla enfeksiyon oluşturabilir, intrauterin olarak oluşmuş larvaları vivipar olarak meydana gelir. Loa loa, Afrika göz kurdu etkeni olan bir filaryal nematoddur, tanısında deri incelemesinde mikrofilaryalar görülür. Brugia malayi, elefantiazis etkeni filaryal nematoddur, tanısı kan yaymalarında mikrofilaryaların görülmesiyle konur.



En olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Kancalı kurt enfeksiyonu B) Strongiloidiosis CJTrichuriasis



D) Filariasis E) Enterobiasis



Onchocerca volvulus, nehir körlüğü etkeni olan filaryal nematoddur, tanısında deri incelemesinde mikrofilaryalar görülür. VVuchereria b a n c ro fti, elefantiazis etkeni filaryal nematoddur, tanısı kan yaymalarında mikrofilaryaların görülmesiyle konur. Doğru cevap: C



Strongiloidiosis immün yetmezliklilerde masif enfeksiyona yol açabilir. Peptik ülser benzeri ağrı ve periferal eosinofili strongiloidiosis için oldukça tipiktir. Gaytada larva görülmese bile duodenal aspirasyon sıvısında rastlanabilir. Internal otoenfeksiyonda bu duruma sık rastlanılır. İmmün yetmeziikli hastalarda yaygın formda ağır bir enfeksiyon tablosu görülebilir. Doğru cevap: B



46. Aşağıdaki parazitlerden hangisinin neden olduğu enfeksiyon, klinik olarak ayaklarda, skrotumda, nadiren vulva, göğüs ve kollarda elefantiyaz, lenf damarlarının şişmesine bağlı şilüri, şilosel, şilotoraks ve akut devrede de lenfanjit, lenfadenit, ateş ve lökositoz ile karakterizedir? A) Taenia saginata B) Hymenolepis nana



44. Küçük kız çocuklarında genitoüriner sisteme yerleşebilen parazit aşağıdakilerden hangisidir? A) Trichomonas vaginalis B) Enterobius vermicularis C) Toxoplasma gondii D) Trichomonas hominis E) Trichuris trichiura T.vaginalis cinsel yolla bulaşan bir yetişkin kadın parazitidir. E. vermicularisin yumurtalarının anüs çevresinde bulunması sonucu nadiren larvalar kızlarda genitoüriner sisteme migrasyon yapabilir. Doğru cevap: B



45. Aşağıdaki nematodlardan hangisi gelişme dönemlerinde mikrofilarya oluşturmaz? A) Loa loa B) Brugia malayi C) Trichinella spiralis



D) Onchocerca volvulus E) VVuchereria bancrofti



C) Strongyloides stercoralis



D) Ascaris lumbricoides E) VVuchereria bancrofti Daha önce direkt etkeni sorulan elefantiyaz tablosu bu kez de vaka sorusu olarak karşımızda. VVuchereria bancrofti, asıl konağı insandır, insanlara Anopheles, Culex, Aedes (ülkemizde Culex pipens) sivrisinekleri ile bulaştırılır. Isırılma yerinden kana karışan larvalar lenfatiklere gelir ve burada gelişmeye başlarlar. Bir yıl sonra erişkin hale gelirler. Çiftleşirler ve mikrofilaryalar üretilmeye, doğurulmaya başlanır. Arteriyel kan basıncı ve vücut ısısı değişiklikleri nedeniyle gece saatlerinde mikrofilaryalar erişkin dişiler tarafından dolaşıma salınmaya başlanır (ülkemizde de görülen nokturnal form). Bu nedenle bu hastalardan inceleme materyali olan kan, gece alınmalıdır. Bu arada, sivrisineğin gece saatlerinde ısırması ile evrim tamamlanmış olur, insandaki erişkinler 10-15 yıl canlılığını koruyabilir. Çoğu doku nematodunda bu süre daha uzundur (>15 yıl). Başlangıçta larva seyahatleri nedeniyle; askariyaz, kancalı kurt ve Strongyloides stercoralis enfeksiyonlarında olduğu gibi, eozinofilik akciğer gelişebilir.



PARAZİTOLOJİ



Ascaris lum bricoides, en büyük insan nematodudur. Boyu 35 cm’yi bulur. Ayrıca tüm dünyada tahminen 1 milyar insanda bulunan en sık helmint enfeksiyonudur. En ciddi komplikasyonu, ağır enfeksiyonu olan küçük çocuklarda, parazitlerin barsak lümenini tıkamasıdır. Angiostrogylus cantonensis, az pişmiş salyangozların yenmesi ile bulaşan eozinofilik menenjit yapan bir parazittir.



PARAZİTOLOJİ



29 0



Lenf nodlarındaki erişkin formların uyarısı ile gelişen kronik enflamasyon ve proliferasyon sonucunda lenfatik drenaj bozulur. Vücudun diğer bölgelerinde, özellikle de alt ekstremiteyi ve genital organları boşaltan lenfatiklerdeki bu problem yüzünden, şiddetli lenfödem gelişir. Bu arada, dolaşımı bozulan bölgelerdeki sekonder enfeksiyonlar da bu patolojiye katkıda bulunur. Özellikle alt ekstremiteler ve genital bölgedeki lenfatik blokaj nedeni ile elefantiyaz tablosu gelişir. Bazı olgularda şilüri, şilöz assit ve şilotoraks görülebilir. Çoğu hasta, kan yaymalarında mikrofilarya saptansa da, asemptomatiktir. Erken akut dönemde; ateş, lenfanjit, lenfadenit gelişebilir ve aralıklı olarak ateşli ataklarla kendini gösterebilir. Eozinofili genelde akut dönemde görülen bir bulgudur. 22.00-04.00 arasında alınan kan yaym alarında mikrofilaryaların görülmesi ile tanı konur. Lökositlerin arasında mikrofilaryalar görülebilir. Periferik yaymalarda etkenin görülemediği olgularda, diğer doku nematodu enfeksiyonlarında da olduğu gibi; EIA, IFAT gibi serolojik yöntemler kullanılabilir. Mikrofilaryalara karşı dietilkarbamazin (DEK) kullanılır. Taenia saginata, sistemik hastalık tablosuna değil, sadece ince bağırsakta şeritlere ve çok nadiren GİS semptomları ve ileuslara neden olabilir. Hymenolepis nana, sindirim sistemi bulgularına neden olabilir. Strongyloides stercoralis, klinikte deriden giriş yerinde döküntü, kaşıntı görülebilir. Bazen deride sınırlı bir göç oluşabilir (larva migrans) ve bu tabloya larva currens adı verilir. Göç sırasında pnömoni, bağırsağa ulaştığında ishal nedeni olabilir. Bu aşamada eozinofili, ülser, mukuslu ishal izlenebilir. Sistemik yayılım yapabilir ve özellikle immünsupresif olgularda ağır klinik tablolara yol açabilir. Taşıdığı bağırsak flo ra sın a bağlı sepsis ta blola rı oluşabilir (Hiperenfeksiyon). A scaris lum bricoide s, Löffler pnömonisi, apandisit, kolesistite neden olabilir. Doğru cevap: E



47. Aşağıdaki parazitlerden hangisi visseral larva migrans etkenidir? A) Dracunculus medinensis B) Toxocara canis C) Brugia malayi D) Ancylostoma duodenale E) Taenia solium Daha önce de karşılaştığımız etkenin sorulduğu direkt ezber sorusu. Toxocara canis, visseral larva migrans hastalığı etkenidir. Yumurtaları dış ortamda oldukça uzun zaman canlı kalarak insanlara bulaşabilir, insanlara bulaşan



larvalı yumurtalardan çıkan larvalar bağırsak duvarına geçerek dolaşıma karışır. Ulaştığı bölgelerde granülom oluştururlar. En sık KC’de granülomlar görülür. Diğer önemli ve sık bir tutulum yeri gözdür. Dracunculus medinensis, subkutan nodüllerle birlikte bulantı kusma ishal ve astım gibi semptomlarla karakterizedir. Brugia malayi, elefantiazis etkeni filaryal nematoddur, tanısı kan yaymalarında mikrofilaryaların görülmesiyle konur. Ancylostoma duodenale, akciğer göçü sırasında akciğer enfeksiyonu, sindirim sistemi bulguları ve hipokrom mikrositer anemiye neden olabilen kancalı kurttur. Taenia solium, sistiserkoz denilen larvanın insanda yerleşmesiyle karakterize bir hastalıktan sorumludur. T.solium ile enfekte kişiler yumurtaların otoenfeksiyonu ile sistiserkoz olabilirler, MSS yerleşimiyle konvülsiyonlar sık görülür. “Larvayla bulaşan nematodlar” başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: B



48. Yuvaya giden bir çocukta yuvadaki bir salgın sonrası karın bölgesinde huzursuzluk, anksiyete, uykusuzluk ve kaşıntı şikayetleriyle getiriliyor. Bu çocukta etken olarak öncelikle düşünülmesi gereken aşağıdakilerden hangisidir? A) Ascaris lumbricoides



B) Enterobius vermicularis C) Taenia saginata D) Ancylostoma duodenale E) Strongyloides stercoralis Kıl kurdu enfeksiyonunun tipik vaka sorusu. Enterobius vermicularis, kıl kurdu (oksiyüriyaz) etkenidir. Sadece insanla sınırlı bir evrime sahiptir. Dünyada en sık görülen helmint enfeksiyonu olduğu kabul edilir. En fazla < 12 yaş çocuklarda görülür. Dişi ve erkek, kolonda çiftleşir. Kısa sürede erkek ölür. Dişi, gece saatlerinde anal bölge cildine kadar gelir. Buraya 515 bin yumurta bırakır ve ölür. Yumurtaların içinde altı saatte larva gelişir (Dikkat! Ascaris için bu süre, toprakta iki haftadır). Bu formu bulaştırıcıdır. Bölgenin kaşınması sırasında tırnaklara ve çevreye, yakın temaslı insanlara bulaşır. Otoenfeksiyonlara da yol açar. Yumurtalar nemli ortamda 10 gün yaşayabilir. Yutulan yumurta ince bağırsakta açılır. Larva buraya tutunarak 2-6 hafta içinde erişkin hale gelir. Erişkinler kolona (çekuma) göç ederek mukozayı penetre ederler ve buraya tutunurlar. Daha visseral bölgeye invazyon görülmez. İlginç olarak, anüste yumurtadan kurtulan larvalar yukarı gidişle kolona ulaşabilirler. Tersil enfeksiyona (retroenfeksiyon) yol açabilirler. Nadiren de kadın genital bölgesi aracılığı ile peritona ulaşabilirler. Üretra yolunu



kullanarak enterik bakterileri mesaneye ulaştırabilirler. Bununla birlikte, askariyazda olduğu gibi genel dolaşıma geçiş ve organ seyahatleri yoktur.



için tüneller açarak göç ederler. Ciltte, parazit enzimleri nedeniyle enflamasyon (mobil erüpsiyonlar) gelişir. Lezyonlar kaşıntılıdır. Tiabendazol etkilidir.



En önemli belirti, geceleri anal bölgedeki kaşıntıdır; sekonder enfeksiyon gelişebilir. Bazı genç kızlarda vulvovajinit, tuba uterina granülomları ve pelvik inflamatuvar hastalık da görülebilir.



Ancylostoma duodenale, Necator americanus, klinikte akciğer göçü sırasında akciğer enfeksiyonu, sindirim sistemi bulguları ve hipokrom mikrositer anemiye neden olabilir.



Tanısında dışkıda yumurta saptanamaz. Anüs çevresindeki yumurtaları görebilmek için selofan-bant yöntemi kullanılır. Yumurtaları asimetrik olup, bir kenarı düzdür. Erişkinler ise dışkıda görülebilir. Ascaris lumbricoides, bulaşında toplu yaşanılan yerler değil, toprak yeme öyküsü risk teşkil eder, klinikte Löffler pnömonisi, apandisit, kolesistit oluşturabilir. Taenia saginata, bulaşında iyi pişirilmemiş etlerdeki cysticercus bovis isimli larvaların yenilmesi rol oynar, ince bağırsakta şeritlere ve çok nadiren GİS semptomları ve ileuslara neden olabilir.



Trichuris trichiura, çekumda yerleşen anemi ve rektal prolapsusa neden olabilen bir nematoddur. Enterobius vermicularis, karın bölgesinde huzursuzluk, anksiyete, uykusuzluk ve kaşıntıyla karakterize bir tabloya neden olur. Kıl kurdu (oksiyur) etkenidir. Doğru cevap: E



50. İnsan dışkı örneğinde rabditiform larvanın görülmesi ile tanı konulan nematod türü aşağıdakilerden hangisidir? A) Strongyloides stercoralis



A ncylostom a duodenale, bulaşında nemli toprakta olgunlaşan ve çıplak deriden giren flariform larvalar rol oynar. Klinikte akciğer göçü sırasında akciğer enfeksiyonu, sindirim sistemi bulguları ve hipokrom mikrositer anemiye neden olabilir.



B) Enterobius vermicularis C) Trichuris trichiura



D) Anisakis E) Ascaris lumbricoides



S trongyloides ste rco ra lis, flariform larvaların cildi d e lm e s iy le direkt olarak bulaşır. Pnömoni, ishal nedeni olabilir. Sistemik yayılım yapabilir ve özellikle im m ü n s u p re s if o lgula rd a ağır klinik tablolara yol açabilir.



Daha önce de vaka sorusunun içinde aynı bilgi sorgulanmıştı. Nematodlar içinde dışkıda larvası görülm esi ile tanı konan sadece Strongyloides stercoralis'dir. Diğer nematodlarda dışkıda yumurta görülmesi ile tanı konur.



Doğru cevap: B



S.stercoralis, tanısında rabditiform larvaların görülmesi önemlidir. Dışkıdan ya da enterotest ile duodenumdan alınan örneklerde larvalar görülebilir.



(T



En sık helmint enfeksiyonu etken i. . .Enterobius



vermicularis V=



Enterobius vermicularis, tanısı selofanlı bant yöntemiyle yumurtaların görülmesiyle konur. Trichuris trichiura, tanısı dışkı incelemesinde limon şeklindeki yumurtalar görülerek konulur.



(Senital granülomiar .. .Enterobius vermicularis



Anisakis, çoğunlukla balıklarda enfeksiyon yapar, insanda çok nadir etkendir. 49. Aşağıdaki helmintlerden hangisi kutanöz larva migrans etkeni olabilir? A) Ancylostoma duodenale B) Necator americanus C) Trichuris trichiura D) Enterobius vermicularis E) Ancylostoma caninum Etkenin direkt olarak sorgulandığı ezber sorusu Ancylostoma brasiliensis ve Ancylostoma caninum, kutanöz larva migrans etkenidir, insanlara özgü olmayan, evrimlerini insanlarda sürdüremeyen pek çok nematod bu tablodan sorumlu olabilir. Enfekte hayvan dışkısı ile kontamine olan topraktan insanlara, çoğunlukla da çocuklara bulaşır. Cildi delen larvalar cilt altında kendileri



Ascaris lumbricoides, tanısında en sık yumurtaların dışkıda araştırılması kullanılır. Doğru cevap: A



51.



Aşağıdaki mikroorganizmalardan hangisinin larvası akciğerlere yerleşerek eozinofilik pnömoniye (Löffler pnömonisi) neden olur? A) Taenia saginata B) Ascaris lumbricoides C) Echinococcus granulosus D) Fasciola hepatica E) Leishmania tropica



PARAZİTOLOJİ



291



1



2 tr o fo z o it= » ş iz o n t=> m e r o z o it=> m a k r o m ık r o g a m e t=> z ig o t= $ o o k is tş e k lin d e k a r m a ş ık b ir d ö n g ü s ü v a r d ır , bulaştım form ookistlerdir... fe k a lo r a lb u la ş tır ıc ıfo r m o o k is tle rb a r s a k ta t r o fo z o it e d ö n ü ş ü r ...enfeksiyon en şiddetli jejenumda görülür... i m m ü n y e tm e z lik le r d e ( ö z e llik le AIDS'te) s ıv ık a y b ıile s e y r e d e n a ğ ıris h a le s e b e p o lu r ... kistleri A R B ( + ) boyanır... H A S T A L IK : " k r ıp to s p o r id y o z " as e b e p o lu r . T E D A V İ: E tk inila çte d a v is iy o k tu ra n c a k p a r a m o m is in s e m p to m la r ıa z a ltır ...korunma-, süzme ile suların dezenfeksiyonudur... k is tle rk lo r la m a y a d ir e n ç lid ir ...



Trichomonas vaainalis: Ö Z E L L İK L E R İ: Kisti y o k ...sadece dört kamçılı, armut şeklinde trofozoit formu bulunur... c in s e ly o lla b u la ş ır ... esas yerleşim yeri vajen ve prostattır... k a ş ın tı,y a n m a ,s u lu k ö tük o k u lu y e ş ilim s ıa k ın tıtip ikk lin ikb u lg u la r d ır ... tanı, vajinal salgı taze preperatında sıçrama hareketi yapan trofozoitlerin görülmesi ile konur... H A S T A L IK : " tr ik o m o n y o z "a s e b e p o lu r ...T E D A V İ: M e tr o n id a z o ld ü r ...eşler mutlaka tedavi edilmelidir...



KAN VE DOKU PROTOZOONLARI Plasmodiumlar (P.vivax.



P



.ovale. P.falcivarum.



P.



malariae):



Ö Z E L L İK : A r a c ıv e k e s in k o n a ğ ıA n o p h e le ss iv r is in e ğ id ir ...döngü, sporogoni ( cinsel döngü) ve şizogoni ( cinsel olmayan döngü) olarak iki farklı şekilde devam eder... s iv r is in e k te n in s a n a s p o r o z o itle rg e ç e rv e h e p a to s itle rta r a fın d a n a lın ır ... şizogoni; bu dönem " eritrosit dışı evre’dir, sporozoitler merozoitlere dönüşür ve merozoitler kana geçerek eritrositleri enfekte eder... “ e r itr o s ite re v r e " :m e r o z o itle rh a lk a ( y ü z ü k )ş e k lin d e tr o fo z o ite s o n r a d a m e r o z o itle r le d o lu ş iz o n ta d ö n ü ş ü r , alyuvarın parçalanması ile merozoitler serbest kalır ve tekrar eritrositleri enfekte eder... eritrositlerin parçalandığı dönemler tipik titreme, ateş, terleme nöbetlerine sebep olur... (P . o v a le v e P v ıv a k sh ip n o z o itfo r m u n d a



h e p a to s itle r d ela te n to la r a kk a lır ) .,s p o r o g o n i( c in s e ld ö n g ü ) d e ;g a m e to s itta ş ıy a ne r itr o s itle r in A n o fe ls iv r is in e ğ ita r a fın d a n a lın m a s ıv e s iv r is in e k te y e m d e ns p o r o z o ito lu ş u m u n a k a d a ro la n d ö n e m d ir ....H A S T A L IK : " m a la r y a -s ıtm a ( k a r a s u a te ş i) " y a p a r ...klinik bulgular alyuvar yıkımına bağlıdır... tip ik s p le n o m e g a liv a r d ır ...başağrısı, miyalji, artraljinin eşlik ettiği ateş ve titreme nöbetleri, H S M , anemi... P l.fa lc ip a r u m s ıtm a s ıe n ş id d e tlio la n ıd ır ;e r itr o s itle r in a g r e y e o lm a s ı ile k a p ille ro k lü z y o n a y o la ç a r .S o n u ç ta d o k u a n o k s is ib e y in d e ( s e r e b r a lm a la r iy a )v e b ö b r e k t e ( k a r a s u h u m m a s ı)h a r a b iy e te n e d e n o lu r ...n ö b e tle rP.m a la m d a72 ( k u a r ta n ) ,d iğ e r le r in d e 48 s a a ttir( te r s iy e r ) ...P . vivax retikülositleri... P .m a la r ia e r iş k in e r itr o s itle r i...P.falciparum tüm eritrositler tutar... O r a kh ü c r e a n e m ita ş ıy ıc ıla r ıs ıtm a y ak a r ş ıd ir e n ç lid ir le r ... Tanı-, k a lın d a m la ( o r g a n iz m a b u lu n u p b u lu n m a d ığ ın ıta r a m a k )v e p e r ife r ik y a y m a ( h a n g itü rile e n fe k t e o ld u ğ u n u a r a ş tır m a k ) ile k o n u r ...P.falciparum gametositleri muz şeklinde, diğerleri yuvarlaktır... T E D A V İ: K lo r o k in d ir .P .o v a le v e P



5



Toksovlasma aondii:



ÖZELLİKLERİ: Az p iş m işe tv e y ak e d id ış k ıs ıilek o n ta m in eb e s in le r d e k ik is tle r iny u tu lm a s ıileb u la ş ır ....kistler karsakta açılıp invaze olurlar... m a k r o fa jla r ıe n fe k t e e d e r( ta k iz o ıt) im m ü n s ü p r e s e h a s ta la r d a t ü m h ü c r e le r ie n fe k t e e d e r ... fekal-oral, transplasental geçiş vardır... i n s a n d a n in s a n a b u la ş m a z ...HASTALIK: " T o k s o p la z m o z "e tk e n id ir ...barsak epiteli, beyin, akciğer, karaciğer, gözlere yayılır...., s a ğ lık lıb ir e y le r d e g e n e llik le a s e m p to m a tik s e y r e d e r ....konjenital toksoplazmada; düşük, ölü doğum, hidrosefali, ensefalit, koryoretinit, HSM, intrakraniyal kalsifikasyonlar vardır... h ü c r e s e lim m u n iteb o z u k lu ğ u o la n la r d a(AIDS g ib i) e n s e r fa lity a p a b ilir ...Tanı; IgM antikor pozitifliği ile konur... Sabin-Feldman ( + ) G i e m s aileh ila lş e k lin d etr o fo z o itle r ,d o k u d ak is tle rg ö r ü le b ilir ...TEDAVİ: K o n je n ita l to k s o p la z m a d a s u lfa d iy a z in + p r ım e ta m ın ...immünitesi normal olanlar yalnızca koryoretinit varsa tedavi edilir...



g e b e le r d e s p ir a m is in k u lla n ılır ... Truvanosoma cruzi:



ÖZELLİKLERİ: R e d ü v id b ö c e ğ in d e ntr ip o m a s tig o tu na lın m a s ıilee n fe k s iy o nb a ş la r ...insan kanında kamçtsız amastigotlara dönüşür... HASTALIK: " C h a g a sh a s ta lığ ı”e tk e n id ir ...e n s ık k a lp ,g lia ,R E S h ü c r e le r itu tu tu lr ...kalp tutulumu ( myokordit) en ağır tablodur... m e g a k o lo n ,n o n o n a ltu tu lu m u :m e g a ö z e fa g u s as e b e p o lu r ...ödem, ateş, LAP, HSM, aritm iler ve kalp yetmezliği vardır... Tanı; k a lın d a m la v e y a p e r ife r ik y a y m a ile k o n u r ...taze preperatta hareketli organizmalar görülür... TEDAVİ; A k u th a s ta lık ta n ifu r tim o k sv e y a b e n z n ıd a z o le k u lla n ılır...K r o n ik h a s ta lığ ın



te d a v is iy o k tu r ...



Truvanosoma aam biensei:



ÖZELLİKLERİ: Ç e ç e (t s e t s e )s in e ğ iile b u la ş ır ...antijenik değişim gösterdiklerinden yüzlerce farklı tipi vardır... d e r id e n k a n la le n fn o d la r ıv e b e y n e y a y ılır ...HASTALIK: " u y k u h a s ta lğ ı” n a s e b e p o lu r ...demyelinizasyona sebep olan ensefalit yapar, komaya kadar ilerleyebilir.. .te d a v ie d ilm e y e n le r in ç o ğ u p n ö m o n id e n k a y b e d e b ilir le r ...Tanı-, m ik r o s k o p ik o la r a k tr y p a n o s o m a la r ın g ö r ü lm e s i,BO S'fcı tr y p a n o s o m a la n n v e p le o s to z b u lu n m a s ıv e E L İS A i le k o n a b ilir ...TEDAVİ: S u r a m in k u lla n ılır.P e n ta m id in e k ila ç tır ...SSS semptomları varsa BOS’a geçebilen Melarsoprol + Suramin kullanılır... LEİSHMANİA



(L



.d o n o v a n i,L. tr o p ic a ,L .m e x ic a n a ,L. b r a z ilie n s is )



Leishmania donovani. L. infontunu ÖZELLİKLERİ: T a ta r c ık ta r a fın d a n p s o m a s tig o tla r ın in s a n a b u la ş tır ılm a s ıile b a ş la r ...promastigotlar makrofafları enfekte eder ve amastigota dönüşür... a m a s tig o ttü m RES h ü c r e le r in ie n fe k e d e r ...HASTALIK: " K a la a z a r( = v is s e r a l le is m a n iz is )e tk e n id ir ...en ağır tutulum RES'tedir... p a n s ito p e n i,k a n a m ae ğ ilim iv a r d ır ...dalak aşırı büyür... n o n fo n k s iy o n e lIg G ü r e tim iv a r d ır ...ateş, halsizlik, kilo kaybı, hiperpigmentasyon GIS kanaması vardır... T a n ı; k e m ik iliğ i,d a la k ,le n fn o d u b iy o p s is iile k o n u r( a m a s tig o tg ö r ü le r e k ) ...NNN b e s iy e r in d e p r o m a s tig o tfo r m u n d a ü r e r ,mortalite % 5 'tir.... TEDAVİ: 5 d e ğ e r lia n tim o n b ile ş iğ io la n s o d y u m s tib o g lu k o n a t,a n fo te r is in B ile y a p ılır ... L.trovica. L.mexicana. L.braziliensis:



ÖZELLİKLERİ: T a ta r c ıkta r a fın d a nb u la ş tır ılır la r ...HASTALIK: "Ku ta n ö zle is m a n ia z is( L .tr o p ic a ,L .m e z ic a n a ) , m u k o k u ta n ö zle ış m a n ia z is( L .b r a z ilie n s is ) 'e s e b e p o lu r la r ...kutanöz leismaniazis deride, mukokutanöz L. ise mukoza, kıkırdak, deri ile sınırlıdır... L .tr o p ic a ’n ıny a p tığ ık u ta n ö zle ıs h m a n ia z is e" ş a r kç ık a b ın = h a le p ç ıb a n ı”d e n ir .. ısırık yerinde kırmızı papül şeklinde başlar uydu nodüller oluşur, daha sonra bir araya gelip nekrotik ülserler oluştururlar... g e n e llik le k e n d iliğ in d e n iy ile ş ir ,im m ü n s u p r e s e le r d e d is s e m in e o la b ilir ...mukokutanöz L. de papül şeklinde başlayıp kıkırdağı harap eder... sekonder enf. bağlı ölüm olabilir... Tani; lezyondan hazırlanan yaymanın mikroskopisinde amastigot görülmesi konur... TEDAVİ. S o d y u m s tib o g lu k o n a t... Acantham oeba-N aaleria:



ÖZELLİKLERİ: N a g le r ia y ü z e r k e n b u r u n m u k o z a s ın d a n ,A c a n th a b o e b a is e tr a v m a s o n r a s ıg ö z v e d e r id e n b u la ş ır ...spinal sıvıda amip görülür... HASTALIK:" m e n in g o e n s e fa lit" y a p a r la r ...acanthamoeba ayrıca kontakt lens kullananlarda keratit etkenidir... TEDAVİ: acanthamoekada Pentamidin, ketokanazol veya flusitozin iledir... Naeglerianın tedavisinde amföterisin B kullanılır...



