SORU KİTABI SERİSİ KÜÇÜK STAJLAR [8 ed.]
 978605366559 [PDF]

  • 0 0 0
  • Suka dengan makalah ini dan mengunduhnya? Anda bisa menerbitkan file PDF Anda sendiri secara online secara gratis dalam beberapa menit saja! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

N 1.



NOROLOJI



Kırkbeş yaşında, kadın hasta. 1-2 aydır sağ alın ve göz bölgesinde şiddetli baş ağrısı yakınması ile başvurdu. Ağrı şimşekvari karakterde, 30-40 saniye süreli, günde defalarca yineleyen, ağrı atakları arasında iyi olduğunu belirten hasta, ağrılar esnasında o gözünün kızarıp yaşardığını, burnunun aktığını, alnının terlediğini söylüyor. Nörolojik bakısı normal olan hastada en olası tanı aşağıdakilerden hagisidir? A) Küme baş ağrısı B) SUNCT C) Paroksismal hemikrania D) Trigeminal nevralji E) Migren



Parkinson-Plus sendromu: Ekstrapiramidal bulgulara diğer sistem bulgularının eklenmesi ile olur.



En önemli ve bilinmesi gerekenler: a. Olivopontoserebellar atrofi b. Kortiko-bazal ganglionik dejenerasyon c. Lewy-body demans



PARKİNSON-PLUS SENDROMLARI 1.



Muitisistem atrofi (MSA): -



İlk 3 seçenek birbirine çok benzeyen baş ağrıları... Farklarına dikkat edelim



a. Olivopontoserebellar atrofi (MSA-C): serebellar ve pons bulguları



Küme Baş Ağrısı: Erkek, tek taraflı, gözde kızarma ve göz yaşarması var.



b. Striatonigral dejenerasyon (MSA-P): Tipik olarak dopamine cevap yok, başın öne eğilmesi var.



SUNCT: Short Unilateral Nevraljiform Conjuktival Tearing, Paroksismal hemikrania: Kadın, küme benzeri, tipik olarak indometazine cevap Trigeminal nevralji: Şimşekvari, diş fırçalama ile tetiklenebilen, tedavide karbamazepin Migren: Kadın, bulantı, kusma, fotofobi, sonofobi, Sumatriptan en uygun ilaç Doğru cevap: B 2.



Unutkanlık, düşme atakları, küçük adımlarla yavaş yürüme, hareketlerde yavaşlama, ellerde titreme, hayaller görme yakınmaları ile başvuran 60 yaşında kadın hastanın nörolojik bakısında; ekstrapiramidal bulgular, kognitif kayıp, vizüel hallusinasyonlar saptandı. Bulguların gün içinde fluktuasyon gösterdiği gözlendi. Bu hastada hangisidir?



en



olası



tanı



aşağıdakilerden



A) Olivopontoserebellar atrofi B) Progressif supranukleer paralizi C) Lewy-body demans D) Kortiko-bazal ganglionik dejenerasyon E) Shy-Drager sendromu Parkinson-Plus sendromları TUS için çok iyi bir soru kaynağıdır. Biraz zor olsada belli başlı sendromları bilmek gerekir...



Ekstrapramidal, serebellar ve otonomik bulguların eşlik etmesi



c. Shy-drager sendrom u: Otonomik bulgular belirgin (hipotansiyon), 2.



Progressif supranükleer paralizi: -



Subkortikol tip demans, erken denge bozukluğu, bulber tutulum, bakış paralizisine bağlı diplopi ve simetrik rijidite görülebilir.



3. Kortikobazal dejenerasyon: -



Asimetrik ekstremite bulguları (tipik olarak apraksi, myoklonus) ve ektrapiramidal bulgular



4. Lewy cisimcikli demans : ekstra piramidal bulgular ve vizüel halüsinasyonlarla karakterizedir. 5. Guam’ın Parkinson-demans-amiyotrofik lateral skleroz komleksi: Doğru cevap: C 3. Beş yaşından beri epileptik nöbetler geçiren 15 yaşındaki hastanın epikrizinde; nöbetlerinin tonik, atonik, atipik absans ve myoklonik tarzda olduğu belirtiliyor. Mental retardasyonu da olan hastanın son EEG’sinde 2-2,5 Hz lik diken dalga paterni ve yavaşlamış zemin aktivitesi izleniyor. Bu olguda hangisidir?



en



olası



tam



A) West sendromu



B) Absans nöbet C) Myoklonik absanslı epilepsi D) Lennox-Gastaut sendromu E) Juvenil myoklonik epilepsi



aşağıdakilerden



Daha önce benzer EEG soruları TUS’da geldi...



5.



Kırk iki yaşında bir ev hanımı son birkaç yıldan beri giderek ilerleyen, sağ elinde daha fazla olmak üzere her iki elinde gece uykudan uyandıran ağrı ve uyuşma yakınması ile başvuruyor. Ellerini ovuşturup sallamakla ağrı ve uyuşmanın kısmen azaldığını ifade ediyor.



West sendromu: Hipsaritmilerle karakterize, mental retardasyon var Absans nöbet: EEG >2.5 Hz generalize diken dalga, mental retardasyon yok



Bu olgunun nörolojik muayenesinde bulunma olasılığı olan işaret hangisidir?



Lennox-Gestaut sendromu: EEG’sinde 2-2,5 Hz’lik diken dalga, mental retardasyon var



A) Froment işareti



pozitif



B) Tinel işareti



C) Hoffman işareti D) Myerson işareti E) Lhermitte işareti



Doğru cevap: D 4. Elli altı yaşında erkek hastanın muayenesinde tek taraflı midriyazis vardır. Bu hastanın anjiyografi incelemesinde hangi anevrizma olması beklenmez?



Froment işareti: Ulnar sinir tuzaklanması Hoffman işareti: Spinal kord yaralanması. Tinel ve phalen: Median sinir tuzaklanması



A) Superior serebellar arter Myerson işareti: Parkinson, glabellaya vurmakla bradikinezi



B) Posterior serebral arter C) Posterior kominikan arter D) Baziler arter tepe



Doğru cevap: B



E) Anterior inferior serebellar arter Midriyazis + anevrizma TUS’da çok soruldu. Bu konuya hakim olmak gerekir... 3. CN’e komşu 4 damarı bilmeliyiz. “Unkal herniasyon” başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: E



6.



Elli yaşında, erkek hasta ayaklarından başlayıp, aylar içinde progresyon göstererek artan uyuşukluk, denge bozukluğu ve unutkanlık yakınması ile başvuruyor. Nörolojik muayenesinde alt ekstremitelerde pozisyon ve vibrasyon bulgusunda belirgin azalma dışında patolojik bulgu saptanmıyor. BOS incelemesi normal bulunuyor. Bu hastada en olası tanı hangisidir? A) Transver miyelit B) Multipl skleroz C) Guillain-Barre Sendromu D) Multifokal motor nöropati E) Subakut kombine dejenerasyon



Unkal herniasyon



3



-



Beyin, serebellum, spinal kord, optik sinir ve periferik sinirleri etkiler.



-



İlk bulgu el ve ayaklarda paresteziler şeklindedir.



-



BOS genellikle normaldir



-



Yürüme dengesizliği, ataksik yürüyüş



-



Ekstremitelerde kuvvetsizlik



-



Medulla spinalis posterior kordon etkilenir



-



Derin duyuda, vibrasyon ve pozisyon duyusunda azalma sabit bulgudur



-



Spastitisite, DTR değişiklikleri (artma, azalma)



-



Klonus, Babinski pozitifliği



-



Mental bulgular: demans, konfuzyon, depresif psikoz nadir görülür



-



Optik noropati



-



Otonom bulgular, impotans, sfiknter yetmezliği



Petroz kemik fraktürü: Petröz kemikle hipoglossu sinirinin anatomik ilişkisi yoktur. Karotikokavernöz fistül: Kavernöz sinüsle hipoglossus siniri anatomik ilişkisi yok İnternal karotis arteri disseksiyonu: İnternal karotis arter ile hipoglossus boyunda komşuluk yaparlar. Medulla oblongata içinde hemorajik lezyon: Sadece hipoglossus değil, diğer bulber sinirlerinde etkilenmesi beklenir. Doğru cevap: D 8.



On yıldır her Haziran veya Temmuz ayında başlayıp 2 ay devam eden baş ağrısı atakları olan 45 yaşındaki kadın hastanın bu dönemlerinde ağrıları günde 10 kez olmakta ve 15 dakika sürmektedir. Her seferinde sol baş yarımında ve gözüne de vuran, aynı zamanda sol gözünde yaşarmanın ve sol yanda burun tıkanıklığının eşlik ettiği bu ağrıları için bir kez maske ile oksijen solutulmuş ve ağrı 2 dakikada geçmiştir. İndometazin 75 mg tablet başladıktan sonra ağrılarının tümüyle düzeliyor.



Multifokal Motor Nöropati (MMN) -



Hasta hekime el kaslarında kuvvetsizlik, düşük el veya düşük ayak gibi nedenlerle başvurur.



-



Kas kuvvetsizliği, belirli bir veya bir kaç periferik sinirin innervasyon alanına lokalize edilebilen bir dağılım gösterir.



Doğru cevap: E 7.



Bu hastada en olası tam hangisidir?



Sıklıkla üst, nadiren alt ekstremite distalinde asimetrik kuvvetsizlikle başlar.



Bir trafik kazası ve minör kafa travması sonrasında izole* unilaterai nervus hipoglossus felci ile başvuran bir hastada kraniyal görüntüleme incelemelerinde aşağıdaki lezyonlardan hangisinin öncelikle araştırılması gerekir?



A) Epizodik paroksismal hemikrania B) Kronik paroksismal hemikrania C) Epizodik küme baş ağrısı D) Kronik küme baş ağrısı E) Hipnik baş ağrısı Hastada küme bulguları olmasına rağmen kadın cinsiyet ve indometasine dramatik cevap vermesi soruyu yaptırabiliyor...



EPİZODİK - KRONİK PAROKSİSMAL HEMİKRANİA -



Tek taraflıdır, 1 saatten kısa sürer



-



Kadınlarda sık, küme benzeri (Göz yaşarması, konjuktiva hiperemisi, rinore)



B) Petroz kemik fraktürü



-



Boyun rotasyonu ve fleksiyonu ağrıyı artırır



C) Karotikokavernöz fıstül



-



İNDOMETAZİNE cevap çok tipiktir



A) Diffüz aksonal hasar



D) internal karotis arteri disseksiyonu E) Medulla oblongata içinde hemorajik lezyon Soruda geçen "İZO LE’’ kelimesine dikkat etmek gerekir. Benzer bir bilgi: boyun travması sonrası horner sendromu gelişen hastada karotis arter dieksiyonu düşünülmeli. İnternal karotis arterin etrafındaki sempatik liflerden dolayı. Diffüz aksonal hasar: Kafa travmalarında görülen tablo. Değişik derecelerde norolojik bulgular eşlik eder.



HİPNİK BAŞAĞRISI: -



Tipik olarak gece uykuya daldıktan birkaç saat sonra ortaya çıkan orta şiddette başağrılarıdır ve 30 dakika kadar sürer.



“Paroksismal hemikrania” başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: A



NOROLOJI



Vitamin B12 eksikliğinde demiyelinasyon olduğundan çok değişken norolojik bulgularla gelebilir...



r Tipik olarak geceleri görülür; 24 saatte ortalama 1-3 kez görülür. 15 dakika-3 saat sürer.



KRONİK PROKSİSMAL HEMİKRANIA (KPH)



J ıııııııııııı



Tipik olarak geceleri görülür; 24 saatte 10-30 kez, 5-20 dakika sürer.



-f Boynun fleksiyon ve rotasyonu atağı tetikleyebilir



9.



Yetmiş üç yaşındaki bir kadın hasta, kardiyak arrest sonrası yarım saat süreyle hipotansif kalıyor. Dört gün süren bilinç bozukluğunun ardından yapılan nörolojik değerlendirmede, hastanın spontan olarak sadece sesler çıkarabildiği, anlamasının basit emirlere bile bozuk olduğu, buna karşılık kendisine söylenenleri kusursuz olarak tekrar edebildiği gözleniyor. Bu hastadaki lisan bozukluğu aşağıdakilerden hangisiyle uyumludur?



10.



Sağ gözde ani gelişen görme kaybıyla başvuran 55 yaşında kadın hastanın fundus muayenesinde; sağ gözde optik disk ödemi ve görme alanında ise aynı gözde altitüdinal alan defekti saptanıyor. Bu olguda en olası tanı hangisidir? A) Retrobulber nevrit B) Retinal ven tıkanması



A) Global afazi



C) Retinal arter tıkanması D) Anterior iskemik optik nöropati



B) Kondüksiyon afazisi



E) Toksik-metabolik optik nöropati



C) Transkortikal mikst afazi D) Transkortikal motor afazi



En çok dikkat edilmesi gereken ‘‘altitüdinal alan defekti” bilgisidir.



E) Transkortikal sensoriyel afazi



Anterior iskemik optik nöropati



Tablodaki bütün afaziler daha önce TUS’da soruldu. Soruda en önemli bilgi TEKRARLAMANIN KORUNMUŞ olmasıdır... Konuşma



Anlama



Tekrarlama



Korunmuş



Bozulmuş



Broca



Akıcı değl



Wernicke



Akıcı, ama anlamsız



Bozulmuş



Yok



İletim



Akıcı



Korunmuş



Yok



İyi



Korunmuş



Bozulmuş (Wernicke gibi)



Korunmuş



Transkortikal Akıcı değil motor Transkortikal Akıcı ;sensoryal



1. Arteritik anterior iskemik nöropati: -



Temporal arterit ve SLE de görülür



-



Tedavide steroid kullanılır



- Altitüdinal görme kaybı olur 2. Non-arteritik anterior iskemik nöropati: Hipertansiyon ve diabette sık -



Steroid faydasız



I



Anomik (Amnestik)



izole kelime Normal bulma güçlüğü



Normal



Global



Akıcı değil



Yok



Bozulmuş



Doğru cevap: C



Doğru cevap: D



12. Bir önceki (11 numaralı) sorudaki hastada beyin sapında hangi yapı etkilenmez? A) Nukleus ambigius B) Kortikospinal yol C) Lateral spinotalamik yol D) inferior serebellar pedinkül



A) Sağ parietal infarkt B) Sol serebellar infarkt



E) 5. kraniyal sinirin desendan nükleusu Doğru cevap: B



C) Sol mezensefalik infarkt D) Sol lateral medullar infarkt E) Sağ temporoparietal infarkt



13. Bir önceki (11 numaralı) sorudaki hastada beyin sapında hangi yapı etkilenmez?



VVallanberg sendromu, bir çok kliniği içerdiğinden TUS sınavında sık sorulur.



A) Nukleus ambigius B) N. Hipoglossus C) Lateral spinotalamik yol D) inferior serebellar pedinkül E) 5. kraniyal sinirin desendan nükleusu Doğru cevap: B 14. Bir haftadır sağ gözünde şiddetli ağrı ile birlikte göz kapağında düşme, çift görme yakınması ile başvuran 23 yaşında erkek hastanın nörolojik muayenesinde; sağ gözde pitoz ve dışa bakış kısıtlılığı, diplopisi mevcuttu. Kraniyal MR’da sinüs kavernosusda orbitaya yayılım gösteren lezyon mevcuttu. Yapılan sistemik incelemeler, BOS incelemeleri, enfeksiyona ait incelemeler, serolojik incelemeler normal bulundu. Bu olguda hangisidir?



en



olası



tanı



aşağıdakilerden



A) Sinüs trombozu B) Temporal arterit VVallanberg sendromu (Lateral medullar sendrom)



C) Gradenigo sendromu D) Tolosa-Hunt sendromu



■ Leteral medullar sendrom olarak bilinir



E) VVegener granülomatozu



■ Etkilenen anatomiye bağlı bulgular 1. Vestibuler nükleus: Vertigo, nistagmus, kusma 2. Spinotalamik traktus: Karşı tarafta ağrı ısı duyusu kaybı



Bu soruda en çok ayırıcı tanıda kavernöz sinüs trombüsüne dikkat etmek gerekir.



TOLOSA-HUNT SENDROMU



3. Desendan sempatik traktus: İpsilateral horner sendromu



-



Kavernöz sinüsün idiopatik inflamasyonu olup ağrılı oftalmopleji ile gider.



4. Dokuz ve onuncu kranyal sinir lifleri (ses kısıklığı, azalmış öğürme refleksi)



-



Kavernöz sinüsteki ve sinüse komşu tüm kranial sinirler etkilenebilir.



5. Olivoserebellar ve spinoserebellar yollar: İpsilateral ataksi



-



Kavernöz sinüs trombozunda etkilenen sinüste kontrast madde tutulumu beklenmez çünkü o sinüse kan akımı durmuştur avrıca hastada ateş tariflenmivor.



6. Beşinci sinir çekirdeği ve lifleri 7. Nükleus solitarius: Tat duyusunda azalma



İnternükleer oftalmopleji, medial longitüdinal fasikül tutulumuna bağlı horizontal bakış koordinasyonun bozulduğu (3 ve 6. Kranial sinirler) bir kliniktir daha çok multipl sklerozda gözlenir.



Doğru cevap: D



-



MS ve myastenia graveste kavernöz sinüs tutulumu beklenmez.



Doğru cevap: D



NOROLOJI



11. Elli yedi yaşında kadın hasta, sabah erken saatlerdeki iş toplantısında ani baş dönmesi, bulantı ve kusmaların olması nedeniyle acil servise getirilmiştir. Muayenede, dizartri, disfaji, yüzünün sol, vücudunun sağ tarafında ağrı duyusu kaybı, sol kol ve bacakta ataksi saptanan bu hastada en olası tanı nedir?



15. Uyku başlangıcında ya da uykudan uyanma esnasında birkaç dakikadan uzun sürmeyen geçici paralizi ve halüsinasyonlarla birlikte olabilen tablo hangi tanı ile uyumludur?



-



Diğer yarısında hiperaktiflik ve dikkat bozukluğu sendromu görülür.



-



Tedavide klonidin, guanfasin ve haloperidol kullanılır.



A) Narkolepsi Doğru cevap: E



B) Somnanbulizm C) İdiopatik Hipersomni D) Hipokalemik Periodik Paralizi E) Obstruktif Uyku-Apne Sendromu En sık sorulan uyku bozukluğu tablosu. İyi bilmek gerekir...



17. Otuz iki yaşında erkek hastanın 3 haftadır olan sürekli baş ağrısı yakınması, son hafta içinde birkaç kere kusma ve 2 gündür çift görme yakınmaları vardır. Yılda birkaç kez oral aft öyküsü olan hastanın nörolojik muayenesinde bilateral papil ödemi, bilateral dışa bakışı kısıtlılığı saptanmıştır. Bu hastada hangisidir?



Narkolepsi: 1. Gündüz karşı konulmaz uyku atakları



en



olası



tanı



aşağıdakilerden



A) Multipl skleroz B) Yer kaplayan lezyon C) Subaraknoid kanama D) Serebral iskemik inme



2. Katapleksi 3. Uyku paralizisi



E) Serebral venöz tromboz



4. Hipnogojik halüsinasyonlarla karakterize -



REM uykusu ile ilişkili



Sorudaki anahtar “TEKRARLAYAN ORAL A F T ” bilgisinde...



-



Uyanıklık dönemindeki bilinç düzeyi ile REM uykusunda ortaya çıkan kas atonisinin bir arada görüldüğü durumu katapleksidir. Genellikle gülme, heyecan, öfke ve şaşkınlık gibi emosyonel cevaplar ile birlikte ortaya çıkar.



Yer kaplayan lezyon ile oral aftların bir ilişkisi yoktur. Behçet hastalığındaki tromboflebitleri bilerek bu soruyu yapabiliriz.



-



Uyku Paralizisi: Uykuya dalma ya da uyanma sırasında ortaya çıkan hastanın hareket edemediği, konuşamadığı ve hatta derin nefes alamadığı korku verici bir durumdur. Bu duruma sıklıkla halüsinasyonlar eşlik eder.



Somnanbulizm: Daha çok çocuklarda görülen uyurgezerlik durumu



SEREBRAL VENÖZ TROMBOZ -



Post-partum dönem ve oral kontraseptif kullanımı ile ilişkili



-



Kadınlarda sık



-



En sık tutulan sinüs superior sagital sinüsdür.



-



Sistemik hastalıklar



İdiopatik Hipersomni: Aşırı uyuma olması. Hipokalemik Periyodik Paralizi: -



-



Plazmada bulunan potasyumun ani olarak hücre içine girmesi sonucu gelişen ciddi hipopotasemilerde kas paralizileri ortaya çıkar.



-



Stresli durumlar ve aşırı karbonhidratlı gıdaların alımından sonra görülebilir.



Doğru cevap: A 16. Genç yaşta başlayan fokal ve vokal tiklerle seyreden ekolali ve koprolalinin eşlik ettiği istemsiz hareketle seyreden hastalığın adı nedir? A) VVilson hastalığı



-



Vokal ve motor tiklerle karakterizedir.



-



Bu hastaların yarısında obsessif kompulsif bozukluklar görülür.



o



Kansere bağlı gelişen paraneoplastik durumlar



o



Behçet hastalığı



o



Sistemik lupus eritematozus



Pratik olarak akılda tutulması gereken, o



Kafa içi basınç artışı semptom ve bulgularının



o



Serebral venlerin de hastalık sürecine katıldığı durumlarda fokal nörolojik olayların (epileptik nöbet, nörolojik defisit) eklendiğidir.



-



Serebral ven trombozundan şüphelenildiğinde BT acil koşullarda başvurulan ilk tanı yöntemidir.



-



Bu amaçla noninvazif ve dural sinusları daha yüksek duyarlılıkla gösterebilen kranyal manyetik rezonans görüntülemeye (MRG) ve manyetik rezonans venografiye başvurulur.



-



Günümüzde SVT’nin “altın standart” tanı yöntemi anjiyografi değildir.



Eski bir TUS sorusunun benzeri sorulmuş... Gillet de la Tourette sendromu:



Hematolojik hastalıklar



Tanı:



B) Sydenham koresi



C) Huntington koresi D) Juvenil parkinsonizm E) Gilles de la Tourette sendromu



o



Doğru cevap: E



Kötü prognoz



İyi prognoz



A) Sinüs rektus



Relapsing remitting form (ataklarla gitmesi)



Progressif



B) Transvers sinüs C) Kavernöz sinüs



Erken başlangıç- genç yaş



Geç başlangıç



Optik nörit semptomları Kadın Duyusal bulgular varlığı Kranial nöropati varlığı



Sereballar Motor bulgular Sfinkter kusuru Piramidal Erkek



D) Superior sagittal sinüs E) Sigmoid sinüs Doğru cevap: D 19. Kırk yedi yaşındaki hastanın sekiz yıldır geceleri yatağa uzandığında baldır kaslarında karıncalanma, keçelenme hisleri oluyormuş. Hasta ayağa kalkıp dolaşınca rahatlıyormuş. Uzun süreli otobüs yolculuklarında da ayaklarını ileri uzatıp sık sık hareket ettirmek istiyormuş. Bu hastanın yakınmaları ile uyumlu olabilecek laboratuvar bulgusu aşağıdaki seçeneklerden hangisidir? A) Hipotiroidi B) Hipokalsemi



l



Doğru cevap: D 21. Multipl sklerozda kötü prognozun aşağıdakilerden hangisidir?



işareti



A) Hastanın kadın olması B) İlk belirtinin duyusal olması C) ilk belirtinin optik nöropati olması D) İlk belirtinin serebellar bulgular olması E) İlk belirtinin tek MSS bölgesini etkilemiş olması Doğru cevap: D



C) Hiponatremi D) Kolesterol yüksekliği E) Düşük ferritin düzeyi Huzursuz bacak sendromu toplumda sık görülen bir hastalık... TUS’ ta hiç sorulmadı!! Huzursuz bacak sendromu: -



Yattıktan kısa bir süre sonra alt ekstremitelerde uyuşma, yanma, batma, iğnelenme gibi garip hisler oluşmasıdır.



-



Hasta kalkıp yürüyünce geçici olarak düzelen şikayetler



-



Demir eksikliği ve düşük ferritin düzeyi ile ilişkili Üremik nöropati ve folat eksikliği



-



Tedavide L-dopa, benzodiazepinler, kodein



Doğru cevap: E 20. Otuz iki yaşında kadın hasta 2 yıl önce 1 hafta sürüp düzelen sağ gözde görme azlığı atağı ve yeni gelişmiş denge bozukluğu ile başvurmuştur. Kraniyal MR’da kontrast tutan demiyelinizan plaklar saptanmıştır. Bu hastada iyi prognoz ile uyumlu olabilecek faktör hangisidir?



22. Subaraknoid kanama nedeniyle 24 saatten beri bilinci tamamen kapalı, ağrılı uyarana yanıtı ve spontan solunumu olmayan, beyin sapı reflekslerinin hiçbiri alınamayan hastanın durumunu en ivi ifade eden terim aşağıdakilerden hangisidir? A) C)



Derin koma Vejetatif durum



B) Beyin ölümü D) Akinetik mutizm



E) Locked-in sendromu Beyin ölümünü tanımlayan çok güzel bir vaka... Beyin Ölümü Tanısında Kullanılan Testler 1- Glasgovv Koma Skalası (GKS) skoru 3 olmalıdır. 2- Ağrılı uyarana karşı ekstremite veya yüz kaslarında motor yanıt olmamalıdır. 3- Işığa direkt ve indirekt yanıtın olmadığı fikse ve dilate pupillerin varlığı. Pupillerin genişliği değişmektedir.



4-9



arasında



5- Okülovestibüler refleks olmamalıdır 6- Kornea refleksi olmamalıdır. 7- Öğürme refleksi olmamalıdır.



B) Sfınkter kusuru C) Hastanın yaşının >30 olması D) İlk atağın optik nevrit şeklinde olması



8- Öksürük refleksi olmamalıdır.



Multipl sklerozda sınavda sorulmamış en önemli konu...



mm



4- Okülosefalik refleks olmamalıdır.



A) Serebellar bulgular



E) Motor bulgular



9- Apne testi sonucu pozitif olmalıdır. *** En önemli kriter spontan solunumun olmamasıdır. Doğru cevap: B



NÖROLOJİ



18. En sık tromboze olan sinüs aşağıdakilerden hangisidir?



23. Bir önceki (22 numaralı) sorudaki aşağıdakilerden hangisi görülmez?



hastada



26. Klinikte demir eksikliği ile birlikte görülebilen uyku bozukluğu hangisidir?



A) Deserebre postür



A) Narkolepsi



B) Pozitif apne testi



B) Huzursuz bacak sendromu C) Tekrarlayan hipersomni



C) Beyin arteryel dolaşımının olmaması D) Kalorik teste cevap alınmaması E) Kornea refleksinin olmaması Desebre postüre glaskovv koma skorlamasında 2 puan verilir. Toplamda hastanın Glasgovv skoru 4 olacağı için beyin ölümü tanısı konamaz. Doğru cevap: A



D) Santral uyku apne sendromu E) Obstrüktif uyku apne sendromu Doğru cevap: B 27. Myastenia gravis tanısını destekleyen elektrofizyolojik bulgu aşağıdakilerden hangisidir? A) Motor sinir iletim hızları yavaşlamıştır



24. Gün içi aşırı uykululuk, uyku paralizisi, katapleksi, hipnogogic halüsinasyon olan hastada düşünülmesi gereken hastalık nedir? A) Narkolepsi



B) Parasomni



C) Somnanbolizm



D) REM davranış bozukluğu



B) Birleşik kas aksiyon potansiyelleri kaydedilemez C) EMG’de yaygın denervasyon bulguları vardır D) Ardısıra sinir düşmesi olur



Myastenia g ravis’in tanısında EMG en önemli yöntemlerdir...



Narkolepsi: 1. Gündüz karşı konulmaz uyku atakları



Myastenia gravis’in tanısında Edrofonyum testi ile belirgin düzelme



2. Katapleksi 3. Uyku paralizisi 4. Hipnogojik halüsinasyonlarla karakterize



-



Ach resptör antikoru generalize myastenide % 90 tanı koydurur



-



Repetatif sinir stimulasyonlarında kas aksiyon potansiyellerinde azalma :% 90 tanı koydurucu



-



Tek lif EMG



-



Timoma varlığı



Doğru cevap: A 25. Bir hastada aynı tarafta koku almada azalma, optik atrofi ve karşı tarafta papilödem şikâyeti ile geliyor. Bu klinik sendromu oluşturan lezyon hangisidir? A) Optik gliom



B) Glioblastom



C) Medulloblastom



D) Enestezioblastom



E) Frontal lop Menenjiyomu Bu sendrom TUS’ta bilgi olarak sorulmuştu. Bu soruda tipik vaka olarak sorulmuş... Foster-Kennedy sendromu: -



Olfaktor oluk menegiomları ofaktor bulbus ve trakta etki edebilir



-



Posteriora doğru gidip optik siniri içine alıp optik atrofiye yol açabilir.



-



Bu duruma eğer karşı gözde papil ödem eşlik ederse Foster Kennedy sendromu denir.



-



Optik atrofi + karşı taraf papil ödem



Doğru cevap: E



progresif amplitüd



E) Motor sinirlerin proksimal segmentlerinde iletim bloğu kaydedilir



E) Gecikmiş uyku fazı sendromu Tipik bir narkolepsi sorusu..



uyarımında



Doğru cevap: D 28. Aşağıdakilerden hangisi Myastenia Gravis’te Nk tutulan kas grubudur? A) Levator palpebra superior kasları B) Parmak fleksörleri C) Omuz abduktor kasları D) Ekstremite distal kasları E) Ekstremite proksimal kasları Myastenia gravis’in ilk şikayetini soruluyor aslında... Myastenia graves nöromuskuler bileşkedeki kas-spesifik trozin kinaz veya nikotinik asetil kolin reseptörlerine karşı gelişen antikorla karakterizedir. Timus vakaların neredeyse tamamen anormaldir. Timus hiperplazisi vardır. Vakaların % 15 inde timoma tespit edilir. En sık başlangıç bulgusu gün içinde ilerleyen saatlerde başlayan ptozisdir. Sonra ekstraokuler kaslar etkilendiğin diplopi başlar. Dolayısıyla ilk etkilenen kas m.levator palpebra superiordur. İlerleyen saatlerde diğer kaslarda etkilenir. Doğru cevap: A



29. Myastenia gravis’te tedavi sonrası en aec düzelen kaslar hangileridir?



DEV HÜCRELİ ARTERİT (TEMPORAL ARTERİT) -



Genellikle 50 yaş üzerinde ve kadınlarda iki kez daha sıktır.



-



Eksternal karotid arter sistemi, özellikle temporal arter tutulur



D) Ekstremite distal kasları



-



Sıklıkla polimyaljia romatika ile birliktedir.



E) Ekstremite proksimal kasları



-



Temporal bölgede ağrı.



-



Çene hareketleri ile ağrı ortaya çıkar. — çene klaudikasyosu—



-



Tedavisiz % 50 hastada oftalmik arter tutulumuna bağlı geçiçi körlükler oluşabilir.



-



Tanı etkilenmiş arterden biyopsi alınarak konulur.



-



Tipik olarak etkilenen arter kalın, non-pulsatil, dilate ve hassastır.



-



ESR artmıştır (100 mm/h).



-



Başlangıç tedavisi steroiddir. Tedavi başlangıcı ile ESR normale gelir, baş ağrısı azalır.



-



Ancak körlük genellikle kalıcıdır ve düzelmez.



-



70 Yaş üzerinde en önemli optik nevrit nedeni temporal arterittir.



A) Orbikülaris oküli B) Parmak fleksörleri C) Omuz abduktor kasları



İlk yorulan kas en son düzelir. Doğru cevap: A 30. Otuz yedi yaşındaki erkek hasta koreiform hareketler, kognitif bozukluk ve kişilik değişiklikleri şikâyetleriyle geliyor. Genetik incelemede CAG tekrarında artış saptanıyor. Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Alzheimer hastalığı B) Parkinson sendromu C) Huntington koresi D) Tardiv diskinezi E) Pick hastalığı Trinükleotid tekrarları ve kore olm ası soruyu kolaylaştırıyor... Huntington koresi -



40-50 yaşlarda başlar.



-



Otozomal dominant, Trinükleotid tekrarlar (CAG) vardır



-



Başlangıç bulgusu koredir



-



Kore ve psikiatrik semptomlardan sonra demans gelişir.



-



Geç dönemde afazi, apraksi, agnozi, global kognitif disfonksiyon görülür.



Doğru cevap: C 32. Otuz yedi yaşında kadın hastada demans tablosuna, serebellar ve vizüel bulgular yanında jeneraiize myoklonik kasılmalar da eşlik ettiğinde, öncelikle düşünülmesi gereken hastalık hangisidir? A) Alzheimer hastalığı B) Creutzfeldt-Jakob hastalığı C) Parkinson hastalığı D) Huntington hastalığı E) Pick hastalığı Eski bir TUS sorusunun benzeri...



Doğru cevap: C 31. Yetmiş iki yaşında kadın hasta, başın sol tarafında belirgin künt ağrıdan şikayetçi olarak polikliniğe başvuruyor. Son birkaç aydır kilo kaybı da var. Yapılan laboratuvar incelemelerinde hafif anemi, yüksek eritrosit sedimantasyon hızı dışında özellik yok. Malignansi için yapılan ileri incelemeleri negatif. Bu olgu için hangisidir?



en olası



tanı



aşağıdakilerden



Alzheimer: En sık demans nedeni + yakın bellekte azalma Creutzfeldt - Jacob: Demans + miyoklonik nöbetler Parkinson: Demans + ekstrapiramidal bulgular Huntington: Demans + Kore Pick Hastalığı: Erken yaş demans + kişilik değişiklikleri



A) Trigeminal nevralji C) Temporal arterit



B) Atipik yüz ağrısı D) Post herpetik nevralji



E) Küme baş ağrısı Yaşlı hasta başağrısı, sedim yüksekliği bize temporal arteriti düşündürmelidir.



Doğru cevap: B



33. Otuz iki yaşında kadın avukat, ayda 2-3 kere olan, gözde parlak ışık görmeyi takiben iki taraflı, zonklayıcı ve şiddetli baş ağrısı tarifliyor. Eşlik eden bulantı, kusma ve fotofobi var. Ağrı sırasında duruşmadan çıkmak zorunda kalıyor. Bu hastada en etkin atak tedavisinde en uvaunu aşağıdakilerden hangisidir? A) Aspirin C) ibuprofen



Hangi beyin herniasyonunda hangi kliniğin olduğunu sorgulayan soru formatı... Beyin sapı basısı: Tonsiller herniasyon Duret hemorajileri: Daha çok unkal herniasyon Posterior serebral arter basısı: Unkal herniasyon



B) Naproksen D) Sumatriptan E) Diklofenak



Anterior serebral arter: Subfalksian herniasyon



SUBFALKSİAN HERNİASYON



Önce tanıyı koymamız sonrada tedaviyi planlamamız gereken bir soru... Genç bayan hasta, vizüel aura, bulantı - kusma, fotofobi ve günlük hayatından alıkoyma migren için tipik. En sık gözüken aura scintilasyon skotomudur ancak aurasız migrenin daha sık görüldüğü unutulmamalıdır. Migrende intravenöz, subkutan, nazal uygulamaların oral uygulamaya üstünlükleri vardır. Özellikle acil durumlarda subkütan tedavi gerekir.



■ Parietal loptaki lezyonlar, falx serebri altından beyni karşı tarafa iter. ■ Singulat gyrus karşıya geçer •



Anterior serebral arter bası altında kalır.



■ Sonuçta, alt ekstremitede daha belirgin kontralateral hemiparazi- hemipleji meydana gelir. Doğru cevap: E



Auralı migren (klasik migren) -



Geçiçi nörolojik semptomlar olan auralar ile karakterizedir.



-



En sık aura tipi visual semptomlardır. En sık scintilaston skotomu görülür.



35. Otuz yaşında bayan hasta ani başlayan şiddetli baş ağrısı ve kusma sonrası şuur kaybı ile acil servise getiriliyor. Muayenesinde ense sertliği saptanan hastadan Mk istenecek radyolojik tetkik aşağıdakilerdenhangis idir?



Prodromal semptomları (anksiete, alınganlık ve sinirlilik) 3 saat veya 3 gün öndenbaşlar. -



A) Bilgisayarlı tomografi



Migren atak birçok hastada 2 saatten fazla 24 saatten az sürer.



B) Manyetik rezonans görüntüleme C) İki yönlü kafa grafi



Remisyon genelllikle hamileliğin 2. ve 3. trimesterinde ve postmenopozal dönemdedir. -



Hemikranyal baş ağrısı olsa da, ağrı bilateral, frontal vb. olabilir Baş ağrısı sırasında bulantı, kusma, fotofobi, fonobi, irritabilite, osmofobi baskın semptomlardır.



-



Nadiren hemiparezi, konuşma bozukluğu, vertigo, ataksi eşlik edebilir.



D) Anjiyografi E) Beyin sintigrafisi Ani başağrısı ile başvuran, ense sertliğisaptanan hastada mutlaka subaraknoid kanama düşünülmelidir. Nörolojik semptom ve bulgular: -



Akut başlangıçlıdır. Ani ve şiddetli başağrısı (suboksipital veya retrooküler) ile birlikte bulantı ve kusma ilk belirtidir.



-



Letarjiden komaya kadar değişen derecede şuur kaybı



-



Fokal nörolojik defisitler (konvülzyon, kranial sinir paralizisi, pyramidal trakt tutulumu, kortikal duyu defisiti)



Aurasız migren (genel migren) -



En sık görülen migren tipidir (% 70)



-



Aurasız migren genellikle periorbital, bilateral ve zonklayıcı karakterdedir.



-



Prodrom semptomları ve aura yoktur.



-



Kusma başağrısını sonlandırabilir. Tanı:



Doğru cevap: D 34. Elli dört yaşında erkek hastada travmatik subfalksian herniasyon saptanıyor. Bu hastada aşağıdaki durumlardan hangisinin gerçekleşmesi en olasıdır? A) Beyin sapı basısı B) Duret hemorajileri C) Obstrüktif hidrosefali D) Baziler arter enfarktı E) Anterior serebral arter enfarktı



-



Bilgisayarlı tomografi *



İlk diagnostik testtir.



*



Vakaların %90’ından fazlasında pozitiftir.



*



Tomografide karakteristik görüntü, VVİllis poligonu ve sisternalara uyan bölgede hiperdens kan ürünleridir.



-



Lomber ponksiyon: (BT’den sonra yapılır). *



-



Kanlı veya ksantokromik görünümlü BOS tipiktir.



Anjiografi: *



Anevrizma veya arterio-venöz malformasyonun kesin tanısını sağlar.



Doğru cevap: A 36. Altmış iki yaşında kadın hastada ipsilateral serebellar ataksi, ipsilateral horner sendromu, kontralateral vücut yarımında ve aynı taraf yüz yarımında ağrı-ısı duyusu kaybı saptanmıştır. Bu hastanın kliniğinde en olası sorumlu arter trombozu aşağıdakilerden hangisindedir?



37. Uzun süredir grand mal epilepsi tanısıyla karbamazepin kullanan, yakın zamanda epilepsi atağı geçirmeyen kadın hasta 13 haftalık hamile olarak polikliniğe başvuruyor. Bu aşamadan sonra aşağıdakilerden hangisi en uygundur? A) İlacı kesilir, epileptik atak geçirip geçirmediğine bakılır. B) Aynı ilacı mümkün olan en düşük dozda kullanarak gebeliğe devam edilir. C) Kombine ilaç tedavisine geçilir. D) Valproik asid eklenir. E) Gebelik sonlandırılır.



C) Anterior serebral arter



Gebelikte epilepsi: Nöbetleri olan gebe hastada tedavi kesilmemelidir. Antikonvulzanların tamamı teratojeniktir. En sık yarık dudak-damak anomalisi görülür. Nöral tüp defekti riski valproat kullanımında artar. Gebelerde mümkün oldukça tek ve düşük doz ilaç seçilmelidir. Gebelik beklenen kadında lamotrijin tercihtir.



D) internal karotis arter E) Posterior inferior serebellar arter



Doğru cevap: B



A) Orta serebral arter B) Posterior serebral arter



Serebellar ataksiye dikkat edecek olursak sadece PİCA’yı ilgilendiriyor... PİCA sendromu, lateral medullarsendrom=wallenberg sendromu olarak da bilinir. İpsilateral serebellar ataksi, ipsilateral horner sendromu, yüzde duyusal defisit, karşı tarafta azalmış ağrı ve ısı duyusu, nistagmus, vertigo, bulantı kusma görülebilir. Motor sistem genellikle etkilenmez. Anterior serebral arter oklüzyonu: Karşı taraf alt ekstremitede güçsüzlük, kortikal duyu kaybı, sfinkter kusuru ortaya çıkar. Orta (middle) serebral arter oklüzyonu: Afazi (dominant hemisfer etkilenmişse), karşı tarafta kolda daha baskın olmak üzere hemiparezi, hemihipoestezi görü lür. Posterior serebral arter oklüzyonu: Baziller arterin terminal dalıdır. Orta beyin seviyesindeki tıkanıklıklarında karşı taraf homonim hemianopsi (makuler görme korunur). III. Kraniyal sinir felci, internükleer oftalmopleji, gözlerin vertikal deviasyonu meydana gelirken, oksipital lobu etkileyen tıkanıklıklarda anomik afazi, agrafisiz aleksi, visuel agnozi, görme alanının sol tarafında cisimleri tanıyamama, iyi bilinen yüzleri tanıyamama (prosopagnosia) görülür. İnternal karotis arter oklüzyonu: Oklüzyon öncesinde prodromal belirtiler görülebilir. Amorazis fugaks en sık bulgusudur. Dominant hemisfer etkilenirse global afazi oluşabilir. Doğru cevap: E



38. Altmış yedi yaşında erkek hasta son zamanlarda gelişen baş ağrısı, unutkanlık, kişilik değişikliği ve etrafa saldırgan davranışları nedeniyle hastaneye getiriliyor. Hikâyesinden 25 gün önce merdivenden düştüğü ve başını çarptığı öğreniliyor. Bu hastada hangisidir?



en



olası



tanı



aşağıdakilerden



A) Alzheimer Hastalığı B) Epidural hematom C) Kronik subdural hematom D) Subaraknoid kanama E) Pick demansı Travma hikayesi olmazsa demans düşünülebilirdi... Kronik subdural hematom: Genellikle infant dönemde ve yaşlılarda, alkoliklerde görülür. Genellikle küçük bir travmadan haftalar, hatta aylar sonra görülebilir. Hematomu çevrelemek üzere durameterden bir membran gelişir. Bu yapıya neomembran (yeni membran) denilir. Bu hastalarda unutkanlık, demans, kişilik değişiklikleri, bilinç düzeyinde dalgalanma, KİBAS bulgu ve belirtileri, kitle etkisi artınca hemiparezi, bazende hemipleji olur. Subaraknoid kanama: Serebral anevrizmalar % 75 en sık nedendir. A-V malformasyonlar, kanama diatezi, tümörler de SAK’a neden olabilir. Çocuklarda en sık neden ArterioVenöz malformasyonlardır. Ani başlayan şiddetli baş ağrısı oluşturur. Geçiçi bilinç kaybı ve epileptik nöbet baş ağrısını izleyebilir. 3-12 saat içinde meningeal irritasyon bulguları (ense sertliği, kerning, brudzinski işaretleri) gelişir. Epidural hematom: Kranyum ile dura arasında kan birikmesidir. Vakaların %90’ında lineer kırık vardır. Genellikle



orta meningeal arterden kanama olur. Kliniğinde travmadan sonra şuurun açık olduğu kısa bir dönemden sonra ilerleyici şuur kaybı gelişir.(Lusid interval). Epilepsi, kafa içi basınç artma sendromu bulguları (kusma, bradikardi, başağrısı...) görülebilir. Doğru cevap: C 39. Yirmi sekiz yaşında kadın hasta gün içerisinde artan çift görme ve göz kapağında düşüklük şikayeti ile başvuruyor. Şikayetlerin dinlenince geçtiği ama sonrasında tekrarladığı öğreniliyor. Bu hastada tanıyı kesinleştirmek için aşağıdaki tanı yöntemlerinden hangisi kullanılmaz? A) Kas biyopsisi B) Elektromiyografi C) Asetilkolin reseptör antikorları D) Edrofonyum E) Sinir-Aksiyon potansiyelleri Myastenia gravis bir kas hastalığı değildir. Otoimmun bir hastalıktır...



41. Acil servise 2 saattir devam eden sağ yan güçsüzlüğü, anlamsız konuşma şikâyetleri ile getirilen 46 yaşındaki erkek hastanın öyküsünde atrial fibrilasyon tanısı mevcuttur. Fizik muayenede sağ üst ektremitede kas gücü 3/5 olarak tespit edilip, arteriyel kan basıncı 150/ 90 mm Hg olarak ölçülüyor. Ateş izlenmeyen olguya etyolojiyi araştırmak açısından kraniyal bilgisayarlı tomografi (BT) tetkiki yapılıyor. BT’de hemoraji saptanmıyor. Bu hastada tedavi için hangisini uygulamak en uygundur? A) Heparin infüzyonu B) Aspirin C) Fibrinolitik tedavi D) Endarterektomi E) VVarfarin Klasik bir TUS sorusu... Hastada dominant hemisferin orta serebral arteri tutulduğu için afazi gelişiyor. Atrial fibrilasyon embolizasyon için risk faktörüdür. BT'de hemoraji olmaması



Tanıda antikolinesteraz ilaçlardan yararlanılır. Edrofonyum klorid (Tensilon) enjekte edilir. Gözle görülür iyileşme (pitozda düzelme) varsa test pozitiftir. Bunun dışında repetatif sinir stimulasyonları, asetilkolin antikorları, EMG tanıda kullanılır.



iskemik inme olduğunu doğruluyor. Olayın üzerinden 3 saaten fazla süre geçmediği için penumbrayı kurtarmak gerekir bunun için hemen fibrinolitik tedavi başlanmalıdır.



Doğru cevap: A



42. Kırkbeş yaşında erkek hasta son 3 yıldır her yıl aynı mevsimde oluşan günde 3 defa tekrar eden, yüzün sol yarısında ve otuzar dakika süren başağrısı ve göz yaşarması, beraberinde de ağrı esnasında burun akıntısının eşlik etmesi şikayetleri ile nöroloji polikliniğine başvuruyor.



40. Kırk üç yaşındaki tip 2 diyabetik erkek hasta şuuru kapalı koma tablosunda acile getiriliyor. Travma öyküsü saptanamayan hastanın kraniyal görüntülemesinde yer kaplayan kitleye rastanılmıyor ve beyin sapında hasar tespit edilemiyor. Hastaya vestibulokalorik test planlanıyor. Bu hastanın sağ dış kulak yoluna soğuk su lavajı yapıldığında gözlerde saptanacak hareket aşağıdakilerden hangisi ile uyumludur?



Doğru cevap: C



Aşağıdakilerden hangisi bu hasta için en olası tamdır? A) Oftalmoplejik migren B) Histaminerjik başağrısı C) Gerilim tipi başağrısı



A) Aynı tarafa deviasyon B) Karşı tarafa deviasyon C) Aynı tarafa nistagmus D) Karşı tarafa nistagmus E) Gözlerde hareketsizlik Hastada, muhtemelen tip II diyabete bağlı diyabetik ketoasidoz gibi metabolik bir koma mevcuttur. Hastada beyin sapının sağlam olduğu özellikle vurgulanmış... Okülosefalik refleksle alınan cevaplar şüpheli olduğunda veya boyunun hareket ettirilmesi sakıncalı olduğunda (kafa travması, servikal, spinal travma) kalorik testte (okulovestibuler refleks) aynı tür bilgiyi verir. Dış kulak yoluna kateterle 10 cc. buzlu su enjekte edilir. Beyin sapı sağlamsa aynı tarafa gözlerin konjuge deviasyonu gözlenir. Doğru cevap: A



D) Tümöre bağlı baş ağrısı E) Paroksismal hemikrania Baş ağrısı ve tiplerinin vazgeçilmezlerdendir...



ayırım ı



TUS



için



Paroksismal hemikrania daha çok kadınlarda küme benzeri baş hareketleri ile artan indometazine duyarlı başağrısıdır. Gerilim tipi baş ağrısı oksipital bölge kaslarındaki gerilime bağlı zonklayıcı baş ağrısıdır. Burada zorlayıcı şık oftalmoplejik migrendir ancak oftalmoplejik migrende midriazise pitozis ve diplopi eşlik eder. Küme tipi (histaminerjik) baş ağrısı genelde orta yaş erkeklerde düzenli aralıklarda ortaya çıkan başağrısıdır midriazis ağrı sırasında artan sempatik stimülasyona bağlıdır. Ağrıya lakrimasyon eşlik eder



3



-



Erkeklerde daha sık görülür.



-



Karakteristik olarak kısa, zonklayıcı olmayan 2 saatden daha kısa süren ağrı



-



Daima tek taraflıdır ve genellikle aynı tarafda görülür.



-



Haftanın ve ayın belirli günlerinde gece ve gün içinde aynı saatlerde tekrar eder.



-



Gözün arkasında basınç ve burnun yan tarafında yanma hissi ile başlar.



-



Tek taraflı konjuktival batmalar, lakrimasyon, nazal akıntı eşlik edebilir



-



Özellikle alkol ve vazodilatasyon yapan ilaçlar atağı tetikleyebilir.



-



Ergotamin, kafein ve narkotiklerin kullanımından sonra çekilme sendromu olarak gözlenebilir.



-



Ağrıda sumatriptan ve % 100 oksijen inhalasyonu verilir.



-



Profiklaside en çok tercih edilen verapamil dir.



-



Atak başlangıcında uygulanan steroide dramatik cevap vardır.



-



Lityum tedavide alternatifdir.



A. SEREBRİ ANTERİOR -



Başlangıcından hemen sonra anterior komunikan arterle birleşir.



-



Bu seviyenin proksimalindeki lezyonlar diğer tarafdan olan kan akımı nedeniyle iyi tolere edilir.



Ancak distalindeki tıkanıklılar; -



Karşı taraf alt ekstremitede güçsüzlük **TUS**



-



Kortikal duyu kaybı



-



Sfinkter kusuruna neden olur.



Akinetik mutizm: -



Bilateral frontal lop enfarktı



-



İstemli hareket, konuşma, emosyonel ifadeler tamamen ortadan kalkar.



-



Bilateral ant. serebral arter tıkanıklığında görülür.



Doğru cevap: D 44. On sekiz yaşındaki bayan hasta 6 aydır devam eden başın arka kısmında zonklayıcı baş ağrısı şikayeti ile nöroloji polikliniğine geliyor. Hikâyesinden ağrıya, sol gözünde geçici görme kaybının ve denge bozukluğunun eşlik ettiği anlaşılıyor. Yukarıdaki hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?



Doğru cevap: B A) Auralı migren 43. Elli yedi yaşındaki kadın hasta sol bacakta kuvvet ve his kaybı, idrarını kaçırma şikâyeti ile acil servise başvuruyor. Fizik muayenesinde sol alt ektremitesinde daha belirgin güç kaybı izleniyor. Tam kan sayımı, rutin biyokimya analizi ve vital bulguları normal bulunuyor. Hastada serebrovasküler olay düşünülüyor. Bu hastada aşağıdaki yapılardan etkilenme olasılığı §n yüksektir?



B) Klasik migren C) Baziller migren D) Oftalmoplejik migren E) Retinal migren Orta derece zorlukta bir vaka sorusu E şıkkına dikkat!



hangisinin



A) Sol orta serebral arter B) Sağ orta serebral arter C) Sol anterior serebral arter D) Sağ anterior serebral arter E) Bazitler arter SVO’da etkilenen damar ve semptomu iyi bilinmeli... Orta serebral arter oklüzyonlarında kontralateral üst ekstremitede daha belirgin güç ve his kaybı izlenir ayrıca etkilenen hemisfere bağlı afazi yada ihmal fenomeni izlenir. Soru bir anterior serebral arter sorusudur anterior serebral arter interhemisferik sulkusa komşu motor korkteksi beslediği için daha çok bacakta güç kaybı izlenir yine lezyon deküssasyo piramidarumun üstünde olduğu için bulgular kontralateral gelişecektir.Baziler arter oklüzyonları kuadriparezi ve locked in tablosuna sebep olur.



En sık görülen migren tipi genel (aurasız) migrendir. Klasik dediğimiz auralı migrende ağrı öncesi duyusal halüsinasyonlar gözlenir bunlardan da en sık gözleneni sintilasyon skotomudur. Oftalmoplejik migrende 3, 4, 6. kranial sinirler etkilenir, midriazis, diplopi ve pitozis mevcuttur. Retinal migrende görme kaybı gözlenir ancak vestibüler fonksiyonlar normaldir. Yukarıda baziller tip migren tanımlanmıştır. Baziler migren -



En sık ergenlik çağındaki kızlarda olur



-



Tam körlük ve buna eşlik eden; Vertigo, ataksi, dizartri, tinnitus ve perioral parestezi ile başlar.



-



30 dakika süren zonklayıcı oksipital baş ağrısıdır.



Doğru cevap: C



NÖROLOJİ



CLUSTER TİPİ BAŞ AĞRISI (KÜME TİPİ - HİSTAMİNERJİK BAŞ AĞRISI)



14



NOROLOJI



45. Otuz beş yaşındaki kadın hasta başın bir yarımını tutan, boyun hareketleri ile ağırlaşan, indometasine cevap veren baş ağrısı şikâyeti ile nöroloji polikliniğine başvuruyor. Bu hastadaki baş ağrısı tipi aşağıdakilerden hangisidir? A) Migren



Hasta burada dekortikasyon rijiditesi göstermiştir. Dekortikasyon rijiditesinde üst ektremitede fleksör kaslarda, alt ekstremitede ekstansör kaslarda tonüs artışı izlenir. Deserebrasyon rijiditesinde ise bütün ekstremitelerde ekstansör tonüs artışı mevcuttur. "Glasgovv koma skorlaması" başlıklı tabloya bakınız. 2+3+3=8



B) Küme tipi baş ağrısı C) Analjezik çekilme ağrısı



Doğru cevap: C



D) Paroksismal hemikrania E) Gerilim tipi baş ağrısı Her an soru gelmesi muhtemel bir konu. Soru beklediğimiz bir baş ağrısı tipi. Boyun hareketleri ile ağrının artışı ve indometazine cevap vermesi kronik paroksismal hemikrania için tipiktir.



47. Yirmi yedi yaşında bayan hastada papiller tiroid karsinomu nedeni ile yapılan boyun disseksiyonu sonucu ortaya çıkan sağ hipoglossal sinirin infranükleer lezyonunda aşağıdaki bulgulardan hangisinin olması beklenir? 1. II.



KRONİK PAROKSİSMAL HEMİKRANİA -



Tek taraflıdır, 1 saatten kısa sürer



-



Kadınlarda sık, küme benzeri (Göz yaşarması, konjuktiva hiperemisi, rinore)



-



Boyun rotasyonu ve fleksiyonu ağrıyı artırır



-



İndometasine cevap çok tipiktir



B) l-IV D) l-lll



A) ll-IV C) ll-lll E) lll-IV



Atrofi ve fasikülasyon alt motor nöron hastalıklarıda gözlenen bir bulgudur.



46. Acil servise ense sertliği, şiddetli baş ağrısı ve bulantı kusma ile getirilen hasta sözlü uyaranlara anlamsız seslerle cevap veriyor, gözlerini sesli uyaranla açan hasta ağrılı uyarana üst ekstremitede fleksiyon alt ekstremitede ise ekstansiyon hareketi ile cevap veriyor. Yukarıdaki hastanın glasgovv koma skoru kaçtır? B) 5



III. Dilin sol yarısında hemipleji IV. Dilde fasikülasyon



Sürekli karıştırılan bir konu lütfen şıklara dikkat.



Doğru cevap: D



A) 3



Dil dışarıda iken sağa deviasyon Dil dışarıda iken sola deviasyon



C) 8



D) 10



HIPOGLOSSUS FELÇLİ HASTAYA YAKLAŞIM -



Santral felç (supranükleer lezyon) V Karşı tarafa deviye S Atrofi, fasikülasyon yok



-



Periferik (intra ve infra nüklear) felç v' Dii lezyon tarafına deviye olur



E) 11



Her TUS’ta beklediğimiz bir konu komadaki hastaya yaklaşım ve Glasgovv koma skoru.



•S Atrofi ve fasikülasyon var Doğru cevap: B



Glasgovv koma skorlaması 1- 4



Gözler



1



Hiç açılmıyor



Verbal Cevap



1-5



Motor cevap



Cevapsız



1



Cevapsız Deserebrasyon jiditesi



r



I '6 1



2



Ağrılı uyaranla açılıyor



2



Anlaşılmaz sesler



2



Sesli uyaranla açılıyor



3



Uygunsuz kelimeler



3



Dekortikasyon rijiditesi



3



Spontan



4



Dezoryante



4



Fleksör toplanma



4



Oryantasyon normal



5



Ağrıyı localize etme



5



Normal motor cevap



6



13-15 puan 9-12 puan 8 puan ve altı 3 puan



: Minör Kafa Travması : Orta derecede Kafa Travması : Ağır Kafa Travması olup komayı ifade eder : En kötü durumdur



49. Travma sonrası şuur kaybı gelişen hastanın sağ gözünde pupiller dilatasyon izleniyor. Sağ gözde ışık refleksi izlenmeyen hastada sol tarafta babinsky (+) izleniyor. Yukarıdaki klinik tabloyu aşağıdakiierden hangisi en ivi açıklar?



Bu hasta için en olası tanı aşağıdakiierden hangisidir?



A) Aksiyel herniasyon A) Kavernöz sinüs trombozu



B) Sol subfalksiyan herniasyon C) Sağ subfalksiyan herniasyon



B) Tolosa - Hunt sendromu C) Myastenia gravis D) Multipl skleroz E) İnternükleer oftalmopleji



D) Sağ unkal herniasyon E) Sol unkal herniasyon Tipik bir unkal herniasyon sorusu



Daha önce TUS’ta sorulmamış her an çıkabilecek bir konu başlığı... Tolosa-Hunt sendromu kavernöz sinüsün idiopatik inflamasyonu olup ağrılı oftalmopleji ile gider. Kavernöz sinüsteki ve sinüse komşu tüm kranial sinirler etkilenebilir. Hastamızda abdusens tutulumu mevcuttur buna bağlı dışa bakış kısıtlıdır. Kavernöz sinüs trombozunda etkilenen sinüste kontrast madde tutulumu beklenmez çünkü o sinüse kan akımı durmuştur ayrıca hastada ateş tariflenmiyor. internükleer oftalmopleji, medial longitüdinal fasikül tutulumuna bağlı horizontal bakış koordinasyonun bozulduğu (3 ve 6. Kranial sinirler) bir kliniktir daha çok multipl sklerozda gözlenir. MS ve myastenia gravis’te kavernöz sinüs tutulumu beklenmez.



Temporal lobun unkusu hernie olunca ipsilateral 3. Kranial sinire bası yapara yani midriazis ile herniasyon aynı yöndedir. Beyin sapın olna bası nedeniyle 1. Motor nöron bulguları kontralateral vücüt yarısında beklenir. Subfalksiyan heriasyonda anterior serebral arter bulguları izlenir.



BEYİN FITIKLANMASI (HERNİASYON) SENDROMLARI SUBFALKSİAN HERNİASYON -



Parietal loptaki lezyonlar, falks serebri altından beyni karşı tarafa iter.



-



Singulat gyrus karşıya geçer



-



Anterior serebral arter bası altında kalır.



TONSİLLER HERNİASYON



"Soru 48” başlıklı şekile bakınız.



Doğru cevap: B r



Soru 48



Serebellar tonsillerin foramen magnumdan fıtıklaşması ile olur.



NÖROLOJİ



48. Son altı aydır sol gözde göz hareketleri ile ortaya çıkan ağrı, dışa bakış kısıtlılığı ve çift görme şikayetleri olan hastanın yapılan radyolojik incelemesinde sol kavernöz sinüste genişleme ve kontrast madde ile etkileşim saptanıyor.



-



Beyin sapı basısı yaparlar.



-



Ani şuur kaybı, ani solunum kaybı, ani intermittant opistetanus olur.



-



Ense sertliği, öğürme ve öksürük reflekslerinin kaybı görülür, 2. Kranial sinir basıya uğrar.



-



En sık serebellar tümörlerde olur.



TRANSTENTORİAL HERNİASYON -



Lateralde yerleşmiş bir supratentorial kitle, tentorium açıklığından uncus ve hipokampusu itebilir. Aksial (santral) ve uncal herniasyon olarak ikiye ayrılır.



-



Komalı hasta, beyin sapı sağlam **TUS** K Nistagmus kaybolur, (sıcak ve soğuk suda) K Gözler soğuk su verilen kulağa deviye olur. .



-



Beyin sapı lezyonlarında K Göz hareketleri etkilenmiş ve kaybolmuştur.



Doğru cevap: A 51. Bilateral ekzoftalmusu, kemozisi, oftalmoplejisi, ateşi ve başağrısı olan bir hastada ne düşünürsünüz? A) Retinoblastom



UNCAL HERNİASYON (LATERAL TRANSTENTORİAL FITIKLANMA) -



En sık herniasyon çeşidi



-



Supratentorial kitleler neden olur



-



Posterior serebral arter, 3. Kranial Sinir bası altında kalır



C) Orbital selülit



B) Temporal lob absesi



D) Kavernöz sinüs trombozu E) Preseptal selülit



Bulguların bilateral olmasına dikkat.... Sinüs cavernozus trombozu:



-



Lezyonun karşı tarafında piramidal irritasyon bulguları ve hemiparezi gelişir.



-



Daha sonra asendan retiküler aktive edici sistem etkilenir ve bilinç bozukluğu ortaya çıkar.



Orbitanın ve yüzün venöz kanını boşaltan damarlar boyunca doğrudan yayılan enfeksiyon nedeniyle meydana gelmektedir. Bu tromboz çoğu zaman orbitadaki selülite veya yüzün orta bölümlerindeki piyojen bir deri enfeksiyonuna sekonder olarak gelişir. Hastada ekzoftalmi; papil ödem; başağrısı ve konvülziyonlargibi ağır serebral semptomlar ve septik ateş eğilimi vardır.



-



Basının devam etmesi duret kanamalarına yol açar. Bu aşama geri dönüşümsüzdür.



Prognoz kötüdür. Antibiyotiklerle sistemik tedavi, intravenöz sıvılar ve yatak istirahati verilir.



-



İlerleyen dönemde beyin sapı karşı tentoryum kenarında sıkışır ve lezyonla aynı tarafta hemiparezi yapar (Kernohan belirtisi).



3, 4, 6 ve 5. kranial sinirin oftalmik dalı tutulmuştur.



İpsilateral midriazis gelişir.



Doğru cevap: D Doğru cevap: D 50. Beyin sapı sağlam olan komadaki bir hastanın sağ kulağına soğuk su lavajı yapıldığında gözde ne olur?



52. Yetmiş yaşında bir erkek hasta, 4 gün içinde yavaşça ilerleyerek yerleşen simetrik bir kuadriparezi nedeniyle getiriliyor. Duyu muayenesi normal olan hastanın refleksleri alınamıyor ve iki yanlı fasiyal parezisi olduğu saptanıyor.



A) Aynı tarafa deviasyon



Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?



B) Karşı tarafa deviasyon C) Aynı tarafa nistagmus



A) Gullian-barre sendromu



D) Karşı tarafa nistagmus E) Gözlerde hareketsizlik



B) Servikal medulla basısı C) Pons hematomu



Vestibulo-okulpr refleks her zaman b ir soru kaynağıdır... Okulovestibuler, refleks (kalorik testler) -



Her bir kulağa soğuk ve sıcak su verilir.



-



Sağlıklı kişide: (COWS) K Soğuk su verince gözler önce su verilen kulağa kayarlar (deviye olur).



D) Atlanto axial subluksasyon E) Baziller arter trombozu Guillian - Barre (Akut idiyopatik polinöropati) -



Akut veya subakut seyreden etyolojisi bilinmeyen bir polinöropatidir.



-



Vakaların yarısında semptomlardan 1 ay önce üst solunum yolu veya gastrointestinal sistem enfeksiyonu yada cerrahi girişim veya aşılanma öyküsü mevcuttur.



-



Başta duyusal semptomlar hakimdir.



K Hemen ardından karşı kulağa vuran nistagmus başlar. (Cold opposite) K Sıcak su verilince aynı kulağa vuran nistagmus olur. (Warm Same)



17



İlerleyen dönemlerde distalde başlayıp asendan ilerleyen paraliziler olur.



-



Şiddetli vakalarda solunum ve bulber kaslar tutulur, 1/3 vakada mekanik ventilasyon gerekebilir.



-



Fasial dipleji oluşabilir.



-



Vakaların %30'unda trakeostomi ve ventilatör gerekir.



-



Nadir olarak papil ödemi görülebilir ve çok artmış BOS proteini ile birlikte olur (>200 mg/dl).



-



Otonomik tutulum olursa taşikardi, idrar retansiyonu ve kan basıncı dalgalanmaları olur.



-



Hastalığın mortalitesi %10 dur.



Doğru cevap: C



-



Tanı: Çoğu vakada BOS da protein artmıştır ancak hastalığın başlangıcından 2-3 hafta sonraya kadar normal olabilir.



54. Aşağıdaki hastalıklardan hangisi BOS proteininde artışa sebep olmaz?



-



İndometasin: migrende kullanılabilir ama asıl olarak paroksismal hemikrania ağrısında işe yarar. Triptanlar, seratonin reseptör agonistidir ve günümüzde migrende akut ağrıda en iyi seçenektir. Sık kullanılması baş ağrısını artırabileceğinden önerilmez. Sadece ağrı sırasında alınmalıdır. Profilakside kullanılmaz. Ergotamin, migrende tercih edilen bir ilaçtır. Vazokonstruktör etkisinden dolayı hipertansif hastalar kullanamazlar.



BOS gammaglobulin fraksiyonu artar.



A) Guillain - Barre sendromu B) Psödotümör serebri



-



Tedavi: Esas tedavi destekleyici tedavidir.



C) Karsinomatöz menenjit



-



Steroidlerin faydası gösterilememiştir.



-



Plazmaferez ilk tercihtir. İntravenöz insan IgG (IV Ig) iyileşmeyi hızlandırır.



-



Duysal yakınmalar genel olarak daha geri plandadır ve ekstremite uçlarında parestezi ya da nadir olmayarak sırt, bel ve bacak ağrıları şeklindedir.



53. On yıldır her Haziran veya Temmuz ayında başlayıp 2 ay devam eden baş ağrısı atakları olan 45 yaşındaki kadın hastanın bu dönemlerinde ağrıları günde 10 kez olmakta ve 15 dakika sürmektedir. Her seferinde sol baş yarımında, aynı zamanda sol gözünde yaşarmanın ve sol yanda burun tıkanıklığının eşlik ettiği bu ağrıları için bir kez maske ile oksijen solutulmuş ve ağrı 2 dakikada geçmiştir Bu hastada en etkin akut tedavi aşağıdakiler hangisidir?



C) indometasin



E) Spinal kord basısı Bir çok kez noroloji board sınavında sorulmuş güzel bir soru.... BOS sıvısında Proteini artıranlar 1. Menenjitler (Karsinamatöz menenjit dahil, viral menenjit hariç) 2. Kanlı BOS (subaraknoid ve intraventrikuler kanama)



Doğru cevap: A



A) Verapamil



D) Tüberküloz menenjit



3. Medulla spinalis basısı 4. Guillain-barre sendromu 5. Diyabetik radikulonoropati 6. Miksödem BOS sıvısında proteini azaltanlar 1. Daha önceki LP’ye bağlı BOS sızıntısı 2. Travmatik dural fistül sızıntısı 3. Psödotümör serebri (normalde kalabilir)



B) Asetaminofen D) Sumatriptan E) Ergotamin



Anlatılan vaka özellikle cinsiyetinin kadın olması ve kümeye benzer şikayetlerinden dolayı epizodik paroksismal hemikrania’dır. Sumatriptan migrende en etkin akut tedavidir. Ancak vaka migren hastası değildir. Paroksismal hemikrania’nın en önemli özelliklerinden biri indometasine tipik olarak cevap veren ağrı olmasıdır. Soru aslında tedaviyi sorgular gibi görünsede indometasinle geçen ağrının tanıda da çok yeri vardır. Verapamil bir çok ağrıda profilakside verilebir. Özellikle küme baş ağrısında profikaside ilk tercih ilaçdır.



Doğru cevap: B 55. Altmış beş yaşında bir erkek hastanın 9 aydır bacaklarında güçsüzlük vardır. 2 aydır da kollarında güçsüzlük gelişmiştir. Yakın zamanda yutma sorunu ile birlikte sesi kalınlaşmış ve kilo kaybetmiştir. Yapılan kas biyopsisinde denervasyon atrofısi saptanmıştır. Hastada duyu bozukluğu yoktur. Bu hasta için hangisidir?



en



olası



A) Amiyotrofik lateral skleroz B) Guillain-Barre sendromu C) Devic hastalığı D) Sağ paryetal meningiom E) Multipl skleroz



tam



ağıdakilerden



NOROLOJİ



Asetaminofen yan etkisinin çok az olmasından dolayı osteoartrit dahil bir çok ağrının tedavisinde ilk seçenektir.



-



Hastanın bulgularının progressif ve motor bulgular olduğuna dikkat edelim....



-



En sık görülen trigeminal nevralji iyi tanınan bir tablodur ve ayırıcı tanıda genelde problem yaratmaz.



-



Trigeminal nevralji tek taraflı, kısa şimşekvari ağrılar ile karakterize, ani başlayıp ani sonlanan ve trigeminal sinirin ikinci veya üçüncü dalının dağılım alanı ile sınırlı (birinci dalda %5) bir durumdur.



-



Ağrı genelde yüz yıkama, traş olma, sigara içme, konuşma ve/veya diş fırçalama (tetik faktörler) gibi uyaranlarla ortaya çıkabildiği gibi, sıklıkla spontan da olabilir.



-



Tedavide analjezikler etkisizdir, altın standart olarak karbamazepin kabul edilir.



-



Gabapentin, pregabalin gibi diğer bazı epilepsi ilaçları da yanıtsız olgularda ek olarak kullanılır.



-



Çok az sayıda dirençli olguda sinirin sıkıştığı bölgeyi rahatlatmaya yönelik cerrahi girişim yapılabilir.



Amyotrofik lateral skleroz (ALS) Ünlü fizikçi Stephan Havvking bu hastalığa yakalanmış ünlülerdir. -



Ön boynuz ve piramidal yol birlikte tutulur.



-



Amyotrofik lateral skleroz lateral kordon alt ön boynuz motor nöronunu tutar. **TUS**



-



% 20 hastada başlangıç semptomu bulber kasların zayıflığı ile ilişkilidir.



-



Bulber tutulum yutma, çiğneme, öksürme .nefes alma ve konuşma güçlüğü ile ortaya çıkar.



-



Muayenede düşük yumuşak damak, azalmış öğürme refleksi, azalmış tükürük ve DİL FASİKÜLASYONLARI görülür.



-



Üst ve alt ekstremite kaslarında zayıflık % 40 hastada mevcuttur.



-



Muayenede sensorial defisit yoktur. Ekstraoküler kaslar ve sfinkter tutlumu yoktur.



-



Riluzol, mortaliteyi geciktirebilir. Progresif seyreder ve 3-5 yıl içinde ölüm gelişir.



-



En sık ölüm akciğer infeksiyonları nedeniyledir.



Doğru cevap: B 57. Otuz beş yaşında bir kadın hasta yeni başlayan çok şiddetli baş ağrıları nedeniyle başvuruyor. Hastada analjeziklere cevap vermeyen, bulantı, bazen kusma ve kulak çınlamasının eşlik ettiği, ayağa kalkınca şiddetlenen, yatmakla hafifleyen bilateral baş ağrısı vardır. Aşağıdakilerden hangisi bu hastanın şikâyetleri ile uyumludur?



Bulbar tutulum ekstremitelerde sınırlı olana göre daha kötü seyreder. -



A) 6. kraniyal sinir felci



ALS’de papil ödemi olmaz..



B) Beyin omurilik sıvısı açılış basıncı 250 mmH20 C) Görüntülemede incelmiş ventriküller



*** Kas fasikülasyonlarımn en sık gözlendiği hastalık am yotrofik lateral sklerozdur. **TUS**



D) Difüzyon magnetik rezonans yaygın intensite artışı



*** ALS de duyu kusuru **TUS**, ekstraoküler kas tutulumu ve sfinkter Doğru cevap: A



E) Beyin omurilik sıvısı basıncının ölçülemeyecek kadar düşük olması TUS’ta beklediğimiz bir soru...



56. Elli dört yaşında bir kadın hasta epizodik baş ağrısı yakınmasıyla başvuruyor. Hasta 6 aydır sağ kulağının içine yayılan ani yanıcı, şiddetli ve 1-2 dakika süren, gün içinde tekrarlayan, konuşurken veya yemek yerken başlayabilen ağrıları olduğunu belirtiyor. Nörolojik muayene ve magnetik rezonans incelemeleri normal bulunan hastanın tedavisinde ilk tercih edilmesi gereken ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Valproik asit C) Naproksen sodyum



B) Karbamazepin D) Amitriptilin



E) Gabapentin Ağrının tetiklenebilir olmasına dikkat edelim... Kranyal Akut Nevraljiler: -



görüntülemede



Baş ve boyun ağrısı trigeminal, intermedial, glossofaringeal, vagal, oksipital sinirler aracılığı ile ve üst servikal köklerin afferent lifleri tarafından taşınır



LUMBAL PONKSİYON AĞRISI -



LP hikayesi olan hastalarda tipik olarak yatınca düzelen başağrısıdır



-



İşlemden 24-48 saat sonra ortaya çıkar ve 4-5 gün devam eder. *** Yatınca düzelen, ayakta oluşan ağrı —>düşük basınç baş ağrısı, intrakranial hipotansiyon



Doğru cevap: E 58. Maküler görmenin korunduğu homonymous hemianopsia’da aşağıdakilerin hangisinde lezyon olduğu düşünülmelidir? A) Kontralateral radiatio optica’nın üst liflerinde B) Kontralateral corpus kaudal bölümünde



geniculatum



laterale’nin



C) Kontralateral arteria cerebri posterior’da tıkanma D) Kontralateral colliculus superior’un merkezinde E) Kontralateral Meyer lupunda



Posterior serebral arter tıkanıklıklarından çok soru gelir...



POSTERİOR SEREBRAL ARTER OKLÜZYONU



60. Yetmiş yaşında hipertansif erkek hasta sağ gözde 1 gün içinde yerleşen görme kaybı yakınması ile gelmiştir. Muayenede sağda görme keskinliği azalmış ve renkli görmesi bozulmuştur. Biyokimyasal incelemelerinde eritrosit sedimentasyon hızı 84 mm/ saat bulunmuştur.



-



Baziller arterin terminal dallarıdır.



-



Karşı taraf homonim hemianopsi (makuler görme korunur)



-



Orta beyin seviyesinde tıkanıklar oküler anomalilere sebep olur.



A) Optik nörit



-



CN 3 felci, internüklear oftalmopleji, gözlerin vertikal deviasyonu görülür **TUS**



C) Arteritik iskemik optik nöropati D) Toksik optik nöropati



-



Oksipital lobu etkileyen tıkanıklıklarda hasta anomik afazi (nesneleri isimlendiremez)



E) İnfiltratif optik nöropati



-



Agrafisiz aleksi, visuel agnozi, görme alanının sol tarafında cisimleri tanıyamama



-



Bilateral tıkanıklık, kortikal körlüğe yol açar.



Bu hastada ijk akla gelen tam hangisidir?



B) Nonarteritik iskemik optik nöropati



Sedimentasyon hızının yüksekliği Temporal arteriti akla getirmelidir...



ANTERİOR İSKEMİK OPTİK NÖROPATİ 1. Arteritik anterior iskemik nöropati:



Doğru cevap: C 59. On sekiz yaşında bir kadın hasta 3. ventrikülü bastırıp hidrosefaliye neden olan kraniofarenjiyom nedeniyle ameliyat ediliyor. Ameliyattan sonra hastanın şuurunun açık olduğu fakat konuşmadığı, hareket etmediği, odasına giren çıkan kişileri yalnızca gözleriyle takip ettiği görülüyor. Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Abulia B) Locked-ln sendromu



-



Temporal arterit ve SLE de görülür



-



Tedavide steroid kullanılır



2. Non-arteritik anterior iskemik nöropati: Hipertansiyon ve diabette sık -



Steroid faydasız



Doğru cevap: C 61. Aşağıdakilerden hangisi mononevritis multipleks tablosunda jjk olarak akla gelmelidir? A) Botulizm



C) Persistant vejetatif durum D) Akinetik mutizm



Abulia: N. caudatus veya anterior singulat girusun unilateral lezyonlarında görülür. Spontan aktivite ve konuşma azalmıştır. Uyaranlara ve sorulara verilen cevap süresi uzamıştır. Bir işi sürdürme yeteneği azalmıştır. Akinetik mutizm: N. caudatus veya anterior singulat girusun iki yanlı lezyonlarında görülür. İstemli hareket, konuşma ve emosyonel ifadeler tamamen ortadan kalkmıştır. Hastanın gözleri açıktır ve uyanık görünümdedir. Locked-in sendromu: Baziller arter tıkanıklıklarında olur. Hasta konuşamaz, bilinci açıktır. Hareketsizdir. Sadece vertikal göz hareketleri vardır. Laterale bakış kısıtlıdır. Persistan vejetatif durum: Hastanın bilinci kapalıdır. Uyku uyanıklık siklüsleri vardır. Doğru cevap: D



D) Alkolizm E) Üremi



E) Akut bilateral subdural hematom Birbirine çok benzeyen bu klinik tabloları ayırt etmek gerekir...



B) PAN



C) Thiamin eksikliği



Seçeneklerde diabet olmadığına dikkat etmek gerekli... Mononöropati multiplekste -



Aynı hastalık süreci, periferik sinirleri farklı zamanlarda yerleşen multip odaklar şeklinde etkiler.



-



En tipik örneği PAN ve Churg-Strauss allerjik granülomatozisidir.



-



Vaso Nervorumları etkileyen hastalıklarda görülür.



Mononöropati multipleks nedenleri -



Poliarteritis nodosa



-



VVegener granulomatozisi



-



Diyabet Kriyoglobulinemi



-



Sarkoidoz



-



Lyme hastalığı



-



HIV enfeksiyonu



-



Lepra



NÖROLOJİ



19



-



Sistemik lupus



-



Romatoid artrit



Bilgisayarlı tomografi



Doğru cevap: B 62. Yirmialtı yaşında erkek hasta, 3 hafta önce günler içinde yerleşen her iki gözde bulanık görme ve 1 hafta sonra gelişen bacaklarda güçsüzlük, idrar tutamama yakınması ile başvuruyor. Kraniyal MR incelemesi normal olan hastanın torakal MR incelemesinde 3 vertebra segmenti boyunca uzanan T2 hiperintens, kontrast tutan ve medulla spinaliste şişmeye neden olan lezyon görünüyor.



ilk diagnostik testtir.



-



Olaydan sonra, ilk 72 saat içinde çekilirse, vakaların %90'ından fazlasında pozitiftir.



Lomber ponksiyon -



Önce eritrokromik BOS İlerleyen saatlerde ksantokromik görünümlü BOS tipiktir.



Anjiografi



Bu olguda en olası tanı nedir? A) Behçet hastalığı



-



-



İlk 3 günde yapılmalı



-



Anevrizma veya arterio-venöz malformasyonun kesin tanısını sağlar.



B) Multipl skleroz



C) Santral pontin myelinozis D) ADEM E) Nöromiyelitis optika



Doğru cevap: A 65.



Multipl skleroz seçeneğine dikkat etmek lazım...



Bilinç bozukluklarında görülen en iyi ve en kötü prognozlu solunum tipleri hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?



DEVİC HASTALIĞI (NÖROMYELİTİS OPTİCA) -



Optik nörit ve spinal kordun transvers myelitinin birlikte görüldüğü durumdur.



-



Başlangıç bulgusu iki taraflı görme kaybıdır.



-



Klasik olarak, akut m.spinalis lezyonları, yaygın şişme ve yumuşama gösterir.



1. Cheyne-Stokes solunumu 2. Santral nörojenik hiperventilasyon 3. Apnöstik solunum 4. Küme solunumu 5. Ataksik solunum A) 1,2 B) 1, 5 C) 2, 3 D) 2, 4 E) 3, 5



Doğru cevap: E 63. Bilateral optik nöropati ve paraparezi ile başvuran 27 yaşında kadın hastada BOS’da negatif oligoklonal band, kranial MRI normal saptanmıştır. Tanıda aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir?



Komadaki hastada solunum tipleri daha önce TUS’ta soruldu... Komalı Hastada Solunum Tipleri Solunum tipi



Lezyon yerleşimi



Cheyne-stokes solunumu



Bilateral hemisfer



C) Nöromyelitis optika D) ADEM



Santral nörojenik Hiperventilasyon



Mezensafalon-üst pons



Apnöstik solunum



Orta-alt pons seviyesi



E) Balo’nun konsantrik sklerozu



Ataksik solunum (Biot solunumu)



Bulbus (kötü prognoz)



A) Santral pontin myelinolizis



B) Sistemik lupus eritamatozis



Doğru cevap: C Doğru cevap: B 64. Otuz yaşında bir kadın hasta; ani başlangıçlı şiddetli baş ağrısı, bulantı ve kusma şikayeti ile başvuruyor. Bunun hayatında yaşadığı en şiddetli baş ağrısı olduğunu ifade ediyor. Ağrı başlangıcından 6 saat sonra yapılan muayenesi ve çekilen beyin BT’si normal olan hastaya öncelikli olarak aşağıdakilerden hangisini yapmak en uygundur?



66.



Hangisinde Horner sendromu gözlenmez? A) Akciğer tümörü B) Karotis diseksiyonu C) Hipotalamus hasarı D) Lateral medüller sendrom E) Posterior komünikan arter anevrizması



A) Lomber ponksiyon B) Beyin MR görüntüleme



Horner sendromuna yol açan tabloları bilmek için sempatik sistemin anatomisi bilinmelidir...



C) Konvansiyonel anjiyografi D) Ağrı kesici yapıp cevabını beklemek E) Bir gün sonra beyin BT kontrolü



“Soru 66” başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: E



Subaraknoid kanamada tam yöntemlerinin sırası sorulmuş... Tanı yöntemleri sırasıyla...



Levator palpebrae superior muscle



Superior tarsal plate Short ciliary nerves jdilator pupillae mttşcle



internal artery



To sweat gfancfc / blood vesseels (vasoconstriction)



Long ciliary nerves Constrictor pupillae muscle



Superior cervical ganglion



Dilator pupillae muscle



carotıd



Intermediolateral celi column



cervical



Gray ramus communicans VVhite ramus communican Spinal nerve (T1)



Cervicotradc (stellate) ganglion (fussed inferickcervical + T 1 ganglion) \ i m T2 ganglion



\



1 st nb



Soru 66



67.



Optik nörit öyküsü olan bir hasta gözündeki görme probleminin ateşli olduğu dönemlerde kötüleştiğini ifade ediyor.



Multipl sklerozu düşündürmeyen klinik tablolar -



10 yaşından önce 60 yaşından sonra başlangıç



-



Periferik sinir sisteminin tutulması



-



Hemianopsi



-



Rijidite, sabit distoni



epizodları



-



Afazi, apraksi, agnozi, aleksi, ihmal (“neglect”) gibi kortikal bulgular



alevlenme



-



Erken demans



Bu durumun en olası klinik açıklaması nedir? A) İskemiye bağlıdır B) Hastanın yakınmaları psikosomatiktir C) Hasta rekürren optik nörit geçirmektedir D) Ateş ve görme rastlantısaldır



kaybındaki



E) Ateş, varolan demyelinizan hasarın alevlenmesine neden olmaktadır Multipl skleroz düşündüren bulgular farklı bir şekilde TUS’ta sorulmuştu... Multipl sklerozu düşündüren klinik tablolar -



15-50 yaşlar arasında başlama



-



MSS’de çok sayıda odağın etkilenme bulguları



-



Optik nöropati Lherm itte bulgusu: Baş fleksiyonda iken vertebradan aşağıya inen elektrik çarpma hissi.



Doğru cevap: E 68.



Hangisi Parkinson hastalığında görülen bulgu değildir? A) Bradikinezi B) Rijidite C) Sustalı çakı belirtisi D) Antefleksiyon postür E) Bradimimi



Parkinson hastalığı ekstra-piramidal sistem hastalığıdır. Sorularda yanlış seçenek tipik olarak PİRAMİDAL SİSTEM bulgularından seçilir...



-



İnternükleer oftalmopleji



Sustalı çakı belirtisi: Spastisitenin tipik muayene buşgusudur. Spastisite piramidal yol hasarından görülür.



-



Yorgunluk



Önemli bulgular



-



Vücut ısısının artmasıyla kötüleşme: Uhtoff belirtisi



1.



İstirahat tremoru (para sayar şekilde)



NOROLOJI



Superior tarsal muscle' (Müller’s muscle)



2. Dişli çark rijiditesi,



70. Geceleri uykudan uyandıran, orta şiddette, bilateral 30-60 dakika süren, otonom belirtilerin olmadığı baş ağrısı yakınması olan 65 yaşındaki kadın hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?



3. Bradikinezi, 4. Postural instabilite 5. Postürel reflekslerin kaybı,



A) Küme başağrısı C) SUNCT



6. Göz kırpma oranında düşme, 7. Küçük adımlarla yürüme,



B) Paroksismal hemikrania D) Hipnik başağrısı



E) Aurasız migren



8. Hipovolemik ses,



Başağrılarında tipik klinik özellikler vardır. Bunları bilmek gerekir...



9. Yürüme tutulması, 10. Arkaya doğru düşme,



Hipnik başağrısının en tipik özelliği geceleri olmasıdır.



11. Fleksiyon postürü,



Küme Baş Ağrısı: Erkek, tek taraflı, gözde kızarma ve göz yaşarması var.



12. Okülojirik kriz 13. Ağızdan tükrük akması



Paroksismal hemikrania: Kadın, küme benzeri bulgular, tipik olarak indometazine dramatik cevap



14. Maske yüz Doğru cevap: C



SUNCT: Short Unilateral Nevraljiform Conjuktival Tearing, 69. Myastenia benzeri klinikoluşturabilendurumlardan hastalık - etyopatogenez eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır? A) Myastenia graves - otoimmun + postsinaptik B) Eaten Lambert presinaptik



sendromu



-



otoimmun



+



C) Konjenital myastenia - otoimmun + postsinaptik D) Botulizm - toksik + presinaptik E) Neonatal myastenia - otoimmun + postsinaptik



Trigeminal nevralji: Şimşekvari, diş fırçalama ile tetiklenebilir, tedavide karbamazepin Migren: Kadın, bulantı, kusma, fotofobi, sonofobi, hemikranial baş ağrısı, gıda intoleransı Doğru cevap: D 71. Beyin dokusunun 100 gramında dakikada kaç cc kan geçer?



Ayırıcı tanıyı yapabilmek için myastenia graves’e benzeyen hastalıkların patogenezini bilmek gerekir... Bu bilgiler sorularda vanlıs seçenek olarak sıkça kullanılır....



Myasetenia graves: -



Otoimmun, Post-sinaptil asetilkolin reseptörlerine karşı antikor... anti-AchR



-



Otoimmun, kas-spesifik kinaza karşı antikor (musclespecific kinase, MuSK).. Anti-MuSK (Tımoma yok, kötü prognoz)



Otoimmun, Presinaptik kalsiyum kanallarına karşı antikorlar



Penumbra: •



Kısa sürede geri dönüşümsüz hasarın görüldüğü, iskemik merkezin çevresinde bulunan, kan akımının azaldığı ancak kalıcı hasarın henüz meydana gelmediği bölgedir.







Penumbra bölgesinde nöronlarda elektriksel bir sessizlik vardır fakat henüz iskemik depolarizasyon gelişmemiştir. Buradaki nöronlar birkaç saat daha yaşayabilir ve kan akımı tekrar sağlanırsa kurtarılabilirler.



Herediter, Otoimmun değil, antikorlar yok



Botulizm -



Toksik, sinaptobrevini bloklayarak A ch’in boşalmasını engeller



Neonatal myastenia -



Annedeki Anti-AchR antikorların bebeğe geçerek bebekte geçici myasenia benzeri durum oluşturmasıdır.



Doğru cevap: C



D) 50 cc



Beyin parankiminin beslenebilmesi düzenli ve kesintisiz oksijen ve glukoza ihtiyaç vardır....



Konjenital myastenia -



B) 30 cc



C) 40 cc E) 60 cc



Eaton-lambert Sendromu: -



A) 20 cc



Glukoz ihtiyacı: -



İnsan beyni metabolik ihtiyacını karşılayacak olan enerjiyi diğer organlardan farklı olarak sadece glikozdan elde eder.



-



Glikoz kullanımı 100 gram beyin için dakikada 4.5 ile 7 miligram arasında değişir.



-



Beynin günlük glikoz gereksinimi 125 gramdır.



-



Sonuç olarak kendi oksijen ve glikoz rezervi düşük



23



Beyin için gerekli sabit oksijen ve glikoz, kardiyak debinin %15’ini oluşturan ve dakikada 800 mİ olan kan akımından karşılanır. Birim zamanda (dak) 100 gr beyin dokusundan geçen ortalama kan miktarı: 50 ml/100gr/dak (10-300 ml/100gr/ dak) Beyaz (20 ml/1 OOgr/dak) ve gri cevherde(80 ml/1 OOgr/dak) farklıdır. Debiyi etkileyen faktörler: 1. Yaşla azalmaktadır



Tipik nörolojik bulguları bilmekte fayda var... Spinal stenoz; spinal kanalın, lateral resesin ya da nöral foramenin kemik ya da yumuşak doku basısına bağlı daralmış olması seklinde tanımlanır. Spinal stenoz konjenital ya da edinsel olabilir. Konjenital stenoz: akondroplazi ya da diğer cüceliklerle birlikte görülür. Pediküller kısa olup, spinal kanal dardır. Kanal genişliğinin normal boyutları, mid-sagital çapın 11.5 mm olması yada kanal alanının 1.45 cm2’den büyük olması seklinde tanımlanır. Kanal çapının 10-13 mm arasında olması rölatif soinal stenoz. 10 mm’den az olması ise belirgin fabsolutef spinal stenoz olarak kabul edilir.



2. Ortalama arter basıncı....doğru orantılı



-



Lomber dejeneratif spinal stenoz, yavaş gelişen bir dejeneratif proses olduğundan şikayetlerin başlangıcı genellikle sinsidir ve yavaş gelişir.



-



Dejeneratif lomber spinal stenoz kadınlarda daha sıktır, sıklıkla 7. dekadda semptomatik olur.



-



En çok L3-L4 ve L4-L5 seviyesi etkilenir.



-



Bel ağrısı ve sertlik başlangıç şikayetleri olup zamanla belirginleşir ve günlük yasam kalitesini etkiler.



-



Spinal stenozun klasik bulgusu olan nörojenik klaudikasyon alt ekstremitede özellikle baldırda ağrı, uyuşma ve karıncalanma ile karakterizedir.



-



Hastalar tipik olarak lomber fleksiyonda rahatlar, ekstansiyonda yakınmaları artar. Bu artış, lomber ekstansiyon ile kanalın daralmasına bağlıdır.



-



Nörojenik klaudikasyonu olan hastalar genellikle lomber fleksiyonun arttığı, yokuş yukarı yürüme, alışveriş arabası ya da bisiklet kullanma gibi aktiviteleri daha rahat tolere ederler.



-



Motor muayenede en sık L5 sinir kökünden innerve olan ekstansör hallusis longus güç kaybı tespit edilir.



-



Düz bacak kaldırma testi negatifliği karakteristiktir.



3. Serebral damarların direnci (damar çapı, kan vizkositesi,damar şekli) ...ters orantılı Beyin kan akımı -



20-30ml/1 OOgr/dak nörolojik semptomlar başlar



-



16-20ml/1 OOgr/dak izoelektrik EEG ve uyarılmış potansiyellerde kayıp 10-12ml/1 OOgr/dak Na-K pompası disfonksiyonu ve sitotoksik ödem 10ml/1 OOgr/dak aşağısında irreversibl beyin hasarı, iskemi ortaya çıkmaktadır.



Doğru cevap: D 72. Aşağıdaklerden hangisi Parkinson hastalığının tanısında diğerlerinden daha az önemlidir? A) Bradikinezi



B) istirahat tremoru



C) Rijidite



D) Siyalore E) Postural instabilite



Akılda tutulması gereken Parkinson hastalığının tanısı klinik bulgular ile konulmasıdır.... Genel olarka 4 majör bulgu olduğu kabul edilir..... Bunlardan iki tanesi tanı sırasında olmalıdır.... Önemli bulgular



Doğru cevap: D



1. İstirahat tremoru (para sayar şekilde) 2. Dişli çark rijiditesi, 3. Bradikinezi,



74. Herniye nükleus pulposus nedeniyle ortaya çıkan radikulopatilerde ağrıya yolçan mekanizma aşağıdakilerden hangisidir?



4. Postural instabilite A) Kök basısı B) Otoimmun inflamasyon



Doğru cevap: D



C) iletim bloğu



73. Norojenik kladikasyon semptomu en tipik aşağıdaki hastalıklardan hangisinde görülür?



D) Aksonal dejenerasyon E) BOS basıncının artması



A) L4-L5 disk hernisi B) L5-S1 disk hernisi C) Posterior kord sendromu D) Lomber spinal stenoz E) Transevers myelit



“Kök basısı" seçeneği yanıltıcı seçenek olduğuna dikkat etmek lazım.... -



Sinir kökü basısına bağlı olarak gelişen ağrının patofizyolojisi tam olarak blinmez



NÖROLOJİ



olan beyin dokusu, işlevsel ve yapısal bütünlüğünü sürdürebilmek için yeterli oksijen ve glikoz içeren sürekli (kesintisiz) kan akımına muhtaçtır.



-



Alt ekstremitede semptomlann gelişebilmesi için sinir kökünde inflamasyon ve irritasyon olmalıdır.



-



Normal bir sinirin kompresyonunda motor-duyu defektler, paresteziler ve patolojik refleksler görülebilirken ağrı gelişmez.



-



Ağrı ortaya çıkması için temelde inflame olmuş bir sinirin kompresyona uğraması gerekmektedir



-



Alt ekstremite veya da spinal kordun hareketi sırasında eğer sinir, istirahat pozisyonu dışında uzama ve dönmeye zorlanırsa ağrıya yol açan irritasyon ve inflamasyon oluşabilir.



77. En ölümcül seyreden intraserebral hemoraji lokalizasyonu aşağıdakilerden hangisidir? A ) Lober kanama B) Putamino-kapsüler kanama C) Pons kanaması D) Serebellar kanama E) Meningeal kanama Pons kanaması pint-point pupil, hızlı koma ve ölümle sonuçlanır... -



Doğru cevap: B



Primer intraserebral kanamanın en sık görüldüğü lokalizasyon putaminokapsüler bölgedir.



Lokalizasyon.............................(%) 75. Status migrenosus demek için migren ağrısının kaç saatden uzun sürmesi gerekir?



Putamino-kapsüler...................%30 Ak madde (lober)......................%30



A) 24 saat



B) 36 saat



Talamus.....................................%15



C) 48 saat



D) 60 saat E) 72 saat



Serebellum................................%10



Direkt bilgiyi sorgulayan bir soru... Migrenin 72 saatten uzun ve 1 haftadan kısa sürmesi durumunda migren statüsü olarak adlandırılır. Tekrarlayan kusmalar sonucunda dehidatrasyon, elektrolit dengesizliği ortaya çıkabilir ve parenteral sıvı gereksinimi olabilir. Doğru cevap: E 76. Aşağıdakilerden hangisi sekonder intraserebral kanama sebebi değildir? A) Arteriovenöz malformasyon B) Amiloid anjiopati C) Travma D) Hipertansiyon E) Vasküler tromboz Hipertansiyon bir çok kaynakta primer intraserebral kanama olarak geçmektedir... Primer İntraserebral Kanama (PİK) -



Kesin sebebi net olarak bilinmese (idiopatik ?) de en çok hipertansiyon ile ilişkilendirilir.



-



Charcot ve Bouchard’ın tanımladıkları “milier anevrizma” lardan kaynaklandığı kabul edilir.



Sekonder İntraserebral Kanama



Geniş bazal ganglia..................% 5 N. caudatus............................... %5 Beyinsapı................................... %5 -



“Felçli taraftaki yanak her nefes verişte pipo işiyormuş gibi şişer”. Birçok vakada baş ve gözler kanayan hemisfere doğru dönmüştür. “Hasta kanayan hemisfere bakar-Vulpian Belirtisi”.



-



Hastaların birçoğu üst beyinsapı sıkışması ile sonlanan tentoryal herniasyon tablosu içinde kaybedilir.



Pontin Kanama: Tipik bir masif pons kanamasında hasta dakikalar içinde deserebre olur ve komaya girer. Göz küreleri genellikle fikse, pupillalar miyotiktir (1 mm) ve ışık cevabı vardır. Bu ağır tabloya çeşitli derecelerde solunum bozuklukları eşlik eder ve hasta genellikle saatler içinde kaybedilir. Putamino-kapsüler kanamalar: hasta karşı vücut yarısında ortaya çıkan akut hemipleji tablosu ile yere yıkılır ve hızla komaya girer. Baş ve gözler kanamanın bulunduğu tarafa dönmüştür. Bunların büyük bölümü hafif sekellerle normal yaşamlarına dönerler Talamik kanama: Kanamanın şiddetine ve boyutlarına göre değişen oranda bir“capsula interna” basısı söz konusudur. Aşağı deviasyon en sık rastlanan bakış anomalisidir. Burada da kanama şiddetli ve büyükse hasta hızla komaya girer ve çoğu zaman herniasyon tablosu ile kaybedilir.



-



AVM’ lerin, özellikle genç hastalardaki intraserebral kanam aların yaklaşık 1/3’ünü oluşturduğu bilinmektedir.



Serebellar kanama: Öteki lokalizasyonlara göre klinik tablo genellikle yavaş gelişir. Hemisferik serebellar kanamalarda gözler kanavan tarafın tersine deviye olabilir.



-



Anevrizma ve AVM’ler, Amiloid anjopati, Venöz tromboz, Mikroanjiom, Telanjiektazi, Dural fistül, septik artirit, tümör içi kanama, fibrinolitik tedavi



Hemisferik kanama (lober) : Lober kanamalar en sık oksipital lobda görülür. Hipertansiyonun eşlik etmediği intraserebral kanamalar en sık lober lokalizasyondakilerdir (Yaklaşık % 60).



Doğru cevap: D Doğru cevap: C



78. Aşağıdakilerden hangisi beyin ölümü tanısı için yanlıştır?



3- Serebral Metabolizma Ölçümleri: Oksijenin serebral metabolik hızı, juguler venöz oksijen saturasyonu, pozitron emisyon tomografi.



A) EEG’de düz trase çizmesi



4- Patomorfolojik ölçümler: Bilgisayarlı tomografi, magnetik rezonans görüntüleme, beyin omurilik sıvısı sitolojisi.



B) Spontan solunumun olmaması C) Kardivaskuler dolaşımın normal olması D) Hipotermi olması



5- Atropin testi: Beyin sapı fonksiyon bozukluğunu ve vagal tonusun yokluğunu göstermek için 2 mg atropin sülfat’ın intravenöz olarak verilmesinden sonra kalp atım hızında artış olmaması testin pozitif yani beyin sapı fonksiyonlarının bozulduğunu gösterir.



E) İlaç intoksikasyonu olmaması Beyin ölümü tanısında olması gereken kriterlerin yanında ÖN KOŞULLARDA vardır....



BEYİN ÖLÜMÜ TANISI İÇİN ÖN KOŞULLAR 1. Hasta derin komada olmalı ve komanın nedeni ayırt edilebilmedir 2. Şiddetli elektrolit, asit baz ve endokrin bozukluklar gibi klinik tabloyu taklit edecek tıbbi durumlar olmamalıdır



Doğru cevap: D 79. Aşağıdakilerden hangisi temporal lob epilepsisi için doğrudur? A) Epigastrik his şeklinde aura B) MRI’da yaygın atrofi C) Nöbetin gece başlaması



3. Hipotermi santral siniri sistemi fonksiyonunu suprese ettiğinden ve hatalı beyin ölümü tanısına neden olduğundan santral vücut ısısı 32 C’in üzerinde olmalıdır Beyin Ölümü Tanısında Kullanılan Testler



D) Her nöbetin farklı geçirilmesi E) Mental retardasyon olması



1- Glaskovv Koma Skalası (GKS) skoru 3 olmalıdır.



Epilepsiler birbirine çok benzediği için birbirinden ayırtedici özelliklerini dikkat etmek lazım...



2- Ağrılı uyarana karşı ekstremite veya yüz kaslarında motor yanıt olmamalıdır.



Temporal lob epilepsisini akla getiren başlıca nöbet semptomları: Hemen her duysal modalitede basit veya kompleks illüzyon ve halüsinasyon görülebilir. En sık olarak (%20) görsel illüzyon ve halüsinasyonlara rastlanır.



3- Işığa direkt ve indirekt yanıtın olmadığı fikse ve dilate pupillerin varlığı. 4- Okülosefalik refleks olmamalıdır. 5- Okülovestibüler refleks olmamalıdır.



-



Sıklıkla motor durma ile başlayıp tipik oroalimanter otomatizmalarla devam eden ve sıklıkla diğer otomatizmaların eklendiği kompleks parsiyel nöbetler görülür.



-



Kompleks auralar ve viseral duyumsama şeklinde uyarıcı semptomlar görülmesi önemlidir. En sık olan yükselen epigastrik duyumsamadır.



6- Kornea refleksi olmamalıdır. 7- Öğürme refleksi olmamalıdır. 8- Öksürük refleksi olmamalıdır. 9- Apne testi sonucu pozitif olmalıdır. Aşağıda bulunan durumlar beyin ölümü tanısını ekarte ettirmez. A) Derin tendon reflekslerinin alınması, Yüzeyel reflekslerin alınması, C) Babinski refleksi alınması, Solunum benzeri hareketler alınması, (omuz elevasyon ve adduksiyonu, önemli tidal volüm değişikliği olmaksızın interkostal genişlemE) E) Patolojik fleksiyon ve ekstensiyon cevabı dışındaki spontan ekstremite hareketleri 8,9,10,



DESTEKLEYİCİ TESTLER 1- Elektrofizyolojik Ölçümler: Elektroensefalografi, sabit potansiyeller, sensoriyel uyarılmış potansiyellerin. 2- S erebral Kan A kım ı Ö lç ü m le ri Anjiografi, ekoensefalografi, transkranial doppler ultrasonografi, intrakraniyal basınç ve serbral perfüzyon basıncı ölçümü.



Dismneziler (“deja vu”, “jamais vu” vb.), çeşitli kognitif ve afektif semptomlar gibi çok değişken formlar görülebilir. -



Konuşmanın durması, dizartri ve afazi gibi konuşma bozuklukları görülebilir.



Doğru cevap: A 80. Parkinson bulguları ile birlikte erken evrede düşme atakları olan 67 yaşında kadın hastada aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir? A) Nöroleptik yan etkisi B) Progressif supranükleer paralizi C) Kortikobazal dejenerasyon D) Striatonigral dejenerasyon E) Lewy cisimcikli demans



Parkinson-Plus sendromu, Ekstrapiramidal bulgulara DİĞER SİSTEM bulgularının eklenmesi ile olur.



AKALKULİ



En önemli ve bilinmesi gerekenler:



AGNOZİ



-



a. Olivopontoserebellar atrofi



Kişinin duyusal bir bozukluk olmadan, o duyu aracılığı ile öğrendiği bir şeyi tanıyamamasına agnozi denir.



b. Kortiko-bazal ganglionik dejenerasyon c. Lewy-body demans -



PARKİNSON-PLUS SENDROMLARI 1. Multisistem atrofi (MSA): -



Ekstrapramidal, serebellar ve otonomik bulguların eşlik etmesi



Vizüel agnozi: Hasta gördüğünü tanıyam az ve değerlendiremez, oksipital lob lezyonlarında görülür. İşitme agnozisi: Hasta duyduğunu değerlendiremez. Temporal lob lezyonlarında görülür.



b. Striatonigral dejenerasyon (MSA-P): Tipik olarak dopamine cevap yok, başın öne eğilmesi var.



Taktil agnozide: Dokunma duyusunun parietal lob tarafından değerlendirilmesi bozulmuştur.



c. Shy-drager sendromu: Otonomik bulgular belirgin (hipotansiyon),



Astereognozi: Gözler kapalı iken elin içine konulan cismi (şekil, büyüklük) tanıyamamadır.



2. Progressif supranükleer paralizi: Subkortikol tip demans, erken denae bozukluğu, bulber tutulum, bakış paralizisine bağlı diplopi ve simetrik rijidite görülebilir.



3. Kortikobazal dejenerasyon: -



Hastalar gördüğünü, duyduğunu ve dokunduğunu değerlendiremeyebilir.



(MSA-C):



a. O livopontoserebellar atrofi serebellar ve pons bulgulan



-



Hesap yapabilme yeteneği bozuktur.



Asimetrik ekstremite bulguları (tipik olarak apraksi, myoklonus) ve ektrapiramidal bulgular



APRAKSİ -



Motor, koordinasyon ve duyusal kusur olmaksızın amaçlı ve planlı hareketlerin yapılamamasıdır.



-



Saçını tarayamama, düğme ilikleyememe bir apraksi örneğidir.



Doğru cevap: E



4. Lewy cisimcikli demans: Ekstrapiramidal bulgular ve vizüel halüsinasyonlarla karakterizedir. 5. Guam’ın Parkinson-demans-amiyotrofik lateral skleroz komleksi



82. Altmışaltı yaşında erkek hasta 1 yıldır hallüsünasyonlar görüyor ve 6 yıldır brakinize ve rijiditesi mevcutdur. Bu hastanın tanısında aşağıdaki hastalıklardan hangisi düşünülmelidir? A) idiopatik Parkinson hastalığı B) Lewy cisimcik hastalığı



Doğru cevap: B 81. Aşağıdakilerden hangisi bozukluğu değildir?



kortikal



fonksiyon



C) Levodopa psikozu D) Kortikobazal dejenerasyon E) Alzheimer hastalığı



A) Agnozi



B) Apraksi



C) Akalkuli



D) Afazi



Sorudaki anahtar kelime “VİZÜEL HALLÜSİNASYON” olmasıdır....



E) Ataksi A taksi; serebelluma ait bozukluklarda görülen yürüme bozukluğudur... diğer seçenekler yüksek kortikal fonksiyon bozukluğudur... AFAZİ: Konuşamanın bozulması veya hiç olmaması durumudur.



ALEKSİ-AGRAFİ -



Bilinci açık olan kişinin yazıyı okuyamamasına aleksi denir.



-



Agrafisiz alekside lezyon vizüel kortekste iken, agrafininde görüldüğü alekside lezyon parietal lobtadır.



Lewy cisimcikli demans: tipik olarak eksrapiramidal bulgulara ek olarak Vizüel hallüsinasyonlar görülür. idiopatik Parkinson: tipik ekstrapiramidal bulgular Levodopa psikozu: dopamin artmasına bağlı şizofrene benzeyen tablo Alzheimer: Daha çok yüksek kortikal fonksiyon bozuklukları ile seyreder Kortikobazal dejenerasyon: Asimetrik ekstremite bulguları, ekstrapiramidal bulgular Doğru cevap: B



83. Kusmall solunumu aşağıdaki hangisinde ortaya çıkar?



durumların



-



Klinik olarak özellikle sabahları çabuk yorulma, güçsüzlük ve çift görme yakınmaları vardır.



A) Bilateral hemisfer hasarında B) Metabolik veya toksik koma



-



Bulber tutulum görülmez; solunum güçlüğü olabilir.



-



Refleks kaybı vardır, ama eforla pozitifleşebilir.



C) Pons lezyonu



-



EMG’de 10-20 Hz’lik repetetif stimülasyonda “increment” görülmesi veya motor yanıtların kuvvetli ve kısa süreli istemli kası ile belirgin amplitüd artışı göstermesi tanı koydurucudur.



-



Son zamanlarda, ANTİ-GLİAL NÜKLEERANTİKOR (AGNA) adı verilen antikorların paraneoplastik LEMS olgularının yarısında saptandığı ve bu yüzden bu antikorların potansiyel bir tanı yöntemi olarak kullanılabileceği bildirilmektedir.



D) Medulla oblangata lezyonu E) Mezensefalon hasarı Koma hastasında solunum tipi prognoz hakkında bilgi verdiğinden sık sorulur..... Kussmall solunumu: En iyi bilinen hali ile diabetik ketoasidoz komasında görülen toksik-metabolik komalarda görülen solunum tipi



Doğru cevap: A “Komalı Hastada Solunum Tipleri" başlıklı tabloya bakınız.



85. Guillan-barre yanlıştır?



Komalı Hastada Solunum Tipleri Solunum tipi



Lezyon yerleşimi



Cheyne-Stokes solunumu



Bilateral hemisfer



Santral nörojenik hiperventilasyon



Mezensefalonüst pons



Apnöstik solunum Ataksik solunum (Biot solunumu)



Orta-alt pons seviyesi Bulbus (kötü prognoz)



hangisi



C) Demyelinizan bir hastalıkdır D) En sık etkilenen kranial sinir N.hipoglossusdur E) Tedavide plasmaferez ve intravenöz immunglobulin verilir Guillan-barre hastalarınım % 50 sinde bilateral fasyal paraIizi vardır.... -



İlerleyen dönemlerde distalde başlayıp assendan ilerleyen simetrik paraliziler olur.



-



Tipik özellikleri:



Düzensiz solunum



Doğru cevap: B



1. Akut 2. İnflamatuar



84. Eaten Lambert sendromu için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



3. Demyelinizan 4. Segmental



A) Alt ekstremite derin tendon refleksleri artmıştır



5. Periferik sinir tutulumu



B) Nöromuskuler kavşakta lezyon presinaptikdir C) Tensilon testi (edrofonyum) bulgular düzelmez



-



D) Hastaların % 60 sinde küçük hücreli akciğer karsinomu mevcuttur E) Hastalar sabah kalktığında güçsüzdür



Otonomik disfonksiyon olursa taşikardi, idrar retansiyonu ve kan basıncı dalgalanmaları olur.



-



Çoğu vakada BOS’ta protein artmıştır ancak hastalığın başlangıcından 2-3 hafta sonraya kadar normal olabilir.



Tipik bir noroioji sorusu... Azalan reflekslerin yerine tam tersinin yazarak oluşturulmuş bir soru.... Lambert Eaton Miyastenik Sendromu (LEMS): -



aşağıdakilerden



A) Akut başlangıçlı inflamatuar polinöropatidir B) Genellikle ayaklardan başlayıp yükselen güçsüzlük vardır



Bulgu Başlangıçta derinliği artan sonra yüzeyelleşip apnelerin başlaması Birbirini izleyen derin inspiryum ve ekspiryumlar Her inspiryum sonrası apne



için



LEMS hastalarının % 60’ı KHAK (veya diğer küçük hücreli kanserlerle) ilişkilidir.



-



Paraneoplastik LEMS erkeklerde daha sıktır.



-



Presinaptik bölgede, voltaj kapılı kalsiyum kanallarına karşı antikorların (anti-VGCC) Asetilkolin (Ach) salmımını azaltması sonucu hastalık meydana gelir.



BOS gammaglobulin fraksiyonu artar. -



Steroidlerin faydası gösterilememiştir



-



Plazmaferez ilk tercihtir. İntravenöz insan Ig G (IVIG) iyileşmeyi hızlandırır



-



BOS’ta protein artışına rağmen hücre görülmez (Albuminositolojik dissosiyasyon).



-



En sık kranial çift tutulumu % 50 vakaya eşlik eden bilateral olabilen fasyal paralizidir.



-



Derin tendon refleksleri tipik olarak yoktur.



NÖROLOJİ



27



-



Tanıda: Sinir iletim hızlarında anomali, EMG bulguları, albuminositolojik ayrışma, motor sinir bloğu olması yardımcıdır.



-



Sinir biyopsisinin tanıda YERİ YOKTUR.



Doğru cevap: D 86.



Aşağıdakilerden hangisi friedrich ataksisi için yanlıştır? A) Kolumna vertebralis anomalileri B) Kalp tutulumu



88. Down beat nistagmusu saptanan bir olguda lezyon nerededir? A) Serebellum



B) 6.kranial sinir



C) 3.koromozom D) Foramen magnum E) Foramen rotundum Nistagmuslar lezyonun yerleşim yeri konusunda fikir verirler..... Pandüler nistagmuslar: erken çocukluk yaşlarında başlayan ambliyopilerde, albinizmde ve uzun yıllar maden ocaklarında karanlıkta çalışan işçilerde görülür.



C) Periferik nöropati D) Diabetes mellitus E) X’e bağlı geçiş



Nörolojik hastalıklar: nistagmus yavaş ve hızlı fazları olan SIÇRAYICI nistagmustur.



Friedreich ataksisi otozomal resesif bir hastalıktır....



Sıçrayıcı nistagmuslarda hareket horizontal, vertikal veya rotatuar plandadır.



-



Otozomal resesif



-



Bulgular 10 yaşından önce başlar.



a. Horizontal nistaamus: Bütün vestibüler ve santral lezyonlarda görülür.



-



Frataksin proteinini kodlayan gende trinükleotid tekrarlar vardır.



b. Vertikal nistaamus: Yukarı vuruslu: Foramen magnum çevresi lezyon



İlk semptom yürüme ataksisidir. -



Kardiyomyopati, en sık ölüm sebebi, % 50 vakada vardır.



Asaaı vuruslu: Barbitürat, fenotiyazin, dilantin intoks, Serebellar hastalık c. Rotatuar nistaamus: G enellikle lezyonlarının akut döneminde görülür.



Romberg pozitif -



Konuşma peltekleşip iyice bozulur.



-



Mental durum korunmuştur.



-



DTR’ler kaybolmuştur. Babinski pozitiftir.



-



Ağrı ısı duyusunda azalma olur.



-



Sfinkterler etkilenebilir.



labirent



Optokinetik veya optikokinetik nistagmus: Nistagmus, normal insanların bazı uyaranlara karşı verdiği fizyolojik bir cevap olarak ortaya çıkabilir. Hızla giden trendeki insanın manzarayı izlerken ortaya çıkan nistagmus bunun bir örneğidir.



Doğru cevap: E



Doğru cevap: A



87.



89. Aynı tarafta 6. ve 7. kranial sinir paralizisi, kontralateral hemipleji aşağıdaki sendromiardan hangisi için tipiktir?



Multiple sklerozda kötü proanoza işaret eden klinik bulgu aşağıdakilerden hangisidir? A) Kadın cinsiyet



A) Benedict sendromu B) Millard-Gubler sendromu



B) Lhermitte belirtisi C) Optik nörit ile başlaması



C) Weber sendromu



D) Serebellar bulgular ile ilk atak E) MSS tek bir bölgesinde lezyon



D) VVallenberg sendromu E) Gradenigo sendromu



Multipl sklerozla ile ilgili herşeyi iyi bilmeliyiz... -



Nörolojide sık sorulan sendromları iyi bilmeliyiz....



Serebellum bulgulan kötü prognoz göstergesidir. İyi prognoz



Kötü prognoz



Relapsing remitting form (ataklarla gitmesi)



Progresif



Erken başlangıç- genç yaş



Geç başlangıç



Optik nörit semptomları Kadın Duyusal bulgular varlığı Kranial nöropati varlığı



Serebellar Motor bulgular Sfinkter kusuru Piramidal Erkek



Doğru cevap: D



KRANİAL SİNİRLERLE İLGİLİ SENDROMLAR Juguler foramen sendromu: IX., X., XI. sinirler juguler foramenden çıkışıyla ilgili patolojileri içerir. Weber sendromu: Lezyon tarafında III. sinir felci, karşı tarafta hemipleji vardır. Benedikt sendromu: Lezyon tarafında III. sinirfelci, karşı tarafta subsantra nigra hasarına bağlı olarak rigidite veya spastik hemiplesi olabilir.



Nöroanemik dejenerasyon



sendrom:



Subakut



kombine



Vitamin B 12 eksikliğine bağlı oluşur Beyin, serebellum, spinal kord, optik sinir ve periferik sinirleri etkiler.



Millard gubler sendromu:Lezyon tarafında VI ve VII. sinir felci karşı, tarafta hemipleji analjezi, dokunma vibrasyonu pozisyon duyu kaybı ile karakterizedir.



İlk bulgu el ve ayaklarda şeklindedir.



paresteziler



Yürüme dengesizliği, ataksik yürüyüş Gradenigo sendromu: VI sinir parazisi şiddetli yarım yüz baş ağrısı, pürülan orta kulak iltihabı, petroz kemik inflamasyonu görülür.



Ekstremitelerde kuvvetsizlik Medulla spinalis posterior kordon etkilenir -



Derin duyuda, vibrasyon ve pozisyon duyusunda azalma sabit bulgudur



-



Spastitisite, DTR değişiklikleri (artma, azalma)



-



Klonus, Babinski pozitifliği



-



Mental bulgular: Demans, konfüzyon, depresif psikoz nadir görülür



-



Optik nöropati



-



Otonom bulgular, impotans, sfinkter yetmezliği



-



BOS genellikle normaldir



VVallenberg sendromu: IX, X sinir parazileri, horner sendromu, serebellar bulgular, vücutta karşı tarafta vücut, aybı taraf yüzde hipoestezi. Doğru cevap: B 90.



Dört ekstremitenin distalinde simetrik duyu kaybı olan hastanın muayenesinde aşağıdaklilerden hangisinin olması beklenir? A) Bilateral aşil klonus B) Tek taraflı patella klonusu C) Bilateral azalmış aşil refleksi D) Bilateral pozitif babinski işareti E) Anizokori



Doğru cevap: E 92. Aşağıdakilerden hangisi anterior spinal arter enfarktı ile ilgili vanlıs bir ifadedir?



Soruyu yaptıran anahtar cümle bulguların SİMETRİK olmasıdır... bu hastada guillan-barre vardır. Guillanbarre periferik sinirleri etkilediği için doğru cevap azalmış aşil refleksidir. Diğer seçenekler santral sinir sistemi bulgularıdır



A) Paraparezi B) Sfnkter kusuru C) Başlangıçta spinal şok dönemi D) Lezyon seviyesi altında ağrı-ısı duyusunda kayıp



- Tipik özellikleri:



E) Lezyon seviyesi altında eklem pozisyon ve vibrasyon duyusu kaybı



1. Akut 2. İnflamatuar 3. Demyelinizan 4. Segmental 5. Periferik sinir tutulumu



Derin duyu medulla spinalisin posterior kordundadır. Anterior spinal arter enfarktında posterior sağlam kalır.... Anterior Spinal Arter Sendromu: -



Anterior spinal arter omuriliğin yaklaşık ön 2/3 ünün kanlanmasını sağlar.



-



Bu arterin sulama alanında ortaya çıkan geniş bir infarkt,



Doğru cevap: C 91.



Nöroanemik sendromda aşağıdakilerden hangisi görülmez?



o



A) Derin duyu kaybı B) Arka kord ataksisi



o seviye gösteren yüzeyel duyu kusuru



C) Pyramidal bulgular



o



D) Romberg belirtisi E) Ön boynuz lezyonuna bağlı atrofi



o Arka kordonlar tarafından taşınan vibrasyon ve pozisyon duyuları sağlam kalır.



Ön boynuzda atrofiamyotrofiklateralsklerozda görülen bir bulgudur...



ı



parapleji (akut geliştiğinden bir çok kere spinal şok ile başlar),



sfinkter kusuruna sebep olur.



“Soru 92” başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: E



NOROLOJI



Kavernöz sinüs ve superior orbital fissur sendromu: III., IV., V., VI. sinir paralizileri ve sempatik denervasyona bağlı myozis olur. V. oftalmika superior sinir cavernosusa dökülür. Fasial venlerde de valv olmadığı için enfeksiyon bu bölgeye taşınabilir.



NOROLOJI



93. Mononöropati multiplekste ilişkili ilk akla gelen klinik durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Üremi C) PAN



95. Tedavi edilmemiş psödotümör serebrinin ciddi ve önlenebilir komplikasyonu aşağıdakilerden hangisidir?



B) Kafa travması A) Kronik günlük başağrısı



D) Alkolizm E) Küme baş ağrısı



B) Serebral hemoraji C) Epileptik nöbetler



Mononöropati multipleks Vaso nervorumlarda dolaşımı bozan sistemik hastalıklarda görülür.... -



En sık sebebi Diabetes mellitus iken 2. En sık sebebi PAN’ dır. Seçeneklerde Diabet olmadığından PAN doğru cevaptır.



Mononöropati multipleks: -



Aynı hastalık süreci, periferik sinirleri farklı zamanlarda yerleşen multipl odaklar şeklinde etkiler.



Doğru cevap: C 94. Vitamin B12 eksikliğinde görülen subakut kombine dejenerasyon için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



D) Venöz tromboz E) Görme kaybı Psödotümör serebri temel özelliğiyle yer kaplayan lezyon olmadan KİBAS olması ile karakterizedir...



İDYOPATİK İNTRAKRANYAL HİPERTANSİYON (İİH) -



Bu tablonun en önemli riski olguların %10’unda kalıcı görme kaybı gelişebilmesidir.



-



İİH olguları içinde obezlerin oranı çeşitli serilerde %71-94 gibi çok yüksek oranlarda bildirilmiştir.



-



Kadınlarda erkeklerden 4 ile 15 kat daha fazla görülmektedir.



-



Tam kriterleri: v' Artmış kafa içi basıncına ait belirtilerin varlığı (başağrısı, mide bulantısı, kusma, geçici görme bozuklukları veya papilödem),



A) Amnezi



B) Derin duyu kaybı C) Arka kordon ataksi



S 6. kranyal sinir paralizisi dışında lokalizan bir bulgu olmaması,



D) BOS proteini yüksektir E) Pyramidal sistem tutulumu



s



Subakut kom bine dejenerasyon BOS tamamen normaldir.... -



Hastanın uyanık olması,



S Tromboza ait bir kanıt bulunmayan normal BT/ MRG bulguları,



Santral ve periferik sinirleri birlikte tutar



v' LP açılış basıncının 250 mmH20 ’dan büyük olması



En sık başlangıç şikayeti el ve ayaklarda uyuşmadır.



s



Normal BOS biyokimyası ve sitolojisi



v' Artmış kafa içi basıncının başka bir açıklaması olmamasını gerektirmektedir.



Doğru cevap: D -



Hastaların nerdeyse tamamında (%87-92) görme alanı defektleri ve kör nokta genişlemesi saptanmaktadır.



-



6.sinir dışında diüer kranval sinir felçleri. biline bulanıklığı, fokal nörolojik bulau. BOS anormalliği, hızlı görme kavbı ve proaresvonu varsa hastanın tanısı yeniden gözden geçirilmeli ve bir başka nedenin var olup olmadığı tekrar aranmalıdır.



-



250 mm H20 ’nun üstü, ve bir görüşe göre normal kilolu hastalarda 200 H20'nun üstü İİH tanısını koydurur.



-



Geçici görme kayıpları varsa, asetazolamid verilebilir.



-



Steroidler akut dönemde kısa süre kullanılsa bile uzun vadede yan etkileri nedeniyle önerilmemektedir.



Doğru cevap: E 96. Tipik olarak on-off fenomeni ile karakterize hastalık aşağıdakilerden hangisidir? A) Guillain-barre sendromu



98. Son bir kaç ayda belirgin, giderek artan, tüm başı ilgilendiren ve künt bir başağrısı ile gelen 7 aylık hamile 30 yaşındaki kadın hastada 2 yanlı papil ödemi ve sağ gözde dışa bakış kısıtlılığı saptanmıştır. Rutin hematolojik incelemeler normal bulunmuştur. Beyin MRG ile intrakraniyal bir kitle saptanmamıştır. Bu hastada en yüksek olasılıklı ön tanı ve istenmesi gereken tetkik aşağıdakilerden hangisidir? A) Hipertansif ensefalopati- EEG B) Psödotümör serebri-lomber ponksiyon C) Kavernöz sinüs trombozu-MR venografi D) Servikal arteriyel disseksiyon-servikal MRG E) HELLP sendromu-PTZ, aPTT, Fibrinojen Gebe kadın ve KİBAS ile birlikte olması aklımıza ilk olarak psödotümör serebriyi getirmektedir....



Tanı kriterleri: -



Artmış kafa içi basıncına ait belirtilerin varlığı (başağrısı, mide bulantısı, kusma, geçici görme bozuklukları veya papilödem),



-



6. kranyal sinir paralizisi dışında lokalizan bir bulgu olmaması,



B) Parkinson hastalığı C) Myastenia graves



D) Myotonik distrofi E) Amyotrofik lateral skleroz



Hastanın uyanık olması, O n-off fenom eni Parkinson hastalığında tipik bulgusudur... On-off fenomeni: İlaç tedavisine veya hastalığın ilerleyişine bağlı olarak tüm hareketlerini yapabilen bir hastanın aniden hareket edemez hale gelmesi, veya tam tersi bir durumun ortaya çıkması on-off fenomeni olarak adlandırılır. Doğru cevap: B 97. Kas fasikülasyonunun sıklıkla gözlendiği nörolojik hastalık aşağıdakilerden hangisidir? A) Multipl skleroz



-



Tromboza ait bir kanıt bulunmayan normal BT/MRG bulguları,



-



LP açılış basıncının 250 m m H 20’dan büyük olması



-



Normal BOS biyokimyası ve sitolojisi



-



Artmış kafa içi basıncının başka bir açıklaması olmamasını gerektirmektedir.



Doğru cevap: B 99. BOS’da protein artışının görüldüğü hastalıkların tümü hangi seçenekde verilmiştir?



B) Myastenia gravis C) Eaton-lambert sendromu D) Guillian-Barre sendromu



I. BOSfistülü II. Psödotümör serebri



E) Myotonik distofi



III. Spinal kord basısı IV. Karsinamatöz menenjit



Kas fasikülasyonları alt motor nöron hastalığını düşündürür... Seçeneklerde alt motor nöronu etkileyen tek hastalık Guillan-barredir... Multipl skleroz: santral sinir sistemi hastalığıdır.



V. Tüberküloz menenjit A) l-ll-lll



B) I- IV-V



C) ll-IV-V



D) lll-IV-V E) l-IV-V



Myastenia araves: Post-sinaptik Ach reseptörlerine karşı gelişen antikor



BOS’ta protein artışıyla giden hastalıklar çok sık soru olmaktadır...



Eaton Lambert: presinaptik Ca kanallarına karşı gelişen antikor



BOS sıvısında proteini artıranlar 1. Menenjitler (Karsinomatöz menenjit dahil)



Myotonik distrofi: Aksiyon myotonisi



2. Kanlı BOS (subaraknoid ve intraventriküler kanama)



Doğru cevap: D



3. Medulla spinalis basısı



NÖROLOJİ



31



32



101. Aşağıdakilerden hangisi Horner sendromuna vol açmaz?



4. Guillain-Barre sendromu 5. Diyabetik radikülonöropati



A) Akciğer tümör



6. Miksödem



B) Karotis diseksiyonu C) Hipotalamus hasarı



BOS sıvısında proteini azaltanlar 1. Daha önceki LP’ye bağlı BOS sızıntısı



D) Lateral medüller sendrom E) Posterior komünikan arter anevrizması



2. Travmatik dural fistül sızıntısı 3. Psödotümör serebri (bazen normalde olabilir)



Horner sendromu sebeplerini bilmek için SEMPATİK sistemin anatomisini anlamalıyız...



Doğru cevap: D



Posterior komünikan arterin sempatik yol anatomik bir ilişkisi yoktur. Bundan dolayı horner sendromuna yol açmaz.



100.Komadaki hastada solunum tiplerinden en iyi ve en kötü prognozlu olan hangisinde birlikte doğru verilmiştir?



"Soru 101” başlıklı şekile bakınız.



A) Ataksik - nörojenik hiperventlasyon



Doğru cevap: E



B) Cheyne stokes- biot C) Nörojenik hiperventilasyon- ataksik



102. Bilateral optik nörit ve paraparezi ile başvuran 22 yaşındaki kadın hastada BOS’da protein artışı ve pleositoz saptandı. Oligoklonal band negatifdi. Kranial MRI incelemesi normaldir.



D) Apnöstik - ataksik E) Apnöstik- Biot Komadaki hastada solunum tipleri prognoz hakkında bilgi verir...



Bu hastada en olası aşağıdakilerden hangisidir? A) Devic hastalığı



Cheyne-stokes tipi solunum: Bilateral hemisfer hasarında görülür. Diğer solunumlara göre iyi prognozu gösterir.



B) Multipl skleroz



C) Marburg hastalığı D) Nöro-behçet E) Sistemik-lupus eritematozus



Biot solunum: Bulbusdaki lezyonu gösterir. Kötü prognozu gösterir.



İlk olarak aklımıza Multipl skleroz gelsede Oligoklonal band negatifliği MS tanısından uzaklaştırmaktadır...



Doğru cevap: B r Levator palpebrae superioris muscle



lypothalamus



Superior tarsal muscle (Müller’s muscle) \ Superior tarsal plate n. Short ciliary nerves»



\s# /'



jlator pupillae ,vTo smooth muscle



Irıtemal carot artery



Long ciliary nerves Constrictor pupillae muscle



Superior cervical ganglion



|



Dilator pupillae muscle



carotid Intermediolateral. celi column cervical



Gray ramus communicans White ramus communicans



Cervicothoraci (stellate) gargjlion (fused inferk.(vjcervical + T1 ganglion)



Soru 101



Spinal nerve (T1)'



-



Gradenigo sendromu: 6. sinir paralizisi,şiddetli yarım yüz baş ağrısı, pürülan orta kulak iltihabı görülür. Petroz kemik inflamasyonu nedeniyle ortaya çıkar.



-



VVallenberg sendromu: 5, 9, 10 sinir paralizisi, Horner sendromu, serebellar bulgular, vücutta kontralateral, yüzde ipsilateral hipoestezi görülür. PİCA (posterior inferior serebellar arter) oklüzyonu nedeniyle ortaya çıkar.



D EVİÇ HASTALIĞI (NÖROMYELİTİS OPTİCA) -



Optik nörit ve spinal kordun transvers myelitinin birlikte görüldüğü durumdur.



-



Başlangıç bulgusu iki taraflı görme kaybıdır.



-



Kranial MRI normaldir



-



BOS’da oligoklonal band negatifdir.



Doğru cevap: A Doğru cevap: C 103.Serebral venöz trombozda en sık ortaya çıkan klinik bulgu aşağıdakilerden hangisidir? A) Görme bozukluğu C) Konfüzyon



B) Epilepsi



105.Aşağıdaki ilaçlardan hangisi akut migren atağında kullanılmaz?



D) Baş ağrısı E) Fokal nörolojik defisit



A) Sumatriptan B) Dihidroergotamin C) Parasetamol



Serebral venöz trombozda venöz dönüş engellendiği için öncelikle hastanın kafaiçi basıncı artar. Bunun ilk bulgusu da “baş ağrısıdır’’....



Serebral Venöz Tromboz -



En sık tutulan sinüs Superior Sagital sinüstür.



-



Serebral ven trombozu sonucunda ortaya çıkan patoloji izole bir kafa içi basınç artışı sendromu ile sınırlı kalabilir.



-



İnfeksiyöz nedenlere bağlı septik serebral ven trombozlarının sıklığının azaldığı ve buna bağlı olarak aseptik trombozlarının göreceli oranının arttığı söylenebilir.



-



Post-partum dönem ve oral kontraseptif kullanımı genç kadınlarda saptanan en yaygın nedenleridir.



-



Günümüzde SVT’nin “altın standart” tanı yöntemi anjiyografi değil MRG’dir



D) NSAID E) Beta - blokerler Beta-bloker tedavisiprofilakside kullanılır..... MİGREN -



Herediter yönü olan vizüel ve gastrointestinal semptomlarla prezente olan hemikranial, zonklayıcı, delici tipte vasküler kontrol bozukluğu olduğu düşünülen bir grup baş ağrısıdır.



-



Başlangıcı, çocuklukta veya gençlikte olmaktadır



-



İnsidansı - %5-10



-



Erkek: Kadın -1:2



-



Aile hikayesi - %70 oranındadır



-



Mekanizması: Vasküler ve nörolojik teoriler karşılıklı olarak etkir. Serotonin salınımında bir bozukluk vardır.



Doğru cevap: D



Tedavi: 104.Kontralateral hemiparezi, ipsilateral yüz felci olan bir hastada aşağıdaki sendromlardan hangisi öncelikle düşünülmelidir?



-



Analjezikler (asprini, parasetamol, kafein)



A) Weber sendromu



-



NSAID



B) Benedict sendromu C) Millard-Gubler sendromu



-



Triptanlar (Sumatriptan, Naratriptan, Zolmitriptan, Elqtriptan)



D) VVallenberg sendromu



-



Dihidroesgotamin ya da ergotamin



E) Gradenigo sendromu



-



Narkotikler



-



Antiemetikler (gerekirse)



Nörolojide sık sorulan sendromları iy i bilmeliyiz.... -



-



-



Atak tedavisi:



VVeber sendromu: Lezyon tarafında 3. sinir felci, karşı tarafta hemipleji, hemiparezi görülür.Lezyon mezensefalondadır. Benedict sendromu: İpsilateral 3. sinir felci, kontralateral hemiparezi, serebellar bulgular, ballismus görülebilir. Millard-Gubler sendromu: İpsilateral 6 ve 7.sinir felci, kontralateral hemipleji, hemiparezi görülür.



Koruyucu Tedavi -



Ii_ blokes (propranolal, atenalol)



-



Antidepresanlar V Trisiklikler (amitriptilin, nartriptilin) V SSRI (Fluaksetin, paraksetin, sertralin)



-



kaybı uni veya bilateraldir. Serebellar bulgular görülür (baş dönmesi, bulantı, kusma, disartri, nistagmus vs). Kanama riski düşük olduğundan hemen antikoagülasyon yapılabilir.



Antiepileptikler



Y Dialproat soydum, valproik asit S Gabapentin s -



-



Orta serebral arter tıkanıklığında: kolda hakim hemiparezi, afazi kontrlateral hemihipoestezi olur. En çok emboli bu dalı tıkar.



-



Anterior serebral arter tıkanıklığında: bacakta hakim kontrlateral hemiparezi olur.



-



Emboliler sıklıkla geçici iskemik atak şeklinde bulgu verir. Atheroskleroz sıklıkla eksternal ve internal karotid arter bifürkasyonunda olur.



-



Saf motor hemiparezide lezyon sıklıkla kapsüla interna (lentikulostriat arter tıkanıklığına bağlı laküner infarktta), veya ponstadır.



-



Saf duyu hemihipoestezide lezyon en sık talamus lat. post, ventral çekirdektedir.



-



Beyin ödemi, büyük infarktlar, 200 mmHg üstünde hipertansiyon, herniasyon ve CT’de hemoraji varsa antikoagülan verilmez.



Topiramat



Diğer İlaçlar s



Metiserjid



s Verapamil s



Naproksen soydum 1) Presipite eden faktörler ortadan kaldırılır 2) Proflaksi yapılır (Haftada 2 den fazla atak varsa) * Amitriptilin * Propranolol * Metiserjid * Flufenazin * Aspirin



3) Atak tedavisi: *



Ergotamin (Atak başında kullanılırsa etki gösterir)



*



Dihidroergotamin (Atak başında kullanılırsa etki gösterir)



*



Aspirin



*



Sumatriptin



*



Metoklopramid (bulantıya karşı)



*



Sedatifler



Doğru cevap: C 107.Ondokuz yaşında bayan hasta sol gözünde iki haftadır süren görme bulanıklığı ve görmede azalma şikayeti ile başvuruyor. Hikayesinde son iki yılda farklı zamanlarda iki kez ve yaklaşık birer hafta süren karıncalama uyuşma ve his kaybı ve iki ay önce sağ tarafında bir hafta kadar süren kuvvet azalması olduğu öğreniliyor. Bu hastada yapılması gereken en yararlı iki tanı yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?



Doğru cevap: E A) Temporal arter biyopsisi - Uyarılmış potansiyeller B) Angiografi - Ekokardiyografi



106. Kolda hakim hemiparezi, afazi, kontralateral hemihipoestezi görülen bir hastada lezyon en olasılıkla nerededir?



C) Kranial manyetik rezonans görüntüleme - Lomber ponksiyon



D) Kranial tomografi - Kranial manyetik rezonans



A) A.carotis interna B) A.cerebri posterior



görüntüleme E) Anestezi altında Angiografi



C) A.cerebri media D) A.cerebri anterior E) A.cerebellaris posterior inferior Serebrovasküler Olaylarda Karakteristik Bulgular ve damar eşleştirmeleri iy i bilinm elidir.... -



muayenesi



-



Görme kaybı olan genç kadın, sorularda genellikle mu İtip skleroz çıkar... -



Bu hastadaki görsel semptomlar optik nörit yada retrobulber nörit’i telkin edebilir bu tablo duysal semptomların varlığında öncelikle multiple skleroz gibi demyelinizan bir hastalığı düşündürür ve multiple skleroz’de en yararlı iki tanı yöntemi kranial MR görüntüleme ve lomber ponksiyon ile BOS incelemesidir. MR’da plaklar, BOS’da oligoklonal bantlar görülebilir.



-



Hastada görsel duysal ve motor semptom atakları vardır. Yani farklı nörolojik semptomlar, ataklar halinde geliyor.



-



Beynin farklı bölümleri etkilenmiş ve bu, ataklar halinde kendini gösteriyor. Tanı büyük ihtimalle Multiple skleroz’dur.



Karotid sistem olaylarında vücutta kontrlateral hemiparezi, hipoestezi, tek taraflı kalıcı veya geçici (amorozis fugax) görme bozukluğu olur. Kanama riski yüksek olduğundan hemen antikogülasyon yapılamaz.



- Vertebrobaziller sistem olaylarında beyin sapı, serebellum ve oksipital bölge etkilenir. Bu nedenle lezyon seviyesi ile aynı tarafılı kraniel sinir nükleusu ile ilgili bulgular ve karşı tarafta hemiparezi, hipoestezi, seviye altı kraniel sinir bulguları olur. ARAŞ etkilendiğinden koma vijil olabilir. Görme



retinoskop



35



Hastanın yaşı ileri olsaydı ya da kardiyak bir patoloji olsaydı emboli düşünülebilirdi ve o zaman B şıkkı doğru olurdu.



-



Eğer sadece tek gözde ani görme kaybı ve başağrısı tanımlansaydı ve diğer çeşit nörolojik semptomlar olmasaydı tanı temperal arterit olabilirdi ve A şıkkı doğru olurdu.



Doğru cevap: C 108.Yayılımı “Jacksonian march” şekilde olan ve nöbetlerde “Todd paralizisi” görülen epileptik nöbet tipi aşağıdakilerden hangisidir? A) Basit parsiyel



Multiple skleroz ve lökodistrofiler gibi demyelinizan hastalıklarda oligodendrosit kaybı vardır.



Doğru cevap: B HO.Serebrovasküler olaylarla ilgili bulgular için aşağıdakilerden hangisi daha düşük olasılıkla oluşur?



A) Karotis lezyonlarında baş dönmesi,



bulantı,



kusma olur. B) Karotis lezyonları tek taraflı geçici görme kaybı yapabilir. C) Pons infarkında ipsilateral periferik fasial paralizi olur.



B) Kompleks parsiyel C) Petit mal



D) Vertebrobaziller



D) Myoklonik



E) Orta serebral arter tıkanıklığında afazi görülebilir.



E) Tonik-klonik Teorik b ilg i sorusu.... Basit parsiyel nöbet: Jacsonian march (sıralı yayılım) ve nöbet sonrası kas güçsüzlüğü görülür (Todd parezisi) Kompleks parsiyel nöbetler: erişkinde en sık görülen nöbet türüdür. En sık temporal lob kaynaklıdır ve bukkofaringeal otomatizma (ağız şapırdatma) görülür. Absans nöbetlerde: 10-20 sn dalmalar vardır. 3 sn frekans diken dalga görülür. Hiperventilasyonla ortaya çıkar. Etosüksimid-valproat kullanılır İnfantil Spazm (West Sendromu): Hipsaritmi (düzensiz diken dalga)+ myoklonik nöbetler+ MR Tedavide ACTH kullanılır Lennox gestaut sendromu: atonik nöbet, Mental retardasyon, EEG’de yavaş diken dalga görülür. Doğru cevap: A 109.Santral sinir sisteminde oligodendrositlerde kayıp, öncelikle aşağıdakilerden hangisine yol açar? A) Beyin enfarktüsü B) Myelin dejenerasyonu C) Fibroblast proliferasyonu D) BOS’ da karakteristik değişiklikler E) Beyin kanaması Oligodendrositler: Santral sinir sisteminde myelin üretiminden sorumludur. Schvvann hücreleri: periferik sinir sisteminde myelin üretiminden sorumludur. -



-



Oligodendrositlerde kayıp myelin dejenerasyonu ile sonuçlanır.



sistem



lezyonlarında



koma



olabilir.



Serebrovasküler Olaylarda Karakteristik Bulgular Karotid sistem olaylarında vücutta kontrlateral hamiparezi, hipoestezi, tek taraflı kalıcı veya geçici (amorozis fugax) görme bozukluğu olur. Kanama riski yüksek olduğundan hemen antikogülasyon yapılamaz. Vertebrobaziller sistem olaylarında beyin sapı, serebellum ve oksipital bölge etkilenir. Bu nedenle lezyon seviyesi ile aynı tarafılı kraniel sinir nükleusu ile ilgili bulgular ve karşı tarafta hemiparezi, hipoestezi, seviye altı kraniel sinir bulguları olur. ARAŞ etkilendiğinden koma vijil olabilir. Görme kaybı uni veya bilateraldir. Serebellar bulgular görülür (baş dönmesi, bulantı, kusma, disartri, nistagmus vs). Kanama riski düşük olduğundan hemen antikoagülasyon yapılabilir. Orta serebral arter tıkanıklığında: kolda hakim hemiparezi, afazi kontrlateral hemihipoestezi olur. En çok emboli bu dalı tıkar. Anterior serebral arter tıkanıklığında: bacakta hakim kontrlateral hemiparezi olur. Emboliler sıklıkla geçici iskemik atak şeklinde bulgu verir. Atheroskleroz sıklıkla eksternal ve internal karotid arter bifürkasyonunda olur. Saf motor hemiparezide lezyon sıklıkla kapsüla interna (lentikulostriat arter tıkanıklığına bağlı laküner infarktta), veya ponstadır. Saf duyu hemihipoestezide lezyon en sık talamus lat. post, ventral çekirdektedir. Saf serebellar bozuklukta lezyon kapsüla internanın arka bacağı veya ponsun medialindedir ancak bu durumlarda nistagmus yoktur. Doğru cevap: A



NÖROLOJİ



-



36



NÖROLOJİ



111 .Multipl skleroz hastalarında aşağıdaki hücrelerden hangisinde hasar ya da kayıp beklenir? A) Astrositler



B) Oligodendrositler



C) Perisitler



D) Mikroglialar



Stupor: Hasta uykudadır ve ancak ağrılı uyaranlarla uyandırılabilir. Ağrılı uyaran kaldırılınca hemen uykuya geçer.



MULTİPL SKLEROZ (MS)



Vejetatif durum: Hastanın uyku uyanıklık siklusu varlığını korur ancak bilişsel reaksiyon gösteremezler. Reaksiyonları ilkel motor ya da emosyonel davranışlardan ibarettir.



İnsidans: %0,1, E/K: !4 20-40 yaşta sıktır. En sık görülen demyelinizan hastalıktır.



Delirium: Genellikle akut gelişen, uyku uyanıklık sikluslarının değiştiği, halusinasyonlar ve oryantasyon bozukluklarının görüldüğü bilinç bozukluğu durumudur.



E) Schvvann hücreleri



Patogenez: Otoimmun olarak santral sinir sisteminde oligodendrosit kaybı ile demyelinizasyon olur. Demyelinizasyon ilerleyerek plak halini alır. Plaklar özellikle perivenülerdir ve genellikle simetriktir. En sık tutulan bölgeler: MS sadece beyaz cevherde olur. Periventriküler (en sık) perikallosal bölgeler, optik sinir, serebellum, pons ve medulla spinalis sık tutulan bölgelerdir.



Klinik: Bilateral internükleer oftalmopleji (BİNO) ve Lhermitte belirtisi tipiktir. Genellikle ilk belirtiler üst motor nöron tip belirtilerdir. Optik nörit, serebellar bulgular, mesane ve duyu bozuklukları görülür. Semptomlar alevlenme ve yatışmalar gösterir.



Koma: Ağrılı uyaranlara bile cevap yoktur. Amaçsız hareketlerin yapılabilmesi (prekoma-yarıkoma) tanıyı değiştirmez. Beyin ölümü: Kalp-akciğer ve iç organlar yapay destekle aktivitelerini sürdürebilirler, tüm beyin fonksiyonlarında kalıcı kayıp vardır. Locked in: Hastanın bilinci açıktır ancak ponsta kortikospinal yol etkilendiğinden gözlerden dahil hiçbir motor yanıt veremez. Göz kırpma ve gözlerini aşağı yukarı hareket ettirmekle cevap verebilir. Doğru cevap: B 113.N. femoraliste mononöritis multipleks saptanan 48 yaşındaki erkek hastada aşağıdaki hastalıkların hangisinin olma olasılığı en yüksektir?



Tanı:



A) Diabetes mellitus C) Criyoglobulinemi



1) BOS’da oligoklonal bantlar



B) Poliarteritis nodoza D) Romatoid artrit E) SLE



2) MRG’de plaklar 3) Uyarılmış potansiyellerde uzama 4) IgG indeksinde artma



Mononöritis mültipleks en sık diabetiklerde, 2. En sık ise PAN vaskülitinde görülür. Mononöropati multipleks:



Doğru cevap: B



-



112.Hastanın uykuda olduğu ve hafif uyaranlarla uyarılabildiği ancak uyarı kaldırılınca hemen uykuya geçtiği bilinç durumu hangisidir?



Aynı hastalık süreci, periferik sinirleri farklı zamanlarda yerleşen multipl odaklar şeklinde etkiler.



-



En tipik örneği PAN ve Churg-Strauss allerjik granulomatozis’tir.



-



Vaso Nervorumları etkileyen hastalıklarda görülür.



-



Mononöropati multipleks nedenleri:



A) Konfüzyon



B) Letarji



C) Hipersomni



D) Vejetatif durum E) Stupor



B ir tanım sorusu....



o



Poliarteritis nodosa



Bilinç: Uyanık, iç ve dış uyaranları algılayıp uygun reaksiyonu gösterme halidir.



o



VVegener granulomatozisi



Konfüzyon: Hasta uyanıktır. Bilinç bulanıktır, algılama, reaksiyon, dikkat ve konsantrasyon azalmıştır.



o



Kriyoglobulinemi



o



Sarkoidoz



Letarji: Hasta uykudadır ancak hafif uyaranlarla kolayca uyandırılabilir. Uyarı kaldırılınca hemen uykuya geçer. Oryantasyon bozuk olabilir. Hipersomni: Hastanın normal uyku süresinden yaklaşık %25 daha fazla süre uykuda kalmasıdır. Genellikle farklı derecelerde delirium ile birliktedir.



o Diyabet



o



Lyme hastalığı



o



HIV



o



Lepra



o



Sistemik lupus



o



Romatoid artrit



Doğru cevap: A



114.Multipl skleroz’da en sık görülen geliş bulgularından birisi aşağıdakilerden hangisidir? A) İnternükleer oftalmopleji B) Transvers myelit C) Serebellar ataksi D) Optik nörit



-



“Cluster” tipi baş ağrılarında akut tedavide oksijen inhalasyonu kullanılır, ancak intranazal lidokain ve subkütan sumatriptan da etkili olabilir.



-



Bir epizod sırasında “cluster” baş ağrılarını engellemek amacıyla prednizon, lityum, metiserjid, ergotamin veya verapamil proflaktik tedavide kullanılabilir.



E) İdrar retansiyonu Optik nörit multipl skleroz tanısı olan hastaların yaklaşık yüzde 40’ında başlangıç semptomudur. -



-



Bu hızlı gelişen oftalmolojik hastalık görmede parsiyel veya total kayıp, maküler vizyonu etkileyen skotom ve birçok diğer görme alanı defektleri ile birliktedir.



Doğru cevap: B 116. LP (Lomber Ponksiyonj’nin komplikasyonu hangisidir?



Tüm yaşlarda optik Nnörittin en sık sebebi MS’dir



-



70 yaşının üstünde optik nöritin en sık sebebi temporal arteritdir.



Doğru cevap: D 115. Kırkbeş yaşında erkek hasta günlük baş ağrısı şikayeti ile başvurmuştur. Hasta son 3 hafta içinde günde iki kez gelen ataklar tanımlamaktadır. Her atak yaklaşık bir saat sürmekte ve hastayı uykusundan uyandırmaktadır. Hasta, ataklar ile birlikte terleme, sağ gözde kızarıklık ve nazal dolgunluktan şikayet etmektedir. Ağrının derin, çok şiddetli ve başın sağ tarafına lokalize olduğu görülmüştür. Bu hastanın baş ağrısı ile ilgili olarak aşağıdaki tanılardan hangisi öncelikle düşünülmelidir?



sık



görülen



A) Medulla spinalis yaralanması



Oftalmoskopik olarak görülebilen optik papillit vakaların yaklaşık yarısında görülür.



-



en



B) Baş ağrısı C) Transtentorial hemiasyon D) Epidurai hematom E) Anestezi maddesine reaksiyon Hepsi LP’nin komplikasyonu olmasına rağmen en sık rastlanan komplikasyon baş ve sırt ağrısıdır. -



Baş ağrısı hastaların % 25’inde görülür, 2-7 gün sürer.



-



Dural delikten BOS sızıntısına bağlı BOS basıncının düşüklüğünden kaynaklanır.



-



Ayaktayken ve öksürmekle artar. Yatınca düzelir.



-



Basit analjezikler verilebilir. Hastaya yatması ve bol sıvı alması söylenir.



Doğru cevap: B



A) Migren başağrısı B) Cluster başağrısı C) Gerginlik başağrısı D) Beyin tümörü



117. Aşağıdakilerden hangisi myopatide görülürken nöropatide görülmez? A) Proksimal güçsüzlük



E) Dev hücreli arterit



B) Belirgin atrofi C) Fasikülasyonlar D) Derin tendon reflekslerinin olmaması



“ C luster" başağrıları çok şid d e tli hem ikranial ağrı nedeni o la b ilirle r ve karakteristik epizodlar halinde ortaya çıkarlar. -



Erkek / Kadın oranı = 8/1



-



Genellikle ataklar hastanın günde bir ile üç arasında kısa ama şiddetli atak geçirdiği 4 ile 8 haftalık periyodlarda ortaya çıkar.



-



-



-



Sonra, daha sonraki atağa kadar uzun süreli ağrısız bir dönem görülür. Yirmi ile 50 yaş arasındaki erkekler bu hastalıktan en çok etkilenen guruptur. Tek taraflı ağrı genellikle gözlerden yaş gelmesi, gözlerde kızarıklık, nazal dolgunluk, pitozis ve bulantı ile birlikte görülür. Atak döneminde alkol atakları provake edebilir. Beyin tümörlerinde görülen ağrı da hastayı uykusundan uyandırabilir ancak, tipik anamnez ve nörolojik muayenenin normal olması nedeniyle santral sinir sisteminde neoplazm varlığını araştırmaya gerek yoktur.



E) Kramplar Myotonik distrofi ve VVelanderin distal myopatisi hariç, birçok myopatide proksim al güçsüzlük görülür. -



Kramplar nöropati ve myopatilerde görülür.