PARAZİTOLOJİ



v ıv a z ’t a fıip n o z o itle r e e tk ilip r im a k in ’d e e k le n ir ...Korunma; endemik bölgelere yolculuk edeceklere klorokin proflaksisi uygulanır... K lo n o k in e r e z is ta n sv a r s a m e flo k ın v e y a d o k s is ik lin e k le n ir ...



306



PARAZİTOLOJİ



Babesia microti: ÖZELLİKLERİ: k o d e s k e n e le r iile b u la ş ır ...HASTALIK: "Ba b e z y o z "e tk e n id ir ...HSM, anemi görülür... Tam; a ly u v a r iç in d e y ü z ü k ş e k lin d e p a r a z itin g ö r ü lm e s iile k o n u r ,( p la z m o d iu m d a n fa r k lıo la r a ka ly u v a r la r d a p ig m e n ty o k tu r ) ...TEDAVİ: Ki n in v e k lin d a m is in k u lla n ılır... Balantidium coli:



ÖZELLİKLERİ: İ n s a n d a h a s ta lıky a p a n y e g a n e k ir p ik lip r o to z o n d u r ...domuz dışkısından bulaşır... HASTALIK: İ s h a l’e s e b e p o lu r ...amip ülserlerine benzer ülser yapar ancak farklı olarak ekstraintestinal tutulum yoktur... Tanı; d ış k ıd a k irp ik litr o fo z o it...TEDAVİ: te tr a s ik lin ... "



İsosvora belli: ÖZELLİKLERİ: O o k is tle r in fe k a lo r a la lım ıile b u la ş ır ...HASTALIK: "A ID S 'te is h a l"y a p a r ...bol sulu ishale sebep d ış k ıd a o o k is tle r in g ö r ü lm e s i...A R B (+ ) TEDAVİ: TMP-SIVLK



olur... Tanı;



SESTODLAR Tenia solium:



ÖZELLİKLERİ: 4 ç e n g e llis k o le k sv e 5-10 p r o g lo ttid d e n o lu ş u r ...domuz etiyle yumurtanın alınması ile bulaşır... HASTALIK: E riş k in i" te n y o z " ,la r v a s ı" s ıs tis e r k o z "e tk e n id ir ...kan damarlarına geçip göz ve beyne ulaşır, kalsifiye olurlar... i ş ta h s ız lık ,is h a l,b a ş a ğ r ıs ı,k u s m a ,ü v e y it ,r e tin itg ö r ü le b ilir ...deri altı nodülleri oluşturabilir... Tani; CT ile d o k u d a k is tle r in g ö s te r ilm e s iile k o n u r ...Gaytada hamile proglottidler görülebilir... TEDAVİ: P ir a z ik u a n te l,a lb e n d a z o l... Tenia saainata;



ÖZELLİKLERİ: 4 ç e k m e n lis k o le k s iv a r d ır .Ç e n g e liy o k tu r ...az pişmiş, enfekte sığır etiyle larvanın alınması sonucu bulaşır... HASTALIK: " t e n y o z ,( ş e r it ,a b d e s tb o z a n ) ....(sistiserkoz yapmaz)... ince barsağa tutunur ve 10 m'ye kadar uzayabilirler... h a lk a la ra n ü s te n d ış a r ıç ık a r ...Tanı; d ış k ıd ap r o g lo ttid in g ö s te r ilm e s iilek o n u r ...TEDAVİ: P



r a z ik u a n te l'd ir ...



Divhullobothrium latum :



ÖZELLİKLERİ: İ k iu z u n e m ic is iy le b a r s a k d u v a r ın a tu tu n u r ...yumurtaları ovaldir ve operkulumu bulunur... e n u z u n s o lu c a n d ır ...a zp iş m işbalık etinden bulaşır... B,2 v ita m in ik u lla n a r a k m e g a lo b la s tik a n e m iy e s e b e p o la b ilir ...Tanı; d ış k ıd a o p e r k u lu m lu o v a ly u m u r ta n ın g ö r ü lm e s iile k o n u r ...HASTALIK: " D ifilo b o tr iy a z is "y a p a r ...TEDAVİ: p r a z ik u a n te l... Echinococcus aranulosis;



ÖZELLİKLERİ: B irs k o le k s ,ü çp r o g lo ttid d e n o lu ş u r ...en küçük yassı solucandır... e n fe k t e k o y u n e tin in y e n m e s iile HASTALIK: " K is th id a tik "y a p a r ..Karaciğer’de tek gözlü kist yapar içinde binlerce skoleks ve kız kistler



b u la ş ır ..



bulunur... K is tin d ib in d e k is k o le k s le r e " h id a tikk u m "d e n ir ...kist rüptüre olursa anaflaksi gelişebilir, protoskoleksler tüm vücuda yapılabilir... e n s ıkk o m p lik a s y o n u s a fr a y o lla r ın aa ç ılm a s ıd ır ...Tanı; in d ir e k th e m a g lü tin a s y o n v e ç im le n m e k e s e s in in g ö s te r ilm e s iile ...TEDAVİ: A lb e n d a z o lv e c e r r a h io la r a kk is tin ç ık a r ılm a s ıd ır ...Kİst içine skoleksleri öldürmek için tuzlu su verilir... Echinococcus alveolaris:



ÖZELLİKLERİ: T ilk id ış k ıs ın d a n b u la ş ır ...çok gözlü kistler yapar... sarılık, kilo kaybı... TEDAVİ:



C e r r a h id e n e b ilir ...



M



e b e n d a z o l.



Humenolevis nana ( c ü c e s e s t o d ) :D o ğ r u d a n y u m u r ta ile b u la ş ır ...ara konak yoktur, direkt yutulan yumurtadan erişkin solucan oluşur... O to e n fe k s iy o n as e b e p o lu r ...çoğu asemptomatik seyreder... TEDAVİ: P ir a z ik u a n te l...(7



g ü n )



Divulidium caninum:



ÖZELLİKLERİ: K e d iv e k ö p e k le r d e k ie n s ık r a s tla n a n s o lu c a d ır ...Genelde asemptomatiktir, pruritis ani yapabilir... ç o c u k la r a b u la ş a b ilir ...TEDAVİ: N ik lo z a m ıd



307



Scfıistosoma (S.mansotıi. S.iavonicum. S .mekonai. S.haematoium >:



ÖZELLİKLERİ: D iş ie r k e ğ in g ö v d e s in d e y a ş a r ...S .mansotıi yumurtaları yan dikenli, S. japonicum yumurtaları çok küçük yan dikenli, S.haematabium yumurtaları uç dikenlidir... S . m a n s o n ıv e ja p o n ic u m m e z e n t e rv e n le r i, S .h a e m a to b iu m m e s a n e y e n le r in d e y a ş a r ...suda serbest serkaryalann deriden girmesi ile bulaşır... HASTALIK: "G Ü S tu tu lu m u ( S .h a e m a to b iu m ) ,G IS tu tu lu m u (d iğ e r le r i) "y a p a r ...Kc fibrozisi, HSM, portal hipertansiyona sebep olur... te r m in a lh e m a tü r i,m e s a n e k a ls ifik a s y o n u v e m e s a n e k a n s e r in e y o la ç a r ...girdiği yerde kaşıntılı dermatit, ateş, ishal, LAP yapar... e o z in o filiv a r d ır ...Tanı-, d ış k ıv e y a id r a r d a y u m u r ta la r ın g ö s te r ilm e s i...T E D A V İ :_ P r a z ik u a n te l'd ir .... Clonorchis sinensis:



Ç iğb a lıky e n m e s iy leb u la ş ır ...kistler bulaşıcıdır... k is tle rd u o d e n u m d aa ç ılırs a fr ak a n a lla r ın a g e ç e r ...ara konak salyangozdur... HASTALIK: " K lo n o r ş iy o z " a n e d e n o lu r ...sağ üst kadran ağrısı, HM, eozinofili görülür... Kolanjiokarsinom yapabilir. Tanı; d ış k ıd a k ü ç ü k ,k a h v e r e n g ik a p a k lıy u m u r ta la r ın g ö r ü lm e s iile ...TEDAVİ: Pi r a z ik u a n te l... ÖZELLİKLERİ:



Paraaonim us w esterm ani:



ÖZELLİKLERİ: K is t(m e ta s e r k a y a )i ç e r e n ç iğ y e n g e ç ile b u la ş ır ..ince barsakta kistten çıkıp diaframt aşıp akciğer parankimine yerleşir... HASTALIK: Pa r a g o n im ıy o z( = a k c iğ e rk e le b e ğ i) a k c iğ e r d e fib r ö zb irk a p s ü liç in d e d ir ...sürekli öksürük, kanlı balgam, dispne, tekrarlayan pnömonilerle karakterizedir... Tanı; d ış k ıv e y ab a lg a m d ak a p a k lı



y u m u r ta g ö r ü lm e s iile k o n u r ...TEDAVİ: P ir a z ik u a n te l... F asciola hevatica ■B u la ş ıks u b itk ile r in iny e n m e s iile e n fe k s iy o n b a ş la r ...ara konak salyangozdur ( salyangozu enfekte eden mirasidya)... e r iş k in le r is a fr a y o lla r ın a y e r le ş ir ...sağ üst kadran ağrısı, ateş, sanlık görülür... H a lz o u n , a r k a fa r e n k sd u v a r ın d a e r iş k in le r in e b a ğ lıfa r e n jittir ...Tanı; dışkıda yumurta... TEDAVİ: b itio n a l'd ir ... NEMATODLAR BARSAK NEMATODLARI Enterobius vermikularis:



ÖZELLİKLERİ: Y a ş a m d ö n g ü s ü tü m ü y le in s a n d a d ır ...Geceleri anüsten çıkan dişileri yumurtalannı bırakır. Kaşıma ile yumurtalar yeniden ağıza götürülür ve yeniden enfekte olur... HASTALIK: Kı lk u r d u e n fe k s iy o n u ... perianal kaşıntı en sık bulgu... e n s ık h e lm ite n fe k s iy o n u d u r ...Tanı; s e lo te y p ...dışkıda yumurta yoktur... TEDAVİ: M



e b e n d a z o l,p ir a n te lp a m o a t.... Trichuris trichiura:



ÖZELLİKLERİ: İ n s a n d ış k ıs ıy lae n fe k t e b e s in le r d e b u lm a ny u m u r ta la r ına lın m a s ıy lab u la ş ır ...yum urtalar ince barsakta açılır... e r iş k in ik a m ç ılıg ö r ü n ü m lü d ü r ... HASTALIK: " K a m ç ılıs o lu c a n e n fe k s iy o n u "y a p a r ... ishal yapar, anemi olmaz prolapsus ani oluşabilir... Tanı; d ış k ıd atip ik fıç ış e k lin d e y u m u r ta la r ın g ö r ü lm e s iile k o n u r ...TEDAVİ: M



e b e n d a z o l'd ü r ...



Ascaris Lumbricoides:



ÖZELLİKLERİ: G IS 't e e n u z u n n e m a to d d u r ...toprakta bulunan yumurtaların alınması ile bulaşır... y u m u r ta la r



in c e b a r s a k ta a ç ılır ,k a n d o la ş ım ın a g e ç e r ,a k c iğ e r d e b r o n ş la r a g e ç e r ,tr a k e a y a tır m a n ıp y u tu lu r la r ...ince barsakta erişkin hale gelir... b a r s a klü m e n in d e s e r b e s ty a ş a r ...eozinofilik eksudaya sebep olur... HASTALIK: "As k a r y o z "y a p a r ., ateş, öksürük, eozinofilinin eşlik ettiği askaris pnömonesi görülebilir (Löffler pnömonisi)... G IS o b s tr ü k s iy o n u n a s e b e p o la b ilir ...Tani; dışkıdaki yumurtaların gösterilmesi ile ... TEDAVİ: M e b e n d a z o l,p ir a n te lp a m o a t... Anculostoma-Necator:



N e m lito p r a k ta k ila r v a la r ın ç ıp la k a y a k v e b a c a k ta n g ir m e s iile e n fe k s iy o n b a ş la r ...kan dolaşımı ile akciğere gelir... tr a k e a y a g e ç ip y u tu lu r ...ince barsak duvarına kesici plak (N ecator) ve d iş le r i(A n c y lo s to m a )ile tu tu n u p k a n k a y b ın a s e b e p o lu r la r ...mikrositer anemi, halsizlik, solgunluk yapar... e o z in o filitip ik tir ...eozinofilik pnömoni görülebilir... T a n ı;d ış k ıd a y u m u r ta la r ın g ö r ü lm e s iile ...TEDAVİ: M e b a n d a z o l,p ir a n te lp a m o a t...



PARAZİTOLOJİ



TREMATODLAR



Stronauloides stercoralis:



ÖZELLİKLERİ: F a r k lıik iy a ş a m d ö n g ü s ü v a r d ır( in s a n d a t o p r a k ta ) ...topraktan genellikle ayak derisinden geçen organizma akciğerlere, trakeadan GİS'e geçer... i m e k a r s a k la r d ae r iş k in h a le g e lir ...karsak duvarına invaze olup filariya kurtçuk oluşturabilir, bunlar tekrar akciğere geçerek otoenfeksiyon oluşturur... HASTALIK: " S t r o n g ilo id o z " e tk e n id ir ...AIDS gibi hücresel immün yetmezliklerde dissemine enfeksiyon, otoenfeksiyon yapabilir... Tanı; d ış k ıd a



o r g a n iz m a la r ın g ö r ü lm e s iile d ir ...TEDAVİ: T ia b e n d a z o l'd ü r ... Trichinella spiralis:



ÖZELLİKLERİ: D e p o s u d o m u z la r d ır ...az pişmiş ette bulunan kistlerin alınmasıyla bulaşır... e r iş k in le r ik a n y o lu y la v ü c u d a d a ğ ılır ...sadece kaslarda kist halini alırlar, kalsifiye olurlar... HASTALIK: " T r iş in o z is "y a p a r ...az pişmiş etin yenmesinden sonra gastroenterit ve bir-iki hafta sonrada ateş, kas ağrısı, periorbital ödem, eozinofili gelişir... Tanı; k a sb iy o p s is in d e o r g a n iz m a la r ın g ö r ü lm e s iile ...TEDAVİ: T ia b e n d a z o l...A ğ ırv a k a la r d a s te r o id



DOKU NEMATODLARI VJuchereria bancrofti:



ÖZELLİKLERİ: S iv r is in e k le r leb u la ş tırılır...lenf nodlarına yerleşir... g e c e le r im ik r o fla r y a la rk a nd o la ş ım ın a v e r ilir ...HASTALIK: F ila r y a z ,e le fa n tıy o ze tk e n id ir ...ilk enf. asemptomatiktir. Geç dönemde lenf damarlarındaki tıkanmaya bağlı ateş, lenfanjit, sellülit gelişir... Tam; g e c e a lın a n k a n d a n h a z ır la n a n k a im d a m la p r e p e r a t...TEDAVİ: D ie tilk a r b a m a z in ( s a d e c e m ik r o fla r y a la r a e tk ili) ....e r iş k in fo r m a e tk ilite d a v iy o k tu r ... Onchocerca volvulus:



ÖZELLİKLERİ: S iv r is in e k le rb u la ş tır ır ...HASTALIK: "O n k o s e r k o z "( n e h irk ö r lü ğ ü )y a p a r ...bulaştığı yerden kaşıntılı derimal nodüller oluşturur. Deri altına göç eden mikroflaryalar körlüğe ”ırmak körlüğü’’ yol açabilir. Kasık bölgesinde yoğunlaşırsa "sarkık kasık’’ yapar... k a ş ın tılıd e r m a tit" k e r te n k e le d e r is i"y a p a r ...Tanı; E nfekte deri biyopsisinde mikrofilaryalar görülür... TEDAVİ: İv e r m e k tin ( m ik r o fila r y a la r a e tk ili) ,S u r a m in (e r iş k in le r e e tk ili,



g ö ztu tu lu m u n d a k u lla n ılır ) ... Loa loa:



ÖZELLİKLERİ: G e y ik s in e ğ ita r a fın d a n b u la ş tır ılır ...deri altında dolaşır ve immüniteyi uyarır... m ik r o fla r y a la r ı g ü n d ü zk a n a g e ç e r ..HASTALIK:"k a la b a rö d e m i"y a p a r ...konjunktivayla yerleşip hareket eder... im m ü n c e v a p s o n u c u lo k a l,g e ç ic i,k ız a r ık lık o lm a y a n ö d e m e ( k a la b a rö d e m i)s e b e p o lu r ...Tanı; kan yaymasında mikrofilaryalar... TEDAVİ: D ie tilk a r b a m a z in ... Dracunculus medinensis:



ÖZELLİKLERİ: E n fe k tifla r v a la r ıta ş ıy a n m in ikk a b u k lu la r ın s u y la a lın m a s ıy la b u la ş ır ...HASTALIK: " G in e a te ş id r a n k u n k u lu z ” a s e b e p o lu r ...deride ülserasyon yapar, özellik alt ekstremitededir... e r iş k in le r ik a ş ın tı,in fla m a s y o n a s e b e p o la n b irm a d d e ü r e tir ...Tanı; deri ülserinde solucan başının bulunmasıyla klinik olarak konur, metrelerce uzunlukta olabilir... TEDAVİ: s o lu c a n ın ç ö p e d o la n ıp y a v a şy a v a şç e k ilm e s id ir ... LARVASI HASTALIĞA NEDEN OLAN NEMATODLAR Toxocara canis: ÖZELLİKLERİ: K ö p e k d ış k ıs ıy la k o n ta m ın e to p r a k ta n y u m u r ta la r ın a lın m a s ıy la b u la ş ır ,b e y in ,g ö z ,k a r a c iğ e r 'e g ö ç e d e r . S o n u n d a k a p s ü lle n ip ö lü r ...ölü kurtçuklar etrafında immün yanıt sonucu oluşan granülomlar klinkten sorumludur... HASTALIKLARI: " V is s e r a lla r v a m ig r a n s ”e tk e n id ir ...körlüğe yol açabilir... Tanı; d o k u d a la r v a n ın g ö r ü lm e s i,e o z in o fili, h ip e r g a m a g lo b u lin e m i... TEDAVİ: T ia b e n d a z o l... Anaiostronaulus: "E o z in o filikm e n e n jit"e tk e n id ir ... Anisakis simvlex: Ç iğ d e n izü r ü n le r iy le b u la ş ır ...gastroenterit, eozinofili, dışkıda gizli kana sebep olur...



------------------------------------------------------------- -



İMMÜNOLOJİYE GİRİŞ VE BAĞIŞIKLIK s_____________________________________________ 1.



Epitop olarak etki eden fakat antikor yanıtı olusturamavan moleküllere ne ad verilir? A ) Ekson B) Hapten



Viral infeksiyonlarda özellikle erken evrede interferon, doğal katil hücreleri en önemli immun sistem elemanı olarak görev alırlar. Salgısal IgA viremi yapmayan viruslarda en belirleyici immun yanıttır ve geç dönmede ortaya çıkan belirleyici yanıt ise özgün antikorlar ve sitotoksik T-lenfosit yanıtıdır. Tüm bu bilgiler olmasa bile lizozimin peptidoglikanı parçalayarak etkili olan bir salgı olduğu hatırlansa sadece bakteriyel etkisi hatırlanabilir ve cevap verilebilir. Enfeksiyon a jan ların a karşı defans



C) Ligand D) Allotip E) İntron



i B a k te ri



1



Antijenik olarak belirleyici (epitop) içeren fakat ancak büyük moleküllere (örn. protein) bağlandıktan sonra antikor yanıtını uyarabilen moleküller hapten olarak bilinir.



2.



B



++



M a k ro fa j la r



+



3



+



+ 1



-



+



-



-



+



++



A) Salgısal IgA



CD8 h ü c r e le r i A n tik o r la r



-+ +



-+



++ +



Genel olarak CD8+T lenfositlerince gerçekleştirilen sitotoksik reaksiyon viral infeksiyonunsınırlandırılm asında ve hastalığın iyileşmesinde rolü olan en önemli mekanizmadır.



J



Viral İmmun Yanıt • İn te rfe ro n • Doğal Katil (IFN -alfa, IFN -beta) • Makrofaj ve dendritik hücre (filtrasyon, fagositoz, antijen sunma) • T lenfosit (Z a rflı viruslar) • A n tiko r (opsonizasyon, nötralizasyon, viremiyi önleme)



J



-



-



3.



+



+



CD4 h ü c r e le r i



D o ğ ru cevap:



-



1



Aşağıdaki yapılardan hangisinin viruslara karşı gelişen immünitede rolü en azdır?



D) Lizozim E) Sitotoksik T lenfositleri



V



-



NK h ü c r e le r i



B) İnterferon-alfa C) Doğal katil hücreleri



V



|



N ö tr o fitle r



K o m p le m a n D o ğ ru cevap:



In tr a s e lü le r sn1 V ir ü s le r M a n ta r la r P a ra z itle r b a k te r i



-+



-+ + (Ig E ) İD:



D



Gram pozitif bakterilerle gelişen sepsis sendromunun ortaya çıkması için makrofajların uyarılmasını sağlayan reseptör aşağıdakilerden hangisidir? A) Toll-like reseptör-4 (TLR-4) B) Fc reseptörü C) C3b reseptörü D) Toll-like reseptör-2 (TLR-2) E) MHC class I



Yanıtların düzelenmesinde hücre yüzeyinde yer alan özel reseptörler (Toll-like reseptör=TLR) rol oynar. Gram negatif bakterilerin lipopolisakkarid tabakasına yanıt TLR-4, gram pozitif bakteriler ve maya hücrelerine karşı yanıt TLR-2, bakteriel flagellalara yanıt ise TLR-5 ile düzenlenir. Doğru cevap: D



310



İMMÜNOLOJİ



7.



Aşağıdakilerden hangisi konakçı immün yanıtına karşı mikrobiyal savunma mekanizmalarından değildir?



TLR (Toll-like reseptör) O TLR-2: Gram (+), maya O TLR-3: ds-RNA (virüs) O TLR-4: Lipopolisakkarit O TLR-5: flagella O TLR -6 diacyl lipopeptid (mycoplasma) O T L R - 7 : s e n te tik ürünler (imidazokinolin, loxoribine)



V 4.



A) Kapsül oluşturma B) Antijenik maskelenme C) Antijenik taklit D) Anti-immün globulin proteaz üretimi E) Ekstraselüler replikasyon



J



Spesifik bir immun cevap oluşturan maddelere ne ad verilir? A) Antijen



Konakçı im m ünolojik yanıtına savunma mekanizmaları: • •



B) Adjuant



C) Hapten



D) İmmünojenite E) Epitop



Antikor ile etkileşen ve spesifik bir immün yanıt oluşturan maddelere antijen denir. D o ğ ru cevap: A



A n tije n le r •



A n tije n : Spesifik bir immun cevap oluşturan maddelere denir.



j •



İm m ünojenite: Özgün ve koruyucu humoral veya hücresel immüniteyi uyarma kapasitesidir. Özgün re a ktivite : Üretilen antikor ve T hücreleriyle tanıma kapasitesidir. Hapten: Tek başına antijenik olmayan ama başka mole­ küller ile kombine edildiğinde antijenik özellik kazanan moleküllere verilen addır.



• •







Antijenik maskelenme







Antijenik değişme







Antiimmunglobulin proteaz üretimi



• •



Fagosit destrüksiyonu Kemotaksis inhibisyonu







Fagositoz inhibisyonu







Fagolizozom füzyonunun inhibisyonu



• •



Lizozomal enzimlerin rezistansı intraselüler replikasyon.



6.



Aşağıdakilerden değildir?



hangisi



akut



faz



A) Amiloid A



A lle rje n : Tip I hipersensitivite reaksiyonuna sebep olabilen antijendir.







Opsonin: A ntijenlere bağlanarak bunların fagositozuna j1 neden olan maddedir. Epitop: Bir antijen molekülünün antikorlarla reaksiyonunun özgünlüğünü belirleyen kısmıdır.







Kapsül oluşturma Antijenik taklit



Doğru cevap: E











karşı m ikrobiyal



B) CRP C) C3 kompleman D) Plazminogen E) ASO



A djua nt: Bir immünojene karşı immün cevabı artırır. *•



A kut Faz Reaktanları: 5.



Aşağıdaki reaksiyonlardan hangisi hipersensitivite sonucu gelişmez? A) Astım C) Kontak sensitivite



Tip



I



B) Saman nezlesi D) Penisilin allerjisi



E) Arı sokması reaksiyonu Tip I hipersensitevite şekilleri • • • • • • •



reaksiyonlarının



klinik



Ürtiker Ekzema Rinit Konjunktivit Astım Perisilin allerjisi Arı sokması



Kontakt sensitivite tip IV aşırı duyarlılık reaksiyonuna örnektir. Doğru cevap: C



• • • • • • • • • • • • •



Alfal -antitripsin- Alfamakroglobulinler Alfal-glikoprotein-Alfal antikimotripsin Amiloid A ve P- Protrombin Antitrombin III- Faktör VIII C-reaktif protein- Ferritin C1 esteraz inhibitör- Immünoglobulinler C1-4, 9, 11 kompleman Seruloplasmin Fibrinojen Flaptoglobin Orosomukoid Plazminojen LPS-bağlayan proteinler



Doğru cevap: E



reaktanı



Desensitizasyon olayında haftalar veya aylar süren tedavi boyunca giderek artan miktarda antijen subkutan olarak enjekte edilir. Oluşan IgG antikorları sonraki yıl aynı mevsimde antijen ile bağlanacağından allerji meydana gelmez.



A k u t fa z re a kta n la rı Pozitif akut faz reaktanları Antimikrobiyal proteinler - CRP - LPS binding protein



D o ğ ru cevap:



B



- Mannan - binding tektin - Serum am iloid protein A



9.



- Kompleman pro te in le ri (C3, C4, C9 ve fa k tö r D)



Pasif immünizasyonun aktif immünizasyona göre avantajı aşağıdakilerden hangisidir?



Koaglilasyon ve Fibrinolitik proteinler - F ibrinojen



A) Hipersensitivite reaksiyonu yapmaması



- Protein S



B) Birçok organizmaya karşı etkili olması



- Plazminojen



C) Fiyatının ucuz olması



- Doku plazm inojen aktiva tö rü (tDA)



D) Hızlı koruma sağlaması E) Immün yanıtı arttırması



- Ürokinaz - V İtronektin



Proteaz inhibitörleri



Pasif immünizasyon ile bir organizmaya karşı önceden oluşmuş antikorların verilmesi hızlı ancak kısa süreli bir koruma sağlar. Hazır antikorlar kişinin immün yanıtını azaltır, maliyeti daha yüksektir ve anti immünglobülin antikorları bulunan hastalarda hipersensitivite reaksi­ yonuna (serum hastalığı) yol açar.