-



Yaygın noktürnal kramplar yüksek frekanslı motor sinir bozukluklarıyla birliktedir.



-



Myopatinin sebep olduğu kramplar, egzersiz sırasında ortaya çıkar ve kasılma şeklindedir.



-



Belirgin atrofi motor sinir hasarını gösterir. Fasikülasyonlar motor nöron perikaryonu ya da proksimal akson etkilendiği zaman ortaya çıkar.



Doğru cevap: A



NOROLOJI



37



118.Aşağıdakilerden hangisinde hipotoni görülmez? A) Polinöropati C) Poliomiyelit



B) Sydenham koresi



119.Aşağıdaki yöntemlerden hangisi Multipl Skleroz (MS)’da yardımcı bir tanı yöntemi değildir? A) Bilgisayarlı beyin tomografisi B) Magnetik rezonans



D) Guillain-Barre sendromu E) Parkinson hastalığı



C) Uyarılmış potansiyeller



Parkinsonizmde hipotonisite değil tam aksine rijidite vardır.....



D) Periferik sinir biyopsisi E) BOS’ta oligoklonal bantlar



İstirahat tremoru, bradikinezi, postural refleks bozukluğu, harekete veya konuşmaya başlamada donmalar ve fleksiyon postürü vardır.



P e rife rik s in ir tu tu lu m u M S’te görülm ez ve s in ir biyopsisinin tanıya yardımcı değeri yoktur. -



Parkinson Hastalığının Triadı: -



İstirahat tremoru



-



Rijidik



-



Brodikinezi



MS tanısında MR’da hiperintens plakların görülmesi, uyarılmış potansiyellerde latans uzaması, BOS’ta oligoklonal bantların ve bilgisayarlı tomografi de hipodens lezyonların varlığı tanıya yardımcıdır.



Doğru cevap: D



Hipertonisitie: -



Spostisite (piramidal lezyon)



-



Rijidite (ekstrapiramidal lezyon)



120.Guillain Barresendromu hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Akut motor paraliziye neden olur.



MYASTENİA GRAVİS - Genç yaş bayanlar ve yaştı erkeklerde sık görülür - Patogenez: Postsinaptik nikotinik asetilkolin reseptörlerine gelişen IgG yapıdaki antikorlar, bu reseptörlerde azalmaya yol açar. - 9610-25 vakada timoma ile birliktedir. Diğer otoimmun hastalıklarla birlikteliği sıktır. - Klinik: Tekrarlayan hareketlerle artan kas güçsüzlüğü vardır. En sık kullanılan kaslar ekstraokiiler kaslar olduğundan genellikle ilk belirtiler pitozis ve diplopidir. Kas güçsüzlüğü asimetriktir ve günün ilerleyen saatlerinde daha belirgindir. Hastalığın en önemli komplikasyonu bulber kas tutulumuna bağlı solunum



B) Genç erişkinlerde sık görülür. C) Kraniallerden en çok fasial siniri tutar. D) Derin tendon refleksleri artmıştır. E) Tedavisinde IVIG iyi bir tercihtir. Derin tendon refleksleri azalmıştır.... -



Hastalığın gelişiminiden 2-3 hafta önce üst solunum yolu veya GIS enfeksiyonu (C. jejuni) hikayesi vardır. -



Distalden başlayarak hızla yukarı doğru ilerleyen ve kranial sinirlerle solunum merkezlerini de tutan (Landry’nin asendan paralizisi) bir seyir gösterir.



-



Akut simetrik motor paraliziye neden olur. Otonomik veya duyu belirtileri de vardır.



-



Duyu belirtilerinde derin duyu yüzeyel duyulardan daha çok etkilenir.



-



Kraniallerden en çok fasial siniri tutar. Hastalık 3. haftasında maksimum noktasına ulaşır ve 2-3 ay içinde tamamen düzelir.



-



Derin tendon refleksleri alınamaz.



-



Tanı: BOS’da protein artışına (100 mg/dl üstüne çıkar) pleositoz eşlik etmez (Albuminositolojik disosyasyon). EMG’de sinir iletim hızı düşer.



-



Tedavi: Hasta tanısı konar konmaz mekanik ventilatörü olan bir merkeze gönderilmelidir. Plazmaferez ve IVIG eşit etkinliktedir ancak plazmaferez hızlı düzelme sağlar.



yetmezliğidir. Güçsüzlük proksimalde distalden daha belirgindir.



Tam: 1. Tensilon testi: Edrofonium ile yapılır. Tensilon verilince kas güçsüzlüğü kısa bir süre için düzelir. Testin negatif olması tanıyı ekarte ettirmez. 2. Repetetif (Tekrarlayıcı) sinir stimulasyonu: Kas aksiyon potansiyelleri giderek düşer. 3 . Ach reseptör antikorlarının gösterilmesi 4. Tek lif EMG - Tedavi: En iyi tedavi edilebilen otoimmun hastalıktır. En sıkAch Esteraz inhibitörleri (Pridostigmin) kullanılır. Immunsupresyon amacıyla kortikosteroidler ve diğer ajanlar kullanılabilir. Hasta lar timektomiden yarar görür ancak etkisi geç (1-2 yıl) ortaya çıkar. Myastenik krizde plazmaferez ve IVIG kullanılır. - Lambert-Eaton Sendromu: Presinaptik kalsiyum kanallarına antikor gelişir. Repetetif sinir stimulasyonunda kas aksiyon potansiyelleri giderek artar. Genellikle paraneoplastik sendrom şeklinde “küçük hücreli akciğer karsinomunda” görülür.



Doğru cevap: E



Akut inflam atuar demyelinizan periferik radikulonörittir.



İmmunsupresyon uygulanabilir, hastalıkta mortalite %10’dur. Doğru cevap: D



121 .Multipl sklerozun en sık görülen ilk semptomu hangisidir? A) Parastezi B) Baş dönmesi C) Tremor D) Diplopi E) Halsizlik



122. Altmış dört yaşındaki erkek kollarında hissizlik ve güçsüzlük şikayetiyle başvuruyor. Fizik muaye­ nesinde kuvvet kaybı, atrofi ve kollarındaki birçok kasta fasikülasyonlarla birlikte sağ anterior tibialis kasında hafif kuvvet kaybı tesbit ediliyor. Duyu muayenesi normal. Derin tendon refleksleri aktif, elektro-fizyolojik çalışmalarda normal duyusal iletimle birlikte birçok kasta diffüz denervasyon tesbit ediliyor. En muhtemel tanı hangisidir?



Teorik b ilg i sorusu....



A) Geç başlangıçlı spinal müsküler atrofi



Multipl skleroz; MSS'nin multipl demiyelinizasyon atakları ile karakterize hastalığıdır. En sık görülen semptomu halsizliktir.



B) Lambert-Eaton myastenik sendrom C) Fasioskapulohumeral müsküler distrofi D) Amyotrofik lateral skleroz



Bunun dışında; v



Diplopi ve görme bozukluğu



v' Tremor, ataksi ve inkoordinasyon s



E) Multifokal motor nöropati



Paresteziler



A m yotrofik lateral skleroz, p ro g re ssif m otor nöron kaybıyla giden dejeneratif b ir hastalıktır..... -



Üst ve alt motor nöronların her ikisi etkilenir. Alt motor nöron kaybına bağlı fasikülasyonlar ve atrofi, üst motor nöron kaybına bağlı Babinski (+)’liği gözlenir.



-



Elektrofizyolojik çalışmalarda, diğer nöropatilerdeki gibi duyusal sinir anormallikleri ya da sinir iletiminde herhangi bir yavaşlama izlenmez.



-



EMG’de diffüz denervasyon tesbit edilir.



v' Baş dönmesi S Internükleer oftalmopleji S Optik nevrit görülebilir. PERİFERİK NÖROPATİLER (PNP) I.Akut motor paralizi: Guillain Barre, porfiri, difteri, hepatik, üremik, diabetik ve toksik (talyum).



Haffmann bulgusu potagnomoniktir.



2.Subakut sensorimotor - Simetrik: Alkol, pellegra, B12 eksikliği, ağır metal, solvent (arsenik, kurşun, civa) ilaçlar (INAH, etambutol, dapson, disülfiram, streptomisin), üremik, diabetik - Asimetrik: Diabet, lyme, sarkoidoz, vaskülitler (en sık PAN), kollagen doku hastalıkları 3. Kronik: - Akkiz: malign hastalıklar (Lenfoma, myeloma), kronik inflamatuar demyelinizan PNP (Guillain Barrenin kronik tipidir düzelme olmaz gittikçe kötüleşir), kollagen doku hastalıkları (Romatoid artrit, SLE, PAN), amiloid, metabolik bozukluklar (DM, hipotroidi), lepra



-



Doğru cevap: D 123.Aşağıdakilerden hangisi demans sebebi değildir?



tedavisi



mümkün



A) Depresyon B) Multipl serebral infarkt C) Tiroid hastalığı



- Herediter: Peroneal muskuler atrofi (charcot-marietooth), dejerine sottas (Hipertrofik PNP), refsum hastalığı, mitokondriel hastalıklar. BAZI ÖNEMLİ BİLGİLER



Sfinkterler, duyu ve göz kasları tutulmaz.



D) Subdural hematom E) Sitiliz Mantığımızla da yapabileceğimiz b ir soru...



• En sık polinoropati nedeni diabettir • Diabet kraniellerden en sık 3. kraniel siniri tutar.



DEMANS NEDENLERİ



• Diabet en sık distral simetrik eldiven çorap tarzı PNP yapar.



Geri dönüşü olmayan nedenler:



• Kurşun en sık radyal sinir tutulumu yapar



-



Alzheimer hastalığı



• B12 eksikliği I. ve II. motor nöron bulgularına neden olur.



-



Huntington hastalığı



• Her türlü nöropati yapan hastalık diabettir.



-



Creutzfeld-Jakop hastalığı



-



Multipl serebral infarkt (Vasküler Demans)



• Romatoid artrit en sık kompresyon nöropatisi yapar. • Leprada ve dejerine sottasta periferik sinirlerde hipertrofi vardır. __



Parkinson hastalığı -



HIV infeksiyonu



Doğru cevap: E Tedavisi mümkün demans sebepleri; -



Depresyon (pseudodemans)



NÖROLOJİ



9



40



Normal basınçlı hidrosefali



-



Subdural hematom



-



Tümör



-



İlaç yan etkileri



-



Tiroid hastalığı(en sık)



-



Vitamin B12 eksikliği



-



Tiamin eksikliği



-



Sifıliz



LOJI



-



I



-



I. ve II. motor nöron tutulumuna ait bulgular mevcuttur.



-



ALS motor nöronları tuttuğundan duyu bozukluğu yapmaz. MOTOR NÖRON HASTALIĞININ KLİNİĞİ



Başlangıç yaşı • Genelde 50 yaş üzeri • 30 yaş altında çok nadir • Erkeklerde daha sık



Semptomlar • Ekstremite kaslarında kuvvet kaybı, kramplar, fasikülasyon • Disartri, disfaji



-



Ağır metal intoksikasyonu



-



Hipersomnia



Bulgular • Kas erimesi, fasikülasyon • Ekstremite, dil yüz ve damak kaslarında kuvvet kaybı • Spastisite, DTR artışı, ekstansör plantar yanıt • Eksternal oküler kaslar ve sfinkterler tutulmaz • Duyu kaybı olmaz (sadece motor semptomlar görülür) • Genelde kognitif yıkım izlenmez



Doğru cevap: B 124.Alzheimer hastalığında bulunmayan hangisidir? A) Lewy cisimciği B) Senil plaklar C) D)



Hirano cisimciği Nörofibriler düğümler



E)



Beyinde atrofi



Lewy cisimciği subtantia nigrada Parkinson hastalığında görülen b ir cisim ciktir... Alzhemier’ de -



Hirano cisimciği



-



senil plaklar



-



granülovakuoler dejenerasyon,



-



nörofibriler düğümler



-



orta derecede beyin atrofısi



-



amiloid anjiopati



Doğru cevap: A



• Fokal, bir ekstremite distalinde başlar, önce ipsi ardından kontrlateral yayılım gösterir.



Doğru cevap: A 126.Komadaki bir hastada bilateral miyozis gözleniyorsa miyozis nedeni aşağıdakilerden hangisi olamaz? A) Morfin entoksikasyonu B) Ponsta kanama C) Göze pilokarpin damlatılmış olması D) Atropin entoksikasyonu E) Kodein entoksikasyonu A tro p in entoksikasyonu hariç diğ e r şıkla r m yozis nedenidir...



Midriazis nedenleri: -



Parasempatik denervasyon (3. sinir felci)



-



Travmatik



A) Duyu bozukluğu vardır



-



Farmakolojik (Atropin)



B)



DTR’ler artmıştır



-



Adie’nin tonik pupillası



C) D)



II. motor nöron bulguları vardır Atrofiler belirgin özelliktedir



-



Akut glokom krizi



E)



Fasikülasyon, fibrilasyonlar görülür.



125.Aşağıdakilerden hangisi amyotrofık lateral skleroz için yanlıştır?



ALS b ir m otor sistem hastalığıdır duyu kaybı olmaz... -



İlerleme biçimi



Genellikle ilk belirti ellerdedir.



Miyozis nedenleri: -



Sempatik denervasyon (Horner sendromu)



-



Farmakolojik (Pilokarpin)



Parmak hareketlerinde güçsüzlük sertlik ve beceriksizlik hissedilir.



-



iridosiklit



-



Opioid entuksikasyonu (mortin, kadein)



-



Bu arada fasikulasyonlar da vardır.



-



Pons kanaması



-



İlk belirtiler arasında tenar, hipotenar ve interosseal kaslarda atrofi vardır.



-



Dilde fibrilasyon ve fasikülasyon vardır.



41



128.BOS proteini artmış fakat hücre sayısı normal olan hastanın DTR’lerinde azalma veya kayıp, paraparezi veya tetrapleji, fasial dipleji bulguları da mevcutsa hangi hastalığı düşünürsünüz?



KOMADAKİ HASTADA GÖZ BULGULARI* Göz Bulgulan



Muhtemel Tanı



Reaktif pupiller, gözler sabit karşıya bakıyor, Oculosefalik reflex normal (OCR)



Toksik metabolik



Nokta pupiller



Narkotik zehirlenme (OCR normal) Pons veya serebellar hemoraji (OCR yok) Talamik hemoraji Miotik göz damlaları



A) Pürülan menenjit B) Myelit



Gözlerin diskonjuge deviasyonu



Yapısal beyin sapı lezyonları



Gözlerin konjuge lateral deviasyonu



İpsilateral pons infarktüsü Kontralateral frontal hemisferik infarktüs



Tek taraflı dilate pupil, refleks cevabın olmadığı fikse pupil



Supratentorial kitle Olması yakın beyin herniasyonu Posterior bağlantılı anevrizma



Bilateral orta büyüklükte fikse pupiller



Orta beyin lezyonları Olması yakın beyin herniasyonu



Raccoon gözler(Periorbital ekimoz)



Kafatası taban kırıkları



* Suni lens, kontakt lens, protez göz kullanan hastalarda veya katarakttı, katarakt cerrahisi geçirmiş hastalarda göz bulgularını görmek zordur.



C) Guillain-Barre sendorumu D) Subaraknoid kanama E) Intraserebellar kanama BOS’ta albuminositolojik disosiasyon tanımlandığından tanı guillain-barre sendromudur.... -



Guillain-Barre sendromu, periferik sinirler ve köklerde otoimmün demiyelinizasyon sonucu ağır motor ve daha hafif duyusal/otonom belirtilerle ortaya çıkan akut idiyopatik bir polinöropatidir.



-



BOS ta protein artmış fakat hücre sayısı normaldir, (albuminositolojik disosiasyon).



-



Muayenede, az-çok simetrik, ekstremitelerin distalinde daha ağır flask quadriparazi, derin tendon reflekslerinde azalma veya kayıp genellikle fasial dipleji bazan eldiven-çorap şeklinde distal hipoestezi bulunur.



Doğru cevap: C 129.Aşağıdakilerden hangisi Myastenia Graviste ilk tutulan kas grubudur? A) Mimik kasları



Doğru cevap: D



B) Faringeal kaslar C) Alt ekstremite kasları



127.Myastenia graviste görülmeyen ya da nadir görülen belirti hangisidir? A) Proksimal kaslarda güçsüzlük



hakim,



akşamları



D) Üst ekstremite kasları E) Ekstraoküler ve levator palpebra kasları



artan



B) Diplopi C) İdrar inkontinansı D) Yutma güçlüğü E) Pitozis Eksternal sfirıkter kaslarını nadiren tutabilir. Gaita ve idrar inkontinansı nadiren olabilir. -



MG, pitozis ve/veya diplopiye neden olur.



-



En sık ekstraokuler veya levator palpebra kaslarından başlayarak haftalar veya aylar içinde yüz ve çiğneme kasları, faringeal kaslar, boyun fleksör ve ekstansör kasları ile üst ve alt ekstremitelerin proksimal kaslarının tutulması izler.



-



Böylece nazal konuşma ve yutma güçlüğü, yüzde miyopatiye benzer anlamsız ifade ortaya çıkar.



-



Bu kas gruplarındaki güçsüzlük gelip geçicidir. Semptomlar gün içinde akşama doğru daha belirgindir.



Doğru cevap: C



NOROLOJI



J



MG, herhangi b ir kas grubundan başlayabilirse de (%60) ekstraoküler ve/veya levator palpebra kaslarından başlayarak pitozis ve/veya diplopiye neden olur. -



Yine tedavi ile en son düzelen kas grubuda aynıdır. Ekstraoküler kaslar ilaç alındıktan sonra en son düzelelir.



Doğru cevap:E 130.Epileptik nöbetler hangisi yanlıştır?



hakkında



aşağıdakilerden



A) Basit parsiyel nöbet motor, sensoryel, otonomik yada psişik olabilir. B) Kompleks parsiyel nöbette bilinç değişikliği olur. C) Absans nöbette bilinç değişikliği olmaz D) Lennox-Gestaut sendromunda atonik nöbet görülür. E) Jeneralize tonik klonik nöbet sırasında Babinski (+) olabilir.



Absans nöbette hastanın bilinci kapanır ye tipik olarak aurası yoktur...



131 .Aşağıdaki antikonvulsif ilaçlardan hangisi status epileptikus tedavisinde kullanılır? A)



EPİLEPTİK NÖBETLER A- Basit parsiyel: Bilinç değişikliği olmaz. Motor, sensoryel, otonomik veya psişik semptomlar olabilir. Motor tipte nöbetin yayılımı Jaksonian march gösterir. Fokal nöbetlerde Todd paralizisi olur. B- Kompleks parsiyel: Bilinç değişikliği olur. Genellikle temporal lobdan kaynaklanır. Psişik belirtiler (Deja vu, jameis vu, zorlu düşüncE)ve otomatizma (en sık oroalimenter olmak üzere verbal, gestural, ambulatuar) görülebilir. Postiktal amnezi vardır. Absans nöbetlerle karışabilir. Çünkü her ikisinde de loss of contact vardır, ayrım nöbetin uzun sürmesi, otomatizma olması ve EEG ile yapılabilir.



2) Myoklonik nöbet: Ani saniyeler süren sıçram alar olur. Sabah erken saatlerde ve extremite distalinde sıktır. Tonik kloniğe dönüşebilir. EEG’de tipik polispike dalgalar vardır. 3) Tonik-klonik nöbet: Aurası olabilir. Önce tüm kaslarda kasılmanın olduğu tonik dönem ardından da kaslarda kasılıp gevşemenin olduğu klonik dönem oluşur. Nöbet sırasında midriyazis ve babinski (+)’liği olabilir. Post-iktal konfüzyon, idrar-gayta kaçırma olabilir. 4) Atonik: Kaslarda ani tonus kaybı ile hasta yere düşer. Lenoux-Gestaut sendromunda (mental retardasyon, ilaca dirençlilik, EEG bulguları) görülür. D- Epileptik nöbetlerin sınıflandırılması: 1) Parsiyel: Basit, kompleks, sekonder jeneralise parsiyel nöbetler



B) Primidon



C) Valproik asit



D) Fenitoin E) Etosüksimid



Status epileptikus tedavisine diazepam ile başlanır, ancak, bu kısa e tk ili b ir antiepileptik olduğundan, b u n u n la b irlik te fe n ito in ya da fe n o b a rb ita l da başlanır.....



Status Epileptikus Tedavisi: 1) Diozepam 5-10 mg (parenteral) (solunum depresyonuna dikkat edilmesi) 2) Fenitoin 15 mg/kg (dakikada en fazla 50 mg gidecek şekilde yavaş intüzyon) (Aritmiye dikkat edilmeli)



C- Jeneralize nöbetler: Hepsinde bilinç değişikliği olur. 1) Absans (Petit mal) nöbet: 10-20 sn süren durgunluk olur. Nöbetler günde 30-50 defa görülebilir. EEG’de tipik 3/sn frekanslı diken dalga vardır. Genellikle pubertede kaybolur. Komplike absans veya absans statüsü gibi ağır formları olabilir.



Karbamazepin



3) Kemoborbital veya pentoburbital. STATUS EPİLEPTİKUS TEDAVİSİ • Havayolu ve kan dolaşımının kontrol edilmesi, gerekirse resusitasyon • IV yol • Metabolik testler ve olası AED kan düzeyleri için örnek alınması • %10 Dx 100cc, 200 mg. Tiaminle birlikte • Diazepam 10 mg. IV veya lorazepam 4 mg. IV, 15 dakika sonra tekrarlanabilir • Difenil Hidantoin 20 mg/kg IV, 50 mg/dk hızla yavaş puşe. 30 dakika içinde 10 mg/kg dozunda tekrarlanabilir, kardiyak monitörizasyon şarttır. • Kontrol altına alınamazsa entübasyon şartları sağlandıktan sonra fenobarbital 10 mg/kg IV ya da diazepam 0.2 mg/ kg/saat hızla infüzyon • Kontrol sağlanamazsa tiopental anestezisi • Kısa süreli ve sık uyku atakları • Ani gelişimli kas tonusu kaybı, şaşırma, sevinme gibi güçlü emosyonel değişikliklerin hemen ardından gelişir (Katapleksi) • Uyku başlangıcı ve uyanmaya yakın ortaya çıkan korkutucu hallusinasyonlar (Hipnogojik hallusinasyon) • Uyanma anında kısa üreli kuadripleji (Uyku paralizisi)



Doğru cevap: D



2) Jeneralize -



Konvulsif: Tonik-klonik (Grand-mal), tonik, klonik



-



Nonkonvulsif: Absans (petit-mal), atonik, myoklonik, atipik absans



132.Aşağıdakilerden hangisi status epileptikusun en sık nedenidir? A) Menenjit B) Uyku deprivasyonu C) Metabolik bozukluklar



3) Sınıflandırmama yan: paroksism al tonik spazmlar, spinal myoklonus E- Status epileptikus: Nörolojik acildir. Nöbetlerin 30 dk’dan uzun sürmesidir. En sık nedeni antiepileptiğin aniden kesilmesidir. Doğru cevap: C



D) Serebral tümör E) Antiepileptik ilaçların kesilmesi Status epileptikusun sebepleri; -



Antiepileptik ilaçların kesilmesi (en sık)



-



Ateş



43



Menenjit, ensefalit, serebrovasküler olaylar



Piramidal ve extrapramidal bulgular ve bazen anormal refleksler ve mesane disfonksiyonu aşağı motor nöron disfonksiyon belirtisi görülür.



Uyku deprivasyonu -



Metabolik bozukluklar, hipokalsemi, hiponatremi, hipoglisemi, böbrek ya da karaciğer yetmezliği



-



Alkol veya sedatif ilaçların ani kesimi



-



Kokain, trisiklik antidepresan ve izoniazid gibi ilaç intoksikasyonları



-



VVernicke ensefalopatisi kronik alkolizmde görülen B1 (thiamin) eksikliği sonucu gelişir. s



Tipik MRI bulgusu



v' T2 sekonsta kortikol hiperintensitedir. v' BOS’ta 14-3-3 proteini tespit edilir.



Doğru cevap: E



Doğru cevap: C



133.Aşağıdaki belirtilerden hangisi tabes dorsaliste görülmez? A) Hipertonik kaslar C) Ataksi



B) Argyll Robertson pupil D) Vibrasyon duyusu kaybı



E) Radiküler ağrı



135.0n sekiz yaşında erkek hasta ateş, baş ağrısı ve generalize nöbetlerle başvuruyor. BOS’ta mononükleer hücre pleositozu mevcut ve protein düzeyi artmış. EEG’de temporal bölgeden kaynaklanan bilateral periodik deşarjlar ve 2-3 dakikalık regüler intervallerde yavaş-dalga komplexleri mevcut CT’de bilateral, küçük, düşük-dansiteli temporal lob lezyonları görülüyor.



Tonusu oluşturan spinal mekanizmanın afferent kısmı bozulduğundan hipotoni olur. Hipertoni olmaz......



En ivi teşhis yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?



-



En erken ortaya çıkan duyu semptomu ağrıdır. Ağrı bir noktaya girer, objektif duyu kaybı vibrasyon duyusu ile başlar.



A) Anjiografi B) Serebral biyopsi C) Radionüklid görüntülüme D) Akut viral titreler



-



Vibrasyon duyusu, pozisyon duyusuyla birlikte kaybolur. Ataksi görülür.



Bulgular herpes simplex ensefalitini göstermektedir...



Hastalar vizüel impulslarla ataksilerini kısmen kompanse ederler. -



-



Ancak gözlerini yumduklarında yada karanlıkta ataksileri artar. (Romberg otonom disfonksiyon ve impotans vardır. Argylı Robertson pupilinde ışığa yanıt yoktur ancak akomodasyon mevcuttur.



E) BOS kültürü



-



Genellikle HSV-1 sebep olur.



-



Bu hastalıktan şüphelenildiği zaman, uygun ativiral tedaviye (asiklovir) hemen başlanmalıdır.



-



Teşhiste CT değerli, ama MRI diagnostik olabilir.



-



Beyin biopsisi, nadir uygulanan seçilebilecek diğer bir tanı yöntemidir.



-



Ancak kesin tanı beyin biopsisi ile konur.



Doğru cevap: A



Doğru cevap: B



134. Hızlı ilerleyen demansa myoklonusun eşlik ettiği, ailesel olanlarda belirgin otozomai dominant geçiş gösteren, öldürücü olabilen hastalık mikroskopik olarak kortekste spongioform değişiklikler gösteriyorsa hangi tanıyı alır?



136. Yukarıdaki soruda bahsedilen vakada en uvaun tedavi aşağıdakilerden hangisidir? A) Penisilin C) Vidarabin yada asiklovir



E) Steroid



A) Kuru hastalığı B) Progresif multifokal lökoensefalopati C) Creutzfeld-Jacobs hastalığı D) Subakut Sklerozan panensefalit E) VVernicke ensefalopatisi S p o n g io fo rm e n s e fa la p a tile r Ja co b s- C ru tz fe ld hastalığı, G erstm an-Straussler Sendromu ve Kuru hastalığını içerir.... PML ve SSPE yavaş virüs enfeksiyonudur -



Hızlı ilerleyen demansa ilave olan myoklonus, ailesel olanlarda otozomai dominant geçiş görülebilen öldürücü hastalık Jacobs Crutzfelddir.



B) Kloramfenikol D) Tetrasiklin



Vidarabin immunosüpresyona ve bir dereceye kadar nörotoksisiteye sebep olur. Asiklovir selektif olarak viral DNA polimerazı inhibe eder. Asiklovir en sık uygulanan tedavidir. Asiklovir, kısmen nontoksiktir ve hastalıktan şüphelenince hemen başlanmalıdır. Asiklovir porenterol uygulanmalıdır. Doğru cevap: C 137. İntraserebral abselerden en sık sorumlu ajan hangisidir? A) Proteus C) Streptokokkus viridans



B) Pseudomonas D) Toksoplasma



E) E. coli



NÖROLOJİ



-



Intraserebral abselerde en sık olarak izole edilen ajan Streptokokus viridansdır...



-



Okülosefalik refleks relatif olarak korunmuş ve arama şeklinde göz hareketleri mevcuttur.



-



Hastalarda özellikle flexion-extansionda ense sertliği vardır.



-



PSP;



PARKİNSONİZM - Parkinsonizm klinik bir teşhistir. 3 kardinal bulgusu vardır: • İstirahat tremoru: anksiyeteyle artar hareketle azalır. • Bradikinezi: istemli hareket fakirliğidir • Rijidite: Hem fleksör hem ekstansör kaslarda tonus artmıştır. Dişli çark rijiditesi parkinsonizm için patognomoniktir - Diğer belirtiler: • Postural instabilite: postural refleksler kaybolmuştur, pull testi pozitiftir. Geç bulgudur. • Fleksiyon postiirU: Hastanın tüm eklemlerinde fleksiyon vardır. Geç dönemde oluşur. • Freezing: hareketi yaparken donakalmadır. Harekete başlarken (başlama tereddüdü) ve etrafında dönerken fazladır. Geç dönem bulgusudur. - Parkinsonizm plus sendromlarının özellikleri: Erken yaşta başlayabilirler, ilaca cevap az veya hiç yoktur. Freezing, postural instabilite ve fleksiyon postürü erken dönemde gelişir (parkinson hastalığında ise geç dönemde) - Sekonder parkinsonizm nedenleri: • Hidrosefali: vücut alt kısmında belirtiler vardır (Lower body parkinsonizm), Freezing erken başlar. • İlaçlar: Dopaminerjik blokör-depletör, kalsiyum kanal blokörleri, lityum. Bu hastalarda belirtiler genç yaşta simetrik görülür. • Enfeksiyonlar: AIDS, fungal enfeksiyonlar • Travma: küçük hemorajilerle • Tümör • Toksinler: MPTP, CO, CN, metanol, manganez • VaskUler: multiinfarkt, Binsvvanger hastalığı



Doğru cevap: C



138.Yetmiş yaşındaki erkek hastada, rijidite ve sık olarak dengesini kaybedip düşmeyle birlikte olan ilerleyici postural instabilite mevcut. Fizik muayenede; aşağıya doğru olan sabit bir bakış, ense sertliği ve fikse yüz ifadesi tesbit ediliyor. En muhtemel tanı hangisidir?



v" Supranükleer oftalmopleji V Psödobulber palsy ^Aksiyal rijidite v' Ilımlı demans -



Başlangıç 50 yaş sonrasındadır.



-



Ani düşmeler, dengesiz yürüme, dizortri, disfoni, vertikal bakış felci, intellektüel kapasitede azalma mevcuttur. PARKİNSON HASTALIĞI



• Epidemiyoloji: 65 yaş üstünde 1/200 sıklıktadır. 40 yaş üstünde başlar. • Etyoloji: Nedeni bilinmemektedir. Substansiya nigra compactadaki dopaminerjik nöronlarda azalma vardır. Ancak bu nöronların %75’i kaybedildikten sonra semptomlar ortaya çıkar. • Klinik: Daima asimetrik başlar %70 vakada ilk semptom tremordur. Diğer erken belirtiler rijidite ve bradikinezidir. Postural instabilite, fleksiyon postürü, freezing ve otonomik tutulum geç dönemde görülür. En sık otonomik semptom ortostatik hipotansiyondur, inkontinans, impotans olabilir. %75 hastada depresyon vardır ve % 20 hastada da demans gelişir. • Morfoloji: Parkinson hastalığının kesin tanısı substansiya nigrada Lewy cisimciklerinin görülmesiyle konulur. Yaklaşımı • Semptomlar hafifse ilaç gerekmeyebilir • Ana problem tremorsa antikolinerjikler verilir • Ana problem akinezi ise dopamin agonisti başlanır • Dopamin agonistlerine cevap yoksa L-DOPA + dekarboksilaz inhibitörü kullanılır. Cerrahi tedavi • Talamotomi ile tremor önlenebilir • Pallidotomi DOPA diskinezisi için yapılır • Subtalamik nükleus stimulasyonu her semptoma etkili, ilaç ihtiyacını azaltır. Ancak progresyonu önlemez.



A) Parkinson hastalığı



B) Postensefalitik parkinsonizm C) Huntington hastalığı D) Progressif supranükleer palsy (PSP) E) Shy-Drager sendromu Bu b ir Parkinson plus sendromudur... Tipik özelliği erken düşmedir... -



Parkinson hastalığında da, erken düşme, tremorsuz rijidite olmasına rağmen, bunlar daha çok PSP’nin tipik özellikleridir



-



PSP’li hastalar daha sık ve ciddi yaralanmalara sebep olacak şekilde düşerler.



-



Bir diğer erken bulgu, gözün bir yere fikse olmasıdır.



Doğru cevap: D



139. MSS’de myelinizasyon hangi aylarda başlar? A) 4. ayda C) 6. ayda



B) 5. ayda D) Doğduktan sonra E) 7. ayda



Teorik bilgi sorusu... -



Miyelinizasyon, PSS’de embriyonal 4. ayda, MSS’de embriyonal 6. ayda başlar.



-



Organizmada ilk işleve başlayacak sinir en önce myelinleşir.



-



Ancak piramidal yolları oluşturan sinir liflerinde miyelinizasyon doğumdan sonra 1-2 yaşlarına kadar devam eder.



-



Miyelinizasyon çocuğun yürümesini sağlar.



141 .Tek taraflı ışık refleksinin kaybı ile birlikte geniş pupil ve tendon reflekslerinde azalmanın olduğu hastalık aşağıdakilerden hangisidir? A) Horner sendromu B) Okulomotor paralizisi



PARKİNSONİZMDE TEDAVİ - Levodopa (L-DOPA): Korpus striatumda dopaminerjik aktiviteyi restore eder. Parkinsonizm tedavisinde primer ilaçtır. Oral olarak alındığında santral sinir sistemine ancak %3’ü ulaşır, kalanı periferde dopamine metabolize olur. Bu nedenle periferik dopa dekarboksilaz inhibitörleri (karbidopa-benzserazid) kullanılır. Yan etkileri:



C) Tentoriyal herniasyon D) Kavernöz sinüs trombozu



E) Adie sendromu Tarif edilen Adie sendromudur (Tonik pupil)....



• Diskinezi: tedavide ana sınırlayıcı faktördür. %80 hastada görülür. Pallidotomi ile engellenebilir. • Akinezi: istemli hareketlerin birkaç dakika saat azalmasıdır. Doz sonu, paradoks veya on-off akinezisi şeklinde olabilir. On-off fenomeninde motor fluktuasyon vardır. • Diğer yan etkiler: psikoz, bulantı-kusma (CTZ’nin uyarılmasıyla), postural hipotansiyon ve midriyazisle akut glokom atağının presipitasyonudur. • Kontrendikasyonlar: psikotik hastalıklar, dar açılı glokom, peptik ülser - Dopamin agonistleri: Bromokriptin ve pergolid: L-DOPA kadar etkili değildirler. Amantadin ve antikolinerjiklerden daha etkilidir. En önemli yan etk ile ri kalp damar sisteminedir. Bu yan etkiler periferik D2 blokör olan Domperidonla önlenebilir. - Amantadin: Parkinsonda nasıl etkili olduğu bilinmeyen bir antiviral ilaçtır. Erken dönemde kullanılabilir. Halusinasyon, konfüzyon ve periferik ödem yan etkileridir. - Apomorfin: D1 ve D2 reseptörleri etkileyen dopamin agonistidir. On-off’ ları fazla olan hastalara verilir. Paranteral kullanıldığından pek tercih edilmez. - Antikolinerjikler: Tremora çok etkilidir. Bradikinezi ve rijiditeye etkisi azdır. Erken dönemde kullanılabilir. Konfüzyon, idrar retansiyonu, dar açılı glokom atağına neden olduklarından yaşlılarda tercih edilmez. Prostat hipetrofisi, dar açılı glokom ve paralitik ileusta kontrendikedir.



-



Anizokori, ışık refleksi azalması veya kaybolması ve DTR de azalmayla karakterizedir.



-



Anizokori aydınlıkta daha belirgindir.



-



Tonik pupil daralmaz.



-



Tentoriyal herniasyonda anizokori, ışık refleksinde kaybolmayla birlikte hemen her zaman bilinç bozulması vardır.



Doğru cevap: E 142. Komanın acil tedavisinde önemli yeri olan vitamin hangisidir? A) Vitamin B6 C) Vitamin B1



B) Vitamin B12 D) Niasin



E) Vitamin B5 Thiamin (Vitamin B1) eksikliği önemli b ir koma sebebi olduğu için, komada gelen hastalara hemen 50-100 mg iv thiamine verilmelidir. Doğru cevap: C 143. Aşağıdaki bası ile oluşan nöropatilerin hangisinde radial sinir etkilenir?



- MAO-B inhibitörleri: Selejilin: Dopaminin yıkımını önleyerek etkisini uzatır. Erken dönemde etkilidir. Amfetamin benzeri etkisi olabilir. Yan etkileri tolere edilebilir.



A) Servikal kot sendromu B) Posterior interosseous sendrom C) Pronator sendromu D) Karpal tünel sendromu



Doğru cevap: C



E) Anterior interosseous sendrom 140. Parkinsonizmde kullanılan L-dopaya bağlı gelişen sekonder psikotik tabloların düzeltilmesinde hangi ilaç kullanılır? A) Klozapin



B) Diazepam



C) Sertralin



D) Haloperidol E) Alprazolam



Klozapin ekstrapramidal yan etkisi olmayan atipik b ir nöroleptiktir. -



L-dopaya bağlı gelişen sekonder psikotik tabloların düzeltilmesinde faydalı bir ajandır.



Doğru cevap: A



Anatomi bilgisi isteyen b ir soru... -



Posterior interosseous sinir radial sinirin motor terminal dalıdır.



-



Anterior interosseous sendromunda ön kolda ağrı ve flexor pollicis longus paralizisi mevcuttur.



-



Karpal tünel sendromu median sinir dallarının transvers karpal ligament altında sıkışmasıdır.



-



Servikal kot sendromu, pronator sendromunda da median sinir basısı söz konusudur.



Doğru cevap: B



144. Aşağıdaki hastalıklardan sendromu görülmez?



hangisinde



Horner



A) Pancoast tümöründe B) Servikal sempatik ganglionlarda bası C) VVallenberg sendromu D) A .carotis interna duvarı lezyonlarında E) Tentoriyal herniasyon Bu soruyu yapabilmek için öncelikle sempatik liflerin anatomik olarka nerden geçtiğini bilmek gerekir...



Horner Sendromu: -



Unilateral myozis yüzün yarısında anhidrozis ve enoftalmi ile karakterizedir. Işık ve akomodasyon refleksleri normaldir.



-



Yüzün ve gözün sempatik denervasyonu sonucu gelişir.



-



Tentoriyal herniasyon supratentorial bası ile temporal lobun medial kısmı oval biçimdeki tentorial açıklığın içine doğru girmesidir.



-



Bu kısımdan orta beyin geçmektedir, ilk belirtilerden biri 3. sinirin basıya maruz kalmasına bağlı midriyazis ve pitozisdir.



VVallenberg Sendromu (Lateral Medüller enfarkt): -



PICA'nın tıkanması sonucunda oluşur.



-



Bulantı-kusma, vertipa, ataksi, nistogmus aynı taraf yüzde ve karşı taraf vücut yarısında ağrı-ısı duyusu kaybı, distoji, dizartri bulantı-kusma Horner sendromu.



Doğru cevap: E 145.KIBAS’ta en sık tutulan kafa çifti hangisidir? A) N. occulomotorius B) N. trigeminus C) N. abducens D) N. fasialis E) N. trochlearis Bu soruda kafa içinde en uzun seyreden kranil sinir b ilgisi ile karıştırmamak lazım. Kafa içinde en uzun yol giden sin ir 4. Kranial sin ir iken KİBAS’da en sık 6 kranial s in ir etkilenir... -



KIBAS’ta sık görülen nörolojik bulgular papil ödemi ve abducens paralizisidir.



-



Kranial sinirlerden en fazla N. Abducens tutulur. Bunabağlı m. rektuslateralisinnerveedilemediğinden göz ortada kalır. Yani yana bakış kısıtlılığı ortaya çıkar.



-



Hernisiyanda ise en fazla etkilen kranial sinir ise N. Occulomotorius’ dur.



HORNER SENDROMU - Horner sendromunda yüze ait sempatik lifler zarar görmüştür. Hipotalamus veya beyin sapındaki vasküler olaylar sempatik lifleri etkileyerek horner sendromuna neden olabilirler. - Superior servikal ganglion hasarı (pankoast tümörü, travma vs.) yüze giden sempatik lifleri etkileyeceğinden horner sendromu görülebilir. - Klinik: Lezyon tarafında enoftalmus, pitozis, midriyazis görülür. - Neden santralse tüm vücut yarımında, medulta spinalisle sup. servikal ganglion arasındaysa o yandaki yüz ve boyunda, sup. servikal ganglionun üstünde ise sadece alında terleme kaybı (anhidrozis) olur. - Horner sendromu eğer cluster (küme) başağrılarıyla beraber görülüyorsa bu duruma paratrigeminal sendrom denir.



KİBAS • Normal kafa içi basıncı 80-200 mmH20’dur. Kafa içi basıncını vasküler yapılar beyin ve BOS arası denge sağlar. Bu yapılardan birinin hacmi artınca diğer yapılarca kompanse edilir. Kompanse edilemezse kafa içi basıncı birden şiddetli bir şekilde artar. • KİBAS acil bir durumdur hasta her an herniye girebilir. • KİBAS belirtileri: Kardinal ve minör diye ayrılır. Minorlarda lokalizasyon veren ve vermeyen olarak ayrılır. - Kardinal belirtiler: Başağrısı, bulantı-kusma, papil ödem - Minör, lokalizasyon vermeyen belirtiler (Cushing triadı): Kan basıncı artışı, bradikardi, solunum düzensizliği ve şuur eksikliği - Minör, lokalizasyon veren belirtiler: hemiparezi-pleji, afazi, astregnozi, dismetri, midriazis (CN3 felci) vs. • KİBAS’a yaklaşım: KİBAS’ta beyin perfüzyonu azalmıştır bu nedenle hipoksemi ve hipotansiyon hasarı arttırır. Ayrıca beyin kan akımının majör düzenleyicisi C02 olduğundan hipoksemide intrakraniel basınç daha da artar. - Hasta gelince monitorizasyon için en önemli metodlar pupiller ve kardiovasküler refleksler ve Glaskow koma skalasıdır. - Hasta başı yukarıda pozisyon verilir (semifowler pozisyon) - Mutlaka solunum düzenlenir gerekirse mekanik ventilasyon yapılır. Solunum düzenlenmezse C02 sürekli artacağından ne yapılırsa yapılsın intrakranial basınç düşürülemez (yapılması gereken en önemli işlem) - Diüretik: Furasemid veya mannitol kullanılır. Mannitol hem şiddetli diürez yapar hem de serbest radikalleri tutar bu nedenle ilk tercihdir. Rebound yapabilir. Steroid + furosemidde verilebilir. - Genel bakım kaideleri: Antikonvülsan verilir, sıvı kısıtlaması yapılır. Fazla miktarda kristaloid solüsyon verilmesinden ve ağrılı uyaran verilmesinden kaçınılmalıdır. • KİBAS’ta gastrik ülsere bağlı (Cushing ülserleri) kanamalar olabilir.



Doğru cevap: C



146.lnternükleer oftalmopleji (INO) ile en cok ilgisi olan aşağıdakilerden hangisidir? A) Konjenital nistagmus B) Spinoserebellar dejenerasyon C) Multipl skleroz D) Kronik menenjit E) Progressif supranükleer palsy (PSP)



147.Kırkbeş yaşındaki kadın hastada aylar içinde gittikçe ilerleyen sallanarak yürüme şikayeti var. Nörolojik muayenede alt ekstremitelerde belirgin koordinasyon bozukluğu, vibrasyon yokluğu tesbit ediliyor. Ayırtça diz ve ayak bileği refleksleri yok ve Babinski bilateral (+). Hasta ayakta durabiliyor, fakat gözlerini kapattığı zaman düşüyor. Çenesini göğsüne değdirdiği zaman bacaklarına doğru yayılan elektriksel bir duyudan bahsediyor. Yürüyüşü anormal. En muhtemel teşhis hangisidir?



Özellikle “bilateral İnternükleer oftalm opleji -BİNOMultipl skleroz için çok tipikdir... -



INO beyin sapında medial iongitudinal fasikülün disfonksiyonu anlamını taşır.



-



Sıklıkla multipl skleroz, beyin sapı tümörü ve inme ile ilişkilidir.



-



Myastenia gravis benzer göz hareketi bozukluklarına sebep olabilir.



-



PSP, başlangıçta okulosefalik reflekslerin korunduğu, supranükleer oftalmoplejiye sebep olur.



-



Göz hareketleri beyin sapı okulomotor “çekirdek” fonksiyonlarına bağlıdır.



-



Kronik menenjit kranial sinirleri etkiler.



-



Spinoserebellar dejenerasyonlu hastalarda oküler ataksi vardır.



“Nöroftalm oloji” başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: C



A) Serebellar ataksi; dejenerasyon



paraneoplastik



serebellar



B) Sensoriyal ataksi; multipl skleroz C) Serebellar ataksi; alkolik serebellar dejenerasyon D) Sensoryal ataksi; subakut kombine dejenerasyon E) Motor ataksi; Guillian Barre sendromu B u lg u la rın a y la r iç in d e ile rle m e s i ve ö z e llik le serebellar b u lg u la r olamsı B12 vitam in eksiklğ in i düşündürmektedir.... -



Pozitif Romberg (Gözlerini kapatınca yere düşmenin olması) alt ekstremitelerde ciddi bir duyusal bozukluk olduğunu gösterir, (sensoryal ataksi).



-



Lhermitte işareti, (boyun hareketleriyle vücutta elektriksel bir ağrının olması) lezyonun üst servikal kordun dorsal çekirdeği yakınlarında olduğunu gösterir.



-



Sebep olan hastalıklar multipl skleroz, servikal stenoz ve subakut kombine dejenerasyondur.



-



Hastanın fizik muayenesi üst motor nörona ait bulgularla birlikte, sensoryal nöropatiyi de desteklemektedir.



NÖROFTALMOLOJİ*• A) PUPİLLA • • • •



Marcus Gunn pupîİlası: Parsiel optik sinir lezyonlarında (optik nörit) olur. Amorotik pupil: Optik sinirin komplet lezyonunda olur. Direk ışık refleksi alınamaz. Tektal pupilla: Bilateral midriyazis vardır, ışık refleksi alınamaz Argyll Robetson pupiİlası: Pupil miyotiktir ışık refleksi yoktur, akomodasyon vardır, Edinger Westphal lezyonunda olur. Nörosfiliz için tipiktir. • Anizokori: Unilateral miyozis (Horner sendromu, iridosiklit, farmakolojik ajan, Argyll-Robertson pupillası), unilateral midriyazis (3. Sinir felci (unkal herni), travmatik yırtık, dar açılı glokom, adie pupil, farmakolojik ajan). • Bilateral miyozis: Morfin, fenobarbital, organofosfat intoksikasyonu, diensefalon ve pons lezyonu, farmakolojik ajan • Bilateral midriyazis: Tektal lezyon, antikolinerjik (atropin) zehirlenme, farmakolojik



B) HORİZONTAL HAREKET BOZUKLUKLARI • • • • •



Tonik deviasyon: 8. Alan lezyonunda gözler lezyon tarafına bakar, pons lezyonlarında gözler aynı yöne devie olur. Bakış felci: ponstaki PPRF lezyonunda olur, lezyon tarafına bakılınca gözler orta hattı geçemez. Locked in sendromu: ponsta bilateral PPRF’yi tutan lezyonlarda görülür, gözler sadece vertikal hareket yapabilir. Fisherin 1,5 sendromu: ponsta hem PPRF hemde MLF’yi tutan lezyonda olur. Lezyon tarafına bakış felci + İNO vardır. İnternükleer oftalmopleji (İNO): unilateral MLF (medial iongitudinal fasikülüs) lezyonunda olur, lezyon tarafında göz içe bakamaz dışa bakarken nistagmus olur. SVO veya Multipl skleroz ile ilişkili olabilir. • Bilateral İNO (BİNO): iki taraflı MLF tutulumu ile olur. MS için patognomoniktir.



C) VERTİKAL HAREKET BOZUKLUKLARI • Tonik deviasyon: aşağı tonik deviasyon hidrosefali ve talamik hemorajilerde, yukarı tonik deviasyon, okuljirik krizde (antipsikotik ilaç kullanımı) görülür. • Parinaud sendromu: akuaduktal (tektal) bölge lezyonlarında olur. Vertikal bakış felci, konverjans-retraksiyon nistagmusu, tektal pupillalar (midriatik, ışık yakın disosiasyonu), kapak retraksiyonu vardır. • Skp w H pviaw nn* v p r t ik a l kanırıp» v a r d ı r n n n t n ç p r p h p lla r n p d ik iil İP 7 v n n la r ın d a o n r i’ı l i ’ı r



NÖROLOJİ



7



Bu kobalamin (Vitamin B12) eksikliğinin neden olduğu subakut kombine dejenerasyon için tipiktir.



-



Parsiyel ve komplet dal blokları hayatın ileri dönemlerinde ortaya çıkar ve ani ölüme sebep olabilir.



Hastada periferal nöropati varsa, alkolik serebellar dejenerasyondan ayırdedilmesi zor olabilir.



-



Diabet ve immünoglobülin hiperkatabolizmasına bağlı hipogamaglobülin yaygındır.



-



Multipl sklerozlu hastalarda derin tendon reflekslerinin olmaması sık rastlanan bir bulgu değildir.



-



-



Guillian Barre sendromu akut ataksi şeklinde kendini gösterebilir. Ve kas gerginliği ve derin tendon refleksleri test edilmezse, tanıda hataya düşülebilir.



Gebe hastalarda doğum güçtür ve etkilenen infantlarda çiğneme ve solunum yetmezliği yapacak ciddi kas güçsüzlüğü görülebilir.



Doğru cevap: A 150.Aşağıdakilerden hangisi “Marcus Gunn pupil” için doğrudur?



Doğru cevap: D



A) Optik sinir hastalığını gösterir.



148. Elli altı yaşında obez, diabetik bayan hasta sağ uyluk lateralinde yanma ve karıncalanma tarifliyor. Fizik muayenede o bölgede duyu azalması tesbit ediliyor.



B) Akomodasyon reaksiyonu vardır, ışık reaksiyonu yoktur. C) Pupilla küçük ve irregülerdir.



En muhtemel tanı hangisidir?



D) Diğer pupilden daha büyüktür.



A) Maraljia parestetika



E) Bilateral olabilir.



B) Diabetik femoral nöropati



Terminoloji sorusu....



C) L4 disk hernisi (sağ) D) Gerilim myaljisi



-



Marcus Gunn pupil ya da afferent pupil defekti, optik sinir hastalığını gösterdiğinden önemlidir.



-



Marcus Gunn pupili bulmak için “sallanan fener testi” yapılır.



E) Pyriformis sendromu Maraljia daha çok obezlerde görülen bacağın yan tarafında ağrı ve uyuşuklukla karakterize b ir ağrıdır.... -



Maraljia parestetika, bazı hastalarda kronik ağrıya sebep olmasına rağmen, benign bir hastalıktır.



-



Optik sinir hastalığı bilateral ise, bu test normal olabilir.



-



Lateral femoral kutaneus sinirde hasar vardır.



-



Optik sinir hastalığı anizokoriye neden olmaz.



-



Güçsüzlük ve refleks değişiklikleri görülmez.



-



Bu durum idiopatiktir, fakat obezite ve diabet predispozan faktörler arasında yer alır.



-



Hastalardaki ağrının dağılımı ve karakteristiği lomber disk hernisinden farklıdır.



Doğru cevap: A 149. Aşağıdakilerden hangisi karakteristiği değildir?



myotonik



Doğru cevap: A 151 .Yetmiş yaşındaki erkek hasta, aile üyelerini, seslerini duymadığı sürece tanıyamıyor. Görme keskinliği, görme alanı, göz hareketleri, pupil reaksiyonları ve fundus muayenesi normal. Aynaya baktığı zaman kendini tanıyamaması dışında tüm fizik muayene bulguları normal. En muhtemel teşhis hangisidir?



distrofinin



A) Aleksia C) Akromatopsi



A) Baldır hipertrofisi B) Distal güçsüzlük C) Kardiak iletim defektleri D) Subkapsüler katarakt E) Perküsyon myotonisi B a ld ır h ip e rtro fisi, Duchenne m ü skü le r d is tro fisi, hipotiroidizm , m yotoni konjenita ve sistiserkoziste görülür.... -



Myotonik distrofi otozomal dom inant bir hastalıktır, distal güçsüzlük ve atrofi görülür.



-



Kasların yanında diğer organlar da etkilenir.



-



Hastada subkapsüler katarakt olur.



B) Agnozi D) Polinopi E) Sinestezi



B ir term inoloji sorusu.... -



Visuel agnozis, visuel duyunun selektif bir bozukluğudur.



-



Bu hastalar aile üyelerinin yüzlerini tanıyamazlar; prosopagnozi.



-



Prosopagnozi bilateral occipitotem poral lezyonları gösterir.



Doğru cevap: B



Agrafi olmaksızın alexia (hasta yazabilir, okuyamaz) sol occipital korteks ve hemisterler arası görme yollarındaki hasar sonucu ortaya çıkar......



A) Sustalı çakı fenomeni



-



Hastada sağ homonimus hemianopsi vardır.



-



Diskalküli, parmak agnozisi ve sağ-sol konfüzyonu Gerstmann sendromunda olur ve dominant parietal korteks hasarını gösterir.



-



Sol yarısından haberdar olmamak ve hastalığını kabullenmemek (anosognosia) nondominant parietal korteks hasarını gösterir.



B) Babinski işareti C) Artmış kas germe refleksleri D) Fleksiyon ve ekstansiyon tonusunun eşit olması E) Farklı tonuslar Tanım sorusu.... -



Artmış kas tonusu varlığında 4 ihtimal vardır: spastisite, rijidite, paratoni ya da kombinasyon



-



Spastisitede birbirine zıt çalışan kaslardan birindeki (üst ekstremite fleksörleri, alt ekstremite ektansörleri gibi) tonus artışı daha fazladır.



-



Spastisitede “Sustalı çakı” fenomeni (Ekstremitelerin önce zorlanıp sonra aniden açılması gibi) ve artmış refleksler; klonus ve babinski işareti vardır.



-



Paratonide tonus farklıdır, hasta gevşemeyi denediği zaman daha kötü olur.



-



Rijidite, karakteristik olarak parkinsonizmde görülür.



-



Tonus “kurşun boru" gibi fleksion ve ekstansionda eşittir. Tremor da eklendiği zaman “dişli çark” adı verilir.



SEREBRAL VEN SİNÜS TROMBOZUNUN KLİNİĞİ Kavernöz sinüs • Proptoz, ptozis, başağrısı, eksternal ve interrıat oftalmopleji, papilödem, trigeminal sinirin 1. dalına ait duyu kaybı • Sıklıkla bilateral, ağrı ve ateş tabloya eşlik eder.



Süperior sagital sinüs • Başağrısı, papilödem, nöbetler • Bilateral venöz tutuluma ikincil ilerleyici motor ve duyu kayıpları



Transvers sinüs • Hemiparezi, nöbetler, papilödem • Juguler foramene yayılımla 9, 10 ve 11. Kranial sinir felçleri



Doğru cevap: D SEREBRAL VEN TROMBOZUNUN SEBEPLERİ 153. Asteriksis nedir? Predispoze edici faktörler A) Distal kıvrılma tarzında hareket bozukluğudur B) Proksimal - sıçrayıcı tarzdadır C) Ritmik tremordur D) Durdurulabilir E) Sıçrayıcı tarzda fakat ritmik değildir



• • • • • •



Dehidratasyon Hamilelik Behçet hastalığı Trombofili Hipotansiyon Oral kontraseptifler



Lokal nedenler B ir term inoloji sorusu.... -



A steriksiste çabuk düzelm esiyle birlikte olan ani kas tonusu kaybı vardır. Negatif bir myoklonus’tur.



-



Özellikle bilekler dorsifleksionda iken, ellerde görülür.



-



Sıçramalar ritmik değildir ve asenkronizedir. (iki elde birbirinden farklı).



-



Hepatik ve üremik ensefalopatiyle yakından ilgilidir.



Doğru cevap: E



• • • • • •



155.Uyku, uyanıklık siklusları ve otonomik fonksiyonların korunduğu, devamlı, kognitif fonksiyonların kaybıyla giden durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Stupor



B) Delirium



C) Vejetatif durum



A) Bilateral parietal hasar sonucu gelişir.



E) Hastada sağ homonim hemianopsi vardır.



Paranazal sinüzit Menenjit, subdural ampiyem Penetran kafa ve yüz travmaları Fasyal yumuşak doku enfeksiyonu Otitis media, mastoidit Kafatası fraktürleri



Doğru cevap: E



154. Aşağıdakilerden hangisi “agrafi” olmaksızın ortaya çıkmış “alexia” için doğrudur?



B) Hasta okuyabilir, fakat yazamaz. C) Hastada diskalküli, parmak agnozisi ve sağ-sol konfüzyonu da vardır. D) Hasta vücudunun sol yarısından haberdar değildir.



NOROLOJI



152. Artmış pasif kastonusu varlığında, aşağıdakilerden hangisi “rijidite” tanımı için doğrudur?



D) Koma E) Hiçbiri



Uyku uyanıklık siklü sle rin in korunm ası komadana ayırıcı tanıda önemlidir... -



Vejetatif durum, bilinç değişiklikleriyle giden, otonomik fonksiyonlar, uyku uyanıklık sikluslarının sürdüğü bir durumdur.



L



-



Tam bir kognitif fonksiyon kaybı vardır.



-



Bu durum, akut, ciddi bilateral serebral hasar birlikte ortaya çıkabilir ya da demansın son dönemlerinde gelişebilir.



-



A)



156.Serebellar hangisidir? A)



kaybına



Topognozi



verilen



isim



B) Apallostezi



C) Grafestez



Beyin sapı refleksleri korunmuştur.



D) Steroognozi E) Kortikal sönme



Apallostezi; vibrasyon duyusunun kaybıdır.....



Doğru cevap: C lezyonların



Nistagmus



özelliği



olmayan



Topognozi; dokunulan yerin bilinmesidir. Grafestezi; vücudun değişik bölgelerine çizilen harf ve şekillerin tanınmasıdır.



B) Kas atrofisi



C) Dizartri



D) Disdiadokokinezi E) Ataksi



Kas atrofisi II m otor nöron hastalıklarında görülür...



Serebellar lezyonlarda; -



158. Vibrasyon duyusunun hangisidir?



Kas aktivitesinin düzensizliği ve uyumsuzluğu (inkoordinasyon)



-



Kranial sinirlerde; nistagmus, dizartri



-



Kollarda; parmak-burun ataksisi, rebound fenomeni, disdiodakokineji



-



Bacaklarda; diz-topuk ataksisi, yürüme ataksisi, düşmeler, disdiodakokinezi



-



Tek taraflı serebellar lezyonda, nörolojik defisit lezyonun aynı tarafındadır.



Stereognozi; gözü kapalı eline alınan eşyanın tanınmasıdır. Kortikal sönme; paryetal kodeksin destrüktif lezyonlarında iki taraflı duyu muayenesinde lezyonun karşı tarafının sönüp sağlam tarafın bilinmesidir. Anazognozi; minör hemisfer lezyonlarında karşı tarafın inkar edilmesidir. Doğru cevap: B 159. Katarakt, erkeklerde testis atrofisi ve alopesi hangisinde görülür? A) Myotonik distrofi B) Duchenne distrofi C) Fasioskopulohumeral distrofi D) Myotonia congenita E) Limb-girdle distrofi



Doğru cevap: B



Frontal alopesi en çok dikkat çeken bulgudur....



157.Aşağıdakilerden hangisi Friedreich ataksisinde görülmez?



Myotonik musküler distrofi; kromozom 19’da lokalize otozomal dominat bir bozukluktur. Klinik belirtileri;



A)



Demans



C) Hiporefleksi



Bu h a s ta la rd a korunmuştur...



B) Dizartri D) Ekstremite ataksisi E) Skolyoz tip ik



o la ra k



m e n ta l



durum



-



Karakteristik kas myotonisi (kontraksiyona yanıt olarak uzun süreli kas aktivitesi)



-



Distal güçsüzlük



-



Katarakt



-



Frontal saç dökülmesi



-



Testis atrofisi



-



Frataksin geninde (T. kromozomunda) TAT üçlü tekrarı mevcuttur.



-



Entellektüel bozukluk



-



Friedreich ataksisi genellikle otozomal resesif, nadiren otozomal dominant geçiş gösteren, 5-15 yaşlar arasında başlayan bir hastalıktır.



-



Hipersomni



-



Kardiomyopati



-



Mitral kapak prolapsusu



-



Kalp iletim defektleridir



-



Menstrüasyon bozukluğu



-



Karakteristik yüz görünümü



-



Alt ekstremitelerde ön planda ataksi, derin duyu bozukluğu (pozisyon ve vibrasyon), derin tendon reflekslerinde kaybolma vardır.



-



Pes kavuş, skolyoz, dizartri ve nistagmus görülür.



-



Babinski işareti pozitiftir. B elirtiler önce alt ekstremitede ataksik yürüyüş olarak ortaya çıkar.



-



Kortikospinal traktus lezyonu alt ekstremitede ön planda olacak şekilde spastik parazilere yol açar.



Doğru cevap: A



Doğru cevap: A 160.Sağ periferik fasiyal paralizi, sağ 6. kranial sinir paralizi ve sol tarafta hemiparezi varsa lezyon nerededir? A) Sol pons C) Sol kapsüla interna



B) Sağ kapsüla interna D) Sağ pons



E) Sol talamus



Sağda p e rife rik fa s iy a l p a ra liz i olm ası lezyonun sağda olduğunu, 6. kranial sin ir tutulumu olması ve fasial paralizinin periferik olmasıda ponsta olduğunu düşündürür... -



Sağ pons lezyonunda vücudun sol yarısında hemiparazi ortaya çıkar.



163-Tic doloreks’ (trigeminal nevralji), trigeminal sinirin dağıldığı alanda, keskin bir ağrı ile karakterizedir. Bu sendromda hücre gövdeleri aşağıdaki ganglionlardan hangisinde bulunan nöronlar etkilenmiştir?



-



Beyin sapı lezyonlarında çapraz sendrom görülür.



A) Geniculate ganglion B) Pterigopalatin ganglion



-



Çapraz sendrom, ipsilateral kronial sinir, kontralateral piramidal traktus paralizisi olur.



C) Otik ganglion D) Submandibuler ganglion E) Trigeminal ganglion



Doğru cevap: D 161 .Akson günde ortalama ne kadar rejenere olur? A) 1-1. 5 mm C) 2-3 cm



T rig e m in a l s in irin , d u y u s a l n ö ro n la rın ın hücre gövdelerinin büyük b ir kısmı, trigeminal ganglionda yerleşmiştir....



B) 10-15 mm D) 0.1-0. 2 mm E) 4-5 mm



SPINAL KORD TUTULUMUNDA BULGULARIN SEVİYELERİ



Klinikde çok sık kullandığımız bir bilgi... Sinirin ne kadar zamanda kasa ulaşacağı bilgisi vermesidir...



C5 üzeri servikal



Nöroproksi: Kompresyonu sekonder aksonal transportun bozulmasıdır. Pregnozu iyidir.



C5-T1 arası



Aksonotmezis: Daha uzun süren kompresyonda aksonda histolojik değişiklikler meydana gelir. Miyelin kılıf sağlam olduğundan rejenerasyon düzgün gerçekleşir. Nörotmezis: Aksonun, miyelin kılıfıyla beraber hasara uğramasıdır. Genelde kesici-delici yaralanm asıda gerçekleşir. Sinir uç uca anastomoz edilmelidir. Akson günde 1-1,5 mm. rejenere olur. Rejenerasyon için miyelin kılıfın sağlam olması gerekir. Miyelin kılıf sağlam değilse rejenerasyon düzgün olmaz ve nörinoma gelişir. Doğru cevap: A 162.Normal intrakranial basınç ne kadardır? A) 5-10 mm Hg



• Her dört ekstremitede duyu kaybı ve üst motor nöron tutulum bulgulan • Üst ekstremitelerde alt motor nöron bulguları ve segmental hipoestezi, alt ekstremitelerde duyu kaybı ve üst motor nöron tutulum bulguları



Trokal Kord • Gövdede duyu seviyesi ve spastik parapleji



Konuş Medullaris • Sakral duyu kaybı ve ekstansör plantar yanıtlar



Kauda Equina • Spinal cort T12/L1 seviyesinde bittiğinden cauda equina lezyonlarında sadece alt motor nöron lezyonları görülür.



Doğru cevap: E 164.Progresif multifokal lökoensefalopatide lezyon en sık nereden başlar?



B) 20-25 mmHg



A) Schvvann hücreleri



C) 50-60 mmHg D) 10-15 mmHg



C) Akson



E) 20-50 mmHg İntrakranial basınç normalde 10-15 mmHg’dir....



B) Oligodendrogliosit D) Dendrit E) Astrosit



Lepra schvvann hücrelerini etkilerken, papova virüs oligodendrositleri etkileyerek hastalığı yo l açarlar....



-



Kafatasının içinde %80 beyin parankimi, %10 vasküler oluşumlar ve %10 BOS bulunur.



-



PML papova virüslerin neden olduğu nadir görülen subakut demyelinizan bir hastalıktır.



-



Kafatası dışardan komprese edilemez ve içerden de genişleyemez. Beyin de komprese edilemez, buna Monna-Kelline doktrini denir.



-



Hücresel immünite bozukluğu olan vakalarda ortaya çıkar. (Akciğer, meme, lösemi, lenfoma, RES tümörleri)



-



Bunun 20 mmHg üzerine çıkması patolojiktir. Ortalama arteryel basınç 40 mmHg’dir.



-



Demyelinizasyon oligodendroglia’nın virusla harap olması sonucu görülür.



-



İntrakranial basıncın artması ortalama arteriyel basıncın azalmasına dolayısıyla iskemiye sebep olur.



-



Semptomlar progresif olarak ilerler ve birkaç ayda ölümle sonuçlanır.



-



Miyelini santralde oligodendrogliolar periferd schvvann hücreleri yapar.



Doğru cevap: D



52



ve nadiren BOS basıncını düşürmek için lomber ponksiyon yapılabilir.



NOROLOJİ



AKTİF TREMOR NEDENLERİ • Artmış fizyolojik tremor • Wilson hastalığı • Esansiyel tremor (ailevi olabilir)



-



Postüral tremor - Multipl Skleroz - Serebellar bağlantıları ya da Nukleus Ruber’i tutan diğer hastalıklar



Intansiyonel (Hedefleme) tremor - Serebellar tutulum



Intrakranial kitle şüphesi varsa ponksiyon yapılacak yerde enfeksiyon varsa, koagulopati ve trombositopeni (40.000’in altı) durumlarında LP yapılmaz.



Doğru cevap: C 167.Paralitik polimyelitis anterior akuta da patolojik lezyon en sık nerede yerleşir?



A) Omuriliğin arka kordonunda ve talamusta Doğru cevap: B



B) Ön boynuz motor hücreleriyle ekstrapyramidal sistemde



165. Acil servise getirilen hasta hareket etmiyor ve konuşmuyor. Sorulanlara göz kırparak aşağıyukan bakarak cevap veriyor. Sağa/sola bakamıyor. Şuuru açık olan hastada aşağıdakilerden hangisinin var olduğunu düşünürsünüz?



C) Primer olarak kaslarda ve ön boynuz motor hüc­ relerinde D) Ön boynuz motor hücrelerinde



A)



Akinetik mutizm



C) İçe kilitlenme



B) Psikojenik koma



E) Ekstrapyramidal sistem ile periferik sinirlerdedir. Poliovirus enfeksiyonlarında, beyin sapı ve medulla spinalis ön boynuzu etkilenen m otor merkezlerdir....



D) Koma vijil



-



Polioviruslar, MSS’ne özel bir tropizm gösterir ve kan-beyin barierini aşarak veya periferik sinirlerin aksonları ya da perinöral kılıfları yoluyla MSS’ne ulaşır.



-



Poliovirus: Akut anterior poliomiyelit yapar.



-



Aseptik menejit (%8), paralitik hastalık (%1) oranında görülür.



-



Başağrısı, uyku hali, meningeal irritasyon bulguları, asimetrik flask ekstremiteler, kranial sinir paralizileri ve paralizi görülebilir.



E) Persistan vejetatif durum İçe k ilitle n m e se n d ro m u (L o c k e d in sendrom u, deefferentasyon durumu) çoğunlukla pons basis’in de veya ventralponsta bulunan b ir lezyona bağlıdır... -



Böyle bir lezyon kortikospinal ve kortikobulber yollan bilateral olarak tutup, hastanın konuşmasına veya harhangi bir şekilde yanıt vermesine engel olur.



-



Bu duruma karşın duyu yolları sağlam kalmıştır.



-



Yani hasta çevresinin tümüyle farkındadır.



-



Bilinci yerinde ancak yanıtsızdır.



Doğru cevap: D



-



Lezyon, III. sinir çıkışının altındaysa, bu hastalar gözlerini açabilir ve gözlerini aşağı-yukarı çevirerek yanıt vermeye çalışır.



168.Schaffter reflexine nasıl bakılır?



-



Horizantal göz hareketlerini yapamazlar.



-



Koma testi puanları 4:2:1 veya daha azdır.



A) Baldır kasları sıkılır B) Aşıl tendonu sıkılır C) Ayak tabanına reflex çekici ile vurulur D) Dış malleolun kenarı çizilir



Doğru cevap: C 166. Lomber ponksiyonun en sık yapıldığı aralık hangisidir? A) L1-2 vertebralar arası



E) Tibianın üst kısmı yukandan aşağıya doğru sıkılıp sıyrılır. Piramidal lezyonlarda “Babinski Eşdeğerleri" denen çeşitli yöntemler kullanılabilir....



B) L2-3 vertebralar arası



-



C) L4-5 vertebralar arası D) T12-L1 vertebralar arası



Tibianın keskin kenarının baş ve işaret parmağının arasında basınçla sıvazlanması (Oppenheim),



-



m. gastrocnemius’un sıkılması (gordon)



E) S1-2 vertebralar arası



-



eksternal m aleol’un (choddock),



-



Aşil tendonunun sıkılması (schaefer) bunlardan bazılarıdır.



-



Taban derisi cevabı lokayd ise Bubinski eşdeğerlerine bakılabilir.



Teorik bilgi sorusu.... -



LP genellikle lateral dekubitus pozisyonunda yatırılan hastada L3- L4, L4- L5 aralığından yapılır.



-



Menenjit, subaraknoid kanama, ensefalit tanıları için, intratekal ilaç veya radyokontrast madde vermek için



Doğru cevap: B



etrafınım



çizilmesi



169.Aşağıdakilerden merkezidir? A) C4



B) C6



hangisi



C) C7



D) C8



biseps



refleksinin



E) C8-T1



Anatom i bilgisi isteyen b ir soru....



Hipokalemik Periyodik paralizi: Dinlenme ve soğuk ile proube olur. Hipokalemik Periyodik paralizi: Egzersiz ve karbon hidrat alımı ile



Biseps refleksi.............................. : C5-6 Triseps refleksi............................. : C7-8



-



Otozomal dominant olarak kalıtsallık gösterir. Nöbetler çoğunlukla sabaha karşı ve uykuda gelir.



-



Paralizi nöbetleri birkaç dakika birkaç saat ve bazen de birkaç gün sürebilir.



-



Tıbbi tedavi nöbetlerin şiddetini azaltır. Fakat süresini etkilemez. Ağır olmamak koşulu ile verilen düzenli egzersiz programı nöbetleri geciktirir.



Stilorodise refleksi....................... : C5-6 Patella refleksi.............................. : L3-4 Aşil refleksi................................... : S1-2 Karın cildi refleksi........................ : T11- L1



Doğru cevap: B



Cramester refleksi ....................... : L1 -2



172. Aşağıdakilerden hangisi vertebrobaziler arterin geçici iskemik atakların da en sık görülür?



Doğru cevap: B A) Vertigo C) Kuadriparezi



170. Ağrıya duyarlı olmayan oluşum hangisidir? A) 10. Kranial sinir B) 5. kranial sinir C) Venöz sinüsler



D) 9. kranial sinir



Vertebrobaziler arterin geçici iskem isine vertebro­ baziler yetmezlik (VBY) denir.... -



E) Beyin parankiması Beyin parankim i ağrıya duyarsızdır. Ağrıya duyarlı intrakranial yapılar şunlardır:



Vertigo en sık görülen belirtidir. Tek başına ya da bulantı-kusma ya da ataksi, dengesizlik ile birlikte olabilir.



-



Vertigo, disfaji, dizartri ve diplopi vb ile birlikte ise VBY düşünülebilir.



-



Kuadriparezi kortikal körlük, geçici global amnezi nadirdir.



1. Kafa tabanını örten duramater 2. Venöz sinüsler ve büyük venler



B) Kortikal körlük D) Geçici global amnezi E) Dizartri



3. İntrakranial büyük arterler 4. 5 - 9 ve 10. kranial sinirler Doğru cevap: E



Doğru cevap: A 173. Pseudobulber paralizinin sebebi hangisidir? A) Kranial sinirlerin tutumu



171. Aşağıda kilerden hangisi periyodik paraliziler için yanlıştır?



B) Bulber çekirdeklerin tutulumu C) Kortikospinal traktüs tutulumu D) Bilateral kortikobulber liflerin tutulumu



A) Plazma potasyum düzeyleri ile ilgilidir B) Tıbbi tedaviye cevap vermez C) Otozomal dominant geçer D) Genellikle geceleri oluşur E) Ataklar 1 saatten az veya günlerce sürebilir P e ry o d ik p a ra liz i s e n d ro m la rı; te k ra rla y a n kas güçsüzlüğü ile karakterizedir.... En az dört kalıtsal sendrom vardır: 1. Hipokalemik familial periyodik paralizi 2. Hipertroidi ile birlikte hipokalemik periyodik paralizi 3. Hiperkalemik periyodik paralizi 4. Hiperkalemik, soğuk ile beraber olan periyodik paralizi



supranükleer



E) Serebellar lezyon B ir tanım sorusu.... -



Amyotrofik lateral sklerozda kortiko spinal traktuslar tutulduğunda “bulber” paralizisinden söz edilir.



-



Bilateral kortikobulber liflerin bulbus üstünde supra nükleer olarak tutulduğu durumlarda ise “pseudo-bulber” parezi söz konusudur. Bulber kaslarda atrofi olmaksızın parezi ve spastisite mevcuttur.



Doğru cevap: D



174.



VVallenberg sendromunda hangisi bulunmaz?



A) Vertigo



B) Ipsilateral ekstemite ataksisi



A) Multipl skleroz



C) Disfaji



B) Servikal disk herniasyonu



D) Ipsilateral Horner sendromu E) Kontralateral piramidal bulgular



C) Servikal kord tümörü D) Chiari Tip I malformasyonu



P ira m id a l tra k tu s ise m edullanın ön b ö lüm ünd e seyreder ve lezyona uğramaz. -



176.Boyun fleksiyonu ile sırtta elektrik şokuna benzer bir duyu ile oluşturulan Lhermitte bulgusunun ayırıcı tanısında hangisi düşünülmez?



Posterior inferior serebellar arterin tıkanması medulla oblongatanın lateralinde lezyon oluşturur



VVallenberg sendromu



E) Torakal spondiloz Birçok hastalık Lhermitte bulgusuna y o l açabilir...



Lhermitte bulgusu yapabilen hastalıklar 1- Multiple Skleroz



-



Yüzün aynı yarısında vücudun karşı yarısında ağrıısı duyusu kaybı



-



Vertigo, ataksi, bulantı-kusma



-



Hıçkırık



-



Nistagmus



-



Dizartri, disfaji



-



İpsilateral horner sendromu



2- Servikal spondiloz 3- Subakut kombine dejenerasyon 4- Servikal disk herniasyonu 5- Radyasyon miyelopatisi 6- Chiari Tip I malformasyon 7- Servikal kord tümörü 8- B12 vitamin eksikliği



Doğru cevap: D MULTİPL SKLEROZ (MS) 175.



Syringomiyelide hangisi görülmez?



- Insidans: %0,1, E/K: 1/2 - 20-40 yaşta sıktır. En sık görülen demyelinizan hastalıktır.



A) Pelerin şeklinde duyu kusuru



B) Servikal ve oksipital ağrı C) Ağrısız artropati (Charcot eklemi) D) Ağrı ısı korunurken dokunma kaybolması



duyusunun



E) Spinal kordda kistik kavitasyon Syringomiyeli, spinal kordun kistik kavitasyonudur.



Karakteristik olarak -



“ pelerin” şeklinde disosiye duyu kusuru (dokunma ve eklem pozisyonu duyularının korunması ile birlikte ağrı ısı duyusunun kaybı)



-



Servikal ve oksipital ağrı



-



Ağrısız artropatiler (Charcot eklemler)



Özellikle omuz ekleminin ağrısız artropatisi syringomiyeli için karakteristiktir. -



Alt motor nöron tipinde el ve kol kuvvetsizliği



-



Kavite büyüdükçe derin duyu kusuru ve piramid traktus bulguları eklenebilir.



Doğru cevap: D



- Patogenez: Otoimmun olarak santral sinir sisteminde oligodendrosit kaybı ile demyelinizasyon olur. Demyelinizasyon ilerleyerek plak halini alır. Plaklar özellikle perivenülerdir ve genellikle simetriktir. - En sık tutulan bölgeler: MS sadece beyaz cevherde olur. Periventriküler (en sık) perikallosal bölgeler, optik sinir, serebellum, pons ve medulla spinalis sık tutulan bölgelerdir. - Klinik: Bilateral internükleer oftalmopleji (BINO) ve Lhermitte belirtisi tipiktir. Genellikle ilk belirtiler üst motor nöron tip belirtilerdir. Optik nörit, serebellar bulgular, mesane ve duyu bozuklukları görülür. Semptomlar alevlenme ve yatışmalar gösterir. - Tanı: 1) BOS’da oligoklonal bantlar 2) MRG’de plaklar 3) Uyarılmış potansiyellerde uzama 4) IgG indeksinde artma - Tipleri: 1) Benign MS (%10) 2) Relaps remitting (en sık görülen) (%40) 3) Primer progresif (%10) 4) Sekonder progresif (%40) - Tedavi: 1) Semptomatik 2) Atak tedavisi: Prednizolon 3) Atakların önlenmesi: Interferon beta 4) Progresyonun önlenmesi: Immunsupresifler



Doğru cevap: E



EBEYİN CERRAHİSİ 1.



Aşağıdakilerden hangisi, Conus meduilaris sendromunda bulunmasına karşın Cauda Equina sendromunda bulunmaz?



2.



Genç erkek hasta araç içi trafik kazası sonrasında kafa travması geçiriyor.Yumuşak doku penceresindeki aksiyal kontrastsız kranyum BT görüntüsü aşağıda verilmiştir.



A) Süvari yarası şeklinde his kusuru B) Sfinkter kusuru C) Babinski belirtisi D) Alt ekstremitede flask tipte motor kayıp E) Bulbokavernöz refleks kaybı Bu ik i sendrom birbirleriyle karıştığından iy i bilmek gerekir...



Bu hastadaki hangisidir?



en



olası



tam



aşağıdakilerden



A) Menenjiyom B) Epidural hematom C) Subdural hematom D) Serebral kontüzyon E) Subaraknoid kanama Epidural ve subdural hematomların BT görüntülerini iy i bilmeliyiz... EPİDURAL HEMATOM



Conus meduilaris



Cauda equina



T11-T12 ve T12-L1



L1-L2 ve alt seviyeler



Mesane, bağırsak paralizi



Mesane, barsak paralizi



Ekstremite flask paralizi



Ekstremite flask paralizi



Kas atrofisi



Kas atrofisi



Spastisite



-



Babinski pozitif



-



Duyusal bulgular değişken



Duyusal kayıp değişken, Perianal anestezi



-



Kranyum ile dura arasında kan birikmesidir.



-



Vakaların %90’ında kırık vardır.



-



Genellikle orta meningeal arter, kırık kemik kenarlarından (diploe mesafesinden) kanama olur.



-



Genellikle görülürler.



-



Epidural hematom, en acil intraserebral kanama çeşididir.



temporal



kemik



kırıklarında



Travmadan sonra şuurun açık olduğu kısa bir dönemden sonra şuur kaybı gelişir,(Lusid interval) -



Birinci motor nöron hasarı bulguları conus medullarisde olurken kauda eguina sendromunda olmaz.



Epilepsi, kafa içi basınç artma sendromu bulguları (kusma, bradikardi, baş ağrısı) görülebilir.



-



Hızlı şekilde drene edilmez ise intraserebral herniasyon gelişir.



Doğru cevap: C



-



Burr-Hole açılır, hematom boşaltılır ve kanayan damar bağlanır.



56



BEYİN CERRAHİSİ



SUBDURALHEMATOM



Beyin sapı basısı: Tonsiller herniasyon



-



Dura ile araknoid arasındaki köprü venlerin yırtılması sonucu oluşan kanamadır.



Duret hemorajileri: Daha çok unkal herniasyon



-



Ayrıca, serebral kontüzyon ve intraserebral hematom sonunda da gelişebilir.



Posterior serabral arter basısı: Unkal herniasyon



-



Alkoliklerde, ilaç alışkanlığı olanlarda, nadiren hipertansiyonlu kişilerde de görülebilir.



-



Genellikle venöz kanama olur.



-



-



En çok temporal, parietal ve frontal bölgede görülür.



Parietal loptaki lezyonlar, falx serebri altından beyni karşı tarafa iter.



-



Singulat gyrus karşıya geçer.



-



Kafa travmalarından sonra en sık olarak ortaya çıkan kitle etkisi yapan lezyonlardır.



-



Anterior serebral arter bası altında kalır.



-



-



Eğer şuur açıksa çok şiddetli başağrısı vardır.



Sonuçta, alt ekstremitede daha belirgin kontralateral hemiparazi- hemipleji meydana gelir.



-



Fokal nörolojik defisitler olabilir.



-



Kusma, epilepsi, çocuklarda subfebril ateş, huzursuzluk ve meninks irritasyon bulguları olabilir.



-



Anterior serebral arter :Subfalksian herniasyon SUBFALKSİAN HERNİASYON



Doğru cevap: E 4.



Otuz yaşında bayan hasta ani başlayan şiddetli baş ağrısı ve kusma sonrası şuur kaybı ile acil servise getiriliyor.



Tedavisi cerrahi yaklaşımdır.



“ Subdural hematom ve Epidural hem atom ” başlıklı şekile bakınız.



Muayenesinde ense sertliği saptanan hastadan ilk istenecek radyolojik tetkik aşağıdakilerden hangisidir?



Doğru cevap: B



A) Bilgisayarlı tomografi B) Manyetik rezonans görüntüleme



3.



Elli dört yaşında erkek hastada travmatik subfalksian herniasyon saptanıyor.



C) iki yönlü kafa grafi



Bu hastada aşağıdaki durumlardan hangisinin gerçekleşmesi en olasıdır?



E) Beyin sintigrafısi



A) Beyin sapı basısı B) Duret hemorajileri C) Obstrüktif hidrosefali D) Baziler arter enfarktı



D) Anjiyografi



Ani başağrısı ilebaşvuran,ensesertliği saptanan hastada mutlaka subaraknoid kanama düşünülmelidir. Nörolojik semptom ve bulgular: -



Akut başlangıçlıdır. Ani ve şiddetli başağrısı (suboksipital veya retrooküler) ile birlikte bulantı ve kusma ilk belirtidir.



-



Letarjiden komaya kadar değişen derecede şuur kaybı



E) Anterior serebral arter enfarktı Hangi beyin herniasyonunda hangi kliniğin olduğunu sorgulayan soru formatı...



-



Fokal nörolojik defisitler (konvülzyon, kranial sinir paralizisi, pyramidal trakt tutulumu, kortikal duyu defisiti)



Dekortikasyon rijiditesinde üst ektremitede fleksör kaslarda, alt ekstremitede ekstansör kaslarda tonüs artışı izlenir. Deserebrasyon rijiditesinde ise bütün ekstremitelerde ekstansör tonüs artışı mevcuttur.



Bilgisayarlı tomografi



2+3+3=8



Tanı: -



o



İlk diagnostik testtir.



"Glasgovv koma skorlaması" başlıklı tabloya bakınız.



o Vakaların %90’ından fazlasında pozitiftir. o Tomografide karakteristik görüntü, VVillis poligonu ve sisternalara uyan bölgede hiperdens kan ürünleridir. -



6.



Lomber ponksiyon: (BT’den sonra yapılır). o



-



Doğru cevap: C



Kanlı veya ksantokromik görünümlü BOS tipiktir.



Aşağıdaki travmatik intrakraniyal hematom tiplerinin hangisinde cerrahiye rağmen prognoz kötü seyreder? A) Akut subdural hematom B) Kronik subdural hematom



Anjiografi:



C) Akut epidural hematom



o Anevrizma veya arterio-venöz malformasyonun kesin tanısını sağlar.



D) Akut intraserebral hematom E) Travmatik subaraknoid kanama



Doğru cevap: A



Epidural hematom'a dikkat edelim...



5.



Epidural hematomlara cerrahi müdahaleden çok fayda görürler. Akut subdural hematomlar ise çok kötü prognozludurlar ve cerrahi yapılsa bile hasta kaybedilebilir.



Acil servise ense sertliği, şiddetli baş ağrısı ve bulantı kusma ile getirilen hasta sözlü uyaranlara anlamsız seslerle cevap veriyor, gözlerini sesli uyaranla açan hasta ağrılı uyarana üst ekstremitede fleksiyon alt ekstremitede ise ekstansiyon hareketi ile cevap veriyor.



Doğru cevap: A



Yukarıdaki hastanın glasgovv koma skoru kaçtır? 7. A) 3 B) 5



Kraniosinostozlarda en sık aşağıdakilerden hangisidir? A) Sagital C) Metopik



C) 8 D) 10 E) 11



etkilenen B) Koronal D) Lambdoid



E) Bikoronal



Her TUS’ta beklediğimiz b ir konu komadaki hastaya yaklaşım ve Glasgovv koma skoru. Hasta burada dekortikasyon rijiditesi göstermiştir.



Klasik b ir en sık sorusu. Sagital sütürün erken kapanması: Skafosefaliye yol açar. Doğru cevap: A



Glasgovv koma skorlaması Gözler



Verbal Cevap



1 -4



1-5



Motor cevap



1-6



Hiç açılmıyor



1



Cevapsız



1



Cevapsız



1



Ağrılı uyaranla açılıyor



2



Anlaşılmaz sesler



2



Deserebrasyon jiditesi



2



Sesli uyaranla açılıyor



3



Uygunsuz kelimeler



3



Dekortikasyon rijiditesi



3



Spontan



4



Dezoryante



4



Fleksör toplanma



4



Oryantasyon normal



5



Ağrıyı localize etme



5



Normal motor cevap



6



a 1 3 - 1 5 puan 9 - 1 2 puan



sütür



: Minör Kafa Travması : Orta derecede Kafa Travması 8 puan ve altı : Ağır Kafa Travması olup komayı ifade eder 3 puan : En kötü durumdur



BEYİN CERRAHİSİ



57



8.



Beyin omur ilik sıvısı yoluyla en sık metastaz yapan tümör aşağıdakilerden hangisidir?



“Subdural hematom Epidural hematom” başlıklı şekile bakınız.



A) Medulloblastom B) Ependimom



Doğru cevap: B



C) Pilositik astrositom



10. Altmış yaşında bir kadın hastada ekstraaksiyel, komşu kemikte hiperosteoz oluşturan, kontrast madde ile yoğun ve homojen boyanan, içinde amorf kalsifikasyon görülen, ‘‘dural tail (dural kuyruk)” olarak adlandıran tipik radyolojik görüntüsü olan kitle saptanmıştır.



D) Koroid pleksus papillomu E) Hemanjiyoblastom Soruda A ve B seçeneğine dikkat etmek gerekiyor... BOS yoluyla metastaz yapabilen tümörler



Bu hastadaki tümör en aşağıdakilerden hangisidir?



1. Medulloblastom (en sık) 2. Ependimom



olasılıkla



A) Menenjiyom B) Hipofizer makroadenom



Doğru cevap: A 9.



büyük



C) Epidermoid D) Oligodendrogliom



Resimde görülen kraniyal MR anormalliği için tanı nedir?



E) Nörinom M enengiom ’un ik i tip i rad yo lo jik görünütüsü aynı soruda sorulmuş... -



Araknoid granülasyondan çıkan ve yavaş büyüyen benign yapıda tümörlerdir.



-



Venöz sinüslerin etrafından çıkarlar ve en sık parasagittal yerleşirler.



“ Soru 10” başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: A 11. Subaraknoid kanama sonrası ortaya çıkabilen hiponatreminin, uygunsuz antidiüretik hormon salımmına mı, serebral tuz kaybına mı bağlı olduğunu belirleyen en önemli ayırıcı kriter aşağıdakilerden hangisidir?



A) Ektopik dural meningioma B) Kronik subdural hematom C) Akut epidural hematom D) Subaraknoidal kanama E) Leptomeningeal metastaz Ö z e llik le e p id u ra l ve s u b d u ra l görüntülemelerini ayırt edebilmeliyiz. Hilal şeklinde düşündürür.



hematomlar subdural



A) Serum sodyumu C) Kan hacmi hem atom un hematomu



B) Plazma osmolaritesi



D) İdrar sodyumu E) Serum potasyumu



SAK sonrası en sık görülen sıvı-elektrolit dengesi bozuklukları hiponatremi ile hipernatremidir....



-



SAK sonrası hiponatremi %4’lerden %34’lere varan oranlarda bildirilmiştir.



Beyin ödemi tedavisinin 2 kortikosteroidler ve mannitoldür.



-



Hiponatremi, uygunsuz ADH salınımı sendromuna ya da serebral tuz kaybettirici sendroma bağlı olarak gelişebilir.



Vazojenik Ödem:



Uygunsuz ADH sendromunda serum sodyumu 135 meq/l’nin, serum osmolalitesi de 280 mosmol/kg’ın altına düşerken intravasküler hacim yüksektir (dilusyonel hiponatremi). İdrar sodyumu 25 meq/ l’nin üzerindedir ve idrar osmolalitesi de plazma osm olalitesinden fazladır. Tedavisi için sıvı kısıtlaması gerekir ve nörolojik kötüleşmeyle beraber serebral infarkt gelişme riski yüksektir. -



SAK sonrası görülen hiponatreminin serebral tuz kaybıdır. Beyinden bir natriüretik peptidin (atrial natriüretik faktör) fazla salgılanmasına bağlı; o



Böbreklerden tuz kaybının artması



o



İntravasküler hacim ve serum sodyumu düşükken



o



İdrar sodyumu artmıştır.



-



Vazospazm riski nedeniyle SAKlı hastalarda sıvı kısıtlamasından kaçınmak gerekir.



-



Santral pontin miyelinolizis riski nedeniyle serum sodyumunu yavaş (en fazla saatte 1 meq/l) düzeltmek gerekir.



-



SAK sonrası daha seyrek olarak diabetes insipidusa (Dİ) bağlı hipernatremi görülebilir.



Doğru cevap: C



temel



tedavisi



-



Kan-beyin bariyeri yıkımı sonucu meydana gelir.



-



İntravasküler basıncı artıran ya da vazodilatasyona neden olan süreçler vazojenik ödemi arttırır.



-



Klinikte vazojenik ödem en sık menengioma, m etastaz, y ü k s e k e v re li a s tro s ito m a gibi tüm örlerin, serebral apselerin ve beyin kontüzyonlarının çevresinde gelişir.



-



Kortikosteroidler vasküler geçirgenliği değiştirerek vazojenik beyin ödeminin tedavisinde etkindir.



Sitotoksik Ödem: -



Sellüler ödem olarak da adlandırılır.



-



Serebral infarktlarda oluşan ödem bu tiptedir.



-



Serebral iskemi sonucu hücre zarında transportu sağlayan Na-KATPaz enzimi enerji azalması ya da kaybı sonucu işlev göremez.



-



Sitotoksik ödemin tedavisinde serbest radikal temizleyiciler, eksitatör amino asit reseptör antagonistleri, kalsiyum kanal blokerleri yararlı bulunmuştur.



-



Vazojenik ödemin tersine, iskemik inme veva kanamaya baâlı gelişen sitotoksik ödem tedavisinde kortikostreoidlerin veri yoktur



Hidrostatik Ödem:



12. Adams-Hakim sendromu bulguları nelerdir?



-



Kranyum içinde artmış intravasküler basıncın kapiller yatağa yansıması ve prekapillersegmentte, koruyucu olarak serebrovasküler direnci arttıracak otoregülasyon mekanizmalarının bozuk olması sonucu gelişir..



-



Büyük bir intrakranyal kitlenin ani dekompresyonu sonrasında da bu tipte ödem görülebilir.



A) Yürüyüş bozukluğu, Demans, Inkontinans B) Yürüyüş bozukluğu, Demans, Serebellar bulgular C) Yürüyüş bozukluğu, Inkontinans, optik atrofi, D) Piramidal bulgular, Demans E) Demans, ekstrapiramidal bulgular, optik atrofi Adams-Hakim sendromunda;



Hipoozmotik Ödem: -



-



demans,



-



yürüme bozukluğu,



-



idrar inkontinansı karakteristik bulgulardır. BT’de ventriküllerin büyük olduğu görülür. Bu hastalar şanttan çok yararlanır. Yürüme bozukluğu serebeller kökenli değil yürüme apraksisidir.



İnterstisyel Ödem: -



Hidrosefalide, lateral ventrikül kesitlerinin etrafında görülen hipodens-hipointens alan bu tip ödemin göstergesidir.



-



Artmış intraventriküler basınç sonucu transepandimal geçiş periventriküler ak maddede ödeme yol açar.



-



Tedavide hidrosefaliye neden olan kitle çıkartılır ya da BOS un drenaj ya da şant ameliyatıyla ventriküllerden uzaklaştırılması sağlanır.



Doğru cevap: A 13. Beyin tümörü olan hastalarda peritümöral ödem tedavisinde ilk tercih edilmesi gereken ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Glukokortikoidler



B) Mannitol



C) Diüretikler



D) Asetazolamidler



E) Serbest radikal tutucu ilaçlar



Merkezi sinir sisteminin hastalıklarında ortaya çıkabilen uygunsuz ADH sendromu ve serebral tuz kaybı sendromu hiponatremiye ve difüz beyin ödemine yol açabilir.



Doğru cevap: A



60



14. Aşağıdakilerden hangisinde kafa travması sonrası gelişen A. meningea media yırtılması sonucu dura ile kemik arasında kan toplanması görülür? A) Subdural hematom B) intraserebral hematom C) Subaraknoid kanama D) Epidural hematom E) Sefal hematom Temel tanımları bilmeliyiz.... Epidural hematom: Kranium ile dura arasında kan birikmesidir. Vakaların %90’ında lineer kırık vardır. Genellikle artetia meningea media kaynaklıdır. Subdural hematom: Dura ile araknoid arasındaki köprü venlerin yırtılması sonucu oluşan kanamadır. Kafa travmalarından sonra en sık olarak ortaya çıkan ve kitle efekti yapan lezyonlardır. İntraserebral hematom: Parankim içinde küçük vasküler yapıların yırtılması sonucu meydana gelir. Subaraknoid kanama: Subaraknoid aralığa non-travmatik ani kan akımı olarak tanımlanabilir. Spontan kanama olur. En sık sebep anevrizmalardır. Sefal hematom (Subperiosteal hematom): Kranium ile periost arasında kan birikmesidir. Genellikle unilateraldir ve parietal bölgede olur. Sütür hatlarını aşmaz. Subgaleal hematom: Galea aponevrotika ile periost arasında kan birikmesidir. Sütür hatlarını geçerek yayılma eğilimindedir.



Brown-sequard sendromu: Tipik bulgusu distalde karşı tarafda ağrı-ısı duyusu kaybı olurken aynı tarafdaki ağı-ısı duyusunun korunuş olmasıdır. Spinal şok sendromu: Medulla spinalisn tam veya tama yakın hasarında görülür. Doğru cevap: C 16. Sıklıkla optik sinir, kiazma ve hipotalamusa yerleşim gösteren hangisidir? A) Anaplastik astrositoma B) Pilositik astrositoma C) Fibriler astrositoma D) Astrositoma E) Glioblastoma multiforme Teorik bilg i sorusu.... Pilositik astrositoma: genellikle genç ve çocuklarda görülür. Sıklıkla optik sinir, kiazma ve hipotalamusa yerleşir. Serebelluma ve serebral loblarda yerleşebilir. Çok yavaş büyür. Çevre lobda ödem alanları oluşturmaz. Kontrast madde tutmaz. Total rezeksiyon mümkünse tam kür sağlanır. Tam kür sağlanmasa bile 15-20 yıl yaşam süresi vardır (10 yıllık survey % 70’dir). Fibriler astrositoma en sık görülen astrositomadır. Anaplastik astrositoma: orta ve ileri yaşta görülür. Çevre dokuya invazyon gösterir. Çevrede geniş ödem alanı oluşturur. İyi kontrast tutar. Tedavide; maksimal rezeksiyon + radyoterapi uygulanır. Kemoterapinin yeri yoktur. Gliomalar tüm intrakraniyal tümörlerin % 50’sidirler. Astrositümörleri ise gliomaların % 40’ıdırlar.



Doğru cevap: D Doğru cevap: B 15. Konjenital ve edinsel servikal kanal darlığı olan bir kişide hiperekstansiyon tipi bir travmayı takiben üst ekstremitelerde hakim tetraparezi saptanmıştır. Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?



17. Aşağıdakilerden hangisi kafa içi basıç artışına sebep olmaz? A) Aquaduktus serebri tıkanıklığı B) Beyin tümörü



A) Anterior kord sendromu B) Posterior kord sendromu



C) Adams-hakim sendromu



C) Santral kord sendromu



E) İntraserebral hematom



D) Psödotümör serebri



D) Brown-Sequard sendromu E) Spinal şok sendromu



Adams-hakim sendromunun diğer adı “normal basınçlı hidrosefali” dir. Bu açıdan kolay b ir sorudur...



Hiperekstansiyon tip i yaralanma ilk olarak aklımıza santral kord sendromunu getirmektedir. Santral kord sendromu toplumdaki en sık spinal yaralanmadır....



Normal Basınçlı Hidrosefali -- Adams-Hakim Sendromu olarak da bilinir.



Tipik özellikleri



Sırası ile 3 karakteristik bulgu



Anterior kord sendromu: tipik olarak derin duyu korunmuştur. Posterior kord sendromu: Tipik olarak derin duyu etkilenmiştir.



1- Yürüme bozukluğu-ataksi 2- Mental değişiklikler (Demans) 3- İdrar inkontinansı o Yürüme bozukluğu ilk bulgudur.



1



Yürüme bozukluğu haftalar veya aylar içinde ilerler.



o



Daha çok subkortikal demans yapar.



o Tanıda BT ve MRI kullanılır. o



Görüntülemede kortikal atrofi olmadan ventrikuller büyük görülür. (Alzheimer’dan ayırt edilmelidir)



o



Tanıda 25-40 cc BOS alındıktan sonra tipik olarak saatler içinde hastanın yürümesinin düzelmesidir.



o



Demans ve inkotinansda BOS alındıktan sonra bir miktar düzelsede bu net bir bulgu değildir.



o



Tedavide şant uygulanır.



Doğru cevap: C 18. Serebral venöz trombozda en sık ortaya çıkan klinik bulgu aşağıdakilerden hangisidir?



B) Epilepsi C) Konfüzyon



D) Baş ağrısı



Serebral venöz trombozda venöz dönüş engellendiği için öncelikle hastanın kafaiçi basıncı artar. Bunun ilk bulgusu da “baş ağrısıdır” .... Serebral Venöz Tromboz En sık tutulan sinüs Superior Sagital sinüstür.



-



Serebral ven trombozu sonucunda ortaya çıkan patoloji izole bir kafa içi basınç artışı sendromu ile sınırlı kalabilir. infeksiyöz nedenlere bağlı septik serebral ven trombozlarının sıklığının azaldığı ve buna bağlı olarak aseptik trombozlarının göreceli oranının arttığı söylenebilir.



-



Post-partum dönem ve oralkontraseptif kullanımı genç kadınlarda saptanan en yaygın nedenleridir.



-



Günümüzde SVT’nin “altın standart” tanı yöntemi anjiyografi değil MRG’dir



Kafanın rotasyonel akselerasyonuna sonucu oluşan güçlerin sinir liflerinde gerilme ve kopmaya yol açarak diffüz dejenerasyona yol açtığı bildirilmiştir.



-



Korpus kallosum lezyonu fokal, segmental olabildiği gibi bazen spleniuma uzanabilir.



-



Lezyonlar genellikle kanamalıdır. Büyük kanama alanları beyin sapına ulaşabilir.



-



Yaşam süresi ayları bulan olgularda ak maddede VVallerian degenerasyon ve ventriküllerde simetrik genişleme görülür.



Doğru cevap: E



B) Kranial MRI



C) Lomber ponksiyon D) EEG E) Anjiografi Bu soruda tuzak seçenek Kranial MRI’dır... Kranial MRI’ın SAK tanı algoritmasında yeri sınırlıdır...



1. Bilgisayarlı tomografi o



ilk diagnostik testtir.



o



Olaydan sonra, ilk 72 saat içinde çekilirse, vakaların %90’ından fazlasında pozitiftir.



2. Lomber ponksiyon o



Önce eritrokromik BOS



o



ilerleyen saatlerde ksantokromik görünümlü BOS tipiktir.



3. Anjiografi o



İlk 3 günde yapılmalı



o Anevrizma veya arterio-venöz malformasyonun kesin tanısını sağlar.



Doğru cevap: D



D) İntraventrikuler kanama E) Yaygın aksonal yaralanma



-



Tanı algoritması:



-



A) Akut epidural hematom B) Akut subdural hematom C) Kronik subdural hematom



Trafik kazaları, yüksekten düşme, saldırı ve çocuk istismarı olgularında sık görülen birtablodur.



A) Kontrastlı BT



E) Fokal nörolojik defisit



19. Kafa travması sonucu patolojilerden hangisinde normal olabilir?



-



20. Sabah öksürürken ensede çok şiddetli ve hayatındaki en şiddetli ağrıyı yaşayan hastada kranyal BT normal ise aşağıdakilerden hangisi istenmelidir?



A) Görme bozukluğu



-



D iffü z A k s o n Zararı, b e yin d e a kselerasyon , deselerasyon travması sonucu gelişen diffüz beyaz madde dejenerasyonuyla karakterizedir...



oluşan aşağıdaki intrakranial basınç



Doğru cevap: C 21. Aşağıdakilerden hangisinin Dandy-VValker Sendromu’nda görülmesi beklenmez? A) Foramen magendi atrezisi B) Foramen luschka atrezisi C) Genişlemiş 4.ventrikül agenezi D) Cerebellar vermiş agenezi E) Cerebellar tonsillerin aşağıya değiştirmesi



doğru



yer



BEYİN CERRAHİSİ



o



Serebellar tonsillerin aşağıya yer değiştirmesi ArnoldChiari sendromunda görülür.... Dandy-vvalker sendromu;



23. Aşağıdaki arterlerden hangisinde bulunan bir anevrizma okulomotor sinire bası yapabilir? A) Kavernöz sinüs



-



foramen magendi ve luschka atrezisi,



B) Anterior serebral arter



-



Serebellar agenezi,



C) Posterior serebral arter



kistleşmiş 4. ventrikül, -



D) Middle serebral arter E) internal karotid arter



Syringomyeli ile karakterizedir.



Doğru cevap: E



Oculom otor sinire yakın kom şuluğu olan damarları bilmek gerekir... 1. Posterior komunikan arter,



22. Mikroskobisinde nekroz, mitoz, pleomorfizm ve neovaskülarizasyon görülen beyin tümörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Anaplastik astrositom B) Glioblastoma multiforme C) Oligodendroglioma D) Medulloblastoma E) Ependimom N ekro z g lio b la s to m a m u itifo rm e n in en ö n e m li özelliğidir....



2. posterior serebral arter 3. baziller arterin tepesi 4. superior serebellar arter o



Bu anevrizmalar yakın komşuluğu nedeniyle 3. kranial sinire bası yaparak “midriazis” e neden olabilirler.



o



Dev anevrizmalar epilepsi ataklarına neden olabilir.



o



Kavernöz sinüs anevrizm aları 3,4,6. kranial sinirler ve 5. kranial sinirin 1. dalına olan komşuluğu nedeniyle bu sinirlere bası yapabilir.



İNTRAKRANİAL TÜMÖRLER 1) Astrositomlar: primer beyin tümörlerinin en sık rastlana tipidir. 3 gruba ayrılır: a) Glioblastoma multiforme: 50-60 yaşlarında sıktır.En sık görülen gliomdur. Nekroz, mitoz pleomorfizm ve neovaskülarizasyon vardır. Gradei 4’dür. Yaşam süresi ortalama 6 aydır. b) Astrositom: iyi diferansiyeldir. 30-50 yaşta sıktır. Frontal, paryetal ve temporal lobda sıktır. Çocuklarda serebellumda sıktır ve kistiktir. c) A naplastik astrositom: Glioblastoma multformeye göre daha az astrositoma göre daha maligndir. 50-70 yaşta sıktır. Her iki hemisferde eşit sıklıktadır. Glioblastoma multiformeden farklı olarak nevruz yoktur. 2) Pilositik astrositom: Çocuklarda beyincikte sıktır. Beningdir. Rosenthal fibrilleri ve mikrositler vardır. Tüm beyin tümörlerinde en iyi prognoza sahip olan tümörlerdir. 3) Oligodenrogliom: orta yaşta sıktır. Yavaş büyür ve uzun süren fokal semptomlara yol açar (fokal nöbet). Frontal lobda sıktır % 90 kalsifikasyon vardır. Prognozları iyidir. 4) Epandiom: 2. dekadda ve 4. ventrikülde sıktır.KİBAS’a yol açabilirler. Orta yaşlarda en sık medullospinaliste görülür. Rozet ve psödörozet formasyonu görülür. 5) Medulloblastom: 1. dekkada en sık görülen intrakranial tümördür. Serebellumda yerleşirler. BOS’a ekimle yayılım sıktır. Oldukça radyosensitiftirler. Doğru cevap: B



Doğru cevap: C 24. En sık subaraknoid hangisidir?



kanama



A) Kan diskrazisi C) Enfeksiyon hastalıkları



(SAK)



sebebi



B) AVM D) Anevrizma



E) Damar hastalıkları SAK; beyinde araknoid membran altına olan nontravmatik primer kanama şeklidir. Sebepleri; - Anevrizma (en sık nedendir) - Hipertansiyon, ateroskleroz - Vasküler malformasyonlar - Kan diskrazileri - Tümörler - Enfeksiyöz hastalıklar - Sistemik hastalıklar Doğru cevap: D 25. Aşağıdakilerden hangisi subaraknoid kanamada mortalite ve morbiditenin en önemli nedenidir?



A) Hidrosefali B) Vazospazm C) Re-hemoraji D) Uygunsuz ADH salınımı E) Serebral Tuz kaybı



3



Tekrar Kanama.'



-



Genellikle orta hatta, sıklıkla L4-L5 seviyesinde ortaya çıkar.



Muhtemel Bulgular:



-



İlk anevrizma kanamasından sonra tekrar kanama ihtimalinin en yüksek olduğu zaman dilimi ilk 24 saattir.



1. Sfinkter Bozukluğu: Üriner retansiyon (en sabit bulgu), üriner ve/veya fekal inkontinans, anal sfinkter tonusu %60-80’inde azalır.



-



ilk 24 saatte tekrar kanama oranı % 4’tür,



-



Tekrar kanama ihtimali, yüksek klinik grade, büyük anevrizma boyutu, yüksek tansiyon, ileri yaş ve bayan cinsiyette artış göstermektedir.



2. Eyer Şeklinde Anestezi: Kalça üstünde, posteriorsuperior uyluklarda ve perineal bölgede görülür.



-



-



3. Önemli Motor Kuvvetsizlik: Genellikle birden fazla sinir kökünü tutar. (Çoğunlukla lezyon seviyesinin altındaki noktaları) çoğunlukla bilateraldir.



Erken cerrahi, tekrar kanama oranını büyük oranda azaltıp vazospazm gelişimini önlemek için “3H” tedavisini uygulamaya imkân sağlamaktadır.



o



o Achille veya patella refleksinin bilateral kaybı olabilir.



3H tedavisi: Bu tedavi, hipertansiyon, hipervolemi, hemodilüsyonu kapsamaktadır.



4. Seksüel disfonksiyon: Genellikle daha geç bir zamana kadar tespit edilemez.



Vazospazm: -



Subaraknoid kanama sonrası gelişen arteryel daralma gecikmiş nörolojik bozuklukların ana nedenidir.



-



Vazospazm asem ptom atik olabileceği gibi morbiditenin önemli bir nedeni olan gecikmiş serebral iskemiye de yol açabilir.



-



Vazospazm subaraknoid kanama kom plikasyonlarından en önem lisidir ve anevrizmalı hastaların %30-40’ında oluşur.



-



Geç fokal ya da diffüz iskemik nörolojik kayıplar, serebral arteryel vazospazm ile birlikte gider.



-



Vazospazmı önlemek veya mevcut vazospazmı tedavi etmek amacıyla hastalarda hiperdinamik ”3H” tedavisi uygulanır. Hastalar bu dönemde beyin ödemi ve iskemiyi artıran etkenler olan hiponatremi, hiperglisemi, hipoksi ve hipertermiden korunmalıdırlar



Doğru cevap: C 26. “ Süvari yaması" şeklinde duyu kusuruna yol açan sebep aşağıdakilerden hangisidir?



Doğru cevap: D 27. Aşağıdakilerden hangisi intradural ekstramedüller yerleşimli bir tümördür? A) Nörofibrom



D) Kauda equina sendromu E) Siringomyeli Süvari yaması tarzında anestezi tip ik olarak kauda equina sendromunda görülür...



Medullaspinalis tümörleri durameter ve medullospinalis (p ia m e te r) iç in d e ve d ışın d a o lm asına göre sınıflandırılır... İntradural ekstramedüller tümörler; -



Nörofibrom



-



Menengiom



-



Ekzofilik epandimom



-



Epidermoid



-



Longitidinal dorsal AVM



İntradural intramedüller tümörler; -



Masif rüptüre olmuş diskin basısına bağlı olabilir



-



Genellikle orta hatta, çok sıklıkla L4-5’te, çoğunlukla önceden var olan bir durum (spinal stenoz, tethered kord...) ile üst üste biner.



Astrositom Epandimom



-



Juvenil yada globus AVM



-



Bazı hemanjioblastomlar



Ekstradural tümörler; -



Genellikle metastatik kaynaklıdırlar



-



Komşu kemiklerin primer iyi veya kötü huylu tümörleri



-



Prostat Ca, Multipl myelom, akciğer ve meme Ca en sık görülen metastazik tümörlerdir.



1- Kauda equina sendromu (acil cerrahi endikasyon): -



B) Astrositom



C) Epandimom D) Hemanjioblastom E) Metastatik prostat Ca



A) Medulla spinalis tam keşi B) Transvers myelit C) Multip skleroz



Bel ve/veya bacak ağrısı



Doğru cevap: A



BEYİN CERRAHİSİ



Tekrar kanama SAK’da en önem li ölüm sebebidir... Tekrar kanamanın mortalitesi %50 dir.



28. Subaraknoid kanamaya en cok yolaçan anevrizma aşağıdakilerden hangisidir?



Şantlar 3 farklı seviyede tıkanır; 1. Proksimal tıkanıklıklar: ventrikuler uç tıkanması % 62 ile en sık sebeptir.



A) Mikotik anevrizma



2. Valv seviyesinde tınaklık.



B) Travmatik anevrizma C) Dissekan anevrizma



3. Distal seviyede tıkanıklık: en sık sebebi çocuklarda büyümeye distal ucun periton kavitesi dışına çıkmasıdır.



D) Onkotik anevrizma E) Sakküler anevrizma Subaraknoid kanamaya en sık sebep olan anevrizma Sakküler anevrizmadır... Sakküler veya “ berry” anevrizmalar: küçük bir kese şeklindedir ve en sık rastlanılan tiptir. Fusiform anevrizmalar: d amar duvarının tümünün çepeçevre tutulduğu ve tüm damarın olduğu gibi genişlediği anevrizmalardır. Mikotik anevrizmalar: oldukça nadirdir ve enfeksiyon neticesinde gelişirler. Enfeksiyon damar duvarını harab eder, zayıflatır ve dolayısı ile patlama riskini arttırır. Bu enfeksiyon genellikle subakut bakteriyel endokarditin (kalp enfeksiyonu) bir komplikasyonu olarak gelişir.



Doğru cevap: A 31. Beyin omurilik sıvısının üretimi ne kadardır? A) 20 ml/saat



Direkt bilgiyi sorgulayan b ir ezber bilgi sorusu.... -



o



günde 4 kez yenilenen,



o



dakikada 0,35 mİ,



o saatte 20 mİ.



Başlıca lateral, üçüncü ve dördüncü ventriküllerin koroid pleksuslarından salgılanır.



-



Ventriküler sistemden subaraknoid mesafeye geçiş foramen magendie ve luchka aracılığıyladır.



-



Emilim; superior sagital sinüsdeki araknoid granülasyonlar ile olur.



-



Genellikle BOS hacmindeki artış ve bozulmuş emilimden nadiren de aşırı salgılanmadan kaynaklanır.



C) Galaktore, amenore - hipofiz adenomu tentorial yada tonsiller



günde 500 cc,



-



A) Geç epilepsi - supratentorial tümör



D) Lumber ponksiyon herniasyon



BOS,



o



B) Hidrosefali - infratentorial tümör



D) 500 ml/saat E) 10 ml/saat



Doğru cevap: E 29. Beyin tümörü olan hastada sebep-sonuç ilişkilerinden hatalı olan hangisidir?



B) 20 mİ / dakika



C)150ml/saat



E) Hipotansiyon, taşikardi, cheynes-stoke solunumu - KİBAS



Doğru cevap: A Bu soru KİBAS tanısında cushing triadını bilmemizi istiyor.... Cushing triadı -



Kan basıncı yüselmesi, bradikardi, solunum yavaşlaması ile karakterizedir.



32. Anterior servikal diskektomi sık görülen komplikasyon hangisidir? A) Özofagus perforasyonu B) Serebrospinal sıvı fistülü



Doğru cevap: E



C) Duktus torasikus yaralanması D) Geçici vokal kord paralizisi



30. Ventriküle yerleştirilen kateterlerin en sık tıkanma sebebi aşağıdakilerden hangisidir?



A) Koroid pleksusun kateteri tıkaması



girişiminde en aşağıdakilerden



E) Horner sendromu Klinikde çok sık kullandığımız b ir bilgi...



B) Enfeksiyon



-



Boyun fıtığı ameliyatları çok sık yapılmaktadır.



C) Yer kaplayan lezyonlar



-



D) Kanama E) Şantın migrasyonu



Ön taraftan vertebraya ulaşırken bölgedeki tüm anatomik yapılar zarar görebilir.



-



Bunlardan en ince ve en hassas olanı rekurrens en çok etkilenir.



K linik olarak çok güzel b ir soru.... Şant migrasyonu seçeneğine dikkat... Kataterlerin en sık tıknama sebebi koroid pleksusun katerin içine girmesidir.



Doğru cevap: D



33. Vazospazmın tedavisinde kullanılan 3H tedavisinin amacı aşağıdakilerden hangisinin oluşturulmasıdır? A) Hipervolemi



S u b a ra k n o id kanam ada h a s ta y ı o la sı k o m p lik a s y o n la rd a n k o ru m a k iç in 3H te d a v is i uygulanır.



-



A) İlk 24 saatte C) 7. gün



B) Hipotansiyon



C) Hemokonsantrasyon D) Hiperkalsemi E) Hipernatremi



-



35. Anevrizmal subaraknoid kanama sonrası yeniden kanama en sık ne zaman görülür?



E) 14. günden sonra İlk anevrizma kanamasından sonra tekrar kanama ih tim a lin in en yüksek olduğu zaman d ilim i ilk 24 saattir. -



İlk kanama sonrası hayatta kalan SAKlı hastalar belirgin bir yeniden kanama tehditi altındadırlar.



-



İlk 24 saat içerisinde en yüksek olan bu risk (%4) ikinci günün sonundan itibaren günde %1.5 civarında seyreder.



-



İlk 14 günün sonunda toplam kanama riski %19 olarak saptanmıştır.



-



Kanamadan 6-12 ay sonrasında risk yıllık %3 düzeyine iner.



-



Mortalitesi %50 olan, ciddi morbiditeye yol aşabilen yeniden kanamanın kuşkusuz en kesin önlemi anevrizmanın cerrahi olarak veya endovasküler yoldan kapatılmasıdır.



3H tedavisi: o



hipertansiyon,



o



hipervolemi,



o



hemodilüsyonu kapsamaktadır.



Profilaksinin yanı sıra gelişen semptomatik vazospazmı geri döndürmek için de kullanılan bu tedavinin komplikasyonları arasında pulmoner ödem, miyokart infarktüsü, sıvı yüklenmesine bağlı dilusyonel hiponatremi, serebral ödem, hemorajik serebral infarkt ve kardiyak aritmiler görülebilir.



B) 3. gün D) 7.-14. günler



Doğru cevap: A



Doğru cevap: A 34. Aşağıdaki beyin tümörlerinden hangisinde intrakranial hemoraji daha az görülmektedir? A) Glioblastome multiforme B) Maling melanoma



36. Bir hastada aynı tarafta koku almada azalma, optik atrofı ve karşı tarafta papilödem şikâyeti ile geliyor. Bu klinik sendromu oluşturan lezyon hangisidir?



C) Renal hücreli karsinoma



A) Optik gliom



B) Glioblastom



D) Bronkojenik karsinom E) Medulloblastoma



C) Medulloblastom



D) Enestezioblastom



İn tra k ra n ia l h e m o ra jiy e sebep olan tip ik b eyin tümörlerini iy i bilm ek gerekir.. -



Beyin tümörlerinin tümü kanayabilir ancak, tümöral İSK genellikle malign tümörlerle ilişkilidir.



-



İSK ile ilişki en sık görülen malign tümörler: -



glioblastoma multiforma



-



lenfoma



-



metastatik tümörler



-



o



melanoma: - %40 kanama



o



koriokarsinoma: ~ %60 kanama



o



renal hücreli karsinom



o



bronkojenik karsinom: sadece ~ %9’u kanamasına rağmen, bu tümör sık serebral metastaz yaptığı için tümöral İSK’ların en sık nedenlerinden biridir



Daha nadir intrakranial hemoraji yapanlar 1. Medulloblastomalar: (en sık çocuklarda) 2. Gliomalar



E) Frontal lop menengiomu Bu sendrom TUS’ta bilgi olarak sorulmuştu. Bu soruda tipik vaka olarak sorulmuş... Foster-Kennedy sendromu: -



Olfaktor oluk menegiomları ofaktor bulbus ve trakta etki edebilir



-



Posteriora doğru gidip optik siniri içine alıp optik atrofiye yol açabilir.



-



Bu duruma eğer karşı gözde papil ödem eşlik ederse Foster Kennedy sendromu denir.



-



Optik atrofi + karşı taraf papil ödem



Doğru cevap: E 37. Yirmidört yaşındaki bir erkek hasta trafik kazası geçirerek acile getiriliyor. Hastanın sol temporoparietal kemiğinde kırık tesbit ediliyor. Bu hastada aşağıdaki bulgulardan hangisinin saptanması en olasıdır? A) Menenjit B) Kavernöz sinüs trombozu C) Lusid interval ve anizokori



Doğru cevap: E



D) Sella'da genişleme E) Fotofobi ve optik atrofi



K em iklerde k ırık olm ası ilk o la ra k akla “ epidural hematom” tanısını akla getirmelidir....



40. Normal basınçlı hidrosefalisi olan bir hastada aşağıdakilerden hangisinin görülmesi beklenmez?



Doğru cevap: C A) Demans B) Üriner inkontinans



38. Aşağıdaki spinal tümörlerden hangisi kum saati tümörü olarak da adlandırılır? A) Fibrom C) Astrositom



D) Konuşma bozukluğu E) Papil ödemi



B) Nörinom D) Anjiolipom E) Menengiom



Teorik bilgi sorusu... -



C) Yürüme güçlüğü



N orm al b a s ın ç lı h id ro s e fa li iç in (Adam s-H akim sendrom u):dem ans, yürüm e b o zu klu ğ u ve id ra r inkontinansı karakteristik bulgulardır.



Kum saati tümör intervertebral foramenden gelişen hem spinal kanal içine hem de dışına doğru büyüyen nörinomdur.



-



BT’de ventriküllerin büyük olduğu görülür. Bu hastalarda en iyi tedavi şant operasyonlarıdır.



-



Papil ödemi normal basınçlı hidrosefalide görülmez.



-



Demans; Lateral ventriküllerin ön boynuzlarının frontul loba bası yapması ve kan dolaşımını bozması nedeniyledir.



-



Yürüyüş Bozukluğu; Piramid liflerin laterval ventriküllerin ön boynuzları tarafından basıya uğraması nedeniyledir.



-



İnkontinons; Lateral ventrikül ön boynuzlarının parasantral lobüle bası yapması nedeniyledir.



Bu tümör kök bası semptom ve bulguları verir. Doğru cevap: B 39. Transtentorial herniasyonda ilk etkilenen kranyal sinir aşağıdakilerden hangisidir? A) N.opticus



B) N.oculomotorius



C) N.hypoglossus



D) N.trigeminus



E) N.glossofaringeus Unkal (transtentorial) herniasyonda ilk önce progresif 3.sin ir paralizisi görülür.... -



3.sinir paralizisi genellikle supratentoryal kitle ile aynı taraftadır.



-



Kitlenin aksi tarafında hemiparezi olabilir. En sonda ise progresif letarji ve koma görülür.



-



Okülümotor sinirin en dış kısmında parasempatik lifler olduğundan öncelikle ipsilateral midriazis olur.



Doğru cevap: E 41. Brown-Sequard sendromunda aşağıdaki nörolojik defisitlerden hangisine rastlanmaz? A) Lezyon tarafında, distalde pleji B) Lezyon tarafında, distalde derin duyu bozukluğu C) Lezyon seviyesinde ipsilateral tüm duyuların kaybı D) Lezyon tarafında, distalde ağrı duyusu kaybı



HERNİASYON SENDROMLARI



E) Lezyon karşı tarafında, distalde ısı duyusu kaybı



Subfalksian hernl -



Corpus caüosum üzerinden faiksın altından singulat gyrus karşıya geçer. Anterior serebral arter sıkışır. Hemiparezi, şuur kaybı vardır.



Brown-Sequard Sendromu, medulla spinaiis’in Yarı Keşişidir... -



Columna vertebralis’in kırık dislokasyonları, tümör vb. nedenlerle olabilir.



-



Lezyon segmentinde ipsilateral alt motor nöron paralizisi ve musküler atrofi.



-



Keşi segmentinde hasara uğrayan cornu anterior’daki alt motor nöronlar nedeniyledir.



-



Lezyon segmentinde ipsilateral bant seklinde tüm duyuların kaybı.Medulla spinalis’e giren afferent liflerin (radix posterior) harabiyeti nedeniyledir.



-



Lezyon seviyesinin altında kalan tüm segmentlerle ilgili ipsilateral üst motor nöron felci belirtileri (spastik paralizi. Babinski belirtisi, vüzevel karın refleksleri ile cremaster refleksinin kavbıl. Tr. corticospinalis lateralis’in keşişi nedeniyledir.



-



Lezyon seviyesinin bir segment altından itibaren ve KARSI TARAFTA tüm segmentlerle ilgili ağrı ve ısı duyusunun kavbı.



Transtentoryal herni: (Unkal herniasyon) -



Temporal lobun uncus’u tentoryumdaki açıklıktan aşağı iner. Orta serebral arter etkilenebilir. Mezensefalona bası ile hemiparezi 3. kranial sinire bası ile ipsilateral midrasiz olur. Hemiparezi, şuur kaybı ve midriazisle karakterizedir. Transtentoryal herni temporal lob kitleleri ile aşağıya doğru serebellar tümörlerle yukarı doğru olur. Mezansefalondaki kan damarları yırtılarak duret kanamaları oluşur.



Tonsiller herni: (Foramen magnum hernisi) -



En sık serebellar tümörler nedeniyle oluşur. Bu nedenle çocuklarda sıktır. Başlangıçta solunum düzensizleşir, ense sertliği, opistotonus olur. Öğürme ve öksürük refleksleri kaybolur. 11. kranial sinire bası ile tortikollis olur, ileri dönemde solunum merkezine bası artar ve hasta apneye girerek kaybedilir. İleri döneme kadar şuur kaybolmayabilir.



Doğru cevap: B



-



Lezyon seviyesinin altında kalan tüm segmentlerle ilgili, ipsilateral proprioseptif, vibrasyon ve iki nokta ayırımı duyularının kaybı.



-



Eğer keşi üst torakal segmentlerden geçiyorsa tüm bunlara Horner sendromu da eşlik eder. (Preganglionik simpatik nöronlardaki harabiyet nedeniyle).



-



Lezyon seviyesinin altından itibaren ipsilateral tüm segmentlerle ilgili ağrı-ısı ve kaba dokunma duyuları sağlamdır.



Epidural hematomlar arteryel manşeyli kanamalardır. Kafa travmalarıyla oluşan epidural kanamaların 2/3’ünde bilinç kaybı olur. Olguların yarısında bu bilinç kaybında düzelme görülürken bir kısmında şuur açıldıktan bir müddet sonra tekrar kapanma olur. Buna Lusid interval denir. Doğru cevap: A 45. Meningomyelosel ile en sık birlikte görülen malformasyon hangisidir? A) Sakrum agenezisi



Doğru cevap: D



C) Dandy - VValker 42. Spontan intraserebral kanamanın, en sık altta yatan nedeni aşağıdakilerden hangisidir?



B) Arnold Chiari D) Menengiom



E) Dermoid kist A rnold chiar tip 1: syringomyeli ile sık birlikte



A) Anevrizma C) Tümör



B) Hipertansiyon D) Arteriovenöz malformasyon E) Kan diskrazileri



Teorik b ilg i sorusu... Spontan intraserebral kanama; Tüm strokların %10’unu oluşturur. 2 tipi vardır; 1- Primer (Hipertansif) 2- Sekonder: Anevrizma, arterio-venöz malformasyon, kan diskrazisi, tümör. Bunlar genellikle Lober kanama yaparlar. -



% 80 Hipertansiyon (milier) (Charcot Bouchart Anevrizması) sorumludur.



-



En sık putaminal lokalizasyona kanama olur.



-



En ağır kanama tipi pons kanamasıdır.



A rnold chiari tip 2 : meningomyelosel ile sık birliktelik gösterir.... Meningomyelosel % 90 vakada lumbosakral bölgeye lokalize olup % 80 vakada Arnold Tip ll-Chiari malformasyonu vardır. Hidrosefali de sık görülür. Lezyon ne kadar yukarıda ise hidrosefali oluşma ihtimali o kadar fazladır. - Parapleji mevcuttur. - Gebelikte folat replasmanı profilaktiktir. - Hidrosefali varsa mental retordasyon eşlik edebilir. Doğru cevap: B 46. Soliter non-small celi akciğer kanserinin beyin metastazı için seçilmesi gereken en ivi tedavi yöntemi hangisidir?



Doğru cevap: B



A) Lokal radyasyon uygulanması B) Tüm beyine radyasyon uygulanması



43. Epidural hematomlarda, kanama hangi damardan olur? A) A.menengia media C) A.carotis interna



D) Tümörün rezeksiyonu



B) A.cerebri media



D) A.carotis externa E) A.Basilaris



Epidural hematomlarda kafatası kırıklarına bağlı bir meningeal damarın genellikle middle meningeal arterin arka dallarının yırtılması sonucu oluşur. Temporal bölgede lineer bir kırık mevcuttur. Doğru cevap: A 44. Aşağıdakilerden görülür?



C) Intraarteriel Cis-platinum uygulanması E) Glukokortikoid uygulanması Beyin metastazlarında cerrahi rezeksiyona uygunsa her zaman en iy i tercih cerrahidir... -



Soliter beyin metastazı olan birçok hastada tümörün rezeksiyonu en iyi yöntemidir.



-



Şayet akciğerdeki lezyon iyi rezeke edilmişse, birçok hastada remisyon süresi uzatılabilir.



Doğru cevap: D hangisinde



A) Epidural hematom B) Akut subdural hematom C) Subakut subdural hematom



Lusid



interval



47. Vestibüler schvvannomada hangisi görülmez? A) Tinnutus B) Baş ağrısı



D) Kronik subdural hematom



C) İşitme güçlüğü D) Lezyon tarafı yüzde uyuşma



E) Subperiostal hematom



E) Santral fasial paralizi



BEYİN CERRAHİSİ



67



Periferik fasial paraliziye yol açabilir. Santral fasyal paralizi yapmaz.. -



-



Vestibüler schvvannoma (aküstik nörinom); vestibüler sinirin kılıfından yavaş gelişen, kapsül içinde büyüyen, homojen, kistik bazen kalsifiye olan orta ve ileri yaş tümörüdür. Klinik olarak; o Baş dönmesi (vertigo), baş ağrısı



o İşitme kaybı



o Yüzde hipoestezi, anestezi o Ataksi o Beyin sapı basısı, kuvvet kaybı o 4. ventriküle bası ile hidrosefali görülebilir. Vestibüler schvvannoma 8., 7. ve 5. kronial sinirleri tutar.



en



sık



görülen



beyin



tümörü



A) Optik gliom (pilositik astrositom) B) Coroid pleksus tümörleri C) Oligodendroglioma D) Epandimoma E) Ganglioma Teorik bilgi sorusu..... -



Optik aliom: çocuklarda en sık beyin görülen tüm örüdür. Sıklıkla pilositik astrositomdur. Genellikle tek optik siniri tutar. 2 sinirde birden başlayabilir. Klasik olarak ağrısız görme kaybına sebep olur, ileri dönemde eksoftalmus olur. Mural nödüllü kistik tümördür.



-



Oliaodendroalioma: orta ve ileri yaş grubu hastalığıdır. Daha çok frontal ve parietal bölgelere yerleşir. Yavaş büyür, çevre dokuya iyi yayılır. En sık kalsifikasyon gösteren tümördür. Sıklıkla epilepsiye neden olur. Prognoz iyidir.



-



2) Pilositik astrositom: Çocuklarda beyincikte sıktır. Benigndir. Rosenthal fibrilleri ve mikrokistler vardır. Tüm beyin tümörler içinde en iyi prognoza sahip olan tümörlerdir. 3) Oligodentrogliom: orta yaşta sıktır. Yavaş büyür ve uzun süren fokal semptomlara yol açar (fokal nöbet). Frontal lobda sıktır %90 kalsifikasyon vardır. Prognozları iyidir. 4) Epandimom: 2. dekadda ve 4. ventrikülde sıktır. KİBAS’a yol açabilirler. Orta yaşlarda en sık medullaspinaliste görülür. Rozet ve psodörozet formasyonu görülür.



Doğru cevap: E



-



a) Glioblastoma multiforme: 50-60 yaşlarında sıktır. En sık görülen gliomdur. Nekroz, mitoz pleomorfizm ve neovaskularizasyon vardır. Gradei 4’dür. Yaşam süresi ortalama 6 aydır.



c) Anaplastik astrositom: Glioblastoma multiformeye göre daha az astrositoma göre daha maligndir. 50-70 yaşta sıktır. Her iki hemisferde eşit sıklıktadır. Glioblastoma multiformeden farklı olarak nekroz yoktur.



o Periferal tip fasial paralizi



48. Çocuklarda hangisidir?



1) Astrositomlar: primer beyin tümörlerinin en sık rastlanan tipidir. 3 gruba ayrılırlar:



b) Astrositom: iyi diferansiyedir. 30-50 yaşta sıktır. Frontal, paryetal ve temporal lobda sıktır. Çocuklarda serebellumda sıktır ve kistiktir.



o Tinnutus



-



İNTRAKRANİAL TÜMÖRLER



Epandimoma: çocukluk ve erişkin yaşta görülebilir. Çocukta infratentorial, yetişkinde supratentorial yerleşir. Erken dönemde ventrikül içine büyüyerek hidrosefaliye neden olur. Coroid pleksus tümörü: çocukluk ve erişkin yaş grubunda görülür. Erken dönemde hidrosefaliye sebep olur.



5) Medulloblastom: 1. dekadda en sık görülen intrakranial tümördür. Serebellumda yerleşirler. BOS’a ekimle yayılım sıktır. Oldukça radyosensitiftirler. 6) Menengiom: araknoid zardan gelişirler. En sık parasagittal yerleşirler. Kadınlarda sıktır. 22. kromozomdaki NF2 mutasyonu ile ilişkilidir. Benigndir. Geniş tabanlıdır. Hemen üstündeki kemikte hiperostozis yapar. Histolojik olarak girdap benzeri yapılar yaparlar. 7) Kraniofaringiom: 1-2. Dekadda sıktır. Genellikle kistiktir ve kalsifikasyon gösterir. Kiazma ve hipofiz sapı basısına neden olabilir. 8) Metastazlar: tüm santral sinir sistemi tümörlerinin %50’sini oluşturur. En sık akciğer daha sonra meme kanseri metastazları görülür. Beyin dokusundan iyi bir sınırla ayrılmışlardır. Çevresinde yoğun beyin ödemi vardır. Sıklıkla orta serebral arter dağılımındadırlar. 9) Koroid pleksus papillomu: daima normal koroid pleksus yapısı gösterir ve BOS salgısı yaptığından hidrosefaliye neden olabilir. Çocuklarda en sık lateral ventrikülde erişkinde ise 4. ventrikülde görülür. 10) Primer beyin lenfoması: immunsupresifler ve AIDS hastalarında görülür. B hücre orjinlidir. Grade’i çok yüksektir ve tedaviye dirençlidir. Difüz olarak vasküler yapıların etrafını tutarlar. Sekonder lenfomalar en sık pineal bölgeye metastaz yapar. 11) Germ hücreli tümörler: en sık pineal ve suprasellar bölgede görülür. Erkeklerde sıktır.



Doğru cevap: A



9



52.



A) Menengiom



B) Epandimom



C) Nörofibrom



D) Astrositom



Aşağıdaki tümörlerden hangisi glioma değildir? A) Menengiomlar B) Oligodendrioglioma



E) Epidermoid N ö ro fib ro m la r; tümörlerdir.



en s ık g ö rü le n



C) Medulloblastoma D) Epandimoblastom



(%29) s p in a l



-



En sık torakal segmente yerleşir.



-



Nörofibromatozis ile sıklıkla birlikte bulunur.



-



MR’da: Myelografide kum saati manzarası görülebilir.



Menengiom : 2. sıklıkta görülür. Orta torakalde ventrolateral yerleşimlidir. Kadınlarda sıktır. Derin duyu kaybı ve piramidal yol bozuklukları görülebilir. Spastik tipte kuvvetsizlik yapar.



E) Koroid pleksus papillomu G liom lar tüm in tra kra n ia l tüm örlerin % 40-50’sin i oluştururlar... Glial tümörler;



1. Astrositomlar 2. Anaplastik astrositomalar 3. Glioblastoma multiforme 4. Oligodendrogliomalar 5. Ependimomlar



Epandimom: 3. sıklıkta görülür. En sık konuş bölgesine yerleşir. 3. dekadda pik yapar.



6. Koroid pleksus papillomu 7. Medulloblastomlar



Astrositom: az görülen spinal tümördür. Orta torakal bölgeyi sık tutar. Santral Kord sendromuyla uyumlu duyu defisiti yapar.



Nonglial tümörler: 1. Menengiomlar 2. Sinir kılıfı tümörleri (schvvannom)



Doğru cevap: C



3. Kraniofarenjiomlar 50. Beyne metastaz en sık nerelerden olur?



4. Konjenital tümörler



A) Kolon ve rektum



B) Akciğer ve kolon



C) Kemikten



D) Uterus ve över



5. Metastatik tümörler Doğru cevap: A



E) Akciğer ve meme Beyin metastazlarının %60’ında primer organ meme veya akciğerdir.



53. Aşağıdaki beyin tümörlerinin hangisinde epilepsi sık olarak görülür? A) Epandimom



Prostat Ca beyine metastaz yapmaz.



B) Menengiom



C) Glial tümörler Doğru cevap: E 51. Çocukluk yaşında posterior fossa içerisinde en sık hangisi görülür?



tümörleri



A) Medulloblastom, epandimom B) Oligodendriogliom, sarkom C) Kraniofaringiom, pons gliomu D) Astrositom, medulloblastom E) Epandimoblastom, optik gliom En sık sorularını iyi bilmeliyiz... -



-



-



Çocuklarda astrositomların%40’ı kistiktir ve genellikle serebellumda görülür. Medulloblastomlarda sıklıkla serebellumda görülürler. Medulloblastoma çocuklarda lösemiden sonra en sık neoplastik ölüm sebebidir. Primitif nöroektodermal orjinli tümördür. Klinik olarak başağrısı, kusma, huzursuzluk diplopi, meningismus ve serebellar şift görülür.



Doğru cevap: D



-



D) Hipofız tümörleri E) Oligodendrogliom Oligodendrogliomalara oldukça nadir rastlanır. En çok yerleştikleri bölge frontal lobun derinlikleridir.



Oligodendrogliomlar yavaş büyüdüklerinden uzun süren fokal semptomlara yol açarlar (Fokal nöbetler, epilepsi, vs.).



Doğru cevap: E 54. Aşağıdaki bulgulardan sendromunda yer alır?



hangisi



Karpal



Tünel



A) 4. ve 5. parmakta hissizlik B) Avuç içinde hissizlik C) Pozitif Phalen testi D) Semptomların ekzersiz ile düzelmesi E) Elin dorsal yüzünde hissizlik Karpal tünel sendrom u toplum da sık olduğundan sınavlarda da sık sorulamaktadır.... Median sinirin palmar kutanöz dalları transvers karpal ligamentin altından geçer.



BEYİN CERRAHİSİ



49. En sık görülen spinal tümör hangisidir?



-



-



Karpal Tünel sendromunda, bu dallar bası altında kaldığı için başparmakta hissizlik, özellikle geceleri elde uyuşma, pozitif Phalen testi görülür ve bu semptomlar aktiviteyle artar. Avuç içinde hissizlik, median sinirin daha üstte pronator kas seviyesinde bası altında kalması (Pronator sendromu) sonucu görülür. 4. ve 5. parmakta hissizlik ulnar sinirin zedelenmesi elin dorsal yüzünde hissizlik radial sinirin zedelenmesi sonucu görülür.



56. KIBAS’ta en sık tutulan kafa çifti hangisidir?



Dirsek



Median



Ön kol



Ulnar Uinar



Dirsek Bilek



Radial



Ön kol



İnterosseus Brakial pleksus Siyatik Peroneus profundus Tibialis posterior Lat. femoral kutanöz



Ön kol



Frashe sendromu



Boyun



Torasik outlet sendromu



Kalça



Priformis sendromu



Bacak



Yer



Anterior interosseus sendromu Kubital sendrom



Kranial sinirlerden en fazla N. Abducens tutulur.



-



Buna bağlı m. rektuslateralisinnerveedilemediğinden göz ortada kalır.



-



Yani yana bakış kısıtlılığı ortaya çıkar. N. abducens intrakraniyal seyri en uzun olan kroniyal sinir olduğundan KİBAS’ta en fazla etkilenir.



-



Hernisiyanda ise en fazla N. occulomotorius etkilenir. KİBAS



-



Normal kafa içi basıncı 80-200 mmH20’dur. Kafa içi basıncını vasküler yapılar beyin ve BOS arası denge sağlar. Bu yapılardan birinin hacmi artınca diğer yapılarca kompanse edilir. Kompanse edilemezse kafa içi basıncı birden şiddetli bir şekilde artar.



Anterior tibial sendrom



-



KİBAS acil bir durumdur hasta her an herniye girebilir.



Ayak bileği



Tarsal tünel sendromu



-



KİBAS belirtileri: Kardinal ve minör diye ayrılır. Minorlarda lokalizasyon veren ve vermeyen olarak ayrılır.



İnguinal ligament



Meraljia parestetika



Doğru cevap: C 55. Aşağıdakilerden Söylenemez?



hangisi



beyin



absesi



için



A) Erken serebrit dönemi 1-3. günler arasıdır B) Klinik tablo lezyonun yeri ve lokalizasyonuna göre değişir C) Kapsül geç serebrit döneminde görülmeye başlar D) Tedavisi sadece cerrahidir



-



-



Kardinal belirtiler: Başağrısı, bulantı-kusma, papil ödem



-



Minör, lokalizasyon vermeyen belirtiler (Cushing triadı): Kan basıncı artışı, bradikardi, solunum düzensizliği ve şuur eksikliği



-



Minör, lokalizasyon veren belirtiler: hemiparezi-pleji, afazi, astregnozi, dismetri, midriazis (CN3 felci) vs.



KİBAS’a yaklaşım: KİBAS’ta beyin perfüzyonu azalmıştır bu nedenle hipoksemi ve hipotansiyon hasarı arttırır. Ayrıca beyin kan akımının majör düzenleyicisi C02 olduğundan hipoksemide intrakraniel basınç daha da artar. -



Hasta gelince monitorizasyon için en önemli metodlar pupiller ve kardiovasküler refleksler ve Glaskovv koma skalasıdır.



-



Hasta başı yukarıda pozisyon verilir (semifovvler pozisyon)



E) Tedavide kortikosteroid kullanılabilir Beyin absesinin histopatolojik yönden gelişiminde 4 dönem vardır.



Mutlaka solunum düzenlenir gerekirse mekanik ventilasyon yapılır. Solunum düzenlenmezse C02 sürekli artacağından ne yapılırsa yapılsın intrakranial basınç düşürülemez (yapılması gereken en önemli işlem)



1. Erken serebrit dönemi : 1-3 günler arası 2. Geç serebrit dönemi



: 4-9 günler arası



3. Erken kapsül dönemi



: 10-13. günler arası



4. Geç kapsül dönemi



: 14 gün ve sonrası



Etiyolojisinde S. viridans, p hemolotikler S. aureus, E. coli, Klebsiella, Aspergillus ve E. histolitica sayılabilir. Tedavisi medikal ve cerrahi olmak üzere ikiye ayrılır. Çapı 1. 7 cm’nin altındaki beyin abseleri antibiyotik tedavisine en iyi cevap verir. Kortikosteroidler ödemi azaltmak için kullanılabilir. Doğru cevap: D



D) N. fasialis



-



Karpal tünel sendromu Pronator sendrom



Guyon sendromu Posterior interosseus sendrom



C) N. abducens



KIBAS’ta sık görülen nörolojik bulgular papil ödemi ve abducens paralizisidir...



Sendrom



Bilek



B) N. trigeminus



E) N. trochlearis



TUZAK NÖROPATİLER Sinir Median Median



A) N. occulomotorius



-



Diüretik: Furasemid veya mannitol kullanılır. Mannitol hem şiddetli diürez yapar hem de serbest radikalleri tutar bu nedenle ilk tercihdir. Rebound yapabilir. Steroid + furosemidde verilebilir.



-



Genel bakım kaideleri: Antikonvülsan verilir, sıvı kısıtlaması yapılır. Fazla miktarda kristaloid solüsyon verilmesinden ve ağrılı uyaran verilmesinden kaçınılmalıdır.



KİBAS’ta gastrik ülsere bağlı (Cushing ülserleri) kanamalar olabilir.



1 11



58. Sakküier anevrizmalar en sık hangi meydana gelir?



A) PUPİLLA



arterde



A) A.basilaris



-



Marcus Gunn pupillası: Parsıel optik sinir lezyonlannda (optik nörit) olur.



-



Amorotik pupil; Optik sinirin komplet lezyonunda olur. Direk ışık refleksi alınamaz.



-



Tektal pupilla: Bilateral midriyazis vardır, ışık refleksi alınamaz



-



Argyll Robetson pupillası Pupil miyotiktir ışık refleksi yoktur, akomodasyon vardır, Edinger Westphal lezyonunda olur. Nörosfiliz için tipiktir.



Subaraknoid kanamanın en sık olduğu damarlar aynı zamanada en sık anevrizma gelişen damarlardır....



-



Anizokori: Unilateral miyozis (Horner sendromu, iridosiklit, farmakolojik ajan, Argyll-Robertson pupillası), unilateral midriyazis (3. Sinir felci (unkal herni), travmatik yırtık, dar açılı glokom, adie pupil, farmakolojik ajan).



Doğru cevap: C



-



Bilateral miyozis Morfin, fenobarbital, organofosfat intoksikasyonu, diensefalon ve pons lezyonu, farmakolojik ajan



-



B) A.carotis interna C) A .communicans anterior ve posterior D) A.cerebri media E) A.cerebri anterior



59. Aşağıdakilerden hangisi spontan subaraknoid kanama etiyolojisinde rol oynamaz? A) Anevrizma B) Arteriovenöz maiformasyon C) Antikoagülasyon



Bilateral midriyazis: Tektal lezyon, antikolinerjik (atropin) zehirlenme, farmakolojik



B) HORİZONTAL HAREKET BOZUKLUKLARI



D) Immünosupressif tedavi



-



Tonik deviasyon: 8. Alan lezyonunda gözler lezyon tarafına bakar, pons lezyonlannda gözler aynı yöne devie olur.



-



Bakış felci: ponstaki PPRF lezyonunda olur, lezyon tarafına bakılınca gözler orta hattı geçemez.



Spontan SAK travma dışı nedenlerle oluşan spontan kanamalardır.....



-



Locked in sendromu: ponsta bilateral PPRF’yi tutan lezyonlarda görülür, gözler sadece vertikal hareket yapabilir.



SAK etiyolojisinde;



-



Fisherin 1,5 sendromu: ponsta hem PPRF hemde MLF’yi tutan lezyonda olur. Lezyon tarafına bakış felci + İNO vardır.



2. AVM



İnternükleer oftalmopleji (İNO): unilateral MLF lezyonunda olur, lezyon tarafında göz içe bakamaz dışa bakarken nistagmus olur. SVO veya MS ile olabilir.



4. Enfeksiyöz nedenler (Mikotik)



-



-



E) Kafa travması



1. Anevrizma



3. Ateroskleroz



5. Kan diskrazileri



Bilateral İNO (BİNO): iki taraflı MLF tutulumu ile olur. MS için patognomoniktir.



6. Tümör kanamaları (primer veya metastatik)



C) VERTİKAL HAREKET BOZUKLUKLARI -



-



-



7. Immün supressif tedavi



Tonik deviasyon: aşağı tonik deviasyon hidrosefali ve talamik hemorajilerde, yukarı tonik deviasyon, okuljirik krizde (antipsikotik ilaç kullanımı) görülür.



8. Antikoagülasyon gibi nedenler rol oynar.



Parinaud sendromu; akuaduktal (tektal) bölge lezyonlannda olur. Vertikal bakış felci, konverjans-retraksiyon nistagmusu, tektal pupillalar (midriatik, ışık yakın disosiasyonu), kapak retraksiyonu vardır.



10. Kokain ve amtetamin kullanımı



9. idiopatik mezensetalik SAK



11. Moya moya hastalığı



Skew deviasyon: vertikal sapma vardır, pontoserebellar pedikül lezyonlannda görülür.



12. SSS vasküliti 13. Orak hücreli anemi



Doğru cevap: C



Doğru cevap: E



57. Aşağıdaki bası ile oluşan nöropatilerin hangisinde radial sinir etkilenir?



60.



A) Servikal kot sendromu B) Posterior interosseous sendrom C) Pronator sendromu D) Karpal tünel sendromu E) Anterior interosseous sendrom P o s te rio r in te ro sse o u s s in ir ra d ia l s in irin m o to r terminal dalıdır. Doğru cevap: B



Yaşlı bir kadında dengesizlik, idrar kaçırma ve unutkanlık şikayetleri mevcutsa hangisini düşünürsünüz? A) AVM C) SAK



B) Parkinsonizm D) Normal basınçlı hidrosefali E) Dejeneratif demans



Normal basınçlı hidrosefali; nedeni bilinmeyen bazen SAK veya menenjitten sonra, hatta yıllarca sonra bile ortaya çıkabilen b ir durumdur.....



BEYİN CERRAHİSİ



NÖROFTALMOLOJİ



-



Tedavisi mümkün demans sebeplerindendir. İdrar bozukluğu, idrar irıkontinansı, yürüyüş apraksisi ve unutkanlık görülür.



-



Tanı; CT ve sisternografi ile konabilir. Tedavisinde ventriküloperitoneal şant kullanılabilir.



Doğru cevap: D 61. Aşağıdakilerden hangisi karotikokavernözfistülde görülür? A) Disfazi C) Propitozis



B) Lucid interval D) Epilepsi



Kraniografide; uzunluğu değişen hipodens bir çizgi şeklinde ve genişliği 3 mm’den daha az olup, kenarları keskin ve iki uçta incelme gösterirler. Genellikle 2-3 ay içerisinde iyileşirler. Separe(ayrık) kırıklar; genişliği 3 mm’den fazladır. En sık parietal kemikte olurlar. Çocuklarda leptomeningeal kist oluşumuna neden olabililer. Doğru cevap: E 64. Akson günde ortalama ne kadar rejenere olur? A) 1-1. 5 mm C) 2-3 cm



E) Papil stazı Karotikokavernöz fistülde;



B) 10-15 mm D) 0. 1-0. 2 mm E) 4-5 mm



-



Tek taraflı eksoftalmus (pulastil) Propitozis Ekstraoküler kas parazileri



Nöroproksi; Kompresyonu sekonder aksonal transportun bozulmasıdır. Pregnozu iyidir.



-



Görme kaybı veya körlük Progresif olarak gözün oskültasyonunda üfürüm duyulması



Aksonotmezis: Daha uzun süren kompresyonda aksonda histolojik değişiklikler meydana gelir. Miyelin kılıf sağlam olduğundan rejenerasyon düzgün gerçekleşir.



Doğru cevap: C 62. Travma nedeniyle oluşan geçici nörolojik disfonksiyon aşağıdakilerden hangisidir? A) Subdural hematom C) Diffüz aksonal injüri -



-



-



B) Cerebral konküzyon D) Cerebral kontüzyon



E) Epidur al hematom Konküsyon cerebri (kommosyo cerebri) beyin dokusunda patolojik bozukluk olmaksızın fizyolojik blok olmasıdır. Travmadan hemen sonra şuur kaybı ile karakterize bir tablodur.



Nörotmezis: Aksonun, miyelin kılıfıyla beraber hasara uğramasıdır. Genelde kesici-delici yaralanmasıda gerçekleşir. Sinir uç uca anastomoz edilmelidir. Akson günde 1-1,5 mm. rejenere olur. Rejenerasyon için miyelin kılıfın sağlam olması gerekir. Miyelin kılıf sağlam değilse rejenerasyon düzgün olmaz ve nörinoma teşekkül eder. Doğru cevap: A 65. KIBAS’ın en hangisidir?



Kontüzyon serebri, beyin dokusundaki kapiller damarların yırtılmasıyla peteşiel kanamaların ve beyin ödeminin olduğu tablodur. Hücre seviyesindeki değişiklikler irreversibldir. Diffüz aksonal hasarda travmaya sekonder aksonal kopmalar olur ve bilinç kapanır. Görüntüleme yöntemlerinden herhangi bir patolojiye rastlanmaz. Hasta sekelli ve sekelsiz olarak iyileşebilir veya ex olabilir.



erken



ve



A) Kusma C) Papil stazı



en



önemli



bulgusu



B) Baş ağrısı D) Bilinç değişikliği E) Beyin ödemi



KİBAS - Intrakranial kitleler (Tümör, abse veya hematom) - Ödem - Hidrosefali



Doğru cevap: B 63. Lineer kırıklar için hangisi yanlıştır? A) Çocuklarda daha sıktır



- Kraniosinostozis - Vasküler patolojiler sonucu oluşabilir. Kliniği;



B) Epidural hematoma sebep olabilir C) 2-3 ayda iyileşir D) BOS sızmasına sebep olabilir



-



E) Leptomeningeal kiste sebep olabilir



-



Papil stazı veya ödemi



-



Bilinç değişikliği



Lineer kırıklar; Kranium kırıklarının %80’nini oluştururlar. Çocuklarda daha sıktır. Ön fossa kaidesinde olursa; BOS sızıntısına, temporal kemikte olursa orta meningial arteri çaprazlayıp, epidural hematoma yol açabilir.



Baş ağrısı (En önemli ve en erken çıkan bulgudur) Kusma



Doğru cevap: B



73



66. L5-S1 disk hernisinde hangisi görülmez?



67. Aşağıdakilerden hangisi meningomyelosel ile birlikte sık olan bir konjenital anomali değildir?



B) S1 kökü sıkışır



A) Hidrosefali



C) Ayağın dış kısmında his kaybı olur.



B) Hidromyeli C) Arnold-Chiari tip II malformasyonu



D) Hasta parmak ucunda yürüyemez E) Patella refleksi kaybolur



D ) Aquaductus çatallanması E) Spinal dermal sinüs



Patella refleksi kaybı L3-4 disk hernilerinde görülür.... Meningomyelosel ile birlikte sık görülen konjenital anomaliler şunlardır:



-



L5-S1 disk hernisinde S1 kökü sıkışır. Ağrı topuktadır.



-



Ayağın dış kısmında his kaybı, M. gastrokinemius, M. soleus ve M. plantariste kuvvet kaybı vardır.



2. Aquaductus çatallanması



Ayak parmakları plantar fleksiyon yapamaz.



3. Hidromyeli



Hasta parmakları ucunda yürüyemez.



4. Hidrosefali



-



-



L5-.S, disk hernisinde asil refleksi kaybolur.



[



1. Arnold-Chiari tip II malformasvonu



Doğru cevap: E



SPİNAL DİSK HASTALIĞI Disk Seviyesi



Belirti ve Bulgular Servikal Diskler



68. En sık görülen kafa travması komplikasyonu hangisidir? A) Subdural hematom B) Epilepsi



C4-C5 (%1)



C5’in rootu etkilenir Deltoid zayıflar Omuzda ağrı



C5-C6 (%20)



Cö’nın rootu etkilenir Biceps refleksi zayıflar Önkol fleksiyonu zayıflar Kol, ön kol ve başparmakta ağrı



C7-T1 (%12)



C8’in rootu sıkışır İntrensek el kasları zayıflar Orta ve işaret parmağında ağrı



Lumbar Diskler



L3-L4 (%5)



L4-L5 (%45)



L5-S1 (%50)



L4 sinir kökü sıkışır Pateller reflex zayıflar Ouadriceps zayıflar Medial malleol üzerinde duyu kaybı olur Uyluk anteriorunda ağrı olur L5 sinir kökü basısı Ekstansör hallusis longus ve tibialis anterior zayıflar (Düşük ayak) Başparmak üzerinde örümcek ağı tarzında duyu azalması Bacak lateralinde ağrı S1 sinir kökü basısı. Ayak bileği aşil reflexi zayıflar Ayak plantar fleksiyonu zayıflar Ayak lateralinde duyu kaybı Alte ekstremite posteriorda ağrı



C) Epidural hematom D) Beyin ödemi E) Intraserebral hematom Kafa tra vm a la rın d a en s ık g ö rü le n i s u b d u ra l hematomdur.....



BEYİN TÜMÖRLERİNİN LOKALİZASYONLARINA GÖRE BELİRTİ VE BULGULARI Tümör Lokalizasyonu



Belirti ve Bulgular ICP artmasına bağlı belirti ve bulgular: Baş



İnfratentorial ağrısı, mide bulantısı, kusma, papil ödemi, yürüme bozukluğu, vertigo, diplopi ICP artmasına bağlı semptomlara ek olarak kol ve bacaklarda unilateral fokal motor Supratentorial defisit, nöbetler, mentalite değişiklikleri, kişilik değişiklikleri (ön lob)



Serebellar Hemisferler



ICP artmasına bağlı belirti ve bulgulara ek olarak ekstremitelerde ataksi, dismetri ve hareket sırasında ortaya çıkan tremor



Serebellar Vermiş



ICP artmasına bağlı belirti ve bulgulara ek olarak sendeleyerek yürüme, trunkal ataksi, geniş tabanlı yürüyüş



Beyin Sapı



Tek veya iki taraflı 8. ve/veya 6. sinir palsisi; Multiple ipsilateral kranial sinir defisiti ile kontrlateral uzun tract belirtileri ve vertikal veya rotasyonel nistagmus; ICP artmasına bağlı geç dönem belirti ve bulguları



Doğru cevap: E Doğru cevap: A



BEYİN CERRAHİSİ



A) Asil refleksi kaybolur.



69. Aşağıdakilerden görülür?



hangisinde



vulpian



belirtisi



72. Syringomiyelide hangisi görülmez? A) Pelerin şeklinde duyu kusuru



A) Serebral tromboz B) Serebral tümörler



B) Servikal ve oksipital ağrı C) Ağrısız artropati (Charcot eklemi)



C) Subaraknoid kanama



D) Ağrı



D) Intraserebral hemoraji E) Postansefalik parkinsonizm



E) Spinal kordda kistik kavitasyon



Vulpian belirtisi intraserebral hemorajilerde görülür. Brodmanın 8. alanı etkilenir. Konjuge göz hareketleri bozuktur. Göz lezyon tarafına döner buna vulpian belirtisi denir.



ısı korunurken kaybolması



Karakteristik olarak



70. Tethered kord sendromuyla ilgili olarak hangisi söylenemez?



B) Kas atrofisi ve kısa bacak vakaların %63’ünde görülür



-



“pelerin” şeklinde disosiye duyu kusuru (dokunma ve eklem pozisyonu duyularının korunması ile birlikte ağrı ısı duyusunun kaybı)



-



Servikal ve oksipitalağrı



-



Ağrısız artropatiler(Charcot eklemler)



Özellikle omuz ekleminin ağrısız artrapatisi syringomiyeli için karakteristiktir.



C) Hastalarda his kusuru yoktur D) Mesane disfonksiyonu vakaların % 40’ında görü­ lür E) Uzak skolyoz görülebilir Tethered kord sendromu: Anormal olarak aşağı seviyelere uzanmış, adeta çekilmekte olan bir konuş medullaris ile karakterize, kısa ve kalın filum terminale, fibröz bantlar ve yapışıklarla birlikte intradural lipom da ihtiva edebilen disrafizm çeşididir. -



Cilt bulguları (hipertrikoz, dermal sinüs v s .)



-



Kuvvet kaybı (Bacakta)



-



His kusuru (% 70)



-



Mesane disfonksiyonu



-



Skolyoz veya kifoz (uzakta görülebilir) gibi bulgular vardır.



-



Alt motor nöron tipinde el ve kol kuvvetsizliği



-



Kavite büyüdükçe derin duyu kusuru ve piramid traktus bulguları eklenebilir.



Doğru cevap: D



73. Disk hernisi en sık hangi seviyede olur? A) L4 - L5



A) Metopik sinositoz B) Unilateral koranal sinostoz



B) L3 - L4 D) L2 - L3



C) L5 - S1



E) T12 - L1 Disk hernisi en sık L5-S1 arasında disk hernisi meydana gelir. -



S1 dermatomunda duyu azalması meydana gelir.



-



İkinci sık olarak L4 - L5 ve daha sonra L3 - L4’te görülür.



-



Kuadriseps kuvvetsizliği, patella refleksinde azalma ve L3 veya L4 dermatomunda duyu azalması en sık bulgudur.



Doğru cevap: C 71. Plagiosefali hangi sinostozdan kranial sütürun zamanından önce kapanmasından dolayı oluşur?



duyusunun



Syringomiyeli, spinal kordun kistik kavitasyonudur.



Doğru cevap: D



A) Vakaların % 22’sinde hipertrikoz vardır



dokunma



Doğru cevap: C



74. Disk hernilerinin ameliyat tedavi hangisi uvmaz?



kriterlerine



D) Sagital sinositozis



A) İyileşmeyen akut ağrı B) Siyatalji tarzında ağrı bulunması



E) Lambdoid sinositozis



C) İlerleyen nörolojik defisitlerin bulunması



C) Bilateral koronal sinostozis



Plagiosefali: Unilateral koronal sinositozis sonucu o taraf alın yarısı küçük kalmış ve yassılaşmış görünümüdür. Supraorbital bölge normalden yükselmiştir. Scaphosefali: sagitl sütrün erken kapanması ile olur Brakisefali: bilateral sütürn erken kapanması ile olur Doğru cevap: B



D) Kauda equina sendromu E) Sık tekrarlayan ağrı Acil cerrahi endikasyonları şunlardır; -



Kauda equina sendromu



-



İlerleyici motor defisit



-



Yeterli narkotik medikasyona rağmen ağrı tolere edilemiyorsa



-



idrar retansiyonu



-



Anal sfinkter tonusunun azalması



Slyatalji disk hernllerlnin en sık rastlanan bulgusudur ve tek başına operasyon endikasyonu koydurmaz. Doğu cevap: B



Doğru cevap: C



75. Hidrosefali ile ilgili vanlıs olan hangisidir? A) Arnold- Chiari malformasyonunda luschka ve magendi atrezisi vardır.



Kronik subdural hematomlar posttravmatik 3. haftadan sonra semptom ve bulgu veren hematomlardır. Travma hatırlanamayacak kadar küçük olabilir. Genellikle yaşlılar, alkolikler ve infantlarda görülen bu tipte klinik oldukça sinsidir. Semptomlar başağrısı, konfüzyon, apati gibi nonspesifik olabilir. Kronik subdural hematomlar likefiye olduklarından CT’de hipodens veya izodens görülebilirler.



foremen



B) BOS protein artışı, BOS yoğunluğunu artırarak kommünikan hidrosefaliye sebep olur. C) Abselerde obstriktif tip hidrosefali görülür.



78. Aşağıdakilerden hangisi subdural hematomlar için yanlıştır? A) Dura ile araknoid arasına kan toplanmasıdır. B) Olguların %60’ında kafa kırığı vardır.



D) Koroid pleksus papillomunda BOS üretimi artar ve kommünikan hidrosefali ortaya çıkar.



C) Kanama venöz orijinlidir. D) Yaşlı kimselerde daha hızlı semptom verir.



E) Arnold Chiari sebep olur.



E) Genellikle beyin kontüzyonu ve laserasyonu eşlik eder.



non-kommunikan



hidrosefaliye



Arnold Chiari malformasyonunda serebellar tonsiller foramen magnumdan dışarıya doğru yer değiştirirler. Ayrıca medulla ve dördüncü ventrikülün alt ucu servikal kanala doğru uzar. Foramen Luschka ve magendi atrezisi Dondy-VValker sendromunda görülür. Doğru cevap: A 76. Aşağıdaki nörolojik bulgulardan hangisi L5 - S1 disk hernisi olan hastada bulunur?



Subdural hematomlar kafa travmalarından sonra en sık ortaya çıkan ve kitle etkisiyle semptomlara yol açabilen bir durumdur. Hematomların etiyolojisi subdural aralıktaki aşıcı venlerin rüptürüdür. Yani venöz kaynaklıdır. Travmatik subdural hematomlar en sık frontal ve temporal bölgede olur. Hematomlar klinik verme durumlarına göre akut, subakut ve kronik olmak üzere 3 kısma ayrılır. Akut: ilk 24 saat içerisinde oluşan hematomlar



A) Aşil klonusu olması



Subakut: 1-14 gün arasında ortaya çıkan hematomlar



B) Aşil refleksi kaybı C) Ayak dorsifleksiyon kaybı



Kronik: 14 günden sonra ortaya çıkan hematomlar



D) Patella refleksi kaybı E) DTR’de artma



Aşil refleksi n. tibialis posterior tarafından taşınır. (L5 -S1-2). Aşil tendonuna vurulduğunda m. gastrocnemius ayak bileğine plantar fleksiyon yaptırır.



Yaşlı kimselerde beyin atrofisi nedeniyle subdural mesafe geniş olduğundan semptom vermeksizin geniş boyutlara ulaşabilirler. Doğru cevap: D 79. Subaraknoid kanamalardan sonra oluşan vazospazmdan en cok hangisi sorumludur?



L5 - S1 basılarında bu refleks kaybolur ya da azalır. A) PG’ler Doğru cevap: B



B) Faktör VIII C) Hipertansiyona cevap



77. Altmışbeş yaşında bir erkek hasta başağrısı ve şuur bulanıklığı nedeniyle doktora başvuruyor. Anamnezinde 3 hafta önce minör bir kafa travması geçirdiği öğreniliyor. Çekilen CT’sinde pariatel bölgede hipodens bir alan görüldüğüne göre bu hastada aşağıdaki hastalıklardan hangisi düşünülebilir? A) Epidural hematom B) Subakut subdural hematom C) Kronik subdural hematom D) Kontüzyo serebri E) Beyin absesi



D) Refleks vazotonik cevap E) Oksihemoglobin Anevrizma yırtıldığı zaman ana arterde spazm olur: bu durum 3. günde belirginleşir ve 3. haftanın sonuna kadar sürer. Spazmın şiddeti kanamanın şiddetiyle orantılıdır. Vozospozm önemli bir mortalite sebebidir. Doğru cevap: D



BEYİN CERRAHİSİ



75



1.



İçindeki ateş yakma dürtüsünü yenemediği için evi yakan bir gençte hangi tanıyı düşünürsünüz?



-



2 hafta içinde geçirilmiş myokard infarktüsü



-



Şiddetli osteoporoz (anestezisiz ise)



A) Intermittan eksplozif bozukluk B) Piromani



-



Ateş, aritmi ve şiddetli hipertansiyon



Doğru cevap: B



C) Manik atak D) Kompulsif satın alma



3.



E) Antisosyal kişilik



Yirmi beş yaşında bir adam tek başına yaşamakta ve bir fabrikada işçi olarak çalışmaktadır. İş arkadaşlarının sosyal davetlerini dikkate almayan ve hiçbir özel ilgisi bulunmayan adamda hangi kişilik bozukluğu olabilir?



Dürtü bozuklukları DSM 5 de b ir grup bozukluğun adıdır.... İmpuls (Dürtü) kontrol bozuklukları arasında intermittan eksplozif bozukluk, kleptomani, piromani ve kompulsif satın alma yer alır. Piromani: Kişinin yenememesidir.



içinde



ateş



yakma



A) Antisosyal kişilik bozukluğu B) Borderline kişilik bozukluğu C) Bağımlı kişilik bozukluğu



arzusunu



D) Narsistik kişilik bozukluğu E) Şizoid kişilik bozukluğu



Intermittan eksplozif bozukluk (aralıklı patlayıcı bozukluk): Saldırgan ve patlayıcı dürtülerin görülmesidir



K işilik bozukluklarının ayırıcı tanıları önemlidir... -



Antisosyal kişilik bozukluğu, kişilerin çevrelerine zarar vermesiyle karakterizedir.



Doğru cevap: B



-



Hastanın sakin, kimseye karışmayan tutumuyla uyumlu değildir.



2.



-



Sosyal olarak kopuk ilgi alanı dar kişilerde ilk akla gelen şizoid kişilik bozukluğudur.



Kleptomani: Hırsızlık dürtüsünü yenememesidir.



Aşağıdaki hastalıklardan hangisinin tedavisinde Elektrokonvulzif terapi (EKT) uygulanmaz? A) Anoreksiya nervosa C) Katotonik şizofreni



B) Fobi D) Mani



E) Depresyon



Doğru cevap: E 4.



Aşağıdaki ilaçlardan hangisi, diğerlerine göre daha az oranda seksüel disfonksiyona yol açar?



EKT daha çok ölümcül hastalıklarda tercih edilir...



Elektrokonvülsif tedavi Endikasyonları (EKT) -



Majör depresyon (ana endikasyon)



-



Katatonik şizofreni Mani



-



İlaçlara cevapsızlık



-



İlaçların kontrendike olduğu durumlar



-



Hamile depresyon hastalıkları Anoreksia nervosa



D) Zuklopentiksol



Antipsikotik yan etkileri çok sık sorulmaktadır... -



Antipsikotik ilaçlar, potent dopamin blokajına bağlı prolaktin artışına yol açarak yüksek oranda seksüel disfonksiyona yol açarlar.



-



Haloperidol, Zuklopentiksol, Risperidon ve Amisulprid antipsikotik (nöroleptik) ilaçlardır.



-



Selektif serotonin geri alım inhibitörleri de potent antipsikotiklerden daha düşük oranda da olsa seksüel disfonksiyona yol açabilirler. (Özellikle Paroksetin).



-



Essitalopram, seksüel disfonksiyona az oranda yol açan selektif serotonin geri alım inhibitörüdür.



Genel anestezi kontrendikasyonları Kafa içi basıncı artıran kitle



B) Risperidon



C) Amisulprid



E) Essitalopram



Kontrendikasyonlar -



A) Haloperidol



Doğru cevap: E



77



5.



Aşağıdakilerden hangisi narkolepsi tanısı için yanlıştır?



7.



Aşağıdaki mikroskobik ya da makroskopik değişikliklerden hangilerinin şizofreni hastalarında görülme ihtimali daha yüksektir?



B) Uyku paralizisi görülür



I.



Gliozis



C) Gündüz aşırı uykululuk vardır D) Hipnogojik hallüsinasyonlar vardır



II.



Hidrosefali



III. Dorsolateral prefrontal korteksdeki fonksiyonlarında azalma IV. Lateral ventriküllerde genişleme



E) Non REM başlangıçlı uyku dönemleri tipiktir Narkolepsi sınavlarda bozukuğudur...



en



çok



sorulan



uyku



V.



Polisomnografik kayıtta REM başlangıçlı uyku dönemlerinin görülmesi narkolepsi tanısını düşündürür.



Narkolepsi Uyku atakları beklenmedik, karşı konamayan uyku ataklarıdır. -



PSİKİYATRI



A) Katapleksi gözlenir



-



Hallusinatuvar yaşantılar (hipnogojik hallüsinasyonlar) ve uyku paralizisi, uykuuyanıklık geçişi sırasında ortaya çıkan kısa süreli değişmelerdir.



1,3, 5



C)



1,4, 5



B) 2, 4 D) 3, 4, 5 E) 1,2, 3 ,4 ,5



Şizofrenide anatomik değişiklikler: 1. Kodikal atrofi 2. Lateral ve 3. ventriküllerde genişleme



Uyku atakları genellikle 1.5-2 saat aralıklarla, önüne geçilmez bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Katapleksi, heyecansal durumdaki ani değişmeler karşısında kısa süreli çizgili kas tonusu değişikliği şeklinde ortaya çıkmaktadır. Birden konuşamaz olabilir, elindeki bir şeyi düşürebilir.



A)



Zor sayılabilecek b ir soru....



Tüm belirtilen her hastada bulunmazsa da gündüzleri uyku atakları en yaygın rastlanan yakınmadır



-



Kodeks hacminde azalma



3. Dorsolateral prefrontal kodeksdeki fonksiyonlarında azalma 4. Limbik sistem ve bazal gangliyon anormallikleri vardır Doğru cevap: D 8.



Depresyon hastalarında yapılan bey in görüntüleme çalışmalarında aşağıdaki bölgelerden hangisinde diğerlerine göre daha yüksek oranda atrofi saptanır?



Doğru cevap: E 6.



A) Hipokampus C) Substantia nigra



Çok eksenli değerlendirmede aşağıdakilerden hangisi yoktur?



B) Lokus seruleus D) Pons



E) Sağ parietal lob



A) Genel işlevsellik B) Psikososyal çevresel sorunlar



Depresyonda hipokampal atrofi % 8- 19 oranında görülür...



C) Genel tibbi durumlar D) Bilgi kaynakları ve anamnez güvenirliliği



Doğru cevap: A



E) Mental retardasyon ve kişilik bozuklukları



9.



Tourette sendromu hangi bozukluk grubunda incelenir?



DSM IV, psikatrik hastalıkları ana eksenlere ayırarak sınıflandırır...



A) Şizofreni C) Yapay bozukuluk



Eksen 1: Klinik bozukluklar ve klinik ilgi odağı olabilecek diğer durumlar (şizofreni, depresyon gibi) Eksen 2: Kişilik bozuklukları ve mental retardasyon (Paranoid kişilik bozukluğu gibi)



B) Duygu durum D) Tik bozukluğu



E) Disosiatif bozukluk Tourette sendromu sorulmuştu....



vaka



sorusu



olarak



TUS’ta



-



Tik bozukluğu olarak bilinir.



Eksen 3: Genel Tıbbı durumlar (Neoplazi, endokrin bozukluklar gibi)



-



Obsessif-kompulsif bozukluklar ve düdü bozuklukları ile ilişkilendirilir.



Eksen 4: Psikososyal ve çevresel sorunlar (eğitim, barınma sorunları)



-



Tekrarlayan istemsiz hareketlerle karakterizedir.



-



Öksürmek, göz kırpmak, hayvan sesleri çıkarma benzeri tikler vardır.



Eksen 5: İşlevselliğin Genel Değerlendirmesi Doğru cevap: D



Doğru cevap: D



78



10.



Psikosomatik bozuklukların konversiyon bozukluğu ile ayırıcı tanısında aşağıdakilerden hangisi konversiyona ait değildir?



12. Homisidal riskin yüksek aşağıdakilerden hangisidir?



olduğu



bozukluk



A) Histrionik bozukluk



PSİKİYATRI



A) Belirtiler semboliktir B) Aleksitimi vardır



B) Obsessif kompulsif bozukluk C) Paronoid bozukluk



C) La belle indifference vardır



D) Konversiyon bozukluğu



D) Telkin edilebilme (suggestiblite) vardır E) irreversible belirtiler vardır



E) Dissosiyatif bozukluk Homisidin kelime karşılığını bilmek soruyu yapmak için yeterli...



Konversiyon bozukluğunda genellikle hastalar tedavi verilmese de tamamen iyileşirler. Hastaların b ir kısmında tekrar konversiyon atağı görülebilir...



Homisid: Başkasını öldürmek



KONVERSİYON BOZUKLUĞU



Suicid: Kendini öldürme



-



Sinir sistemi anatomisi ve patofizyolojisine uymayan tarzda bedensel işlevlerde bozulma vardır.



Paronoid: Zarar göreceğini düşünme



-



Tipik olarak bir stresörün ardından ortaya çıkar.



Doğru cevap: C



-



Tipik görünümü bayılmalar, kasılmalar (pseudonöbet), paraliziler, paresteziler, körlük gibi yakınmalardır



13. Aşağıdakileren hangisi nevrotik grupta yer alan psikiyatrik bozukluklardan değildir?



-



Yakınmalar düzmece değildir



A) Konversiyon bozukluğu



-



Hastada ciddi bir uzuv işlev kaybına karşın buna uygun anksiyete/depresyon görülmez.



B) Yaygın anksite bozukluğu C) Somatizasyon bozukuluğu



-



Bu kayıtsızlığa la belle indifference (GÜZEL ALDIRMAZLIK) denir.



D) Sanrılı bozukluk E) Fobik bozukluk



Doğru cevap: E 11. Günümüzde “bonzai” olarak bilinen madde asıl olarak aşağıdakilerden hangisidir? A) Sentetik Kannabinoid (fenazepam) B) Amfetamin C) Opioid D) Uçucu madde E) Ekstazi



Psikiyatride en sorulmaktadır...



çok



hastalıkların



Sanrılı bozukluk, psikotik bozukluklar arasında yer alır. Psikoz ile nevroz arasındaki farkın en belirgin olduğu durum, gerçeği değerlendirme yetisinin bozulmasıdır.



PSİKOTİK BOZUKLUKLAR 1. Şizofreni 2. Şizofreniform bozukluk 3. Şizoaffektif bozukluk



Madde bağımlılığı ve Bonzai çok güncel b ir konu olduğundan bilmek gerekir...



4. Sanrılı bozukluk



Bonzai:



5. Kısa psikotik bozukluk



-



Asıl olarak sentetik kannabinoid Ifenazepaml olarak bilinir.



-



içine oganofosfat vb diğer maddeler karıştırılabilir.



sınıflandırması



6. Paylaşılmış psikotik bozukluk 7. Genel tıbbi duruma bağlı psikotik bozukluk 8. Madde kullanımının yol açtığı psikotik bozukluk



Ekstazi: MDMA (metilen dioksi metamfetamin) adı verilen bir amfetamin türevidir.



Doğru cevap: D



Uçucu maddeler: (bali, tiner ..vb.): demiyelinizasyona yol açarlar. Öfori, koordinasyon bozukluğu, baş dönmesi, işitsel ve görsel halusinasyonlar görülebilir.



14. Aşağıdakilerden hangisi obsessif-kompulsif bozuklukta sık kullanılan ego savunma mekanizmalarından biri değildir?



Doğru cevap: A



A) izolasyon C) Yapma bozma



B) Reaksiyon formasyon D) Represyon E) Projeksiyon



79



kullanılan



savunma



-



Projeksiyonda kişi kendisinde bulunan istemediği bir dürtüyü ya da özelliği başkalarında görür.



-



OKB’de sık görülmez. Daha çok paranoid psikozlarda görülür.



OKB’ deki savunma mekanizmaları 1. Yapıp bozma 2. Yalıtma ve karşıt tepki 3. İzolasyon



16. Blumia nervosanm etiyolojisinde hangi nörotransmitterin disregulasyonun rol oynadığı ileri sürülmektedir? A) Dopamin C) Serotonin



E) Asetilkolin B lum ia ve anoreksia g ib i yeme b ozuklukla rın da serotonin disreguiasyonu vardır... Doğru cevap: C



4. Bastırma



17. Psikiatride kullanılan “liyezon” aşağıdakilerden hangisini ifade eder?



5. Reaksiyon formasyon 6. Yer değiştirmedir



kavramı



A) Bir psikoterapidir



Doğru cevap: E 15.



B) Nöradrenalin D) GABA



B) Bir klinik ile düzenli işbirliği yapmaktır C) Davranış terapisidir



Kimlik duygusunun gelişmemiş, insanlar arası ilişkileri dengesiz ve kaotik, kendine zarar veren impulsif davranışları olan bir kişide aşağıdaki kişilik bozukluklarından hangisi düşünülür?



D) Anksiyete bozukluklarının bulgusudur E) Disosiatif bozukluklarda görülür Liyezonun tam kelime karşılığı işb irliğ i demektir....



A) Narsistik kişilk bozukluğu



-



B) Histrionik kişilik bozukluğu C) Borderline kişilik bozukluğu



D) Paranoid kişilik bozukluğu E) Pasif agresif kişilik bozukluğu



Liyezon psikiyatrisi fiziksel hastalığı olan ya da cerahi girişim uygulanan hastalarda görülen ruhsal kriz ve hastalıkların araştırılması, tanısı, tedavisi, izlenmesi ve önlenmesine dönük hizmet sunan özelleşmiş bir psikiyatri disiplinidir.



K işilik bozuklarının ayrıcı tansını bilmeliyiz....



Doğru cevap: B



Borderline kişilik bozukluğu



18. Aşağıdakilerden hangisi, elektrokonvülsif terapinin endikasyonlarından biri değildir?







Nevrozlarla psikozlar arasında sınırda







Her zaman bunalım içinde







Mikropsikotik davranışlar, disosiyatif belirtiler



A) Majör depresif epizod B) Manik epizod



• •



Kendine zarar verici davranış, intihar girişimi Başkaları ile ilişkileri çok çalkantılı



C) Rezidüel tip şizofreni



Kişilik bozukluklarında eşlik eden temel inanışlar ve önde gelen davranışlar Kişilik Temel inanış Önde gelen bozukluğu davranışlar Çaresizim Bağlanma Bağımlı İncinebilirim Kaçınma Çekingen Üzerime çıkılabilir Direnç Pasıfagresif İnsanlar olası Dikkatli olma Paranoid Narsisistik Histrionik Obsesifkompulsif Antisosyal Şizoid



D) Malign nöroleptik sendrom E) Tedavi yanıtının hızlı olması gereken durumlar EKT daha çok ciddi ve ölümcül durumlar için tercih edilmektedir.. Kullanım Alanları 1. Depresyon 2. Mani 3. Şizofreni



düşmanlar Ben özelim



Önemini abartma



Etkilemeliyim



Rol yapma



5. Malign Nöroleptik Sendrom



Hata yapmamalıyım



Mükemmelcilik



6. Deliryum



Kandırılabilecek insanlar vardır



Saldırı



Benim bir dünyam olmalı



Toplumdan uzaklaşma



Doğru cevap: C



4. Katatoni



7. Parkinson Hastalığı 8. Epilepsi Doğru cevap: C



PSİKİYATRİ



OKB’de projeksiyon sık düzeneklerinden değildir...



19. Hastanın duygu durumunda çok sayıda hafif depresyon ve hafif çoşku dönemlerini içeren inatçı bir dengesizlik ile belirgin duygulanım bozukluğu aşağıdakilerden hagisidir?



Negatif semptomlar: -



Anhedoni (zevk almama)



-



Avolition (isteksizlik)



A) Bipolar I bozukluk



-



Affektif küntleşme



B) Bipolar II bozukuk



-



Düşünce fakirleşmesi



C) Hızlı döngülü bozukluk D) Siklotimi



-



Konuşma süre ve içeriğinin azalması



-



Kendine bakımda azalma



-



Toplumdan kendini çekme



E) Ötimi B ir term inoloji sorusu....



Doğru cevap: D



Bipolar bozukluk tipleri: a. B ip o la r I b o z u k lu k : Manik epizod + majör depresyon



22. Amenore aşağıdaki ruhsal bozuklukların hangisinin bir belirtisi olarak karşımıza çıkabilir?



b. Bipolar II bozukluk: Majör depresyon + hipomanik epizod



A) Konversiyon bozukluğu



c. Hızlı döngülü bipolar bozukluk: Yılda 4'ten fazla manik epizod olmasıdır.



B) Somatoform bozukluk C) Obsessif-kompulsif bozukluk



d. Siklotimik bozukluk: Hafif depresyon + hipomanik epizod vardır. Semptomlar en az 2 yıl olmalıdır.



D) Anoreksia nervosa E) Blumia nervosa Yeme bozuklukları TUS’ta çok sık sorulmaktadır...



Doğru cevap: D 20. Obsessif kom pulsif bozukluğun aşağıdaki anatomik bölgelerin hangisinden köken aldığı düşünülmektedir?



-



Genellikle ergenlik çağında kızlarda görülür.



-



Kendisini şişman hissedip diyet yaparak ileri derecede zayıflama (yaş, boya göre standart ağırlığın % 15’inin altında ya da beden kitle indeksinin 17.5’in altında olması).



-



Vücut ağırlığı ve biçimi ile aşırı zihinsel uğraş, kilo almaktan aşırı korkma, zayıf olmayı şiddetle arzulama ve kadınlarda amenore ile seyreden, genetik, bünyesel, psikolojik bulgular,



-



Ailesel nedenlerin birlikte söz konusu olduğu nörotransmitter, nöropeptid düzeylerinde ve nöroendokrin eksende değişikliklerin saptandığı bir bozukluktur.



A) Bazal gangliyonlar B) Serebellum C) Medulla oblangata D) Presylvian girus E) Medulla spinalis Tourette sendromu ve OKB’de Bazal gangliyonlarda anormallikler tanımlanmıştır. Doğru cevap: A



Doğru cevap: D



21. Aşağıdakilerden hangisi şizofrenide (eklenme) bulgularından birisidir? A)



Obsesyon



C)



Duygusal küntlük E)



pozitif



B) Anksiete



23. Konversiyon bozukluğunda hastalık belirtilerine rağmen hastaların gösterdiği ilgisiz görünüme ne ad verilir?



D) Sanrı Mutsuzluk



A) Ambivalans B) Somatizyon C) Reaksiyon- formasyon



Şizofreninin en sık sorulan konusu pozitif ve negatif belirtilerdir...



D) La belle indifference E) Yapma Bozma (undoing)



Pozitif semptomlar: -



Pozitif belirtiler şizofrenlerde olabilen belirtilerdir



-



Dezorganizasyon (düşünce, affekt, davranış)



-



Sanrı (delüzyon)



-



Varsam (halüsinasyon)



-



Katatoni



Konversiyon sorulmuş...



hastalarının



en



tipik



bulgusu



-



Hastada ciddi bir uzuv işlev kaybına karşın buna uygun anksiyete/depresyon görülmez.



-



Bu kayıtsızlığa la belle indifference (GÜZEL ALDIRMAZLIK) denir.



-



Ambivalans: bir şeye karşı karşıt duyguları bir arada bulundurmadır.



Karşıt Tepki Oluşturma fReaction-Formationl: bazen kişi, bilinçdışından gelen bu zorlayıcı isteklerle baş edebilmek için bilinçli olarak bunların tam tersi şeklinde davranışlar sergileyebilir ve bu şekilde suçluluk duyguları önlenir



26.



A) Paranoya



Yapma Bozma (Undoing) -



Bunun örneklerine farkında olmadan sıkça rastlarız. Mesela, her gün rastlayabileceğimiz, ama mantıksal olarak hiçbir anlam ifade etmeyen “sözünü geri alma” fiili, basit bir “yapma bozma” işidir.



Çocuksuluğun ve non sistematik sanrıların ön planda olduğu, erken yaşlarda başlayan ve renkli semptomlarla karakterize şizofreni bulgusu hangisidir?



PSİKİYATRİ



-



B) Katatoni



C) Hebefreni (dezorganize) D) Rezidüel E) Ayrışmamış Şizofrenide terminolojik bilgiler önemlidir... Paranoya: Zarar göreceğini düşünme



Doğru cevap: D 24. Çocukluğun dezintegratif bozukluğu aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



ile ilgili



Katatoni: Balmumu esnekliği olması, EKT’den çok fayda görür Hebefreni: Çocuksu davranışlar



A) 2 yaşından önce başlar B) Klasik otizme çok benzerden ayırt edilemeyen belirtiler gösterir. C) Edinilmiş becerilerde belirgin gerileme olur



Rezidüel: Geçmişte şizofreni atağı olması Ayrışmamış: Birçok özelliği içinde barındırması (paranoya + hebefreni + katatoni)



D) En göze çarpan bulgu iletişim bozukluğudur. E) Çoğu ağır ve ileri derece zeka geriliği gösterir. Çocukluğun dezintegratif bozukluğu otizm ve rett bozukluğu ile çok karışır...



Doğru cevap: C 27.



Aşağıdakilerden hangisi hastalıklardan değildir?



nevroz



grubu



-



Başlangıç yaşı çocukluk çağı dezintegratif bozukluğu için tanımlayıcı temel özelliktir.



-



Tanısı için 2 yıllık normal gelişim gerekliliğini ölçüt olarak kabul edilmektedir.



-



Çocukluk çağı dezintegratif bozukluğu klasik otizmden ayırt edilemeyen belirtiler gösterir.



-



Edinilmiş becerilerde belirgin gerileme ile klasik otizmden belirgin farklılık gösterir.



Sikotimi affektif bozukluklar (mood, duygudurum bozuklukları) arasındadır.



-



En göze çarpan bulgu iletişim bozukluğudur. Çoğu ağır ve ileri derece zeka geriliği gösterir.



Affektif Bozukluklar



A) Obsesif-kompulsif bozukluk B) Hipokondriyazis C) Fobi D) Siklotimi E) Post-travmatik stres bozukluğu



1) Depresyon Doğru cevap: A



2) Distimi (En az 2 yıldır devam eden hafif depresyon)



25. İşyerinde maruziyete bağlı narkotik etkisi ile bağımlılık geliştiren madde aşağıdakilerden hangisidir?



A) Radyasyon C) Kurşun Trikloretilen, maddedir...



B) Trikloretilen



ve



batide



bulunan



28. uçucu



Uçucu maddeler: toluen, n-hekzan, metil butil keton, trikloretilen, trikloretan, diklorometan, benzin ve bütan gibi uçucu hidrokarbonlardır. Bu maddeler ticari olarak dört formda satılmaktadır: Yapıştırıcı ve zamklarda kullanılan uçucular; sprey boyalar, saç spreyleri, tıraş kremi aerosollerinde itici olarak kullanılanlar; tinerler; sıvı yakıtlar. Doğru cevap: B



4) Siklotimi (Hafif mani + hafif depresyon) Doğru cevap: D



D) Civa E) Karbonmonoksit tiner



3) Bipolar bozukluk (Mani + Depresyon)



Aşağıdakilerden hangisi prognoza işaret etmez?



şizofrenide



kötü



A) Sinsi başlangıç B) Genç yaşta başlaması C) Evlenmemiş veya boşanmış olmak D) Depresif bulguların varlığı E) Nörolojik belirti ve bulguların varlığı Şizofrenide duygudurum prognoz göstergesidir...



bulgularının



varlığı



iyi



|



Manik Epizod Tanı Kriterleri



Şizofrenide prognoz kriterleri



1) En az bir hafta süren coşkun duygudurum.



Olumlu



Olumsuz



Geç



Erken



Kadın



Erkek



Evli



Bekar



Kırsal



Kentsel



-



Konuşkanlık



Hastalık öncesi durum



iyi



Kötü



-



Fikir uçuşması



Ortaya çıkarıcı etken



Var



Yok



-



Dikkatini toplayamama



Başlangıç



Akut



Sinsi



-



Etkinlik artışı, psikomotor ajitasyon



Ailede şizofreni öyküsü



Yok



Var



-



Zevk veren riskli işlere katılma



Psikososyal destek



Var



Yok



Başlangıç yaşı Cinsiyet Medeni durumu Yerleşim yeri



2) Epizod sırasında aşağıdakilerden en az 3’ü olmalıdır. -



Benlik saygısında artma, grandiyozite Uyku ihtiyacında azalma



3) Hastanın sosyal durumu etkilenmelidir. Bipolar bozukluk tipleri:



Ailede duygu dışavurumu



Düşük



Yüksek



-



Bipolar I bozukluk: Manik epizod + majör depresyon



Doğum komplikasyonları



Yok



Var



-



Bipolar II bozukluk: Majör depresyon + hipomanik epizod



Şiddet öyküsü



Yok



Var



-



Pozitif belirtiler



Negatif belirtiler



Hızlı döngülü bipolar bozukluk: Yılda 4’den fazla manik epizod olmasıdır.



-



Duygudurum belirtileri



Var



Yok



Obsesyon/ Kompulsyonlar



Yok



Var



Siklotimik bozukluk: Hafif depresyon + hipomanik epizod vardır. Semptomlar en az 2 yıl olmalıdır. Genellikle sinsi başlangıçlıdır ve kronik seyirlidir. Psikotik belirtiler yoktur.



Nörolojik bulgular



Yok



Var



Yapısal beyin anomalisi



Yok



Var



Aktif dönem



Kısa



Uzun



Epizodik



Kronik



Klinik belirtiler



Gidiş



Doğru cevap: D 30. Aşağıdaki antipsikotik ilaçların hangisinin fotosensitivite, kolestatik sarılık ve retinitis pigmentosa gibi majör yan etkileri vardır? A) Klozapin B) Venlafaksin C) imipramin



Doğru cevap: D



D) Haloperidol E) Klorpromazin



29. Bipolar bozukluğun tedavisinde aşağıdakilerden hangisinin yeri yoktur? A) Lityum C) Valproik asit



B) Lamotrijin D) Memantin E) Antipsikotikler



Psikiatride özellikle antipsikotik etkilerinden çok soru gelmektedir...



ilaçların



-



Klozapin %3 hastada agranülositoza yol açar



yan



Memantin daha çok demans tedavisinde kullanılan NMDA blokörüdür. Bipolar bozukluk tedavisi ile ilişkisi yoktur.



Klorpromazinin fotosensitive, kolestatik sarılık ve retinitis pigmentosa gibi yan etkileri vardır.



-



Klorpromazin en fazla hipotansiyon ve sedasyon oluşturan antipsikotiktir.



Tedavi



-



Venlafaksin ve imipramin antidepresandır.



-



Farmakolojik (Lityum, karbamazepin, valproat, lamotrijin, klonazepam, klonidin).



-



Haloperidol: eksrapiramidal yan etkileri en çok olan nöroleptiktir.



-



Hızlı döngülü bipolar bozuklukta valproik asit tercih edilir.



-



Tiyoridazin: pigmenter retinopati yapar. Ülkemizde 2005 yılında piyasdan çekilmiştir.



-



Akut manik nöbet tedavisinde antipsikotikler kullanılır.



Doğru cevap: E



31. Yirmi yaşında bir genç kız ani başlayan körlük şikayetiyle hekime getiriliyor. Hasta hiçbir şeyi görmediğini, neden kör olduğunu bilmediğini söylüyor. Kör olması hakkında aldırmaz görünen hastanın fizik muayenesinde görsel refleksleri normal bulunuyor. Bu hastada hangisidir?



en olası



tanı



Hastalar az uyuyup az beslenseler de bunun eksikliğini hissetmezler, enerjileri artmıştır.



A) Konversiyon



B) Hipokondriyazis



- Grandiyazite



C) Kompulsiyon



D) Şizofreni



- Uyku ihtiyacında azalma -Aşırı konuşma - Fikir uçuşması



Hastanın ani başlayan semptomla başvurması ve duygulanımın sakin, aldırmazlık şeklinde olması (la belle indeference) konversiyon lehinedir. Konversiyon bozukluğunda sinir sistem inin anatomisine ve patofizyolojisine uymayan tarzda bedensel işlevlerde bozulma olur.



-



Hipokondriyazis: Hastalık hastası anlamına gelir.



-



Kompulsiyonlar: Obsesyonların yarattığı şiddetli anksiyeteyi gidermek için yapılan çeşitli davranış ya da zihinsel eylemlerdir.



-



-



Manik Atak Belirtileri:



Çok sık görülen b ir acil p oliklinik vakası....



-



Manik ataklarda hareketliliğin ve aktivitenin artışına rağmen uykuya ve beslenmeye olan gereksinimin azalması tipiktir.



aşağıdakilerden



E) Distimi



-



-



- Dikkat eksikliği - Psikomotor aktivite artışı -Aşırı para harcama - Pahalı ve renkli giysiler giyme - Enkoheran konuşma - Libida artışı ve hiperseksüalite - İştahsızlık Doğru cevap: A



Distimi: 2 yıldan uzun süren kronik mutsuzluk halidir.



34. Görünür gerçekliğe uymayan fakat yanlışlığını gösteren deliller ile değiştirilemeyen inanışlara ne ad verilir?



Doğru cevap: A



A) Sanrı (hezeyan) C) Fobi



32. Konfobulasyon tipik olarak aşağıdaki hastalıkların hangisinde görülür?



B) Obsesyon D) Varsam (Halusinasyon) E) Anksiyete



A) VVernicke ensefalopatisi



Kelime anlamı yakın olan tanımları bilmek gerekir....



B) Korsakoff psikozu C) Nevroz



-



Kişinin kültürel arkaplanı ile açıklanamayan, görünür gerçekliğe uymayan fakat yanlışlığını gösterir deliller ile değiştirilemeyen inanışlara sanrı denir.



-



Obsesyonda ise önlenemeyen bir düşünce vardır. Birey bu düşüncenin saçmalığını kabul eder fakat zihninden atamaz.



-



Fobi: Bir nesne yada durumdan mantık dışı korku ve kaçınma ile karakterizedir.



-



Varsam (Halusinasyon): Gerçek bir uyaran olmamasına rağmen ortaya çıkan algılamadır.



-



Anksiyete: Bir şey olacakmış korkusu ve endişesidir.



D) Organik beyin sendromu E) Delirium tremans “Konfobulasyon" kelime anlamı ile birçok soruya ilham kaynağı olmaktadır... -



İlk kez tanımlayan kişi korsakoff’dur



-



Birey, bellek boşluklarını doldurmak için olmamış olayları anlatır



-



Bazen fantastik ve keyifli olaylar anlatabilirler.



-



Sebebi daha çok frontal lob yerleşimli hastalıklar ve anevrizmalardan kanaklandığı düşünülmektedir.



Doğru cevap: A



Doğru cevap: B 33. Aşağıdakilerden hangisinin görülmesi beklenmez?



manik



atakta



A) İştah artması



B) Fikir uçuşması



C) Delüzyonlar



D) Aktivite seviyesinde artış



E) Uykuya olan ihtiyacın azalması Manik atakta tam tersine uyku ve yemek ihtiyacında azalma olur....



35. Herzaman kötü birşey olacağı korkusu, uykusuzluk, sempatik ve parasempatik semptomların olduğu psikiyatrik bozukluk aşağıdakilerden hangisidir? A) Posttravmatik stes bozukluğu B) Sosyal fobi C) Yaygın anksiyete bozukluğu D) Obsesif bozukluk E) Panik atak



Psikiyatride karşılaştığımız en bozukluklarını kısaca hatırlayalım...



sık



anksiyete



Panik bozukluğu:



Negatif semptomlu hastalar tedaviye daha dirençlidir. Pozitif semptomlar daha iy i tedavi edilirler... Semptomlar:



-



Spontan panik ataklarıyla karakterizedir.



-



Agarofobili olabilir. %50 hastada mitral valv prolapsusu vardır.



-



Sodyum laktat atakları provake eder. Kalıtım oldukça önemlidir.



Pozitif ve negatif olarak ayrılabilir. -



Pozitif semptomlar: Dezorganizasyon (düşünce, affekt, davranış), sanrı (delüzyon), varsam (halusinasyon) ve katatonik belirtilerdir.



-



Negatif semptomlar: Anhedoni (zevk almama), avolition (isteksizlik), affektif küntleşme, düşünce fakirleşmesi, konuşma süre ve içeriğinin azalması, kendine bakımda azalma ve toplumdan kendini çekmedir.



-



Şizofreni hastalarının %50’sinden fazlasında intihar girişimi vardır.



Nöbetler genelde haftada 2 kez gelir ve 30 dak. sürer. Kişinin savunma mekanizması regresyondur. -



Tedavide en etkili ajan imipramindir. Bilişsel ve sistemik desensitizasyon yapılabilir.



Obsesif Kompulsif bozukluk: -



-



Önlenemeyen düşünce (obsesyon) ve bu düşünceyi azaltm ak için yapılan zihinsel veya bedensel hareketlerle (kom pulsiyon) karakterizedir.



Doğru cevap: D 37. Manik nöbet ile ilgili hangisi yanlıştır? A) Motor etkinlik, konuşma ve düşünce süreçlerinde düzensiz bir artış vardır



En sık kontrolcü ve tem izlik düşkünü tipleri görülür.



B) Hastanın mizacında, kendinden memnun, güvenli dışa dönük hal vardır C) Dikkat ve konsantrasyon artmıştır



En etkili tedavi klomipramindir.



Özgül fobi:



D) Logore vardır E) Fikir uçuşması vardır.



Bir nesne (köpek) veya durumdan (yükseklik) mantık dışı korku ve kaçınma ile karakterizedir.



Manik nöbette dikkat ve konsantrasyonda azalma olur....



Sosyal fobi: -



Sosyal durumlardan mantık dışı korku ve kaçınma ile karakterizedir.



1) En az bir hafta süren coşkun duygudurum.



Yaygın anksiyete bozukluğu: -



Manik epizod tam kriterleri:



Her zaman bir şey olacak korkusu vardır.



2) Epizod sırasında aşağıdakilerden en az 3’ü olmalıdır: -



Posttravmatik stres bozukluğu: -



Şiddetli psikolojik veya fiziksel travmadan sonra gelişir.



-



Olay düşüncelerle tekrar tekrar yaşanır.



-



Semptomlar en az bir ay sürmelidir.



-



Daha az sürerse akut stres bozukluğudur.



3) Hastanın sosyal durumu etkilenmelidir. Tipik belirtileri: aşırı para harcama, hiperseksüalite, engellenememe, vejetatif belirtileri (libido artışı, kilo kaybı, iştahsızlık, aşırı enerji, insomnia), garip parıltılı giysiler, enkoheran konuşma, neolojizm, dang çağrışım).



Doğru cevap: C 36. Şizofreni yanlıştır?



hakkında



aşağıdakilerden



Benlik saygısında artma, grandiyozite, uyku ihtiyacında azalma konuşkanlık, fikir uçuşması, dikkatini toplayamama, etkinlik artışı, psikomotorajitasyon, zevk veren riskli işlere katılma



hangisi



A) Hastalık genellikle 25 yaşın altında başlar. B) Kadın ve erkekte görülme sıklığı eşittir. C) Gerçeği değerlendirme yetisi bozulmuştur.



-



Manide arandivöz veva oaranoid sanrılar olabilir ve sıklıkla vardır. Motor etkinlik, konuşma ve düşünce süreçlerinde düzensiz bir artış vardır.



D) Negatif semptomlar tedaviye daha iyi cevap verir.



“Şizofrenide Semptomlar" başlıklı tabloya bakınız.



E) Hastaların %50’sinden fazlası intihar girişiminde bulunur



Doğru cevap: C



ŞİZOFRENİDE SEMPTOMLAR •



Bleuler’in 4A belirtileri: association (çağrışım) bozukluğu, affektif küntlük, ambilavans ve autizm (otizm-içe kapanıklık).



Scheider’in birinci ve ikinci sıra semptomları •



1. Sıra: tartışan sesler, yorum yapan sesler, düşünce çalınması, düşünce yayınlanması, düşünce sokulması, bedensel edilgenlik, sanrısal algılama, düşünce yankılanması, duygu ve dürtülerin etkilenmesi. 2. Sıra: sanrılar, öfori-depresyon, algılama bozuklukları..







Şizofrenide belirtiler • •



Genel görünüm: Bakımsız, ilgisiz Konuşma ve iletişim kurma: Konuşmada yavaşlama, fakirleşme, kalıplaşma (stereotipi), söylenileni tekrarlama (ekolali), tek düze konuşma vardır. • Duygulanım: Küntleşmiştir. Uygunsuz duygulanım vardır. • Bilişsel yetiler: Bilinç açık, bellek ve oryantasyon normaldir. Ancak ilgi azlığına bağlı öğrenme yeteneği azalmıştır. Algılamada önemli bozukluklar olur. Halusinasyonlar (varsam) ve yanılsamalar vardır. Şizofrenide tipik olarak işitme varsanıları vardır. Yanılsamalarda kişi dış uyaranları yanlış algılar. Gerçeği değerlendirme yetisi bozulmuştur (psikoz). • Düşünce (çağrışım): Düşünce akımındaki bozukluklar: blok, clang çağrışım (şiirsel konuşma), neolojizm (sözcük uydurma), enkohe-rans (karışık konuşma), kelime salatası, regresif (çocuksu) düşünce, otistik düşüncedir. Düşünce içeriğindeki bozukluklar: sanrılar (delüzyon) en önemlisidir. • Hareket: Stereotipi (kalıplaşmış hareketler), katatoni (dona kalma), eylem azlığı, ekopraksi (taklit), ambivalans (bir şeye karşı karşıt duyguları birarada bulundurma), otizm (içe kapamazdır.



Sanrı tipleri • • • • • • • • • •



Büyüklük sanrıları: Grandiyöz sanrı Perseküsyon sanrılan: Kötülük görme Mikromanik sanrılar: Küçüklük sanrıları Nihilistik sanrılar: Yok olma sanrıları Somatik sanrılar: Hasta olduğunu düşünme. Depersonalizasyon sanrıları: vücudunun değiştiği Referans sanrıları: Yönlendirme Etkileme sanrıları: Başkalarını etkiliyor Düşünce sokulma, çalınma, yayınlanma, okunması Erotomanik sanrı: Cinsellikle ilgili (aşk vs.)



38. Eşiyle kavga ettikten sonra evde bulunan birkaç kutu ilacı yutan ve daha sonra komşularını yardıma çağırarak hastaneye başvuran, acil servisteki doktoruna hayatında gördüğü en_iyi doktor olduğunu söyleyen bir hastada aşağıdakilerden hangisi düşünülür?



39. Demans ve deliryum olmayan hangisidir?



arasındaki



farklardan



A) Deliryum günler-haftalar sürerken demans yıllar sürer B) Deliryumda bilinç düzeyi dalgalı iken demansta normaldir. C) Deliryum genellikle geri dönüşümlü iken demans genelde geri dönüşümsüzdür.



A) Borderline kişilik bozukluğu B) Depresif kişilik bozukluğu C) Histrionik kişilik bozukluğu D) Şizotipal kişilik bozukluğu



D) Deliryumda seyir dalgalı iken demansta kronik ve ilerleyicidir. E) Deliryumda algı bozuklukları ender görülürken demansta sık görülür.



E) Bağımlı kişilik bozukluğu K işilik bozukluklarının ayırıcı tanıları önemlidir... -



-



Kişisel ilişkilerde ve duygusal yanıtlarda dengesizlik, gözünde aşırı büyütme ile yerin dibine sokma arasında gidip gelme borderline kişilik bozukluğuna ait özelliklerdir. İntihar girişimleri, duygusal krizler, madde bağımlılığı sıktır.



-



Histrionik kişilik bozukluğu dikkat çekici olmaya yönelik davranışlarla karakterizedir.



-



Kendine zarar verici davranışlar ve kişiler arası ilişkilerde dengesizlik histrionik kişilik bozukluğunda belirgin değildir.



Doğru cevap: A



Demansda bilinç dikkat ve algı normaldir... -



Deliryum: Konfüzyon, bilinç bozukluğu ve ajitasyon ile karakterize akut başlangıçlı ve reversibl bir durumdur. Algı bozuklukları sık görülür, genellikle görsel halusinasyonlar vardır.



-



Demans: Sinsi başlangıçlı, bilincin etkilenmediği, kronik seyirli ve irreversibl bellek kaybı ve diğer kognitif fonksiyonlarda kayıp ile karakterize bir hastalıktır. Algı bozuklukları nadirdir.



Doğru cevap: E



40. Gündüzleri dayanılmaz uyku atakları olan, uyuduktan sonra kendisini dinç hisseden ve katapleksi hikayesi olan bir hastada aşağıdaki ilaçlardan hangisi tercih edilebilmelidir?



43. Yirmi yaşında bir üniversite öğrencisi, kulaklarının çok büyük olması nedeniyle plastik cerrahi bölümüne başvuruyor. Psikiyatri bölümüne yönlendirilen hastanın daha önce de iki kez kepçe kulak nedeniyle farklı hekimler tarafından ameliyat edildiği öğreniliyor.



A) Alprazolam B) Lityum



En olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?



C) Metilfenidat D) Trazodon



A) Algı bozukluğu



B) Hipokondriazis



C) Somatizasyon



D) Beden dismofrik bozukluğu



E) Valproat



E) Obsesif kompulsif bozukluk



Narkolepsi vakası anlatılmaktadır.... -



Gündüz gelen dayanılmaz uyku atakları, narkolepsi tanısını düşündürür.



Tekrarlayan ameliyat hikayeleri beden bozukluğu için tipikdir... -



Hastanın vücudunun bir kısmını olduğundan farklı algılaması veya küçük bir kusuru olduğundan fazla büyütmesi beden dismorfik bozukluğu olarak bilinir.



-



Eğer bu bulgular biraz daha garip olsaydı şizofreni tablosu içinde görülseydi somatik delüzyon olarak de değerlendirilebilirdi.



Narkolepside bir amfetamin türevi olan metilfenidat ilk tedavi seçeneğidir.



Doğru cevap: C 41. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi blumiada tedavi seçenekleri arasındadır? A) Antabus



B) Fluoksetin C) Lityum



Hipokandriazis: Bilinen tıbbi bir nedeni bulunamayan ciddi bir hastalığın olduğuna dair korkudur. Somatizasyon: Fizik ve laboratuar incelemelerde açıklanamayan ve birçok organ sistemine ait yakınmaların varlığıdır.



D) Haloperidol E) Karbamazepin Bulimia nervosa aşırı yeme ve bazen istem li kusma ile karakterize b ir yeme bozukluğudur.... -



Hasta yemesini kontrol altına alamaz ve davranışlarından dolayı suçluluk duyar.



-



Davranış tedavilerinin yanında özellikle serotonin geri alım inhibitörleri (sertralin, fluoksetin, fluvaksamin) olmak üzere antidepresan ilaçlar faydalıdır.



Doğru cevap: B



Algı bozukluğu: Fiziksel uyaranların farklı algılanmasıdır (Halüsinasyon, illüzyon) Obsesif - Kompülsif Bozukluk: Kişinin saçma olduğunu bildiği düşünceyi (obsesyon) kafasından atamaması ve bunu bastırmak amacıyla eyleme dönüştürmesidir (kompülsiyon). Doğru cevap: D 44. Aşağıdakilerden hangisi psikiyatrik hastaların sekonder kazanç tanımına uymaz?



42. Aşağıdakilerden hangisi anoreksiya nervozada beklenen fizik bulgulan arasında değildir? A) Amenore C) Taşikardi



A) Maddi yardım B) Bakım



B) Hipotansiyon



C) Semptomların rahatlaması D) Sorumluluklardan kaçma



D) Dental erozyon E) Periferal ödem



Anoreksiyadan sık soru gelmektedir... -



Anoreksiya nervozanın primer bulgusu vücut ağırlığının normalin % 85’inin altında olmasıdır.



-



Amenore hemen hemen tüm hastalarda bulunur.



-



Daha ileri aşamalarda malnutrisyon bulguları (hipotansiyon, sinüs bradikardisi, ödem) ve istemli kusmaya bağlı bulgular (dişlerde erozyon, tırnak izleri, parotis hipertrofisi) bulunabilir.



“ Yeme Bozuklukları” başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: C



dismorfik



E) İlgi çekme Primer ve sekonder kazanç tanımlarına dikkat etmek gerekir... -



Psikiyatrik hastalar bazen hastalıklarını sekonder kazançlar elde etmek için kullanırlar.



-



Bu faydalar maddi kazanç, sorumluluktan kurtulma, ilgi odağı olma ve benzeri şekillerde olabilir.



-



Semptomların rahatlaması tüm psikiyatrik hastaların uğraştığı primer kazançtır.



Doğru cevap: C



7



YEME BOZUKLUKLARI 1) Anoreksia nervosa



PSİKİYATRI



- E p id e m io lo ji: Sıklığı % 0,5-l ’dir. Hastaların % 95’i kadındır. 1 2 -2 0 yaşları arasında pik yapar. j! - E ty o lo ji: sosyokültürel faktörler, meslek (balerinlerde fazla), ailesel faktörler ve kişisel faktörler suçlanmıştır.



Tanı: DSM-V’e göre kriterler: •



Yaşma g ö re olm ası g e re k e n kilo n u n % 15 v e daha a ltın d a olm ası







Z a y ıf o lm asına rağm en kilo a lm a k ta n aşırı ko rkm a







B en lik ya p ısın ın v ü c u t ağ ırlığ ın d an geçm esi







Bayanlarda a m e n o re (ard arda en az 3 ay) erkeklerde libido azlığı -



D iğer Ö z e llik le r : Mükemmeliyetçi olduklarından başanlıdırlar. Genellikle beraberinde depresyonda vardır.



-



T ip le ri: Kısıtlı tip te sadece Anoreksia nervosa semptomları vardır. Blumik tipte tıkmırcasına yeme-çıkartma görülür.



-



A yırıcı ta n ı: depresyon, organik beyin sendromlan, madde kullanım bozuklukları ve somatizasyon bozuklukları



-



Te d av i: etkili bir tedavisi yoktur. En fa z la u m u t v e re n sip ro h e p ta d in d ir. Depresyon varsa antidepresanlar verilir.



-



S eyir: %30'u iyileşir, % 30'u iyiye gidiş gösterir, %30 kronikleşir, % 10 ö lü m le sonuçlanır.



-



K om plikasyon lar: Osteoporoz, malnutrisyon ve endokrinolojik değişiklikler



2) Bulimia nervosa: -



E p id e m io lo ji: Sıklığı %1-3'dür. 1 6 -1 8 yaşlannda pik yapar. Bayanlarda 10 k a t daha fazla görülür.



-



E ty o lo ji: Sosyal (m ü k e m m e lliy e tç i başarılı k iş ile rd e s ık tır ), ruhsal, kişisel faktörler suçlanmaktadır.



-



Tanı: DSM IV ’e g ö re k r ite r le r : •



Belli bir zaman diliminde normal birinin yiyebileceğinden çok daha fazla yeme ve yemeyi kontrol edememe duygularının eşlik etmesi.







Kilo alm ay ı e n g e lle m e k için kusm a, la k s a tif k u llan m a v e y a aşırı ek s e rs iz ya p m a.







En a z 3 ay h a fta d a 2 k e z bu e p iz o d la rın olm ası







Benliğin vücut ağırlığından geçmesi







Anoreksik dönemde olmama



-



D iğer ö z e llik le ri: anoreksik hastalara göre daha s in irli v e d ü rtü s e ld irle r. Kusma olduğu için medikal komplikasyonları daha fazladır.



-



T ip le ri: çıkarma olan tipte epizoddan sonra kusma veya laksatif kullanımı vardır. Çıkartma olmayan tipte kilo alımı bir süre hiç yememe



Çok yemelerine rağmen normal kiloda veya zayıf olabilirler. veya aşırı ekzersizle kompanse edilir. -



A yırıcı ta n ı: Borderline kişilik bozukluğu ve intihar girişimi olanlar hastaneye yatırılır. Antidepresanlar anoreksia nervosaya göre daha



-



S eyir: Kroniktir ancak medikal komplikasyonlar olmadıkça sorun oluşturmaz.



-



K om plikasyon lar: Metabolik alkaloz, elektrolit bozuklukları ve malnutrisyon



etkilidir.



45. Aşağıdakilerden hangisi derealizasyon tanımı ile en uyumludur?



46. Aşağıdakilerden hangisi dikkat eksikliği ve hiperaktivite sendromunun tipik özellikleri arasında değildir?



A) Amnezi B) Sebepsiz cinayet



A) Kolayca başka tarafa yöneltilebilme



C) Elektif mutizm D) Delüzyonlar



C) Oyunları kurallara göre oynayamama



E) Gerçek dişilik duygusu



D) Uyku sırasında aşırı hareketlilik



B) Diğer çocuklara karşı agresiflik



E) Impulsif kişilik Derealizasyon birçok hastalık ve bağımlılıklarında görülen b ir bulgudur.... -



-



madde



Derealizasyon bozukluğu kişinin kendi vücudundan kopmuş veya ayrılmış olduğu duygularının olduğu ve sanki bir rüyada gibi hissettiği durumdur. Durum hasta tarafından “yaşananların gerçek olmadığı” veya “kendisinin gerçeğin bir parçası olmadığı” şeklinde ifade edilir.



Dikkat eksikliği yapabiliriz....



sorularını



birazda



mantığımızla



sendromu



çocuklarda



-



Dikkat eksikliği tanımlanmıştır.



-



Hiperaktif olan bu çocukların dikkatleri kolaylıkla başka tarafa yöneltilebilir.



-



Oyun sırasında kurallara uymada zorlanırlar ve impulsiftirler, fakat diğer çocuklara karşı agresiflik bu sendromun bir parçası değildir.



-



Impulsif (iç güdüsel) davranışlarda bulunurlar. Uyku sırasında da aşırı hareketlelilik görülebilir.



Doğru cevap: E



Doğru cevap: B



47. Aşağıdakilerden tanımlar?



hangisi



disleksiyi



en__ iyi



3) Pazarlık 4) Depresyon



A) Okuma güçlüğü



5) Kabullenme



B) Yazma güçlüğü C) Kelime bulmada güçlük



ÖLECEĞİ HABERİNE TEPKİ



D) Kekeleme -



E) Hesap yapma güçlüğü Tanım sorusu..... Disleksi: okunan şeylerin anlaşılmasındaki zorlukları ifade eder. Basitçe ‘Okuma Bozukluğu’dur. Aleksi: Hiç okuyamama Disgrafi: Yazma bozukluğu



Etisabeth-Kübler-Ross tarafından incelenmiş ve 5 evreye ayrılmıştır. Hastalar evrelerin tamamını geçirmeyebilir veya sırayı izlemeyebilir. - Evre 1 (şok ve yadsıma): Hastanın habere ilk tepkisi şoktur. Hasta ölümünü kabullenmez. - Evre 2 (Öfke): hasta aşırı gergin ve öfkelidir. Sürekli niye ben der. | - Evre 3 (pazarlık): bir iyileşeyim şunu yapacağım, iyi bir insan olacağı gibi pazarlıklar yapar. - Evre 4 (depresyon): hasta klinik depresyon bulguları gösterir. İntihar düşünceleri olabilir. - Evre 5 (kabullenme): hasta öleceğini kabullenir ve evrenselliğini kabul eder.



Diskalkuli: Aritmetik işlem yapmada güçlük Doğru cevap: A



Doğru cevap: D



48. Aşağıdakilerden hangisi antipsikotik ilaçların beklenen yan etkileri arasında ver almaz?



50. Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



A) Rijidite



A) Şizofreni etiyolojisinde hiperdopaminerjik etkiler suçlanır.



B) Galaktore C) Cinsel disfonksiyon



B) Affektif bozukluklarda azalmış serotonin seviyeleri saptanabilir.



D) Diskinetik bozukluklar



C) Affektif bozukluk, histamin seviyesinin artışına bağlı gelişir.



E) Hipoprolaktinemi



D) Anksiyete patofizyolojisinde aktivitesi rol oynayabilir.



Antipsikotik yanetkileri çok sık sorulmaktadır.... -



Antipsikotik ilaçların en önemli santral etkileri dopaminerjik yollar üzerinde olur.



-



Bunlar Parkinsonizm belirtileri, diskinetik bozukluklar gibi) motor tabloların yanında prolaktin üzerindeki dopamin inhibisyonunun kalkması nedeniyle hiperprolaktinemi bulgularıdır. (Erkektejinekomasti, kadınlarda galaktore) Hipoprolaktinemiye bağlı olarak amenore - galaktore görülür.



E) Alzheimer hastalığında, dejenerasyonu görülür.



azalmış



kolinerjik



GABA



nöronların



Sık görülen hastalıkların fizyopatolojilerine dikkat etmek lazım.... -



Affektif bozukluklar, histamin seviyeleriyle ilişkili



değildir. Doğru cevap: C



“Antipsikotik İlaç Yan Etkileri” başlıklı tabloya bakınız. 51. Yirmi altı yaşında madde kullanım öyküsü olan erkek hasta, saldırgan davranışlar nedeniyle polis tarafından acil servise getiriliyor.



Doğru cevap: E 49. Kanser teşhisi almış olan bir hastada ilk ortaya çıkan savunma mekanizması hangisidir? A) Yansıtma



B) Gerileme



C) Bastırma



D) Yadsıma



Bu hastanın aşağıdaki maddelerden hangisini kullanmış olma olasılığı diğerlerine göre daha yüksektir? A) Toluen C) Morfin



E) Dışa vurma Yadsıma (inkar, yalanlama) çok ağır hastalarda en sık görülen ilk ortaya çıkan savunma mekanizmasıdır.... Terminal dönem hastaların sırayla tepkileri: 1) Şok ve yadsıma (yalanlama) 2) Öfke



B) Kokain D) Nikotin E) Eroin



Tipik b ir vaka sorusu...... -



Toluen, tirkloretilen gibi uçucular, diğer maddelere göre daha yüksek oranda saldırganlık ve agresifliğe yol açarlar.



Doğru cevap: A



ANTİPSKOTİK İLAÇ YAN ETKİLERİ 1) Santral sinir sistemi a. Ekstrapiramidal sendromlar: Dopaminerjik blokajla ilişkilidir. Yüksek potenslilerde daha fazla görülür. -



Akut distoni: Genellikle boyun kaslarında olan ağrılı irregüler spazmlardır. Genellikle gençlerde ve ilk haftada görülür. Okülojirik kriz haricinde tekrarlama olmaz. Biperiden (Akineton)’le tedavi edilir.



- Akatizi: Artmış psikotik ajitasyonla karakterizedir. 2 hafta-ay içinde görülür. Propranololla kontrol edilir. -



Parkinson benzeri sendrom: Genellikle 1 hafta sonra başlar. Tremor, bradikinezi, rijidite ve diğer parkinsonizm bulguları vardır. Akineton veya antiparkinson ilaçlarla kontrol edilir.



b. Tardiv diskinezi: Oro-fasial-lingual hareketlerle karakterizedir, vücuttada olabilir. Bazal ganglionlarda dopamin hipersensitivitesi ile oluşur. Uzun süre (6 ay) ve yüksek doz kullananlarda görülür. Klozapin haricindeki ilaçlar yapabilir. Insidansı %10-20’dir. Tek etkili yöntem ilacın kesilmesi ve tedaviye klozapinle devam edilmesidir. %50 hasta 1 yılda düzelir. Yaşlılarda daha sıktır. Tedavisi yoktur. c. Geç distoni: Gençlerde sıktır, irreversibldir. Tedavisinde botulinum toksini kullanılır. d. Nörileptik malign sendrom: otonomik disfonksiyon (terleme, taşikardi, kan basıncı değişiklikleri), hipertermi, rijidite, bilinç bulanıklığı ve miyoglobinemi ile karakterizedir. CPK artar. %1 hastada görülür. %10 fataldir. Tedavide antipsikotik kesilir, dantrolen kullanılır. e. Sekonder negatif belirtiler. f. Sedasyon: H1 reseptör blokajına bağlıdır. Tolerans gelişebilir. g. Nöbetler: Nöbet eşiğini düşürdükleri için klorpromazin ve klozapinle sıktır. h. Konfüzyon ve hafıza güçsüzlüğü: muskarinik reseptör blokajıyla ilgilidir düşük potenslilerde sıktır. 2) Otonomik sinir sistemi: düşük potenslilerde daha fazla görülür. a. Alfa reseptör blokajı: ortostatik hipotansiyon, impotans ve tolerans gelişebilir. b. Muskarinik blokaj: Kabızlık, idrar retansiyonu, bulanık görme ve kserostomi. Bu etkilere tolerans gelişebilir. 3) Endokrin: Hiperprolaktinemi bulguları olur. Tolerans gelişmez, ilaç kesilir. Yüksek potenslilerde fazladır. Antihistaminik etki nedeniyle ödem ve kilo alma 4) İdiosinkraziler: Klorpromazin fotosensitivite, kolestatik sarılık ve retinitis pigmentosa yapabilir. Klozapin % 3 hastada agranülositoz yaptığından sadece diğer ilaçların kullanılamadığı durumlarda kullanılır. 5) İlaç etkileşmeleri: santral sinir sistemi depresanları ile sedatif etki artar. TCA ve antiparkinson ilaçlarla antikolinerjik etkiler potansiyelize olur.



52. 45 yaşında kadın hasta yaşadığı yerden beş yüz kilometre uzakta bir acil servise getiriliyor. Hasta kim olduğunu ve bulunduğu yere nasıl geldiğini hatırlamadığını söylüyor. Nörolojik değerlendirmede özellik saptanmıyor. Yapılan araştırmada hastanın eşinin kısa bir süre önce öldüğü öğreniliyor. Aşağıdakilerden hangisi bu hastadaki durumu en iyi açıklar? A) Post-travmatik amnezi B) Disosiyatif kimlik bozukluğu C) Disosiyatif füg D) Depersonalizasyon bozukluğu



Disosiyatif kimlik bozukluğu, aynı kişide iki veya daha fazla kişilik olmasıdır. Post-travmatik amnezi, genellikle kafa travmalarından sonra görülen, beyin hasarına bağlı amnezidir. Depersonalizasyon bozukluğu, gerçekdışılık, kendinden kopma ve dışarıdan bir gözlemciymiş gibi hissetmedir. Anterograd amnezi, amneziye yol açan olaydan sonraki yeni bilgileri kaydetme bozukluğudur. Doğru cevap: C 53. Yirmi yaşındaki marihuana kullanıcısında aşağıdakilerden hangisi görülmez?



E) Anterograd amnezi



A) İştah artması B) Motivasyon eksikliği



D isosiatif bozukluklar ilginç klinikleri nedeniyle sık sorulm aktadır.... -



-



-



C) Kalp hızı azalması D) Zaman algılanmasında bozulma



Genellikle travmatik bir olayı takiben, kişinin yaşadığı yerden aniden beklenmeyen biçimde uzaklaşmasına Disosiyatif Füg denir. Disosiyatif fügde o



kişi yeni bir kimlik edinebilir.



o



veya aksine yeni bir kimlik edinmez ve dissosiyatif amnezi birlikte bulunabilir.



Çoğu hasta spontan iyileşir.



E) Hafızada zayıflama Madde bağımlılıklarında taşikardi-bradikardi- hipotansiyon-hipertansiyon gibi yaşamsal fonkiyonlar daha sık sorulmaktadır.... -



Marihuana (erar, kannabis) kullanıcısında taşikardi, iştah artması, hafızada zayıflama, motivasyon eksikliği (amotivasyonel sendrom) ve zaman algılamasında bozukluk ortaya çıkar.



Doğru cevap: C



54. Kokain “crack” kullanımında hangisi beklenmez?



aşağıdakilerden



Trisiklik antidepresanların yan etkileri; 1. Antikolinerjik yan etkiler; görme bozukluğu, pupil dilatasyonu, ağız kuruluğu, miksiyon güçlüğü, hipotansiyon, taşikardi



A) Öfori B) Irritabilite C) Karar verme yeteneğinde bozulma D) Agressif davranış



2. Psikolojik yan etkiler; uykusuzluk, sedasyon, yorgunluk, bazen manik reaksiyon, halusinasyon



E) Hiposeksüalite



3. Nörolojik yan etkiler; tremor, başağrısı, konvülziyon, epileptik nöbet



Teorik b ilg i sorusu...



4. Kardiyak yan etkiler; hipotansiyon, aritmi



-



Kokain “crack", kokainin sigara şeklinde içilebilen yüksek potensli formudur.



-



Kokain kullanımı hiperseksüalite ile birliktedir, dürtüsel ve potansiyel olarak tehlikeli seksüel davranışlara yol açabilir.



5. Allerjik reaksiyonlar “A n tid e p re sa n İlaç Yan E tk ile ri" başlıklı tabloya bakınız. ANTİDEPRESAN İLAÇ YAN ETKİLERİ



Doğru cevap: E



1) Trisiklik antidepresanlar 55. Elektroensefalogramda durumda görülür?



alfa



dalgaları



hangi



A) Uyanık, konsantre kişi B) Uykunun 1. dönemi



a. Antikolinerjik: muskarinik blokajla otur. Kserostomi, görme bulanıklığı, idrar retansiyonu, konstipasyon, bellek ve dikkat bozukluğu, konfuzyon ve nadiren delirium (santral) b. Antihistaminik: H1 blokaja bağlıdır. Sedasyon, kilo alma ve hipotansiyon.



C) Uykunun 4. dönemi D) REM fazı



c. Alfa blokaj: postural hipotansiyon, refleks taşikardi, impotans ve retrograd ejekülasyon.



E) Uyanık, dinlenen kişi Alfa dalgaları, uyanık ancak gözleri kapalı ve gevşemiş insanlarda görülür. Alfa dalgaları : 8-12 Hz, frekanstadır Sakin, istirahat halinde, gözler kapalı iken görülür. Beta dalgaları : 12 Hz üzeri frekanstadır. Uyanıkken oluşur ve beynin aktif olduğunu gösterir. Ayrıca uykunun REM döneminde görülen EEG dalgalarıdır.



d. Kinidin benzeri etki: imipraminle en belirgin (iletim bloğu). e. Manik epizod provokasyonu f. Nöbet: epilepsi eşiğini düşürürler. g. Başağrısı, insomnia, ajitasyon ve psikoz. h. Hareket bozuklukları: amoksapinle sık.



2) SSRI’lar: a. GIS: bulantı-kusma, ishal. b. Uyku bozukluğu: ilk 2 hafta. c. İştah azalma veya artışı.



Teta dalgaları : 4-8 Hz frekanstadır. Orta derinlikte uykuda, özellikle çocuklarda görülür.



d. Huzursuzluk, başağrısı e. Cinsel istek azlığı, ejekülasyon gecikmesi. f. Paroksetin bağımlılık yapar.



Delta dalgaları : 0-4 Hz frekanstadır. Non REM uykusunun derin uyku döneminde, süt çocuğunda ve ciddi beyin hasarında görülür.



3) MAOI: a. Hepatotoksisite. b. Postural hipotansiyon.



Doğru cevap: E



c. Ajitasyon, insomnia, nöbet. d. Ağız kuruluğu, kilo alma.



56. Trisiklik antidepresanların olmayan hangisidir? A) Halusinasyon C) Bradikardi



yan



etkilerinden



B) Uykusuzluk D) Pupil dilatasyonu E) Aritmi



e. Seksüel disfonksiyon. f. Halusinasyon, başağrısı g. TCA’larla beraber kullanılırsa hipertansif kriz. h. SSRI’larla beraber kullanılırsa serotonin sendromu.



4) Atipik antidepresanlar a. Trazodonda sedasyon çok fazla.



Bradikardi değil, taşikardiye sebep olurlar.... -



b. GIS irritasyonu, kilo kaybı.



Trisiklik antidepresanlar, antikolinerjik etkilerinden dolayı taşikardi ve hipotansiyona yol açarlar. Doğru cevap: C



57.



Hangisi çocukluktaki bilişsel özelliklerdendir? A) Soyut düşünce hakimdir.



ALKOL BAĞIMLILIĞI - Sıklık: Toplumda %10 civarındadır. Erkeklerde daha sık görülür. En sık 20-35 yaş arasında görülür.



B) Benmerkezcidir. C) Süperego çok gelişmiştir. D) Gerçeği değerlendirme yetisi tamdır.



- Alkolün etkileri: Karaciğer disfonksiyonu, halusinasyonlar, santral sinir sistemi baskılanması serebral atrofi, serebellar dejenerasyon, hepatit, siroz, pankreatit, myopati ve periferik nöropatidir. İntiharların %25’i alkolle ilişkilidir. Hamilelik sırasında kullanılırsa fetal alkol sendromuna neden olabilir.



E) Dikkat erişkine kıyasla daha iyidir. Teorik bilgi sorusu.... Çocuğun bilişsel özellikleri; -



Somut düşünce hakimdir



-



Animistik düşünce: cansız nesneyi canlı gibi görmek



-



Büyüsel düşünce



-



Çocuğun gerçeği gelişmemiştir



-



Egosentriktir (Benmerkezcidir)



-



Dikkatini uzun süre yoğunlaştıramaz



değerlendirm e



yetisi



Doğru cevap: B 58. Aşağıdaki psikiyatrik bozukluklardan hangisi kronik ağrı sendromu ile en az ilişkilidir? A) Paranoid kişilik bozukluğu



B) Narsistik kişilik bozukluğu



- Alkol intoksikasyonu: Alkol GABA üzerinden santral sinir sistemini baskılar. Kadınlarda daha düşük dozlarda oluşur. Kan konsantrasyonu %0,08-0,15’e ulaştığında ortaya çıkar. Belirtileri: disartri, anlaşılmaz konuşma, ataksi nistagmuş, bellek bozukluğu, stupor, flushing. Kan konsantrasyonu %0,4-0,5 düzeylerine ulaştığında koma ve ölüm meydana gelir. Tedavi destekleyicidir. - Alkol yoksunluğu: Şu belirtilerden en az ikisi olmalıdır: otonomik hiperaktivite, tremor, bulantı-kusma, halusinasyon, anksiyete, grand mal nöbet, psikomotor ajitasyon, ateş, insomnia ve dikkat dağınıklığı. Tedavi için B vitamin kompleksi ve benzodiazepin verilmelidir. Hasta hidrate edilmelidir. - Delirium tremens: Yukarıdaki yoksunluk bulgularına delirium bulguları eklenmiştir. Otonomik aktivite belirgin olarak artmıştır, canlı halusinasyonlar, sanrılar, ateş, tremor ve rum fits denen nöbetler görülür. Tipik bulguları görsel (böcek) ve dokunma varsamlarıdır. Psikiyatrik acildir. Nöbetler daima deliryumdan önce görülür. Mortalitesi %15-20’dir. Tedavide klordiaze-poksid, tiamin ve folik asit en önemli ajanlardır. Delirium tremens en sık alkol kesildikten 48-72 saat sonra ortaya çıkar. - Alkolik halusinozis: Hastanın gerçeği değerlendirme yetisi bozulmamıştır ancak halusinasyonlar vardır.



C) Sınırda kişilik bozukluğu D) Hipokondriyazis E) Depresyon



Doğru cevap: E Zor b ir teorik bilgi sorusu... -



Narsistik ve sınırda kişilik bozukluğu, hipokondriazis ve depresyon hastalarında kronik ağrı sendromu gelişme riski yüksektir.



60. Görsel hallüsinasyonlar, taşikardi hangi maddenin yoksunluk bulgularındandır?



Doğru cevap: A 59. Meme büyümesi görülen elli yaşında erkek hastanın aşağıdakilerden hangisini kullanıyor olması daha muhtemeldir? A) Mariuana



B) Amilnitrit



C) Amfetamin



D) Eroin



-



Kronik alkol kullanımında etil alkolün testosteron sentezini bozarak östrojen düzeylerini artırması jinekomastiye yol açabilir. Karaciğer sirozu gelişimi de jinekomastiye yol açar.



“A lko l bağımlılığı” başlıklı tabloya bakınız.



A) Kokain



B) Opiat



C) Kannabis



D) Amfetamin E) Alkol



Taşikardi ve terleme b irç o k maddenin yoksunluğunda görülebilir... -



Görsel halusinasyonlar ise kokain, marihuana, amfetamin gibi maddelerin entoksikasyonlarında görülebilirken yoksunluklarında beklenmez.



-



Alkol yoksunluğunda “delirium tremens” ortaya çıkar.



-



Bu durumda, hallüsinasyonlar, terleme, taşikardi, titreme, bulantı ve hipertansiyon görülür.



E) Alkol Genel bilgilerimizle yapabilceğimiz b ir soru....



ve terleme sendromu



Entoksikasyonla Psikotik Bozukluk Yapanlar -



Alkol



-



Amfetamin



-



Kannabis



Kokain -



Halusinojenler



-



Opiatlar



63. Yetmiş yaşında erkek hasta unutkanlık yakınması ile başvuruyor. Öyküsünde hastanın yakınmasının üç ay önce eşini kaybettikten sonra başladığı ayrıca üç aydan beri yana hayattan zevk alamama işhtahsızlık, kilo kaybı ve uyuyamama yakınmalarının da olduğu öğreniliyor.



Fensiklidin -



Anksiyolitikler



Bu hastanın en olası tanısı aşağıdakilerden hagnsidir?



Hipnotikler



A) Alzheimer tipi demans B) Pseudodemans



Yoksunlukla Psikotik Bozukluk Oluşması -



C) Vasküler demans



Alkol



-



Sedatif



Depresyon ve demans bulguları birlikte verilmiş...



Hipnotik -



Anksiyolitikler



-



Depresyon hastalarında görülen demans benzeri tabloya yalancı demans (pseudodemans) adı verilir.



-



Bu hastada belirtilerin ani başlangıçlı olması, eşlik eden depresif bulguların olması ve demansın diğer kognitif bulgularından söz edilmemesi depresyona bağlı yalancı demans lehinedir.



-



Depresyon, tedavi edilebilir demans nedenlerinden biridir.



Doğru cevap: E 61. Antianksiyete ilaçlarını kötüye kullanım hikayesi olan hastalarda hangi ajan kullanılır? A)



Diazepam



C) Buspiron



B) Haloperidol D) Amoksapin E) Klorpromazin



Tedavi edilebilir demans nedenleri



Teorik b ilg i sorusu... -



-



Vasküler: Multipl inmeler (vaskuler=multienfarkt demans 2. en sık neden)



-



İnfeksiyoz: Kr. menenjit, nörosifiliz



-



Travmatik: Kr. subdural hematom



-



Affektif: Depresyon



-



Metabolik: Hipertiroidizm, kr. ensefalopati



-



İnflamatuvar: Vaskulit, multipl skleroz



-



Neoplazi: Normal basınçlı hidrosefali



Buspiron sedatif etkinliği olmayan antianksiyete ajanı olup kötüye kullanım potansiyeli benzodiazepinlerden daha azdır.



Doğru cevap: C 62. Deliryum, demanstan aşağıdakilerden hangisinin varlığıyla ayırt edilir? A) Yargılama bozukluğu B) Hafıza kaybı C) Bilincin bulanması



Doğru cevap: B



D) Düşünce bozukluğu E) Yönelim bozukluğu



64. Aşağıdakilerden hangisi yakınını kaybeden bir kişide görülen yas reaksiyonunda beklenen özelliklerdendir?



Deliryumun tipik belirtisi dalgalanmaların görülmesidir.



bilinç



düzeyinde



-



Bilinç bazen açıktır bazen ise belirgin cevapsızlık görülür.



-



Bir başka ayırıcı özelliği başlangıcının genellikle saatler ve günler içinde akut olmasıdır.



-



Diğer taraftan demans, haftalar veya aylar süren bir periyot boyunca yavaşça gelişir.



-



D) Lewy cisimcikli demans



E) Pick hastalığı



Deliryum reversibl iken demans irreversibldir ve kroniktir. Deliryumu açıklayabilen laboratuvar verileri bulunur.



A) İştah kaybı B) Kendini değersiz hissetme C) Yaşamı anlamsız görme D) İntihar düşünceleri E) Bulguların 1 yıldan uzun sürmesi Yas ve depresyon çok karışır.... -



Yas genelde 2-6 aylık bir süre içinde yatışmaya başlar.



-



Yasta bireyin kendisine olan saygısı kaybolmaz. Eğer kişide yaşamı anlamsız görme, intihar düşünceleri, kendini değersiz hissetme başlarsa, yasın bir depresyonla komplike olduğu düşünülmelidir.



-



İştahsızlık normal yas reaksiyonunda görülebilir.



Doğru cevap: C



Doğru cevap: A



65. Alkol bağımlılığı hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



66. Aşağıdakilerden etkilerindendir?



A) Alkolizm erkeklerde daha sıktır. B) İntiharların %25’i alkolle ilişkilidir. C) Kadınlar erkeklerden daha intoksikasyona girerler.



düşük



hangisi



amfetamin



A) Yorgunluk, halsizlik B) Harakete başlamada yavaşlama C) Libido azalması



dozlarda



D) İştah azalması E) Ağrı eşiğinin düşmesi



D) Yoksunlukta tipik olarak işitsel varsanılar görülür. E) Alkol yoksunluğu fatal olabilir.



Amfetaminler iştah azaltıcı etki yaparlar. A lkol yoksunluğuna bağlı deliryum tremenste işitsel değil görsel ve dokunsa! halusinasyonlar beklenir.



Alkol intoksikasyonu: -



Alkol GABA üzerinden santral sinir sistemini baskılar.



-



Kan konsantrasyonu %0,08-0,15’e ulaştığında ortaya çıkar.



-



Belirtileri: disartri, ataksi, nistagmuş, bellek bozukluğu, stupor, flushing. Kan konsantrasyonu %0,4-0,5 düzeylerine ulaştığında koma ve ölüm meydana gelir. Tedavi destekleyicidir.



-



Bu nedenle diet haplarında kullanılır.



-



Amfetaminler SSS stimülasyonu yaparlar ve sempatik sistemi aktive ederler.



-



Fizik ve mental performansı artırırlar.



Doğru cevap: D 67. Hangi maddenin kullanımı en az oranda fiziksel bağımlılık yapar? A)



Benzodiazepin



C) Opioid



Alkol yoksunluğu: -



-



Şu belirtilerden en az ikisi olmalıdır: otonomik hiperaktivite, tremor, bulantı-kusma, halusinasyon, anksiyete, grand mal nöbet, psikomotor ajitasyon, ateş, insomnia ve dikkat dağınıklığı.



-



Yukarıdaki yoksunluk bulgularına delirium bulgulan eklenmiştir.



-



Otonomik aktivite belirgin olarak artmıştır, canlı halusinasyonlar, sanrılar, ateş, tremor ve rum fits denen nöbetler görülür.



D) Alkol E) Fensiklidin (PCP)



Teorik bilgi sorusu....



Tedavi için B vitamin kompleksi ve benzodiazepin verilmelidir. Hasta hidrate edilmelidir.



Delirium tremens:



B) Amfetamin



-



PCP (fensiklidin) kullanımı genellikle fiziksel bağımlılık yapmaz.



-



Fiziksel bağımlılık yoksunluk semptomlarının ortaya çıkmasından sorumludur.



Doğru cevap: E 68.



Korsakoff sendromu hangi maddenin uzun süre kullanımıyla ortaya çıkar? A) LSD



B) Kokain



C) Amfetamin



D) Barbiturat E) Alkol



-



Tipik bulguları görsel (böcek) ve dokunma varsanılarıdır.



-



Psikiyatrik acildir.



Uzun süreli alkol kullanımı Korsakoff sendromuna neden olur.



-



Nöbetler daima deliryumdan önce görülür. Mortalitesi %15-20’dir.



Korsakoff psikozu:



-



Tedavide klordiazepoksid, tiamin ve folik asit en önemli ajanlardır. Delirium tremens en sık alkol kesildikten 48-72 saat sonra ortaya çıkar.



-



Tiamin eksikliğine bağlı görülen kronik bir durumdur.



-



Retro ve anterograd amnezi ile karakterizedir.



Alkolik halusinozis: Hastanın gerçeği değerlendirme yetisi bozulmamıştır ancak halusinasyonlar vardır.



-



Yakın ve anlık bellek bozulur.



-



Hastalar bellek bozukluğunu kabullenmezler.



Doğru cevap: D



-



Bellek boşluğunu hastalar olmamış olayları anlatarak doldururlar (konfobulasyon).



-



Yönelim bozukluğu ve polinöritde vardır.



-



Sıklıkla alkole bağlı demans (kalıcı ve hafif derecede) ile birliktedir.



-



Tedavisinde tiamin, klonidin ve propranolol kullanılır. Genellikle kalıcıdır.



VVERNİCKE ENSEFALOPATİSİ VE KORSAKOFF PSİKOZU Wernicke ensefalopatisi: Kronik alkol bağımlılığı ve tiamin eksikliği nedeniyle gelişir. Akut bir sendromdur. Nistagmus, konjuge bakış felci, ataksi ve konfuzyonla karakterizedir. Diğer semptomlar konfobulasyon, letarji, hafif delirium, insomnia ve karanlık korkusudur. Tedavisinde tiamin ve kofaktörü olan magnezyum kullanılır. Ataksi, nistagmus ve periferik nöropati haricindeki semptomlar birkaç hafta içinde düzelir. Tedavi edilmezse korsakoff psikozu veya ölüm görülebilir. Korsakoff psikozu: Tiamin eksikliğine bağlı görülen kronik bir durumdur. Retro ve anterograd amnezi ile karakterizedir. Yakın ve anlık bellek bozulur. Hastalar bellek bozukluğunu kabullenmezler. Bellek boşluğunu hastalar olmamış olayları anlatarak doldururlar (konfoblasyon). Yönelim bozukluğu ve polineropati de vardır. Sıklıkla alkole bağlı demans (kalıcı ve hafif derecede) ile birliktedir. Tedavisinde tiamin, klonidin ve propranolol kullanılır. Genellikle kalıcıdır.



70. Yirmi iki yaşındaki kadın hasta saldırgan davranışlar sebebiyle yakınları tarafından hastaneye getiriliyor. Belirgin ajitasyonu ve paranoid sanrıları olan hastanın fizik muayenesinde taşikardi, hipertansiyon ve nazal inflamasyon saptanıyor. Bu tabloya aşağıdaki maddelerden hangisinin yol açma olasılığı en fazladır? A) Kokain



B) Alkol



C) Eroin



D) Marihuana E) Nikotin



Madde bağımlılığından teorik bilg i sorusu... -



Kokain kullanımında paronoid düşünceler, ajitasyon, agresivite, taşikardi, hipertansiyon ve nazal inflamasyon oluşur.



-



Kokainin uzun süreli kullanımı nazal septum perforasyonuna neden olur.



Doğru cevap: E



Doğru cevap: A



69. VVernicke ensefalopatisi ve Korsakoff psikozu hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



71. Aşağıdaki nörotransmitterlerden hangisi uykusunun artışından sorumludur?



A) VVernicke ensefalopatisinden tiamin eksikliği sorumludur B) VVernicke ensefalopatisi akut bir sendromdur C) Korsakoff psikozu retro ve anterograd amnezi ile karakterizedir D) Korsakoff psikozu akut bir sendromdur. E) Alkole bağlı derecededir



demans



kalıcı



ancak



A) Dopamin



REM



B) Histamin



C) Serotonin



D) Asetilkolin E) Norepinefrin



Asetilkolin REM uykusunun artışını sağlar. Doğru cevap: D



hafif



VVernicke ile korsakoffun ayrıcı tanısındaki farkı sormuş....



72. Uykunun REM dönemi hangisi doğrudur?



için



aşağıdakilerden



A) Kan basıncı Non REM döneme göre daha düşüktür. B) Penil ve klitorial ereksiyon görülür.



VVernicke ensefalopatisi: -



Kronik alkol bağımlılığı ve tiamin eksikliği nedeniyle gelişir.







Akut bir sendromdur.



-



Nistagmus, konjuge bakış felci, konfuzyonla karakterizedir.



-



Diğer semptomlar konfobulasyon, letarji, hafif delirium, insomnia ve karanlık korkusudur.



-



REM uykusu penil ve klitorial ereksiyonla karakterizedir.



-



Tedavisinde tiamin ve kofaktörü olan magnezyum kullanılır.



-



Kan basıncı, beyin oksijen kullanımı ve kalp atım hızı Non REM dönemde en düşük seviyelere ulaşır.



-



Ataksi, nistagmus ve periferik nöropati haricindeki semptomlar birkaç hafta içinde düzelir.



-



REM döneminde iskelet kaslarında atoni görülür.



-



Tedavi edilmezse korsakoff psikozu veya ölüm görülebilir.



Doğru cevap: D



C) Beyin oksijen kullanımı Non REM döneme göre daha azdır. D) Kalp atım hızı Non REM döneme göre düşüktür. E) iskelet kaslarında hiperaktivite görülür.



ataksi ve



Uyku fizyolojisinden güzel b ir soru....



Doğru cevap: B 73. Bleulerin içermez?



4”A”sı



A) Anhedonia C) Affekt bozukluğu



aşağıdakilerden



hangisini



B) Autizm D) Association bozukluğu E) Ambivalans



5



-



Psikiatride terminolojik b ilgi çok gereklidir....



Bleulerin bulgulan şizofreni için geçerlidir.



-



Psikotik bozukluklarda beklenen bulgulardan biri konuşma (ve düşünme) formunda olan bozukluklardır.



-



Bunlardan biri bağlantı (assosiasyon) kopukluğudur. En basit şekliyle trenin raydan çıkması anlamında derailment ismi verilir.



-



Fikirler arasında bağlantı hiç yoksa klang çağrışımdan söz edilir, bunun ileri şekli enkoheransta konuşma hiç anlaşılamaz ve kelime salatasından ibarettir.



-



Tanjensiyal konuşmada sorulara konu dışından veya çevresinden yanıt verilir.



-



Delüzyon (sanrı) ise kişinin doğru olmayan sabit fikirleridir ve bağlantıları kuvvetlidir.



Doğru cevap: A 74. Aşağıdakilerden hangisinin şizofreni gelişiminde majör nörotransmitter olduğu düşünülmektedir? A) Enkefalin



B) Norepinefrin



C) Dopamine



D) Asetil kolin E) GABA



Şizofrenide dopamin aktivitesi artmıştır. -



Dopaminerjik ilaçlar şizofrenide kontrendikedir. DELİRİUM



■ - Tanım: Konfüzyon ve bilinç düzeyi bozukluğu ile karakterize akut başlangıçtı ve genellikle geri dönüşümlü bir bozukluktur. Emosyone! dalgalanma, haiusinasyonlar ve mantıksız dürtüsel şiddet içeren davranışlar vardır. Tıbbi nedenlerle olan, ilaç bağımlılığıyla ilgili ve diğer nedenler olarak. Etyolojiye göre sınıflanır.



Doğru cevap: B 76. Uykuda REM’e geçiş süresinin aşağıdakilerden hangisinde beklenir? A) Demans C) Depresyon



Tanı kriterleri: 1) Bilinç düzeyinde dalgalanmalar (Dikkat, konsantrasyon bozukluğu) 2) Demans tablosu ve daha önce olan algı bozukluğu olmaksızın algı ve bilişsel işlevlerde bozukluk.



kısalması



B) Alkolizm D) Madde bağımlılığı E) Şizofreni



Zor bir bilgi sorusu....



3) Akut gelişme 4) Deliryumu destekleyen labratuvar bulguları - Epidemiyoloji: Toplum prevelansı bilinemez ancak yoğun bakım ünitesi ve acillerde sıklığı %15-20’dir. Yaşlılık risk faktörüdür. - Ayırıcı tanı: 1) Demans 2) Şizofreni ve mani: Deliryum akut gelişir ve bilinçte dalganmalar vardır. 3) Disosyatif bozukluklar



Psikiyatrik hastaların uyku laboratuarında incelenmeleri sonucunda birçok ilginç bulgu bulunmuştur. Depresyondaki hastalarda biyolojik ritimlerinde bir hızlanma, bu arada REM latansinde, yani uykuda ilk REM’e geçiş süresinde bir kısalma bulunmuştur. Hatta bunun depresyon tanısında kullanılabilecek bir test olduğu ileri sürülmüştür. Diğer hastalıklarda böyle bir bulgu yoktur. Doğru cevap: C



- Tipik özellikler: Bunaltı, ajitasyon ve panik sıktır. Oryantasyon ileri derecede bozulmuştur, algı ve dikkat çok dağınıktır. Haiusinasyonlar sıktır ve tipik olarak görseldir. Yargılama, bellek ve soyut düşünme bozulmuştur.



77. Aşağıdakilerden örnektir?



- Tedavi: Delirium bir psikiyatrik acildir. Mutlaka altta yatan neden bulunup ortadan kaldırılmalıdır. Ajitasyonda düşük doz haloperidol verilir.



strese



bir



B) Altmış yaşında kalp krizi geçiren erkek hasta C) Yirmi yıllık kocasından boşanan kadın D) Üniversite kazandığı şehre ilk kez giden gençte anksiyete E) Kafa travması sonrası irritabilite Eksternal ve internal stresin farkını bilmemezi isteyen soru....



75. Aşağıdakilerden hangisi konuşma (düşünme) içeriğinde bağlantıların zayıflamasına ait bir terim değildir? A) Raydan çıkma (Derailment)



internal



A) Bipolar bozukluk olan hastada manik atak



- Prognoz: Hızlı seyididir ve altta yatan neden ortadan kaldırılırsa düzelir. Altta yatan neden düzeltilmezse ölüm veya demansla sonuçlanabilir.



Doğru cevap: C



hangisi



B) Sanrı (Delüzyon)



C) Klang çağrışım D) Enkoherans E) Teğetsel konuşma



-



Eksternal stres normal bir kişinin başına geldiğinde ciddi sayılabilen yaşam olaylarıdır.Aile içinde ölüm, boşanma ve hastalık vb) buna örnektir.



-



İnternal stres ise kişinin normal gelişimi içinde karşılaştığı bir olayı, (örn. okula başlama) stres kaynağı haline getirmesidir.



Doğru cevap: D



PSİKİYATRİ



Anhedonia Bleulerin 4 "A ”sma dahil değildir.



DEPRESYON



İlk olarak akla narkolepsi gelse de normal kişilerde hipnogojik hallüsinasyonlar olabilir...



- Sıklık: Prevelans %5 insidans erkeklerde %1 kadınlarda %2’dir. 40 yaşından önce pik yapar. - Etyoloji: Tam bilinmemektedir. Birçok faktör rol oynar. Tıbbi faktörlerden bazıları şunlardır: Pankreas başı ve diğer kanserler, tiroid-adrenal-paratiroid disfonksiyonu, SLE, RA, epilepsi, MS, parkinson, ilaçlar (reserpin), propranolol, steroidler, metildopa, oral kontraseptifler, madde bağımlılığı (alkol, marijuana).



-



Kişilerin uykuya dalarken (hipnogojik) veya uyanırken (hipnopompik) algıladıkları herhangi tipte bir halüsinasyonlardır.



-



Normal kişilerde görülebilir ve narkolepsi de olabilir.



-



Narkolepside uyku - uyanıklık geçişleri sırasında hipnogojik ve hipnopompik halusinasyonlar görülebilir.



- Tanı kriterleri (DSM IV): • ÇökkUn duygudurum • Zevk alamama



Doğru cevap: A



• Kilo kaybı veya artışı • Insomnia veya hipersomnia • Psikomotor ajitasyon veya retardasyon



79. Aşağıdaki şizofreni belirtilerinden hangisinin ilaçlarla tedaviye hızlı bir yanıt vermesi beklenebilir?



• Enerji azlığı



A) İşitsel halüsinasyonlar



• Suçluluk-değersizlik dUşlinceleri



B) Apati



• Dikkatini toplayamama



C) Düşünce fakirliği



• İntihar düşünceleri



D) Zevk alamama



• Bu dokuz belirtiden en az 5’i en az 15 gün süre ile olmalıdır. Ayrıca bu hastanın sosyal işlevlerinde bozulmaya yol açmalıdır. Mutlaka çökkün duygu durum olmalıdır. - Depresyonda sanrılar: Değersizlik-suçluluk, perseküsyon sanrıları vardır. Hastalar bu durumu hakettiklerini söyler. - Ayırıcı tanı: Bipolar I bozukluk, yas (Kendine saygı bozulmamıştır, kaybedilen obje vardır, 6 aydan kısa sürer) demans, bunaltı bozuklukları madde bağımlılığı ve şizofreni. - İntihar riski: Hastaların %60‘ında intihar düşünceleri vardır. Hastaların %15’i intiharla kaybedilir. Genellikle intihar edecek enerjiyi bulamazlar ancak ilaç tedavisine başlandıktan hemen sonra bu enerjiyi bulur ve intihar edebilirler o nedenle bu dönemde dikkatli olunmalıdır. - Prognoz: Hastaların %75’i ilaç tedavisine cevap verir. Tedavi olmaksızın bir epizod 10 ay sürer. Hastaların %50’si iyileşir %30’u kısmen iyileşir %20’si kronikleşir.



E) Sosyal çekilme Genellikle şizofrenin pozitif belirtileri, negatif belirtilere göre tedaviye daha iy i ve daha çabuk yanıt verilirler. -



Bunlar arasında düşünce, algı ve davranış bozuklukları yer alır. Sanrılar ve halüsinasyonlar bunlara dahildir.



-



Negatif belirtilerin tedavisinde atipik antipsikotikler tercih edilir.



Doğru cevap: A 80. Aşağıdakilerden hangisi anhedoniyi en ivi şekilde tanımlar?



- Tedavi: Farmakolojik tedavi şarttır. Trisiklik, tetrasiklik veya SSRI kullanılabilir. Diğer tedaviler psikolojik tedavi ve EKT’dir. EKT farmakolojik tedaviden daha hızlı etki eder.



A) Başkalarına zarar verme



- Distimi: Majör depresyondan daha az şiddetli olan çökkün duygudurumla karakterize hastalıktır. Sinsi başlangıçlıdır ve kroniktir. Kadınlarda daha sıktır. Distimi diyebilmek için çökkün duygudurum en az 2 yıldır var olmalıdır. Tedavisinde antidepresanlar kullanılabilir, %20-30’unda majör depresyon ve bipolar bozukluk gelişir.



D) Zevk alamama



78. Hipnogojik hallüsinasyonlar için aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Patolojik değildir B) Alkol bağımlılarına özgüdür C) Şizofrenide tipiktir D) Uykudan uyanırken görülür E) Temporal lob hasarını gösterir



B) Kendini kontrol edememe C) Düşünce fakirliği E) Sosyal çekilme Psikiatride term inolojiyi iyi bilmek gerekir... -



Hedonizm kelime olarak kişinin sadece zevkleri için yaşamasını ifade eder.



-



Şizofrenideki negatif bulgulardan biri olan anhedoni hastanın hayattan zevk alamaması, eğlence verici uğraşlar içine girmemesidir.



1 9»7 mm



-



Delüzyonlar



-



Halüsinasyonlar



-



disorganize konuşma



-



disorganize veya katatonik davranış ve negatif semptomlardır.



-



Belirgin sosyal ve mesleki disfonksiyon tanıda yardımcıdır. Tanı için semptomların en az 6 ay sürmesi ve 1ay boyunca grup A semptomlarının olması gereklidir.



- Tanım: Duygu, düşünce ve davranış bozukluğunun görüldüğü psikotik semptomlarla karakterize bir psikiyatrik hastalıktır. - Epidemiyoloji: Görülme prevelansı %1’dir. Erken yaşta başlar. Erkeklerde başlangıç yaşı genellikle 15-25 kadınlarda, 25-35 yaştır. Kadın / erkek oram: 1/1’dir. - Etyoloji: Tam olarak bilinmemektedir. Poligenik geçiş en fazla kabul görenidir. Şizofrenik bir anne babanın çocuğunda şizofreni riski %10’dur. Tek yumurta ikizlerinden birinde görülmüşse diğerinde risk %60’tır. - Şizofrenide anatomik değişiklikler: kortikal atrofi, lateral ve 3. ventriküllerde genişleme, frontal lob limbik sistem ve bazal ganglion anormallikleri vardır. - Şizofrenide nörotransmitter değişiklikleri: Dopamin etkinliğinde belirgin artış vardır. Norepinefrin miktarı özellikle paranoid tipte artmıştır. GABA aktivitesi ise azalmıştır.



Doğru cevap: B 82. Şizofreni kriterlerine uyduğu halde hastalığın 6 aydan kısa sürmesi ve tam iyileşme görülebilmesi ile karakterize durum aşağıdakilerden hangisidir?



- Semptomlar: Pozitif ve negatif olarak ayrılabilir.



A) Şizofreniform bozukluk



• Pozitif semptomlar: Dezorganizasyon (düşünce, affekt, davranış), sanrı (delüzyon), varsam (halusinasyon) ve katatonik belirtilerdir.



B) Şizoaffektif bozukluk C) Delüzyonel bozukluk



• Negatif semptomlar: Anhedoni (zevk almama), avolition (isteksizlik), affektif küntleşme, düşünce fakirleşmesi, konuşma süre ve içeriğinin azalması, kendine bakımda azalma ve toplumdan kendini çekmedir.



Psikozu



- Tanı kriterleri 1)



K arakteristik semptomlar: semptomlar.



D) Atipik psikoz E) Borderline kişilik bozukluğu olan



hastada



şizofreni



tanısında



süre



pozitif ve negatif önemlidir.....



2) Toplumsal: işlev bozukluğu 3) Süre: semptomlar en az 6 aydır var olmalıdır. Eğer 6 aydan az ise şizofreniform bozukluk denir. 4)



Şizoaffektif ve duygulanım bozukluklarının dışlanması



5)



Madde kullanımı ve tıbbı durumların dışlanması



6) Yaygın gelişimsel bozukluklar dışlanmalıdır. - Ayırıcı tanı: diğer psikotik bozuklukların görüldüğü hastalıklar - Tipleri: Paranoid, dezorganize, katatonik, undiferansiye, rezidüel - İntihar riski: %50’si intihar eder bunların %10’u ölür.



-



Şimdi ise şizofreni kriterlerine uyan fakat semptomları 6 aydan kısa süren hastaları tanımlamaktadır.



-



Bu hastaların bir kısmı en sonunda şizofreni tanısı almasına rağmen, çoğu tanı kriterlerini karşılamadan iyileşme göstermektedir.



Doğru cevap: A 83. Seçici serotonin geri alım inhibitörlerinin en sık görülen yan etkileri aşağıdakilerden hangisinde sayılmıştır?



- Tedavi: Antipsikotikler (Nörileptikler) kullanılır.



A) Ağız kuruluğu, hipotansiyon



- Prognoz: Pozitif semptomlar tedaviye daha iyi cevap verir.



konstipasyon



ve



ortostatik



B) Sedasyon ve başağrısı C) Tremor ve ataksi D) Bulantı, uykusuzluk ve cinsel disfonksiyon



Doğru cevap: D



E) Konfüzyon ve hafıza kaybı 81.



Aşağıdakilerden hangisi DSM-V kriterlerine göre şizofreni tanısında grup A semptomlarından değildir?



Sık kullanılan ilaçların yanekilerini bilmek lazım.... -



Fluoksetin, fluvoksamin ve sertralin gibi seçici serotonin geri alım inhibitörlerinin en sık yan etkileri bulantı, uykusuzluk, anksiyete ve cinsel disfonksiyondur.



-



Ağız kuruluğu, konstipasyon ve ortostatik hipotansiyon, antikolinerjik etkiye bağlı olarak trisiklik antidepresanlarda görülür.



A) Delüzyonlar B) Belirgin sosyal disfonksiyon C) Disorganize konuşma D) Katatonik davranış E) Negatif semptomlar



Doğru cevap: D



PSİKİYATRI



DSM-V kriterlerine A grubu semptomları;



ŞİZOFRENİ



98



84. Aşağıdakilerden hangisi siklotimik bozukluk tanısı için doğrudur? A) Tekrarlayan hipomani ve hafif depresyon atakları PSİKİYATRİ



B) Minimum 6 aylık süre C) En az bir majör depresif atak D) En az bir manik atak E) Eşlik eden madde bağımlılığı Siklotim ik ve distim ik bozukluk tanısında bulguların en az 2 yıl olması gereklidir. Madde bağımlılığı sık olmasına rağmen, tanı kriterleri arasında değildir. -



Siklotim ik bozukluk tekrarlayan hipomani ve depresyon atakları ile karakterizedir.



-



Distimik bozukluk en az 2 yıl boyunca hergün depresif duygu durumunda olmasıdır.



Doğru cevap: A 85. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi hızlı siklus gösteren bipolar hastalarda özellikle etkilidir? A) Lityum C) Karbamazepin



Yukarıdaki ilaçların kullanımı vardır....



B) Valproat D) Klonazepam E) Haloperidol hepsinin



bipolar bozuklukta



-



Bir yıl içinde 4 kez duygudurum episodu görülen hızlı sikluslu hastalarda valproat bir mood stabilizatörü olarak özellikle etkilidir.



-



Aynı zamanda manik yerine mikst epizodları olanlarda lityuma göre daha etkili olabilir.



LİTYUM - Lityum karbonat şeklinde kullanılır. Tamamen böbreklerden atılır. - Terapötik indeksi dardır. Kan düzeyi kontrol edilerek dozu ayarlanmalıdır. Akut manik epizodda 0,8-1,2 mEq/L, mani profilaksisinde 0,6-0,9 mEq/L düzeylerinde kullanılır. - Etki mekanizması bilinmemektedir. - Mani atağı ve profilaksisinde, rekürren depresyonda TCATara yardımcı olarak kullanılır. - Tedavi öncesi bakılması gereken testler: Böbrek-tiroid fonksiyon testleri, CBC, EKG - Yan etkileri: • GIS: Bulantı-kusma, diyare • Tremor: Tedavisinde propranolol kullanılır. • Böbrek fonksiyon bozukluğu, poliüri (ADH antagonizmasıyla), ödem, kilo alma • Benign reversibl tiroid büyümesi (iodinizasyonu önler), hipotiroidi • Teratojen (gebelikte kontrendike), süte geçer. - İlaç etkileşmeleri: NSAI, tiazidler, furosemid renal klirensini azaltarak toksisiteye neden olabilir. • Dehidratasyon, tuzsuz diette lityum reabsorbsiyonu artar ve toksisite oluşabilir. • Akne vulgaris, psöriazis gibi deri lezyonlarını alevlendirir. - Toksisite: 2 mEq/L üstünde başlar. Konflizyon (ilk bulgu), letarji, kusma, şiddetli tremor görülür. 2,5 mEq/L üstünde klonik hareketler, nöbetler, dolaşım kollapsı ve koma olur. Tedavide ilaç kesilir, hasta hidrate edilir, hemodializ yapılır ve antikonvulsan verilir. - Bipolar bozuklukta kullanılan diğer ilaçlar: • Karbamazepin: Agranülositoz, glokom krizi, sedasyon ve antikolinerjik yan etkileri vardır. • Valproik asit: Hızlı döngülü bipolar bozuklukta kullanılır. Hepatotoksiktir. Teratojendir.



87. Aşağıdaki yapılardan hangisi sendrom arasında bir ilişki vardır?



Doğru cevap: B



ile



amnestik



A) Kaudat nükleus



B) Putamen



C) Hippokampus



D) Korpus kallozum E) Globus pallidus



86. Panik anksiyetenin, generalize anksiyeteden farklı olan yönü aşağıdakilerden hangisidir?



Teorik bilg i sorusu... -



Amnestik sendrom, normal dikkat varlığında yeni materyal öğrenme zorluğu (anterograd amnezi) olarak tanımlanabilir.



-



Basit olarak bilateral hippokampal lezyonların varlığı amnestik bozukluk gelişmesi için gereklidir.



-



Tanım gereği bütün anksiyete bozukluklarının gerçek dışı ve aşırı olması gerekir. Bütün anksiyete durumlarında hiperventilasyon görülebilir.



Amnestik sendromun bilinen en iyi klinik örneği olan VVernicke-Korsakoff sendromunda mamiller cisimlerde ve talamusun dorsomedial çekirdeklerinde nekrotik lezyonlar bulunmasıdır.



-



Ciddi kafa travması, anoksi, CO zehirlenmesi ve ensefalit gibi durumlarda bilateral hippokampus lezyonları hafıza kaybına yol açar.



Generalize anksiyete günlük olaylar hakkında aşırı kaygılanmayı içerirken panik anksiyete atakları spontan olarak olur ve herhangi bir olayla ilişkili değildir.



-



Unilateral hippokampus lezyonları spesifik bazı hafıza kayıplarına (örn; dil öğrenme) yol açabilir.



A) Gerçekçi olmaması B) Aşırı olması C) Günlük olaylara bağlı olması D) Spontan olması E) Hiperventilasyon görülmesi Teorik b ilg i sorusu....



Doğru cevap: D



Doğru cevap: C



88. Çocuklarda görülen minimal beyin disfonksiyonu için hangisi yanlıştır?



-



Performans anksiyetesi ve genel anksiyete durumlarında beta blokörler yararlıdırlar.



A) Normal, normale yakın hatta normal üstü zeka düzeylerinde olabilirler. Fakat öğrenme güçlüğü vardır.



-



Atenolol bazı hastalarda sosyal fobiyi azaltabilir fakat depresyona yönelik değildir. Beta blokerler uzun dönem kullanımında depresyonu artırabilir.



B) Erkek ve ilk çocukta sıktır.



-



Maklobemid gibi MAO inhibitörleri depresyonun yanında panik bozuklukları ve sosyal fobi için etkilidir.



-



Selektif serotonin geri alım inhibitörleri de aynı amaçla kullanılabilir.



C) Hiperaktivite vardır.



D) Dikkat ve konsantrasyonları artmıştır E) Uyarılma eşiği düşüktür. Çocuk psikiyatrisinden b ir soru.....



Doğru cevap: D



Minimal beyin disfonksiyonun özellikleri; -



Hiperaktivite



-



Dikkat dağınıklığı ve dikkat süresinin kısalığı



-



Ataklık (impulsivity)



-



Çabuk uyarılma



-



Tedavide, imipramine, m etilfenidat dextroamphetamine denenmiştir.



91. Savaş sırasında sıcak çatışmaya giren ve pekçok arkadaşının yanında öldüğü bir çatışmadan zor kurtulan bir asker daha sonra sürekli bu anları yaşayarak anksiyete geliştiriyor. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi öncelikli tercih edilmelidir? ve A) Imipramin



89. Aşağıdakilerden hangisi kişinin hastalık hastası olması anlamına gelir? B) Monomania D) Afradizia



Bu hastada gelişmiştir....



Teorik bilgi sorusu...



Hipokondria kişinin gerçek organik patolojiye dayanmaksızın kendi sağlığından aşırı endişe duyması ve fizik bulgu ve hislerini hastalık lehine değerlendirmesidir.



-



Imipramin ve Amitriptilin gibi trisiklik antidepresanlar da tedavide kullanılabilirler fakat yan etki profilleri nedeniyle ilk tercih değildirler.



-



Diazepam gibi benzodiazepinler semptomların akut kontrolü dışında tedavide kullanılmazlar.



-



Bupropionun tedavide yeri yoktur.



Doğru cevap: C 92. Aşırı amfetamin veya stimülan kullanımına bağlı psikoz aşağıdaki özelliklerden hangisini taşımaz?



D) Maklobemid E) Klorpromazin



-



Hastada alprazolam gibi bir benzodiazepin akut olarak sosyal bir olayı tolere etmesini sağlayabilir ancak sosyal fobi için spesifik bir tedavi olmayıp, depresyonu arttırıcı etki de gösterebilir.



-



Buspiron da anksiyete bozukluklarında kullanılmakla birlikte belirgin antidepresan etkisi yoktur.



bozukluğu



Tedavide grup terapileri, konunun tartışılması gibi davranışsal teknikler yanında serotonin geri alım inhibitörleri ilk sıra ilaçlar olarak kabul edilirler.



B) Buspiron



Psikiatri ilaçlarından güzel b ir soru.....



stress



-



Doğru cevap: C



C) Atenolol



post-travmatik



Posttravmatik stres bozukluğu hayatı ve fiziksel bütünlüğü tehdit eden durumları geçiren kişilerde uzun süre bulunabilir.



Egomania kişinin sürekli kendisi ile uğraşması, xenofobi yabancı korkusudur.



90. Yirmi bir yaşında bir genç uzun süreden beri sosyal ilişkiler içine girmekten çekiniyor. Bunun sonunda giderek izole oluyor ve depresif bulgular geliştiriyor. Hastada majör depresyon ve sosyal fobinin birlikte olduğu düşünülerek aşağıdaki ilaçlardan hangisi tercih edilebilir?



D) Amitriptilin E) Bupropion



-



E) Xenofobi



A) Alprazolam



B) Diazepam



C) Paroksetin



Doğru cevap: D



A) Egomania C) Hipokondria



olarak



A) Depresyon



B) Çağrışımlarda zayıflık



C) Açık bilinç



D) Taktil halüsinasyonlar E) Paranoyak delüzyonlar



Depresyon genellikle stimülan yoksunluğu sırasında görülür. -



Stimülan psikozu sıklıkla açık bir bilinçte paranoya ve zayıf çağrışımlarla birliktedir ve bu özellikleri ile şizofreniden ayırt edilemeyebilir.



-



Taktil halüsinasyonlar olabilir.



Doğru cevap: A



PSİKİYATRİ



9



93. Kırk yaşında bir erkek hasta multipl kronik eklem ağrıları ve gastrointestinal şikayetler nedeniyle başvuruyor. Şikayetlerini açıklayabilecek hiç bir bulgu saptanamıyor.



-



Perseverasyon, farklı uyaranlara sürekli aynı tepkiyi vermek ya da konuşurken sürekli aynı söz ya da kavramları tekrarlamak anlamına gelir.



Hastada hangi tanı en muhtemeldir? -



A) Somatizasyon bozukluğu B) Konversiyon bozukluğu



Eksitasyonlu tipte hasta ajite, konuşkandır ve delüzyonlarına göre hakereket eder.



Şizofrenide ve farklı mental bozukluklarda görülebilir ancak katatonik özelliklerden biri değildir.



C) Vücut dismorfik bozukluğu



ENÜREZİS*•



D) Panik bozukluğu E) Hipokondriazis



- Epidemiyoloji: 5 yaşındaki çocukların %10’unda görülür. Erkeklerde daha fazladır.



Somatizasyonda pek çok sistem veya bölge etkilenmiş olmalıdır.... -



-



-



-



-



Hastada yukarıdaki bütün tanılar az çok muhtemel iken, negatif bir çalışmada ilk düşünülmesi gereken somatizasyon bozukluğudur. Somatizasyon bozukluğunda tanı kriterleri: 4 farklı anatomik lokalizasyonda veya fonksiyonel ilişkili ağrı, ağrı dışında 2 gastrointestinal belirti, bir cinsel belirti veya bir pseudonörotik semptomdur. Konversiyon bozukluğu, sinir sistemi anatomisi ve patofizyolojisine uymayan tarzda bedensel işlevlerde bozulma olmasıdır. Vücut dismorfik bozukluğu, dış görünümünde başkalarınca gözlenebilir olmayan ya da başkalarınca önemsenmeyen bir ya da birden çok kusurla aşırı derecede meşgul olmadır. Hipokondriazis, ciddi bir hastalığa sahip olduğu inancıyla zihnin meşgul olmasıdır.



OSM V’e göre bedensel belirti bozuklukları -



Somatik semptom bozukluğu (Somatizasyon bozukluğu)



-



Hastalık anksiyetesi bozukluğu (Hipokondriazis) Fonksiyonel nörolojik semptom bozukluğu (Konversiyon)



-



Yapay bozukluk (Munchausen sendromu)



Doğru cevap: A 94. Aşağıdakilerden değildir? A) Negativizm C) Stereotipi



-



Etyoloji: • Genetik: birinci derece akrabalarda %70-80 sıklıkta • ADH düzeyi: ADH üç yaşından sonra erişkin tip salınıma geçer. Enüreziste gece ADH salınımında normal artış olmaz. • Psikolojik: kardeş doğumu, ayrılma, ölüm vs. Tik, kekemelik ve enkomprezisle sıklığı fazladır. - Tanı: En az 3 ardışık ay haftada en az 2 kez sıkıntı oluşturan idrar kaçırma olmalıdır. Genel bir tıbbi bir duruma bağlı olmamalıdır. - Ayırıcı tanı: anatomik-nörolojik bozukluklar, enfeksiyonlar, diabet, epilepsi. - Tedavi: Spontan düzelme görülür ve 18 yaşında sıklığı %1’e iner. • Sıvı kısıtlama (akşam) • Monitorizasyon • Farmakolojik • Alarm cihazı - Farmakolojik tedavi: Eğer davranışı tedavinin etkinliği %50’den azsa verilir. • Imipramin: Antidepresandır, uykunun yapısını değiştirir, antikolinerjik etkisiyle kontrolü arttırır. 6 ay kullanılarak yavaşça kesilir. %80 vakada etkilidir. Relaps oranı düşüktür. • Dresmopressin: %90-100 etkinliktedir. Su kısıtlaması yapılmazsa su intoksikasyonu yapabilir. Relaps oranı daha yüksektir. Acil durumlarda kullanılması tercih edilir. - Enüreziste acil tedavi durumları:



hangisi



katatonik bir özellik



• Yatılı okula gidecekse • Arkadaşlarıyla etkinliklere katılacaksa (kamp vs.)



B) Ekolalia D) Mutizm E) Perseverasyon



Persevasyon katatonik bulgu değildir... -



- Tipleri: Enürezis noktürna (en sık) diürna ve kontunia



Katatonik bulgular genellikle stupor ve eksitasyonlu katatoni olmak üzere ikiye ayrılır. Klasik katatoni bulguları daha çok stupor tiptedir ve stereotipi, garip postürler, mutizm, şekil alma, negativizm, ekolalia ve ekopraksi ile karakterizedir.



• Evlenecekse • Askerlik - Primer enürezis: doğumdan beri var. - Sekonder enürezis: en az 6 ay kuru kaldıktan sonra



Doğru cevap: E



101



95. Priapizm en sık aşağıdakilerden hangisiyle tedavi sırasında görülür? B) Sertralin D) Duloksetin



Otonomik bulgular • Taşikardi, diğer kardiak aritmiler • Hipertansiyon



E) Trazodon



• Hipotansiyon



Teorik b ilg i sorusu... -



-



• Diaforez



Seksüel stimulus yokluğunda uzamış ereksiyonla karakterize olan priapizm trazodon’un nadir ama ciddi bir yan etkisidir.



• Hipertermi



Motor bulgular • Rigidite/distoni



Antipsikotik ajanlardan klorpromazin ve tioridazin tedavisi sırasında görülebilir.



• Akinezi • Mutizm



Dorğu cevap: E



• Disfaji



96. Antipsikotik tedavi görmekte olan bir hastada aşırı hareketlilik ve yerinde duramama hali ortaya çıkıyor.



Davranış değişiklikleri • Ajitasyon • Inkontinans



Bu durumda en muhtemel tanı hangisidir? A) Ajite depresyon C) Akatizi



• Deliryum



B) Apraksi



• Seizure (nöbet)



D) Akinezi E) Otomatizm



• Koma



Laboratuar



Teorik b ilg i sorusu... -



• Kreatin kinaz artışı



Bu ekstrapiramidal yan etkiler psikotik ajitasyonla karıştırılabilir.



-



Hasta oturduğu zaman bile devamlı bacaklarını oynatır ve gövdesini sallar.



-



Ortadan kaldırılması için mümkünse nöroleptik dozu azaltılır ve benzodiazepin türevi birtrankilizan verilmeye başlanır.



-



• Karaciğer fonksiyon testlerinde bozulma



Akatizi antipsikotik tedavinin ekstrapiramidal yan etkilerindendir.



• Beyaz küre artışı



98.



Alkol bağımlılığı için disülfiram tedavisi almakta olan hasta alkol alırsa aşağıdakilerden hangisi görülmez? A) Hipotansiyon B) Yüzde kızarma (flushing) C) Zonklayıcı başağrısı D) Bradikardi



Propranolol ve biperiden de akatizi tedavisinde kullanılabilir.



Bradikardi değil taşikardi gelişir...



Doğru cevap: C 97. Nöroleptik yanlıştır?



maiign



sendromla



ilgili



-



Disülfiram tedavisi altındaki kimse alkol aldığında oluşan asetaldehit sendromunun belirtileri alkol içilmesinden 5-10 dakika içinde ortaya çıkar.



-



Bazıları şunlardır: çarpıntı, taşikardi, hipotansiyon, bulantı ve kusma, aşırı terleme zonklayıcı başağrısı, flushing, baş dönmesi, uyuşukluk hali ve karın ağrısı.



hangisi



A) Hayatı tehdit eden bir durumdur B) Rijidite görülür C) Antipsikotik tedavi gören hastaların %10’unda görülür D) Ateş ve hipertansiyon olur E) Kreatinin fosfokinaz seviyesi artar. Nöroleptik maiign sendrom fenotiazin türevleri ve bütirofenonlarla nadir (%1) oluşan b ir durumdur. Doğru cevap: C



E) Bulantı kusma



Doğru cevap: D



PSİKİYATRİ



A) Fluoksetin C) Mianserin



NÖROLEPTİK MALİGN SENDROM



ANTİPSİKOTİK İLAÇLAR - Santral sinir sisteminde postsinaptik dopaminerjik D2 reseptörlerini bloke ederler.



100-Şizofreni alevlenmesi nedeniyle haloperidol başlanan genç bir erkek hastada kısa süre sonra dizartri ve boyun ağrısı görülürse hangisi düşünülmelidir?



- Endikasyonları: Şizofreni, şizofreniform bozukluk, sanrıtı bozukluk, organik psikoz, psikotik depresyon ve mani, demans, delirium, tourrette sendromu, ballismus, bulantı-kusmalar, Huntington hastalığı.



A) Akatizi B) Katatoni C) Distoni



- İlaç gruplan: düşük, yüksek potensli ve atipik olarak ayrılır.



D) Rijidite E) Tardiv diskinezi



- Yüksek potensliler • Piperazin fenotiazinler: Trifluperazin, ftufenazin, perferazin • Piperazin tioksantinler: Tiotiksen



Bulguların kısa sürede ortaya çıkmasına dikkat.... -



Antipsikotik bir ilacın başlanmasından kısa süre sonra ortaya çıkan ve özellikle boyun ve dizde görülen tonik kas spazmları distoni ile uyumludur.



-



Gençlerde daha sık görülür. İlaç dozunun azaltılması veya antikolinerjik ilaç ile kombine edilmesi gerekir.



• Butirofenonlar: Haloperidol - Düşük potensliler • Alifatik fenotiazinler: Klorpromazin, Triflupromazin • Piperidin fenotiazinler: Tioridazin, Mesoridazin • Alifatik tioksantinler: Klorprotiksen - Atipik antipsikotikler: Klozapin, molindon, loksapin - Antipsikotikler psikotik semptomları 2-3 hafta içinde %80 hastada azaltırlar. - 6 haftada ilaca cevap alınamadıysa ilaç değiştirilir. - Kullanım süreleri hastalığa bağlıdır. • Şizofrenide 6-12 ay



Doğru cevap: C 101. Acil servise bilinç bulanıklığı ile getirilen bir psikiyatrik hastada vizüel halüsinasyonlar öncelikle aşağıdakilerden hangisini düşündürür? A) Manik eksitasyon B) Şizofreni C) Delirium



• affektif bozuklukta belirtiler düzelinceye kadar • deliryumda belirtiler geçince • demansta düşük doz uzun süre - Genel olarak yüksek potensliler daha fazla ekstrapiramidal yan etkilere sahiptir. Düşük potenslilerde ise sedasyon ve postural hipotansiyon daha fazladır.



99. 27 yaşında kadın hasta, hayattan zevk alamama, iştahsızlık, uykusuzluk ve intihar düşünceleri yakınmalarıyla başvuruyor. Öyküsünde yaklaşık 2 yıl önce bahar aylarında az uyuduğu halde enerjisinin fazla olduğu, çok fazla konuştuğu, çok alışveriş yaptığı yaklaşık 1 ay süren bir dönem yaşadığı öğreniliyor. Daha önce ilaç kullanımı olmayan hastanın, depresyonunun tedavisinde öncelikle tercih edilmesi gereken ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Klomipramin



B) Lityum



C) Valproat



D) Paroksetin E) Bupropion



Bipolar bozuklukta duygudurum dengeleyicisi olmadan antidepresan kullanılmamalıdır. -



-



Bipolar bozukluğu olan hastalarda depresyon tedavisinde ilk seçilecek ilaçlar Lityum, Lamotrijin gibi duygudurum dengeleyicileridir. Lityum’a yanıt alınamazsa tedaviye bir antidepresan ilaç eklenebilir. Valproat’ın tek başına kullanımında antidepresan etkinliği yoktur.



Doğru cevap: E



D) Delüzyonel bozukluk E) Panik atağı Deliryumda en sık vizüel halüsinasyonlar olur.... -



Acil bir hastada garip delüzyonlar ve işitsel halüsinasyonlar şizofreniyi görsel halisünasyonlar ise daha çok deliriumu akla getirir.



-



Diğer psikiyatrik hastalıklarda bilinç bulanıklığı beklenmez.



Doğru cevap: C 102. Bir ameliyat sonrasında tek böbreği alınan hasta sürekli kendisinde böbrek yetmezliği gelişeceğini düşünüyor. Hasta sürekli sanki idrarı eskisinden daha koyu renkli gibi geldiğini söylüyor. Kısa aralıklarla böbrek fonksiyon testleri için doktora başvuruyor. Doktorun herşeyin normal olduğunu söylemesine rağmen rahatlamayan hastada en muhtemel tanı hangisidir? A) Dismorfik bozukluk C) Hipokondriazis



B) Konversiyon D) Somatizasyon



E) Obsesif kompulsif bozukluk Hastada kendisinde ciddi b ir hastalık olduğu fikriyle karakterize en muhtemel tanı hipokondriazisidir.



3



105.ÜÇ yaşında bir erkek çocuğu o ana kadarki gelişimsel basamaklarını normal olarak tamamladığı halde, daha sonra önceki becerilerini giderek kaybediyor ve otistik bulgular göstermeye başlıyor.



Aşağıdaki tanılardan hangisi muhtemeldir?



DSM V’te hipokondriazisin ismi “Hastalık anksiyetesi bozukluğu” olarak değiştirilmiştir.



A) Asperger hastalığı B) Otistik bozukluk



Doğru cevap: C



C) Dezintegratif bozukluk



103.Yirmi beş yaşında bir şoför, gün boyu süren kötü bir şey olacağı kaygısı, konsantrasyon güçlüğü, kaslarında gerginlik hissi ve uyku düzensizliği şikayetleriyle başvuruyor. Bu hastanın tedavisinde aşağıdaki ilaçlardan hangisi en uygundur? A) Buspiron C) Klomipramin



D) Rett hastalığı E) Çocukluk depresyonu Disintegratif bozukluğun en önemli tanı özelliği otistik semptomların başlangıcından önce normal b ir gelişim döneminin olmasıdır....



-



D) Klorpromazin E) Klozapin



-



Rett hastalığında otistik semptomların yanında baş çevresi gelişiminin yavaşlaması ve motor bulgular vardır.



-



Bu hastalık sadece kızlarda tanımlanır.



-



Otistik bozukluk 30 aydan önce başlar. Tüm çocuklarda doğumdan sonraki 0-4. hafta arasında normal otistik dönem vardır.



Hastada yaygın anksiete bozukluğu vardır.... -



Yaygın anksiyete bozukluğunda kullanılan temel ilaçlar benzodiazepinler, buspiron ve venlafaksindir.



-



Trisiklik antidepresanlar da yaygın anksiyete bozukluğunda kullanılabilirler.



-



Bu hastanın mesleği nedeniyle sedasyon yan etkisinden kaçınılması gerektiğinden seçenekler arasında en uygun ilaç buspirondur.



“Savunma Mekanizmaları” başlıklı tabloya bakınız. Doğru cevap: A



Doğru cevap: C 106.Dört yaşında bir kız çocuğu doğumdan itibaren normal gelişim basamaklarını göstermemiş olup, ailesi dahil hiç kimse ile ilgilenmeme, konuşmayı öğrenememe, garip tavırlar şikayeti ile hekime getiriliyor, ilk aylarından itibaren garipliği farkedilen çocuğun arada koşarak duvarlara çarpma ve ağlama krizleri oluyor.



104.Onsekiz yaşında bir genç 2 yıldır giderek artan bir şekilde sosyal çekilme ve duygusal küntleşme gösteriyor. Yakın zamanda yemeğine zehir katıldığını düşünen hastada kişisel hijyen ve giyim bozuluyor.



Aşağıdaki tanılardan hangisi en muhtemeldir? A) Dikkat eksikliği sendromu B) Tourette hastalığı C) Otistik bozukluk



Hastada hangi tam en muhtemeldir?



D) Mental retardasyon



A) Anoreksiya nervosa



E) Anaklitik depresyon



B) Delüzyonel bozukluk C) Şizoaffektif bozukluk



Şikayetlerin doğumdan itibaren olduğuna dikkat....



D) Şizofreniform bozukluk E) Şizofreni Hasta zehirlendiği vardır... -



düşndüğünden



paranoyası



Hastada 2 yıllık sosyal çekilme öyküsü ve kişisel hijyenin bozulması şizofreninin negatif bulguları ile uyumludur.



-



Bulguların 6 aydan kısa süreli olması halinde şizofreniform bozukluk tanısı daha geçerli olurdu.



-



Hastada negatif bulguların olması delüzyonel bozukluk tanısını ekarte eder.



Doğru cevap: E



Asperger hastalığının özelliği kognitif ve dil yeteneklerinin etkilenmeden otistik semptomların gözükmesidir.



B) Bupropion



-



Yukardaki tablo normal gelişimin kalitatif bozukluğu ile karakterize pervazif (yaygın) gelişimsel bozukluk örneklerinden biriyle uyumludur.



-



Bunların arasında otistik bozukluk, Rett hastalığı, disintegratif bozukluk ve Asperger hastalığı sayılabilir.



-



Hastada sık olarak otistik bozukluğun ayırıcı tanısında yer alan mental retardasyon tablo ile (garip tavırlar, krizler, içine kapanma) uyumlu değildir.



Doğru cevap: C



PSİKİYATRİ



Bu hastalar fizik bulguları yanlış yorumlarlar ve hekimin rahatlatmasına yanıt vermezler. Hastanın düşüncesi bir obsesyon olarak değerlendirilse bile tamamen somatik bir obsesyon olmaz. Tanı için negatif bir faktördür.



1



II



SAVUNMA MEKANİZMALARI



PSİKİYATRI



Az matür olanlar Eyleme vurma (acting out)



istenmeyen stres etkenlerine cevap düşünce yerine eylemle verilir.



Reddetme (Denial)



Tolere edilemeyecek stres etkenleri reddedilir, inanılmaz



Yer değiştirme (Displacement)



Duygular kabul edilemez düşünceden kabul edilebilir düşünce, obje yada kişiye transfer edilir.



Çözülme (disosyasyon)



Stres etkenine bilinç, bellek, düşünce ve eylemlerini ayırarak cevap verir. Multipl kişilik bozukluğunda görülür.



Entellektüelizasyon



Stres etkenine genelleyerek yada soyut düşünce kurarak cevap verir.



Yalıtım (izolasyon)



Stres etkenine düşüncelerini ilişkili duygu-larından ayırarak cevap verir.



Yansıtma (Projeksiyon)



Birey kabullenmediği duygu, dürtü yada düşüncelerini başkasına yükleyerek tepki verir.



Akta uygunlaştırma (Rasyonalizasyon)



Düşünce eylem veya duygular yanlış açıklayarak akla uygunlaştırılır.



Karşıt tepki kurma (Reaction formation)



Kabul edilemez duygu ve düşüncelere tam zıddı düşünce ve eylemlerle cevap verilir.



Gerileme (regresyon)



Stres altında çocuksu davranışlar görülür.



Bastırma (Represyon)



Rahatsız edici düşünceler bilinçten uzaklaştırılır.



Bölünme (splitting)



Kişi veya olaylar tamamen iyi veya kötü algılanır. Nesne imajları aşırı zıt kutuplar arasında değişir, aşırı seven, yıkıcı, değersiz vs.



Omnipotans



Stres etkenlerine özel güç ve yetileri varmış gibi cevap verir.



Matür olanlar Özgecilik (Altuism)



Diğer kimselere aşırı yardım eder.



Mizah (Humor)



Stres etkenlerini alaycı yanlarını vurgulayarak tepki verir.



Yüceleştirme (Sublimation)



İstenmeyen dürtüler sosyal olarak uygun eylemlere yöneltilir.



Supresyon



Rahatsız edici çatışmalardan istemli bilinçli olarak sakınılarak cevap verilir.



Yapıp bozma (Undo)



Birey kabul edilmeyen düşünce veya eylemleri simgesel olarak düzeltir.



Değersizleştirme



Stres etkenlerine kendi veya başkalarına aşırı olumsuz değerler yükleyerek cevap verir.



Antisipasyon



Stres etkenlerine çözümler üreterek tepki verir.



Bağlanma (affiliation)



Stres etkenlerine başkalarından yardım isteyerek cevap verir.



107.Alkol çekilme hangisidir? A) Titreme C) Nöbet



sendromunun



ilk



belirtisi



B) Halüsinasyonlar D) Ateş yükselmesi E) Bulantı, kusma



Titreme alkol çekilme sendromunun en erken ve en sık görülen belirtisidir....



108.Zeka geriliğinin genetik nedenlerinden hangisi ikinci en sık nedendir? A) Lesch-Nyhan sendromu B) Fragile-X C) Huntington D) Cri du chat sendromu E) Kleinfelter sendromu



-



Alkol çekilme sendromu alkolün azaltılması veya tamamen kesilmesini takiben ortaya çıkar.



Zeka geriliğine en sık sebep olan genetik nedenlerden birincisi Down sendromu, İkincisi Fragile-X’tir.



-



Sendromun çıkmasına yetecek içme süresi ve miktarı değişkendir.



Doğru cevap: B



-



Hafif çekilme belirtilerinden delirium tremense dek değişen tablolarla seyredebilir. Doğru cevap: A



1 İl 05



A) Serotonin C) Asetilkolin



-



B) Norepinefrin D) Dopamin



Kimi hastalarda uyku bozukluğu, uykuya aşırı eğilim biçiminde görülebilir.



E) GABA Alzheimer hastalığında özellikle kolinerjik nöronlardaki yıkım belirgindir..... -



Özellikle hipokompal bölgede asetilkolin miktarında azalma ve atrofi görülür.



DELİRYUM NEDENLERİ



,



Beyinle ilgili nedenler - Serebrovasküler olaylar - İntrakranial enfeksiyonlar - Travmalar - Tümörleri - Epilepsi - Yoksunluk sendromları



Doğru cevap: C HO.Yİrmi beş yaşında erkek hasta bilinç bulanıklığı, ateş yüksekliği, terleme, ve kas katılığı nedeniyle acil servise getiriliyor. Fizik muayenede ateşinin 40°C, arteriyel kan basıncının 190/110 olduğu saptanıyor. Alınan öyküsünde hastanın şizofreni tanısıyla 2 yıldır haloperidol kullandığı, son bir aydır ilaç dozunun artırıldığı öğreniliyor.



Metabolik - Karaciğer, böbrek yetmezliği - Sıvı-elektrolit bozuklukları - Vitamin eksiklikleri - Hipertansiyon - Hipo-hiperglisemi - Adrenal patolojiler - Akut pankreatit - Hipertermi



Bu hastada gelişen tablo için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Kullandığı ilaç hemen kesilmelidir. B) Tedavisinde dantrolen kullanılır. C) Kan kreatin fosfokinaz düzeyleri artmıştır. D) Lökopeni görülür. E) Tedavi edilmediğinde %20 mortaldir. Nöroleptik malign sendrom vakası... -



Kan CPK düzeyleri ve lökosit sayısı artar.



-



Bu sendromun ölüm yüzdesi %15-25’dir.



-



Tedavisinde ilaç hemen kesilir, destekleyici tedavi ile birlikte dantrolen kullanılır.



Doğru cevap: D



Toksik -



Alkol Lityum C-Dopa Organofosfatlar Steroidler Karbonmonoksit Ergotamin Diğer cerrahi, MI travma kanama



Doğru cevap: E 112.Psikotik depresif nöbetle ilişkili olarak hangisi doğrudur?



Nöroleptik malign sendrom (yüksek ateş, terleme, kalp basıncı ve atışında artma, kas katılığı) nöroleptik ajan tedavisinin önemli bir yan etkisidir.



-



Çökkünlerde toplam uyku süresi kısalır, uyku derinliği azalır. REM uykusu normale göre uykunun başlangıç dönemine doğru kayar ve REM dönemleri daha uzun sürer.



A) Düşünce akışı hızlıdır. B) Spontan konuşma çoğunlukla vardır. C) Kendine yöneltilen sorulara çabuk ve detaylı cevap verir. D) Depersonalizasyon görülmez. E) Empotans sık görülür. Psiko depresif nöbet; çöküntülü b ir mizaç üzerinde hareket ve zihinsel etkinliklerde azalma ile belirlidir. -



Hastaya en basit işler güç gelir



-



Hipokondriak uğraşlar vardır



A) Depresyonlu hastaların çoğunda uyku bozulur.



-



Hastalık yavaş ve ilerleyicidir



B) Çökkünlüklerde toplam uyku süresi kısalır uyku derinliği azalır.



-



Fikir akımında, konuşmada yavaşlama



C) REM uykusu normale göre uykunun başlangıç dönemine doğru kayar.



-



Ruhsal yavaşlamaya paralel somatik yavaşlama vardır



D) Uykuya aşırı eğilim olabilir.



-



Barsak tembelliği ilaçlara dirençlidir



111.Depresyonla ilgili olarak hangisi yanlıştır?



E) REM dönemleri daha kısa sürer. Depresyonda uykunun ilk REM dönemine geçişte kısalma saptanmıştır. -



Uykuya dalmada güçlük, uykunun sık bölünmesi ya da erken uyanma olur.



-



Öncelikle bunaltılı çökkünlüklerde sabah erken uyanma ve uyanır uyanmaz ağır sıkıntı hastaların en çok tedirgin oldukları bir belirtidir.



Depersonalizasyon ve derealizasyon görülebilir. -



Empotans sık görülen bir semptomdur



Doğru cevap: E



PSİKİYATRI



109. Aşağıda kilerden hangisi Alzheimer hastalığıyla ilgili başlıca nörotrasmitterdir?



106



113.Deliryum hakkında hangisi yanlıştır? A) Kognitif (bilişsel) bozukluk gece gündüze göre daha kötüdür.



116.Aşağıda sıralanan ilaçlardan hangisi afyon ve afyon alkaloidlerine ait bağımlılık gösteren kişilerin tedavilerinde kullanılan özel ilaçtır? A) Barbitürat C) Deksedrin



PSİKİYATRI



B) Genellikle tedavisiz düzelir. C) Hasta hiperaktif olabilir.



B) Metadon D) Klorpromazin E) Diazepam



D) Otonomik bozukluklar olabilir. E) İlizyonlar olabilir. Deliryumda her zaman altta yatan organik bir neden vardır ve bu organik nedene yönelik tedavi yapılmazsa mortalite yüksektir.



Opioid bağımlılığının tedavisinde yoksunluk belirtilerini önlemek amacıyla metadon kullanılır...



Doğru cevap: B 114.Psikotik özellikli depresif nöbetle ilişkili hangisi yanlıştır? A) Suçluluk duygusu arttıkça günahkarlık ve kendini suçlama fikirleri ortaya çıkar. B) işitsel halusinasyonlar varsa tanı şizofrenidir.



-



Afyon alkoloidleri opioid grubu ilaçlar olarak bilinir ve klinikte narkotik analjezik olarak kullanılır.



-



Eroin, morfin, kodein ve papaverin bu gruptandır. Kötüye kullanımı ve bağımlılığı sık görülür.



Doğru cevap: B 117.Aşağıdaki hastalıkların hangisinde sodyum laktat infüzyonu semptomların ortaya çıkmasını tetikleyebilir?



C) Hastalık ağırlaştıkça mikromanik fikirler sanrı halini alır.



A) Obsesif-kompülsif bozukluk B) Panik bozukluğu C) Şizofreni D) Majör depresyon



D) Nihilistik sanrıları vardır.



E) Şizoaffektif bozukluk



E) Perseküsyon sanrılarına sık rastlanır. Psikotik özellikli depresyonda psikotik uyumlu algı bozuklukları görülebilir.



tabloyla



Düşünce içeriği,



Yatkın kişilerde, sodyum laktat infüzyonu yada karbondioksit inhalasyonu panik atağı ortaya çıkmasına neden olur. Doğru cevap: B



-



Suçluluk duygusu arttıkça günahkarlık kendisini suçlama fikirleri ortaya çıkar.



-



Suçluluk duygularını rasyonalize eder.



-



Tedavi olacağına inanmaz.



-



Hastalık ilerledikçe mikromanik fikirler sanrı halini alır.



118.Aşağıdakilerden görülmez?



hangisi



REM



uykusunda



A) Klitoral ereksiyon B) Nabız artışı C) Elektroensefalogramda delta dalgaları D) Soyut ve sürreal rüyalar.



Hipokondriak uğraşlar sanrı halini alabilir.



E) İskelet kası relaksasyonu



-



Algı bozukluğu gelişebilir.



-



Dikkati içe dönük olduğundan azalmıştır.



-



Bilinç bozukluğu yoktur.



-



Bellek kusuru yoktur.



-



İleri vakalarda uykusuzluk sürekli hal alır. Bazen katatonik hale gelirler.



Delta dalgaları uykunun 3. ve 4. fazında görülür. -



Penil ve klitoral ereksiyon, artmış nabız ve solunum sayısı, artmış kan basıncı, soyut ve sürreal rüyalar görme ve iskelet kası relaksasyonu REM fazında görülür.



-



REM fazı ortalama 90 dakikada bir görülür ve tüm uyku boyunca 5-6 kez tekrarlanır.



Doğru cevap: B Doğru cevap: C 115.Aşağıdaki gruplardan hangisinde intihar riski en yüksektir? A) Boşanmış kadın



B) Evli kadın



C) Dul kadın



D) Bekar kadın E) Boşanmış erkek



Boşanmış erkekler intihar riski en yüksek gruptur. Doğru cevap: E



119.Aşağıdakilerden hangisi marihuana kullanımının genel etkilerinden değildir? A) Zaman oryantasyonunun bozulması B) Cinsel arzu artışı C) Konjunktival hiperemi D) Hafıza bozuklukları E) iştah azalması



107



-



120.En az sedatif etkisi olan aşağıdakilerden hangisidir?



Esrar (marihuana) cinsel istek artışı, oryantasyon bozukluğu öfori, hafıza kusuru, deliryum, psikoz yapabilir.



-



A) Mirtazapin



ilaç



B) Mianserin



C) Klomipramin



Ayrıca konjunktival hiperemi, taşikardi, ortostatik hipotansiyon ve ağız kuruluğu da görülebilir.



antidepresan



D) Trazodon



E) Fluoksetin Fluoksetin b ir seçici serotonin geri alım inhibitörüdür. Sedasyon görülmesi beklenmez.



“Anksiyete Bozukluktani” başlıklı tabloya bakınız.



-



Mirtazapin ve Mianserin noradrenerjik - spesifik serotonerjik antidepresan (NaSSA) ilaçlar grubundadırlar ve sedatif etkileri belirgindir.



-



K lom ipram in bir trisiklik antidepresandır ve sedasyona yol açar.



-



Trazodon serotonin antogonisti ve geri alım inhibitörüdür. Sedatif etkisi belirgindir.



ANKSİYETE BOZUKLUKLARI Anksiyete bozukluklarında genel olarak GABA azalmış, Serotonin ve nörepinefrin düzeyi artmıştır. Anatomik olarak locus ceruleus, raphe nükleusu ve temporal-frontal serebral kortekste problem vardır. - Kadınlarda sıktır. - Genel semptomlar: titreme, sırt-baş ağrısı, solunum zorluğu, hiperventilasyon, otonomik hiperaktivite (taşikardi, terleme, flushing, diyare, kserostomi) yutkunma güçlü (globus histerikus)dur.



Dorğu cevap: E 121 .Aşağıdaki antidepresan ilaçlardan hangisinin ortostatik hipotansiyona yol açma riski diğerlerinden daha fazladır?



1) Panik bozukluğu: Spontan panik ataklarıyla karakterizedir. Agarofobili olabilir. % 5 0 hastada mi-tral valf prolapsusu vardır. Sodyum laktat atakları provoke eder. Kalıtım oldukça önemlidir. Nöbetler genelde haftada 2 kez gelir ve 30 dak. sürer. Kişinin savunma mekanizması regresyondur. Tedavide en etkili ajan imipramindir. Bilişsel ve sistemik desensitizasyon yapılabilir.



A) Reboksetin C) Fluoksetin



B) Venlafaksin D) Amitriptilin E) Duloksetin



2)



Obsesif Kompulsif bozukluk: Önlenemeyen düşünce (obsesyon) ve bu düşünceyi azaltmak için yapılan Am itriptilin b irtrisiklik antidepresandır ve antikolinerjik zihinsel veya bedensel hareketlerle (kompulsiyon) etkileri nedeniyle ortostatik hipotansiyon görülme karakterizedir. EEG anormallikleri vardır. En sık riski fazladır... kontrolcü ve temizlik düşkünü tipleri görülür. Kişinin savunma mekanizması yapıp bozma, yalıtma ve karşıt Fluoksetinde ortostatik hipotansyion beklenmez. tepki kurmadır. En etkili tedavi klomipramindir ancak dozu depresyon için kullanılan dozdan daha yüksektir.



Reboksetin, venlafaksin ve duloksetin etkileri ile hipertansiyona yol açabilirler.



3) Özgül fobi: bir nesne (köpek) veya durumdan (yükseklik) mantık dışı korku ve kaçınma ile karakterizedir. Ansiyete korkulan şeyle karşılaşınca olur. Agorofobi (açık alanlarda bulunmaktan korkma) ve klostrofobi (kapalı alandan korkma) tipik örnekleridir. Savunma mekanizmaları yer değiştirme ve yansıtmadır. 4)



Dorğu cevap: D



Sosyal fobi: Sosyal durumlardan mantık dışı korku ve kaçınma ile karakterizedir. Fobide en etkili tedavi sistemik desensitizasyondur. İlaçlardan en etkili olanlar MAO inhibitörleri ve propranaloldur.



5) Yaygın anksiyete bozukluğu: Her zaman bir şey olacak korkusu vardır. En az bir ay süreli kronik yaygın anksiyete vardır. Sempatik parasempatik semptomlar ve insomnia vardır. Tedavide benzodiazepinler kullanılır.



noradrenerjik



122.Yirmi yaşındaki hasta polis tarafından hastaneye getiriliyor. Polis memuru, hastayı bir trafik hatası yüzünden durdurduktan sonra kendisine kötü sözler söyleyip, yüzünü tuhaf bir şekilde buruşturduğunu anlatıyor. Hasta bunları isteyerek yapmadığını, psikiyatrik bir rahatsızlığı olduğunu söylüyor. Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?