- a1- proteaz in hib itörü • a1- antikem otripsin



Transport ve metal-binding proteinler - Seruloplazmin - Haptoglobulin - Hemopeksin



D o ğ ru cevap:



- F erritin



D



Diğer proteinler P a s if im m ü n iz a s y o n y a p ıla n h a s ta lık la r ve ku llanılan m ateryal



- G-CSF - IL-1 reseptör antagonisti - Fibronektin - A njiotensinojen - Sekrete fosfolipaz A



Negatif akut faz reaktanları - Albumin



HASTALIK



KULLANILAN MATERYAL



Botulizm



ABE polivalan antitoksin (IV, İM)



Sitomegalovirüs



CMV immünglobülin (IV)



D ifteri



Difteri antitoksini (İM)



H e p a titA



immünglobülin (İM)



H epatit B



Hepatit B immünglobülin (HBIG) (İM)



Hipogamaglobulinemi (eritroblastozis fetalis)



İmmünglobülin (İM, IV)



Kızamık



immünglobülin (İM)



- Transferin - Transtrentin - a-F etoprotein - Tiroksin-binding protein - IGF-I - Koaglilasyon fa k tö r - Retinal-binding protein



Diğer akut faz fenomenleri - Ateş - Somnolans - Anoreksia - Anemi



j Kuduz



- Lökositoz - Trombositoz



Kuduz immünglobulini (İM)



Rh izoimmünizasyonu



Rho (D) immünglobülin (İM)



Tetanoz



Tetanoz immünglobülin (İM)



Su çiçeği



Varisella-zoster immünglobülin (VZIG) (İM)



Vaccinia



Vaccinia immünglobülin (İM)



- Kaşeksi



— 8.



n>ıtır.tu-«



Allerjik bünyeli bir kişide örneğin saman tozuna karşı desensitizasyonun temel mekanizması nedir? A) IgE bağlanma bölgelerinin satüre edilmesi B ) Aynı antijene IgG oluşumunun uyarılması C ) Aynı antijene IgM oluşumunun uyarılması D) IgE oluşumunun inhibe edilmesi E) IgA oluşumunun sağlanması



İD :06tl55 |



İMMÜNOLOJİ



311



31 2



İMMÜNOLOJİ



10. Aşağıdakiierden hangisi doğal bileşenlerinden biri değildir?



bağışıklığın



12. Gram (-) bakteri hücre lipopolisakkaritleri tanıyan aşağıdakiierden hangisidir?



duvarındaki reseptör



A) Sitotoksik T lenfositleri B) Fagositik hücreler



A) Plazma C-reaktif protein



C) NK hücreleri



B) N-formilmetionil peptid reseptörleri



D) Kompleman



C) Toll-like reseptör/CD14 D) Plazma mannoz bağlayan lektin



E) Epitel hücreleri Sorunun amacı lenfositlerin kazanılmış bağışıklıkta rol alan hücreler olduğunun bilinmesidir. Sitotoksik T lenfositleri, kazanılmış bağışık yanıtta görev alırlar. Fagositik hücreler, NK hücreleri, kompleman, epitel hücreleri, doğal bağışık yanıttın elemanlarıdır. Doğal bağışık yanıt genelde mikroorganizmaların vücuda girişini engelleyerek etkili olmaya çalışır. Çabuk, T ve B lenfositlerinden bağımsız, bir hafızaya sahip olmadan ve özgül olmayan bir yanıt ya da işlevle koruyucu rol oynar. Kazanılmış bağışık yanıt ancak belirli antijenik yapılara karşı özgül olarak gelişen, özellikle lenfositlerin görev aldığı bağışıklık şeklini belirlemektedir. Bu bağışıklığın temel elemanlarından bazıları doğuştan kazanılmıştır. Türe, ırka, genetiğe ve kişiye bağlı faktörler belirlenmiştir. Asıl kazanılan bağışıklık ajanla temastan sonra oluşur ve tekralanan temaslarla mükemmel hale gelir. Sonradan kazanılan bağışıklıkta hücresel ve hümoral bağışıklık rol oynar. Hücresel bağışıklık esas olarak yardımcı ve s ito to k s ik T -le n fo sitle ri ile oluşurken hüm oral bağışıklık öncelikle B-lenfositleri ve plazma hücreleri ile oluşmaktadır. D o ğ ru cevap:



E) Makrofaj mannoz reseptörü Sorunun amacı doğal yanıtların düzenlenmesinde önemli rolü olan Toll-like reseptörlerin bilinmesidir. Mikroorganizmalara karşı verilen yanıtları n düzenlenmesinde hücre yüzeyinde yer alan özel reseptörler (Toll-like reseptör=TLR) rol oynar. Gram (-) bakterilere karşı (LPS) yanıt TLR-4, gram (+) bakteriler ve maya hücrelerine karşı yanıt TLR-2, virüslere karşı yanıt TLR-3 ile düzenlenir. Plazma C-reaktif protein, Plazma mannoz bağlayan lektin, akut faz reaktanı olarak görev yapan proteinlerdir. Makrofaj mannoz reseptörü, mannoz bağlayıcı lektin yolunda görev yapan reseptördür.



A



11. Aşağıdakiierden hangisi doğal bağışıklıkta rol oynamaz?



D o ğ ru cevap:



B) Plazma C-reaktif protein



Aşağıdaki toll-benzeri reseptörlerden (TLR) hangisi endozomal zarda bulunarak viral çift zincirli RNA tanır?



C) Toll-like reseptörü D) B hücre reseptörü



A) TLR 1



E) Plazma mannoz bağlayan lektin



C)TLR 3



A) Makrofaj mannoz reseptörü



Aynen bir önceki soruda olduğu gibi lenfositlerin kazanılmış bağışıklıkta rol alan hücreler olduğunun bilinmesi için sorulmuştur.



13.



C



B)TLR 2 D)TLR 4 E) TLR 5



Sorunun amacı doğal yanıtların düzenlenmesinde önemli rolü olan Toll-like reseptörlerin bilinmesidir.



B hücre reseptörü, B lenfositlerde bulunan reseptördür ve B lenfositleri kazanılmış immün yanıtta görev yapan hücrelerdir.



TLR 3, ds-RNA (virüs) ‘yı tanır.



Diğer seçeneklerin hepsi doğal bağışık yanıtta görev yaparlar.



TLR 4, gram (-) bakterilerde lipopolisakkarit yapısını tanır.



Doğru cevap: D



TLR 5, flagella antijenini tanır.



TLR 2, gram (+) bakteriler ve maya mantarlarını tanır.



D o ğ ru cevap: C



31 3



A) Histamin B) Lökotrien B4



E ritro s itle r, kemik iliğinde myeloid kökten gelişen hücrelerdir. İmmün yanıtta görevleri yoktur. NK h ü c re le ri, doğal immün yanıtta görev yapan hücrelerdir.



C) ECF-A



B lenfositleri ve T lenfositler, kazanılmış immün yanıtta görev alırlar.



D) Asit hidrolaz E) Peroksidaz



Dendritik hücreler, kazanılmış immün yanıtta profesyonel antijen sunumunda görev yapan hücrelerdir.



Sorunun amacı enflamasyonda en çok görev yapan nötrofillerin enflamasyon alanına gelmesini sağlayan moleküllerin bilinmesidir. Enflamatuar yanıttan ilk birkaç saatte C5a, IFN-gama, lökotrien B-4 sorumlu iken sonra IL-6 ve IL-8 olaya katılırlar ve daha geç dönemde (8-24 saat) IL-1, TNF alfa, GM-CSF olaya katılırlar. Histam in, enflamasyonda önemli elemanlardan birisi vazoaktif aminlerdendir. Mast hücreleri, bazofiller ve trombositlerden salgılanır ve arteriollerde dilatasyon ve permeabilite artışına yol açar. ECF-A, anafilaksinin eozinofil kemotaktik faktörü (ECF-A) mast hücrelerinde granüller içinde bulunur ve salgılandığında eozinofillerin toplanmasını sağlar. Tip 1 aşırı duyarlılıkta görev alır.



Doğru cevap: E







BAĞIŞIKLIĞIN HÜCRESEL ELEMANLARI



_________________________________________ 1.



Aşağıdakilerden hangisi fonksiyonlarından değildir?



makrofajların



A) Fagositoz



B) Tümörisidal aktivite



C) Tip 1 hipersensitivite



D) Sitokin üretimi



E) Antijen sunumu M akrofajların fonksiyonları • • • • •



A sit hidrolaz , peroksidaz, fagositoz işleminden sonra bakteri öldürülmesinde görev yapan enzimlerdir.



Fagositoz Antijen sunumu Sitokin üretimi Tümörisidal aktivite T hücre aktivasyonu



Tip 1 hipersensitivitede bazofil ve mast hücreleri rol oynar. Doğru cevap: C 2.



Aşağıdaki sitokinlerden hangisi aktive yardımcı T lenfosit 2 (TH2)’lerden salınarak B lenfositlerin izotip değişiminde rol oynar? A) IL-1



Doğru cevap: B



15. Aşağıdakilerden hangisi hücrelerinden biri değildir?



B) IL-2



C) IL-4



D) TNF alfa E) IFN gamma



bağışıklık



sistemi



A) NK hücreleri B) B lenfositleri C) T lenfositleri D) Dendritik hücreler E) Eritrositler Sorunun amacı immün yanıtta görev yapan hücrelerin bilinmesidir.



İmmun ve inflamatuar olaylara katılan hücrelerin etkinliklerinin arttırılması ve çeşitli hücrelerin uyarılmasını sağlayan maddelerdir. IL-1 Esas olarak makrofajlar tarafından üretilir. Endojen pirojen olarak rol oynar (TUS). Çok farklı hücreleri etkileyebilir. Yardımcı Tlenfositlerini uyararak IL-2 üretmesini kamçılar ve farklılaşmasını sağlar. IL-2 Esas olarak yardımcı Tlenfositleri tarafından (Th1) sentezlenir. Hem yardımcı hem sitotoksik T-lenfositlerini üreme yönünden uyarır (TUS). B-lenfosit uyarısında sinerjik etki (IL-4 ile) gerçekleştirir. IL-4 Th2 tarafından sentezlenir. B-lenfositleri üreme ve farklılaşmasını kamçılar. Th2 hücrelerini uyararak IL-4



İMMÜNOLOJİ



14. Aşağıdakilerden hangisi, enffamasyonda nötrofiller için kemotaktik mediyatör olarak rol oynar?



İMMÜNOLOJİ



314



ve IL-5 salgısını artırırlar. Antikorların izotip (anahtar) çevrimini sağlarlar. Özellikle Ig E artışını uyarırlar. Tip I aşırı duyarlık reaksiyonlarda rol oynar. IL-10 Th2 hücreleri tarafından sentezlenir. IFN-gama üretimini kısıtlayarak Th1 gelişimini inhibe eder. Bir çok infeksiyon sırasında İFN-gama üretimine IL-10 yanıtı eşlik eder ve olası hücre yıkımını engellemeye yardımcı olur. İmmuntolerans gelişmesinden sorumludur, interferon gamma antijenler, mitojenler tarafından yapımı uyarılır. Th1 hücreleri tarafından sentezlenir. Makrofaj, NK, nötrofillerin fagositik etkinliğini artıran en önemli uyarıcıdır (TUS). Bu hücrelerin mo’leri ve tümör hücrelerini öldürme yeteneğini arttırır. Hücrelerin MHC I ve II protein sentezini artırır. Antijen sunumunu şiddetlendirir. İL 13; TH 2 tarafından yapılırlar. Allerjik hava yolu hastalığı(astım) gelişimde rolü vardır. IgE artışına neden olmazken hava yolu aşırı yanıtına katılır. D o ğ r u ce vap :



C



5.



Aşağıdaki bakteriyel antijenlerden hangisine karşı geliştirilen immün yanıt sürecinde antijenik yapı T-lenfositlerine sunulabilir ve sonrasında uzun süreli bir antikor yanıtı oluşturulabilir? A) E coli - K1 antijeni B) S.typhi - Vi antijeni C) E.coli - H antijeni D) Shigella - O ntijeni E) Pnömokok - Kapsül antijeni



O ve kapsül antijenleri polisakkarit ntijenlerdir. Aynı zamanda kapsül antijenlerinde hapten yapısında antijenik determinantlar bulunur. Genel hatlarıyla bu antijenler T enfositlerine sunulamayan antijenlerdir ve daha kısa süreli antikor yanıtına neden olurlar. Protein antijenler ise T enfositlerine sunulabilirler ve uzun süreli antikor yanıtı oluşturabilirler (H antijenleri gibi). D o ğ ru cevap: C



3.



Fagositozda çok etkin olsalar da antijen sunan hücre olarak görev yapmayan immün sistem hücreleri aşağıdakilerden hangisidir? A) Dendritik hücreler



6.



B) B lenfosit



C) Makrofaj



D) Langerhans hücreleri E) Nötrofil



CD4 T lenfositleri etkinleşmesi için antijen sunan hücrelerin antijen ve MHC II antijenini birarada iletmesi gerekir. Bu konuda en fazla işlevi makrofajlar görse de B lenfositleri, dalağın dendritik hücreleri, derinin Langerhans hücreleri de antijen sunan hücre olarak işlev görürler. Kandaki granülositlerin %50-65’ini oluştururlar. Akut bakteriyel hastalıklarda kanda sayıları belirgin olarak artmaktadır. Yüzeylerinde MHC II molekülleri bulunmadığından fagositozda çok etkin olsalarda antijen sunan hücre olarak görev almazlar. D o ğ r u cevap :



4.



E



İnterlökin-12 reseptör kusuru olan bir hastada en önemli infeksiyon etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Staphylacocus aureus



B) E.coli



C) M.tuberculosis



D) Mycoplasma E) S.pneumaniae



IL-12 ve IFN-gama reseptör kusurunda ağır mycobakteri enfeksiyonları gelişir. Interferon-gama, immünmodulatör olarak görev alır ve özellikle Th1 yanıtı ile tüberküloz ait sorunların önlenemediği ve sistemik tabloların geliştiği belirlenmiştir. Hatta gama interferon kusuru olan çocuklarda BCG uygulaması bile sistemik infeksiyona yol açar.



Esas olarak makrofajlar tarafından üretilen, endojen pirojen olarak rol oynayan, yardımcı T-lenfositlerini uyararak IL-2 üretmesini kamçılayan ve farklılaşmasını sağlayan sitokin aşağıdakilerden hangisidir? A) IL-1



B) IL-2



C) Gama interferon



IL1 bir numaradır. İmmünitenin başlangıcında bir numara olan makrofajlardan salınır. Yardımcı T-lenfositlerini uyararak IL-2 üretmesini kamçılarvefarklılaşmasını sağlar. IL-2 iki numaradır ve immün sistemin ikinci basamağında yardımcı TH1 hücrelerinden salınır. Özellikle hücresel bağışıklığı uyarmaktadır. Gama interferon TH1 tarafından sentezlenir ve fagosit hücrelerin fagositik etkinliğini artıran en önemli uyarıcıdır. İL 10 yardımcı TH1 gelişimini inhibe ederek hücre yıkımını engeller. “Makrofajların mikropları inaktive etmeleri" başlıklı şekile bakınız.



ve



fagosite



O Akut faz reaktanlarının artışında IL I sorumlu iken sedim artışından IL6 sorumludur.



J



v D o ğ r u ce v a p :



7.



A



Kazanılmış bağışık yanıt oluşumunda hücreler arasındaki etkileşime katkıda bulunan adezyon molekülü eşlemelerinden hangisi yanlıştır? A) B7, CD28



Doğru cevap: C



D) IL-4 E) IL-10



C) LFA2, CD40



B) MHC2.TCR D) MHC1, TCR E) LFA-1, ICAM1



İnflamasyon ve ateş



Mikrobisidial aktivite



IL-6, TNF-a, IL-1 Oksijen bağımlı h2o 2, ■o 2, NO OH



M e d iy a tö rle r ve s a lg ıla n a n p roteinler



Oksijenden bağımsız Lizozom, asit, asit hidrolaz, katyonik proteinler



Aktive edilen mekanizmanın seçimi



T-hücre aktivasyonu



İMMÜNOLOJİ



Prostaglandinler K o m p le m a n faktörleri P ıh tılaşm a faktörleri



D



fX icc (



Antijen işleme, antijen sunumu, IL-T üretimi



Makrofaj



V



Doku ve organizasyonu Bilinmeyen faktörler Elastaz, kollajenaz, hyaluronidaz, Fibroblast stimüle eden faktörler Anjiyogenezis faktörleri



h 2o 2 Asit hidrolazlar C3a, TNF-a



Tümörisidial aktivite Sitotoksik faaliyet Toksik faktörler Proteazlar Arjinaz, TNF-a



M akrofajların m ikroplan inaktive ve fagosite etm eleri, antijen sunumu, spesifik immün cevap, inflamasyon gelişimi ve akut faz cevaplarının lenfokin satımıyla gerçekleşmesi. A ktive m akrofajiar ayrıca tüm ör ve diğer hücreleri de öldürebilir.



Adezyon moleküllerinin önemi yapılan araştırmalarla her geçen gün artmakta, inflamasyonda lökositlerin damar duvarına adezyonunda ve antijen sunumunda adezyon molekülleri temel yapılardır. A ntijen sunum unda rol alan adezyon m olekülleri: MHC1 ile TCR; MHC2 ile TCR; B7 ile CD28; ICAM-1 ile LFA-1 ve LFA-3 ile CD2 (LFA-2) bağlanmaktadır. Bunların dışında Tlenfositlerdeki CD40L (ligand) B lenfositlerdeki CD40 ile bağlanarak B lenfositin antikor sentezi yönünde uyarılmasını sağlamaktadır. D o ğ ru cevap: C



Antijen sunumunda en önemli hücrelerdir. Hem doğal hem de kazanılmış bağışıklıkta rol oynarlar. Nötrofiller sadece öldürme fonksiyonu üstlenirler ve antijen sunmazlar. Doğal katil hücreler de antijene göre spesifik yanıt vermeyen doğal bağışıklık elemanlarıdır. Antijen sunumunda rol almazlar. D o ğ ru cevap: C



9.



Etkinleşmiş mononükleer hücrelerden salgılanan ve nötrofilleri inflamasyon alanına çeken interlökin (kemokin) aşağıdakilerden hangisidir? A) IL-8



8.



Fagositoz, öldürme, antijen sunulması ve sekresyon gibi işlevleri olan immün sistem hücresi aşağıdakilerden hangisidir? A) T lenfosit C) Makrofaj



B) B lenfosit D) Doğal katil hücreler E) Nötrofil



Fagositoz, öldürme, antijen sunulması ve sekresyon gibi işlevleri olan immün sistem hücresi makrofajlardır.



B) IL-3



C) IL-1



D) IL-2 E)IL-5



Sitokinler her TUS’da çıkabilecek tehlikeli (çünkü çok rahat karışabilir) konulardan biridir. Nötrofillere kemoatraktan olup monositlerden salınan interlökin IL8'dir. Bu tabloyu mutlaka iyi biliniz. Doğru cevap: A



31 m



İMMÜNOLOJİ



10. Aşağıdakilerden hangisi özelliklerinden değildir?



B



lenfositlerinin



il



Sitokin



Kaynaklandığı ana hücre



Başlıca im m ü n o lo jik e tkisi M a k rofajla rd a ü re tilir. T, B le n fo ­ s itle r, n ö tro fille r, e p ite l h ü c re le ­



A) Yüzeyde IgM B) İmmün globülin sentezi C) Yüzeyde antijen reseptörü



M akrofajlar



i



D) Bursada olgunlaşma E) Sitotoksik etki



İL - 1 (a , 6)



Endotel hücre leri D e n tritik h ücre ler Langerhans h ü c re leri



B Lenfositleri sitotoksik etki göstermezler. Yüzeylerine taşıdıkları immün globülinler IgM tipindedir. Uyarılarak plazma hücrelerine dönerler. İmmünglobulin sentezlerler. Bursalarda olgunlaşırlar.



ri, fib ro b la s tla rı a k tiv e eder. A te ş yapar, e n d o je n p iro je n o larak ad lan dırılır. (H ip otalamusa etki ile ) A k u t fa z re a k ta n la rım u y a n r IL -6 ’yı uyarır Özgün olm ayan d ire n ci a r ttır ır E n d o je n b ir IL-1 r e s e p tö r anta go n isti ile in h ib e olur. T hücresi büyüm e fa k tö rü NK ve B hücrelerini aktive eder İn a k t i f T h ü c r e le r i a n t ij e n



Th, h ü c re leri



İL - 2



Not: Sitotoksik etkiyi Tlenfositler gösterir.



tarafından uyarıldığında hem IL2 üretir, hem de yü zeyin d e IL-2 reseptörü oluşturur. IL-2 nin reseptörü ile etkileşim i



Doğru cevap: E



DNA sentezini uyarır. İL - 3



11. Natural killer yanlıştır?



(NK)



hücreleri



için



T hücre leri



H em atopoezi uyarır.



T help er hücre leri



B h ü c re le rin in IgE se nte zin i uyarır, b ö y le c e t i p i a ş ır ı d u y a r lılığ a y a tk ın lık oluşturur, in te rfe ro n -y yı baskılar IL-4 y a rd ım c ı T h ü c re le rin in a lt grubu olan Th2 hücre lerinin sayısını a r t ır a r a k h ü m o r a l b a ğ ış ık lığ ı ş id d e tle n d irir.



hangisi



A) NK hücreleri IFN-alfa, IFN-beta ile aktive edilir. B) Aktive NK hücreleri makrofajları aktive eder



i İL —4



C) NK virüsle infekte hücreleri (özellikle kılıflı virüsleri hedef alır ve öldürür. D) Kandan viral partikülleri filtre ederler.



E o s i n o f i lle r in



E) Hepsi doğru



IL -5



NK hücreleri dolaşımdaki lenfositlerin %5-10’unu oluşturur. Yüzeylerinde lenfosit serilerine ait reseptörler bulunmaz ve etkilerini göstermek için MHC'ye bağımlı değillerdir. NK hücreleri tümör hücreleriyle savaşta önemli rol oynar. Chediak-Higashi sendromunda NK hücreleri bulunmadığından lenfoma gelişme riski belirgin biçimde artmıştır. Kandan viral partikülleri filtre eden makrofajlardır. Ancak virüsle enfekte hücreleri NK hücreler öldürebilirler.



büyüm e



ve



fa rklıla şm a sı (öze llikle p a ra zit­ lere karşı konakçı savunm asında T h e lp e r h ü c re leri



ve allerjik tepkim elerde ön e m li­ dir.) B hücresi büyüm e fa k tö rü IgA s e nte zin i a r ttır ır



M onositler j IL -6



IL -7



I



IL -8







T hücre leri



A kut faz reaktanlarım uyarır Pirojeniktir



Endotel h ücre leri



Geç B hücre fa rklıla şm a sın ı u yan r



Kemik iliğ i



Pre-B ve p re -T h ü c re le rin i u yarır



M onositler E ndotel hücre leri F ibro b la stlar



Doğru cevap: D | İL - 10



Th2 hücre leri



N ö tro fil ve T h ü c re le ri için kemota k tik fa k tö rd ü r



Th, h ü c re le rin in in te rfe ro n -y sen­ te z in i in h ib e eder D iğe r sito k in le rin se n te zin i in ­ hibe eder



12. İmmunglobulin hangileridir?



sentezleyen



hücreler İL - 12



A) Th 1 hücreleri



M akrofajlar ve B h ü c re leri



D) Makrofajlar E) Plazma hücreleri İmmünglobülin sentezleyen hücreler B lenfositlerdir. Bu hücreler farklılaşarak plazma hücrelerine dönüşürler. Doğru cevap: E



NK ve CD8* h ü c re le ri s ito liz için uyanr IL-2 ile s in e rjis tik e tk i yapar



B) Th 2 hücreleri C) CD 8 T lenfositler



Th, h ü c re le rin in fa rklıla şm a sı inte rfe ro n -y sentezini u y a rır



Tüm ör n e k ro z fa k tö rü a



Makrofajlar, T h ü c re le ri, B h ü c re leri ve büyük g ra n ü le r le n fo s itle r



T ü m ö r le r iç in s it o t o k s ik t ir , k a şe k si y a p a r, b a k te r iy e l şoka a ra c ılık eder



Tüm ör n e k ro z fa k tö rü 6



T ra n s fo rm e e d ic i b ü y ü ­ me fa k t ö r ü 8



T h ü c re leri



Tü m örle r için sitotoksiktir



T ve B h ü c re le rin in ço ğa lm asını in h ib e e de r Hem en bütün nor­ mal hücre tipleri



S itokin re s e p tö rle rin i a z a ltır L ö k o s itle r için güçlü bir kem otaktik a ja n d ır Enflam asyon ve doku tam irinde ro l oynar



ID :06t 159



317



13. Özellikle eozinofillerin gelişmesinde rolü olan sitokin hangisidir? B) IL-3 D) INF gama E) İ L- 5 IL-1: Esas olarak makrofajlar tarafından üretilir. Endojen pirojen olarak rol oynar. Çok farklı hücreleri etkileyebilir. Yardımcı T-lenfositlerini uyararak onların IL-2 üretmesini kamçılar ve farklılaşmasını sağlar.



TİP



Özellik



Alfa



En az 17 alt tipi vardır ES ve null lenfositlerde, makrofajlarda ve epitel hücrelerinde üretilir Virüs, bakteri, tümör ve yabancı hücrelerle uyarılır Viral replikasyonu inhibe eder.



Beta



Bir tane vardır Fibroblast, makrofaj ve epitel hücrelerinden üretilir Virüsler ve bakteri ürünleriyle uyarılır Viral replikasyonu inhibe eder



Gamma



Bir tane vardır Th1 ve NK hücrelerinden üretilir Makrofajların güçlü bir aktivatörüdür Güçlü immün düzenleyici etkisi vardır Mast hücrelerinin IL-4’le aktivasyonu ve IgE sentezini inhibe eder.



IL-2: Esas olarak yardımcı T-lenfositleri tarafından (Th1) sentezlenir ve hem yardımcı (otokrin) hem sitotoksik T-lenfositlerini üreme yönünden uyarır. B-lenfosit uyarısında sinerjik etki (IL-4 ile) gerçekleştirir. IL-5: Th2 alt grubu tarafından sentezlenir. B-lenfosit farklılaşmasını uyararak özellikle Ig A yapımını artırır. Eozinofil üretim ve etkinleşmesinde rolü vardır. IL-10: Th2 hücreleri tarafından sentezlenir ve gamainterferon (IFN-gama) üretimini kısıtlayarak Th1 gelişimini inhibe eder. Bir çok infeksiyon sırasında İFN-gama üretimine IL-10 yanıtı eşlik eder ve olası hücre yıkımını engellemeye yardımcı olur, immuntolerans gelişmesinden sorumlu tutulmuştur. INF Gama: Antijenler, mitojenler tarafından yapımı uyarılır. Özellikle Th1 hücreleri tarafından sentezlenir. Makrofaj, NK, nötrofillerin fagositik etkinliğini artıran en önemli uyarıcıdır. Böylece bu hücrelerin mikroorganizmaları ve tümör hücrelerini öldürme yeteneğini arttırır. Hücrelerin MHC I ve II protein sentezini de artırır. Antijen sunumunu şiddetlendirir. D o ğ r u cevap :



|



İD :0 6t237



15. Parazitlere karşı spesifik yanıtta aşağıdakiierden hangisi etkilidir? A) NK hücreleri B) Makrofajlar C) IgE D) Nötrofiller E) Kompleman sistemi IgE’nin iki önem li fonksiyonu vardır: 1. Tip I hipersentivititede rol oynar 2. Parazitlere karşı oluşan immün yanıtta rol oynar. D o ğ ru cevap: C



16. Aşağıdakiierden hangisi makrofajların fonksiyon­ larından değildir?



E



A) Fagositoz 14. İnterferonla yanlıştır?



ilgili



aşağıdakiierden



hangisi



B) Tümörisidial aktivite C) Tip I hipersensitivite



A) Sistemik antiviral cevabı başlatır



D) Doku reorganizasyonu



B) Lokal viral replikasyonu durdurur C) Enfekte hücrenin çevresinde bulunan hücrelerde antiviral durumu başlatır. D) Opsonize viral partikülleri inaktive eder



E) T hücre aktivasyonu



E) Interferon çift iplikli RNA veya hücresel protein sentezini inhibisyonu ile indüklenir Opsonize viral partikülleri inaktive eden makrofajdır. Doğru cevap: D



M akrofajların fonksiyonları • • • • • • •



Fagositoz Antijen sunumu Sitokin üretimi Tümörisidal aktivite Doku reorganizasyonu T hücre aktivasyonu (sitokinlerle) Tip I hipersensitivitede bazofil ve mast hücreleri rol oynar.



Doğru cevap: C



İMMÜNOLOJİ



A) IL-1 C) İL -10



İn te rfe ro n la r



|



31 8



20. Aşağıdakilerden hangisi makrofajları stimüle ederek granulom oluşumuna neden olur?



M a kro fa jla rın önem li ö z e llik le ri



İMMÜNOLOJİ



Fonksiyon



Mekanizması M ikroorganizm aları fagolizozom larda sindirir ve öldürür. Süperoksid gibi oksi­ jen radikalleri, n itrik oksid gibi reaktif nitrojen; proteaz, nükleaz ve lizozim gibi lizozomal enzimleri kullanarak öldürür.



Fagositoz



Antijen presentasyonu



MHC Class II proteinlerine bağlı olarak CD4 T le n fo sitle re a n tije n sunar. B7 proteinleri de önemli rol oynar.



IL-1, TNF gibi sitokinlerin ve IL-8 gibi Sitokin kemokinlerin sentez va salınımı. üretimi it____ __________ 1



A) IFN-alfa



B) IFN-gamma



C) IL-4



D) TNF-alfa E)IL-2



IFN-gamma T4 yardımcı lenfositlerden salınır. Makrofajları stimüle ederek granülom ve dev hücre oluşumuna neden olur. B



D o ğ ru cevap:



İD :06t I 57 ||



17. Aşağıdakilerden hangisi hücrelerden değildir? A) Mikroglia



antijen



sunucu



B) Histiyosit



C) Makrofaj



21. TH2 hücreleri üzerinde otokrin büyüme etkisi gösteren ve aynı zamanda B hücreleri üzerinde class-ll upregulasyonu sağlayan mediyatör aşağıdakilerden hangisidir?



D) Kuppfer hücreleri E) Doğal katil hücreler



Antijen sunucu hücreler antijenleri yüzeylerindeki MHC antijenleri ile T lenfositlere (T4 helper) sunarlar. Yukarıda sayılanlardan makrofajlar en iyi antijen sunucu hücredir. D o ğ ru cevap:



E



18. CD(4+) yardımcı lenfositlere antijen sunumu için aşağıdakilerden hangisi gereklidir? A) Class I MHC



aIn h ib itö r



O IL - 10 O IL - 13



v



Yardımcı T4 hücreleri TCR ve CD4 reseptörleriyle, MHCClass II molekülleriyle birlikte olan antijen epitoplarını tanırlar.



O Transforming grovvth faktö r - beta



J



D o ğ ru cevap: C



22. Aşağıdakilerden hangisi makrofaj ve nötrofillerin ortak özelliklerinden değildir?



B



Aşağıdakilerden hangisi özelliklerinden değildir?



B



lenfositlerinin



A) Fagositoz B) Kemotaktik hareket C) Hidrolitik enzimler içeren lizozomal granüller



A) Yüzeyde IgM



D) IgG FC kısmı için reseptörler



B) Immün globülin sentezi



E) T hücrelerine antijen prezentasyonu



C) Yüzeyde antijen reseptörü D) Bursada olgunlaşma E) Sitotoksik etki



Doğru cevap: E



sitokinler



O IL - 4



E ) IL-2



Sitotoksisite CD8 gerçekleştirilir.



D) IL-5



IL-4 ve IL-5, Th tarafından üretilen proteinlerdir. B hücrelerinin üreme ve farkılaşmasını aktive ederler. IL-4 Th hücrelerini IL-4 sentezi için dolar spesifik alt grubu olan TH2’leri aktive eder, IgE üretimini artırarak allerjik reaksiyonlara yatkınlık sağlar: IL-5 IgA sentezini ve eozinofil sayısını artırır.



D) Kan grubu antijenleri



19.



B)IL-3



C)IL-4 E) INF-gama



B) Class II MHC C) IgG tipi yüzey reseptörleri



D o ğ ru cevap:



A) IL-2



(+)



T



lenfositler



tarafından



Hem makrofajlar hem de nötrofiller fagositoz yapma, hareket edebilme ve hidrolitik enzimlere sahip lizozomal granüller içerebilme özelliğine sahiptir. Çok çeşitli olabilen IgG Fc reseptörleri hem mononükleer hücrelerde hem de nötrofillerde bulunduğu halde, mast hücreleri ve bazofillerde



31 9



A) IL-1



B) IL-2



C) Mitojenik faktör



D) Transfer faktörü E) Gama-IFN



Doğru cevap: E



IL-2 T hücreleri tarafından salınır ve T hücre büyüme ve aktivasyonunda rol oynar.



23. Aşağıdakilerden hangisi NK (natural hücrelerinin fenotipik bir işaretidir? A) CD 3



B) CD 4



C) CD 8



D) CD 16



killer)



E) CD 34 Virüs ile enfekte hücrelerin, tümör hücrelerinin lizisinden sorumlu olan ve antikor bağımlı hücresel sitotoksisite meydana getiren NK hücreleri CD16 varlığı ile tanınırlar. CD 16 IgG. için Fc reseptörü olup NK hücreleri, granülositler ve makrofajlarda bulunur. CD 3 T hücreleri için ortak, CD 4 Yardımcı (Helper) T hücreleri, CD 8 ise Supresör T hücreleri için belirleyicidir. Doğru cevap-, D



24. Aşağıdakilerden hangisi T lenfositlerin antijen tanıma özelliklerinden değildir?



Doğru cevap: B



|



T ve B lenfositlerin karşılaştırılm ası



ÖZELLİK



T LENFOSİT



B



LENFOSİT



Yüzeyde Antijen Reseptörü



Var



Var



Yüzeyde IgM



Yok



Var



Yüzeyde CD3



Var



Yok



İmmün globülin sentezi



Yok



Var



Antikor üretimi düzenleyicisi



Var



Yok



IL-2, IL-4, IL-5 ve gama interferon sentezi



Var



Yok



A) T lenfositler solübl antijenleri tanıyamazlar. B ) CD 4 + Helper T hücreleri sadece class II MHC moleküllerine bağlı antijenleri tanırlar.



Sitotoksik Etki



Var



Yok



Timusta olgunlaşma



Var



Yok



C ) CD 8 + Sitolitik T hücreleri sadece Class I MHC moleküllerine bağlı antijenleri tanırlar.



Bursada ongunlaşma



Yok



Var



D) T lenfositler sadece polipeptit yapıda antijenleri tanırlar.



Koyun eritrositi ile rozet şekli



Var



Yok ID :06tl 58



E) Antijenin tanınmasında tersiyer protein yapısı önemlidir. T lenfositlerin antijenleri tanıması, antijenlerin antikorlar tarafından tanınmasından çok önemli farklar içerir. En önemlisi dolaşımda bulunan solübl antijenleri tanıyamadıklarından antijen sunucu hücrelere (antigen presenting cell-APC)ihtiyaç duyarlar. Antijenin tanınması bu hücrelerdeki class I ve class II molekülleri aracılığıyla olur. Peptid, protein, nükleik asit, polisakkarit, lipid ve diğer kimyasal maddelerle etkileşen antikorların aksine sadece peptid yapıda antijenleri tanırlar ve antijenin üç boyutlu (konformasyonel) tersiyer yapısı değil, sadece primer amino asit dizilimi önemlidir. Bu sayede antikorların tanıyamadığı denatüre protein yapılarını da tanıyabilirler. Doğru cevap: E



26. Genel olarak immünojen bir proteinin enjeksiyonundan sonra IgM antikorları ne zaman kanda tespit edilebilir hale gelir? A) İlk hafta içinde B) 2-3 haftada C) 3-4 haftada D) 1 ay sonra E) 3 ay sonra İmmünojen bir madde ile temastan sonra IgM antikorları birkaç gün içinde tespit edilebilir hale gelirler ve birkaç hafta sonra düzeyleri oldukça düşer. Ancak spesifik enfeksiyonlar için bu sürelerde değişiklikler söz konusudur. Doğru cevap: A



İMMÜNOLOJİ



25. Eskiden T hücresi büyüme faktörü olarak bilinen ve T hücreleri tarafından salınan lenfokin aşağıdakilerden hangisidir?



bulunmaz. Bu hücreler IgE Fc reseptörü içerirler. Antijen prezente eden hücreler (APC)ise makrofaj hücrelerinin belirli alt gruplarından oluşur, nötrofilleri içermez. APC hücreleri primer olarak deride, lenf nodlarında, dalak ve timusta bulunup, prototipi Langerhans hücreleridir.



32 0



İMMÜNOLOJİ



27. Aşağıdaki sitokinlerden hangisi hematopoezde rol oynar?



30. Lenfotoksin aşağıdaki maddelerden hangisinin ismidir?



A) IL-1



B) IL-2



A) IL-2



C) IL-3



D) IL-4



C) IL-6



E) IL-10.



B) IL-4 D) TNF-beta E) TGF-beta



İnterlökinlerin fonksiyonları geniş bir şekilde dağınıklık gösterir. Fagositlerden salgılanan IL-1 hücre aktivasyonu, ateş ve kaşekside rol oynarken, diğer interlökinler daha çok T hücre kökenlidir. IL-2 T hücre büyümesi ve aktivasyonu, IL-3 hematopoez, IL-4 IgE sentezine izotip dönüşümü ve IL-10 ise B hücre aktivasyonu, T hücre inhibisyonunda görevlidir.



TNF-beta lenfotoksin olarak bilinir. TNF-beta yapısal olarak TNF-alfa ile sadece %30 benzerlik göstermesine rağmen aynı reseptörler üzerinden etkir ve aynı biyolojik etkileri yapar. T hücrelerinden salınır ve nötrofil, endotel hücreleri ve NK hücrelerini aktive eder. IL-1 benzeri etkiler vardır. Doğru cevap: D



Doğru cevap: C



28. Aşağıdakilerden hangisi kortikosteroidlerin etkisi değildir?



31. Aşağıdakilerden değildir?



hangisi



IL-1’in



etkilerinden



A) B lenfosit proliferasyonu



A) Nötrofil sayısında azalma



B) Nötrofillerin sitokin üretimini aktive etmek C) Akut faz protein sentezini uyarmak



B) Monosit sayısında azalma C) Bazofil sayısında azalma



D) Alkalen fosfatazı arttırmak E) Insülin salgısını değiştirmek



D) Lenfosit sayısında azalma E) Eozinofil sayısında azalma Kortikosteroidlerin en önemli etkilerinden biri dolaşımdaki lökositlerin sayısını geçici olarak etkilemesidir. Nötrofil sayısında ani bir artış olurken, diğerlerinde bir azalma gözlenir. Değişiklikler enjeksiyondan 4-6 saat sonra maksimum olurken, 24 saat sonra normale döner. Nötrofilinin 2 sebebi vardır. Birincisi kemik iliğinden olgun nötrofillerin salınımı artarken, İkincisi dolaşımdaki nötrofillerin enflammatuar bölgelere kemotaksisini inhibe eder ve nötrofillerin dolaşımdaki yarı ömrü uzar. Lenfopeninin nedeni dolaşımdaki lenfositlerin kemik iliği dahil lenfoid dokulara sekestre olmasıdır.



IL-Tin immünolojik ve nonimmünolojik çok sayıda etkisi vardır. Başlıca T hücrelerini uyarması, IL-2 reseptörü yapımını uyarması, B hücre proliferasyonu, Ig sentez artışı, nötrofil ve makrofajların sitokin üretimini uyarması gibi görevleri varken makrofaj kemotaksisini uyarmaz. Bunun dışında endotel hücrelerinde, hematopoetik hücrelerde, hepatositlerde (akut faz reaktanı, sitokrom p 450), endokrin sistemde (kortizol, ateş, anoreksi), osteoblastlarda (alkalen fosfataz), osteoklastlarda, kondrositlerde, epitel hücrelerde de etkileri vardır. Doğru cevap: E



Doğru cevap: A



29. Eski ismi kaşektin olan molekül aşağıdakilerden hangisidir? A) EGF



B) TNF-alfa



C) IL-2



32. Karaciğerde akut faz yanıtını indükleyen en önemli madde aşağıdakilerden hangisidir? A) IL-1 C) IL-4



Aktive olan makrofajlar ve diğer bazı hücrelerden salınan TNF-alfa’nın IL-1 benzeri etkileri, vasküler tromboz ve tümör nekrozu yapıcı özellikleri vardır. Belirli paraziter hastalıklarda hastanın zayıflayıp erimesine yolaçan kaşektin ile aynı olduğu anlaşılmıştır.



Akut faz yanıtı, enfeksiyonlara karşı nonspesifik konakçı direncinde önemi olduğu düşünülen ve hepatositler tarafından sentezi arttırılan plazma proteinleridir. TNF ve IL-1 en önemli akut faz yanıtı uyarıcılarından olmakla birlikte, bu konuda asıl etkinlik IL-6’ya aittir. Doğru cevap: D



Doğru cevap: B



D) IL-6 E) IL-10



D) IFN-beta E) MIH



B) IL-2



321



A) Aynı ABO grubundaki kana karşı duyarlılık B) Aynı Rh grubundaki kana karşı duyarlılık



35. Aşağıdaki hücrelerin hangisinin yüzeyinde CD4 glikoproteini yoktur? A) Makrofajlar



B) Nöronlar



C) Glial hücreler



D) Vajinal epitel hücreleri



C) Oda ısısında cross match uygun kana karşı duyarlılık D) Febril reaksiyonlar azalır E) Donör lökositlerine karşı duyarlılık Transfüzyon için ABO, Rh ve cross match uygunlukları artık yeterli görülmemektedir. Rutin çalışılmayan minör antijenlere karşı antikor yanıtlarının oluşması sonucu gelişen olay alloimmünizasyon olarak isimlendirilir. Kronik transfüzyon ihtiyacı olan hastalarda her transfüzyon ile febril reaksiyon, lökosit antikorlarına bağlı nonkardiyojenik pulmoner ödem, trombosit antikorlarına karşı posttransfüzyon purpura meydana gelebilir. Doğru cevap: D



34. Nötrofillerdeki primer (azurofilik) granüllerin, sekonder granüllerden farkı aşağıdakilerden hangisidir?



E) Skuamöz epitel hücreleri CD4(+) yardımcı T hücrelerinin yanında HIV virüsü reseptörler aracılığıyla makrofajlara, nöronlara, kolon ve vajen epiteline bağlanarak tüm vücuda yayılır. Skuamöz epitel hücrelerinde ise bulunmaz. “Enfeksiyon ajanlarına karşı defans” başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: E



36. Naturel killer (NK) hücreleri hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Timusta gelişirler. B) Matür NK hücreleri kanda ve kemik iliğinde bulunur. C) Doğal yanıtın üyesidirler



A) Asit hidrolaz içeriği B) Myeloperoksidaz içeriği C) Lizozim içeriği D) Laktoferrin içeriği E) Sadece aktif hücrelerde olması Nötrofillerde iki ana tip granül vardır. Primer (azurofilik) ve sekonder (spesifik). Her iki granül de asit hidrolaz, myeloperoksidaz ve lizozim içerirken, sekonder granüller fazladan laktoferrin içerir. Bunlar fagozomlarla birleşerek fagolizozom oluşturabildikleri gibi, Fcg reseptörleri uyarılırsa hücre dışına da salınabilir.



D ) Periferal kanda lenfositlerin oluştururlar. E) Viral enfeksiyonlara karşı rol oynarlar.



NK hücreleri kemik iliğinde bulunan prekürsör bir hücreden gelişen bir lenfosit grubudur, ancak gelişimi tam bilinmemektedir. Kanda, kemik iliğinde ve dalakta bol miktarda bulunmalarına rağmen, lenf nodu ve timusta sayıları azdır. Lenfositlerin %5-10’unu oluşturan NK hücreleri büyük granüllü lenfositlerdir. Class I MHC içermeyen hücreleri (viral, tümör) lizis ederler. Doğru cevap: A



Doğru cevap: D



%5-10’unu



İMMÜNOLOJİ



33. Çok sayıda transfüzyon sonrası aşağıdakilerden hangisi beklenen bir durum değildir?



322



İMMÜNOLOJİ



37. Aşağıdakilerden salaılanmaz?



hangisi



T



hücrelerinden



A) IL3



B) IL4



C) IL1



D) IL5



Interferon



IL-1 esasa pirojendir.



olarak



makrofajlarca



üretirilir.







T hücreleri ve NK hücrelerinden üretilir







Makrofajların güçlü bir aktivatörüdür. Makrofajların granülom oluşturmasına yol açan faktördür Güçlü immün düzenleyici etkisi vardır Mast hücrelerinin IL-4’le aktivasyonu ve IgE sentezini inhibe eder



• •



E) Tümör nekroz faktörü Beta Endojen



y:



Kullanıldığı yerler: Kronik granulomatöz hastalıklar



Doğru cevap: C



Doğru cevap: B



38. İnterferon kullanılır?



Beta



hangi



hastalığın tedavisinde



39. lnterlökin-1 (IL-1 )'in özellikleri aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



A) Kronik HBV



B) Multipl skleroz



A) En çok Makrofojlar tarafından üretilir



C)Lösemi



D) Kaposi sarkomu



B) Üç aktif formu vardır C) B hücrelerini aktive eder



E) Kronik granulomatöz hastalık



D) Sitotoksik T hücrelerini uyarır E) Aktivitesi histokompatibilite ile sınırlıdır



İNTERFERONLAR •



Doğal antiviral etkili glikoproteinlerdir







Aktive T hücreleri ve LGL’lerden üretilir







B hücreleri, makrofajlar ve diğer APC’Ier üzerinde HLA sınıf II antijenlerinin ekspresyonunu arttırır







İmmun cevabın kontrolünü sağlar



3 tip interferon vardır: Interferon a:







Lökositler, B, null lenfositlerde, makrofajlarda ve epitel hücrelerinde üretilir







Viral replikasyonu inhibe eder







Virüs, bakteri, tümör ve yabancı hücrelerle uyarılır



Eskiden endojen pirojen olarak bilinen IL-1 başta makrofojlar olmak üzere endotel hücreleri, B hücreleri, fibroblastlar, nötrofiller tarafından üretilir. T ve B hücrelerini uyarır ve enflammatuar yanıtı indükler, beyinde ağrı oluşumunu indükler; Karaciğerde akut faz proteinleri yapımını uyarır. Vücutta bütün hücreler IL-1 reseptörlerine sahiptirler. Aktiviteleri histokompatibilite ile sınırlı değildir. Doğru cevap: E



40. Aşağıdakilerden hangisi antijen sunan hücreler arasında savılmaz? A) Makrofaj



Kullanıldığı yerler:



B) Kupffer hücresi







Kronik HBV



C) Tümör nekroz faktör







Genital siğiller



D) Langerhans hücresi E) Mikroglia







Tüy hücreleri







Lösemi







Kapossi sarkomu



Interferon (3:







Fibroblast, makrofaj ve epitel hücrelerinden üretilir







Virüsler ve bakteri ürünleriyle uyarılır







Viral replikasyonu inhibe eder



T ve B hücreleri, makrofajlar, monositler ve diğer antijen sunan hücreleri (APC’Ier) kapsar. Antijen sunan hücreler •



Makrofajlar, monositler ve hücrelerden türeyen mikroglial hücreler, Kupffer hücreleri ve derinin langerhans hücrelerini kapsar.







la antijenleri, Fc reseptörleri ve C3b reseptörleri vardır.



Kullanıldığı yerler:







Mutipl skleroz



hakkında



IL-1 üretirler T hücreleri • •



Timusa bağlı lenfositlerdir Timusta gelişirler







Bütün T hücreleri CD3 proteini içerir CD4 lenfositler yardımcı fonksiyonlar üstlenir. HLA tip II ile ilişkilidir CD8 lenfositler sitotoksik fonksiyonlar üstlenir. HLA tip I antijenlerini tanır



CD2







İlk çıkan T hücre markeridir



• •



Koyun eritrosit reseptörüdür Hemen tüm periferik T hücrelerinde bulunur



• • • • • • • •



42, Primer T lenfosit cevabını başlatmada en etkili antijen sunucu hücreler aşağıdakilerden hangisidir? A) Monositler



TCR ile yakından ilişkilidir



B) Dendritik hücreler D) Epitel hücreleri E) Bağırsak M hücreleri



Sorunun amacı hücresel immün yanıtta görev yapan olan antijen sunucu hücrelerin bilinmesidir.



B hücreleri • • •



Doğru cevap: D



C) Nötrofiller



CD3







Nötrofil, fagositozun en etkin hücresidir. Bakteri öldürülme mekanizmlarında da görev yapar.



Timustan bağımsız lenfositlerdir. Antijenden bağımsız gelişirler. Kemik iliği ve bursa eşdeğerindeki stem hücrelerinden kaynaklanıp olgunlaşırlar. Antijen için bir yüzey Ig’i vardır. B hücresi gelişiminde markerlerin ortaya çıkışları Stem hücresi, HLA sınıf I ve II (HLADR) antijenleri Pre B hücresi, sitoplazmik zincirleri Immatür B hücreleri, membrana bağlı Ig alt üniteleri; Erişkin B hücresi, membrana bağlı IgM, IgD, IgA veya IgE Aktive B hücresi; S-lg’in başlık kazanması. Plazma hücresi, az sayıda S-lg ve HLA-DR molekülü mevcuttur, Fc, C3b ve EBV reseptörleri mevcuttur



D e n d ritik hücreler, en profesyonel antijen sunucu hücrelerdir. Makrofajlar, B lenfositler, dalağın dendritik hücreleri, derinin Langerhans hücreleri antijen sunan hücre (APC) olarak işlev görürler. Doğru cevap: B



43. T hücrelerinin yüzeyinde yer alan ve T hücre aktivasyonunda gerekli olan ikincil set sinyallerin oluşumunda rol oynayan kostimüiatör molekül aşağıdakilerden hangisidir? A) CD2



B) CD3



C) CD28



D) CD40



Doğru cevap: C



E) B7



41. Aşağıdaki hücrelerden hangisi aerobik ekstraselüler mikroorganizmalara karşı gelişen immün yanıtta rol oynamaz? A) B hücresi C) Makrofaj



B) Yardımcı T hücresi D) Sitotoksik T hücresi E) Nötrofil



Sorunun amacı bakterilere karşı oluşan immün yanıtta CD8 T lenfositlerin bakterilere karşı immün yanıtta etkin rolü olmadığının bilinmesidir. Virüsle enfekte hücrenin öldürülmesinde etkin rolü olan hücreler olduğu da unutulmamalıdır. Sitotoksik T hücresi, antibakteriyel yanıtta önemli rolü yoktur B hücresi, antikor sentezi yapar ve antikorlar antitoksin özellik gösterirler.



Benzer soru ile daha önce de karşılaşmıştık. CD4 T lenfositlerine antijen sunumunda antijen sunucu hücre yüzeyinde bulunan kostimüiatör yapılar çok önemli rol oynar. kostimülasyonda en çok görev yapan moleküldür.



B 7



B7, kostimüiatör moleküldür. CD4 T-lenfosit üzerindeki CD28 ile etkinleşerek etkili olur. Bu ko-stimülasyon IL-2 sentezini uyararak kilit rol oynar ve sonuçta düzenleyici, eylemci ya da bellek işlevlerini yerine getirecek hücreler belirlenir. CD2, T lenfositlerin ve NK hücrelerin yüzeyinde bulunan moleküldür. CD3, T lenfositlerde T hücre reseptörü (TCR) ile eşlenik olarak bulunur. CD28, CD4 T lenfosit yüzeyinde bulunan B7 ile etkileşerek kositimülasyonu gerçekleştiren moleküldür.



Yardımcı T hücresi, TH1 yanıtı özellikle hücreiçi patojenler için belirleyicidir. TH2 yanıtı tüm bakteriyel enfeksiyonlarda önemlidir



CD40, B lenfosit yüzeyinde bulunur. T lenfosit yüzeyindeki CD40L ile etkileşerek B-lenfositin Ig M yanında Ig G ve diğer sınıf antikorlar da salgılaması sağlanır (anahtar dönüşüm). Bu etkileşim aynı zamanda hafıza hücresi oluşumu için de kritik önem taşımaktadır.



Makrofaj, fagositoz yapar. Hücre içi patojenler için en önemli yapıdır. Sitokinlerin sentezi ve CD4 hücrelerine antijen sunumunda da görevi vardır.



Doğru cevap: E



İMMÜNOLOJİ



• •



İMMÜNOLOJİ



44. Th1 tipi immün yanıt aşağıdaki hangisinde etkin rol oynamaz?



durumların



A) Tümör bağışıklığı B) Makrofaj aktivasyonu C) Helmint enfeksiyonu D) Tüberküloz bağışıklığı



46. Antijenin lenfositlere sunulması sırasında, T lenfositleri üzerinde bulunan aşağıdaki moleküllerden hangisi, antijen sunucu hücrede bulunan ICAM-1 molekülüyle ilişkiye girer? A) CD28 C) VLA-4



Bağırsaktaki helmint enfeksiyonlarında antijenlere karşı TH2 aracılığı ile özellikle IgE yapısında antikorlar üretilir. Bu antikorların uyarısı ile mast hücrelerinin oluşturduğu histamin bağırsakta helmintin yıkımını sağlarken nonspesifik inflamatuvar yanıt, Goblet hücre stimülasyonu ile mukus sekresyonunu arttırarak helmintlere karşı etkili olur.



D) CTLA-4 E) CD4



E) Viral enfeksiyonlar Sorunun amacı helmint enfeksiyonlarına karşı immün yanıtta esas görev yapan T lenfositlerin Th 2 olduğunun bilinmesidir.



B) LFA-1



Benzer sorularla daha önce de karşılaşmıştık. Antijen sunumunda rolü olan moleküllerin ve etkileşimlerinin bilinmesi önemlidir. LFA-1 antijeni, nötrofillerde bulunan bir integrindir, endotel hücresinin ICAM-Tine sıkıca yapışmayı sağlar. T lenfositlerde iseAPC’nin ICAM-Tİ ile bağlanır. CD28 antijeni, T lenfositlerde bulunan bir ko-stimülatör proteindir. APC’nin B7-1 ve 2 (CD80 ve CD86) molekülüne bağlanır.