6) Posttravmatik stress bozukluğu: Şiddetli psikolojik A) Şizofreni B) Tourette sendromu veya fiziksel travmadan sonra gelişir. Olay düşüncelerle tekrar tekrar yaşanır. En az semptomlar bir ay sürmelidir. C) Korsakoff sendromu D) Pick hastalığı Daha az sürerse akut stress bozukluğudur. İçine kapanma E) Delirium görülebilir. Savunma mekanizmaları regresyon, bastırma, yadsıma ve yapıp bozmadır. Tedavide psikoterapi ve Yüzdeki b ir takım tuhaf hareketler,kötü söz antidepresanlar kullanılır.



söyleme ve yüz buruşturma semptomlarındandır.



Doğru cevap: E



Doğru cevap: B



tourette sendromu



PSİKİYATRİ



Marihuana zehirlenmesinde iştah artışı olur....



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI 1.



Yedi yaşında çocuk bir üst solunum enfeksiyonunu takiben bir aydır devam eden işitme kaybı nedeni ile getiriliyor.



İŞİTMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ 1) Weber testi: Titreşen diapozon verteks (alın veya dişler) üzerine koyulur. Normal kulak orta hatta duyar. Tek taraflı sinirsel kayıpta titreşim sağlam tarafta duyulur (sağlam tarafa lateralize olur). İletim tipi kayıpta ise hasta kulağa lateralize olur. Amacı sinirsel ve iletim tipi kaybı birbirinden ayırmaktır.



Bu hastada aşağıdakilerden hangisi en olası tanıdır? A) Akut süpüratif otitis media B) Akustik nörinom C) Vestibüler nörit



2) Rinne testi: Hava yolu ile kemik yolu karşılaştırır. Normal kulakta rinne pozitiftir. Diapozon mastoit üzerindeki titreşimi bittiğinde kulağa tutulunca ses duyulmaya devam eder, iletim tipi kayıpta rinne (-) olur.



D) Effüzyonlu otitis media E) Dış kulak yolundaki buşon Çocuklarda işitme azlığının en sık nedeni efüzyonlu otitis media iken erişkinlerde işitme azlığının en sık nedeni dış kulak yolu buşonudur. -



Sekretuar (efüzyonlu=seröz) otitis media orta kulakta ateş, ağrı gibi enfeksiyon bulguları olmaksızın sıvı toplanmasıdır.



-



Klinik esas semptom işitme azlığıdır. Bazen ara ara olan ağrı ve tinnitus da bulunabilir.



-



Akut süpüratif otitis media orta kulak mukozasının infektif enflamasyonu olup temel semptomu işitme azlığından ziyade ateş, ağrı ve komplikasyonlarıdır.



-



Akustik nörinom en sık görülen serebellopontin köşe tümörü olup ileri yaşta ortaya çıkıp en sık semptomu tinnitus ve ilerleyici işitme kaybıdır.



-



Sol kulağında işitme kaybı şikayeti ile gelen hastaya diapozon ile yapılan muayenede Weber testi sağa lateralize bulunmuştur. Bu hastanın sol kulağındaki işitme kaybının nedeni aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Akut otitis media B) Glomus jugulare C) Erken dönem otoskleroz D) Seröz otitis media E) Koklear aplazi



Daha önce TUS’ta benzer b ir soru sorulmuştu... -



Doğru cevap: E 3.



Otuz sekiz yaşındaki erkek hasta gündüz uyuklama, iş performansında düşüklük, enerjik olamama şikâyetleri ile başvuryor. Eşinden alınan öyküye göre yatarken eskisine göre çok daha fazla horladığını öğreniliyor. Yapılan incelemerde vücut-kitle indeksi 35 kg/m2, boyun çevresi 45 cm olarak tespit ediliyor. Yukarıda tarif edilen hastada en ivi tedavi yöntemi aşağıdakilerden hangisidir? A) Kilo vermek C) Uvulektomi



Vestibüler nörit vestibüler sinir inflamasyonudur ve şiddetli baş dönmesi eşlik eder.



Doğru cevap: D 2.



3) Schvvabach testi: Hastanın kemik yolu ile hekimin kemik yolu karşılaştırılır. Normal veya uzamış Schvvabach testi denir.



Koklear aplazi sensorinorinal işitme kaybı yaparken diğer seçenekler iletim tipi işitme kaybına neden olurlar.



B) CPAP D) Septoplasti E) Tonsillektomi



En iy i tedaviyi sorduğuna dikkat edelim... -



Diğer seçenekler hastanın ihtiyacına göre OSAS’ta tedavide seçilebilir.



-



Ancak tüm hastalarda CPAP tedavisi işe yarar ve altın standart tedavidir.



OBSTRUKTİF UYKU APNE SENDROMU Obstruktif uyku apne sendromu, horlama ve uyku apneleri ile seyreden günümüzün sık hastalıklardandır. En önemli klinik bulguları arasında gündüz uyuklamaları, dikkat bozukluğu, sabah baş ağrıları, impotans ve yorgun hissetme sayılabilir. Bu hastalığın toplumda en önde gelen nedeni artmış kilo alımı veya obezitedir.Tanıda en önemli labaratuar test polisomnografi iken tedavide cerrahi ve CPAP (continue positive airvvay pressure)’dır. ilerleyici bir hastalık olup pulmoner arteryel hipertansiyon ve sonrasın sağ kalp yetmezliğiyle seyreden kor pulmonaleye yol açabilir. Doğru cevap: B



4.



Yirmi yedi yaşındaki erkek hastaya akut bakteriyel rinosinüzit teşhisi koyuluyor. Bu hastada oluşabilecek en sık komplikasyon aşağıdakilerden hangisidir? A) Mastoidit C) Menenjit



B) Preseptal selülit D) Beyin absesi E) Osteomiyelit



Sinüzit ve o tit komplikasyonları her zaman sorudur....



Kanalolitiazis; sem isirküler kanallarda otokonia birikmesidir. Koklear skleroz; orta kulakta orta kulakta değil iç kulakta olmalı spongioz kemik oluşumudur. Onkositom mitokondriden zengin tümör. Doğru cevap: C 6.



Glomus jugulare tümörü tanısı alan bir hasta için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



RİNOSİNÜZİT KOMPLİKASYONLARI



A) Pulsatil tinnitus görülür. B) İşitme kaybı görülür.



Sinüzit komplikasyonları 3 kategoride incelenir. 1. Orbital komplikasyonlar



C) Orta kulağın en sık benign tümörüdür.



2. intrakranial komplikasyonlar



D) Hemanjiomdur.



3. Kemik komplikasyonlar



E) Kranial sinir paralizileri eşlik eder



ORBİTAL KOMPLİKASYONLAR -



Ethmoid sinüzit en sık sebebidir.



5 alt gruba ayrılır:



Hemanjiom değil, b ir paraganglioma tümörüdür... Glomus Jugulare Tümörü: -



Orta kulağın en sık benign tümörüdür.



-



Tinnitus, ağrı, kulak bölgesinde pulsasyon, total işitme kaybı ve diğer kafa çiftlerine ait paraliziler görülür.



-



Paraganglionik cisimciklerden kaynaklanır.



-



Tümör cerrahi olarak çıkarılır.



a) Preseptal se lü lit: En sık s in ü z it ko m p li­ kasyondur. Göz kapağında ödem kızarıklıkla karakterizedir. Göz hareketleri bozulmaz, görme keskinliği etkilenmez.



Tinnitus nabız ile senkrondur.



b) Orbital selülit: Proptozis, kemozis, azalmış göz hareketleri, ağrılı göz hareketleri ve diplopi ile karakterizedir. Görme keskinliği normaldir. c) S u b p e rio s te a l abse: Periost ve lamina papyrecea arasındaki absedir. d) O rbital abse: Orbital selülitin ilerlemesi ile olur. Ciddi egzoftalmi, kemozis, tam yerleşmiş oftalmopleji ile karakterizedir. Tablonun ilerlemesi körlüğe yol açabilir.



Doğru cevap: D 7.



Aşağıdakilerden hangisi otosklerozda görülmez? A) Parakuzi B) Vertigo



e) Kavernöz sinüs trombüsü: Bu komplikasyon intrakranial kom likasyonlar içinde de değerlendirilebilir. Kemozis, orbital ağrı, proptozis ve oftalmopleji ile karakterizedir. En dikkat çekici özelliği karşı gözü de etkileyebilmesidir. Doğru cevap: B 5.



Dış kulak yolu epitelinin orta kulak ve mastoid hücrelere ilerlemesine ne ad verilir?



C) Recruitment pozitifliği D) Bozuk stapes refleksi (on-off etkisi) E) Schvvartze işareti A lçak frekansları tutan se n sö rin ö ra l işitm e kaybı o lm asıyla h a staların ses a rtış la rın a h a s sa siye ti atmıştır. Buna recruitment p o z itif denilir ve Meniere de görülür... OTOSKLEROZ



A) Koelasan mastoidit C) Kolesteatom



B) Kanalolitiazis



D) Koklear skleroz E) Onkositom



-



Kulak cerrahisinin en önem li konusu., tanımını iy i bilmek gerekir...



Klinik oval pencerede yerleşenler başlangıçta iletim tipi işitme kaybı ilerleyen dönemlerde sensoryal işitme kaybına neden olur.



Kolesteatom, dış kulak yolu epitelin orta kulağa oradan da mastoid hücrelere ilerlemesiyle oluşur. K oalesan m a s to id it; akut otitis medianın en sık komplikasyonu olup mastoid hücrelerinin inflamasyonudur.



Otik kapsülün (iç kulak ve labirenti saran sert kemik doku) primer hastalığıdır ve patolojik olarak spongiöz kemik oluşumu vardır. En sık oval pencerede (fissula antevestibuli) yerleşir. Nadiren yuvarlak pencere ve kohleada da görülebilir.



Parakuzi: Gürültülü ortamda daha iyi duyma olur. Bütün iletim tipi kalıplarda görülür.



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



İL*.



Tanı:



-



En sık etken S. Pneumoniae, ikinci H. İnfluenza iken üçüncü sırada M. catarrhalis



-



iletim-mikst-sensörinöral olabilen işitme kaybı



-



Normal diskriminasyon



-



On-off etkisi(stapes refleksi) tipiktir.



-



Antibiyoterapi



-



2000 Hz’de kemik yolunda düşme olur (carhart çentiği)



-



Antihistaminikler



-



Nazal ve sistemik dekonjestanlar



-



Schvvartze işareti (zarda pembelik olması)



-



-



Aile hikayesi olması



Antienflamatuvar, analjezik ve anipiretikler (ateş düşürücüler)



-



Simetrik progresif işitme kaybı



-



Parasentez



Tedavide :



Doğru cevap: C



Doğru cevap: D



8.



10. Aşağıdakilerden hangisi nazofarenks karsinomu için yanlıştır?



Pott’s puffy tümörü (absesi) tanısı alan hastada aşağıdaki sinüzitlerden hangisinin olma ihtimali en yüksektir? A) Frontal C) Ön etmoid



A) Epstein Barr virüsü etyolojide rol oynar B) En sık boyun kitlesi ile başvururlar



B) Maxiller D) Arka etmoid



C) Efuzyonlu otite neden olurlar



E) Sfenoid



D) Tedavisi öncelikle cerrahidir E) En sık indiferansiye karsinom gelişir.



Sinüzit komplikasyonlarını iy i bilmeliyiz.... -



Kemik osteom yeliyitine periost altında pü birikebilir.



Nazofarenks kanserinin tedavisinde cerrahinin yeri yoktur. Tedavisi RT ve KT dir.



-



Pott’s puffy tümörü (absesi); frontal sinüzitte görülen frontal kemik osteomiyeliti sonucu gelişir.



NAZOFARENGEAL TÜMÖRLER



Doğru cevap: A 9.



-



Etyolojide EBV sorumlu



-



Nazofarenkste en sık karsinom



İki buçuk yaşında akut otitis media tanısı alan hasta için aşağıdakilerden hangisini önermezsiniz?



-



En sık semptom boyunda kitledir.



-



En sık tutulan kranial sinir N. Abducens



A) Antibiyoterapi



-



Kısa sürede lenfatik metastaz servikal lenf bezlerine yayılım



C) Parasentez D) Mastoidektomi



-



Erişkin hastada tek taraflı seröz otitis mediada nazofarenks kanserleri akla gelmelidir.



E) Sistemik dekonjestan tedavisi



-



Burun kanamasına neden olabilirler



-



6 . kranial sinir tutulumuna bağl diplopi olabilir.



-



Tedavide öncelikle RT + KT dir, cerrahi yapılmaz.



B) Analjezik tedavisi



AOM tedavisi ve komplikasyonları KBB’de her zaman sorulmuştur. Bilmek durumundayız. -



Mastoidektomi, kolesteatom (kronik otit) cerrahisinde yapılır.



AKUT OTİTİS MEDİA (AOM) -



AOM en sık 6-13 aylarda görülür. Orta kulak mukozası ve mastoid hücrelerin infektif



inflamasyonudur. -



Evde viral enfeksiyon geçiren kişi varlığı Etiyolojide tuba östakinin gelişimini tamamlamamış olması en önemli nedendir.



-



İlk 7 yaşa kadar çocuklardaki östaki tüpü;



-



Daha kısa, daha yatay



-



Fonksiyonel daha az matür



-



Yoğun goblet hücre içeriği



-



ÜSYE sonrası asendan yolla geçiş



Doğru cevap: D 11. Effüzyonlu otitis media hakkında aşağıdakilerden hangisi doğru değildir? A) Çocuklarda iletim tipi işitme kaybının en sık nedenidir. B) Çocuklarda ateş, boğaz ağrısı, kulak ağrısı ilk bulgulardır. C) Yetişkin hastalarda nazofarenks kitlesi tutulmalıdır.



akılda



D) Tedavide antibiyoterapi denenir. E) Kemikçik zincirde erozyon yapabilir. Effüzyonlu otitis medianın semptomlarından başlayıp komplikasyonlarına kadar uzanan b ilgi sorusu.



11



EFÜZYONLU OTİTİS MEDİA (Seröz Otitis Media)



BENİNG POZİSYONEL PAROKSİSMAL VERTİGO



-



Sekretuar (efüzyonlu=seröz)otitis media



-



-



Orta kulakta ateş, ağrı gibi enfeksiyon bulguları olmaksızın sıvı toplanması



Birçok vakada etiyolojisi bilinmez, (kafa travmaları, ani baş hareketleri)



-



Kanalolitiazis: Utrikulden kopan otokonyalar endolenf içinde en sık posterior semisirküler kanal içinde toplanır.



-



Orta kulak mukozası metaplaziye uğrayarak goblet hücre sayı ve salgısı artışı



-



En sık 3-8 yaşta



-



-



Allerji, viral-bakteriel enfeksiyonlar ve östaki disfonksiyonu sorumlu



Baş hareketleri ile ortaya çıkan 10-20 sn’de sonlanan baş dönmeleri vardır.



-



En sık posterior semisirküler kanal BPPV görülür.



-



En sık semptom iletim tipi işitme kaybı



-



Derin boyun enfeksiyonu olmaz **TUS**



-



Tanı: Provakasyon testleri (Dix-Hallpike manevrası, modifiye barany testi, simon vb.)



Tedavi: **TUS**







Latent periyodu (2-3 sn) olan nistagmus



Antibiyotik







Horizontal rotatuvar nistagmus



-



Dekonjestan







1 dakikadan az süren (yorulan) nistagmus



-



Antihistaminik



-



Test tekrarladıkça nistagmus azalır.



-



Antienflamatuar



-



Tedavi: repozisyon manevraları (epley manevrası).



-



Mukolitik



-



Adenoidektomi



-



Ventilasyon tüpü zarın anterior inferioruna takılır.



-



Doğru cevap: B 13. Nazofarengeal anjiofibrom için aşağıdakilerden hangisi doğru değildir? A) Genç erkeklerde sık görülür. B ) Oksipital, sfenoid ya da periostiumundan gelişir.



Doğru cevap: B 12. Yirmi sekiz yaşında bayan hasta, baş dönmesi şikâyeti ile başvuruyor. Hasta özellikle, baş hareketleri ile beraber kısa süreli baş dönmesi ve bulantı kusmadan şikayetçi olduğunu ifade ediyor. Nörolojik muayenesinde özellik bulunmayan hastanın, bilateral timpanik membranları olarak tespit ediliyor. Spontan nistagmusu saptanmıyor. Odyometrik incelemeleri normal sınırlar içinde tespit edilen hastada DixHallpike testi sol tarafta (+) bulunuyor. Bu hastada hangisidir?



en



olası



tanı



aşağıdakilerden



etmoid



kemiklerin



C) Spontan kanamalar görülür. D) Adölesan dönem sonrası kendiliğinden gerileme görülebilir. E) En sık semptom boyunda kitledir. Dikkat! Nazofarengeal tüm ör ile karıştırmayın... E şıkkı nazofarengeal tümörün en sık bulgusudur... NAZOFARENGEAL ANJİOFİBROM -



Juvenil anjiofibrom oksipital, sfenoid ya da ethmoid kemiklerin periostiumundan gelişen bir tümördür.



-



8-15 yaş erkeklerde sık görülür.



C) Meniere hastalığı



-



Burun kanaması, burun tıkanıklığı ilk belirtilerdir.



D) Vertabrobaziler yetersizlik



-



Adelösan dönem sonrası kendiliğinden spontan gerileme görülebilir.



A) Vestibüler nörit B) Benign paroksismal pozisyonel vertigo



E) Akut serebrovasküler oklüzyon Baş dönmesi kliniği önemlidir. Vaka ayırımı yapabilmek gerekir... Vestibüler nöritte spontan nistagmus, kısa değil saatler süren şiddetli baş dönmeleri vardır. Meniere’de ek olarak işitme kaybı, kulakta dolgunluk, çınlama gibi şikayetler olur.



Doğru cevap: E 14. Akut otitis media tanısı alan üç buçuk yaşındaki çocukları için endişeli olan anne-baba bu hastalığın nedenini öğrenmek istiyor. En doaru açıklamanız aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Adenoid hipertrofisi



Nörolojik hastalıkların ise sadece baş dönmesi ile klinik vermesine pek rastlanılmaz, muhakkak etkilenen bölgeye bağlı nörolojik defisit ( elde,ayakta uyuşma, konuşmada zorlanma,bilinç kaybı vs..) eşlik eder.



B) Palatin tonsil hipertrofisi C) Sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirme öyküsü D) Gelişimini tamamlamamış tuba östaki E) Nazal septum deviasyonu



1- »■'’ •



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



j- '



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



A ku t otitis medianın fizyopatolojisi soruluyor... AKUT OTİTİS MEDİA (AOM) -



İlk üç yaşta her üç çocuktan ikisi en az bir kez AOM geçirir. AOM en sık 6-13 aylarda görülür.



-



Orta kulak mukozası ve mastoid hücrelerin infektif inflamasyonudur.



-



AOM için risk aktörleri:



-



Erkek olmak



-



Biberonla beslenme



-



Erken AOM geçirme



-



Sosyoekonomik düzey



-



Pasif sigara içimi



-



Aile hikayesi



-



16. Sol kulakta işitme kaybı ve ağrı tarifleyen 32 yaşıdaki erkek hastanın yapılan fizik muayenesinde ateşi 38,5 °C olarak ölçülüyor, sol kulak zarı hiperemik ve bombe olarak değerlendiriliyor. Antibiyotik ve dekonjestan başlanan hastanın ilerleyen günlerde sol nazolabial olukta silinme ve yüzün sol yarısında kuvvet kaybı gelişiyor. Yukarıdaki hastada en uvaun tedavi yaklaşımı aşağıdakilerden hangisidir? A) Timpanoplasti C) Kulak damlası



B) Miringotomi D) Adenoidektomi



E) Mastoidektomi Güzel b ir vaka sorusu.... -



Anatomik olarak fasial sinir timpanik memran ile yakın komşuluk gösterir.



Evde viral enfeksiyon geçiren kişi varlığı



-



Etyolojide östaki tüpü immatürasyonu en önemli nedendir, ilk 7 yaşa kadar çocuklardaki östaki tüpü; Daha kısa, daha yataydır. Fonksiyonel daha az matürdür. Yoğun goblet hücre içeriği mevcuttur



Timpanik segmenti bu bölgenin püy ile dolması sonucu etkilenir



-



Hastada fasial paralizi gelişmiş bu nedenle absenin boşatılması için miringotomi yapılmalıdır



-



Tedaviye antibiyotik ile devam edilmelidir.



Doğru cevap: D 15. Sol dış kulak yolunda kızarıklık, şişlik ve ısı artışı tarif eden 37 yaşındaki erkek hastada yüksek ateş var. Bu hastada yukarıdaki kliniğe sebep olması en muhtemel ajan patojen aşağıdakilerden hangisidir?



Doğru cevap: B 17. Geçirdiği motorsiklet kazası sonrası panfasiyal fraktürü olan hastanın cerrahisinde Mk yapılması gereken rekonstrüksiyon aşağıdakilerden hangisidir?



A) Pseudomonas aeruginosa B) Streptococcus pneumoniae



A) Orbita



B) Nazal kemik



C) Maksilla



D) Mandibula E) Zigoma



C) Staphylococcus aureus D) Moraxella catarrhalis E) Haemophilus influenzae Eksternal o tit yaz mevsimlerinde kbb’nin en sık hasta grubunu oluşturur... Akut Lokalize Otitis Externa (Fronkül)



Maksillofasiyal kırıklar plastik cerrahide çok sorulur... -



Panfasiyal fraktürlerde öncelikle yüz yüksekliği oluşuturulmalıdır.



-



Yüz yüksekliğini en çok oluşturan kemik mandibula olduğundan önce mandibular rekonstruksiyonu yapılmalıdır.



Doğru cevap: D En sık etken S. aureustur. Akut Diffuz External Otit (Yüzücü Kulağı) En sık bakteriyel patojen P. aeruginosa’dır. Diğer sık patojenler S. aureus ve Proteus mirabilistir. Dış kulak yolunda ağrı, ödem ve akıntı yapar. Tragus hassasiyeti vardır. Nekrotizan (Malign) External Otit



18. Başın yer çekimine karşı vertikal hareketlerinin algılanması aşağıdakilerden hangisinin görevidir? A) Sakküi B) Utrikül C) Kupula D) Vertikal semisirküler kanal E) Posterior semisirküler kanal



Tipik olarak yaşlı diabetiklerde veya diğer immunsuprese hastalarda görülür. Temporal kemik ve kafa tabanı osteomiyeliti, menenjit, beyin apsesi gibi derin dokulara yayılım vardır. En sık etken P.aeruginosa’dır. Progressif ve ölümcül seyreder.



Sakküi: vertikal hareketler



Doğru cevap: A



Utrikül: horizontal plandaki hareketler



Vestibulun önemli anatomik yapıları



Cupula: semisirkuler kanalların sonundadır. Rotasyon hareketlerini algılar



Anjiofibrom: nazofarenskse çıkar. Genç erkeklerde görürlür. Kokuya neden olmaz



Doğru cevap: A



Vazomotor rinit: burunun sempatik ve parasempatik dengesi ile ilgili rinit bulgularının olmasıdır. Kokusu yoktur.



19. Endolenfin üretim yeri neresidir? A) Stria vaskularis C) Dış tüylü hücreler



B) Endolenfatik kese D) Reissner membranı E) Kupula



Teorik bilgi sorusu.... -



Stria vascularis’te üretilen endolenf, endolenfatik kesede emilir.



-



Bu fizyoloji endolenfin artışı ile karakterize Meniere hastalığı için önemlidir.



-



Endolenfatik kese : endolenfin emildiği yerdir



Doğru cevap: A 20. “ Ailen testi” klinikte çok sık kullanılır edilir. Bu test ne için kullanılır? A) Elde dolaşımını değerlendirmede B) Ayak dolaşımını değerlendirmede C) El bileği eklem açıklığını değerlendirmede D) Ayak bileği eklem açıklığını değerlendirmede E) Servikal lorduzu değerlendirmede İlk bakışta atipik b ir soru olarak görülsede klinikde çok önemli b ir test.... -



Eli besleyen radial ve ulnar arterden birinin tıkalı olup olmadığını test etmeye yarar.



-



Her türlü yaralanma veya cerrahi olarak yapılacak işlemlerde eğer arterlenden birinin bağlanması gerekiyorsa eldeki dolaşım ın yeterli olması gereklidir..



Doğru cevap: A



Rhinitis medikamentosa: Kullandığımız ilaçlara bağlı görlen rinitleri. Antihipertansif ilaçlar ve özellikle topikal dekonjestan etkili (otrivin) burun spraylerine bağlı gelişir. Doğru cevap: E 22. Derin fasyayı geçmeyen cilt ve ciltaltı dokusunu tutan, kemiğe inmeyen derin ülserasyonlarla karakterize bası yarası evre kaçtır? A) I



B) II



C) III



D) IV



E) V



Bası yaraları plastik cerrahi alanına girer... Evre 1 bası yarası: deride eritem ve ödem. Bası kalkınca iyileşir. Evre 2 bası yarası: dermişe ilerlemiş yüzeyel nekroz var. Konservatif tedavi ile iyileşir Evre 3 bası yarası: deride nekroz. Lezyon cilt altına inmiştir. Lezyon kas fasyasının altına inmemiştir. Enfeksiyon eklenebilir. Tedavisinde cerrahi gerekebilir. Evre 4 bası yarası: lezyon kemiğe kadar inmiştir. Evre 5 bası yarası: lezyon kemik içine, ekleme, vücut boşuklarına ilerler. Osteomyelit, patolojk kırk, eklem dislokasyonu, iç organ fistülleri görülebilir. Doğru cevap: C 23. Aşağıdaki hastalıklardan hangisi insan ısırığının tedavisi için doğru verilmiştir? A) Yara sütüre edilmez



21. Burun kabuklanma ve kötü kokuyla karakterize hastalık aşağıdakilerden hangisidir?



B) Debride edilmez C) Kültür alınmaz D) Antibiyotik gerekmez E) Önemsizdir



A) Septumun kanayan polibi B) Anjiofibrom C) Vazomotor rinit D) Rinitis medikamentosa E) Kronik atrofi rinit Burunda “kötü koku" bu sorudaki anahtar bilgidir... Kronik atrofik rinit: Burun mukozasında yaygın atrofi ve bu zeminde sıklıkla klebsiella ozena üremesi ile karakterizedir. Kötü kokulu kabuklanmaya yol açar. Tedavi yoktur. Seprumun kanayan polibi: Septumda çıkar. Polip gibi büyüyüp kanadığı için bu isim verilmiştir. Benigndir. Tedavisi cerrahi eksizyondur.



Hayvan ısırıklarına göre insan ısırıklarında enfeksiyon riski daha yüksektir.... -



En sık hayvan ısırığı köpektir.



-



İnsan ısırıklarında % 50 streptokoklar etkendir.



-



Yara temziliği yapılır Debritman yapılır



-



Enfekte yaralardan kültür alınabilir.



-



Profilaktik antibiyotik verilir.



-



Özellikle el ısırıkları sütüre edilmez. Yüz ve gövde yara iyi görünüyorsa sütüre edilir.



Doğru cevap: A



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



3



24.



Mandibula kırıkları en sık hangi lokalizasyonda olur?



Kaslara göre Sınıflama A) Favorable (olumlu- nondeplase): kaslar kırık uçlarını yanyana tutuyor.



A) Kondil B) Koronoid



B) Unforable (olumsuzuçlarını uzaklaştırıyor.



C) Ramus D) Corpus E) Simfizis



deplase): kaslar kırık



Kırık hattında dişlerin varlığına göre sınıflama Klas 1: her iki kırık tarafında diş var



Direk bilgiyi içeren b ir soru....



Klas 2: kırık hattının tek tarafında diş var, diğer taraf adentilöz Klas 3: kırık hattının iki tarafında adentilöz Doğru cevap: C 27.



Aşağıdakilerden yanlıştır?



hangisi



tripot



kırığı



için



A) infraorbital sinir hasarlanabilir B) Periorbital ekimoz C) Maloklüzyon D) Yüzde şekil bozukluğu E) Kemozis Maloklüzyon mandibula kırıklarının bulgusudur.... Doğru cevap: A



Tripod kırıkları (zigomatikomaksiller fraktürler)



25. “ TRIPOT kırığı” hangi oluşumun fraktürü sonucu ortaya çıkar? A)



Nasal fraktür



B) Maxilla fraktürü



C)



Frontal fraktürü



D) Orbita fraktürü



E) Zigoma fraktürü Teorik bilgi sorusu.... -



Zigomatik kemik frontal; maxilla, temporal kemik ile üç ayağı ile birer bağlantı yapar. Bu bağlantılarının üçünün birden kırılmasına tripot kırığı denir.



-



Yanağa direkt gelen darbeler ile oluşur



-



Zigomatik ark ile birlikte maksiller antrumun anteriomedial duvarıda kırılır, bu kırığa frontal kemik ve orbital kırıkta eşlik edebilir



-



Ağrı ve uyuşukluk



-



Trismus



-



Diplopi - hifema - enoftalmus



-



Periorbital ekimoz



-



Göz hareketlerinde kısıtlanma



Doğru cevap: E 26. Mandibula kırıklarında kırık hattının her iki tarafında da sağlam diş yoksa hangi tip kırıktır? A) Clas 1 B) Clas II C) Clas III D) Deplase E) Non-deplase Mandibla kırıklarında sınıflaması tedavi prensiplerine göre yapılır....



Doğru cevap: C



28. Aşağıdakilerden hangisinde ossifikasyona yolaçan bir hastalıktır?



kokleada



30.



Benign pozisyonel vertigo tedavisinde hangisinin yeri yoktur?



A) Aminoglikozid kullanımı



A) Semont manevrası



B) Büllöz mirinjit C) Menenjit



B) Vetibuler nörektomi C) Kanalit repozisyon manevrası



D) Presbiakuzi E) Süper semisirkuler kanal dehissansı



D) Endolenfatik kese cerrahisi E) Epley manevrası



Menenjit geç dönem komplikasyonu sorulmuş....



E ndolenfatik kese cerrahisi, meniere hastalığında endolenf direnajını sağlamak için yapılır.... Bu açıdan bakıldığında kolay b ir soru...



-



Menenjit hastalarında kokleada ossifikasyon geç dönemde başlar ve yavaşça ilerler



-



Buna bağlı hasta işitmesini yavaş yavaş kaybeder



Benign pozisyonel vertigo tedavisi:



Eğer bu durumda tanı geçirkirse hasta işitmesini çok büyük oranda kaybeder



Semont manevrası: repozisyon menevrasıdır



En kritik bilai bu durumda hasta koklear implant şansını da kaybeder. -



Çünkü koklear implantda elektrod kokleanın içine gönderilmektedir.



-



Eğer ossifikasyn gerçekleşirse bu mümkün olmayacaktır.



V e s tib u le r n ö re kto m i: Tüm vestibuler sistem baş dönmelerinde yapılabilir. Kanalit repozisyon manevrası: Otolidleri utriküle geri getirmek için yapılır. E ndolenfatik kese c e rra h is i: Meniere hastalığında uygulanır. Eplev manevrası: Repozisyon manevrasıdır.



Doğru cevap: C



Doğru cevap: D 29. Baş boyun kanserlerinde erken evre tümörlerde bile öncelikle tedavide radyo-kemoterapi seçilen kanser bölgeleri aşağıdakilerden hangisidir? A) Oral kavite-



31.



Dumbell ya da kum saati şeklinde görülen tümörler aşağıdakilerden hangi bölge tümörde görülürler? A) Parafaringeal tümörler



orofarenks



B) Paranasal sinüs- nazofarenks C) Larenks -hipofarenks



B) Posterior boyun tümörleri C) Transglottik tümörler



D) Nazofarenks-orofarenks E) Tükrük bezi- troid



D) Hipofarenks tümörleri



Baş boyun kanserlerinde genel yaklaşım tümörün temiz cerrahi sınırlar ile çıkarılmasıdır... İleri evre tümörler inop olarak kabul edilebilir. Ancak erken evre tümörlerde uygun genel yaklaşım şöyledir:



E) Yüzeyel parotis tümörleri Klinikde kullandığımız tipik b ir radyoloji bulgusu... -



Parotis derin lobu tümörleri parafarangeal alana doğru büyürler Burdaki stilomandibular Ilgamandan dolayı tümör ortadan sıkılmış gibi kum saati şeklinde görülür.



1. Larenks kanserleri: Cerrahi tedavi sonrasında RT, KT verilebilir. 2. Hipofarenks kanserleri: Cerrahi tedavi sonrasıdna RT, KT verilebilir. 3. Oral kavite tümörleri: Cerrahi tedavi sonrasıdna RT, KT verilebilir. 4. Paranasal bölge ve sinüs tümörleri: Cerrahi tedavi sonrasıdna RT, KT verilebilir 5. N azofarenks tü m rö le ri: Çoğu indiferansiye karsinomdur. Bu tümörlerde cerrahinin veri yoktur. Hasta RT, KT tedavisi alır 6. O rofarenks tü m ö rle ri: Bu hastalarda erken evrelerde cerrahi yapılabilir ancak RT sonuçları çok başaraılı olduğundan son yıllarda özellikle Tonsilla palatina tümörlerinde RT, KT verilmektedir. Doğru cevap: D Doğru cevap: A



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



115



32. Burundan nefes alamama şikayeti ile başvuran hastanın hikayesinde uzun süreli topikal dekonjestan kullandığı öğreniliyor. Bu hastanın hangisidir?



en olası tanısı aşağıdakilerden



A) Perenial allerjik rinit C) Gustatuar rinit



B) Atrofik rinit D) Rinitis medikamentosa



E) Ozena Tipik b ir p oliklinik hastası....



Baş boyun tüm örlerinde boyuna lenfatik metastaz olabileceğinden boyun diseksiyonları en sık uygulanan ameliyatlardır... Boyun diseksiyonlarında amaç sağ kalımı uzatmak için lenfatk dokualerı ve beraberinde yumuşak dokuları eksize etmektir. Bunu yaparken korunan anatomik yapıların sayılarına göre diseksiyonlar tiplendirilir. Boyun diseksiyonunun ne kadar geniş olacağı ve tipine aynı zamanda primer tümörün yerleşim yerine görede karar verilir. Boyun diseksiyonu sınıflandırması



Rhinitis medikamentosa: -



Kullandığımız ilaçlara bağlı görlen rinitleri.



-



Antihipertansif ilaçlar ve özellikle topikal dekonjestan etkili (otrivin) burun spreylerine bağlı gelişir.



Radikal boyun diseksiyonu: internal karotid arter korunur. SKM kası, intrenaljugülerven, aksesuar sinir, submandibuler bez, boyundaki yağ ve lefatik dokular çıkarılır. Modifiye radikal boyun diseksiyonu:



Doğru cevap: D 33. Altmış yaşında erkek hasta 20 yıldır sol kulağında iltihaplı kulak akıntısı şikayeti ile başvuyor. Sol kulak kanalına baskı uygulandığında hastada baş dönmesi ve nistagmus ortaya çıkıyor. Bu hastanın tanısında aşağıdakilerden hangisini düşünülmeldir?



-



Tip 1: internal karotis arter + aksesuar sinir korunur



-



Tip 2: internal karotis arter + aksesuar sinir + internal iuauler ven korunur



-



Tip 3: internal karotis arter + aksesuar sinir + internal iuauler ven+ SKM kası korunur



Doğru cevap: D



A) Yuvarlak pencereyi etkiyen otit 35. Konjenital sağırlıkta çocuklarda işitmenin sağlanması ve dil gelişimi için koklear implant cerrahisi uygulanabilir. Bu yöntem seçilmiş hastalarda çok iyi sonuçlar verir.



B) Kulak zarı perfore C) Akut mastoidit D) Epidural abse E) Lateral semisirkuler kanalda erozyon Hastada yapılan muayene yöntem i FİSTULA testidir...



Aşağıdakilerden hangisi koklear implantasyon cerrahisi için kontrendikasvondur?



-



Bu testin pozitif olması perilenfatik fistülü gösterir.



A) Usher sendromu



-



Ancak seçeneklerde perilenfatik fistül yok



-



Bu durumda vestibülü etkileyen bir kemik defekt araştırmak gerekir.



B) Michel deformitesi C) Geniş vestibüler akuadukt



-



Kronik otiti olan hastalarda kolesteatom en sık lateral sem isirkuler kanalı erozyona uğratır. Böylece dış kulak yoluna uygulana basınç direkt vstibule geçerek nistagmus ve baş dönmesine yolaçar.



-



Diğer seçeneklerde vestibul bütünlüğünü bozan hastalık yoktur.



Doğru cevap: E 34. Radikal boyun diseksiyonudan yapılardan hangisi rezeke edilmez? A) Submandibuler bez B) internal juguler ven C) Aksesuar sinir D) İnternal karotid arter E) Sternokleidomastoid kas



D) VVaardenburg sendromu E) Alport sendromu Koklear implantlar günümüzde sıkça kullanılır. İşitme cihazından fayda göremeyecek tüm hastalara koklear implant yapılır. Eğer koklear implant yapılamıyorsa beyin sapı implantı yapılır. Koklear implant kontrendikasyonları:



aşağıdaki



1. Michel deformitesi: Koklea yoktur. İmplant kokleaya konulamaz 2. Dar internal akustik kanal: 8. Kranil sinir yoktur. Kokleadaki implant işe yaramaz 3. Menenjite bağlı koklear skleroz: Tüm koklea skleroze olup kapanır. İmplant kokleaya ilerletilemez. Usher sendromu: konjenital sensorinorinal kayıp + retinitis pigmentosa



Geniş vestibuler aquaduktus: ilerleyici sinirsel kayıp. En sık radyolojik anomali. Mondini deformitesi ile birlikte görülür.



38. Yenidoğan işitme taramasında riski olmayan bebeklerde ilk yapılması gereken test aşağıdakilerden hangisidir?



VVaardenburg sendromu: sinirsel işitme kaybı + pigmentasyon bouklukları (beyaz perçem, iridokromi)



A) Otoakustik emisyon B) Akustik refleks C) Odiometri



Alport sendromu: böbrek hastalığı + sinirsel işitme kaybı



D) ERA (evoked response audiometri)



Doğru cevap: B



E) VVeber-



36. Burnun arterial beslenmesini sağlayan damarlardan hangisi Kisselbach pleksusuna dal vermez? A) A. ethmoidalis anterior



Yenidoğan işitm taraması dünyada ve ülkemizde artık rutin olarak yapılmaktadır.... -



Riski olmayan bebekler: Hızlı ve ucuz olan Otoakustik emisyon ile taranır. Otoakusitk emisyon kulağa verilen sesde dış tüvlü hücrelerin oluşturduğu emisyonu ölçer.



-



Riskli bebekler: Sendromik, asfiktik, hiperbiluribinemi, küvezde kalmak gibi durumlarda ilk test beyin sapı reflekslerinin bakılmasıdır (evoked response auidometri)



B) A. sfenopalatina



C) A. labialis superior D) A. palatina majus E) A. ethmoidalis posterior



rinne testi



Burun kanamalarını en sık olduğu ye r Kisselbach pleksusudur (LİTTLE BÖLGESİ) 1. Anterior etmoid arter 2. Sfenopalatin arter 3. Majör palatin arter 4. Superior labial arter



Doğru cevap: A 39. Parotis sintigrafinde sıcak nodul olarak görülebilen 2 tümör aşağıdakilerden hangisinde birlikte verilmiştir?



Doğru cevap: E A) Pleomorfik adenom - vvhartin tümörü B) Onkositoma - vvhartin tümörü



37. Toplumda en sık görülen baş dönmesi sebebi aşağıdakilerden hangisidir?



C) Adenoid kistik karsinoma- onkositoma D) Mukoepidermoid karsinoma- vvhartin



A) Bening paroksismal pozisyonel vertigo B) Vestibuler nörinit C) Meniere hastalığı D) Superior semisirkuler kanal dehissansı E) Perilenfatik fistül Toplumda görülen en sık baş dönmesi BPPV’dir.... -



Utriküldeki otolitlerin koparak semisirkuler kanala kaçması ile oluşurlar.



-



Otolitler en sık posterior semisirküler kanala kaçarlar.



-



Provakosyon testlerinde o



Latent periyodu olan f5-10 snl



o



Horizontal ve rotatuar (20-30 snt



o Yorularak sonalanan PI5-20 snt nistagmus vardır. -



Tedavisi: repozisyon manevraları ile otolitler tekrar ütrikülüsa ittirilirler.



E) Adenokarsinoma - pleomorfik adenom Parotis tümörlerinde tanısal olarak en fazla bilgi veren İİABdir. Ancak İİAB yetersiz kaldığında sintigirafi tanıda yardımcı metod olabilir. -



Onkositik hücreler mitokondriden zengindir.



-



Yine vvhartin tümörü onkositik hücreler içerebilir.



-



Bu sebepten dolayı onkositom ve vvhartin tümörü sintigrafi daha hipermetabolik görülürler.



Doğru cevap: B 40. Erişkinlerde derin boyun enfeksiyonlarının en sık etyolojisi aşağdakilerden hangisidir? A) Odontojenik enfeksiyonlar B) Üst solunum yolları enfeksiyonları C) Yabancı cisimler D) Yüzeyel enfeksiyonların yayılması E) Konjenital boyun kitleleri



Superior semisirkuler kanal dehissansı: semisirkuler kanalda 3. Pencere açılır. Bu sebepten dolayı fenestra vestibuliden iletilen ses bu 3. Pencereden emilir. Hastada iletim tipi kayıp olur. Bu hastalarda tipik oalrak yüksek sesde baş dönmesi oluşur (tulio fenomeni)



Çocuklar: En sık üst solunumu yolu enfeksiyonlarından kaynaklanır



Doğru cevap: A



Erişkinler: En sık diş enfeksiyonundan kaynaklanırlar



Derin boyun enfeksiyonları m ediastinite ile rle yip ölümcül olabilirler. Bu açıdan çok önemlidirler...



Doğru cevap: A



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



7



1



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



1 18



41. Otosklerozun en sık lokalizasyonda başlar? A) Fissula antefenestra C) Yuvarlak pencere



hangi



anatomik



B) Fissula postfenestra D) Koklear sinir



E) Fenestra vestibuli Otosklerozun etyolojisi bilinmeyen b ir hastalıkdır......



Fasyal p a ra liz i He gelen hastada ayırıcı tanı çok önemlidir.... Bells paralizi: en sık fasyal paralizi, idiopatik, HSV ile ilişkilendirilebilir Moebius sendromu: konjenital olarak 6-7 CN sinir çekirdeklerini bilateral olmaması.



Tipik başlangıç yeri oval pencere (Fenestra antevestibuli) ön tarafıdır.



Melkersson-Rosenthal sendromu: tekrarlayan fasyal paralizi, asimetrik yüz ödemi



-



Buraya fissula antefenestra denilir.



Ramsey hunt sendromu: kulak zonası, ağrılı veziküller



-



Kızamık virüsü ile yüksek ilişkilidir.



-



Doğru cevap: A 42. Aşağıdakilerden hangisi transvers temporal kemik kırıklarında daha az görülür? A) Spontan nistagmus ile beraber vertigo B) Sensörinöral işitme kaybı C) Fasiyal paralizi



Guillain-barre sendromu: bilateral fasyal paralizinin en sık sebebi Progresif fasyal paralizi: fasyal sinirden kaynaklı veya sinire bası yapan bir tümör Transvers temporal kırık: Hemotimpanium Longitudinal travmatik kırık: dış kulak younda kanama Doğru cevap: C



D) Hemotimpanium E) Dış kulak yolunda kanama Temporal kemik kınkları longitudinal ve transvers olarak ikiye ayrılır. Farkları her zaman soru kaynağıdır......



44. Vokal kord hastalıklarından hangisi en sık sigara ile ilişkilidir? A) Vokal kord nodülleri B) Vokal kord kistleri C) Vokal kord polipleri D) Vokal kord kontak granülomu



Temporal kemik kırıklarının karşılaştırılması Longitudinal kırıklar



Transvers kırıklar



%80



%20



Lateral travma



Oksipital veya frontal travma



Minör travma



Şiddetli travma



Kemikçik hasarı sık



Otik kapsül kırığı sık



İletim kayıp sık



Sinirsel kayıp sık



Vertigo nadir



Vertigo sık



Dış kulakta kanama



Orta kulakta kanama



Fasyal paralizi nadir



Fasyal paralizi sık



BOS kaçağı nadir



BOS kaçağı sık



Hemotimpanium nadir



Hemotimpanium sık



E) Vokal kord reinke ödemi Toplumda çok sık görülen b ir durum sorulmuş.... Reinke ödemi -



Vokal ligaman ile vokal kasın aramdaki potansiyel boşluk olan reinke boşluğudur.



-



Bu boşluğu superficial lamina propria oluşturur.



-



Tipik olarak sigara içen hastalarda bu boşlukta oluşan ödem sesin kalınlaşmasına neden olur.



-



Tedavisi: Sigaranın bırakıldıına emin olunduktan sonra gerekliyse cerrahidir.



Kontakt granulom: Daha çok entubasyona bağlı travmatik olarak posterior kordda gelişen granulomlardır.



Doğru cevap: E



Doğru cevap: E



43. Rekürren fasiyal paralizi, rekürren oro-fasiyal ödem ve lingua plicata (fissürlü dil) triadı ile karakterize idiyopatik fasiyal paralizi tablosu hangisidir?



45.



Aşağıdakilerden hangisi endikasyonlarından değildir?



tonsillektomi



B) Moebius sendromu



A) Tonsilde malignite şüphesi B) Tonsilde durdurulamayan kanama C) Hipertrofik tonsillerin konuşma bozukluğuna neden olması



C) Melkersson-Rosenthal sendromu D) Ramsey hunt sendromu



D) Hipertrofik tonsillere bağlı disfaji E) Yarık damak



A) Bell paralizisi



E) Guillain-barre sendromu



T o n s ille k to m i K B B ’de ameliyatlardandır... -



en



s ık



y a p ıla n



Yarık damak: hastanın burundan sıvı ve hava kaçağı olur. Tonsilla palatina ve adenoid dokusu yer kaplaması nedeniyle bariyer görevi görür ve hastanın şikaytlerini azaltır.



-



48. Aşağıdaki semptom ya da bulgulardan hangisinin Meniere hastalığında bulunma olasılığı en düşüktür? A) Vertigo B) Kulakta dolgunluk C) Ataxi



Tonsillektomi ve adenoidektominin en önemli kontrendikasvonudur.



D) İşitme kaybı E) Tinnitus



Doğru cevap: E



Meniere tanı kriterleri sorulmuş... 46. Aşağıdakilerden hangisi sinüzit komplikasyonu değildir? A)



Orbital selülit



-



Meniere hastalığı (endolenfatik hidrops) ataklar halinde seyreden özellikle sakkül ve skala mediada distansiyonla karakterize bir hastalıktır.



-



Tanı kriterleri:



B) Orbital abse



C) Periorbital selülit



D) Septum absesi



o Vertigo,



E) Menenjit



o



Septumun sinüsler ile iliş k is i olmadığından septumda abse olmaz.... Sinüzit komplikasyonları (özet) 1. Orbital komplikasyonlar: En sık komplikasyondur a. Preseptalselülit:Sinüzitinensıkomplikasyonudur. En sık ethmoid sinüzitde görülür. b. Orbital selülit: göz hareketlreini bozar c. Subperiosteal abse d. Orbital abse e. Kavernöz sinüs trombusu 2. Beyin komplikasyonları a. Menenjit b. Epidural abse c. Subdural abse d. intraserebral abse



-



Kulakta dolgunluk,



o



İşitme kaybı,



o



Tinnitus



M eniere h a s ta lığ ı: Alçak frekansları tutan sensorinöral işitme kaybı vardır.



Akustik nörinom: Diskriminasyon skorunun düşük olduğu yüksek frekansları tutan tek taraflı sensörinöral işitme kaybı vardır. Vestibüler nörit: İşitme normaldir. Dorğu cevap:C 49. Boynun orta hattında, yutkunmakla hareket eden ve dil dışarı çıkarıldığında yerinden oynayan kistik yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) Tiroglossal fıstül C) Dermoid kist



E) Tiroglossal kist



e. Sinüs trombusu 3. Kemik komplikasyonları: (osteomyelit): En sık frontal sinüzit, Periostun altına biriken pürülasyona bağlı şişiliğe Pott’s puffy tümörü denilir Doğru cevap: D 47. Yenidoğanda stridorun en sık görülen 2 sebebi aşağıdakilerden hangisidir?



Boyun k itle le rin in k lin ik ayırıcı tanılarını bilm ek lazım... Tiroglossal kist duktus tiroglossus kaynaklı bir kist olup orta hatta ve hyoid kemikle bağlantılıdır. Yutkunmakla ve dili dışarıya çıkarmakla hareket eder.



A) Larengeal kistler-larengomalazi



Brankial kist ve kistik higroma yutkunmakla hareket etmez.



B) Konjenital subglottik stenoz-vokal kord paralizisi C) Vokal kord paralizisi-konjenital larengeal web



Dermoid kistler orta hattadır. Çoğunlukla çene altında görülür.



D) Larengomalazi-



vokal kord paralizisi



E) Konjenital larengeal web-larengeal kistler Yenidoğan stridorunun en sık sebebi laringomalasidir... -



B) Brankial kist D) Kistik higroma



Stridorun 2. En sık sebebi ise vokal kord paralizisir.



Doğru cevap: D



Brankial kist servikal sinüs ve 2. brankial yarık kalıntısıdır. Sternokleidomastoid kasın ön kenarında olup yutkunmakla hareket etmez. Mobildir ve ağrısızdır. Doğru cevap: A



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



119



50. Otitis medianın komplikasyonları aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



hakkında



A) En sık komplikasyonu koalesan mastoidittir



A) Sifiliz



B) Subperiostal abse görülebilir



C) Yabancı cisim



C) En sık intrakranial komplikasyonu beyin absesidir D) Gradenigo sendromu bir komplikasyon olarak ortaya çıkabilir E) Akut otitis mediada görülen fasial paralizide otitis media tedavisi uygulanır A ku t S üpüratif Otitis Medianın Kom plikasyonlarını bilm ek lazım.... 1) Ekstrakranial komplikasyonlar -



Koalesan m astoidit: komplikasyonudur.



AOM ’nın



en



Subperiostal abse: en sık postauriküler bölgede görülür. Buradan yayılabilir. Sternocleidomastoid adeleye yayılırsa Bezold absesi, digastrik adalenin venter posterioruna yayılırsa citelli absesi denir.



-



Fasial paralizi: AOM’da neden fasial sinirin mikroor­ ganizmalarla etkilenmesidir tedavisi AOM gibidir. Kronik otitis mediada ise kolestatoma bağlıdır ve acil cerrahi dekompresyon yapılır.



-



Labirentit: labirent fistülü oluşur. En sık lateral semisirküler kanalda olur. Seröz labirentitte işitme kaybı ve vestibüler bozukluk geri dönüşümlüdür. Ancak süpüratif labirentitte kalıcıdır. Petrozit: Gradenigo sendromuna yol açabilir. Gra­ denigo sendromu kronik otit, fasial paralizi, vertigo ve 5. sinir dallarında ağrı ile karakterizedir. 6. sinir paralizisi de olabilir.



2) İntrakranial komplikasyonlar: -



Ekstradural abse: Juguler vene basıldığında kulak akıntı-sının artması tipik bulgusudur.



-



Subdural abse



-



Beyin absesi: otitis mediadaki en sık ölüm nedenidir. Ensefalit, latent ve genişleme safhaları vardır. KİBAS ve fokal nörolojik bulgular görülebilir.



-



-



-



Lateral sinüs tromboflebiti: En sık hemolitik strepte-koklarla olur. En karakteristik bulgusu bacaklı ateştir. Mastoid tepede hassasiyete neden olur (greisinger belirtisi). Tanıda Tobey-Ayer ve Ouenckenstedt testleri yardımcıdır. Menenjit: AOM’nın en sık intrakraninal komplikasyonudur. Fokal veya difüz olabilir. Fokal olanda BOS’da lökositoz vardır ancak bakteri izole edilemez. Difüz tipte lökositoz ve bakteri saptanır. Otitik hidrosefali: AOM’dan birkaç hafta sonra KİBAS bulgularının ortaya çıkması ile karakterizedir. Tedavide AOM ortadan kaldırılır. Görme kaybını önlemek için mutlaka BOS basıncı düşürülmelidir.



Doğru cevap: C



B) Sinüzit D) Paranazal sinnüs tümörü E) Tonsil tümörü



Yaşlılarda ve çocuklarda tek taraflı kanlı kötü kokulu akıntı sebebi farklıdır..... -



Genellikle 50 yaşından sonra tek taraflı tıkanıklık, tek taraflı kanlı ve kötü kokulu akıntı paranazal sinüs tümörünü akla getirmelidir.



-



Küçük çocukta tek taraflı akıntı yabancı cisim düşündürmelidir.



sık



-



-



51. Altmış yaşında bir hastada tek taraflı kanlı ve kötü kokulu burun akıntısı varsa en olası tanı nedir?



MENİERE HASTALIĞI - Meniere hastalığı: endolenfatik hidrops ataklar halinde seyreden özellikle sakkül ve skala mediada distansiyonla karakterize bir iç kulak hastalığıdır. - Patogenez: Endolenf salınım fazlalığı ve emilim azlığı vardır.



- Klinik:



Ataklar halinde gelen vertigo ile karakterizedir. Vertigonun hastayı uykudan uyandırması tipiktir.Vertigo ile beraber bulantıkusma ve dengesizlik olabilir. Vertigo birkaç dakika veya gün sürebilir.Baş dönmesi ile beraber



alçak frekansları tutan sensörinöral işitme kaybı vardır.Tekrarlayan ataklarla Fiat tip (tüm frekansları tutan)sensörinöral işitme kaybı olur. Hastaların ses artışlarına hassasiyeti atmıştır. IdB’lik bir artışı bile farkedebi lirler. Buna recruitment pozitif denir.



- Tanı kriterleri: Şu dört kriterden ikisi ile tanı konur. - Vertigo - Kulakta dolgunluk - işitme kaybı - Tinnitus - Ayırıcı tanı: Benign pozisyonel paroksismal vertigo , vestibüler nöronit ve akustik nörinom . - Tedavi: Dietteki tuz azaltılmalıdır. Potasyumdan zengin gıdalar alınmalıdır.Sigara, kahve ve stres atağı presipite eder. Vazodilatörler, diüretikler (asetozolamid) kullanılır. Tedaviye rezistan vakalarda medikal (Gentamisinle) veya cerrahi labirentektomi veya vestibüler sinir kesilmesi gerekebilir. Meniere kesin tanısı: çalışmalarla konulur.



postmortem



histopatolojik ID: 13Î 023



Doğru cevap: D



52. On beş yaşında tekrarlayan abondan burun kanaması ve burun tıkanıklığı ile başvuran bir erkek hastada aşağıdakilerden hangisi öncelikle düşünülmelidir? A) Nazofarenks karsinom B) Larengeal anjiofibrom C) Nazofarengeal anjiofibrom



Seroz otitis media: zar görüntüsü vaskularize ve matdır. Tuba blokajı vardır. Akustik nörinom: Progresif sinirsel işitme kyabı ve tinnitus eşlikeder Meniere: tipik olarak tekrarlayan verito epizodları, sinirsel tip işitme kaybına yol açar



D) Sinüzit



OTOSKLEROZ



E) VVegener granülamatozis Genç e rkekde te k ra rla y a n b u ru n kanam ası = nazofarengeal anjiofibrom.... -



Nazofarengeal anjiofibrom, androjen hormonu ile ilişkilendirilen bu yüzden SADECE erkeklerde görülen benign bir tümördür.



-



Tekrarlayan burun kanaması ve burun tıkanıklığıyla seyreder.



-



Adolesan dönemde büyümesi durur.



-



Tedavisi öncelikle cerrahidir.



-



Boyun metaztasına yolaçamaz.



Doğru cevap: C 53. Perinöral invazyon yaparak sinir yoluyla ilerleme olasılığı en sık olan malign tükrük bezi tümörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Adenokarsinom B) Adenoid kistik karsinom C) Asinöz hücreli karsinom D) Mukoepidermoid karsinom E) Karsinom ex-pleomorfik adenom Adenokarsinom un k lin ik ve prognozda en önem li özelliği sorulm uş..... -



Adenoid kistik karsinom, submandibuler ve minör tükrük bezlerinin en sık görüln malign tümörüdür.



-



Tüm tükrük bezi mlign tümörlerine 2. En sık görülendir, (en sık mukoepidermoid karsinom)



-



Perinöral invazyon yapma eğiliminden dolayı cerrahi sonrası nüks ve metastazlara sık ratlanır.



Doğru cevap: B 54. Progresif iletim tipi işitme kaybı olan, kadınlarda ve 40 yaş civarında ortaya çıkan, zar görüntüsü normal ve tuba blokajı olmayan bir hastada hangisi düşünülmelidir? A) Presbiakuzi



B) Seröz otitis media



C) Akustik nörinom D) Otoskleroz E) Menier hastalığı Tipik b ir otoskeroz vakası sunulmuştur... Presbiakuzi: ileri yaşda, kulağın fizyolojik yaşlanmasına bağlı, sinirsel tip işitme kaybı yaparç



- Otik kapsülün (İç kulak ve labirenti saran sert kemik doku) primer hastalığıdır ve patolojik olarak spongiöz kemik oluşumu vardır. Otopsi raporlarında kadınlarda %20 erkeklerde %10 oranında görülür. Genellikle bilateraldir,%20 vakada multifokaldir. - En sık oval pencerede (Fenestra antevestibuli) yerleşir. Nadiren yuvarlak pencere ve kohleadada görülebilir. Etyoloji olarak bilinememektedir.%50 vakada inkomplet otozomal dominant geçiş vardır.



- Tam



Flor-çinko eksikliği, puberte, menopoz ve hamilelik semptomları alevlendirir. Osteogenezis imperfektada sık görülür. Kızamık virüsü ile ilişkilidir Histoloji Matür ve immatür olarak ayrılır. - Matür: vaskülarizasyon ve enzimatik aktivite azdır, sklerotiktir ve yavaş seyreder.



- İmmatür: vaskülarizasyon ve enzimatik aktivite fazladır, ilerleyicidir. Klinik - Oval pencerede yerleşenler iletim tipi işitme kaybına yolaçar. Stapes oval pencereye fixe olur. - Kohleayı tutan otosklerozda sensorinöral işitme kaybı oluşur.



Tanı - İleti-mikst-sensörinöral olabilen işitme kaybı - Normal diskriminasyon - On-off etkisi (stapes refleksi) tipiktir. - 2000 Hz’de kemik yolunda düşme olur(charhot çentiği) - Schv/artze işareti (promontorium üzerinde ostblastik aktivitesi olan vaskularize kemikten timpanik mebrana yansıayn kırmızılı)



- Aile hikayesi olması - Simetrik progresif işitme kaybı Tedavi



Semptomatik tedavi uygulanır. - Aktif dönemde flor verilerek yeni kemik inaktıf hale getirilir. - İşitme kaybı 25dB’igeçtiğinde stapedektomi yapılarak teflon piston konur.Bu ameliyatla işitme düzeltilebilir. İD: 13i 024



Doğru cevap: D



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



122



55. Tumarkin krizleri ile karakterize aşağıdakilerden hangisidir?



hastalık



A) Costen hastalığı



B) Otoskleroz



C) Kronik otitis media



D) Meniere hastalığı



56. Nazofarenks karsinomunun semptomları aşağıdakilerden doğru olarak verilmiştir? A) Akıntı ve yutma güçlüğü C) Kanama ve kitle



E) Koleastatom Meniere hastalığının tipik yere düşme, yığılma şeklinde olan ataklardır. Hastanın bilinci açıktır.



görülür. Buradan yayılabilir. Sternocleidomastoid adeleye yayılırsa Bezold absesi, digastrik adalenin venter posterioruna yayılırsa citelli absesi denir.



- Fasial paralizi: AOM’da neden fasial sinirin mikroorganizmalarla etkilenmesidir tedavisi AOM gibidir. Kronik otitis mediada ise kolestatoma bağlıdır ve acil cerrahi dekompresyon yapılır.



-



Ağrı, akıntı, kanama, çınlama geç ortaya çıkan semptomlardır.



-



Tedavide ilk kemoterapidir



-



Cerrahi tedavinin yeri yoktur.



- Petrozit: Gradenigo sendromuna yol açabilir. Gradenigo sendromu kronik otit, fasial



yapılacak



radyoterapi



ve



Doğru cevap: E 57. Süpüratif otitis medialı hastada ateşin titremelerle 40°C ye kadar çıkıp terlemelerle düştüğü septik tablo oluşursa ve retroauriküler bölge ile o taraf boyuna basmakla hassasiyet saptanırsa hangi komplikasyon düşünülmelidir? A) Beyin apsesi



- Labirentit: labirent fistülü oluşur.En sık lateral semisirküler kanalda olur. Seröz labirentitte işitme kaybı ve vestibüler bozukluk geri dönüşümlüdür. Ancak süpüratif labirentitte kalıcıdır.



D) Tinnitus ve kanama



Nazofarenks karsinomunda ilk semptomlar işitme azlığı ve boyunda kitledir....



en___şık



- Subperiostal abse: en sık postauriküler bölgede



B) Ağrı ve işitme azlığı



E) İşitme azlığı ve boyunda kitle



AKUT SÜPÜRATİF OTİTİS MEDİANIN KOMPLİKASYONLARI 1) Ekstrakranial komplikasyonlar - Koalesan mastoidit: AOM’nın komplikasyonudur.



Mk karşılaşılan hangisinde en



B) Menenjit



C) Serebellum apsesi



D) Lateral sinüs tromboflebiti



E) Extradural apse Orta kulak ve m astoid boşluklarındaki enfeksiyon lateral sinüse ulaşabilir ve lateral sinüs tromboflebiti yapabilir.



paralizi, vertigo ve 5. sinir dallarında ağrı ile karakterizedir. 6. sinir paraliziside olabilir.



-



Titremelerle ateş yükselir ve bol terleme ile düşer.



-



2) İntrakranial komplikasyonlar: - Ekstradural abse: Juguler vene basıldığında kulak akıntısının artması tipik bulgusudur.



Ateş 39-40C’ye çıkabilir. Şiddetli baş ağrısı boyuna bası ile ağrı oluşur.



-



Papil ödemi görülebilir.



- Subdural abse - Beyin absesi: otitis mediadaki en sık ölüm ne denidir.Ensefalit,latent ve genişleme safhaları vardır. KİBAS ve fokal nörolojik bulgular görülebilir.



- Lateral sinüs tromboflebiti: En sık hemolitik streptekoklarla olur. En karakteristik bulgusu bacaklı ateştir. Mastoid tepede hassasiyete neden olur (greisinger belirtisi). - Menenjit: AOM’nın en sık intrakraninal komplikasyonudur. Fokal veya difüz olabilir. Fokal olanda BOS’da lökositoz vardır ancak bakteri izole edilemez.



■ Otitik



hidrosefali:



AOM’dan birkaç hafta sonra KİBAS bulgularının ortaya çıkması ile karakterizedir. Tedavide AOM ortadan kaldırılır.



Görme kaybını önlemek için mutlaka BOS basıncı düşürülmelidir. İD: 13İ085



Doğru cevap: D



Dorğu cevap: D 58. Minör tükrük bezlerinde en sık görülen malign tümör hangisidir? A) VVarthin tümörü B) Mukoepidermoid karsinom C) Asinik celi karsinom D) Adenoid kistik karsinom E) Malign mixt tümör Tüm tü krü k b e zlerinin m align tüm örü deseydi.... Mukoepidermoid karsinom demek gerekirdi... -



Tüm tükrük bezlerinde görülebilen adenoid kistik karsinom (silendiroma) submandibuler ve minör bezlerinin en malign tümörüdür.



-



Minör tükrük bezi tümörlerinin % 50’den fazlasını oluşturur.



-



Perinörai boşluklara invazyon ve sinirler boyunca yayılımla beyne ulaşabilir.



-



Çok ağrıya sebep olur. Lezyon yavaş büyür ancak prognoz kötüdür.



-



Yüz felci kötü gidişi gösterir. Perinoral invazyondan dolayı cerrahi çıkarımı zordur.



61. Aşağıdakilerden hangisi ani işitme kaybına neden olmaz?



Doğru cevap: D 59. Parotis bezinin en sık aşağıdakilerden hangisidir?



A) Perilenf fistülü malign



tümörü



A) Mikst adenom B) Mukoepidermoid karsinom C) Skuamöz hücreli korsinom



Presbikuzi yaşlılarda görülen fizyolojik işitme kaybıdır, progresifdir, ani gelişmez...



ANİ İŞİTME KAYBI



D) Adenoid kistik karsinom E) Adenokarsinom Mukoepidermoid karsinom parotis bezinin en sık malign tümörüdür... Doğru cevap: B



Üç gün içinde, en az 3 frekansda, 30 desibelden fazla sensorinörinal işitme kaybı olmasına ani işitme kaybı denir.



o



Genellikle tek taraflıdır.



-



Viral labirintit (kaba kulak)



-



Akustik travma



A) Longitidünal kırıklarda transvers kırıklara göre fasial sinir hasarı riski daha fazladır.



-



Ototoksik ilaçlar(aminoglikozitler,furosemid gibi)



B) Tüm temporal kemik kırıklarının %80’i longitidünal kırıktır.



-



Vaskülerlabirint arter emboli, tromboz,spazm veya hemorajileri



C) Longitidünal kırıklarda en sık inkudostapedial eklemde ayrılma görülür.



-



O to im m ü n ite :p e rile n fte ki antijen - antikor kompleksleri ile olur.



D) Transvers kırıklar oksipital veya frontal bölgeye gelen darbelerle oluşur.



-



Perilenf fistülü: İşitme kaybı progresiftir ve dalgalanma gösterir. Beraberinde tinnitus ve vertigoda bulunabilir.Tanıda fistula testi kullanılır, 2/3 vakada pozitiftir. Tedavisinde fistül oblitere edilir. Kafa içi basınç arttığında (öksürme, ıkınma, yük kaldırma) en zayıf yer olan oval pencere açılır.



E) Transvers kırıklarda sensörinöral işitme kaybı görülür. TEMPORAL KEMİK KIRIKLARI Petröz apekse parelel uzananlara longitidünal,dik uzananlara transvers kırık denir. Longitidünal kırık: o o



Tüm temporal kemik kırıklarının %80’ini oluşturur.



o



Hemoraji ve fay hattı vardır. Kemikçiklerde dislokasyon olabilir.



o



En sık inkudustapedial eklemde ayrılma görülür.



o



Doğru cevap: D 62. En sık görülen tükrük bezi tümörü hangisidir? A) VVarthin tümörü



Temporal bölgeye gelen darbelerle oluşur. Orta ve dış kulaktan geçer.



o İşitme kaybı ileti tipidir. Fasial paralizi %10-20 vakada görülür ve genellikle ödeme bağlıdır,



-



o



Nedenleri;



60. Temporal kemik kırıkları hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



-



B) Viral labirintit



C) Labirint arter embolisi D) Presbiakuzi E) Ototoksik ilaçlar



B) Benign mixt tümör C) Mukoepidermoid karsinom D) Adenoid kistik karsinom E) Asinik celi karsinom Tüm tükrük bezi tümörlerinin % 80-85’in i benign mixt tüm ör (pleomorfik adenom) oluşturur...... -



Bu nedenle geç dönemde ortaya çıkar.



Transvers kırık: o



Temporal kemik kırıklarının %20’sini oluşturur.



o



Oksipital veya frontal bölgeye gelen darbelerle oluşur.



o



Kırık hattı iç kulaktan geçer. Hemotimpanium olabilir.



o



Sensörinöral işitme kaybı,tinnitus.vertigo ve bulantı-kusma vardır. %50 vakada fasial paralizi vardır ve travmayla beraber oluşur. Acil tedavi gerektirir.



Doğru cevap: A



Tükrük bezi tümörlerinin çoğunluğu (yaklaşık % 80’i) parotiste, sonra submandibuler bez ve damağın minör tükrük bezlerinde görülür.



-



Pleomorfik adenom iyi sınırlıdır.



-



Kapsüllü olmasına rağmen hastalık incelemede tümör hücrenin kapsülü azan multipl uzantılar ancak satellit nodüller nedeniyle cerrahi sonrası nüks (%10) oranda görülür.



-



20-40 yaş arası sıktır, deri veya siniri invaze etmez.



Doğru cevap: B



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



123



63. Yaşlı erkeklerde % 10 çift taraflı olabilen, kistik alanlar içeren ve zemininde lenfoma gelişebilen tükrük bezi tümörü hangisidir?



-



Veziküller patlatılmamak ve temiz tutulmalıdır. Erken safhada oral ve topikal Asiklovir başlanmalıdır.



Doğru cevap: E



A) VVarthin tümörü 66. Çocukluk yaş grubunda görülen işitme azlığının en sık nedeni hangisidir?



B) Pleomorfik adenom C) Adenoid kistik karsinom D) Mukoepidermoid karsinom



A) Akut süpüratif otit media



E) Malign mikst tümör



B) Buşon C) Kolesteatomalı kronik otit media D) Efüzyonlu otitis media



VVhartin tümörünün en önemli bilgileir verilmiştir... -



Papiller kistadenoma lenfomatozum (VVarthin tümörü) benign tükrük bezi tümörlerinin % 10’u olup yaklaşık % 10’u çift taraflıdır.



-



Sigara ile ilişkilidir.



-



İçerdiği onkositik hücrelerden solayı sintigrafide tutuluma yolaçar



-



Asıl sebebi Tuba disfonksiyonudur.



-



Büyük çoğunluğu parotiste görülen tümör yaşlılarda ve erkekte 7-10 kat fazla görülür.



-



Mat, vaskularize kulak zarı vardır. İnflamasyon bulguları yoktur.



-



Malign Lenfoma gelişebilir.



-



İşitme azlığı esas semptomdur. Ara ara olan ağrı ve çınlama da bulunabilir



-



Orta kulakta serözden, koyu mukoide kadar değişen pürülan olmayan bir effüzyon bulunmaktadır.



-



Tedaviye cevap vermeyen hastalarda kulağa ventilasyon tüpü tatbik edilir.



E) Schvvannom Efüzyonlu otitis media, çocukluk yaş grubunda görülen işitme azlığının en sık nedenidir.....



Doğru cevap: A 64. “ Büllöz mirinjit” in etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Mycoplasma



olabilen



bakteri



Bakteri sorduğuna dikkat edelim.... -



Büllöz mirngitde en sık etken Virüslerdir.



-



Öksürük ve kulak ağrısı birlikte ise M. Pnömonia düşünülebilir



SEKRETUAR OTİTİS MEDİA



- Efüzyonlu=seröz otitis media orta kulakta enfeksiyon bulguları olmaksızın sıvı toplanmasıdır. - En sık 3-8 yaşta görülür. Erişkin hastalarda seröz otitis media görüldüğünde nazofarinks karsinomundan şüphelenilmelidir.



- Etyoloji:Tam



Doğru cevap: A sendromunda



bulunmayan



A) Kulak kepçesinde ağrılı herpetik lezyonlar B) Fasial paralizi C) Vertigo D) işitme kaybı E) Orta kulakta enfeksiyon Fasyal sin irin duyusal gangliyonunda latent kalan virüsün aktive olması ile hastalık oluşur. İşitme kaybına yo l açmaz... -



veya



B) S. aureus



C) Aspergillus niger D) Pseudomanas aeruginosa E) Branhamella catarhalis



65. Ramsey-Hunt hangisidir?



obstruksiyonu



Herpes zoster’in fasial sinirin genikulat ganglionunu tutmasına “Ramsey Hunt sendromu” denir Dış kulak yolunda ve kulak kepçesinde ağrılı herpetik lezyonlar



-



Fasial paralizi



-



Vertigo



-



Sensorinöral işitme kaybı vardır



bilinmemektedir. Allerji, viralbakteriel enfeksiyonlar ve östaki disfonksiyonu suçlanmıştır. İçlerinde en önemlisi viral



infeksiyondur. - Patogenez: İrritasyona bağlı orta kulak mukozası metaplaziye uğrayarak goblet hücre sayı ve salgısı artar. Orta kulakta mukoid materyal birikir. Kıvamı değişebilir. Çok yapışkan olduğundan ‘glue ear’ denir.



- Klinik: Esas semptom işitme azlığıdır.Çocuklarda işitme azlığının en sık nedenidir. Bazen ara ara olan ağrı ve tinnitusta bulunabilir. Otoskopik muayenede kulak zarı mat, vaskularizedir. Orta kulakta pürülan olmayan efüzyon vardır. Havasıvı seviyesi veya hava kabarcıkları görülebilir. Retraksiyon cepleri olabilir.



- Tedavi:



21 günlük antibiyotik tedavisi ve dekonjestan verilir. Semptomlar geçmezse retraksiyon cebi oluşmuşsa ve rekürren otitis media varsa ventilasyon tüpü takılır. İD: 13i 163



Doğru cevap: D



-



Tümör temporal kemiği erode ederek büyür.



-



B) Otoskleroz C) Otitik hidrosefalus



Tümörün vasküler yapısından pulsatil tinnitus ön plandadır.



-



Orta kulağa açılırsa timpanik membranın arkasında mavi renkli lezyon olarak görülür.



D) Trigeminal nevralji E) Perilenf fistülü



-



Tümörler büyüyüp juguler foramen sendromuna ( IX, X, ve XI tutulumu) yol açabilir.



67. Fistula testi hangisinin tanısında kullanılır? A) Lermojez sendromu



Tipik b ir muayene bulgusu....



Doğru cevap: A



Fistula testi: -



-



69. “ Vestibüler Nörinit” için hangisi yanlıştır?



tragusa basmakla veya pnömatik otoskopla dış kulak yolu basıncı değiştirildiği zaman baş dönmesi ve nistagmus ortaya çıkmasıdır.



A) Viral enfeksion sonrası olur B) Ani başlayan baş dönmesi ve dengesizlik ile karakterizedir.



Labirent fistülü olan hastaların 2/3’ünde pozitiftir.



C) Sensorinöral işitme kaybı bulunur. Lerm oyez se n d ro m u : Meniere sendromunun çok benzeyen klinik tablo Doğru cevap: E



D) Tinnitus ve kulakta dolgunluk hissi bulunmaz. E) ilk 48 saat içinde belirgin düzelme olur Vestibüler nörinit’de işitme normal sınırlardadır.



68. Orta kulağın en sık görülen benign tümörü hangisidir? A) Glomus tümörü C) Lenfoma



B) Osteom D) Menenjiom E) Kondrom



-



Tinnitus ve kulaklarda dolgunluk görülmez.



-



Bulantı-kusma tabloya eşlik edebilir.



Doğru cevap: C 70. Kulakta akıntı, diplopi ve göz arkasında ağrı ile seyreden hastalık aşağıdakilerden hangisidir?



O rta k u la ğ ın en s ık b e n ig n tü m ö rü : G lom us jugularedir...



A) Mastoidit B) Gradenigo sendromu



ORTA KULAK TÜMÖRLERİ -



Orta kulağın en sık malign tümörü skuamoz hücreli karsinomdur. Orta kulağın en sık benign tümörü glomus jugularedir.



GLOMUS TÜMÖRLERİ -



Embriyolojik dönemde paraganglia hücreleri sempatik gangliyonların içine göç ederler.



-



Paragangliomalar ekstra-adrenal paraganglia hücrelerinden kaynaklanan nörendokrin tümörlerdir.



-



Bazen fonksiyonel olup noradrenalin ve dopamin salgılayabilirler.



1. Glomus timpanikum: -



Orta kulak kaynaklı olanıdır.



-



Glossofaringeal sinirin timpanik daimden (jacobson siniri) kaynaklanır.



-



Timpanik zarın arkasında pulsatil kırmızı renkli lezyon görülür.



-



C) Otitis media D) Labirentit E) Temporal kemikte vertikal kırık Diğer adıyla petroz apeks sendromu olarak bilinir... -



Kronik otit (kulak akıntısı) sonrası gelişen



-



petrozit 5. ve 6. siniri petroz apekse yakınlığı nedeniyle etkileyerek diplopi ve ağrı oluşturur.



-



Buna Gradenigo sendromu denir.



Doğru cevap: B 71. Semisirküler kanallardan sol posterior kanal aşağıdakilerden hangisi ile sinerjistik olarak eşleştirilmiştir? A) Sol horizontal kanal C) Sol anterior kanal



B) Sağ horizontal kanal D) Sağ anterior kanal



E) Sağ posterior kanal Denge site m in in çalışm ası sağ ve s o l vestibulde eşleşmeler vardır... Sol posterior kanal — sağ anterior kanal ile eşleşir



Hastada pulsatil tinnitus vardır. Sol lateral kanal — sağ lateral kanal ile eşleşir.



2. Glomus jugulare: Doğru cevap: D -



Juguler bulbusun adventisyasındaki paraganglia hücrelerinden kaynaklanır.



72. Östaki borusunun aktif olarak açılmasını sağlayan kas aşağıdakilerden hangisidir?



75. Temporal kemik kolestatomalarından en sık fistül oluşumu nerede gözlenir?



A) Eksternal pterigoid kası B) Internal pterigoid kası



A) Lateral semisirküler kanal



C) Tensor veli palatini



B) Superior semisirküler kanal C) Oval pencere



D) Superior faringeal konstriktör kası E) Salpingofaringeus kası



E) Yuvarlak pencere



D) Kohlea tabanı



Ö staki b o ru su n u n açılm asını te n s o r v e li p a la tin i sağlar.



-



Kronik otitis media ve kolesteatom varlığında en sık lateral semisirküler kanal erode olur.



Östaki borusunun osseöz kısmı her zaman açık olmakla birlikte, fibrokartilajinöz kısmı istirahatte kapalıdır ve yutma, valsalva manevrası gibi durumlarda aktif olarak açılır.



-



Fistula testinin pozitif olmasına yolaçar.



-



Doğru cevap: A 76. Tükrük bezi taşları en sık hangi bezde görülür?



Açılması sırasında orta kulak ve atmosfer basınçları dengelenir.



A) Parotis C) Minör tükrük bezleri



Östaki borusunun kapanması pasif olarak gerçekleşir.



Doğru cevap: C 73. Aşağıdakilerden hangisinde otitis insidensinde bir artış beklenmez?



E) Nasofarenks tükrük bezleri Teorik bilgi sorusu...



media



A) Yarık damak



B) Down sendromu C) Mukopolisakkaridozlar



-



Majör tükrük bezlerinde taş % 80-85 submandibuler bezde olur



-



Yemekler sırasında kolik tarzı ağrı tipiktir.



-



Enfeksiyona (staf ve strep) zemin hazırlar.



-



Submendibuler bezde en sık görülme nedeni yüksek miktarda musin içeren submendibuler bezin tükrük PH ve vizlozleri yüksek olduğundan CaPÖ4 taşları kolaylıkla oluşabilir.



D) Klippel-Feil sendromu E) Immotil silia sendromu Otitis media insindansında artışa yol açan durumlar; -



B) Submandibuler D) Sublingual



Yarık damak, orta yüzü etkileyen anomaliler (Treacher Collins sendromu) mandibülofasiyal disostosis, Down sendromu, Apert sendromu ve mukopolisakkaridozlar), immün yetmezlikler, siliyer disfonksiyon (örn. Kartagener sendromu) ve çeşitli sebeplere bağlı nazal obstrüksiyon (tonsil hipertrofisi, sinüzit).



Doğru cevap: B 77. Kistik higroma ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Lenfatik malformasyondur B) Sıklıkla çocuklarda görülür C) Sıklıkla malign değişime uğrar D) Tedavisi eksizyondur



Doğru cevap: D 74. Akut otitis media da en sık izole edilen patojen aşağıdakilerden hangisidir?



E) En sık boyunda görülür Malign dönüşüm olmaz... -



Kistik higroma lenfatik malformasyondur.



A) S. aureus



-



Genellikle çocukların boynunda görülür.



B) Hemofilus influenza C) S. pneumoniae



-



Malign değişim nadirdir ve eksizyonu gereklidir.



D) Klebsiella pneumoniae E) Moraxella catarrhalis Akut otitis media da en sık izole edilen patojen strep pneumoniae, daha sonra ise H. influenza, A grubu Streptekok ve Moraxella catarrhalisdir. Doğru cevap: C



Doğru cevap: C 78. Aşağıdaki durumlardan hangisinde kondüktif tipte işitme kaybı en fazla olur? A) Normal ossiküler zincir ve geniş bir perforasyon B) Ossiküler zincir perforasyon



devamsızlığı



ve



geniş



bir



C) Ossiküler zincir devamsızlığı ve sağlam timpanik membran D) Orta kulakta seröz sıvı



E) Orta kulakta mukoid sıvı



-



-



-



-



Timpanik zar sağlam ve ossiküler zincir devamsız olduğunda ses oval veya yuvarlak pencereye ulaşamaz ve maksimum 60 dB’lık kondüktif işitme kaybı olur.



-



Doğru cevap: C 81.



Aminoglikozitlerin yol açtığı işitme özelliği aşağıdakilerden hangisidir?



Zincir devamsızlığı halinde geniş bir perforasyon bir faz farkı ile oval ve yuvarlak pencereye ses dalgalarının gelmesine ve iç kulak sıvısında bir miktar titreşime yol açarak 20-30 dB kazanılmasına yol açar.



C) Düz sensorsinöral işitme kaybı D) Kondüktif işitme kaybı E) Mikst kondüktif ve sensorinöral işitme kaybı Am inoglikozitler prim er olarak iç kulağı etkilerler... -



Bütün aminoglikozitler hem aditory hem de vestibüler siniri etkilerler.



-



İşitme kaybı ilk önce yüksek frekanslı sesleri içerir.



Doğru cevap: C 79. Beş yaşında bir çocukta ateş, sol kulakta ağrı ve fasiyal paralizi mevcuttur. Otoskopide sol timpanik membran eritemli ve şiş görünümdedir. En uvaun tedavi aşağıdakilerden hangisidir? A) Oral amoksisilin



Doğru cevap: A 82. Bir akustik tümörde görülen aşağıdakilerden hangisidir?



B) Transmastoid dekompresyon C) Mastoidektomi ve drenaj D) Myringotomi ve uygun antibiyotik



A) Düşük frekanslı sensörinöral kayıp



E) Yüksek doz steroid



D) Yüksek frekanslı sensorinöral kayıp



Fasiyei paralizi; akut suppuratif otitis medianın effüzyonlu otitis medianın, kronik otitis medianın ve mastoiditin bir komplikasyonu olabilir. Tedavi enfeksiyonu ortadan kaldırm aya yönelik olmalıdır. Akut süppürasyon ve effüzyonda myringotomi ile orta kulak drenajı sağlanmalıdır. Orta kulak aspirasyonundan kültür alınarak uygun antibiyotik seçilebilir. Kronik durumlarda timpanomastoid cerrahi ile drenaj gerekebilir. Bell’s palsi tanısı diğer durumların yokluğunda konur ve viral, otoimmün vb. mekanizmalar düşünülerek ampirik olarak steroid tedavisi verilir.



kaybının



A) Yüksek frekanslı sensorinöral işitme kaybı B) Düşük frekanslı sensorinöral işitme kaybı



Normal ossiküler zincir ve küçük bir perforasyon 3-4 dB, ossiküler zincir devamsızlığı ve küçük bir perforasyon 25-30 dB kayba yol açar. Orta kulakta sıvı toplanması halinde östaki borusu ile boşalma olur ve kayıp değişkendir.



CMV insidansı diğer virüslerden çok daha fazladır.



işitme



kaybı



B) Düz sensorinöral kayıp C) Normal işitme E) Kondüktif kayıp Hastaların çoğunda yüksek frekanslı sensörinöral kayıp görülür. -



Bu hastaların önemli bir özelliği testlerdeki saf tonlarda işitme kaybının çok ötesinde bir diskriminasyon bozukluğudur.



Doğru cevap: D 83. Aşağıdakilerden hangisi bir akustik tümör için en hassas ve spesifik tanı yöntemidir?



Doğru cevap: D A) Odyometri B) Gadolinyumlu MR



80. Viral orijinli konjenital sağırlığın en sık sebebi aşağıdakilerden hangisidir?



C) Kontrastlı BT D) Akustik refleks ton gecikmesi E) Düz grafi



A) Rubella B) Rubeola C) Sitomegalovirüs D) Kabakulak E) Herpes simpleks Eğer viral demese id i konjenital sağırlığın en sık sebebi genetik geçişdir.... -



Konjenital CMV ve rubella enfeksiyonları, işitme kaybı dahil, perinatal bulgu veren en sık viral enfenksiyonlardır.



Godolinyum Kan Beyin bariyerini iy i geçtiği seçilen kontrast maddedir... -



Halen en hassas yöntem gadolinyumlu MR tekniği olup çok küçük intrakanaliküler tümörleri gösterebilir.



Doğru cevap: B



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



Mantığımızla yapabileceğimiz b ir soru...



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



128



84. Primer pozisyonda spontan aşağı doğru nistagmus en sık aşağıdakilerden hangisinde beklenir?



-



En sık posterior mandibulada yeralır. Kistik patern içerir. Yavaş büyür.



Doğru cevap: C



A) Meniere hastalığı B) Arnold-Chiari malformasyonu C) Akut labirintit



87. Paranasal sinüs osteomları en sık hangi sinüste görülür?



D) Taşıt tutması E) Benign paroksismal nistagmus



A) Maxiller sinüs B) Etmoid sinüs C) Sfenoid sinüs



Vertikal rıistagm uslar daha çok beyinle ilg ili iken horizontal nistagmus daha çok kulak ile ilgilidir... -



Arnold Chiari malformasyonu ilerleyici dengesizlik ve duruş bozulması alta doğru (down beat) nistagmus, alt kranial sinir patolojileri ve Valsalva ile semptomların kötüleşmesi ile karakterizedir.



-



Alta doğru nistagmusların 1/3’ünde sebep Arnold Chiari malformasyonudur.



-



Diğer sebepler arasında serebellar dejenerasyon ile giden hastalıklar yer alır.



Doğru cevap: B



D) Frontal sinüs E) Hiçbiri Teorik b ilgi sorusu... -



Paranasal sinüs osteomlarının yarıdan çoğu frontal sinüste daha sonra etmoid sinüste görülür.



-



Tedavileri cerrahi çıkarılması



Doğru cevap: D 88. Sinüs maligniteleri en sık hangisinde görülür? A) Sfenoid sinüs C) Ehomid sinüs



85. Timpanikmembranıntravmatikperforasyonlarında uygulanacak en uvaun tedavi hangisidir?



B) Frontal sinüs D) Maksiller sinüs E) Hiçbiri



A) Greftleme B) Mikrocerrahi C) Spontan iyileşmeye bırakma



D) Acil cerrahi müdahale E) Elektif cerrahi Travmatik timpanik zar perforasyonlarınm büyük kısmı spontan iyileşme gösterir.



Teorik b ilgi sorusu... -



Paranasal sinüs kanserleri en sık maksiller sinüste görülür.



-



En sık epidermoid karsinom sonra az oranda adenokarsinom gözlenebilir.



-



Tek taraflı ve kanlı pürülan burun akıntısında tümör mutlaka düşünülmelidir.



Doğru cevap: C



Doğru cevap: D



86. Çene odontojenik kistlerinden hangisi daha sık görülür?



89. Hangisi paranasal sinüsler için yanlıştır? A) En çok enfeksiyon maksiller sinüste görülür.



A) Foliküler (dentigeröz) kist



B) Paranasal sinüsler başın azalmasını da sağlar.



B) Erupsiyon kisti C) Radikuler (periapikal) kist



DjSphenoidal bulunurlar.



En sık görülen odontojenik kist radiküler (periapikal) kisttir. Maxilla ve mandibula kistleri diş gelişimindeki bir eksiklik, bozukluk sonucu olarak (odontojenik) veya diş pulpasındaki iltihaba sekonder olarak (nonodontojenik) gelişir. Diş pulpasının nekrozu ve iltihaplanmasının bir sonucu olarak epitelial bir diş granülomundan çıkar. Kist diş köklerine tutunmuştur. -



Genel olarak yassı epitel ile döşelidir.



-



Ameloblastom (Adamantinoma) en sık görülen agresif potansiyelli odontojenik tümördür.



ağırlığının



C) İçleri hava ile dolu olduğundan sese rezonans katarlar.



D) Primordial kist E) Odontojenik keratokist



-



toplam



ve



frontal



sinüslar



doğumda



E) Maxiller sinüs 15-30 cm3 hacimdedir. Doğumda sfenoidal ve frontal sinüslar bulunmazlar. Doğumda maxiller ve Etmoid sinüsler bulunur.... -



Sinüslerin havanın nemlendirilmesi, ısıtılması ve sesin rezonansı gibi görevleri vardır.



-



Çocuklarda en sık Ethmoid sinüzit, erişkinlerde ise Maxiller sinüzit görülür.



Doğru cevap: D



I 90. Antrokoanal kaynaklanır?



koanal



polip



en



sık



nereden



93. İnsan fetüsünde ilk olarak gelişen paranazal sinüsler aşağıdakilerden hangisidir?



A) Nazofarinks



B) Nazal septum



A) Maksiller



C) Nazal concha inferior



D) Maksiller sinüs



C) Posterior etmoid



E) Frontal sinüs A ntrokoanal p o lip i nazal polipozisden ayırt etmek gerekir...



B) Anterior etmoid D) Sfenoid E) Frontal



Maksiller sinüsler gebeliğin yaklaşık 65. gününde ilk olarak gelişen paranazal sinüslerdir.



-



Nazal polipozis en sık ethmoidal bölgedeki hücrelerden gelişir.



-



Genellikle infant 4-5 aylık oluncaya kadar düz filmlerde gözükmeyebilirler.



-



Nazal polipler daha çok bilateral ve allerjik kökenlidirler



-



Bu sinüslerin büyümesi bifazik olup 3 yaşma kadar ve 7-18 yaşları arasında büyüme gösterirler.



-



Antrokoanal polipler ise



-



Bu 2. dönemdeki büyüme dişlerin gelişimi ile ilgilidir.



o



Maksiller antrumdan nazal kaviteye doğru büyür



o



Bu hastalarda sıklıkla maksiller sinüsde aksesuar ostium vardır



o Tek tedavisi cerrahidir.



Doğru cevap: A 94. Stiloid proçesin uzaması ile ilişkili olarak görülen faringeal ağrı ve disfaji hangi hastalıkta görülür? A) Trotters sendromu B) Tapias sendromu



Doğru cevap: D 91.‘‘DISH-FACE (Tabak kırıklarda görülür?



yüz)”



deformitesi



hangi



C) Eagles sendromu D) Garcin sendromu E) Collet - Sicard sendromu



A) Zigoma kırığı B) Orbita kırığı C) Frontal sinüs kırığı



Yüz ağrısı ile iliş k ili çeşitli sendromlar mevcuttur...



D) Maxilla kırığı E) Nazal fraktür



-



Trotter sendromu 5. sinirin mandibüler dalında ağrı, ipsilateral sağırlık ve trismus ile gider.



-



Sfenopalatin nevralji (Sluder sendromu) fasiyal lokalize ağrı ve lakrimasyon, rinore ve salivasyon gibi vazomotor bozukluklarla karakterizedir.



-



Eagles sendromu



Teorik bilgi sorusu.... -



Dish-face deformitesi Le-Fort III kırıklarında yüzün öne doğru uzamış görünümüdür. Maxilla kırığını gösterir.



o stiloid proçesin uzaması ve kaisifikasyonu sonucu faringeal ağrı, disfaji, trismus ve başağrısı ile karakterizedir.



Doğru cevap: D 92. Aşağıdakilerden hangisi etmoid adenokarsinomu için bir risk faktörüdür?



o



sinüs



A) Demir tozu B) Ağaç işleri C) Nikel



95. Yenidoğanda görülen koanal atrezinin acil tedavi gerektirmesinin sebebi aşağıdakilerden hangisidir? A) Respiratuar distres



E) Kömür madeni



B) Renal anomalilerle birliktelik



Teorik bilgi sorusu....



C) Enzim anormallikleri D) Vasküler malformasyonlar



Sigara sinonazal bölgede skuamöz hücreli karsinom için bir risk faktörüdür.



-



Nikel çalışanları skuamöz hücreli karsinom için önemli bir risk faktörüdür.



-



Bu konuda ilginç bir risk faktörü kereste, mobilya gibi “sert” tahta talaşına maruz kalanlarda etmoid sinüs adenokarsinom riski olmasıdır.



Doğru cevap: B



Tedavisi cerrahidir.



Doğru cevap: C



D) Akümülatör sanayii



-



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



1 29



E) Abdominal distansiyon Yenidoğanlar ağlarken yalnızca burundan nefes alıp verirler... -



Koanal atrezi varlığında respiratuar distres gelişilmesi kaçınılmazdır.



-



Acil cerrahi müdahele ile düzeltilmelidir.



-



Emerken moraran, ağlarken açılan rengi açılan bebekte ilk akla gelmesi gerekndir



L



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



130



PERITONSİLLER, RETROFARİNGEAL VE PARAFARİNGEAL ABSELER



96. Akut epiglottit hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) En sık 2-7 yaş grubunu etkiler.



1) PERİTONSİLLER ABSE -



B) Etken H.influenza tip B'dir.



Peritonsiller bölge tonsil kapsülü, süperior konstriktör kas, ön ve arka tonsil plikaları arasındaki potansiyel boşluktur. En sık etken Beta hemolitik streptekok, pnömokok ve anaeroblardır.



C) Çocuk siyanotik ve yatar pozisyondadır.



-



Çocuk yaşta nadirdir ve flegmon sıktır.Daha çok adolesan ve erişkinlerde görülür.



E) Tedavisinde paranteral ampisilin ve kloramfeni-kol kullanılır.



-



Klinik: Akut tonsillit şeklinde başlar. Ateş kulağa vuran şiddetli boğaz ağrısı, yutma güçlüğü trismus ve ses değişikliği vardır.Önce flegmon vardır ve bu dönemde fluktuasyon alınmaz. Bu safha çocuklarda sık görülür. Muayenede tonsil öne itilmiştir,tonsil ve plika ödemli ve hiperemiktir.



Hasta tipik olarak olarak oturur pozisyonda (tripod) dururlar...



-



Tedavi: Flegmon safhasında antibiotik verilir. Absede ise uvula tabanından geçen horizontal hat ile ön tonsil alt plikasımn alt kısmından geçen hattan drenaj yapılır ve antibiyotik verilir. Enfeksiyon iyileştikten sonra tekrarlama riski olduğundan tonsillektomi yapılır.



2) RETROFARİNGEAL ABSE -



Retrofaringeal bölge derin boyun fasiasımn yüzeyel ve derin yaprakları arasındadır ve kafa kaidesinden T1-T2 düzeyine kadar uzanır. Arkasında prevetebral boşluk vardır. Bu boşluğa ulaşan enfeksiyon mediasten ve retroperitoneal bölgeye ulaşabilir.



-



Çocuk yaşta görülür. En sık etken anaeroblardır ve üst solunum yollarından lenfatik yolla gelirler.



-



Klinik: ateş yutma ve nefes alma güçlüğü, boğaz ağrısı, ses değişikliği ve irritabilite vardır.Trismus görülmez.Farinks arka duvarında hiperemik şişlik vardır ve fluktuasyon alınır. Yan boyun grafisinde retrofaringeal bölge genişlemiştir, hava sıvı seviyesi olabilir.



-



D) Yan boyun grafisinde epiglot şiş ve büyüktür.



-



En sık 2-7 yaş grubunda görülür. Etken H.influenza tip B’dir. Bir KBB acilidir. Progresif solunum sıkıntısı vardır. Epiglot şişmiş ve solunum yolunu kapatmıştır. - Çocuk huzursuz ve oturur pozisyondadır. Yatmakla solunum sıkıntısı artar. - Çocuk yutamadığından ağzından salya akar. - Sesi boğuktur (Hot patato voice). - Stridor, retrosternal, epigastrik supraklavikuler ve interkostal retraksiyonlar vardır. - En önemli belirti redaksiyonlardır. - Muayenenin ameliyathane koşulları dışında yapılması kontrendikedir. - Yan boyun grafisinde epiglot şiş ve büyüktür, (baş parmak görünümü). Doğru cevap: C 97. “Laringomalazi” için hangisi yanlıştır? A) Larinksin en anomalisidir.



Tedavi: aspirasyonu önlemek için trendelenburg pozisyonunda abse drene edilir ve antibiyotik verilir.



-



-



-



karşılaşılan



B ) Larinks kıkırdaklarının sözkonusudur.



3) PARAFARİNGEAL ABSE -



fazla



aşırı



konjenital yumuşaklığı



C) İnspirasyonda stridor majör semptomdur.



Parafaringeal bölge lateralde parotis ve pterigoid adaleler medialde süperior konstriktor kas ve tonsil, önde submandibuler bez ,arkada atlasla komşudur. İçinden karotid arterler, internal juguler ven ve 910-11-12.kranial sinirler geçer. En sık etkenler peptostreptekoklar, bacteroides ve anaeroblardır. En sık tonsillit ve diş enfeksiyonu sonrasında oluşur. Klinik: Ateş, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü ve pterigoid kasların etkilenmesiyle trismus oluşur. Mendibula angulusu arkasında şişlik vardır. Tonsil ve farinks lateral duvarı orta hatta itilmiştir. Ağır bir tablodur. İnternal juguler ven tromboflebiti ve karotis kılıfını tutarak sepsis ve kanamaya neden olabilir. Tedavi: Boyundan girilerek abse drene edilir ve antibiyotik verilir.



D) Bebeğin sesi, ağlaması ve yutması normaldir. E) Siyanoz sık rastlanan bir semptomudur. Laringom alazide siyanoz çok ile ri vakalarda nadir rastlanır... -



-



Tanı direkt laringoskopi yapılarak kıkırdakların kollabe olması ve epiglotun omega şeklinde görülmesiyle konur. Çoğunlukla tedaviye gerek yoktur. Kendiliğinden kıkırdakların normal sertliğini almasıyla 1.-2 yaş civarında düzelir. Bu süre içinde bebeğin üst solunum yolu infeksiyonundan korunması lazımdır.



Doğru cevap: E



4) LUDVVİG ANJİNİ -



Ağız tabanındaki boşlukların flegmon şeklindeki enfeksiyonudur. Diş enfeksiyonları sonrası olur. En sık etkenler anaeroblar ve alfa hemolitik streptokoklardır. Muayenede yaygın selülit ve dilin yukarı doğru itilmiş olduğu görülür. Tedavisinde antibiyotikler verilir. Abse olmuşsa drenaj yapılır. Altta yatan diş enfeksiyonu ortadan kaldırılmalıdır. İD: I 3i 020



Doğru cevap: A



98. “Vokal kord paralizileri” için hangisi yanlıştır? A) En sık nedenlerinden biri tiroidektomi ameliyatıdır. B) Unilateral paralizilerde bulunmaz.



solunum



sıkıntısı



pek



C) Bilateral kord paralizilerinde ses problemi sıktır. D) Mitral stenoz vokal kord paralizisine neden olabilir. E) Bilateral kord paralizilerinde trakeotomi açılması gerekebilir.



-



101.Aşağıdakilerden hangisi kıkırdaklarındandır?



Ses problemi yok ya da azdır, fakat glottik mesafe daraldığı için solunum sıkıntısı gelişebilir.



larinksin



tek



A) Tiroid kartilaj B) Aritenoid kartilaj C) Kuneiform kartilaj



Doğru cevap: C



D) Kornikülat kartilaj 99. Nazofarinks kanserlerinde aşağıdaki semptomlardan hangisi en az görülür? A) işitme azlığı



B) Boyunda LAP



C) Burun tıkanıklığı



D) Burun kanaması E) Diplopi



Nazofarinks kanserlerinde en sık semptom işitme azlığı ve boyunda kitledir..... Östaki borusunu tıkadığı için seröz otitis media gelişimine neden olurlar. -



Hastaların yaklaşık % 70’i işitme azlığı ve kulakta dolgunluk hissi ile gelirler.



-



Hastalarda % 8 oranında diplopi görülebilir. Ayrıca tümörün direkt kafa içine yayılması veya petrosfenoid fissür invazyonu sonucu VI. kranial sinir paralizisi gelişebilir. Ayrıca V. sinirin tutulumuyla yüzde ağrı veya parestezi görülebilir.



-



E) Hiçbir Larenks anatomi sorusu... Larinksin tek kıkırdakları: -



Tiroid Kriko id Epiglot



Larinksin çift kıkırdakları: -



Aritenoid Kornikülat Kuneiform



Doğru cevap: A 102. Baş ve boyun derisinin en sık görülen premalign lezyonu aşağıdakilerden hangisidir? A) Keratoakantom



Doğru cevap: E



B) Seboreik keratozis C) Bowen hastalığı



100-Larinks kanserleri için hangisi yanlıştır?



D) Aktinik keratozis



A) %95’i epidermoid karsinomdur. B) Glottik tümörlerde en erken kısıklığıdır.



E) Oueyrat eritroplazisi semptom



ses



C) Supraglottik kanserlerde lenf metastazı oranı glottik lezyonlara göre daha fazladır. D) Subglottik tümörlerde başlıca semptom stridor ve dispnedir. E) En sık subglottik bölgede görülür. L a re n s k k a n s e rle ri en s ık g lo ttik kaynaklanır... -



-



Sadece baş-boyun değil, tüm derinin en sık premalign lezyonu aktinik keratozisdir... -



Aktinik keratozlar, yani solar keratozlar, derinin tamamen güneş ışığına maruz kaldığı yerlerde en sık görülen lezyonlardır. Bunların arasında en sık yüz, skalp, el ve ön kol yer alır.



-



Bowen hastalığı skuamöz hücreli karsinomun preinvaziv şekli olarak düşünülmektedir.



-



Keratoakantom benign, kendini sınırlayıcı özellikte bir epitel tümörüdür ve klinik ve histolojik olarak skuamöz hücreli karsinom ile karışabilir. Yaşlı erkeklerde sıktır ve hızlı büyür.



s e viye d e n



Supraglottik kanserlerde, esas semptom mukozadaki ülserasyona bağlı ağrıdır. G lottik kanserlerde, esas semptom ses kısıklığıdır. Subglottik kanserlerde esas semptom stridor ve dispnedir. Supraglottik bölge lenfatik bakımından oldukça zengindir, boyun iki tarafına lenfatik yayılım söz konusudur. Bu nedenle erken evrede boyuna metastaz yaparlar. Vokal kordlar ise lenfatik bakımından fakirdir ve servikal metastazları nadirdir. Subglottik tümör metastazları ise ilk olarak krikotiroid membran önündeki Delphian le n f düğüm üne yayılır.



Doğru cevap: D 103. Palatin tonsillerin en sık aşağıdakilerden hangisidir?



görülen



tümörü



A) Non Hodgkin lenfoma B) Hodgkin hastalığı C) Skuamöz hücreli karsinoma D) Mukoepidermoid karsinom E) Hemanjiyoperisitom Palatin tonsiller, orofaringeal kanserler grubunda yer alır ve en sık skuamöz hücreli kanserler görülür.



Doğru cevap: E Doğru cevap: C



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



Bilateral kordparalizilerinde genelde kordlar orta hatta beraber tikse pozisyondadır.



KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI



1



104.Tensor veli palatirıi kası aşağıdakilerden hangisi tarafından innerve edilmektedir?



107. Fasiyal sinirin hangi dalı parotidektomi sırasında en sık zedelenmeye maruz kalır?



A) Vagus



A)



B) Glassofaringeus



C) Bukkal



Frontal



C) Spinal aksesuar sinirler



E) Marjinal mandibular



D) Trigeminal sinir, mandibüler dalı



Parotidektominin erken komplikasyonları arasında en sık rastlanan fasiyal sin ir zedelenmesidir.



E) Trigeminal sinir, maksiller dalı Tensor veli palatini kası innervasyonunu trigeminal sinirin mandibüler dalından alır. Fonksiyonu (östaki borusunu açmak)ve siniri farklı tek damak kaxdır. Doğru cevap: D



A) Eş zamanlı solunum ve yutma B) Eş zamanlı koku alma ve yutma



-



Bu dal en uzun ve en ince olduğu için en çok zedelenir.



-



Bu hastaların ağız köşeleri aşağıya çekemezler



108. Aşağıdakilerden hangisi akut otitis medianın intrakranial komplikasyonlanndan biri değildir?



B) Lateral sinüs trombozu



D) Vokal katlantı düzeyinde daha çok çeşit ses çıkarabilme E) Zorunlu nazal solunum Yetişkinler ise düşük pozisyon sayesinde vokal kordlar düzeyinde sesi daha çok şekilde modifiye edebilirler Diğer memelilerde larinks pozisyonunun yüksek olması (nazofarinkse doğru) yutma sırasında nefes, koku alma gibi fonksiyonların yapılabilmesine ve aynı zamanda zorunlu nazal solunuma yol açarken, yeni doğanlarda da larinksin yüksek olması nedeniyle neredeyse tamamen nazal solunum vardır. Yenidoğanların bu yüzden yetişkinlerden farklıdır.



Fasiyal sinirin en çok risk altında bulunan dalı marjinal mandibüler dalıdır.



A) Mastoidit



C) Eş zamanlı ses çıkarma ve yutma



-



-



Doğru cevap: C



105.İnsanlarda laringeal pozisyonun düşük olması aşağıdakilerden hangisine imkan tanır?



-



ses



C) Subdural abse D) Otitik hidrosefali E) Beyin absesi A k u t o titis m edianın in tra kra n ia l ve ekstrakranial komplikasyonlarını bilmek gerekir.



Otitis media komplikasyonları 1. İntratemporat komplikasyonlar a.



Mastoiditis (otitin en sık komplikasyonu) -



aralıkları



2. Citelli absesi: digastrik arka karnı 3. Luc absesi: Zigomatik bölge -



106.Yetişkinlerde vokal kord paralizisinin en sık sebebi aşağıdakilerden hangisidir? A) Cerrahi B) Malignensi C) Idiyopatik D) Enfeksiyon E) Nörolojik Yetişkinlerde (tiroid cerrahisi özellikle) cerrahi vokal kord paralizisinin en sık sebebidir. Daha sonra malignensiler (akciğer, tiroid, larinks) ve idiyopatik sebepler yer alır.



Doğru cevap: A



Subperiosteal abse 1. Bezold absesi: SKM bölgesi



Doğru cevap: D



-



B) Zigomatik D) Servikal



Derin boyun enfeksiyonu b. Petrozit



c. Labirentit d. Fasyal paralizi (akut otitin 2. en sık intratemporat komplikasyonu)



2. İntrakranial komplikasyonlar a. Ekstradural abse/granulasyon (kr. otitin en sık intrakranial komplikasyonu) b. Sigmoid sinüs trombusu c. Beyin absesi d. Otitik hidrosefali e. Menenjit (akut otitin en sık intrakranial komplikasyonu) f. Subdural abse



Doğru cevap: A



1.



Dıştan içe korneal katman sıralaması aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir? A) Endotel, Stroma, Desement, Bowman, Epitel



P ra tik o la ra k p re s b iy o p i, uyum ka yb ın a bağlı hipermetropiye kayış tablosu olduğundan halihazırda h ip e rm e tro p olan k iş ile rd e daha erken ortaya çıkacaktır....



B) Endotel, Desement, Stroma, Bovvman, Epitel C) Stroma, Desement, Endotel, Epitel, Bovvman D) Epitel, Stroma, Bovvman, Desement, Endotel E) Epitel, Bovvman, Stroma, Desement, Endotel



-



Myoplar daha geç presbiyopi olur.



-



Hipermetroplar daha erken presbiyopi olur.



Presbiyopi:



K orneal katm anlar teşhis ve tedavide son derece önem li b ir konu olup TUS’ta soru olarak gelm esi muhtemeldir.....



-



Uyum amplitüdünün azalmasıdır.



-



Uyum yapmak için siliar kasın kasılmasına karşılık lens kapsülü ve liflerin yaş ile esnekliğinin azalmasına bağlı lens kendi üzerine toplanıp kırma gücünü artıramaz.



-



Kadınlarda presbiyopi daha sık görülür.



KORNEA Kornea, anatomik olarak beş tabakadan oluşmaktadır. Tabakaları (dıştan içeriye doğru);



nedeniyle



-



Nonkeratinize çok katlı yassı epitel



-



-



Bovvman kapsülü; rejenerasyon özelliği olmadığı için travmada burası zedelenecek olursa korneada iz kalır.



Presbiyopide uyum yaparak görebildiğimiz en yakın nokta olan punktum proksimum gözden uzaklaşır.



-



Hipermetroplarda punktum proksimum gözden uzaklaşmış olduğundan presbiyopi daha erken yaşda başlar.



-



-



Stroma; kornea kalınlığının % 90' mı oluşturur. Proteoglikan + kollagen vardır. Descement membran; ön kamaraya bakan endotel hücrelerinin bazal membranıdır. Megalokorneada descement membranında ayrılmalar vardır. Çizgi şeklinde görülen bu oluşumlara HAAB striaları (çizgileri) denir. Bu çizgiler konjenital glokom ve megalokorneada patognomoniktir. Endotel hücreleri; tek katlı yassı epiteldir. Aköz humour sıvısını aktif transport ile tekrar ön kamaraya pompalar ve böylece korneanın saydam kalmasını sağlar. Aktif transportta bir problem olursa korneadaki kollajen liflerin paralelliği bozulur ve net görme kaybolur. Büllöz keratopati meydana gelir.



Kornea, gözün en fazla ışık kıran kısmıdır. Damar yoktur. Aquöz humour içerisinde çözünmüş olarak bulunan 0 2 ’ den difüzyon ile beslenir. Doğru cevap: E 2.



yaşlılık



Doğru cevap: A 3.



Yenidoğan inklüzyonlu konjonktiviti aşağıdakilerden hangisi doğru verilmiştir?



için



A) Etken gram boyamada gram (+) izlenir B) Etken Clamidya trahomatis A, B, Ba ve C’dir C) Palpebral konjonktivada skatrisyel arit çizgileri gözlenir D) Folikül gelişimi beklenmez E) Tedavide gümüş nitrat kullanılır. Yeni doğan konjonktiviti (oftalmia neonatarum) yaşamın ilk ayında ortaya çıkan konjonktiva l inflam asyonu tanımlamaktadır. 1-3 hafta arası dönemde ise karşımıza çıkan en önemli patojen Klamidyalardır..... Yenidoğanm İnklüzyon Konjonktiviti -



Presbiyopi semptomları, aşağıdakilerin hangisinde diğerlerine göre daha erken ortaya çıkar?



Enfekte doğum kanalından bulaşır ve 5 -12. günde başlayan mükopürülan akıntı ile karakterizedir.



-



Etken C. Trachomatis ‘ in D-Ksuşlarıdır.



A) Düzeltilmemiş hipermetroplarda



-



B) Miyopik astigmatizması olanlarda C) Emetroplarda



Tanısında intrastoplazmik inklüzyon cisimcikleri faydalıdır.



-



Alt fornikste ileri derecede papiller hipertrofi vardır.



D) Düzeltilmemiş miyoplarda



-



Folikül yapısı gözükmez (Adenoid tabaka gelişimi 4-6. haftada başladığı için).



E) Pupil çapı daha büyük olanlarda



GOZ HASTALIKLARI



134



-



Eğer tedavi edilmezse kronik foliküler konjonktivit olarak devam eder.



-



Tedavi sulfonamid damlaları veya tetrasiklinli merhemler kullanılır (En az 3 hafta)



-



Göz kapağında (palpebral) yerleşen allerjik konjonktivit en sık görülen şeklidir ve öncelikle üst kapakta olmak üzere kare biçiminde sert, üzeri basık, birbirlerine çok yakın duran soluk pembeden grimsiye kadar değişen renkte “kaldırım taşı” görünümünde granülasyonlar mevcuttur.



-



Limbus şeklinde limbus konjuktivasında jelatinöz hipertrofi vardır.



-



Bunların üzerinde dejenere hücrelerin oluşturduğu Horner-Taranta lekeleri görülür.



-



Tedavide topikal steroidler, mast hücre stabilizatörleri (nedokromil, lodoksamid), topikal asetilsistein, topikal siklosporin A, supratarsal steroid enjeksiyonu kullanılabilir.



Doğru cevap: D 4.



Faringokonjonktival ateş ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) En sık görülen etkenler adenovirus tip 3,4 ve 7’dir. B) Klasik triadı farenjit, ateş ve konjonktivittir. C) Hassas büyük preauriküler lenf nodu görülür. D) Foliküler konjonktivit yapar. E) Ortalama 2 haftada spontan geriler.



Aderıoviruslar, yüksek bulaştırıcılık oranları ve dirençli enfeksiyonları ile göz pratiğinde sık karşılaşılan önemli patojenlerdir... -



Faringokonjonktival ateş, en sık görülen oküler adenovirüs enfeksiyonudur. En sık görülen etkenler adenovirüs tip 3, 4 ve 7’dir.



-



Klasik triadı farenjit, ateş ve konjonktivittir.



-



Tipik olarak çocukları etkiler, damlacık yoluyla geçer ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına yol açabilir. Foliküler konjonktivit yapar.



-



Hassas olmayan büyük preauriküler lenf nodu görülür.



-



Ortalama 2 haftada spontan geriler.



-



Hassas büyük preauriküler lenf nodunu adenovirus tip 8 ve 19’un sebep olduğu epidemik keratokonjonktivit yapar.



Doğru cevap: C 5.



Doğru cevap: E 6.



Üç ay önce geçirilmiş serebrovasküler olay nedeniyle sağ tarafında yüz felci gelişmiş 61 yaşındaki kadın hasta sağ gözünde aşırı sulanma tarif ediyor. Takip eden günlerde sağ gözünde yanma, batma ve kızarıklık gelişen hastanın yapılan biyomikroskopik muayenesinde korneada punktat floresan madde tutulumu izleniyor.



Kaldırım taşı görüntüsü aşağıdakilerin hangisinde görülür? A) Adenoviral konjonktivit



B) Herpes konjonktiviti



C) Kimyasal konjonktivit



D) Trahom



E) Vernal konjonktivit



Yukarıdaki hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?



K a ld ırım ta şı g ö rü n ü m ü ve rn a l k o n jo n k tiv itte patognom oniktir ancak atopik keratokonjonktivit ve ko n ta kt lense bağlı dev p a p ille r k o n jo n k tiv itte de görülebilm ektedir... Vernal Keratokonjonktivit -



Genelde allerjik kökenli olan, ilkbaharda ve sonbaharda tekrarlayan çift taraflı kronik bir konjunktivittir.



-



Daha çok 5-20 yaş arası erkeklerde görülür.



-



Sıcak iklimli yerlerde görülürken soğuk iklimli yerlerde hemen hiç görülmez.



-



Şiddetli kaşıntı, göz yaşarm ası, fotofobi, konjunktivada kanlanma ve çok sayıda eozinofil içeren yapışkan, mukoid bir akıntıyla kendini belli eder.



A) İnterstiyel keratit



B) Adenoviral keratit



C) Dentritik keratit



D) Lagoftalmik keratit



E) Nörotrofik keratit 5.sinirdeki duysal patolojilere sekonder korneal anesteziler neticesinde gelişen nörotrofik keratit ile 7. sinir patolojileri sonucu göz kapaklarının açıkta kalmasına bağlı gelişen lagoftalmik keratiti birbirinden ayırabilmek gerekir... Lagoftalmik keratit -



Gözün açık kalmasına bağlı, göz kuruluğu ve sekonder enfeksiyonlar gelişir.



-



Özellikle 7. kranial sinir felçlerinde kapakların korneayı tam olarak ödememesinden kaynaklanır.



Doğru cevap: D



Aşağıdakilerden hangisi etyolojisinde ver almaz?



akut



kırmızı



-



göz



A) Açı kapanması glokomu B) Primer açık açılı glokom



-



C) Keratit D) Panüveit



Granülomatöz uveite iltihabi hücreler iriste kümeler oluşturabilir. Buna Koeppe nodülleri denir (pupil kenarında) eğer iris ön yüzde ise Busacca nodülleri adını alır. Tedavisinde midriyatikler, steroidler ( topikal damla, perioküler enjeksiyon, sub-tenon enjeksiyon, sistemik) ve immünsupresifler kullanılabilir.



Doğru cevap: A



E) Anterior üveit Prim er açık açılı glokom, gonyoskopik muayenede açının açık olup hüm öraközün akımına direncin neden olduğu kronik, asimetrik tutulum gösteren b ir glokom tablosudur. Bu nedenle akut kırmızı göz, prim er açık açılı glokom komplike olmadığı sürece beklenen b ir bulgu değildir...



9.



Aşağıdakilerden hangisi presenil kataraktların birlikte bulunabildiği sistemik hastalıklardan değildir? A) DM



B) Miyotonik distrofi



C) Friedreich ataksisi



D) Atopik dermatit



E) Nörofibromatozis tip 2



Kırmızı Göz Nedenleri • • • • •



Çıkması muhtemel beklediğimiz bir soru...



Keratit Konjonktivit İrid o s ik lit Akut glokom krizi (Açı kapanması glokomu) Travma



Presenil kataraktların hastalıklar:



J



V Doğru cevap: B 8.



Sağ gözde kızarıklık, ışığa bakamama, bulanık görme şikayeti ile gelen 25 yaşındaki hastanın biyomikroskopik muayenesinde ön kamarada hücre, kornea endoteli üzerinde keratik presipitatlar izleniyor. Göz basıncı 21 mm Hg ölçülüyor. Aşağıdakilerden hangisi bu hasta için doâru değildir? A) En sık sebebi antibiyotiktir.



enfeksiyonlar



olup



D) Tedavi edilmezse sekonder katarakt gelişebilir. E) Hastanın takibi sırasında glokom gözlenebilir. Kornea arka yüzü, endotelde birike n inflam asyon h ü c re le rin e k e ra tik p re s ip ita t d e n ir ve s o ru d a görüldüğünde üveitik patolojiler akla gelmelidir... İridosiklit -



-



Diyabet



-



Atopik dermatit



-



Miyotonik distrofi



-



Nörofibromatosis tip 2



olduğu



10. Altı aylık bir bebeğin göz bebeğinde lökokori görülmesi durumunda aşağıdakilerden hangisi en önemlidir? A) Retinoblastom C) Üveit



B) Katarakt D) Pars planitis E) Endoftalmi



Bebeklik dönemi lökokorilerinde en sık rastladığımız ko n je n ita l katarakttır. Ö ncelikli düşünülüp ekarte e d ilm e si gereken en önem li durum m a lig n ite ve metastaz potansiyeli nedeniyle retinoblastomdur... LÖKOKORİ Pupilladan beyaz ışık reflesi alınmasıdır (Beyaz pupil) Nedenleri: -



Retinoblastom



-



Konjenital katarakt



-



Primer hiperplastik persistan vitreus (PHPV)



Uveitlerin en sık görülen şeklidir (İris + silyer cisim iltihabı). Başlangıç ani ve (non)granülamatöz şeklindedir.



-



Prematürelerin retinopatisi (ROP)



-



Gözde ağrı, hiperemi, lakrimasyon, fotofobi ve görme bulanıklığı mevcuttur.



-



Retinal displazi



-



Coat hastalığı



-



Ön kameraya geçen hücrelerin bir kısmı kornea endoteline yapışarak keratik presipitasyonlara neden olur.



-



Metastazlar



-



-



Bazıları ise çöküp seviye oluşturur. Buna hipopion denir. İris ve lens arasında yapışıklıklar meydana gelebilir ve buna sineşi adı verilir.



sistemik



Doğru cevap: C



tedavi



B) Tedavi lokal steroidli damla ve midriatikler ile yapılır. C) Pupil kenarında biriken presipitatlara koeppe nodülleri denir.



birlikte



-



Diktioma



-



Konjenital toksoplazmozis



-



Nematod endoftalmiti



Doğru cevap: A



GOZ HASTALIKLARI



7.



136



ALIKLARI



11. Aşağıdakiierden hangisi tıkanıklığı için doğrudur?



santral



retinal



ven



A) En sık sebebi embolik oklüzyondur



-



Gelişmiş ülkelerdeki 45-60 yaş arası körlüğün önde gelen nedenlerindendir.



-



Tutulan kapillerde perisit sayısı azalmış, endotel sayısı artmıştır bu nedenle mikroanevrizmalar olur.



-



Tutulan damar tıkanır veya sızdırır.



-



Diabet süresi ile retinopati arasında yakın bir ilişki vardır.



B) Ani ağrılı görme kaybı nedenlerinden birisidir C) Sıklıkla 70 yaş ve üzerinde görülür D) Göz dibinde Japon bayrağı görünümü vardır E) Neovasküler glokom izlenebilir İleri yaş, hipertansiyon, diyabet ve kardiyovasküler hastalıkların predispozan faktör olduğu Santral Retinal Ven Oklüzyonu (CRVO) kalıcı görme kayıplannın önemli nedenlerinden birisidir..



Diabetik retinopatide klinik klasifikasyon: 1) Background diyabetik retinopati: Mikroanevrizma, mikrohemoraji ve tektük sert eksudalarla karakterize diyabetik retinopatinin erken safhasıdır.



Retinal Ven Tıkanıklığı -



Santral retina veni tıkanıklığı genellikle yaşlı kişilerde görülür.



-



En fazla temporal kadranda görülür.



-



Glokom, diyabet, hipertansiyon, kan vizkozitesinin artması veya yüksek bir hematokrit predispozan faktör olabilir.



-



Genç kişide tıkanıklık seyrektir, idyopatik veya retina flebiti neden olabilir.



-



Arter tıkanıklığına göre daha yavaş gelişen bir ağrısız görme kaybı olur.



-



Retina venlerinin kıvrımları artmıştır, fundus ödemli ve konjestedir ve sayısız retina hemorajileri vardır. Bol miktarda yumuşak eksuda vardır. Papilla sınırları ödemlidir.



-



Tıkanıklıktan haftalar veya aylar sonra retinada veya iriste (rubeosis iridis) yeni damarlanmalar ve sekonder (neovasküler) glokom gelişebilir.



-



Genel olarak kabul edilmiş bir tıbbi tedavi yoktur.



-



Sekonder yeni damar oluşumunu ve vitreus hemorajisini önlemek için fotokoagülasyon tedavisi yapılır. Sekonder neovasküler glokom gelişirse panretinal fotokoagülasyon gerekir.



2) Diabetik makülopati: Genellikle görmeyi tehdit eden ödem ve iskemi ile beraber olan diyabetik retinopatiye bağlı bir herhangi makülopatidir. 3) Preproliperatif diyabetik retinopati (PPDR): Atılmış pamuk manzarası (cotton wool spots), venöz değişiklikler, intraretinal mikrovasküler anomaliler (IRMA) ve genellikle derin retinal hemorajilerle karakterizedir. Progresif retinal iskemiyi gösterir ve sıklıkla progresif retinal neovaskülarizasyona ilerler. 4) P roliferatif diyabetik retinopati (PDR): Diskte veya diskin bir disk çapı mesafesindeki neovaskülarizasyon (NVD) ve/veya fundusun herhangi bir yerinde neovaskülarizasyon (NVE). 4) İleri diabetik göz hastalığı: Traksiyonel retina dekolmanı, ciddi kalıcı vitreus hem orajileri ve neovasküler glokom ile karakterizedir. Doğru cevap: B 13. Yaşa bağlı (senil) makula dejenerasyonu hakkında aşağıdakiierden hangisi yanlıştır? A) 65 yaş üstünde körlük nedenlerinin başında gelir. B) Retina pigment epitelinde korioretinal atrofi vardır.



Doğru cevap: E 12. Diabetik retinopati hangisi yanlıştır?



hakkında



ve



C) Distorsiyon, metamorfopsi, santral skotom ve görmede azalma en önemli bulgularıdır. D) Makulada yumuşak eksudalar vardır.



aşağıdakiierden



A) Kapillerdeki perisit sayısı azalmış endotel sayısı artmıştır



değişiklikler



E) Bilateral asimetrik tutulum vardır. Önemi artan soru potansiyeli yüksek b ir konu...



B) Diabette sadece venler ve kapillerler tutulur C) Diabetin süresi ile retinopati arasında korelasyon vardır



-



Senil makula dejenerasyonu batıda 65 yaş üstünde en sık körlük nedenidir.



D) Diabet katarakt ve optik nöropatiyede neden



-



Makulada drusen denen depozitler, retina pigment epiteli değişiklikleri ve korioretinal atrofi vardır.



-



Kuru tip ve yaş tip olmak üzere ikiye ayrılır. Özellikle yaş tip ciddi kalıcı körlüklere neden olmaktadır.



olabilir E) Diabetin yaptığı neovaskülarizasyona glokom tedaviye çok dirençlidir



bağlı



D iy a b e tik re tin o p a ti o fta lm o lo jin in en ö n e m li konusudur.. -



Diabet gözde her üç damar sistem ini de tutar.



-



Gözün tüm yapıları etkilenebilir.



-



Hastalık bilateral asimetrik tutulum gösterir.



-



Distorsiyon, metamorfopsi, santral skotom ve görmede azalma gibi belirtileri vardır.



-



Çok etkili bir tedavisi yoktur, kuru tipte E vitamini ve antioksidan kombinasyonları, yaş tipte fotodinamik



137



Retina dekolm anii gözlerin %40’ında lattice mevcuttur.



Doğru cevap: D



Doğru cevap: E



14. Retinitis pigmentosa için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



16. Tip 1 diyabet nedeniyle takip edilen 49 yaşındaki hasta sağ gözünde kızarıklık, renkli haleler görme ve baş ağrısı nedeniyle acil servise başvuruyor. Yapılan muayenede sağ gözde görme keskinliğide azalma izleniyor ayrıca sağ pupilin middilate olduğu dikkat çekiyor. Hasta 1 ay önce diyabetik retinopati nedeniyle lazer fotokoagülasyon uygulandığı söylüyor.



A) Tavuk karası olarakta bilinen retinal distrofidir. B) Retina damarları çevresinde pigmentasyon mevcuttur.



kemik



spikülü



C) Dejenerasyondan ilk etkilenen yapı makuladır. D) Sendromlarla birlikte görülebilir



Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangidir?



E) Önce gece görme bozulur. Herediterfundus distrofilerinin en sık karşılaşılanı olan Retinitis Pigmentosanın prevalansı 1/5000’dir.....



A) Primer açık açılı glokom



Retinis pigmentosa



C) Vitreus hemorajisi D) Retinal ven trombozu



-



B ) Açı kapanması glokomu



En s ık g ö rü le n re tin a d is tr o fis id ir (Tavuk karası)



-



Kalıtsal bir geçiş şeklini saptamak her zaman mümkün olmamakla birlikte geçiş çoğu olguda otozomal resesiftir.



-



Otozomal dominant veya seyrek olarak X’e bağlı olabilir.



-



ilk bulgusu genellikle karanlığa adaptasyon kusuru (gece körlüğü) sonra görme alanında daralmadır.



-



-



E) Keratokonjonktivit Açı kapanması glokomu b ir göz acilidir... PRİMER AÇI KAPANMASI GLOKOMU -



Gözün içindeki aközün dışa akımının ani olarak tıkanması ile birlikte, göziçi basıncının ani olarak sıklıkla tek taraflı olarak artması, ağrı ve ağır görme kaybıyla ortaya çıkan durumdur.



Hastalığın klasik triadı : arteriolar atenüasyon, retinada kemik spikülü tarzında pigmentasyon, balmumu şeklinde optik disk solukluğudur.



-



Göz çoğunlukla küçük ve hipermetroptur. Lens pozisyonu korneaya yakındır ve daha şişkindir. İrisin dilatasyonu açıyı daha da kapatmaktadır.



Usher sendromu, Kearn Sayre sendromu ve Cockayne sendromu ile birlikte görülürler.



-



Prodromal devredeki belirtiler geçici görme keskinliğinin düşmesi, baş ve gözdeki ağrı ve ışıkların çevresinde renkli halelerdir.



-



Bu durumda yapılan muayenede etkilenen gözde genişlemiş ve ışık reaksiyonu vermeyen bir gözbebeği ile sığ ön kamara görülür.



-



Akut kriz ani görme kaybı, gözde zonklayıcı tarzda V. sinirin duyu lifleri dağılım bölgesine doğru dağılan ani bir ağrı ile ortaya çıkar.



-



Bulantı ve kusma sıklıkla beraber görülür ve hastaya akut gastrointestinal hastalık olarak yanlış tanı konulabilir.



-



Üst göz kapağında ödem, göz yaşarması, kornea çevresindeki kazarıkİık, göz küresini saran konjunktivada kızarıklık, bir ölçüde genişlemiş ve hareketsiz bir gözbebeği bulunur.



-



İriste atrofiler görülebilir. Kornea bulanıktır, ön kamara darve humoraquosus bulanıklığı nedeniyle gözdibi görülemez.



-



Göziçi basıncı oldukça yüksektir (70 mmHg üzerinde çıkabilir). Belirtiler tıbbi tedaviden sonra kaybolur, fakat tekrar edebilir. Her ani krizde görme azalması ilerlemekte ve görme alanı daralmaktadır. Bu durum her iki gözde de olabilir.



Doğru cevap: C 15. Aşağıdakilerden hangisi retina dekolmanı ile ilişkili en önemli dejenerasyon türüdür? A) Salyangoz izi dejenerasyonu B) Dejeneratif retinoskizis C) Mikrokistik dejenerasyon D) Bastırmadan beyazlama E) Lattice dejenerasyonu R etinal d e lik ve y ırtık g ib i p a to lo jile rle kom plike o la b ile n la ttic e dejene ra syonu re tin a dekolm anı açısından oldukça önemlidir ve toplumda en sık görülen dejenerasyondur... •



Lattice dejenerasyonu popülasyonun yaklaşık %8’inde mevcuttur.







Muhtemelen yaşamın daha erken evresinde gelişmekte olup, ikinci ve üçüncü dekadda tepe insidansı gösterir.







Daha sık orta derece miyoplarda gözlenir ve retina dekolmanı ile ilişkili en önemli dejenerasyon türüdür.



GOZ HASTALIKLARI



Sıklıkla bilateral olup superotemporal yerleşim gösterir.



tedavi, termal lazer fotokoagülasyon ve intravitreal AntiVEGF ajanları kullanılmaktadır. Hastalar düşük görmelilere yardım cihazlarından (Low Vision aid) fayda görürler.



1 ı ; 38İ



GOZ HASTALIKLARI



Sekonder Açı Kapanması Glokomu



Yaralanma veya göz iç i cerrahi sorudaki ipucudur... Yaralanma veya göz iç i cerrah isonrası (4-8 hf.) ortaya çıkan bilateral granülomatöz panüveittir.



Etyolojisi Pupilla bloğu veya iridokorneal açının daralması vardır. Ön kameraya lens luksasyonları, kuvvetli miyozis, silyer blok glokomu (malign glokom) ve intrakorneal endotel distrofi (ICE sendromu) sonucu gelişebelir.



-



Sempatik oftalmiye neden olan göze sempatizan göz denilir.



-



Profilakside sempatizan göz henüz sempatik oftalmi gelişmeden enükle edilirse diğer göz kurtarılmış olur.



Doğru cevap: B 17. Anterior iskemik nöropati için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



Tedavi edilmezse hastada komplike katarakt, sekonder glokom tabloları gelişebilir.



-



A) En sık sebep diabetes mellitus ve hipertansiyon­ dur



Kontrol altına alınmazsa göz, ftisis bulbi ile kaybedilir.



-



Yüksek doz topikal kortikosteroid ve perioküler steroid enjeksiyonu yapılır.



B) Sıklıkla papilla rengi soluktur C) ileri safhalarda optik atrofi gözlenir D) Görme alanında altitüdinal kayıp mevcuttur



Doğru cevap: D



E) Non arteritik tipte tedavide steroid verilir



19. Erişkinde en sık görülen primer malign göz içi tümörü aşağıdakilerden hangisidir?



Anterior iskemik optik nöropati, arteritik ve non-arteritik sebeplere bağlı optik s in ir başında tam veya kısmi enfarkt olmasıdır...



A) Retinablastom



B) Optik gliom



C) Malign melanom



D) Rabdomyosarkom E) Hemanjiom



ANTERİOR İSKEMİK OPTİK NÖROPATİ -



Optik disk kan akımının kesintiye uğraması sonucu ani, ağır görme kaybı, görme alanı defektleri (altidunal), optik diskte soluk b ir şişme, papilla çevresinde kanamalar olur.



%25 arteryel olaylarla ilgilidir: -



Dev hücreli arterit



-



Kollagen doku hastalıkları



-



Burger hastalığı



UVEA TÜMÖRLERİ En sık malign melanom görülür. En sık koroidea’da yer almaktadır (tek taraflı). Malign melanom makula yakınında yerleştiğinde erken devrede görme bozukluğu yaparak belirti verir. Yerleştiği yere göre tedavi yapılır. İriste ise, iridektomi, silyer cisim de ise iridosilektomi ile çıkarılır.



Nonarterik sebepler ise -



DM



-



Hipertansiyon



En s ık g ö rü le n göz iç i tü m ö rle r m etastazlardır. Erişkinlerde en sık görülen primer malign göz iç i tümörü koroid melanomu iken çocuklarda en sık görülen primer malign göz iç i tümörü retinoblastomdur.



Doğru cevap: C



-



Migren



-



Ateroskleroz



-



Akut hipotansiyon



20. Monoökülerçiftgörme nedeni olan aşağıdakilerden hangisidir? A) Konverjans paralizi B) Astigmatizm



A rteritik formunda görme kaybı nonarteritike göre daha belirgindir. Optik atrofi çabuk gelişir ve hipotansif glokomla karışabilir. Bu nedenle erken dönemde pulse steroid tedavisi başlanmalıdır. Doğru cevap: E



D) Restriktif şaşılıklar E) Multipl skleroz Diplopi sınıflandırması son derece önemlidir...



18. Penetran göz yaralanması nedeniyle sağ gözden öpere olan 36 yaşında erkek hasta 6 hafta sonra sol gözünde görme azlığı şikayeti ile başvuruyor. Yapılan oftalmolojik muayenede sol gözde granülomatöz panüveit tablosu mevcut. Bu hastada hangisidir?



C) Altıncı kranial sinir felci



en



olası



tanı



Her iki retinanın fovea bölgesinde algılanan hayaller birbirinin aynadaki görüntüsü gibidir ve bunlar beynin arka kısmında birbiri üzerine gelecek şekilde kaydedilirler.



-



Gözün ekseninde herhangi bir nedenle bir kayma olduğu takdirde görüntülerin beyindeki kaydı üstüste olmaz ve çift görme ortaya çıkar.



-



Bir insanın çift görebilmesi için her iki gözünde yeterli görmesinin olması gerekir.



aşağıdakilerden



A) Endoftalmi



B) Behçet hastalığı



C) Sarkoidoz



D) Sempatik oftalmi E) Tüberküloz



-



139



1. Kronik progresif eksternal oftalmopleji (KPEO, Kearns Sayre Sendromu), okülofaringeal m iyopati, m iyotonik distrofi, m iyotubuler miyopati, konjenital statik familial oftalmopleji gibi miyopatiler 2. Göz kaslarının hareketini sağlayan 3, 4 ve 6. sinirleri etkileyen şeker hastalığı, ateroskleroz gibi hastalıklar, 3. Tiroid oftalmopati, orbital psödotümör, orbital miyosit, brovvn superior oblik tendon kılıf sendromu, orbital kitle, travma gibi restriktif şaşılıklar, 4. Beyin tümörü, beyin damarlarında balonlaşma (anevrizma) gibi göz sinirlerine baskı yapan durumlar, 5. Konverjans paralizisi gibi supranükleer bozukluklar, 6. Beyin sapındaki çekirdeklerin ve kontrol merkezlerinin tümör, damar tıkanıklığı, Multipl Skleroz gibi hastalıklardır. Monooküler diplopi, tek göz kapatıldığında devam eden çift görmeyi tanımlamaktadır. Nedenleri: 1. Astigmatizma 2. Göz merceğinin dislokasyonu)



yerinden



oynaması



(IOL



22. Aşağıdakilerden hangisi optik diskin çapıdır? A) 1,5 mm C) 0,5 mm



B) 1,5 cm D) 0,5 cm E) 2,5 mm



Ezber bilgi sorusu... -



Optik disk, makula luteanın 3 mm medialinde yer alır. Çapı yaklaşık 1.5 mm dir. Optik sinir lifleri diskten gözü terk eder.



-



Buraya lamina cribrosa denir. Optik diskte rod ve koni bulunmaz.



Doğru cevap: A 23. İnfantil esotropya ile ilgili ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Nistagmus B) Kayma açısı 30 prizma diyoptriden büyüktür C) Tedavisinde myotik damla verilebilir D) Ambliyopiye sebep olur E) Abdusens felci ayırıcı tanıda düşünülmelidir Doğumdan sonra ilk altı ay içinde başlangıç gösteren içe şaşılıklar infantil esotropya olarak adlandırılır. Bu olgular genellikle ileri refraktif bir kusur göstermezlerken, kayma açısı oldukça fazla olabilir (Kayma açısı >30 prizm diyoptri). Abdusens felci ile ayırıcı tanısı yapılmalıdır.



3. Katarakt gibi ön segment patolojileri 4. Retina problemleri 5. Psikojenik



Genellikle beraberinde latent nistagmus, primer alt oblik kas hiperfonksiyonu, dissosye vertikal deviasyon gibi merkezi sinir sisteminin duyusal kontrol mekanizmalarında defekte işaret eden bulgular da görülür.



Doğru cevap: B 21. Aşağıdakilerden hangisi tek gözle oluşturulabilecek görme parametresi değildir? A) Görme keskinliği



B) Renkli görme



C) Stereopsis



D) Kontrast görme E) Görme alanı



Terminoloji bilm eyi gerektiren b ir soru...



Altı aydan önce başlayan bu şaşılıkların en önemli yanı, binoküler görme gelişiminin en kritik dönemine denk gelmesi nedeniyle vizüel kodekste binoküler görmeyi oluşturan altyapının gelişme bozukluğuna neden olmalarıdır. Mümkün olduğunca erken b ir dönemde cerrahi tedavi uygulanmadığı takdirde oluşacak b in o k ü le r görm e kaybının ve ambliyopinin yaşamın daha ileri dönemlerinde telafisi neredeyse imkansızdır. Doğru cevap: C



Stereopsis iki retina üzerine düşen görüntü arasındaki farkın beyin tarafından kullanarak derinlik bilgisinin elde edilmesidir. -



Bu nedenle iki gözle oluşturulabilecek bir görme parametresidir.



-



Görme keskinliği, renkli görme, kontrast görme ve görme alanı ise tek retina üzerine düşen görüntü ile elde edilebilecek görme parametreleridir.



Doğru cevap: C



24. Aşağıdakilerden hangisi ambliyopiye yol açma ihtimali en düşüktür? A) Tek gözde konjenital katarakt B) Tek gözde ptozis C) Konjenital (infantil) esotropya D) Sağ gözde - 2 D, sol gözde - 1.0 D myopi E) Tek gözde kapak tümörü K ritik cümle iki göz arasında 1.5 dioptriden fazla fark olması ambliyopiye yo l açabilir...



GÖZ HASTALIKLARI



Her iki göz açıkken çift görme (b in o k ü le r diplopi) gözlerin birlikte aynı yönde çalışmasını bozan durumlarda ortaya çıkar. Gözlerden biri kapatıldığında çift görme kaybolur. Nedenleri şu şekilde sıralanabilir:



Ambliyopi: -



Vizüel matürasyonun gerçekleştiği ilk 8-10 yıllık süreçte gözlerin net, kaliteli ve birbiriyle korrespondan birer görüntüyü kortekse iletmesini engelleyen hallerde ortaya çıkarak kortekste binoküler input alan hücrelerin gelişiminin geri kalması ve bu nedenle gözlerden en azından birinin görme yeteneğinin azalması halidir.



-



Bu süreçte gözlerle her iki taraftaki vizüel korteks arasındaki çapraz projeksiyonların oluştuğu ilk 3 ayın özellikle çok kritik önemi vardır.



-



Ambliyopi’ye neden olan faktörler ne kadar erken ortaya çıkmışsa, oluşacak görme kaybı da o derece ağır olur.



Ambliyopinin sınıflaması da neden olan başlıca faktörlere göre yapılır: 1. Deprivasyon ambliyopisi: Net bir görüntünün retina fotoreseptörlerine ulaşmasını fiziksel olarak engelleyen faktörlerle oluşur. Örnek olarak konjenital ptozis, doğuştan kornea opasiteleri, konjenital katarakt, kapak tümörü gibi patolojiler verilebilir.



nörotrofik faktörlerin kaybı yara iyileşmesinin kötü seyrinden sorumlu tutulmaktadır. Nörotrofik keratit isetrigeminal sinir veya dallarına ait patolojiler nedeniyle gelişen korneal anestezi sonrası gelişen keratit tablosudur. Doğru cevap: C 26. Görme alanın alt yarısını göremeyen (altitudinal görme kaybı) bir hastada ilk akla gelmesi gereken aşağıdakilerden hangisidir? A) Optik nörit



D) Temporal arterit



E) Orbital selülit Görme alanının üst ya da alt yarısının tamamının yahut b ir kısmının kaybı altidunal d efekt olarak tanımlanır... Nedenleri şöyle sıralanabilir: 1. Retinal nedenler: - Retinal arter dal tıkanıklığı Retinal ven dal tıkanıklığı -



2. Strabismik ambliyopi: Şaşılık sonucu gözlerin her ikisi de aynı objeye bakamıyorsa, giderek kayan gözün kortekse gönderdiği görüntü supresse edilmeye başlar ve zamanla ambliopik hale gelir. Örnek: infantil ezotropya 3. Anizometropik ambliyopi: Kırılma kusurunun tek bir gözde olduğu veya her iki göz arasında 1.50 diyoptriden daha fazla fark olduğu durumlarda daha yüksek re fra k tif kusuru olan göz daha bulanık göreceği için ambliopi gelişir.



B) Glokom



C) Retinitis pigmentosa



Retinal kolobom



2. Optik sinir lezyonları: -



İskemik optik nöropati (arteritik ve non-arteritik tipler; örnek temporal arterit)



-



Papilödem



-



Optik disk kolobomu



3. Serebral kortex lezyonları:



4. İzoametropik ambliyopi: İki taraflı kırılma kusurları, 5.00 dioptrinin üzerindeyse, hipermetroplarda daha fazla olmak üzere her iki gözde de ambliopi gelişir.



-



Superior veya inferior kalkarin korteks lezyonu



-



Temporal lob lezyonu



-



Parietal lob lezyonu



-



Her iki oksipital lobu etkileyen tümörler



Doğru cevap: D



Doğru cevap: D



25. Hikayesinde periferik fasyal paralizisi olan hastada gelişen görme kaybının sebebi aşağıdakilerden hangisi olabilir?



27. Aşağıdakilerden hangisi adenoviral konjuktivitler için yanlıştır? A) Epidemik keratokonjuktivit yapar B) Subkonjonktival kanamalara yolaçabilir



A) Nörotrofik keratit



B) Merkelson-rosental sendromu C) Lagoftalmik keratit



C) Antiviral damlalar ile tedavi edilir D) Korneal subepitelyal infiltratlar oluşursa görme azalabilir



D) Keratokonus E) Keratomalasi Kornea refleksi ile ilg ili keratitleri iy i bilmek lazım...



E) Bilateral olabilir Adenoviral konjontivitler, faringokonjonktival ateş ve epidemik keratokonjonktivit şeklinde kendini gösterir. Ancak klin ik pratikte adenoviral konionktivit olarak tanımlanan epidemik keratokonjonktivittir.



-



F a sya l p a ra liz i nedeniyle kapakların kötü kapanması, yetersiz göz kırpma, alt kapak ektropionu ve kuru göz, kornea üzerinde tahribatla sonuçlanabilir, (güncelleme)



-



Buna bağlı korneal ülserasyon ile nadir vakalarda körlük gelişebilir.



-



Epitelyal yara iyileşm esinin kesin doğası bilinmemekle birlikte açıkta kalma (lagoftalmus) ve kuru göz nedeniyle epitel içine salınan esansiyel



Adenovirus tip 8 ve 19’un sebep olduğu, sık görülen, çoğunlukla bilateral akut foliküler konjonktivittir.



-



Hassas büyük preauriküler lenf nodu görülür.



-



Direkt temas, kontakt lensler, göz damlaları ile



-



Epidemik keratokonjonktivit:



Komplike ya da diğer ismi ile sekonder kataraktlar diğer bir göz hastalığı neticesinde meydana gelen kataraktları tanımlar ve en sık nedeni kronik anterior üveittir.



-



Subkonjonktival hemorajilere neden olabilir.



-



Korneal subepitelyal defektler oluşturarak görme azalmasına neden olabilir.



-



Faringokonjonktival ateşten farklı olarak sistemik bulgular eşlik etmez ama keratit riski daha yüksektir.



-



Diğer nedenler arasında akut koniestif açı kapanması glokomu, yüksek mivopi ve herediter fundus distrofileri yer alır.



-



Diğer göze de bulaşabilir. 2 hafta içinde spontan iyileşme görülür.



-



Ancak destek tedavisi olarak antibiyotik, antiinflamatuar ve suni göz yaşı damlaları kullanılır.



Doğru cevap: C 30. Aşağıdakilerden glokom tipidir?



açık



açılı



B) Konjenital glokom C) Normal basınçlı glokom D) intraokuler hipertansiyon



28. Aşağıdakilerden hangisinde derin silier kanlanma görülmesi beklenmez? A) Keratit



B) Sklerit



C) İridosiklit



D) Akut bakteriel konjonktivit E) Akut glokom krizi



E) Pupil bloğuna bağlı glokom G lokom u iy i an la m a k iç in s ın ıfla n d ırm a y ı iy i bilmeliyiz... -



Glokom göz içi basıncı yüksekliği ve bazen bu yükseklik olmaksızın optik disk çukurluğunda artma ve görme alanı kayıpları ile seyreden kronik progresif bir optik nöropatidir.



-



Kabaca



Sınıflandırma bilm eyi gerektiren b ir soru... Çeşitli göz hastalıklarında ortaya çıkabilen gözde kanlanma (konjonktival hiperemi), klinik olarak yüzeyel ve derin hiperemi olmak üzere iki tipte gelişebilir. Yüzeyel hiperemi-, -



Konjonktivanın göz kapaklarından gelen yüzeyel damarlarının dilatasyonudur.



-



Daha çok konjonktiva hastalıklarında ortaya çıkan bu tip hipereminin özellikleri, açık renkli olması, konjonktiva ile birlikte dilate damaarların hareket etmesi ve bası ile solmasıdır.



-



Hipereminin şiddeti fornikslerden limbusa doğru gittikçe azalır.



-



-



Derin hiperemi ise; Konjonktivanın derinden gelen ön silier damarlarının dilatasyonudur.



-



sekonder



A) Pigmenter glokom



Doğru cevap: C



-



hangisi



o



açık açılı glokom



o



kapalı açılı glokom



o konjenital glokom Açık ve kapalı açılarda kendi içinde primer ve sekonder olarak ikiye ayrılır. Açık açılı glokom olgularının belirli bir kesiminde bazı nedenlere bağlı olarak göz iç i basıncı artışları olmakta eğer zamanında tanı konup tedavi edilemezse, görme sinir değişimleri ile görme alanı kayıpları meydana gelmektedir. Primer açık açılı glokom dışındaki bu tür açık açılı glokom olgularına “sekonder açık açılı glokom " adı verilmektedir.



Nedenleri: -



Psödoeksfolyasyon glokomu



-



Pigmenter glokom



Daha çok kornea, uvea, sklera hastalıkları ve akut glokom krizinde ortaya çıkan bu tip hiperemi koyu kırmızı renklidir, damarlar konjonktiva ile birlikte hareket etmez ve hiperemi basmakla solmaz.



-



Fakolitik glokom



-



Oküler inflamasyona sekonder glokom



Şiddeti limbustan fornikslere doğru azalır.



-



Episkleral venöz basınç artışına sekonder glokom



-



Steroid glokomudur.



Doğru cevap: D



Doğru cevap: A 29. Aşağıdakilerden hangisi komplike kataraktın en sık sebebidir? A) Açı kapanması glokomu B) Retinitis pigmentosa C) Kronik anterior üveit D) Travma E) Bakteriyel konjonktivit Teorik bilgi isteyen b ir soru....



31. Aşağıdakilerden değildir?



hangisi



hipermetropi



A) Aksiyel uzunluğun kısa olması B) Keratokonus C) Kortikal katarakt D) Kornea plana E) Mikroftalmi



sebebi



GOZ HASTALIKLARI



-



bulaşır ve kolaylıkla epidemiler yapar.



142



GOZ HASTALIKLARI



Keratokonusta gözün ön arka çapı arttığı için miyopi meydana gelir. -



33. Aşağıdakilerden hangisi keratokonus oluşumunda rol oynar?



İstirahat halinde akomodasyon yokken, görüntünün retinanın arkasında odaklaşmasına hipermetropi adı verilmektedir.



A)



Hipermetropi



B) Ön üveitler



C) Vitreus Hemorajileri



D) Allerjik konjonktivit



E) Konjenital glokom Sınıflandırma: Keratokonus atopik dermatitin m inör kriteridir.... Bu bakış açısı ile de yapılabilecek b ir soru...



1- Eksen hipermetropisi: -



Gözün ön -arka ekseni normalden kısa olduğu için görüntü retina arkasındadır. (Örnek: mikroftalmi)



-



En sık görülen hipermetropi türüdür.



2- Eğrilik hipermetropisi: -



-



Mevcut patogenez teorilerinin hiçbirisi kliniği tam olarak açıklamamakla beraber sıklıkla atopiyle, bazı sistemik hastalıklarla ve uzun süreli kontakt lens kullanımıyla beraber görülebilmektedir.



-



Keratokonus korneanın aksiyel kısmının noninflamatuar kendini sınırlayan bir hastalığıdır.



Kornea planada kornea eğriliği ve kırıcılığı azalır ve görüntü retina arkasına düşer.



Korneanın progresif olarak incelmesi ve santralinin dikleşmesi ile karakterizedir.



3- Kırıcılık hipermetropisi: -



Katarakt ameliyatından sonra göz içi lensi yerleştirilmez ise hasta afak ve +10 diyoptri hipermetrop olur.



-



Korneanın incelmesine bağlı hastanın görmesi azalır.



-



Keratokonusun etyolojisi tam olarak bilinmemektedir fakat korneal dokudaki biyokimyasal ve fiziksel değişiklikler sonucunda olduğu düşünülmektedir.



4- Gelip geçici hipermetropi: -



Diyabetes mellitus’taki hipoglisemik dönemde görülür.



Doğru cevap: B 32. Aşağıdakilerden hangisi semptomlarından değildir?



Doğru cevap: D 34. Aşağıdakilerden hangisi Lattice dejenerasyonu için doğrudur?



kataraktın A) Ailesel özelliği yoktur B) Daima unilateraldir C) Retina dekolmanı riski fazladır



A) Uzak görmede azalma B) Yakın görmede iyileşme C) Işıkta görme azalması D) Sikloplejik damla ile görmede iyileşme E) Epifora Epifora göz yaşarması olup kataraktta beklenen b ir semptom değildir. -



Yaşlandıkça doğal kristal mercekteki değişimler katarakt oluşumuna ya da lensin saydamlığında kayba neden olabilir. Lens artık esnek ve olması gerektiği kadar saydam olmadığından göz ışığı gerektiği gibi odaklayamaz.



D) Yüksek miyoplarda sıklığı azalır E) Vitreus bu bölgeye gevşek yapışır Lattice dejenerasyonu, dekolman ilişkisi beklediğimiz sorulardan.... -



Lattice dejenerasyonu periferik retinal dejenerasyonlardandır ve ekvatora paralel seyreder.



-



Genel popülasyonda %8 oranında görülür.



-



R etina d e ko lm a n ı mevcuttur.



-



Bulutlu veya bulanık görme (uzak görmede azalma, yakın görmede kırıcılık artması ve miyopiye kayış nedeniyle bir miktar düzelme)



Özellikle yüksek miyop gözlerde en önemli retina dekolmanı nedenidir.



-



Marfan, Ehler-Danlos ve Stickler sendromları ile birliktelikleri sıktır.







Işık ve parlaklığa (glare’e) hassasiyet



-



En sık üst nazal bölgede görülür.







Gözlük veya kontakt lens reçetelerinin sıkça değişmesi



Doğru cevap: C







Zayıf gece görüşü







Renkli görmede değişiklikler ve azalma



35. Retinitis pigmentosada aşağıdakilerden hangisidir?







Tek gözde çift görme







Santrali tutan kataraktlarda ışıkta belirgin görme azalması ve sikloplejik damlalarla görmede bir miktar düzelme



Kataraktın yaygın semptomları şunlardır: •



Doğru cevap: E



o lg u la rın ın



görülen



A) Patolojik C) Travmatik



% 40’ında



katarakt



B) Sekonder D) Komplike E) Gelişimsel



Retinitis pigmentosa toplumda görülen en sık retina distrofisidir...



Sekonder veya komplike katarakt diğer bir göz hastalığı neticesinde meydana gelmektedir. 1. Kronik ön üveit, sekonder kataraktın en yaygın sebebidir. 2. Akut konjestif açı kapanması glokomu



Gözün toplam kırıcılığı kornea ve lensin kırıcılığına eşittir (63.0 dpt). Saydam ön kamara ve vitreustan ışınlar kırılmadan geçerler.



GOZ HASTALIKLARI



Sekonder kataraktlar



Doğru cevap: D 38. Şaşılığın gelişimi sırası hangisinde doğru verilmiştir?



3. Yüksek miyopi



aşağıdakiierden



A ) Ampliyopi, supresyon, diplopi B) Supresyon, diplopi, ampliyopi



4. H erediter fundus d is tro file ri ( Örn: Retinitis pigmentosa)



C) Diplopi, ampliyopi, supresyon



Doğru cevap: B



D) Diplopi, supresyon, ampliyopi E) Ampliyopi, diplopi, supresyon



36. Prematüre retinopatisi ile aşağıdakiierden hangisi yanlıştır?



ilgili



olarak



A) Lökokoriye sebep olabilir



Şaşılık ile am liyopi patofizyolojisini soran güzel bir soru... -



Şaşılık objektif olarak, uzaktaki bir cisme baktığında görme eksenlerinin normal paralelliğinin bozulmuş olması halidir.



-



Sübjektif olarak ise şaşılık, hastanın bir gözünün foveası ile cisme bakarken diğer gözünde görüntünün fovea dışında bir başka noktaya düşmesidir.



Prematur retinopatisinin en önemli bilgilerini içeren b ir soru...



-



Prematüre retinopatisi, retinanın damarsal bozukluğu sonucu prematüre bebeklerde oluşan bir proliferatif vitreoretinopatidir.



Sonuç olarak hasta çift görmeden (diplopi) yakınır ve sonrasında çift görmemek için beynin kayan gözdeki görüntüyü baskılar (supresyon)



-



Yeni koşullara adaptasyon (anormal retina korrespondansı) ve sonrasında da am biiyopi gelişir.



B) Traksiyonel dekolman yapabilir C) Etyolojide VEGFartışı sorumludur D) Familyal eksudatif vitreretinopatiye yol açar E) Retina damarlanması tamamlanmamıştır



-



Prematüre retinopatisinin ilk fazında bebeğin doğum sonrası maruz kaldığı hiperoksiye bağlı retinal vaskülarizasyonda duraklama, damarlarda vazoobliterasyon ve kayıp görülür.



-



İkinci fazında ise hipoksinin indüklediği ve VEGF artışına bağlı gelişen neovaskülarizasyondur.



-



Prematüre retinopatisi lökokori nedenlerinden biridir ve tablonun ilerlemesi ile hastada traksiyonel retina dekolmanı gelişebilir.



-



Tedavi ve takipte lazer, intravitreal anti-vegf uygulamaları ve vitreoretinal cerrahi seçenekleri yer almaktadır.



39. Kayma yönüne göre en sık görülen aşağıdakiierden hangisidir? A) Ekzotropya C) Hipertropya



şaşılık



B) Ezotropya D) Hipotropya E) Eksiklotropya



Teorik bilgi sorgulayan b ir soru.... Kayma yönüne göre: a. İçe şaşılık (ezotropya)



Doğru cevap: D 37.



Doğru cevap: D



Lensin kırıcılığı kaç diyoptridir?



b. Dışa şaşılık (ekzotropya) c. Yukarı şaşılık (hipertropya)



A ) 43



B) 15



d. Aşağı şaşılık (hipotropya)



C )60



D) 20



e. İçe (insiklotropya) veya dışa (eksiklotropya) rotasyonel şaşılıklar olarak sınıflandırılır ve en sık görüleni ezotropya\ardır.



E) 10 Kornea daha önce sorulmuştu.. Lensin kırıcılığında bilmek lazım.... Kırma kusuru olmayan (EMETROP) gözde ışınlar gözün kırıcı ortamlarında kırıldıktan sonra foveada odaklaşır. Gözün kırıcı ortamları: Kornea: Kırma indeksi 1.37, kırma gücü 43.0 diyoptri (dpt) Lens: Kırma indeksi 1.41, kırma gücü 20.0 d iyo ptri (dpt)’dir.



Doğru cevap: B 40. Çocuklarda en sık görülen retina dekolmanı sebebi şağıdakilerden hangisidir? A) Miyopi B) Afaki C) Travma D) Periferik retina dejenerasyonu E) Marfan sendromu



L.



144



GOZ HASTALIKLARI



Çocukları sorduğuna dikkat etmek gerekir... Retina dekolmanı: 1. En sık sebebi: % 40 dan fazlası myoplardır



4)



2. Travma: tüm dekolmanlaın % 10 sebebidir. Ancak çocuklardaki en sık sebeptir. Doğru cevap: C 41.



Aşağıdaki mikroorganizmalardan hemorajik konjonktivit etkenidir?



-



Tedavide %3’lük asiklovir merhem kullanılır.



-



Kortikostreoidler enfeksiyonu şiddetlendireceğinden kontrendikedir.



Akut hemorajik konjonktivit (Apollo XI konjonktiviti): -



Tipik olarak inkubasyon dönemi kısadır.



-



Difüz subkonjuktival hemorajiler vardır.



-



Preaurikuler lenfadenopati, konjuktival foliküller ve epitelyal keratit olabilir.



-



Çok bulaşıcıdır. Kendiliğinden geçer.



hangileri



A) HSV - CMV



Doğru cevap: D



B) sodomonas - Echovirüs C) Adenovirüs - Cockackie A 24



42. Retinoblastomun en sık aşağıdakilerden hangisidir?



D) Cocksakie B 24 - Adenovirüs E) Klamidya - HSV 2 Konjonktivitlerden çok sık soru gelmektedir...



A)



Heterotropi



rastlanan



belirtisi



B) Hipopiyon



C) Lökokori



D) Kolobom E) Kırmızı refle



VİRAL KONJONKTİVİTLER



İnfantların büyük kısmında başlangıç bulgusu kırmızı pupil refleksinin yerini alan lökokoridir...



1) Faringokonjonktival ateş: -



Klasik triadı 38,5-40 derece ateş, boğaz ağrısı ve bilateral konjonktivittir.



-



Hassas olmayan preaurikuler lenfadenopati tipiktir.



-



Konjenital katarakt



-



Retinoblastom



-



Yüzme havuzlarından bulaşır.



-



Primer hiperplastik persistan vitreus (PHPV)



-



Kendini sınırlayıcı bir hastalıktır 10 günde kendiliğinden geçer.



-



Retiopathy of prematurity (ROP)



2) Epidemik keratokonjonktivit:



Lökokori Nedenleri:



-



Retinal displazi



-



Coat hastalığı



-



Metastazlar



-



Diktioma



-



Bilateraldir ancak ilk tutulan göz daha şiddetli etkilenir.



-



Hassas büyük preauriküler lenf nodu tipiktir



-



Psödomembran ve subkonjuktival kanama olabilir.



-



El, göz damlaları ile bulaşır ve kolayca epidemiler yapar.



Doğru cevap: C



T edavisi y o k tu r s e m p to m a tik uygulanır.



43. Kronik bakteriel konjuktivitin en sık rastlanan etkeni aşağıdakilerden hangisidir?



3) Herpes simplex konjonktiviti keratokonjunktivit)



te d a v i



(Dentritik



-



Konjenital toksoplazmozis



-



Nematod endoftalmiti



A)



N. gonorrhea



C) S. aureus



B) C. trachomatis D) S. pneumonia E) H. influenzae



-



Sadece primer enfeksiyonda olur.



-



Bu nedenle genellikle çocuklarda görülür.



-



Unilateral enfeksiyon, mukoid akıntı ve irritasyon vardır.



BAKTERİEL KONJUKTİVİTLER



-



Korneada enfeksiyon nüks ederse anesteziye neden olabilir.



Gonokok, C. difteria, Listeria, Hemofılus agyptius sağlam kornea ve konjonktivayı invaze edebilirler.



-



Göz kapaklarında veziküller vardır.



-



Hassas preaurikuler lenf nodu tipiktir.



-



Yeni doğanda doğum kanalından bulaşma nedeniyle HSV tip 2 daha sıktır.



-



M ultinükleer diagnostiktir.



epitelyal



dev



hücreler



Konjonktivitlerden çok sık soru gelmektedir...



1) Akut bakteriel konjuktivit: Etkenler S. aureus (en sık), S. pnömonia ve H. influenzadır. Mükopürülan sekresyon, yabancı cisim hissi, hiperemi, fotofobi ve göz kapaklarının birbirine yapışması şikayetleri vardır. Tars konjuktivasında m in ik p a p ille r oluşumlar vardır. Korneada punktat keratopati oluşabilir.



Görmede ani azalma, unilateral papil ödemi ve hemoraji santral retinal ven trombozunu gösterir... Retinal ven tıkanıklığında; -



3) Kronik bakteriel konjuktivit: En sık etken S. aureus'tur. Sessiz başlar ve orbitadaki diğer yapılarında tutulumu sık görülür. 4) Yenidoğanın inklüzyonlu konjuktiviti (inklüzyon blenoresi). Etken klamidyadır ve doğum kanalından bulaşır. Epitel stoplazması içinde inklüzyonlar vardır. Alt forniksde ileri derecede papiller hipertrofi vardır. Mukopürülan sekresyon vardır. 5) Erişkin inklüzyonlu konjuktiviti: Akut foliküler konjuktivittir. Yenidoğanın inklüzyonlu konjuktivitinden farklı olarak kornea tutulmaz.



Kanamalar vardır, Papilla ödemlidir, papilla sınırları ödemlidir, Ven kalınlığı ve kıvrımları artmıştır, Bol miktarda yumuşak eksuda vardır,



-



En fazla temporal kadranda görülür.



-



ÖNEMLİ NOT: Retbobulber nöritte, hastanın görmesinde azalma vardır, ancak fundusta herhangi bir patoloji görülmez. (Hasta görmez, doktor görmez.)



Doğru cevap: E 47. Bulanık görme ve ışık çakmaları (fotopsi) şikayeti ile gelen hasta daha öncesinde de görüntüde sinek uçuşmasına benzer rahatsızlık tanımlamaktadır. Bu hastada olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?



Doğru cevap :C 44. Akut dakrioadenit nedir? A) Gözyaşı kesesinin enfeksiyonu B) Gözyaşı bezinin enfeksiyonu C) Gözyaşı bezinin boşaltıcı kanallarının iltihabı D) Kanaliküllerin enfeksiyonu E) Konjunctiva ve korneanın birlikte görülen iltihabı -



Akut dakriodenit, gözyaşı bezinin enfeksiyonudur.



-



Dakriyosistit ise gözyaşı kesesinin enfeksiyonudur



Doğru cevap: B 45. Retina dekolmanı aşağıdaki durumların en sık hangisine sekonder olarak ortaya çıkar?



A) Retina dekolmanı



B) Clamidial konjuktivit



C) Katarakt



D) Okulomotor paralizi E) Devpapiller konjüktivit



Bu hastada en olası tanı retina dekolmanıdır... Primer retina dekolmanına, İdiopatik dekolmanı da denir, 45-50 yaş üstü, bilateral görülür. Miyoplarda daha fazla (en sık nedeni) gözlenir. Vitreustaki hyaloid membranın retinayı çekmesinden meydana gelir Ayrıca; Retinoskisiz, Latis dejenerasyonu, Periferik kistoid dejenerasyonda yırtıkların oluşmasına neden olur.



A) Miyopi



B) Posterior vitrektomi



Bulguları: Fotofobi, sinek uçuşması ve görmenin azalması, skotom,



C) Travma



D) Malignensiler



Sekonder Retina dekolmanı



E) Emboli Teorik bilgi isteyen b ir soru... -



Retinal dekolmanı en sık myopik dejenerasyon ‘lu hastalarda görülürken,



-



2. sebep posterior vitrektomilerdir.



-



Diğer şıklar da sebep olabilir.



-



İlk semptom fotopsidir.



Doğru cevap: A 46. Görmede ani azalma fundus muayenesinde unilateral papil ödemi ve hemoraji mevcut ise hastalık nedir? A) Malign hipertansiyon B) intrakranial basınç artışı C) Diabetik retinopati D) Retrobuller nevrit E) Santral retinal ven trombozu



-



Katarakt cerrahisi sonrası,



-



Travma,



-



Uveit (Behçet, Harada hastalıkları...),



-



Tümörler (Malign melanom),



-



Ağır hipertansiyon,



-



Kronik glomerülonefrit, Papilla ödemi



Traksiyonel retina dekolmanı; Vitreus içinde oluşan fibroz bantların retinayı çekmesi sonucu oluşur. -



DM,



-



Göz içi yabancı cisim,



-



Perforan göz yaralanmaları,



-



Vitreustaki atık ve kanamaların organizasyonu



Doğru cevap: A



GOZ HASTALIKLARI



2) Hiperakut bakteriel konjuktivit: Etken N. gonore’dir. İnkubasyonu 3-5 gündür. Profüz pürülan sekresyon vardır. Yeni doğanda ilk 3-5 günde çıkan konjuktivitin (oftalmia neonatorum) başlıca nedenidir. Tedavi edilmezse göz kaybına varabilen kornea komplikasyonlarına neden olabilir, Bilateraldir. Preauriküler lenfadenopati vardır. Punktat keratit ve kornea ülseri olabilir.



146



GOZ HASTALIKLARI



48. Hangisi üveitte kontrendikedir?



-



Ancak N.gonore, C.difteria, H.agyptius ve Listeria kornea travmatize olmadan da invazyon yapabilir.



-



Kontakt lens kullanımı biofilm tabakasını bozarak keratitlere zemin hazırlar ve bu kişilerde en sık psödomonas keratiti görülür.



-



Alkoliklerde immunite bozulmuştur. Bu nedenle pnomokok keratiti sıktır.



-



HSV tipik olarak dentritik keratit yapar nükslerle seyrederse korneal anestezi ve skarlara neden olabilir.



-



Stromal herpes virüse karşı hipersensitivite reaksiyonudur.



-



Tipik olarak diskiform keratit görülür. Nekrozlu tipine intertisyel keratit denir.



A) Lokal steroidli damlalar B) Pilokarpin C) Sikloplejikler D) Immünosüpresifler E) Perioküler steroid enjeksiyonu P ilo k a rp in s e k o n d e r g lo k o m o lan o lg u la rd a inflamasyonu artıracağı ve sfinkter spazmı yapacağı için kullanılmaz... -



Üveit tedavisinde steroidlerdir.



-



Topikal steroidlere ek olarak özellikle arka üveitlerde, sistemik steroidlerin kontrendike olduğu durumlarda, topikal tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda perioküler steroidler kullanılabilir.



-



Sikloplejikler arka sineşiyi önlemek ve silier spazmı azaltıp hastayı rahatlatmak açısından yararlıdır.



-



birinci



ilacım ız



topikal



Körlük tehlikesi olan veya steroidlerin yetersiz kaldığı bazı hastalarda immünosüpresifler kullanılabilir.



bir



Doğru cevap: E 51. Hangisi Optik nöropatili hastalarda rastlanan başlıca semptomlardan değildir? A) Ağrılı göz hareketleri



Doğru cevap: B



B) Ani ve ağır şekilde görme bozukluğu C) Renkli görmede bozulma D) Metamorfopsi



49. Yenidoğan oftalmik muayenesinde pupilde kırmızı reflenin alınmaması durumunda aşağıdaki durumlardan hangisi düşünülür?



A) Korioretinit



B) Optik atrofi



C) Konjenital katarakt



D) Retinitis pigmentoza



E) Optik nörit Yenidoğanda pupile ışık tutulduğunda retinanın turuncu kırmızı reflesi alınır... -



Bunun olmadığı durumlarda özellikle CMV ve rubella sonucu gelişen konjenital katarakt akla gelir.



-



Diğer sebepler arasında Coat's hastalığı, retinoblastom , prem atür retinopatisi, retina dekolmanı ve primer hiperplastik persistan vitreus gibi hastalıklar sayılabilir.



E) Santral skotom M ik ro p s i, m a k ro p s i ve m e ta m o rfo p s iy e m aküla hastalıklarında rastlanır. -



Optik nöropatili hastalarda ağrılı göz hareketleri, ani ve ağır şekilde görme bozukluğu, santral skotom ve renkli görmede bozulma başlıca semptomlardır.



-



Ama aynı semptomlar ve ilaveten mikropsi, makropsi ve metamorfopsiye maküla hastalıklarında rastlanır.



Doğru cevap: D 52. Aşağıdakilerden hangisi göz kapağının çok görülen ve çabuk büyüyüp, lokal lenf nodu metastazı yapan tümörüdür?



Doğru cevap: C 50. Keratitler yanlıştır?



oluşan



hakkında



aşağıdakilerden



A) Sklerozan tip bazal hücreli Ca B) Ülseratif tip bazal hücreli Ca



hangisi



C) Squamöz hücreli karsinom D) Molloscum kontagiosum



A) N. gonore, C.difteria, H.agyptius ve Listeria normal



E) Sebase gland karsinomu



korneayı invaze edebilirler



B) Kontakt lens kullananlarda en sık psödomonas keratiti görülür C) HSV tipik olarak dentritik keratit yapar D) Alkolizmde S. pnomonia keratiti görülür E) Stromal herpes HSV tip2’nin korneaya invaze olmasıyla oluşur Kornea bakteriel invazyona dayanıklıdır...



Squamöz Celi Ca göz kapağının bazal hücreli Ca’dan sonra en çok görülen tümörüdür... -



Bazal hücreli Ca’dan daha çabuk büyür ve lokal lenf nodülü (preauriküler ve submandibuler) metastazı yapar.



Doğru cevap: C



enfeksiyonlarda ve nisbeten ağır bakteriyel konjuktivitlerde görülür. Doğru cevap: E



A) Trahom 56. Aşağıdakilerden görülmez?



B) Epidemik keratokonjuktivit C) Adenovirüs enfeksiyonları D) Uzun süre Amfoterisin B kullanımı



A) Blefarit



E) Behçet hastalığı



-



inklüzyonlu konjuktivit,



-



Adenovirüs enfeksiyonlarına bağlı olarak faringokonjuktival ateş ve epidemik keratokonjuktivit sonucu,



-



H.simplex ve H.zoster enfeksiyonları,



-



Molloskum kontagiosum, Uzun süre sert kontak lens kullanımı,



-



hiperemi



B) Allerjik konjinktivit



Akut glokom krizinde daha çok derin silier enjeksiyon olur. -



Yüzeyel hiperemi ise daha çok blefarit, allerjik ve enfeksiyoz konjuktivit, diabet, hipertansiyon, sigara, aşırı soğuk ve rüzgara maruziyet, orak hücreli anemi, makroglobulinemi, gut ve polisitemi gibi durumlarda görülür.



Doğru cevap: E



Göz protezleri, Postoperatif keratoplasti Bazı ilaçların uzun süre kullanılması (Amfoterisin B, Karbakol, Neostigmin, Pilokarpin, ldoxuridine)dır.



57. Oculomotor paralizi düşünmezsiniz?



54. Papil bulgusu daha çok hangi konjuktivitlerde belirgindir? A) Gr (+) Bakteriyel C) Viral



B) Allerjik D) Chlamidyal



-



Kapak ve bulbus konjuktivasının değişik yerlerinde yerleşim gösterirler.



-



Özellikle allerjik tabiatlı konjuktivitlerde belirgindir.



Doğru cevap: B Konjuktivitlerde görülen sekresyon tiplemelerinde yanlış eşleştirme hangisidir? A) Seröz-Viral konjuktivitte



-



Menenjit, travma, beyin sapı lezyonları, multipl skleroz, damar ve kas hastalıkları, botulizm ve trişinoz diğer sebeplerdir.



-



Diabete bağlı 3.ks felcinde Işık Reflexi korunurken, anevrizmada kaybolur, ikisinin ayırıcı tanısında önemlidir.



Doğru cevap: D 58. Hangisinde düşüktür?



symblepharon



görülme



olasılığı



A) Steven-Johnson sendromu B) Trişinozis C) Vernal konjuktivit D) Alkali ve asit yanıklar E) Difteri enfeksiyonları



B) Mukoz-Vernal konjuktivitte C) Pürülan-Bakteriyel konjuktivitte D) Mukopürülan-Chlamidyal konjuktivitte E) Müköz-Toksik konjuktivitte Teorik b ilg i gerektiren b ir soru.... -



Seröz sekresyon viral ve toksik nedenlerle oluşan konjuktivitlerde,



-



müköz sekresyon vernal konjuktivitte ile keratokonjuktivitis siccada,



-



pürülan sekresyon bakteriyel konjuktivitte,



-



m ukopürülan



sekresyon



hangisini



O kulom otor s in ir fe lcinin en sık sebebi diabet ve anevrizmadır...



E) Gr (-) bakteriyel Konjuktival kapiller huzmelere papil denir....



etyolojisinde



A) Diabetes mellitus B) Menenjit C) Multipl skleroz D) Ekzoftalmi E) Posterior kominikan arter anevrizması



Doğru cevap: E



55.



yüzeyel



C) Orak hücreli anemi D) Sigara E) Akut glokom krizi



Follikül sebepleri



-



hangisinde



ise



Chlamidyal



S ym b le p h o ro n ; kapak ve bulbus konjuktivasının m em branöz k o n ju k tiv it n e d e n le ri (Adenovirüs, Pnömokok, odunsu konjuktivit, gonokok ve vernal konjuktivitler, difteri enfeksiyonları) alkali ve asit yanıklar, Steven-Johnson sendromu, benign oküler pemphigoid ve konjuktival travmalara bağlı olarak karşılıklı skatrizasyonuna denir. Göz ve kapak hareketlerinde kısıtlılık, gözde kuruluk ile seyreden bir durumdur. Doğru cevap: B



GOZ HASTALIKLARI



53. Aşağıdakilerden hangisinde özellikle alt Forniks’e yerleşim gösteren lenfoid yapılar olan folliküller görülmez?



GOZ HASTALIKLARI



1



59. Göz kapağı ve konjuktivasında belirgin ödemi, preauriküler lenfadenopatisi olan ve konjuktival sürüntüde Gr (-) mikroorganizmalar görülen yenidoğanda muhtemel etken hangisidir? A) N.menengititis



B) N.gonorrea



C) E.coli



D) Pnömokok



konjuktivitinin



en sık etkeni



A) Gonokok



B) Chlamidya



C) Adenovirüs



D) Streptekok



E) HSV-I Adenovirüs konjiktiviti 8-11-19 tipleri ile olur....



E) Stafilokok Konjuktiva hastalıklarında Gr boyamada Gr (-) etken görülm esi durumunda N.gonorea düşünülmelidir.... -



63. Yüzme havuzu hangisidir?



Hayatın ilk birkaç gününde oluşan konjuktivitlerde aksi ispat edilene kadar gonokoksik kabul edilmelidir.



Doğru cevap: B



Çok bulaşıcıdır ve hızla salgın yapar. Yüzme havuzu damlalar ve eller ile bulaşır. Doğru cevap: C 64. Viral konjuktivitin en sık sebebi hangisidir? A) Pikarnoviridea



60. Gözde kanlanma, batma, fotofobi, sabahları göz kapaklarının yapışması şikayetleri olan, fizik muayenede preauriküler lenfadenopatisi olmayan hastada etken hangisi olabilir?



B) Reoviridea



C) Hepadnoviridea



D) Lativiridea



E) Retroviridea Viral konjuktivitis epidemik konjuktivitdir...



A) Pnömokok



B) Gonokok



C) Viral



B e lir tile r b a k te riy e ! belirtilerdir.... -



-



D) Klamidyal E) Hepsi k o n ju k tiv itle rd e



Gonokokal konjuktivitlerde lenfadenopatiye sıklıkla rastlanır.



g ö rü le n



preauriküler



Fakat pnömokok ve Hemofilus konjuktivitinde pek rastlanmaz.



influenza



-



Diğer viral konjuktivit etkeni adenovirüslerdir.



-



Adenovirüsler pikarnovirideadan farklı olarak unilateraldir



Doğru cevap: A 65. Hangi konjuktivitde PPD % 80 pozitiftir? A) Fliktenli keratokinjunktivit B) Basit allerjik konjuktivit C) Kronik atrofik konjuktivit



Doğru cevap: A 61. Aşağıdakilerden hangisi kuru göz hastalığına sebep olmaz? A) Blefarit C) Sarkoidoz



B) Sjögren sendromu D) Ektropion E) Trahom



Ektropion göz kapaklarının dışa dönüklüğüdür. Epifora nedenidir.... Doğru cevap: D 62. Pürülan konjuktivitin en sık sebebi hangisidir? A) N. gonore C) HSV-II



B) Difteri



Pikarnoviridea tarafından yapılır. Temelde bilateraldir.



D) Vernal konjuktivit E) Süpüratif konjuktivit - Interstisyel konjuktivit (fliktenli konjuktivit) kornea ve konjuktivanın allerjenlere karşı vermiş olduğu bir cevaptır. -



PPD % 80 (+)’dir. Ajan genelde endojendir.



Doğru cevap: A 66. Bulbus konjuktivasında nazal kesiminde meydana gelen ve korneaya ilerlemeyen hyalen dejenerasyonu olan çocukta hangi hastalığı düşünürsünüz?



D) Meningokok E) Streptekok



A) Galaktozemi B) Fenil ketonüri



Pürülan konjuktivitin en sık sebebi N. gonoredir.



C) Gaucher hastalığı D) Tay Sachs hastalığı



Doğru cevap: A



E) Çöliak hastalığı -



Tarif pingueculaya uymaktadır ve küçük çocukların pingueculalarında Gaucher hastalığını düşünmek gerekir.



Doğru cevap: C



A) Streptekok C) Pnomokok



D) Difteri



71. Amarozis fugax aşağıdakilerden hastalığı sonucu olur? B)Staphylokok A) Eksternal karotid arter B) Internal karotid arter



E) Gonokok -



Hordeleum Mol, Zeis ve Meibom gibi tarsal konjuktivadaki bezlerin iltihabıdır.



C) Baziller arter D) Posterior serebral arter



-



En sık etken Staphylokokus aureusdur.



E) Orta serebral arter Amarozis fugax gelip geçici görme kayıplarına verilen addır.



Doğru cevap: B 68. Viral keratitin organizmadır?



hangisinin



en



sık



sebebi



hangi



A) HSV-II



B) EMN



C) Adenovirüs



D) CMV



mikro­



E) HSV-I



-



Internal karotid arterden kopan emboliler oftalmik arterde tıkanma yapar.



-



Buradaki embolinin parçalanmasına kadar geçen süre içindeki iskemi, görmede geçici bozulma yapar.



-



Eğer emboli parçalanmaz ise kalıcı bir görme kaybı ortaya çıkar.



Viral keratitlerin en sık sebebi HSV-l’dır. Bu keratit dentritik ya da diskiform keratitdir.



Doğru cevap: B



Doğru cevap: E



72. Hangisi papil stazı ile en cok karışır? A) Myopik kresent



69. Cornea ülserinde kontrendike olan hangisidir?



B) Papilla kolobomu A) Atropin



B) Pilokarpin



C) Papillit D) Yüksek dereceli hipermetropi E) Optik sinir başının tümörleri



C) Antibiotikli merhem D) Fenilefrin E) Kortikosteroidli merhem E nfeksiyöz kornea ü lse rle rin d e k o rtik o s te ro id le r kullanılmamalıdır.



Papil stazı en çok papillit ile karışır. •



Papillit genellikle tek taraflı, staz ise iki taraflıdır.



-



Papillitte görme ilk ve ani olarak bozulur.



-



Stazda makula bölgesine kanama olana kadar görme korunur.



Doğru cevap: E 70. Retinanın reseptör hücrelerinde (koni ve basil hücreleri) oluşan uyarı ilk olarak nereye uğrar? A) Optik sinir B) Kiazma C) Korpus genikülatum laterale D) Optik traktus E) Bipolar ve ganglion hücreleri Temel bilgi gerektiren b ir soru..... -



-



Retinanın reseptör hücrelerinde (Koni ve basil hücreleri) oluşan uyarı bipolar ve ganglion hücrelerinden sonra, optik sinir, kiazma, optik traktus, korpus genikülatum laterale ve optik radyasyonlardan geçtikten sonra oksipital kodekse varır. Fotoreseptörlerdeki uyarı ilk olarak dış plexiform tabakasındaki bipolar hücrelere gider daha sonra ise yukarıdaki sırayı takip eder.



Doğru cevap: E



GOZ HASTALIKLARI



67. Hurdeleumun en sık sebebi hangisidir?



Doğru cevap: C 73. Hangisi papil ödeminin başlıca klinik belirtisi olamaz? A) Baş ağrısı C) Bulantı-kusma



B) Myozis D) Diplopi E) Şuur kaybı



Papil ödeminde myozis değil midriazis hakimdir... Doğru cevap: B 74. Glokom tedavisinde kullanılan ilaçlar hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Prostoglandinler uveoskleral drenajı arttırır. B) Beta blokörler humor aköz yapımını azaltır. C) Epinefrin hem aköz humor yapımını hem de drenajını arttırır. D) Açı kapanması glokomunda ilk tercih edilecek ilaç epinefrin olmalıdır. E) Karbonik anhidraz inhibitörleri humor aköz yapımını azaltır.



L.



150



GOZ HASTALIKLARI



ı



GLOKOM TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLAR



75. Glokom krizi tedavisinde hangisi kullanılmaz? A) C)



Tedavi topikal, sistemik (oral iv.) ilaçlarla yapılabilir.



Asetozolamid Atropin sülfat



1) TOPİKAL KULLANILANLAR



E) % 20’lik mannitol



A) Beta blokörler: Yapımı azaltır. S elektif (Betaksolol) veya nonselektif (timolol) olabilir. Selektif olanların kardiovasküler ve solunum sistemine etkisi daha azdır. Betaksolol aynı zamanda nöroprotektiftir. Göz içi basıncı %20 azaltırlar. B) Pilokarpin: Miyozis yaparlar böylece açıyı genişletirler. Parasempatomimektir ve drenajı arttırarak etki eder. Göz içi basıncı %20 azaltır. Ancak uveoskleral drenajı azaltır. 40 yaşından küçüklerde miyopi yapar. Katarakt, diyare, karın ağrısı, tükrük artışı yapması diğer yan etkileridir. Diğer parasem patom im etikler karbakol, aseklidin, asetilkolin (direk); fizostigm in, neostigmin (indirek etkili)’dir.Pilokarpin Akut Açı kapanması glukomunda ilk tercih ilaçtır. C) Sempatomimetikler: Epinefrin ve dipivefrin bu gruptandır. Üveoskleral ve trabeküler drenajı arttırır. Yapımı azaltıcı etkiside vardır yani dual etkilidir. Kornea ve konjuktivada siyahlaşmaya ve hiperemiye neden olur. Hipertansif hastalarda kullanılm az. Açı kapanması glokomunda midriyazis yaptıkları için atağı provake ederler bu nedenle bu glokomda kontrendikedirler. D) Alfa agonistler: (Apraklonidin). Drenajı arttırırlar. Allerjik reaksiyonlar sık görüldüğünden en son tercih edilen ajanlardır.



Glokomda m yotikler verilir.....



A) Karbonik anhidraz inhibitörleri: (asetazolamid). Humor aköz yapımını azaltır. Diürez yapar. El ayak parmaklarında parestezi, hipokalemi, ketoasidozun indüklenmesi, böbrek taşı oluşumu, hematolojik değişiklikler, GIS kanaması ve konfuzyon gibi birçok yan etkisi olduğundan ancak kısa süreli kullanılabilir. B) Hiperozmotikler: Gliserin sadece oral kullanılır. Mannitol oral veya iv. kullanılabilir. Göz içi sıvının kan osmolaritesinde olan artış nedeniyle kana geçmesine neden olurlar. Akut açı kapanması glokomunda, preoperatif ve postoperatif göz içi basınç kontrolünde kullanılırlar. 3) KOMBİNE TEDAVİ Beta blokör+kolinerjik/sem patom im etik veya + karbonik anhidraz inhibitörü/PG F2 alfa kombinasyonları kullanılabilir. Doğru cevap: D



Atropin sülfat midriatik bir ajandır.



-



Midriazis ise glokomda humor aköz devirdaimini engelleyen ya da azaltan bir durumdur.



-



Myotik ajanlar tercih edilir.



-



Atropin Kontrendikedir.



76. Konjenital glokom bulgusu olmayan hangisidir? A) Fotopsi B) Lakrimasyon C) Blefarospazm D) Kornea çapında artma E) Korneada Descement yırtıkları K o n je n ita l glokom da fo to p s i değil, fo to fo b i b ir bulgudur... -



Fotopsi daha çok retina dekolmanının haberci bulgusudur.



Doğru cevap: A 77. Hangisi akut glokom krizinin belirtisi değildir? A) Derin silier kanlanma B) Ani yüz ve baş ağrısı C) Bulantı-kusma



F) PGF2 alfa: (latanaprost): Uveoskleral drenajı arttırır. Göz içi basıncını %25 düşürür. Pilokarpinle beraber kullanılmamalıdır. Melanogenezis yaptığından göz rengini koyulaştırır. (SİSTEMİK)



-



Doğru cevap: C



E) Karbonik anhidraz inhibitörleri: (Dorzolamid). Humor aköz yapımını azaltırlar. Göz içi basıncı %20 düşürürler.



2) ORAL VE İNTRAVENÖZ KULLANILANLAR



B) Pilokarpin D) Gliserin



D) Myozis E) Kornea epitelinde ödem Glokom krizinde pupil midriatiktir.... -



Kriz orbita çevresi, yüz ve baş ağrılarıyla ani başlar.



-



Mide bulantısı, kusma, taşikardi veya bradikardi, hafif ateş, terleme şikayetleri görülebilir.



-



Göz kapakları şiş, konjuktivada derin silier kanlanma, kornea epitelinde ödem, pupillada orta derecede midriazis vardır.



-



Ön kamara daralmış, pupil ışık refleksi zayıflamış veya yok olmuştur.



Doğru cevap: D 78. Retinada loş ve karanlık görmeden sorumlu hücre hangisidir? A) Koni hücreleri



B) Rod hücreleri



C)



D) Bipolar hücreleri



Ganglion hücreleri



E) Pigment epitel hücreleri



Karanlıkta görmeden Basil hücreleri (rod hücreleri) sorumludur.... -



Işıkta görmeden ise renkli görmeyi sağlayan koni hücreleri sorumludur.



En sık glokom nedeni prim er sebeplerdir ve nedeni belli değildir..... -



%40 oranında primer açık açılı glokom gözlenir.



Doğru cevap: A



Doğru cevap: B 79. Aşağıdakilerden hangisi optik atrofi yapmaz? A)



Glokom



B) Ateroskleroz



C) Papilla ödemi



D) Dakriosistit



82. Glokom en sık hangi konjenital anomali ile beraberdir? A) Aksenfeld sendromu C) Nörofibromatozis



E) Sturge Weber sendromu



E) Optik sinir tümörleri



Teorik b ilgi sorusu...



Mantığımızla yapabileceğimiz b ir soru..... Optik atrofi sinir aksonlarındaki dejenerasyon, sinir liflerinde kaybolma ve miyelin tabakasındaki bozukluklarla seyreden bir hastalıktır. Nedenleri;



Glokom en sık aniridi ile beraber iken diğer şıklardaki sendromlarla da normalden daha sık olarak beraber gözlenir. Doğru cevap: B



-



Arka optik nöropatiler



-



Optik sinire bası yapan tümörler (hipofiz tümörleri)



-



Optokiazmatik araknoiditler



-



Optik sinirin dejenerasyonları



-



Optik sinir tümörleri



-



Glokom



-



Ateroskleroz



-



Papilla ödemi



-



Ön optik nöropatiler (papillitler)



83. Goldman tonometrisi hangi hastalık teşhisinde kullanılır? A) Retinoblastom



A)



B) Glokom



C) Katarakt



D) Iridosiklit E) M.Melanom



Teorik b ilgi sorusu... -



Doğru cevap: D 80. Aşağıdakilerden görülmez?



B) Aniridi D) Marfan sendromu



hangisinde



papilla



ödemi



Kafa içi basınç artışı B) Kavernöz sinüs trombozu



C) Pseudotümör cerebriD) Retrobulber nevrit



Doğru cevap: B 84. Glokomda yapılan ve en ivi sonuç veren operasyon hangisidir? A) Aguöz hümör aspirasyonu



E) Menenjit



B) Lazer trabeküloplasti C) Fistülian ameliyatlar



“A " seçeneğine dikkat etmek lazım... -



Papil ödemi optik sinir başının artmış kafa içi basıncı nedeniyle şişmesidir.



-



Beyin tüm örlerinde veya apselerinde, beyin travmasında veya kanamasında, menenjitte, Araknoid yapışıklıklarında, pseudotümör serebride, kavernöz sinüs trombozunda, şiddetli hipertansif veya renal hastalıklarda ve akciğer amfizeminde görülür.



Goldman tonometrisi kornea üzerinde 3,06 mm2’lik bir alan düzleştirilerek intra oküler basınç ölçülür 20 mm/Hg’den daha yüksek intra oküler tansiyon glokoma delalet eder.



D) Trabekülektomi E) Medikal tedavi Operasyonlardan en sık kullanılan ve en başarılı olanı trabekülektomidir.... -



%80 klinik başarı vardır.



Doğru cevap: D



Doğru cevap: D 85. Buftalmus hangi glokomda gözlenir? 81. En sık görülen glokom çeşidi aşağıdakilerden hangisidir? A) Primer açık açılı glokom



A) Primer açık açılı glokom B) Primer kapalı glokom



B) Primer açı kapanması glokomu



C) Konjenital glokom D) Neovasküler glokom



C) Konjenital glokom



E) Steroid bağımlı



D) DM’ ye sekonder glokom E) Steroid kullanımı



Teorik b ilgi sorusu....



-



Konjenital glokomda kornea çok bombeleşir ve göz çok fazla büyür.



-



Buna megalokornea ya da Buftalmus (öküz gözü) denir.



-



Korneanın descement membranında HAAB çizgileri patognomik sayılır.



Doğru cevap: C



GLOKOM -



4 grupta incelenir: Primer glokom, sekonder glokom, konjenital glokom ve absolu glokom. En sık görülen primer açık açılı glokom (%80)’dur.



1) Primer glokom: Açık açılı, açı kapanması glokomu ve normal basınçlı glokom olarak ayrılır. -



-



Açık açılı glokom: 45 yaş üstünde %1-2 sıklıktadır. Geç döneme kadar belirti vermez, bu nedenle görme alanında daralma ile şikayetler başlar. Normalde 10-21 mmHg olan göz içi basıncı 30-40 mmHg civarında seyreder. Bu nedenle 40 yaş üstündeki hastalar rutin göz tansiyonu taraması olmlıdır. Oftalmoskopide fizyolojik çukur ganglion hücrelerinin (M hücreleri) kaybı nedeniyle genişlemiştir. Koroid atrofisine bağlı olarak papilla çevresinde sarı-beyaz glokom halesi vardır. Perimetrede parasentral skotom olur. Arkuat tamamen etkilenmişse bjerrum skotomu oluşur. En son döneme kadar merkezi görme alanı ve nazal lifler korunabilir. Tedavide öncelikle medikal tedavi denenir başarılı olmazsa cerrahi (trabeküloplasti, trabekülektomi) uygulanır.



Diabet gözde her üç damar sistemini de tutar. Gözün tüm yapıları etkilenebilir. Gelişmiş ülkelerdeki körlüğün önde gelen nedenlerindendir. Tutulan kapillerde perisit sayısı azalmış, endotel sayısı artmıştır bu nedenle mikroanevrizmalar olur. Tutulan damar tıkanır veya sızdırır. Diabet süresi ile retinopati arasında yakın bir ilişki vardır.



Diabetik retinopatide evreler: 1) Background retinopati: Mikroanevrizma, mikrohemoraji ve tektük sert eksuda vardır. 2) Makülopati: Tip 2’de fazladır ve ani görme kaybından sorumludur. Sert eksuda, hemoraji ve maküla ödemi vardır. Görme tekrar düzeltilebilir. 3) Preproliperatif evre: Tip 1’de fazladır. Retinal iskemi başlamıştır. Derin hemorajiler, yumuşak eksuda, hayalet arterler ve venlerde boğumlaşma vardır. 4) İleri diabetik göz hastalığı: Vitröz hemoraji, traksiyon bantları, retina dekolmanı, opak membran ve neovasküler glokom vardır. -



Prodromal dönem: 1 saatten az süren ağrı, korneal ödem, görme bulanıklığı vardır. Uyuyup miozis olunca geçer ancak ataklarla anterior sineşiler olur.



• Akut açı kapanması: konjuktival konjesyon, korneada ödem, bulanıklık bülloz keratopati, semidilate pupil, ışık refleksi yokluğu, katarak, optik disk ödem, iskemisi olur. Göz içi basınç 70 mmHg’nin üstündedir. Acil tedavi (mannitol) gerektirir. •



Kronik açı kapanması: Basınç 40-50 mmHg’dir. Seyri primer açık açılı glokom gibidir.



Normal basınçlı glokom: Intraokuler basınç normaldir ancak optik nöropati vardır.



86. Aşağıdaki olaylardan hangisi diabetik retinopatideki preproliferatif dönemde yoktur? A) Derin hemorajiler B) Venlerde teşbih tanesi gibi boğumlanmalar C) Hyalen arteioller D) Yumuşak exuda E) Neovaskülarizasyon Neovaskülarizasyorı en son proliferatif dönem dir.... Bu oluşan damarlar çabuk kanayarak, retina dekolmanına sebep olur ve irreversible değişiklikleri başlatır. Doğru cevap: E 87. Prematüre retinopatisi hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



2) Sekonder glokom: lens dislokasyon, intumasensi, fokolitik, psödoeksfoliasyon olabilir. Travma, üveitler, iriste neovaskularizasyon, kortikosteroid ve pulsatil egzoftalmusla olabilir.



A) En önemli risk faktörleri prematürelik ve düşük doğum ağırlığıdır. B) En sık 3-4 yaşında ortaya çıkar C) %90’ı spontan regresyona uğrar



3) Absolu glokom: Tam görme kaybı, kaput me-dusa görünümü ve şiddetli ağrı vardır.Tedavisi enükleasyondur. 4) Konjenital glokom: Trabeküler disgenezis vardır. Eşlik eden konjenital anomali olarak en sık aniridi görülür. Bulguları erken ve geç olarak ayrılır. Erken belirtiler megalokornea, Haab çizgileri (horizontal korneal skar), ön kamara genişliği, fundus çukurlaşması, geniş ön kamara ve açı amorfluğudur. Geç bulgular buftalmus (öküz gözü), korneal ülser, kanama, görme kaybı ve fitizis bulbidir. Tedavisinde trabekülotomi ve goniotomi yapılır. ID: 13 i 030



Diabette 6 ayda bir göz kontrolü yapılmalı, kan glukozu kontrol altına alınmalı hasta HbA1c ile (normali %6-8) takip edilmelidir. ID: 13i 027



Açı kapanması glokomu: 40 yaşından sonra ve bayanlarda sıktır. Emosyonel labilite vardır. Göz küresi küçüklüğü (hipermetropi), irisin kalın ve önde olması risk faktörleridir. Prodromal akut ve kronik dönemleri vardır. •



-



DİABETİK RETİNOPATİ



D) Dekolmana neden olabilir E) Lökokori yapan düşünülmelidir



nedenler



ayırıcı



tanıda



En önemli başıklardan biri..herşeyin bilmeliyiz... -



Prematüre retinopatisi (RDP) içinen önemli risk faktörleri prematürelik (28 hafta altı) ve düşük doğum ağırlığı (2000 gr altı)’dır.



-



Bu infantlara oksijen verilm esi ve daha sonra oksijenin kesilmesi iskemiye buna bağlı neovaskularizasyon ve hemorajilere neden olur.



153



-



Sepsis, apne, intraventriküler hemorajide diğer risk faktörleridir. En sık doğumdan 6-8 hafta sonra ortaya çıkar ve %90 spontan regrese olur. 5 evrede incelenir. •



Evre 1: Demarkasyon hattı vardır







Evre 2: Demarkasyon hattında kabarıklık (ridge)







Evre 3: Fibrovasküler proliferasyon







Evre 4: Subtotal retina dekolmanı







Evre 5: Total retina dekolmanı



Evre 1-2 spontan düzelebilir. Evre 4-5’de invazif cerrahi işlemler gerekir.



HİPERTANSİF RETİNOPATİ -



Hipertansiyonun gözdeki en belirgin bulgusu arteriollerde daralmadır. Normalde arter/ven çap oranı 2/3 iken 1/2, 1/4’e iner. Retina diastolik basınç yüksekliğin-den daha çok etkilenir.



-



Hipertansiyon arteriosklerozla beraberse gunn (boğulma), salus (kıvrımlanma) ve humping (köprüleşme) belirtileri görülür.



-



Evre 1 hipertansif retinopatide 5 yıllık yaşam %70, evre 4’te ise %1’dir.



-



Hipertansiyonda Scheie evrelemesi:



Doğru cevap: B 88. Hipertansif retinopatinin 2. aşağıdakilerden hangisi gözlenir?



evresinde -



A) Arteriollerde incelme



B) Venlerde solukluk



C) Optik disk ödemi D) Yumuşak exuda E) Sert eksüdalar, Salus bulgusu Hipertansif retinopatide.......







Evre 1: Arterler ince venler dolgun







Evre 2: İlaveten sert eksüdalar, mikrohemorajiler







Evre 3: İlaveten yumuşak eksüdalar ve maküla yıldızı görünümü







Evre 4: İlaveten optik disk ödemi



Arteriosklerozda evreleme • •



1. derece: Arteriollerin refleleri artmıştır







2. derece: Arteriovenöz bası bulguları; salus bulgusu







3. derece: Sklerozda artmaya bağlı bakır tel görünümü olur; Arteriovenöz bası bulgulan: bonnet ve gunn bulgusu







4. derece: Sklerozda ileri artışa bağlı gümüş tel görünümü olur.



Grade 1 : Arteriollerde incelme, venlerde dolgunluk, küçük arter dallarında ve venlerde solukluk. Grade 2 : Hemorajiler, Sert exuda, A-V çaprazlaşma yerlerinde venlerde yön değişimi (Salus bulgusu) G rade3 : Arterlerde b a kır te l manzarası. Yumuşak exüda, sert eksüdalar makula etrafında yıldız oluşturma çabasındadır. A-V çaprazlaşma bölgesi distalinde venlerde genişleme (Bonnet b u lg u s u ). A-V çaprazlaşma bölgesinde venlerde silinme (Gunn bulgusu) Grade 4 : Arterlerde gümüş tel manzarası. Optik disk ödemi, retina dekolmanı, fibrozis Doğru cevap: E 89. Aşağıdakilerden hangisi nonproliferatif diabetik retinopati bulgularından değildir?



0. derece: Hipertansiyona rağmen arterioskleroz yoktur



İD: 13i 028



90. Yaşlı birinde ani görememe şikayeti var ve göz dibi normal ise ne düşünülür? A) Akut santral retinal arter tıkanması B) Temporal arterit C) Glokom D) Santral retinal ven tıkanması E) Retrobulber nörit R e tro b u lb e r n ö rit fu n d u s ta h iç b ir a n o rm a llik göstermeyen s in ir lezyonları oluşturur. Yaşlıda ani başlayan görmeme şikayeti sıktır. Doğru cevap: E



A) Retinal hemorajiler B) Retinal ödem C) Retinada mikroanevrizmalar D) Reninal sert eksüdalar E) Traksiyonel retina dekolmanı D iab e tik re tin o p a tin in n o n p ro life ta rif dönem inde retinada hemorajiler, ödem, mikroanevrizmalar, sert ve yumuşak eksüdalar izlenebilir... -



Traksiyonel retina dekolmanı daha ileri dönemde yeni damar oluşumuna ve fibrovasküler membran kontra-ksiyonuna sekonder olarak ortaya çıkar ve proliferatif diabetik retinopati bulgusudur.



Doğru cevap: E



91. Emetrop bir gözde kırıcılık gücü kaç diyoptridir, dağılımı nasıldır? A) 55: Kornea 35 + Lens 20 B) 60: Lens 43 + Kornea 17 C) 63: Kornea 43 + Lens 20 D) 63: Lens 43 + Kornea 20 E) 60: Kornea 40 + Lens 20 Kırıcı yüzeylerden korneanın kırıcılığı 43 diyoptri, lensin 20 diyoptridir. Yani gözün toplam kırıcılık gücü 63 diyoptridir. Doğru cevap: C



GOZ HASTALIKLARI



-



92. Ambliyopi’de görme yollarının muayenesinde ilk tercih edilecek yöntem hangisidir?



-



A) USG



-



Her iki gözle birlikte fiksasyon yapılabilir.



B) Görme keskinliği C) Sintigrafi



-



Genellikle 2 yaş civarında dikkati çekmeye başlar.



-



Çocuk uzağa bakarken yorgunken veya hastayken daha belirgin olarak dikkati çeker.



-



Güneşte dışarıya çıktıkları zaman bir gözlerini kapatırlar.



D) Retinal anjiografi testi E) Kraniografi A m bliyopi’de muayenede ilk yapılması gereken görme keskinliğinin test edilmesidir. (Visual A cuity Test)...... -



-



-



İntermittan ekzotropyada füzyonel verjans normaldir, ambliyopi yoktur.



Gözde veya görme yollarında herhangi bir hastalık bulunmadan görmenin az olmasına ambliyopi denir. Bu çeşit gözlere de ambliyop (tembel göz) adı verilir. Çeşitli şekillerde görülür. Ambliyopia ex anopsia: Normalde yeni doğan çocuğun görmesi sıfıra yakındır. Foveasının uyarılması sonucu görme yavaş yavaş gelişir ve 4 yaşında tama ulaşır. Doğuştan katarakt, tam pitozis, kapak hemanjiomu gibi hastalıklar varsa görme çok az olur. Anizometropik ambliyopi: Hipermetrop veya astigmat gözlerde oluşur, iki göz arasındaki refraksiyon farkının 1.5 diyoptrinin üzerinde olduğu ametropik her durumda ortaya çıkabilir.



Doğru cevap: B 93. Aşağıdakilerden hangisi gözyaşı bezine ait bir hadisedir? A) Pinguekula



B) Dellen



C) Dakriadenit



D) Dakriosistit



Doğru cevap: B 95. Göz küresinin orbita içine çökük olmasına ne ad verilir? A) Keratokonus B) Enoftalmus C) Exoftalmus D) Hipertelorizm E) Hipotelorizm Terminoloji sorusu... Hipertelorizmde iki orbita arası mesafe artmıştır, hipotelorizmde ise orbitaların birbirine yakın olması demektir. Endoftaimi uvea, corpus vitreum ve retinada sınırlı kalan iltihaplanmadır. Exoftalmus göz küresinin öne doğru yer değiştirmesidir. Enoftalmus gözküresinin orbita içine çökük olmasıdır. Doğru cevap: B



E) Aniridi Terminoloji sorusu......



96. Presbiyopi için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



Pinguekula : bulberkonjuktivanın iyi huylu bir dejeneratif lezyonudur.



A) Lens esnekliği azalmıştır.



Dellen : kornea yüzeyinde sığ çöküntü alanlarıdır.



C) Yakından çalışma yeteneği zorlaşmıştır.



B) Uyum gücü zayıflamıştır. D) Geceleri görmesi azalmıştır.



Dakriosistit : gözyaşı kesesinin iltihabıdır.



E) Bir hastalık olmayıp fizyolojik olaydır.



Aniridi : iris dokusunun yokluğudur.



Presbiyopi gözün fizyolojik yaşlanması demektir.. 40 yaşlarında başlar....



Dakrioadenit: gözyaşı bezinin bir iltihabıdır. Doğru cevap: C 94. Aşağıdakilerden hangisi tropyanın özelliği değildir?



intermittan



ekzo-



-



Uyum gücünün zayıflamasına ve yakından çalışma yeteneğinin zorlaşmasına neden olmaktadır.



97. Aşağıdakilerden olmaz?



D) Güneşte bir gözlerini kapatırlar.



Am bliyopi yoktur...



Presbiyopi bir hastalık olmayıp lensin esnekliğinin azalmasından ileri gelen fizyolojik olaydır.



Doğru cevap: D



A) Füzyonel verjans normaldir. B) Ambliyopi vardır. C) Her iki gözle birlikte fiksasyon yapılabilir. E) Uzağa bakarken, yorgunken veya belirgin olarak dikkati çeker.



-



hastayken



A) Anizometropi



hangisi



ambliyopiye



sebep



B) İntermittan ekzotropya



C) Akomodatif esotropya D) Monoküler şaşılık E) Tek taraflı ptozis



Çocuklarda asimetrik görme kayıpları ambliyopiye yol açar... -



İntermittan ekzotropyada füzyonel verjans normaldir



-



Ambliyopi yoktur ve her iki gözle birlikte fiksasyon yapılabilir.



101.Paralitik şaşılıkların yetişkinlerdeki en sık sebebi hangisidir? A) Konjenital B) Travma C) Neoplazmlar D) Metabolik hastalıklar E) Vasküler hadiseler



Doğru cevap: B 98. Astigmatizma doğrudur?



için



aşağıdakilerden



hangisi



Teorik bilgi sorusu... -



Paralitik şaşılıkların yetişkinlerdeki en sık sebebi vasküler hadiseler iken, çocuklardaki en sık sebebi konjenital anomalilerdir.



A) Gözün ön-arka ekseninin uzunluğu artmıştır. B) Gözün ön-arka ekseninin uzunluğu azalmıştır. C) Lens esnekliği azalmıştır.



Doğru cevap: E



D) Tek nokta halinde fokus oluşturamaz. E) Retina yüzeyi irregülerdir



ORBİTAL SELÜLİT



Kısaca nokta şeklindeki b ir cismin görüntüsünün nokta şeklinde olmamasıdır....... -



Astigmatizmada gözün kırıcı sisteminin değişik m eridyenlerde ışık demetini eşit kırmaması sonucunda tek nokta halinde foküs oluşturamama vardır.



Doğru cevap: D 99. En cok rastlanılan şaşılık türü hangisidir?



• İnfekte sinüsün duvarından bakteri yayılmasını takiben görülen ateş, toksik görünüm, göz kapağı şişliği, görmede azalma, oftalmopleji ve propitozis ile seyreden bir sinüzit komplikasyonudur. • Periorbital selülit; hematojen yayılım lı enfeksiyon odağı (Hemofilus influenza tip pnömokok) veya travma sonrasında gelişen tablodur ve görme bozukluğu, oftalm opleji propitozis görülmez.



bir b, bir ve



Ayırıcı tanı A) Monoküler B) İntermittan C) Latent D) Alternan E) Binoküler Teorik b ilg i sorusu... -



-



Latent şaşılık testlerle ortaya çıkarılan, genelde normal hayatta bir patolojiye sebep olmayan şaşılık türüdür.







Mukormikozis







Orbital aspergillozis







Rabdomyosarkom







Nöroblastom







VVegener granülomatozisi







Orbitanın inflamatuvar pseudotümörü







Trişinozis ID: 13İ 164



En sık bu tür gözlenir. (%60-70) 102.Her iki gözün senkronize ve simetrik olarak içe hareketine ne ad verilir?



Doğru cevap: C



A) Konverjans



100. Benign tümörlerden en sık uniiateral exoftalmus sebebi hangisidir? A) Lenfanjiom C) Retinoblastom



B) Diverjans C) Addüksiyon



B) Hemanjiom D) Rabdomyom



D) Abdüksiyon E) Versiyon



E) Osteom



Terminoloji bilgisi....



Orbita tümörlerinin ensık’ larını bilmek lazım... -



Exaftalmusa sebep hemanjiomlardır.



tümör



-



Her iki gözün senkronize ve simetrik olarak hareketine verjans adı verilir.



-



Çocuklarda m etastatiklerden en sık sebep nöroblastom iken, adelosanlarda AML, yetişkinlerde ise akciğer ve meme Ça dır.



-



Heriki gözün içe doğru yaptığı verjans konverjans, dışa doğru yaptığı verjans d iv e rja n s olarak adlandırılır.



Doğru cevap: B



olan



en



sık



Doğru cevap: A



156



GOZ HASTALIKLARI



103. Hangi bulgu anterior granülomatöz üveitlerin tanısında daha önemlidir? A)



Derin ejeksiyon



Teorik b ilgi sorusu.... -



B) Pupil yapışıklığı



C) Keratik presibitasyon



D) Hipopiyon



Korneanın tabakaları sırasıyla Epitel, Bovvman, Stroma, Descement zarı ve Endoteldir.



Doğru cevap: C



E) koebbe ve busacca nodulleri Keratik presipitatlar kornea endoteline yapışmış inflamatuar hücre topluluklarıdır ve üveitlerde çok sık görülen bir bulgudur.



108,Hipertansif retinopati hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Normalde arter/ven çap oranı 2/3’tür.



Doğru cevap: C



B) Retina sistolik basınç yüksekliğinden daha çok etkilenir.



104.



C) Hipertansif retinopati arteriosklerozla beraberse Gunn, Salus ve Humping bulguları görülür.



Üveitlerin en sık sebebi hangisidir?



A) Sarkoidoz C) Behçet



B) R. Artrit D) İdiopatik



D) Evre 4 hipertansif retinopatide 5 yıllık sağ kalım %1’dir. E) Hipertansif retinopati eksüdatif retina dekolmanına neden olabilir.



E) Kandida Üveitlerin en sık sebebi idiopatiktir.... -



Kollajen doku hastalıklarından Behçet ve R. Artrit de sıktır. Enfeksiyon ajanlardan HSV-I ve toxoplazma sıktır. Altta yatan malignensilerden ise en sık M. Melanom vardır.



Doğru cevap: D



Retina d ia s to lik basınç yü kse kliğ in d e n daha çok etkilenir..... Hipertansiyonun gözdeki en belirgin bulgusu arteriollerde daralmadır. Normalde arter/ven çap oranı 2/3 iken 1/2, 1/4’e iner. -



Hipertansiyon arteriosklerozla beraberse gunn (boğulma), salus (kıvrımlanma) ve humping (köprüleşme) belirtileri görülür.



-



Evre 1 hipertansif retinopatide 5 yıllık yaşam %70, evre 4’te ise %1’dir.



105.Optik sinirin en sık görülen tümörü hangisidir? A) Menenjiom



B) Kraniofarengioma



C) Oligodendrogliom



D) Glioma



E) Glioblastoma



-



Teorik b ilg i sorusu... Optik sinirin en sık tümörü olan glioma, glial dokunun astrosit veya oligodendrosit hücrelerinden kaynaklanır. Doğru cevap: D 106.



Görme yollarının 2. nöronu nerede bulunur?



A) Bipolar hücreler



B) Ganglion hücreleri



C) Oksipital lob



D) Temporal lob



E) Korpus genikulatum laterale Göz anatomisinden b ir soru..... -



Görme yolları reseptör hücrelerden başlar. 1 nöronu bipolar hücreler, 2. nöronu ganglion hücreleri, 3. nöronu korpus genikulatum lateralededir.



Doğru cevap: B 107. Korneaya ait olmayan hangisidir? A) Epitel B) Bovvman C) Bruch membranı



Hipertansiyonda Scheie evrelemesi: Evre 1: Arterler ince venler dolgun



-



Evre 2: İlaveten sert eksudalar, mikrohemorajiler



-



Evre 3: İlaveten yumuşak eksudalar ve maküla yıldızı görünümü



-



Evre 4: İlaveten optik disk ödemi



Arteriosklerozda evreleme: (Kanski ye göre yeniden düzenledim) -



0. derece: Hipertansiyona rağmen arterioskleroz yoktur



-



1. derece: Arteriollerin refleleri artmıştır



-



2. derece: Arteriovenöz bası bulguları; salus bulgusu



-



3. derece: Sklerozda artmaya bağlı bakır tel görünümü olur. Arteriovenöz bası bulguları; bonnet ve gunn bulgusu



-



4. derece: Sklerozda ileri artışa bağlı gümüş tel görünümü olur.



Doğru cevap: B 109.Hangisi komplike katarakt sebebi değildir?



D) Descement



A) Üveitis



E) Endotel



C) Behçet hastalığı D) Diabet E) Yüksek dereceli miyopi



B) Retina dekolmanı



-



Gözün kendi rahatsızlıkları sonucu oluşan kataraktlara komplike katarakt denir.



-



Başlıca sebepleri ise, Üveitisler, Behçet, Retinitis pigmentosa, göz içi tümörler, Retina dekolmanı, yüksek dereceli miyopi, glokom krizi ve Fuch’sun heterokromik iridosiklitidir.



113.Sempatik oftalmi aşağıdakilerden hangisi doğru değildir?



için



A) Perforan yaralanmalarda oluşur. B) Göz içi ameliyatlarından sonra da görülebilir. C) Fundusda Dallen Fuchs papilleri vardır. D) En tehlikeli periyod 4-8 haftalık dönemdir. E) Steroidler tedavi etkisizdir



Doğru cevap: D



Tedavide steroidler ilk seçenektir.... 110.Yalancı içe şaşılık aşağıdakilerden hangisinde gözlenir?



-



Sempatik oftalmide genel olarak bir yaralanma veya göz içi ameliyatlarından 4-8 hafta sonra ortaya çıkan iki taraflı granülomatöz bir panüveittir.



-



Tedavide steroid kullanılmaktadır.



-



Fundoskopide inflamatuar optik nöropati (papillit) ve dağınık sarı-beyaz nodüller(Daien-Fuchs papilleri) izlenebilir.



A) Iridosiklit B) Keratokonus C) Glokom D) Epikantus E) Epiblefaron



Doğru cevap: E Epikantus yalancı b ir içe şaşılık görünümü verir..... 114.Hifemalı hastaya uygulanmaz?



Doğru cevap: D 111.Optik gliom yanlıştır?



için



aşağıdakilerden



hangisi



B) Oturur pozisyonda veya 450'lik pozisyonda yatırılır. C) C vitamini D) Asetazolamid E) Amino kaproik asit



C) Optik kanalın genişlemesine yol açar.



O ptik s in iri etkileyen b ir tümör, görm eyi bozması gerekir.... -



Çocuk yaşta (4-8 yaş arası) sıktır ve optik sinirden köken alır.



-



Nörofibromatizisle sık beraberlik gösterir.



-



Görme azlığı, içe kayma, proptozis, optik atrofi ve optik kanal genişlemesine neden olur.



Hifema ön kamerada kan olmasıdır.... -



Sıcak pansuman kanamayı arttıracağından sakıncalıdır.



Doğru cevap: A 115. Üst ve ait gözkapağının medialinde yerleşen hafif kabarık sarı plakların adı nedir? A) Xanthelesma C) Ota nevüs



Doğru cevap: D 112.Erişkin erkeklerde orbitaya en sık metastaz yapan tümör aşağıdakilerden hangisidir? A) Prostat karsinomu B) Gastrointestinal sistem karsinomu C) Bronş karsinomu D) Tiroid karsinomu E) Glioblastoma Erişkinlerde orbitaya en çok metastaz yapan tümörler meme kanseri ve akciğer kanseridir. Doğru cevap: C



hangisi



A) Sıcak pansuman



A) Çocuk yaşta sıktır. B) Proptozis olur. D) Görmeyi etkilemez. E) Nörofibromatozisle sık beraberlik gösterir.



aşağıdakilerden



B) Şalazion D) Medülloepitelioma E) Malign melanom



Xanthelesma göz kapaklarında görülen sarı hafif kabarık lezyonlardır. Flastaların çoğu 5-6 dekaddadır. Familyal hiperkolesterolemili hastalarda daha genç yaşta görülür. Yağ yüklü histiositlerde karakterizedir. Şalazion Meibomian bezin iltihabıdır. Ota nevüs (Konjenital oculodermal melanozis) Trigeminal sinirin ilk ve ikinci dalı alanında görülür. Doğulularda daha sıktır ve oküler ve orbital melanom riski artmıştır. Medülloepitelioma diktyoma olarak da bilinir. Histolojik olarak embriyonal retina benzer. Doğru cevap: A



GOZ HASTALIKLARI



Tanımı bilmek lazım....



158



GOZ HASTALIKLARI



116. Koeppe nodülleri hastalığında oluşur?



iris



kenarında



hangi



göz



120. Alt göz kapağında en sık gözlenen hangisidir?



A) Supüratif üveit



A) Malign Melanom



B) Non granülomatöz, non süpüratif üveit



B) Bazal celi Ca C) Squamöz celi Ca



C) Granülomatöz üveit D) Bullait



malignensi



D) Metastatik Meme Ca E) Metastatik Akciğer Ca



E) Endoftalmi Granülomatöz üveitte irisin pupillaya yakın yerlerinde ufak nodüller oluşur. Bunlara Koeppe nodülleri denir.



A lt göz kapağında bazal celi Ca, üst göz kapağında ise en sık squamöz celi Ca gözlenir.



Doğru cevap: C



Doğru cevap: B



117.



121. Korneanın en kalın tabakası hangisidir?



Temporal arteritde körlüğün asıl fizyo patogenezi nedir?



A) Epitel A) Entrapment



B) Epitel basal membran



B) Nöropraxi



C) Stroma



C) Nekroz



D) Descement membranı E) Endotel



D) Aksonotmezis -



E) Dismyelinizasyon Temporal arteritdeki körlük A. centralis retinanın akut tıkanmasına bağlı olarak meydana gelir. Bu da iskemik nöropatiye bağlı nekrozdur.



Stroma korneanın en kalın tabakasıdır ve % 70-80 kadarını yapar.... -



Burada birbirine paralel kollajen lifler ve içerisinde proteoglikan vardır.



-



Aralarda keratositler (dentritik hücreler) vardır.



-



Dıştan içe tabakaların sıralanışı yukarıdaki gibidir.



Doğru cevap: C 118. Bu hastada tedavide ilk seçilecek ilaç hangisidir?



Doğru cevap: C



A) Aspirin



B) Steroid 122. Kornea sağlam olduğu halde penetrasyon yeteneği olan bakteriler aşağıdakilerden han­ gileridir?



C) Siklofosfamit D) Mitomycin C E) Klorambusül



I. Gonokok II. Difteri



Bu hastada tedavide ilk seçilecek ilaç steroiddir... -



Özellikle 1-2 mg/kg olarak yüksek dozlarda remisyon sağlanana kadar devam edilir. Hasta bunlarla remisyona girmez ise sitotoxik ajanlara geçilir.



Doğru cevap: B 119.Aşağıdakilerden hangisi trombozunda gözlenmez?



III. Klamidya IV. Meningokok V. Pnömokok A) l-ll



kavernöz



sinüs



A) Genelde bilateral exoftalmus vardır.



B) ll-IV



C) lll-IV



D) IV-V



E) l-V



Ayrıca Listeria ve Haemophilus agypticusda bu özelliktedir. Doğru cevap: A



B) Papilla ödemi vardır. C) Pulsatildir. D) Hasta genelde letarjiktir. E) Pupil reflexi azalmıştır. Gözler kavernöz sinüs trombozunda pulsatil değildir. -



Karotiko kavernöz fistül varsa o zaman gözlerde bilateral pulsasyon alınır.



Doğru cevap: C



123. Konjuktivanın en sık görülen benign tümörü hangisidir? A) C)



Melanozis oküli Granülom



B) Nevüs



D) Hemanjiom E) Koristom



Konjuktivanın en sık benign tümörü nevüslerdir.



-



Aslında nevüs ve adı geçen diğer şıklar gerçek tümör değildir. Gebelik ve puberteyle pigmentasyonu artar. İçinde goblet hücre sıvısı birikir.



-



Doğumdan sonra ilk 1-2 gün içinde en sık kullanılan gümüş nitrata bağlı kimyasal konjonktivit görülür.



-



Kimyasal konjunktivit genellikle damlatıldıktan 6-8 saat sonra başlarve 24-48 saat sonra kendiliğinden geçer.



-



Gonokok enfeksiyonu doğumdan sonra genellikle 2-4 gün arası ortaya çıkar.



-



Kemozis ve bazen membran veya psodomembran oluşumu eşliğinde gelişen hiperakut, pürülan konjonktivittir. Akıntıdan alınan örneklerde gram (-) diplokokların görülmesi tanıda anlamlıdır.



-



Klamidya ise doğumdan 5-14 gün sonra oluşan inklüzyon konjonktivitidir.



Doğru cevap: B 124. Koroidin en sık malign tümörü hangisidir? A)



Anjiosarkom



B) M. Melanom



C) Squamöz celi Ca D) Kaposi sarkomu E) Rabdomyosarkom En sık malign olarak M. Melanom, benign olarak nevüs gözlenir... -



M. Melanomun epiteloid formu prognozu en kötü, spindle celi formu ise prognozu en iyi olan alt ünitidir.



Doğru cevap: B



Doğru cevap: D 128. Düzensiz astigmatizmada görme nasıl düzeltilir? A) Konvansiyonel gözlük camları



125. Göz küresinde hasar olmadan enoftalmi varsa ne düşünürsünüz?



B) Refraktif cerrahi yöntemler C) Göz içi lensler



A) Optik atrofi



D) Kontakt lens ile



B) Retinoblastom



E) Kapama tedavisi



C) Orbita taban kırığı D) Retrobulber hematom E) Kafa kaidesi kırığı



Düzensiliğin korneada olduğunu bilmek lazım...



Blow-out kırıkları yumruk veya top gibi penetran olmayan bir obje ile oluşan kuvvetin kemiği kırması ile orbita yumuşak dokularının maksiller sinüse prolabe olmasına neden olur.



-



Düzensiz astigmatizma korneanın ön yüzünün düzleminin bozulduğu çeşitli hastalıklarda (nefelyon, lökom, ödem, iltihaplanmalar) olur.



-



Düzeltme ancak kornea önüne konan sert temas camlarıyla yapılır.



Doğru cevap: C Doğru cevap: D 126. Primer açık açılı glokomun tıbbi tedavisinde aşağıdakilerden hangisi kullanılır? A) Atropin



B) Homatropin



C) Siklopentolat



D) Timolol maleat



129. Dalen-Fuchs nodülleri hangisinde görülür?



B) Vernal konjuktivit C) Noduler episklerit



Primer açık açılı glokumun tıbbi tedavisinde pilokarpin, epinefrin, beta blokerler (Timolol) vs kullanılır.



127. Göz kapakları şiş, konjonktivaları kırmızı ve az miktarda berrak sekresyonu olan 6 saatlik bebekte en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Klamidya konjunktiviti B) Gonore konjunktiviti C) Pnömokok konjunktiviti D) Kimyasal konjunktiviti E) Herpes konjunktiviti Göz p ra tiğ in d e ç o k s ık k a rş ıla ş ıla n y e n id o ğ a n konjonktivitlerinde doğru tanı için konjonktivitin gelişim zamanını bilm ek önemlidir...



durumların



A) Trahom



E) Kortikosteroid



Doğru cevap: D



aşağıdaki



D) Sempatik oftalmi -



E) Üveit Sempatik oftalmide, fundusta dağınık sarı-beyaz renkli bir nokta görülebilir. Buna Dalen-Fuchs nodülleri denir.



Doğru cevap: D 130. Aşağıdakilerden hangisi dekolmanı nedeni değildir? A) Üveit C) Koroidal melanom



eksudatif



retina



B) Diyabet D) Sempatik oftalmi



E) Coat’s hastalığı DM traksiyonel retina dekolmanı nedenidir...



-



-



-



Retina dekolmanı çeşitli nedenlere bağlı nörosensoryel retinanın, retina pigment epitelinden ayrılmasıdır ve görme kaybı ile sonuçlanır.



-



1. Proliferatif diabetik retinopati 2. Proliferatif vitreoretinopati



Retina dekolmanının 3 tipi vardır: I.Regmatojen (yırtıklı) retina dekolmanı, 2.Traksiyonel (çekintili) retina dekolmanı, 3. Eksüdatif (seröz) retina dekolmanı Eksüdatif retina dekolmanı, enflamatuar ya da tümöral bir retina veya damarsal hastalık sonucu RPE’ nin hasarına ve kan retina bariyerinin bozulmasına bağlı olarak retina altı sıvı birikimine bağlı gelişen retina dekolmanıdır.



Nedenleri:



Nedenleri:



3. Delici göz yaralanmaları 4. Prematüre retinopatisi’dir Doğru cevap: E 132.Çocukluk çağında orbitaya en sık metastaz yapan tümör aşağıdakilerden hangisidir? A)



VVilms tümörü



C) Lösemi



1. Üveitler



B) Ewing sarkomu



D) Lenfoma E) Nöroblastoma



2. Arka sklerit 3. Kollajen damarsal hastalıklar



Nöroblastom çocuklarda orbitaya en sık metastaz yapan tümördür. Bilateral metastaz yapma özelliği gösterir.



4. Sempatik oftalmi



Doğru cevap: E



5. Malign melanom 6. Metastatik tümörler 7. Koroid hemanjiomu 8. Coats hastalığı 9. Gebelik 10. Malign hipertansiyon Doğru cevap: B 131. Aşağıda kilerden hangisi dekolmanı sebebi değildir?



traksiyonel



retina



A) Proliferatif diabetik retinopati B) Proliferatif vitreoretinopati C) Prematur retinopatisi D) Penetran travma E) Arka vitre dekolmanı Arka vitre dekolmanı regm atojen retina dekolmanı nedenidir.... -



Retina dekolmanı çeşitli nedenlere bağlı nörosensoryel retinanın, retina pigment epitelinden ayrılmasıdır ve görme kaybı ile sonuçlanır.



-



Retina dekolmanının 3 tipi vardır:



1.



Regmatojen (yırtıklı) retina dekolmanı,



2.



Traksiyonel (çekintili) retina dekolmanı,



3. Eksüdatif (seröz) retina dekolmanı -



Traksiyonel retina dekolmanı, retina yüzeyindeki ya da göz içi zarlar (normalde bulunmazlar) tarafından retinanın çekilmesi sonucu oluşur.



-



Retina yırtığı yoktur ancak çekintinin artması ile yırtıklı dekolmana dönüşebilir. Dekole retina alanı hareketsizdir ve nadiren uzak çevreye kadar uzanır.



1.



Kontrol grubunun olmadığı aşağıdakilerden hangisidir?



III. Metodolojik Araştırmalar



çalışma



1. Teşhis ve tarama yöntemlerinin tanı koymada ne kadar geçerli (valitide) olduğunu belirleme araştırmaları



A) Vaka-kontrol çalışması B) Kesitsel çalışma C) Kohort çalışması



2. Gözlemcilerin ölçüm ve gözlemlerinin ne ölçüde güvenilir ve tutarlı olduğunu belirlemeye yönelik araştırmalar



D) Tanımlayıcı çalışma E) Deneysel çalışma



3. Matematik simülasyon m odelleriyle ilgili araştırmalar



Kontrol grubu bilim sel çalışmaların vazgeçilmezidir...



Doğru cevap: E



1. Tanımlayıcı (deskriptif) araştırmalar Kişi-Yer-Zaman özelliklerine göre hastalığı tanımlama



3.



- Birden fazla olguda sunulabilir (en fazla 7 olgu)



Hipertansiyon etiyolojisinde çeşitli risk faktörlerinin incelendiği bir araştırmada, hipertansiyonu olan 45 hasta ileaynı yaş ve cinsten hipertansiyonu olmayan 90 kişinin sigara içme alışkanlıkları inceleniyor.



- Kontrol grubu yoktur.



Bu araştırmanın türü aşağıdakilerden hangisidir?



- Olgu sunumları bu çalışmaya örnektir.



A) Retrospektif kohort



Doğru cevap: D 2.



B) Prospektif kohort C) Vaka-kontrol



Aşağıdakilerden hangisi bir gözlemsel çalışma değildir?



D) Tanımlayıcı E) Kesitsel



A) Tanımlayıcı çalışma



Çalışmaya başlarken hangi veriyi bildiğimiz önemli...,



B) Vaka-kontrol çalışması C) Kesitsel çalışma



Vaka kontrol çalışması



D) Kohort çalışması E) Müdahele çalışması Çalışmalar üçe ayrılabilir.... i. Gözlemsel Araştırmalar



-



Hasta (sonuç) sayısı (+) (+)



-



Tahmini rölatif risk (odds ratio) hesaplanır



-



Toplumda seyrek görülen ve etkenle karşılaşma ve etkilenm e süresi (latent dönem) uzun olan hastalıkların etiyolojik faktörlerinin (risk faktörleri) araştırılmasında en uygun yöntemdirler



-



Bu araştırmalarda taraf tutma (bias) olasılığı yüksektir.



-



Kayıttaki bilgilerin doğru olmaması dezavantajdır.



-



Anket bilgilerinde kişilerin yanlı bilgi vermesi (hafıza faktörü, utanma, gizleme) dezavantajdır.



1. Tanımlayıcı (deskriptif) araştırmalar - Kişi-Yer-Zaman özelliklerine göre tanımlama. - Olgu sunumları bu çalışmaya örnektir. - Kontrol grubu yoktur. 2. Analitik araştırmalar a. Vaka-kontrol araştırmaları b. Kohort araştırmaları c. Kesitsel araştırmalar II.



Doğru cevap: C



Deneysel Araştırmalar (Müdahale araştırmaları) 1. Profilaktik önlem lere araştırmalar,



yönelik



deneysel



2. Terapötik önlemlere araştırmalar.



yönelik



deneysel



etken (neden) sayısı



162



Lastik fabrikasında çalışan işçilerde bazı hastalıkların incelenmesi amacıyla araştırma yapılması planlanıyor. Çalışma 1975’te yapılıyor. Fabrikada 1940-1970 yılları arasında çalışmış işçilerin sağlık kayıtları değerlendiriliyor.



HALK SAĞLIĞI



4.



Deney yapmak, müdahele etmek demektir ...



DENEYSEL EPİDEMİYOLOJİ MÜDAHALE ARAŞTIRMALARI -



Bu çalışma ne tür bir araştırmadır? A) Vaka kontrol C) Tanımlayıcı



B) Kesitsel D) Morbidite



Bu yöntemlerden en etkili veya olanları belirlemek için deneysel epidemiyolojik araştırma yöntemlerinden yararlanılır.



E) Retrospektif kohort Bu çalışmada hastalık ve etken bilinmemektedir. Amaç fabrikadaki olası hastalıkları sorunları bulmaktır. Bu b ir tanımlayıcı çalışmadır.



-



Bunlara müdahale (intervention) araştırmaları denir. Primer koruma, yani sağlam kişilere yönelik önlemlerin-uygulamaların etkinliği genellikle saha deneyleri (field trials), çeşitli tedavi yöntemlerinin (ilaçların, ameliyatların vb.) etkinliği ise genellikle klinik deneyler (clinical trials) ile değerlendirilir.



-



Hiç sigara içmeyen 5000 kişi (I. Grup)



Burada üzerinde durulması gereken en önemli konu şudur: Bir aşı, ilaç, ameliyatın yararlılığı-etkinliğinin değerlendirilmesi 3-4 aşamada gerçekleşir:



Günde 1-10 adet içen 2000 kişi (II. Grup)



1- Laboratuvarda in-vitro deneyler,



Günde 11-20 adet içen 2000 kişi (III. Grup)



2- Deney hayvanları üzerindeki in-vivo deneyler,



Günde 21 ve daha fazla içen 1000 kişi (IV. Grup)



3- Küçük gönüllü grupların üzerideki klinik çalışmalar,



Doğru cevap: C



5. Sigara ve akciğer kanseri ilişkisinin incelendiği bir araştırmada, 30 yaş ve üzerindeki 10 000 kişinin sigara alışkanlıkları şöyle bulunuyor:



10 yıllık süre içinde, I. grupta 10 kişi, II. grupta 15 kişi, III. grupta 20 kişi ve IV. grupta da 15 kişi olmak üzere toplam 60 kişi akciğer kanserine yakalanmış veya bu hastalıktan ölmüştür.



4- Saha veya klinik deneyleri, işte bu bölümde sözü edilecek olan müdahale araştırmaları, 4. aşama, yani saha veya klinikte uygulanan deneysel çalışmalardır. Yöntemin (ilaç, aşı vb.) etkinliği bu aşamada da doğrulandıktan sonra gıda ilaç kontrolü ile ilgili kuruluşlar tarafından ruhsat verilir ve ondan sonra toplumda yaygın uygulamalara başlanır. İlk üç aşamada etkisizbaşarısız, zararlı olan yöntemler için 4. aşama deneylere gerek yoktur.



Bu araştırmanın türü aşağıdakilerden hangisidir? A) Kesitsel C) Kohort



B) Vaka-kontrol D) Tanımlayıcı E) Prospektif randomize



Çalışmaya başlarken hangi veriyi bildiğimiz önemli...,



KOHORT ARAŞTIRMASI -



Etken sayısı (+)



-



Toplumda sık görülen, latent dönemi kısa olan hastalıkların etiyolojilerinin araştırılmasında en uygun yöntemdir.



-



Hasta sayısı (+)



İnsidans, rölatif risk, atfedilen risk, Korunabilirlik hızı hesaplanır.



Doğru cevap: C 6.



Analitik Araştırmalarla çeşitli sağlık sorunlarınınhastalıklarının nedenleri belirlendikten sonraki aşama, bu sorunların çözümü için önlemler alınmasıdır.



Doğru cevap: C 7.



Vaka-kontrol araştırması hangisi doğru değildir?



için



aşağıdakilerden



A) Ucuz, kolay uygulanabilir bir yöntemdir B) Seyrek görülen ve latent dönemi uzun olan hastalıklar için uygundur C) Rölatif risk, toplam insidans ve atfedilen risk hesaplanabilir D) Taraf tutma olasılığı yüksektir E) Araştırma sonuçları kendi evrenlerine genellenemez



Toplumda hastalıkların nedenleri belirlendikten sonra sorunun çözümüne yönelik yapılan deneysel epidemiyolojik araştırmalara ne ad verilir?



R ö la tif ris k , a tfe d ile n r is k ve in s id a n s k o h o rt araştırmasıyla saptanabilir.



A) Kohort çalışması



Vaka - Kontrol araştırmalarının avantajları



B) Kesitsel çalışma C) Müdahale araştırması D) Vaka-kontrol araştırması E) Tanımlayıcı araştırma



a. Zaman, insan gücü ve parasal yönlerden ucuz, kolay uygulanabilir araştırmalardır. b. Vaka ve kontrollerin araştırmayı terk etmeleri söz konusu değildir.



c. Toplumda seyrek görülen ve etkenle karşılaşma ve etkilenme süresi (latent dönem) uzun olan hastalıkların etyolojik faktörlerinin (risk faktörleri) araştırılmasında en uygun yöntemdirler. Vaka - Kontrol Araştırmalarının Sınırlılıkları a. Vaka ve kontrol grupları “hasta” ve “sağlam” popülasyonlarını genellikle temsil etmedikleri için bu araştırmanın sonuçları evrene genellenemez, sadece araştırma kapsamına alınan grup için geçerlidir. b. Bu yöntemde hasta ve sağlam evrenlerinin büyüklüğü genellikle bilinmediği için sadece vaka ve kontrol gruplarında etkenle karşılaşma boyutu bulunur, araştırma konusu olan hastalığa ilişkin gerçek morbitide, mortalite hızları, rölatifveatfedilen risk gibi önemli epidemiyolojik ölçütüler bulunamaz. Sadece tahmini rölatif (Odd’s ratio) risk bulunur ki, bu da dikkatle yorumlanmalıdır. c. Vaka-kontrol araştırmalarında sonuçtan (hastalık) hareket ederek nedenler bulunulmaya çalışıldığı için bazı durumlarda nedenin hastalıktan önce başlayıp başlamadığını belirlemek güç olur. d. Bu araştırmalarda ta ra f tutm a (bias) olasılığı yüksektir. Doğru cevap: C 8.



Bir şehirde aşağıdaki istatistikî veriler varsa perinatal ölüm hızı aşağıdakilerden hangisidir? Anne ölümü



:5



Canlı doğan yenidoğan sayısı



: 120



Ölü doğan bebek sayısı



: 10



0-7 gün arası ölen bebek sayısı



:8



9.



Koroner kalp hastalığı risk faktörlerini araştırmak amacıyla bir bölgede son 3 ayda miyokard enfarktüsü geçiren 376 ve sağlıklı 330 kişiye sigara içip içmedikleri soruluyor. Enfarktüs geçirenlerin 176’sı, geçirmeyenlerin 110’u sigara içiyor. Bu araştırmanın türü aşağıdakilerden hangisidir? A) Kesitsel arştırma B) Vaka-kontrol araştırmalar C) Epidemiyolojik araştırma D) Kohort araşırması E) Deneysel araştırmalar



Hasta sayısından etken sayısını araştırdığımız çalışma vaka kontrol araştırmasıdır. Doğru cevap: B 10. Bir önceki sorudaki verilere göre tahmini rölatif risk kaçtır? A) 1,76 B) 2,3 C) 3,2 D) 0,4 E) 1,45 Tahmini rölatif riski nasıl hesaplayacağımızı bilmemiz gerekli...



Gruplar



MI (+)



MI (-)



Etken pozitif



176



110



Etken negatif



200



220



TOPLAM



376



330



0-28 gün arası ölen bebek sayısı : 12 A) 1 0 /1 2 0 x 1000 B) 1 0 /130 x1000



Tahmini rölatif risk: 176x220/110x200=1,76



C) 1 8 /1 2 0 x 1000 D) 1 8 /1 3 0 x 1000 E) 2 0 /1 3 0 x 1000 Perinatal dönem gebeliğin 28. Haftasından doğumdan sonraki 7. güne kadar ki dönemdir. 0-7 gün ölen bebek sayısı + ölü doğum sayısı Perinatal ölüm hızı:----------------------------------------x1000 Canlı doğum sayısı + ölü doğum sayısı 10+8



10+120 Doğru cevap: D



Doğru cevap: A 11. Nüfus piramidinin aşağıdaki özelliklerinden hangisi doğurganlık düzeyinin yüksek olduğunu gösterir? A) Taban köşesinden tepeye doğru olan açının geniş olması B) Orta kısmının genişliği C) Tepesinin sivrilik derecesi D) Sağ tarafının genişliği E) Tabanının genişliği Nüfüs piramidinden her an soru gelebilir... Tabanın genişliği doğurganlık düzeyinin yüksekliğini, taban ve tepe arasındaki mesafe ortalama yaşam süresini ve tepenin sivriliği ölüm düzeyini gösterir.



164



HALK SAĞLIĞI



Bir yılda 29-365 günlük iken bebek ölüm sayısı Yeni doğan sonrası : ------------------------------ x1000 (postneonatal) ölüm hızı Bir yılda meydana gelen canlı doğum sayısı Doğru cevap: D 13. Bir ilçe için aşağıdaki bilgiler mevcuttı Canlı doğum sayısı



: 290



Ölü doğum sayısı



: 10



Bebek ölüm sayısı



: 12



Yıl ortası nüfus



: 10.000



Yıl ortası kadın nüfus : 3000 Doğru cevap: E



Bu ilçedeki bebek ölüm hızı nedir?



12.



Yıl ortası nüfusu 100 000, canlı doğum sayısı yılda 1000 olan bir yerleşim yerinde aynı yılki bebek ölümleriyle ilgili bilgiler şöyledir.



A) 12/300x1000



0-7 günlükken ölen bebek sayısı



: 12



8-28 günlükken ölen bebek sayısı



:8



D) 22/300x1000 E) 12/290x1000 B ir önceki sorunun açıklamasına bakınız.



29-365 günlükken ölen bebek sayısı : 14 Bu bilgilere göre, buyerleşim postneonatal bebek ölüm hızı kaçtır?



B) 10/290x1000 C) 22/290x1000



yerindeki



Doğru cevap: E 14.



A) 12/1000 C) 34/1000



B) 20/1000 D) 14/1000 E) 22/1000



Sadece bize sorulan soruya cevap vermeliyiz... Bir yılda ölen bebek (0-365 günlük) sayısı Toplam bebek ölüm hızı: ----------------------------- x1000 Bir yılda meydana gelen canlı doğum sayısı Bir yılda ölenbebek (0-365 günlük) sayısı Geç yenidoğan (neonatal): ---------------------------- x1000 bebek ölüm hızı Bir yılda meydana gelen canlı doğum sayısı Bir yılda 0-7



Bir hastalık etkeninin bulunduğu grubun insidansından, etkenle karşılaşmayan grubun insidansının farkı ile aşağıdakilerden hangisi elde edilir? A) Atfedilen risk



B) Korunabilirlilik hızı C) Atak hızı D) Rölatif risk E) Hastalığın gücü İnsidans sorgulandığı için kohort çalışmalarında elde edilen bulguları sorgulayan bi soru... Kohort araştırmalarında elde edilen en önemli bilgiler insidans, rölatif risk, atfedilen risk ve korunabilirlik hızıdır.Etkenin (+) grup insidansı Rölatif risk



günlük iken ölen bebek sayısı



Erken yenidoğan (neonatal) bebek ölüm hızı



: ------------------------------------- x1000 Bir yılda meydana gelen canlı doğum sayısı



Etken (+) grup insidansı : ----------------------------------------------Etken (+) grup insidansı



Atfedilen risk: Etkenin (+) grup insidansı - Etken (-) grup insidansı Korunabilirlik hızı



Doğru cevap: A



Atfedilen risk -----------------------Etken (+) insidans



J



>5



15. Su sıkıntısı çekilen bir bölgede, deprem sonrası kurulan ve 50 kişinin yaşadığı bir çadır kente sağlanması gereken ortalama su miktarı günde toplam kaç litre olmalıdır? B ) 1000



C ) 1500



D )2000 E )3000



Hasta



i Sağlam



120



210



60



610



Hasta



i



~



IToplam



.... |



HALK SAĞLIĞI



A ) 500



Referans Test



330



-



£ Sağlam



670 I



£



Toplam



180



1000



820



Afet sırasında kişi başına olan ihtiyaçlar sorulabilir... Negatif prediktif değer; yeni teste göre sağlıklı olan gerçek sağlıklı kişilerin, yeni testin sağlıklı dediklerine oranlanarak bulunur.



Kişi başı kapalı alan ihtiyacı: 30 m2 Kişi başı günlük su ihtiyacı: 20 litre



Duyarlılık: 120/180



Her 20 kişi için 1 tuvalet gerekli. Afette günlük su ihtiyacı kişi başına 20 litredir. Bu durumda 20x50=1000 litre olur. Doğru cevap: B



Özgüllük: 610/820 Yalancı pozitif kişi sayısı: 210 Yalancı negatif kişi sayısı: 60



16. Erken teşhiste kullanılan tarama testleri aşağıdakilerden hangisinin temelini oluşturur?



Pozitif prediktif değer: 120/330



A) Birincil koruma



B) İkincil koruma



Negatif prediktif değer: 610/670



C) Üçüncül koruma



D) Dördüncü koruma



Doğruluk oranı: 120+610/1000



E) Temel koruma Korumalar halk sağlığının en önemli konusu...



Doğru cevap: D



Birincil koruma: koruyucu önlemlerin alınıp insidansın önlenmesidir (eğitim, bağışıklama).



18. Meme kanseri ile ilgili olarak yürütülen bir çalışmada, fizik muayenede kitle saptanan kadınlara önce ince iğne aspirasyon biyopsisi, ardından cerrahi biyopsi uygulanmış ve aşağıdaki tablo elde edilmiştir.



İkincil koruma: Erken tanı-tedavi ile sakatlığın azaltılmasıdır (Tarama testleri, EKG-mamografi).



Cerrahi Biyopsi



Üçüncül koruma: Rehabilitasyonu içerir.



[--------------- 1 Pozitif



Dördüncü koruma: İnsanca ölüm hakkı



Pozitif



Temel koruma: Sosyal hayatın devamı için olan yasa ve kurallar... Eroin yasağı gibi



Negatif



Doğru cevap: B



Toplam



17. Diabetes mellitus teşhisi için kullanılan yeni bir glikoprotein molekülü 180’i diabetli olduğu bilinen 1000 kişi üzerinde test edilmiştir. Yeni teste göre toplam330 kişiye diyabet tanısı koyulmuş olup ancak bunlardan sadece 120’si daha önce diyabetli olduğu bilinen kişiler arasında yer almaktadır.



B) 610/820 D) 610/670 E) 210/60



C )



14 14+8



-7 -7 -7 7 x 1 0 0



91 91+8



D) -7T-7-x100 '



İlk başta zor gibi görünüyor, bu sorularda eğer tabloyu çizebilirsek soru bizimdir.



1 15



1



... .. Toplam



8



22



91



92



99



114



İnce iğne aspirasyon biyopsisinin duyarlılığı aşağıdakilerden hangisidir?



Yukarıda testin negatif prediktif değeri yüzde kaçtır? A) 120/180 C) 120/330



14



Negatif



91 El -^77X100 91+8



166



HALK SAĞLIĞI



Tarama te s tle ri TUS’ta defalarca soru ld u ., tekrar sorulacaktır... Duyarlılık: Yeni yöntemin gerçekten hasta olan 15 kişiden 14’ünü hasta demesidir. Özgüllük: Yeni yöntemin gerçekten sağlam olan 99 kişiden 91’ine sağlam demesidir.



19. 1000 kişilik bir grupta yapılan diabetes mellitus taraması sonucunda test, 120 kişiyi diyabetik olarak değerlendirmiştir. Gerçekleme testi sonuçlarına göre ise 1000 kişiden 100 üne diyabet tanısı konmuştur. Tarama testinin diyabetik bulduğu 120 kişinin 80’i gerçekleme muayenesinde diyabetik olarak saptanmıştır. Bu bilgilere göre, tarama testinin duyarlılığı aşağıdakilerin hangisine eşittir? 80 100



B)



80



C)



-



Endemi: Bir enfeksiyon etkeninin yada bir hastalığın belirli birçoğrafyada sürekli görülmesidir. Hastalığın o bölgede alışılmış prevalans ile görülmesidir.



-



H ip e re n d e m i: Hastalığın sürekli çok fazla bulaşabildiğini anlatmaktadır.



Doğru cevap: A



Doğru cevap: B



A)



Patogenite; etken ile karşılaşan kişiler arasında hastalık belirtisi gösteren kişilerin oranıdır.



80



E)



A) Basit rastgele örnekleme



B) Sistematik rastgele örnekleme C) Tabakalı örnekleme D) Küme örnekleme E) Seçici örnekleme Benzer b ir soru TUS'ta da gelmişti...



ÖRNEKLEME YÖNTEMLERİ



120



Basit Rastgele Örnekleme: Evrendeki bireyler yaş, eğitim durumu, gelir durumu gibi özelliklerine göre homojen dağılmışsa, evrende belirli özelliklere göre kümeleşme yoksa, bu yöntemle örnek seçilebilir. En sık kullanılan örnekleme yöntemidir.



D) J00 900



1000



21. Araştırmalarda en sık kullanılan ve homojen gruplar için yapılan örnekleme yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?



100



1000



Gerçekleme testi Tarama testi



+



-



+



80



40



120



20



860



880



100



900



100



-



W m m m



Tabakalı Örnekleme: Eğer araştırmanın uygulanacağı evren homojen yapıda değilse veya bazı özelliklere göre evrenin daha ağırlıklı temsil edilmesi isteniyorsa tabakalı örnekleme yöntemine başvurulur.



Doğru cevap: A 20. Etkenin insanda oluşturacağı hastalığın şiddetini aşağıdakilerden hangisi tanımlar? A) Virülans C) infektivite



B) Patojenite D) Endemi E) Hiperendemi



Tanım soruları bazen TUS’ta gelebilir. -



-



-



Sistematik Rastgele Örnekleme: Burada da evrenin homojen yapıda olması ve elde birey/birimlerin listesi olması gerekir ve belirlenen sayıda kişi bu listeden eşit aralıklarla seçilmektedir.



Virülans: Etkenin insanda oluşturacağı hastalığın şiddetini tanım lar.Laboratuvar deneylerinde LD50 (deney hayvanlarının %50 sini öldüren mikroorganizma saysına minimal latal doz denir) diye ölçülür. İnfektivite: Etkenin sağlam kişiye ulaşabilme ve dokulara yerleşip üreyebilme özelliğidir. Etkenin bu özelliğinin ölçümünde en sık sekonder Atak Hızı kullanılmaktadır. P a to je n ite : Etkenin konakçının dokularında meydana getirebildiği patolojik reaksiyonlardır.



Küme Örneklemesi İlk olarak evren belirli özelliğe göre oluşmuş kümelere ayrılır. Kümeler genellikle coğrafi bölgelere veya yerleşim yerine göre (kasaba, köy, okul, fabrika vb. kurumlar) tanımlanır. İkinci aşamada ise yine önceden belirlenmiş büyüklüğe ulaşacak biçimde kümeler rastgele yöntemle seçilir. Doğru cevap: A 22. Doğum öncesi ve doğum sırasındaki sağlık hizmetlerinin yeterli olup olmadığını değerlendirmede en ivi ölçüt aşağıdakilerden hangisidir? A) Bebek ölüm hızı B) Kaba doğum hızı C) Neonatal ölüm hızı D) Genel doğurganlık hızı E) Perinatal ölüm hızı



Ana sağlığı düzeyini sormadığında dikkat etmek lazım... Perinatal Ölüm Hızı: Ana sağlığı düzeyini en iyi gösteren 2. ölçüttür. Doğum öncesi ve doğum sırasında sağlık hizmetlerinin yeterli olup olmadığını gösterir. Şöyle hesabedilir. 0-7 gün ölen bebek sayısı + ölü doğum sayısı Perinatal ölüm hızı: --------------------------------Canlı doğum sayısı+ ölü doğum sayısı



x1000



Ana Ölüm Hızı: Bir toplumda ana sağlığı düzeyini en iyi yansıtan ölçüttür. Lohusalık dönemi doğumdan sonraki ilk 6 haftadır. Şöyle hesaplanır: Bir yılda gebelik doğum ve lohusalık döneminde meydana gelen kadın ölüm sayısı



Ana ölüm hızı:



Bir yılda gebelik doğum ve lohusalık döneminde meydana gelen kadın ölüm ____________ sayısı_____ x1000 Bir yıldaki canlı doğum sayısı



L a te n t d ö n e m i kısa d e n ils e id i cevap k o h o rt olacaktı... a. Zaman, insan gücü ve parasal yönlerden ucuz, kolay uygulanabilir araştırmalardır. b. Vaka ve kontrollerin araştırmayı terk etmeleri söz konusu değildir. c. Toplumda seyrek görülen ve etkenle karşılaşma ve etkilenme süresi (latent dönem) uzun olan hastalıkların etyolojik faktörlerinin (risk faktörleri) araştırılmasında en uygun yöntemdirler. Kohort araştırmaları insidans araştırmalarıdır. Toplumda sık görülen ve latent dönemi kısa olan hastalıklar için kullanılır. Pahalı ve zaman alan çalışmalardır. Kesitsel araştırmalarda belirli bir zaman içinde nedensonuç ilişkisini inceler, prevalans çalışması denir. Doğru cevap: A 25. Aşağıdakilerden hangisi metotları için yanlıştır? A) Kohort çalışmalarda insidanstır. B) Kesitsel çalışmalar değerine ulaşılır.



Doğru cevap: E 23. Bir bölgenin yıl ortası nüfusu 10.000’dir. Bu bölgede 60 koroner kalp hastası tespit edilmiş ve 1 yıl içinde bu bölgede 150 ölüm gerçekleşmiş. Bunların 40 tanesi kalp hastalığından ölmüştür. Bu bölgedeki kalp hastalığının fatalite hızını hesaplayınız? A) 40/10000



B)60/10000



C) 40/60



D) 40/150 E) 150/10000



TUS sıkça karıştırılan şeyleri sormayı sever...



analitik elde



araştırma



edilen



sonucunda



sonuç



prevalans



C) Vaka kontrol tipi çalışmalarda tahmini rölatif risk elde edilir.



D) Kohort tipi çalışma toplumda sık gözlenen hastalıklar için yapılır. E) Vaka kontrolde elde edilen veriler tüm topluma genellenebilir. A n a litik araştırma özelliklerini kıyaslayan basit b ir soru. Vaka ve kontrol grupları "hasta” ve "sağlam” popülasyonlarını genellikle temsil etmedikleri için bu araştırmanın sonuçları evrene genellenemez, sadece araştırma kapsamına alınan grup için geçerlidir.



• Fatalite hızı -



X hastalığından yakalananlar



ölenler/ X hastalığına



• Mortalite hızı - X hastalığından ölenler/ yıl ortası nüfüs



Doğru cevap: E 26. Uyku bozukluğu olan 98 kişi eşit sayıda iki gruba ayrılıyor ve farklı iki tedavi yöntemi uygulanıyor. Tedavi sonrası günlük ortalama uyku süreleri belirleniyor.



Doğru cevap: C



Bu çalışmada tedavi yöntemleri arasında anlamlı fark olup olmadığı aşağıdaki önemlilik testlerinden hangisiyle belirlenir?



24. Toplumda seyrek görülen ve latent dönemi uzun olan bir hastalığın risk faktörlerini incelemek için en uvaun araştırma türü aşağıdakilerden hangisidir?



A) Ki-kare analizi B) Varyans analizi



A) Vaka-kontrol



B) Kohort



C) Kesitsel



C) Kruskal-VVallis testi D) Bağımsız gruplarda t testi E) Wilcoxon işaretli sıralar testi



D) Müdahale E) Tanımlayıcı



Grupların karşılaştırılm ası daha önce TUS’ta 2 kez soruldu...



168



HALK SAĞLIĞI



ORTALAMALARIN KARŞILAŞTIRILMASINDA KULLANILAN TESTLER 1. BAĞIMLI, İLİŞKİLİ, EŞ, AYNI GRUP: Aynı kişilerden oluşan grubun öncesinin ve sonrasının karşılaştırılması -



Kronik böbrek yetmezliği olan 12 hastanın hemoglobin değerleri ölçülüyor. Eritropoetin verilip 3 ay sonra tekrar ölçüm yapılıyor.



2. BAĞIMSIZ GRUP: Birbirinden farklı iki grubun karşılaştırılması -



ilacın etkinliğini karşılaştırmak için bir gruba ilaç diğer gruba plasebo verilmesi



"Ortalamaların karşılaştırılmasında kullanılan testler" başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: D



26. Migren hastalığı üzerine yapılan bir araştırmada 120 migren hastasına selektif serotonin reuptake inhibitörü (SSRI) verildikten 3 ay sonra ağrı sıklık ve şiddetinde artış olup olmadığı sorgulanıyor. Sonuçta hastaların %36’sı ağrı şiddetinde azalma bildiriyor. Bu çalışmada SSRI’ın migren üzerine etkisini değerlendirmek için hangi istatistiki test kullanılmalıdır? A) Ki-Kare testi



Sevilm eyen b ir konu K i-kare ve benzer testler... Bağımlı gruplarda oran (var-yok) bakıldığı için cevap McNemar’dır.



BAĞIMLI ORANLARIN KARŞILAŞTIRILMASI McNemar testi - Demir eksikliği anemisi açısından 100 hasta yeni bir demir ilacının etkinliğini araştırmak için tedaviden önce tedaviden 3 ay sonra demir eksikliği anemisi olup, olmaması açısından karşılaştılıyor.



BAĞIMSIZ ORANLARIN KARŞILAŞTIRILMASI Khi Kare Testi (X2) -



Bağımsız grup oranlarının karşılaştırılmasında en sık kullanılan yöntemdir



-



İki veya daha fazla grupta



-



Özetle: her iki örnek grubunda bir özelliğin (hastalık, ölüm ) olup olmadığıVar-yok olarak 4 gözlü tabloda inceler



Doğru cevap: C 27. Bir mahallede yapılan 0-4 yaş arası çocuk ağırlıklarını belirlemeye yönelik çalışmada 2 çocuk 8 kg, 3 çocuk 11 kg, 4 çocuk 13 kg, 2 çocuk 15 kg olarak tartılıyor. Bu çalışmadaki ortalama, median değer ve tepe değeri sırasıyla aşağıdakilerden hangisidir? A) 13; 11,9; 13



B) İki bağımlı ortalama farkının önemlik testi C) Mc-Nemar testi



B) 13; 13; 11,9



C) 11,9; 13; 13



D) 13; 13; 13 E) 12,5; 13; 13



D) Wilcoxon işaretli sıra testi E) ANOVA



Daha öncede benzeri çıkmış klasik b ir TUS sorusu.



> 30 kişi")



---------- —



Bağımlı, eş ömeklem t testi )



=



Parametrik



1



----- N . > r



Bağımlı, eş, ilişkili J ,



< 30 kişi!



Wilcoxon



} =



Non-parametrik



2 değişken 1 > 30 kişc '* V



Bağımsız gruplarda t testi ' ) =



Parametrik



)



--------------------------------------v



Bağımsız, ilişkisiz ? < 30 kîş?) kişi ■—



Mann - VVhitney U



> 30 kişi '



ANOVA



< 30 kişO



Friedman



> 30 kişi^



ANOVA



: 30 kişi")



Kruskal Wallis



*) =



=



Non-parametrik " )



Parametrik



1



----------------------- J , Gruplar ilişkili 2'den fazla değişken 1



'*** ------------- -----------N Gruplar ilişkisiz



= ( Non-parametrik ) / =(



Parametrik



1



S



'* V



) =



Non-parametrik )



69



Ortanca (median değer)= 8, 8, 11, 11, 11, 13, 13, 13, 13, 15, 15 Tepe değeri= 13



Endemi: Bir hastalığın belirli bölgede sürekli yüksek oranlarda gözlenmesidir (endemik guatr gibi) Pandem i: yapmasıdır.



Bir hastalığın dünya çapında salgın



Doğru cevap: C



Doğru cevap: E



28.



30. Terminal dönemde bir kanser hastasına narkotik analjezikler ile ağrı palyasyonu sağlanması ne tür bir korumadır?



Yıl ortası nüfusu 100.000 olan bir ilçede aynı yıl içinde aşağıdaki veriler elde ediliyor;



A) Primordial koruma B) Primer koruma



Canlı doğum sayısı: 200 Ölü doğan bebek: 13



C) Sekonder koruma



0-7 gün arasında ölen bebek sayısı: 3



D) Tersiyel koruma



7-28 gün arasında ölen bebek sayısı: 6



E) Dördüncül koruma



0-365 gün arasında ölen bebek sayısı: 18



Daha önce p rim e r ve sekonder korum a m etotları



Gebelik ve lohusalık döneminde ölen anne sayısı: 7



soruldu sıra tersiyel ve dördüncülde



Bir yıl içinde toplam ölüm sayısı: 213



Hastalıklardan Korunma Yolları



Buna göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



Birincil (primer) koruma:



A) Kaba ölüm hızı 213/200xk’dır



-



Suların klorlanması ve bağışıklama gibi, belirli hastalıklara karşı alınan önlemler.



-



Birincil korumanın amacı, belirli hastalıkların ortaya çıkışını (insidansını) önlemektir



-



Temel ve birincil koruma önlemleri toplumların sağlık düzeyini yükseltmede en etkili olan faaliyetlerdir.



B) Perinatal ölüm hızı 16/213xk’dır C) Geç neonatal ölüm hızı 6/200xk’dır D) Neonatal ölüm hızı 9/200xk’dır E) Postneonatal ölüm hızı 9/200xk’dır Basit b ir form ül sorusu...



İkincil (sekonder) koruma



Kaba ölüm hızı denildiğinde paydada olması gereken yıl ortası nüfustur bu yüzden kaba ölüm hızı 213/100.000xk dır. Bir toplumda bir takvim yılında toplu ölüm sayısı Kaba doğum hızı:------------------------------------------x1000 Aynı toplumun yıl ortası nüfusu



Erken tanıyı amaçlayan tarama (ve check-up) gibi önlemler



-



Yenidoğanlardan bir damla kan alarak “fenilketonüri”nin erken dönemde tespiti ve uygun diyetle beslenmesiyle, bebeğin geri zekalı olması önlenir.



-



EKG-mamografi, servikal smear



Üçüncül (tersiyer) koruma



Doğru cevap: A 29.



-



Belirli bir bölgede bir hastalık sürekli yüksek oranlarda gözleniyor ise aşağıdakilerden hangisi bu durumu tanımlar? A) insidans



B) Epidemi



C) Prevalans



D) Pandemi E) Endemi



Tanım s o ru la rı h a lk vazgeçilmezlerindendir.



s a ğ lığ ı



-



Mevcut bir hastalığın ilerlem esini ve komplikasyonlarını önlemeye yönelik faaliyetler



-



Hipertansiyonu bir hastanın düzenli bir şekilde takibi ve tedavisiyle “inme” riski büyük ölçüde azalır.



Dördüncü koruma: İnsanca ölüm hakkı sağlamaktır Temel (primordial) koruma:



b ra n ş ın ın



İnsidans: Yeni vaka sayısı/duyarlı birey sayısı Prevalans: eski+yeni vaka sayısı/duyarlı popülasyon Epidemi: Bir bölgede bir hastalığın normalden fazla gözlenmesi



-



Bir toplumun sağlık düzeyini belirleyen en önemli etkenler, o toplumun içinde bulunduğu sosyal, kültürel ve ekonomik koşullardır.



-



Bu koşulların iyileştirilmesi için



-



Eğitim, çevre ve ekonomik hayata dair standartlar, teşvikler ve yasaklar geliştirilmesi gibi, çoğu paramedikal olan faaliyetlere denir.



Doğru cevap: E



HALK SAĞLIĞI



Ortalama= 2x8 + 3x11 + 4x13 + 2x15 /11= 11,9



170



HALK SAĞLIĞI



31. 10.000 nüfuslu bir kasabada 1985 yılında 100 kişi ölmüştür. Aynı yerde kanser tanısı mevcut olan 25 kişiden 5’i kanser nedeniyle ölmüştür.



34. Bir şehirde aşağıdaki istatistiki veriler varsa perinatal ölüm hızı aşağıdakilerden hangisidir? Anne ölümü: 5



Buna göre bu kasabada kanserin mortali hızı yüzde kaçtır? A) 1



B) 0,05



C )20



D )30



Canlı doğan yenidoğan sayısı: 120 Ölü doğan bebek sayısı: 10 0-7 gün arası ölen bebek sayısı: 8 0-28 gün arası ölen bebek sayısı: 10



E) 2



A ) 10 /1 2 0 x 1000



Sorudaki amaç kaba ölüm hızı, mortalite hızı ve fatalite hızlarını ayırt etmemizi sağlamakta. “X” hastalığı nedeniyle ölüm sayısı “ X” hastalığının Fatalite hızı:---------------------------x1000 “X” hastalığına yakalananların sayısı “X” hastalığı nedeniyle toplam ölenlerin sayısı Mortalite hızı:---------------------------------------------- x1000 Yıl ortası toplam nüfus Mortalite hızı: %0,05, fatalite hızı: %20, kaba ölüm hızı: %1 dir. Doğru cevap: B



32. Bağışıklık bırakan hastalıkların durumunu değerlendirmede kullanılan sağlık ölçütü aşağıdakilerden hangisidir?



A) Morbidite hızı B) Fatalite hızı C) Atak hızı D) Epizod hızı E) İnfeksiyon hızı



B ) 1 0 /1 3 0 x 1000 C) 18 / 120x 1000 D) 1 8 /1 3 0 x 1000 E) 20 /130 x 1000 P e rin a ta l ölüm hızı ö lü doğan bebek sa yısın ın kullanıldığı tek formüldür... Perinatal Ölüm Hızı Ana sağlığı düzeyini en iyi gösteren 2. ölçüttür. Doğum öncesi ve doğum sırasında sağlık hizm etlerinin yeterli olup olmadığını gösterir. Şöyle hesabedilir. 0-7 gün ölen bebek sayısı + ölüm sayısı Perinatal ölüm h ız ı:--------------------------------------- x1000 Canlı ölüm sayısı + ölü doğum sayısı ( 10 + 8 )



( 120 + 10 )



= 18/138x1000



Doğru cevap: D 35. Çok ayrıntılı, büyük ekip çabaları gerektiren ve büyük bütçeli analitik prospektif çalışma aşağıdakilerden hangisidir? A) Tanımlayıcı araştırmalar



Primer ve sekonder atak hızlarını daha önce TUS ta sordular sıra bunda...



B) Deneysel araştırmalar C) Kesitsel araştırmalar D) Vaka-Kontrol araştırmaları E) Kohort araştırmaları



Atak Hızları: insidansın bulaşıcı hastalıklar alanında kullanılan şeklidir. -



Primer atak hızı: ilk vakadan sonraki en uzun kuluçka süresindeki vaka sayısı/ duyarlı kişi sayısı



Kohort çalışmalrı uzun takip süreleri nedeniyle, daha masraflıdır ve ekip çalışması gerektirirler....



-



Sekonder atak hızı: en uzun ikinci kuluçka süresi / duyarlı kişi sayısı



KOHORT ÇALIŞMASI



Epizod Hızı: Bağışıklık bırakmayan tekrarlayan bulaşıcı hastalıkların boyutunu ölçmek için kullanılan bir ölçüttür.



-



Çok ayrıntılı, büyük ekip ve çabaları gerektiren analitik araştırmalardır.



-



Kohort araştırmalarına, insidans araştırmaları da denilir.



-



Bu analitik epidemiyolojik araştırma yönteminde, sağlam kişilerin belirli bir etkenle karşılaşma durumlarına göre, izleme süresi içinde incelenen hastalığa yakalanma insidansları belirlenir, (etkene maruz kalan kişi sayısı â hastalanan kişi sayısı)



Doğru cevap: C



1



K o h o rt çalışm ası kayıtlar, arşiv, anket vb kaynaklarda n ya p ılıy o rs a RETROSPEKTİF KOHORT denilir.



-



Toplumda sık görülen, latent dönemi kısa olan hastalıkların etiolojilerinin araştırılmasında en uygun yöntemdir.



-



Risk faktörlerini belirlemek için en güvenilir gözlemsel araştırma yöntemidir.



-



Hastalığa yakalanmada neden-sonuç ilişkilerini gerçek biçimde ortaya koyacak olan insidans, rölatif risk, atfedilen risk elde edilir.



-



Kohort araştırmaları maliyet, zaman, personel niteliği ve sayısı yönünden pahalı araştırmalardır.



Doğru cevap: E 36. Bağışıklı bırakmayan ve tekrarlayan hastalıkların sıklığını ölçmek için aşağıdakilerden hangisi kullanılır? A) insidans C) Atak Hızı



B) Nokta prevalans D) Epizod hızı E) Süre prevalans



Bulaşıcı hastalıkların insidansı gösteren ik i ölçüt, ATAK hızı ve EPİZOD hızının ayırımını iy i bilmeliyiz...



38. Aşağıdakileren hangisi deney çalışmasını gözlemsel çalışmadan ayrıt eden en önemli özelliktir? A) Araştıcının müdahalesi vardır B) Uzun zamanda biter C) Pahalı çalışmadır



D) Kontrol grubu yoktur E) Ekip çalışması gerektirir Gözlemsel çalışmada anlaşıldığı g ibi araştırıcı sadece Gözlemler.... Müdahele etmez.... Gözlemsel çalışmalar: Tanımlayıcı, vaka-kontrol, kesitsel, kohort. Deneysel çalımalar: Müdahele çalışmaları, labaratuar çalışmaları, klinik çalışmalar, hayvan çalışmaları. Doğru cevap: A 39. Bir hastanenin insan kaynakları bölümünde bilgisayar başında çalışan kişilerdeki sağlık sorunlarını yaş, cins, çalışma süresi gibi değişkenlere göre inceleyen bir araştırmanın epidemiyolojik tipi nedir?



Epizod hızı: B aâısıklı bırakm ayan ve tekrarlayan hastalıkların sıklığını ölçmek için kullanılır. (İshal) Atak hızı: Bağışıklı bırakan, bulaşıcı hastalıkların sıklığını ölçmek için kullanılır. (Kızamık)



A) Kırmızı



B) Pembe



C) Mavi



D) Sarı



Mavi Kod: Temel yaşam desteği sürecinin güvence altına alınmasını ifade eder.



B) Tanımlayıcı



C) Kohort



D) Analitik



B ir bilimsel çalışmaya başlarken önce hurdaki sorunu tanımlamak gereklidir.... -



Tanımlayıcı epidemiyolojik araştırmalar bir toplum grubunda herhangi bir sağlık probleminin veya olayın sıklığını belirlenir.



-



Bu sağlık probleminin kimlerde, nerede ve ne zaman görüldüğünü saptanır.



-



Bu bilgiler doğrultusunda bu sağlık problemi ile sağlık problemine neden olabilecek faktörleri ortaya çıkarmak amacı ile planlanan epidemiyolojik araştırmalardır.



-



Bu tip araştırmalar ile sadece toplumda sağlık probleminin ne olduğu, kimlerde, nerede ve ne zaman görüldüğü belirlenir ve bu sağlık problemine neden olduğu düşünülen sebebler hakkında hipotezler ortaya atılır.



E) Beyaz Hastane için acil durumların daha iy i yönetilmesi ve hazırlıklı olunması için uygulanır. Beyaz kod günümüzde en güncel olanıdır.



A) Vaka kontrol E) Müdahele



Doğru cevap: D 37. Sağlık kuruluşlarında saldırı ve taciz olaylarında güvenlik birimlerini uyaran kodun adı nedir?



HALK SAĞLIĞI



-



Pembe Kod: Yeni doğan ve çocuk güvenliği



Doğru cevap: B



Beyaz Kod: Kurum personeline, hasta ve hasta yakınlarına karşı fiziksel saldırı, cinsel taciz ve şiddet durumlarında kullanılacak olan güvenlik prosedürlerini belirler.



40. Aşağıdakilerden hangisi parametrik yöntemlerden biridir?



Turuncu Kod: kimyasal madde Kırmızı Kod: Yangın Doğru cevap: E



A) Kruskal VVallis varyans analizi



B) Mann-Whitney U testi C) Wilcoxon işaretli sıralar testi D) Friedman varyans analizi E) Pearson korelasyon işlemi



172



HALK SAĞLIĞI



B ir çalışmada verileri değerlendirirken ilk yapılması gereken toplana n v e rile rin d a ğ ılım la rın ı k o n tro l etmektir....



"Ortalamaların karşılaştırılmasında kullanılan testler" başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: C



Eğer toplanan verilerin dağılımları normalse parametrik testler seçilir. Eğer dağılımlar normal değilse veriler seçilir.



non-parametrik



42. Bir araştırmacı hastanede takip ettiği serviks kanserli 45 hasta ve serviks kanseri olmayan 90 hastayı, HPV (human papilloma virüs) varlığı açısından değerlendiriyor.



Pearson korelasyonu: normal dağılımlarda iki veri arasında ilişki varmı bakılır. Örnek çocukların yaşları ile kiloları korele mi?



Bu araştırmanın epidemiyolojik tipi ve elde edilebilecek en önemli ölçüt aşağıdakilerden hangisidir?



Spearman korelasyonu: Eğer dağılımlar normal değilse non-parametrik testi olan spearmen seçilir.



A) Vaka kontrol -Tahmini rölatif risk B) Kohort - Rölatif risk C) Müdahele - Rölatif risk



Doğru cevap: E



D) Klinik çalışma - Rölatif etkinlik E) Kesitsel - Prevalans



41. Aşağıdakilerden hangisi iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testinin non-parametrik karşılığı olan testtir? A) ANOVA



B) Wilcoxon testi



C) Mann-VVhitney U testi



D) Kruskal-VVallis testi



E) Ki-kare testi Bilim sel çalışmalarda toplanan veriler parametrik ve non-parametrik olarak ikiye ayrılır.



Hasta sayısını bilerek başladığımız, çalışma bittiğinde etken sayısını bulduğum uz araştırma vaka kontrol araştırmasıdır. Vaka- kontrol çalışması: Tahmini rölatif risk hesaplanır Kohort: İnsidans, rölatif risk, atfedilen risk, korunabilirlik hızı, hesaplanır Kesitsel: prevelans hesaplanır



Param etrik veri: Dağılımları normal olan veriler için kullanılır.



Doğru cevap: A



Non- parametrik veri: Dağılımları normal olmayan veriler için kullanılır



> 30 Bağımlı, eş, ilişkili



Bağımlı, eş örneklem t testi }



=



Parametrik



}



) < 30 kişi



)



2 değişken



kişi')



> 30 kişi



Wilcoxon



^ =



Bağımsız gruplarda t testi }



=



Non-parametrik ) Parametrik



)



Bağımsız, ilişkisiz < 30 kişi ) 1



.



r



---------- ; , Gruplar ilişkili



2'den fazla değişken



V



,







Mann - VVhitney U



^ =



> 30 kişi



ANOVA



< 3 0 kişi



Friedman



=



> 3 0 kişi



ANOVA



=



Non-parametrik )



Parametrik



1



\



-------



Non-parametrik ) Parametrik



Gruplar ilişkisiz



*----------------------- X < 3 0 kişi 1 "



Kruskal Wallis



=



Non-parametrik



43. Bir araştırmacı hastane kayıtlarından 150 kolon kanseri olan ve 300 kolan kanseri olmayan hastayı çalışmaya alıyor. Hastaları yaşam boyu kabızlık şikayeti varlığı yönünden değerlendiriyor. Kolon kanseri olanların 75 inde, kanser olmayanların ise 75’inde kabızlık şikayeti var olarak saptıyor. Bu araştırmada tahmini rölatif risk kaçtır? A) 0.3 C) 3



45. Bir araştırmada, karşılaştırma yapılan iki grup ortalaması arasında gerçekte fark olduğu halde, bu farkın araştırmacılar tarafından bulunamamış olmasına ne ad verilir? A) Tip 1 hata



B) Tip 2 hata



C) Tip 3 hata



D) Alfa hata E) Delta hata



B) 2 D) 0.4 E) 4 Alman karar



Null hipotezi doğru



Null hipotezi yanlış



Null hipotezi kabul etmemem



Doğru karar



2. Tip hata



Null hipotezi reddetme



1. Tip hata



yorumsuz



Bu soruda tabloyu bizim oluşturmamız gerekli....



Kolon Ca (+)



Kolon Ca (-)



Kabızlık (+)



75



75



Kabızlık (-)



75



225



150



300



Tahmini rölatif risk: 75 x 225 / 75x75 = 3 Doğru cevap: C 44. Toplumda az görülen ve etkenle karşılaşma süresi uzun olan hastalıklarda neden-sonuç ilişkisini belirlemek için en uvaun araştırma yöntemi aşağıdakilerden hangisidir? A) Metodolojik B) Müdahale C) Kohort



D) Kesitsel



Null hipotezi doğru iken reddedilirse 1. tip hata yanlış iken kabul edilirse 2. tip hata yapılmış olur



Tip 1 ve tip 2 hata çok s ık k u lla n ıla n te o rik bilgilerdir... Karşılaşılabilecek olasılıklar: 1) H0 doğrudur: hipotez testi sonucunda biz doğru olduğunu buluyoruz. 2) H0 doğru olmasına karşı hipotez testi sonucunda biz onun yanlış olduğunu zannediyoruz H0hipotezini reddediyoruz (tip 1 hata= a hata) 3) H0 hatalı vaya yanlış, biz onu doğru kabul ediyoruz, (tip 2 hata= p hatA) 4) H0 hatalı vaya yanlış: biz onun yanlış olduğunu bulduk



E) Vaka-kontrol Sadece değil en uvaun olan kelimesine dikkat etmek lazım....



Vaka Kontrol Araştırmalarının Avantajları a. Zaman, insan gücü ve parasal yönlerden ucuz, kolay uygulanabilir.



H0 gerçek, doğru



H0 hatalı



H0 kabul



Doğru karar çıkarımı



Tip 2 hata



H0red



Tip 1 hata



Doğru karar çıkarımı



b. Vaka ve kontrollerin araştırmayı terk etmeleri söz konusu değildir.



Doğru cevap: B



c. Toplumda seyrek görülen ve etkenle karşılaşma ve etkilenme süresi (latent dönem) uzun olan hastalıkların etiyolojik faktörlerinin (risk faktörleri) araştırılmasında en uygun yöntemdirler.



46. Aşağıdakilerden hangisi gözlemsel bir araştırma değildir?



Doğru cevap: E



A) Tanımlayıcı B) Kesitsel C) Kohort



D) Vaka kontrol E) Müdahele Dikkatimizle yapılabilecek b ir soru....



HALK SAĞLIĞI



173



Tüm bilimsel çalışmalar iki gruba ayrılır., araştırmacının karar verdiği durumlara MÜDAHALE çalışması denilir. Örnek: hangi hasta vaya deneğin hangi ilaçı kullanacağına araştırcı karar verir. Araştırıcı 5 hayvanı sigara dumanına maruz bırakıp akciğer kanseri oluşmasını sağlar.



49. Türkiyede 2005 yılında yürürlüğe giren “ bulaşıcı hastalıkların ihbarı ve bildirim sistemi” ne göre aşağıdakilerden hangisi grup B hastalık değildir? A) Çiçek



B) Sarı Humma



C) Epidemik Tifüs Gözlemsel çalışm alarda ise: araştırıcı çalışmadaki insan veya hayvanlar ile ilgili karar vermez. Örnek: akciğer kanseri sigara ilişkisini araştıran bir araştırmacı hastaların sigara içmesine karar vermemiştir. Hastalar zaten sigara içiyodur. Doğru cevap: E 47. Çocuk felci hastalığına karşı uygulanabilen iki farklı aşının hangisinin daha etkili olduğunu göstermek için planlanacak en uvaun araştırma yöntemi aşağıdakilerden hangisidir? A) Tanımlayıcı araştırma



B) Vaka kontrol C) Kesitsel D) Kohort E) Deneysel Dikkat edilmesi gereken ilaç (aşı) ne kadar işe yaradığını bulmak için her zaman deneysel çalışmalar yapılır... İlaç ve aşı araştırmalarında yapılan FAZ çalışmaları bunlara güzel bir örnektir. Doğru cevap: E 48. Bulaşıcı hastalıklardan korunma ve bulaşıcı hastalıkların kontrolü amacıyla yalnızca seçilmiş gruplarda çalışma ile yürütülen sürveyans aşağıdakilerden hangisidir? A) Aktif sürveyans



D) Veba E) AİDS



B u la ş ıc ı h a s ta lık la r h a lk s a ğ lığ ın ın en ö e n m li konularındandır... Bulaşıcı hastalıklar Grup A: Resmi ve özel bütün sağlık kuruluşlarından bildirilecek hastalıklar. AİDS, kanlı ishal, boğmaca, difteri .kabakulak, kolera, kızamık, poliomyelit, sıtma, tetanoz gibi Grup B: Uluslararası bildirimi zounlu hastalıklar. Çiçek, Sarı humma, epidemik Tifüs, veba Grup C: Sadece seçilmiş merkezlerden bildirimler. Akut hemorajik ateş, konjenital rubella, creultzfeld-jakops, lepra, trahom, tularemi Grup D: Tüm kamu labaratuarlarından bildirimler.. C. Jejuni, klamidya trachomatis, entamoeba histolitica, salmonella, shigella Doğru cevap: E 50. Aşağıdakilerden hangisi müdaheleçalışmalarmdan elde edilen ölçütlerdendir? A) Rölatif Risk C) Rölatif Etkinlik



B) Tahmini Rölatif Risk D) Prevalans E) Atfedilen risk



Çalışmalarda elde edilen ölçütler sınavlarda çok sık sorulur...



B) Sentinel sürveyans C) Pasif sürveyans D) Vakaya dayalı sürveyans



Vaka-kontrol araştırması: Tahmini rölatif risk Kesitsel araştırma: Prevalans



E) Laboratuvar kayıtları Bulaşıcı hastalıklar halk sağlığında çok sık sorulur...



Kohort araştırması: İnsidans, rölatif risk, atfedilen risk, korunabilirlik hızı



Grup A: Tüm sağlık kuruluşlarından bildirimi zorunlu hastalıklar



Doğru cevap: C



Grup B: Uluslararası ihbarı zorunlu hastalıklar



51. Epizod hızı aşağıdaki hastalıklardan hangisi için kullanıbilecek bir tanımdır?



Grup C: Sentinel sürveyans kapsamında bildirimi yapılacak hastalıklar Grup D: Laboratuvardan bildirimi zorunlu enfeksiyon etkenleri/hastalıklar Doğru cevap: B



A) Kanser C) Anemi



B) Guatr D) Sinüzit E) İshal



Epizod hızı soru kaynağıdır... Epizod Hızı: Bağışıklık bırakmayan tekrarlayan bulaşıcı hastalıkların boyutunu ölçmek için kullanılan bir ölçüttür.



175



54. Aşağıdakilerden hangisi negatif kestirim değerinin tanımıdır?



Konulmuşsa Epizod hızı: 150/ 300 X 100 = 50



A) Test sonucu pozitif olan bireylerin gerçekte hasta olma olasılığıdır



Yani her yüz çocuğa düşen ortalama ishal sayısı 50’dir.



B) Hasta olan bireylerin test sonucunun pozitif olma olasılığıdır



Doğru cevap: E



C) Hasta olmayan bireylerin test sonucunun negatif olma olasılığıdır



52. Bir tarama programında, yeni tarama yöntemine göre ve standart tanı testine göre hastalık araştırılan 149 kişiye ait aşağıdaki tablo elde edilmiştir.



D) Test sonucu negatif olan bireylerin gerçekte sağlam olma olasılığıdır



Yeni tarama testinin pozitif prediktif değeri aşağıdakilerden hangisine eşittir?



E) Hasta olan kişi oranıdır Bu sorularda tanımları ezberlemek yerine tablodan yorulamak daha mantıklı....



Standart tanı testine göre hastalık Negatif j



Pozitif



göre hastalık



yöntemine



Yeni tarama



Pozitif 27



negatif



10



toplam



37



f



35 X 77



Y eni te s t



K e s in h a s t a



K e s in s a ğ la m



O la s ı h a s t a



10



15



25



O la s ı s a ğ la m



20



10



30



30



25



Tam 62



I



87



112



j



149



55



n



Duyarlılık: 10/30 A )2 7 /6 2



B )27/149



C) 27 / 37



D) 77 / 87 E) 77/112



Özgüllük: 10/25 Pozitif prediktifdeğer: 10/25 Negatif prediktif değer: 10/ 30



Doğru cevap: A



Yanlış pozitif kişi sayısı: 15



53. Nöral tüp defekti prevalansının % 1 olduğu 10.000 bebeğin annelerinde gebelikte yapılan amniotik sıvıafetoprotein testinde 105 anormal (pozitif) sonuç elde edilmiştir. Buna karşılık nöral tüp defektli olarak doğan 13 bebeğin test sonuçları normal olarak bulunmuştur. Bu bilgilere göre a-fetoprotein testine ait pozitif kestirim (prediktif) değeri % kaçtır? A) 17,1



B) 82,9



C )87



D) 99 E) 99,9



Yanlış negatif kişi sayısı: 20 Doğuluk oranı: 20 / 55 Doğru cevap: D 55. Aşağıdakilerden hangisi ikiden çok bağımsız grup karşılaştırmasında kullanılır? A) McNemar testi B) Tekrarlayan ölçümlerde varyans analizi C) Kruskal VVallis testi



Bu so ru la rd a ta b lo yu b izim yapm am ız gerekir...



D) İki eş arasındaki farkın önemlilik testi E) Friedman testi Her seçeneği tek tek bilmek gereken b ir soru....



Y eni te s t



K e s in h a s ta



K e s in s a ğ la m



O la s ı h a s ta



87



18



105



O la s ı s a ğ la m



13



9882



9895



Mcnemar: Bağımlı gruplarda oranların karşılaştırılması



100



Doğru cevap: B



1 0 .0 0 0



Tekrarlayan ölçüm lerde varyans a n alizi: bağımlı gruplarda (2 den fazlA) ortalama karşılatırılması Kruskal-vvallis: bağımsız gruplar, non-parametrik ortalama karşılaştırlması İki eş arasındaki farkın önemlilik testi: bağımlı parametrik ortalama karşılaştırılması



HALK SAĞLIĞI



Örnek: 0-3 yaş çocuk sayısının 300 olduğu bölgede, bir yıl içinde 150 kez ishal tanısı



HALK SAĞLIĞI



176



Friedman bağımlı gruplar , rıon-parametrik ortalama karşılaştırlması



Bu sorularda bakıoması gereken 3 şey., parametrik veri mi?, oran mı?...bağımlımı?



Doğru cevap: C



"Ortalamaların karşılaştırılmasında kullanılan testler" başlıklı tabloya bakınız.



56. Biraraştırmacı3farklıilacinakciğerkapasitesindeki FEV değerlerine etkisini karşılaştırmak istiyor. 150 astım hastasını 3 gruba bölüp her gruba farkı bir ilaç veriyor. Parametrik varsayımlar sağlandığına göre aşağıdaki testlerden hangisi seçilmelidir?



Doğru cevap: D 58. Aşağıda şematize edilen aşağıdakilerden hangisidir?



araştırma



türü



A) Varyans analzi (ANOVA) B) Kruskal VVallis C) Mann- vvhitney u D) Tekrarlayan ölçümlerde varyans analizi E) Friedman testi Bu sorularda bakıoması gereken 3 şey., parametrik veri mi?, oran mı?...bağımlımı? A) Kesitsel



"Ortalamaların karşılaştırılmasında kullanılan testler" başlıklı şekile bakınız.



C) Tanımlayıcı



Doğru cevap: A



B) Vaka-kontrol D) Kohort E) Deneysel



Bu sorularda dikka t etmemiz gereken., çalışmaya başlarken elimizde olan veri... biterken elimizde olan veri...



57. Bir araştırmacı 3 farklı ilacin akciğer kapasitesindeki FEV değerlerine etkisini karşılaştırmak istiyor. 150 astım hastasını 3 gruba bölüp her gruba farkı bir ilaç veriyor. Parametrik varsayımlar sağlanmadığına göre aşağıdaki testlerden hangisi seçilmelidir?



Bu çalışmada örnek grubunun büyük bir fotoğrafı çekilmiştir. Kesitsel çalışmayı en iyi anlatan örnek FOTOĞRAF benzetmesidir.. Doğru cevap: A



A) Varyans analzi (ANOVA) B) Kruskal VVallis C) Mann- vvhitney u D) Tekrarlayan ölçümlerde varyans analizi E) Friedman testi



> 30 kişi^ '■—*>



Bağımlı, eş ömeklem t testi ^ =



(



Parametrik



Bağımlı, eş, ilişkili



2 değişken







< 30 kişi



Wiicoxon



=



Non-parametrik



> 3 0 kişi



Bağımsız gruplarda t testi



=



Parametrik



■*'



Mann - VVhitney U



=



Non-parametrik



Bağımsız, ilişkisiz




o



00 A



■■■



Friedman



""I =



Parametrik



\



X



ANOVA



I



Gruplar ilişkili



^



2 ’den fazla değişken



yeni gelişen hastaları bulduğumuz aşağıdakilerden hangisidir.... -



Henüz bir hastalığı yakalanmamış sağlam kişilerin belirli bir etkenle karşılaşma durumlarına göre izleme süresi içinde incelenen hastalığı yakalanma riskleri belirlenen araştırmalara kohort araştırmaları denir.



-



Hastalıkların nedenlerini (risk faktörleri, etkenler vb.) belirlemek için en güvenilir gözlemsel araştırma yöntemidir.



-



İnsidans, rölatif risk, atfedilen risk gibi analitik değerler. Toplumda sık görülen, latent dönemi kısa olan hastalıkların etiolojilerinin araştırılmasında en uygun yöntemdir.



A) Yaşa özel ölüm hızı B) Postnatal ölüm hızı C) Fatalite hızı D) Kaba ölüm hızı E) Perinatal ölüm hızı Perinatal Ölüm Hızı: Ana sağlığı düzeyini iyi gösteren ölçütlerden birisidir. Doğum öncesi ve doğum sırasında sağlık hizmetlerinin yeterli olup olmadığını gösterir. Şöyle hesabedilir. Bir yılda ölü doğan ve canlı doğup 0-7 günlük iken ölen bebek sayısı Perinatal ölüm hızı=---------------------------------------- x1000 Bir yıldaki toplam (ölü+canlı) doğum sayısı



Doğru cevap: C 77. Anne ölüm hızı aşağıdakilerden hangisidir? A) 1 yıl içinde ölen doğurgan yaş kadın sayısı / yıl ortası nüfus x k B) 1 yıl içinde gebelik, doğum, lohusalık nedeniyle ölen kadın sayısı / aynı yıl içinde olan canlı doğum sayısı x k



Doğru cevap: E



C) 1 yıl içinde gebelik, doğum, lohusalık nedeniyle ölen kadın sayısı / yıl ortası nüfus x k D) 1 yıl içinde gebelik, doğum, lohusalık nedeniyle ölen kadın sayısı / aynı yıl doğurgan yaş kadın nüfusu x k



75. Bir hastalık etkeninin bulunduğu grubun insidansının, etkenle karşılaşmayan grubun insidansına bölünmesiyle aşağıdakilerden hangisi elde edilir? A) Atfedilen risk C) Atak hızı



B) Korunabilirlilik hızı D) Rölatif risk E) Hastalığın gücü



Araştırmalarda kullanılan ölçütlerin nasıl hesaplandığını bilmek gerekir.... Rölatif risk, etkenin bulunduğu grubun insidansının, etkenle karşılaşmayan grubun insidansına bölünmesiyle elde edilir ve neden-sonuç ilişkisinin boyutunu kantitatif olarak gösteren bir ölçüdür. Atfedilen risk ile korunabilirlik hızı halk sağlığı uygulamalarında önemlidirler. Şüphe edilen etyolojik faktör (etken) ortadan kaldırıldığı zaman ne kadar yarar (hastalığa yakalanma, ölüm vb. önlenmesi) sağlanabileceğini tahmin etmeye yarayan ölçütlerdir. Doğru cevap: D 76. Bir toplumda henüz bir hastalığa yakalanmamış sağlam kişilerin belirli bir etkenle karşılaşma durumlarına göre, izleme süresi içinde incelenen hastalığa yakalanma riskleri en uvaun hangi araştırma ile saptanır? A) Vaka-kontrol araştırmaları B) Kesitsel araştırmalar C) Kohort araştırmaları D) Deneysel araştırmalar E) Toplum taraması



E) 1 yıl içinde ölen doğurgan yaş kadın sayısı / aynı yıl doğurgan yaş kadın nüfusu x k Anne ölüm hızını hesaplarken b ir toplumda canlı anne sayısı bilenemediği için, canlı anne sayısına en yakın değer olan canlı bebek sayısı alınarak hesaplanır.... -



Anne ölüm hızı; 1 yıl içinde gebelik, doğum, lohusalık nedeniyle ölen kadın sayısının aynı yıl içinde olan canlı doğum sayısına oranıdır.



-



Bir toplumda ana sağlığı düzeyini en iyi yansıtan ölçüttür.



Doğru cevap: B 78. İki ayrı klinikte yapılan bir araştırma sonucunda ortopedi kliniğinde kırık şikayetiyle yatan 60 hasta, üroloji kliniğinde de mesane kanseri şikayetiyle yatan 60 hasta incelenmiş, sonuçta ürolojide yatan hastaların %75’inin; ortopedide yatan hastaların da %33’ünün sigara içtiği saptanmıştır. Bu araştırma ne tür bir araştırmadır? A) Randomize



B) Kohort



C) Vaka kontrol



D) Kesitsel E) Örnekleme



Bu sorularda ilk olarak dikkat edilmesi gereken Acaba hastalık ve etken ilişkisi m i araştırlıyor. Eğer cevabımız evet ise çalışmaya başlarken bildiğim iz veriye dikkat etmeliyiz. Eğer hasta sayısını bilerek başlıyorsak ve çalışma bittiğinde etken sayısına ulaşıyorsak bu bir vaka kontrol çalışmasıdır.



-



Analitik araştırmalar içinde, özellikle klinik düzeyinde, en sık başvurulan yöntemlerdir.



-



Latent dönemi uzun olan ve toplumda nadir hastalıklarda kullanılır.



-



Tahimini rölatif risk hesaplanır.



-



Taraf tutmanın en fazla olduğu çalışmadır



o



Doğru cevap: D 81. Aşağıdakilerden hangisi gebelik ve ana sağlığı açısından risk faktörü değildir?



Doğru cevap: C 79. Aşağıdaki değerlerden hangisi hastalık prevalansını verir?



bir



Perinatal ölüm hızı, anne sağlık düzeyini, doğum öncesi bakımın yeterli ve sağlıklı şartlarda olup olmadığını gösteren önemli bir göstergedir.



A) Kadının 18 yaşından küçük olması B) Kadının 35 yaşından büyük olması



bölgede



C) Doğum aralıklarının 2-3 yıldan az olması D) 4. Doğumdan sonraki gebelikler



A) Belli bir anda yapılan taramada tespit edilen vaka sayısının nüfusa oranı B) Beli bir süre içerisinde yeni meydana gelen vaka sayısının risk altındaki nüfusa oranı C) Belli bir süre içerisinde bölgedeki sağlık örgütle­ rinde tespit edilen vaka sayısının sağlık örgütüne başvuranlara oranı D) Belli bir süre içerisinde belli bir hastalıktan ölen kişi sayısının hastalanan kişi sayısına oranı E) Belli bir süre içerisinde bölgedeki sağlık örgütlerinde tespit edilen vaka sayısının tüm nüfusa oranı Hastalık (Morbitide) Düzeyini Belirleyen Ölçütler;



E) Kadının 2. evliliğinin olması Anne ve çocuk sağlığı açısından en yüksek risk grupları şunlardır: -



Kadının 18 yaşından küçük ve 35 yaşından büyük yaşlardaki gebelikleri



-



Çok sayıda (4 doğumdan fazla gebelikler)



-



Çok sık (2 yıldan sık aralıklarla) gebe kalmalarıdır.



Bu durum lar yüksek tanımlanmaktadır.



riskli



82. Kızamık aşısı nerede saklanır?



İnsidans: Belirli bir süre içinde bir toplumdaki “sağlam” kişilerin belirli bir hastalığa yakalanma olasılığıdır.



C) Buzdolabının buzluğunda



Epizod Hızı: Bağışıklık bırakmayan tekrarlayan bulaşıcı hastalıkların boyutunu ölçmek için kullanılan bir ölçüttür. Doğru cevap: A



olarak



Doğru cevap: E



Prevalans: Belirli bir kesitinde, bir toplumda saptanan tüm (eski ve yeni) vaka sayısının, aynı andaki risk altındaki kişi sayısına bölünmesiyle elde edilir. Bir hastalığın, o andaki toplumda görülme sıkığınl ifade eder.



Atak Hızları: insidansın bulaşıcı hastalıklar alanında kullanılan şeklidir. Belirli bir süre içinde saptanan bulaşıcı hastalık vaka sayısının, o hastalığa duyarlı kişi sayısına bölünmesi ile elde edilir.



gebelikler



A) Buzdolabının kapağında B) Buzdolabının üst raflarının birinde D) Buzdolabının herhangi bir yerinde E) Oda ısısında Aşının üretiminden tüketimine kadar geçen sürede aşıların uygun ısıda saklanmasına soğuk zincir denir. Buzdolabının buzluk kısmına kesinlikle aşı konmaz. Bu bölüme buz aküleri konur. Viral aşılar buzluğun altındaki ilk rafa, bakterial aşılar ise orta rafa konur. En alttaki sebzelik kısmına içi su dolu şişeler konur. Elektrik kesintisinde bu sular ısıyı muhafaza etmeye yarar. Doğru cevap: B



80. Bir bölgede Ana-Çocuk sağlığı düzeyini öğrenmek istiyorsunuz. Ancakanaölüm hızını bilmiyorsunuz. Bu durumda aşağıdaki seçeneklerden hangisine bakarsınız? A) Kaba ölüm hızı B) Bebek ölüm hızı C) Post neonatal bebek ölüm hızı D) Perinatal bebek ölüm hızı E) Kaba doğum hızı Ana sağlığını gösteren ölçütler -



Ana ölüm hızı=Ana sağlığını en iyi gösteren ölçüttür. Bu bilinmiyorsa perinatal ölüm hızına bakılmalıdır.



83. Aynı yerde yaşayan ve aynı kazandan yemek yiyen kişilerin oluşturduğu topluluğa ne denir? A) Hane halkı B) Çekirdek aile C) Geniş aile D) Parçalanmış aile E) Ana erkil aile Hane halkı: Aynı yerde yaşayan ve aynı kazandan yemek yiyen kişilerin oluşturduğu topluluktur.



182



HALK SAĞLIĞI



Çekirdek aile: Anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşan topluluk Geniş aile: Birkaç kuşağın bir arada yaşadığı birden fazla evli çiftin bir arada olduğu aileler Parçalanmış aile: Ölüm, boşanma ve ayrı yaşama gibi nedenlerle karı veya kocadan birinin veya her ikisinin bulunmadığı ailelerdir. Doğru cevap: A 84. Türkiye nüfus piramidinde olduğu gibi geniş tabanlı ve tepeye doğru hızla bir daralma gösteren piramidin yorumunu nasıl yaparsınız?



A) Doğumların ve ölümlerin hızlı, doğumda beklenen yaşam süresi kısadır.



Aşağıdaki verilere göre 40-49. sorulan cevaplayınız. Toplam nüfus



:10.000



Gebe sayısı



140



Canlı doğum sayısı



100



Ölü doğum sayısı



10



Düşük sayısı



20



İlk 28 günde ölen bebek sayısı



5



28-366 günde ölen bebek sayısı 4 Ölüm sayısı



50



Kanserden ölenlerin sayısı



5



B) Doğumların hızlı, ölümlerin yavaş ve doğumda beklenen yaşam süresi kısadır.



Kansere yakalanan kişi sayısı



10



0-7 günlük ölen bebek sayısı



3



C) Doğumların ve ölümlerin hızlı, doğumda beklenen yaşam süresi uzundur.



Ölen erkek sayısı



20



Ölen kadın sayısı



14



Ölen gebe sayısı



2



Kadınların yıl ortası nüfusu



2.800



D) Doğumların yavaş, ölümlerin hızlı, doğumda beklenen yaşam süresi kısadır. E) Hiçbiri Bu tür piramidler doğumların ve ölümlerin hızlı, doğumda beklenen yaşam sürelerinin az olduğunu gösterir. Eğer piramit ters olsaydı, yani tabanı nisbetten dar tepeye doğru önce genişleyip sonra yavaşça daralan dikdörtgen (fıçı) gibi bir piramid olsaydı, o zaman doğumların ve ölümlerin az, doğumda beklenen yaşam sürelerinin uzun olduğunu söyleyebilirdik. (İsveç örneğindeki gibi).



Doğru cevap: A 86. Bu bölgede doğal nüfus artış hızı hangisidir? A) %0,5 C) %0,8



Doğru cevap: A



E) %0,12



85. Deney ve kontrol gruplarını birbirine benzer olması için, grupların seçiminde hangi yöntem uygulanmamalıdır?



A) Deneklerin tercihine göre gruplar belirlenmesi B) Eşleme yöntemi C) Kontrol grubu ile deney grubu sayısı aynı olmalı D) Araştırıcı deneklerin bilmemeli



hangi



grupta



olduğunu



E) Deneklere hangi grupta oldukları söylenmemeli



Toplumdaki canli doğumlar-Toplumdaki ölümler Doğal nüfus artışı=-x100 Toplam Nüfus Doğru cevap: A 87. Bu bölgede bebek ölüm hızı hangisidir? A) % 9



B) %2



C) %4



D) %15 E) %3



Deney ve kontrol grubu seçiminde, -



Grup veya bireysel eşleme



-



Mümkünse sayılar birbirinin aynı olmalıdır.



-



Araştırmacı ve deneklerin hangi grupta olduğunu bilmemeli (Buna farkına vardırmama denir)



-



B) %2 D) %3



Deneklerin tercihine göre değil fakat gönüllü olanlardan deney grubu seçilebilir.



0-1 yaş içinde ölen bebek sayısı BÖH=---------------------------------------------- x1000 canlı doğum sayısı 100-50 -x100 = 0,5 10.000



Doğru cevap: A



88.



92.



Erken neonatal bebek ölüm hızı hangisidir? A) %2,5 C) %3



Erkek cinsiyetine özel ölüm hızı hangisidir? A) %10 B) %0,20



B) %4,2 D) %3,5



C) %0,32



E) %5,8



D) Hesaplanamaz Erken Neonatal Bebek Ölüm Hızı =



E) %50



0-7 günlük ölen bebek sayısı X Canlı doğum sayısı 3



100



X cinsiyetinden ölenlerin sayısı Cinsel özel ölüm hızı =------------------------------------- X1000 X cinsiyetinden yıl ortası nüfusu



X 1000 = %3 Erkek cinsinin yıl ortası nüfus sayısı verilmediği için hesaplanamaz.



Doğru cevap: C Doğru cevap: D 89. Geç neonatal ölüm hızı hangisidir? A) %3,2



93. Kanser fatalite hızı hangisidir?



B) %5,5



C) %8,2



A) %30 B) %50



D) %2 E) %1,5



C) %20 Geç Neonatal _ Bebek Ölüm Hızı



7-28 günlük ölen bebek sayısı Canlı doğum sayısı 5-3 ■X1000 = %2 100



D) %10 E) Hesaplanamaz



X1000



Belirli bir hastalıktan ölenlerin sayısı Fatalite hızı = ----------------------------------------------------- x100 Aynı hastalığa yakalananların sayısı



Doğru cevap: D Doğru cevap: B 90.



Neonatal ölüm hızı hangisidir? A) %2 C)%10



94.



B) %1 D) %50 E) %5



0-28 günlük ölen bebek sayısı Neonatal ölüm hızı=--------------------------------------- X1000 Canlı doğum sayısı 5 = ------------- X 1000=%5 100



Ana ölüm hızı hangisidir? A) %0,20



B) %0,10



C)



D) %0,2



%0,5 E) %0,1



Gebeliğe bağlı herhangi bir nedenle ölen anne sayısı Ana ölüm hızı=----------------------------------------- X100.000 Canlı doğum sayısı



2



Dorğu cevap: E 91.



-------X 100.000 = %0.20 100



Kaba ölüm hızı hangisidir? Doğru cevap: A



A) %5,5 B) %1



95.



C) %5 D) %3 E) Hesaplanamaz



Bu bölgenin yıllık net nüfus artış hızı hangisidir?



1 yıl içindeki toplam ölümler Kaba ölüm hızı =



Yıl oratsı nüfus 50 KÖH= -X1000 = %5 10000



Doğru cevap: C



Yıl ortası nüfusu 20.000 olan bir bölgede 1 yıl içinde 200 ölüm ve 500 canlı doğum olmuştur. Aynı yıl içerisinde dışarıdan bu bölgeye 40 kişi ve bu bölgeden dışarıya 80 kişi göç etmiştir.