Th1 lenfositler, esas olarak hücresel bağışıklığı sağlar. CD8 T-lenfositlerinin etkin sitotoksik-T lenfositlerine dönüşümünü sağlar (IL-2). Makrofajların gecikmiş tipte aşırı duyarlık reaksiyonlarına aracılık ederler (gama interferon). Gecikmiş tip aşırı duyarlık reaksiyonları özellikle hücre içi mikroorganizmalara karşı geliştirilen bir immün yanıttır. Mycobacterium tuberculosis, Histoplasma gibi mikroorganizmalar bu grupta yer alırlar.



VLA-4, nötrofillerde bulunan bir integrindir, endotel hücresinin VCAM-1’ine sıkıca yapışmayı sağlar.



Doğru cevap: C



47. Aşağıdaki hücrelerden hangisi perforin ve lenfotoksin aracılığıyla hedef hücre iizisine yol açar?



45. T lenfositlerinin negatif sefeksiyona uğradığı organ aşağıdakilerden hangisidir? A) Timus B) Kemik iliği C) Dalak D) Karaciğer E) Lenf düğümleri Aynı soru ile daha önce de karşılaşmıştık. Vücutta klonal seleksiyonun yapıldığı organ timustur. T im u s, v ü c u t a n tije n le rim iz e s e n s itiz e olan T L e n fo s itle rin e lim in e e d ild iğ i o rg a n d ır (K lo n a l seleksiyon). Lenfoid organlar santral (primer) ve periferik (sekonder) lenfoid organlar olarak iki gruba ayrılabilirler. Santral organlar yeni lenfositlerin antijene bağımlı olmaksızın yapıldıkları ve immün yanıt oluşturma yeteneğini kazandığı bölgelerdir. İnsanda bu organlar kemik iliği ve timustur. T -lenfositleri tim usta B -lenfositle ri kemik iliğinde olgunlaşırlar. Periferik lenfoid organlar ise lenfositlerin prolifere oldukları ve antijenik uyarılara tepki gösterdikleri yerlerdir. Dalak, lenf düğümleri, tonsiller ve diğer lenfoid dokular bu grup içinde sayılabilir. Doğru cevap: A



CD4, özellikle yardımcı T lenfositlerde (T helper) tamamlayıcı moleküllerdir. Doğru cevap: B



A) Nötrofiller C) Makrofajlar



B) Sitotoksik T hücreleri D) Yardımcı T hücreleri E) Dendritik hücreler



Sorunun amacı perforin ve lenfotoksinleriyle mikroorganizmaların lizise uğratılması sağlayan hücrelerin sitotoksik T lenfositler olduğunun bilinmesidir. NK hücreler de perforin ve granzimlerle direkt öldürme yaparlar. Sitotoksik T hücreleri, arasında ” sito to ksik” ya da “ s u p re s ö r” işlevler gören hücreler bulunur. Temel işlevleri tüm ör hücreleri, allograft hücreleri, virüsle enfekte hücreleri öldürm ektir. Bu işlevi ya apoptozu (programlanmış hücre ölümü) indükleyerek ya da sitoplazmik grandilerinde taşıdıkları perforinlerle ve granzimlerle hücre membranını eriterek gerçekleştirir. Nötrofiller, yüzeylerinde bol miktarda (Fc reseptörü) içerirler ve doğal yanıtta fagositoz yapan en etkin hücrelerdir. Makrofajlar, temel işlevleri arasında fagositoz, öldürme (hücre içi ya da hücre dışı mikroorganizmaları) antijen sunulması ve sekresyon sayılabilir. Yardımcı T hücreleri, B -lenfositlerini antikor üreten plazma hücrelerine dönüştürürler (IL4 ve IL-5). CD8 Tlenfositlerinin etkin sitotoksik-T lenfositlerine dönüşümünü sağlar (IL-2). Makrofajların gecikmiş tipte aşırı duyarlık reaksiyonlarına aracılık ederler (gama interferon).



Dendritik hücreler çok uzun ve hareketli stoplazmik uzantılara sahiptirler. En profesyonel antijen sunan hücrelerdir. Deride bulunan Langerhans hücreleri, lenfoid organlardaki foliküler dendritik hücreler, interdijital dendritik hücrelertanımlanmıştır. Temel işlevleri antijeni hazırlayarak CD4 T-lenfositlere (yardımcı) sunmaktır (APC).



Makrofajlar, virüs ve virüsle enfekte hücreleri fagosite ederek, virüsle enfekte hücreleri öldürerek ve antiviral etkili moleküller (TNF-alfa, nitrik oksit, INF-alfa) sentezlerler. DC2 dendritik hücreler özellikle herpesvirüs ve influenza virüs enfeksiyonlarında INF-alfanın majör üreticisi olarak önemli rol oynarlar.



Doğru cevap: B



Antikor ve komplement, viral enfeksiyonun yayılmasında ve reenfeksiyonların önlenmesinde rol oynar. Virüslere karşı antikorlar virionun zarfında/ kapsidindeki ya da enfekte hücre yüzeyinde oluşan glikoprotein antijenlere karşı oluşur. Mukozalarda ise yayılımın önlenmesinde en temel yanıt Ig A ile sağlanır.



Perforı'n ve granzımlerle direkt öldürme yapanlar... CD8 T lenfositler ve NK hücreleridir. Bu işlemi MHC 1 uyumlu yapan CD8 T lenfositlerdir. NK hücreleri MHC 1 uyumuna ihtiyaç duymaz.



J



V 48. Viral enfeksiyonlara karşı bağışıklıkta primer rolü aşağıdakilerden hangisidir?



gelişen oynayan



doğal hücre



A) Nötrofil



B) Sitotoksik T hücresi C) NK hücresi D) Mast hücresi E) Dendritik hücre Virüslere karşı immün yanıtta en önemli rolü olan hücreler T lenfositlerdir. Viral enfeksiyonlarda T-hücreleri en önemli rolü oynar. CD8 T-lenfositleri perforin-granzimler yoluyla ya da Fas-Fas ligand yoluyla enfekte hücreleri öldürür. Bu süreç iyileşmeyi sağladığı gibi viral enfeksiyonlardaki lezyonların da başlıca oluş nedenidir (HBV karaciğer hasarı, kızamık döküntüler,... ). Bazı durumlarda persistan viral enfeksiyonlarda IFNgamma ve/veya TNF yanıtı ile hastalık iyileşebilir. Yardımcı T-lenfositleri uygun bir cevap için gereklidir. Antikor yanıtında anahtar çevrim ve afinite maturasyonu için CD4 T-lenfositlerine ihtiyaç duyulur. Ayrıca CD4 Tlenfositleri sitotoksik CD 8 T-lenfositlerin ve makrofajların aktivasyonunda belirleyici rol alırlar. CD8 T-lenfositleri iyileşmede reenfeksiyonların önlenmesinde temel rol oynar. Erken dönemde virüslere karşı immün yanıtta temel rol oynayan yapılar başlıca interferonlar, natural killer (NK) hücreler ve makrofajlardır. Özellikle interferon alfa ve beta antiviral etkinlikten sorumlu iken interferon gamma T ve NK hücrelerinin uyarılması (immünmodülatör) etki gösterir. A ktif NK hücreleri yaklaşık viral enfeksiyonun 2. gününde saptanmaya başlanır. INF alfa/beta ve IL-15 bu hücreleri uyaran temel yapılardır. Uyarılan NK hücreleri yüzeyinde MHC I azalan virüsle enfekte hücreleri direkt perforin- granzimler ile öldürebilir ve INF-gamma üretimi ile makrofajları aktive eder. Daha geç dönemde hedef hücreler (enfekte hücreler) antikora bağlı hücresel öldürme (ADCC) yoluyla öldürebilir. NK hücreleri bu süreçte CD16 reseptörleri ile hedef hücreye bağlanarak etki gösterirler.



N ötrofiller daha çok bakteriyal enfeksiyonlarda, mast h ü c re le ri ise alerjik reaksiyonlarda görev yapan hücrelerdir. Doğru cevap: C



49. Aşağıdaki immünolojik mekanizmalardan hangisi solunum yolu mukozasından vücuda giren viral etkenlere karşı korunmada etkili değildir? A) NK hücre cevabı



B) İnterferon cevabı C) Salgısal IgA sentezi D) CD8+T hücre cevabı E) Lizozim sentezi Sorunun amacı lizozim enziminin peptidogiikan yapıdaki beta 1-4 bağlarının kesen enzim olduğunun bu nedenle de virüslere değil bakterilere karşı immün yanıtta görevli olduğunun bilinmesidir. Lizozim, normalde idrar, beyin-omurilik sıvısı (BOS), ter dışında tüm vücut sıvılarında bulunan fagositlerden salınan bir enzimdir. Normalde idrarda bulunmaz fakat üriner enfeksiyonlarda ya da piyüri olduğunda idrarda lizozim belirlenebilir. Peptidoglikanı eriterek etkili olur. N-asetil glikozamin ile N-asetil muramik asit arasındaki 1-4 beta glikozid bağlarını parçalayarak etkili olur. Özellikle Gram (+) hücre duvar yapısına sahip olan bakteriler lizozimden etkilenir. Virüsler lizozimden etkilenmez. NK hücre cevabı, yaklaşık v ira l enfeksiyon un 2. gününde saptanmaya başlanır. INF alfa/beta ve IL-15 bu hücreleri uyaran temel yapılardır. Uyarılan NK hücreleri yüzeyinde MHC I azalan virüsle enfekte hücreleri direkt perforin- granzimler ile öldürebilir ve INF-gamma üretimi ile makrofajları aktive e d e r. Daha geç dönemde hedef hücreler (enfekte hücreler) antikora bağlı hücresel öldürme (ADCC) yoluyla öldürebilir. NK hücreleri bu süreçte CD16 reseptörleri ile hedef hücreye bağlanarak etki gösterirler. İnterferon cevabı, virüslere karşı immün yanıtta erken dönemde salınan proteinlerdir. Özellikle interferon alfa ve beta antiviral etkinlikten sorumlu iken interferon gamma T ve NK hücrelerinin uyarılması (immünmodülatör) etki gösterir.



İMMÜNOLOJİ



32 5



32 6



İMMÜNOLOJİ



Salgısal IgA sentezi, mukozalarda virüsün yayılmasının engelleyen antikordur. CD8+ T, hücre cevabı viral enfeksiyonlarda en önemli görev yapan hücrelerdir. Perforin-granzimler yoluyla ya da Fas-Fas ligand yoluyla enfekte hücreleri öldürür. D o ğ ru cevap:



51. Doku makrofajları, kanda dolaşan aşağıdaki hücrelerin hangisinden köken alır? A) Polimorfonükleer lökositler



B) T lenfositler



C) Monositler



D) Bazofiller E) B lenfositler



E



Sorunun amacı immün sistem hücrelerinin gelişiminin bilinmesidir. 50. Aşağıdakilerden hangisinin bakterilere karşı oluşan bağışık yanıtta önemli bir rolü yoktur? A) Doğal öldürücü hücreler



B) Nötrofiller



C) Makrofajlar



D) Kompleman E) Antikor



Sorunun amacı doğal katil hücrelerin temel görevlerinin virüsle enfekte hücrelerin, tümör hücrelerinin ve greft hücrelerinin öldürülmesi olduğunun bilinmesidir. Doğal öldü rü cü hücreler, görevleri virüsle enfekte hücrelerin ve tümör hücrelerinin öldürülmesidir. Verdikleri yanıt daha önce karşılaşma ile artmaz ve virüse özgül değildir. Antikor varlığında öldürücü olabilmeleri yanında (ADCC) antikor yokluğunda da etkilerini gösterebilirler. Antikora bağımlı sitotoksisitede en etkin rol alan hücrelerdir. NK hücreleri yeterince MHC I proteini taşıyan hücrelere etki etmez. Virüs enfeksiyonu sırasında hücrede azalan MHC I yanıtı o hücrelerin NK hücreleri ile yıkılmalarına yardımcı olur. N ötrofiller, akut bakteriyel enfeksiyonlarda kanda belirgin olarak sayıları artar (lökositoz) ve genç şekiller görülmeye başlanır (sola kayma). Glikokortikoidler kemik iliğinden kana geçişi artırarak lökositoza neden olurken aderans ve diapedez azalması ile enflamasyon alanına ulaşmasını engellerler. Yüzeylerinde bol miktarda (Fc reseptörü) içerirler ve doğal yanıtta fagositoz yapan en etkin hücrelerdir. Güçlü fagositoz yetenekleri ile enflamasyonun en önemli hücreleridir. Yüzeylerinde MHC II molekülleri bulunmadığından fagositozda çok etkin olsalar da antijen sunan hücre olarak görev almazlar. Yüzeylerinde Ig G Fc reseptörü, C3b reseptörü, kemotaktik reseptörler bulunur. Fc reseptörleri immünkompleksler tarafından uyarılırsa granül içerikleri dışarı bırakılır ve bu, organizmaya zarar verebilir (Tip III aşırı duyarlık reaksiyonu). Makrofajlar, temel işlevleri arasında fagositoz, öldürme (hücre içi ya da hücre dışı mikroorganizmaları) antijen sunulması ve sekresyon sayılabilir. Kompleman, bakteriyel yapılar direkt olarak alternatif yolu ve mannoz bağlayan lektin ile klasik yolu aktive eder. AgAntikor kompleksleri klasik yolu aktive eder. A ntiko r, toksinleri nötralize ederler (difteri, tetanoz). Genelde bu aşamada toksinlerin hücrelere bağlandığı bölgelere karşı oluşan antikorlar etkili olacaktır. Doğru cevap: A



M onositler, kemik iliğinde olgunlaştıktan sonra kana geçerek yaklaşık 8 saat dolaşımda kalırlar (kandaki lökositlerin % 5-8 kadarı) ve sonra bir dokuya yerleşerek makrofaj halini alırlar. Olgun makrofajlar birkaç ay canlı kalırlar. Makrofajlar sabit ya da gezici olabilirler. Tüm bu makrofajlardan oluşan karmaşık sistem retiküloendotelyal sistem (RES) adı ile de alınırlar. Bu sistem içinde; KC Kupfer hücreleri, AC alveoler m akrofajları, kemikte osteoklastlar, deride Langerhans hücreleri, kavitelerde plöral ve peritoneal makrofajlar, böbrek mezengial hücreler, MSS’de mikroglial hücreler bulunur. Polimorfonükleer lökositler, kandaki lökositlerin % 5065’ini, granülositlerin % 90’ını oluştururlar. Dolaşımda kısa süre bulunurlar. T lenfositler, B lenfositler, kemik iliğinde yapılır. T lenfositleri tımusa gidip olgunlaşırken B lenfositler kemik iliğinde olgunlaşıp dolaşıma geçerler. Bazofiller, lökositlerin % 0.5-1’ini oluştururlar. Nukleusu da örtebilen bazofilik granüller tipiktir. D o ğ ru cevap:



C



52. Doğal öldürücü (NK) lenfositlerin özellikleri ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) İri granüllü sitoplazmaları vardır.



B) Antikora-bağımlı hücresel sitotoksisite yaparlar. C) Herpes virüslerle enfekte olmuş hücreleri tanırlar. D) interlökin-1 ile etkinlikleri artar. E) Yüzeylerinde, hedef hücrenin zarındaki bazı karbonhidrat moleküllerini tanıyabilen reseptörleri vardır. NK hücreler, doğal immünite aşamasında IL-12 ile, adaptif immünite aşamasında ise IL-2 ile uyarılırlar. NK hücreler yapısal olarak iri ta n e c ik li le n fo s it görünümündedirler. Periferik kandaki lenfositlerin ancak % 5-10’u NK (CD56) hücreleridir. Bazı T-lenfosit antijenleri taşısalar da olgunlaşma sürecini timusta geçirmezler. TCR, CD3 ve yüzeyel IgM ya da Ig D taşımazlar. CD2, CD16, CD56 taşırlar. Perforin ve granzimlerle direkt sitotoksik etki ile ya da Fas-Fas ligand ilişkili apoptoz ile hücre ölümüne neden olurlar. Görevleri virüsle enfekte hücrelerin ve tümör hücrelerinin öldürülmesidir. Verdikleri yanıt daha önce karşılaşma ile artmaz ve virüse özgül değildir.



327



Antikora bağımlı sitotoksisitede en etkin rol alan hücrelerdir. NK hücreleri yeterince MHC I proteini taşıyan hücrelere etki etmez. Virüs enfeksiyonu sırasında hücrede azalan MHC I yanıtı o hücrelerin NK hücreleri ile yıkılmalarına yardımcı olur. Doğru cevap:







HÜMORAL BAĞIŞIKLIK VE ANTİKORLAR >-



.



1.



İntrasellüler patojenlere karşı hücresel immünitenin geliştirilmesinde naif CD4+ T lenfositlerin T helper 1 (TH1) alt tipine farklılaşmasını sağlayan sitokin aşağıdakilerden hangisidir?



D



53. Aşağıdakilerden hangisi viral hastalıklara karşı gelişen bağışık yanıtta rol oynamaz?



A) İnterlökin-1 C) İnterlökin-4



A) Kompleman B) interferon alfa C) Sitotoksik T hücreleri D) NK hücresi E) Makrofaj



-j



B) interlökin-2 D) İnterlökin-6 E) İnterlökin-12



Kendisine MHC class II molekülleri ile antijen sunulmuş, IL-1? ile aktive olmuş CD4+ T lenfositler, sunulan antijenin türüne göre farklılaşırlar. Sunulan antijen intrasellüler patojenlere ait ise makrofajların IL-12 uyarısı ile TH1 alt tipleri ön plana çıkar.



Daha önce de sık karşılaştığımız virüslere karşı immün yanıtta rol oynayan hücrelerin sorulduğu klasik sorulardan.



Doğru cevap: E



Kompleman, bakterilere karşı immün yanıtta görev yapan temel proteinlerden oluşmuş sistemdir.



2.



Lökositlerden salınan, insan hücrelerinde viral replikasyonu baskılayan ve MHC yapımını artıran sitokin aşağıdakilerden hangisidir?



Erken dönemde virüslere karşı immün yanıtta temel rol oynayan yapılar başlıca interferonlar, natural killer (NK) hücreler ve makrofajlardır. Özellikle interferon alfa ve beta antiviral etkinlikten sorumlu iken interferon gamma T ve NK hücrelerinin uyarılmasını (immünmodülatör) sağlar. A ktif NK hücreleri yaklaşık viral enfeksiyonun 2. gününde saptanmaya başlanır. INF alfa/beta ve IL-15 bu hücreleri uyaran temel yapılardır. Uyarılan NK hücreleri yüzeyinde MHC I azalan virüsle enfekte hücreleri direkt perforin- granzimler ile öldürebilir ve INF-gamma üretimi ile makrofajları aktive eder. Daha geç dönemde hedef hücreler (enfekte hücreler) antikora bağlı hücresel öldürm e (ADCC) yoluyla öldürebilir. NK hücreleri bu süreçte CD16 reseptörleri ile hedef hücreye bağlanarak etki gösterirler.



İnsan ya da hayvan hücreleri tarafından viral infeksiyon ya da diğer uyarılara karşı üretilen glikoproteinlerdir. Üç farklı etki ve orijine sahip interferon tanımlanmıştır. Alfa ve beta interferon virusiar ve çift iplikli RNA tarafından indüklenebilir. Sonuçta viral m-RNA çevirisini inhibe ederek etkili olurlar ve hücre dışı virüs partiküllerine etki etmezler.



Makrofajlar; virüs ve virüsle enfekte hücreleri fagosite ederek, virüsle enfekte hücreleri öldürerek ve antiviral etkili moleküller (TNF-alfa, nitrik oksit, INF-alfa) sentezlerler.



Alfainterferonvebetainterferondoğalimmüniteninelemanıdır. Bunun aksine gama interferon özgül immün tanımanın sonucu olarak T hücreleri tarafından üretilmektedir.



DC2 dendritik hücreler özellikle herpesvirüs ve influenza virüs enfeksiyonlarında INF-alfanın majör üreticisi olarak önemli rol oynarlar.



İnterferon alfa (INF-alfa):



Antikor ve kompleman, viral enfeksiyonun yayılmasında ve reenfeksiyonların önlenmesinde rol oynar. Virüslere karşı antikorlar virionun zarfında/ kapsidindeki ya da enfekte hücre yüzeyinde oluşan glikoprotein antijenlere karşı oluşur. Mukozalarda ise yayılımın önlenmesinde en temel yanıt Ig A ile sağlanır. Doğru cevap: A



A) interlökin-1 C) İnterferon-alfa



B) interlökin-2 D) İnterlökin-12 E) interferon- beta



Tanımlanan özellikler interferon-alfa için geçerlidir. İnterferonlar



-



Lökositlerden salgılanır. Antiviral etkilidir. Kronik hepatit, kondyloma acuminata infeksiyonlarında tedavide kullanılmaktadır.



İnterferon beta (INF-beta): . Fibroblastlardan salgılanır. Antiviral etkili. INF-alfa ve IFN-beta NK hücrelerini uyararak viruslara karşı etkin bir immünyanıt oluştururlar. İnterferon gama (INF-gama): - Antijenler, mitojenler tarafından yapımı uyarılır. Özellikle Th1 h ü c re le ri ve NK ta ra fın d a n sentezlenir. Makrofaj, NK, nötrofillerin fagositik



İMMÜNOLOJİ



Antikor varlığında öldürücü olabilmeleri yanında (ADCC) antikor yokluğunda da etkilerini gösterebilirler.



İMMÜNOLOJİ



328



etkinliğini artıran en önemli uyarıcıdır. Böylece bu hücrelerin mikroorganizmaları ve tümör hücrelerini öldürme yeteneğini arttırır. Makrofaj aktivasyon faktörü olarak bilinmektedir. Hücrelerin MHC I ve II protein sentezini de artırır. Antijen sunumunu şiddetlendirir. E



Kaynaklandığı Ana Hücre



M a kro fa j lar E ndo tel h ü c re le ri D e n tritik h ü c re le r



İL-1 (a , P)



Langerhans h ü c re le ri



Paraziter infeksiyonlarda eozinofil yapımını en fazla uvaran sitokin aşağıdakilerden hangisidir? A) interlökin-10



B) İnterlökin-5



C) İnterlökin-2



D) İnterferon-6 E) İnterferon-7



D o ğ ru cevap: B



S ito kin ler ve e tk ile ri



Sitokin



3.



Başlıca İmmünolojik etkisi T h ü c re le rin d e IL-2 re s e p tö rle rin i s tim ü le eder. B hücre aktivasyonunu a r t t ır ır A te ş y a p a r A k u t fa z re a k ta n la rın ı u ya rır IL-6’ yı u y a rır Özgün olm ayan d ire n c i a r t t ır ır Endojen b ir IL-1 re se p tö r a n ta g o n is ti ile inhibe olur.



Sitokin



Salgılayan



Ana hedefi



Ana aktiviteleri



İL"5



T L e n fo s it



B L e n fo s it, e o z in o fil



F a rklıla şm a (B le n fo s it fa rlıla ş m a fa k ö tö rü ); p a ra zi to zd a e o z in o fili



IL-2



Th, h ü c re le ri



T hücresi büyüm e fa k tö rü NK ve B h ü c re le rin i a k tive ed er



IL-3



T h ü c re le ri



H em atopoezi uyarır.



Aşağıdaki immun hangisi T lenfositlerden sentezlenebilmektedir?



IL-4



T h ü c re le ri



B h ü c re le rin in IgE sen tezini u y a rır in te rfe ro n -a yi ba skılar



A) IgG C) IgA



IL-5



T h ü c re le ri



E osinofille rin büyüm e ve farklılaşm a sı B hücresi büyüm e fa k tö rü IgA sen tezini a r t t ır ır



4.



globulinlerden bağımsız olarak



B) IgM D) IgD E) IgE



IL-6



M o n o s itle r T h ü c re le ri E ndo tel h ü c re le ri



A kut fa z re a k ta n la rın ı u ya rır P iro je n ik tir Geç B hücre fa rklıla şm a sın ı u y a rır



IgM birincil antikor yanıtında rol oynar. T lenfositlerden bağımsız olarak B lenfositlerden sentezlenebilmektedir(B lenfositlerin LPS tarafından uyarımı). Serumda pentamer olarak bulunmaktadır. Plasentadan geçmezler. Serolojik testlerde en etkin antikordur.



II-7



K em ik iliğ i



Pre-B ve p re -T h ü c re le rin i u y a rır



D o ğ ru cevap: B



IL-8



M o n o sitle r E ndo tel h ü c re le ri L e n fo s itle r F ib ro b la s tla r



N ö tro fil ve T h ü c re le ri için k e m o ta k tik fa k tö rd ü r



5.



IL-10



Th2 h ü c re le ri



Th, h ü c re le rin in in te rfe ro n -a sen tezini in h ib e ed er D iğer s ito k in le rin s en tezini in h ib e ed er



IL-12



M a k ro fa jla r ve B h ü c re le ri



T l^ h ü c re le rin in farklılaşm a sı in te rfe ro n -a sen tezini uyarır. NK ve CD8 (+) h ü c re le ri s ito liz iç in uyarır. IL-2 ile s in e rjis tik e tk i yapar.



T ü m ör nekroz fa k tö rü a



M a krofa jlar, T h ü c re le ri, B h ü c re le ri ve büyük g ra n ü le r le n fo s itle r



T ü m ö rle r iç in s ito to k s ik tir, kaşeksi yapar, b a k te riy e l şoka a ra c ılık ed er



Antiinflamatuvar sitokinler: IL-4, IL-10, IL-13, Transforming grovvth factor-beta, solubl IL-1 reseptörleri ve TNF-alfa reseptörleri. IL-2 aksine inflamasyonu tetikler.



Tü m ör nekroz fa k tö rü p



T h ü c re le ri



T ü m ö rle r iç in s ito to k s ik tir



D o ğ ru cevap: D



Hemen bütün n o rm a l hücre tip le r i



T ve B h ü c re le rin in çoğalm asını in h ib e ed er S itokin re s e p tö rle rin i a z a ltır L ö k o s itle r iç in güçlü b ir k e m o ta k tik a ja n d ır Enflamasyon ve doku ta m irin d e ro l oynar



Transform e e d ic i büyüm e fa k tö rü p



ID :06t236



Doğru cevap: C



Antiinflamatuvar özelliği aşağıdakilerden hangisidir?



olmayan



sitokin



A) Transforming grovvth factor- beta B) İnterlökin-4 C) interlökin-10 D) İnterlökin-12 E) interlökin-13



6.



Antikorların yapısı aşağıdakilerden hangisidir? A) Lipoprotein C) Glikolipid







B) Fosfolipid D) Protein E) Glikoprotein



Antikorların ağır zinciri üzerinde karbonhidrat molekülleri bulunur. Dolayısıyla antikorlar çıplak proteinler değildir; glikoprotein yapısındadırlar. D o ğ ru cevap: E



7.



Endotel permeabilitesi üzerine direkt etkinliği olmayan sitokin aşağıdakilerden hangisidir?