X10



A) %1,7 B) %1,5 C) %2,1 D) %1,3 E) %2,6



(Canlı doğum sayısı + İçe göç) -(Ölüm sayısı + Dışa göç)



98. Aşağıdakilerden hangisi uygulamaları arasındadır?



birincil



koruma



Net nüfus artış hızı;



HALK SAĞLIĞI



Yıl ortası nüfus



A) Sağlık eğitimi



B) Erken tanı



C) Uygun tedavi



D) Sakatlığı azaltma E) Rehabilitasyon



(500+40) - (200+80)



1000 20000 (540) - (280) 1000 20000 = %1,3



H a s ta lık la r daha oluşm adan önce önlenm esin e yönelik olarak yapılan uygulamalar birincil korumayı oluşturmaktadır. -



Sağlığın daha iyiye götürülmesi ve koruyucu özel önlemleri kapsamaktadır. Sağlık eğitimi, olumlu çevre koşulları oluşturmaya yönelik uygulamalar, yeterli ve dengeli beslenme, kişisel hijyen önlemleri, aile planlaması uygulamaları ve bağışıklama birincil koruma uygulamaları arasındadır.



Doğru cevap: D Doğru cevap: A 96.



Yıl ortası nüfus 25.000 olan bir bölgede 1 yıl içerisinde 750 canlı doğum ve 25 ölü doğum olmuştur. Canlı doğan bebeklerin % 75’i bir yaşını doldurmadan ölmüştür. Bu bölgede kaba doğum hızı hangisidir? A) %3,3



99. A bölgesinde 2500 kişiden 500’ünde B bölgesindeki 2800 kişiden 1500’ünde Guatr belirlenmiştir. A bölgesindeki Guatr prevalansı hangisidir? A) %5



B) %10 D) %30



C) %20



B) %3



E) Hiçbiri



C) %30 D) %5,2



Prevalans =



E) %5,3 Bir yılda meydana gelen canlı doğum sayısı Kaba Doğum hızı= —----- -— ;----------— ------ —— x1000 Aynı toplumun yıl ortası nufusu



Kaba Doğum Hızı a



25000



Suların sertliği hangisi doğrudur?



500



Prevalans =



x



100 = %20



2500 Doğru cevap: C



X 1000



100.Uygun bir tarama testi hangisi doğrudur?



Doğru cevap: B 97.



Toplumda belli zamandaki yeni + _______ eski vakalar___________ Yıl ortası nüfus



konusunda



aşağıdakilerden



A) Ucuzluk C) Kabul edilirlik



C) 14-22 derece sert su D) 22 dereceden sonrası çok sert su E) Hiçbiri Suların sertlik derecesi şöyledir. - 0-7 derece çok yumuşak - 7-14 derece yumuşak -14-22 derece sert - 22 derece ve yukarısı çok sert.



B) Basitlik D) Doğruluk E) Hepsi bulunur



A) 0-7 derece yumuşak su B) 0-14 derece arası yumuşak su



için aşağıdakilerden



Uygun bir tarama testi, ucuz, basit, halk tarafından kabul edilebilir olmalı ayrıca doğruluk, tutarlılık, duyarlılık ve seçicilik özelliklerinin olması gerekir. Doğru cevap: E 101 .Kullanılan testin tekrarlanan ölçümlerde aynı veya benzer sonucu vermesi testin hangi özelliğini gösterir? A) Tutarlılık



B) Doğruluk



C) Kabul edilebilirlik



D) İnsidans E) Prevalans



Suların sertliği Ca karbonat oranına göre belirlenir. Doğru cevap: C



Tutarlılık: Tekrarlanan ölçümlerin aynı veya benzer sonucu vermesidir. (Farklı kişiler tarafından uygulandığında aynı sonucun alınması)



Doğruluk: Aranan hastalık bakımından doğru ölçüm vermesidir. Örneğin tansiyonda kan basıncı ölçülmesi, glokomda tonometre kullanımı.



A) Kişi ya da toplum taramaları B) Alan araştırmaları 2. Uygun tedavi ve sakatlığın azaltılması



Kabul e d ile b ilirlik : Kişiler arasında kabul edilebilir olmasıdır. Psikolojik, fiziksel travmalara neden olmayan ilgi çekici özelliği olan test olmalıdır.



A) Zamansız ölümleri önleme B) Komplikasyonları önleme Üçüncül koruma:



Doğru cevap: A



A) Medikal rehabilitasyon 102.Arsenik zehirlenmesi sonucu öldüğünden şüphelenilen cesetten toksik madde araştırması için materyal aşağıdaki vücut bölümlerinin hangisinden alınmalıdır? A) Akciğer



B) Beyin



C) Sürrenal bez



D) Pankreas E) Kemik



Arsenik zehirlenmesi vakalarında otopside tipik gaita, mide ve barsak mukozalarında iltihabi, kırmızı kadife görünüşlü kanama odakları bulunur. Karaciğer, kalp ve böbreklerde yağlı dejenerasyon oluşur. A rsenik kıl, kemik ve karaciğerde birikir. Toksik madde araştırması için karaciğerden, kıl ve kemiklerden parça alınması gerekir. Doğru cevap: E



B) Sosyal rehabilitasyon dur. Doğru cevap: B 103. Aşağıdakilerden hangisi kohort araştırmaların diğer isimlerinden biri değildir? A) İnsidans araştırmalar B) Longitünal araştırmalar C) İzleme (Follow-up) araştırmalar D) Prospektif araştırmalar E) Prevalans araştırmalar Kohort tipi araştırmaların diğer isimleri: - İnsidans araştırmalar - Longütünel araştırmalar - İzlem (Follow-up) araştırmalar



69. Erken tanı uygun tedavi ve sakatlığın azaltılması hangi tip korumadır?



- Prospective araştırmalar - İleriye dönük (Forvvard-looking) araştırmalardır.



A) Birincil koruma B) İkincil koruma



Doğru cevap: E



C) Üçüncül koruma D) Dördüncül koruma E) Primordial koruma Birincil koruma: Sağlığın daha iyiye götürülmesi ve koruyucu özel önlemlerin alınmasıyla yapılır. Bunlar;



104. Belirli bir zaman kesitinde neden-sonuç ilişkisini inceleyen, toplumun sağlık oranlarının veya bir olayın boyutunun adeta fotoğraf çeker gibi saptandığı araştırmalar hangi tür araştırmalardır? A) Kohort B) Kesitsel



-



Sağlık eğitimi ve güdüleme



C) Retrospektif



-



Olumlu bir çevre sağlama



D) İnsidans



-



Yeterli ve dengeli beslenme



-



Kişisel hijyen önlemleri almak



-



Aile planlaması



-



Bağışıklama, kemoproflaksi, seroproflaksi



-



Vektör kontrolü



-



Sosyal-kültürel önlemlerle yoksulları gözetmek



-



Genetik hastalıkları ve doğmatik şekil bozukluklarını önlemek



-



Kazalardan ve kanserojenlerden korunmaktır



İkincil korunma: 1. Erken tanı



E) Hiçbiri Yukarda sayılan özellikler kesitsel araştırmanın özellikleridir. Prevalans çalışmalarıdır. Eski -yeni tüm vakaların, risk altındaki nüfusa oranını veya durumunu gösterir. Doğru cevap: B 105. Etkenin meydana getirdiği hastalığın derecesini gösteren özelliğe ne ad verilir? A) Patojenite C) Toksijenite



B) Virülans D) Antijenite E) Enfektivite



Patojenite: Etkenin konakçı dokuda progressif doku reaksiyonu meydana getirebilme özelliğidir



Virülans: Etkenin meydana getirdiği hastalığın derecesini gösterir



108. Herhangi bir olayın belirli bir zaman içerisinde incelenmesine yönelik araştırmalar ne tür araştırmalardır?



Toksijenite: Etkenlerin konakta toksin üreterek yayılma özelliğidir



A) Retrospektif B) Vaka-kontrol C) Gözlem



Antijenite: (Immünite) etkene karşı kişinin vücudunda antikor meydana gelmesidir Enfektivite: Etkenin sağlam kişiye ulaşabilme ve vücuduna yerleşip üreyebilme yeteneğidir. Doğru cevap: B 106. Bir hastalığın bir bölgede sürekli ve belli bir sıklıkta görülmesi aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir?



D) Kesitsel E) Tanımlayıcı K e s its e l, pre va la n s a ra ş tırm a la r: Herhangi bir sağlık sorununun belirli bir zaman dilimi içerisinde incelenmesidir. Tanımlayıcı Araştırmalar: Kişi, yer ve zaman özelliklerinin belirlendiği araştırmalardır. -



Retrospektif araştırmalar: Geriye dönük yapılan araştırmalardır



-



V a ka -ko n tro l a ra ş tırm a la rı: Ö zelikle klinik düzeyin de en sık kullanılan araştırmalardır. Hastalığı olan (vakA) ve olmayan (kontrol) grupları karşılaştırılmalıdır.



A) Epidemi B) Endemi C) Pandemi D) Salgın E) Hepsi Endemi: Bir coğrafi bölgede veya toplumda bir hastalığın nisbeten yüksek insidans yada prevalans göstermesidir. Epidemi: Bir bölge ya da toplumda hastalık olgularının o bölge için normal beklenenden daha çok görülmesine denir. Pandemi: Hastalık olgularının kıtalar arası, ülkeler arası yayılmasıdır.



Doğru cevap: D 109. Bir kohort araştırmasında kohort grubunun hastalık insidansı %12, kontrol grubunun hastalık insidansı ise %3 olarak bulunmuştur. Etkisi araştırılan etkene atfedilen risk hangisidir? A) %4



B) %400



C)%9



D) %15 E) %25



Doğru cevap: B Atfedilen risk=lnsidans(etken+)-lnsidans Etken (-), 107. Bireylerin evrenden bilinen belli bir olasılıkla seçildiği yöntemler ne tür örnekleme yöntemidir? A) Küme B) Olasılıksız örnekleme C) Tesadüfi D) Random E) Sistematik örnekleme Random Örnekleme: Belirli bir sıra veya listeye göre bilinemeyen bir tabloya göre olasılıklı seçilen örnekdir. Sistem atik Örnekleme: Veriler önce numaralandırılır. Sonra tek sayılı olanlar veya 1-5. 10. vs. diye gelenler seçilir. Bu sistematik rastgele örneklemedir. Tabakalı Örnekleme: Evren homojen yapıda değilse başvurulan her tabakının kendi içinde benzer diğer tabakalar arasında farklı olması gerekir. Küme Örmekleme: ilk önce evren belirli özelliğe göre oluşmuş kümelere ayrılır. Daha sonra kümeler basit rastgele yöntemle seçilir.



Atfedilen risk=%12-%3=%9 Doğru cevap: C 110.Gebelikte kızamıkçık geçirme ile konjenital malformasyon arasındaki ilişkiyi gösterebil­ mek amacıyla yapılan bir çalışmada, konjenital malformasyonlu bebek doğuran bir grup anneye ve kontrol olarak normal bebek doğuran bir grup anneye gebelikleri sırasında kızamıkçık geçirip geçirmedikleri sorulmuştur. Bu araştırma uymaktadır? A) Vaka Kontrol tipi C) Transvers



hangisine



B) Kohort tipi D) Deneysel E) Hiçbiri



Hastalığı bilinen kişileri bilerek başladığımız çalışma bittiğinde etkene maruz kalanları bulduğumuz araştırma vaka-kontrol araştırmasıdır.... Doğru cevap: A



Doğru cevap: E



aşağıdakilerin



1.



Aşağıdaki hastalıklardan hangilerinde Nikolsky belirtisi pozitiftir?



S te ro id e cevap verm eyen le z y o n la r d e rm a titis herpetiformisin en tipik bulgusudur...



I. Pemfigus vulgaris II. Toksik epidermal nekroliz



-



Daha çok 20-50 yaş arasında başlar, çocuklarda da görülebilir.



III. Sistemik lupus eritematozus



-



Papüllerin üzerinde de grup halinde (herpetiform) veziküller ortaya çıkar.



-



Dermatitis herpetiformisli hastaların çoğunda glüten duyarlılığına bağlı, çölyak hastalığı görülebilir.



-



Dermatitis herpetiformis, subepidermal bir vezikül/ bül vardır.



-



Dermal papillaların uçlarında IgA birikimi saptanır.



-



Tedavisinde en çok kullanılan ilaç dapsondur.



IV. Stafilokokkal haşlanmış deri sendromu V. Porfiria kutanea tarda A) I, II ve IV



B) i, III ve V



C) I, IV ve V



D) II, III ve IV E) II, IV ve V



Nikolsky denildiğinde ilk olarak akla Pemfigus Vulgaris gelir... Nikolsky fenomeni günümüzde üç şekilde gösterilebilir. 1- Gergin bir sağlam büle bastırılırsa bülün çevreye doğru genişlediği görülür. 2- Lezyona yakın bir normal deri alanına parmakla kaydırma şeklinde birbasınç uygulanırsa, epidermisin üst kısmı kayarak içinde sıvı bulunmayan pörsümüş görünümde bül oluşur. 3- Açılmış bir bülün tavanına ait artıklardan tutulup çekilirse derinin şeftali kabuğu gibi soyulduğu gözlenir. Karakteristik nikolsky (+) hastalıklar -



3.



Aşağıdaki patolojik değişikliklerden hangisi klinikde “sigara kağıdı fenomeni” olarak bilinir? A) Akantoz B) Akantoliz C) Hiperkeratoz



D) Parakeratoz E) Atrofı D e rm a to lo jid e sorulmaktadır...



Pemfigus Vulgaris, Vejetans Pemfigus Foliaseus, Eritematosus



-



Toksik Epidermal Nekrolizis (TEN), StevensJohnson Sendromu



-



Stafilokoksik Haşlanmış Deri Sendromu (SSSS)



Generalize ve Lokalize -



Doğru cevap: C



tip ik



m uyane



b u lg u la rı



s ık



Oluk belirtisi (Groove sign): Lenfogranuloma Veneruma özgü patognomonik bir belirtidir. Sigara kağıdı fenomeni: Etiyolojisi ne olursa olsun deride oluşan atrofilere özgü bir fenomendir. Diaskopi bulgusu: Lupus vulgaris lezyonları üzerine bir lam ile bastırılacak olursa lezyonun rengi elma jölesine benzer biçimde mat sarı bir renk alır.



Bülloz impetigo Epidermolizis Bülloza (Junctional ve Distrofik tip)



Yonga veya Talaş belirtisi: Pitriazis Versikolora özgü bir fenomendir.



Doğru cevap: A 2.



Dermatitis herpetiformis hangisi doğru değildir?



için



aşağıdakilerden



A) 20-50 yaş arasında başlar B) Kronik kaşıntılı papüller ve büllerle karakterizedir C) Tedavisinde steroid kullanılır D) Nikolsky negatiftir E) Glüten enteropatisi eşlik edebilir



Cullen belirtisi: Genellikle akut pankreatitte ve bazen rüptüre ektopik gebelik veya duedonal ülser perforasyonunda göbek çevresindeki derinin mavimsi renk alması durumudur Doğru cevap: E



188



4.



Aşağıdakilerden hangisi psöriazis vulgarisin için tipik tutulum bölgelerinden değildir?



6.



Erizipel ile ilgili olarak hangisi yanlıştır? A) Eritem keskin sınırlıdır



DERMATOLOJİ



A) Dizler



B) Lenfatiklerin etkilenmesi ile sağlam deriye doğru çizgilenmeler yapar



B) Dirsekler C) Oral mukoza D) Saçlı deri



C)



E) Sakral bölge



E) Deriden kabarıktır



Psöriazisde mukoza tutulumu nadiren izlenir. MukozaI tutulum tipik olarak liken plan usun bulgusudur...



En sık etken Staf. aureus’tur.



D) Şiddetli olgularda vezikül, bül ve gangren olabilir Erizipel en çok selülit ile karşılaştırılır.... Erizipel (Yılancık)



Liken planusda ise psöriazisden farklı olarak eklem tutulumu yoktur.



W



-



Beta hemolitik streptokoklar ve nadiren S.aureus



Doğru cevap: C



-



Ağrı, yüksek ateş, titreme şikayetleri vardır. Sınırları keskin ve deriden kabarık lezyondur.



5.



-



Lenfatik tutulum yapar. Alt bacaklar en sık tutulan yerdir.



-



Bül daha çok erizipelde izlenir, büllöz erizipel diye klinik formu vardır.



Eritema multiforme hastalığında tetikleyici faktör değildir? A) Viral hastalıklar B) Neoplaziler



Sellülit:



C) Sarkoidoz D) Güneş ışınları E) İlaçlar Eritema m ultiform ede daha çok viral enfeksiyonlar sorum lu tutulur...



-



Beta hemolitik streptokoklar ve S. aureus etkendir.



-



Dermiş ve subkutan dokuya iner



-



Sınırlar keskin olmayan, kabarık olmayan lezyonlardır.



Doğru cevap: C



Eritema multiforme: 7.



Aşağıdakilerden hangisi “kerion” olarak bilinen mantar enfeksiyonu için doğru değildir?



Enfeksiyonlar •



Herpes simplex — En sık sebep







Mikoplazma enfeksiyonu



A) Tinea kapitis profunda B) Subcutan nödüller







Enfeksiyöz Mononükleoz



C) Püstüller







Poliomyelit (Aşı)







Bazı diğer bakteriyel ve viral hastalıklar







Fokal sepsis







BCG inokülasyonu



D) Kelliğe yol açabilir E) Lezyonlar kurudur Bu hastalığın diğer adı “yaş kel" dir...



TİNEA KAPİTİS PROFUNDA



Kollajen hastalıklar (KERİON) (Yaş kel, Islak kel) •



SLE- PAN -



%50 tinea capitis superficialis şeklinde başlar. Dermatofitler çoğunlukla zoofiliktir.



Neoplasia •



Hodgkin Hastalığı



-



Subkutan nödüller







Myelom







Karsinom



-



Abse oluşumları Fistüller, Püstüllerle karakterizedir



-



Lezyonlu bölgedeki soluk, kırık saclar çekildiğinde tereyağından kıl çeker gibi kolaylıkla ele gelir Hastalık püberteden önce başlar Tedavi edilmemiş olgular püberteden sonra kendi kendine iyileşir Erken tedavide sikatris dokusu bırakmaz



Kronik inflamasyon •



Sarkoidoz







VVegener



-



Barbitürat, Sulfonamidler, Penisilin, Fenotiyazin ve diğerleri



-



İlaçlar •



-



Doğru cevap: D



Geç kalınmış olgularda lokalize sikatrisiel alopesi bırakarak iyileşir



Doğru cevap: E



Aşağıdakilerden hangisi eritema nodosum için yanlıştır?



Özellikleri



A) Ateş, halsizlik, artralji gibi prodromal belirtiler yapar B) Tipik bacak ön yüzde ortaya çıkar C) Ağrılı, sert, çapları 1-10 cm arası değişen eritemli nodüller yapabilir D) Lezyonlar skarla iyileşir E) Altda yatan görülebilir



nedene



bağlı



olarak



nüksler



Birçok hastalığın bulgusu olduğundan iyi bilinmelidir... Eritema nodozum (EN) en sık görülen septal pannikülit tipidir. -



-



Çeşitli etyolojik faktörlere karşı oluşan, gecikmiş tipte bir hipersensitivite reaksiyonu olarak düşünülmektedir. EN etyolojik faktörler ilaçlar, enfeksiyonlar, tümörler ve inflamatuvar hastalıkların yer aldığı oldukça geniş bir spektrum gösterir, bununla birlikte %3272 oranında idiyopatiktir



-



Çocuklarda sıklıkla endemik enfeksiyonlar ve streptokoka! enfeksiyonlar ön planda iken yetişkinlerde ilaçlar, Behçet hastalığı, sarkoidoz, inflamatuar bağırsak hastalıkları etkendir.



-



Klinik olarak genellikle alt ekstremite ön yüzünde yerleşen, ani başlayan, simetrik, ağrılı, hassas, kırmızı-sıcak, 1-10 cm çapında, eritemli subkutan nodüller görülür.



-



Genellikle 10 tane kadar lezyon bulunur ama ciddi vakalarda daha çok sayıda olabilir.



-



Son oluşan derin çürük görüntüsü EN için tipiktir.



-



Lezyonlar 3-6 hafta içerisinde ülserleşme, atrofi veva skar bırakmadan kendiliğinde iyileşir.



-



EN’nin akut döneminde ateş, titreme, kırgınlık, atralji, başağrısı, abdominal ağrı, kusma, öksürük veya daire görülebilir.



-



Hiler LAP varsa eşlik edebilecek sarkoidoz açısından şüphe uyanmalıdır.



Doğru cevap: D 9.



Aşağıdakilerden hangisi tinea capitis fovosa ile ilgili değildir?



A) Skutulum B) Endotrhix patern C) Skar D) Kötü Koku E) Etkeni kültürde üretilemez TUS’ta sadece etkeni sorulm uştu... tipik bulgularını bilmek lazım... -



Etkeni Trichophyton schönlein (Sabooroud ağarda üretilebilir)



-



Scutulum adı verilen sarı krutlar izlenir



-



Nemli atrofik deri



-



Başı çepeçevre saran sağlam saçlar



-



Kötü koku (Fare sidiği kokusu)



-



Hastalık püberteden önce başlar



-



%20 KOH ile hazırlanmış preparatta hiflerin saçı endothrix paternde invaze ettiği görülebilir.



-



Tedavi edilmemiş olgularda püberteden sonra iyileşme görülmez



-



Tüm olgular lokalize sikatrisiel alopesi bırakarak iyileşir



Doğru cevap: E 10.



Aşağıdakilerden değildir?



hangisi



eritrodermi



nedeni



A) Liken planus B) Akne rosacea C) Psöriazis D) Pitriazis rosea E) Seboreik dermatit Eritrodermi dermatoloji acillerindendir... Derinin büyük kısmının (% 90) yaygın eritem ve deskuamla kaplı olmasıdır. 1- Dermatitler: -



Atopik dermatit,



-



Staz dermatiti,



-



Kontakt ve fotokontakt dermatit,



-



iktiyoziform dermatit.



-



Seboreik dermatit



2- Psoriasis 3- Pitriyasis rubra pilaris 4- Liken ruber planus 5- Pemfigus foliaceus 6- Norveç uyuzu 7- Pitriyasis rosea 8- Dermatofitozlar 9- SSSS 10-



T Hücreli Deri Lenfomas



Doğru cevap: B



DERMATOLOJİ



8.



190



DERMATOLOJİ



11. Psöriazisde en sık görülen aşağıdakilerden hangisidir?



tırnak



lezyonu



13. Aşağıdakilerden hangisinde lezyonlar izlenmez?



A) Pitting



A) Eritema multiforme minör



B) Subungal hiperkeratoz



B) Eritema marjinatum C) Steven-Johnson Sendromu



C) Onikolizis D) Çizgilenme



Tırnak psöriazisi, eklem tutulum unda daha sık görülmektedir. Tırnak psoriazisinde görülen başlıca bulgular, -



Renk değişiklikleri lökonişi,



-



Toplu iğne başı büyüklüğünde çukurcuklar (pitting), (yüksük tırnak)



-



Onikolizis,



-



Subungual hiperkeratoz



-



Yüksük tırnak,



-



Tırnak plağında kalınlaşma,



-



Tırnak yatağında yağ damlası görünümü, Transvers sırtlanmalar,



-



Beau çizgileri,



-



Splinter hemorajiler, psoriatik paronişidir



benzeri



D) Toksik Epidermal Nekroliz E) Gebeliğin polimorfik erüpsiyonu



E) Renk değişikliği Teorik bilgi soran b ir soru....



hedef



Eritema marjinatum ARA’nın minör kriterleri arasında olup gövdede kısa süreli harita benzeri leyzonlar şeklinde izlenir. Eritema multiforme minör, Eritema multiforme majör (Steven-Johnson Sendromu), toksik epidermal nekroliz ve gebeliğin polimorfik erüpsiyonunda hedef benzeri lezyonlar izlenebilir. Doğru cevap: B 14. İnguinal ve aksiller bölgeleri tutan pemfigus tipi aşağıdakilerden hangisidir? A) Pemfigus vulgaris B) Pemfigus foliacus C) Pemfigus vegetans D) Paraneoplastik pemfigus E) Pemfigus Eritematozus P e m fig u s a lt bilmeliyiz...



g ru p la rın ın



te m e l



ö z e llik le rin i



Pemfigus Vulgaris



Doğru cevap: A



-



Pemfigus vulgaris pemfigus grubu içinde en sık ve en kötü prognozu olandır.



12.



-



Tedavi olmazsa bir yıl içinde mortal sonlanır.



-



Bugün mortalite %25-40’dır ve genellikle çok yüksek dozda kortikosteroid kullanımına bağlıdır.



Aşağıdakilerden hangisi psöriasis aktivitesini belirlemek için kullanılan PASI için belirleyici değildir? A) Lezyonun yerleşim yeri B) Lezyonun tutulum yüzdesi C) Lezyonun skuam derecesi



Pemfigus Vejetans -



Ağızda ve deride büller oluşur ve bunlara ek olarak koltuk altı ve kasıkta bül yerlerinde vejetan kitleler gelişir.



-



Prognozu kötü olmakla birlikte, pemfigus vulgaristen biraz daha iyidir.



D) Lezyonun kalınlığı (indurasyon) E) Lezyonun kaşıntısı PASI, derm atolojide psöriasis hastalarının aktivasyonunu değerlendirmekte sık kullanılmaktadır.



Pemfigus Foiiaseus



PASI; -



Lezyonun eritemi,



-



Subkorneal grubun generalize pemfigus tipidir.



-



Skuamı kalınlığının;



-



Bunlarda tavan yalnızca stratum korneumdan oluşur.



-



Tutulum alanı (Baş, gövde, üst extremite, alt extremite)



-



Dolayısı ile bül çok dayanıksızdır. Büller ya kolayca patlarlar, veya rezorbe olur ve kururlar.



-



Tutulum bölgesine göre uygun katsayı ile çarpılarak hesaplanır.



-



Pratik olarak ağız içi tutulumu yoktur.



Doğru cevap: E



A) Nodülülseratif B) Pigmente C) Sklerozan (morfea) D) Yüzeyel yayılan tip E) Fibroepitelyoma Morfea tipi ciltaltına ilerlediğinden dolayı sınırları tam görmek zordur. Bundan dolayı nüksler olabilir... 1. Nodülo-ülseratif tip BHK: En sık görülen tiptir. nodülün ortası ülserleşerek yara açılır (ulkus rodens) ve kanamalar yapabilmektedir. Tam gelişmiş şeklinde ortada bir ülser, çevrede sert, parlak kabartılar ve net bir sınır vardır. 2. Mikronodüler BHK, nodüler tipin bir minyatürü şeklinde çok sayıda küçük yuvarlak nodüller olarak görülürler. 3. Pigmentli tip BHK: Tümör içinde ve çevresinde bol miktarda melanin bulunması bu siyah görünüme neden olur.



Pemfigus Eritematozus (Seboreikus) -



Subkorneal grubun lokalize pemfigus tipidir.



-



Seboreik bölgeler olarak adlandirilen yüz, göğüs ortası ve sırtta yerleşir.



-



Lezyonlar seboreik dermatit lezyonlarına benzerler. Skuamlar seboreik dermatitte daha yağlıdır.



4. Morfea benzer BHK (Sikatris yapan veya fibrosing) BHK: genellikle sert, bronz veya sarı renkte, atrofik lastiksi bir yama şeklinde görülür. Sınırları hemen her zaman klinik olarak görüldüğünden daha geniştir. Saf formlarında, lezyonlar yüzeyel olarak laterallere ilerleme eğilimindedir ve dermişe çok az penetrasyon gösterirler.



Paraneoplastik pemfigus:



5. Yüzeyel tip BHK: Muayenede, egzematöz dermatite benzeyebilirler.



En sık non-hodgkin lenfoma ile beraberdir. Doğru cevap: C 15.



Guttat psöriazis aşağıdakilerden yakından ilişkilidir?



hangisi



ile



A) Endokrin değişiklikler B) ilaçlar C) Enfeksiyon D) Stres E) Ultraviyole



6. Fibroepitelyoma: Genellikle sırtta yerleşen, çok sayıda olabilen, sertçe, sıklıkla saplı, fibromlara benzer oluşumlardır. Diğer tiplere göre daha nadir görülür. Doğru cevap: C 17. Üç yaşında bebekde “bal rengi" krutlar ile kaplı, çevrelerinde aynı şekilde satellit lezyonlar saptanmıştır. 5 gün içinde hızla yayıldığı ifade edilen bu tabloda öncelikle aşağıdakilerden hangisini düşünürsünüz?



Guttat psöriazis sıklıkla b ir streptokok enfeksiyonu sonrası gelişir...



A) Stafilokoksik haşlanmış deri sendromu



Guttat psöriasis



C) İmpetigo kontagiosa



B) Herpes zoster



D) Büllöz impetigo



En çok 7-14 yaş çocuklarda görülür. -



Genellikle B-hemolitik streptokoklara bağlı bir farenjit veya tonsillitten 2-4 hafta sonra gelişir.



-



Karakteristik olarak damla şeklinde lezyonlar vardır.



Doğru cevap: C



E) Tine corporis İm p e tig o c o n ta g io s a ’nın d iğ e r adı n o n -b u llo z impetigodur... -



Tipik olarak çocuklarda bir viral enfeksiyonu takiben (su çiçeği) ortaya çıkarlar.



-



Etken S. aureus’dur.



-



Bal sarısı kabuklanma tipik özelliğidir.



Doğru cevap: C



DERMATOLOJİ



16. Bazal hücreli karsinomda tedavisi zor ve nüks oranı yüksek olan tipi aşağıdakilerden hangisidir?



192



DERMATOLOJİ



18. Bazal hücreli karsinom hangisi yanlıştır?



için



aşağıdakilerden



20. Toplumda en sık görülen aşağıdakilerden hangisidir?



A) Skleorozan tip en tehlikelisidir



A) Ürtiker/anjiödem



B) Nödulo ülseratif tip en sık görülenidir C) Pigmente tip melanomla karışabilir



B) Fiks ilaç erüpsiyonu



ilaç



erüpsiyonu



C) Toksik epidermal nekrozis D) Ekzantem E) Eritema multiforme



D) Hiçbir zaman metastaz yapmaz E) Yıllar içinde yavaş ilerler Bazal hücreli karsinom % 0.01 oranındadır. Az ihtimal olduğundan dolayı kural olarak metastaz yapmadığı söylenir.... 1. Nodülo-ülseratif tip BHK: En sık görülen tiptir. Nodülün ortası ülserleşerek yara açılır (ulkus rodens) ve kanamalar yapabilmektedir. 2. Mikronodüler BHK, nodüler tipin bir minyatürü şeklinde çok sayıda küçük yuvarlak nodüller olarak görülürler.



T eorik b ilg i s o rg u la n m ış .... en s ık g ö rü le n ilaç reaksiyonu ekzantematöz tiptir. -



ilaç erüpsiyonları, kadınlarda erkeklerden daha fazla görülür.



1. Ekzantematik (morbiliform) erüpsiyon: ilaca bağlı deri erüpsiyonlarının en sık görülenidir. Penisilinler ve diğer antibiyotikler, sülfonamidler, fenilbütazon, ...vs



3. Pigmentli tip BHK: Tümör içinde ve çevresinde bol miktarda melanin bulunması bu siyah görünüme neden olur.



2. Ürtiker: İlaca bağlı deri reaksiyonları içerisinde ikinci sırayı ürtiker alır. Ürtiker oluşturabilen ilaçlar şunlardır: Penisilin, aspirin, sülfonamidler, kodein, .... vs



4. Morfea benzer BHK (Sikatris yapan veya fibrosing) BHK: Sınırları hemen her zaman klinik olarak görüldüğünden daha geniştir.



3. Purpurik ilaç erüpsiyonu: Trombositopenik purpuraya neden olan ilaçların başlıcaları şunlardır: Kinin, aspirin, PAS,.... vs



5. Yüzeyel tip BHK: Muayenede, egzematöz dermatite benzeyebilirler.



4. Ekzematöz erüpsiyon: Ekzematöz ilaç erüpsiyonuna neden olabilen ilaçlar şunlardır: Penisilin, sülfonamidler, neomisin......



6. Fibroepitelyoma: Genellikle sırtta yerleşen, çok sayıda olabilen, sertçe, sıklıkla saplı, fibromlara benzer oluşumlardır. Doğru cevap: D 19. Aşağıdakilerden hangisi pemfigusun immunflörasan bulgusudur?



direkt



A) Bazal membran boyunca lineer IgG ve C3 birikimi B) İntersellüler alanda bal peteği tarzında IgG ve C3 birikimi C) Papiller dermisde granüler IgA birikimi D) Bazal mebran boyunca lineer IgA birikimi E) Pemfigusda immun boyanma olmaz



5. Eksfolyatif dermatit: Eksfolyatif dermatite en çok neden olan ilaçlar şunlardır: Fenilbütazon, oksifenbütazon, altın tuzları.......vs 6. Fiks ilaç erüpsiyonu: Fiks ilaç erüpsiyonları, neden olan ilacın her kullanımında hep aynı yer veya yerlerde ortaya çıkarlar. Lezyonlar ilacın alınımından birkaç saat sonra belirirler. Fiks ilaç erüpsiyonuna neden olabilen ilaçları şöyle sıralayabiliriz: Fenolftaleyn , barbitüratlar, oksifenbütazon, fenazon, sülfonamidler, dapson, tetrasiklinler,...Yiyecek, dişmacunu ve ilaç kapsüllerine renk veren maddeler de fiks ilaç erüpsiyonuna neden olabilir. 7. Likenoid ilaç erüpsiyonu: 8. Büllü ilaç erüpsiyonu: 9. Eritema multiforme (eritem polimorf):



Pemfigus vulgaris, tedavisiz bırakıldığında en ölümcül dermatozdur... Pemfigus: İntersellüler alanda bal peteği tarzında IgG ve C3 birikimi Büllöz pemfigoid: Bazal membran boyunca lineer IgG ve C3 birikimi



10. Toksik epidermal nekrolizis (TEN, Lyell sendromu): Ciddi bir tablodur. Geniş eritemli alanlarla başlar, büyük flask büller belirir. Ateş ve toksemi vardır. Epidermis, büyük parçalar halinde ayrılır ve geriye eksüdatif bir yüzey kalır. TEN'e neden olabilen ilaçlar şunlardır: Fenilbütazon (Novalgin, Baralgin, Epidosin, Optalidon,...), sulfonilüre, barbitüratlar, hidantoinler, penisilin,...



Dermatitis herpetiformis: Papiller dermisde granüler IgA birikimi



11. Akneiform erüpsiyon:



Doğru cevap: B



13. Pigmentasyon bozukluğu:



12. Alopesi:



14. Fotosensitivite:



3



16. İlaçlara bağlı pemfigus: 2Tedavi: Hafif ilaç erüpsiyonlarının büyük çoğunluğu, neden olan ilaç kesildikten sonra hızla düzelir. İlaç kesildikten sonra semptomatik tedavi yapılır: A. Topikal tedavi:



Akantolitik hücrelere eşlik eden çok çekirdekli dev keratinositlerin varlığı ise herpes simpleks, suçiçeği veya zona zoster gibi viral hastalıklar için karakteristiktir.



Not; Normal epidermisteki keratinositler soluk mavi stoplazmalıdır. Büvük ve çok köseli bu hücrelerin merkezinde, küçük ve mor renkte çekirdekleri bulunur.



1. Yaş pansuman Doğru cevap: B



2. Topikal kortikosteroidler 3. Topikal antihistaminikler



23.



Aşağıdaki değildir?



B. Sistemik tedavi:



eşleştirmelerden



hangisi



uygun



A) Köbner fenomeni- Psöriasis B) VVickham striaları- Liken planus



1. Sistemik antihistaminikler 2. Sistemik kortikosteroidler



C) Mum lekesi fenomeni- Psöriasis Doğru cevap: D



D) Darier belirtisi- Mastositoz E) Düğme iliği belirtisi-Tuberoskleroz



21. Aşağıdakiierden hangisi Büllöz impetigo için doğru değildir?



Düğme iliğ i b e lir tis i N ö ro fib ro m a to z is te izlenen nörofibromlara ait b ir özelliktir.



A) Daha çok erişkinde görülür K o e b n e r iş a re ti d e n ilin c e akla gelen h a s ta lık psöriazisdir....



B) Etken en sık staf. Aureus’dur C) Nadiren glomerulonefrit gelişebilir D) Beta-hemolitik streptokoklarda yapabilir



Koebner pozitif olan hastalıklar:



E) Subfebril ateş ve diare yapabilir B ü llö z im p e tig o daha ç o k bebek ve ço cu kla rd a görülür...



-



Karsinomlar



-



Darier Hastalığı



-



Eritema Multiforme



Doğru cevap: A



-



Hailey-Hailey Hastalığı



22. Tzanck yayması için aşağıdakiierden hangisi yanlıştır?



-



Kaposi Sarkomu



-



Lösemi



A) Yeni ve taze açılmış bülün tabanından yapılır



-



Liken Planus, Liken Sklerozis, Liken Nitidus



B) i mmun boyama yapılır C) Desmosomları yitiren yuvarlaklaşır



-



Nekrobiyosis Lipoidika Diabetikorum



-



Perforan Kollagenaz ve Follikülit



-



Psoriazis



-



Vaskulit



-



Vitiligo



-



Ksantomlar



-



Verruka vulgaris



epitel



hücreleri



D) Herpes tanısında kullanılır E) Pemfigus tanısında kullanılır Tzank testi sınavlarda çok sık sorulmaktadır... Hızlı ve kolay b ir test alan tzanck testi dermatolojide sıkça kullanılır ve sıklıkla Giemza, VVright boyaları kullanılır. 1-



Tek başına akantolitik hücrelerin (yuvarlak şekilli, büyük ve koyu, hiperkromatik boyanan çekirdeği olan, dar bazofilik sitoplazmalı hücreler) gözlenmesi temel patolojinin primer akantoliz olduğu başta pemfigus grubu otoimmün büllöz hastalıklar olmak üzere Hailey-Hailey hastalığı (benin familyal pemfigus) ve Darier hastalığı'nın bir bulgusudur. Büllöz pemfigoid, Stevens-Johnson sendromu ve eroziv liken planus’da akantolitik hücreler



Doğru cevap: E



DERMATOLOJİ



bulunmaz. Bu, pemfigustan ayrılmalarında önemli bir ipucudur.



15. Vasküler reaksiyon:



194



24. Akne vulgaris etyopatogenezinde olmayan aşağıdakilerden hangisidir?



DERMATOLOJİ



A)



sorumlu



2. Yaygın şekiller,



B) ebum sekresyon artışı C) İnflamasyon ışınların



Bazı durumlarda saçların yeniden çıkma olasılıkları zayıftır (kötü prognoz): 1.Saçlı deri sınırındaki dökülmeler (ophiasis),



oliküler retansiyon hiperkeratoz



D) Ultraviyole uyarması



-



3. Bir yıldan fazla devam eden olgular, langerhans



hücrelerini



E) Pilosebase ünitenin mikroorganizma kolonizasyonunda artış Akne patogenizinde UV ışınlar yoktur... Patogenezin dört temel unsuru: (1) Foliküler epidermal hiperproliferasyon (2) Aşırı sebum üretimi (3) Enflamasyon



4. Puberteden önce gelişen olgular, 5.Saçların hızlı kaybı, 6. Kaş ve kirpiklerin kaybı, 7. Ciddi tırnak bozukluklarının görülmesi, 8. Atopik dermatit olması, 9.0toimmün bir hastalığın eşlik etmesi, 10.Pozitif aile öyküsü bulunması. Doğru cevap: C



(4) Propionibacterium acnes varlığı ve aktivitesi. Doğru cevap: D 25. “Kılda ünlem işareti” bulgusu aşağıdaki hastalıkların hangisinde görülür?



26. Aşağıdakilerden hangisi atopik dermatitin minör bulgusu değildir? A) Serum IgE düzeyinde yükselme B) Katarakt



A) Pitriazis rubra pilaris



C) Keratokonus D) İktiyozis



B) Tinea kapitis süperfisializ C) Alopesi areata



E) Ailede atopi öyküsü



D) Andojenik alopesi E) Trikotillomani



Hangisi majör bulgudur? Olarak düşünülebilicek bir soru.....



T ip ik m uayene b u lg u la rı d e rm a to lo jid e ço k sık sorulmaktadır.... ALOPESİ AREATA -



Alopesi areata hertürlü kıl bölgesini tutarsa da daha çok saçlı deride görülür.



-



Eritem, skuam, atrofi gibi inflamasyon belirtileri yoktur; zamanla hafif bir çökme olabilir, bu takdirde atrofi ile karışabilir.



-



Alopesi areatada klinik seyir hastadan hastaya değişiklik gösterir.



-



Alopesik plakların dış kısmında kısa, kırılmış, tabanı daha ince, üst kısmı ise normal kalınlıkta (ünlem işareti şeklinde) kıllar bulunabilir. Böyle kılların varlığı, hastalığın aktif olduğunun işaretidir; bu dönemde periferdeki kılların çekmekle kolaylıkla geldiği gözlenir.



-



Alopesi areata olgularında % 10 oranında tırnak tutuluşu görülebilir. En sık rastlanan anomali yüksük tırnaktır; lökonişi, koilonişi, uzunlamasına çizgiler, düzensiz kalınlaşmalar da görülebilir.



Majör kriterler ■Kaşıntı ■Ailede atopi öyküsü ■Tipik morfoloji ve dağılım ■infantlarda yüz, ekstensör bölgede likenifikasyon Kronik yineleyen dermatit



Minör kriterler - Kserozis - Kutanöz infeksiyoniara duyarlılık - El ve ayakların nonspesifik dermartiti ■ İktiyozis - Palmar hiperlinearite - Keratozis pilaris - Serum IgE düzeyinde yükselme - Piteiasis alba - Meme başı ekzeması - Erken başlangıç yaşı - Keilitis - Deri testlerinde pozitif erken tip alerji yanıtı



Doğru cevap: E



- Infraorbital Dennie Margan çizgisi - Periorbital koyulaşma - Keratokonus - Anterior subkapsüler katarakt - Yineleyen konjonktivit - Fasiyal eritem ve solgunluk - Perifolliküler tutulum - Besin hipersensivitesi - Beyaz dermografizm - Lipit çözücü ve yün intoleransı - Çevresel veya emosyonel faktörlerin hastalığın gidişinin etkilenmesi



5



Timoma



Retroperitoneal sarkom



A) Asitretin B) Azotiopürin C)



VValdenström Diğerleri



İnfiliksimab



D) Klorokin E) Siklosporin P s ö ria s is li hastalarda k lo ro k in kullanım ı ş id d e tli psöriasis nöbetlerini tetikleyebilir... Psöriazis tedavisi A.



Topikal



1- Nemlendirici ve keratolitikler —>Asit salisilik asit. 2- Antralin (cynyolin), antimitotik etkilidir 3- Steroidler 4-



Kalsipotriol (psorcutan) —> D3 vitamini. Epidermal proliferasyon ve diferansiyasyonu düzenler.



Doğru cevap: E 29. Çocuklarda ve genç erişkinlerde en sık görülen psöriazis şekli aşağıdakilerden hangisidir?



B. Fototerapi -



A) Numuler psöriazis B) Anuler psöriazis



PUVA (psöralen ve ultraviole A); antijen sunan langerhans hücreleri ve natürel killer hücreler üzerinde immünosüpresif etki gösterir.



-



Gebe, emziren kadınlarda, fotosensitif kişilerde, SLE, porfirililerde verilmez.



-



Katarakt ve deri kanserleri özellikle skuamoz hücreli karsinom, fotoyaşlanma, bulantı, kusma yan etkileridir.



C. Sistemik Tedavi



C) Guttat psöriazis D) Püstüler psöriazis E) Artopatik psöriazis G u tta t p s ö ria z is daha çok ç o c u k lu k çağında görülür... Guttat psöriasis



1- Metotreksat - Antimitotik etkilidir. Kemik iliği ve karaciğere toksiktir.



-



En çok 7-14 vaş çocuklarda görülür.



-



2- Sentetik retinoikler (Vit A deriveleri) - Epitel proliferasyonu vediferansiyasyonunu düzenler.



Genellikle B-hemolitik streptokoklara bağlı bir farenjit veya tonsillitten 2-4 hafta sonra gelişir.



-



Karakteristik olarak damla şeklinde lezyonlar vardır.



3- Etretinat 4- Asitretin (Neotigasan)



Doğru cevap: C



5- Siklosporin Doğru cevap: D



30. Aşağıdakilerden hangisi eritema nodosum için doğru değildir? A) Lezyonlar sıklıkla tibia ön yüzünde lokalizedir



28. Aşağıdaki malignitelerden hangisi, paraneoplastik pemfigusa en sık neden olur?



B) Sıklıkla bilateral yerleşimlidir C) Eritemli nodüller olarak izlenir



A) Kronik lenfositik lösemi



D) Lezyonların ağrısız olması tanıda yardımcıdır



B) Timoma



E) Skatris bırakmadan iyileşir



C) Retroperitoneal sarkoma D) Hodgkin lenfoma E) Non-Hodgkin lenfoma



Birçok hastalığın bulgusu olduğundan iyi bilinmelidir... Lezyonlar tipik olarak ağrılıdır.... -



Eritema nodozum (EN) en sık görülen septal pannikülit tipidir.



-



Çeşitli etyolojik faktörlere karşı oluşan, gecikmiş tipte bir hipersensitivite reaksiyonu olarak düşünülmektedir.



En sık sebebi Non-Hodgkin lenfomadır.....



DERMATOLOJİ



27. Aşağıdaki ilaçların hangisi psöriazis tedavisinde kontrendikedir?



-



EN etyolojik faktörler ilaçlar, enfeksiyonlar, tümörler ve inflamatuvar hastalıkların yer aldığı oldukça geniş bir spektrum gösterir, bununla birlikte %3272 oranında idiyopatiktir



-



Dermatomiyozit, idiyopatik inflamatuvar miyopatiler arasında olup primer kütanöz inflamasyonun görüldüğü ve karakteristik deri bulguları ile seyreden tek hastalıktır.



-



Çocuklarda sıklıkla endemik enfeksiyonlar ve streptokokal enfeksiyonlar ön planda iken yetişkinlerde ilaçlar, Behçet hastalığı, sarkoidoz, infiamatuar bağırsak hastalıkları etkendir.



-



Önemli bulguları:



Klinik olarak genellikle alt ekstremite ön yüzünde yerleşen. -



-



ani başlayan, simetrik, ağrılı, hassas, kırmızısıcak, 1-10 cm çapında, eritemli subkutan nodüller görülür. Genellikle 10 tane kadar lezyon bulunur ama ciddi vakalarda daha çok sayıda olabilir.



1. Progresif seyirli olup simetrik tutulum gösteren proksimal kas güçsüzlüğü, 2. Kas enzim lerinin yükseklik,



serum



seviyelerinde



3. Elektromiyografide ve/veya kas biyopsisinde miyozit bulguları 4. Deri bulguları: heliotrop döküntü, Gottron papülleri, 5. Gottron bulgusu ile tırnak kıvrımındaki değişikliklerdir. (Periungual telanjiektaziler).



-



Son oluşan derin çürük görüntüsü EN için tipiktir.



-



Lezyonlar 3-6 hafta içerisinde ülserleşme, atrofi veva skar bırakmadan kendiliğinde iyileşir.



Doğru cevap: C



-



EN’nin akut döneminde ateş, titreme, kırgınlık, atralji, başağrısı, abdominal ağrı, kusma, öksürük veya daire görülebilir.



33. Skutum aşağıdaki hastalıklardan hangisinin tipik bulgusudur? A) Tinea kapitis superfisialis



Doğru cevap: D



B) Tınea kapitis profunda



31. Aşağıdakilerden hangisi behçet hastalığının deri bulgusu değildir?



C) Tinea kapitis favosa D) Tine a amiantasea E) Tinea aguminata



A) Eritema nodosum B) Papulopüstüler lezyonlar



Mantarların önemli bilgilerini dikkat etmek lazım... Tinea kapitis superfisialis: kuru mantar



C) Yüzeyel tromboflebit D) Hemorajik büllöz lezyonlar



Tinea kapitis profunda: yaş mantar, diğer adı kerion,



E) Paterji testi pozitifliği



Tinea kapitis favosa: skutum ile karakterize



Behçet hastalığı sistemik b ir hastalıkdır. Ancak özellikle deri bulguları dermatolojide önemlidir.. 1. Eritema nodosum 2. Papüller



Tine amiantasea: Çevreledikleri saçların şaftlarına katmanlar halinde tutunan yapiskan gümüş rengi pul kütleleri ile karakterize olan kafa derisi reaksiyonudur. Hastaların çoğunluğu ağır pullanma/soyulma bölgelerinde saç kaybı farketmektedir. Tinea aguminata: T. kapitis profunda’nın saçlı deri ve sakal bölgesi dışında diğer vücut kıllarında görülen şekline ise folikülitis aaminata (tinea aaminatal adı verilir.



3. Püstüller 4. Yüzeyel tomboflebit 5. Psödofolikülit



Doğru cevap: C



6. Paterji testi pozitifliği



34. Eritrazma için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



Doğru cevap: D



A) intertriginöz bölgede yerleşir 32. Aşağıdakilerden hangisi bulgularından değildir? A) B) C) D)



dermatomyozit



Proksimal kas güçsüzlüğü EMG’de myozit ile uyumlu bulgular Çivi belirtisi Heliotrop raş



E) Gottron papülleri Çivi belirtisi Leishmaniaziste görülür...



B) Etken korinebakterium minutissimum’dur C) Wood ışığında yeşil renk verir D) Her iki cinsdede görülebilir E) Sübjektif yakınmaya sebep olmaz Wood ışığında yeşil renk veren Tinea versikolordur...



Eritrazma:



Eriteme multiforme etyolojisinde en sık sebep olan "HSV” enfeksiyonudur...Ama seçeneklerde yok...



-



Corynebac. minitissinum etkendir.



-



Koltuk altı, meme altı ve kasıkta görülür.



-



Wood lambası ile KİREMİT KIRMIZISI renk verir.



1. En sık sebep: HSV



-



Tedavi: Eritromisin.



2. Mikoplasma pnömoni (2. en sık sebep)



Etyoloji:



3. Birçok viral ve bakteriel enfeksiyonla ilişkili Doğru cevap: C 35. Sauna hikayesi sonrasında gövdede yaygın papülopüstüler lezyonlar gelişen hastada aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir?



4. İlaçlarla ilişkisi düşük 5. HIV ve diğer altta yatan otoimmün hastalıklarla ilişki YOK Doğru cevap: A



A) Pitriosporium foliküliti B) Psödomans foliküliti C) Yüzeyel pürtüler folikülit D) Kandidiazis E) Gonokoksemi



38. Elli dört yaşında erkek hastada ortasında keratin dokudan bir göbeği olan, keskin sınırlı hızlı büyüyen deri kitlesi saptanıyor. Makroskopik görüntüsü derinin epidermoid karsinomuna çok benziyor. Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?



Suyu ve nem li ortamları seven bakteriyi hatırlamak lazım.... -



Sauna, Berber, SPA gibi sıcak ve nemli yerlerde görülen folikülitlere Pseudomonas foliküliti veya “hot tub” folikülit denilir.



Doğru cevap: B



B) Molloscum kontagiosum



C) Bazal hücreli kanser D) Aktinik keratoz E) Keratoakantoma Molloscum contagiosum da göbekli papüldürama viral kökenlidir...



A) Akne fulminans B) Akne vulgaris



Keratoakantoma: ortasında keratin dokudan bir göbeği olan keskin sınırlı yuvarlak lezyonlardır. Birkaç hafta içinde giderek büyüyen ve 4-6 ay içinde spontan gerileyen lezyonlardır. Tedavisi eksizyon küretajdır. Patolojik olarak da epidermoid karsinomla çok karışır. Ayırt edilemeyen olgularda total eksizyon önerilir.



C) Akne rozasea D) Karsinoid sendrom E) Akne konglablata



Seboreik keratoz derinin en sık benign tümörüdür. Orta yaş ve üstünde; gövde ekstremite ve saçlı deride birden çok sayıda çıkan keskin sınırlı benign lezyonlardır.



36. Yüzeyel papüllopüstüler lezyonlar ve fiushing hangi hastalığın bulgusudur?



Akne Rozasea (Gülleme) -



A) Seboreik keratoz



Genelde postmenopozal kadınlarda daha sık görülen, yüzde eritem ve teleniiektaziler üstünde papül ve Düstül gelişimi ile karakterize bir hastalıktır.



-



Genelde yüzün çıkıntılı bölgelerini tutar.



-



Skar gelişmez.



-



Gözde keratit sonucu körlük gelişebilir.



-



Burunda yağ bezlerinin hipertrofisi ile loblu büyük burun (RİNOFİMA) görülebilir.



Doğru cevap: C 37. Aşağıdaki enfeksiyonlardan hangisi eritema multiforme minör etyolojisinde en sık rol oynar? A) Mikoplazma pnömoni B) Bruselloz C) Lepra D) Yersinia enfeksiyonları E) Tifo



Bazal hücreli kanser derinin en sık malign tümörüdür, telenjiektatik papül olarak başlar sonra üzerinde ülser gelişir (rodent ülser). Aktinik keratoz derinin en sık premalign tümörüdür, daha çok yaşlılarda güneş gören yerlerde kahverengi keratotik papülden ibarettir. Doğru cevap: E 39. Altmış sekiz yaşında çiftçi erkek hasta alnında bir kitle ile başvuruyor. Yapılan muayenede kitlenin telenjektatik zeminde ülsere bir lezyon olduğu gözleniyor. Kitlenin son altı aydır var olduğu ve yavaş yavaş büyümesi dışında bir problem yol açmadığı anlaşılıyor. Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Bazal hücreli karsinom B) Aktinik keratoz C) Malign melanom D) Skuamöz hücreli karsinom E) Seboreik keratoz



Hastanın mesleği gereği yoğun güneşe maruz kaldığına dikkat edelim... Bazal hücreli karsinom: Epidermis bazal hücrelerinden veya kıl folliküllerinden gelişir. Beyazlarda en sık görülen malign deri tümörüdür. Metastaz yapamaz, lokal invazyon ve destrüksiyon yapar. Üzerinde telenjiektazi bulunan bir papül olarak başlar, sonra artar ülserleşir (ulcus rodens). Aktinik keratoz: En sık premalign deri tümörüdür. Daha çok yaşlılarda, güneş gören yerlerde (yüz, alt dudak, elin dorsali, ön kol) altına sıkıca yapışık, kahverengi keratotik papülden ibarettir. Malign melanom: Derinin melanositik sisteminden köken alır. Döt tipi vardır; Yüzeyel yayılan melanoma, Lentigo malign melanom, Nodüler malign melanoma, Akral Lentignöz melanoma Skuamöz hücreli kanser: Keratinize epidermisten köken alan malign birepitelyal tümördür. Güneş ışığı gören normal deriden köken alabileceği gibi premalign lezyonlardan gelişebilir. Seboreik keratoz; Derinin en sık benign tümörüdür. Orta yaş ve üstünde; gövde ekstremite ve saçlı deride birden çok sayıda çıkan keskin sınırlı benign lezyonlardır.



-



Liken planusta Koebner (+)’dir.



-



Ağız içi lezyonların zemininden skuamoz hücreli karsinom gelişebilir.



Büllöz pemfigoid: Genellikle oral mukoza tutulumu olmayan büllü bir hastalıktır. Sıklıkla 70 yaş üzerindeki kişilerde ortaya çıkar. Bu hastalarda internal malignite riski göz önünde tutulmalıdır. Pemfigus vulgaris: Otoimmün kökenli, kronik, büllü bir hastalıktır. Pemfigusta, intersellüler ara maddeye karşı gelişmiş otoantikorlar vardır. Akantoliz, Nikolsky ve Tzanck testi pozitiftir. Mikozis fungoides: infiltrasyonudur.



Derinin



T hücreli lösemik



Dermatitis herpetiformis: Sırt, kalça ve dirseklerde, eritemli zeminde simetrik olarak yerleşmiş papüller, büller ile kendini gösteren kaşıntılı, kronik bir hastalıktır. Daha çok 20-50 yaş arasında başlar, çocuklarda da görülebilir. Doğru cevap: D 41. Otuz yedi yaşında bayan hastanın gövdesinde oblik yerleşimli “yakalık tarzı skuamla" karakterize döküntüler saptanıyor.



Doğru cevap: A



Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?



40. Yirmi sekiz yaşında bayan hasta el bileği iç yan yüzünde mor, kaşıntılı ciltten kabarık lezyon ile başvuruyor.



A) Psöriazis



Ağız içinde de lezyonları saptanan hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Büllöz pemfigoid



B) Pemfigus vulgaris



C) Mikozis fungoides



D) Liken planus



E) Dermatitis herpetiformis Eski b ir TUS sorusu.. .Hastalığın tüm özellikleri verilmiş, burada liken planusun SP’s in i hatırlarsak soruyu gözeriz...Poligona!, Purple (mor), P ruritik (kaşıntılı), Plane (düz), Papül Prem align olabileceğine dikkat edelim... Liken planus: -



Tepeleri düz, tipik leylak ve pembe renkte kaşıntılı papüllerden oluşan döküntülerle karakterizedir. Tipik lezyonu leylak ve pembe renkte tepeleri düz ve polygonal papül şeklinde olup, yüzeyde sıklıkla ağ şeklinde bir beyazlık vardır (VVickham striaiarı =çizgileri). En çok görülen mukoza lezyonu ağız yanak mukozasındaki beyaz ağ şeklindeki lezyondur.



-



Tırnakta çizgilenlemelere neden olabilir.



-



Liken planus deri, tırnak, mukoza, penis ve saçlı deriyi tutan bir hastalıktır.



B) Pitriazis rosea



C) Liken planus D) Pemfigus vulgaris E) Dermatitis herpetiformis Özel isim yada tipik lezyonların hangi hastalıklarda görüldüğü daima soru potansiyeli taşır... Pitriazis rosea: -



G enellikle kendini sınırlayan asemptomatik papuloskuamoz bir hastalıktır.



-



Kadınlarda ve gençlerde, nedeni bilinmeyen, halsizlik başağrısı gibi prodromal belirtileri izleyen özellikle gövdede olmak üzere , kol ve bacaklarda Herald madalyon plak başlar



-



Tipik lezyonu 1-2 cm çapında etrafı skuamla kaplı (yakalık tarzı skuam) oval şekilli çam ağacı benzeri yerleşim.



-



Lezyonlar 4-12 haftada spontan gerileme gösterir.



Psöriazis; iyi tanımlanmış gümüş renkli, iyi sınırlı, geniş yapışık eritematöz plaklarla karakterize non infeksiyöz, inflamatuvar ve hiperproliferatif bir papuloskuamoz deri hastalığıdır. Liken planus; Tepeleri düz, tipik leylak ve pembe renkte kaşıntılı papüllerden oluşan döküntülerle karakterizedir. Tipik lezyonu leylak ve pembe renkte tepeleri düz ve polygonal papül şeklinde olup, yüzeyde sıklıkla ağ şeklinde bir beyazlık vardır (vvickham striaiarı =çizgileri). Mukozalar genellikle tutulur.



5- Püstüler psöriazis



Pemfigus Vulgaris; otoimmün kökenli, kronik, büllü bir hastalıktır. Pemfigusta, çok sık ağız mukozasını tutar, intersellüler ara maddeye karşı gelişmiş otoantikorlar vardır. Akantoliz, Nikolsky ve Tzanck testi pozitiftir.



b) Generalize püstüler psöriazis (von zumbussch hastalığı): Deri bulguları ile beraber ağır sistemik bulgularla (ateş, atralji vb) seyreder. Doğru cevap: A 44. Özellikle el içi ve ayak tabanında karakteristik hedef şeklinde iris benzeri lezyonların görülmesi tanı konulan hastalık aşağıdakilerden hangisidir?



Doğru cevap: B 42. Yirmi yedi yaşında erkek hasta, gövdesinin üst bölgesinde lekelenme şikayeti ile başvuruyor. Yapılan muayenede açık kahverengi oval farklı boyutlarda kaşıntısız lezyonlar saptanıyor. Bistüri ile lezyonlar hafifçe kazındığında kepeksi döküntüler elde ediliyor. Woods lambasında sarı-yeşil renk değişimi gözleniyor.



A) Liken planus



B) Eritema multiforme



C) Toksik epidermal nekrozis D) Ürtiker E) Egzema



ERİTEMA MULTİFORME



Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?



Eritema multiforme alt grupları



A) Vitiligo



Etyoloji



B) Albinizm



C) Melazma



D) Ptyriasis versicolor E) Ptyriasis alba



Wood lambasındaki renk önemli... Wood lambasında kırmızı renk eritrazmayı hatırlatır.



1. En sık —> HSV (özellikler tekrar eden formunda) 2. M. pneumoniae ikinci en sık sebep (özellikle çocuklarda) 3. Diğer birçok viral enfeksiyonlarla ilişkili -



Sadece target lezyonla (iris lezyon) tanı konulu



-



Target lezyonda HSV izole edilemez



-



ÜSYE benzeri semptomlar, özellikle ateş olabilir



-



Akral yerleşim li, tekrarlayan lezyonlarla karakterize



-



Göz tutulumu olabilir büllü konjuktivit



-



Histopatolji



Pityriazis verzikolor Üst gövdede yerleşim sarı-yeşil renk tipiktir. Hipohiperpigmente lezyonlar şeklinde olabilir, kaşıntı pek olmaz. Özellikle şikayetler yazın ortaya çıkar. Talaş belirtisi pozitiftir. VVoods lambasında değişiklik tipiktir. Sürüntü incelenmesinde KOH bakısında köfte-spagetti görüntüsü tipiktir. Doğru cevap: D 43. Özellikle çocuklarda (3-hemolitik streptekok enfeksiyonu sonrasında görülen damla şeklinde cilt lezyonları ile karakterize gövdede gelişen psöriazis tipi hangisidir? A) Psöriazis guttata C) Püstüler psöriazis



B) Klasik tip psöriazis D) Eritrodermi psöriazis



E) Psöriazis antropotica Psöriazisin önemli tiplerini bilmeliyiz... 1- Psöriazis vulgaris: En sık görülen tipidir. 2- Guttat psöriasis: En çok 7-14 yaş çocuklarda görülür. Genellikle B- hemolitik streptokoklara bağlı bşr faranjit veya tonsillitten 2-4 hafta sonra gelişir. Karakteristik olarak damla şeklinde lezyonlar vardır.



-



Subepidermal büller



-



Dermo-epidermal bileşkede lenfosit toplanması



-



Subepidermal yarık formasyonu •



HİV ve diğer altta yatan otoimmün hastalıklarla ilişki YOK



Doğru cevap: B 45. Uygunsuz topikal steroid kullanımına bağlı olarak gelişen dermatofit enfeksiyonu aşağıdakilerden hangisidir? A) Tinea kruris



B) Tinea inkognito



C) Tinea korporis



D) Tinea barbea E) Tinea versicolor



3- Bebek bezi psöriazisi



Tinea e n fe k s iy o n la rın d a n h e r zam an çok soru sorulur...



4- Eritrodermik psöriazis: Tüm vücut derisini etkileyen kırmızı pullu lezyonlar vardır. Isı kaybı, su kaybı, protein ve elektrolit kaybı gelişebilir.



Tinea korporis: Vucüt ve ekstrem itelerin tinea enfekesiyonudur.



DERMATOLOJİ



Dermatitis herpetiformis; sırt, kalça ve dirseklerde, eritemli zeminde simetrik olarak yerleşmiş papüller, büller ile kendini gösteren kaşıntılı, kronik bir hastalıktır. Daha çok 20-50 yaş arasında başlar, çocuklarda da görülebilir.



a) Palmoplantar püstülozis



DERMATOLOJİ



200



Tinea kruris: Kasık tineası olarak bilinir. Çoğunlukla genç erkekleri etkiler.



Malign melanomda lezyonun derinliği (vertikalderinlik) en önem liprognostik faktördür.....



Tinea pedis



Diğer prognostik faktörler tip, cinsiyet, yaş, anatomik bölge, mitoz hızı ve lenfositik cevaptır.



Tinea manum Tinea kapitis: Çocuklarda daha yaygın görülür. Saç tellerinde kırılma ve saç dökülmesine yol açar. T. schoenleininin yaptığı başka bir tinea kapitis formuda endotriksi tutar ve skar bırakarak iyileşir. Buna favus denilir. Tinea unguium : Tırnak ve tırnak yatağının mantar enfeksiyonudur. Onikolizise neden olur bu sebepten tırnak psöriazisinden ayırt edilmelidir. Tinea inkognito: Uygunsuz topikal steroid kullanımına bağlı olarak steroid uygulanan yerde gelişen mantardır. T. barbea: Sakal bölgesinin mantarı T.versicolor: Etken malassezia furfurdur (pitrosporum orbiculare). Normal deri florasında yeralır. En sık yerleşim yeri gövdedir. Talaş belirtirisi (+)’tir. Bulaşmaz. Wood ışığında hipopigmente sarı-yeşil floresan verir.







En sık süperfisyel malign melanom görülür.







En kötü prognoz noduler malign melanomdadır.







El içi-ayak tabanında akral lentiginöz malign melanom sıktır.



Doğru cevap: E 48. Aşağıdaki deri lezyonlarından malignensilerle ilişkili değildir? A) Eritema nodozum



hangisi



B) Seboreik keratoz



C) Eritema induratum D) Eritema multiforme E) Akantozis nigricans Akantozis nigricans, eritema multiforme, ksantomlar, eritema nodozum ve seboreik keratoz malignansilerle iliş k ili benign deri lezyonlarıdır... A kantozis n igricans pubertede, diabet, obesite ve adenokarsinomlarda görülebilir.



Doğru cevap: B 46. Aşağıdakilerden hangisi, beta hemolitik streptekoklar tarafından yapılan deri ve deri altı dokusunun bir enfeksiyonu olup ağrı, ateş titremeyle karakterize, sınırları keskin ve deriden kabarık lezyonları olan bir pyodermidir? A) Follikülit



B) Ektima gangrenozum



C) Erizipel



D) Sellülit E) İmpetigo



Erizipel ile selülitin farklarını bilmeliyiz.... Ektima: Beta hemolitik streptokoklar tarafından oluşturulan, genelde bacaklara yerleşen vezikül, bül ve ülserasyonla giden bir lezyondur. Erizipel (Yılancık): Beta hemolitik streptokokların deri ve deri altı dokusunun bir enfeksiyonu olup genelde yüzde görülür. Ağrı, yüksek ateş, titreme şikayetleri vardır. Sınırları keskin ve deriden kabarık lezyondur. Sellülit: Beta hemolitik streptokokların yaptığı, sınırlar keskin olmayan, kabarık olmayan lezyonlardır. Doğru cevap: C



Eritema multiform e virüs - streptekok enfeksiyonları, ilaçlar, kollagen doku hastalıkları, karsinom lar ve lenfomalarla birlikte görülebilir. S e b o re ik Keratozun aniden çok sayıda oluşması paraneoplastik sendromlarda olabilir buna Leser-Trelat belirtisi denir. Eritema nodozum streptekok, tüberküloz, sarkoidoz ve bazı malignensilerde görülen ağrılı pannikülit tipidir. Eritem a induratum da pannikülit olmasına rağmen adolesanlar ve postmenapozal kadınlarda görülür, malignensilerle ilişkili değildir. Doğru cevap: D 49. Nikolski fenomeni tipik olarak aşağıdakilerden hangisinde pozitiftir? A) Seboreik dermatit B) Pemfıgus vulgaris C) Büllöz pemfigoid D) Tinea versicolor E) Leischmania cutis



47. Aşağıdakilerden hangisi malign melanom için en önemli prognostik faktördür? A) Kanama ve ülserasyon



B) Lenfositik cevap



C) Mitoz sayısı



D) Anatomik bölge



Pemfigusun en önemli bulgusu sorulmuş.... N iko lski fenom eni, akantolizden dolayı derinin üst tabakasının kolayca yüzülebilmesidir. Pemfigus grubu hastalıklarda görülür.



E) Lezyonun derinliği Doğru cevap: B



1



A) VVİckham striaları izlenir. B) Mukoza tutumlu vakalarda squamöz karsinom gelişebilir. C) Deri tutulumu genelde bilateral, simetrik fleksural yüzde D) Auspitz fenomeni pozitiftir



HSV ile iliş k ili hastalık eritema multiformedir... DERMATİTİS HERPETİFORMİS (DUHRİNG HASTALIĞI)



DERMATOLOJİ



50. Aşağıdakilerden hangisi liken planus için doğru değildir?



Subepidermal bül (+) Nikolsky fenomeni (-) Tzank testi (-) Dermal papillalarda IgA (+)



E) Tedavide steroid ilk seçenektir.



Çölyak hastalığıyla ilişkişli



Auspitz fenomeni psöriasise ait b ir bulgudur... • LİKEN PLANUS, deri ve mukoz membranların akut veya kronik kaşıntılı inflamatuar hastalığıdır.



Dapson kullanılır (lepradaki gibi) PEMFİGUS VULGARİS







Kadın erkek eşit sıklıktadır.







Genellikle 30-50 yaşlarda görülür.







Kemikler, deri tırnak ve mukoza tutulumu sözkonusudur.







Lezyonlar genelde bilateral, simetrik ve fleksural yüzde yerleşir.







Elementer lezyonu üzeri düz, poliyonal mor renkli, parlak, aşırı kaşıntılı popüldür.







Mukoza 2/3 vakada tutulur.



Daha ileri yaş







Tutulan olgularda squamöz karsinom gelişebilir.



Subepidermal bül (+)







En sık hipertrofik tipi görülür.



Bazal memrana karşı antikor (+)







Tedavide ilk seçenek steroiddir.







Scalpte skatrisyel alopesi yapar.



Ağız mukozası NİKOLSKY Fenomeni (+) Tzank testi (+) Akantoliz (+) intraepidermal bül BÜLLÖZ PEMFİGOİD



Ağızda yok Tzank testi (-)



Liken planus’un HIV, Hepatit enfeksiyonları veotoimmun hastalıklarla (Ülseratif kolit, Diabetes Mellitus, Myastenla Gravis, primer bilier siroz) birlikteliği sıktır.



Nikolsky fenomeni (-) Doğru cevap: A



Doğru cevap: D 53. Stratum corneum kalınlaşmasına ne ad verilir? 51. Koebner fenomenini tanımlar?



aşağıdakilerden



hangisi



A) Akantozis C) Papül



B) Hiperkeratoz D) Parakeratoz



A) Travmayla yeni lezyon ortaya çıkışı B) Travma olan yerde mum benzeri görünüm



-



Hiperkeratoz: str. corneum kalınlaşmasıdır



C) Travma olan yerde lezyonun sebatı



-



Parakeratoz: str. korneumda çekirdekli hücre görülmesidir (müköz membranlar, ağız, vagende fizyolojiktir)



-



Akantozis: str. spinosum kalınlaşmasıdır



-



A k a n to liz : str. spinosumda desmosomların birbirinden ayrılmasıdır



-



Spongiozis: str. spinosum ödemidir



E) Akantoliz



D) Travmayla lezyon yerinde kanama oluşu E) Travmayla lezyon yerinde püstül oluşu Koebner fenomeni, travmaya maruz kalındıktan sonra yeni lezyonun ortaya çıkmasına verilen addır. Pozitif olduğu en önemli hastalık psöriasiztir. Ters Koebner fenomeni ise deri lezvonlarının travmalar sonrasında kaybolması olayıdır. Doğru cevap: A



Doğru cevap: A 52. Dermatitis herpetiformis hangisi yanlıştır?



için



aşağıdakilerden



A) Etyolojisinde herpes virüsler vardır B) Çölyak hastalığı ile ilişkilidir C) Subepidermal büller vardır D) Lezyonlar kaşıntılıdır E) Dapsona iyi cevap verir



Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde “talaş belirtisi’’ pozitiftir? A) Tinea versicolor C) Solar lentigo



B) Vitiligo



D) Psöriazis E) Pemfigus vulgaris



Talaş belirtisi derinin kazınınca küçük partiküller halinde dökülmesidir ve T.versicolorda görülür.Etken M.furfur dur.VVood ışığında sarı-yeşil floresein verir. Doğru cevap: A 55. Eritemli, keskin sınırlı ve plak şeklinde premalign özelliği olan lezyon hangisidir? A) Bovven hastalığı



B) Lökoplaki



C) Cornu cutaneum



D) Lentigo maligna



PREMALİGN DERİ LEZYONLARI Deri kanserlerine dönüşme potansiyeli olan lezyonlardır. Mutlaka deri kanserine dönüşenler ve deri kanserine dönüşmeye eğilimli olarak ayrılırlar. 1) Mutlaka deri kanserine dönüşenler -



E) Xeroderma pigmentozum



-



Premalign lezyonların ayırıcı tanısını bilmek lazım... Bovven hastalığı, ekzema benzeri eritemli, keskin sınırlı, plak şeklindeki premalign lezyonlardır. Yer yer skatris adacıkları bırakır.



Aktinik keratoz Kutanöz boynuz Arsenik keratozu Bowen hastalığı (insitu yassı hücreli karsinom) Oueyrat eritroplazisi (semimüköz membranların insitu yassı hücreli karsinomu) Lentigo maligna Aktinik lökoplaki Aktinik cheilitis Extramammarial paget



2) Deri kanserine dönüşmeye eğilimli



Lökoplaki, mukozalarda beyaz mukozal kalınlaşmadır. Liken planusun beyaz plağı ile karışabilir.



-



Xeroderma pigmentosum, DNA onarım bozukluğuna bağlı yüzde efelidler ve bunların üzerinden bazal celi, skuamöz celi Ca ve malign melanomun geliştiği bir hastalıktır.



Kronik enfeksiyon ve ülserler: osteomyelit, deri tbc. Radyodermatit Yanık skarları Oral liken planus Diskoid Lupus Eritematozus İD:13İ001



Lentigo maligna, güneş gören yerlerde kahve renginde 110 cm arasında tek ve renk tonları farklı olan lezyonlardır. Cornu cutaneum, baş, saçlı deri ve yüzde hipertrofik keratoz gösteren sert bir uzantı şeklinde görülen altından epidermoid Ca’nın gelişebileceği bir lezyondur. Doğru cevap: A 56. Civatte body aşağıdaki hastalıklardan hangisi için patognomoniktir? A) Pemfigus vulgaris



B) Behçet hastalığı



C) Liken planus



D) Psöriazis vulgaris



-



Psöriazis kronik, rekürren, hiperproliferatif, inflamatuar ve papulloskuamoz bir hastalıktır.



-



Klinikte sadece deri ve tırnakları tutar.



-



Mukoza ve viseral organ tutulumu olmaz.



-



Sistemik olarak sadece hastanın %5-7’sinde artrit olur.



-



Psöriazisin en sık görülen formu, psöriazis vulgaris’dir.



-



Psöriazis’de ayırıcı tanı; parapsöriazis, liken planus, tinea corporis, diskoid lupus, seboreik dermatit, kontakt dermatit, 2.devre sifilizle yapılmalıdır.



-



Pemfugus deri ve mukozaları tutum nedeni bilinmeyen intraepidermal büllerle karakterizedir. Psöriazis’le karışmaz.



E) Pitriasis rosea -



Liken planus’da ilk belirti, kaşıntılı, poligonal, papüldür.



-



Klinikte en çok görülen temel elementler lezyon papüldür. Papüller birleşerek geniş plaklar yaparlar.



-



Pembe renkte yassı, çok kaşıntılı, poligonal papüller bacaklar, kollar, koltukaltı bölgesi ve penis civarına yayılmıştır.



-



Histolojik olarak görülen apoptotik cisimcikler civatte bodv olarak adlandırılır.



Doğru cevap: E 58.



Aşağıdakilerden hangisinin tinea pedisin komplikasyonlarından biri olma olasılığı en düşüktür? A) Ekzema mikotik



B) İD reaksiyonu



C) Nevralji



D) Lenfanjit E) Erizipel



Doğru cevap: C 57. Aşağıdakilerden tanısına girmez?



hangisi



psöriazisin



ayırıcı



Tinea pedis, toplumda yüksek oranda görülen ayak mantarı enfeksiyonudur... Komplikasyonları:



A) Liken planus



B) Tinea corporis



C) Diskoid lupus



D) Kontakt dermatit



E) Pemfigus vulgaris P em figus v u lg a ris in elem enter lezyonu b ü l olup psöriasisin ayırıcı tanısına girmez...



1. Allerjik: Lokal, ekzema mikotik; sistemik, İD reaksiyonu (elde parmakların kenar kısmında kaşıntılı veziküller olur). 2. Enfeksiyöz; lenfanjit, erezipel, enfeksiyöz tinea pedis olabilir.Nevralji ise zona zosterin bir komplikasyonudur.



203



Psöriazis kronik, rekürren, hiperproliferatif, inflamatuar ve papulloskuamoz bir hastalıktır. -



İnsidans: % 1 - 3 , E=K, 10-35 yaş arası sıktır.



-



Oluşumunda iki mekanizma vardır. •



Hiperproliferasyon (Kepeklenme): Epitelyal turnover süresi 3-4 güne inmiştir.



Uluslararası Behçet hastalığı çalışma grubu’na göre tanısal kriterler (1 yıl içinde en az 3 kez tekrarlayın, minör, majör aftlar veya herpetiform ülserasyonun saptanması)



Rekürren oral ülserasyon



Bu bulguya ek olarak aşağıdaki belirtilerden ikisi rekürren genital ülserasyon (aftöz ülserasyon veya skarlaşma)



• İnflamasyon (Eritem) -



Hastalığın genetik geçişli olduğu kabul ediliyor, presipite eden faktörler • Travma: Koebner fenomeni (+) dir. Ekstansör yüzlerde (diz-dirsek) sıktır.



Göz lezyonları



(Anterior uveitis, posterior uveitis veya vitröz sıvıda hücre görülmesi; veya retinal vaskülit)



Deri lezyonları



(Eritema nodozum, psödofollikülit veya papülopüstüler lezyonlar veya akneiform nodüller)



Pozitif Paterji testi



(24-48 saatte steril püstül gelişimi)







Enfeksiyonlar: Çocuklarda Beta hemolitik streptekok enfeksiyonu sonrası guttat psöriazis oluşabilir.







İlaçlar: Salisilat, antimalaryaller, Beta blokörler







Endokrin, metabolik faktörler: gebelikte şiddeti azalır, puberte ve menopozda artar.



Bu sınıflamaya karşılık, Mason ve Barnes sınıflamasına göre; En az 3 majör veya iki majör iki minör kriter gereklidir.







Güneş ışığı: fotokoebner, ışık yanık yapacak kadar şiddetli ise



Mason ve Barnes Sınıflaması Minör k rite rle r



M ajör k rite rle r



• Alkol, stress



Klinik



Bukkal ülserasyon



Gastrointestinal lezyonlar



-



Sadece deri ve tırnakları tutar, mukoza ve viseral organ tutulumu olmaz, sistemik olarak sadece hastaların % 5 7’sinde artrit olur.



Genital ülserasyon



Tromboflebit



Göz lezyonları



Kardiovasküler lezyonlar







İyi sınırlı eritemli zemin üzerinde gümüş renkli skuam,



Deri lezyonları



Artrit







Simetrik bilateral, ekstansör yüzlerdedir ve sübjektif yakınma (yanma, kaşıntı) yoktur.



Santral sinir sistemi lezyonları Aile öyküsü



• Alopesiye neden olmaz. • Tırnaklar %50 vakada tutulur, subungual hiperkeratoz ve yüzük tırnak (pitting) olur. • -



Fatal tipleri: generalize püstüler ve eritrodermik psöriazisdir.



Psöriatik artrit: Seronegatif, HLA B27 ilişkili, %80 tırnak tutulumu ile birliktedir, dı'stal interfalengial eklemleri tutar.



İD:13t038



Doğru cevap: C 59. Epidermiste melanositlerin kısmi veya tam yokluğu aşağıdaki durumların hangisinde görülür? A) Albinizm



Histoloji: •



Parakeratoz







Papillamatozis: (Auspitz fenomeni)



B) Vitiligo



C) Lentigo



D) Çil E) Melasma



Vitiligo epidermiste melanositlerin komple veya kısmi yokluğudur...



• Akantoz • Munro mikroabseleri • Granüler tabaka incelir kaybolur.



-



Albinizmin çoğu formunda melanositler vardır ancak tirozinaz enziminde defekt veya eksiklik nedeniyle melanin üretilemez.



-



Freckle (ephelis, çil) çocuklarda en sık görülen pigmente lezyondur, güneşe maruz kalan yerlerde görülür.



-



M elasm a gebelikte hiperpigmentasyondur.,



-



Lentigo bazal hücre tabakasında lineer melanositik hiperplazisidir.



-



Vitiligo pernisiyöz anemi, Addison ve otoimmün tiroidit gibi otoimmün hastalıklarla sık birliktelik gösterir.



Tedavi -



Katran, topikal kortikosteroid, antralin, vit D3, PUVA, retinoidler, metotreksat, siklosporin, sistemik kortikosteroid



-



Ayırıcı tanı: parapsöriazis, liken planus, tinea corporis, Diskoid lupus, seboreik dermatit kontakt dermatit, 2. devre sifiliz.



En sık görülen form: psöriazis vulgaris



İD: 13İ004



Doğru cevap:B



görülen



fasyal



DERMATOLOJİ



PSÖRİAZİS



204



60. Aşağıdaki hastalıklardan fenomeni pozitif değildir?



hangisinde



Koebner



62. Aşağıdakilerden etkenidir?



DERMATOLOJİ



A) söriazis B) ken planus C) Molluskum kontagiozum



A) C. Minitissimum C) C. Albicans



versicolor



B) P. Humanus D) M. Furfur



-



Pitriazis versicolor (Tinea versicolor) gövde ve saçlı deride en sık görülen mantar enfeksiyonudur.



-



Etkeni Malassezia furfur’dur.



-



Uzun süre Lipitten zengin mayi ile beslenenlerde sepsis etkenide olabilir.



E) Pemfigus vulgaris Eğer soruyu dikkatli okumazsak a şıkkını işaretleyebiliriz. Ama sorunun son kısmındaki “değildir” ifadesi sorunun cevabının e şıkkı olduğunu gösteriyor. Psöriaziste koebner fenomeni tipiktir.



Doğru cevap: D



P. Vulgaris: -



En sık görülen formdur. Nikolsky (+)’dir.Koebner (-)’dir.



-



Alttaki deri normaldir, eritem-inflamasyon yoktur. Kaşıntı yoktur. Mukoza tutulumu hemen her hastada vardır.



-



Mukozalarda erozyon oluşturur.



-



Skar bırakmaz. Lokalize formuna P. vegetans denir.



hangisinde



63. Vitiligo hangi tür bir elementer lezvondur? A) Makül C) Patch



B) Papül D) Plak E) Purpura PEMFİGUS*•



Doğru cevap: E ağızda



lezyon



A) Psöriasis B) Liken planus C) Dermatitis herpetiformis D) Seboreik dermatit E) Pitriasis rosea Mukoza tutulumu dermatolojide önemli b ir konudur... Liken planus: Deri ve müköz membranların akut veya kronik kaşıntılı inflamatuar hastalığıdır. HIV, Hepatit enfeksiyonları ve otoimmün hastalıklarla (ülseratif kolit, diabetus mellitus, myastinea gravis, primer bilier siroz) birlikteliği sıktır. Deri, tırnak ve mukozaları tutar. Deri: Elementer lezyonu üzeri düz, poligonal, mor renkli, parlak, aşırı kaşıntılı papüldür. Genelde bilateral simetrik, fleksör yüzlerdedir. En sık el ve ayak bileklerinde görülür. Koebner (+)’dir. Üzerinde VVickham stria vardır.



Deri ve mukozaları tutan nedeni bilinmeyen intraepidermal büllerie karakterize otoimmün bir hastalıktır. - 50-60 yaşta fazladır. E=K Oluşum mekanizması: Epidermiste desmozomlara karşı gelişen IgG yapıda otoantikorlar vardır. Diğer otoimmün hastalıklarla birliktelik sıktır. Sınıflama: • P. Vulgaris: en sık görülen formdur. Nikolsky (+)’dir. Alttaki deri normaldir, eritem-inflamasyon yoktur. Kaşıntı yoktur. Mukoza tutulumu hemen her hastada vardır. Mukozalarda erozyon oluşturur. Skar bırakmaz. Lokalize formuna P. vegetans denir. • P. foliaceus: eritematöz zemin üzerinde kepekli kuruttu lezyonlar vardır. Nikolsky (+)’dir. Lezyonlar ağrılıdır, mükoz membran tutulumu nadirdir. Lokalize formuna P. eritematozus denir. • Paraneoplastik sendromlarla olan: Renforeti-küler malignansiler (Lenfoma vs.) - Tam: öykü, fizik muayene, biopsi, immun floresan, tzanck testi • Fizik muayene: seboreik bölgelerde Nikolsky (+) büller • İmmun floresan: dokuda bal peteği tarzı boyanma olur. (Direk IF, hastaların %75’inde kanlarında otoantikor (+)’dir. (indirek IF). • Tzanck testi: akantolizi gösterir. Herpes ve zonada da (+)’dir. - Ayırıcı tam: Herpes, zona, impetigo, büllöz pemfigoid, duhring hastalığı. - Tedavi: immun supresyon, yüksek doz (80-120 mg) kortikosteroid. • ilaçlardan penisilamin p. foliaceusa, kaptopril p. vulgarise benzer lezyon oluşturur.



Mukoza: 2/3 vakada tutulur. Ağızda bukkal mukozada ağrılı gri retiküler plak yapar. Bu lezyon premaligndir. Üzerinde sguamoz hücreli karsinom gelişebilir. Doğru cevap: B



pitriazis



E) L. Tropica



D) Pitriazis rubra pilaris



61. Aşağıdakilerden görülür?



hangisi



İD: 13i 0 0 5



ELEMENTER LEZYONLAR a. Primer: -



Makül: deri ile aynı seviyede, çevresindeki deriden sadece renk bakımından farklı nonpalpabl lezyon: hipo-hiperpigmente vs.



-



Nodul: Çapı 1 cm üzerindeki derin yerleşimli sert solid lezyonlardır.



Doğru cevap: B



-



Vezikül: Çapı 0,5 cm altındaki intra veya subepidermal su toplanmasıdır.



65. Akne vulgarisin tipik lezvonu hangisidir?



-



Bül: Çapı 0,5 cm üzerindeki intra veya subepidermal su toplanmasıdır.



-



B) Makül C) Papül



Püstül: Püy içeren su toplanmasıdır. Vezikül veya bül olabilir.



D) Komedon E) Eritem



Plak: Birleşmiş papüler lezyonlardır.



b. Sekonder -



A) Vezikül



Kurut: Sulantılı elementer lezyonun üzerindeki materyalin kurumasıyla oluşan sert yapı.



-



Ekskoriasyon: Kaşıntı ile epidermisin çizilerek kalkmasıdır.



-



Erozyon: Epidermiste yüzeyel doku kaybı



-



Likenifikasyon: Kaşıntı ile derinin kabalaşması ve deri çizgilerinin belirginleşmesidir



-



Ülser: Epidermis ve dermişi içine alan doku kaybı



-



Skar: Ülserlerin ve derin yaraların fibrozisle iyileşmesidir.



-



Skuam: Stratum korneum tabakasının gözle görülür dökülmesidir (kepeklenme)



Doğru cevap: A 64. Psöriazisde hangisi tipiktir? A) Talaş arazı B) Auspitz fenomeni/ Mum lekesi fenomeni C) Nikolsky fenemoni D) Omnibus E) Dermatografizim Omnibus, sitiliz de görülür... -



Psoriazis iyi tanımlanmış gümüş renkli geniş yapışık eritematöz plaklarla karakterize non infeksiyöz, inflamatuar ve hiperproliferatif bir deri hastalığıdır.



-



Bazal membrandaki hücrelerin aşırı çoğalmasından dolayı artmış epidermal proliferasyonvardır.



-



Epidermal turnover süresi 28 günden 5-6 güne düşmüştür. 15-40 yaşlarında daha sık olmakla beraber her yaş grubunda görülebilir



-



Diz, dirsek ve saçlı deride yerleşen papülosquamöz bir deri hastalığıdır.



-



Tetik faktörlerden en belirgin olanı TRAVMA’dır. Travma alanlarında lezyonların ortaya çıkmasına KOEBNER fenomeni denir. Enfeksiyonlarda tetikleyici faktörler olabilir. Beta-



Komedon akne vulgarisin temel, p rim er ve noninflamatuar lezyonudur. -



Komedonlar açık (siyah renkte)ve kapalı (beyaz renkte)olmak üzere iki şekilde gözlenirler.



Doğru cevap: D 66. Parmak tırnak yatağında görülen renginde nodüllere ne ad verilir?



ağrılı, deri



A) Spider anjiom B) Kaposi sarkomu C) Kavernöz hemanjiom D) Glomus tümörü E) Nevus flammeus Glomus tümörü, parmak tırnak yatağında görülen ağrılı, deri renginde nodüllerdir. Spider anjiom (örümcek ben), yüzde, burunda radial telenjiektazik uzantılardır. Karaciğer hastalıkları (siroz vs) ve gebelerde olabilir. Ortası kotarize edilince geriler. Kaposi sarkomu, ayak ve kolda plak ve nodüller şeklinde başlayan arteriyel endotelden kaynaklanan bir tümördür. KC, AC ve GIS tutulabilir. Kemik tutulumu prognozun kötü olduğunu gösterir. AlDS'de görülen şekline epidemik kaposi sarkomu denir. Kavernöz hemanjiom, kabarık, süngerimsi, büyük nodüller şeklinde baş-boyunda yerleşir. Nevus flammeus, deri seviyesinde, boyun-yüzde, tek, kırmızı maküler lezyondur. Hemanjiom simplex, çocukta doğar doğmaz kırmızı nodül ve plak şeklinde görülen lezyondur. Doğru cevap: D 67. Deride yalnızca el içinde ve ayak tabanında bulunan epidermis tabakası hangisidir? A) Stratum corneum C) Stratum granulosum



B) Stratum lucidum D) Stratum spinozum



E) Stratum bazale



DERMATOLOJİ



Papül: Çapı 1 cm ’den küçük sert solid lezyonlardır.



-



-



hemolitik streptokoklar ve viral enfeksiyonlar rol oynar.



-



Normalde vücudda epidermis tabakalarının sıralanışı yukardan aşağıya doğru; o



-



stratum corneum, stratum granülosum, stratum spinozum ve stratum bazaledir.



Likenifikasyon, derinin bütün katlarıyla kalınlaşıp, kabalaşmasıdır. Kronik dermatitlerde meydana gelebilir.



-



Skuam, pullanma dökülmedir.



-



Yalnız el içinde ve ayak tabanında bu sıralamaya strnatum corneumdan sonra stratum lucidum da katılır.



-



Ekskoriasyon genellikle kaşıntıya bağlı deride çizilme ve yırtılmadır.



-



-



Stratum lucidum, ince, şeffaf, 3-5 hücre kalınlığında bir tabakadır. Eleidin denilen yarı sıvı haldeki keratohyalin granülleri içerir.



Erozyon, yüzeyel doku kaybı çizgi şeklinden daha büyüktür.



-



Kurut, bir yerde olan sulanma, kanama vs. üzerinde kuruyunca oluşan tabakadır.



-



Ragad, deri elastikiyeti bozulması sonucu ortaya çıkan kanamalı, akıntılı çatlaklardır.



-



Stratum korneum epidermisin en dış tabakasıdır. İçinde nükleus bulundurmaz, keratinleşmiş hücrelerdir. 2 önemli görevi vardır; 1. Koruma fonksiyonu: asit ve lipid mantosu bunda görev alır. pH’sı 5.5’dur. Güneş ışınları (U.V.), ıslanma ve biyojenik ajanlardan cildi korur.



Doğru cevap: D 70.



Sıklıkla sifiliz ve lepra’da görülen kaşların 1/3 dış kısmının dökülmesine verilen ad nedir?



2. Absorbsiyon fonksiyonu: yağda eriyen maddeler corneumdan diffüzyonla absorbe edilir. -



A) Nikolski fenomeni B) Sigara kağıdı fenomeni C) Omnibus fenomeni D) Saburo fenomeni



Stratum granülozum, yassı, ortasında nükleus ve granülleri olan tabakadır. Hücrelerin içi keratohyalin granülleri ile doludur.



-



Stratum spinozum, bazofilik nükleuslu, homojen stoplazmalıdır. Epidermisin yaşamsal fonksiyonları (beslenme, solunum, detoksifikasyon vs.) burada olur. Malpighi tabakası da denir.



-



Stratum bazale, üreyerek diğer tabakaları yapar. PAS (+)’dir. Stratum bazaleden başlayarak epidermisin tamamen yenilenmesine turn över denir. Bu da yaklaşık 30 gündür.



E) Yonga fenomeni



Doğru cevap: B



-



Omnibus (sign d’omnibus) fenomeni, kaşların 1/3 dış kısmının dökülmesidir. Sifiliz, lepra, lenfoma ve nörodermitte görülür.



-



Nikolsky fenomeni, akontoliz’den dolayı görülür. Deri yüzülmesidir. Pemfigusta görülür.



-



Sigara kağıdı fenomeni, sigara kağıdının kırışması gibi deri kırışır. Atrofide meydana gelir.



-



Saburo fenomeni, tepe kısımdaki saçlar çekilince saçlar yerinden ayrıldığı (koptuğu) halde arka kısımdaki saçlar ayrılmaz. Bu sebore’yi gösterir.



-



Genetik ve androjenik yapı önemlidir.



-



Yonga (Talaş) fe n om eni, kepeksiz lezyon kazınınca kepeklerin, yongaların çıkmasıdır. Tinea versicolorda görülür.



68. Aşağıdakilerden hangisi makül değildir?



-



A) Eritem



B) Ürtiker



C) Tatuaj



D) Purpura



E) Hipopigmentasyon Makül, deri seviyesinde olan lezyonlardır. o Eritem, purpura, tatuaj, hipopigmente, hiperpigmente ve depigmente alanlardır.



-



Ürtiker, papül, tüberkül ve nodül deriden kabarık solid lezyonlardır



-



Vezikül, püstül ve bül deriden kabarık sıvı içeren lezyonlardır.



Doğru cevap: B 69. Derinin genellikle kaşıntıya sekonder olarak kalınlaşmasına ne ad verilir? A) Callus



B) Ekskoriasyon



C) Hiperkeratoz



D) Likenifikasyon E) Ragad



Doğru cevap: C 71.



Aşağıdaki hastalıklardan hiperpigmentasyon yoktur?



hangisinde



A) Efelidler B) Peutz-Jeghers sendromu C) Akantozis nigricans D) Addison hastalığı E) Lentigo



LOKALİZE HİPERPİGMENTASYON Konjenital 1.



Efelidler (çiller)



lokalize



7



2. Cafe-au-lait makûlleri 3. Periorifisyal lentiginozis (Peutz-Jeghers send.)



74. Aşağıdakilerden hangisiyle birlikte piyoderma gangrenosum görülmez?



DERMATOLOJİ



A) Ülseratif kolit



4. Akantozis nigrikans



B) Romatoid artrit Addison hastalığında jeneralize hiperpigmentasyon görülür.



C) Crohn hastalığı D) Pellegra E) Monoklonal gamopati



Doğru cevap: D 72. Akantozis nigricans aşağıdakilerden hangisi ile ilişkisizdir? A) Adeno karsinom



B) İnsulin direnci



C) Obezite



D) Cushing sendromu



-



E) Lokal tedaviye iyi yanıt Lokal tedavisi yoktur ve klinik bulgularını erken tanımak için altta yatan patoloji bilinmelidir. En erken değişiklikler genellikle pigmentasyonlar kuruluk ve derinin sert olmasıdır.



-



Vaskülit ve derin nekrotik ülser hızlı gelişir. Spontan iyileşir.



-



Ülseratif kolit, Chron, romatoid artrit ve monoklonal gamopati ile birlikte görülebilir.



-



Pellegra, diabet, gut, porfiria, Gaucher.primer amiloidoz ve nekrobiyozis lipoidikada görülen ülserler metabolik hastalık ülserleridir.



*****Günümüzde basboyun kanserleri için kullanılan EGF inhibitörleri (Erlotinib) ile izlenen püstüler lezyonlar oldukça sık görülmekte olup tedavi etkinliği ile uyumlu olması bakımından önemli.



En çok axilla, sırt, boyun, anogenital bölge ve kasıklarda görülür.



Doğru cevap: D 75. Aşağıdakilerden hangisi jinekomastiye olan antifungal ilaçtır?



73. Yanıkların üzerinden gelişen ülserlere ne ad verilir? A) Marjolin ülserleri



-



Dekubit ülserleri, yatağa bağımlı kişilerde görülen ülserlerdir.



-



Dermatitis artefakta, suni ülserlerdir.



-



Burili ülser, Mycobakterium ülseransın sebep olduğu derin ülserlerdir. Antitüberküloid tedavi yapılır, cevap alınamazsa cerrahi uygulanır Diğer mikrobiyal ülserler, lupus vulgaris, bazin hastalığı (Tbc’un alt extremiteleri tutan formu) trikofiton, sitiliz gomları ülseri, derin mantar ülserleri, ektima (A grubu p-hemolitik streptekoklar sebep olur), ve Lepra ülserleridir. Kollajen doku hastalıklarına bağlı gelişen ülserler derin, ağrısız ve çok kurudur. SLE, Romatoid artrit, Behçet ve dermatomiyozitte ülserler görülür.



sebep



A) Griseofulvin B) Terbinafin



B) Dermatitis artefakta



C) Dekubit ülserleri D) Burili ülserleri E) Cushing ülserleri - Yanıklar üzerinden gelişen ülserlere marjolin ülserleri denir. Bunlardan epidermoid Ca gelişme riski fazladır.



-



Piyoderma gangrenosum, otoimmun, alt extremitenin fleksör bölgesinde görülür.



Deri gri-kahverengi yada siyah, palpe edilebilir kalınlıkta ve kadife görünümü veren küçük papillomatöz elevasyonlar içerir.



Doğru cevap: E



-



-



C) Itrakonazol D) Ketakonazol E) Flukonazol Ketakonazol antiandrojenik etkisinden dolayı jinekomasti yaptığından erkeklerde tavsiye edilmez. Doğru cevap: D 76. Aşağıdakilerden hangisi PUVA’nın yan etkilerinden değildir? A) Kaşıntı C) Lentigo



B) Hipertrikoz D) Katarakt E) Hipopigmentasyon



-



PUVA, psöralenler ve ultra viole A tipinin baş harflerinin birleştirilmiş halidir.



-



Psöralenlerden en çok 8-metoksipsöralen kullanılır, 2 saat sonra en aktif etkili dönemdir.



-



Bu yüzden ilaç alındıktan 2 saat sonra U.V. uygulanır. PUVA’nın yan etkileri daha çok verilen ilaçtan kaynaklanır.



-



Bunlar; bulantı, kusma, kaşıntı, gözde katarakt, seboreik dermatit, hipertrikoz, subungual hemoraji, lentigo, SGOT ve SGPT yükselmesi ile hiperpigmentasyondur.



Doğru cevap: A



DERMATOLOJİ



20 8



-



Ultra viole ışınlarına bağlı deri kanseri meydana gelebilir.



-



Bunun için risk grupları ise 40 yaşın üstünde olmak, sarışın-mavi gözlü, açık tenli olmak, uzun süre (10 yılın üstünde)



-



PUVA tedavisi olmak, sitostatik ve immunosüpresif kullanmaktır.



Doğru cevap: E 77. PUVA’nın hangisidir?



endikasyonlarından



olmayan



Hidroadenitis süpürativa, daha çok koltuk altında görülen ağrılı, derin nodüller ile karakterize, fistülize olabilen bir hastalıktır. Fox-Fordyce hastalığı, koltuk altı kılların döküldüğü, gece şiddetli kaşıntının olduğu, deri renginde papüllerin olduğu bir hastalıktır. Sadece kadınlarda görülür. Miliaria cristallina; (sudamina, isilik), ter bezlerinin aşırı artması sonucu ter bezi kanallarının tıkanmasıdır. Bunun sonucunda hipohidrozis oluşur ve bu çok yaygın olursa febril konvülziyona sebep olabilir. Bromhidrozis, terin aşırı kokmasıdır.



A) Vitiligo



B) Psoriazis



C) Albinizm



D) Mycozis fungoides E) Liken planus



Kromhidrozis, terin renkli olmasıdır. Doğru cevap: E



PUVA’nın endikasyonları 80. Tırnağın deri yüzeyindeki matriksinin görünen yarım ay şeklindeki beyaz kısmına ne denir?



-



Vitiligo, psoriazis,



-



Pitriazis rozea, liken planus, Parapsöriazis, alopesi areata,



A) Eponişyum



B) Unguis incarnatus



C) Lunula



D) Onikogritozis



Mikozis fungoides, prüri üniversalis, -



Üremik frost, ekzemanın formu olan pompholix-dir.



-



Albinizm’de kontraendikedir.



E) Beau çizgileri Tırnağın deri altına doğru giden kısmına matriks denir. Deri yüzeyindeki matriksinin görünen yarım ay şeklindeki beyaz kısmına ise lunula denir.



Doğru cevap: C 78. Aşağıdakilerden sebep olmaz?



hangisi



hiperpigmentasyona



A) Addison



B) Efelid



D) Fenilketonüri



C) VVilson hastalığı E) Arsenik



Fenilketonüri hipopigmentasyona sebep olur... -



Hiperpigm entasyon sebepleri, radyasyon (solaryum, güneş ışığı), ilaçlar (arsenik, minosiklin, klorpromazin), altın tuzu, civa, gümüş, efelid, nevus, Cafeau lait lekesi, lentigo, post-enfeksiyoz hiperpigmentasyon, akantozis nigricans, hormonal hastalıklar (hipertroidi, Addison hastalığı, akromegali, Cushing sendromu, Nelson sendromu, kronik böbrek yetmezliği) metabolik hastalıklar (Biliyer siroz, VVilson hastalığı, pellegra, malabsorbsiyon ve hemokromatozis)dir.



Doğru cevap: D 79. Aksiller altı kılların döküldüğü, gece şiddetli kaşıntının olduğu, deri renginde papüllerin görüldüğü hastalık hangisidir? A) Hidroadenitis süpürativa B) Miliaria cristallina C) Bromhidrozis



D) Iktiyozis E) Fox-Fordyce hastalığı



Tırnak çevresinde ince beyaz deri kısmına eponişyum denir. Beau çizgileri, malign hastalıklar, radyoterapi, kemoterapi, ağır enfeksiyonlar sonucu tırnak matriksinin duraklamasıyla tırnakta meydana gelen çöküntülere denir. Onikolizis, tırnak serbest kenarlarını katlara ayrılarak arasına kir girmesidir. Onikogritozis, tırnağın kalınlaşıp kıvrılıp koç boynuzu şeklini almasıdır. Unguis incarnatus, tırnak batmasıdır. Doğru cevap: C 81. Saçlarının uzamadan başvuran bir hastada düşünülmelidir? A) Pili anulati C) Monilethrix



kırılması şikayetiyle ilk olarak hangisi



B) Tricahorhetis



nodoza



D) Pili torte E) Yün saç



Yün saçda saçlar soluk, açık sarı olur. Çoğunlukla uzamaz. Monilethrix, saçların uzamadan kırılmasıdır. Occipital bölgede daha fazladır. Kaşıntı olabilir. Atopik dermatit ve iktiyozise eşlik edebilir.



İL*.



Trichorhexis invaginata, invajinasyon vardır. Neterthon sendromunun (Iktiyozis+saç anomalisi vardır) bir belirtisi olabilir. Doğru cevap: C 82. Aşağıdakilerden sebep olmaz?



hangisi



hipopigmentasyona



Erezipel iyi sınırlı eritemli lenf damarı tutulumu olan streptekok infeksiyonudur. Selülit deri ve subkütan dokunun infeksiyonudur. Sınırları keskin değildir, genel durum bozukluğu olabilir. Fasial, periorbital olanlar kavernöz sinüs trombozu açısından hospitalize edilmelidir. Doğru cevap: C 85. En sık görülen deri tüberkülozu hangisidir?



A) Vitiligo C) Hidrokinon



B) Minosiklin D)Albinizm



A) Skrofuloderma B) Lupus vulgaris C) Tuberculosis cutis verrucosa



E) Chediak-Higashi sendromu Minosiklin ise hiperpigmentasyona sebep olur...



D) Primer inokülasyon tüberkülozu



Hipopigmentasyon sebebleri



E) Akut milier tüberküloz



-



Albinizm (tirozinaz yetmezliğine bağlı gelişir),



-



Fenilketonüri,



-



Post-inflamatuar hipopigmentasyon (psöriyazis)



-



İlaçlar (hidrokinon),



-



Vitiligo (melanin sentezi yoktur),



-



konjenital sendromlar (Chediak Higashi sendromu, VVaardenburg sendromu, VVogt-Kayanagi sendromu veAllezandri sendromu gibi)'dir.



Tüberküloz her zaman soru gelecek bri konu. Teminoloji bilmek gerekir... -



Skrofuloderma lenf nodlarının zincir oluşturduğu bölgelerde görülür. Genellikle boyun bölgesiyle yerleşir ve lenf nodları ile ilişkilidir.



-



Lupus vulgaris en sık görülen formdur, kıkırdak olan bölgeleri sever, lupom oluşumu vardır. %50 iç organ tutulumu vardır, endojen infeksiyondur.



-



Tbc cutis verrucosa verruca vulgarisle karışır, el ve parmaklarda sıktır, %10 iç organ tutulumu vardır, ekzojen infeksiyondur.



-



Primer inokülasyon tüberkülozu: Tüberküloz şankır oluşumu ile karakterizedir. Çocuklarda ekspose alanlarda sıktır, eksojen infeksiyondur, hasta daha önce etkenle karşılaşmamıştır.



Doğru cevap: B 83. Akne vulgaris oluşumundan hangisi sorumlu tutulamaz? A) Retinoik asit C) Kalıtımsal faktörler



aşağıdakilerden



B) Androjenik hormonlar D) Propionobakteriler



E) Sebum oluşumunda artma Akne vulgariste oluşum mekanizmaları:



Doğru cevap: B



-



Duktal hiperkornifikasyon (heredite)



-



Sebum yapımında artma (androjenik hormonlar)



-



Propionobacterium acne



-



Tıkaç oluşumu İnflamasyon



****Önemli not: Dünyada en sık görülen deri tüberkülozu lupus vulaaristir. Ancak Türkiye’de en sık görülen deri tüberküloz tipi skrofulodermadır.



86. Aşağıdaki sifiliz dönemlerinden hangisinde deri lezyonları görülmez? A) Primer sifiliz



B) Sekonder sifiliz



C) Latent sifiliz



D) Tersiyer sifiliz



E) Erken konjenital sifiliz Doğru cevap: A SİFİLİZDE DÖNEME GÖRE BULGULAR 84. Aşağıdakilerden hangisinin streptekoklar rol almaz? A) Impetigo



oluşumunda



a. Primer sifiliz -



Şankır: genital bölgede ağrısız, sert, tek sayıda, eritemli, düzgün sınırlı



-



Lenfadenopati



B) Ektima



C) Eritrazma



D) Erizipel E) Selülit



Eritrazma Corynebacterium minuttusimumun yaptığı infeksiyöz hastalıktır. Kıvrım yerlerinde olur ve bakterilerin porfirin sentezine bağlı wood ışığında mercan kırmızısı renk alır.



b. Sekonder sifiliz: Lezyonlar çok bulaşıcıdır: -



Sistemik gribal enfeksiyon benzeri bulgular



-



Generalize lenfadenopati: sekonder sifilizin ilk objektif bulgusu



DERMATOLOJİ



Trichorhexis nodosa, saç üzerinde nodüller vardır.



Deri döküntüleri



Favus daha çok T. schoenleinii bazen de T. violaceum ile meydana gelmektedir. Klinik olarak;







Sitiliz maküloza







Sitiliz papüloza: küçük, orta (corona veneris, papulla erosiva), büyük (kondiloma lata).







Sitiliz püstüloza: akne sifilitika (komedon yoktur), variola sifilitika (malign sitiliz, ölümcül seyreder).







Mukoza lezyonları: Ağızda plak müköz







Tırnak değişiklikleri







Saç-kaş dökülmesi: alopesi areolaris spesifica (signe d ’omnibus), alopesi diffusa.



2- Atrofik skatris 3- Cılız, gri-beyaz renkli saçlarla karakterizedir. Doğru cevap: C 88. Hiperpigmentasyon ve hipertrikozis varsa aşağıdakilerden hangisini düşünürsünüz? A) Ocronozis B) Hemokromatozis







Pigmentasyon bozukluğu: lökoderma sifilitikum, venüs gerdanlığı.



C) Akne vulgaris D) Porfiri







Palmoplantar papüller ve deskuamasyon.



E) Kurşun entoksikasyonu



c. Latent sitiliz: Hiçbir deri bulgusu yoktur sadece serolojik testler (+)’dir. d. Tersiyer sitiliz: tüberkül, gom. -



1- Ortasında kırık bir saç olan finon biçimli sarıyeşil bir kurut (scutulum, godet)



Gom: esas lezyondur, daha çok alt ekstremitede yerleşir; oluşum, yumuşama, ülserasyon ve onarım evreleri vardır.



Porfirya kutanea tarda çoğunlukla orta yaşlarda başlayan bir porfiri çeşididir. Güneş ışığına açık bölgelerde veziküller ve büller oluşur. Lezyonlar hiper-hipo pigmentasyon, milyer kistler ve skatrizasyon bırakarak iyileşirler. Alın, şakaklar ve yanaklarda hipertrikoz gelişir. Doğru cevap: D



e. Erken konjenital sitiliz: 89. Liken planus hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?



Infiltratif lezyonlar -



Rinitis sifilitika



-



Parrot psödoparalizisi: osteokondrit (sisto belirtisi eklemi hareket ettirmekle uzun süreli ağlama). Palmoplantar büller (pemfigus sifilitikus



-



2. Devir deri mukoza belirtileri.



-



Hepatosplenomegali, anemi, hidrosefali, pnömoni



t. Geç konjenital sitiliz: Hutchinson triadı •



Hutchinson dişleri







Interstisyel keratit







8. Sinir sağırlığı



Higoumenakis belirtisi: klavikula 1/3 iç kısmında kalınlaşma -



3. Devir deri mukoza lezyonları



-



Semer burun



B) Otoimmun hastalıklarla birlikteliği sıktır C) Koebner (+)’dir. D) Tırnak tutulumu görülmez E) PUVA uygulanabilir.



-



-



A) Deri ve müköz membranları tutar.



Liken planus, deri ve müköz membranların akut veya kronik kaşıntılı inflamatuar hastalığıdır... -



Insidans: %0,1-1,2 E=K, 30-60 yaş arası sıktır.



-



Etyoloji: bilinmemektedir. Emosyonel stresler, ilaçlar (tiazid, ACE inhibitörleri, penisilamin, antimalaryaller) presipite eder.



-



HIV, Hepatit enfeksiyonları ve otoimmün hastalıklarla (ülseratif kolit, diabetus mellitus, myastenia gravis, primer bilier siroz) birlikteliği sıktır.



Klinik: Deri, tırnak ve mukozaları tutar. -



Deri: Elementer lezyonu üzeri düz, poligonal, mor renkli, parlak, aşırı kaşıntılı papüldür. Genelde bilateral simetrik, fleksör yüzlerdedir. En sık el ve ayak bileklerinde görülür. Koebner (+)’dir. Üzerinde VVickham stria vardır. Hipertrofik (en sık), atrofik, aktinik, erozif, büllöz tiplerde olabilir. Scalpte skatrisyel alopesi yapar.



-



Mukoza: 2/3 vakada tutulur. Ağızda bukkal mukozada ağrılı gri retiküler plak yapar. Bu lezyon



Doğru cevap: C 87. Aşağıdakilerden olur? A) Pelat C) Favus



hangisi



kalıcı



kelliğe



neden



B) Folikül kisti D) 2. devre sitiliz E) Tinea capitis superficialis



premaligndir. Üzerinde. SCC gelişebilir. Glans penis, vulva vajen de tutulabilir. -



Tırnak: %10 vakada tutulur. Subungual hiperkeratoz, pterygium (katlantı), onikoliz olabilir.



Histoloji:



Böbrek tutulumu



-



Santral sinir sistemi tutulumu •



Ayrıcı tanı: Kollagen doku hastalıkları, ülseratif kolit, Reiter sendromu.







Tedavi: ilk seçilecek ilaç kolşisindir. Diğerleri: steroidler ve diğer immun-supresan ilaçlar.







Behçet HCA-B5ile ilişkilidir.



-



Hiperkeratoz



-



Bazal hücrelerde vakuoler dejenerasyon



-



Irregüler akantoz



-



Keratinositlerde kolloid dejenerasyon (civatte bodies)



-



Granüler tabakada fokal kalınlaşma



-



Üst dermişte bant şeklinde infiltrasyon



A) Sarkoid plak







Ayırıcı tanı: guttat psöryazis, verruka plana, kaposi sarkomu, nörodermatit, lökoplaki, kandida plak müköz.



B) Eritema nodozum C) Eritema indratum basin







Tedavi: k o rtik o s te ro id , re tin o id , PUVA, dapson, siklosporin.



E) Liken scrofulosorum



Doğru cevap: B



Doğru cevap: D 90. Behçet hastalığı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Özellikle erkek hastalarda tromboflebit görülebilir. B) Artriti olan hastalarda RF pozitiftir.



E) GİS bulguları ülseratif kolit ile sık karışır. -



Birçok sistemi tutan lökositoklastik vaskülittir.



-



İnsidans: 1/50.000 E/K=2-5/1



Oral aft: majör kriterdir. Ağız mukozasında rekürren ağrılı lezyonlardır. Çok derin yerleşimli aftlarda skar görülebilir.



-



Genital ülserler: Derindir ve genellikle skarla iyileşir (%67).



-



Göz bulguları: hipopionlu iridoksiklit, ant-post. uveit (%90) görülebilir.



-



(+) Paterji testi: ön kol derisine steril iğne ile girildikten 48 saat sonra aseptik püstül oluşumu (%70). Deri bulguları: minör kriterdir. Eritema nodozum, papülopüstüler erüpsiyonlar. Bu kriterlerden oral aft olması ve diğer 4 kriterden ikisinin olması Behçet Sendromu tanısını koydurur.



Diğer bulgular -



Artrit: asimetrik büyük eklemler



-



GİS tutulumu: karın ağrısı, ülserasyon, perforasyon Tromboflebit, arterit



D) Lupus pernio



Sarkoidoz etyolojisi bilinmeyen, multisistem granülomatöz bir hastalıktır. Burunda eritemli, ödemli lezyonların olduğu yer yer telenjiektazilerin görüldüğü durumuna lupus pernio denir. Bunun yanında, sarkoid plak ve nodüller, hiler LAP, parotis ve lakrimal bez hipertrofisi, kemikte litik değişiklikler ve eritema nodozuma da sebep olabilir.



92. Aşağıdakilerden hangisi sarkoidozun laboratuvar bulgularından değildir? A) Kvveim testi (+) C) PPD (+)



B) ACE yüksekliği D) Hiperkalsiüri



E) ESR yüksekliği



Tanı: -



91. Sarkoidozda burunda eritemll ödemli lezyonlarla birlikte yer yer telenjiektazilerin olduğu duruma ne denir?



Doğru cevap: D



C) Hastaların hemen tamamında oral aft vardır. D) Paterji testi pozitifliği spesifiktir.



-



-



Sarkoidoz (Besnier - Böeck - Schauman hastalığıjun laboratuvar bulgular; -



ESR yüksekliği, ACE yüksekliği, hiperkalsiüri, PPD (-) ve Kvveim testi (+)’liği dir.



-



Kvveim testinde histopatolojik olarak Astroid ve Schauman cisimcikleri görülür.



Doğru cevap: C 93. Çinko eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan ekzema benzeri lezyonlarla karakterize hastalık hangisidir? A) Akrodermatitis enteropatika B) VVİlson sendromu C) Plummer-VVİnson sendromu D) Poland sendromu E) Pellegra



erozyon,



A kroderm atitis enteropatika,uçlarda (ağız ve anüs çevresi) ekzema benzeri lezyonlarla karakterize, diare,



DERMATOLOJİ



1



21 2



alopesi ve çinko eksikliğiyle giden bir hastalıktır. Tedavisinde çinko verilir.



96. Herald plağı aşağıdakilerden hangisinde görülür?



DERMATOLOJİ



A) VVilson sendromu, bakır fazlalığına bağlı gelişen bir sendromdur.



B) Pitriazis rosea



C) Pitriazis rubra plaris D) Pitriazis alba E) Parapsöriazis



Pellegra, tiamin eksikliği sonucu ortaya çıkar. Plummer-VVinson sendromu, Fe eksikliği anemisi ile özefagusta VVebin görüldüğü bir sendromdur.



-



Pitriazis rosea sebebi bilinmeyen, kendi kendini sınırlayan papüllü-skuamlı bir hastalıktır.



-



Genelde tek bir lezyon olan Herald plağı ile başlar. Bu plak diğerlerinden daha büyüktür ve geç kaybolur.



Poland sendromu tek taraflı pektoralis majör kasının bulunmadığı ve ilerde kanser gelişme riskinin fazla olduğu bir sendromdur. Doğru cevap: A 94. Metakromatik boyanan hücrelerin bulunduğu deri lezyonu hangisidir?



Pitriazis versicolor



-



En çok gövdede görülür. Lezyonların gövdede diziliş şekilleri çam ağacı görünümünü andırır.



-



Gövdedeki lezyonlar boyun, kol ve bacakların üst kısımlarında da bulunur.



Doğru cevap: B 97. Akantozis nigricans olan hastalar aşağıdakilerden hangisi açısından araştırılmalıdır?



A) Mastositoz B) Pemfigus vulgaris C) Akne rozasea



A) insülin direnci C) Hipertansiyon



D) Pitriazis rozea E) Keratoakantoma



-



Mastositozda Darier sign ve dermografizm görülür.



B) Hipotiroidi D) Sarkoidozis



E) Allerji Akantozis nigricansı olan hastalar sıklıkla insülin direncine sahiptirler.



Dokuda mast hücreleri içeren lezyonlar oluşur.



-



Şiddetli akantozis nigrikansı olan hastalar visseral karsinom yönünden araştırılmalıdır.



Mast hücreleri Toluidin Blue ve Giemsa boyası ile metakromatik boyanır.



-



Malignensi ile ilişkili olan diğer dermatozlar dermatomyozit, seboreik keratoz, edinsel iktiozis ve tromboflebitis migranstır.



Doğru cevap: A



Doğru cevap: A 95. Özellikle ekstremitelerde simetrik dağılan deri lezyonları ile oral lezyonların bulunduğu hastanın deri biopsisinde testere dişi görünümü ve Civatte body’ler ile bant tarzında infiltrasyon görülmekte ise; en olası tanı hangisidir? A) Psoriazis



98. Rinofima aşağıdakilerden komplikasyonudur? A) Akne vulgaris



L ik e n p la n u s p r u r itik , p o lig o n a !, p a p ü l o la ra k tanımlanır....



B) Pemfigus



C) Akne rozasea D) Psoriazis E) Seboreik dermatit



B) Skleroderma



C) Lupus eritematozus D) Akne vulgaris E) Liken planus



hangisinin



Rinofima akne rosacea’nın komplikasyonudur. Cerrahi olarak aşırı dokunun traş edilmesi ile tedavi edilebilir fakat zaman içinde tekrar gelişebilir.



-



Malign dönüşüm gösterebilir.



Doğru cevap: C



-



Klinikte karakteristik olarak sim etrik ekstremitelerde, dirsek, bilek, glans penis ve %70 hastada oral mukozada lezyonlar bulunur.



99.



-



VVickham striaları ile psoriazistede görülen Koebner fenomeni vardır.



A) C)



Histolojik olarak testere dişi görünümü, kolloid body (Civatte body) ve bant tarzı lenfosit infiltrasyonu vardır.



-



Ürtiker, deride kabaran, kaşınan, kızaran ve spontan kaybolan lezyonlarla karakterize derinin vasküler reaksiyonudur.



-



İlk çıktığı yerden birkaç saat sonra kaybolup, yine başka bir yerde lezyon çıkabilir.



Doğru cevap: E



Ürtiker oluşumundan sorumlu en önemli mediatör hangisidir? Serotonin Histamin



B) Bradikinin D) Prostaglandinler E) Melatonin



-



Eğer lezyon 24 saat süreyle aynı yerde kalıyorsa lökositoklastik vaskülit olan kollajen doku hastalıklarında görülen ürtikeryal vaskülit düşünülür.



102. Aşağıdakilerden hangisi SLE benzeri hastalık meydana getirir? A) Piperidin C) Rifampisin



En önemli mediatör histamindir. -



Bunun dışında serotonin, bradikinin prostoglandinler’de rol oynayabilirler.



B) a metil dopa



ve



Morfin, kürar, D-tübokürarin, atropin, dextran, safra tuzları, hidralazin, radyokontrast maddeler, çilek, yumurta beyazı, kabuklu deniz ürünleri, domates ve turunçgil suları histamin salgılatarak ürtikere yol açabilirler.



SLE benzeri hastalık ilaç reaksiyonlarının sistem ik belirlilerindendir.... -



En sık hidralazin, prokainamid, izoniazid ve ametil dopa sebep olur.



-



Diğer sistemik belirtiler ise, anaflaksi, serum hastalığı, ateş, eozinofili, pansitopeni, nefrit ve vaskülittir



Doğru cevap: C 100-Aşağıdakilerden hangisi fiziksel ürtiker sınıfına girmez? A) Dermografizm



D) Yohimbin E) Adrenalin



Doğru cevap: B 103. Fiks ilaç hangisidir?



B) Papüler ürtiker C) Solar ürtiker



A) Sülfonamid C) Fenolftalein



D) Vibratuar anjioödem



reaksiyonunun



en



sık



sebebi



B) Penisilin D) Sefalosporin E) Siprofloxasin



E) Kolinerjik ürtiker Fiziksel ürtikerler, dermografizm, soğuk-sıcak ürtikeri, basınç ürtikeri, solar ürtiker, kolinerjik ürtiker, akuagenik ürtiker ve vibratuar anjioödemdir. Doğru cevap: B 101.Aşağıdakilerden hangisi ilaçlarda görülen nonimmünolojik reaksiyonlardan değildir?



Eritem fix, ilaç her alındığında hep avnı vücut bölgesinde çıkan m o r re n k li m a kü lo p a p ü le r, bazen b ü llo z reaksiyonlardır.... En sık oral mukoza ve genital bölgede görülür. -



En sık sebebi sülfonamidlerdir.



-



Ayrıca NSAlı’lar fenolftalein, psikiatrik ilaçlar da sebep olabilir.



-



Tedavisinde, yaş pansuman kortikosteroidli kremler, antihistaminler ve şiddetli durumlarda sistemik kortikosteroidler kullanılabilir.



A) Teratojenite B) İntolerans C) Idiosenkrazi D) Kümülatif etki E) Jerish-Herxheimer reaksiyonu ilaç erüpsiyonları (dermatitis medikomentoza), yatan hastaların 1/3’de görülür. Genellikle ilaç alınımından 1 hafta sonra görülür. İstenmeyen etkiler 3 gruptur: 1. Non-immünolojik; önlenebilir olanlar, aşırı doz, yan etki, kümülatif etki, gecikmiş toksisite, fakültatif etki, teratojenite; önlenemeyenler ise intolerans ve idiosenkrazidir. 2. İmmünolojik, im m ünolojik mekanizma ile olan reaksiyonları önlenemez; Tipi, II, III ve IV reaksiyonları sonucu ilaç erüpsiyonları görülebilir. 3. Diğerleri, Jerish-Herxheim er; bakteri enfeksiyonlarında antibiotik tedavisi sonrası bakterilerin parçalanmasıyla ortaya çıkan bir reaksiyondur. EMN’lü hastaların tedavisinde ampisiline bağlı olarak ortaya çıkan döküntülerde bu gruptandır. Doğru cevap: E



Doğru cevap: A 104. Aşağıdakilerden hangisi eritema nodozuma sebep olmaz? A) Lepra C) SLE -



B) Behçet D) Sarkoidoz



E) Ülseratif kolit Eritema nodozum, tibia ön yüzde, ağrılı, değişik boyutlarda eritemli, nodüler lezyonlarla karakterize bir hastalıktır.



-



p-hemolitik Streptekoklar, Lepra, Behçet, Sarkoidoz, derin mantar enfeksiyonları, ülseratif kolit, Crohn hastalığı ve ilaçlar (en çok oral kontraseptifler, NSAlI’ler ve süfonamidler) sebep olur.



-



Tedavisinde yaş pansuman, yatak istirahati, potasyum iyodür, şiddetli durumlarda ise sistemik kortikosteroidler kullanılır.



Doğru cevap: C



I



214



105.Aşağıdakilerden hangisi infantil dönem atopik dermatitin özellikierindendir?



Majör kriterler, kaşıntı, kronik ve tekrarlayan dermatit, lezyonların yaşa uygun tipik morfolojik dağılımı ve kişisel veya ailevi atopi anamnezi.



DERMATOLOJİ



A) Katarakt sık görülür B) Kronik likenifıye lezyonlar görülür C) Extensör yüzleri tutar D) En sık antekübital bölgeyi tutar E) 2-12 yaş arası çocuklarda görülür Atopik dermatit: Atopik dermatit, kalıtsal ve çevresel faktörlerin rol oynadığı, kronik tekrarlayan egzematöz lezyonlarla karakterize bir hastalıktır. Atopi, IgE yapımında artış ve bu antikorların rol oynadığı allerjik rinit, allerjik konjunktivit, atopik dermatit ve allerjik astıma eğilim ile karakterize genetik bir bozukluktur. -



Lezyonların kişisel ve ailesel atopi hikayesiyle birlikte olması, geç yaşlarda başlaması ve IgE seviyelerinin yüksek olması atopik dermatitte kötü prognozu gösterir.



Atopik dermatit 3’e ayrılır. 1. İnfantil dönem atopik dermatit, 2 ay-2 yaş arası bebeklerde görülür. Özellikle yüzün 1/3 dış kısmını alın ve çeneyi tutar. Vücudun extansör yüzlerinde yerleşir. Kaşıntı vardır. Sekonder bakteriel enfeksiyonlara sık rastlanır. 18 ayda kendiliğinden iyileşir. 2. Çocukluk çağı atopik dermatit, 2-12 yaş arası çocuklarda görülür. Kronik likenifiye lezyonlarla seyreder. Vücudun flexör yüzlerini tutar. Özellikle antekübital ve popliteal fossa ile derinin kıvrım bölgelerini tutar. 3. Erişkin dönem atopik dermatit, kronik likenifiye lezyonlarla karakterize, özellikle antekübital ve popliteal fossayı, yüzde periorbital bölgeyi tutar. Katarakt sık görülür. Doğru cevap: C 106.Aşağıdakilerden hangisi atopik dermatit teşhisinde kullanılan majör kriterlerden değildir? A) Total IgE düzeyi B) Kaşıntı C) Tekrarlayan dermatit D) Lezyonların yaşa uygun tipik morfolojik dağılımı E) Ailevi atopi öyküsü Atopik dermatit tanısı için Hanifin-Lobitz Rajka kriterleri kullanılır...... Majör ve minör kriterlerdir. 3 majör ve 3 minör bulgu olması ve bunların en az 6 hafta sürmesi durumunda atopik dermatit tanısı konur.



Minör kriterler, kserozis (deri kuruluğu), keratozis pilaris (yolunmuş tavuk derisi görünümü), pitriazis alba, beyaz dermografizm, Dennie-Morgan çizgileri, terlemede artma, gıda ve yün intoleransı, IgE artışı, keilitis (dudak ve burun çatlaması), tekrarlayan konjonktivit, anterior subkapsüler katarakt ve keratokonustur. Doğru cevap: A 107.Kontakt dermatitin karakteristik histopatolojik özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Papül B) Tüberkül C) Papillomatozis D) Spongiozis E) Hipergranüloz ATOPİK EGZEMA TANI KRİTERLERİ Deride kaşıntı ve aşağıdakilerden en az üçü tanı için gereklidir • Kıvrım yerlerinde kaşıntı öyküsü (yanak ise patella E) Scheuerman -*• vertebra Etyolojisi bilimeyen nedenlerle gelişen avasküler (aseptik) nekrozlara osteokondrozlar denir. Bunlardan en sık görüleni Perthes hastalığıdır. O steo ko n d ro zlar:



DKÇ oluşmasını önlemek için yapılacak en önemli girişim kundağın önlenmesidir____ İD: 13i 059



-



Legg-Calve -Perthes



-



Freiberg -> 2.metatars başı



-



Köhler -> naviküler kemik



-



Osgood-schlatter -> tuberositas tibia



-



Sever -> kalkaneus



I. Talonaviküler



-



Scheuerman -> vertebra



II. Talokalkaneal III. Kalkaneokuboid



-



Johanson-Larsen -> patella



-



Panner -> kapitulum humeri



Doğru cevap: A 57. Triple artrodez içinde aşağıdaki hangileri füzyon yapılır?



yeri



Legg-calve-perthes —>femur başı Freiberg —+ 2. metatars başı



C) Köhler



6-12 yaş arası: Üçlü osteotomi yapılır.



Artrodez: Kalça çıkığı tek taraflıysa ve belde ağrıya neden olabilecek başka bir patoloji yoksa yapılır.



D) ll-lll-IV E) l-ll-lll-IV



Doğru cevap: C



A)







B) l-ll-lll



Yüksekten atlama sonucu en sık görülen kırıklar kalkaneus, talus ve kafa kaidesi kırıklarıdır ve paraşütle atlayanlarda sık görülür.



1,5-6 yaş arası: İliak osteotomi (şalter ameliyatı) yapılır.



12 yaş üstünde, cerrahi girişim tedaviden çok ağrıya yöneliktir.



-



IV. Kafa kaidesi



DKÇ tedavisi doğumdan hemen sonra başlar teşhis ve tedavi ne kadar erken olursa prognoz o kadar iyidir. Çocuk yürlimeden önceki yöntemler konservatif yürüdükten sonrakiler ise (18 ay üstünde) cerrahidir.



eklemlerden



IV. Kuneokuboid



femur başı



Kienbock -> luzatum



V. Talocrural A) l-ll-lll C) l-ll-V



B) l-ll-V D) l-lll-IV



-



Preiser -> skafoid



Doğru cevap: C



E) lll-IV-V Triple artrodez çeşitli faktörlerle meydana gelen pes equinovarusta uygulanır. Bu işlemle talus-kalkaneus, talus-navikuler kemik ve kalkaneus-cuboid arasında füzyon yapılır. Doğru cevap: A



60.



L e g g -C a lv e -P e rth e s h as ta lığ ın d a p ro g n o zu e tk ile ­ yen en ö nem li fa k tö r h an g isid ir?



Hastalığın başlama yaşı B) Femur başının tutulum miktarı



A)



C)



Riskli baş bulgusu



D) Kalça hareket kısıtlığı E) Hiçbiri



Travmatik kalça çıkığı;



1. Hastalığın başlama yaşı. En çok kabul gören prognostik faktör budur. En çok 4-8 yaşlar arasında görülür. Prognoz genelde iyi, daha ileriki yaşlarda başlarsa prognoz kötüdür.



a) Arkaya çıkık %65



2. Femur başının tutulum miktarı



b) Öne çıkıklar %15



3. Riskli baş bulgusu



c) Asetabulumun santral çıkığı



4. Kalça hareket kısıtlığı



2. Arkaya aşağı



Arkaya çıkıklar indirekt mekanizmalar sonucu meydana gelir.



5. Cinsiyet Doğru cevap: A 61. Aşağıdakilerden hangisi belirtilerden değildir?



1. Arkaya-yukarı en sık görülen tip



omuz



çıkığındaki



Hasta sedyede geldiğinden teşhiş koymak kolaydır. Çünkü o bacağını kalçadan fleksiyon, Adduksiyon ve iç rotasyonda tutar. Doğru cevap: D



A) Apolet belirtisi B) Omuz hareketlerinin ağrılı olması C) Çıkık kolun uzamış gibi görünmesi D ) Çoğu anterior’dur E) Klaviküler bölgede bastırmakla krepitasyon alınması - Daha çok indirekt mekanizmalar ile kol extansiyon ve abdüksiyondayken açık el üzerine düşme sonucu tüm omuz çıkıklarının % 97 oluşturan anterior omuz çıkığı meydana gelir. -



Akut ve taze vakalarda eklem bölgesi ve omuz hareketi çok ağrılı ve kısıtlıdır.



-



Kol uzamış gibidir.



-



Omuz yumuşaklığı kaybolmuştur ve daha dik açılı bir görünüm almıştır. (Apolet belirtisi)



-



64. Geçici komplet paraliziye yol açan sinir iletiminde fizyolojik kesilmeyle karekterize periferik sinir lezyonuna ne isim verilir? A) Nörotmesis B) Aksonotmezis C) VVallerian dejenerasyon D) Nöropraksi E) Aksonal dejenerasyon N öropraksi; Künt travma, kompresyon veya sinirin gerilmesine bağlı geçici bir iletim bozukluğudur. Ortalama 3-4 haftada kendiliğinden düzelir. Komplet ve inkomplet olabilir. Doğru cevap: D



Humerus başı anterior çıkıkta öndedir 65. Aşağıdakilerden hangisi çocuk kemiğinin özelliği değildir?



Doğru cevap: E 62. Perthes hastalığı hangisi yanlıştır?



hakkında



aşağıdakilerden



A) 4-8 yaşta pik yapar B) % 10 vakada tutulum bilateraldir C) ilk belirtisi ağrıdır D) Trendelenburg yürüyüşü görülebilir. E) Yaşın ileri olması iyi prognostiktir Doğru cevap: E 63. Travmatik kalça dislokasyonunda (posterior) hasta kalçalarını hangi pozisyonda tutar? A) Ekstansiyon, internal rotasyon, addüksiyon B) Ekstansiyon, ekternal rotasyon, abdüksiyon C) Fleksiyon, internal rotasyon, abdüksiyon D) Fleksiyon, internal rotasyon, addüksiyon E) Fleksiyon, eksternal rotasyon, abdüksiyon



A) Remodelling olması B) Kaynamanın daha hızlı olması C) Elastik olması D) İyileşmenin daha hızlı olması E) Periostun kemiğe sıkı yapışması 1. Çocukların uzun kemikleri epifiz, metafiz ve diafızden meydana gelir. 2. Periost, çocuklarda erişkinlere göre daha kalın olup daha hızlı kemik yapım özelliğe sahiptir dolayısı ile kısa sürede iyileşir. 3. Havers kanallarının geniş olması ve kalsiyum moleküllerinin ufak yapısı nedeni ile çocuk kemikleri daha esnektir. 4. Eğilip bükülmeye daha fazla dayanıklıdır. Erişkinde ayrılmış kırık yapan güçler çocuklarda torus ve yeşil ağaç kırığı yapar, çocukta parçalı ve kompakt kırık iyileşmesinde epifiz kırık damarlanmasını değiştirerek kemik uzamasını artırır. 5. Walt kanunun uyarınca: hareket yönünde 20250’lik açılanma düzelir.



ORTOPEDİ



Prognozu etkileyen faktörler:



270



ORTOPEDİ



6. Çocukta rotasyon deformitesi düzelmez



Buna Thurstan Holland Beln tipi denir.



7. Epifiz kırıkları sonucu eklemlerde açısal deformite gelişir, (genu-varum, valgum gibi)



III- Kırık çizgisi, fizis hattının bir kısmını ve epifizi geçer. Eklem içi kırığıdır. Nadirdir.



8. Çocukta pseudo artroza sık rastlanmaz



IV- Kırık çizgisi, epifiz, fizis hattı ve metafizi geçer. Eklem içi kırığıdır.



9. Zamanında yeterli redüksiyon yapılmazsa malunion ortaya çıkar. Doğru cevap: E



V- Fizis çizgisi, kompresyon kırığıdır. Büyüme ve gelişme kusurlarına yol açar. Doğru cevap: B



66. Aşağıdakilerden hangisi lateral meniskus yırtığı tanısında en deâerlidir? A) FM B) Anamnez C) Artrografi D) Artroskopi E) Artrotomi



69. Elli beş yaşında bayan hastanın uzun süredir romatoid artriti mevcuttur. Hasta ağrı ve sağ bileğinde belirgin hareket kısıtlılığı şikayeti ile başvuruyor. Hastanın bileğinde belirgin şişlik ve ellerinde romatoid deformiteler mevcut, fakat parmaklarının hareketi ve gücü tam hastaya uygulanacak dorsal bilek synovektomi için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?



Menisküs yırtığı tanısında;



A) Eklem fleksibilitesini azaltır



Detaylı hikaye, FM, ile tecrübeli ortopedist bile tanıyı her zaman kolayca koyamaz.



C) Eklem replasmanı sağlar



Ayrıca direkt grafi, çift kontrast Artrografi, MR ve BT kulla­ nılabilir. Fakat MRI ile menisküs yırtığı tanısı daha değerlidir. Diagnostik diz artroskopisi artık yapılmamaktadır.



E) Tendon destrüksiyonunu önler



B) Ağrıyı gidermez



Doğru cevap: E 67. Hangisi radius distal uç kırığı değildir? A) Colles C) Şoför kırığı



B) Barton D) Smith E) Galeazzi



Colles kırığı; radius distal uç 2 cm.lik mesafe içerisinde eklemi ilgilendirmeyen dorsale açılanmalı, dorsale ve radiale deplasmanlı bir kırıktır. Smith kırığı radius ucunun voler açılanmak ve deplasmanlı kırığıdır. Borton kırığı ise radius distal ucunun eklemi ilgilendiren kırığı ve bileğin kırık fragmanla birlikte çıkığıdır. Şoför kırığı, radioskafoid eklemi ve radius stiloidini içine alan, önemli dorsal angulasyon ve kısalık gösteren radius distal uç kırığıdır. Galeazzi radius orta kısım kırığı, distal radioulnar eklem çıkığıdır. Doğru cevap: E



D) Hareket kısıtlılığına etkisi olmaz



Synovektomi romatoid artritin erken dönemlerinde ağrıyı gidermek için uygulanır. Dejenere sinovial membranının uzaklaştırılması yoluyla inflamatuar olay yavaşlar. Böylece tendon ve eklem destrüksiyonu önlenerek hareket kısıtlılığı ortadan kalkar ve eklem replasmanına gerek kalmaz. Doğru cevap: E 70. Üç aylık DKÇ’li bir bebekte aşağıdaki belirti-lerden hangisi bulunmaz? A) Trendelenburg belirtisi



B) Pili asimetrisi



C) Allis belirtisi



D) Barlovv belirtisi E) Ortoloni belirtisi



Normal olarak çocuklar 10-12 aylıktan itibaren yürümeye başlar. DKÇ’li hastanın yürümesi gecikir. (En fazla 3-5 ay) Çocuk yürümeye başlayınca aile anormal yürüyorsa takip eder. Bu trendelenburg topallığıdır Doğru cevap: A



68. Şalter Harris sınıflamasına göre hangi tip fizis kırığı en sık görülür? A) I



B) II



C) III



D) IV



E) V Şalter Harris sınıflaması 5 tiptir. I- Kırık çizgisel fizis hattını boydan boya katederek, epifiz metafizden ayrılmıştır. II- En sık görülen tiptir. Epifiz fizis hattı boyunca ayrılmış ve metafizden üçgen biçiminde parça kopmuştur.



71. Hangi kırıklarda semptomatik tedavi daha sık kullanılır? A) Klavikula ve humerus C) Femur ve tibia



B) Humerus ve radius D) Skapula ve klavikula



E) Radius ve ulna Klavikula kırıklarında, yetişkinlerde 8 bandaj, çocuklarda immobilizasyon ile semptomatik tedavi edilebilir. Ayakta hastalarda basit bir boyun askısı ile omuz immobil hale getirilir. Doğru cevap: D



72. Aşağıdakilerden hangisi açık gerektiren kırıklardan değildir?



redüksiyon



Tedavi basamağı şöyle özetlenebilir 1. Debritman



A) Lateral kondil kırığı B) Monteggia kırığı



2. Kırık redüksiyonu 3. Yara kapatılması



C) Torus (buckle) kırıkları



4. External tespit



D) Şalter tip 3-4 epifiz kırığı E) Tibial eminens kırığı



5. Enfeksiyon proflaksisi



Açık redüksiyon gereken durumlar şunlardır:



A. Yaradan hemen kültür alınıp antibiyotik başlan­ ması



-



İntraartiküler kırıklar



-



Avülsiyon kırıkları



B. Taze yaralanmalarda kristalize penisilin kullanılır



Multipl kırık



C. Sefalosporin-Aminoglikozid



-



Patolojik kırık



D. Tetanoz proflaksisi unutulmamalıdır.



-



Şalter Harris tip 3-4 kırıkları



-



Ana damar yaralanmaları olan kırıklar



-



Nonunion, delayed union



-



Açık kırıklar



-



Kapalı redükte edilemeyen kırıklar



Açık kırık tedavisinde prensip kontamine yarayı temiz hale getirmektir. Kontamine yara 8-10 saat sonra enfekte kabul edilir. Gerekli yara bakımı ve debritmandan sonra açık bırakılmalı ve 4-6 gün sonra kapatılmalıdır. Ateşli silah yaralanmalarında ise kapatılmaz sekonder iyileşmeye bırakılır.



Cerrahi gerektiren kırıklar: Doğru cevap: D Deplase humerus lateral kondil kırığı -



Deplase humerus medial epikondil kırığı



-



Deplase olekranon kırığı



74.



Aşağıdakilerden hangisi karpal tünel sendromu için söylenemez? A) EMG bulguları pozitiftir



Monteggia kırıklı çıkığı



B) Tinnel belirtisi vardır



-



Galeazzi kırıklı çıkığı



-



Femur boyun kırığı



C) Tenar kaslarda atrofi vardır D ) Hipotenar kaslarda atrofi vardır



-



İntertrokanterik kırıklar



E) Gece ağrısı vardır



-



Subtrokanterik kırıklar



-



Deplase patella kırıkları



Karpal tünel sendromu tranvers karpal bağın altından geçen median sinirin, kompresyonu sonucu gelişen nöropatidir.



Tibial eminens kırığı



Hastalar,



Doğru cevap: C



-



Gece uyandıran ağrı, parmaklarda karıncalanma, hissizlik yakınmaları ile başvurular



73. Açık kırık tedavisinde hangisi yanlıştır?



-



Küçük parmaklar genelde olaya karışmaz



-



Ağrı kola omuza kadar yayılabilir



-



Median sinirinin innerve ettiği tenar bölgede atrofi vardır.



-



Tinnel testi (+)’tir. Bilek volar tarafına perküte edilirse hasta elde parestezi meydana gelir.)



-



Phalen testi (+)



-



Turnike testi pozitiftir



-



Tanıda EMG ve MR faydalıdır



A) İlk 8 saatte gelen olgularda açık kırık kapalı kırık haline getirilir B) 8 saati geçmiş kırıklarda yara açık bırakılır C) İlk 8 saatte gelen olgularda kırık uçlarının karşı karşıya getiremiyorsak iskelet traksiyonuna başvururuz D ) 8 saati geçmiş kırıklarda yara tuvaleti yapılır, bunu takiben kırık kapalı kırık haline getirilir E) Antibiyotik uygulaması ve tetanoz proflaksisi mutlaka yapılmalıdır. Açık kırık ne kadar basit görülürse görünsün tümü kontamine kabul edilir. Açık kırıkların tedavisi acildir. Hastanın genel durumu izin verir vermez cerrahi yardıma başlanmalıdır.



Doğru cevap: D



27 2



75. Aşağıdakilerden hangisi ayrılmış femur boyun kırıklarında görülen fizik muayene bulgusudur? A)



xternal rotasyon, addüksiyon, kısalık



ORTOPEDİ



B) xternal rotasyon, abdüksiyon, kısalık C) External rotasyon, kısalık D) nternal rotasyon, kısalık E) internal rotasyon, abdüksiyon, kısalık A) Ayrılmamış kırıkta-kalça bölgesinde ağrı vardır, ağrı dizin iç kısmına doğru yayılır. Topuktan ve büyük trokanterden vurulursa kalçada ağrı uyandırır. Kalça hareketi ağrılıdır



-



Hemorajik



-



Gazlı gangren



-



Delirium



-



Suddeck atrofisi



-



Kırık ateşi



Kırığın geç komplikasyonları



B) Ayrılmış kırıkta ise, abdüksiyon ve external rotasyondadır. Kaymanın derecesine göre kısalık saptanır. Kalça hareketi ağrılıdır ve hasta yürüyemez.



-



Nonunion, delayed union



-



Malunion



-



Avasküler nekroz



-



Travmatik osteoartrit



-



Myozitis ossifikans



-



Büyüme kusurları



Doğru cevap: A



Eklem sertliği



76. Aşağıdakilerden hangisi “rotator cuff’ içinde ver almaz? A) Teres minör C) Supra spinatus



KIRIK KOMPLİKASYONLARI -



B) Teres majör D) infraspinatus E) Subcapularis



Rotator cuff’u oluşturan yapılar 1. M. Supra spinatus 2. M. Infra sipinatus 3. M. Teres minör



-



4. M. Subscapularis Bu kirişlerin yaralanması, omuz bölgesi ağrılarının nedenidir. Omuz eklemi abduksiyonu sonucu m. suprasipinatus, kirişi akromiona sürtülür. Bursa subacromialis sayesinde bu sürtünme en aza indirilir.



İD: 13i 064



Doğru cevap: E



Doğru cevap: B 77. Aşağıdakilerden değildir?



Kırığın erken komplikasyonları • Osteomyelit • Sinir -damar yaralanmaları • Tetanoz • Yağ embolisi • Kompartman sendromu • Hemorajik • Gazlı gangren • Delirium • Suddeck atrofisi • Kırık ateşi Kırığın geç komplikasyonları • Nonunion, delayed union • Malunion • Avasküler nekroz • Travmatik osteoartrit • Myozitis ossifikans • Büyüme kusurları • Eklem sertliği



hangisi



A) Gazlı gangren



kırık



komplikasyonu



78.



Adolesanda görülen kifoz türüne ne ad verilir? A)



Perthes



B) Köhler



C)



Blount



D) Scheuermann E) Osgood-Schlatter



B) Tetanoz C) Suddeck atrofisi D) Myozitis ossifikans E) Dupuytren kontraktürü Kırığın erken komplikasyonları



Alt torasik ve nadiren üst lomber vertebraların fikse kifotik deformiteleri kızlarda fazladır. 13-17 yaşlar arası ortaya çıkar. Servikal ve lomber lordoz aşırıdır. Öne kamalaşma izlenir Disk kenarlarında düzensizlik ve disk mesafesinde daralma görülür.



-



Osteomyelit



-



Sinir -damar yaralanmaları



-



Tetanoz



-



Yağ embolisi



Bazen vertebrada spongioz kemiğin içine disk prolapsusundan dolayı, çevresi hafif sklerotik girintiler görülür. (Schmorl nodulü).



-



Kompartıman sendromu



Doğru cevap: D



hangisi



luksasyon



belirtisi



A) Ağrı



B) Krepitasyon



C) Deformasyon



D) Elastiki fiksasyon



E) Ekstremite uzunluk farkı Luksasyon eklem yüzlerinin kısmen temasta olmasıdır. Krepitasyon daha çok kırıklarda görülür.



haftada düzelir. Oluşmasını önlemek için en önemli önlem kırığın en kısa sürede immobilize edilmesidir. Doğru cevap: E 81. Bir hastada anstabil, ağrısız ve şiş bir ayak bileği eklemi gördüğünüzde aşağıdakilerden hangisi muhtemel bir sebep değildir? A) Diabetes mellitus



Doğru cevap: B 80. Yağ embolisi sendromu hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) En önemli kriter arteriel 0 2 basıncının 60 mmHg’nin altında olmasıdır. B) Bir tür akut respiratuar distress sendromudur C) Genellikle kırık oluştuktan 24-72 saat sonra ortaya çıkar D) En sık uzun kemik kırıkları sonrası gelişir E) Tedavisinde en önemli ajan hipolipidemik ajanlardır. Uzun kemik kırıkları veya majör travmadan sonra dolaşımda yağ embolilerinin bulunmasına yağ embolisi bunun klinik belirtiler vermesinede yağ embolisi sendromu denir. 3 klinik formda ortaya çıkabilir. Subklinik: Sadece Pa02 değeri 60 mmHg’nin altında-dır. Klinik: Tipik olan şekildir ve travmadan 24-72 saat sonra ortaya çıkar.



B) Tabes dorsalis C) Myelomeningosel D) Syringomyeli E) Konjenital ağrıya duyarsızlık sendromu Nöropatik artrit veya Charcot eklemi, bir eklemin sensoryal innervasyonunda bozukluğa bağlı olarak gelişen, osteoartritin çok ileri bir durumudur. Sebepleri diabet, tabes dorsalis (tüm alt extremiteyi tutabilir), Syringomyeli (üst ekstremiteyi tutar), Hansen Hastalığı (üst ekstremitedeki nöropatik eklemlerin etyolojisinde ikinci sırayı alır), Myelomeningosel ve konjenital ağrıya duyarsızlık sendromu (ayak ve ayak bileği) olarak sıralanabilir. Tipik olarak yaşlı bir hastada, anstabil, şiş ve ağrısız bir eklem şeklinde görülür. Hemartroz ile de karşımıza çıkabilir. Sıklıkla infeksiyon ile karıştırılır. Grafilerde eklemin her iki tarafında ileri derecede destrüktif değişiklikler, fibrözdoku içine “gömülmüş” kaba kemik parçaları ve heterotopik ossifikasyonlar görülür. Tedavi aktivite kısıtlaması ve uygun beslemeye dayanır. Charcot eklemi genellikle total eklem artroplastileri için kontrendikasyon sayılır. Ortopedik implant kullanımı için de aynısı geçerlidir. Doğru cevap: D



Majör bulguları Respiratuar yetm ezlik (PaO255 mmHg) -



Serebral tutulum Peteşial kanamalar



-



82. Vücutta tek tarafında epifiz bulunan uzun kemik aşağıdakilerden hangisidir? A) Radius C) Femur



B) Ulna D) Falanks E) Fibula



Retinal bulgular



Minör bulguları -



Ateş (39-40°C)



-



Taşikardi



-



Karaciğer yetmezliği



-



Oligüri, anüri



-



Anemi, trombositopeni, lökositoz



-



EKG bulguları



Tanı: Yağ globulinleri+1 majör, +4 minör bulgu ile konur Fulminan: Travmadan saatler sonra ortaya çıkar, kliniği çok ağırdır. Yağ embolisi sendromunda en önemli kriter Pa02’nin 60 mmHg ‘nin altında olmasıdır. Tedavi destekleyici tedavidir. Yeterli tedavi verildiğinde genellikle self limitingdir ve 1-2



Baş parmak harici, bütün parmaklarda 3 kemik vardır. Palanks proksimal, medial ve distal kemiklerden oluşur. Falanksların tek tarafında epifiz bulunur. Doğru cevap: D 83. En sık omuz çıkığı hangi bölgeye olmaktadır? A) Anterior C) Inferior omuz çıkığı



B) Posterior D) Superior



E) Ant-superior En sık omuz çıkığı anterior bölge omuz çıkığıdır. (%97), daha çok erkeklerde görülür. Omuz yuvarlaklığı kayıp olup dik açılı bir görünüm almıştır (apolet) belirtisi Humerus başı önde hissedilir



ORTOPEDİ



79. Aşağıdakilerden değildir?



27 4



Ağrılı ve kırıklıdır.



ORTOPEDİ



Rotalon kafa kasları omuzu arkadan desteklediği için çıkıklar %97 ön tarafta oluşur.



Spondilolistezis bir vertebranın alttaki vertebra üzerinde kayarak yer değiştirmesidir. Çoğunlukla öne doğrudur ve patoloji genelde pars interarticularis kısımdadır. Doğru cevap: E



Doğru cevap: A 84. Ewing sarkoması kemiğin en cok hangi bölgesini tutar?



88. Dirsek çıkığı yanlıştır?



için



aşağıdakilerden



hangisi



A) En sık posterior veya posteriomedial çıkar. A) Metafiz C) Diafiz



B) Epifiz



B) En sık görülen sıradadır.



D) Periost E) Kemiğin tüm bölgesini tutabilir



Ewing sarkomu; malign kemik tümörlerinin %5’ini oluşturur. Her kemikte görülebilir ve uzun kemiklerde diafize yerleşir. En sık yerleştiği yerler pelvis kemiği, femur, omuz çevresi kemikleridir. Akut osteomyelitle çok karışır Radyolojik olarak güve yeniği ve periost reaksiyonu görülür. Genellikle soğan kabuğu şeklindedir. Doğru cevap: C



çıkıklar



arasında



üçüncü



C) Myositis ossifikans komplikasyonlardan biridir. D) Dirsek iç yan bağının anterior oblik kısmı stabilitede çok önemlidir. E) Tedavide hemen redükte edilip yaşa göre 4 ve 5 hafta extensionda immobilize edilir. İlk saat içinde başvuran olgular genel anestezi altında traksiyon uygulanarak redükte edilir. Dirsek 90° fleksiyonda uzun kol ateline alınır (3-6 hafta boyunca atelde tutulur. 3 hafta - 3 ay arasındaki gecikmiş olgularda açık redüksiyon yapılır, öne ve yan dirsek kırıkları nadirdir ve açık redüksiyon önerilir. Doğru cevap: E



85. Epifiz kırıkları hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) En sık görülen epifiz kırığı tip 2 epifiz kırığıdır



89. Monteggia kırığı için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?



B) Tip 3 ve 4 epifiz kırıklarında genellikle açık redüksiyon internal fiksasyon gerekir. C) Medial malleol kırığı bir tip 3 epifiz kırığıdır



A) Servikal 2. vertebranın kırığıdır.



D) Tip 2 kırıklarda genellikle yeterlidir.



C) Çocuklarda ön kol distalinde görülen ve acil tedavi gerektiren bir kırıktır.



kapalı redüksiyon



E) En iyi prognozlu epifiz kırığı tip 5 epifiz kırığıdır. Doğru cevap: E 86. Doğumdan itibaren sürekli devam eden DKÇ bulgusu aşağıdakilerden hangisidir? A) Abduksiyon kısıtlılığı C) Ortoloni belirtisi



B) Trendelenburg testi D) Barlovv belirtisi



B) Çocuklarda, pelviste görülen gerektirmeyen bir kırıktır.



ve



tedavi



D) Ulna proksimal bölge kırığı ve radius proksimal uç çıkığıdır. E) Erişkinde, pelviste görülen ve acil tedavisi gereken bir kırıktır. Montegio Kırığı Ulna 1/3 proksimalde kırık ve radius başında çıkıkla karakterizedir. 4 tip vardır. (Bado sınıflaması): 1. Radius başında öne çıkık, onun distalinde öne açılı kırık



E) Pili asimetrisi Kalçalarda abdüksiyon kısıtlığı; abdüktörlerin kontraktür ve gerginliğine bağlı olarak süt çocukluğu döneminde de devam eder.



2. Radius başında arkaya çıkık, distalinde arkaya açılı kırık



Doğru cevap: A



4. Radius başının proksimalinde kırık, öne çıkık; radiusulna 1/3 proksimalinde aynı seviyede kırık, en sık tip I görülür.



87. Spondilolistezis genellikle vertebraların kısımdaki defektten kaynaklanır?



hangi



3. Radius başında lateral çıkık, ulna koronoid çıkığı.



Doğru cevap: D A) Laminar C) Corpus



B) Pedikül D) Faset eklem E) Pars interartikülaris



275



92. Kienböck hastalığı nekrozudur? A) Femur başı C) Naviküler



A) Anornal kemik yapım ve yıkımı vardır B) 10 yaş üzerindeki erkeklerde sıktır C) Osteolitik ve osteosklerotik olarak 2 evresi vardır D) Genellikle hastalık çok sayıda ( poliostatik) kemiği tutar E) %50 vakada osteosarkom gelişir. Nedeni bilinmeyen anormal kemik yıkım ve yapımı sonucu ilerleyici deformite ve genişleme ile karakterize bir hastalıktır. İki evresi vardır: -



-



-



Osteolitik: Kemik yıkımı hızlanmıştır. Kemik genişler, zayıflar sünger gibi olur ve eğrilir. Eğrilen kemiklerin konkav tarafında inkomplet patolojik kırıklar görülür. Osteosklerotik: Kemik yapımı hızlanmıştır. Genişleyen kemikler sertleşir ve skleroze olur. Sklerotik kemikler kolay kırılır. Hem periostal hemde endosteal yeni kemik yapımı olduğundan medulla daralır. Klinik: 10 yaş üzerinde erkeklerde sıktır. Genelde poliostatiktir. Tutulan kemikte sinsi ağrı başlar daha sonra artar ve devamlı olur. En sık tibia ,femur, pelvis, vertebralar ve kafatasında yerleşir. Vertebrada olunca kifoza yol açar, femur ve tibiada deformitelere neden olur. Kafada yerleşenler kafayı genişletir, yüz küçük kalır. Şapka numarası artar. Patolojik kırıklar ve işitme bozukluklarına yol açabilir %1 vakada sekonder osteosarkom gelişir.



-



Radyoloji: Osteolitik evrede genişleme, osteoporoz, bal peteği görünümü vardır. Kafa kemiklerinde atılmış pamuk manzarası vardır. Osteosklerotik evrede kemik dansitesi artmıştır, kortikal translusen çizgiler( inkomplet kırık ) görülür. Medulla daralmıştır.



-



Lab: Serum alkalen fosfatazı oldukça artmıştır.



-



Tedavi: Kalsitonin, bifosfonatlar ve D vitamini kullanılır.



hangisinin



aseptik



B) Metatars D) Kalkeneus E) Os lunatum



Legg-Calve Perthes-Femur başı, Osgood-Schlattertuberositas tibia, Sever-calcaneum, Kienböck-lunatum, Köhler naviküler kemiğin ve Preiser carpal scaphoid kemiğin aseptik nekrozudur. Doğru cevap: E 93. Paget hastalığı zemininden hangi malign tümör sıklıkla gelişir? A) Kondrosarkom C) Osteosarkom



B) Anjiosarkom



D) Fibrosarkom E) Giant-cell tümör



Sekonder osteosarkom daha çok paget hastalığı zemininden gelişir. Tüm özellikleri klasik osteosarkom gibidir. Osteosarkom en sık görülen primer malign kemik tümörüdür. OSTEOKONDROZLAR Etyolojisi bilimeyen nedenlerle gelişen avasküler (aseptik) nekrozlara osteokondrozlar denir. Bunlardan en sık görüleni Perthes hastalığıdır. Osteokondrozlar: • Legg-Calve -Perthes -» femur başı • Freiberg-» 2.metatars başı • Köhler-» naviküler kemik • Osgood-schlatter—►tuberositas tibia • Sever-» kalkaneus • Scheuerman-» vertebra • Johanson-Larsen-> patella • Panner-» kapitulum humeri • Kienböck-» luzatum • Preiser-» skafioid İD: 13i 066



Doğru cevap: E



Doğru cevap: C



91. Palmar aponevrozun kontraktür ve hipertrofisi sonucu özellikle IV. ve V. parmaklarda fleksiyon kontraktürü oluşmasına ne ad verilir?



94. Osteopetrozis hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



A) Carpal tünel sendromu



A) Otozomal resesif geçişlidir B) Uzun kemiklerde medulla kaybolmuştur



B) Volkman kontraktürü



C) intramembranöz kemikleşme normaldir.



C) Dupuytren kontraktürü



D) Kranial sinir arazları görülür



D) Peyronie hastalığı E) De Ouervain hastalığı De Oeurvain hastalığı baş parmak ekstensör kılıfının daralmasıdır. Dupuytren palmar fasyada %50 oranında bilateral, yavaş ilerleyen fleksiyon kontraksiyonu gelişmesidir. Özellikle elin 4.-5. parmakların da kontraktür vardır. Penil fibromatozise Peyronie hastalığı denilir Doğru cevap: C



-



-



E) Kırık iyileşmesi normaldir. Osteopetrozis=mermer kemik hastalığı= Albers schönberg hastalığı: otozomal resesif geçişli tüm kemiklerde aşırı sert ve dens yapı ile karakterize bir kemik hastalığıdır. Kalsifiye kıkırdağın ve oluşan primitif kemiğin rezorbsiyonu yani hem enkondral hem intramembranöz kemikleşme bozuktur.



ORTOPEDİ



90. Paget hastalığı (osteitis deformans) hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



276



ORTOPEDİ



-



Klinik: Kemikler serttir ve kolay kırılır. Kranial sinir kanal ve foramenlerinin daralmasına bağlı kraniel sinir arazları görülür. Kemiklerde medulla daralmış yada kaybolmuştur. Bunun sonucu aplastik anemi, hepatosplenomegali görülür. Hastalar genellikle anemi ve enfeksiyondan kaybedilir.



hastalığın ilk bulgusu olabileceği için tanınması önemlidir, artropati genellikle altta yatan patolojinin düzeltilmesiyle ortadan kalkabilir. Doğru cevap: B 97. Radyoterapi veya radyasyona maruz kalma sonucu en sık görülen yumuşak doku tümörü hangisidir?



Doğru cevap: C 95. Evving sarkomunun radyolojik olarak en sık karıştığı durum aşağıdakilerden hangisidir?



A) Sinovial sarkom C) Fibrosarkom



A) Fibrosarkom B) Kondrosarkom C) Metastatik lezyon D) Osteolitik osteojenik sarkom E) Osteomyelit Evving Sarkomu: Çocuklarda görülür.10- 20. yaşlarda sıktır. Uzun kemik diafizini sever. Damar endoteli veya kemik iliği menşeyli olduğu öne sürülmektedir. Radyolojik olarak güve yeniği tarzında diffüz kemik tutulumu vardır.



B) Leiomyosarkom



D) Malign fibröz histiositom E) Rabdomyosarkom



Sinovial sarkom tipik olarak bifazik pattern gösterir. 15-35 yaş arası daha sıktır. Radyoterapi sonrası en sık görülen yumuşak doku sarkomu Malign fibröz histiositomdur. MFH aynı zamanda en sık görülen yumuşak doku Malign tümörüdür. Erişkinde en sık görülen yumuşak doku tümörü bir benign tümörü olan Lipomdur. Doğru cevap: D 98. Aşağıdaki eşleştirmelerden hangisi yanlıştır?



Soğan zarı tipik görümü vardır. Ayırıcı tanıda osteomyelit ve osteojenik sarkom gözönüne alınmalıdır. 18. OSTEOPETROZİS -



Osteopetrozis=mermer kemik hastalığı= Albers schönberg hastalığı: otozomal resesif geçişli tüm kemiklerde aşırı sert ve dens yapı ile karakterize bir kemik hastalığıdır. - Kalsifiye kıkırdağın ve oluşan primitif kemiğin rezorbsiyonu yani hem enkondral hem intramembranöz kemikleşme bozuktur. - Klinik: Kemikler serttir ve kolay kırılır. Kranial sinir kanal ve foramenlerinin daralmasına bağlı kraniel sinir arazları görülür. Kemiklerde medulla daralmış yada kaybolmuştur. Bunun sonucu aplastik anemi, hepatosplenomegali görülür. Hastalar genellikle anemi ve enfeksiyondan kaybedilir. İD: 13i 069



A) Ekstremiteyi hareketsiz hale getiren koruyucu spazm —> psödoparalizi B) Axis’in pedikül kırığı (C2 vertebra) —> Jefferson kırığı C) Enfektif bölgeyi saran kemikte relatif opasite - sekestrum C2 vertebranın (axis) pedikül kırığı Hangman kırığı olarak adlandırılır. Bu bir tür travmatik spondilolistezisdir. Boyun hiperekstansiyonu sonucu oluşur. C, Jefferson kırığıdır. Doğru cevap: B



Doğru cevap: E 96. Hipertrofik osteoartropati en sık hangi hastalıkla birlikte görülür? A) Plevral mezotelyoma B) Bronkojenik karsinom C) Kalp hastalığı



99. Aşağıdakilerden hangis patolojik devresi değildir?



Hipertrofik osteoartropati sebebi bilinmeyen bir bozukluk olup tübüler kemiklerde periostal inflamasyon, komşu eklemlerde artrit ve yeni kemik oluşumu ile karakterizedir. Parmaklarda Clubbing sık görülen manifestasyondur. En sık bronkojenik karsinomlarda görülür. Plevral mezotelyoma, pulmoner metastazlar, Hodgkin gibi intratorasik tümörlerde, kronik akciğer hastalıklarında, ve kronik karaciğer hastalıklarında görülür. Sadece clubbing görülüp uzun kemiklerde yeni kemik oluşumu ve artrit olmadığı durumları ise siyanotik kalp hastalıkları infektif endokardit, ülseratif kolit, Crohn, kolon veya ösefagusun karsinomlarında bulunabilir. Hipertrofik osteoartropati bazen ciddi bir



hastalığının



A) Sinovitis



B) Aseptik nekroz



C) Osteokondrozis



D) Rezorbsiyon



D) Infektif endokardit E) Ülseratif kolit



Pertes



E) Fragmantasyon Pertes hastalığına, Coxa plana da denir. Femur başı primer veya sekonder ossifikasyon merkezinin aseptik nekrozu sonucu gelişir. Patolojik olarak 4 evresi vardır. 1. Başlangıç (=sinovit) dönemi 2. Aseptik nekroz dönemi 3. Rezorbsiyon-rejenerasyon, dönemi 4. Tamir safhası



fragmantasyon



Doğru cevap: C 100.Omuz çıkıklarında en cok hangi sinir yaralanır? A) Aksiller



B) Ulnar



C) Radial



D) Median E) Muskulokutaneus



Aksiller sinir C5-C6'dan kaynaklanır. Deltoid adelesini innerve eder. Duyu bölgesi deltoid kası üzerindedir. Aksiller sinir lezyonunda omuzun normal yuvarlak hatları kaybolur. Lateral tarafı düzleşir. Aksiller sinir en çok omuz kırık ve çıkıklarından sonra yaralanır. Muayenesinde omuz hareketleri ve deltoid üzeri bölgede duyu muayenesi yapılır. Doğru cevap: A 101.Bel kemiği, kalça ve diz eklemini tutarak eklemleri tahrip eden ve Heberden nodüllerinin görüldüğü hastalık hangisidir? A) Osteoartrit



B) Villonodüler sinovit



C) Gut artriti



D) Romatoid artrit



bağlı soğan zarı görünümü vardır. Mikroskobik olarak sitoplazmada PAS pozitif granül içeren hücreler görülür. Bu hücreler nöroblastom, VVİlms, lenfoma ve rabdomyosarkom gibi yuvarlak mavi hücreli tümörler ile karışır. 11 ve 22. kromozomlarda resiprokal translokasyon gösterilmelidir. Klinik olarak lokal ağrı, duyarlılık ve ateş ile osteomyeliti taklit eder. Tümör hızlı büyüyerek akciğer ve beyne metastaz yapar. 5 yıllık survey %75 tir. Doğru cevap: C 103.Osteojenik sarkomun en sık görüldüğü bölge aşağıdakilerden hangisidir? A) Vertebralar B) Yassı kemikler C) Uzun kemiklerin diafizleri D) Uzun kemiklerin metafizer bölgeleri E) Uzun kemiklerin epifizleri En sık görülen primer malign kemik tümörüdür. 2. dekadda maksimum büyüme potansiyelinin olduğu yaşlarda sık görülür. Uzun kemik metafizinde başlar. Distal femur, proximal tibia ve humerus en sık görülen yerleşim bölgeleridir. En önemli laboratuvar bulgusu alkalen fostataz artışıdır. Çoğunlukla intramedüller yerleşim gösterir. Doğru cevap: D 104.Kondrosarkom için hangisi yanlıştır?



E) Lyme hastalığı A) Büyümesi osteosarkomdan yavaştır Romatoid artrit snovia membranlarını etkilerken osteoartrit eklem kıkırdağını tahrip eder. Osteoartrit monoartiküler veya poliartiküler olabilir, ancak tipik olarak bel kemiği ve ekstremitelerde görülür. Distal interfalangeal eklemlerde oluşan osteofitler Heberden nodülleri olarak bilinir. Artritin en sık görülen şekli osteoartrittir. Sızlayıcı ağrı, sertlik ve en fazla sabah kalkıldığında görülen hareket kısıtlılığı vardır. Tanı eklem aralığında daralma ve karakteristik osteofitlerin radyolojik olarak gösterilmesi ile olur. Lyme hastalığı lxoides dommini kenesi ile insanlara aktarılan Borrelia burgdorferi spiroketi ile oluşur. Isırdığı yerde eritema kronikum migrans oluşturur ve oligoartrit yapar. Sonra poliartrit ve eklem kısıtlılığı gelişir. Doğru cevap: A 102.On yaşındaki bir çocukta bacakta lokal ağrı, duyarlılık ve ateş şikayeti ile radyolojik soğan zarı görünümü, çevre dokuya yayılım varsa en muhtemel tanı hangisidir? A) Osteosarkomu C) Ewing sarkom



B) Multipl myelom D) Lenfoma E) Nöroblastom



Ewing sarkomu 10-15 yaş arasında daha çok uzun kemiklerde, ayrıca orbita, yumuşak doku, meninks gibi beklenmeyen yerlerde de rastlanabilen bir tümördür. Medüller kavitede ve sıklıkla metafizde oluşur. Radyolojik olarak kemik şaftı etrafında yeni kemik oluşumuna



B) Enkondromdan gelişebilir C) En sık pelvis ve femurda görülür D) 20-35 yaşta en sıktır E) Lakünada birden çok kondroblast vardır Kondrosarkom malign kıkırdak tümörüdür. Büyümeleri daha yavaştır ve bu yüzden prognozu daha iyidir. Osteosarkomdan farklı olarak 35 yaş öncesi nadirdir. En sık pelvis ve uzun kemikler, femur, humerusta görülür. Erkeklerde iki kat fazladır. Çoğu doğrudan malign olarak gelişirsede enkondromlar-dan ve osteokondromdan gelişebilir. Akciğere sık metastaz yapar. Histolojik olarak bir lakünada birden fazla kondroblast bulunur. S-100 ile pozitif boyanır, 8 cm’i aşanlar histolojisine bakmaksızın malign kabul edilir. Doğru cevap: D 105.On beş yaşındaki bir erkekte bacak ağrısı ve şişme vardır. Radyografik incelemede ekstremitede Codman üçgeni görülmekte ise en olası tanı hangisidir? A) Osteokondrom C) Multipl myelom



B) Kondrosarkom D) Osteosarkom E) Osteomyelit



Osteosarkom osteoid ve kemik yapımı ile karekterize oldukça malign bir kemik tümörüdür. Uzun kemiklerin metafizer



ORTOPEDİ



Erkeklerde sıktır, %80’i 4-9 yaşta başlar, Sinovit döneminde ağrı ve topallama, aseptik nekroz döneminde ağrı ve topallama vardır, ağrıartar. Femur başı nekrozu görülür. Teşhis ve tedavi gecikirse femur başında irreversible değişiklikler olur.



ORTOPEDİ



278



uçlarından gelişir. En sık görülen primer malign kemik tümörüdür. 10-20 yaş arası genç erkeklerde daha sıktır. Yaşlılarda Paget zemininden ve radyoterapi sonrası görülür. Radyolojik olarak Codman üçgeni görülür. 5 yıllık survey %5-20 dir. En sık akciğere metastaz yapar. Retinoblastom ve Li-Freumeni sendromu ile sık birliktelik gösterir. Primer osteosarkomların seyri sekonderlerden daha iyidir. Çene veya distal ekstremiteleri tutan, periosteal ve iyi diferensiye intramedüller tiplerinde prognoz en iyidir. K ötü prognoz; Paget’s, radyasyona bağlı olanlar, multifokal, fokal dediferensiye olanlar ve telenjiektatik tip. Yaş ve cinsiyetin prognoza etkisi yoktur. Doğru cevap: D 106. Pes equinovarusta dakilerden hangisidir?



primer



deformite



aşağı-



A) Calcaneusun eversiyonu B) Cuboidin plantar deviasyonu C) M. tibialis posterior’un anormal insersionu D) Naviculer kemiğin normale göre büyüklüğü E) Talusun ön deviasyonu



kısmının



plantar



ve



mediale



Doğru cevap: E 107. En büyük sesamoid kemik hangisidir? A) Femur



B) Tibia



C) Patella



D) Talus E) Navikulare



El ve ayaklarda tendon ya da eklem kapsülüne bağlı ve gömülü olan kemiklere sesamoid kemik denir. En büyük sesamoid kemik patelladır. Doğru cevap: C 108. En büyük arteria nutrisya hangi kemiğindir? A) Femur



Osteopetrozisde anormal yoğunluktaki kemikler oluşur. Otozomal dominant geçişlidir. Osteomyelite sıkça rastlanır. Malignlerde ise mental ve motor retardasyon ile sağırlık gözlenir. Osteoklastlarda asit fosfataz yoktur. Bu yüzden remodelling bozuktur. Bu ise intramembranöz gelişen kemiklerde yoktur. İntramembranöz gelişen kemikler kafatası yassı kemikleri ve klavikuladır CLUB-FOOT (PES EQUINOVARUS) -



Epidemiyoloji: Insidansı 1/1000’dir. Erkeklerde sık görülür.



%50 bilateraldir. Etyoloji: Tam bilinmemektedir. Bazı formları otozomal dominant aecer. İntrauterin malpozisyona bağlı gelişebilir ancak bu pasif olarak düzeltilebilir. Club foot’da etyolojide daha çok yumuşak doku anomalileri suçlanmıştır. - Klinik: Diğer konjenital anomaliler (DKÇ vs.) birlikte görülebilir. Myelomeningosel,serebral palsi gibi nörolojik bozukluklar sonucu gelişebilir. Club foot deformitesinin 4 komponenti vardır: • Topukta plantar fleksiyon ekin, varus ve inversiyon (pes equinovarus) • Metatarsus adduktus • Ayakta ekinus veya kavuş • Tibiada internal rotasyon Tedavi: Doğumdan hemen sonra başlanmalıdır. Amaç nor­ mal ayakkabı giyebilen bir ayak elde etmektir • Haftada 2 kez ayak normale doğru yaklaştırılarak toplam 8-10 kez alçıya alınır. Ayak düzelirse rekürrens olmaması için kalıplanır. Çocuk yürüyene kadar aksi yöne germe egzersizleri yapılır, yürüdükten sonra egzersiz ve ters bot giyme önerilir. • Alçı ile ayak düzeltilemezse cerrahi uygulanır. Posterior kapsülotomi, aşiloplasti ve medialdeki bağlar gevşetilir. 3 ay alçıya alınır ve atellenir. • 6-7 yaşına rağmen hala düzelmemişse Ewans protokolü uygulanır. Evans protokolü: • Aşiloplasti • Medial tendonlarm gevşetilmesi • Posterior kapsülotomi • Katkaneoküboidal füzyon Tüm tedaviye rağmen en iyi şartlarda Icm ’lik kısalık meydana gelir. İD: 13i 169



Doğru cevap: E



B) Humerus



C) Tibia



110.Post menapozal osteoporozda aşağıdakilerden hangisi daha sık görülür?



D) Fibula E) Radius



Arteria nutrisyalar kemiği besleyen ve kemiğe foramen nutrisyadan giren arterlerdir. En büyük arteria nutrisya tibianındır



A) Femur boyun kırıkları B) Vertebra çökme kırığı C) Fibula korpus kırığı D) Kaburga kırığı



Doğru cevap: C



E) Kafatası çökme kırığı 109.Osteopetrozisde hangi kemiklerin oklastlarında enzim defekti yoktur?



oste-



A) Femur



Post menapozal devrede osteoblastik aktivite azalır ve osteoklastik aktivite relatif olarak artmış olarak gözlenir. Osteopeni en çok vertebra korpuslarında belirgindir. Bu yüzden en sık vertebra korpus çökme kırıkları görülür.



B) Tibia C) Humerus



Doğru cevap: B



D) Radius E) Parietal kemik



en



cok



yükselten



hastalık



A) Osteosarkom



B) Paget hastalığı



C) Multiple myelom



D) Prostat Ca



multipl delikler delinir, ayrılmış ve fikse edilebilecek kadar büyükse fiksasyon sağlanır. Doğru cevap: D



ORTOPEDİ



111.Alkalen fosfatazı hangisidir?



115.Dev hücreli tümör en sık nereye yerleşir?



E) Meme Ca



A) Dirsek



B) D)



Femur proximali Diz



Paget hastalığında anormal bir idiopatik aşırı yapım ve buna sekonder aşırı yıkım vardır. Bulgular genelde yıkıma bağlıdır. Alkalen fosfatazı en sık yükselten kemik hastalığı Pagettir. Yeni kolla-terallerle A-V anastomozların oluşumuna bağlı olarak yüksek debili kalp yetmezliği meydana gelir. Paget hastalığı sonrasında en sık osteosarkom gözlenir.



Osteoklastom ya da dev hücreli Ca en sık diz bölgesine femur distali ve tibia proksimaline yerleşir.



Doğru cevap: B



Doğru cevap: D



112.Avasküier nekroz aşağıdaki hangisinde daha sık gözlenir?



bölgelerden



A) Kaburgalarda



B) Tibia



C) Femur başı



D) Talus boynu E) Scafoid kemiğinde



C) Kosta E)



116.Kemik iliğinden hangisidir?



Omuz



köken



alan



en



sık



tümör



A) Osteosarkom B) Evving sarkom C) Retiküler celi sarkom D) Kondrosarkom



Avasküler nekroz en sık femur başı ve boynunda görülür. En sık sebebi steroid tedavisi (iatrojenik), hiperürisemi ve travmadır. İdiopatik olanı Legg Calve Perthes hastalığı olarakta bilinir



Kemik iliğinden Multipl myelom, Evving sarkom ve retiküler celi sarkom gelişir. En sık görüleni ise multipl myelomdur.



Doğru cevap: C



Doğru cevap: E



113.Fibröz displazi aşağıdaki kemiklerden hangisinde sık değildir?



117.Multipl myelomdaki, zımba deliği gibi osteolitik lezyonlar en sık hangi bölgede gözlenir?



E) Multipl Myelom



A) Kostalar



B) Maksilla



I.



C) Femur



D) Tibia



II. III. Femur



E) Talus Fibröz displazide yineleyen kırıklar ve şekil bozuklukları vardır. En çok kaburgalar, tibia, femur ve maxillada görülür. Talusda çok nadir olarak gözlenir. % 20 vakada McCUNE ALBRIGHT sendromu ile birliktedir. Bu sendromda fibröz displazi, puberte prekox ve hiperpigmentasyon vardır



Kafatası Kaburgalar



IV. Humerus A)



V. Pelvis l-lll



B) l-V



C) ll-IV



D) lll-V E) lll-IV



Doğru cevap: E 114,Osteokondritis dissekans en sık nerede görülür? A) Humerus proksimal uç B) Tüberositas tibia C) Femur lateral kondili D) Femur medial kondili E) Patella medialinde Osteokondritis dissekans, bir subkondral kemik bölümünün avasküler nekrozu, kemiğin parsiyel veya total ayrılmasıdır. % 50 travma ile birliktedir. Klinik olarak ağrı, eklemde effüzyon, kilitlenme ve artrit görülebilir. En sık femur medial kondilinde daha az sıklıkla posteromedial veya anterolateral talus’da, capitulum humeride, Perthes sonrası femur başında görülebilir. Tedavide fragman küçük ve stabilse istirahat ve koruma, semptomatik hastalarda lezyon intakt ise matkapla



Doğru cevap: B 118.Periostta soğan zarı manzarası oluşturan tümör hangisidir? A) Kondroblastom B) Osteoblastom C) Multipl Myelom D) Evving sarkomu E) Retiküler hücreli sarkom Evving sarkomu small round blue celi tümörleri grubuna girer. Osteolitik lezyonlar yapar. Medulladan köken alır. Periostta reaksiyona neden olur ve bu soğan zarı manzarası oluşturur. Doğru cevap: D



119.Kadınlarda kemiğe en sık metastaz yapan tümör hangisidir? A) Meme Ca B) Över Ca C) Endometrium Ca D) Vajen Ca E) Servix Ca Kadınlarda en sık Meme Ca metastaz yaparken, erkeklerde ise en sık prostat Ca metastaz yapar.



Doğru cevap: B



Doğru cevap: A 120.Osteomyelit kliniği ile başlayan malign kemik tümörü hangisidir?



123. Zor doğumlarda en sık kırılan kemik hangisidir? A) Femur B) Humerus C) Klavikula D) Fibula



A) Retiküler celi Ca B) Multipl myelom C) Osteosarkom D) Evving sarkomu



E) Kaburgalar



E) Kondrosarkom Evving sarkomu ateş, sedimentasyon yüksekliği, lokalize ağrı, hassasiyet, şişlik, kızarıklık ve fonksiyon kaybı ile kendisini gösterir. Doğru cevap: D 121.Epiteloid sarkom kaynaklanır?



juxtacortical. Santral osteosarkomların kaynağı kemiktir. Santral osteosarkomlar, konvansiyonel, telenjiektazik (en kötü prognoz), küçük hücreli ve fibriohistiositik olarak ayrılabilir. Juxtacortical osteosarkomların ise medüller kanal ile bağlantıları yoktur, daha çok yaşlılarda rastlanılır. Üç ana gruba ayrılır: 1) Paraosteal (Periost ve komşu yumuşak dokulardan kaynaklanır. İyi prognozludur. Fakat % 10 high grade yüzey osteosarkomuna dönüşebilir) 2) Periosteal (kemik yüzeyel kodeksinden, genelde tibiadan kaynaklanır) 3) Yüksek dereceli (high grade)yüzey osteosarkomu (Prognozu kötüdür.)



Zor doğumlar genelde diabetik anne çocuklarında gözlenir. En sık klavikula kırılır. Sonra humerus proximal epifizi, sonra da humerus proximal diafiz kırıkları gözlenir. Doğru cevap: C 124. Buckle kırıkları en sık hangi kemikte gözlenir?



en



sık



hangi



bölgeden



B) Radius C) Kalkaneus D) Talus



A) Baş boyun B) Kafatası C) Üst ekstremite D) Alt ekstremite



E) Skafoid



E) Kalça eklemi Epiteloid sarkom nekroz alanlarını çevreleyen epiteloid hücrelerden oluşur. En sık ön kol ve eldedir. En sık benign romatoid nodüllerle karışır.



Bukle kırıkları genelde el üstüne düşmekle meydana gelen çatlama şeklindeki kırıklardır. Bu şekildeki kırıklar en sık radiusda gözlenir Doğru cevap: B 125. Kırık bir yapılmaz?



Doğru cevap: C 122. Aşağıdaki osteosarkom prognozu en ividir?



A) Humerus



tiplerinin



hangisinin



A) Santral B) Parosteal C) Periosteal D) High grade yüzey osteosarkomu E) Hiçbiri Osteosarkom çocuklarda en sık görülen primer kemik malignitesidir. Erkeklerde daha sıktır. 10-20 yaşlar arası sıktır. Diz çevresi kemikler ve proximal humerus en sık tutulum yeridir. Primer ve sekonder (paget sonrası, radyoterapi sonrası) olarak ikiye ayrılırlar. Primerler ise kendi aralarında iki ana gruba ayrılır: Santral ve



kemiğe



aşağıdakilerden



hangisi



A) Inspeksiyon B) Kanamanın durdurulması C) Direkt grafi çekilmesi D) Krepitasyonu araştırmak E) Tesbit etmek Kırıklarda krepitasyona bakılmaz. Çünkü unkomplike bir kırığı komplike bir kırık haline getirebiliriz. Doğru cevap: D



281



126. İmmobilizasyona bağlı eklem sertlikleri en sık hangi kırıklardan sonra meydana gelir?



130.Schmorl nodülleri hangi hastalıkta gözlenir?



B) Kalça kırıkları



B) Adelösan kifozu C) Skolyoz



C) Femur kırıkları D) Tibia kırıkları



D) Nörofibromatozis E) Legg calve - Perthes



E) Dirsek ve önkol kırıkları İmmobilizasyona bağlı eklem sertlikleri en sık ön kol ve dirsek kırıklarından sonra meydana gelir.



Schomorles nodülleri vertebralar arasında diskusların kaymaları sonucu oluşur. Adelösan kifozu ya da dorsum rotundumda meydana gelir.



Doğru cevap: E



Doğru cevap: B



127. Kırık iyileşmesinin hangi evresinde atılmış pamuk manzarası vardır?



131 .Normalde insanların ağırlık merkezi hangi vertebra hizasındadır?



A) Hematom



A) L4



B) Fibröz kallus C) Primer kallus



C) S1



D) Osseöz kallus E) Remodelling Primer kallus safhasında kallus içine damarlar ilerler ve kalsiyum çöker. Bu safhada kemiğin kırık yerinde atılmış pamuk manzarası vardır Doğru cevap: C 128. Kubitis valgusa hangi kırıklar sebep olur?



C) Humerus medial kondil D) Humerus lateral kondil



D) S2 E) S3



Normalde ağırlık merkezi S2 hizasındadır. Askeri postürde ise ağırlık merkezi S1 hizasına gelir. Doğru cevap: D 132. March kırıkları en sık hangi organda meydana gelir? A) Üst extremitede C) Ayaklarda



A) Radius distal uç B) Ulnar proximal uç



B) L5



B) Kostada D) Femurda E) Gövdede



March kırıkları fazla yürüyenlerde meydana gelir. En çok Tarsometatarsal bölgelerdeki kemiklerde kırılma meydana gelir



E) Humerus diafiz Doğru cevap: C Lateral kondil kırıkları açık redüksiyonla tedavi edilmelidir. Bu şekilde tedavi edilmez ise medial kondil büyür, lateral kondil büyümez. Bu da kübitus valgusa sebep olur. Tersi durumlar ise kubitus varusa sebep olur.



133. Myozitisossifikansensıkhangi bölge kırıklarından sonra meydana gelir? A) Kalça



Doğru cevap: D



C) Humerus



B) Humerus C) Femur boynu D) Femur cismi E) Kalça Monteqio kırıklı çıkığı, ulna 1/3 proximal diafiz kırığı,+ radius başı çıkığıdır. Doğru cevap: A



D) Dirsek ve ön kol E) Omuz



129. Monteggia kırıklı çıkığı nerede gözlenir? A) Ön kol



B) Femur



Myozitis ossifikans oluşan hematomun metaplazi ile kemiğe dönüşmesi olayıdır. En sık ön kol ve dirsek eklemi kırıklarından sonra meydana gelir Doğru cevap: D 134.Adhezif kapsülit en sık hangi yaralanmalarında meydana gelir?



eklem



A) Kalça



B)



Ayak bileği



C) Diz



D)



Dirsek



E)



Omuz



ORTOPEDİ



A) Osteoartroz A) Omuz kırıkları



Omuz travmaları ve o bölge kemiklerinin kırıklarında, immobilizasyona bağlı adhezif kapsülit meydana gelir. Buna donmuş omuz denir.



139. Jones kırığı hangi bölgede gözlenir? A) El bileği C) 5. metatars



Doğru cevap: E 135. Kolles kırıkları hangi bölgede gözlenen kırığın adıdır? A) Omuz



B) El bileği



C) Ayak bileği



D) Kalça



B) El D) II. metakarp E) Naviküler kemik



Jones kırığı 5. metatars kaide kırığıdır. Genelde overuse’a bağlı fazla ayaklarını kullanıp, ayakta duranlarda meydana gelir. Doğru cevap: C



E) Diz Kolles kırıkları el bileği dorsi flexionda iken palmar yüzeye düşme ile meydana gelir. Kapanmış epifizde çatlama şeklinde olur. Palmar flexionda iken el sırtına düşme ile Smith kırığı meydana gelir.



140. Apolet arazı hangi bölge eklem zedelenmesinde meydana gelir? A) Kalça



B) Dirsek



C) Omuz



D) Diz E) Ayak bileği



Doğru cevap: B 136. Enfiye kutusu (fossa radialis)de ağrı var ve el içine düşme sonucu oluşmuş bir kırıktan şüphe ediliyorsa aşağıdaki kemiklerden hangisinin kırılma ihtimali en yüksektir? A) Scaphoid



B) Lunatum



C) Triquetrium



D) Trapezoideum E) Hamatum



Apolet arazı akromioklavikular eklem çıkıklarında klavikula yukarı kalkar ve apolet arazı meydana gelir. Doğru cevap: C 141. Kırık sonucu gelişen yağ embolisini önlemek için yapılması gereken en önemli işlem aşağıdakilerden hangisidir? A) Açık repozisyon



Burada en sık schaphoid kemik kırıkları gözlenir. Buradaki kırıkların önemi aseptik nekroza sebep olabilmesidir.



B) Kırığı acil olarak stabilize etmek C) Heparin uygulaması D) Yara kenarlarının temizlenmesi E) Oral antikoagülan uygulanması



Doğru cevap: A 137. Asılan adam gözlenir?



kırıkları en sık



A) Servikal 1. vertebra



hangi



kemikte



B) Servikal 2. vertebra



C) Torakal 2. vertebra D) Lumbal 1. vertebra E) Thorakal 1. vertebra C2 pedikül kırığı asılan adam kırığıdır. Flexion ile meydana gelir.



Yağ embolisi; İskelet travmasını takiben ilk 72 saatte ortaya çıkan postravmatik respiratuar sendromdur. Kırık hattından serbest kalan yağ damlacıkları akciğer ve beyne doğru yol alır ve bu bölgelerde lokal iskemik sahalar oluşturur. Erken tanı önemlidir. Profilakside kırık stabilitesinin sağlanması önemli bir faktördür. Tedavide hava yolu açılması, volüm replasmanı, kan kaybının önlenmesi ve kırık tesbiti önemlidir Doğru cevap: B



Doğru cevap: B 138. Nervus Peroneus profundus zedelenmesi en sık hangi kemik yaralanmaları sonucu meydana gelir? A) Tibia proximali C) Fibula kaputu



B) Tibia distali D) Fibula diafizi



E) Femur alt korpusu Bu sinirin zedelenmesi en sık fibula kaput kırığında, N. radyalis zedelenmesi humerus korpus, N. ulnaris, humerus epikondil kırıklarında sıkça zedelenir.



142. Dupuytren kontraktürüne neden olmayan hastalık aşağıdakilerden hangisidir? A) Diabetes mellitus



B) Alkol



C) Kronik karaciğer hastalığı



D) Yaşlılık



E) Diabetes Insipidus Dupuytren kontraktürü; Genelde sebebi belli olmayan etiyolojide heredite, alkol, cinsiyet, kronik karaciğer hastalığı, diabetes mellitus, ileri yaş ve epilepsinin rol oynadığı bir hastalıktır. Doğru cevap: E



Doğru cevap: C



143. Aşağıdakilerden hangisinde raşitizm görülmez? A) Malabsorbsiyon B) Duodenal rezeksiyon C) lleal rezeksiyon



A) Fleksiyon B) Addüksiyon



D) Civa zehirlenmesi E) Meckel divertikülü



C) Ekstansiyon D) Abdüksiyon



Raşitizm; Kalsiyum yetmezliğine bağlı, klinik olarak yumuşamış ve deforme kemiklerle karekterizedir. Kalsiyum eksikliği, vitamin D yetmezliğine, barsak hastalıklarına ve diyetle Ca ve P bulunmamasına bağlıdır. İshal (Malabsorbsiyon), steatore, çöliak ve sprue gibi hastalıklar raşitizm yapabilir. Meckel divertikülünün böyle bir etkisi yoktur.



E) Dış rotasyon DKÇ’de adduktör kasların kontraktürüne bağlı abdüksiyon kısıtlılığı belirgindir. Buna Hart belirtisi denir. Doğru cevap: D 147. Travma öyküsü bulunmayan küçük bir çocukta koşmakla, zıplamakla tuberositas tibiada ağrı varsa tanınız nedir?



Doğru cevap: E 144. Volkman iskemik kontraktürü en sık dakilerden hangisinde görülür?



146. İki yaşında, konjenital kalça çıkığı olan bir çocukta aşağıdaki kalça hareketlerinden hangisi en cok kısıtlıdır?



aşağı-



A) Radius başı kırığı B) Colles kırığı C) Femur cisim kırığı D) Olekranon kırığı E) Suprakondiler humerus kırığı Volkman iskemik kontraktürü; Kırığı izleyen ilk saatlerde ve en çok ilk günde gelişen ağır bir komplikasyondur. Kırık uçları, ödem, hematom, aşırı dirsek fleksiyonu, kırık bölgesinde kanamaya neden olan travma, sıkı sargılar sonucu kırık distalindeki venöz akımın hatta arteryel akımın engellenmesi sonucu gelişen iskemik nekrozdur. En çok (%35) suprakondiler humerus kırıklarından sonra görülür. Doğru cevap: E 145. Dejeneratif eklem hastalıklarında olay nereden başlar? A) Eklem kıkırdağı B) Synovial membran C) Periost



A) Kondrom B) Patella alata C) Sarkoma D) Osgood-Schlatter E) Perthes Osgood Schlatter tuberositas tibianın aseptik nekrozudur. Etiyolojide travma sık görülen bir etkendir. Çocuklarda daha çok görülür. Tüberositas tibiada inflamasyon belirtileri vermeyen ağrı, duyarlılık ve yumuşak doku şişliği vardır. Aktivite quadricepste kuvvetli bir kontraksiyona neden olur Buda tuberositas tibia üzerinde zorlanmayı artırır. (Merdiven çıkma, koşma vs.) Doğru cevap: D 148. Aşağıdaki kırıklardan en kolav iyileşen han­ gisidir? A) Humerus parçalı kırığı B) Talus boyun kırığı C) Femur boyun kırığı D) Tibia spiral kırığı E) Açık parçalı femur korpus kırığı



Dejeneratif artrit; Eklem kıkırdağının dejenerasyonu sonucu, eklem aralığının daralması, kemik yapıda skleroz, osteofit oluşumu, subkondral kistler, kemikte kollaps ve deformasyon ile karakterizedir. Tüm sinovial eklemlerde görülür. Olay eklem kıkırdağından başlar. Romatoid artritte sinovial membrandan başlar.



Parçalı kırıklarda sadece periostal damarlar kalıp, besleyici ve metafizer damarlarla olan dolaşım kesintiye uğradığından kaynama zordur. Talus boyun kırıklarında tibia cisminden geçen damar zedelendiğinden kaynama zor olur. Spiral ve oblik kırıklarda her iki fragmanın daha eğri ve geniş olan kırık yüzlerindeki damarlanma iyileşmeye yardım eder. Açık kırıklarda; Osteoblastik aktivite yapacak olan kırık hematomu dışarı boşalmıştır. Diğer yönden enfeksiyona kapı açılmıştır, bu nedenle iyileşme geç ve güç olur.



Doğru cevap: A



Doğru cevap: D



D) Eklem kapsülü E) Eklem aralığı



149. Pelvis kırığı olan erişkin hastalarda sıklıkla aşağıdaki komplikasyonlardan hangisi görülür?



153.Septik artrit hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



A) Vajen rüptürü



A) En sık kalçada görülür



B) Mesane rüptürü C) Desendan kolon perforasyonu



C) %70’i dört yaş civarında görülür



D) Üreter laserasyonu E) Rektum perforasyonu Pelvis kırıklarında; komşuluğundan dolayı en sık mesane ve üretra yırtıkları görülür. (%10-42) Üreter, kolon ve rektum yaralanmaları çok seyrektir ama görülebilir. Doğru cevap: B 150. Foramen magnumu daraltarak, medulla spinalise bası yapan tipik kemik hastalığı hangisidir? A) Fibröz displazi



B) Ewing sarkomu



C) Paget hastalığı



D) Osteid osteoma E) Kondrosarkom



Paget hastalığı; seyrek olarak servikal bölgeyi de tutar ve baskı ile nörolojik belirtilere neden olur. Kemiğin yavaş yavaş büyümesi ile spastik bir parapareziye neden olur. Doğru cevap: C 151. Ağır yük taşıyan birinin elinde keçelenme, ağrı oluşuyor. Omuzuna bastırıp geriye çekince radial nabız kayboluyor ve ağrı şiddetleniyor. En muhtemel tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Karpal tünel sendromu B) Kostoklaviküler sendrom C) Tuzak nöropati D) Aksiller arter tıkanıklığı



Kostaklaviküler sendrom; omuzların arkaya ve aşağıya doğru çekilmesi (aşırı asker pozisyonu) ile bilek nabzında zayıflamadır. Elde keçelenme, uyuşma olabilir. Etkiyen kuvvet kalkarsa bulgular normale gelir. Doğru cevap: B 152.Serum kalsiyum ve fosfor içeriği normal olup trabekülasyonda azalma, kabalaşma ve kemik kitlesinde azalmayla karakterize hastalık aşağıdakilerden hangisidir? B) Osteomalazi D) Osteopetrozis E) Hiperparatiroidi Osteoporozda; kemik kitlesinde azalma trabekülasyonda kaybolma mevcuttur. Kemik yıkımı, yapımından fazladır. Serum kalsiyumu ve fosforu normaldir. Doğru cevap: A



D) %40’ı osteomyelitin yayılımı sonucu gelişir E) Tedavide 6-8 hafta antibiyotik uygulanması yeterlidir. Septik artrit = akut pyartroz = akut pyojenik artrit = Tom Smith artriti primer veya sekonder hematojen yolla gelişebilir. En sık hematojen yolla oluşur. Çocukların hastalığıdır ve %70 dört yaş civarında görülür. Etken; En sık etken (%80) stafilokokus aureustur. 6 ay4 yaş arasında daha çok H. influenza etkendir. Diğer etkenler streptekoklar, pnömokoklar, E.coli, gonokoklar, S. epidermidis ve psödomonastır. Patogenez: Üst solunum yolu, cilt enfeksiyonu, yeni doğanda göbek kordonu enfeksiyonundan bakteriemi ile bakteriler snoviaya yerleşir. %40’ı osteomyelitin yayılımı ile gelişir. Bu özellikle metafizi eklem içinde olan femur başı ve humerus başı gibi yerlerde görülür. Klinik: En sık (%60) kalça ekleminde görülür. Yüksek ateş, eklem şişliği ağrı ve hassasiyet vardır. Lokal kızarıklık, adele spazmı vardır. Lökositoz, lökosit formülünde sola kayma, sedimantasyon ve CRP artışı vardır. Kan kültürü pozitif olabilir. Yeni doğanda bacağın fleksiyonda tutulması ve bezini değiştirirken çocuğun uzun süre ağlaması septik artriti düşündürmelidir. Radyolojik bulgular: İlk bulgu eklem aralığında genişleme, kapsülde bombeleşme ve kalınlaşmadır.Metafiz trabeküllerinde bozulma ve derin yumuşak doku şişliği vardır. İleri dönemde patolojik kırık ve çıkıklar görülebilir. Eklem ponksiyonu; Kesin tanı için şarttır. Eklem mayisi bulanıktır ve pürülan materyal gelir.Lökosit 20-100 bin arasındadır. Glukoz azalmış protein artmıştır.



E) Medulla spinalis lezyonu



A) Osteoporoz C) Rickets



B) En sık etken S. aureustur



Tedavi: Tüm septik artritlerde acil cerrahi drenaj ve debridman gerekir.İlk 2-3 haftası intravenöz olmak üzere 6-8 hafta antibiyotik verilir ve eklem immobilize edilir. Prognoz: Tanı ve tedavide gecikme (en önemlisi), poliartiküler olması osteomyelitle beraber olması yeni doğanda görülmesi, kalçada olması ve mikroorganizma virülansının yüksek olması kötü prognostiktir Doğru cevap: E 154.Septik artritte ilk röntgen bulgusu hangisidir? A) Osteoporoz B) Periost reaksiyonu C) Kemik ve kıkırdak harabiyeti D) Eklem aralığının daralması E) Eklem aralığının genişlemesi



Akut septik artrit ya izole ya osteomyelitin ekleme yayılan şeklidir. En sık etyolojik faktör S. aureustur. Yenidoğanda B grubu Streptokok sorumludur. En erken bulgusu eklem aralığı genişlemesidir. Doğru cevap: E



SEPTİK ARTRİT •



Septik artrit = akut pyartroz = akut pyojenik artrit = Tom Smith artriti primer veya sekonder hematojen yolla gelişebilir. En sık hematojen yolla oluşur. Çocukların hastalığıdır ve % 7 0 dört yaş civarında görülür.







Etken: En sık etken (%80) stafilokokus aureustur. 6 ay-4 yaş arasında daha çok H. influenza etkendir. Diğer etkenler streptekoklar, pnömokoklar, E. coli, gonokoklar, S. epidermidis ve psödomonastır.







PatogenezrÜst solunum yolu, cilt enfeksiyonu, yeni doğanda göbek kordonu enfeksiyonundan bakteriemi ile bakteriler snovyaya yerleşir. %40’ı osteomyelitin yayılımı ile gelişir. Bu özellikle metafizi eklem içinde olan femur başı ve humerus başı gibi yerlerde görülür.







Klinik: En sık (%60) kalça ekleminde görülür. Yüksek ateş, eklem şişliği ağrı ve hassasiyet vardır. Lokal kızarıklık, adele spazmı vardır. Lökositoz, lökosit formülünde sola kayma, sedimantasyon ve CRP artışı vardır. Kan kültürü pozitif olabilir. Yeni doğanda bacağın fleksiyonda tutulması ve bezini değiştirirken çocuğun uzun şiire ağlaması septik artriti düşündürmelidir.







Radyolojik bulgular: İlk bulgu eklem aralığında genişleme, kapsülde bombeleşme ve kalmlaşmadır.Metafiz trabeküllerinde bozulma ve derin yumuşak doku şişliği vardır, ileri dönemde patolojik kırık ve çıkıklar görülebilir.







Eklem ponksiyonu: Kesin tanı için şarttır. Eklem mayisi bulanıktır ve pürülan materyal gelir.Lökosit 20-100 bin arasındadır. Glukoz azalmış protein artmıştır.



155. Pyojenik osteomyelit komplikasyonu olmayan hangisidir? A) Periostit B) Pott hastalığı C) Sekestrum oluşumu D) Brodi absesi E) Involukrum oluşumu Pyojenik osteomyelit bakteriel(nadiren fungal) nedenlerle kemiğin enfeksiyonudur. En sık Stafilakok aureus sonra E. coli ve Pseudomanasla oluşur. Neonatalde Hemofilus influenza ve grup B Streptekoklar önemlidir. Brodi absesi involukrum (inflamatuar odağın etrafında artmış fibroblastik aktivite ile oluşan yapı), sekestrum (ölü kemik parçaları) ve periostit görülür . Pott hastalığı omurganın tüberküloz osteomyelitidir. Pyojenik osteomyelitin aksine, kronik sinsi bir infeksiyondur. Kompresyon kırıkları ile ciddi spinal deformiteler oluşturabilir. Doğru cevap: B 156. Tüberküloz osteomyeliti en sık hangi kemiklerde gözlenir? A) Femur başı



• Tedavi: Tüm septik artritlerde acil cerrahi drenaj ve debridman gerekirdik 2-3 haftası intravenöz olmak üzere 6-8 hafta antibiyotik verilir ve eklem immobilize edilir. •



Prognoz: Tanı ve tedavide gecikme (en önemlisi), poliartiküler olması osteomyelitle beraber olması yeni doğanda görülmesi, kalçada olması ve mikroorganizma virülansınm yüksek olması kötü prognostiktir



B) Humerus korpusu C) Femur korpusu D) Torakolumbal vertebralarda E) Tibia ve fibulada Pott hastalığı tüberkülozun vertebraları tuttuğu halidir. Apseler olmasına rağmen lokal ısı artışı yoktur. Bu yüzden soğuk apse de denir. Anatomik yolla bilateral olarak aşağıya iner. Bu yerçekimine bağlıdır. Bilateral popliteal fossaya inebilir. Doğru cevap: D 157. Hemotojen osteomyelitte en erken tipik radyolojik değişikliklerin görüldüğü dönem aşağıdakilerden hangisidir? A) İlk 48 saatde B) Birinci haftada C ) 10. günde D) Üçüncü haftada E) 1. ayda Osteomyelit tipik reaksiyonu olan periost reaksiyonu ancak 10-17. günde ortaya çıkar. En erken radyolojik bulgu bilhassa derin yumuşak doku dansitesinin artmasıdır ancak tipik değildir.



Doğru cevap: C 158.Akut hematojen osteomyelitte 1. haftada görülen radyolojik bulgu hangisidir? A) Periost kalınlaşması B) Yumuşak doku şişliği C) Eklem aralığında daralma D) Metafizde destrüksiyon E) Cortexte destrüksiyon Osteomiyelitte; ilk hafta filmler genelde negatiftir. İlk hafta ve 10 gün sonra metafizde kalsifiye kemik bölgesi ile sarılı yerel kemik harabiyeti görülür. Üç haftada periost reaksiyonu görülür. Sonuçta kodekste iç ve dış yüzeyde bir çok oyuklar gelişir. İlk haftada ancak yumuşak doku şişliği görülür. Doğru cevap: B 159.0steomvelit en sık nereden başlar? A) Diafiz



B) Epifiz



C) Metafiz



D) Kortex E) Periost altında



Osteomyelit en sık metafizden başlar ve epifize doğru yayılır. Çocuklarda uzun kemiklerin epifiz plağı en sık tutulur. Büyüklerde burası yağ ile dolduğu ve kanlama azaldığı için uzun kemikler nadiren tutulur.



vardır. İnaktifse küretaj, aktifse marjinal eksizyon, agresifse geniş rezeksiyon yapılır.



Doğru cevap: C



163. Fibröz kortikal defekt hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



160.lntravenöz ilaç alışkanlığı olan kişide vertebra osteomyeliti meydana geliyor. Lezyondan yapılan kültürde Gr(-), hareketli non-fermantatif mikroorganizma elde ediliyor.



Doğru cevap: E



A) Genellikle yerleşir.



femur



alt-tibia



üst



metafizisinde



B) Çocukluk ve adolesan dönemde sıktır.



Etken aşağıdakilerden hangisidir?



C) Genellikle asemptomatiktir



A) E. coli



D) Osteosarkoma dönüşme riski nedeniyle cerrahi gerekir



B) Pseudomonas auroginoza



E) Radyolojisinde 1-3 cm’lik ortası litik lezyon görülür.



C) Klebsiella pnömoni D) Acinobacter E) Protues vulgaris IV ilaç alışkanlığı olanlarda, vertebralarda Pseudomonas auroginoza osteomyeliti insidansı artmıştır. Doğru cevap: B 161. Hangisi eklem tüberkülozunun görüntüsü değildir?



oval etrafı sklerotik



Fibröz kortikal defekt (nonossifian fibroma ) 8-15 yaşlarda görülen ve en sık femur alt-tibia üst uç metafizisinde görülen gelişimsel bir defekttir. Kemik yerini fibröz bağ dokusu almıştır. Genellikle asemptomatiktir.Radyolojisinde 1-3 cm’lik oval, etrafı sklerotik ortası radyolusen lezyon olarak görülür. Adolesansdan sonra latent kalır. Gerçek bir neoplazm değildir ve malign dönüşüm göstermez. Patolojik kırık olasılığı varsa kürete edilerek greft konur.



radyolojik



A) Komşu eklemde osteoporoz B) Osteofit C) Subluksasyon D) Eklem aralığında daralma E) Sekestrum Eklem tüberkülozunun radyolojik görüntüsü: Birbirine komşu iki veya daha fazla sayıda omur cismi ön yüzeylerinin tahrip olduğu (osteoporoz) intervertebral diskin ortadan kaybolduğu (eklem aralığında daralma), omur cisminin öne doğru adeta bir kama şeklini alacak tarzda deformasyona uğradığı (subluksasyon), ve paraspinal bir absenin varlığı (sekestrum) gözlenebilir. Ama osteofit gözlenmez. Doğru cevap: B 162. Dev hücreli tümör hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



Doğru cevap: D 164. Radyolojik olarak buzlu cam görünümünde yuvarlak veya ovoid radyolüsent lezyon oluşturan, bağ doku içinde düzensiz kemik ve kıkırdaktan oluşan, Mc Cune-Albright sendromu ile birlikte bulunabilen hastalık hangisidir? A) Paget hastalığı



B) Fibröz displazi



C) Kemik tüberkülozu



D) Osteomalazi



E) Osteitis fibroza cystica Fibröz displazi en sık kaburga, femur ve tibiayı tutar genellikle monostatik, %20 hastada polistatiktir. Cafe au lait pigmentasyonları, endokrinopati ve puberte prekoks ile karakterize Mc Cune Albright sendromu ile daha az sıklıkla hipertiroidizm, Cushing sendromu ve akromegali ile görülebilen bir hastalıktır. Histolojisinde gelişigüzel serpilmiş kemik ve kıkırdak içeren bağ dokudan oluşur. Sarkomatöz değişim nadir olsada görülebilir.



A) En sık 20-40 yaşlar arasında görülür B) Agresif seyir gösterebilen benign bir tümördür



Doğru cevap: B



C) Geceleri artan şiddetli ağrı vardır D) Radyolojisinde birçok septa içeren lobüle görüntü vardır



165. Genç erkeklerde sık görülen, ağrılı ve radyolojik olarak nidus görüntüsü veren tümör hangisidir?



E) En sık vertebralarda yerleşir Dev hücreli tümör (osteoklastoma)benign olan ancak agresif seyir gösterebilen bir tümördür. En sık 20-40 yaşlar arasında görülür. En sık femur alt tibia- üst ucunda yerleşir. Epifizi tutar. Geceleri artan şiddetli ağrı ve şişlikle belirti verir. Patolojik kırığa neden olabilir. Radyolojisinde çok sayıda septa içeren lobule görünüm (sabun köpüğü manzarası)



A) Dev hücreli tümör B) Kondrosarkom C) Osteoid osteoma D) Kondrom E) Osteokondrom Osteoid osteoma daha çok genç erkeklerde görülür. Geceleri daha şiddetli olan aspirin ile hafifleyen ağrı tipiktir.



Radyografide nidus görünümü vardır. En sık femur, tibia ve humerusta görülür. Uzun kemiklerin metafizyal bölgesinde ve vertebra pedikülle-rinde yerleşir. %85 kortexte, %13 medullada başlar. Yüksek seviyelerde prostoglandin tespit edilir.



en fazla kısalık humerus ve femurdadır. -



Klinik: Ekstremite kısalığına bağlı cücelik vardır. Eller aşağı salındığında trokanter majörün altına ulaşamaz. Alt ekstremiteler genellikle eğridir.



-



Radyoloji: Pelviste tipik olarak kadeh görünümü vardır. Normalde lombervertebralarda interpediküler mesafe giderek artarken akondroplazide azalır.



-



Tedavi: Uzatma ameliyatları yapılır.



Doğru cevap: C 166,Ollier hastalığı ve Maffuci sendromunda hangi kemik patolojisi görülür?



Doğru cevap: D



A) Osteokondrom B) Enkondrom C) Dev hücreli tümör



169. Aşağıdaki eşleştirmelerden hangisi yanlıştır?



D) Osteosarkom E) Osteoid osteoma



A) Nöral arkta kemik defekti —> Spondilolizis B) Vertebral spine enflamasyon —>spondilitis



Enkondrom 2-5 dekad arasında sık görülen benign kıkırdak tümörüdür. El ve ayağın ufak kemiklerini tutar. Ağrısızdır. Ollier sendromu (enkondromatozis) çeşitli kemiklerin metafiz ve diafizinde çok sayıda enkondrom bulunmasıdır. Maffuci sendromu enkondrom, diskondroplazi, deri ve iç organlarda çok sayıda hemanjiomla karakterize bir bozukluktur. Ollier ve Maffuci sendromlarıyla birlikte olan kondromlarda kondrosarkoma dönüşme ihtimali son derece artmştır. Doğru cevap: B 167. Gençlerde ön kol ve gövdede travma sonrası, birkaç haftada hızla büyüyen nadiren 3 cm’i geçen lezyon hangisidir? A) Osteosarkom C) Desmoid tümör



B) Nodüler fasiit D) Sinovial sarkom



E) Malign fibroz histiositom Nodüler fasiit bir kaç hafta içinde hızla gelişme gösteren, nadiren 3 cm’yi geçen bir hastalıktır. Hastaların yarısında travma hikayesi vardır. Daha çok ön kol ve gövde olmak üzere vücudun üst kısımlarında olur. Genç erişkinde daha sık ve genelde deri altında, nadiren derinde oluşur. Doğru cevap: B 168. Akondroplazi hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) En sık görülen cücelik nedenidir B) Enkondrai kemikleşme bozulmuştur C) %90 sporadiktir D) En fazla kısalık vertebralarda izlenir E) Pelvis konturu tipik olarak kadeh şeklindedir -



En sık cücelik nedenidir. Karakteristik olarak gövde uzun ve düzgün olup ekstremiteler kısadır.



-



%90’ı sporadiktir. Kalanı kalıtsal olup otozomal dominant geçer. Enkondrai kemikleşme bozulm uştur ancak intramembranöz kemikleşme normaldir. Uzun kemiklerin proksimali daha fazla etkilendiğinden



C) Bir vertebranın alttaki diğer vertebra üzerinde kayması —►spondilolistezis D) Vertebral spine osteoartriti (hipertrofik spur) —► spondilozis E) Ekstensör plantar protrüzyonu



reflex



—► lumbal



disk



Protrüzyon sinir kökünü etkiler. Bu yüzden üst motor nöron lezyonuna sebep olmaz. Lumbal disk protrüzyonunda plantar reflex görülmez. Doğru cevap: E 170. Bir hastanın baş boyun grafisinde bir kemikte kistik bir lezyon saptanıyor. Yaygın osteoporozu olan bu hastada Ca*2 12,3 mg/dl bulunuyor. Bu hastanın en olası tanısı aşağıdakilerden hangisidir? A) Medüller kistik lezyon



B) Soliter kist



C) Anevrizmal kemik kisti



D) Brown tümörü



E) Paget hastalığı Hiperparatiroidi hiperkalsem inin en sık nedenidir. Kemiklerde generalize osteoporoz gelişir. Bazı yerlerde osteoklastlardan salınan enzimlerle duvarlar parçalanır. Kanama olur, kistler oluşur ve kanamaya sekonder kanama yerinde fibrozis gelişir. Bunlara Osteitis Cistica Fibroza denir. Diğer adı Brovvn tümörleridir. Doğru cevap: D 171 .Hemanjiomlaria hangisidir?



beraber



olan



kemik



tümörü



A) Osteokondrom B) Enkondrom C) Osteom D) Osteoid osteom E) Kondromixoid fibrom Enkondromlar el ve ayağın ufak kemiklerini tutar. Maffuci sendromunda deri ve iç organ heman-jiomları da vardır. Bu durumda kondrosarkom riski yüksektir. Doğru cevap: B



288



172. Kemiğin en sık rastlanılan tümörü hangisidir?



ORTOPEDİ



A)



Enkondrom



B) Osteokondrom



C) Osteoid osteoma E) Osteoblastom



A) Fibula



B) Femur



D)Kondroblastom C) Tibia



Osteokondrom kemiklerin en sık rastlanılan benign tümörüdür. En sık uzun kemiklerin metafizlerinde yer alır. Ağrı en sık semptomudur. Kemiklerde genellikle karnıbahar şeklinde bir çıkıntı yapar. Doğru cevap: B 173.



174.Osteom en sık hangi kemikte gözlenir?



D) Humerus E) Frontal kemik



Osteomlar en sık yüz kemiklerinde meydana gelir. Yüz kemiklerinden de en sık frontal sinüsden kaynaklanır. Doğru cevap: E 175.lntestinal polipozis ve yumuşak doku tümörleri ile beraber olan kemik tümörü hangisidir?



Aşağıdaki tümörlerden hangisi epifizi tutar?



A) Enkondrom C) Osteom



B) Osteoid osteom D) Osteokondrom E) Kondroblastom



Enkondrom -> Metafiz+Diafiz Osteokondrom -> Metafiz



A) Osteoid osteoma C) Osteokondrom



B) Osteoma D) Osteoblastom



E) Kondroblastom Gardner sendromunda intestinal tübüler adenomatozis, yumuşak doku benign tümörleri ve yüzde osteomlar vardır. Doğru cevap: B



Osteom Osteoid Osteom -> Metafiz+Diafizde Kondroblastom -> Epifizi tutar*•



176. Şiddeti geceleri artan, aspirine cevap veren ağrılarla karakterize ve grafiklerde ortasında nidus içeren kemik tümörü hangisidir? AJOsteom



B) Osteoid osteoma



C)Enkondrom V O L K M A N N İSKEM İK K O N T R A K T Ü R Ü



-



Ön kol volar yüzünün kompartman sendromu sonucu gelişen bir deformitedir. Genellikle 10 yaşın altındaki çocuklarda görülür.



-



Etyolojisi: •



Kırık ve çıkıkda olan arteriel yaralanma: Özellikle suprakondiler humerus kırıklarında







Ön kolda kan akımını engelleyen sıkı alçı ve sargılar, dirsek kırıklarında 90 derecenin üzerinde açıyla immobilizasyon uygulandığında







Ön kol ezilmesi



• Arteriel emboli • -



-



ilaç extravazasyonu



Klinik: Travmadan birkaç saat sonra ön kolda derin şiddetli bir ağrıyla başlar. Volar yüzde ısı artışı, şişlik ve kızarıklık vardır. Parmakların extansiyonu ile ağrı artar. Nabız alınır. Birkaç gün sonra fleksör kaslarda ve elin intrinsik kasları paralize olur, radial ve ulnar sinir dermatomunda duyu azalır. Ön kolun volar yüzü sertleşir ve 5P bulgusu ortaya çıkar. Pain (ağrı), Pulselesness (nabızsızlık), Pallor (solukluk), Parestezi ve Paralizi .Kontraktür döneminde MCP eklemler hiperekstansiyon PİP ve DİP eklemler fleksiyonda sabit deformite şeklinde kalır, elde atrofi olur. Tedavi: Akut dönemde acil olarak cerrahi dekompresyon yapılır. Geç dönemde kontraktür düzeltilmeye çalışılır. ID:13i 067



Doğru cevap: E



D) Osteoblastom E) Kondroblastom



Doğru cevap: B 177. Elli yaşındaki erkek hasta şapka boyutunun devamlı arttığından şikayet etmektedir. Fizik muayenede sağırlık, görme bozukluğu ile kompresyon kırıkları vardır. Histolojik olarak mozaik yapı görüldüğünde tanı hangisidir? A) Osteokondrom



B) Osteitis deformans C) Osteosarkom D) Osteoporoz E) Anevrizmal kemik kisti Soruda anlatılan hastada paget (osteitis deformans) hastalığı vardır. Kemik yapımı ve yıkımı arasındaki denge bozulur, ikiside artar. Kemik korteksi ve spongioz kemik trabekülleri kalınlaşır. Sonuçta gereğinden fazla kemik olmasına rağmen kemik yumuşak ve gözeneklidir. Histolojik olarak mozaik görünümü vardır. Kırıklar olabilir. Genellikle transversdir. Kalınlaşan kafatasına bağlı olarak kranial sinirlere bası bulguları görülebilir. Monostatik(tek kemiktejolunca en sık tibia, ileum ve femuru tutar. Polistatik (çok sayıda kemikte)olunca en sık (%70) omurga, (%65) pelvis sonra femur, kafatası vs tutulur. 50 yaş üzeri erkekte sıktır. Etyolojide virüs olabilir. %1 oranında osteosarkoma dönüşür. Kalp yetmezliği yapabilir. Alkalen fosfataz düzeyi artar. Doğru cevap: B



289



178.Liposarkom en sık hangi lokalizasyonda görülür?



181.Kırık komlikasyonlarından olan kaynamamanın en sık nedeni hangisidir?



B) Kalça C) Baş-boyun



A) Enfeksiyon



D) Uyluk ve diz E) Omuz



C) Yumuşak dokularda lokal zedelenme



Liposarkom malign fibröz histiositomdan sonra en sık görülen yumuşak doku tümörüdür. En sık uyluk ve popliteal fossada görülürken buna yakın oranda retroperitenoumda, sonra inguinal bölge, kalça ve diğer yerlerde görülür. 50 yaş civarı nda sıktır. Genellikle derinde özellikle quadriceps kası na yakın yerleşir. Sağda daha sıktır. Retroperitoneumdakiler çok büyük boyutlara ulaşmasına rağmen, yavaş büyürler. Lipomdan gelişmesi son derece nadirdir. Gros olarak iyi sınırlı ve enkapsüle olmaya meyillidir. Beş tipi vardır. En sık görüleni miksoid tiptir. En iyi prognoza sahip, en az metastaz ve nüks göstereni iyi diferensiye tiptir. Miksoid ve iyi diferansiye tipler round celi, pleomorfik ve dediferensiye tiplerden daha az metastaz yapar. Doğru cevap: D



B) Parçalı kırık D) Yetersiz redüksiyon E) Yetersiz immobilizasyon Kırık iyileşmesi inflamatuar dönem, tamir dönemi ve remodeling olarak üç bölümde gelişir. Kırık iyileşmesini, yaşı, lokal faktörler, hormonlar ve vitaminler etkiler. Kırık iyileşm esini etkileyen en önemli faktör lokal zedelenmedir. Doğru cevap: C 182.En sık görülen eklem hastalığı hangisidir? A) Romatoit artrit B) Osteoartrit C ) Ankilozan spondilit D) Gut



179.0steojenik sarkomun en sık görüldüğü bölge aşağıdakilerden hangisidir? A) Vertebralar B) Yassı kemikler C) Uzun kemiklerin diafizleri



E) Septik artrit En sık görülen eklem hastalığı osteoartrittir. Kadınlarda iki kat daha fazladır. 75 yaş üstünde sıklığı %80’dir. Etyolojisinde en önemli faktör yaşdır. Obezite ve travma diğer iki önemli faktördür. Patogenezde en belirgin değişiklikler eklem kıkırdağının yük taşıyan yerlerindedir.



D) Uzun kemiklerin metafizer bölgeleri E) Uzun kemiklerin epifizleri En sık görülen primer malign kemik tümörüdür. 2. dekadda maksimum büyüme potansiyelinin olduğu yaşlarda sık görülür. Uzun kemik metafizinde başlar. Distal femur, proximal tibia ve humerus en sık görülen yerleşim bölgeleridir. En önemli laboratuvar bulgusu alkalen fostataz artışıdır. Çoğunlukla intramedüller yerleşim gösterir. Doğru cevap: D



Doğru cevap: B 183.Gelişimsel kalça çıkığının en ciddi komplikasyonu aşağıdakilerden hangisidir? A) Femur kısalığı B) Femur epifiz başının avasküler nekrozu C) Eklem instabilitesi D) Yağ embolisi



E) Myelokatheksis 180.Ulna kırığı ile birlikte olan radius başı çıkığını aşağıdakilerden hangisi en ivi tanımlar?



B) Galeazzi C) Coiles



Gelişimsel kalça çıkığındaki en önemli ve ciddi komplikasyon Bu femur başının basınç altında redüksiyonu sonucunda intra artiküler oklüzyona ve ekstraosseöz epifizyal damarlarda ve parsiyel veya total infanktların oluşmasına yol açan: izetrojenik bir komplikasyondur.



D) Smith E) Kariat-naviküler



Doğru cevap: B



A) Monteggia



Monteggia ve galeazzi kırıklı çıkıklardır. Monteggia ulna kırığı + radiyus başı çıkığı, galeazzi, radyus alt 1/3 ile orta 1/3 birleşim yerinde kırık ile beraber alt radyoulnar çıkıktır. Coiles radyus alt kırığı iken Smith de radyus alt kırığıdır. Ancak açıları tersittir Doğru cevap: A



fe m u r başı a s e p tik n ekro zu d u r.



ORTOPEDİ



A) Retroperitoneum



FİZİK te d a v i REHABİLİTASYON 1.



A ş a ğ ıd a k ile rin h an g isin d e M o rto n g ö rü lm e o lasılığ ı en y ü k s e k tir?



n ö ro m asın ın



3) Eklem ve konnektif doku a. Tendon esnekliğinde artış



A) 90 yaşında yatalak bir kadın



b. Kollajenöz aktivitede artış



B) 30 yaşında bilgisayar operatörü bir erkek



c. Eklem sertliğinde azalma



C) 27 yaşında bir balerin



4) Diğer:



D) 10 yaşında bir erkek çocuk E) 3 yaşında bir kız çocuk



a. Ağrıda azalma



Morton nöromasının nerde yerleştiğini bilm ek lazım... M o rton in terd ijital nörom a, m etata rs a lji v e s e s a m o id it



-



Ağrı mediyatörlerini dokudan uzaklaştırmaya yarayan vazodilatasyon veya endorfin aracılı yanıta bağlı b. Genel relaksasyon



İnterdijital nöroma için en yaygın lokalizasyon



üçüncü ve dördüncü metatars başları arasıdır; fakat diğer metatars başları arasında da olabilir. -



Hasta tipik olarak metatars başları bölgesinde ağrı ile gelir.



-



Hastalar bazen çoraplarında kırışıklık varmış ya da ayakkabılarında çakıl taşı varmış hissi tarif ederler.



Doğru cevap: E 3.



Aşağıdakilerden hangisi komplike bel ağrısının özelliklerini tanımlayan kırmızı bayraklardandır? A) Ağrının kalçaya yayılması B) Eşlik eden duodenal ülser hikayesi C) Cinsiyetle ilişkili risk faktörleri



Doğru cevap: C 2.



A ş a ğ ıd a k ile rd e n hang isi u yg u la m a s ın ın etk is id ir?



D) Kauda equina sendromu E) Antihipertansif ilaç kullanımı y ü ze y s e l



s ıcak



A) Sinir iletim hızında yavaşlama B) Vazokonstruksiyon



Bel ağrısında “kırmızı bayraklar”ı bilmek lazım... Organik patolojiler ve eşlik eden medikal problemler var ise kırmızı bayrakları oluşturur.



C) Membran geçirgenliğinde azalma D) Metabolik aktivide artma E) Viskoelastik dokuların esnemede artış Mantık ile yapılabilecek b ir soru......



-



Kauda eqina sendromu



-



Spinal fraktür



-



Kanser veya enfeksiyon



- Abdominal aort anevrizması



İSİNİN ETKİLERİ



-



1) H em o d in am i:



- GİS veya GÜS problemleri



Spondilartrit



a. Kan akımında artış b. Kronik inflamasyonda azalma c. Akut inflamasyonda artış d. Ödem artışı



Doğru cevap: D 4.



Aşağıdaki hastalıkların hanigisnde FES (fonsiyonel (noromuskuler) elektriksel stimulasyon) uvaun bir tedavi seçeneğidir?



2) N ö ro m u skü ler:



a. Grup 1a liflerinin uyarılabilirliğinde artış (kas iğciği)



A) Peroneal paralizi B) Spinal kord lezyonu



b. Grup 2 liflerinin uyarılabilirliğinde azalma (kas iğciği)



C) Brakial pleksus lezyonu



c. Grup 1b liflerinin uyarılabilirliğinde artış (golgi tendon organı) d. Sinir ileti hızında artış



D) Ulnar nöropati E) Diabetik nöropati



Bu tedavi klasik b ilg i SVO’lu ile hemiplejik hastalara uygulanan tedavidir.



7. Aşağıdakilerden hangisi lumber bölge disk hernilerinde cerrahi tedavi endikasyonudur? A) Kauda equina sendromu B) Belirgin prevertebral kas spazmı



Bu tedavi için: 1. Üst motor nöron hasarı olmalı



C) Ağrının 3 günde geçmemesi D) Siyataljinin bulunması



2. Alt motor nöron sağlam olmalı 3. Sinir-kas kavşağı sağlam olmalı



E) Düz bacak kaldırma testinin 45 derecede pozitif olması



4. Kaslar sağlam olmalı



Bel fıtığının sorgulanmış...



Doğru cevap: B 5.



Spinal kord yaralanması (T6) olan bir hastada, dolum sistometrisi yapılırken terleme, şiddetli baş ağrısı ve yüzünde “flushing” oluşuyor.



1-



Masif rüptüre olmuş diskin basısına bağlı olabilir.



-



Genellikle orta hatta, çok sıklıkla L4-5’te, çoğunlukla önceden var olan bir durum (spinal stenoz, tethered kord...) ile üst üste biner. Genellikle orta hatta sıklıkla L4-L5 seviyesinde ortaya çıkar.



-



Spinal stenoz ve gergin kord sendromu semininde gelişebilir.



-



Sfinkter Bozukluğu: Üriner retansiyon (en sabit bulgu), üriner ve/veya fekal inkontinans, anal sfinkter tonusu %60-80’inde azalır.



-



Eyer Şeklinde Anestezi Kalça üstünde, posteriorsuperior uyluklarda ve perineal bölgede görülür.



-



Önemli Motor Kuvvetsizlik: Genellikle birden fazla sinir kökünü tutar.



Sunulan vaka b ir "otonom disrefleksi” vakasıdır... Otonom disrefleksi Yaralanma seviyesi T 6 üzerinde olan hastalarda görülür.



-



Yaralanmadan birkaç ay sonra ortaya çıkar



-



Kan basıncında yükselme



(Çoğunlukla lezyon seviyesinin altındaki noktaları) çoğunlukla bilateraldir.



Bradikardi Şiddetli baş ağrısı Lezyon üst seviyesinde terleme -



Piloereksiyon



-



Lezyon üst seviyesinde kızarma



-



Görmede bulanıklaşma



-



Nazal konjesyon



Aşağıdaki anatomik yapılardan sensoryal innervasyonu yoktur?



-



Bel ve/veva bacak ağrısı



-



Achille veva oatella refleksinin bilateral kavbı olabilir



-



Seksüel disfonksiyon: Genellikle daha geç bir zamana kadar tespit edilemez.



Doğru cevap: A 8.



Doğru cevap: C 6.



Servikal anjina hangi patolojilerde ortaya çıkar? A) C7 kök basısı B) C5 kök basısı C) Atlantoaksiyal subluksasyon



hangisinin



D) Vertebral arter kompresyonu E) Oksipital sinir kompresyonu



A) Posterior longitudinal ligaman B) Kemik C) Nükleus pulpozus D) Faset eklem kapsülü E) Kaslar Bel fıtığı bilgisi açısından önemli b ir bilgi... Nükleus pulpozus ağrısızdır. Diğer seçenekler ağrılıdır. Doğru cevap: C



endikasyonu



Muhtemel Bulgular:



D) Bradikardi ve hipotansiyon E) Atrial fibrilasyon ve hipotansiyon



-



acil



-



A) Taşikardi ve hipertansiyon



-



önemli



Kauda eauina sendromu tacil cerrahi endikasvonl:



Bu hastada görülebilecek ek bulgular aşağıdakilerin hangisinde birlikte verilmiştir?



B) Taşikardi ve hipotansiyon C) Bradikardi ve hipertansiyon



en



Anjina benzeri ağrı yaptığı için bu isim verilmiştir.... -



C6-7-8 sinir kökü patolojileri prekordial myotomal ağrıya sebep olabilir. Bundan dolayı servikal anjina denilir.



Doğru cevap: A



F İZ İK T E D A V İ R E H A B İL İT A S Y O N



1



f iz ik t e d a v i r e h a b ilita s y o n



292



9.



Fibromylaji sendromunun etyopatogenezine yönelik en etkili tedavi yöntemi aşağıdakilerden hangisidir? A) Kas gevşeticiler B) Non-steroid antiinflamtuar ilaçlar



-



Heterotopik ossifikasyonda tedaviden çok profilaksi daha önemlidir.



-



Bu hastalarda erken mobilizasyon çok önemlidir.



Doğru cevap: C



C) Aerobik egsersizler D) Gevşeme egsersizler



12. L4-L5 sağ posterolateral disk herniasyonuna bağlı olarak L5 kök basısında aşağıdakilerden hangi bulguya rastlanır?



E) Sistemik steroidler F ib ro m y a lji te d a v is in d e a s ıl te d a v i T ris ik lik antidepresandır. B irç o k tedavi yöntem i olsada aerobik egsersizlerden hastalar çok fayda görmektedir....



A) Babinski refleksi B) Ayak başparmağı dorsifleksiyonunda azalma C) Patella refleksinde kayıp D) Topukda hipoestezi



Doğru cevap: C



E) Uylukta atrofi 10. Baş dönmesi ve kulak çınlaması olan hastada hangi patoloji akla gelmelidir?



Bel fıtığında seviye sorularını çalışırken öncelikle en sık bası altında kalan kökleri (L5-S1 kökleri) bilmek gerekir...



A) Atlantoaksiyal subluksasyon B) Spina bifida I



C) Transevers foramene daraltan osteofit



Tablo 14: Disk hernileri genel özellikleri



D) Ligamentum flavum hipertrofisi



Seviye



E) İntervertebral foramene uzanan disk hernisi M *,



L 3 'L 4



Hastada vertebrobasiller yetmezlk bulgusu verildiğine dikkar etmek lazım.... Transver foramende vertebral arter geçtiğinden dolayı burayı daraltan osteofitler baş dönmesi ve tinnitusa yol açabilirler.. Doğru cevap: C 11. Aşağıdakilerden hangisi heterotopik ossifikasyon tedavisinde kullanılan uygulamalardan birisi değildir?



B) Eklem hareket açıklığı egsersizleri C) Fraksiparin



%40-45



c



Ls



H eterotopik o s s ifik a s y o n fiz y o p a to o jis i b ilin e re k yapılabilecek b ir soru.... Sıklıkla omuz ekleminde ossifikasyonla seyreder. Fraksiparin ve ossifikasyon arasında bir ilişki yoktur.



Heterotopik ossifikasyonun tedavi seçenekleri: -



Etkilenen eklemin eklem hareket açıklığının korunması,



-



İlaç tedavisi (etidronat, antienflamatuvar ilaçlar),



-



Radyoterapi



olmayan



İleri fonksiyon kısıtlılığı gelişmiş eklemlerde matür kemik dokunun cerrahi eksizyonu



%40-45



s’



Refleks kaybı



Patella



Medial hamstring



Aşil



Etkilenen kas



Kuadriceps femoris



Tibı'alis anterior



Gastrokinemius



Düşük ayak



Plantar fleksiyonda



Bacak arkası



Bacak arkası



II



Bası



1



Motor güç Diz ekstansiyonunda azlığı Uyluk ön yüzü



Duyu değişikliği



D) Etidronat E) indometazin



steroid



%5



Ağrı yayılımı



A) Teröpatik ultrason uygulaması



-



Sıkılığı (%)



I



i



------------------ 1



Doğru cevap: B 13. Çeşitli maddelerin deriye sürülerek , ultrason aracılığıyla penetrasyonunun hızlandırılması temeline dayanan tedaviye ne ad verilir? A) Faradizasyon C) İyontoforez



B) Galvanizasyon D) Fonoforez E) Indüksiyon



Günümüzde kullanılan 2 ana yöntemi birbirinden ayıt etmek gerekir... İyontoforez: Kesintisiz doğru akım kullanılarak fizyolojik olarak aktif iyonların deri ve mukoz membranlardan vücuda girmesinin sağlanmasıdır.



Elektrik yüklü elektrodun aynı yüke sahip iyonu itmesi esasına dayanır. Fizik tedavide iyontoforez ilaçların yumuşak dokuya doğrudan geçişi için kullanılır



-



Daha sonra siyanoze soğuk ve ıslak deri



-



Direkt grafi normal



2. Dönem: 3-6 ay arası Fonoforez: Topikal olarak uygulanan ilaçların ciltten geçişini kolaylaştırmak için ultrasonun geçişinin kullanıldığı bir yöntemdir. Kortikostreroidler en sık kullanılan fonoforez ajanlarıdır Doğru cevap: D 14. Fibromyalji sendromu için hangisi sorumlu tutulmaktadır?



aşağıdakilerden



A) Kas biyopsisinde inflamatuar myozit saptanır



-



Kan akımı azalmış, cilt soğuk



-



Hiperhidroz



-



Ağrı şiddetlenir



-



Ödem daha yaygın



-



Kıllarda seyrelme tırnaklarda kırılganlık



-



Benekli osteoporoz



-



Artmış eklem kısıtlılığı



3. Dönem



B) EMG’de myopati vardır C) Serum CRP düzeyleri yüksektir D) BOSTA seratonin düzeyleri düşüktür E) Endorfin düzeyi yüksektir Günümüzde fibromyalji hastalığının etyolojisi tam olarak bilinmez...



-



Şiddeti azalmış ağrı



-



Kas atrofisi belirginleşir



-



interfalangeal ve diğer eklemlerde ankiloz



-



Fleksor tendon kontraktürlerias spazmı



-



Tanı için: Tüm labaratuar ve görörüntüleme normal olmalıdır



Doğru cevap: E



-



Hassas noktaların varlığı olmalıdır.



16. Aşağıdakilerden hangisi “ Duplay periartiriti” ile eş anlamlı olarak kullanılmaz?



Doğru cevap: D 15. Altı ay önce sol hemiparezi nedeniyle tedavi gören erkek hastada son 2 aydır sol el ve kolda yanıcı ağrı ortaya çıkmıştır. Hasta, sol ön kol ve eli kaplayan ağrı yanı sıra hafif uyaranlarla anormal ağrılı duyumlar hissetmektedir. Kolda şişme ve terleme artışı dışında bulgu saptanmamış olup; ısı, dokunma, pozisyon, vibrasyon duyuları ile kas gücü, derin tendon refleksleri normaldir. Patolojik refleks saptanmayan hastada en olası tanı nedir?



A) Omuz periartiriti B) Tietze sendromu C) Adhesive kapsülit D) Donuk omuz E) Skapulo humoral periartrit Bu soruyu yapmak için hangisi farklıdır olarak okunmalı veya tietze sendormu bilmek gerekir... Tietze sendromu: bir veya birden çok costal kartilajın benign inflamasyoun ile karakterizedir. Adheziv kapsülit,



A) C7 radikülopati B) Segmental amiyotrofi







ağrı ile başlayan ve giderek omuz ekleminin bütün yönlere olan aktif ve pasif hareketlerinde kısıtlılığa yol açan bir sendromdur.







Yumuşak doku kontraktürüne bağlı olarak hareket kısıtlılığı gelişir.







Omuz periartriti, donuk omuz, skapulohumeral periartrit, Duplay periartriti olarak da isimlendirilmiştir.







Primer adheziv kapsülit bir neden olmaksızın idiyopatik olarak eklem hareket kısıtlılığı ile ortaya çıkar.







Sekonder olarak ise bazı predispozan faktörleri takiben veya bazı hastalıklarla birlikte oluşur.







Rotatorkaf yırtıkları, omuz travmaları, yumuşak doku travmaları, uzamış immobilizasyon gibi nedenlerin yanısıra, diyabetes mellitus, hipertiroidi, akciğer hastalıkları, myokard infartüsü, servikal omurga lezyonları, serebrovasküler atak gibi hastalıklarda görülebilir (62122>.



C) Servikal syringomiyeli D) Posterior interosseöz nöropati E) Kompleks bölgesel ağrı sendromu Bu s o ru e s k i TU S 'ta rd a k o z a lji veya re fle k s sem patik d is tro fi olarak soruldu. A rtık term inolojik o lara k ko m p le ks b ö lg e se l ağrı sendrom u olarak geçmektedir. Klinik olarak 3 döneme ayrılır 1. Dönem: Ortalama 3 ay sürer -



Lokalize yanıcı ağrı



-



Hiperestezi



-



Lokalize ödem



-



Hiperhidroz



-



Başlangıçta sıcak ve kuru deri



FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON



293



FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON



294







Divabetik hastalarda adheziv kapsülit insidansı % 10-20 oranında, insüline bağımlı divabetik hastalarda ise %36 oranında bildirilmektedir



18. Aşağıdakilerden hangisi fibromyalji tedavisinde birinci basamak ilaçtır? A) Amitriptilin



Doğru cevap: B 17. Spinal kord yaralanmalı bir hastada parapleji olması için lezyonun hangi düzeyde olması gerekir? A) Torakal 1’ in üstünde B) Torakal Tin altında C) Servikal 8’ in üstünde



B) Non-steroid antienflamatuar ilaçlar C) Parasetamol D) Kas gevşeticiler E) Opioidler FTR yandal sınav sorusu.... Fantom ve fibromyaljide birinci basamak ilaçlar trisiklik antidepresanlardır.



D) Servikal 8’in altında E) Servikal 7 düzeyinde Ouadriplejik. Parapleji T1 veya daha aşağı seviyedeki yaralanm ala r, O u a d rip le ji ise C7 veya daha ü s t seviyelerdeki yaralanmalar sonucu oluşur. Ouadripleji: Bu terim bütün kol ve bacakların etkilendiğini belirtir. Ouadripleji, omurilik CTden C7’ye servikal bölgeden yaralandığı zaman oluşur. C1 ile T2 arasındaki, bölgede oluşan yaralanmalarda solunum fonksiyonları, nefes alma, ısı regülasyonu, terleme yetisi bozulur ve mass refleks ( tüm vücutta katılaşmA) olur. C4 ve üzerindeki yaralanmalar bazen mekanik ventilayona kadar gidebilen solunum fonksiyon bozukluklarına neden olabilir. Eğer solunum fonksiyonları VARSA , kişi SCUBA eğitimine aday olabilir, eğer mekanik ventilasyon gerekiyora kişi SCUBA eğitimi için aday olamaz. C5. C6 ve C7 de oluşan yaralanmalarda , kişi genellikle kendine bakabilir ve SCUBAeğitimi için KABUL EDİLEBİLİR, bununla birlikte, kolların ve solunum fonksiyonlarının etkilenmesi nedeniyle yeterlilik kişiye göre değişken olabilir. C6 en sık görülendir ve bütün omuz fonksiyonları sağlamdır. Parapleji: Alt ekstremitilerin etkilendiğini belirtir. Omuriliğin T1 ile L arasındaki yaralanmalarında parapleji oluşur. T2 ve T1 de olan yaralanmalar, solunum fonksiyonlarının azalmasına, ısı regülasyonu ve terlem e yetisinin bozulmasına, ve mass reflekse ( bütün vücutta katılaşma ) neden olur. Bu nedenle Ouadriplejiklere gösterilen özenin paraplejiklere de gösterilmesi gereklidir. Yaralanmanın verine ve doğasına göre tüm gövdeden alt ekstremitilere doğru motor ve/veya duyusal fonksiyonların tam veya yarım kaydı olabilir, bu nedenle yeterlilik büyük değişiklikler gösterebilir. Bazıları destekle hatta yardım almadan yürüyebilirler. T1 ile T6 arasındaki üst seviye yaralanmarında, ağır engelliliğe neden olabilen, dengeyi ve hareketliliği etkileyen vücut kontrolü kaybolabilir. Doğru cevap: B



Doğru cevap: A 19. Servikal vertebralarda rotasyonu gerçekleştiren esas segment aşağıdakilerden hangisidir? A) C1-2 C) C3-4



B) C2-3 D) C4-5 E) C5-6



B o yu n ro ta s y o n u n esas s o ru m lu olan C1-C2 segmentidir.. Doğru cevap: A 20. Aşağıdakilerden hangisi omurilik yaralanmalı hastalarda lezyonun komplet veya inkomplet ayırımının yapılmasında yol göstericidir? A) Bulbokavernöz refleks C) Hoffman refleksi



B) Kramester refleksi D) H refleksi



E) F cevabı Bu soru için kom plet veya inkom plet yaralanmanın tanımı bilinmelidir. Komplet yaralnamada sakral duyu olmayacağı için bulbokavernöz refleks çalışmaz... H refleksi: Önkoldaki fleksör karpi radyalis kasından medyan sinir uyarımına cevaben ve baldırdaki soleus kası üzerinden tibyal sinir uyarımına cevaben kaydedilen bir reflekstir. Komplet: Sakral segmentlerde (S4-5) hiçbir motor veya duyusal fonksiyon korunmam ıştır. İnkomplet Nörolojik seviyenin altında motor fonksiyon yoktur, duyusal fonksiyon devam eder ve sakral segmentlere kadar uzanır. İnkomplet: Nörolojik seviyenin altında motor fonksiyon korunmuştur ve bu seviyenin altındaki anahtar kasların en az yarısından fazlasında kas gücü 3/5’in altındadır. İnkomplet: Nörolojik seviyenin altında motor fonksiyon korunmuştur ve bu seviyenin altındaki anahtar kasların en az yarısından fazlası kas gücü 3/5 ve üstündedir. Normal: Motor ve duyusal fonksiyon normaldir. Doğru cevap: A



21.



Aşağıdakilerden hangisi omurilik yaralanmalı bir hastada görülebilecek en tehlikeli komplikasyondur? A) Spastisite B) Üriner enfeksiyon



23. Lomber disk hernili bir hasta, topuğunun dış bölgesinde duyu kaybından yakınıyorsa hangi sinir kökünün etkilendiği düşünülmelidir? A) L2



B) L3



C) L4



C) Otonom disrefleksi D) Heterotopik osifikasyon



D) L5 E) S1



Bel Fıtığı sorularında genellikle en sık seviye olan L5 ve S! sin ir kökünün sorulduğunu hatırlamak lazım....



E) İmmobilizasyon hiperkalsemisi Otonom disrefleksi medulla spinalis yaralanmalarında h a s ta n ın h a ya tın ı te h d it e d e b ile c e k b ir komplikasyondur...



“Soru 23” başlıklı şekile bakınız. Doğru cevap: E



Otonom disrefleksi Yaralanma seviyesi T 6 üzerinde olan hastalarda görülür.



-



Yaralanmadan birkaç ay sonra ortaya çıkar



-



Kan basıncında yükselme



-



Bradikardi



A) Tetik parmak



-



Şiddetli baş ağrısı



-



Lezyon üst seviyesinde terleme



B) El-omuz vibrasyon sendromu C) DeÛuervain sendromu



-



Piloereksiyon



-



Lezyon üst seviyesinde kızarma



-



Görmede bulanıklaşma



-



Nazal konjesyon



D) Raynaud fenomeni E) Epikondilit El-omuz vibrasyon sendromu, erkeklerde daha çok görülür, “beyaz parmak hastalığı” da denilir...



Doğru cevap: C 22.



Kavitasyon oluşumu, aşağıdaki terapötik fiziksel ajanlardan hangisinin non-termal etkilerinden biridir? A) Ultrason



B) Fluidoterapi



C) Parafin banyosu



D) Kısa dalga diatermi



E) Mikrodalga diatermi U ltra s o n te d a v is in in “kavitasyon "dur... a.



24. Elli yaşında ağır makine kullanan bir erkek hastada, vibrasyonun neden olduğu, parmaklarda digital arterlerin vazokonstrüksiyonu ve ağrı ile seyreden kümülatif travma bozukluğu aşağıdakilerden hangisidir?



-



is te m e d iğ im iz



e tk is i



Reynaud sendromu: kadınlarda daha çok görülür, kesin sebebi bilinmesede vibrasyon etkenlerden birisidir. Raynoud sendromu ve el-omuz vibrasyon sendromu birbirleri ile ilişki durumlardır. Doğru cevap: B 25. Elli sekiz yaşında bir erkek hasta bel ağrısı ve sağ bacakta beş aydır devam eden ağrı yakınmasıyla başvuruyor. Hasta, ağrısının yürümekle arttığını, 100150 m sonra şiddetli ağrı nedeniyle yürüyemediğini, öne eğilmekle ağrısının hafiflediğini belirtiyor.



Ultrason



Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?



i.



A) Spinal stenoz



Terapötik ultrason yüksek frekanslı ses enerjisi yolu ile dokuda termal etki üretmede kullanılır. Derin dokularda (kemik ve kas ara yüzeyleri) 46 dereceyi bulan sıcaklıklara ultrasonla kolayca ulaşılır.



B) Disk hernisi



C) Lomber spondiloz D) Vaskülit E) Tıkayıcı arter hastalığı



ii. Ultrasonun etkileri termal ve termal olmayan etkiler olarak ikiye ayrılır.



Spinal stenozun tipik bulgusu “yürümekle artan ağrı” ve fleksiyonda ağrının azalmasıdır...



Termal etkiler: Akustik enerji moleküler titreşime sebep olarak ısı açığa çıkarır.



Spinal stenoz: spinal kanalın, lateral resesin ya da nöral foramenin kemik ya da yumuşak doku basısına bağlı daralmış olması seklinde tanımlanır.



Termal olmayan etkiler ise kavitasyon oluşumdur: ses etki alanında gaz kabarcıklarının oluşumudur. Doğru cevap: A



Konjenital stenoz: akondroplazi ya da diğer cüceliklerle birlikte görülür. Pediküller kısa olup, spinal kanal dardır.



FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON



295



AVI REHABİLİTASYON



2 96



Kanal genişliğinin normal boyutları, mid-sagital çapın 11.5 mm olması yada kanal alanının 1.45 cm2’den büyük olması seklinde tanımlanır. Kanal çapının 10-13 mm arasında olması rölatifspinalstenoz, lOmm’den az olması ise belirgin (absolutE) spinal stenoz olarak kabul edilir. -



En çok L3-L4 ve L4-L5 seviyesi etkilenir.



-



Bel ağrısı ve sertlik başlangıç şikayetleri olup zamanla belirginleşir ve günlük yasam kalitesini etkiler.



-



-



-



D iaterm i: Elektromanyetik enerjinin termal enerjiye çevrilmesi yolu ile derin ısıtma sağlar Doğru cevap: B 27. Omurilik yaralanması sonrası en sık görülen klinik sendrom aşağıdakilerden hangisidir? A) Santral kord sendromu B) Brown-Sequard sendromu C) Anterior kord sendromu



Spinal stenozun klasik bulgusu olan nöroienik klaudikasvon alt ekstremitede özellikle baldırda ağrı, uyuşma ve karıncalanma ile karakterizedir. Hastalar tipik olarak lomber fleksiyonda rahatlar, ekstansiyonda yakınmaları artar. Bu artış, lomber ekstansiyon ile kanalın daralmasına bağlıdır.



D) Konuş medullaris sendromu E) Kauda equina sendromu Santral kord sendromu: -



Nörojenik klaudikasyonu olan hastalar genellikle lomber fleksiyonun arttığı, yokuş yukarı yürüme, alışveriş arabası ya da bisiklet kullanma gibi aktiviteleri daha rahat tolere ederler.



Doğru cevap: A 26. Aşağıdaki dokulardan hangisi kısa dalga diyatermi tedavisi sırasında en az ısınır? A) Kas B) Deri C) Kan D) Eklem E) Yağ dokusu Kısadalga diatermi b ir derin ısıtıcıdır, o yüzden en az deride ısınmaya yolaçar...



Servikal yaralanma sonucu oluşur. Sakral duyu korunmasıyla birlikte, üst ekstremitelerde motor zayıflık alt ekstremiteden daha fazladır. inkomplet medulla spinalis yaralanması sendromları arasında e n s ı k görülendir.



-



Mesane disfonksiyonu ve lezyon seviyesi altında değişken duyu kaybı olabilir.



Doğru cevap: A 28. Pars interartikülaristeki kemik defektine ne ad verilir? A) Spondilozis B) Spondilolistezis C) Spondiloartroz D) Spondilolizis E) Spondilodiskit



Birbiriyle çok karışan term inolojik bilgiler....



31.



Spondilozis: Genel olarak eklemin hareket yeteniğinin azalması anlamında kullanılır. S p o n d ilo lis te z is : Bir vertebranın diğerinin önüne yerdeğiştirmesidir.



Lomber disk hernisi tanısı ile ameliyat edilen ve parsiyel laminektomi yapılan bir hastada, daha sonra bel ağrısı gelişmesi durumunda aşağıdaki fizik tedavi ajanlarından hangisinin uygulanması doğru değildir? A)



Kısa dalga diatermi



C)Tens Spondilolizis Pars interartikülaristeki kemik defektine Doğru cevap: D 29. Lachman hangisinin kullanılır?



manevrası aşağıdaki bağlardan bütünlüğünü değerlendirmede



B) Ultrason D) Galvanik akım



E) Enfraruj Ultrason tedavisi kavitasyon etkisi nedeniyle sıvı olan yerlere uygulanmaz... bu hastada ultrason dalgaları BOS’a geçeceği için ultrason tedavisi uygulanmaz... Kontrendikasyonları: 1. Genel ısı önlemleri



A) Ön çapraz bağ



a. Akut travma enflamasyon



B) Arka çapraz bağ C) Medial kollateral bağ



b. Kanama diatezi c. Ödem



D) Lateral kollateral bağ E) VVrisberg bağı



d. Bozulmuş duyu algısı e. Ağrı bildirmeyi engelleyen kognitif fonksiyon



Fizik tedavideki özel testleri bilm eliyiz.....



f. Malignansi



-



Yergason testi: Biseps tendiniti



-



Speed testi: Biseps tendiniti



2. Gözler ve üreme organları yakını



-



Trandelenburg testi: Gluteus medius kası



3. Gebe ve menstürasyon esnasındaki uterus



-



Thomas testi: İliotibial bant bozukluğu



4. Vertebrada laminektomi yakını



-



Schober testi: Vertebra fleksiyonu, ankilozan spondili



5. İskelet immatürasyonu



Lachmann testi: Ön çapraz bağ -



McMurray testi: Menisküs yaralanması



-



Ön çekmece testi: Ön çapraz bağ yırtığı



-



Arka çekmece testi: Arka çapraz bağ yırtığı



Doğru cevap: A 30. Subakromial sıkışma sendromunda aşağıdaki tendonlardan hangisi etkilenir? A) Biseps tendonu



6. Artroplastiler Doğru cevap: B 32.



Hemiplejik hastalarda görülen patolojik yürüme aşağıdakilerden hangisidir? A) Antaljik C) Sirkumdiksiyon



B) Trendelenburg D) Makaslama E) Stepaj



Yürüyüş biçim leri sorulara çok sık konu olmaktadır...



B) Subskapularis tendonu



Stepaj yü rü yü ş: L5-S1 lezyonunda ve fibular sinir lezyonunda olur



C) Teres minör tendonu D) Supraspinatus tendonu



Antaljik yürüyüş: ağrılı yürüme bozukluğunu tarifler



E) İnfraspinatus tendonu Toplumda görülen en sık tendin it, subakromiyal sıkışma sendromudur. Diğer adı İmpingement sendromudur...



H e m ip le jik yü rü yü ş: salınım sırasında bacak çok uzundur, dairesel bir şekilde dışarı ve öne salınım yapar (sirkümdiksivon) veya öne atar



-



İnternal rotasyonu yapmakta güçlük çekerler



-



Tuberkulum majusun altında sıkışır



Ördekvari yürüyüş: iki taraflı gluteus medius felcinde veya iki tarflı kalça çıkığında olur



-



Hawkins testi pozitifdir



Oraklayarak yürüme: spastik hemiplejide görülür



Doğru cevap: D



Trandelenburg topallığı: Kalça abduktörleri (gluteus medius ve minimus) güçsüzdür



FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON



297



-



Ataksik yürüyüş: erebellum lezyonlarında olur. Hasta düşmemek için bacaklarını açar Artrojenik Yürüyüş: Sertlik, deformiteden kaynaklanabilir, ağrılıdır veya değildir (sert diz veya kalça yürüyüşü). Başparmağı yerden kaldırm ak için sert bacağın sirkümdiksiyon yapması gerekir. Hasta sert olan bacağını daha yukarıda tutar.,



10 ve 2° osteoartrit gelişebilir. -



1.’de heredite ve yaş faktörleri ile, snoviyal enzimlerin anormal fonksiyonları neden olur.



-



2 .’de ise sebepler enfeksiyon, kollajen doku hastalıkları, intraartiküler steroid kullanımı, DKÇ’dir.



-



2. kalça osteoartritinde en sık sebep HİPOPLAZİK ASETABULUM’dur.



-



Tedavi: İstirahat, koltuk değneği kullanımı, sıcak tatbiki, antiinflamatuar ilaçlar ve cerrahidir. (Sinovektomi, artrodez, osteotomi, artroplasti)



Makaslama yürüyüşü: Kalça addüktörlerinin spastik paralizi vardır (spastik paraplejikler) Doğru cevap: C 33. Heberden nodülleri tipik olarak hastalıklardan hangisinde görülür?



aşağıdaki



A) Reiter sendromu



2- Romatoid Artrit



B) Skleroderma C) Akut romatizmal ateş D) Dejeneratif artrit E) Gut hastalığı Heberden nodülleri dejeneratif artrit (osteoartrit) için tipiktir. Heberden nodüllerine ek olarak dejeneratif artritte Bouchard nodülleri de görülür. Dejeneratif artritin ilk bulgusu ağrıdır. Genelde tek ve büyük bir eklemden başlar.



Distal interfalangial eklem dorsalinde, kıkırdak ve kemik büyümesinden oluşan HEBERDEN NODÜLLERİ görülür.



-



Simetrik ve poliartiküler tutulum olur.



-



En sık elde proximal interfalangial eklem tutulur.



-



Juvenil R.A.’te ise en sık; diz, ayak ve el bilekleri tutulur.



Doğru cevap: C 35. Romatoid artrit vakalarında hangisi beklenmez?



Akut romatizmal ateşte subkutan nodüller görülür. Akut endokarditte Janevvay nodülleri görülür.



A) Serozit



Doğru cevap: D



D) Romatoid nodüller



34. Aşağıdakilerden hangisi osteoartritin romatoid artritten ayrımında doğrudur? A) Sabah tutukluğu bir saatten fazladır B) Belirgin sinovit vardır



aşağıdakilerden



B) Asimetrik tutulumlu artrit C) Kuğu boynu deformitesi E) Sabah tutukluğu



ROMATOİD ARTRİT Epidemiyoloji 3.-4.dekaddan sonra sıktır. Bayanlarda 3-5 kat daha sıktır.Sıklığı %1’dir.



C) Sinovial sıvı non-inflamatuardır D) Klinik progresyon hızlıdır E) Artritle birlikte sistemik bulgular da görülür



EKLEM HASTALIKLARI Sinostoz: Eklemde arada kemik doku vardır Sindezmozis: Eklemde arada fibröz doku vardır Sinkondrozis: Eklemde arada kıkırdak doku vardır



Etyoloji: HLA-DR’4, DQ14 ile ilişkilidir. Patogenez: Eklem lezyonu snovyal membranda inflamasyon olarak başlar daha sonra proliferatif lezyon (pannus) şekline dönüşür. Hastalık progresiftir.Patolojisinde 3 karakteristik olay vardır: serozit, pannus ve vaskülit. Klinik: En sık (%90) proksimal interfalengial, MKP ve metatarsofalengial eklemler tutulur.%80 hastada RF(+)’tir. Romatoid nodüller, yumuşak doku şişliği, kilo kaybı, anemi olabilir.



1- Osteoartrit=Dejeneratif A rtrit -



-



İleri yaşlarda ortaya çıkan, Hyalin kıkırdağın dejenerasyonu ile karakterize, subkondral kemikte skleroz, osteofit yapımı eklemde daralma ve subkondral kist görünümü veren; ağrı, hareketlerde sertlik ve kısıtlılığa yol açan bir hastalıktır. En sık radyolojik bulguları eklem aralığı genişlemesidir.



Tanı: Mutlaka 7 kriterden 4’ü olmalı,1’den 4’e kadar olan kriterler en az 6 hafta sürmelidir. -



En az 1 saat süren sabah tutukluğu



-



3 veya daha fazla eklemde artrit



-



El bileği MKP ve PİP eklemlerinden en az birinde artrit



-



Simetrik artrit



-



Romatoid nodüller



1. Klinik,



-



Serum RF(+)’liği



2. Enzim (kreatin kinaz, aldolaz, AST ve LDH’dır),



-



Tipik radyolojik değişiklikler



3. EMGve



s Radyolojik bulguları: yumuşak doku şişliği, periartiküler osteopeni, kemik erozyonu ve kıkırdak kaybına bağlı eklem aralığında daralma



4. Kas biyopsisidir.



S Eklem sıvısı bulguları: 5-25 bin/ml lökosit vardır ve nötrofiller hakimdir.



Doğru cevap: A 37. Aşağıdakilerden hangisi yüzeyel ısıtıcı değildir?



Prognoz: Kötü prognostik faktörler şunlardır: -



Romatoid faktör(+)’liği



-



HLA-DR4 pozitifliği



-



ESR ve CRP yüksekliği



-



Multipl inflamasyonlu eklem olması



-



Extraartiküler hastalık



-



Radyolojik olarak erozyon bulguları olması



Exstraartiküler bulgular -



Sklerit, episklerit, konjuktivit



-



Anemi trombositoz



-



Akciğer nodülleri



-



Splenomegali



-



Periferik nöropati, karpal tünel sendromu



-



Subkütan nodüller Plevral, perikardial efüzyon s



EEG’ye ihtiyaç yoktur.



RA’de tipik deformiteler: Kuğu boynu, buttonier, ulnar deviasyon, tepe vadi, Z deformitesi ve opera dürbünü.



Doğru cevap: B 36. Kırk beş yaşında bayan hasta omuz, sırt, kalça ve kollarında ağrı ve güçsüzlükten şikayet etmektedir. Oturduğu yerden desteksiz kalkamamakta, saçlarını taramada zorluk çekmektedir. Zaman zaman nefes darlığı ve yutma güçlüğü, öksürük atakları olmaktadır. Bu hastada tanı için aşağıdaki testlerden hangisini yapmaya gerek yoktur? A) EEG B) EMG C) Kas biyopsisi D) Kreatin kinaz



A) Parafin



B) Ultrasonografi



C) Fluidoterapi



D) Radyasyon E) Sıcak yastık



Isı tedavisi (termoterapi) FTR’de çok sık kullanılır. 3740°C sıcak, 40°C üstü çok sıcak, 0-130°C çok soğuk, 13-180°C soğuk ve 18-27°C serin kabul edilir. Isı iletimi dört şekilde olur; kondüksiyon (iletim), konveksiyon (yer değiştirme),konversiyon (enerji değiştirme) ve radyasyon (ışınlama) Isının lokal etkileri: vazodilatasyon, metabolizmada artış, kaslarda relaksasyon, ağrıda azalma, terleme, eritem, sinir iletiminde artış ve lökositozdur. Sistemik etkileri: sedasyon, idrarda artış, nabız hızında artış, solunum sayı ve derinliğinde artıştır. Malignensi, enfeksiyon, damar hastalığı ve aktif artrit bölgesine ısı uygulam ak kontrendike dir. Yüzeyel ısıtıcılar: sıcak yastık, su torbaları, sıcak kompresler, parafin, sıcak katı maddeler, fluidotera-pi, hareketli sıcak su, nemli hava ve ışın tedavisi (radyasyon)’dir. Derin ısıtıcılar, ultrasonografi, mikrodalga ve diatermidir. Doğru cevap: B 38. Aşağıdakilerden hangisi matizmalarından değildir?



doku



ro­



A) Pannikülit B) Entesopati C) Fibrozit D) Bursit E) Perikardit Yumuşak doku romatizması, kas, tendon, fasia, deri, deri altı yağ dokusu, bursa, eklem kapsülü, tendon kılıfı ve tendonların kemiklere yapıştıkları bölgeler gibi hareketle primer ilgili olmayan eklem dışı odakların çoğunlukla enfeksiyöz bazen de dejeneratif karakterli patolojik değişikliklerine denir. Bunlar; p a n n ik ü lit, te n d in it, entesopati, periartrit (kapsülit), fibrozit ve bursittir.



E) Aldolaz Perikardit bu grupta yer almaz. Hastada tipik bir polimyozit olgusu tanımlanmıştır, dermatomyozit ve polimyozit tanısında kriterler;



yumuşak



Doğru cevap: E



FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON



9



FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON



300



39. Fibromyaljinin hangisidir?



bulgularından



olmayan



A) Sabah sertliği C) Uyku bozukluğu



B) Yaygın ağrı D) Yorgunluk



E) Sedimantasyon artışı Fibromyalji, kaslarda çeşitli sebeplerle ortaya çıkan ağrıdır. En önemli sebebi ruhsal faktörlerdir. Bunlar mükemmeliyetçi kişilik yapısına (dürüst, çalışkan, ahlaki değerlere önem veren) sahiptirler. Karakteristik bulguları yaygın ağrı, sızı, sabah sertliği, yorgunluk, vücutta yaygın hassas noktalar, dıştan ve içten gelen patolojik uyarılara karşı aşırı hassasiyet, uyku bozukluğu ve mükemmeliyetçi kişilik yapısıdır.



Pannikülit, vücudun derialtı yağ dokusundaki enflamatuar ve nekrotik değişikliklerin genel adıdır. En sık menopoza giren kadınlarda kalça ve diz eklemi çevresinde gelişen ağrılı yağ birikiminin olduğu menapoz panniküliti görülür. Tenosinovit, tendon kılıfının enflamasyonudur. Tekrarlayan travma ve zorlama sonucu primer olarak oluştuğu gibi romatoid artrit, GUT, psöriatik artrit ve Reiter sendromu gibi romatizmal hastalıkların seyri sırasında da görülebilir. Bursit, en sık subakromial ve subdeltoid bursit görülür. Doğru cevap: A 42. Charcot eklemi hangisinde bulunmaz?



Doğru cevap: E



A) Sifiliz 40. Tenisçi dirseği ve golfçü dirseği aşağıdakilerden hangisinde görülür? A) Fasiit



bulguları



B) Pannikülit



C) Fibrozit



D) Entesopati E) Kapsülit



Entesopati (tendoperiostit), tendonların kemiğe yapıştıkları yerlerdeki enflamatuar değişiklikler sonucu oluşur. Dirsek ekleminde iki önemli tipi vardır. Lateral epikondilit, el bileği ekstansor kaslarının yapıştığı lateral epikondildeki enflamasyondur ve tenisçi dirseği oluşur. Medial epikondilit, medial epikondilin enflamas-yonudur ve golfçü dirseği meydana gelir. Fasiit, fasialardaki patolojik değişikliklerdir. En önemlisi palmar facianın kronik fibröz bir kontraktürü olan Dupuytren kontraktürüdür.



B) Diabetes mellutus C) GUT D) Syringomiyeli E) Charcot-Marie-Tooth hastalığı Charcot eklemi nöropatiye bağlı gelişen artropatidir. Ağrı ve proprioseptif duyu kaybı olur. Eklemde, yumuşak dokuda hasara yol açarak eklemde normalden daha fazla hareket genişliği sağlar. Destrükte olan eklemde şişme ve hiperemi olur. Charcot eklemi, nöropati yapan diabetes mellitus, sifiliz, syringomyeli, lepra ve Charcot-Marie Tooth hastalığına bağlı gelişebilir. GUT ise seronegatif hastalıklar grubundan olan metabolik bir bozukluktur. Doğru cevap: C 43. Romatoid artritte en sık tutulan eklem hangisidir?



Kapsülit(periartrit), eklem kapsülündeki değişikliklerdir. En sık omuz kapsüliti görülür. Doğru cevap: D 41. Yergason pozitiftir?



testi



aşağıdakilerden



hangisinde



A) Biseps tendiniti B) Subakromial bursit C) Tenosinovit D) Pannikülit E) Fibrozit Yergason testi biseps tendinitinde pozitiftir. Test, dirsek bükülüyken ön kol dirence karşı içe döndürülmeye çalışıldığında ağrının olmasıdır. En sık karşılaşılan tendinit olan Supraspinatus tendinitinde arcus fenomeni pozitiftir. Bunda omuz abdüksiyonunun 70 derecesine kadar hareket ağrısızdır.



A) Metokarpofalangial eklem B) Diz eklemi C) Proximal interfalangial eklem D) Omuz eklemi E) Kalça eklemi Romatoid artrit sıklıkla küçük eklemleri simetrik olarak tutan inflamatuar bir hastalıktır. En sık proximal interfalangial eklemi tutar. Sebebi tam bilinmemektedir. Genetik olarak HLA DR4 ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Doğru cevap: C 44. Romatoid artriti olduğu bilinen bir kişide aniden yutma güçlüğü ve disfoni oluşması durumunda ne düşünürsünüz? A) Akciğerde multiple nodül B) Perikardit C) Romatoid artrite eşlik eden tonsillit



70-110 arasında ağrı vardır. 1100’nin üzerinde hareket yine ağrısızdır.



D) C1 transvers ligament tenosinoviti E) Krikoaritenoid eklem tutulumu



Ankilozan spondilit, simetrik sakroiliak eklemlerin tutulduğu, bel hareketlerinde kısıtlılığın olduğu, vertebralarda kareleşmenin görüldüğü seronegatif romatizmal hastalıktır.



Teşhisinde Schober testinden yararlanılır.



(sjögren sendromuyla birlikte ise daha belirgindir), episklerit, skleromalasi perforans (nadir), servikal vertebralarda C1 tranvers ligamentindeki tenosinovite bağlı C1-C2’de instabilite gelişebilir. Solunum sistemi bulguları; interstisyel akciğer hastalığı, akciğer parankiminde soliter veya multiple nödüller ve inflamatuar plevral hastalık, kardiak sistem bulguları; inflamatuar perikardit, myokardit, valvüler disfonksiyon, emboliler, iletim defektleri, myokardiopati ve aortittir.



ROMATOİD ARTRİT -



Etyoloji: HLA-DR’4, DQ14 ile ilişkilidir.



-



Patogenez: Eklem lezyonu snovyal membranda inflamasyon olarak başlar daha sonra proliferatif lezyon (pannus) şekline dönüşür. Hastalık progresiftir.Patolojisinde 3 karakteristik olay vardır: serozit, pannus ve vaskülit.



-



Klinik: En sık (%90) proksimal interfalengial, MKP ve metatarsofalengial eklemler tutulur.%80 hastada RF(+)’tir. Romatoid nödüller, yumuşak doku şişliği, kilo kaybı, anemi olabilir.



-



Tanı: Mutlaka 7 kriterden 4’ü olmalı, 1’den 4’e kadar olan kriterler en az 6 hafta sürmelidir.



Doğru cevap: E 45. Ankilozan spondilitte görülmeyen hangisidir? A) Üveit C) Perikardit



B) Aortit D) HLA B27 pozitifliği



E) Atlantoaksiyel subluksasyon Ankilozan spondilit primer olarak omurga ve sakroiliak eklemleri tutan kronik, sistemik, inflamatuar bir romatizmal hastaiıktır.HLA-B27 pozitifliği %90’dır. En sık ekstraskeletal belirtisi üveittir. Kardiovasküler tutulum nadirdir. Asendan aortit, aort yetmezliği görülebilir. Nörolojik tutulum spinal kırık ve çıkıklar, cauda equina sendromu ve atlantoaksiyal subluksasyon nedeniyle oluşur. Normokrom normositer anemi görülebilir. Perikardit ise romatoid artritte görülen bir bulgudur.



Fizyoterapi modalitelerinden sıcak, en yaygın kullanılanıdır. Evde kullanılabilen sıcak torbalardan, kısa



B) Lasek D) Paterji E) Tinnel



Simetrik artrit



V



serum RF(+)’liği



/



Tipik radyolojik değişiklikler



Prognoz: Kötü prognostik faktörler şunlardır: v Romatoid faktör(+)’liği V



D) Akut muskuloskeletal travma E) Fibromiyalji



A) Adson C) Schober



V



Eklem sıvısı bulguları: 5-25 bin/ml lökosit vardır ve nötrofiller hakimdir.



B) Eklem kontraktürleri C) Metabolik ürün artırma



47. Ankilozan spondilitte aşağıdaki testlerden hangisi yapılır?



El bileği MKP ve PİP eklemlerinden en az birinde artrit



|-



A) Kas spazmı



Doğru cevap: D



3 veya daha fazla eklemde artrit



V



Radyolojik bulguları : yumuşak doku şişliği, periartiküler osteopeni, kemik erozyonu ve kıkırdak kaybına bağlı eklem aralığında daralma



genel



Akut muskuloskeletal travma ise soğuk tedavisinin 1. uygulama endikasyonudur.



en az 1 saat süren sabah tutukluğu



-



-



dalga diatermi ve ultrasona kadar değişik bir yelpaze içerir. Bu tedavi modalitesinin endikasyonları şunlardır: Ağrı, kas spazmı, kontraktür, gerilim miyaljileri, hiperemi yapmak, metabolik ürünleri artırmak, hematom rezolüsyonu, bursit, teno-sinovit, fibrosit, fibromiyalji, yüzeyel tromboflebit, kollajen hastalıkları ve reflex vazodilatasyon yapmadır.



V v



v' romatoid nödüller



Doğru cevap: C 46. Fizik tedavi ajanlarından olan sıcağın endikasyonu olmayan hangisidir?



Epidemiyoloji: 3.-4.dekaddan sonra sıktır. Bayanlarda 3-5 kat daha sıktır.Sıklığı %1’dir.



HLA-DR4 pozitifliği



V



ESR ve CRP yüksekliği



v



Multipl inflamasyonlu eklem olması



v



Extraartiküler hastalık



V



Radyolojik olarak erozyon bulguları olması



-



Exstraartiküler bulgular



V



sklerit, episklerit, konjuktivit



V



anemi trombositoz



V



Akciğer nodülleri



V



splenomegali



V



periferik nöropati, karpal tünel sendromu



V



subkütan nödüller



V p le v ra l, p e rik a rd ia t e fü zy o n



-



RA’de tipik deformiteler: Kuğu boynu, buttonier, ulnar deviasyon, tepe vadi, Z deformitesi ve opera dürbünü.



Adson testi torasik outlet sendromunda; lasek, jugular kompresyon ve zil testleri disk hernisinde; tinnel, karpal tünel sendromunda ve paterji Behçet hastalığında kullanılır. Doğru cevap: C



FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON



Romatoid artrit multi sistem tutulum gösteren bir hastalıktır.



Krikoaritenoid eklem tutulumu sonucu yutma güçlüğü, disfoni, laringeal ağrı görülebilir. Deri bulgulan, romatoid nödüller, vaskülit, göz bulguları, keratokonjunktivit sikka



FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON



302



48. Aşağıdakilerden hangisi ankilozan radyolojik bulgularından değildir? A) Osteofit



spondilitin



6) Normal kas kuvveti=%0 kayıp



B) Epin kalkani



C) Ankiloz



5) Yerçekimine ve hafif dirence karşı tam eklem hareketi sağlanır. (Tam ROM sağlanır). =%25 kayıp



D) Bambu kamışı vertebra



Doğru cevap: D



E) Sindezmofit Ankilozan spondilit daha çok gençlerde ve erkeklerde görülen bir hastalıktır. En sık görülen ve karakteristik erken yakınma yavaş, sinsi başlangıçlı kronik bel ağrısıdır. Radyolojik görüntülemede lomber lordoz kaybolmuştur. Ankiloz, sindezmofit, bambu kamışı vertebra, epin kalkani ve simetrik sakroiliak tutulum görülür.



I. Dİatermi II. Enterferansial akımlar III. TENS IV. Alterne akım



Ankilozan spondilitte osteofitler görülmez. Doğru cevap: A 49. Aşağıdakilerden hangisi sendromuna sebep olmaz?



51. Aşağıdakilerden hangisi veya hangileri analjezik modaliteyi oluşturur?



Torasik



outlet



V.



Diadinamik



A)



I + II + III



B) I + III + V



C )ll + lll+ V



D) II + III + IV E) II + IV + V



A) Kostaklavikular sendrom



Ağrı hissini ortadan kaldıran tedavi şekli olan analjezik modalite, 3 komponentten meydana gelir.



B) Servikal yüklenme C) Servikal kot D) Hiperabduksiyon sendromu



1. Diadinamik 2. TENS



E) Scalenius anterior sendromu



3. Enterferansial akımlar. Torasik outlet sendromu, kola giden damar sinir paketinin axillaya girmeden torasik outlet adı verilen boyun gögüs çıkışında sıkışmasıyla meydana gelir. Bu duruma skalenius anterior sendromu, servikal kot, kostaklaviküler sendrom ve hiperabduksiyon veya pektoralis minör sendromu sebep olur. Servikal yüklenme ise travmalar ve kötü postür sonucu boyunda ağrı ve tutuklukla karakterize bir durumdur.



Doğru cevap: C 52. Elde “kuğu boynu”, “ düğme iliği” ve “ tepe vadi” görünümü ile adlandırılan deformiteler aşağıdaki hastalıklardan hangisinde görülür? A) Ankilozan spondilit



Doğru cevap: B 50. Yer çekimine karşı hareketi tamamlayabilen, ancak dirence karşı dayanamayan kasın Medical Research Council Grading sistemine göre kuvveti nedir? A) 0 C) 2



B) 1 D )3 E) 5



Medical Research Council Grading sistemine göre kas kuvvetinin değerlendirilmesi şöyledir.



B) Romatoid Artrit C) Sistemik lupus eritematosus D) Progressif sistemik skleroz E) Dermatomyozit Romatoid artrit, özellikle extremitelerin proksimal eklemlerini simetrik tutan kronik, enflamatuar, progresif bir hastalıktır. Bir saatten fazla süren sabah sertliği vardır. Ekstremite extensör yüzlerinde romatoid nodüller kuğu boynu ve düğme iliği deformiteleri görülür. Romatoid artritle birlikte splenomegali ve lökopeni olmasına Felty sendromu denir.



1) Gözle görülen kasılma yok. Hareket yok. =%100 kayıp



Doğru cevap: B



2) Kasta, gözle görülen kontraksiyon var. Ama ekleme hareket yaptıramaz.=%90 kayıp



53. Ağrıyı, enflamasyonu ve spastisiteyi azaltmak için kullanılan soğuk tedavisinin endikasyonu olmayan hangisidir?



3) Yerçekimi elimine edildiği zaman, ekleme tam hareket yaptırabilir ama yerçekimine karşı tam hareketini tamamlayamaz=%75 kayıp 4) Yerçekimine karşı da eklem hareketini tam yaptırır. Hafif dirence karşı, eklem hareketini tamamlayamaz=%50 kayıp



A) Spastik Hastalıklar B) Duyu Bozuklukları C) Romatolojik Hastalıklar D) Akut Bursit ve Tendinit E) Yumuşak Doku Romatizmaları



Duyu bozuklukları, soğuk tedavisi uygulanımı için kontrerıdikasyon teşkil ederler. Doğru cevap: B



56. Poiimyozit için hangisi doğrudur? A) Aktif dönemde sedimentasyon hızı azalmıştır. B) Serum ve idrarda kreatin ve kreatinin düzeyleri azalır. C) %90’ında RF (+)’tir. D) Tipik elektromyografi bulguları vardır E) Alfa-2 ve Beta-globulinlerde azalma vardır.



A) Romatoid artrit



Aktif dönemde sedimentasyon hızı artar. Serum ve idrarda, kreatin ve kreatinin düzeyleri yükselir, %50’sinde RF(+) vardır. a2 ve (3-globulinler artar. Kas enzimlerinden transaminazlar, kreatinin fosfokinaz ve aldolazda artış vardır. Tipik elektromiyografi bulguları vardır.



B) SLE C) Tüberküloz



Doğru cevap: D



54. Aşağıdaki hastalıkların hangisinde veya hangilerinde Romatoid Faktör pozitif değildir?



D) Gut 57. P o iim y o zit için hang isi d o ğ ru d u r?



E) Lepra RF (+) olan hastalıklar;



A) Kesin tanı için kas biopsisi gerekir. B) Biopsi tek başına kesin tanı için yeterli değildir.



1. Romatoid Artrit 2. Romatoid A rtrit dışındaki çoğu bağ dokusu hastalıkları 3. Kronik enfeksiyonlar (Lepra, tüberküloz, kala azar, subakut bakteriyel endokardit) 4. Karaciğer hastalıkları 5. Üst solunum yolu enfeksiyonları



C)



Tedavide kullanılacak kortikosteroidlerdir.



en



D)



Hastalığın kronik döneminde, egzersizlerden kaçınılır.



son



ilaç



zorlayıcı



E) Prognozun belirlenmesinde, hastalığın başladığı yaşın pek önemi yoktur. K esin tanı için bio p si alınır.



6. Malign tümörler



Gut ise romatoid faktörün negatif olduğu seronegatif hastalıklar grubundandır.



Tedavide steroidlere cevap alınamazsa, immüno-supressif ilaçlar denenir.(Azotiyopürin, metotreksat gibi) T ed avid e en e tk ili ila ç k o r tik o s t e r o id le r d ir . Hastalığın aktif döneminde, zorlayıcı egzersizlerden kaçınılır. Prognozun belirlenmesinde, hastalığın başladığı yaş önemlidir.



Doğru cevap: D



Doğru cevap: A



7. Yaşlı fakat sağlıklı insanlarda da bazen (+) olabilir



55. Conus medullaris yanlıştır?



sendromu



için



hangisi



A) Sacral cord ve lumbal sinir kökleri etkilenir.



58. R o m ato id a rtrit ak u t e klem tu tu lm a s ın d a ilk dönem de y ap ılm ası g ereken eg ze rs iz a ş a ğ ıd a k ile rd e n h an g isid ir?



B) Mesane, barsaklar ve alt extremitede refleks



A)



Güçlendirme egzersizi



kaybı meydana gelir. C) Parsiyel hemiseksiyon olmuştur.



B) C)



Relaksasyon egzersizi Yardımlı pasif egzersiz



D)



Proprioseptif kolaylaştırma egzersizi



D) Bazen bulbo kavernöz reflexi ve mikstrasyon refleksi korunabilir. E) Medulla spinalis yaralanmasında gelişen bir klinik sendromdur.



E) Koordinasyon egzersizi



Parsiyel hemiseksiyon, yani medulla spinalisin yarı keşişi, Brown-Sequard sendromunda meydana gelir.



Romatoid artritte akut dönemde akut iltihabi olay kontrol altına girmeden önce, kontraktür gelişmesini önlemek amacıyla, ağrı sınırları içerisinde ve dikkatle yardımlı pasif egzersizler yaptırılır.



Doğru cevap: C



Doğru cevap: C 59. A ş a ğ ıd a k ile rd e n hang isi u ltra s o n o g ra fin in term al etk ile rin d e n d e ğ ild ir? A) C)



Analjezi



B)



Antispazmotik



Vazodilatasyon D) Dokularda kavitasyon E) Sinir iletiminde azalma



FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON



Soğuk tedavisi endikasyonları spastik hastalıklar, travmalar, romatolojik hastalıklar, alevli artritik tablolar, akut bursit ve tendinit, myofasial ağrılar ve yumuşak doku romatizmalarıdır.



F İZ İK T E D A V İ R E H A B İL İT A S Y O N



3



USG’nin termal etkileri; analjezi, antispazmotik, sinir iletiminde azalma, vazodilatasyon, protein, kollajen sentezinde ve ağrı eşiğinde artmadır. USG’nin nontermal etkileri, dokularda kavitasyon ve membran geçirgenliğinde artıştır.



62. Psöriatik artrit en sık hangi eklemleri tutar? A) Interfalangeal eklemler B) Diz ve dirsek eklemleri C) Sakroiliak eklem D) Kostovertebral eklemler



Doğru cevap: D



E) El ve ayak bilekleri 60. Finkelstein testi’nin (+) olduğu yumuşak doku romatizması hangisidir? A) Fibromyalji



B) Tenosinovit



C) Tenovajinit



D) Bursit



Psöriatik artritte ilk belirtiler genelde tek eklemdedir. Sinsi veya birden başlar, el ve ayak parmaklarının DİP eklemleri en sık ve en erken tutulma bölgeleridir. Doğru cevap: A



E) Hiçbiri Başparmak, avuç içine alınıp, bu pozisyonda zorlu bir şekilde ulnar deviasyon yaptırıldığında, bu bölgede ağrı oluşursa, Finkelstein testi (+)’dir. Bu test, Dequervain hastalığında (+) olur. Bu hastalık, bir tenovajinittir.



63. Aşağıdakilerden spondiloartropatilerin değildir?



seronegatif özelliklerinden



A) Romatoid faktör ve antinükleer antikor(-)’tir. B) Subkütan nodül vardır.



Doğru cevap: C



C) Radyolojik olarak, hemen hepsinde sakroiliak eklem tutulumu vardır.



61. Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



D) Ailesel yığılım vardır. E) Doku antijenlerinden, HLA-B27 pozitifliği vardır.



A) Deltoid kasının tümü, C5’den innerve olur. B) C6’nın, tek başına innerve ettiği kas yoktur. C) C7 seviyesi dermatom alanı, baş parmaktır. D) T1 seviyesi kas gücü, parmak abdüktörlerine bakılarak değerlendirilir. E) C5 dermatom alanı üst kolun dış kısmıdır.



hangisi ortak



Ortak özellikler; 1. RF ve ANA (-) 2. Subkütan nodül yoktur. 3. Enflamatuar periferik artrit vardır ve bu artrit, genellikle büyük snovyal eklemleri asimetrik olarak tutar.



C5 seviyesi: Deltoid kasının tümü C5’den innerve olur. Omuza fleksiyon, abdüksiyon ve ekstansiyon hareketini yaptırır. Dermatom alanı, üst kolun dış kısmıdır. Reflexi biceps’tir.



4. Radyolojik olarak, çoğunda sakroiliak eklem tutulumu vardır. 5. Doku Antijenlerinden, HLA-B27 (+)’dir.



C6 seviyesi: Tek başına innerve ettiği kas yoktur.



6. Klinik olarak; mukoza ülserleri, göz, genital ve gastrointestinal belirtilerde benzerlik ve iç içe geçmeler vardır.



C5-6=Biceps kası, C6-7=EI bileği ekstansörlerini innerve eder.



7. Ailesel yığılım vardır. Reflexi, brachioradialistir. Dermatom alanı, ön kolun laterali, baş parmak ve işaret parmağıdır. C7 seviyesi: Dirsek ekstansörü olan tricepsin gücüne bakılarak değerlendirilir. Reflexi, tricepstir. Dermatom alanı, orta parmaktır. C8 seviyesi: Kas gücü,parmak fleksörlerine bakılarak değerlendirilir. Dermatom alanı, ön kolun ulnar yarısı, küçük parmak ve yüzük parmağıdır T1 seviyesi: Kas gücü, parmak abdüktörlerine bakılarak değerlendirilir. Dermatom alanı, ön kolun üst, üst kolun alt medial yüzüdür. Doğru cevap: C



8. Entesopati ile birliktedir. Ligament, tendon ve fasialarda, enflasmasyon vardır ve çoğunda da, bu enflamasyona bağlı, kalkaneus bölgesinde topuk ağrıları mevcuttur. Doğru cevap: B 64.



Juvenil Romatoit Artritli hastada görülmeyen bulgu aşağıdakilerden hangisidir? A) Anemi B) Büyük eklemlerin tutulması C) Splenomegali D) Aschoff nodülleri E) Hemiatrofi



J u v e n il R o m a to id A r tr itte : anemi, lökositoz ve hepatosplenomegali görülür. Daha çok büyük eklemleri tutar, sonuçta çocuğun büyümesini gelişmesini aksatır. Deri döküntüleri, perikardit ve plevrada mayi toplanması da görülebilir. Aschoff nodülleri akut romatizmal ateşte görülür. Doğru cevap: D 65. Aşağıdaki test metodu patoloji eşleştirmele-rinden hangisi yanlıştır?



Fibromyalji genç bayanların hastalığıdır. Hastalık yorgunluk güçsüzlük, dismenore, başağrısı, depresyon, irritable bowel, sık idrara çıkma ve ağız kuruluğu gibi bulgulara sahiptir. Tanı tüm laboratuar testlerinin negatif olması ile konulabilir. En az 3 ay süreli yaygın ağrı ve 18 çift tender pointten 1Tinde hassasiyetin pozitif olduğu hastalar fibromyalji tanısı alır. Oluşumunda nonREM uykusun 4. dönemini düzenleyen serotonin sorumlu tutulmaktadır. Amitriptilin nonREM uykunun 4. dönemini düzenleyerek etki eder. Doğru cevap: B



A) Golfçü dirseği (medial epikondilit) - finkelstein testi B) Karpal tünel sendromu - phalen testi C) Kondramalazi patella-clark belirtisi D) Sinir kökü irritasyonu - laseque testi E) Ankilozan spondilit - schoeber testi Finkelstain testi De Ouervain tendinitinde pozitiftir. AbD) pollicis longus ve ext. pollicis brevis tendon inflamasyonunda olur. Karpal tünel sendromunda Phalen, prayer, tinel testi yapılır. Apofizer eklem patolojelerinde distraksiyon, kompresyon, valsalva ve spurling testleri yapılır. Torasik outlet sendromu için adson, kostaklavikuler manevra ve hiperabduksiyon testleri yapılır. Sakroiliak eklem patolojilerini değerlendirmede erichsen, patrick-fabere ganslein ve sakroiliak kompresyon testleri yapılır. Dizde medl, lat. bağlar için varus-valgus stress testi, çapraz bağlar için lachman ve antpost. dravver testleri yapılır. Menisküsler için Mc Murray ve Appley kompresyon testi uygulanır. Doğru cevap: A 66. Polimiyaljia romatika hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



68. Teröpatik egzersizler hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) izometrik yaptırılır.



egzersizler



bilinci



kapalı



kişilere



B) izometrik egzersizler kasın kullanmamaya bağlı atrofisini önlemek için yapılır. C) izotonik egzersizler eklem sertliğini önlemek için yapılır. D) Eksantirik egzersizler kasın boyunun uzadığı egzersizlerdir. E) Kas kısalığında germe egzersizleri kullanılır. İzom etrik egzersizler bilincin açık olduğu ancak immobilizasyon gereken durumlarda kasların kullanmamaya bağlı atrofisini önlemek için yaptırılır. Burada kasın tonusu artar ancak boyu değişmez. İzotonik egzersiz bilinci kapalı hastalara eklemlerin korunması amacıyla yaptırılır. Kasın boyu değişir ancak kuvvet geliştirmez. Eksantirik egzersizlerde kasın boyu uzar. Germe egzersizleri kas kısalığında, postür bozukluklarında ve ankilozan spondilitte kullanılır.



A) Bir miyopatidir



Doğru cevap: A



B) Ana semptom ağrıdır C) 50 yaş üstü bayanlarda sıktır D) Sedimentasyon hızı artmıştır



69. Bel ağrıları hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?



E) Temporal arterit birlikteliği sık görülür Polimiyaljia romatika bir myopati değildir ancak hasta ağrıları nedeniyle kaslarını oynatmada güçlük çeker bu da kuvvet azlığı olarak algılanabilir. 50 yaş üstü bayanlarda sıktır. ESR artmıştır, CK normaldir, EMG anlamlı değildir. Hastaların %10-20’sinde temporal arterit görülür. Hastalık NSAI ilaçlar ve kortikosteroidlere hızla cevap verir. Doğru cevap: A 67. Fibromyalji sendromu hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Genç yaş kadınların hastalığıdır. B) HLA-B5 ile ilişkilidir. C) Oluşumundan seratonin sorumlu tutulmaktadır. D) En sık myofasial ağrı sendromuyla karışır. E) Tedavide bir Trisiklik antidepresan olan amitriptilin kullanılır.



A) Omurga tüberkülozu en sık L1 vertebrada görülür. B) Paget hastalığında alkalen fosfataz ve serum asit fosfatazı artmıştır. C) Lumbalizasyon sakralizasyona bağlı ağrılar ilk 5 yaşa kadar belirti verir. D) Ankilozan spondilitte sabah tutukluğu 30 dakika­ dan uzun sürer. E) L3-L4 disk hernisinde patella refleksi azalır. Lumbalizasyon sakralizasyon konjenital anomalilerdir ancak ağrı 30 yaşından sonra sırt kasları zayıflamaya başladığında ortaya çıkar. Paget hastalığı kemik yapım ve yıkımının birlikte arttığı bir hastalıktır. Serum alkalen fosfatazı ve asit fosfatazı artar. Tüberküloz en sık L1 vertebrayı tutar. L3L4 disk hernisinde L4 sinir basısı olur bu durumda patella refleksi azalır. Doğru cevap: C



FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON



30 5



1.



Aşağıdakilerden hangisi gastroşizis ve omfaiosei için yanlıştır?



-



Tedavi: Barsaklar ameliyatta yıkanır ve boşaltılır. Cilt açıklığı genişletildikten sonra organlar abdomene konur ve cilt kapatılır.



-



Prognoz: Bu çocukların %50-60’ı yaşar.



A) Gastroşizisin prognozu daha kötüdür B) Omfaloselde en dışta bir periton bulunmaktadır C) Gastroşiziste ek anomali bulunma ihtimali daha yüksektir D)



Gastroşiziste göbet normal yerindedir



Doğru cevap: C 2.



E) Omfalosele hipoglisemi eşlik etme ihtimali vardır



OMFALOSEL (EXOMFALOS) -



Sıklık: 1/300-500. Düşük doğum ağırlıklı ve prematürelerde sıktır.



-



%40 vakada polihidramnios vardır.



-



Patogenez: Orta bağırsağın 10-12. haftalarda extraem briyonik kölomdan karın boşluğuna dönememesi ile oluşur.



-



Klinik: Orta hatta şeffaf yumuşak bir kese vardır. Kese viseral periton ve amniotik zardan oluşur.



-



%70 vakada ek anomaliler görülür.



-



En sık GIS anomalileri görülür ve bunlardan en sık malrotasyon-nonrotasyon görülür.



-



Beckwith-wiedeman ve EMG (exomfalos, makroglossi, gigantizm ) sendromlarında sık görülür.



-



Bu çocuklar mutlaka hipoglisemi açısından yakın takibe alınmalıdır.



-



Tedavi: 5 cm altında olanlar primer kapatılır, daha üstünde olanlar karın içi basıncı birden arttırmak için yavaş yavaş kapatılır.



- Prognoz: Çocukların %90’ı yaşar.



GASTROŞİZİS -



Sıklık: 1/30.000 Düşük doğum ağırlıklı ve prematürelerde sıktır.



-



Patogenez: Amnion zarının 5-10. haftalarda yırtılması sonucu oluştuğu düşünülmektedir.



-



Klinik: Göbek normal yerindedir ve mide ve bağırsaklar göbeğin sağ alt yanındaki açıklıktan ekspozedir. Barsaklar aseptik fetal peritonite bağlı olarak sertleşmiş genişlemiş ve kalınlaşmıştır.



-



Ek anomali nadirdir. En sık görülen anomaliler GIS ile ilgilidir.



-



Hipotermi ve kan proteini kaybı açısından dikkatli olunmalıdır.



Çocuklarda en sık görülen adrenal tümörü aşağıdakilerden hangisidir?



medulla



A) Kraniofarinjioma



B) Medüller karsinom



C) Wilms tümörü



D) Nöroblastom E) Feokromasitoma



Nöroblastom çocukluk çağında en sık görülen solid tümörlerden olup 1 yaş altı çocuklarda en sık görülen malign tümördür. Makroskobik olarak küçük nodüllerden bir kiloyu aşan kitlelere dek büyüyebilir. Histolojik olarak ilkel görünümde küçük, yuvarlak, mavi hücrelerden oluşur. Homer-VVright rozetleri görülebilir. %25-30 adrenal medullada yerleşir. Feokromasitoma ise daha çok erişkinlerde görülür ve bir kısmı MEN sendromları ile ilişkilidir. Doğru cevap: D 3.



Mekonyum ileusu olan bir bebekte radyolojik bulgu hangisidir? A) Kalp konturlarında genişleme B) Kostalarda yeniklik C) Diafragma altında hava gölgesi D) Psoas gölgesinin belirginleşmesi E) Sağ alt kadranda köpük görünümü



Mekonyum ileusu yenidoğanda intestinal obstrüksiyonun bir sebebidir ve kistik fibrozisin erken bir belirtisi olabilir. Mekonyum ileusta terminal ileum incedir. Koyulaşmış, yapışkan mekonyum ile tıkanmıştır. Yenidoğanda safralı kusma, yaygın abdominal distansiyon ve mekonyum çıkaramama görülür.Karın grafisinde az sayıda hava sıvı seviyesi, granüler, ekmek içi gibi (köpük) görüntü vardır. Baryum lavmanında mikrokolon görüntüsü vardır. Ter testi pozitiftir. Doğru cevap: E



4.



B ir y a ş ın d a n b ü yü k ço c u k ta en s ık a k u t karın n e d e n i h a n g is id ir?



7.



A k u t ap an d is itin en sık seb eb i h an g isid ir? A)



A) Invajinasyon B) Akut apandisit C)



Meckel divertikülü



D) Volvulus E) Mekonyum ileusu - Invajinasyon, 0-2 yaş çocuklarda en sık görülen akut karın sebebidir. -



2 yaşın üstündeki çocuklarda ise en sık akut karın sebebi akut apandisittir.



-



0-2 yaş arası çocuklarda Gis kanaması ve Akut karının nedeni en sık nedeni invajinasyondur.



P ie rre -R o b in s e n d ro m u n d a h an g isi b u lu n u r?



D) Parazit yumurtasının tıkaması E) Hematojen enfeksiyon ajanı Akut apandisitin çocuklardaki en s ık seb e b i fekalo id lerin lü m e n i t ı k a m a s ıd ı r . Sistemik viral ve bakteriel enfeksiyonlara bağlı olarak lenfoid hiperplazi sonucunda lümen tıkanır. Diğer şıklarda akut apandisite sebep olabilirler. Ancak daha nadir gözlenirler. Doğru cevap: A 8.



Doğru cevap: B 5.



a ş a ğ ıd a k ile rd e n



Pierre-Robin sendromu, -



yüksek arklı damak ya da yarık damak,



-



glossoptozis



-



mikrognati ile karakterizedir.



Yenidoğanda hava yolu obstrüksiyonu ve beslenme problemleri görülebilir.



Motilite bozukluğu



B) Ganglion yokluğu Mekonyum ileusu D) cAMP uyarı azalımı



E)



C)



Yarık damak, makroglossi



fizyo p ato lo jisi



C)



B) Yarık dudak, glossoptozis, mikrognati Yarık damak, glossoptozis, mikrognati D) Makroglossi, glossoptozis, mikrognati



H irsch sp ru n g h a s ta lığ ın ın aşa ğ ıd a k ile rd e n h an g isid ir? A)



A) Yarık damak, glossoptozis, mikrognati



E)



Fekaloid



B) Yabancı cisim tıkaması C) Parazitin kendisi



Hormonal



H irs c h s p ru n g h a s ta lığ ı (A g a n g lio n ik m e g a k o lo n ),



konjenital olarak distal kolon ve rektumda parasempatik ganglion hücrelerinin fonksiyon yokluğu veya agenezisidir. Mekonyum çıkarılması gecikir. Safralı kusma distansiyon gibi obstrüksiyon bulguları görülebilir. Konstipasyon ya da diare olabilir. ama Hirschsprung hastalığının tipik hikayesi doğuştan beri var olan konstipasyondur. En s ık fo n k s iy o n e l k o n s tip a s y o n ile k a r ış ır



Doğru cevap: A 6.



Ç o c u k ta te k taraflı krip to rş id izm m e v c u t ise hangi te d a v iy i u y g u la rs ın ız?



En c id d i k o m p lik a s y o n u e n te ro k o littir. Rektal tuşeyi takiben fışkırır gibi gaz-gayta çıkarılması Hirschsprung hastalığının lehinedir. Tanı genellikle baryum lavmanı ile konsa da kesin tanı b iyo p si ile konur. Tedavi cerrahidir.



A) Laparotomi B) Laparoskopi hCG D) Eksizyonel biopsi C)



E)



Orşiektomi



Kriptoorşidizm, testisin skrotum içinde olmayışıdır. En sık Prematür ve immatürlerde sıktır. Çoğu 1 yaşına kadar iner. Beraberinde karın ön duvarı anomalileri sıktır. Kanser seminom, infertilite ve torsiyon gibi komplikasyonları gelişebilir. En sık in g u in al h ern i ile b irlikted ir. T e d avid e ö n c e hCG d enen eb ilir. Vakaların az bir kısmı bu tedavi ile düzelir. Düzelmeyenleri 2 yaşından önce cerrahi yolla tedavi yoluna gitmelidir. Çünkü 2 yaşından sonraya kalmış vakaların çoğunda infertilite gelişir, cerrahinin faydası azalmış olur. retraktil te s tis le karışır.



Doğru cevap: C



Doğru cevap: B 9.



Üç h aftalık bir b e b e k te fış k ırır ta rz kusm a ve h ip o k lo re m ik a lk a lo z g elişiyo r. Ne d ü ş ü n ü rs ü n ü z? Imperfore anüs B) Trakeoözofagial fistül



A)



C)



Özofagus atrezisi



D) Morgagni hernisi E) Konjenital pylor stenozu Pylor stenozunda en ö n em li bulgu ku sm ad ır. S afrasız, Genellikle doğumdan sonra 3. haftada başlar. Bazen doğumdan hemen sonra veya 5. aya kadar herhangi bir zamanda görülebilir. Palpasyonda sağ üst kadranda sert zeytin büyüklüğünde hipertrofik pylor kitlesi



fış k ırır tarzd a d ır.



308



ÇOCUK CERRAHİSİ



palpe edilebilir. Baryumlu grafide string sign görülür. En sık g astro eso fag eal reflü ile karışır. Kusma esnasında en çok



13. Testis to rs iy o n u n u n en g ü v e n ilir fizik m uayene b u lg u su h an g isid ir?



klor kaybı olur. Bu da metabolik alkaloza neden olur. A)



Phren belirtisi



Doğru cevap: E



B) Ateş



10. S o lu n u m stre s i, m e d ia s tin a l şift, s kafo id karın



C) Taşikardi D) Ödem



ve göğ ü s ö n -a rk a ça p ın d a a rtm a olan ç o cu kta ne d ü ş ü n ü rs ü n ü z? A)



Bochdalek hernisi



B) Amfizem C) Kronik bronşit D) E)



Kistik fibrozis Pnömoni



Bochdalek hernisi, plöroperitoneal kapanmama sonucu gelişen diyafragmatik herniye verilen addır. Bağırsakların bir kısmının toraksa çıkmasına bağlı karında çökme, toraksı sıkıştırmasından dolayı solunum stresi, mediastinal şift ve göğüs ön-arka çapında artma olur. Tanı, g ö ğ ü s film in d e to ra k s ta b a ğ ırs a k a n s la rı ve g azın ın g ö rü lm esi ile konur.



Doğru cevap: A 11. A k u t a p a n d is itin ilk ve en sık b u lg u su h a n g isid ir? A)



Ağrı



B) Ateş C) Kusma D) E)



Bulantı İştahsızlık



Akut apandisitin en sık ve ilk bulgusu iştahsızlıktır. Ateş ve ağrıdan genelde 12-24 saat önce başlar ve hastalık tamamen iyileşene kadar genelde devam eder. Doğru cevap: E 12. A k u t a p a n d is itte p ro g n o zu n en kötü o ld u ğ u yaş g ru b u h a n g is id ir? A)



0-4 yaş



B) 4-8 yaş C) 8-12 yaş D)



12-16 yaş



E)



16-20 yaş



Akut apandisiti olan 0-4 yaş grubundaki çocuklar %80-90 perforasyonla gelir. Bu yüzden m o rta lite ilk 36-48 ayd a en y ü k s e k düzeydedir. Doğru cevap: E



E)



Kızarıklık



Testis torsiyonunda en güvenilir fizik muayene bulgusu phren bulgusudur. Phren bulg usu skro ta l e levasyo n ia a ğ rın ın a zalm asıd ır. Bu bulgu testis torsiyonunda pozitif iken, epididimorşitte negatiftir. Doğru cevap: A 14. K ız ç o c u k la rın d a k i h id ro ü re te ro n e fro zu n en sık se b e b i h an g isid ir?



Hidrokolpos B) Hematom



A)



C) Papillom D)



Taş



E)



Üreteral pelvik darlık



Erkeklerdeki hidroüreteronefrozun en sık sebebi p o sterio r ü re tra l v a lf iken, kız çocuklarında ise ü re te r o p e lv ik darlıktır. Bu durumda mesane genişlemez. Posteriorüretral valv de ise mesanede de genişleme vardır. Doğru cevap: E 15. Ü re te ro p e lv ik d arlıkların en sık seb eb i h an g isid ir? A)



Idiopatik



B) Aberran renal damarlar C) Üreteral stenoz D) Üreteral hipoplazi E)



Üreteropelvik adhezyon



Üreteropelvik darlıkların çoğunun etiyolojisi bilinemez. Yani idiopatikdir. Diğer sebeplerde nadir olarak tesbit edilebilir. Doğru cevap: A 16. Ü ç a y lık b ir ç o cu kd a n ö ro b la s to m en sık nereye m e ta s ta z y a p ar? A)



Kemik iliği



B) Kemik kortexi C) Lenf nodları Karaciğere E) Akciğere D)



12 ayın altındaki çocuklarda en sık metastaz karaciğere olurken, 12 aydan sonra en sık metastaz kemik kortexine olur. Doğru cevap: A



309



Bu hastada ilk düşünülmelidir?



aşağıdakilerden



hangisi



20. Invajinasyon en sık nerede görülür? A) Kolokolik



B) İleoçekal



C) lleoileal



D) Jejunoileal E) Duodenojejunal



A) Addison hastalığı B) Gardner sendromu C) Peutz-Jeghers sendromu D) Kurşun intoksikasyonu E) Porfiri Peutz-Jeghers sendromunda intestinal polipozis ve mukokutaneal pigmentasyon vardır. Pigmentasyon ağız çevresi, dudak ve ağız mukozasındadır. Polipler en sık ince barsakta bulunurlar ve en önemli semptom yemek sonrasında istirahatte gelen kramp tarzı ağrıdır. Bu sendromun en önemli komplikasyonlarından biri de invaginasyondur.