Antikorlar Y harfi şeklinde birbirinin aynı iki hafif (L) ve iki ağır (H) zincirden oluşan yapılardır. Bu yapılarda değişken ve sabit bölgeler mevcuttur. Değişken bölgeler (Fab) antijenin bağlandığı özgül bölgeleri oluştururken sabit bölgeler (Fc) kompleman etkinleşmesinde ve hücre yüzey reseptörlerine bağlanmada görev alır. Antikorların özgüllüğü bu değişken bölgeler üzerindeki çok değişken (hipervariabl) bölgelerce sağlanır. D o ğ ru cevap: A



A) interlökin-1 beta B) İnterlökin-2 C) interlökin-6 D) Trombositi uyaran faktör E) Tümör nekroze edici faktör Endotel permeabilitesini artırarak bölge endotelinde toplanmış olan nötrofillerin ekstravazasyonunu sağlayan sitokinler TNF-alfa, IL-1, IL-6 ve PAF gibi olay bölgesi makrofajlarından salınan maddelerdir. Böylece damardan dokuya geçen nötrofiller gideceği bölgeye, bölgede akvite olmuş komplemanın C5a ve C3a komponentleri ve IL-8 gibi kemoatraktanlar aracılığı ile ulaşarak inflamasyonu başlatır. IL-2 ise T lenfosit büyüme faktörüdür. Esas etkinliği de bı hücre üzerinedir. D o ğ ru cevap: B



8.



Mononükleer fagositer sistemi güçlü bir şekilde aktive eden sitokin aşağıdakilerden hangisidir? A) interlökin-2 C) İnterlökin -4



B) İnterferon -gama D) İnterlökin -10 E) interlökin -12



İnterferon gama (INF-gama): Antijenler, mitojenler tarafından yapımı uyarılır. Özellikle Th1 hücreleri ve doğal katil (NK) hücreler tarafından sentezlenir. M akrofaj, NK, n ö tro fille rin fa g o s itik etkin liğ in i artıran en önemli uyarıcıdır. Böylece bu hücrelerin mikroorganizmaları ve tümör hücrelerini öldürme yeteneğini arttırır. Makrofaj aktivasyon faktörü olarak bilinmektedir. Hücrelerin MHC I ve II protein sentezini de artırır. Antijen sunumunu şiddetlendirir.



10. IgG'den IgE'ye "class svvitch" aşağıdakilerden hangisi ile olur? A) IL-1



B) IL-2



C) IL-4



D) TNF E) IFN-alfa



IL-4 Tip I hipersensitivite için en önemli interlökindir. IgG'den IgE'ye "class svvitch" IL-4 ile gerçekleşir. “Soru 10” başlıklı tabloya bakınız.



D o ğ ru cevap: B



D o ğ ru cevap: C



9.



Antikor molekülünün antijene özgüllüğünü belirleyen kısmı aşağıdakilerden hangisidir? A) Fab C) Ağır zincir



B) Fc D) Hafif zincir E) J zinciri



11. Non-spesifik humoral immün cevap içinde yer alan, hücre transport aktivitesini bloke eden ve polimorfonükleer grandilerde bulunan yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) Properdin C) Beta-lysin



B) Defensin D) Laktoperoksidaz E) Lizozim



İMMÜNOLOJİ



32 9



330



i



Soru 10:



İMMÜNOLOJİ



Sitokin



Salgılayan



Ana hedefi



Ana aktiviteleri



IFN -y



T h , le n fo s it, NK h ü c re



L e n fo s it, m o n o s it, do ku h ü c re le ri



İL -1B



M o n o s it-m a k ro fa j, d e n d r itik h ü c re , B le n fo s it (tü m A P C T e r)



T, B le n fo s it, tim o s it, n ö tro fil, e p ite ly a l h ü c re ve ç e ş itli do ku h ü c re le ri



Proinflamatuvar sitokin; im m ü n re g ü la syo n , a te ş ; IL-6, 8 ve adezyon m o le k ü lle ri s e n te z in in u y a rım ı



IL-2



Th, le n fo s it, NK h ü c re



T le n fo s itle r



T le n fo s it p ro life ra s y o n u , aktiva syo n



İL -3



T le n fo s it



S tem c e li, p r o je n itö r le r



im m ü n r e g ü la s y o n , m a k r o f a j a k t iv a s y o n u , fa rk lıla ş m a s ı, a n tiv ira l e tk in lik le r



B h ü c re



P an-spesifik CSF



Antiinflamatuvar sitokin; B le n fo s itin ço ğ a lm a fa k tö rü ;



IL-4



T h 2 le n fo s it



B le n fo s it



IL-5



T h 2 le n fo s it



B le n fo s it, e o z in o fil



B le n fo s itin (p la z m o s ite ) fa rk lıla ş m a fa k tö r ü , IgA y a p ım ı, p a ra z ito z d a e o z in o fili



IL-6



M a k ro fa j, T h2 le n ­ fo s it



B le n fo s it, h e p a to s it



Proinflamatuvar sitokin; B le n fo s it fa rk lıla ş m a s ı, a k u t fa z p ro te in s e n te z i (h e p a to s it u ya ran fa k tö r ) ve ad ezyon m o le ­ k ü lle ri s e n te z in in u y a rım ı



lgG1, IgE y a p ım ı



IL-8



M a k ro fa j, c ilt hü cre si



PMNL, T le n fo s it



Proinflamatuvar sitokin; k e m o a tra k ta n



IL-10



T h 2 le n fo s it



Th, le n fo s it



Antiinflamatuvar sitokin; IFN-y y a p ım ın ın in h ib is y o n u



IL-12



M a k ro fa j



T h 2 le n fo s it



T h 0 le n fo s itte n Th, le n fo s ite dö nüşüm ün u y a rım ı, T h 2 le n ­ fo s itte n IL-10 y a p ım ın ın in h ib is y o n u



IL-13



T h 2 le n fo s it



M a k ro fa j, özg ül re s e p tö rle r



TG F-6



M a k ro fa j, T-B le n fo s it



M a k ro fa j, T-B le n fo s it, NK h ü c re le r, n ö tro fil



T N F -a ,8



M a k ro fa j, le n fo s it



F ib ro b la s t, e n d o te l



N on-spesifik hum oral savunm a faktörleri: • • • • • • • •



Lizozim Laktoferrin Transferrin Laktoperoksidaz Beta-lysin (Gram (+)'lere etkilidir) Kemotaktik faktörler Properdin Defensin



D o ğ r u cevap:



B



Antiinflamatuvar sitokin; a s tım d a so lu n u m y o lu n u n a lle rje n le r e a şırı y a n ıtı



Antiinflamatuvar sitokin; in fla m a syo n u n d u rd u ru lm a s ı, kolla je n s e n te z in in ve iy ile ş m e sü re c in in b a ş la tılm a s ı



Proinflamatuvar sitokin; k a ta b o liz m a , fib ro z is ; IL-6, 8 ve ad ezyon m o le k ü lle ri s e n te z in in u y a rım ı



13. Uzun süre tüberküloz tedavisi almış hastada aşağıdakilerden hangisine karşı antikor gelişebilir? A) Tiroid antijenleri



B) Kalp kası antijenleri



C) Histon proteinleri



D) Myelin



E) Ach reseptörleri Tüberküloz tedavisinde kullanılan izoniazid, ilaca bağlı lupus eritematozusa neden olur. Bu durumda anti-histon antikorlarında artış görülür. D o ğ ru cevap:



12.



Posteksposure proflaksi için immunglobulin kullanılmayan hastalık hangisidir? A) Hepatit A



B) Kuduz



C) Hepatit B



D) Botulizm E) Hepatit C



Post exposure profilaksi için immünglobulin kullanılabilen infeksiyonlar: • Hepatit A • Hepatit B • Measles • Kuduz • Chicken pox • Zoster • Tetanoz • Botulizm • Difteri Doğru cevap: E



C



14. İmmüngiobülinlerin hangisidir? A) L zinciri C) Ağır zincir



tipini



belirleyen



B) Hafif zincir D) Disülfit bağı E) Variabl bölge



immünglobülinler ağır zincirlerine göre tiplendirilir. • delta-lgD • epsilon-lgE • alfa-lgA • mü-lgM • gamma-lgG Doğru cevap: C



yapı



331



A) IgD C) IgA



18. Antikora bağımlı hücre öldürücülüğü yeteneği bulunmayan hücre aşağıdakilerden hangisidir?



B) IgE



A) Mikroglial hücre



B) Yardımcı T lenfosit



D) IgG



C) Nötrofil



D) Eozinofil E) Doğal öldürücü (NK) hücre



E) IgM İnsanda plasentayı sadece IgG alt sınıfları (IgG^) geçebilir. Bu geçiş plasentadaki reseptörlere bağlı aktif bir transport olup, molekül ağırlığı azlığına bağlı pasif geçiş yoktur. Aynı zamanda anne sütünde bulunan IgA’nın yanında, IgG yenidoğanın barsaklarından reseptörlere bağlanarak emilim gösterir.



A ntikora bağım lı hücre öldürücü lük etkinliğine katılan hücreler: • • •



D



D o ğ ru cevap:



• I g G a lt grupları



O Ig 6 2 .... .....................Plasentadan en az geçen O Ig 6 3 ....



Yarılanma : 7 gün (diğerleri:20-21)



Makrofajlar: Antijene bağlanmış antikorların Fc ucuna FcR ile bağlanırlar, opsonize ederler. Nötrofiller: Makrofajlar gibi opsonize ederler. E o zin o fille r: Parazite bağlanmış IgG ve IgE antikorlarının Fc ucuna FcR ile bağlanırlar, kostik içeriklerini parazit yüzeyine dökerler. Doğal ö ld ü rü c ü (NK) h ü cre le r: Antikor Fc parçasına FcR (CD16/56) ile bağlanarak perforin lizisi yaparlar.



Her üç şeklin de ortak özelliği, immünositlerin antikoru yapışma aracı olarak kullanması ve bu aracı sayesinde hedefi öldürmesidir.



O Ig 6 3 ... ....En güçlü kompleman uyarıcı (IgM ) O Ig 6 3 ...



Protein A ile bağlanmaz



D o ğ ru cevap:



B



O Ig 6 4 .... ......................Komplemana bağlanmaz 16. Aşağıdaki immünoglobulinlerden hangisi klasik kompleman yolunu aktive etmekte en az etkilidir? A) IgM



B) IgA



C) lgG1



D) lgG2 E) lgG3



Komplemanın klasik yolu başlıca immün kompleksler aracılığıyla aktive olur. Komplemanı aktive etmede IgM, lgG3 ve IgG, en çok etkili olup, lgG2’nin etkinliği daha azdır. lgG4, IgA, IgD ve IgE’nin ise hiç etkinliği yoktur. Komplemanın alternatif yolu ise spontan olarak çeşitli uyaranlarla aktive olurken, klasik yoldan daha az etkili olmakla birlikte IgG, IgA veya IgE içeren immün komplekslerle de aktive olabilir. D o ğ ru cevap:



B



17. IgG için en kuvvetli Fc reseptörü aşağıdakilerden hangisidir? A) CD 64



B) CD 32



C) CD 16



19. B lenfositlerin bir antijene özgül olarak çoğalması ve antikor sentezlemek üzere plazmositlere farklılaşması sürecinde ana rol oynayan sitokin aşağıdakilerden hangisidir? A) interlökin-6 B) İnterferon-alfa C) interferon-gamma D) İnterlökin-2 E) İnterlökin-4 Bazı Sitokinlerin Kaynak Aldıkları Hücreler, Hedefleri ve Etkinlikleri tabloda belirtilmiştir. D o ğ ru cevap:



E



20. Pentamerik yapı içinde IgM moleküllerinin birbirine bağlanması hangi yapı aracılığıyla olmaktadır? A) C bölgesi C) Fab2



D) CD 8



B) FC D) J zinciri E) İyonik bağlar.



E) CD 4 IgG moleküllerinin Fc kısımları için hücre yüzeyinde bulunan reseptörler Fc g Rl, II ve III olmak üzere 3 gruba ayrılır. Bunların arasında en kuvvetli affinitesi olan Fc g Rl transmembran bir polipeptid olup CD 64 olarak isimlendirilmiştir. CD 64 aktive olmuş fagositlerde bulunur. Diğerleri sırasıyla CD 32 ve CD 16 olup affiniteleri daha düşüktür.



Multimerik Ig molekülleri olan pentamerik IgM ve dimer yapıda IgA molekülleri birbirlerine Fc (constant=sabit) bölgelerinden, J zinciri ismi verilen polipeptidler aracılığıyla bağlanırlar. J zinciri Fc bölgelerine disülfit bağları ile bağlanarak multimeri stabilize eder. Sadece dolaşıma verilen veya sekrete edilen Ig'ler multimer yapıda iken, hücre yüzeyindeki bütün Ig molekülleri 2 ağır ve 2 hafif zincirden oluşan monomer yapıdadır.



Doğru cevap: A



Doğru cevap: D



İMMÜNOLOJİ



15. İnsanlarda plasentayı geçen immünoglobulin sınıfı aşağıdakilerden hangisidir?



33 2



İMMÜNOLOJİ



21. Aşağıdaki B lenfosit yüzey moleküllerinden hangisi akut lösemiler için bir belirteçtir? A) CD 6 C) CD 14



B) CD 10 D) CD 21 E) CD 25



Idiotip bir antikorun V bölgesinin (variabl=değişken) antijenik karakteristiği anlamına gelir. Ağır (H) ve hafif (L) zincirlerin variabl bölgeleri tarafından belirlenir. Benzer bir terim olan idiotip; bir antikorun V bölgesindeki tek bir antijenik belirleyicidir. Bunun antijenik karşılığı epitop’dur. D o ğ ru cevap:



CD 9 ve 10 molekülleri akut lösemiler lehine değerlendirilirken, özellikle CD 10 CALLA (ALL antijeni) olarak bilinir ve immatür B hücreleri ile lenfoid progenitörlerde bulunur. Yapısal olarak enkefalinaz (nöral endopeptidaz) ile aynıdır.



E



25. Aşağıdaki immünosüppressif ilaçlardan hangisi B lenfositler üzerinde daha çok etki gösterir? A) Azathioprin



B



D o ğ ru cevap:



B) Siklofosfamid C) Methotrexate D) Kortikosteroid E) Siklosporin



22. Aşağıdakilerden hangisi B lenfositlerin tanımlanmasında kesinlikle vazgeçilmezdir?



İmmünosüppressif ilaçların çoğu T hücreleri üzerinden etki ederken ve böylece hücresel immüniteyi etkilerken alkilleyici bir ajan olan siklofosfamid B hücrelerini daha fazla etkiler. Humoral immüniteyi baskılayarak IgG ve M’yi düşürür. Klorambusil de benzer etkiler gösterir.



A) Yüzeysel Ig B) Class II MHC C) CD 3 D) C3b E) FC reseptörü.



D o ğ ru cevap:



Yukarıdaki moleküllerin hepsi B lenfosit membranında bulunmasına rağmen, endojen olarak sentezlenmiş membran Ig’i B lenfosit tanımlanmasında sine qua non (olmazsa olmaz) olarak bilinmektedir ve en güvenilir işarettir. Bu Ig, IgM veya IgD olabilir. Class II MHC molekülleri helper T-B hücresi etkileşimlerinde rol oynamaktadır.



B



26. Sekonder immün cevapta immunglobulin hangisidir?



en



A) IgG



B) IgM



C) IgA



D)



baskın



IgD



E) IgE A



D o ğ ru cevap:



İM M U N G L O B U L İN G (IG G )



• •



Serumda en fazla bulunan immunglobulindir Monomerdir; ağır zincir g’dır.







Dört subtipi vardır: lgG1 (%70); lgG2(%19); lgG3 (%8); lgG4(%3)







Tüm subunitlerde disulfid bağı sayısı ve tipine göre antijenik kimyasal farklılık gösteren H zincirleri vardır.







lgG1 ve G3 esas olarak protein antijenlere cevapta rol alır, (tetanoz toksini ve pekçok virüs)







lgG1 ve G3, komplemanı klasik yoldan en sık aktive edenlerdir, iyi opsoninlerdir.







lgG2 ve G4, polisakkarid antijenlere cevap olarak oluşur (bakteri kapsülü)







lgG2 ve G4, pnöm okoklar, H .influenza gibi kapsullu bakteriler için majör opsonindirler.







IgG, se ko n d e r im m ün cevapta en baskın antikordur.



B) L zinciri konstant bölgesi C) H zinciri variabl bölgesi







IgG, e n fe ksiyo n a re zista n sd a en önemli antikordur.



D) L zinciri variabl bölgesi







Plasentayı geçen tek antikordur (lgG4 hariç)



E) H ve L zinciri variabl bölgeleri







Antijen affinitesi yüksektir.



23. Normal kişilerde immünoglobülinlerin ne kadarım IgG oluşturur? A) % 10



B) % 25



C) % 50



D) % 75 E) % 85’den fazla



İnsanların çoğunun serumlarında Ig’lerin % 85’inden fazlasını IgG oluşturur. Daha sonra sırasıyla Ig A, M, D ve E gelir. D o ğ ru cevap:



E



24. Bir immünoglobülin molekülünün aşağıdakilerden hangisi belirler?



idiotipini



A) H zinciri konstant bölgesi



33 3



Opsonik aktivitesi olan tek immunglobulindir. Antitoksinler IgG sınıfındandır.







Kompleman fiksasyonu sadece IgG ve IgM’de vardır. Plasentadan geçtiğinden, bebekte ilk aylarda infeksiyonlara direnci sağlar.



• • •



lgA2’de L ve a2 zincirleri



özellikleri"



Lokalize antijen maruziyeti mukozal immuniteyi aktive eder. Bakteri ve virusların mukozal yüzeye yapışmasını engeller. Sekretuar IgA dimeri, bağlayıcı J zinciri ve transellüler transportu sağlayan sekratuar parça ile birliktedir. Sekretuar parça, epitelden geçişi sağlar ve proteolitik enzimlerden korur. IgA, antijene maruziyetten sonra prekursor B hücrelerinin gastrointestinal traktusdaki lenfosit yapılara gitmesiyle yapılır, torasik dukttan sistemik dolaşıma verilir.



Mukozal immüniteden sorumlu immunglobulin hangisidir?



Dimerik sekretuar IgA, submukozadaki plazma hücrelerinden yapılır. Monomerik IgA, lenfatik yolla genel dolaşıma; dimerik IgA barsak boşluğuna geçer. IgA, komplemanı alternatif yoldan aktive edebilir. Kapsüllü bakterileri sarıp fagositozdan koruyarak istenmeyen etki yapabilir. S.Pnömonia, N. Menengitis, N. gonore, H. influenza IgA’ya dirençlidir.



IgG eksikliğ in d e rekurren, hayatı tehdit edici bakteriyel enfeksiyonlar izlenir. Sıcak antikorlar IgG tipindedir.



“İnsan immunglobulinlerinin başlıklı tabloya bakınız. D o ğ ru cevap:



27.



proteazlara daha dirençlidir.



arasında kovalent bağ yoktur.



fiziksel



A



A) IgG C) IgM



Henoch-Schönlein Purpura ve Berger hastalığında böbreklerde IgA depoları görülür.



B) IgA D) IgD E) IgE



D o ğ ru cevap:



B



İM M U N G L O B U L İN A (IG A)



Sekresyonların esas immunglobulinidir. Serum, kolostrum, solunum ve intestinal mukoza, tükrük ve göz yaşında bulunur. Serumda monomer, sekresyonlarda dimer yapıdadır.



hangi



28. Soğuk antikorlar tipindedir?



İki alt sınıfı vardır: lgA1 ve lgA2 Mukozal immüniteden sorumludur. lgA1 serumda, lgA2 salgılarda daha sıktır. lgA2, mikropların salgıladığı



immünglobulin



A) IgG B) IgA C) IgM D) IgD E) IgE



İnsan im m u n g lo b u lin le rin in fizikse l ö z e llik le ri IgG



Ö z e llik



Monomer



monomer



ö



e



950000



175000



190000



1.5;0.2



1.5



4



0.03



6



10



3



2



Monomer



Monomer, polimer



Pentamer



Ağır zin cir sınıfı (H)



T



a



M



Ağır z in c ir a lt sınıfı (H)



y1, y2, y3, y4 lgG1, G2, G3, G4



a1, a2 lgA1, A2



M oleküler ağırlık (dalton)



150000 180000(lgG3)



160000



Serum düzeyi (mg/cc)



9; 3; 1; 0.5



Yan öm ür



21 (lgG3:7)



Kompleman fiksasyonu Klasik A lte rn a tif



++ (G4-)



Plasentayı geçiş



+



M oleküler form



IgE



IgD



IgM



IgA



|



++++



-



+ -



-



-



+



Mast hücresine bağlanma



-



-



-



-



A ntiviral a k tiv ite



;



+++



+



?



? ?



A ntib akterye l lizis



+



+



+++



?



İntravasküler dağılım



5645



5642



5680



5615



5650



Müköz sekresyon



Primer cevap; Romatoid faktör



Class-Switching



A llerji



Diğer ö ze llikler



Sekonder cevap



İD :06tl 64



İMMÜNOLOJİ



• •



334



İM M U N G L O B U L İN M (IGM )



İMMÜNOLOJİ



• • • • • • • • • • • • • • • • •



Daha çok intravasküler alandadır (%80) Primer immun cevapta majör immunglobulindir. Pentamerikdir; moleküller birbirine “ J” zinciriyle bağlanır. Plasentayı geçmez ve normalde yenidoğmuş bir çocukda bulunmaz. Yenidoğmuş infantta saptanırsa, antijen spesifik IgM, intrauterin enfeksiyona işaret eder. Molekül ağırlığı en fazla olandır. Akut faz antikorudur (erken immun cevap) Antijenle karşıla şıld ığ ın d a ilk sentezlenen immunglobulindir. Molekül yapısı y ıld ız şeklindedir; antijene bağlandığında akrep benzeri yapı oluşur. Antijene bağlanması en etkili immunglobulindir. Komplemanı en etkili fikse edendir. En efektif aglutinasyon yapan immunglobulindir. Soğuk antikorlar IgM tipindedir. B lenfosit yüzeyinde bulunur ve majör antijen reseptörü olarak görev yapar. B lenfosit yüzeyindeki IgM, monomeriktir. En yüksek aviditeye sahip immunglobulindir. Kompleman sistemini klasik yoldan aktive eder.



Doğru cevap: C



29.



D o ğ ru cevap: C



31. Reajinik antikor hangisidir? A) IgG C) IgM



B) IgA D) IgD E) IgE İM M U N G L O B U L İN E (IG E)



Reajinik antikor olarak adlandırılır. Serumda düşük düzeydedir, (serumdaki en düşük immunglobulindir) En sık mast hücre ve bazofillerin yüksek affiniteli reseptörlerine bağlı olarak bulunur. Allerjik reaksiyondan sorumludur. Esas fizyolojik özelliği antinematod aktivitesidir (helmintlere karşı aktif bağışıklıkta). En sık klinik etkisi ise Tip I hipersensitivite (atopik veya allerjik hastalıkta)reaksiyonudur. Mast hücrelerinin Fc reseptörlerine bağlanıp duyarlı hale getirir. Antikorlar, antijenle birleştiği zaman mast hücrelirinden mediatör salınmasına neden olur. IL-4, IgE düzeyini arttırır, y-interferon, IgE sentezini azaltır. Atopik hastaların serumunda artmıştır. Komplemanı aktive etmez. En kısa ömürlü Ig, IgE'dir. RAST testi (+)’tir.



Hangi immunglobulinin esas rolü tam olarak bilinmemektedir?



D o ğ ru cevap: E



A) IgG



B) IgA



32. IgA hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



C) IgM



D) IgD E) IgE



Serum düzeyi çok düşüktür. B lenfosit yüzeyinde bulunur. İmmünnoregulatuar rolü olduğu düşünülüyor, esas rolü bilinmiyor. Proteolitik enzimlere ve ısıya dayanıksızdır. Myelom globulindir. Komplemanı aktive etmez. B celi aktivasyonu olan durumlarda (SLE, AIDS, Hodgkin hastalığı) düzeyi yükselir. D o ğ ru cevap:



D



Aşağıdakilerden hangisi proteinlerini oluşturur?



A) Molekül ağırlığı yaklaşık 400.000 kilodalton'dur B) Tükrük ve gözyaşında bulunur



İM M U N G L O B U L İN D (IGD)



30.



(kappa ve lambda zincirleri) oluşan proteinlerdir. Mü ve gama zincirleri ise ağır zincir proteinleridir. Albümin benzeri protein olmadıkları için normal tahlil metotları ile tespit edilemezler.



Bence-Jones



A) Mü zincirleri B) Gama zincirleri C) Kappa ve lambda zincirleri D) Albümin benzeri proteinler E) Fibrin yıkım ürünleri Bence Jones proteinleri multipl myelomlu hastalarda idrarla atılan immünoglobülinlerin hafif zincirlerinden



C) Bazı bakterilere ait proteazlarca yıkılır D) Komplemanı fikse edebilir E) Serumda monomer halinde bulunur Bir immünoglobulinin molekül ağırlığı 180.000 kilodalton'dur. Dimer halinde bulunan IgA’nın molekül ağırlığı 400.000, pentamer halinde bulunan IgM’nin molekül ağırlığı 900.000 kilodalton civarındadır. Süt, tükürük, gözyaşı ve barsaklarda bulunan majör immünoglobülindir. Serumda az miktarda monomer halinde bulunur. Bazı bakteriler (örn. Neisseria) IgA’yı yıkan enzimlere sahiptir. Kompleman fiksasyonu yapmaz. Doğru cevap:



D



33. Primer antikor yanıtına kıyasla sekonder antikor yanıtında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Daha düşük antijen eşiği



B) Daha kısa lag süresi C) Daha kısa süreli antikor sentezi D) Daha yüksek antikor titresi E) Daha hızlı antikor sentez hızı



335



34. Aşağıdaki immünoglobülinlerden serumdaki yarı ömrü en uzundur?



38.



İmmünoblast dönüşür?



B) Ig A



C) Ig G



D) Ig D



hangi



hücreler



A) Monosit B) T hücresi C) B hücresi D) Nötrofıl



hangisinin



A) Ig M



hücrelerine



İMMÜNOLOJİ



Sekonder (memory) yanıtın özelliği daha yüksek hızda antikor sentezinin daha uzun süre mevcut kalmasıdır. Antijene duyarlı önemli sayıda memory hücresinin olması ile daha düşük antijen düzeyi yeterli olur, lag süresi kısalır. D o ğ ru cevap: C



E) Plazmosit B hücrelerinden olup antijen ile karşılaşan hücreler, immünoblasta sonrada plazmosite (plazma hücresi) dönüşerek antikor üretmeye başlar.



E) Ig E D o ğ ru cevap:



Ig G,, G3 ve G4’ün serum yarı ömrü 20-21 gün iken, diğerlerinin genellikle 6-7 gün civarındadır. IgD’nin yarı ömrü 3 gün, IgE’nin ise 2 gündür.



39.



Kan transfüzyonuna bağlı yanlış kan grubu uyuşmazlığında oluşan akut hemolitik reaksiyondan hangi Ig sorumludur?



D o ğ ru cevap: C



35. Reajinik antikorlar hangisi doğrudur?



hakkında



C



aşağıdakilerden



A) IgA



B) IgG



C) IgM



D) IgD E) igE



A) Plasentayı geçerler B) Deri duyarlılığında rol oynarlar C) Komplemanı fikse ederler D) Serumda yüksek konsantrasyonda bulunurlar E) Allerjik reaksiyonlarda rol aynamazlar Reajinik antikorlar IgE antikorlarının diğer ismidir. IgE antikorları serumda düşük konsantrasyonda bulunurlar, plasentayı geçemez ve komplemanı fikse edemezler.