Invajinasyon bir bağırsak segm entinin, hemen distaldeki bağırsak içine teleskopik olarak geçmesi veya girmesidir. Bir kısmı spontan olarak redükte olabilirse de birçoğu ilerleyerek intestinal obstrüksiyona yol açar. En sık idiopatik olarak görülür. İki yaşın altındaki çocuklarda en sık akut karın sebebidir. İlk bulgu çocuğun ağrıya bağlı olarak aniden bağırmaya başlamasıdır. Sonra bulantı ve kusma olur. Çilek reçeli şeklinde rektal kanama olur. Fizik muayenede göbek etrafında sosis şeklinde kitle ele gelir. Direkt karın grafisinde hava sıvı seviyesi, ultrasonografide yalancı böbrek görüntüsü, kesin tanı için yapılan baryumlu grafide yarım ay şeklinde dolma defekti vardır. Tedavi konservatif veya cerrahi olabilir. Doğru cevap: B



Doğru cevap: C 18. Inguinal herni tanısı konulan 3 aylık bir bebek ne zaman ameliyat edilmelidir? A) Tanı konulur konulmaz B) Prosesus vaginalis spontan olarak kapanabileceğinden 2-3 yıl bekledikten sonra C) İlkokula başlamadan önce D ) Uygun ameliyat koşulları sağlamak şartıyla en kısa zamanda E) Fıtık bağı tatbiki ile sonuç alınamazsa Inguinal herni tanısı alan çocuklarda inkarserasyon ve strongulasyon riski yüksek olduğu için çocuk yenidoğan bile olsa uygun ameliyat şartları sağlandığında en kısa sürede ameliyat edilmelidir. Inguinal hernidetestis dolaşımı bozulup testis atrofiye uğrayabilir. Fakat inguinal herninin ayırıcı tanısına giren hidrosel için iki yaşma kadar beklenir. Çoğu kendiliğinden düzelir, düzelmezse öpere edilir. Doğru cevap: D 19. Meckel divertikülü en sık nerede görülür? A) lleum C) Duodenum



B) Jejunum D) Transvers kolon E) Rektum



Meckel divertikülü, midgutun en sık malformasyonudur. Yolk sac (allantois)in kalıntısıdır. Çoğu kişide ileoçekal valv’den 40-50 cm proksimaldedir. Çocuklarda en sık alt gastrointestinal sistem kanama sebebidir. Ektopik gastrik mukoza histolojik incelemesinde görülebilir. Meckel divertiküllü hastaların %95’i asemptomatiktir. Ağrılı yada ağrısız kanamada 2 yaş altında Meckel divertikülü düşünülmelidir. Rektal kanama vişne çürüğü rengindedir. Divertikülit akut apandisitle karışabilir. Invajinasyon odağı olabilir. Megaloblastik anemi gelişebilir. Doğru cevap: A



21. Aşağıdakilerden hangisi komplikasyonlarından deâildir?



malrotasyon



A) Duodenal obstruksiyon B) Umlikal kord hernisi C) Volvulus D) Mesokolik herni E) Hepsi Embriyoner hayatta barsaklar iki ayrı kısım halinde rotasyon yaparlar. Duodenal lup saat yönünün aksine 270°, Treitz’den sonraki barsak segmenti de çekum karnın sağ altına gelecek şekilde yine saat yönünün aksine 270°’lik rotasyon yaparlar. Bu rotasyon, olmadığı zaman, Ladd bantları denilen ve duodenumun üzerinden geçip Treitz ligamentine kadar uzanan bantlar oluşur. Ayrıca bu bantlar ve barsak mezosu arasında cepler oluşur. Ladd bantlarının duodenum 2. ve 3. kısmına basısı nedeniyle duodenal obstrüksiyon gelişebilir. Çekum rotasyona uğramadığı için karın arka duvarına fikse olmamıştır ve karın içinde serbesttir, buna bağlı olarak barsak segmenti kendi etrafında dönerek volvulus oluşur. Karın içindeki cepler içine barsak segmentleri girip sıkışarak mesokolik herniler gelişebilir. Doğru cevap: B 22. Hangisi hipertrofik pylor patognomonik bulgusudur?



stenozunun



A) Epigastrik distansiyon B) İp bulgusu C) “Olive” palpasyonu D) “Yuvarlanan top” bulgusu E) Hepsi Epigastriumda (genellikle çocuk sakin veya uyurken çok daha iyi hissedilir) zeytin şeklinde el altında mobil, düzgün kenarlı, yuvarlak kitle (olive) palpe edilmesi patognomoniktir. Hipertrofik pylor adelesine tekabül eder.



Ç O C U K C E R R A H İS İ



17. Karm ağrısı, rektal kanama şikayeti ile getirilen bir hastanın ağız çevresinde pigmentasyon olduğu görülüyor.



Hipertrofik pylor stenozu genellikle ilk doğumlarda ve erkek çocuklarda daha sıktır. 3-4 haftada fışkırır tarzda ve safrasız kusma tipiktir. FM’de Oliye bulgusu patognomoniktir. Kusmaya bağlı Hipoklorenik Hipopotasemik Aletabolik Alkaloz görülür.



25. Aşağıdakilerden hangisi, yaşamın ilk gününden itibaren gastrointestinal obstrüksiyon bulgusu verir? A) Anüler pankreas B) Malrotasyon



Doğru cevap: C



C) Prepylorik atrezi Meckel divertikülü E) Hepsi D)



23. Ayakta direkt batında çift hava sıvı seviyesi görülmesi hangisinin bulgusudur? A) Mekonyum ileusu B) Hirschsprung hastalığı C) Konjenital duodenal atrezi D) lleal atrezi E) Jejunal atrezi Yenidoğanda duodenal tıkanıklık dört sebeple olur: duodonal atrezi, duodenal stenoz, annuler pankreas ve malrotasyon. Duodenal atrezide ve diğerlerinde belli başlı semptom safralı kusmadır. Duodenal atrezide kusma genellikle hayatın ilk günü başlar, iki-üç günlük asemptomatik bir dönem varsa malrotasyon ihtimali daha fazla olur. Duodenal atrezi tanısı ayakta direk karın grafisi ile konur. Mide ve duodenumda ayrı ayrı iki hava-sıvı seviyesine (double-bubble)rastlanır. Abdomenin geri kalan bölümünde hiç gaz yoktur. Doğru cevap: C 24. Yenidoğan bir çocukta 10 gün sonra huzursuzluk, bulantı, kusma, kanlı ishal ve karında distansiyon ortaya çıkıyor. Çekilen direk grafide pnömatosis intestinalis koli saptanıyor. Bu hastada ne düşünürsünüz? A) Ülseratif kolit



B) Hirschsprung hastalığı



C) Anal atrezi



D) Nekrotizan enterokolit E) Invajinasyon



Nekrotizan enterokolit genellikle hayatın ilk birkaç günü içinde bazen de iki aya kadarki sürede görülebilen bir hastalıktır. Hiperosmolar beslenme ve ilaçların yanısıra mezenterik kan akımının azalması, bakteriyel invazyonda önemlidir. Tipik klinik tablo, prematür bir bebeğin minör respiratuar bir sıkıntıdan sonra iyileşirken aniden kusmaya başlaması, solunum sıkıntısı göstermesi, abdominal distansiyon, rektal kanama ve kanlı müküslü diare oluşmasıdır. Perforasyon, apse ve pnömoperitoneum komplikasyonları görülebilir. Tanı, radyolojik olarak bağırsak duvarında ve /veya portal vende gaz görülmesi (pnömatozis intestinalis) ile konur. Doğru cevap: D



Prepylorik atrezi yaşamın ilk gününden itibaren s a f r a s ı z şeklinde semptom verir. Anüler pankreas ve malrotasyonda da duodenum 2. veya 3. bölümünde obstrüksiyon vardır, ancak her iki anomalide de obstrüksiyon parsiyeldir ve geçişe kısmen izin verdikleri için daha geç bulgu verirler. Meckel divertikülü ise, ancak komplike olduğunda semptom verir. kusm a



Doğru cevap: C 26. Aşağıdakilerden hangisi gastroşizisin bulgusu değildir? A) Genelde sağda yerleşir B) İnce bağırsaklar ödemli ve yapışıktır C) Göbek yerindedir D ) Membranla kaplı değildir E) Başka konjenital anomaliler de sıktır



Gastroşizis karın duvarı defektlerindendir. Genellikle göbek kordonunun sağındadır.lnce bağırsaklar üzerlerini örten bir z a r v e y a k e s e o lm a k s ı z ı n karın duvarı dışına çıkarlar. Bağırsak ansları amnion sıvısının kimyasal tahrişine bağlı olarak kalın, ödemli ve yapışıktırlar. Bu sebeple bu hastalarda nekrotizan enterokolit tabloları sık görülür. Büyük konjenital anomaliler gastroşizis ile beraber çok nadir görülürler. Başka konjenital anomalilerin sık eşlik ettiği konjenital anomali omfaloseldir (en sık kalp anomalileri eşlik eder). Ayrıca omfalosel b ir z a r ile k a p lıd ır , o r t a h a tta d ır . Doğru cevap: E 27. Bir çocukta sternokleidomastoid kasının hemen medialinde ele gelen ve zaman zaman dışarı fistülize olan kitle için en muhtemel tanı hangisidir? A) Dermoid kist B) Brankial kist C) Kistik higroma Tiroglossal kist E) Hemanjiom D)



Sternokleidomastoid kasın medialinde fistülize olan kitle bronkial kist için tipik kliniktir. Troglossal kist o r t a h a t yerleşimlidir ve yutkunmakla hareket eder.



1



-



-



-



-



:-



Omfalosel (exomfalos) Sıklık 1/300-500. Düşük doğum ağırlıklı ve prematürelerde sıktır. % 4 0 vakada polihidramnios vardır. Patogenez: Orta bağırsağın 10-12. haftalarda extraembriyonik kölomdan karın boşluğuna dönememesi ile oluşur. Klinik: Orta hatta şeffaf yumuşak bir kese vardır, kese viseral periton ve amniotik zardan oluşur. %70 vakada ek anomaliler görülür. En sık GIS anomalileri görülür ve bunlardan en sık malrotasyon-nonrotasyon görülür. Beckwith-wiedeman ve EMG (exomfalos, makroglossi, gigantizm) sendromlarında sık görülür. Bu çocuklar mutlaka hipoglisemi açısından yakın takibe alınmalıdır. Tedavi: 5 cm altında olanlar primer kapatılır, daha üstünde olanlar karın içi basıncı birden arttırmak için yavaş yavaş kapatılır. Prognoz: Çocukların %90’ı yaşar. Gastroşizis Sıklık: 1/30.000 Düşük doğum ağırlıklı ve prematürelerde sıktır. Patogenez: Amnion zarının 5-10. haftalarda yırtılması sonucu oluştuğu düşünülmektedir. Klinik: Göbek normal yerindedir ve mide ve bağırsaklar göbeğin sağ alt yanındaki açıklıktan ekspozedir. Barsaklar aseptik fetal peritonite bağlı olarak sertleşmiş genişlemiş ve kalınlaşmıştır. Ek anomali nadirdir. En sık görülen anomaliler GIS ile ilgilidir. Hipotermi ve kan proteini kaybı açısından dikkatli olunmalıdır. Tedavi: Barsaklar ameliyatta yıkanır ve boşaltılır. Cilt açıklığı genişletildikten sonra organlar abdomene konur ve cilt kapatılır. Prognoz: Bu çocukların %50-60’ı yaşar.



A) Invajinasyon C) Apandisit



delici,



ani



B) Akut sistit D) Kolesistopati



E) Pankreatit Ani başlayan ve delici tarzda ağrı yapan hastalıklar: -



Perforasyon



-



Torsiyon



-



Invajinasyon



Yavaş başlayan ağrı -



Akut apandisit



-



Pankreatit



-



Kolesistopati



Doğru cevap: A 30. İki yaşından büyük çocuklarda en sık rektal kanama nedeni hangisidir? A) Polipler B) Intusseption C) Akut peptik ülser D) Ülseratif kolit E) Hemoroid



İD: 13İ075İ



Doğru cevap: B 28. Polihidroamnios hikayesi olan yenidoğamn beslenirken morarması, dispnesi ve karnının distandü olması durumunda hangisini düşünürsünüz? A) Konjenital pilor stenozu B) Meckel divertikülü C) Trakeo-ösefageal fistül D) Invajinasyon E) Aganglionik megakolon - Meckel divertikülü kendini en sık vişne çürüğü renginde rektal kanamayla belli eder. Invajinasyon en sık, ağrıya bağlı olarak ani bağırma nöbetleriyle ortaya çıkar, çilek jölesi şeklinde rektal kanama ve sosis şeklinde kitle ele gelir, bulantı kusma olur. -



Konjenital pilor stenozu, en sık 3 haftalık bir bebekte, projektil kusma ve hipokloremik alkalozla kendini gösterir.



-



Aganglionik megakolon, mekonyum çıkarmada gecikme ile kendini gösterir.



-



Trakea-ösefageal fistül ise ilk günde aşırı tükrük birikimi; beslendiğinde kusma ve siyanoz, annesinde de polihidramnios olması ile kendini gösterir.



Doğru cevap: C



Yaşa göre rektal kanama yapan nedenlerin sıklığı değişir. Yenidoğanda en sık nedenler akut peptik ülser, yenidoğamn hemorajik hastalığıdır. 1 ay 2 yaş arasında intusseption, meckel divertikülü ve anal fissür en sık nedenlerdir. 2 yaş üstünde en sık nedenler polipler ve meckel divertikülüdür. 2 yaş üstü çocuklarda en sık juvenil polip görülür. Doğru cevap: A 31. Konjenital anomaliler aşağıdaki malformasyonlardan hangisinde çok sık görülür? A) Özafageal atrezi B) ileal atrezi C) Dudak yarığı D) Trakeomalazi E) Fakomeli Özafageal atrezi ve anorektal malformasyonlar VACTERL (Vertebra, anüs, trakea, ösefagus, radius, renal anomalilerjbirleşiminin üyesidir. Duodenal atrezi Down sendromunda görülür. Omfaloselli çocukların çoğunda bir başka konjenital malformasyonda yer alır. Jejunal ve ileal atrezilerde diğer anomalilere çok nadir rastlanır. Doğru cevap: A



Ç O C U K C E R R A H İS İ



29. Aşağıdaki olaylardan hangisinde başlayan bir karın ağrısı vardır?



OMFALOSEL VE GASTROŞİZİS



32. Özafageal atrezili çocuklarda mortalitenin en sık sebebi aşağıdakilerden hangisidir?



abdominal distansiyon görülür. Aganglionik distal bağırsak Hirschsprung hastalığı için karakteristiktir.



A) Konjenital anomaliler



Doğru cevap: A



B) Kusma C) Malnutrisyon D) Aspirasyon pnömonisi



36. Aşağıdakilerden görülmez?



E) İshal Özefageal atrezili infantlarda ek konjenital anomaliler çok sık görülür. Bu anom aliler ve prem atürite komplikasyonları ölümün en sık sebebidir. Erken teşhis ve düzenli tedavi ile bunlar önlenebilir. Doğru cevap: A 33. Jejunal ve ileal atrezinin aşağıdakilerden hangisidir?



en



sık



sebebi



hangisinde



umblikal



drenaj



A) Urakal sinüs B) Umblikal granülom C) Meckel divertikülü D) Omfalomezenterik kanal kalıntısı E) Allantoik kalıntı Umblikal açıklık, omfalomezenterik ve allantoik artıklar iyileşmediği sürece umbilikal drenaja sebep olurlar. Ancak, Meckel divertikülünde mukoza deri ile bağlantılı değildir. Doğru cevap: C



A) Maternal ilaç bağımlılığı B) Maternal diabet C) Doğum travması D) Damarsal anomaliler E) Kromozom anomalisi Jejunal ve ileal atreziler ilk trimesterden sonra meydana gelen intrauterin vasküler anomaliler sonucu ortaya çıkar. Bunların %10’u kistik fibrozis ile birliktelik gösterir. Doğru cevap: D 34. Hirschsprung hastalığının tanısında en ivi yöntem aşağıdakilerden hangisidir? A) Rektal suction biopsi B) Baryumlu röntgen C) Abdominal distansiyon



37. Meckel divertikülünde kanamayı teşhis etmede aşağıdakilerden hangisi diagnostiktir? A) Tc görüntülüme C) Arteriografı



Doğru cevap: A 38. Aşağıdakilerden hangisi çocuklardaki apandisite benzer semptomlar gösterir? A) ABY B) Meckel divertikülü



E) USG



C) Anal fissür D) Peptik ulcus



Doğru cevap: A 35. Mekonyum ileus için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Aganglionik distal bağırsak



D) Ba’lu görüntüleme E) Röntgen



Meckel divertikülünde bulunan ektopik gastrik mukoza Tc-perteknitatı tutar ve peptik ülser gelişimine sebep olur. Bu ülserasyonu önlemek için Tc vermeden önce pentagastrin ve simetidin verilebilir.



D) Safralı kusma



Rektumdan alınan submukozal suction biopside ganglion hücrelerinin görül memesi Hirschsprung hastalığı için karakteristiktir.



B) Rektoskopi



E) Diafragmatik herni Çocuklarda akut karın ağrısına sebep olan durumlar apandisit ile karışabilir. Viral veya bakteriyel gastroenterit, mittelschmerz, meckel divertikülü, orak hücreli anemi krizi, lenfadenit (en sık) gibi akut karın ağrısına sebep olan durumlardan olup ayırıcı tanısı yapılmalıdır. Doğru cevap: B



B) Kistik fibrozisin erken belirtisidir C) Herediter otozomal resesiftir D) Safralı kusma görülür E) Hipertonik kontrast enema diagnostiktir Mekonyum ileus kistik fibrozisin erken bir belirtisidir. Hipertonik kontrast enema diagnostiktir ve unkomplike vakalarda terapötiktir. Mekonyum ileusta terminal ileum incedir, proksimal ileum dilatedir. Safralı kusma, yaygın



39. Çocuklarda hemanjiomlarla ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Kapiller hemanjiom sıktır B) Spontan involusyon göstermez C) Yetişkinlere göre daha az görülür D) Sıklıkla ekstremitelerdedir E) Cerrahi gerektirir



olarak



44. Aşağıdakilerden hangisi acil cerrahi gerektirmez? A) Volvulus B) Jejunal atrezi C) İskemik kolit D) Peptik ulcus perforasyonu E) Superior mezenterik arter embolisi



Doğru cevap: A 40. Üç haftalık erkek infant safras ız projektil kusma şikayeti ile pediatri polikliniğine getiriliyor. Çocuğun 1 haftadır aç olduğu ve 1 hafta öncesine göre çok kilo kaybettiği anlaşılıyor.



İntestinal atrezi ve stenoz acil cerrahi gerektirmezken, volvulus ve intestinal infarktlar acil cerrahi müdahale yapılmazsa kısa barsak sendromu ortaya çıkar.



En uvaun tanı aşağıdakilerden hangisidir?



Doğru cevap: B



A) Adrenogenital sendrom



45. Dokuz aylık bebek gaitasında mukus ve kan görülmesi şikayeti ile acil servise getiriliyor. 18 saat önce başlayan ara ara tekrarlayan kusmayla beraber olan şiddetli abdominal kolik ağrıları varmış.



B) Aminoasidüri C) Gastroözafagial reflü D) Hipertrofik pilor stenozu



Bu ağrı atakları arasında letarjik olan bu hastada en uvaun tanı aşağıdakilerden hangisidir?



E) Özafageal atrezi Bu hastadaki klinik tablo hipertrofik pilor stenozuna uymaktadır. Gastroözafageal reflü ile ayırıcı tanısı yapılmalıdır. Ayrıca duodenal stenoz, adrenogenital sendrom ve aminoasidüri ayırıcı tanıda düşünülmelidir. Özefageal atrezi daha erken klinik bulgu verir.



A) Özafajit B) Invajinasyon C) Peptik ulcus D) Infeksiyöz ishal E) VVİlms tümörü



Doğru cevap: D 41. Bu hastada fizik muayenede aşağıdakilerden hangisi diagnostiktir? A) Rebound



Abdominal kolik ağrı, kusma ve çilek jölesi gaita triadı invajinasyonu düşündürmektedir. Diğerleri bu yaşta sık görülmediği gibi, kolik ağrı da görülmez. Doğru cevap: B



B) Üst abdominal zeytin (olive) şeklinde kitle C) Abdominal distansiyon D) Hipoaktif bağırsak



46. Bu hastanın fizik muayenesinde aşağıdakilerden hangisi görülmez?



E) Abdominal hassassiyet



A) Bağırsak seslerinde artma



Midesi boş, sessiz infantlarda, hipertrofik pilor zeytin şeklinde bir kitle olarak ele gelir. Gastrik kontraksiyonlar üst abdominal kadranda gözlenebilir. Abdominal distansiyon ve hassasiyet görülmez. Bağırsak sesleri normaldir.



B) Abdominal distansiyon C) Rektal kanama D) Epigastrik kitle E) Normal bağırsak sesleri



Doğru cevap: B 43. Aşağıdakilerden hangisi diafragmatik semptom ve bulguları arasında ver almaz?



herni



A) Akciğer sesleri solda azalmış B) Kalp sesleri sağa kaymış C) Mekonyum çıkaramama D) Respiratuar distres E) Siyanoz Diafragmatik herni genellikle solda görülür. İnfant hava yuttukça respiratuar distres artar. Erken teşhis ve ekstrakorporeal membran oksijenasyonu (ECMO)iyi sonuçlar vermesine rağmen, pulmoner hipoplazi gelişen infantlarda fayda vermez.



lleokolik invajinasyon bölgesi distal intestinal obstrüksiyona yol açtığı için bağırsak seslerinde artış görülür. Abdominal distansiyon ve rektal kanama görülebilir. Palpasyonda, epigastrik sosis şeklinde bir kitle ya da sağ alt kadranda boşluk ele gelebilir. Bu kitle kolon etrafında hareket eder. Doğru cevap: E 47. Bu hastanın abdominal röntgeninde aşağıdakilerden hangisini görebiliriz? A) Çekumda hava olmaması B) İnce bağırsakta yer yer hava görülmesi C) Dilate mide D) Normal röntgen E) Rektosigmoid bölgede hava-sıvı seviyesi



Doğru cevap: C



ÇOCUK CERRAHİSİ



Infantlarda en sık görülen neoplazmlardan biri de hemanjiomlardır. Kapiller tip kavernöz tipe göre daha sıktır. Çoğunlukla baş ve boyunda görülürler. Spontan involusyon gösterebildiği gibi iyi bir takip ile de tedavi edilebilir.



31 4



İnvajinasyonda, sağ alt kadranda çekal bölgede gaz görülmez. Distal ince bağırsak looplarında dilatasyon görülebilir.



51. Koanal atrezi hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Genellikle unilateraldir



Doğru cevap: A



B) Erken dönemde cerrahi gerekir C) Asfiksi ile ölüm oluşabilir



48. İnvajinasyonda teşhis koymada aşağıdakilerden hangisi bize daha çok yardımcıdır? A) USG B) Endoskopi C) Kontrast enema D) Rektosigmoidoskopi E) Abdominal CT Ileokolik invajinasyonda kontrast enema diagnostiktir aynı zamanda terapötiktir. Retrograd baryum verilmesi invajinasyonu düzeltebilir. Bu çalışmayı yapmadan önce peritoniti düşündüren (ateş, lökositoz, hassasiyet, rijiditejbulguların olup olmadığı iyice araştırılmalıdır.



Koanal atreziler %60 unilateraldir. Yenidoğan burnu ile solur, ağız solunumunu sonradan öğrenir. Bu nedenle asfiksi sonucu ölüm oluşabilir. Atrezi yapan duvar genellikle kemik veya kıkırdaktan oluşmuştur, nadiren membranözdür. Kesin tam nazogastrik sondanın burundan orofarinkse ulaşmadığının gösterilmesi ile konur. Yan kafa grafisi opakla çekilir. Duvarın yerini saptamak için kullanılır. Doğru cevap: D 52. Direk karın grafisinde gazsız abdomen görünümü aşağıdakilerden hangisi için tipiktir?



Doğru cevap: C 49. Aşağıdakilerden yapılmaz?



D) Kesin tanı yan kafa grafisi ile konur E) Atrezi yapan duvar genellikle kıkırdak veya kemiktir



hangisine



fetal



cerrahi



A) Akciğer adenomatoid kistik malformasyonu B) Aort koarktasyonu C) Hidronefroz



A) Koanal atrezi B) Ösefagus atrezisi C) Prepilorik atrezi D) Duedonal atrezi E) Nekrotizan enterokolit



Fetal cerrahi uygulanan hastalıklar şunlardır: Hidronefroz, hidrosefali, diafragm a hernisi, yarık dudak, akciğer adenomatoid kistik malformasyonu ve sakrokoksigeal teratom.



Gazsız abdomen görünümü ösefagus atrezisi için tipiktir. Mide valvulusunda da görülebilir. Gazsız abdomen görünümü için trakea ile alt ösefagus arasında fistül olmamalıdır. Ösefagus atrezisi tanısı itilen nazogastrik sondanın mideye ulaşmaması ile konur. Intrauterin hayatta polihidramnios vardır. Erken dönemde cerrahi gerektirir.



Doğru cevap: B



Doğru cevap: B



D) Sakrokoksigeal teratom E) Konjenital diafragma hernisi



50. Umblikal herni için aşağıdakilerden ameliyat endikasyonu değildir?



hangisi



53. Aşağıdakilerden hangisi inmemiş komplikasyonlarından değildir?



A) İnce atrofik umblikal herni B) Inkanserasyon



A) Germinal tümör gelişimi



C) Defektin hızlı büyümesi



C) Torsiyon



D) Prematürite E) İki yaşını bitirmeye rağmen kapanmama



D) Feminizasyon



Umblikal herniler yenidoğanlarda sık görülür ve büyük oranda spontan kapanırlar bu nedenle 2 yaşına kadar beklenir. Prematürite ameliyat endikasyonu değildir diğer şıklar endikasyon oluşturur. Doğru cevap: D



testis



B) Inguinal herni



E) Infertilite İnmemiş testis 2 yaşına kadar am eliyat edilirse fertilite korunur. İnmemiş testiste prosesus vaginalis kapanmadığı için büyük oranda inguinal herni gelişir. Torsiyon, tekrarlayan travmalar, psikolojik etkiler diğer komplikasyonlarındandır. Bu hastalarda testis tümörü gelişme riski 5-50 kat artmıştır. En sık germinal tümörler görülür. Leydik hücre fonksiyone olduğu için feminizasyon olmaz. Doğru cevap: D



54. VVilm’s tümörünün en sık beraber olduğu GÜS anomalisi hangisidir? A) Kriptoorşidizm



56. Konjenital hipertrofik pilor stenozu tanısı konulan bir çocukta ilk yapılması gereken tedavi nedir? A) Piloroplasti



B) Atnalı böbrek



B) Boşaltıcı lavman



C) Hipospadias D) Pseudohermafroditizm



C) Balon dilatasyon D) Sıvı-elektrolit dengesizliği düzeltilir



E) Üreter duplikasyonu



E) CO narkozu



-



VVilm’s tümörünün en sık beraber olduğu konjenital anomali anirididir. %1-3 gözlenir. Bundan sonra en sık GÜS anomalileri ile beraber gözlenir. GÜS anomalilerinden en sık hipospadias ile beraberdir. S Nörofibromatozis S Beckvvith - VVİdeman sendromu v' Drash sendromu v' AGR sendromu



Konjenital hipertrofik pilor stenozunda ilk yapilması gereken sürekli kusmalardan dolayı bozulan sıvı açığını ve elektrolit imbalansını düzeltmektir. Daha sonra hastaya pilaromyotomi yapılır. Not: Genelde ilk çocukta görülür erkek çocuklarda daha sıktır 3-6 haftalarda ortaya çıkan, safrasız kusmayla gider. Çocukda hipoklaremik, hipokolemik metabolik alkolaz oluşur. Doğru cevap: D



v' TARR sendromu s EMG sendromu ile beraber olabilir. Doğru cevap: C 55. Çocuklarda baş boyun bölgesinde en sık rast­ lanılan yumuşak doku tümörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Fibrosarkom B) Rabdomyosarkom C) Liposarkom D) Hemanjiyoperisitom E) Malign nörofibrosarkom Rabdomyosarkom çocukluk çağında en sık görülen sarkomdur ve en sık baş boyun bölgesinde yerleşir. Lokal rekürrens ve geç metastazdan dolayı kombine tedaviyi gerektirirler. En çok 5 yaş civarında görülür. Doğru cevap: B



57. Konjenital diafragma hernisinde mortaliteyi artıran hangisidir? A) PDA B) Hipoplazik akciğer C) VSD D) Mediastinal kayma E) Karın içi basınç artımı Konjenital diyafragma hernisinde solunum desteği gerektiren akciğer problemleri (en önemlisi hipoplazik akciğer) sebebiyle mortalite oldukça yüksektir. Bu hernide tanı göğüs filmi ile konur. Toraksta hava ile dolu bağırsak ansları tipik bir görüntü verirler ve mediastinal şift olabilir. Doğru cevap: B



GOGUS, KALP DAMAR CERRAHİSİ 1.



Torasik outlet sendromunda aşağıdaki testlerden hangisinin pozitif bulunma olasılığı en yüksektir? A) Adson testi C) Trendelenburg testi



B) VVatson testi D) Homans testi



E) Obturatuar test Teorik b ilg i sorusu...



Torasik Outlet Sendromu (TOS); -



Subklavian arter, ven ve brakiyal pleksusun süperior toraks çıkışında kompresyona uğramasıyla ortaya çıkan semptomlar topluluğudur. Üç farklı tipi vardır: 1. nörojenik (%90-95), 2. vasküler (%5-10) 3. mixt (%20).



-



Doğru cevap: A 2.



En cok aterosklerotik anevrizma görülen periferik arter hangisidir?



Kadın /erkek oranı 9/1 ’dir.



A) A.poplitea C) A.subclavia



Tanı: -



Adson testi: Hastanın radial nabzı palpe edilirken hastadan derin bir inspiriyum yaparak nefesini tutması ve başını mümkün olduğunca ekstansiyona getirerek muayene edilen omuz başına çevirmesi istenir. Palpe edilen radial nabzın zayıflama-sı ya da kaybolması testin pozitifliği olarak kabul edilir. Bu test normal populasyonda % 10-20 oranında pozitiftir.



-



Hiperabdüksiyon testi: Omuz 180° hiperabdüksiyona getirilerek, dirsek kırılır. Radial arterde nabız kaybı kompresyon bulgusudur.



-



Abdüksiyon eksternal rotasyon (Roos Testi): Omuz abdüksiyonda tutularak kol eksternal rotasyon ile 90° kaldırılır. Dirsek kırılarak 3 dakika boyunca elin açılıp kapatılması istenir. Semptomlar tekrarlarsa test pozitif kabul edilir.



-



-



Kostaklavikular Test (Halsted Testi) - Askeri pozisyon: Radial nabız palpe edilirken hasta esas duruş pozisyonuna gelir. Derin bir inspiriyum yapılır, omuzlar geriye ve aşağıya doğru verilerek baş ekstansiyona getirilir. Nabızın kaybolması halinde TOS şüpesi kuvvetlenecektir. Basınçlı Provakasyon te sti: Supraklavikular fossada brakial pleksus üzerine elle bası oluşturularak yapılır. Bası TOS’lu olguların ellerinde paresteziye yol açar. Testin etkinliğini kollara hiperabdüksiyon yaptırılarak hızlandırılabilir. Bu testlerin hiçbirisi TOS’da altın standart değildir. Hastaların büyük çoğunluğu nörojenik şikayetlerle başvurduğu için, sadece vasküler basıyı değerlendiren bu testler teşhis koymada yetersiz kalabilir.



B) A.karotis D) A.femoralis E) A.aksillaris



Ateroskleroza bağlı anevrizm alar ensık abdom inal aortada görülür.... Periferik arterlerden ise ensık tutulan arter A. popliteadır. Doğru cevap: A 3.



Makler triadı hangi hastalıkta görülür? A) Mallory Weis sendromu B) Boerhaave sendromu C) Candida özefajiti D) Tüberküloz mediastini E) Korazif özefajit



Teorik bilgi sorusu...



Boerhaave sendromu: -



Şiddetli kusma ve öğürme sonucunda spontan özefageal perforasyona denir.



-



Olay genelde özefagogastrik posterolateralindedir.



-



En sık sebebi alkole bağlı şiddetli kusmalardır.



-



Subkutan amfizem, kusma ve göğüs ağrısından oluşan klasik Mackler triadı, Boerhaave sendromlu hastaların üçte birinde bulunur.



bileşkenin



Plevral efüzyon ve pnömotoraks gelişebilir.



-



Boerhave sendromunda en sık ölüm nedeni pnömotorakstır.



A) Abdominal aortada sık görülür. B) Kadınlarda daha fazladır.



-



İlk yapılması gereken PA akciğer grafisidir. Plevral efüzyon gelişebilir amilaz düzeyi yüksektir. Tanı suda eriyen kontraslı madde ile çekilen özefagus grafisi ile konur.



C) 35 yaşın altında sıktır



Hangisi toraks travmalarında endikasyonu değildir?



Sifilitik aort anevrizmaları için hangisi doğrudur?



D) En erken vaso vasorumu etkilenir. E) Sifilisin II. evresinde görülür. Sifilizin tersiyer döneminin karakteristiği obliteratif e n d a rte rit vü cu d u n h e rh a n g i b ir k ü ç ü k a rte rin i tutabilir.....



Doğru cevap: B 4.



5.



torakotomi



A) Hava embolizmi B) Perikardial tamponad C) Ciddi ve inatçı hipotansiyon



-



Ancak aortun yada vazo vazorumları tutulduğunda klinik çok daha ağırdır.



-



Torasik aortit daha sık görülür.



-



Vazovazorumlar etkilendiğinden dolayı elastik doku ve medya kas dokusu iskemiye maruz kalır ve dilatasyon görülür.



-



Erkeklerde ve ileri yaşlarda daha sık görülür.



-



Bu anevrizmal dilatasyon aort kapaklarını etkilerse aortik yetmezlik meydana gelir ve korbovinum denen ileri derece büyümüş kalp görünümüne sebep olur.



D) Başlangıçta 500 mİ olan hemotoraks E) Büyük damar yaralanma şüphesi Torakotomi için hemorajik drenajın tüp torakostomi yapıldığı anda 1500 mİ civarında olması gerekir...



Toraks travmasında acil servis torakotomisi endikasyonları: Penetran yaralanmalarda: 1. Genel durumun hızla bozulması



Doğru cevap: D



2. Kontrol edilemeyen kanama



Diafragmanın en sık gözlenen benign tümörü hangisidir?



3. Kardiyak arrest



A) Fibroma



B) Lipom



4. Perikardiyal tamponad



C) Rabdomyom



D) Leiomyom



5. Masif torasik ya da torakoabdominal kanamaya bağlı ciddi hipotansiyon



6.



E) Hemangiom Diafragmanın en sık görülen benign tümörü fibromadır.



6. Büyük damar yaralanması şüphesi 7. Hiler yaralanma tespiti 8. Hava embolisi



Doğru cevap: A 7.



Torakoskopi kaçıncı girilerek yapılır?



Künt yaralanmalarda; 1. Hızlı genel durum bozulması 2. Kardiyak arrest



A) 1. İnterkostal aralık B) 3. İnterkostal aralık



3. Hastaneye varışta hayati fonksiyonların mevcut olmasıdır.



C) 5. İnterkostal aralık D) 7. İnterkostal aralık



Acil ameliyathane torakotomisi endikasyonlarında ise: 1. Kardiyak yaralanmaya veya majör damar yaralanmasına olabilen ya da



4. Perikardiyal tamponad ile tespit edilmiş hava yolu hasarı Doğru cevap: D



aralıklardan



E) 8. İnterkostal aralık Torakoskopi 5.- 6. interkostal aralıklardan girilerek yapılır..... -



2. Müdahalelere rağmen düzelmeyen ciddi ve inatçı hipotansiyon, 3. Hemorajik drenajın tüp torakostomi yapıldığı anda 1500 mİ civarında veya 3-4 saatlik takipte en az 200 mİ olması,



interkostal



Majör endikasyonu plevral hadiselerdir. Kontrendikasyonu akut ampiyemdir.



Doğru cevap: C 8.



Pnömotoraks boşaltması aralıktan yapılır?



kaçıncı



interkostal



A) 2



D) 8



E) 9



B) 4



C) 6



GOGÜS, KALP DAMAR CERRAHİSİ



-



GÖĞÜS, KALP DAMAR CERRAHİSİ



Teorik b ilg i sorusu....



12. Sprengel’s deformitesi hangi kemikle ilgilidir?



Pnömotoraks boşaltma yeri 2. interkostal aralık mid klaviküler hattın kesiştiği yer iken, hemotorax ve hidrotoraxın boşaltılması arka axiller hat ile 6-9. interkostal aralıklardan birinden girilerek yapılır.



Sternum



B) Kostalar



C) Humerus



D) Vertebra E) Skapula



Teorik b ilgi sorusu....



Doğru cevap: A 9. Torasik aorta yırtığı ile birlikte olan kot kırığı hangisidir? A) 2



A)



B) 4



C) 5-6



D) 8-7



-



Sprengel’s deform itesinde o taraftaki skapula hipoplaziktir.



-



Bu hipoplazik kemik toraks duvarına fixe olmuştur ve o taraftaki toraks duvarı inspirasyonla daha az hareket eder.



E) 9-10



Teorik b ilg i sorusu....



Doğru cevap: E



1. kot kırığı: Baş-boyun yaralanmaları 2. kot kırığı: Torasik aorta yaralanmaları



13. Toraks kafesinin en sık görülen malign tümörü nedir? A)



3. 9. Kotlar: yumuşak doku ve akciğer yaralanmaları



Osteojenik sarkom



B) Evvings sarkom



C) Lenfoma sol 9-11 kotlar dalak rüptürleri ve



D) Kondrosarkom E) Kondroblastom



6-11 k o tla r ise karaciğer yaralanmaları ile beraber olabilir.



Teorik bilgi sorusu.... -



Doğru cevap: A



Torax kafesinin en sık görülen malign tümörü kondrosarkomdur. En sık 20-40 yaşlarda gözlenir.



10. Pnömotoraks’ın en sık sebebi hangisidir? A) Malignensiler C) Travma



B) Idiopatik



D) Pnömoniler E) Kollojen doku hastalıkları



Pnömotoraksların en sık sebebi travmalardır..... Hemotorax yoksa 2. interkostal aralıktan, hemotorax varsa 6. 7. interkostal aralıklardan su altı drenajı yapılır. Doğru cevap: C



B) 200 cc



C) 300 cc -



D) 400 cc E) 500 cc Teorik b ilg i sorusu....



-



200cc’den daha fazla olan sıvı kolleksiyonları posteroanterior direkt grafilerde gözlenebilir.



-



Daha az miktarlarda ise lateral dekübit çekilen filmlerde daha kolay gözlenir.



Doğru cevap: B



Ve en sık kostalardan kaynaklanır.



-



A ğrı ve lo ka lize ş iş lik en sık göze çarpan bulgulardır. En sık akciğere metastaz yapar.



Doğru cevap: D 14. Aşağıdaki toraks iskelet tümörlerinden hangisinde hemen her zaman lokalize bir göğüs travması vardır? A) Osteo sarkom



11. Direkt posteroanterior akciğer grafilerinde ayakta çekilen filmde aşağıdaki sıvı miktarlarının hangisinden daha az ise saptanmaz? A) 100 cc



-



B) Kondrosarkom



C) Evvings sarkom D) Eozinofilik granülom E) Multipl Myelom Diğer seçeneklere dikkat edilerek yapılabilecek b ir soru.... E o z in o filik granülom a en sık kostalarda gözlenir. Erkeklerde daha sıktır. Kemiklerde osteolitik lezyonlara sebep olur. Gençlerde daha sıktır. Hastaların çoğunda lokalize bir göğüs travması öyküsü vardır. Doğru cevap: D 15. Aort koarktasyonuna en sık eşlik eden anomali hangisidir? A) PDA



B) Biküsbit aorta D) AOD



C) VSD E) AY



Aort koarktasyonlu hastaların % 50 kadarında biküsbit aorta konjenital anomalisi vardır. Doğru cevap: B 16. Diafragmanın en sık görülen hangisidir?



Sitotoxik olarak kullanılabilmektedir.



en



-



Tek başına olabilmektedir.



-



Diğerleri ya pek fazla etkili olmamaktadır ya da etkisi bilinmemekteir.



%20-40



iyi



adriamisin



oranında



başarılı



Doğru cevap: B B)Leiomyosarkom



A) Rabdomyosarkom C) Liposarkom E)



malign tümörü



-



D) Fibrosarkom 21.



Angiosarkom



N ö r o j e n ik



tü m ö r le r m e d ia s te n d e



en



s ık



n e re y e



y e r l e ş ir ?



Diafragmanın en fibrosarkomdur.



sık



görülen



malign



tümörü



Doğru cevap: D



-



B) Akciğer Ca



C) Amebik apse rüptürü



D) Mezotelyoma



E) Pnömoni Çikolata rengindeki plevra sıvısının nedeni sindirilmiş hemoglobinden dolayı olur. Bunun en sık sebebi amebik apsenin karaciğerden plevraya açılmasıdır.



B)



Ön mediasten



C) Üst mediasten



D) Orta mediasten



E) Hiçbiri Nörojenik tümörler genelde arka mediastene yerleşir.



17. Çikolata renginde plevral sıvı kolleksiyonuna en sık hangi patoloji sebep olur? A) Tüberküloz



A) Posterior mediasten



Arka mediastende en sık nörojenik malignensi olarak nöroblastom ve nörinom gözlenir.



Doğru cevap: A 2 2 . H a n g is i s e k o n d e r v a r is n e d e n le r i n d e n d e ğ il d ir ?



A) Venlerin duvar yapısındaki bozukluk B ) Tümörler



Doğru cevap: C



C) Akkiz -A-V malformasyonlar



18. Malign mezotelyoma ile hangi asbest türü daha çok ilişkilidir?



E) Derin ven trombozu



D) Konjenital A-V malformasyonlar



A) Sarı asbest C) Mavi asbest



B) Beyaz asbest



Venlerin duvar yapısındaki bozukluk p rim e r varis sebebidir....



D) Kırmızı asbest E) Kahverengi asbest



Primer varisler yüzeyel venlerde ve/veya perforan venlerdeki valvüler ve duvar yapısındaki bozukluklardan kaynaklanırken, sekonder varisler derin venöz tromboze sekonder olarak gelişen variköz yapılardır



Malign mezotelyoma ile en çok mavi asbestin ilişkisi vardır. Doğru cevap: C



-



19. Malign mezotelyomada plevral mayide en sık artması beklenen madde hangisidir?



Sekonder varislerin en önemli sebepleri arasında derin ven trombozları, tümörler, konjenital ve akkiz arterio-venöz fistüller görülmektedir.



Doğru cevap: A A) DNA’az C) Heparin



B) Hyaluronik asit D) Adenozin deaminaz



2 3 . B r o n ş i e k t a z i l e r i n e n s ık s e b e b i h a n g i s i d ir ?



E) Amilaz



A) Kartagener sendromu



Malign mezoteliyomada, malign hücreler tarafından hyaluronik asit salgılanmasından dolayı hyaluronik asid artar.



20. Malign mezotelyomada kemoterapötiklerden hangisi en başarılı şekilde kullanılmaktadır?



C) Siklofosfamid



B)



Pnömoniler



D) Kistik fibrozis E) Travmalar



B ro n şie kta zin in en sık sebebi ço c u k lu k çağında geçirilen genelde kızamık ve adenovirüs sonrası gelişen retroviral pnömonilerdir....



Doğru cevap: B



A) Bleomycin



C) Tüberküloz



B) Adriamisin D) Prokarbazin E) Mitomycin C



-



Tüberküloz akkiz olarak ikinci sık nedendir.



-



Konjenital en sık neden kartagener sendromu ve kistik fibrozisdir.



Doğru cevap: B



2 4 . A ş a ğ ıd a k i s e n d r o m l a r d a n h a n g i s i n d e b r o n ş ie k t a z i d a h a n a d ir o la r a k g ö z l e n i r ? A)



27. Künt toraks travmasında en cok görülen patoloji aşağıdakilerden hangisidir?



Katagener sendromu



A) Kaburga fraktürü B) Sternum fraktürü



B) Mukovisidozis C) Hipogamaglobinemi



C) Hemotoraks



D) Mouinier kuhn sendromu



D) Pnömotoraks



E) Ehler Danlos sendromu



E) Akciğer kontüzyonu



Teorik bilgi sorusu.....



Künt toraks travmalarıda en sık kosta fraktürü görülür (%40)....



Bronşiektazi konjenital olarak -



Kartagener sendromu



-



K. Fibrozis



-



-



-



Bunu sırasıyla hemotoraks, pnömotoraks büyük damar yaralanmaları, akciğer kontuzyonu ve sternal fraktür izler.



Hipogamaglobinemi



Doğru cevap: A



Mounier Kuhn sendromu (Konjenital trakea bronşial destek dokusu yokluğu ve konjenital trakeobronşomegali)



28. Aşağıdakilerden hangisi ampiyem mayii ile plevral effüzyonun ayırt edilmesinde kriter değildir?



Sağ akciğerin venöz drenajının inferior vena kavaya olduğu Scimitarsendromunda sıkça rastlanır. Ehler Danlos sendorumunda daha nadir olarak gözlenir.



A) Gramla boyama B) Kültür C) Sıvının görünümü D) pH



Doğru cevap: E



E) Direkt mikroskobi 2 5 . A ş a ğ ıd a k i



b r o n ş ie k t a z i



v a k a la r ı n d a n



h a n g is i



o p e r a s y o n a e n iv i c e v a p v e r i r ? A)



Psödomanas bronşiektazisi



B) Kor pulmanaleye sebep olmuş bronşiektezi



Ampiyem mayii ile plevral effüzyon sıvısı direkt mikroskopi ile ayırt edilemez. Ancak gramla boyamada ampiyem mayiinde bakteri görülür. Kültür (+)’tir. Sıvı bulanıktır ve pH’da 7.2’nin altındadır.



C) Tüberküloz ile birlikte olan bronşiektazi D) Kartagener sendromu



Doğru cevap: E



E) Kistik fibrozise bağlı bronşiektazi



29. Akciğer kanserinde kontrendikedir?



Teorik b ilg i sorusu..... -



Ekinokokus granülozus



B) Ekinokokus multilokülaris



D) Yaşın 70 üzerinde olması E) Sistemik bir hastalığın olması Birçok kanserlerde genellikle uzak organ metastazı cerrahi için kontrendikasyon teşkil eder...



Diğer kontrendikasyonlar:



C) Ekinokokus alveolaris



-



Ekstensif ipsilateral mediastinal lenf nodu tutulumu



D) Toxokara canis E) Oxosoria volvulus



-



Diğer tarafta lenf nodu tutulumu



-



Malign plevral effüzyon



-



Superior vena cava sendromu



-



N. Laryngeus recurrens tutulumu



-



N. phrenicus paralizi



-



Pulmoner fonksiyon yetmezliği



Akciğer k ist hidatiğinirı en sık sebebi karaciğerde de olduğu g ib i Ekinokokus granülozusdur.... -



durumda



C) Plevrada sıvı olması



Doğru cevap: C



A)



hangi



A) Lokal göğüs duvarı invazyonu B) Toraks dışı metastaz



Özellikle tüberküloz ile birlikte olan bronşiektazilerde, medikal tedavi yanında segmenter rezeksiyondan hastalar çok fazla yarar görürler.



2 6 . A k c i ğ e r k is t in e e n s ık h a n g i a ja n s e b e p o lu r ?



cerrahi



Nadir olarak da E. alveoloris ya da multilokülaris sebep olabilmektedir.



Doğru cevap: A



Doğru cevap: B



30. Otuzbeş yaşında myastenia gravesli bir hastada öksürük, dispne ve vena kava superior sendromu geliştiğinde en olası tanı hangisidir? A) Oat celi karsinom C) Bronşiektazi



MEDİASTİNAL TÜMÖRLER



Anterior ve Superior



B) Timoma D) Pancoast tümörü



Mediasten



%25 malign, %75 10 yıl içerisinde Myasthenia Gravis gelişebilir



Teratoma



%10-20 malign. Multiple embriyojenik germ hücre tabakasından köken almaktadır



E) Lenfoma Timoma myastenia gravesle birlikte sık görülür ve önüst medyasten yerleşimlidir... -



Kitle nedeniyle öksürük, dispne ve vena cava superior sendromu görülür.



-



Myastenia gravesli hastaların %15-20’sinde Timoma bulunduğundan bu hastada timoma ön planda düşünülmelidir.



-



Tiroid tümörleri veya Guatr



Daha çok orta yaşlı kişilerde görülür.



Doğru cevap: B



I



C) Poland sendromu



B) Pectus excavatum



Lenf nodu biyopsisi diagnostiktir



Paratiroid tümörleri



%10 adenomalar şeklindedir. Paratiroid bezlerinin anormal migrasyonuna sekonder gelişir.



Lenfanjioma, Lipomalar



Genellikle benign ve asemptomatiktir



Orta Mediasten Perikardiyal kistler



%75 sağ kardiyofrenik köşede bulunur



Bronkojenik kistler



Primordiyal ventral foregutdan orjin alır. Trakea veya Karina yakınlarındaki bronşlarda düzgün kitle bulunr



D) Konjenital bifid sternum E) Asterni



-



Pectus excavatum göğüs duvarının en sık görülen konjenital malformasyonudur.



-



Bunu pectus carinatum izler.



-



Bifid sternum torasik hiperekstansiyonuna bağlı gelişir.



vertebraların



Tiroid dokusunun anormal migrasyonuna bağlıdır



Lenfoma (sıklıkla T hücreli)



31. Göğüs duvarının en sık görülen konjenital malformasyonu aşağıdakilerden hangisidir? A) Pectus carinatum



ji



Posterior Mediasten Nörojenik tümörler (nörofibromalar, ganglionöromalar)



Sempatik sinir traktı gibi nöral krest dokusundan kaynaklanır. Adultlarda genellikle benign, çocuklarda genellikle malign



Enterik kistler



Dorsal foregutdan orjin alır. Özofagus ile ilişkilidir. Gastrik epitel içerebilir, kanayabilir, ülsere olabilir



Doğru cevap: B



MEDİASTİNAL KİTLELER



- Anterior mediasten v V v V V V



Teratom Germ hücreli tümör Timoma Lenfoma Tiroid Morgagni hernisi



- Orta mediasten Bronş karsinomları v Lenfoma V Bronkojenik kist v Perikardial kist ^Anevrizma v



32. Yelken g ö ğ ü s için hang isi y a n lış tır?



A) Çoğunlukla akciğer kontüzyonuyla birliktedir B) Birden çok kotun birer yerinden kırılması gerekir C)



Volüm respiratörü gerekebilir



s V V V v



Nörojenik tümör (sağda sık ) Enterik kist (solda sık ) Bochdalek hernisi Ösefagus lezyonları Lenfoma Anevrizma



mekanik



ventilasyon



D) Cerrahi fixasyon etkili bir tedavi yoludur E) Hastalarda hipoksi ventilasyon kusuruna bağlıdır Yelken göğüste iki veya daha fazla kotun iki şer yerinden kırılması gerekir ki nefes alıp verirken bu alan içeri dışarı hareket edebilsin.



- Posterior mediasten •s



ile



Doğru cevap: B



G Ö Ğ Ü S , K A LP D A M A R C E R R A H İS İ



321



33. B asit ko t k ırıkların d a h an g isid ir? A)



te d a v in in



ilk



4.



aşam ası



Plummer-VVinson sendromu



5. Tylozis



Antibiyotik



6. Radyasyon özefajit



B) Analjezik



7. Özefagus divertikülü



C) Kırıkların cerrahi fixasyonu D) Kırıkların eksternal fixasyonu



Doğru cevap: E



E) Entübasyon 36. Bronkojenik karsinomda hemotojen yayılımla en sık tutulan organ hangisidir?



B asit ko t k ırığ ın d a ted avi şem ası;



Analjezi + Antibiyotikler + trakeo bronşial tuoulet (TBT) 1. Düşük dozlarda narkotikler



A)



Akciğer



B) Adrenal bezler



C)



Beyin



D) Karaciğer E) İskelet sistemi



2. Interkostal sinir blokları



Hematojen yayılımda tutulan organlar



3. Musküler relaksanlar



- Karaciğer (%37)



Öksürüğe yardım ve intratrakeal suction



4.



-Adrenal bezler (%26) Doğru cevap: B 34. A ş a ğ ıd a k ile rd e n e k s tra p u lm o n e r d e ğ ild ir?



- Akciğer (%23) -Beyin (%17.5)



h ang isi a k c iğ e r karsin o m u n d a in tra to ra s ik sem p to m la rd a n



- Skeletal sistem (%17.3) - Kaburgalar



A)



Süperior vena kava sendromu



- Omurgalar



Horner sendromu C) Pancoast sendromu



- Femur



D) Eaton-Lambert sendromu



- Humerus



E) Pnömotoraks



- Pelvis



B)



Extrapulmoner intratorasik semptomlar 1. Boğuk ses



- Böbrekler (%15) - Pankreas (%7)



2. Göğüs duvarında şiddetli ağrı



Doğru cevap: D



3. Kotun aşağı kısmında ağrı 4.



37. Check-valv tipi obstrüksiyon yapmış bronşiyal yabancı cisim radyolojik olarak aşağıdaki hangi patolojiyi gösterir?



Horner sendromu



5. Disfaji 6. Masif plevral efüzyon 7. Diyafragma paralizisi



A)



Obstrüktif amfizem



B) Bronşektazi



C)



Obstrüktif atelektazi



D) Pulmoner ödem



8. Pnömotoraks



E) Interstisyel ödem



Doğru cevap: D 35. A ş a ğ ıd a k ile rd e n hang isi ö za fa g u s u n lezyo n u d e ğ ild ir? A)



Barret özafajit



B)



Reflü özafajit



C) Radyasyon özafajit D) Patterson-Kelly sendromu E) Schvvarts-Batter sendromu



p rem alig n



Check-valv tipinde obstrüksiyon yapan yabancı cisim havanın girişine izin verir çıkışına izin vermez , hava içerde hapsolur ve giderek a m f iz e m a t ö z hal alır. Doğru cevap: A 38. Penetre toraks travmalarında yaralanan bölümü neresidir? A) C)



Premalign özefagus lezyonları 1. Barret özefajit 2. Reflü özefajit 3. Akalazya



-



Sol atrium Sağ atrium



kalbin



en



sık



B) Sol ventrikül D) Sağ ventrikül



E) Apeks Kalbin toraksın ön yüzüyle komşuluğunun %55’ini sağ ventrikül, %20’sini sol ventrikül ve %10’unu sağ atrium oluşturur.



-



-



Sol atrium ve apeks arkada kalır.



-



Bu nedenle penetre toraks travmalarında en sık (%42) sağ ventrikül yaralanır.



Iskemik kolit, böbrek yetmezliği, periferik emboli ve parapleji de komplikasyon olarak görülebilir.



Doğru cevap: D



Doğru cevap: D 42.



M itral sten o zu n en sık seb e b i h an g isid ir?



39. Aşağıdakilerden hangisi akut mediastinitin en sık sebebidir? A) Özofagus perforasyonu C) Pnömoni



B) Akciğer absesi



D) Ludvving anjini E) Median sternotomi



Mediastinit: Komşu organların perforasyonlarına (bu organlardan infeksiyonun direkt yayılmasıylajveya boyunabdomenler infeksiyonlarının fasial yayılımıyla oluşan ciddi inflamatuar bir durumdur. -



Median sternotomi sonucu (en fazla)



-



Kardiyotomi insizyonu



-



Endoskopi ve nazogastrik tüpte



-



Postemetik rüptüre sekonder



-



Özefagus Ca’nın spontan perforasyonu



-



Özefagus trakea ve majör bronkusların penetran yaralanması



-



Vertebra ve kostaların osteomiyeliti, akciğer abseleri, ampiyem başlıca sebepleridir.



40. Vena kava süperior sendromunun en sık sebebi hangisidir? A) Malignensiler



B)Trombüs



C) Vasküler ageneziler



D) Sağ kalp aplazisi



E) Granülom basısı Vena kava süperior sendromunun en sık sebebi malignensilerdir. Onlardan da en sık sebep akciğer small celi Ca’dır. Benignlerden ise en sık sebepler granülom basıları ve VCS trombüsüdür. Doğru cevap: A 41. Abdominal aort anevrizması sonrasında en sık görülen aşağıdakilerden hangisidir?



ameliyatlarının komplikasyon



B) Böbrek yetmezliği D) Empotans E) Parapleji



Abdominal aort anevrizması tamiri sonrasında erkek hastaların %25-65’inde seksüel fonksiyon bozuklukları görülmüştür. -



Travma D) Skleroderma



B)



SLE Mitral stenozunun en sık sebebi ARF’dir.(Akut romatizmal ateş) E)



-



ARF’nin akut ataklarında mitral yetmezlik meydana gelirken, rekürren ARF’lerden sonra mitral stenoz meydana gelir.



Doğru cevap: C



KALP KAPAK HASTALIKLARI-MITRAL STENOZ



Doğru cevap: E



A) Iskemik kolit C) Periferik emboli



Senilite C)ARF



A)



Inferior mezenterik arterin çıkış yeri ve aortik bifurkasyon yeri yakınlarından geçen otonomik sinir liflerinin tahribi bu olayın sebebidir.



- Kronik romatizmal kalp hastalıklarında en fazla mitral kapak etkilenir, daha seyrek olarak sırasıyla aortik, trikuspid ve putmoner kapaklar etkilenir. - Ana patoloji kapaklan etkileyen progresif fibrozdur. - Kapakta bir hasar oluştuktan sonra kapak üzerindeki değişken hemodinamik stres, romatizma devam etmese de deformasyonu arttırır. MİTRAL STENOZ (MS) - Mitral stenoz en sık romatizmal kalp hastalıklarına bağlı gelişir. - Kapakçıkların kalsifikasyonu, cuspların ve subvalvuler aparatusların birleşmesi ve progresif fibrozis ile kapak açıklığı yavaş bir seyirde azalır. - Sol atriumda hipertrofiye yol açan en sık neden MS’dur. - Hastalar gebelik ve egzersizi tolere edemez. MS, gebede sık görülen ve prognozu en fazla etkileyen bir patolojidir. - Mitral kapak 5 cm2 dir, açıklık 2 cm2 altına düşene kadar asemptomatiktir. - Romatizmal endokarditte en çok mitral kapağın posterior kısmı tutulur, kapağın üzerinde inflamasyona bağlı irreguler plaklar oluşur (MAC CALLUM PLAKLARI) - MS’de ilk semptom en sık efor dispnesidir. - Hemoptizi en sık MS de görülür. Kronik pulmoner konjesyon vardır. - MS’da atrial fibrilasyon sıktır. Atrial fibrilasyon sonrasında pulmoner ödem gelişir. - Sistemik emboli sıktır. MS’ın en önemli komplikasyonudur. - Yüksek S1, artmış tepe atımı bulunabilir. Middiastolik (erken dönemde presistolik) üfürüm alınır. Üfürüm egzersizle artar. - Mitral stenozla birlikte mitral yetmezlik de varsa aksillaya yayılan pansistolik üfürüm alınır. - Mitral açılma sesi S2’ye ne kadar yakınsa darlık o kadar fazladır. - Mitral açılma sesi alınmıyorsa kapak kalsifiye olmuştur. - MS’daki erken diastolik üfürüme Graham - Steel üfürümü denir. - MS’da PA - Akciğer Grafisi: - Sol atrial dilatasyon bulguları: sağda çift kontur, sol atrial apendix belirgin, sol ana bronşda yukarı itilme, Kerley B çizgileri, fantom tümörü, geyik boynuzu manzarası ve stazdır. - Sağ ön oblik grafide özefagusta itilme görülür. - EKG’de “P mitrale” veya atrial fibrilasyon gözlenir. - MS’un kesin tanısındaki en önemli metod Doppler ekokardiografidir.



G Ö Ğ Ü S , K A L P D A M A R C E R R A H İS İ



32 3



GOGUS, KALP DAMAR CERRAHİSİ



324



43.



Aort darlığında transaortik basınç kaç mm Hg’yi geçerse operasyona almak gerekir? A) 10 mmHg



B)



C) 30 mmHg



D) 40 mmHg



20 mmHg



Burger hastalığı en sık sigara içen genç erkek erişkinlerde gözlenmektedir. Alt extremitelerde ven, arterit ve sinir tutulumu ile beraber gider. Segmenterdir ve arterler de obliterans vardır. Doğru cevap: B



E) 50 mmHg Aort darlığında:



47. Burger hastalığında en sık hangi arter tutulur?



-



Transaortik basınç 50 mmHg’den fazla ise



-



Senkop ve efor anjinası hikayesi varsa



A) A. Tibialis anterior B) A. Tibialis posterior



-



Konjestif kalp yetmezliği meydana gelmişse



C) A. Femoralis



-



Kapak alanı 0,8 cm2’den daha az ise operasyona almak gerekir.



D) A. Radyalis



Doğru cevap: E 44.



A ort yetmezliğinde diastolik basınç kaçın altına düşerse operasyon endikasyonu vardır? A) 10 mmHg C) 30 mmHg



B)



E) A. Ulnaris Burger hastalığında sıklık sırasıyla A tibialis arterior, A. tib ia lis p o ste rio r ve sonra da A .dorsalis pedis tutulurlar. Doğru cevap: A



20 mmHg



D) 50 mmHg E) 70 mmHg



48. Akut arterial tıkanmada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Gangren



-



Angina pektoris A o rt yetm ezliğinde d ia sto lik basınç 50 mmHg’ın altına düşerse bu operasyon endikasyonudur.



-



Progresif dilatasyon olması



-



Medikal tedaviye rağmen semptomlarda azalma olmaması operasyon endikasyonlarıdır.



C) Nabızsızlık E) Akut arterial tıkanmada;



Doğru cevap: D 45.



Erişkinlerde en sık görülen konjenital kalp hastalığı hangisidir? A)



VS D



B) ASD D) PD



C) PDA E) MD



Çocuklarda en sık rastlanan konjenital kalp hastalığı VSD olmasına rağmen çocukluk çağında VSD’nin çoğu kendiliğinden kapandığından ASD erişkinlerde en sık rastlanan konjenital kalp hastalığıdır.



-



Ağrı ( En sık semptom)



-



Nabızsızlık



-



Parastezi



-



Solukluk



-



Bitkinlik



Gangren akut safhada meydana gelmez. Dokuda nekroz meydana geldikten sonra Gangren FM’de saptanmaya başlanır. Doğru cevap: A 49.



Akut arteriel tıkanmanın aşağıdakilerden hangisidir?



Doğru cevap: B



A) Akut MI



46.



B) Trombositoz C) Travma D) Atrial fibrilasyon



Otuzaltı yaşında bir erkek hasta 20 yıldan beri günde iki paket sigara içmektedir. Kliniğe ayak baş parmaklarında bilateral nekroz ve gangren gelişmiş ise en olası tanı nedir? A) PAN B) Burger hastalığı



E) Skleroderma



en



sık



sebebi



E) Atrial miksoma Akut arterler tıkanmaların en sık sebebi kardiak kökenlidir. Kardiak kökenli olanlardan da en sık gözleneni atrial fibrilasyona bağlı sol atrial trombüslerdir.



C) Dev hücreli arterit D) SLE



B) Ağrı D) Parastezi Solukluk



Doğru cevap: D



50. Atherosklerotik anevrizma en sık hangi damarda gözlenir? A)



Femoral



C)



Karotis



54. Tüberoskleroz ile en sık beraber olan kardiak tümör hangisidir?



B) Axiller



A)



Rabdomyom



D) Aorta



C) Lipom



D) Fibrom E) Adenom



E) Popliteal -



Atherosklerotik anevrizma en sık Aorta abdominalis bifürkasyosunda olurken, periferik arterlerden de en sık popliteal arterlerde meydana gelmektedir.



Tüberosklerozlu olan hastaların yaklaşık 1/3’ünde kardiak sol ventrikül rabdomyoması ve generalize tüm vücudda hamartomatöz tümörler vardır.



Doğru cevap: A



Doğru cevap: D 51. Aort diseksiyonunu başlatan en sık patoloji hangisidir? A)



B) Angiom



Travma



55. Kardiotrop etkisi en fazla olan malignensi nedir? A) Akciğer Ca C) Kolon Ca



B) Marfan sendromu



C) AY



B) Meme Ca D) Renal celi Ca E) Malign Melanom



D) Hipertansiyon -



M. Melanom kardiotrop oranı en fazla olan malignensidir.



-



M. Melanomda metastaz saptandığında % 50 oranında da kalbte mikroskopikte olsa mikrometastazlar saptanır.



-



Fakat oran olarak diğerlerinden daha azdır.



E) Atrial fibrilasyon Aort diseksiyonuna genelde kistik medial nekroz eşlik eder. Aort diseksiyonunu provake eden en sık neden hipertansiyon, 2. sık neden ise travmadır. Doğru cevap: D 52. Fallot tetralojisine eşlik eden en sık 5. patoloji hangisidir?



Doğru cevap: E 56. En sık venöz trombüs kaynağı hangisidir?



A) PDA B) Ebstein anomalisi



A) lliac venler



C) Sol ventrikül hipoplazisi D) ASD



C) Vena kava inferior



E) AY



Derin ven trombozunun ve pulmoner embolinin en sık kaynağı derin baldır venleridir. Klinikte uyluk ağrısı, ödem, hassasiyet ve pozitif Homan’s sign (ayağın dorsofleksiyonunda uyluk ağrısı hissedilmesi) ile gelir. En doğru sonuç veren diagnostik test venogramdır.



-



Sağ ventrikül hipertrofisi



-



Pulmoner stenoz



-



Dextropoze aorta



-



Geniş membranöz VSD vardır.



Doğru cevap: E



** Bunlara en sık ASD eşlik eder. O zaman Fallot pentalojisinden söz edilir.



Lipom



C) Rabdomyom



sık



rastlanan



benign



tümörü



B) Mixoma D) Hemangiom E) Fibrom



-



Kalbin tümörlerinin yaklaşık % 70 kadarını mixoma oluşturur.



-



Genelde sol atriumdadır. Ve mitral darlık gibi semptomlar verir.



Doğru cevap: B



57. Akut arterial tıkanmada bulunmayan hangisidir? A) Paralizi



B) Ödem



C) Solukluk



Doğru cevap: D



A)



D) Femoral venler



E)Derin baldır venleri



Fallot tetralojisinde



53. Kalbin en hangisidir?



B) Popliteal venler



D) Nabızsızlık E) Ağrı Akut arter tıkanıklığında 6P bulgusu: -



Pain (ağrı)



-



Paleness (Solukluk)



-



Parasthesia (His bozukluğu)



-



Pulselessness (Nabızsızlık)



-



Paralysis (Paralizi)



-



Prostration (Bitkinlik, şok) ** Ödem, venöz tıkanıklığın bir bulgusudur.



Doğru cevap: B



58. Orta yaşlı bir kadında soğukta el parmaklarında morarma, beyazlaşma ve karıncalaşma var ise ne düşünülür?



-



A) Raynoud hastalığı B) Buerger hastalığı



Doğru cevap: C



C) Arterioskleroz



61. Polimyaljia romatika ile beraber olabilen, yaşlı kadınlarda görülen ve körlüğe de yol aşabilen segmental damar tutulumu yapan hangisidir?



D) Tromboflebit E) Diabetus mellitus



A) Sistemik lupus eritematozus



Raynoud fenomeni, soğuğa maruz kalma ile ortaya çıkan, parmaklarda solukluk, morarma, kızarıklık, hissizleşme ile kendini belli eden bir hastalıktır. Simetriktir, gangrene neden olmaz. Genellikle genç bayanları etkiler. Fizyopatolojide vazokonstriksiyon, kan viskositesinin artması ve mikrosirkülasyon bozukluğu suçlanmıştır.



B) Poliarteritis nodosa C) Temporal arterit D) Takayasu arteriti E) Kavvasaki hastalığı -



Temporal arterit yaşlılarda ve genellikle bayanlarda görülen karotid arterin büyük dalları başta olmak üzere temporal arter, oftalmik arteri tutan klasik olarak şiddetli başağrısı, çenede klaudikasyon yapan, körlüğe de neden olabilen bir arterittir.



-



B) Beta blöker kullanımı C) Vazokonstriktör ilaç kullanımı



En sık görülen vaskülittir. Segmental tutulum yapar, sıklıkla granülomatöz dev hücreli lezyona neden olur.



-



D) Sigaranın bırakılması E) Sempatektomi



Kalp ve Akciğer genelde tutulmaz. Vakaların yaklaşık yarısında polimiyaljia romatika zemininde gelişir.



-



Polimyaljia romatikanın eşlik ettiği vakaların % 2-4’ün de hematolojik maligniteler ortaya çıkar. Segmental tutulumdan dolayı negatif biyopsi tanıyı ekarte ettirmez.



Doğru cevap: A 59. Burger hastalığının hangisidir?



tedavisinde



ilk



basamak



A) Yağsız tuzsuz diyet



Burger hastalığı, sigaranın sebep olduğu, periferik damarlarda daralmanın olduğu bir hastalıktır. Eğer erken teşhis konulmazsa ekstremite amputasyonuna kadar giden patolojilere sebep olabilir. Sebep çok fazla sigara içmek olabildiği gibi tek bir sigara dahi olabilir. Bu nedenle tedavide ilk yapılması gereken sigaranın bırakılmasıdır. Bunun yanınında sempatolitikler verilebilir veya lomber sempatektomi yapılabilir



Doğru cevap: C 62. Aşağıdaki hastalıkların hangisi genel olarak daha büyük arterleri tutar? A) Tromboanjitis obliterans B) Kavvasaki hastalığı C) Temporal arterit D) Takayasu arteriti



Doğru cevap: D 60. Ateş, ağır asthma ve belirgin eozinofilinin olduğu sistemik vaskülit hangisidir? A) VVegener granülomatozisi B) PAN C) Churg-Strauss Sendromu D) Kavvasaki Hastalığı E) Hipersensitive vaskuliti -



PAN genel olarak Akciğeri tutmayacağından bu bulgulara sebep olmaz. Kavvasaki deri, oküler ve oral mukozayı daha çok tutar.



Allerjik granülomatozis ve anjitis diye de bilinen Churg Straus sendromu (CSS) PAN ve VVegener granülomun klinik olarak çakıştığı seyrek görülen bir durumdur.



E) VVegener granülomatozisi -



Takayasu arteriti (nabızsızlık hastalığı) genelde aort ve ana dalları ile arasıra pulmoner arterleri tutar.



-



Kavvasaki ve VVegener Granülamatozisi küçük ve orta boy arterleri, Tromboanjitis obliterans (Burger) küçük ve orta boy arterler ile venleri etkiler.



-



Temporal (dev hücreli) arterit elastik dokudan zengin büyük arterleri tutar.



Doğru cevap: D 63. Arteriosklerotik aort anevrizması en sık hangi kısımda görülür?



-



Klasik CSS vakasında ateş, ağır astma ve belirgin eozinofilivardır.



-



VVG’in aksine C-ANCA negatiftir.



A) Arkus aorta B) Kalpten çıkış yeri



-



P-ANCA%70 pozitiftir.



C) Torasik aorta D) Abdominal aorta E) Diafragmanın hemen üstünde



Aort anevrizm alarının arteriosklerozdur.



en



sık



nedeni



-



Diğerleri sitiliz, dissekan veya dissekan olmayan anevrizmalarla giden diğer hastalıklar,Marfan, Ehler Danlos vs dir.



-



Erkeklerde sıktır. En sık abdominal aortada özellikle renal arter düzeyinin altında tunika mediayı yıkıma uğratan ateroskleroz vardır.



-



Anevrizma kesesi içinde müral trombus sıktır. Çevre yapılarda erozyona neden olabilirler.



-



6 cm çaptan küçük anevrizmalar seyrek rüptüre olurken daha büyüklerin 10 yıl içinde % 50’si rüptür nedeniyle ölüme sebep olur.



-



Marfanda ve Ehler Danlos Sendromunda dissekan aort anevrizması görülür.



Abdominal aort anevrizmaları;



D) Marfan sendromu E) Sifilitik damar hastalığı Milroy hastalığı kalıtsal ailesel doğumsal İenfödem adıyla da bilinen primer lenf damarı hastalığıdır.Doğumda başlar; Olay kapak yetmezliği ve normal dışı genişlemedir. Interstisyel fibrozise yol açar ülserasyon ve selülite zemin hazırlar. Von Hippel Lindau kavernöz hemanjiom, renal hücreli karsinom ve serebellar hemanjioblastomun görüldüğü bir sendromdur. Marfanda bağ doku bozukluğu vardır ve dissekan aort anevrizmasının ölüm sebebi olduğu bir hastalıktır. Mikulicz tükrük bezleri ile ilgili bir hastalıktır.



A) Daha çok arteriosklerotik orjinlidir B) Çoğunlukla fusiform şekillidir C) Hemen daima renal arterlerin altından başlar D) Nadiren ayaklarda arteryel dolaşım bozukluğu görülür E) Barsaklara açılırsa gastrointestinal kanama dikkati çeker. Bu tür rüptür sıklıkla duodenumun 2. kısmındadır.



Semptomatik devrede (%40 semptomatiktir) karın ağrısı en önemli semptomdur. Karında pulsasyon vardır. Gastrointestinal şikayetler sıktır. Alt ekstremitede dolaşım bozukluğu görülebilir.



-



Rüptür devresinde ani başlayan karın ağrısı vardır. Şok belirtileri de görülür. Rüptür genellikle retroperitonealdir. Vena Cava inferiorda veya duodenumada rüptürü olabilir. Duodenuma rüptür olursa daha sık distal duodenuma olur.



ilgili



olarak



hangisi



A) Arteriosklerotik bir damar hastalığıdır B) Terminal aorta ve iliac arterleri tutar C) Ayaklarda trofik bozukluklar görülebilir D) Kollateral damar sistemi iyi gelişmiştir E) Tedavide endarterektominin yeri yoktur Arteriosklerozlu olgularda terminal aorta, aort bifurkasyonu ve ana iliak arterlerin birlikte tıkanması halinde ortaya çıkan tablo “Lerich sendromu”olarak adlandırılır. Hasta belinde, kalçasında ve alt extremitelerinde ağrıdan yakınır. Libido azalması ve genital hipofonksiyon da olabilir. Tedavide tromboendarterektomi uygulanabilir. Asıl tedavi Bypass ameliyatıdır. Doğru cevap: E 67. Perikardiyal tamponad ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?



olarak



A) Santral venöz basınç düşer B) EKG’de voltaj kriterleri vardır C) Diürez artmıştır D) Telekardiyografide kalp küçültülmüştür E) Kalp sesleri kuvvetlenmiştir



Doğru cevap: B 65. Abdominal aort anevrizmaları ile ilgili olarak yanlış olan hangisidir?



-



66. Lerisch sendromuyla yanlıştır?



64. Ailesel olabilen, doğumla birlikte ortaya çıkan ienfödem, deri altı dokularda intestisyel fibrozise yol açan ve selülite zemin hazırlayan hastalık hangisidir?



B) Milroy hastalığı C) Mikulicz sendromu



Asemptomatik devrede tesadüfen tanı konur



Doğru cevap: E



Doğru cevap: D



A) Von Hippel Lindau hastalığı



-



Perikardiyal tamponad perikard yaprakların arasına 150200 cc’nin üzerinde sıvı ile dolmasıdır ve kalbin diyastolik fonksiyonlarının bozulması ile ortaya çıkan klinik tablodur. -



EKG’de voltaj kriterleri vardır.



-



Telekardiografide mediasten genişlemiştir.



-



Kalp sesleri derinden zayıf gelir.



-



Hipotansiyon ve yüksek venöz basınç vardır.



-



Diürez azalmıştır.



Doğru cevap: B



GÖĞÜS, KALP DAMAR CERRAHİSİ



-



LP DAMAR CERRAHİSİ



328



68. Arteriosklerotik kalp hastalıklarının cerrahi tedavisi ile ilgili olarak hangisi doğrudur?



70. Konjenital doğrudur?



A) Akut Ml’da ilk 24 saat içerisinde cerrahi tedavi



A) P2 şiddetlenmiştir



uygulanmalıdır



B) İkinci kalp sesi paradoks olarak ikilenmiştir C) EKG’de sağ aks deviasyonu görülür



B) Sol ventrikül anevrizmalarında cerrahi tedavi kontrendikedir



D) Kapak replasmanı ameliyat tiplerinden biridir



C) Kronik stabil anjinal hastalarda cerrahi tedavi uygulanmaz



D) Aritmisi



olan uygulanmaz



hastalarda



cerrahi



uygulanabilir



Kalp hastalıklarında cerrahi uygulanabilecek hastalar 1. Kronik stabil anjinası olanlar 2. Anstabil anjinası olanlar 3. Akut M.l. geçiriyor yada yakın zamanda geçirilmiş bir infarktüsün bazı komplikasyonlarının gelişmiş olması 4. iskemik nedenli aritmili olanlar Doğru cevap: E



Tüm konjenital kalp lezyonlarının %8’ini oluşturan sağ ventrikül çıkınımdaki darlık valvüler, subvalvüler (infravalvüler) ve supravalvüler seviyededir. Sternum solunda 2- 3. aralıkta sistolik trill palpe edilir ve ejeksiyon sistolik üfürümü duyulur. İkinci kalp sesi genişçe ikilenmiştir. Pulmoner arter segmenti belirginleşmiştir. EKG’de sağ atrium , sağ ventrikül hipertrofisi ve sağ aks deviasyonu görülür. Tedavide -



Valvotomi



-



Valvektomi ve pater anjioplasti Infundibuler rezeksiyon yapılır



69. Konjenital aort stenozu ile ilgili olarak hangisi doğrudur? A) Darlık en fazla subvalvüler seviyede görülür B) P2 serttir C) EKG’de sağ ventrikül tipiktir



E) Sol ventrikül dilatasyonu bulunan ve sol ventrikül basıncı sistemik basıncı geçen hastalar ameliyat edilmelidir



tedavi



E) Unstabil angina’sı olan hastalarda cerrahi tedavi



pulmoner stenoz ile ilgili hangisi



hipertrofi ve yüklenmesi



Doğru cevap: C 71. Aşağıdakilerden hangisi vena sendromunun etiyolojisinde sebeplerinden değildir?



cava süperior dıştan bası



A) Akciğer kanseri



D) Aort kapak alanı 0.5 cm2’den büyük hastalar ameliyat edilmelidir



B) Kronik fıbröz mediastinit C) Behçet hastalığı



E) Şiddetli darlıklarda ikinci kalp sesinin paradoks çiftlenmesi vardır



D) Aort anevrizması E) Retrosternal guatr



Sol ventrikül çıkınımdaki darlık valvüler, subvalvüler veya supravalvüler seviyede olabilir



Behçetde migratuar tromboflebit veya flebotrombozlar görülebilir.



Hipertrofi, dilatasyon ve hatta ventriküler yetmezliğe gidebilir. Bu hastaların çoğunda aort kapakçıkları biküspittir. Supravalvüler bölgede diyafram ikinci sıklıkta darlık nedenidir.



Doğru cevap: C



Tam darlıkta üfürüm yardımcıdır. Sağ 2. interkostal aralıkta boyuna doğru yayılır. Sistolik ejeksiyon üfürümü ve trill karakteristiktir. EKG’ de şiddetli darlıklarda sol ventrikül yüklenmesi ve hipertrofisi tipiktir. Medikal tedaviye cevap vermeyen kalp yetmezlikli küçük infantlarda acil ameliyat gerekir. Daha büyük çocuklarda transvalvüler gradient 700 mm/Hg’dir. Büyükse yahut aort kapak alanı 0.5 cm2’den küçükse ameliyat zorunludur. İkinci kalp sesisin aortik komponenti hafiflemiştir. Doğru cevap: E



72. Yalancı anevrizma yanlıştır?



ile



ilgili



olarak



hangisi



A) Genellikle gangren görülmez B) Ekstremite ısısı kısmen artmıştır C) Hematom üzerinde lokal ısı artışı olabilir D) Penetran travmalarda meydana gelebilir E) Arter yaralanması ile meydana gelen sınırlı hematomdur Yalancı anevrizma bir travma sonucu arterin tüm tabakalarının yırtılması sonucu bir arter’ defekti şeklinde kendini gösterir. Doğru cevap: B



73. Lerische sendromu ile ilgili hangisi yanlıştır?



76. Aşağıdakilerden hangisi siyanotik konjenital kalp hastalığıdır?



A) Genital hipofonksiyon gösterebilir A) VSD C) PDA



B) Priapizm gösterebilir C) Libido azalması olabilir D) Dekübitüslere meyil olabilir E) Terminal aorta blokajına bağlıdır Arteriosklerozlu olgularda terminal aorta, aort bifurkasyonu ve ana iliak arterlerin birlikte tıkanması halinde ortaya çıkan tabloya “Lerische Sendromu” denir. Olgu belinde, kalçasında ve alt ekstremitelerinde ağrıdan yakınır. Ayrıca bu hastalıkta libido azalması ve genital hipofonksiyon da olabilir. Doğru cevap: B 74. Fallot tetralojisinin cerrahi aşağıdakilerden hangisi yapılır?



tedavisinde



B) Atrial septatomi yapılır C) Pulmoner valvülotomi yapılır D) VSD kapatılır E) Blalock tausing ameliyatı yapılır Tedavisinde total korreksiyon (düzeltici) ameliyatı yapılır.Pulmoner stenoz giderilir ve VSD bir yama ile kapatılır. Palyatif ameliyatlar vardır. - Blalock-tausing - VVaterston - Potty - Glerm Doğru cevap: A 75. A-V fıstüllerin sistemik bulgulan ile ilgili olarak hangisi yanlıştır? A) Dolaşan kan volümü fazlalaşır B) Dolaşım zamanı kısalır C) Nabız basıncı azalır D) Nabız hızlanır E) Sol ventrikül hipertrofisi görülebilir A.V. fistüllerinde genel bulgular; Tansiyon arteryel düşer; nabız hızı artar, kardiak output artar total kan volümü artar, kalpte büyüme olur. Kollateraller gelişir.Periferik rezistans azalır. Venöz basınç yükselir.



1. Sol ventrikül hipertrofisi 2. Kalp debisinin artması 3. Nabızın hızlanması 4. Venöz basıncın yükselmesi Doğru cevap: C



E) Büyük damarların transpozisyonu Siyanoz genellikle sağdan sola şantlarda görülür. En tipik ömeğide fallot tetralojisidir. Fallot tetraloji-sinde, büyük damarların transposizyonu, pulmoner stenoz, sağ ventrikül hipertrofisi ve VSD vardır. Diğer siyanotik kalp hastalıkları; VSD, P.S., S.V.H., ve Aortun dekstra pozisyonu. Doğru cevap: E 77. Miksomaların en sık olarak yerleştiği kalp boşluğu hangisidir?



A) Total korreksiyon yapılır



Sistem ik bulgular



B) ASD D) Aort koarktasyonu



A) Sol atrium



B) Sağ atrium



C) Sağ ventrikül D) Sol ventrikül E) Hepsinde eşit oranda Kalp boşluklarını ilgilendiren tümörler arasında en sık olanlar miksomalardır. En sık sol atriumda (%75) sonra sağ atriumda bulunurlar. Ventrikül miksomaları’ da vardır. 30-60 yaşlarında daha sıktır. Yeterli büyüklüğe ulaştıklarında mitral kapak üfürümlerine neden olur. Doğru cevap: A 78. Aşağıdakilerden hangisi sol atrial miksomanın bulgularından değildir? A) Çomak parmak C) Ateş



B) Anemi D) Mitral odakta sistolik üfürüm



E) Mitral odakta diastolik üfürüm Kardiak miksomalar ateş, kaşeksi, düşkünlük, eklem ağrıları, döküntüler, raynoud fenomeni ve sistemik ve pulm oner em bolilerle karakterizedir. Laboratuar bulguları da hipergamaglobulinemi, sedimentasyon artışı, trombositopeni, lökositoz, polisitemi veya anemi ile kendini gösterir. Sol atriumda bulunan kitle mitral stenozunu taklit eder. Mitral odakta sistolik veya üfürüm duyulabilir. Kitle sağ atriumda olduğunda ise sağ kalp yetmezliği bulgulan olur. Doğru cevap: A 79. Aşağıdakilerden hangisi özelliklerinden değildir?



Takayasu



arteritinin



A) Aorta ve dallarının primer arteritidir B) Sıklıkla 18-40 yaş arasında ve kadınlarda görülür C) En sık distal-torako-abdominal aorta tipi görülür D) Cladicatio intermitant görülebilir E) Akut dönemde kortizon ve anti koagulanlar faydalıdır Göz bozuklukları ve üst extremite nabızında belirgin zayıflamayla karekterli bir klinik sendromdur ve alt ekstremitede hipertansiyon görülür. Çoğu vakada arkus aortadan çıkan büyük damarların çıkış yerleri tutulur. Doğru cevap: C



GÖĞÜS, KALP DAMAR CERRAHİSİ



32 9



1.



Post-mortem bulgular ve sebeplerinin eşleştirilmesi aşağıdakilerden hangisinde en doğru olarak verilm iştir? I.



Mumifikasyon



A. Nemli ortamda kalma



II.



Maserasyon



B. Kuru ortamda kalma



III. Saponifikasyon



C. Amniyon sıvısında kalma



IV. Ölü morlukları soluk renkte



D. Ölüm öncesi abondan kanama



açığa çıkan amonyakla bu yağ asitlerinin kalsiyum ve magnezyumun da etkisiyle önce suda eriyen amonyak sabunları daha sonra da suda erimeyen Ca ve Mg sabunları meydana getirdiği saptanmıştır. Sabunlaşmaya uğrayan vücut bölgesi morfolojik özelliklerini koruması nedeniyle adli tıp açısından önemlidir. Bu değişikliğin aylar sonra tamamlandığı görülmüştür. Meydana geldikten sonra da yıllarca bu özelliğini koruduğu saptanmıştır. 6. Mumifikasyon (mumyalaşma): Mumifikasyon da ölümden sonra dokuların ve organların dehidrate olup kurumasıdır. Çöl kumu gibi sıcak ve kuru zeminlere gömülen ya da benzeri ortamda bırakılan cesetlerde meydana gelir. Tamamlanması aylar hatta yılları alır. Bir kez meydana geldikten sonra da yıllarca bu özellik kaybolmaz. .



A) IA /IIB /IIIC /IV D B) IB /IIC /IIID /IV A C) IC /II D /IIIA /IV B D) IB / IIC / İHA / IVD E) İD/ IIA/MIC / IVD



7. Maserasyon (salamuralaşma):



Sabunlaşmada en önemli kriter cesedin su veya nemli ortamda kalması ve yağ oranın yüksek olmasıdır....



Amnion kesesi içinde bir süre kalan fötusta görülen birdekompozisyon şeklidir. Intrauterin ölümün kesin tanı koydurucu kriteridir. Olay tamamen aseptik fermantatif bir otolizdir.



Ölü Lekelerinin Belirginleşme Zamanı, Rengini Etkileyen Faktörler; 1. Sirkülasyondaki kanın volümü; total kan volümünü önemli miktarlarda azaltan abondan hemorajilerde ölü lekeleri soluk renktedir, yaygın değildir.



Postmortem pıhtı (aleka): kalp boşlukları ve büyük damarlarda kitleler olarak bulunur. Agoni dönemi uzun süren ölümlerde postmortem pıhtılara daha çok rastlanır. Asfiksi ölümleri ve ani ölümlerde postmortem pıhtıya genellikle rastlanmaz.



2. Kanın sıvı kalış süresi 3. Kandaki hemoglobin ve hemoglobinin redüksiyon düzeyi: ölü lekelerinin rengini belirleyen faktörlerdir. Klasik kaynaklar optimal koşullarda ölü lekelerinin ölümden 3-6 saat sonra görülmeye başladığını yazarlar. Cesede yeni bir pozisyon verilse artık bu pozisyona göre altta kalan vücut bölümlerinde ölü lekesi meydana gelmeyecektir, ilk geliştiği tarafta sabit kalacaktır. Bunun yaklaşık ölümden 15-20 saat sonraki döneme rastladığı bildirilmektedir.



Doğru cevap: D 2.



Akordeon tipi yara vücudun hangi bölgesinde meydana gelir? A) El



B) Kafa



C) Ense



D) Sırt E) Karın



4. Pütrefaksiyon (Kokuşma, Çürüme): Postmortem olarak cesetteki bakterilerin salgıladıkları proteolitik enzimler ve diğer enzimlerin etkisiyle dokuların gazlar, likitler ve tuzlara dönüşmesidir. Kokuşmanın başlama ve ilerleyişini etkileyen çeşitli faktörler vardır. 5. Saponifikasyon (Sabunlaşma): Nemli ortamlara gömülen ya da sıvı ortamda kalan cesetlerde meydana gelen nadir bir değişikliktir. Genellikle d e ri a ltı yağ dokusundan zengin bölgelerde meydana gelir. Nötral yağların lipolitik enzimler etkisiyle gliserin ve suda eriyen yağ a s itle rin e dönüştüğü bu sırada kokuşmadan



Tipik bir bulgu sorulmuş.... Kesici-Delici (Kesici-Batıcı) A letler Ve Bu Aletlerin Vücutta Meydana Getirdiği Yaralar 1- Yaranın ciltteki boyu ciltaltındaki derinliğinden azdır. 2- Yara dudakları düzgündür. 3- Aletin çıkış yönünde tek kuyruk bulunabilir. 4- Yaranın ciltteki boyu aletin namlusunun genişliğinden daha uzun olabilir. 5- Genellikle yaranın derinliği aletin namlu uzunluğuna eşittir. Ancak yara karna isabet ederse derinliği namlu boyundan fazla olabilir (akordiyon yaralanma). Doğru cevap: E



3.



Aşağıdakilerden hangisi raddi (künt cimle oluşan) yaranın özelliği değildir?







A) Dudakları düzensizdir B) Etrafında ekimoz ve sıyrık vardır C) İçinde kopmamış doku köprüleri vardır D) Cildin kemikle temas olduğu yerde kesici alet yaralanmasına benzer



Namlusunun bir yüzü keskin diğer yüzü keskin olmayan (kör) bir aletle su damlası (düğme iliği, mum alevi) şeklinde b ir yara oluşurken (bir açısı dar, bir açısı geniş), namlusunun her iki yüzü keskin olan veya namlusunun ucunda her iki yüzü de keskin olan kesici delici aletler iğ (mekik) şeklinde (her iki açısı da dar) yara oluşturur.



Doğru cevap: E



E) Her iki ucunda kuyruk vardır Yaranın h e r ik i u cunda yaralanmalarında vardır...



k u y ru k



k e s ic i



a le t



4.



Ezici Aletler ve Ezici Alet (Raddi) Yaraları - Künt Travmatik Yaralar



Aşağıdakilerden hangisi ateşli silah ile intiharda bazen izlenen ölümden sonra erken dönemde gelişen değişikliktir? A) Sıcak sertliği B) Soğuk sertliği C) Spazm kadaverik



Örnek:Taş, sopa, tekme, yumruk vb.



D) Piguiistik pozisyon Yara Özellikleri: 1- Doku ezilmiş, patlamış ve kopmuştur. 2- Yara dudakları düzensiz, tırtıklı ve girintili çıkıntılıdır.



E) Ölü katılığı Teorik b ir b ilgi isteyen b ir soru.... GEÇ POSTMORTEM DEĞİŞİKLİKLER:



3- Yaranın çevresinde dar veya geniş bir sıyrıkla beraber ekimoz vardır.



1. Algor mortis (Ölü soğuması): 2. Rigor mortis (Ölü katılığı):



4- Yara dudakları ayrılarak bakıldığı zaman içinde kopmadan kalmış damar ve sinir liflerinden oluşan köprüler görülür.



V Ölü katılığı küçük kas gruplarında daha önce gelişmekte, daha sonra tüm vücudu tutmaktadır. v' Klasik kaynaklar ortalama 3-6 saatte ölü katılığının geliştiğini, 10-12 saatte tüm vücudu tuttuğunu, yaklaşık 36 saatte de çözüldüğünü yazmaktadır,



Cildin direkt kemik dokusuyla temasta olduğu ve gergin bulunduğu bölgelere, örneğin kafa, diz, dirsekler, el ve ayak sırtı, bacak ön yüzü, kürek kemiğinin üstü gibi yerlere ezici alet darbesi isabet ederse iki sert cisim arasında kalan cilt patlar ve vara kesici alet yarasına benzer. Böyle yaralarda yaranın iyi bir muayenesi ile çevresinde bulunan ekimoz ve büyüteç ile incelemede yara dudaklarının düzensiz görünümü kesici alet yaralarından ayırmamıza yardımcı olur.



3. Kadeverik Spazm: v' Moleküler ölüm sırasında aktif muskuler gevşeme meydana gelmeyip kasın ölüm anındaki kontraksiyonu şeklinde kalmasıdır. Nadiren tüm vücut kaslarını aynı şiddette tutar, sık rastlanmaz. Daha çok bazı intiharlarda, savaş meydanlarında ve bazı boğuşmak ölümlerde görüldüğü bildirilmektedir.



Kesici-Ezici Aletler ve Bunlarla Meydana Gelen Yaralanmalar



4. Sıcak Rigoru: Y Cesedin yüksek ısıya maruz kaldığı durumlarda kas proteinlerinin koagülasyonuna bağlı olarak meydana gelir. Ölü katılığı çözüldükten sonra dahi meydana gelebilir.. Bu durum ölü sertliğinden bağımsız olarak gelişir ve ancak çürüme ile çözülür. Isının etkisi ile kaslarda belirgin bir kısalma olur. Eğer tüm vücut yanarsa, p u a i l i s t i k p o z is y o n denilen eklemlerin gerilmesine bağlı olarak gelişen durum ortaya çıkar.



Yaranın özellikleri: Kesici alet yarasına benzer. Fakat yara dudaklarında ufak eziklerin oluşu, etraflarında ekimozların bulunuşu , alttaki kemik dokusunun harabiyeti, aletin kesiciezici bir alet olduğunu düşündürür. Kesici-Delici (Kesici-Batıcı) Aletler ve Bu Aletlerin Vücutta Meydana Getirdiği Yaralar 1- Yaranın ciltteki boyu ciltaltındaki derinliğinden azdır.



Doğru cevap: C



2- Yara dudakları düzgündür. 3- Aletin çıkış yönünde tek kuyruk bulunabilir. 4- Yaranın ciltteki boyu aletin namlusunun genişliğinden daha uzun olabilir. 5- Genellikle yaranın derinliği aletin namlu uzunluğuna eşittir. Ancak yara karna isabet ederse derinliği namlu boyundan fazla olabilir (akordiyon yaralanma).



5.



Optimal şartlarda ölü lekeleri ortalama kaç saat sonra görülür? A) !4 saat B) 3-6 saat C) 6-9 saat D) 8-10 saat E) 15-20 saat



postmortem



Teorik bilgi bilm eyi isteyen b ir soru....



6.



Livor mortis (ölü lekeleri, postmortem hipostaz):



A) Saponifikasyon



S Vasküler dolaşım durduktan sonra, yer çekimi etkisiyle kan cesedin alt bölümlerine doğru birikmeye başlar. v' Sırt üstü yatan bir cesette vücudun arka bölümündeki kapiller ve venüllerde toplanmaya başlar. v' Deride önceleri küçük noktacıklar şeklinde başlar, giderek yayılıp tüm cildi kaplar. v' Basıya uğrayan bölümlerdeki kapillerler kanla dolamayacağından bu bölümlerde ölü lekesi gelişmez. Örneğin sırt üstü yatan bir cesette skapuler bölge, gluteal bölgenin en çıkıntılı bölümünde cilt ve ciltaltı yumuşak dokular basıya uğrayacağından kapillerler kanla dolamayacak ve bu bölgeler soluk kalacaktır



Aşağıdakilerden hangisi intrauterin ölüm için tanı koydurucu özeliktir?



B) Mumifikasyon C) Putrefaksiyon D) Maserasyon E) Livor mortis Postmortem bulgular adli tıp için en önemli konulardan biridir..... Pütrefaksiyon (Kokuşma, Çürüme): Postmortem olarak cesetteki bakterilerin salgıladıkları proteolitik enzimler ve diğer enzimlerin etkisiyle dokuların gazlar, likitler ve tuzlara dönüşmesidir. Kokuşmanın başlama ve ilerleyişini etkileyen çeşitli faktörler vardır. Saponifikasyon (Sabunlaşma):



v' Ölü lekeleri genellikle koyu mor renktedir. v



Rengin koyuluğu kandaki redükte hemoglobin düzeyine bağlıdır. Ölü Lekelerinin



Belirginleşme Zamanı, Rengini Etkileyen Faktörler; 1- Sirkülasyondaki kanın volümü: total kan volümünü önemli miktarlarda azaltan abondan hemorajilerde ölü lekeleri soluk renktedir, yaygın değildir. 2- Kanın sıvı kalış süresi: post-mortem fibrinolizin konsantrasyonu yüksek olduğu müddetçe intravasküler koagülasyon hızı yavaş olacak ve kanın vasküler sistem içinde vücudun altta kalan bölümlerinde toplanması hızlı olacak ve ölü lekeleri çabuk belirginleşecek, yaygın olacaktır. Ölümden yarım ile bir saat sonra çoğu cesetlerin kanı küçük kalibreli damar duvarlarından ve seröz zarlardan salgılanan fibrinolizin nedeniyle inkoagülabldır. 3- Kandaki hemoglobin ve hemoglobinin redüksiyon düzeyi ölü lekelerinin rengini belirleyen faktörlerdir.



Nemli ortamlara gömülen ya da sıvı ortamda kalan cesetlerde meydana gelen nadir bir değişikliktir. Genellikle deri altı yağ dokusundan zengin bölgelerde meydana gelir. Nötral yağların lipolitik enzimler etkisiyle gliserin ve suda eriyen yağ asitlerine dönüştüğü bu sırada kokuşmadan açığa çıkan amonyakla bu yağ asitlerinin kalsiyum ve magnezyumun da etkisiyle önce suda eriyen amonyak sabunları daha sonra da suda erimeyen Ga ve Mg sabunları meydana getirdiği saptanmıştır. Sabunlaşmaya uğrayan vücut bölgesi morfolojik özelliklerini koruması nedeniyle adli tıp açısından önemlidir. Bu değişikliğin aylar sonra tamamlandığı görülmüştür. Meydana geldikten sonra da yıllarca bu özelliğini koruduğu saptanmıştır. Mumifikasyon (mumyalaşma): Mumifikasyon da ölümden sonra dokuların ve organların dehidrate olup kurumasıdır. Çöl kumu gibi sıcak ve kuru zeminlere gömülen ya da benzeri ortamda bırakılan cesetlerde meydana gelir.



•S Klasik kaynaklar optimal koşullarda ölü lekelerinin ölümden 3-6 saat sonra görülmeye başladığını yazarlar. Ancak yalnızca ölü lekelerinin görülür durumda olmasına dayanarak retrospektif olarak ölüm zamanını tayin etmenin sağlıklı olmayacağı düşüncesi ağırlık kazanmıştır.



Amnion kesesi içinde bir süre kalan fötusta görülen bir dekompozisyon şeklidir. İntrauterin ölümün kesin tanı koydurucu kriteridir. Olay tamamen aseptik fermantatif bir otolizdir.



z



Doğru cevap: D



Bu olaylar zinciri gerçekleştikten sonra cesede yeni bir pozisyon verilse artık bu pozisyona göre altta kalan vücut bölümlerinde ölü lekesi meydana gelmeyecektir, ilk geliştiği tarafta sabit kalacaktır. Bunun yaklaşık ölümden 15-20 saat sonraki döneme rastladığı bildirilmektedir. Passif diffüzyonla yumuşak dokuları boyayan, seröz kavitelere geçen kan, hemoglobinin parçalanma ürünlerinin rengine göre renk değişikliklerine uğrayacaktır.



Doğru cevap: B



Maserasyon (salamuralaşma):



7.



Aşağıdaki organlardan hangisinde ölüm sonrası otoliz en çabuk gelişir? A) Kalp C) Kas



B) Pankreas D) Uterus E) Prostat



Teorik bilgi gerektiren b ir soru....



9.



Otoliz: s



Ölümden sonra hücre, doku ve bazı organlarda bulunan litik enzim lerin etkisiyle hücrelerin karbonhidrat, protein ve yağlarında parçalanmalar meydana gelerek normal biyokimyasal ve morfolojik yapıları bozulur.



S Sürrenaller. pankreas ve mide duvarı otolitik değişikliklerin en hızlı geliştiği organ ve dokular olarak bilinmektedir



Ateşli silah yaralanmalarında görülen su tayziki belirtisinin meydana gelmesinde en önemli faktör aşağıdakilerden hangisidir? A) Barutun miktarı ve cinsi B) Merminin kinetik enerjisi C) Merminin çapı D) Atışın yönü E) Hedefin hareketli olup olmaması



Ateşli silah yaralanmalrında tipik bulgular vardır.... Doğru cevap: B Su Tazyiki” Etkisi: 8.



Aşağıdakilerden hangisi karın ve göğüs tayziki ile asfiksinin karakteristik bulgusudur? A) Boyunda amussat belirtisi B) Zenci başı görünümü C) Kanın akıcı kıvamda ve açık renkli olması D) Akciğerlerin şiş ve ödemli olması E) Akciğerde plevra altında noktavi kanamalar



Doğru cevap: B (noktasal)



Travmatik asfiksi (karın ve/veya göğüs tazyiki) ve diri gömülme: S Nefes almayı engelleyecek derecede göğüs ve batının baskı altında kalması sonucu gelişen travmatik asfiksi birçok şekilde meydana gelebilir. S Burada inspirasyonun engellenmesi ile havanın akciğerlere girememesi söz konusudur. s



Kalabalık yerlerde ezilmeler (stadyum, metro, toplu gösteri gibi), araç veya traktör altında kalma, ağaç veya duvar devrilmesi ile altında kalma, ağır yük veya eşya (buzdolabı, çamaşır makinesi vb) taşırken altında kalma, vagonların arasına sıkışma sonucu çoğunlukla kaza orijinlidir.



1- Dış muayenede; baş-boyun ve göğsün üst kısmında morumsu-siyah renkte konjesyon çok belirgin olur. Bu renk baskıya uğrayan bölgenin üst kısmında yer alarak alt kısımdan belirgin bir hat ile ayrılır fPelerin tarzında ekimoz- -Ekimoz maskesi!. Bu alanda cok savıda petesival kanamalar da bulunur. 2-



İç muayenede; tüm iç organlarda nonspesifik genel patolojik bulgular çok belirgindir.



D iri gömülme sonucu meydana gelen asfiksili ölüm, travmatik asfiksinin ağız-burun tıkanması ile birlikte olduğu durumdur. Bu olay toprak-kum yığını, silolarda buğday-tahıl yığınları, saman yığını ve mağara ile ocakların çökmesi sonucu meydana gelir ve çoğunlukla kaza orijinlidir. Yenidoğanda ise annenin çocuğunu emzirirken uykuya dalması ve onun üzerine kapaklanması sonucu görülmektedir. Bu tür olgularda ağız ve burun içinde bazen trakeada ortama ait yabancı partiküller saptanır. Bunların bronsiollere kadar inmiş olmaları şahsın bu olav sırasında canlı olduğunun delili olarak kabul edilmektedir. Doğru cevap: E



Eğer mermi çekirdeğinin kinetik enerjisi çok yüksekse ve kafa, kalp, dolu mide veya dolu mesane gibi içi sıvı dolu kapalı organlara isabet ederse; enerji sıvılar tarafından bir anda her yöne iletilir ve tazyikin etkisi ile parçalanma meydana gelir. Bu olaya "su tazyiki’’adı verilir.



10. Tabanca ile vurularak ölen bir kişinin otopsisinde cildinde Hofmann maden çukuru ismi verilen karakteristik bulgu saptanmıştır. Atış mesafesi için hangisi söylenebilir? A) Cilde tam temas, bitişik atış B) Tam temas olmayan bitişik atış (0 ile 2-3 cm arası mesafe) C) Yakın mesafe atış D) Uzak mesafe atış E) 5 metreden uzak atış Ateşli silah yaralanmalarında mesafeyi tahmin etmek önemlidir.... Mesafelerine göre atışlar 3 grupta İncelenmektedir. 1. Bitişik atış: Silah namlusunun vücuda dayanmasıyla yapılan atışlardır. Bitişik atışta, atış sonrası oluşan karakteristik lezvon Hofmann maden çukuru ismi verilen, namlunun vücuda değdiği yerin altında deri altına gaz birikmesi sonucu oluşan bir lezyondur. Deri üstünde namlunun izi, vurma halkası ve giriş deliği bulunur. İntihar orijinli olgular en sık rastlanan olaylardır. 0-2 santimetre arasında oluşan bitişiğe yakın atışlarda vurma halkası ve deri yüzeyinde barut artığı ve de yaranın içinde lezyonlar bulunur. 2. Yakın atış: 2 santimetreden yaklaşık 15 santimetreye kadar olan mesafelerdeki atışlardır. Bu atışların tespitinde deri üstündeki lezyonlar önem taşır. Giriş deliği, onun çevresinde vurma halkası bulunur. Bunun da etrafında atış yapılan namludan çıkan, patlamamış barut artığı ve islerden oluşan yanık alanı bulunur. Bunlara bakarak yaklaşık bir mesafe tespiti yapılır. 3. Uzak atış: Özellikle tüfek ve uzun namlulu silahlarla yapılan atışlarda görülür, bu atışlarda vücutta sadece giriş deliği, vurma halkası bulunur, deri üstünde başka bulguya rastlanmaz. Doğru cevap: A



11. Aşağıdakilerden hangisi asıyı bağla boğmadan ayıran temel özelliktir? A) Bağın boyun üzet kısmında olması B) Telemin boyun eksenine paralel olması C) Ölüm nedeni genellikle mekanik asfiksiye bağlıdır D) Vücudun ağırlığı le solunum yolunun tıkanması ve boyun damar-sinirlerinin tayziki E) Hyoid kemik ve troid kartilajda kırık Mantığımızla yapabileceğimiz b ir soru.... ASININ SINIFLANDIRMASI 1) VÜCUDUN DURUMUNA GÖRE: a) Tam ası: Ayakların yere değmediği, tüm vücudun boşlukta sallanır durumda olduğu ası. b) Yarım (tam olmayan) ası: Ayakların veya vücudun bir kısmının yer ile temas halinde olduğu ası. 2) ASI İPİNİN BOYUNDAKİ DURUMUNA GÖRE: a) Tipik a s ı: Düğümün ensede olduğu ası şeklidir. b) Atipik ası : Düğümün boynun yanlarında ya da ön tarafında olduğu ası şeklidir. (Atipik ası tanımlaması bazı yazarlar tarafından tam olmayan asıları nitelemek için kullanılmaktadır) 3) YÜZÜN RENGİNE GÖRE: a) Beyaz ası : Yüzün renginin soluk-beyaz olduğu ası. b) Mor ası : Yüzün renginin koyu morumsu renkte olduğu ası. Tipik asıda, boyundaki damarların iki taraflı olarak tamamen kapanması sonucu yüzün rengi soluk olmasına karşın, atipik asıda boyundaki damarların iki taraflı olarak tamamen kapanmaması nedeniyle arteryel dolaşım sürerken venöz dolaşımın durması ve böylelikle venöz staza bağlı olarak yüzkoyu morumsu renktedir. Beyaz ası, ölümün vagal inhibisyona bağlı olarak aniden meydana geldiği ve klasik asfiksi bulgularının oluşması için yeterli sürenin geçmediği olgular için geçerlidir. Doğru cevap: E 12. Ateşli silah yaralanmalarında bitişik atış sırasında namlunun ucu deri ile temas halinse ise gazların girişi ile vücut yüzeyi balon gibi şişer. Bu durum cilt yüzeyini namluya doğru iter. Deri silahın namlu ucunun izi kalır.



Kontüzyon halkası veya vurma izi halkası: Mermi vücuda girerken ısı ve sürtünmenin etkisiyle ciltte bir sıyrık oluşturur. Bu sıyrık bölgesi koyu kahverengiesmer bir renk alır. Kontüzyon halkası giriş deliğinin hemen etrafındadır. Pıhtılaşmış kan lekelerini kontüzyon halkasıyla karıştırmamak gerekir. Kontüzyon halkası silmekle kaybolmaz. Silinti şeridi halkası: Kontüzyon halkası ile giriş deliği arasında milimetre ile ifade edilebilecek kadar dar bir alanda, mermi üzerindeki yağ, pas ve kirin bulaşmasıyla bir zon daha oluşur. Stampa izi Namlunun cilde sıkıca bastırıldığı bitişik atışlarda ciltaltına giren gazların dokularda yaptığı genişleme ile cilt, namlu ağzına doğru itilir. Böylece giriş deliğinin etrafında namlu ağzının şekline uyar tarzda bir iz oluşabilir. Ekimoz: Giriş deliğinin etrafındaki ve altındaki miyoglobin ve hemoglobinler tarafından karbonmonoksidin absorbe edilmesiyle, giriş deliği etrafında hiperemik bir areola görülebilir. Giriş deliği ile temas halindeki kan damarlarının harabiyeti neticesinde nadir de olsa giriş deliği etrafında ekimoz oluşabilir. Eğer varsa ekimoz genellikle asimetriktir. Namlunun cilde sıkıca bastırıldığı bitişik atışlarda namludan çıkan sıcak gazlar, barut artıkları ve duman ciltaltına girer. Bu nedenle genellikle ciltte yanma, islenme ve tatuaj görülmez. Ancak namlunun cilde sıkı bastırılmadığı durumlarda ve namlu ile cilt arasında birkaç santimetre bulunan bitişiğe yakın atışlarda, namlunun geri tepmesi sırasında bu is ve gazların bir kısmı ciltten etrafa yayılıp hemen giriş deliği etrafında az miktarda da olsa yanık ve islenme yapabilirler. Cilde bitişik olarak yapılan atışlarda ciltaltına giren sıcak gazların yumuşak dokuyu etrafa itmesiyle ciltaltında bir boşluk oluşur. Bu boşluğa “Maden Bosluâu” ismi verilir. Maden boşluğunda yanmış ve yanmamış barut artıkları bulunur. Ayrıca alevin meydana getirdiği yanık ve duman isinin boyamasıyla ciltaltındaki doku ve kaslar siyah, lime lime görünümdedir. Birkaç santimetreye kadar olan mesafelerden yapılan atışlarda genellikle kıllarda kavrulma şeklinde yanık görülür. Eğer kıllarda böyle bir yanık olmazsa; keratinin alev etkisiyle eriyip tekrardan küçük bir damlacık şeklinde katılaşması sonucu kıllarda bir araya toplanma görülebilir. Yakın mesafeden yapılan atışlarda, akkor halindeki yanmış barut taneciklerin yaptığı küçük yanıklar ile yanmamış barut artıkları giriş deliğinin etrafında ciltte dövme gibi bir iz oluştururlar. Buna tatuai denir.



Bu bulguya hangisi isim verilir? Doğru cevap: D A) Traje C) Vurma Halkası



B) Silinti Halkası D) Stampa izi E) Maden çukuru



A teşli silah yaralanmalarındaki bulgular önemlidir...



33 5



14. Tarihde 50’den fazla meslek hastalığı hakkında bulgu sunan ve iş hekimliğinin babası olarak bilinen kişi aşağıdakilerden hangisidir?



13. Karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı ölümlerde görülen ölü lekeleri hangi renktedir?



B) Menekşe rengi



A) Agricola



C) Mavi



B) Paracelcus C) Ramazzini



D) Çikolata rengi



D) Chadvvik E) Emile zola



E) Siyah A d li Tıpta en önemli başlıklardan birisi...



Tıp tarihi sorusu.... Ölü lekeleri (Livor mortis): -



Damar duvarının geçirgenliği bozulunca hemolize kan bir süre sonra pasif difüzyonla damar dışına çıkar ve çevre dokuları boyar.



-



Ölü lekelerinin rengi kan volümünden etkilenir.



-



Ölü lekelerinin ölümden ortalama 3-6 saat sonra başladığı ve 12 saate maksimuma ulaştığı görülür.



-



Genellikle koyu mor renkte olmakla birlikte ölüm durumuna göre değişebilmektedir.



K Donarak ölüm lerde ve akut intoksikasyonlarında koyu pembedir.



Ramazzini: Meslek hastalıkları ve işçi sağlığının babası olarak bilinir. Paracelcus: Her madde zehirdir ve zehir olmayan madde yoktur. Zehir ile ilacı ayıran dozdur.” diyerek toksikolojinin temelini atan bilim adamı Doğru cevap: C 15. Tarihte hasta haklarıyla ilk görüş ne zaman ortaya atılmıştır?



siyanür



A) Nuremberg kodu



V CO intoksikasyonlarında açık kırmızı renktedir.



B) Helsinki deklarasyonu C) FDA iyi klinik uygulamalar D) İngiltere iyi klinik uygulamalar



K Klorat intoksikasyonlarında koyu kahve renktedir. -



-



Cesedin duruşuna göre ölü lekelerinin yeri değişir. Örneğin sırt üstü yatan bir cesedde basıya uğrayan skapüler alan ve gluteal bölgelerde kapillerler dolmayacak ve bu bölümler soluk kalacaktır. Masif hemorajilerde ölü lekeleri soluk iken, konjestif kap yetmelizliği gibi periferde kanın göllendiği durumlarda ölü lekeleri daha koyudur.



-



Cesedin pozisyonu değiştirilince bası bölgesi değişir ve o bölgelerde de ölü lekeleri oluşabilir. Ancak bunun için eşik zaman 15-20 saattir ve bu zamandan sonra ölü lekelerinin yeri değişmez.



E) Avrupa CGP klavuzu Tıp tarihinden güzel b ir soru.... 1947’de Nuremburg Kodu,1964 Helsinki deklarasyonu, 1980’de ABD’de FDA’in İyi klinik uygulamalar kılavuzunukabulu, 1986'da İngiltere’de İKU yönetmeliğinin kabulu,1992’de Avrupa topluluğu GCP kılavuzunun yasallaşm ası,Ülkem izde ise 1993’de Türkiye ilaç araştırmaları yönetmeliği yayınlanmış olup, 1995 yılında Türkiye GCP kılavuzu yürürlüğe girmiştir. Doğru cevap: A



“Soru 13” başlıklı şekle bakınız Doğru cevap: A



A)



B) SORU 13



ADLI TIP



A) Yayla kirazı kırmızısı (açık kırmızı)



1.



Lokal anestezikler en son hangi sinir lifini etkiler? A) Dokunma



B) Isı



C) Ağrı



D) Motor



Peristaltik hareketleri inhibe etmesine, sıvı absorbsiyona bağlı konstipasyon meydana gelir. İdrar retansiyonu yapar. Oddi sfinkteri ve safra kanallarında spazm yapar. Hava yolu mukozasının ve tükrük bezinin salgısını azaltır.



E) Sempatik Lokal anestezikler, etkilerini sinir hücresi membranını hiperpolarize ederek gösterirler. Lokal anestezi uygulandıktan sonra etki sırası şöyledir; en hassas alanlardan başlamak üzere,



Doğru cevap: C



1- Preganglionik lifler,



4.



Genel anestezi devrelerinden eksitasyon devresindeki belirtilerden olmayan hangisidir?



2 - Ağrı ve ısı



A) Şuur kaybı B) Myozis



3- Dokunma



C) Solunum düzensizliği



4- Derin basınç duyusu



D) Refleks depresyonu



5- En son motor duyu kaybı olur.



E) Solunum volümünün büyümesi



Doğru cevap: D 2.



Aşağıdaki lokal anesteziklerden methemoglobinemiye neden olur?



hangisi



A) Pantokain



B) Prilokain



C) Prokain



D) Mepivakain E) Lidokain



-



-



-



Prilokain (Citanest) kimyasal yapısı, lokal anestezik etkisinin gücü ve vücuttaki metabolizması yönlerinden lidokaine benzer ve sedatif etkisi vardır.



Genel anestezi devreleri - Devre I (analjezi)



Lidokainden farklı olarak mutad dozlarda kullanıldığında bile sık olarak methemoglobinemi yapar. Bu methe-moglobinemi reversibldir. Metilen mavisi veya IV askorbik asid indirgeyici olarak kullanılabilir.



Doğru cevap: B 3.



Exitasyon devresinde; Serebral kortex deprese olur. Bilinç kaybolur. Bu safha, abartılmış reflexler, artmış kas tonusu, düzensiz solunum, çabalama ve dezoryantasyon ile karakterizedir. Bu devrede hastaya yapılan her türlü uyarıcı etki bu istenmeyen durumları kötüleştirir. Exitasyon sık görülür. Sempatik sitümulasyon belirtileri vardır. Kan basıncı ve nabız yükselir. Bu devre geçene kadar dış uyaranlara ara verilmelidir. Genel anesteziye bağlı ölümlerin büyük kısmı bu dönemde kalp durması ile olur.



- Devre III (cerrahi anestezi) - Devre IV (bulber paralizi, aşırı doz) Doğru cevap: B 5.



Morfinin yan etkilerinden olmayan asaöıdakilerden hangisidir? A) Bradikardi



- Devre II (exitasyon)



Aşağıdakilerden değildir? A) Morfin C) Fentanil



B) Bulantı-kusma



C) Vagal tonusta azalma D) Nokta pupil E) Solunum depresyonu Morfin; Analjezi ile birlikte sedasyon ve atoni, bazen de distoni yapar. En önemli yan etkisi solunum merkezini doza bağımlı şekilde deprese etmesidir. Güçlü antitusif etkisi vardır. Bulantı ve kusma yapar, santral etkisi ile myosiz yapar. Hipotansiyon yapar bu ortostatik hipotansiyon niteliğindedir. Hipotalamik etkisi ile hipotermi yapar.



hangisi



narkotik



analjezik



B) Meperidin D) Alfentonil E) Dehidrobenz peridol



Narkotik analjezikler şunlardır; Dolantin, morfin, fentonyl, alfentonil, nalorfin, naloxan, meperidin ve haloperidoldür... Dehidrobenz peridol: hastanın sakinleştirilm esi, uyuşturulması ve korkusunun giderilmesi için narkotik analjeziklere alternatif olarak kullanılabilir. Doğru cevap: E



6.



Difüzyon hipoksisi hangi anestezik madde ile gelişir? A) Enfluran C) Siklopropan



Epidural anestezinin spinal anesteziden üstünlükleri; 1. Nörolojik sekeller çok daha seyrek



B) Isofi uran D) Kloroform



2. Postoperatif analjezi daha uzun 3. Postoperatif baş ağrısı olmaz



E) Azot protoksit Azot protoksit (N 0 2) bir gaz anesteziktirve diffüzyon hipoksisi yapabilir. Kanda yüksek parsiyel basınçta olan azot protoksit kesilince birden alveole geçer ve alveoldeki parsiyel basınç yükselir, oksijenin alveoldeki parsiyel basıncı ise düşer ve hipoksi gelişir. Buna “diffüzyon hipoksisi’’ denir. Bu nedenle azot protoksit kesilince hastaya bir süre saf 0 2 inhale ettirilmelidir.



10. Analjezik etkisi olmayan anestezik hangisidir? A) Ketamin C) Fentanil



D) Intestinal obstrüksiyonlar E) Karaciğer fonksiyon testleri bozukluğu



Doğru cevap: E



olduğu



Azot protoksit’in bir yan etkisi de kandan vücut boşluklarına (barsak, sinüsler, orta kulak vs) kolayca geçmesi ve buralarda basıncı yükseltmesidir. Bu yüzden intestinal obstrüksiyonlarda kullanılmaz.



11. Masif kan transfüzyonu sonucu aşağıdakilerden hangisi görülmez? A) Akut solunum yetmezliği B) Taze kan verilmezse koagulopati gelişebilir. C) Hipotermi



Doğru cevap: D Aşağıdaki ilaçlardan adete relaksanıdır?



hangisi



A) Adrenalin



D) Viral hepatit



non-depolarizan



E) Metabolik asidoz B)Pentothal



C) Ketamin



D)Listenon E) Panküronyum



Non depolarizan ilaç olan; pankuronyum bromür, (Pavulan), 2-3 dakika içinde entubasyona yeterli gevşeme yapar. Kalpteki M2 reseptörlerini bloke ederek taşikardi yapar. Ganglion bloke edici ve histamin satıcı etkisi belirgin değildir. Pankuronyum ve Gallamun Taşikardi yapılır. - Kürar - Atropin



Büyük miktarlarda transfüzyonla bile asidoz gelişmez. Bu yolla alınan büyük miktardaki sitrat sonunda bikarbonata metabolize olmaktadır. Bu nedenle başka bir metabolik asidoz nedeni yoksa masif transfüzyon sonrası rutin alkali verilmesi uygulaması terk edilmektedir. Doğru cevap: E 12. Etki süresi en kısa olan kas gevşetici hangisidir?



- Morfin



A) Gallamin



Epidural anestezinin, spinal anesteziden üstünlüğü aşağıdakilerden hangisidir? A) Tekniği daha kolaydır B) Nörolojik sekeller çok daha seyrektir C) Hasta ameliyata daha çabuk hazır olur. D) Spinal bloka nazaran çok az ilaç kullanılır. E) Pitts iğnesi ile yapılır



ilaç



B)Atrakurium



C) Dekamethonium



Doğru cevap: E 9.



D) Alfentanil E) Tiopental



B) Hipertansiyon C) Kan şekeri yüksekliği



Azot protoksit kullanımının sakıncalı durum hangisidir? A) Kalp yetmezliği



8.



B) Propofol



Tiopental: çabuk induksiyon yapar. Analjezik etkisi yoktur ve çizgili kasları gevşetmez. Solunumu deprese edici etkisi nisbeten güçlüdür. Kalp-damar sistemini deprese eder; hipotansiyon ve taşikardi yapar. Intrakraniyal basıncı azaltır. İnduksiyon sırasında geçici apne ve laringospazm yapabilir. Solüsyonu enjekte edildiğinde veni tahriş eder. Tiopentalin analjezinin aksine hiperaljezik etkisi vardır. Çünkü Tiopentalin bir barvitürattı r ve vücuttaki metabolizma Redistribüsyona klasik bir örnektir.



Doğru cevap: E 7.



Doğru cevap: B



D) D-Tubokurarin



E) Süksinil kolin Süksinil kolin; -



Asetil kolin gibi etki eder. Yüksek dozda nondepolarizan blok belirtileri verir.Etki süresi kısadır (2-4 dk.).



-



Vagal sitimulasyon yapıp bradikardiye neden olur.



-



Serum potasyumunu yükseltir.



ANESTEZİ



338



-



Göz içi basıncını artırır (Göz ameliyatlarında Kontrendikedir)



-



Pseudokolin esteraz ile yıkılır



-



Karaciğer harabiyeti durumlarında etkisi artar



-



Genetik bozukluğa bağlı olarak ve nadir görülen 2 önemli yan etkisi vardır:



Özellikleri; -



Güçlü bir analjezik, zayıf bir anesteziktir



-



Uygulandığında bilinç %70 oranında bilinç kaybı yapar.



-



Irritan değildir. Öksürük ve laringospazm yapmaz



-



KVS ve solunum sistemi üzerine depresyon etkisi yoktur.



1- Süluind-kolin (Depokariten)



-



Hepato toksik değildir. Kas gevşemesi yapmaz



2- Mivakuryum (non-depokariten)



-



Ayrılma çabuk ve olaysız olur. Akciğerden değişmeden atılır ve inorganik bir maddedir.



En kısa etkili kas gevşeticiler



Bu iki ilaçta plazmada Pseudo-kolinesteraz tarafından yıkılır.Bu enzimin eksikliğinde Süksinil-kolin yıkılmazken Süksinil-kolin Apnesi olarak bilinen durum oluşur. A) Pseudo-kolinesteraz enzim eksikliği veya atipik enzim mevcudiyetine bağlı uzamış apne



Doğru cevap: B 16. Hatalı kan transfüzyonlarında antijen-antikor uyumsuzluğu sonucunda görülebilen en önemli komplikasyon aşağıdakilerden hangisidir?



B) Malign hipertermi Doğru cevap: E



A) Hemoliz



B) Hipotermi



C) Hipertansiyon



D) Ödem E) Pollaküri



13. Atropin morfin’in aşağıdaki hangisini önleyemez?



yan



etkilerinden Hatalı kan transfüzyonuna bağlı olarak görülen akut hemoliz, transfüzyona bağlı ani ölümlerin en sık nedenidir. Geç dönemde görülen ölümlerin en sık nedeni ise hiperkalsemidir.



A) Bulantı B) Myozis C) Sekresyon artışı



Doğru cevap: A



D) Solunum depresyonu E) Bradikardi Atropin Morfin’in solunum depresyonu etkisini önleyemez.



17. İntravenöz anestezik olarak aşağıdakilerden hangisidir?



Doğru cevap: D



B) Pentotal



C) Thiopental



D) Enfluran E) Ketamin



-



Halotan, Azotprotoksit ve Enfloran inhalasyon yoluyla kullanılan genel anesteziklerdir.



-



Thiopental ve Ketamin ise katı genel anestezikler grubunda yer alır. Fazla lipofilik olduklarından beyine çabuk girerler ve arada toplanırlar.



-



Enjeksiyondan 30-60 dk sonra yağ dokusunda toplanmaya başlarlar. (Redistribusyon olayı)



-



Pentotal intravenöz anesteziklerdendir.



B) Lidokain



C) Mepivakain



D) Bupivakain E) Prokain



Bupivakin: Lidokainden 3-4 kez daha güçlü ve daha uzun etkilidir. Etki süresi 5-16 saat olup bilinen en uzun etkili lokal anesteziktir. Kalp üzerine daha toksiktir ve bu etki hipoksi, hiperkapni ve gebelik ile daha da belirginleşir. Motor bloktan çok duyu bloku yapar. Çok az bir miktarı değişmeden idrarla atılır. Yüzeyel anestezi dışında bütün anestezi şekillerinde kullanılır. Doğru cevap: D 15. Anestezide hangisidir? A) Eter C) Siklopropan



kullanılan



tek



inorganik



ilaç



A) Halotan



14. En uzun etkili lokal anestezik hangisidir? A) Tetrakain



kullanılan



bileşik



D) Halothane E) Azot monoksit



Azot protoksit: Renksiz, kokusuz bir gazdır. 50 atmosfer basınç altında sıvı halde çelik silindirler içinde muhafaza edilir. Yanıcı patlayıcı değildir.



kullanılan



Doğru cevap: B 18. Aşağıdakilerden anesteziktir? A) Halotan



B) Azot protoksit



yolla



C) Izofluran



hangisi



en



aüclü



genel



B) Enfluran D) Metoksifloran E) Azotprotoksit



İnhalasyon anesteziklerinin etki güçleri MAK değerleri ile belirlenir.



33 9



Doğru cevap: D 19.



Aşağıdaki genel anesteziklerden hangisinin öfori yapıcı etkisi vardır? A) Halotan C) Izofluran



B) Enfluran D) Metoksifluran E) Azot protoksit



-



-



Inhalasyon genel anestezikleri içerisinde öfori yapıcı etkisi olan Azot protoksit (N20 ) dir. Azot protoksitin genel anestezik etki gücü zayıftır. En az 5/20 0 2 içeren karışımı sadece analjezi yapabilir. Bu ilaçla indüksiyon yapabilmek için mutlaka premedikasyon yapmak gerekir.



Doğru cevap: E 20. Aşağıdaki inhalasyon genel anesteziklerinden en cok hangisi kullanılır? A)



Halotan



B) Izopemran



C) Desfemran



D) Enfluran E) Azotprotoksit



Halotan viral hepatitten sonra fulminan hepatitin de en sık nedenidir. Halotana bağlı karaciğer hasarının iki formu bulunmaktadır. 1- Hastaların % 20 kadarında hafif ve tamamen geri dönüşlü serum aminotransferazlarında artma ile giden fokal hepatoselüler nekroz görülür. 2- Masif karaciğer nekrozu. Doğru cevap: E 23. Disosiyatif anestezi yapan aşağıdakilerden hangisidir? A) Metoksifluran C) Midazolam



Halotan, halojenli uçucu bir sıvıdır.



-



Halen en fazla kullanılan genel anesteziktir.



-



İndüksiyon için genellikle %3’lük, idame için %0.52’lik konsantrasyonu kullanılır.



-



Oldukça hızlı ve olaysız indüksiyon yapar.



Ketam in h id ro k lo rü r, disosiyatif durum denilen ve katalepsiye benzeyen bir çevreden kopma durumu oluşturur ve bilinç kaybı yapar. Fakat hasta uyanık gibi gözükür. Bu duruma disosiyatif anestezi denir. Doğru cevap: B 24. I- Cerrahi anestezi dönemi II- Analjezi dönemi



IV- Eksitasyon veya deliryum dönemi Genel anestezi sırasında görülen dönemlerin doğru sıralaması aşağıdakilerden hangisidir? A)



I, II, III, IV



D) I, III, II, IV E) II, IV, I, III



Hepatotoksisite



C) Nörotoksisite



B) Nefrotoksisite D) Kardiyotoksisite



E) Geçici apne



-



Halotanın hepatotoksik etki potansiyeli vardır.



-



Uygulandığı hastalarda %20’yi geçmeyen bir oranda hafif disfonksiyon yapar.



1- Analjezi dönemi 2- Eksitasyon veya deliryum dönemi 3- Cerrahi anestezi dönemi



Cerrahi girişim boyunca hastanın 3. dönemde tutulması ve 4. döneme girmemesi hedeflenir. Doğru cevap: E 25. Aşağıdaki genel anesteziklerden analjezik etkisi bulunmaz?



Doğru cevap: A 22. Halotanın karaciğerde oluşturduğu aşağıdakilerden hangisidir?



Genel anesteziklerin 4 dönemi vardır. Bunlar sırasıyla;



4- Bulber paralizi dönemi



Halojenli inhalasyon anestezikleri (Halotan vb.) karaciğerde metabolize edilirler.



patoloji



A) Fentanil C) Ketamin



B) Kronik aktif hepatit C) Kronik persistan hepatit



hangisinin



B) Propopol D) Alfentamil E) Tiopental



A) Nodüler siroz



E) Fulminan hepatit



B) II, III, I, IV



C) III, IV, II, I



21. Aşağıdakilerden hangisi Halotan’ın en ciddi yan etkisidir?



D) Akut hepatit



B) Ketamin hidroklorür D) Propofol E) Azot protoksit



Doğru cevap: A



-



anestezik



III- Bulber paralizi dönemi



-



A)



genel



Tiopental, barbitürat türevi bir genel anesteziktir. Barbitüratların analjezik değil, tersine hiperaljezik etkileri mevcuttur. Doğru cevap: E



ANESTEZİ



MAK (Minimum alveoler konsantrasyonu) değeri en düşük, etkisi ise en güçlü anestezik metoksifluran'dır.



26. Azot protoksit inhalasyonuna ilave olarak intravenöz yoldan anestezi süresince uygun aralıklarla narkotik analjezik ve çok kısa etki süreli barbitürat ve duruma göre nöromüsküler bloke edici ilaç verilerek yapılan anesteziye ne ad verilir? A) Disosiyatif anestezi



B) Nöroleptik anestezi



C) Dengeli anestezi D) İndüksiyon anestezi E) Lokal anestezi -



Azot protoksit inhalasyonuna ilave olarak intravenöz yoldan anestezi süresince uygun aralıklarla narkotik analjezik (genellikle fentanil vb) ve çok kısa etki süreli barbitürat (Thiopental-NA) ve duruma göre nöromüsküler bloke edici ilaç verilerek yapılan genel anesteziye dengeli anestezi denir.



Doğru cevap: C



-



Lokal anesteziklerin uygulanma yerinden absorbsiyonunu yavaşlatmak için solüsyonların içine vazokonstrüktör madde olarak 1/2000001/50000’lük adrenalin katılarak etki yerlerinde kalış süreleri artırılır ve sistemik dolaşıma yavaş geçtiklerinden sistemik toksiteleride azaltılmış olur.



Doğru cevap: D 30. Aşağıdakilerden değildir?



hangisi



lokal



anestezi



şekli



A) Yüzeyel anestezi



B) Infiltrasyon anestezi



C) İnhalasyon anestezi



D) Kaudal anestezi



E) Spinal anestezi Lokal anestezi şekilleri şunlardır: 1 - Yüzeyel anestezi (topikal blok)



27. Aşağıdaki inhalasyon anesteziklerinden hangisinin analjezik etkisi diğerlerinden daha güçlüdür? A) Enfluran



B) Metoksifluran



C) Halotan



D) Azot protoksit



2- Infiltrasyon anestezi 3- Kaudal anestezi 4- Epidural anestezi 5- Spinal anestezi İnhalasyon anastezisi bir genel anestezidir.



E) Propopol -



Azot protoksit analjezik etkisi güçlü, anestezik etkisi zayıf bir anesteziktir.



Doğru cevap: C



-



Analjezik etkisinin yüksek olmasından dolayı diğer inhalasyon anasteziklerine destek olarak kullanılır.



31. Nöroleptik analjezi aşağıdakilerden hangileri ile yapılır?



-



%100’ün üzerindeki MAK konsantrasyonunda yeterli anestezi sağlayabilir.



Doğru cevap: D



A) Narkotik analjezik + hipnosedatif B) Narkotik olmayan analjezik + Anksiyolitik C) Narkotik analjezik + Nöroleptik



28. Lokal anestezi sonrası aşağıdaki duyular hangi sırayla kaybolurlar?



D) Narkotik olmayan analjezik + Nöroleptik E) Narkotik analjezik + Anksiyolitik Narkotik ilaç ile nöroleptik bir ilacı (haloperidol vb.) intravenöz olarak vermekle nöroleptik analjezi yapılabilir. Bunlara ilaveten N20 ’ da uygulanabilir.



1- Deri basınç 2- Isı 3- Ağrı



Doğru cevap: C



4- Dokunma A) 3, 2,4, 1 C) 2, 4, 1,3



B) 1, 2, 3, 4 D) 2, 1,4, 3



32. Süksinilkolin ile yapılan kas gevşemesi sonrası görülen yan etkilerden olan aşağıdakilerden hangisidir?



E) 3,4, 1,2 A) Intraoküler basınçta düşme Lokal anesteziklerin sinirlere uygulanmasından sonra ilk önce ağrı duyusu kaybolur. Sonra sırasıyla ısı, dokunma ve deri basınç duyuları kaybolur. Doğru cevap: A 29. Aşağıdakilerden hangisi lokal anesteziklerin etki sürelerini artırmak için kullanılır? A) Dopamin C) Isoproterenol



B) Dobutamin D) Adrenalin E) Noradrenalin



B) Hipokalemi C) Intraabdominal basınçta düşme D) Operasyon sonrası kas ağrısı E) Hiçbiri Süksinilkoline bağlı fasikulasyonlar intraoküler ve intraabdominal basınçta yükselmeye neden olur. Ayrıca hiperkalemide yapabilir. Süksinilkolin depolarize olan son plakta myonöronal iletiyi artırır ve asetilkoline karşı cevapsızlık meydana getirir. Doğru cevap: D



341



Aşağıdakilerde hangisi ester yapılı bir lokal anestezik değildir? A) Kokain



B) Prokain D) Tetrakain



C) Klorprokain E) Lidokain



Lidokain, her türlü lokal anestezide kullamlır;amid yapılı bir lokal anesteziktir.



36. Aşağıdakilerden hangisi entübasyon yapılan hastada oluşabilecek komplikasyonlar arasında ver almaz? A) Servikal vertebra kırığı



ANESTEZİ



33.



B) Postoperatif boğaz ağrısı C) Ses kısıklığı D) Ödeme bağlı darlık E) Ösefagus üst sfinkterinde yetmezlik



Doğru cevap: E 34.



Aşağıdakilerden hangisi amid yapılı bir lokal anestezik değildir? A) Mepivakain



B) Prilokain



C) Etidokain



D) Tetrakain



Entübasyon yapılan hastada ses kısıklığı, postoperatif boğaz ağrısı, servikal vertebra kırığı, ödeme bağlı darlık gibi komplikasyonlar gözlenebilir. Ancak özefagus üst sfinkter yetmezliği entübasyona bağlı görülen bir komplikasyon değildir. Doğru cevap: E



E) Dibukain ESTER YAPILI AMİD YAPILI ANESTEZİKLER LOKAL ANESTEZİKLER - Kokain- Mepivakain - Prokain- Lidokain - Klorprokain- Bupivakain - Tetrakain- Prilokain



37. Myokard üzerine deprese edici etkisi en fazla olan anestezik aşağıdakilerden hangisidir? A) Izofluran



B) Enfluran



C) NzO (Azotprotoksit) D) Metoksifluran E) Halotan Myokard üzerine deprese edici etkisi en fazla olan ve kardiyak outputu en fazla düşüren anestezik ilaç Halotandır.



- Etidokain - Dibukain - Kortikain Doğru cevap: D 35.



Sistemikflorür zehirlenmesi yapabilen inhalasyon anesteziği aşağıdakilerden hangisidir? A) Izofluran B) Enfluran C) Desfluran D) Metoksifluran E) Sevafluran -



Metoksifluran, karaciğerde büyük oranda metabolize edilir.



-



Metabolizma sonucu oluşan reaktif ara ürünler ilacın hepatotoksisite potansiyelini artırır ve ilaveten metoksiflurandan oluşan florür ve okzalat böbrek ve damar yolunu zedeleyebilir ve sistemik florür zehirlenmesi yapabilir.



-



Izofluran, desfluran ve sevafluran en az metabolize olan ilaçlardır.



Doğru cevap: E 38. Tiopental yanlıştır?



için



verilen



A) Anestezi indüksiyonunda kullanılanabilir



ifadelerden 5



mg/kg



hangisi dozunda



B) Süksinilkolin ile çökelti oluşturur C) Damar dışına verildiğinde nekroza neden olur D) pH’sı kan pH’sına eşittir E) Hipotansiyon yapar. Tiopental anestezi indüksiyonunda 4-7 mg/kg dozunda kullanılır. pH’sı 10.5 civarındadır. Bundan dolayı süksinilkolin ile tepkimeye girer ve çökelti oluşturur. Damar dışına çıktığında nekroza neden olur. Doğru cevap: D 39. Lokal anestezik ve dijital intoksikasyonunda antiaritmik ajan olarak kullanılan aşağıdaki-lerden hangisidir? A) Lidokain C) Prokain



Doğru cevap: D



B) Prilokain D) Ebidokain E) Klorprokain



Bütün lokal anestezi şekilleri için kullanılabilen, etkisi çabuk başlayan ve dokuda iyi yayılan nisbeten güçlü ve uzun etkili bir anestezik olan lidokainin vazokonstrüktörsüz injeksiyonlu solüsyonu iv antiaritmik olarak kullanılır. Doğru cevap: A



342



40. Aşağıdakilerden hangisi sadece yüzeyel anestezi için kullanılan bir anestezik ilaçtır?



43. Aşağıdakilerden hangisi amaçlarından değildir?



B) Bupivakain



A) Analjezi sağlamak B) Çizgili kasların gevşemesi



C) Dibukain



C) Somatik hiperefleksi



ANESTEZİ



A) Etidokain



D) Lidokain E) Mepivakain Dibukain, gravimetrik etki gücü yüksek ve sadece yüzeyel anestezi için kullanılan bir lokal anesteziktir.



genel



anesteziklerin



D) Otonomik hiporefleksi E) Narkoz durumunu oluşturur Genel anestezinin amaçları şunlardır: 1- Analjezi sağlanması 2- Çizgili kasların gevşemesi



Doğru cevap: C



3- Somatik hiporefleksi/arefleksi 41. Halotanın kardiyovasküler sistemi deprese edici etkisi aşağıdakilerden hangisine bağlıdır? A) Doz bağımlı etkisi B) Medüller vazomotor merkez üzerindeki etkisi C) Sempatik ganglionlar üzerindeki etkisi D) Myokard kas lifleri üzerindeki etkisi E) Hepsi



4- Otonomik hiporefleksi/arefleksi 5- Narkoz durumu oluşturmaktır. Doğru cevap: C 44. Aşağıdakilerden hangisi inhalasyon aneste­ zilerinin absorbsiyon hızını etkileyen faktörler­ dendir?



Halotan, kalbi deprese eder. Otonomik sistem üzerindeki etkisi periferal vazodilatasyona sebep olur. Kalp hastalığı olan hipotansif hastalarda çok dikkatli kullanılmalıdır. Kardiyak depresyon ve ventriküler aritmik ajanlara duyarlılığa sebep olur.



A) Gazın alveol havasındaki konsantrasyonu B) İnhalasyon anesteziğinin alveoler hava ile venöz hava arasındaki basınç farkı C) inhalasyon anesteziğinin kandaki çözünürlük derecesi D) Solunum dakika hacmi ve akciğerlerden geçen kan akım hızı



Doğru cevap: E 42. Aşağıdakilerden hangisi preanestezik kasyonun amaçları arasında ver almaz?



medi-



A) Hastayı sakinleştirmek ve korkusunu gidermek



E) Hepsi İnhalasyon anesteziklerinin absorbsiyon hızını etkileyen faktörler: -



Gazın alveol havasındaki konsantrasyonu



-



İnhalasyon anesteziğinin alveoler hava ile venöz hava arasındaki basınç farkı



-



İnhalasyon anesteziğinin kandaki çözünürlük dere­ cesi



Preanestezik medikasyon, anestezi ve ameliyattan birkaç saat önce hastaya ilaç verilmesine denir. Amaçları ise şunlardır:



-



Solunumun dakika hacmi ve akciğerlerden geçen kan akım hızı



1- Hastayı sakinleştirmek ve korkusunu gidermek



-



Anestezik gaz karışımının dansitesi



B) Genel anestezik dozunu azaltmak C) Genel anesteziklerin yan tesirini azaltmak D) Preoperatif anestezi yapmak E) indüksiyonu uzatmak



2- İndüksiyonu kolaylaştırmak ve kısaltmak



Doğru cevap: E



3- Genel anestezik dozunu azaltmak 4- Genel anesteziklerin yan tesirini azaltmak 5- Postoperatif ağrı ve emezisi azaltmak 6- Postoperatif amnezi yapmak ve varsa ağrıyı azaltmak



45. Genel anestezi başlangıcında indüksiyon amacıyla kullanılan benzodiazepin aşağıdakilerden hangisidir? A) Diazepam C) Triazolam



B) Oksazepam D) Midazolam E) Lorazepam



Doğru cevap: E



Genel anesteziklerin başlangıcında indüksiyon yapmak için kullanılan çok kısa etkili bir benzodiazepin olan midazolamdır. Ayrıca kardiyoversiyon, endoskopi vb. girişimler de sedatif olarak kullanılır. Doğru cevap: D



46. Halotan kullanımının kontrendike olduğu durum aşağıdakilerden hangisidir?



49. Anesteziyi takiben ortaya çıkan rahatsızlıkların temel sebebi aşağıdakilerden hangisidir?



A) 8 ay önce operasyon geçirmiş olması



A) Operasyonun uzunluğu



B) 9 ay önce myokard infarktüsü geçirmiş olması



B) Operasyonun yeri C) Anestezistin deneyimi



C) 2 ay önce koroner arter bypass operasyonu geçirmiş olması D) Viral hepatit geçirmekte olan hasta E) Kronik böbrek yetmezliği olan hasta Halotanın, hepatotoksik etki potansiyeli vardır. Metabolitlerin direkt toksik etkisine bağlı olarak hafif hepatik disfonksiyon yapar. Bu nedenle viral hepatit geçirmekte olan hastada kullanılması kontrendikedir. Aynı hastaya 4 haftadan daha sık uygulanmamalıdır. Doğru cevap: D 47. Kardiyopulmoner resütasyonda öncelikle yapılması gereken aşağıdakilerden hangisidir? A) Hava yolunun açılması B) Kalp atımının sağlanması C) Kan dolaşımının sağlanması



D) Operasyonun şekli hakkında hastanın kişisel tercihleri E) Hepsi Anesteziye bağlı ölümlerin insidansı son yıllarda artma göstermektedir. Bu geçmiş yıllara göre daha komplike operasyonların yapılmasından kaynaklanmaktadır. Genel anestezi veya ilaç uygulanması sırasında mutlaka yeterli hava desteği sağlayabilecek hava yolu açılmalıdır. Anestezinin seçimi uygulanacak prosedürün hepsi, anestezist ve cerrahların deneyimi, operasyonun uzunluğu ve yerine bağlıdır. Hastanın tercihi sadece benzer sonuçlanacak alternatiflerin bulunduğu durumlarda sorulmalıdır. Doğru cevap: E 50. Preoperatif üç hafta önce bırakılması gereken ilaç aşağıdakilerden hangisidir?



D) Suni solunum yaptırılması



A) Benzodiazepinler



E) Solunum ve kalp atımını stimüle edici ilaç veril­ mesi



B) MAO inhibitörleri C) Non-steroid antienflamatuar analjezikler D) Barbitüratlar



Kardiyopulmoner resüsitasyon gerektiren acil bir durumda yapılması gereken ilk şey hava yolunun açılması varsa sekresyonların ve yabancı cisimlerin temizlenmesi olmalıdır. Böylece solunum desteği sağlamaya hasta hazır hale getirilmelidir. Daha sonra sırasıyla kan dolaşımının sağlanması, kalp masajı ve ilaç kullanımı gelmektedir.



E) Hepsi Genel anesteziklerin önemli bir kısmı karaciğerde metabolize edilirler. MAO inhibitörleri tarafından metabolizmaları inhibe edildiği için preoperatif bu ilaçlar en az 15 gün önce kesinlikle bırakılmalıdır.



Doğru cevap: A Doğru cevap: B 48. Aşağıdakilerden hangisi lokal anesteziklerin sistemik toksisitesini gösteren ilk belirtidir? A) Huzursuzluk



51. Genel anestezi sırasında meydana gelen idrar miktarında ve yapımında azalmanın sebebi aşağıdakilerden hangisidir?



B) Eksitasyon C) Trismus D) Bulantı ve kusma E) Nistagmus



A) Vazopressin B) Aldosteron supresyonu C) Glukokortikoid baskılanması D) Tiroid fonksiyonlarının bas kılanması



Dolaşımda lokal anestezik konsantrasyonu yükseldiğinde santral sinir sisteminin etkilenmesi sonucu önce bir eksitasyon, buna bağlı olarak esneme, huzursuzluk, korku hali, tremor, sinirlilik, baş dönmesi, kulak çınlaması, nistagmus, görme bulanıklığı, bulantı ve kusma meydana gelir. Eksitasyon şiddetli olursa tonik ve klonik konvülzyonlar ortaya çıkar. Lokal anestezikler eksitasyonu takiben depresyon yapabilirler, solunum merkezi depresyonu ile ölüme neden olabilir.



ADH (Vazopressin) anestezi altındaki hastalarda fazla miktarda salgılanır. Bu nedenle idrar yapımı baskılanır. Aldosteron adrenal kodeksten salınır ve Na+absorbsiyonuna ve K+ sekresyonuna neden olur. Anestezi ve cerrahiye metabolik cevapta sıvı tutulum una bir eğilim vardır. Bu nedenle hastaya erken dönemde fazla miktarda sıvı verilmemesine dikkat edilmelidir.



Doğru cevap: B



Doğru cevap: A



E) Renal tübüller üzerinde anestezinin spesifik etkisi



52. Aşağıdakilerden hangisi komplikasyonudur?



spinal



anestezinin



A) Başağrısı B) Hipotansiyon



Azot protoksit genel anestezik gücü zayıf bir inhalasyon anesteziğidir. Bu ilaçla indüksiyon yapabilmek için mutlaka premedikasyon yapmak gerekir. Doğru cevap: B



C) Araknoidit 56. Lokal anesteziklerin aşırı dozlarına bağlı olarak gelişen konvülzyonların tedavisinde kullanılan en uvaun ajan aşağıdakilerden hangisidir?



D) Hidrosefali E) A+C Spinal yada intratekal anestezi bir lokal anestezi şeklidir. Morfin enjeksiyonu yapılır. Başağrısı ve araknoidit spinal anestezinin komplikasyonlarındandır.



A) Haloperidol B) Hidroksizin C) Diazepam



Doğru cevap: E



D) Fentanil E) Ketamin



53. Spinal anestezi sonrası spinal başağrısı gelişmesindeki en önemli faktör aşağıdakilerden hangisidir? A) Anestezinin düzeyi B) Kullanılan iğnenin kalınlığı ve uzunluğu C) Tetrakain injeksiyonu sonrası başağrısının kaybol­ ması D) Yaşlı kişilerde olması E) Erkek hastalarda görülmesi Spinal başağrısı, kadın ve genç hamile hastalarda daha sıklıkla görülmektedir. Spinal başağrısı sıklıkla intravenöz sıvı ve hafif analjeziklerle meydana gelmektedir. Kullanılan iğnenin boyutları bu tip başağrısı gelişmesinde en önemli faktörlerden birisidir. Doğru cevap: B 54. Aşağıdakilerden hangisi pridostigmine ait bir özellik değildir? A) Neostigmin ile yapıca ilişkilidir. blokajın



geri



D) Neostigminden daha az muskarinik etkilidir. E) Bir antikolinesteraz ajandır. Neostigmin ve pridostigmin her ikisi de antikolinesteraz ajandır ve nondepolarizan kas gevşeticilerini etkilerini antagonize etmek için kullanılabilir. Pridostigmin’in etkisi daha uzun sürer ve daha az sekresyona neden olur ve daha hafif bradikardi yapar. Doğru cevap: C



C) Enfluran



57. Aşağıdaki ajanlardan hangisi premedikasyonunda kullanılmaz?



B) Azot protoksit D) Derfluran E) Devofluran



anestezi



A) Atropin B) Naloxan C) Droperidol D) Hyoscine E) Fentanil



Doğru cevap: B 58. Morfinle ilgili verilerden hangisi yanlıştır? A) Bronkokonstriksiyon B) Histamin deşarjı C) Bilier spazm D) Vasküler tonüsde artma E) Bulantı-kusma Morfin vasküler tonüsde azalmaya neden olur.



55. Aşağıdaki inhalasyon anesteziklerinden hangisi kullanılmadan önce mutlaka premedikasyon gereklidir? A) Halotan



Doğru cevap: C



Naloxan bir narkotik antagonisttir ve narkotiklerin etkilerini geri döndürmede kullanılır.



B) Neostigminden daha az toksiktir. C) Depolarizan nöromüsküler çevrilmesinde kullanılır.



Diazepam, limbik sistem, talamus ve hipotalamus üzerinde belirgin etkileri olan benzodiazepin türevi bir ilaçtır. Flebit veya lokal irritasyonu engellemek için geniş ven içerisine yavaşça yapılmalıdır. Haloperidolün antikonvülzan etkisi zayıftır. Fentanil ise potent solunum depresyonu yapan bir narkotiktir. Fentanil hızlı verilirse iskelet kas tonusunda artma meydana gelir. Ketamin konvülzyona neden olabilir. Hidroksizin, yüksek dozlarda SSS stimulasyonu yapan bir hipnotik ajandır.



Doğru cevap: D