I g M Komplemanı en fazla aktivite eden ve en çok antijen bağlayan (5 adet), molekül ağırlığı en fazla olan, erken immün yanıtta en etkili, olan, kan grubu uyuşmazlıklarında B hücre yüzeyinde I g D ile en çok bulunan I g'dır. D o ğ ru cevap: C



40. D o ğ ru cevap:



Ekstravaze olabilen tek Ig hangisidir?



B



36. Primer olarak opsonin immünoglobülin hangisidir?



görevini



A) Ig A



B) Ig G



C) Ig M



D) Ig D



gören



E) IgE IgG :



A) IgM



B) IgA



C) IgG



D) IgD



• • • • • •



E) IğE Fagositoz olayını arttıran proteinler opsonin olarak bilinir. En önemli opsoninler kompleman türevleri ve IgG’dir.



Damar dışına tek çıkabilen Plasentadan geçen tek Ig olan Ömrü en uzun olan En fazla alt üniti olan (1,2,3,4) Serumda miktarı en fazla olan İmmünolojik geç yanıtta en etkili Ig'dir.



D o ğ ru cevap: C D o ğ ru cevap:



37. Kompleman varlığında Gram (-) bakterilerin lizisinde en etkili olan aşağıdakilerden hangisidir? A) IgM E) IgE IgM en etkili immünoglobülindir. Doğru cevap: A



kompleman



fiksasyonu



Kapsüllü bakterilere karşı en etkili olan immün globülin hangisidir? A) IgA B) IgG C) IgM



B) IgA D) IgD



C) IgG



41.



yapan



B



D) IgD E) IgE



336



Matürasyon sırası



lg A :



İMMÜNOLOJİ







Vücut mukozal mem branlarından en fazla salgılanan Kapsüllü bakterilere karşı en etkili Dimer şeklinde bulunan immün globülindir. Anne sütüne en çok geçen Ab'dur.



• • •



Komplemanı alternatif yoldan aktive eder. D o ğ ru cevap:



A



• Ig M • lg D •IgG • lg A • lg E şeklindedir. Doğru cevap: C



45. Aşağıdakilerden gözlenmez?



42. Yarılanma ömrü en kısa olan Ig hangisidir?



hangisinde



A) Egzema



yüksekliği



B) Lepra



C) Astım bronşiale



A) Ig A



IgE



D) Aspergilloma E) Pollinozis



B) IgG C) Ig M



Pollinozis mevsimsel allerjik rinittir. Kural olarak IgE yüksek değildir. Diğer hastalıklarda ise IgE yüksektir.



D) Ig D E) lg E



Doğru cevap: E



Ig E :



• • • • •



Ömrü en kısa Allerjik reaksiyonlarda en etkili Plazmada en az miktarda olan Mast hücrelerinde, Bazofillerde en fazla olan Anaflaksiden ve paraziter olaylardan sorumlu immün globülindir.



46. Aşağıdakilerden hangisi lendiren bir test deöildir?



B



hücresini



değer­



A) Serum Ig düzeyleri B) Isohemaglutinin titreleri C) Kemotaksis D) Yüzey IgM içeren lenfosit sayımı



D o ğ ru cevap: E



E) Spesifik mikroorganizmalara antikor yanıtı



43. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde fagositozun primer bozukluğu yoktur? A) G6PDH eksikliği



B hücreleri humoral immünite ile ilişkilidir ve humoral immüniteyi değerlendiren testler: Ig düzeyleri, immün elektroforez, IgG alt sınıfları, spesifik antikor yanıtları, B hücresinde bulunan yüzey markerleridir. Kemotaksis fagositik hücrelerin değerlendirilmesinde kullanılır.



B) Myeloperoxidaz eksikliği C) Chediak - Higashi sendromu



Doğru cevap: C



D) Konjenital nötropeni E) Hodgkin hastalığı



47. Aşağıdaki immünoglobulinlerden hangisi komplemana etkili bir şekilde bağlanarak, onu aktive etme özelliğine sahiptir?



Prim er fagositoz defektleri; •



Myeloperoksidaz eksikliği







Kronik granülomatöz hastalık







Chediak - Higashi sendromu



• •



Konjenital nötropeni G6PDH eksikliği



A) IgA



B) IgD



C) IgE



D) IgM



E) lgG4



Daha önce de aynı soru ile karşılaşmıştık. Komplemana en etkili bağlanma özelliği gösteren antikor lg M’dir.



Hodgkin hastalığında T celi CD4 defekti vardır. Fagositik sistemde herhangi bir defekt yoktur. D o ğ ru cevap: E



44. B lenfositlerin olgunlaşmamış olanlarında yüzeyde en erken beliren Ig hangisidir? A) Ig A



B) Ig G



C) Ig M



D) Ig D E) IgE



Komplema bağlama yeteneği en yüksek olan immünglobün IgM’dir. Sonra lgG4 subgrubu hariç diğer IgG'lerdir. Ig M, birincil antikor yanıtında rol oynar. B hücreleri T hücre cevabı olmaksızın IgM sentezleyebilirler. Serumda pentamer halinde bulunduğundan aglütinasyon, kompleman fiksasyonu,...gibi serolojik testlerde en etkin antikordur. En yüksek aviditeye sahip antikordur. Aglütininlerin ve nötralizan antikorların çoğu Ig M yapısında (ya da Ig A yapısında) antikorlardır. Ig G4, komplemana ve Fc reseptörlerine bağlanmaz.



337



Ig E, anafilaktik aşırı duyarlık reaksiyonlarına aracılık eder ve helmint enfeksiyonlarına karşı savunmada rol oynar. Fc bölgesi mast hücreleri ve bazofillerin yüzeyine bağlanarak reseptör görevi görür.



Sorunun amacı antikora bağımlı hücresel öldürme işleminde görev yapan antikorun Ig G olduğunun bilinmesidir. Özgül Ig G antikorlarıyla kaplı hedef hücreleri nötrofiller, eozinofiller, mononükleer fagositler ve NK hücreleri öldürebilirler (ADCC). Bu aşamada hücrelerdeki CD 16 reseptörleri (Fc reseptörleri) rol oynar. D o ğ ru cevap:



D



Ig A, mukozal yüzeylerde, kolostrum, tükrük, gözyaşı gibi yapılarda en bol bulunan antikordur. Bakteri ve virüslerin mukozal yüzeylere yapışmasını önler. Sekretuvar Ig A bir J zinciri ile bağlı toplam iki molekülden ibarettir. Sekretuvar yapı ise mukoza yüzeyinden geçişi sağlayan ve epitel hücreleri tarafından salgılanan bir polipeptiddir. Zayıf olarak alternatif kompleman yolunu uyarabilmektedir. D o ğ ru cevap:



D



48. Aşağıdaki immünoglobulinlerden opsonizasyona yol açar? A) IgA C) IgE



hangisi



B) IgD D) IgG E) IgM



Sorunun amacı antikorların tem el görevlerinin bilinmesidir. IgG, ikincil yanıtta oluşan asıl antikordur ve bakteri ile virüslere karşı önemli bir savunma sistemidir. Toksin nötralizasyonunda en önemli rolü oynar, antitoksinler Ig G yapısındadır, Direkt olarak opsonizasyonda görev yapan antikordur. IgA, bakteri ve virüslerin m ukozal yüze ylere yapışmasını önler. IgD, reseptörolarakgörevgörmekte olduğu düşünülmektedir ve çok sayıda B-lenfositi yüzeyinde bulunmaktadır.



50. Aşağıdaki immünoglobulinlerden hangisi sekonder bağışık yanıtta temel rol oynar? A) IgA



B) IgE



C) IgG



D) IgD E) IgM



IgE, anafilaktik aşırı duyarlık reaksiyonlarına aracılık eder ve helmint enfeksiyonlarına karşı savunmada rol oynar.



Immünglobulinlerin temel görevlerinin bilinmesini isteyen sorulardandır.



IgM, b irin c il antikor yanıtında rol oynar. En yüksek aviditeye sahip antikordur. Aglütininlerin ve nötralizan antikorların çoğu Ig M yapısında (ya da Ig A yapısında) antikorlardır.



IgG, ikincil yanıtta oluşan asıl antikordur ve bakteri ile virüslere karşı önemli bir savunma sistemidir. Toksin nötralizasyonunda en önemli rolü oynar, antitoksinler Ig G yapısındadır.



D o ğ ru cevap:



IgA, bakteri ve virüslerin mukozal yüzeylere yapışmasını önler.



D



49. Antikor bağımlı hücresel sitotoksisitede rol oynayan temel immünoglobulin aşağıdakilerden hangisidir? A) IgA



B) IgD



C) IgE



D) IgG E) IgM



IgE, anafilaktik aşırı duyarlık reaksiyonlarına aracılık eder ve helmint enfeksiyonlarına karşı savunmada rol oynar. IgD, re s e p tö r olarak görev görmekte olduğu düşünülmektedir. IgM, b irin cil antikor yanıtında rol oynar. En yüksek aviditeye sahip antikordur. Doğru cevap: C



İMMÜNOLOJİ



lg D, serumda çok az miktarlarda bulunur, antikor işlevi yoktur. Reseptör olarak görev görmekte olduğu düşünülmektedir ve çok sayıda B-lenfositi yüzeyinde bulunmaktadır. Asıl olarak B hücre farklılaşm asında görevlidir.



İMMÜNOLOJİ



33 8



51. Aşağıdaki immünoglobulinlerden hangisinin serumdaki düzeyleri alerjik durumlarda ve parazitik enfeksiyonlarda belirgin olarak yükselir?



Benzer sorularla daha önce de karşılaşm ıştık. Antikorların yapısının bilinm esi gereken sorulardandır. IgM, birincil antikor yanıtında rol oynar. B hücreleri T hücre cevabı olmaksızın IgM sentezleyebilirler. Serumda pentamer halinde bulunduğundan aglütinasyon, kompleman fiksasyonu,...gibi serolojik testlerde en etkin antikordur. En yüksek aviditeye sahip antikordur. Aglütininlerin ve nötralizan antikorların çoğu Ig M yapısında (ya da Ig A yapısında) antikorlardır. Genelde akut enfeksiyonların teşhisinde kullanılan bir parametredir.



A) IgG B) Serum IgA C) Salgısal IgA D) IgD E) igE Benzer sorularla daha önce de karşılaşm ıştık. İm m ünglobulinlerin görevlerinin bilinm esi istenmektedir. igE, anafilaktik aşırı duyarlık reaksiyonlarına aracılık eder ve helmint enfeksiyonlarına karşı savunmada rol oynar. IgG, ikincil yanıtta oluşan asıl antikordur ve bakteri ile virüslere karşı önemli bir savunma sistemidir.



IgA, dimer yapıda, Ig G, D ve E de monomer yapıdadır. D o ğ ru cevap:



C



54. Aşağıdaki immünoglobulinlerin salgısal parça bulunur?



hangisinde



A) IgG Serum IgA, monomer halinde bulunur. Komplemanı alte rn a tif yoldan çok zayıf uyarabilir fakat genelde önemli bir rol oynamaz.



B ) IgA C) IgM



D) IgD Salgısal IgA, mukozal yüzeylerde, kolostrum, tükrük, gözyaşı gibi yapılarda en bol bulunan antikordur. Bakteri ve virüslerin mukozal yüzeylere yapışmasını önler. Sekretuvar Ig A bir J zinciri ile bağlı toplam iki molekülden ibarettir. IgD, re s e p tö r düşünülmektedir. D o ğ ru cevap:



olarak



görev



görmekte



olduğu



E



52. J zinciri aşağıdaki immünoglobulinlerden hangisinin yapısında bulunur? A) lgG1 B) IgD C) lgG4



Salgısal ya da sekretuvar özellik gösteren antikor Ig A’dır. IgA, mukozal yüzeylerde, kolostrum, tükrük, gözyaşı gibi yapılarda en bol bulunan antikordur. Bakteri ve virüslerin mukozal yüzeylere yapışmasını önler. Sekretuvar IgA bir J zinciri ile bağlı toplam iki molekülden ibarettir. Sekretuvar yapı ise mukoza yüzeyinden geçişi sağlayan ve epitel hücreleri tarafından salgılanan bir polipeptiddir. Serumda IgA çoğu monomer halinde bulunur. Komplemanı alternatif yoldan çok zayıf uyarabilir fakat genelde önemli bir rol oynamaz. Bazı bakteriler IgA proteazları ile (Gonokok, pnömokok, meningokok, H. influenzae) bu antikora karşı önemli ölçüde direnç geliştirebilirler. IgG, opsonin özelliği gösterir.



D) IgM



IgM, nötralizan antikordur.



E) IgE İmmünglobulinlerin yapılarının bilinmesini gereken sorulardandır. J z in c iri IgA ve IgM ’de bulunur. Monomer yapıları birleştirerek dimer veya polimer yapı haline getirir. Ig A monomer, dimer, Ig M pentamer yapıda antikorlardır. D o ğ ru cevap:



E) IgE



IgD, reseptör görevi yapar. IgE, alerjik olaylarda ve helmintlere karşı immün yanıtta görev yapar. D o ğ ru cevap:



B



D 55. Salgısal IgA molekülünün Fc kısmının biyolojik aktivitesi aşağıdakilerden hangisidir?



53. A lt yapısı 5 adet antikordan oluşan (pentamerik) immünoglobulin aşağıdakilerden hangisidir? A) IgG



B) IgA



C) IgM



D) IgD E) IgE



A) Özgül antijenlerle bağlanma B) J zinciri ile dimer oluşturma C) Komplemanı aktive etme D) Plasental geçişi sağlama E) Moleküle esneklik verme



HÜCRESEL BAĞIŞIKLIK, DOKU UYGUNLUK ANTİJENLERİ (MHC) VE TRANSPLANTASYON



J zincir, Ig’lerin bazılarının monomerik yapıları J zincir aracılığıyla bir araya gelerek polimerler oluşturur. IgG, D ve E monomerik yapıda bulunurken, IgM pentamer, IgA’da dimer şeklinde yer alır. 1. Ig A, iki formu tanınm aktadır. Tükürük, kolostrum, süt, sindirim, solunum yolu ve ürogenital seromüköz sekresyonlarda fazla miktarda bulunan formuna salgısal IgA (slgA) denir. Salgısal form; iki IgG molekülü benzerinin J zinciri ve salgısal parça ile bağlanması sonucunda oluşan dimerik bir antikor molekülüdür. slgA, epitel yüzeyine çıkabilen tek antikordur. Sentezleri mukoza-altı lenfoid dokulardaki (MALT) plazma hücrelerince yapılır. Salgılarda dimerik formda, Fc ucu kapalı halde bulunur. Böylece yakaladığı antijenlerin lumen içi bir fagosit tarafından alınması önlenmiş olur. Burada amaç, antijenin bölgesel MALT hücrelerine kadar korunmasıdır. Salgısal form, mukozayı geçerken, J zinciri ve salgısal parçayı kaybedip monomerik şekle dönüşür. Antikorun Fc ucu bu şekilde açılmış ve MALT hücrelerine sunuma uygun hale getirilmiş olur. Böylece, immünolojik bilginin lumen ile sınırlı kalmaması, MALT hücrelerindeki işlem sayesinde de tüm organizmaya mal edilmesi sağlanmış olur. İnsan serumunda % 80 oranında monomerik formda bulunur. Sonuç olarak IgA, serumda monomerik, salgılarda dimerik ve trimerik haldedir. Serumda lgA1, sekresyonlarda ise lgA2 baskındır. Özellikle virüslerin konak hücreye girişlerini önleme özelliği önemlidir. D o ğ ru cevap:



MHC bağımlılığı olmaksızın yabancı antijenlere antikora bağımlı hücresel sitotoksisite eylemi gösterebilen hücreler aşağıdakilerden hangisidir? A) T sitotoksik B) B lenfosit C) T süpressör D) CD4+ T lenfosit E) Doğal öldürücü hücreler



Antikora bağımlı hücre öldürücülüğü, doğal öldürücü (NK) hücreler, makrofajlar, nötrofiller ve değişik bir şekilde eozinofillerce yerine getirilen bir aktivitedir. MHC bağımlılığı olmadan, antikor ile bu işi yapan ise NK hücrelerdir. D o ğ ru cevap:



2.



B



E



Aşağıdakilerden hangisi bağışıklıkta rol oynar?



edinsel



hücresel



A) Mide asidi



B) Sitotoksik T lenfositler



C) Nötrofiller



D) Mukoza E) Doğal öldürücü hücreler



1. Doğal im m ünite: Nötrofiller, makrofajlar, doğal öldürücü hücreler, komplemanın alternatif ve lektin yolları. 2. Kazanılmış (spesifik) immünite; * Hücresel immünite: Helper ve sitotoksik T lenfositler. * Hümoral immünite: B lenfositler ve plazma hücreleri. * Klasik kompleman aktivasyonu D o ğ ru cevap:



3.



B



Bir antijenik yapıya karşı IgM dışında kalan antikorların sentezlenebilmesini sağlayan mekanizma aşağıdakilerden hangisidir? A) B lenfositteki CD40 molekülü ile CD4+T lenfositteki CD40 ligand etkileşimi B) B lenfositteki CD28 molekülü ile CD4+T lenfositteki B7 ligand etkileşimi C) B lenfositteki MHC class I molekülü ile CD4+T lenfositteki CD4 etkileşimi D)



B lenfositteki MHC class II molekülü ile CD4+T lenfositteki CD28 etkileşimi



E) B lenfositteki LFA-3 ile CD4+ T lenfositteki CD2 etkileşimi



İMMÜNOLOJİ



Sorunun amacı salgısal Ig A’nın yapısında J zincirinin olduğunun bilinmesidir.



İMMÜNOLOJİ



34 0



CD40-CD40L etkileşimi: B lenfosit yüzeyindeki CD40 moleküllerinin, CD4+ T lenfositlerin yüzeyindeki CD40 ligandlarına (CD40L) bağlanmasıdır. Bunun sonucunda ise diğer izotipler (IgG, IgA, IgE) için class svvitching mekanizması çalışmaya başlar. Dolayısıyla, gelişen immünite de belleğe dayalıdır. Güçlü bir IgG yanıtı sağlanmış olur. Bu tür antijenlerle ikinci karşılaşma durumunda da güçlü ve uzun süreli IgG yanıtı (sekonder yanıt) elde edilmiş olur. Doğru cevap: A



f



5. > B7-CD28 teması... CD4+T lenfositten IL -2 yapımı sağlanır.



Aşağıdaki klinik oluşturmaz?



tablolardan



hangisi



anerji



A) Kızamık



B)AIDS



C) MMR aşısı



D) E coli pyelonefriti



> CD40-CD40L teması...



E) Steroid tedavisi



B lenfositte izotipler için class svvitching çalışmaya başlar.



J



Hücresel immuniteyi bozan olaylar anerji oluşturur. Antijen sunan hücre ile yardımcı T-lenfositi arasında CD28-B7 kostimulasyonu oluşmazsa anerji gelişir. Viral inf, canlı virüs aşıları, sarkoidoz, ağır mikobakteri infeksiyonları, steroid gibi hücresel immünite hususunu yapan durumlarda anerji oluşabilir. Genelde bakteriyel infeksiyonlar anerji oluşturmaz. Doğru cevap: D



6.



Koyun eritrositleri ortama konulduğunda Rozet formasyonu yapan hangisidir? A) B lenfosit



B) T lenfosit



C) Plazma hücreleri



D) Immünglobulinler



E) Makrofajlar E-Rozet formasyonu oluşturma T lenfositlerin özelliğidir. Doğru cevap: B



4.



Toksinlerin nötralizasyonunda en önemli rolü oynayan immünglobulin aşağıdakilerden hangisidir?



7.



PPD testinin negatif olması hangisinin bir sonucu değildir? A) Plazma hücresi eksikliği



A) Ig G



B) Ig M



B) Makrofaj eksikliği



C) lg A



D) Ig D



C) IL-2 reseptör bozukluğu



E) IgE



D) IFN-gamma reseptör eksikliği E) T4 eksikliği



Ig G; İkincil yanıtta oluşan asıl antikordur ve bakteri ile viruslara karşı önemli bir savunma sistemidir. Toksin nötralizasyonunda en önemli rolü oynar, antitoksinler Ig G yapısındadır, ayrıca presipitin, opsonin, komplemanla erimeyi uyaran antikorlar (amboseptör) genelde Ig G yapısındadır. P lase n ta yı aşan tek antikordur. opsonizasyonda rol oynayan antikordur. Doğru cevap: A



Direkt olarak



PPD testi hücresel immün cevabın bir göstergesidir. Hücresel immün cevapta antijen ile stimüle olan T4 hücreleri IFN-gamma sentezleyerek makrofajları (Tip IV hipersensitivitenin efektör kolu) stimüle eder. T lenfosit aktivasyonunda IL-2 en önemli sitokindir. Plazma hücreleri humoral immuniteden sorumludur. Doğru cevap: A



341



8.



Fitohemaglütinin A aşağıdakilerden hangisi için fonksiyonel bir testtir?



Southern, RNA ayırımı yapan teknik Northern blot’tur.



B) T lenfosit D) Mikroglia E) Kuppfer hücresi



11. Majör histokompatibilite kompleks (MHC) antijenleri için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



Fitohemaglütinin A, T lenfositleri mitoza zorlar. T lenfosit fonksiyonunun bir göstergesidir.



A) Class I ve Class II olmak üzere iki çeşittir. B) İnsan DNA’sında çok geniş bir yer kaplarlar.



Doğru cevap: B



9.



C ) 6. kromozomun kısa kolunda bulunurlar.



Nötrofil yüzeyindeki LFA-1 integrini ile ilişki kurarak nötrofillerin damar endoteline adezyonunu sağlayan endotel reseptörü aşağıdakilerden hangisidir? A) L-selektin C) ICAM-1



B) E-selektin D) CD15 E) CR3



Endoteldeki ICAM 1 ve 2, endotel üzerinde yuvarlanmakta olan nötrofillerin durması ve adezyonu için gerekli olan endotel adezyon molekülleridir. Doğru cevap: C



D) Bir hücrede birden çok MHC antijeni bulunabilir. E) HLA antijenlerinden farklılık gösterirler. Majör histokompatibilite kompleks (MHC)antijenleri, çeşitli hücrelerin yüzeyinde bulunan çok sayıda moleküller olup, oldukça polimorfik genler tarafından kodlanırlar. MHC gen lokusu 6. kromozomun kısa kolunda bulunup 3500 kB’lık bir DNA segmentini kapsar. (50-100 kB arası bir insan geni için “geniş” terimi kullanılır). Yaklaşık 4 sentrimorgan ifade edilen bu büyüklük nedeniyle her mayoz bölünmede genin içinde % 4 sıklıkla çapraz değişimler görülür. Her hücrede heterozigot bireylerde sayısı 6’ya varan class I ve 10-20 arasında class II MHC antijeni bulunur. İlk olarak insan lökositleri üzerinde antiserumlarda çalışıldığından human leukocyte antigen (HLA)olarak da bilinirler ve numaralama HLA-A, B, C ve D’ye göre yapılır. Doğru cevap: E



Y u va rla n m a



D urm a D ia p e d e z



HLA A n tije n le ri ve ilg ili h a s ta lık la r f



İl



Hastalık



HLA a n tije n i



Risk*



Ankilozan spondilit



B27



87



Dermatitis herpetiformis



DR3



56



Reiter sendromu



B27



40



Tip I diyabet



DR3/DR4



33



Psoriasis vulgaris



C6



13



Goodpasture sendromu



DR2



13



Sjögren sendromu



DR3



6



Behçet hastalığı



B5



4



E ndotel



N ö tro fil ; C d l5 E nd o te l ; E-Selektin



N ö t r o fil; İn te g rin le r E nd o te l ; ICAM.VCAM



Nötrofil adezyon yuvarlanma ve migrasyonu 10. Pekçok diğer antijenin bulunduğu bir ortamda protein yapıda bir antijenin tespiti için kullanılan detaylı teknik aşağıdakilerden hangisidir? A) VVestern blot



B) Southern blot



C) Northern blot



D) EUSA E) RIA



ELISA ve RIA tekniklerinde sabit miktarda antijen veya antikor kullanılıp, diğerinin bağlanıp bağlanmamasına göre karar verilirken, hata ihtimaline açıktır. Bu yüzden şüpheli sonuç alındığında (örn. AIDS) bir üst düzey teknik olarak protein tespitinde VVestern blot istenir. Burada amaç jel elektroforezi ile proteinlerin ayrılması ve bir diğer membrana aktarılmasıdır. DNA ayırımı yapan teknik



12.



I



Aşağıdaki immünosüpressif ilaçlardan hangisi spesifik olarak yardımcı T hücrelerini baskılar? A) Azothioprin B) Siklofosfamid C) Methotrexate D) Klorambusil E) Siklosporin



İMMÜNOLOJİ



Doğru cevap: A



A) B lenfosit C) Makrofaj



|



İMMÜNOLOJİ



3 proteolitik enzim salınımı -> trombus veya nekroz • •



Trombositlerin toplanmasıyla mikrotrombuslar Fibrin depozitleriyle organ hasarı







Eozinofili tanısaldır







Makülopopüler deri döküntüsü karakteristiktir







Ateş, ürtiker, artropati, lenfadenopati, proteinüri oluşur



Tip III hipersensitivite hastalıklar:



reaksiyonu



görülen



Otoimmün (SLE, romatoid artrit, glomerulonferit), çevresel antijenlere bağlı (çiftçi akciğeri), düşük-grade persistan enfeksiyon (viral hepatit), serum hastalığı, arthus reaksiyonu ilaçlar (antitetanoz serum, penisilin, streptom isin, sulfonamid propiltlourasil ve karbimazol) D o ğ ru



cevap: C



İlaca bağlı olduğunda: • •



Metil dopa, penisilin - coomb's (+) hemolitik anemi Kinin - trombositopeni yapar.



Tip II hipersensitivite reaksiyonları: 1. Transfüzyon reaksiyonları 2. Yenidoğanın hemolitik hastalığı 3. Otoimmün hemolitik anemiler



5.



Granulom hangi tip reaksiyonunda görülür?



hipersensitivite



A) Tip I



B) Tip II



C)Tip III



D) Tip IV E) Tip V



T İP IV A ŞIR I D U YA R LILIK R E A K S İY O N U



• • • • • •











• • • •



Tek hücresel tip hipersensitivite reaksiyonu olan budur. Direkt antikorlar aracılığıyla olmaz Sitotoksik T hücreleri, makrofajlar ve lenfokinler rol alır. Geç tiptir. Antijenlerin duyarlı T hücreleriyle tekrar temas etmeleriyle sitokinler salgılanır.







epitel hücreleri epideloid hal alır füzyonla dev hücre ve granulom oluşur. Granulom gösteren hastalıklar: Tbc, sarkoidoz, lepra, zıkonium granulomu, berillyosis ve bazı parazit enfestasyonları. CD4+T4 hücreleri sitotoksik T hücresini aktive ederler. Geç tip aşırı duyarlılıkta da CD4 (+) Th hücreler rol alır. Mononükleer hücre infiltratı hakimdir. Perivasculer inflamasyon, fibrin.



Pulmoner tbc, sarkoidoz, polimyozit Kontact dermatit Graft-versus-host hastalığı Böcek sokması Lepra G ranulom fo rm asyo n u , makropapüllerce sindirilemeyen antijene karşı inflamatuar cevap uyarımının uzaması sonucudur. Tip l-IN’ün aksine serumla transfer olmaz, T hücreleriyle transfer olur.



D o ğ r u ceva p : D



6.



Doğru cevap: B 8.



Hücresel bağışık yanıta bağlı oluşan bazı olaylar: Kronik enfeksiyonlarda T hücre uyarımının uzun süreli olması ve lenfokinlerin uzun süreli etkisiyle



Tip 4 hipersensitivite görülen durum lar: • • • • • •



arranjmanları ile oluşan çok sayıda farklı antikorların bir kısmının vücut antijenlerine reaksiyon göstermesi beklenirdi. Bu antijenlere karşı antikorlar hücre çoğalmasında ilgili T ve B hücrelerin delesyonu ile, daha sonra da anerji ile sağlanır. Otoimmünite bu tolerans olayının kaybedilmesidir.



CD4 T hücreleri aracılığıyla meydana gelen hipersensitivite aşağıdakilerden hangisidir? A) Tipi C) Tip III



B) Tip II D) Tip IV



Ciddi kombine immün yetmezlikte (CKİY)’de en sık beklenen enzim eksikliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Myeloperoksidoz



B) Katalaz



C) Adenozin deaminaz D) Pürin nükleozid fosforilaz E) 5-nükleozidaz CKİY heterojen bir grup hastalık olup, B ve T lenfosit fonksiyonlarını birlikte etkiler. Bu hastalığın otozomal resesif formunun yaklaşık %50’si adenozin deaminaz (ADA)eksikliği sonucu görülür. ADA eksikliği, dATP hücrede birikerek ribonükleotid derükdaz ve DNA sentezini inhibe eder. Böylece T ve B hücre proliferasyonu inhibe olur. Doğru cevap: C



9.



Aşağıdaki virüslerden hangisi patojenezinde suçlanmaktadır?



tip



A) Herpes



B) CMV



C) Kızamık



D) Rubella



I



DM



E) Kabakulak Endokrin hastalıkların patogenezinde otoimmünite de rol oynamaktadır. Konjenital rubella ile tip I DM arasında ilişki gösterilmiştir ve rubella virüsü ile adacık B hücresi antijenleri arasında benzerlik bildirilmiştir. Aynı şekilde B hücrelerinde bulunan glutamik asit dekarboksilaz enzimi ile Coxsackie B4 virüsü arasında amino asit zincir benzerliği bildirilmiştir. Doğru cevap: D



E) Tip V Doğru cevap: D 7.



Bir insanın kendi vücut antijenlerine karşı antikor gelişmemesi hangi kavram ile açıklanabilir? A) Transformasyon B) Tolerans



C) Otoimmünite D) Opsonizasyon eksikliği E) Affinite eksikliği Tolerans genel olarak spesifik immünolojik yanıtsızlık durumudur. Self-tolerans ise vücudun kendi dokularına karşı reaktiviteyi engeller. Normalde immünglobülin gen



10. Kalsiyum kanal reseptörüne karşı otoantikorlar aşağıdaki otoimmün hastalıklardan hangisinde görülür? A) Myastenia gravis



B) Graves hastalığı



C) Tip I DM



D) Lambert-Eaton sendromu E) SLE



Myastenia gravis’de asetilkolin reseptörlerine, Graves hastalığında TSH reseptörüne, Tip I DM’de adacık hücrelerine ve insülin reseptörlerine, pernisiyöz anemide parietal hücreler ve intrinsik faktöre karşı SLE'de hücre nükleus ve DNA’sına karşı otoantikorlar bulunurken,



İMMÜNOLOJİ



359



36 0



Lambert-Eaton myastenik sendromda kalsiyum kanal reseptör antikoru vardır.







Fetal tolerans uyarıcı mekanizmalarla sekestre edilen konakçı antijenlerinin salınması ve immunojenik hale gelmesi







Baskılayıcı hücrelerin azalması







Yabancı haptenin bir vücut molekülüne bağlanarak hapten taşıyıcı kompleks oluşturması







Bazı ilaçlar: kinidin, sulfatiazol







Konakçı meloküllerinin değişerek, fetal toleransın geliştiği dönemde olmayan yeni antijenik özellikler kazanması



İMMÜNOLOJİ



“Önemli otoimmün hastalıklar” başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: D



11. Hangisi sistemik otoimmün hastalıklar arasında savılmaz? A) SLE



B) Multipl skleroz



C) Romatoid artrit D) Poliarteritis nodosa E) Sjögren sendromu



Sistem ik otoim m ün hastalıklar



OTOİMMÜN B O ZU K LU K LA R Immün regülasyonun bozulması sonucu konakçının kendi dokularına karşı yönelmiş antikor ve hücresel bağışıklıktır



SLE







Romatoid artrit







Sjögren sendromu







Poliarteritis nodosa



Organa özel otoim m ün hastalıklar



A çıklayıcı teoriler



Kan







Konakçı dokularıyla çapraz reaksiyon veren mikrobik antijenler, otoimmün reaksiyona yol açar







Uyarım egzojen olduğundan gerçek bir otoimmünite değildir







Streptokokal antijenler kalp kası ve böbreğin sarkolemması ile çapraz reaksiyon verir







SLE hastalarındaki antiDNA antikorları, mikrobik DNA ile uyarılabilmektedir







Viral antijenlerin konakçı hücre yüzeyinde birikmesi konakçı hücresine karşı immun reaksiyona yol açabilmektedir



1











Kan hücreleriyle reaksiyon veren otoantikorlar anemi, lökopeni ve trombositopeniye yol açabilir (örn. SLE)







Tek bir plazma hücre klonunun transformasyonu (malign melanoma)



malign



Merkezi s in ir sistem i •



Allerjik ensefalit







Multipl sekleroz







Myastenia gravis



Ö nem li otoim m ün h astalıkla r



. --------------------------------------------------



İmmün cevap tipi



Reseptörlere karşı antikor



Hücre komponentlerine karşı antikor



Hücre aracılı (T hücreleri ve makrofajlar)



Otoimmün hastalık



İmmün cevabın hedefi



M y a s te n ia Gavis



A s e tilk o lin re s e p tö rü



G raves H a sta lığ ı



TSH re s e p tö rü



İn s ü tin -d ire n ç li d ia b e t



İn sü lin re s e p tö rü



L a m b e rt-E a to n m ya sth e n ia



K alsiyu m kan al re s e p tö rü



S is te m ik Lupus e rite m a to z u s



DsDNA, h is to n la r



R om a toid a r t r i t



IgG, e k le m le rd e k i



R o m a tik ateş



K alp v e e k le m dokusu



H e m o litik an e m i



RBC m e m b ra n ı



Id io p a tik tro m b o s ito p e n ik p u rp u ra



P la te le t m e m b ra n ı



G o o d p a s tu re ’s sen drom u



B ö b re k ve a k c iğ e r b a zal m e m b ra n ı



P ern isiyöz an e m i



İn trin s ik fa k tö r-p a ry e ta l h ü c re le r



H a s h im a to t ir o id it i



T h y ro g lo b u lin



İnsü lin b a ğ ım lı d ia b e te s m e llitu s



A d a c ık h ü c re le ri



A ddison h a s ta lığ ı



A d re n a l k o rte k s



P e ria rte ritis Nodosa



K üçük ve o r ta ç a p lı a r te r le r



G u illia n -B a rre S endrom u



M y e lin p ro te in i



A lle r jik e n s e fa lo m y e lit



M ye lin p ro te in in e karşı re a ksiyo n b e y in d e d e m y e lin iz a s y o n a sebep olur. İD :06t l 61



1



361







Kronik tiroidit







Graves hastalığı







Diabetes mellitus



A) Telanjiektazi C) Pnömoni



B) SLE D) Meme Ca E)Tüberküloz



G astrointestinal sistem • • • •



T süpressörler azalıp T hefper hücreleri arttığında hangi hastalık primer olarak düşünülür?



T süpressor azaldığı zaman otoimmün hastalıklar artar. Çünkü humoral ve hücresel immünite aktivasyonu sonucu oluşan SLE'de otoimmün bir hastalıktır. SLE'de T helper miktarı artar. T süpressor miktarı azalır.



Pernisiyöz anemi Ülseratif kolit Chron hastalığı Kronik aktif hepatit



Doğru cevap: B Doğru cevap: B 15.



Kompleman eksikliklerinde en sık meydana gelen kollajen doku hastalığı hangisidir?



12. Serumda monoklonal IgM proteinin tespiti aşağıdaki hastalıklardan hangisini en cok düşündürür?



A) SLE



B) PAN D )VVegener



C) HSP E) Sjögren



A) Kronik karaciğer hastalığı B) Romatoid artrit C) VValdenström makroglobülinemisi



Kompleman eksikliğinde en sık SLE gözlenir. Diğer görülen kollajen doku hastalıkları;



D) Kronik lenfoblastik lösemi



• HSP • Polimyozit • Skleroderma • PAN'dır.



E) Plazma hücre diskrazisi Kronik karaciğer hastalığı, konnektif doku hastalığı veya enfeksiyonlarda immünoglobülinlerde poliklonal bir artış görülürken, monoklonal bir artış neoplastik bir olayı düşündürür. Multipl myelomada hastaların çoğunda serum veya idrarda monoklonal bir protein bulunabilir. Bence Jones proteinleri monoklonal hafif zincir proteinleridir. VValdenström makroglobülinemisi her zaman serum monoklonal IgM proteininin varlığı ile karakterizedir. İdrarda monoklonal hafif zincir bulunabilir.



Doğru cevap: A



16.



Tip I DM'de en sık rastlanan HLA antijeni hangisidir? A) HLA B27 B) HLA DR3



Doğru cevap: C



C) HLA DR4 D) HLAB17



13. Lupoid hepatit tanısında aşağıdaki otoantikorlardan hangisi en cok beklenir? A) AMA C) ASMA



B) ANA D) Anti ds-DNA E) Scl-70



Genç kadınlarda daha çok görülen otoimmün kronik aktif hepatit (lupoid hepatit) %70-90 oranında anti düz kas antikoru (ASMA), %30-60 oranında antimitokondrial antikor (AMA)ve %60 oranında ANA (antinükleer antikor) ile karakterizedir. Primer biliyer sirozda ise %70-90 AMA beklenir. ANA, anti ds-DNA SLE için, Scl-70 ise skleroderma için daha spesifiktir. Doğru cevap: C



E) HLA B8 Tipi DM'de en sık (SLE'deki gibi) HLA DR3 gözlenir.



Ankilozan spondilitde •



HLA B27



Juvenil Romatoid artritte •



HLA DR4



Reiter's sendrom unda •



HLA B27



R. A rtritde •



HLADR4 ve



Yersinya artritinde ise yine HLA B27antijenleri normale göre daha sık bulunur. Doğru cevap: B



İMMÜNOLOJİ



14.



Endokrin



3



^



İMMÜNOLOJİ



17. SLE'de en sık gözlenen immünolojik defekt hangisidir? A) T hücre defekti C) Nötropeni



2.



B) C3 eksikliği D) Kemotaksis defekti



Kronik granülomatöz hastalıkta aşağıdakilerden hangisinde bir eksiklik söz konusudur? A ) H20 2 B) Myeloperoksidaz C) Fagozom-lizozom birleşimi



E) Tcell+B celi defekti



D) Lizozomal enzimler SLE'de C3 eksikliği bir aktivite kriteridir. Bu yüzden en sık C3 eksikliği gözlenir. Hematolojik malignensilerde en sık nötropeni, ataxi telanjiektazi de ise mikst B+Tcell defekti gözlenir.



E) Katalaz



A) Azalmış serum gamma globülini



Erken çocukluk çağından itibaren rekürren bakteriyel ve fungal enfeksiyonlarla karakterize olan ve aktive olmuş makrofajlardan oluşan granülomlar gözlenen kronik granülomatöz hastalıkta redükte NADPH oksidaz eksikliği vardır. Bunun sonucunda H20 2 ve süperoksit radikalleri üretilemez. Sonuç olarak fagositozu yapılmış olan patojenlerin öldürülmesi normal bir şekilde gerçekleşmez. Son çalışmalarda NADPH- oksidaz enziminin sitokrom b 245 ismi verilen, nötrofil sitokrom b kısmında bir eksiklik olduğu gösterilmiştir.



B) Azalmış serum komplemanı



Doğru cevap: A



Doğru cevap: B 18. Aşağıdaki bulgulardan hangisi otoimmünite lehine bir bulgu olarak değerlendirilmez?



C) Serumda artmış immün kopleksler D) Serumda otoantikorları E) T suppresssör hücre azlığı



3.



Otoimmünite çeşitli mekanizmalar aracılığıyla çeşitli vücut antijenlerinin yabancı olarak algılanmasıdır. Serumda otoantikorlar, immün kompleks oluşumu, kompleman tüketimi ile karakterizedir. Suppressor hücre azlığı ilgili mekanizmalardan biri olabilir. Antijen uyarımı altında serum immünoglobülin düzeyleri artar. Doğru cevap: A



( ----------------------------------------------------------------------------------------------------- 't



Aşağıdaki antijenlerden hangisi meme kanseri için tümör belirleyicisidir? A) Ca 15-3 C)Ca 125 E) PAP



Tümör belirleyiciler bir dizi enzimler (PAP:prostatik asit fosfataz, LDH.NSE: Nöron spesifik enolaz, ALP, vb), hormonlar (b-HCG, calcitonin, vb), onkofetal antijenler (AFP, CEA)ve çeşitli antijenlerden (majör olarak Ca’lar) oluşur. Ca 15-3 antijeni başlıca meme kanserinde, Ca 199 pankreas, hepatik ve GIS kanserlerinde, Ca 125 över diğer genital kanserlerde yükselir. PSA: prostat spesifik antijen



TÜMÖR BAĞIŞIKLIĞI V________________________________________________________________________



1.



t



Aşağıdakilerden hangisi fagositoza uğramış mikropların öldürülmesinde rol oynamaz? A) Lizozim C) Düşük pH



B) Süperoksit radikalleri D) Sitokromlar E) Katyonik proteinler



Makrofajların lizozomal granüllerinde bakterilerin öldürülmesine yönelik primer olarak süperoksit, hidrojen peroksit ve hidroksil gibi serbest 0 2 radikalleri, lizozim gibi lizozomal enzimler, düşük pH ve katyonik proteinler rol oynarken, sitokrom lar bu mekanizmaların içinde yer almaz. Doğru cevap: D



B) Ca 19-9 D) PSA



Doğru cevap: A



36 3



------------------------------------------------------------------- V_______________________________________________________________________



1.



Aşağıdaki mikroorganizmalardan hangisi lenfosit defektinde enfeksiyon yapmaz?



B A) L e n fo s it b o z u k lu k la rı



A) S. aureus B) Streptococcus C) E. coli D) Klebsiella E) Giardia lamblia B) T le n fo s it b o z u k lu k la rı



B lenfosit defektinde enfeksiyon yapan ajanlar; • • • • • • • •



Enterovirüsler S. aureus Streptococcus spp. Haemophilus influenzae Neisseria meningitidis E. coli Giardia lamblia Pneumocystis carinii Klebsiella fagositoz ve öldürme defektinde ve nötropenide daha sık enfeksiyona yol açar.



D o ğ r u ce vap :



C) F a g o s ite r h ü c re b o z u k lu k la rı



D) K o m p le m a n e k s ik lik le r i



- Selektif IgA eksikliği - X’e bağlı agamaglobulinemi - Değişken immün yetersizlik sendromu - Kombine T ve B lenfosit bozuklukları - Şiddetli kombine immün yetersizlik sendromu - Ataksi telenjiektazi - VViskott-Aldrich sendromu - Di George sendromu - Kronik mukokutanöz kandidiyazis - Pürin nükleosid fosforilaz eksikliği - Kronik granülomatöz has­ talık - Nötropeni - Lökosit adhezyon defekti - Chediak-Higashi sendromu - C1 eksikliği - C2 eksikliği - C3 eksikliği ID :06tl 60 |



3.



Aşağıdaki bakterilerden hangisi kompleman sistemi defektinde enfeksiyon yapmaz?



D



A) S. aureus 2.



Aşağıdaki bakterilerden hangisi T defekti nedeniyle enfeksiyon mikroorganizmalardan değildir?



B) S. pneumoniae



lenfosit yapan



C) Proteus D) Neisseria meningitidis E) Aspergillus



A) CMV B) HSV



Kompleman sistem defektinde enfeksiyon yapan m ikroorganizm alar:



C) Aspergillus D) Strongyloides stercoralis



• • • • • •



E) Pseudomonas aeruginosa



T lenfosit defektinde m ikroorganizm alar: • • • • • • • • • • •



enfeksiyon



yapan



Cytomegalovirus HSV Herpes Zoster virüs Listeria monocytogenes Mycobacterium spp Nocardia spp. Candida spp. Cryptococcus neoformans Histoplasma capsulatum Pneumocystis carinii Strongyloides stercoralis P seudom onas a e ru g in o sa fiziksel nedenli indüksiyonla enfeksiyon yapar.



Doğru cevap: E



S. aureus S. pneumoniae Pseudomonas spp Proteus spp Neisseria spp Neisseria meningitidis Aspergillus fiziksel bariyer defektinde enfeksiyona neden olur.



Doğru ce vap : E 4.



Kaba yüz görünümü, rekkürren stafilokokal deri enfekisyonları, yüksek IgE düzeyleri ve eozinofili aşağıdakilerden hangisi ile uyumludur? A) Di George sendromu B) Job sendromu C) Kronik granülomatöz hastalık D) Chediak Higashi sendromu E) Schachman sendromu



İMMÜNOLOJİ



Primer immün yetmezlik hastalıkları



1



İMMÜN YETMEZLİK HASTALIKLARI



Job sendromu aynı zamanda Hiper IgE sendromu olarak bilinir ve yukarıdakilere ek olarak derin stafilokok enfeksiyonları (pnömoni), intermittan kemotaktik bozukluklar olabilir.



Tuftsin eksikliği, tembel (lazy) lökosit sendromu vb'dir. Nezelof sendromu anormal immünoglobulin sentezi ile giden hücresel bir immün yetmezliktir. Doğru cevap: B



D o ğ r u ce v a p : B



8. 5.



Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde T helper/ T suppressor oranı azalmamıştır?



A) Kronik mukokutanöz kandidiazis B) CVID



A) AIDS



C) SCID



B) Graft versus hoşt hastalığı



D) Kronik granülomatöz hastalık E) Selektif IgA eksikliği



C) Romatoid artrit D ) Renal tutulumlu SLE E)



Kızamık



THl Ts oranının bozulduğu en önemli hastalık AIDS’tir. Bunun dışında renal tutulumlu SLE, Graft versus hoşt hastalığı, CMV, EBV, Herpes, Kızamık, Yanıklar, Güneş ve UV yanıkları, myelodisplastik hastalıklar, Kemik iliği transplantı hastaları (geçici) ve ağır egzersizde TH/ T s oranının düştüğü bildirilmiştir. Bunun tersine çoğu otoimmün hastalıklar olan RA, tip I DM, renal tutulumsuz SLE, Primer biliyer siroz, atopik dermatit, psöriasis ve kronik otoimmün hepatitte artar.



Aşağıdaki immün bozukluklardan hangisi en sık görülür?



Selektif IgA eksikliği en sık görülen immün yetmezlik hastalığıdır. Prevalansı 1/600-800 arasında tahmin edilmektedir. Hatta bu kişilerin normal veya hasta kabul edilmeleri konusunda bile tartışma söz konusudur. “Lenfositlerle ilgili immündefekt tabloları” başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: E 9.



Bruton tipi agammaglobulinemi ile ilgili vanlıs olan hangisidir?



D o ğ r u ce v a p : C



A) Paralitik poliomyelit sıktır 6.



Aşağıdakilerden hangisi bir immün yetmezlik durumunu en az düşündürür?



B) Yenidoğanda doğumu enfeksiyonlar görülür



A) Kronik enfeksiyon



C) Erkek çocuklarda görülür D) X’e bağlı geçiş gösterir



B) Akut enfeksiyonun şiddetli seyretmesi C) Sık rastlanmayan enfeksiyon etkenleri D) Rekürren enfeksiyonlar Tedaviye yetersiz yanıt



E)



İmmün yetmezlik şüphesini en çok uyandıran bulgular; sık rastlanmayan ve fırsatcıl enfeksiyonlar, kronik ve beklenenden fazla rekürrensler ve tedaviye yetersiz yanıt ile ataklar arasında tam iyileşme olmamasıdır. Akut enfeksiyonun şiddeti tek başına yeterli bir bulgu değildir. D o ğ r u ce v a p : B



7.



Aşağıdaki immün yetmezliklerden hangisi fagositik disfonksiyon sonucu değildir? A) Kronik granülomatöz hastalık



B) Nezelof sendromu C ) Chediak Higashi sendromu D) Job’s sendromu E ) Glukoz 6 fosfat dehidrojenaz eksikliği



hemen



E) T hücreleri normaldir B R U TO N TİPİ A G A M M A G L O B U L İN E M İ



X ’krom ozom una bağlıdır. Tirozin kinaz melokülüyle ilgili btk geninde defekt vardır. Erkek çocuklarda görülür. Tüm im munglobulinler azalmıştır. B hücresi ve plazma hücresi de azalm ıştır. Anneden geçen antikorların kaybolmasıyla yaşamın ilk 3-6 ayından sonra enfeksiyonlar başlar. Pnömokok, hemofilus, streptokok, stafilokok, m eningokok, psödom onas ve koliform bakteri enfeksiyonları sıktır. Kızamık ve su çiçeğine direnç normaldir. Infeksiyöz hepatite dirençsizdir. Paralitik poliomyelit ve progresif ensefalit sıktır. Giardia lambdia enfestasyonuna bağlı beslenme bozukluğu Tbc ve mantarlara direnç normaldir. Pre B hücresinin B hücresine dönmesinde defekt. Hafif zincir bozukluğu. Immunglobulin replasman tedavisi başarılıdır. T hücreleri normaldir. Doğru cevap: B



F a g o s itik d is fo n k s iy o n a bağlı hastalıklar; kronik granülomatöz hastalık, G.6.PD eksikliği, myeloperoksidaz eksikliği, Chediak Higashi sendromu, Job’s sendromu,



takiben



365



L e n fo s itle rle ilg ili im m ü n d e fe k t ta b lo la rı T hücre fonksiyonları



B hücre sayısı



N



N



44



44



4



Duncan sendromu



N



X’e bağlı hiper IgM Wiskott-AIdrich sendromu



Bruton sendromu



Serumda antikorlar



Insidans İMMÜNOLOJİ



T hücre sayısı



IgG, IgA, IgM 4 4



N a d ir



N



4



N a d ir



4



N



N veya 4



N a d ir



N



4



N



IgG 4 4 , IgA 4 4 , IgM t



N a d ir



N



4



N



IgA, IgE t , lgM 4



N a d ir



ADA eksikliği (SCID)



44



44



4



4



Ç o k na d ir



PNP eksikliği (SCID)



4



4



N



N



Ç o k na d ir



HLA defekti



N



4



N



Z a y ıf a n tije n ce vab ı



Ç o k n a d ir



Ataksi Tetenjektazi



4



4



N



IgE, IgA, lgG2 4



N a d ir



44



4



N



N



Ç o k na d ir



N



N



N



IgA 4



Sık



X-SCID



Di George Sendromu IgA eksikliği



ID :06t 182



10. AIDS’te aşağıdaki gözlenmez?



değişikliklerden



hangisi



İmmün yetmezlik şüphesi olan bir çocukta, aşıya bağlı şiddetli enfeksiyon gelişebileceğinden BCG, oral polio gibi attenüe de olsa canlı aşılar tercih edilmez.



A) CD4(+)T lenfositlerde azalma B) CD8(+)T lenfositlerinde artış C) CD4(+) / CD8(+) oranının < 1 olması D) Hipergammaglobülinemi E) Tümör insidansında artış Semptomatik AIDS hastalığının başlangıcında yardımcı T hücrelerinin (CD4) azalma olur. Supresor T hücrelerinin sayısında ise bir değişme olmamasına rağmen normalde 2/1 olan CD4 / CD8 oram Tin altına iner. AIDS’te hipergammaglobülinemi olmasına rağmen immün sistemde genel bir zayıflık vardır.



D o ğ ru cevap:



D



12. Aşağıdakilerden hangisi lenfositleri etkilemez?



primer



olarak



B



A) CVID B) Hiper IgM sendromu C) Kronik mukokutanöz kandidiyazis D ) X-bağımlı agamaglobülmemi E) Timoma ile birlikte immün yetmezlik



Doğru cevap: B



11. Rekürren enfeksiyonlar nedeniyle immün yetmezlikten şüphelenilen bir çocukta aşağıdaki aşılardan hangisi tercih edilmez?



Timoma ile birlikte immün yetmezlik Good’s sendromu olarak bilinir ve akkiz hipogamaglobüline-mi ile seyreder. Common variable immün deficiency (CVID), akkiz hipogamaglobülinemi ile giden bir hastalıktır. Chronic mukokutaneous candidiazis (CMCC)ise primer olarak T hücre fonksiyon bozukluğuna bağlıdır.



A) Difteri B) Boğmaca C) Tetanoz D) BCG E) Hepatit B



D o ğ ru cevap:



C



366



I



K o n je n ita l ve kazanılm ış im m ün y e tm e z lik le r



İMMÜNOLOJİ



K o n je n ita l Fagositoz bozuklukları



A) Ig G C) Ig M



I Hipersplenizm



Siklik nötropeni



Otoimmün nötropeni



Lökosit adezyon defekti



Kortikosteroid tedavisi



Hiper IgE sendromu



Diabetes mellitus



Schvvachman’s sendromu



Hipofosfatemi



Kronik granıilom atöz hastalık



Myeloid lösemi



Chediak Higasni sendromu



infutenza



Ö ldürm e d e fe ktle ri



Nötropeni (immünsupresyona bağlı)



Kompleman bozuklukları



-



C3, 0 9 , I, H e ksiklikle ri



-



C5, 6, 7, 8, 9 e ksiklikle ri



-



Komplemana bağlı opsonizasyon defekti



immünglobulin



yetmezliği



K a z a n ılm ış



Konjenital nötropeni



Mannan-binding le ktin eksikliği



13. En sık izlenen hangisidir?



B) Ig A D) Ig D E) ig e



İM M Ü N G L O B U L İN EK S İK LİK L E R İ



IgA Eksikliği (izole) En sık izlenen immün yetmezlik sendromudur. Kalıtımla ilgili olmadan konjenital kızamıkçık enfesiyonu sonucu veya ilaç maruziyeti sonucu görülebilir. Tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları ve G.lambdia enfeksiyonları görülebilir. Birlikte lgG2 subtip eksikliği görülebilir. Allerjik hastalıklar, glüten sensitif enteropati ve otoimmun bozukluklar görülebilir. Sıklıkla semptom vermez. Giardia intestinalis ile tekrarlaycı kronik ishaller olur. IgA se n tezlen ir ama salınam az. Defekt, IgA (+) B hücrelerinin terminal farklılaşmasında (plazma hücresine dönüşüm)dır. IgM ve IgG artmıştır. IgA miktarı